Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1600

    Mount & Blade II: Bannerlord

    0

    TaleWorlds Entertainment’ın yapımcısı olduğu Mount & Blade serisinin ikinci oyunu olan Mount & Blade II: Bannerlord, hayranlarının çok uzun zamandır beklediği bir oyun. Önceki yapımları Warband ve With Fire and Sword ile bütün dünyada adından söz ettiren TaleWorlds, büyük bir oyuncu ve hayran kitlesine sahip oldu. Armağan Yavuz tarafından 2005 yılında kurulan TaleWorlds Entertainment, en başarılı bağımsız oyun yapımcılarından biri oldu.

    Mount & Blade: Warband ,oyunculara yarattıkları karakter ile sayısız maceraya yelken açmalarını sağlayan bir dünya vermişti. Bannerlord ile bu dünyayı daha ayrıntılı ve büyük hale getiren TaleWorlds, bizi uzun süre ekranların başına bağlayacak gibi görünüyor. Henüz oyunun çıkış tarihi açıklanmasa da, geçtiğimiz ay yapılan E3 fuarında birden çok yeni oyun içi görüntüler yayınlandı.

    Mount & Blade II: Bannerlord epik savaşlarla ve kılıç kılıca geçen bir RPG oyunu. Oyun hikayesi ise Warband oyunundan 200 yıl öncesine dayanıyor. Kalyadra İmparatorluğunun son yıllarını ve bununla birlikte Swadian, Rhodok, Nord, Khergit, Vaegir ve Sarranid’lerin yükseliş döneminde geçiyor. Oyunda belirli bir hikaye modu olmasa da, oyuncular yarattıkları karakterler ile kendi hikayelerini şekillendirebiliyor. Geliştirilmiş savaş ve oyun mekanikleri de gözden kaçmayan özelliklerinden. Oyunculara daha gerçekçi ve daha kanlı bir savaş deneyimi sözü veren TaleWorlds, geliştirilmiş diplomasi sistemi ile de daha barışçıl oyunculara da hitap ediyor. Yaptığınız seçimlerin etkilediği ilişkileri ittifak olarak veya savaş açarak pekiştirebileceksiniz.

    İlk yapımda bulunan mekanikleri geliştirmeyi başaran ve oyunculara sunan Bannerlord, Arena modu ve açık alandaki savaşlarına yapay zekayı geliştirerek daha gerçekçi kılıp, daha güzel bir deneyim hazırlamış. Warband’de çoğu oyuncunun şikayetçi olduğu eğitim modunu değiştiren Bannerlord, başlarken verdiği görevlerle, nasıl hakim olunacağını ayrıntılı bir şekilde anlatıyor.

    Yeni oyuna özel olarak geliştirilmiş yeni yapay zeka ile askerlerinizi daha rahat kontrol edebileceksiniz ve daha iyi bir komutan hissi alabileceksiniz. Yeni dövüş sistemiyle ise doğru açılardan yaptığımız kılıç saldırıları veya kalkan savunmaları bize özel bonuslar vererek, ekipmanlarımızın daha uzun dayanmasını sağlayacak. Kalkan ile düşmanları sersemletebilmemiz ve vurma tuşuna tekrar tekrar basınca oluşan zincirleme saldırılar da yeniliklerden bazıları. Yeni komuta sistemi ile ordunun komutası sizde olmasa da belirli bölükleri yönetebiliyor ve size gelen emirleri de yerine getirebiliyorsunuz. Bu sayede orduların beklemediği anda sürpriz saldırılar yapabilir ve savaşın kaderini değiştirebilirsiniz.

    Eski oyunlarındaki çoklu oyuncu sitemini de Bannerlord’a taşıyan Mount & Blade, 100-200 oyuncuya kadar çıkabilen çoklu oyuncu modları ile, bizi diğer oyuncularla diş dişe bir mücadeleye sokacak. Fetih, Arena ve Açık alan savaşları bu modlardan sadece bir kaçı. Fetih yani kale savunma, kaleye saldıran ve kaleyi sabunan savunan iki takımın belirli bir süre içerisinde görevi tamamlaması ile sona eriyor. Hiç bir oyunda görmediğimiz kale tasarımlarının olduğunu belirten TaleWorlds, hayranlarının iyice ağzını sulandırıyor.

    Grafiklerini geliştiren yapım, Motion Capture ile karakter animasyonlarını da ileri seviyeye taşımış. Karakterin duygularına göre yüz ifadesinin değiştiği animasyonların özenle yapıldığı belli oluyor. Yeni eklenen diğer bir özellik ise kendi silahlarınızı yapabilme. Haritada bulduğunuz özel parçalarla, kendinize has silahlar yapabileceksiniz. Her parçanın kendi özelliği olduğu ve sürekli değiştirebildiğiniz kılıç ucu, tutacak sap ve eğim gibi parçalar, karakterinizi daha da farklılaştıracak.

    Çıkış tarihi daha belirtilmiş olmasa da, Mount & Blade II: Bannerlord’un PC, PlayStation 4 ve Xbox One’a 2018 yılında çıkması bekleniyor.

     

    Vlogger olmaya heveslenenlere kamera önerileri

    Dijital çağın doğurduğu en popüler işlerden olan vlogger’lık ya da YouTuber’lık son dönemde ciddi ciddi meslek olarak icra edilmeye başlandı. Tamam bir yandan eğlenirken bir yandan bu işten para kazanan çok ciddi bir kitle tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de zaten mevcuttu, ama birkaç yıl önce Google-İŞKUR’la bir olup YouTuber’lık eğitimleri verecek deseler kimse inanmazdı heralde. Mayıs ayı içerisinde gündem olan bu gelişmeyi hatırlayacak olursak; İŞKUR’un “Türkiye İçin Dijital Dönüşüm Hareketi” projesi kapsamında ilk etapta Bursa, Kayseri, Van, Gaziantep, Samsun ve Antalya’da gençlere yönelik YouTuber’lık eğitimleri verilecek. Bunlar çok güzel gelişmeler gerçekten. Zira medyanın geleceği dijitalde ve dünyanın en önemli TV kanallarının ve medya platformlarının dijitale çok ciddi yatırımlar yaptıkları bir ortamda bu değişimi görmezden gelmek büyük bir kayıp olurdu bizim için.

    Önce iyi bir görüntü ve ses, gerisi detay..
    Vlogger’lığın eğitimi olur olmasına ama bazı mesleklerde olduğu gibi video meselesinde de birçok şeyi iş üzerinde öğrenmek bence ideal olanı, yani vlogger’ın da alaylı olanı makbul. Herkese göre olmayan bu işi gerçekten kıvırabilecek misiniz sorusuna yolun başında cevap bulmak bile bu bağlamda önemli. Siz de hayran olduğunuz YouTube yıldızlarından biri olmak isteyebilirsiniz evet, çünkü bu devirde havalı olan bu. Bu işin eğitimini de alabilirsiniz. Ama Hollywood tabiri ile bu işe özel star ışığınız yoksa, daha açık bir ifade ile takipçi kitlenizle samimi bir diyalog geliştiremiyorsunuz ağzınızla kuş tutsanız olmaz. Ama bunu denemeden de bilemezsiniz. O yüzden bir deneyin. Bunu yaparken de işi kuralına göre yapın ama. Bu işe başlarken bilmeniz gereken en önemli şey şu; bir vlogger’ın alet çantasında olması gereken olmazsa olmaz ekipman kameradır. Bu bir iPhone da olabilir, iyi bir SLR de olabilir ama en önemlisi üreteceği içeriğe göre işini görecek, standartların altında kalmayacak bir cihaz olması. Şu da var; YouTuber’lık müessesinin ortaya çıkma döneminde video üreticilerinin samimiyet perdesinin arkasına saklanarak yayımladığı görüntü kalitesi düşük içerikleri artık takipçiler yemiyor. Çünkü herkesin elinde Full HD hatta 4K çeken telefonlar var. Bu yüzden kamera seçimi sesten de ışıktan da daha kritik olan konu. İyi bir vlog kamerasının nasıl olmalı sorusunun cevabı tamamen çekeceğiniz içerikler ve bütçenizle alakalı olsa da yukarı da belirttiğim gibi en azından HD video çekebilen ve hızlı odaklanabilen bir kamera olması şart, bunun altını çizelim. İkinci olarak ses meselesi kritik. Alacağınız kameranın dahili bir mikrofonu olmalı ya da en azından harici bir mikrofon girişi olmalı. Kamera seçiminde çekimi yapacağınız mekan da önemli, evde mi yoksa dış mekanda mı çekim yapacaksınız kamera tercihinde önemli bir belirleyici açıkçası. Eğer dışarıda olacaksınız görüntü sabitleme, rüzgar ya da dış mekan sesleri azaltma, suya dayanıklılık gibi özellikler sizin için önemli olacaktır. Ekranın 180 derece dönebilme özelliğine sahip olması- bence önemli, vlogger’lar çekimde kendilerini görmek istiyorlar genelde-, 4K çekim fonksiyonu, batarya ömrü ve ağırlık da önemli. Peki gelelim bu özelliklerin birçoğuna sahip iyi vlogger kameralarına ve özelliklerine..

    Canon G7X Mark II
    Kompakt, hafif, kaliteli bir cihaz olan G7X uygun fiyatı ile de vlogger’lar için iyi bir seçenek. Cihaz ihtiyaç duyduğunuz pek çok özelliği içinde barındırıyor. 180 derece dönen LCD ekranı, wifi ve dış sesi azaltma fonksiyonu bunlardan bazıları. Çıkartılabilir lens, 4K video ve suya dayanıklılık ise cihazda olmayan bazı özellikler.

    GoPro Hero 5 Black
    Hero 5 cihazlar içinde alabileceğiniz en küçük ve hafif kameralardan biri. 4K videoyu destekleyen cihaz, görüntü sabitleme ve suya dayanıklılık özelliklerine de sahip. Cihazın video kalitesi cep boyutundaki böyle bir kameraya göre muazzam. Görüntü sabitleme özelliği ise yürürken kayıt yaptığınız sırada oluşan titreşimlerin etkisini ortadan kaldırıyor. Cihazın dokunmatik ara yüzü biraz yavaş ve ses kalitesi bazı durumlarda iyi değil. Ancak dış ortamlarda yapılan çekimlerde en az dikkat çeken kamera olması bakımında öne çıkıyor.

    Sony RX100 IV
    DSLR kameralara rakip olarak tasarlanan Sony RX’in fiyatı boyut olarak nispeten küçük olanlar içinde en yüksek olanı. RX100’de benzer diğer kameralar gibi çekimi kolaylaştıran döner ekran mevcut. Ancak ekran dokunmatik değil. Cihazın çalışma hızı oldukça iyi ancak menüler arasında gezinme biraz zaman alabiliyor. Video kalitesi ise gerçekten çok iyi. Otomatik odaklanma özelliği sayesinde herhangi bir tuşa basmaya gerek kalmadan çekilen nesneye odaklanılabiliyor. Buna ek olarak cihazda wifi, 4K çekim, yavaş çekim, dış ses azaltma gibi özellikler de mevcut. Ancak tüm bu özelliklere rağmen fiyatı cep yakıyor diyebiliriz.

    Panasonic Lumix DMC-LX15
    Cihaz pek çok özelliği ve tasarımı bakımında Sony’nin kamerasına çok benziyor. Ancak fiyat olarak daha uygun. Cihazın otomatik odaklanma ve dış ses azaltma fonksiyonları Sony RX100 kadar iyi olmasa da video ve ses kalitesi Sony’nin cihazından daha iyi. Bu bakımdan iç mekan çekimlerinde tercih edilmesi durumunda çok iyi sonuçlar elde edebiliyorsunuz.

    Nikon D3400
    Eğer istediğiniz DSLR bir kamera ise Nikon D3400 iyi bir tercih olabilir. Cihazın video kalitesi yeterince iyi. Yapacağınız kayıtlarda canlı, detaylı ve yumuşak görüntüler elde etmeniz mümkün. Ayrıca dış mekandaki istenmeyen sesleri de doğal bir şekilde yok etmeniz mümkün. En önemli eksiği 180 derece dönen bir LCD ekrana sahip olmaması. Eğer bu sizin için çok gerekli değilse Nikon d3400 size önerebileceğim bir cihaz.

    Canon EOS 80D
    Kameraların ağır abisi Canon 80D bir DSLR. Diğer seçenekler içinde en büyük ve en ağır olan bu cihaz aynı zamanda fiyat olarak en pahalısı. Ama yine de dünyanın en ünlü vlogger’ları tarafından en çok tercih edilen kameraların başında geliyor. 80D tarafından çekilen görüntüler tahmin edeceğiniz üzere mükemmele yakın. Cihazda her türlü çekim seçeneği mevcut. Ancak cihazı birkaç dakikadan uzun taşımanızda fayda var. Bu nedenle gezgin vlogger’lara tarafından kullanılması çok tavsiye edilmiyor.

    Ana görsel kaynak: digitaltrends.com

    Marvel, mobil oyun endüstrisine damga vurmak istiyor!

    0

    Marvel, mobil oyun endüstrisine damga vuracak çarpıcı bir oyun üzerinde çalışıldığını açıkladı. Üstelik bu oyun için Fox ile ortaklık yapıldığı kaydedildi. Gelişmenin sonraki safhaları merakla bekleniyor…

    Günümüzün popüler eğlence odaklı şirketleri arasında yer alan Marvel, hem mobil alanda, hem de diğer platformlarda çeşitli yapımlar üretiyor ve tüm dünyada epey seviliyor. Tabii Marvel sadece oyunlarla yetinmiyor; Hem çizgi roman, hem de gişelerde büyük hasılat elde eden filmler üretiyor. Ünlü şirket şimdi de mobil alanda ağırlığını hissettirmenin peşinde…

    Yeni bir mobil oyun müjdesi

    Marvel cephesinden yapılan açıklamada gelmiş geçmiş en iyi mobil oyunlardan birinin üretildiği ifade edildi. Bu kuşkusuz çok büyük bir iddia ve oyuncuların iştahını kabarttı diyebiliriz.

    Marvel konu ile ilgili çok fazla açıklama yapmaktan kaçınırken şimdilik oyun meraklılarını ve elbette mobil cihaz endüstrisini heyecanlandıran çalan birkaç cümle kurmakla yetindi diyebilmek mümkün.

    Fox – Marvel işbirliği

    Bu arada Fox ile Marvel, söz konusu yeni mobil oyun için bir ortaklık anlaşması yaptılar. İki devin çok güçlü bir oyun ortaya koyabilmek amacıyla bir araya geldiği ifade edildi. Önümüzdeki süreçte yeni mobil oyun ile ilgili yapılacak açıklamalar şimdiden merakla bekleniyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Vestel Venus Z10 satışa sunuluyor

    Türkiye’nin önde gelen tüketici elektroniği markalarından Vestel’in geçtiğimiz aylarda duyurduğu Android işletim sistemli akıllı telefon Venus Z10, 1.499 TL tavsiye edilen satış fiyatıyla satışa sunuldu. Metal tasarımlı model, kamera ve ekran özellikleriyle de dikkat çekiyor.

    Cihaz, Android 7.1.1 işletim sistemi önyüklü şekilde sunuluyor. 1920 x 1080 piksel çözünürlüklü 5.2 inç ekranı, 13 MP arka / 8 MP selfie kamerası, 8 çekirdekli 64 Bit Qualcomm 435 işlemcisi, 4 GB RAM ve 3050 mAh kapasiteli pili, teknik özellikleri anlamında öne çıkıyor. Venus Z10’da Quick Charge 3.0 hızlı şarj, parmak izi okuyucu gibi özellikleri de bulunuyor.

    Bugüne kadarki en iyi Venus iddiasına sahip olan akıllı telefon, 8MP ön kamera ve 13MP dual true tone flaşlı (çift tonlu flaş teknolojisi) arka kameranın yanı sıra PDAF, OIS ve EIS teknolojileri ile hareketli objelere hızlı odaklanıp, el titremelerini algılayarak çok daha net çekim imkanı sunabilme gibi özellikler sergiliyor.

    Konuyla ilgili açıklamada bulunan Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, “Bugüne kadarki en iyi Venus olan Z10, gerek teknolojik özellikleri gerekse tasarımı ile öne çıkan bir ürün oldu… Venus Z10 ile tüketicilerimiz üstün teknolojik özelliklerdeki çok şık bir telefonun keyfini uygun fiyata sürecekler.” dedi.

    Bankalara saldırmaya hazır bir Truva atı: NukeBot

    Online bankacılık kullanıcılarının kimlik bilgilerini çalmaya yönelik tasarlanmış olan, NukeBot isimli yeni bir zararlı yazılım keşfedildi. Güvenlik araştırmacılarının ortaya çıkardığı yazılımın, TinyNuke adıyla bilinen fakat saldırı düzenlemeye uygun özellikler içermeyen Truva atının yeni bir sürümü olduğu anlaşılıyor. Tamamen çalıştırılabilir olan ve saldırmaya hazır bekleyen yeni sürüm, belirli bankaların kullanıcılarını hedefleyen kodlar içeriyor.

    Araştırmacıların farklı zararlı yazılım aileleriyle karşılaşması alışılmışın dışında bir gelişme olmasa da, siber suçluların elinde saldırıya hazır bir Truva atı bulunması, yakın zamanda geniş çaplı bir operasyon düzenleyerek birçok kullanıcıyı hedefleyebilecekleri anlamına geliyor. Kendi müşterilerini olduğu kadar, başka kullanıcıları da erkenden uyarmak isteyen araştırmacılar, söz konusu zararlı yazılımla ilgili kısa bir analiz yayınladı.

    NukeBot, bankaları hedef alan bir Truva atı. Bir sisteme bulaştıktan sonra, kullanıcının tarayıcısında görüntülenmekte olan online bankacılık hizmetinin web sayfasına zararlı bir kod “enjekte” ederek kullanıcı verilerini çalıyor ve kimlik bilgilerini kullanıyor. Araştırmacılara göre, zararlı yazılımın derlenmiş bazı örneklerine şu anda bir takım yer altı hacker forumlarında rastlanıyor. Bunların bir çoğu tam olarak işler sayılamayacak taslaklar olsa da, şirketin uzmanları, gerçekten tehdit oluşturabilecek bazı örneklerine de rastlamış bulunuyor.

    Bulunan örneklerin yaklaşık %5’i, NukeBot’un yeni ve geliştirilmiş kodlarıyla saldırı düzenleyebilecek olan “savaş sürümleri”. Söz konusu sürümler ayrıca, gerçek online bankacılık hizmetlerinin arayüzlerinin belirli kısımlarını taklit eden özel kodlar, yani “enjeksiyonlar” da içeriyor. Bu enjeksiyonların analizi sonucunda, araştırmacılar, NukeBot’un yeni sürümlerinin ana hedefinin birçok Fransız ve ABD bankasının kullanıcıları olduğunu ortaya çıkardı.

    Araştırmacılar ayrıca, NukeBot’un enjeksiyon özelliği göstermeyen, fakat e-posta istemcisi ve tarayıcı şifreleri çalmak üzere tasarlanmış birçok modifikasyonunu da tespit etti. Bu da yeni sürümlerin geliştiricilerinin, bu zararlı yazılım ailesinin özelliklerini genişletmek istediğine işaret ediyor.

    Huawei CEO’su, Mate 10’a dair ipucu paylaştı

    0

    Huawei Technologies Consumer Business Group CEO’su Richard Yu, Bloomberg’e verdiği bir röportajda firmanın sonraki amiral gemisi telefonu Mate 10’a dair birkaç ipucu verdi. İşte detaylar…

    “Bir sonraki iPhone’dan bile daha güçlü bir telefon” ile geleceklerini söyleyen Yu, röportajında Mate 10’un daha uzun bir pil ömrüne, tam ekran görüntülemeye, hızlı şarja ve yeni fotoğraf yeteneklerine sahip olacağını dile getirdi. Yu’ya göre Apple ile rekabet edebilmek için tüm bunlar şart.

    Yu’nun röportajındaki ‘tam ekran’ ifadesi çerçevesiz ekranı işaret ediyor olabilir. Görünen o ki çerçevesiz ekranlar 2017-2018 döneminde de popüler olmaya devam edecek. Huawei, fotoğraf konusuna da son yıllarda yoğunlaşmış durumda. Bu alanda köklü Alman markası Leica ile işbirliği yapan firmanın Huawei Mate 10’da da çift lens teknolojisini kullanması bekleniyor.

    Yu’nun ifadeleri yeni çıkacak olan Mate 10’a dair çok da fazla detay vermiyor. Röportajında devamında Yu firmanın giriş seviyesi cihazları hakkında da açıklama yapıyor. Huawei yeterli kâr sağlamadığı için giriş seviyesi telefon üretmekten uzak duracak.

    Mate 9, geçen sene Kasım’ın başlarında piyasaya sürülmüştü. Mate 10’unda bu sonbaharda piyasaya çıkması oldukça muhtemel.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    IMAX, odak noktasını 3D’den 2D teknolojisine kaydıracak

    Hayal kırıklığı yaratan ikinci çeyrek sonuçlarını takiben açıklama yapan IMAX Entertainment CEO’su Greg Foster, daha fazla müşteriyi çekebilmek adına 3D teknolojisini bırakıp 2D’ye odaklanacaklarını söyledi.

    3D teknolojisinin gelecek için bir şey ifade etmediğini söyleyen Foster, Chrsitopher Nolan’ın merakla beklenen filmi Dunkirk’ün de vizyona 2D özel olarak girdiğinin altını çizdi.

    Önümüzdeki sonbaharın büyük filmlerinden, daha şimdiden yılın en önemli bilim kurgu yapımlarından biri olarak gösterilen Blade Runner 2049 da IMAX 2D özel olarak vizyona girecek.

    Dikkat çekici veriler

    2D açık bir şekilde 3D’ye oranla daha fazla tercih ediliyor. MPAA’nın verilerine göre geçen yıl Hollywood’da 68 film vizyona 3D olarak girmiş; ancak sinemaya gidenlerin sayısı %8 oranında düşmüş.

    Bazı filmlerin sadece 3D seçeneğiyle vizyona girmesi sinema severler tarafından tepkiyle karşılanıyor. İnsanlar çoğu sinema salonundaki kötü 3D teknolojisinin filmleri ‘daha karanlık’ izlemekten başka bir işe yaramadığı görüşünde.

    IMAX, 3D teknolojisinde herhangi bir gelecek göremezken sanal gerçeklik tarafındaki atılımlarına devam ediyor. Sanal gerçeklik cihazlarıyla donatılmış ilk tesisini de geçtiğimiz günlerde açmıştı.

    Teknoloji dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri, MediaTrend farkıyla aktarmaya devam edeceğiz. Takipte kalınız…

    OnePlus 5’in Özellikleri

          Akıllı telefon pazarında; her ne kadar Samsung ve Apple’ın piyasayı domine etme gibi bir özelliği varsa da, son zamanlarda Çin orijinli firmaların amiral gemisi niteliğindeki yeni ürünlerini piyasaya sürmesiyle, tüketicilerin tercih yapma seçeneklerinin daha da arttığını söyleyebiliriz. Akıllı telefon pazarında; Samsung’un  yüzde 23’lük pazar payını, Apple yüzde 14 ile takip ediyor.  Bu iki firmayı; yine yüzdelik dilim ile bakıldığında: Huawei, Oppo ve Vivo’yu izliyor. Daha alt sıralarda ise Xiaomi, ZTE ve OnePlus  gibi modeller geliyor.

          Özellikle, OnePlus’ın son amiral gemisi OnePlus 5 modeli, fiyatı ve teknik özellikleri ile rakip firmalar karşısında adından söz ettiriyor.

          Bu haftaki yazımda; geçen ay içinde tanıtımı yapılan OnePlus 5 modelinin özelliklerinden bahsedeceğim.

    Kamera

          OnePlus 5’in en dikkat çeken özelliklerinden birisi; serisinde ilk kez çift lensli kamera kullanıyor olması. Cihazın arka tarafında 16MP + 20MP özelliğinde iki adet kamera kullanılıyor. Bu kameralar sayesinde kayıpsız zoom yapılabiliyor.  Telefon, aynı zamanda özçekim için de, ön tarafında 16MP özelliğinde bir kamera daha bulunduruyor. Arka tarafta bulunan iki kameradan  16MP olanı f/1.7 diyafram aralığında bulunurken, 20MP olanı da f/2.6 diyafram aralığına sahip. Telefonun ön tarafında bulunan kamerası da, 16MP’lik f/2.0 diyafram aralığına çalışıyor. Telefonun arkasında bulunan çift kamera; portre modu ile birlikte geliyor. Bu özellik sayesinde; çekilen fotoğrafların arka planı bulanıklaştırılabiliyor.

    Batarya

          OnePlus 5, 3,300mAh  batarya kapasitesi  ve daha fazla optimizasyon sayesinde, uzun bir pil ömrü sunuyor. Cihaz, otomatik parlaklık açıkken, tüm günü bir şarj ile geçirmeye olanak sağlıyor. Telefonda; “Dash Charge” olarak ifade edilen, hızlı şarj özelliği bulunuyor. OnePlus; ortalama bir duş alma süresinde, telefonun tam şarj olduğunu iddia etse de, bunun mümkün olduğunu söylemek oldukça güç.

    Tasarım

          OnePlus 5, serisinin en ince telefonu olarak piyasaya sürüldü. Telefon; 7.25 mm kalınlığa. 152.7 mm boy ve 74.7 mm genişliğe sahip. Ağırlığı ise: 153 Gram. Gövde malzemesi olarak; kapakta Alüminyum, çerçevede metal kullanılmış.

          OnePlus 5’in sadece iki rengi bulunuyor. Depolama alanına göre farklılık gösteren renklerinde; 6 GB RAM ve 64 GB kapasiteli olan modeli; gri olarak piyasaya sürülürken, 8 GB RAM ve 128 GB depolama alanına sahip olan modelinde de; siyah renk kullanılmış.

    Ekran

          5.5 inç ekrana sahip olan OnePlus 5, 1080×1920 (FHD) çözünürlüğe sahip. 441 PPI ekran yoğunluğu barındıran cihazda; Çizilmeye dirençli cam, Eğimli Ekran (2.5D), Multi Touch Optic AMOLED ekran kullanılıyor. Corning Gorilla Glass 5 ekran dayanıklılığı kullanılan cihazda; 16 milyon renk bulunuyor. 

    Arayüz ve Güvenilirlik

          OnePlus 5; Android 7.1.1 yüklü olarak geliyor. OnePlus 5’in ikon yer paylaşımı, göze batmayan ve kullanışlı. Tüm uygulamaların tanımlanması kolay ve anlaşılır. Ana ekranda herhangi bir yere aşağı doğru sürükleme yapıldığında, bildirim çubuğunun aşağı çekiliyor olması sayesinde; gelen uyarıları görmek için her zaman ekranın üst kısmına basma zorunluluğunun ortadan kalkıyor olması, kullanıcıların en çok beğendiği özellikler arasında geliyor. Ancak; bu özellik sadece ana ekranda kullanılıyor, uygulama ekranlarında kullanılamıyor.

    Fiyat

          OnePlus 5’in standart modeli 64GB dahili bellek ve 6GB RAM ile piyasaya sunuluyor.  Fiyatı; 479 Dolar.  128 GB depolama alanı ve 8 GB RAM’e sahip olan üst düzey modelinin fiyatı ise 539 Dolar.

    Sonuç

          Her ne kadar, akıllı telefon piyasasında rakiplerine göre oldukça geride olan OnePlus 5, son amiral gemisi modeli ile oldukça optimize edilmiş bir telefon olarak ve aynı zamanda düşük fiyatı ile öne çıkıyor. Şirketin fiyat değişikliği yapmaması ve daha da düşürmesi olasılığı, cihazın daha fazla kişi tarafından tercih edilmesine sebep olabilir. Daha dört yıllık bir geçmişi olan OnePlus akıllı telefonları, marka hayranları için oldukça etkileyici özellikleri üzerinde barındırıyor. Gerçek anlamda birinci sınır bir tasarıma sahip olan cihaz, Android kullanıcıları için bir seçenek olma yolunda hızla ilerliyor.

    Yazıda kullanılan imajlar;

    OnePlus   ve  TechRadar sitelerinden sağlanmıştır.

    Tatildeyken aklınız evde kalmasın!

    0

    Güzel bir yaz tatili mi planlıyorsunuz? Yılın bütün yorgunluğunu atmak ve kargaşadan uzak bir tatili düşünme fikri bile kulağa son derece hoş geliyor. Ancak evinizi tek seferde iki haftadan fazla gözetimsiz bırakmak, başta hırsızlık olayları gibi çeşitli güvenlik risklerine neden olabilir.

    Tatile çıkmadan önce evinizin güvenliğini sağlamak için pek çok ekonomik seçenek bulunuyor. Bu hafta evinizin güvenliğini sağlamak için en iyi çözümleri araştırdım.

    Tatile çıktığınızı sosyal medyada paylaşmayın

    Tatile çıkmadan önce seyahat planlarınızı ve bu seyahate dair ipuçları verebilecek fotoğrafları yayınlamayın; insanlara evinizin boş olduğunu açıkça ila etmiş olursunuz. Ayrıca havaalanında ve tatile gittiğiniz yerlerde check-in yapmaktan kaçının. Hırsızlar ve art niyetli kişiler bu paylaşımları takip ederek evinize girebilir ve değerli eşyalarınızı çalabilirler. Biliyoruz gittiğiniz o muhteşem yerleri hiç beklemeden takipçilerinizle paylaşmak istiyorsunuz ama evinizin soyulmasını istemiyorsanız tatilden dönene kadar beklemeniz gerekiyor. Aynı şekilde evinizde de check-in yapmamanızıı öneriyorum. Konum bilgisine göre Google Haritalar gibi servislerden sokak görünümünü inceleyen hırsızlar, bu sayede soygun öncesi rahatlıkla keşif yapabiliyorlar.

    Evinizi güvenilir komşularınıza emanet edin

    Siz tatildeyken evinizdeki şüpheli olayları kontrol edebilecek güvenilir bir komşunuza evinizin yedek anahtarlarını emanet edebilirsiniz. Komşunuzla alarm şifresini ve size ulaşabileceği bilgileri paylaşmayı ihmal etmeyin. Ayrıca siz evde siz yokken bahçenin ve saksı bitkilerinizin sulanması, evin ışıklarının yanıp sönmesi ve evde hareket olduğunun görülmesi hırsızlar ve art niyetli kişiler açısından caydırıcı olacaktır. Ayrıca yağmur, sel gibi doğal afetlerde komşularınız hızla duruma müdahale edebilir ve evinizde hasar büyümeden gerekli önlemleri alabilirler.

    Kargo ve siparişlerinizi tatil dönüşüne göre ayarlayın

    Tatildeyken kargo siparişi, gazete abonelikleri ve her türlü teslimatı iptal edin. Bunları yapmayı unutursanız posta kutusunda ve kapı önünde evde olmadığınızı belli eden pek çok kağıt ve teslim alınamayan sipariş birikebilir. Bu durum sizi açık hedef haline getirecektir.

    Kablosuz ev güvenliği ve video izleme sistemi edinin

    İster inanın ister inanmayın, en sofistike kablosuz ev güvenlik sistemlerinin bazıları, rezervasyonu yaptığınız otel odasından daha az mal olabilir. Bir ev güvenliği izleme sistemi, siz evde değilken gelişmiş bir güvenlik ve huzur seviyesi sağlayacaktır. Oldukça kolay bir şekilde kurulumu yapılan bu hizmet, kaydedilmiş veya canlı video klipler ile birlikte sıcaklık ve hareket uyarılarını bir akıllı telefonunuza, istediğiniz zaman ve her yerden gönderebilir. Bu konuda küçük bir araştırma yaparak pek çok şirketin hizmet seçeneklerini inceleyebilir, en uygun seçeneği satın alıp, kullanmaya başlayabilirsiniz.

    Hi-Tech kapı kilitleri kullanın

    Kapı kilitleri konusunda her geçen gün yeni bir teknoloji geliştiriliyor. Evinizi korumak için akıllı kapı kilit sistemlerinden faydalanabilirsiniz. Anahtarsız kilitler, Bluetooth gibi şaşırtıcı güvenlik özellikleri ve akıllı telefonunuzun ekranında kimin ön kapınızı çaldığını görebilme olanağı sunuyor. Bu kilitlerin birçoğu yalnızca bir telefon numarası girerek veya dünyanın herhangi bir yerinden bir metin göndererek erişim izni vermenizi sağlayabiliyor.

    Güvenlik aydınlatması ve akıllı ev sistemleri tercih edin

    Akıllı ev ve otomatik aydınlatma sistemleri sayesinde, siz evde değilken bile ışıklarınızı yanıp söndürerek evde olduğunuz izlenimini verebilirsiniz. Bu sistemler genellikle ucuzdur ve takılması kolaydır, ancak tatile gitmeden önce akıllı ev sisteminizin düzgün çalışıp çalışmadığını kontrol edin.

    Sigorta ve bankacılık hizmetlerinizi kontrol edin

    Siz evde yokken eviniz deprem, sel, dolu ve diğer doğal afetlerden etkilenebilir. Ya da siz tatildeyken tatsız bir durumla karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu nedenle özellikle araba ve sağlık sigortalarınızın ödemesini kontrol edin, yaptırmamışsanız bu sigortaları yaptırın. Kredi kartı dolandırıcılığı ve bankacılıkla ilgili diğer suistimaller konusunda da bankanıza sizi uyarabilecekleri gerekli iletişim bilgilerini vermeyi unutmayın.

    Twitter yüzde “0” büyüdü

    Popüler mikro blog ağı bir türlü büyüyemiyor. İşte konuya ilişkin dikkat çekici detaylar…

    Twitter’ın beli bir türlü doğrulmuyor. 2017’ye olumlu bir başlangıç yapan firmanın ikinci çeyrek sonuçları hiç iç açıcı değil. Toplamda 328 milyon kullanıcı bulundurduklarını açıklayan firma geçtiğimiz çeyrekte de aynı miktarda kullanıcıya sahipti. Facebook’un 2 milyara ulaştığı günümüzde bu rakamın düşündürücü olduğunu belirtmek gerek.

    Kullanıcı artışının büyük ölçüde yavaşlamasının dışında sosyal medya platformu önemli bir sürprize imza attı; Wall Street’in gelir beklentilerini de aşarak 574 milyon dolar gelir elde etti. Bu da hisse başına yaklaşık 12 cent’lik bir kâra eşit.

    Aktif kullanıcı sayısı arttı

    İkinci çeyrek mali sonuçlarında Twitter için en olumlu gelişme geçtiğimiz yıla oranla günlük aktif kullanıcı sayısındaki %12’lik artış olabilir. Twitter burada günlük aktif kaç kullanıcısının olduğunu paylaşmak yerine sadece oran paylaşıyor. Dolayısıyla yıldan yıla ne kadar büyük bir gelişme gösterdiğini analiz etmek güç oluyor. (Klonopin)

    Yatırımcılar huzursuz

    Geçtiğimiz çeyrekte şaşırtıcı bir şekilde 9 milyon yeni kullanıcıyı kazandıklarını açıklayan Twitter’ın bu çeyrekte yerinde sayması yatırımcıları da huzursuz etti. Twitter’ın hisseleri çeyrek sonuçları açıklandıktan sonra neredeyse %6 oranında düştü.

    Sosyal medya dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…