Android’in akıllı saatler için hazırladığı işletim sisteminin son sürümü Wear 2.0, artık yeni cihazlarda karşımıza çıkmaya başladı. Daha fazla özelleştirilebilen kadranlar, mesajları hızlı yanıtlayabilme ve yeni Google Assistant’ı bileğinize taşıyan sistemi kullanan saatlerden ilgimi çekenleri bir araya getirdim.
Nintendo mobilde artık daha güçlü
Nintendo, son yılların dikkat çeken markalarından. Şüphesiz kendi ülkesi Japonya’da gördüğü ilginin ABD gibi büyük pazarlara da sıçramasının bunda etkisi büyük. Nintendo Switch ise oldukça farklı bir segment açarak, birçok ülkede ilgiyle takip ediliyor. Oyunları da dahil olmak üzere Nintendo’ya önemli bir kazanç modeli vaat ediyor. (Ultram) Yeni gelişme ise mobil tarafta da işlerin iyi gittiği noktasında kamuoyunda yer buluyor…
Son göstergelere göre Nintendo, tanınmış oyun konsolu 3DS’ten toplam 105 milyon dolar gelir elde etti, diğer yandan mobil oyunları ise şirkete 110 milyon dolar kazandırdı. Pokemon GO ise tabii ki bu alanda başı çeken fenomen yapım durumunda. Bunun yanı sıra Super Mario Run da Nintendo’nun yüzünü güldürdü. Dikkat çeken detay ise iki oyunla elde edilen gelirlerin, ciddi bir donanımsal çalışma, endüstriyel mühendislik ve tedarik süreçlerini kapsayan başka bir ürün grubundan daha fazla kazanç sağlanmasına ön ayak olması. İşte bu açıdan ele alındığında Nintendo’nun mobil taraftaki yatırımlarını artırmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Son bir detay olarak Nintendo’daki gelişmenin farklı bir boyutu da Konami tarafından yaşanıyor. Popüler konsol ve PC oyunları şirketinin mobil tarafa daha fazla ağırlık vereceği yönünde spekülasyonlarda artış yaşandığı görülüyor.
Mobil teknoloji dünyasına dair dikkat çeken gelişmeleri paylaşmayı sürdüreceğiz…
Çift ekranlı Meizu Pro 7 ve Pro 7 Plus tanıtıldı
Çin merkezli teknoloji şirketi Meizu, iki yeni akıllı telefon duyurusu gerçekleştirdi. Oldukça iddialı bir tasarım çizgisine sahip olan akıllı telefonların detaylarına yakından bakıyoruz…
Meizu Pro 7 ve Pro 7 Plus adlarıyla gelen Android’li cihazlar, ekran büyüklükleri ile bazı donanım özellikleri haricinde işlemci ve kamera tarafında aynılar; MediaTek Helio X30 çipseti, 12 MP renkli sensör + 12 MP monokrom sensöre sahip çift arka kamera, 16 MP ön kamera ve USB Type-C portu dikkat çekiyor. Yazılım tarafında ise Android 7.0 Nougat versiyonu önyüklü durumda. Ek olarak Meizu’nun kendi arayüzü olan Flyme OS 6 da cihazlarda mevut.
Meizu Pro 7, 5.2 inç ekran, 4 GB RAM ve 64 GB dahili depolama alanının yanı sıra 3000 mAh pille gelirken Plus modelinde ekran 5.7 inç formunda ve 6 GB RAM, 128 GB depolama alanı ve 3500 mAh pil kapasitesi söz konusu.
Cihazların ön yüzündeki ekranın yanı sıra arkalarında da 2 inçlik Super AMOLED ekran bulunuyor. İkinci ekran ile örneğin çalan şarkı kontrol ediliyor ve duvar kağıdı değiştirilebiliyor. Yine çeşitli bildirimler de buradan görülebiliyor.
İki cihaz için de satışların ilk olarak Çin’de başlayacağını belirtelim. Fiyat etiketleri ve piyasaya ne zaman çıkacakları soruları ise henüz net değil. Küresel pazarlarda da satış stratejisinin ne olduğu şimdilik kamuoyuyla paylaşılmadı.
Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz…
Facebook’u bir günde kaç kişi kullanıyor?
Popüler sosyal medya ağı Facebook ülkemizde, dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi oldukça yoğun bir şekilde ziyaret edilip kullanılıyor. Platform, fotoğraf paylaşmaktan ileti yazmaya, yorumdan çeşitli bilgilere erişime kadar birçok farklı alanda etkileşim imkanı sağlıyor. Peki ünlü medya ağını, bir günlük süre içerisinde kaç kişi kullanıyor? İşte bu soruya yönelik en güncel yanıt geldi…
Facebook tarafından paylaşılan bilgilere göre, günde en az bir kez platformu ziyaret eden kullanıcı sayısı 1 milyar 320 milyon seviyesine ulaştı. Bu rakam, geçtiğimiz yılın aynı döneminde yüzde 17 daha düşüktü.
Facebook’un 2017 yılı ikinci çeyreğine ilişkin açıkladığı bir diğer veri de gelirleri ile ilgili. Buna göre gelirler 9 milyar 370 milyon dolara ulaştı. Üç aylık sürede elde edilen gelir, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 47 gibi inanması güç bir artışa işaret ediyor. Facebook, adeta kasasını durmaksızın dolduruyor.
Diğer veriler arasında Facebook Messenger kullanıcı sayısının aylık 1,2 milyar, WhatsApp günlük kullanıcı sayısının 1 milyar, Instagram aylık kullanıcı sayısının da 700 milyon olduğu kaydediliyor. Her üç platform da Facebook bünyesinde yer alıyor.
Popüler ağın önümüzdeki süreçte de gelir ve kullanıcı sayılarında artışa dair veri paylaşımlarına devam etmesi beklentisi oldukça yüksek.
Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…
HTC’nin bağımsız VR başlığı ile tanışın
HTC, bağımsız olarak tanımlanabilen yeni bir sanal gerçeklik (VR) başlığının duyurusunu gerçekleştirdi. Akıllı telefon veya bilgisayar bağlantısı olmadan çalışabilen bağımsız VR başlığının resmi model ismi henüz açıklanmış değil. Diğer yandan Tayvan merkezli şirketin, bu alanda çalışmalar yürüttüğü biliniyordu.
İlk etapta Çin’de satışlarına başlanacağı kaydedilen ürün, Google Daydream platformu için geliştirildi. Ayrıca Viveport içerik ekosistemi ile entegre şekilde çalışacağı bildirildi.
Sanal gerçeklik alanında önde gelen üreticilerden biri haline gelen HTC’nin son adımında iddialı donanım özellikleri de dikkat çeken noktalar arasında konumlanıyor. Qualcomm Snapdragon 835 VRDK tasarımının esas alındığı ve donanımın çekirdeğini Snapdragon 835 çipsetinin oluşturduğu modelin üst segmente hitap ettiği görülüyor. Model, altı açılı hareket takip özelliği sunuyor. Bağımsız çalışacağı için kendi piline sahip olan modelin ayrıca yine özel bağlantı birimleri olacak.
En önemli özelliği herhangi bir cihaza bağlı olmadan çalışabilmesi olacak. Bu sayede VR gözlüklerinin belli cihazlar olmaksızın kullanılması şeklindeki alışılmış çalışma prensibinin de dışına çıkılıyor.
Fiyatı ne olacak?
Yeni HTC VR ürününün hali hazırdaki HTC Vive’dan daha düşük fiyatlı olması bekleniyor. Bunun yanı sıra satış fiyatı net değil, ayrıca piyasaya sunulma tarihi de henüz resmi olarak açıklanmadı.
Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…
Yapay zeka geliştirme bölümlerinde korkutan gelişme!
Yapay zekayı geliştirmek adına bilim adamlarının çalıştığı özel bölümlerde çok ilginç bir gelişme yaşandı. Konu ile ilgili detaylar…
Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, yapay zeka çalışmalarına daha ılımlı yaklaşıyor ve bu alandaki gelişim adına ekibi ile beraber bazı çalışmalar içerisinde olduğu da biliniyor. Zuckerberg`in mühendislerinin yapay zeka çalışmaları sonucunda ilginç bazı yeni bulgulara ulaştıkları iddia ediliyor.
Yapay zekada şifreleme tehlikesi
İddialara göre çalışmaları yürütülen iki yapay zeka birbirleri ile iletişime geçmiş. Üstelik bunu insanların anlayabileceği şekilde değil, anlamsız cümleler yaratıp bunları tekrar ederek yapmışlar. Özetle yeni bir dil oluşturulmuş…
Aslında bu anlamsız cümleleri duyan mühendisler bunun bir hata olduğunu ve önemsiz bir şey olduğunu düşünmüşler, ancak daha sonradan birbirlerine söyledikleri anlamsız sözlerden hemen sonra bazı işlemler ortaya koydukları, birbirlerini onayladıkları görülmüş. İki yapay zekanın fişinin çekilmesiyle süreç sonlandırılmış. Öte yandan yaşananların son derece ‘bilim kurgusal’ ve bir o kadar da korkutucu olduğuna şüphe yok. Bu ürpertici durum karşısında Facebook mühendislerinin gelecekte nasıl bir yol izleyeceği ise şimdiden merak konusu…
Konu ile ilgili Zuckerberg tarafından bir açıklama yapılması da teknoloji dünyasının beklentileri arasında.
Playerunknown’s Battleground, GTA 5’i geride bıraktı!
Çiçeği burnundaki oyunlardan Playerunknown`s Battleground, oyun platformlarında önemli bir başarıya daha ulaştı. İşte detaylar…
Playerunknown`s Battleground oyunu, piyasaya sürüldüğünden beri tüm dünyada çok seviliyor. Pek çok oyuncu tarafından zevkle oynanan oyunun anlık oyuncu sayısı ile ilgili yani oyunda aynı anda online olan toplam sayıya dair ilginç bilgiler ortaya çıktı. Yayınlanan listede, Playerunknown`s Battleground oyununa üçüncü sırada yer verildi.
GTA 5’i bile geride bıraktı
Yayınlanan listede Dota 2, CS:GO gibi iki efsanenin ardından hemen üçüncü sırayı kapmayı başaran Playerunknown`s Battleground, böylelikle listenin eskiden üçüncü sırasında olan Fallout 4 ve aynı zamanda dördüncü sırasında bulunan GTA 5`i geride bıraktı.
Listenin yeni hali şu şekilde
1- DOTA 2
2- Counter Strike Global Offensive
3- Playerunknown`s Battleground
4- Fallout 4
5- GTA 5
Yeni trend!
Playerunknown`s Battleground yukarıdaki beş oyun içerisindeki “en yeni oyun” olmasına karşın bu denli ilgi görmesi ve anlık oyuncu yasının bu kadar yüksek oluşuyla ilerleyen zamanlarda zirveye de yükselebilir gibi görünüyor. Yapım, beta halinin çıkışının ilk günlerinde dahi 1 milyonu aşkın oyuncu tarafından oynanmıştı. (brandxhuaraches.com) Yeni trend çok açık bir şekilde kendini belli ediyor…
Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…
Adım adım Tumblr’da blog oluşturmak
“Blog açmak için kullanabileceğiniz ücretsiz servisler” başlıklı yazımızda, WordPress, Blogger, Tumblr ve Medium’u önermiş, son yazımızda da, “Adım adım Blogger’da blog oluşturmak”la konuyu detaylandırmaya devam etmiştik. Bu yazımızda ise, “Adım adım Tumblr’da blog oluşturmak” konusuna giriş yapıyoruz.
Blog yazarlığı konusuna, “Blog açmak için kullanabileceğiniz ücretsiz servisler” yazısıyla başlamış, “Adım adım WordPress’te blog oluşturmak” ve “Adım adım Blogger’da blog oluşturmak” yazılarıyla da, blog oluşturmayı detaylı olarak göstermeye çalışmıştık. Şimdi de bir başka blog servisi olan Tumblr’da blog açmaya değineceğiz.
GÖRSEL VE İŞİTSEL ÖĞELER PAYLAŞMAYI SEVENLERE
Daha çok fotoğraf ve video gibi görsel paylaşımına yönelik kullanılan Tumblr, blog açmak için tercih edebileceğiniz alternatiflerden biri. Dünya genelinde yaygın kullanıma sahip olan ve özellikle güzel sanatlarla ilgilenenlerin tercih ettiği Tumblr’a üye olduğunuzda, kullanıcıadı.tumblr.com şeklinde bir adrese sahip oluyorsunuz.
SES KAYDI VE VİDEO YÜKLEMEYİ KOLAYLAŞTIRIYOR
Metin ve görsellerin yanı sıra, ses ve video dosyası yüklemeyi kolaylaştıran bir yapıya sahip olan Tumblr, eğer daha çok bu tarz içerikler paylaşmayı düşünüyorsanız, sizin için ideal bir seçim olabilir. Tumblr, kendi ifadesiyle ‘blog olayı’nı herkesin kullanabileceği ve istediğini paylaşabileceği bir hale getirmeyi amaçlayan bir yapıya sahip.
358 MİLYONDAN FAZLA BLOG TUMBLR’DA
Bu blog servisi, “Öyküler, fotoğraflar, GIF ve animasyonlar, diziler, bağlantılar, şakalar, eşek şakaları, zekice espriler, Spotify parçaları, mp3’ler, videolar, moda, sanat ve hatta derin konuları paylaşmak için ideal bir seçenek” olarak tanımlanıyor. Son verilere göre, Tumblr’da birbirinden farklı 358 milyondan fazla blog var.
SEVDİĞİNİZ BLOGLARI HEMEN TAKİBE ALIN
Tumblr, yeni içerikler keşfetmeyi sağlayan bir yapıya sahip. Bunun için sevdiğiniz içeriklerle karşılaştığınız zaman bu blogları hemen takibe alabilirsiniz. Bu sayede takip ettiğiniz blogların içerikleri ekranınıza düşecek ve hiçbir şeyi kaçırmayacaksınız.
TUMBLR’DA BLOG OLUŞTURMAYA BAŞLIYORUZ
Tumblr’da blog oluşturmak için öncelikle, https://www.tumblr.com adresine giriş yapıyoruz. Burada genel olarak Tumblr’la ilgili bilgilendirmelerden sonra karşımıza aşağıdaki ekran gelecek. Burada, “Başla” ve “Oturum Aç” olmak üzere, iki seçenek göreceksiniz.
Zaten bir Tumblr hesabınız varsa, “Oturum Aç” bağlantısına tıklayarak devam etmelisiniz. Eğer Tumblr hesabınız yoksa, “Başla” bağlantısından devam edebilirsiniz.
Tumblr’da yeni bir hesap oluşturmak için, e-posta adresimizi girmemiz ve kendimize Tumblr’a girişte kullanacağımız yeni bir parola belirlememiz gerekiyor. Son olarak, bir kullanıcı adı belirlememiz gerek. Bu kullanıcı adı, aynı zamanda blogumuzun da adı olacak ve blog adresimizde yer alacak.
Ben bu yazı için, deneme amaçlı olarak “mediamarkt-test” kullanıcı adını tercih ediyorum. Ardından “Kaydol”a tıklayarak devam ediyorum.
Sonraki ekranda, yaşımızı girmemiz ve Tumblr Hizmet Koşulları’nı onaylamamız gerekiyor. Bu adımları tamamlayarak yine devam ediyoruz.
Karşımıza reCAPTCHA güvenlik doğrulaması çıkıyor. “Ben robot değilim” yazısının solundaki, kutucuğa tıklayarak, kutu içinde yeşil onay simgesi belirene kadar bekliyoruz. Ardından “Bitti”ye tıklayarak devam ediyoruz.
Blogumuzun oluşturulması için çok az adım kaldı. Şimdi de Tumblr, bize daha iyi içerikler sunabilmek için ilgi alanlarımızı öğrenmek istiyor. Burada ilgi alanı olarak beş seçenek belirlememiz gerekiyor. Bu adımı tamamladıktan sonra yine devam ediyoruz.
Ve blogumuz hazır. Hemen ekranın üstündeki yeşil kuşak dikkatinizi çekmiş olmalı. Tahmin ettiğiniz gibi, Tumblr’a kayıt için kullandığımız e-posta adresimizi kontrol etmemiz ve doğrulama işlemini yapmamız gerekiyor. Posta kutunuzda aşağıdaki gibi bir ileti göreceksiniz.
Tumblr’dan bize gelen e-postadaki, “Evet, benim” bağlantısına tıklayarak doğrulama işlemizi tamamlıyoruz. Ve karşımıza doğrulamanın başarılı olduğunu gösterek aşağıdaki mesaj geliyor.
Yukarıdaki e-posta onay ekranında aynı zamanda, Tumblr’ı mobil olarak da yönetebilmeniz için App Store ve Google Play mağazalarından uygulama indirme bilgisi veriliyor. Bu arada e-posta adresimizi doğrulayıp, web tarayıcımıza döndüğümüzde aşağıdaki ekranı göreceğiz.
Blogumuzun “isimsiz” olduğu dikkatinizi çekmiştir. Hiç vakit kaybetmeden, “Görünümü düzenle”ye tıklıyor ve devam ediyoruz. Karşımıza blogumuzu dilediğimiz gibi özelleştirebileceğimiz seçenekler çıkacak.
Kayıt olurken “mediamarkt-test” kullanıcı adını verdiğimiz için, blogumuzun adresinin, “https://mediamarkt-test.tumblr.com” olduğunu buradan görebiliyoruz.
Bu ekrandan blogumuz için bize sunulan özelleştirme seçeneklerini kullanarak dilediğimiz gibi değişiklikler yapabiliriz.
Yönetim panelinin bu bölümünde bulunduğumuz saat dilimi ve şehir bilgisini güncellememiz gerekiyor. Buradan dilersek blogumuzu gizli de yapabiliriz. Bu sayede blogumuzu sadece izin verdiğimiz kişilerin görmesini sağlayabiliriz.
Blogumuzun adını ve internet adresini yine bu bölümden değiştirebiliyoruz. Blogumuzun adı ile internet adresi, bir çok blog servisinde olduğu gibi aynı olmak zorunda değil. Bu konudaki seçim tamamen size kalıyor.
Test amaçlı oluşturduğumuz blogumuz, https://mediamarkt-test.tumblr.com adresini aldı ve yukarıdaki gibi bir görünüme sahip. Yeni içerikler ve görseller girdikçe tasarım tamamıyla belirginleşecek. Bu arada, blogumuz için bize sunulan yönetim panelinden farklı temalar (tasarım) seçebiliriz.
Takip ettiğimiz blogların gönderilerini takip etmek için “dashboard“ı ziyaret etmemiz gerekiyor. Burada üst bölümden blogumuza kolayca yeni içerikler girebileceğimiz kısayollar da mevcut.
Başlangıçda söylediğimiz gibi, Tumblr, diğer blog servislerinin aksine, içerik girmek için bize kategorizasyon seçenekleri sunuyor. Burada metin, fotoğraf, video ya da başka bir blogdan link gibi paylaşımlar yapabiliyoruz.
Bu yazıda “Adım adım Tumblr’da blog oluşturmak” konusunu ele aldık. Bir sonraki yazıda, “Adım adım Medium’da blog oluşturmak” konusunu ele alacağız.
Son olarak, içerik üretmekle ilgileniyorsanız, “Blogunuz için ücretsiz görsel siteleri” başlıklı yazımı da aşağıdaki görsele tıklayarak okuyabilirsiniz. Blogunuzda ihtiyaç duyacağınız telif ücreti gerektirmeyen siteleri bu yazıda bulacaksınız.
Twitter’da beni takip edin: https://twitter.com/melihbayramdede
YouTube kanalıma abone olun: https://www.youtube.com/c/melihbayramdede
Milisaniyeler içerisinde dolabilen piller yolda!
Akıllı telefonların en büyük sorunu belki de şarz problemi. Bazı zamanlar prizlere bağlı yaşamak zorunda kalınabiliyor. Drexel Universitesi ise bu konuya çözüm bulmaya odaklanmış durumda; eğitim kurumunun nano malzeme araştırmacıları söz konusu duruma bir çözüm bulmuş gibi gözüküyor.
Geliştirilen yeni bir pilde kullanılan Mxene isimli madde 2 parçadan oluşuyor; bir hidrojel ve bir oksit metal. MXene’nin kimyasal yapısı sayesinde enerji depolamada kullanılan elektrotların akışını düzenlemeye yarıyor. Bu sayede enerji şarj etmek üzere bataryalarda depolanıyor. Bataryalar, şarjı tutmak için “redoks aktif bölgeleri” olarak adlandırılan tepkimelerle enerjiyi telefona aktarıyor.
Bir pilin içerdiği bağlantı noktalarının sayısı, tutabileceği şarj miktarıyla doğru orantılı. Günümüzde kullanılan bataryaların aksine, MXene iyonların geçebileceği çoklu yollar oluşturabiliyor. MXene’nin doğal olarak yüksek iletkenliği, etkili şarj oranını arttırarak iyonları hızlıca hareket ettirmeye yardımcı oluyor.
Mxene, birkaç dakika ya da saatte tamamen şarj olan bir pil anlamına gelebilir. Malzeme bilimi ve mühendisliği profesörü Yuri Gogotsi, MXene’nin gerçek dünyadaki uygulamasının daha iyi laptop bataryalarına ve elektrikli araba pillerinin önünü açabileceğini belirtiyor ve “Pil elektrodları olarak düşük boyutlu ve elektronik olarak iletken malzemeler kullanmaya başlarsak, pilleri bugün çok daha hızlı çalışabilir hale getirebiliriz” diyor.
Eğer bu teknoloji hayata geçerse artık prizlere bağlı kalmak yerine sadece 3-5 dakika telefonun bağlanmasıyla gün boyu kullanım mümkün hale gelebilir.
Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…
Apple, 5G testlerine başlıyor
Apple, Mayıs ayında 5G kablosuz ağ servisini test emek için izin çalışmalarına başlamıştı. Birkaç ay sonunda Apple’ın bu başvurusunun onaylandığını açıklandı. Açıklamaya göre teknoloji şirketinin, deneme çalışmasını Silikon Vadisi’ndeki ofisinin yanındaki iki yerde yapmasına izin verildi. Büyük ülkeler artık tamamen 5G teknolojisine geçmeye hazırlanıyor. Telefon üreticileri de 5G uygulamasına geçildiğinde ona uygun telefon üretmek için çalışmalara şimdiden başladılar.
5G özellikleri henüz tamamlanmış olmasa da, ABD patent ofisi FCC’nin geçtiğimiz yıl ticari 5G için 28GHz ve 39GHz bantlarını onayladığını biliyoruz. Bunlar aynı zamanda Apple tarafından şu an onaylanmış test uygulamasında belirtilenlerle aynı. 28GHz bandı, özellikle yerden-uzaya aktarma amaçlı ve Apple’ın test öncesinde uyduları geliştirme deneyimine sahip mühendisleri kiraladığı bildirildi.
Şirket, çalışmalarını iki konumdan – biri Milpitas, Kaliforniya’daki Yosemite Drive, diğeri ise California, Cupertino yakınlarında bulunan Mariani Caddesi- yürütecek gibi görünüyor. Apple, test çalışmalarını 2018 yılının sonuna doğru, iPhone 9’un piyasaya çıkmasını beklemeden hemen önce tamamlayabilir.
5G taşıyıcı toplama ve 4 × 4 Çoklu Giriş, Çoklu Çıkış (MIMO) gibi 5G hatlarında rol oynaması gereken bazı teknolojileri kullanıyor. Bununla birlikte, binalara yerleştirilebilen ve daha az güç kullanan, küçük hücreler ve yüksek frekanslı milimetre dalgalar üreten minyatür kuleler bu teknolojiyle gelecekte hayatımızda olacak.