Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1333

    Benim gözümden Fujifilm GFX 50R | Cem Kıvırcık

    Geçtiğimiz aylarda Photokina 2018’te duyurusu yapılan Fujifilm GFX 50R’ı daha piyasaya çıkmadan inceleme fırsatı buldum ve izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Ancak fotoğraf makinesine geçmeden önce “orta format”ı anlatmam gerekiyor.

    En son incelemesini yapmış olduğum Fujifilm X-T3gerek geliştirilmiş algılayıcısı gerekse işlemcisi ile çıtayı çok yükseltmişti. Kırpılmış APS-C algılayıcılı fotoğraf makinelerinde pazardaki en önemli rakibi Sony’ye verilmiş bir gözdağı gibi gelmişti bana… Ancak Sony tam kare aynasızlarda neredeyse pazarın tümüne hâkim durumda. Canon EOSR ve Nikon Z fotoğraf makineleri bu durumu değiştirebilecek mi pek sanmıyorum. Bu arada Fujifilm, özellikle tam kare formattan uzak duran bir politika izliyor. Lakin 2016’da GFX 50S ile aynasız fotoğraf makinelerinde “orta format” algılayıcı devrini başlattılar ve bana kalırsa da çok akıllıca davrandılar. Şimdi bu bakir pazarda rakipsizler… Nitekim bu ürün gamlarına bir de GFX 50R’ı eklediler…

    Tam kareden büyük algılayıcı

    Orta format diyorduk… Benim gibi analog fotoğraf makinesi dünyasından gelen nesil iyi hatırlayacaktır. 1980’li yıllarda bir fotoğraf makinesi sahibi olmak çok kolay değildi. Genellikle o dönem Sovyetler Birliği olarak adlandırılan yerden gelen Zenit’ler hem uygun fiyatlı hem de kolay bulunurdu. Tabii paranız varsa, Canon, Nikon, Pentax, Olympus, Minolta veya Yashica da satın alabilirdiniz. Ancak çooook zenginseniz bir Leica’nız da olabilirdi elbette…

    İsimlerini saydığım bu aklıma ilk gelen fotoğraf makineleri 35 mm olarak da nitelendirilen 24×36 mm ölçülerinde negatif film kullanırlardı. Ancak, o dönemlerde de “orta format” adı verilen fotoğraf makineleri vardı. Yine “Rus Pazarı”nda bulabileceğiniz o günlerin Doğu Almanya’sında üretilen Lubitel ile Rusların Kiev’i “orta format” roll film kullanırdı. Roll film ile makinenin özelliklerine bağlı olarak 4,5×6 (42 mm x 56 mm), 6×6 (56 mm x 56 mm) ya da 6×7 (56 mm x 67 mm) ölçülerinde fotoğraf çekebilirdiniz. Yani o zamanlarda da daha büyük film yüzeyi özellikle baskı işlerinde daha fazla kalite anlamına geliyordu. Nitekim Fujifilm de GFX 50 serisi ile bu boşluğu iyi değerlendirdi.

    Bugün orta format sayısal fotoğraf makineleri dünyasında üstünlüklerini ve kalitelerini kanıtlamış birçok ürün var. Pentax, Hasselblad ve Phase One ile Sony bu özel alanda ürünleriyle yer alıyorlar. Ancak tüm bu orta format fotoğraf makineleri özellikle profesyoneller tarafından stüdyo ortamlarında kullanılan son derece pahalı ve hassas ekipmanlar. Oysa Fujifilm fiyat/performans olarak adeta bir tam kare fotoğraf makinesi fiyatına orta format sunmayı hedeflemek üzere yola çıkmış.

    GFX 50R’ın algılayıcısı 33 mm x 44 mm boyutlarında… Şöyle ki, tam kare 24 mm x 36 mm ve APS-C yani kırpılmış format fotoğraf makineleri ise 16 mm x 24 mm boyutlarında algılayıcıya sahipler. Ayrıca 51,4 MP çözünürlüğe sahip ki, görsel kalitesi insana sabahlar olmasın dedirtecek nitelikte… Peki, Fujifilm iki yıl aradan sonra ortada GFX 50S gibi bir ürünü varken neden bu yeni ürünü piyasaya sürme ihtiyacı duydu?.. Algılayıcı, işlemci vs. bir değişiklik var mı? Hayır yok… Hemen hemen tüm bu unsurlar, GFX 50S’tekinin aynısı… Neler değişti acaba dersiniz?

    GFX 50S’ten farkları neler?..

    Gözünüze çarpan ilk değişiklik GFX 50R’ın GFX 50S’e oranla boyutlarının inanılmaz derecede küçülmüş olması… Özellikle GFX 50S’in arkasındaki çıkıntısı ve grip boyutunda önemli farklılıklar var. Hemen söyleyeyim GFX50R 145 gr daha hafif… Bu 145 gramın ne kadar önemli olduğunu boynunda makine gezenler daha iyi anlayacaktır.


     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

    GFX 50R:160.7mm x 96.5mm x 66.4mm, 775g (batarya ve hafıza kartıyla)

    GFX 50S:147.5mm x 94.2mm x 91.4mm, 920g (batarya, hafıza kartı ve EVF ile)

    Bir başka önemli farklılık ise bakaçta kendini gösteriyor. GFX 50R’da “range finder” biçimi makinenin solunda yer alan bakaç, 50S’te tipik SLR’larda olduğu gibi orta bölümde… Tabii 50S’te bakaç modüler bir yapıda olduğu için çıkartmak, yönünü değiştirmek mümkün ama 50R’da bakaç sabit durumda… Her iki makinede de EVF çözünürlüğü 3,69 milyon dots olmasına rağmen, 50S 0,85x değeri ile (50R’da 0,77x) daha fazla büyütme özelliğine sahip…

     

     

     

     

     

    Gövdede yapılan köklü boyut küçülme sonucu kontrol düğmeleri ve göstergelerde de önemli değişiklikler var. Örneğin 50S’te karşımıza çıkan X-H1’e miras kalan LCD gösterge 50R’da bulunmuyor. Ayrıca ISO tekerleğini de 50R’da göremiyorsunuz ancak ekstradan pozlama telafisi çarkı var. Yine hemen fotoğraf makinesinin arkasında yer alan “dört yapraklı yonca” kontrolü yerini X-E3’lerdeki gibi bir joystick’e bırakmış. Özellikle odaklama noktasını seçerken çok işe yarıyor.

    Nemrut Dağı’ndan güneşe bakmak

    Adıyaman Belediyesi’nin davetlisi olarak birincisi yapılan Çiğ Köfte Festivali’ne gitmek üzere yola çıkmadan önce Fujifilm GFX 50R’ı, GF 32-64 mm f/4 ve GF 63 mm f/2,8 lenslerle birlikte Fujifilm yetkilisi Kaan Kurtuluş’tan teslim aldım. Dış ortamda orta format bir fotoğraf makinesi kullanmak fikrine doğrusunu söyleyeyim biraz önyargılı bakıyordum. Ta ki, GFX 50R’ın gribini kavrayıncaya kadar… Şöyle ki, günlük olarak kullandığım aynasız fotoğraf makinesi 24-70 lensle birlikte 1,5 kilodan biraz fazla olmasına rağmen 50R, 63 mm lensle birlikte yalnızca 1,1 kilo civarında… Yani 400 gr daha hafif…

    Dolayısıyla Nemrut Dağı’na tırmanırken yüküm beklediğim kadar da ağır değildi. Açıkçası 63 mm o kadar rahat geldi ki, 32-64 mm’e dokunmadım bile desem yeridir… Güneşin doğarken ve batarken izlenebildiği dünyanın en güzel noktalarından birindeydim ama şansım yaver gitmiyordu. Şöyle ki, Nemrut’a 13 Ekim Cumartesi akşamı gün batımı izlemek için çıktığımda güneş bulutların arasında kaldı ve güne erkenden veda etti. Yöre sakinleri, “Yılın 15 günü böyle olur… Bu da size denk geldi…” dediler. Hemen ertesi gün yani 14 Ekim Pazar sabahı inanılmaz bir gündoğumu olmuş ve akabinde akşam da muhteşem bir günbatımı… Bir umutla 15 Ekim Pazar sabahı 05:00’te Nemrut’a bir kere daha tırmandık. Heyhat, Nemrut yine Nemrut’luğunu yaptı ve gündoğumu sisin arkasında kayboldu. Yani, Nemrut’ta güneşi seyredebilmek kısmetimizde yokmuş…

    Gelelim Fujifilm GFX 50R’a yine… 33 x 44 mm algılayıcı ve 51,4 MP çözünürlük ile GF lenslerin yapısı fotoğrafçıların o çok sevdiği alan derinliği hissini bambaşka bir boyuta taşıyor. Aslında bu makinenin performansını sokakta aksiyon halinde değil de bir model çekimiyle değerlendirmenin daha doğru ve adil olduğunu düşünüyorum. Manzaradan yana talihimiz de pek yerinde olmadığına göre…

    Teknik olarak GFX 50R

    Aslında çok küçük farklılıklar dışında GFX 50S’le hemen hemen aynı özellikleri taşıyan bir fotoğraf makinesi ile karşı karşıyayız. Ortak özellikler aşağıdaki gibi sıralanıyor:

    • G-mount
    • 4MP 44x33mm CMOS algılayıcı
    • ISO 100 – 12800, 50 – 102400 genişletilebilir
    • X Processor Pro işlemci
    • Film simülasyon modları
    • 425 noktaya kadar kontrast algılamalı AF sistemi
    • 3fps’ye kadar devamlı çekim
    • 1/4000s enstantane, elektronik olarak 1/16000s genişletilebilir
    • 30p’ye kadar Full HD video
    • 2,360k dots 3.2” dokunmatik LCD ekran
    • Çift SD kart yuvası (UHS-II)
    • NP-T125 batarya (tam dolu halde 400 kare)
    • Tam dış ortam koruma
    • Capture One Tethering uyumluluğu

    Sonuç olarak, Fujifilm orta format fotoğraf makinelerini stüdyo dışına çıkartma konusunda önemli bir adım daha atmış. Üstelik fiyatı da neredeyse bir tam kare aynasız fiyatından bile daha ucuz… “Taşınabilir” olması önemli bir avantaj… Ancak güçlü yapısına rağmen sokakta “hızlı” olduğunu söylemek de çok doğru olmaz. Bu da son derece doğal… Portre, manzara, “still life” türü fotoğraflarda sunduğu görsel kalite tartışılmaz. Sokakta fotoğraf çekilebilir ama “sokak fotoğrafçılığı” için idealdir demek çok iddialı olur…

    Şu anda ön siparişleri toplanmaya başlıyor. Fiyatı gövde olarak 4,500 dolar seviyesinde olacak. Türkiye’de de 24,995 TL gibi bir etiket taşıyacak. “Beni tam kare bile kesmiyor…” diyenlere şiddetle tavsiye olunur…

    (*) Daha fazla çekilmiş fotoğraf görmek istiyorsanız, Instagram galerimi ziyaret edebilirsiniz.

    Microsoft’un Github satın alımına Avrupa Birliği’nden onay

    Beklenen onay geldi ve Avrupa Birliği, Microsoft’un Github’ı satın almasına izin verdi. 

    Microsoft’un kısa bir süre önce Github’ı satın alması gündeme gelmiş, ancak işlemin Avrupa Birliği (AB) tarafından onaylanması yönünde bir şartın söz konusu olduğu belirtilmişti. Beklenen onay geldi ve Avrupa Birliği, Microsoft’un Github’ı 7,5 milyar dolar karşılığında satın almasına izin verdi.

    Bundan 4 ay kadar önce, Haziran aynın hemen başlarında Microsoft, Github’ı satın almak için girişimlere başladığının duyurdu. Ancak bu satın almaya öncelikle AB tarafından onay verilmesi gerekiyordu.

    Bir takım incelemelerin ardından AB, gerçekleşmesi talep edilen bu satın almanın sektör içerisinde rekabete aykırı herhangi bir olumsuz durum oluşturmadığını açıklayarak satışı onayladığını açıkladı.

    Satın almanın ilk olarak açıklanmasının ardından Microsoft’un CEO’su Satya Nadella, Github’ın var olan topluluğunun hizmetkarı olmaya aday olduklarını ve topluluk içerisinde önceliğin geliştiricilere verilmesine devam edeceğini açıklamıştı. Bunun yanında Github’ın açık kaynaklı bir platform olmaya devam edeceğini ve geliştiricilerden alınan geri dönüşleri kendi içlerinde değerlendirerek yetenekli olanlara yatırım yapılacağı ifade edilmişti.

    Rekabet yasası faktörü…

    Microsoft’un Github’ı satın almasında AB onayının nedeni ise rekabet yasası. Bu noktada AB’nin rekabet koşullarının tam olarak sağlanıp sağlanmadığı hususunda titiz davrandığını söylemek mümkün.

    Verilen onayın ardından Microsoft’un bu konuda rahatladığını ve bir an önce satın alımın gerçekleşmesi için gerekli adımlarını atacağını ifade edelim.

    İddia: Alienware’in piyasa değeri 3 milyar dolar olabilir

    Ünlü bilişim firması Dell’in oyun birimi Alienware’in piyasa değeri hakkında bir takım spekülasyonlar öne sürüldü. İşte detaylar…

    Son dönemlerde Dell, oyun sektörü ile çok ilgilenmiyor gibi gözükse de bundan 10 yıl kadar önce satın almış olduğu Alienware’in piyasa değeri aynı şeyi söylemiyor. Yapılan açıklamada Dell’e ait oyun biriminin sektörde 3 milyar dolarlık bir piyasa değerine ulaştığı belirtildi. Dell şirketinin düzenlediği bir toplantıya katılan ve aynı zamanda teknoloji endüstrisi analisti olarak bilinen Patrick Moorhead’in paylaşımı haberin kaynağı olarak gösteriliyor.

    Dell şirketinin 10 yıl kadar önce Alienware’i satın alarak oyun sektörüne yaptığı yatırımın meyvelerini vermeye başladığı görülüyor. Oyun biriminin piyasa değerinin 3 milyar dolar olarak açıklandığı haberin kaynağı ise oldukça güvenilir.

    Diğer yandan Alienware firmasının kurucularından Frank Azor da aynı şekilde Dell’in oyun biriminin rakiplerine oranla üç kat daha fazla bir büyüme gösterdiğini söyledi. Ayrıca Azor’un hala Dell şirketinde XPS ve oyun biriminden sorumlu olduğunu söylemekte fayda görüyoruz. Oyun biriminin 3 milyar dolar olarak açıklanmasına rağmen G serisi oyunların mı yoksa Alienware oyun ürünlerinin mi daha çok gelir getirdiği Azor tarafından açıklanmış değil.

    İşler yolunda…

    Dell şirketi oyun piyasasında giderek büyüme sağlarken oyun bilgisayarları konusunda ayrıcalıklı bir girişimde bulunmayı henüz düşünmüyor gibi. Ancak şirket için oyun sektöründe işlerin gayet iyi gittiği gözüküyor.

    İddia: Apple, Mac’lerde kendi işlemcilerini kullanmaya hazırlanıyor

    Apple cihazları hakkında genelde doğru öngörüler ortaya koyan Ming-Chi Kuo, son öngörüsüyle Apple’ın Mac bilgisayarlarında yakın zaman içerisinde kendi işlemcilerini kullanmaya başlayacağını ileri sürdü. İşte detaylar…

    Ming-Chi Kuo, Apple’ın geleceği ile ilgili öngörülerde bulunan önemli bir analist. Bizzat kendisinin hazırlamış olduğu son raporunda Apple’ın 2020 yılında Mac bilgisayarlarında kendi üretimi olan işlemcilere yer vereceğini ifade etti.

    Apple, halihazırdaki Mac bilgisayarlarında Intel firmasının işlemcilerini kullanıyor. Hatta Mac bilgisayarlar ilk üretildiklerinde dahi bünyelerinde Intel işlemciler ile piyasa çıkmış ve bu şekilde kullanıcıların hizmetine sunulmuştu. Apple’ın kendi üreteceği işlemciler ise ARM tabanlı ve tamamen şirketin kendi tasarımı olabilir.

    Diğer yandan analist Kuo’nun bu tahmini Bloomberg’in geçtiğimiz Nisan ayı içerisinde yaptığı haber ile aynı noktada buluşuyor. Bloomberg, yapmış olduğu haberde Apple’ın 2022 yılında bizzat kendi tasarımı olan ARM tabanlı işlemcileri Mac bilgisayarlarda kullanmaya başlayacağını iddia etmişti.

    Apple’ın ARM tabanlı kendi işlemcilerini Mac bilgisayarlarında kullanmaya başlayacak olması şirketin bazı konularda avantajlı olmasını da sağlayacak. Çünkü şirket bu şekilde Intel’e olan bağımlılığını azaltacak ve çip üreticisinden kaynaklı üretimsel gecikmeler nedeniyle tedarik süreçlerindeki aksamalar da ortadan kalmış olacak.

    Ortaya çıkan haberlere göre Apple’ın işlemcilerde değişiklik yapacağı ilk ürünün ise Mac bilgisayarlar olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak öncelikle şirketin ARM tabanlı kendi işlemcilerini öncelikle Intel işlemcilerin performansına yakın bir performansa getirmesi gerekiyor. Bu nedenle Apple’ın kendi işlemcilerini kullanmaya başlamasına ortama 2 – 3 yıl var gibi gözüküyor.

    Çocuklar günde kaç saat bilgisayar kullanmalı?

    Dijitalleşen bir dünyada çocuk yetiştiren ebeveynler için çocukların bilgisayar ve elektronik cihazları kullanmasına karar vermek oldukça zor bir süreçtir. Her ebeveyn çocuğunun en iyi imkanlarla büyütmek ister. Ancak internette yer alan içerikler genellikle yetişkinler içindir ve çocuğunuzun zihinsel gelişimi için uygun değildir. Peki çocuklar ne zaman bilgisayar kullanmaya başlayabilir? Günlük bilgisayar kullanım süresi ne kadar olmalıdır? İşte karar vermenize yardımcı olacak birkaç öneri…

    Çocuklar bilgisayarla ne zaman tanışmalı?

    Çocuğunuzun  bilgisayarı kullanmaya hazır olacağı kesin bir yaş yoktur. Bebekler altı aylıkken sesler ve resimleri ayırt etmeye başlarlar. Bütün çocuklar farklı oranlarda ve farklı şekilde gelişirler. Aslında ninni dinlemek gibi çok basit bir düzeyde, çocuğunuzu tablet veya bilgisayarla tanıştırabilirsiniz. Bilgisayar kullanırken bebeğinizi yanınızda bulundurmak, tanıdık bir nesne olarak algılamasına yardımcı olacaktır.

    Çocuğunuz yürümeye başladığı dönemde (2 yaş ve üstü), insan ve çevreyi daha kapsamlı bir şekilde kavrayabilecektir. Bu aşamada, bilgisayar kullanımından, oyun ve motor ve dil becerilerini geliştirmesine yardımcı olacak diğer içeriklerden yararlanarak faydalanmaya başlayabilir. 3 yaş dönemi bunun için daha uygundur. Sizin seçeceğiniz eğitici içeriklerle çocuğunuz tabletlerle tanışabilir.

    Çocuğunuz okul çağına geldiğinde, ister okulda olsun ister arkadaşlarıyla olsun, ister istemez internete girme şansına sahip olacaktır. Kısacası, çocuğunuz üzerindeki çevrimiçi kontrolü kaybedeceksiniz. Bu nedenle, çocuklarla internetin tehlikeleri hakkında konuşmak ve bunları gerçekleşmeden önlemeye yönelik girişimler oldukça faydalıdır. Bir noktada, çocuğunuzun bilgisayarlara sınırsız erişimine kesin bir şekilde izin vereceksiniz. Ancak, onlara neyin uygun olduğunu öğretebilir, sorgulanabilir siteleri engelleyen yazılımları kullanabilir ve kullanımını takip edebilirsiniz. İster okul projeleri için araştırma yapıyor olsunlar, ister sosyal ağ sitelerine kaydolsunlar çocuklarınızın internetteki davranışlarını ve alışkanlıklarını konusunda bilgi sahibi olmalısınız. Özellikle çevrimiçi oyunlar konusunda haberdar olmalı, bilgisayar kullanım alışkanlıklarını ve yeni trendleri yakından takip etmelisiniz.

    Erken bilgisayar kullanmaya başlamanın olumsuz etkileri neler olabilir?

    Okul öncesi bilgisayar kullanımının çocuk gelişimi üzerinde olumsuz bir etkisi olup olmadığı konusunda çok fazla tartışma var. Üstelik okul öncesi bilişimin hayal gücünü sınırlandırabileceğini gösteren kanıtlar da var. (Örneğin, çocuk var olan bir görüntüyü manipüle edebilir, ancak kendi oluşturamaz) ve sosyal etkileşim becerilerinin gelişmesini engelleyebilir. Bilgisayar kullanımının çocuğunuza spor yapmasını, yaratıcılığı arttırmasını veya arkadaş edinmesini öğretmeyeceğini unutmayın.

    Çocuklar günde kaç saat bilgisayar kullanmalı?

    Dijital çağdaki birçok ebeveyn için, ekran süresi ve cihazlar üzerinden yapılan aile içi  savaşlar, aile hayatının iç karartıcı bir parçası haline geldi ve çoğu aile bu konuda kendisini çaresiz hissediyor.

    Artık çocuklar dışarıda arkadaşları ile oynamak yerine vaktinin çoğunu ekranlar karşısında geçirmeyi tercih ediyor. Üç yaşındaki bir çocuğa tablet alındığında tüm gün oyun oynuyor, yedi yaşındakiler tüm gece YouTube’da video seyrediyor, dokuz yaşındakiler artık telefon istiyor, 11 yaşındaki çocuklar yaşlarına uygun olmayan video oyunlarını oynamak için aileye baskı yapıyor, Instagram’dan asla çıkmayan 14 yaşındakiler, çocukluk ve ergenliğin her aşamasını dijital dünya ile paylaşıyor.

    Birkaç yıl öncesine kadar ebeveynler “ekran süresi” konusunu merkeze alarak, çocukların internet kullanımını sınırlandırmaya çalışıyordu. Ancak şu anda ailelerin de teknoloji bağımlısı olması sebebiyle çocuklara bu konuda sınır koymak oldukça zor. Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) hala 6 yaşından küçük çocuklar için bir saatlik bilgisayar/tablet kullanımını öneriyor. Bu zamanı 20 dakikalık 3 seans halinde kullanabiliriz. Ancak ekran bağımlılığı olmaması adına Pedagog Aslı Karamuk, 3-6 yaş çocuklar günde yarım saatten fazla dijital ekranlara maruz kalmamalı şeklinde görüşlerini paylaşıyor. Bu yaşlar çocuğun oyun oynayarak keşfetme ve öğrenme dönemleri olduğu için ekran karşısında geçirilmemelidir.

    6 yaşından sonraki çocuklar için ise 45 dakika bilgisayar kullanımı öneriliyor ancak bu süre 1 saati geçmemeli. 10-13 yaş arası çocuklar için ise ideal bilgisayar kullanım süresi 2 saat olmalı. 14 yaş sonrası ise için ise zaman sınırı koymak oldukça zor. Bu süreçte çocuğun internetin riskleri ve siber zorbalık konusunda bilgilendirilmesi gerekiyor. Bu konuda ailelere önemli sorumluluklar düşüyor.

    Uygun fiyata alınabilecek en iyi 5 konsol paketi!

    8. nesil oyun konsolları 2013 yılında piyasaya sunulmalarına rağmen, belli güçlendirmeler ve birçok cazip paketle beraber, popülerliklerini sürdürmeye devam ediyor. Özellikle PlayStation 4 ve Xbox One tarafında son dönemde kıyasıya bir savaş yaşanırken, hem Sony hem de Microsoft en yeni oyunlarla beraber sundukları konsol bundle’larıyla oyuncuları cezbetmeye çalışıyorlar.

    En iyi PS4 ve Xbox One konsol paketleri!

    Bizde sizler için bu cazip konsol bundle’larından beş tanesini seçtik ve listeledik.

    MICROSOFT Xbox One S 1TB Konsol FIFA19 + 2. Kumanda

    Microsoft’un oyun konsolu Xbox One S, son dönemin en sevilen futbol oyunlarından biri olan FIFA 19 ile beraber sunuluyor. Ayrıca, ikinci gamepad bu paketle beraber ücretsiz sunuluyor.

    MICROSOFT Xbox One 1TB Oyun Konsolu Sea of Thieves +Pubg

    Karşınızda bir başka sağlam Xbox One S paketi. Bu farklı teklifte bu kez Microsoft’un exclusive oyunu Sea of Thieves ve Battle Royale’in efsane ismi PUBG var.

    SONY PS4 1TB + Fifa 19 Oyun Konsolu

    Bu kez PS4 üzerinden yapılan bir konsol teklifi ile karşınızdayız. PS4’ün 1 TB’lık modeliyle beraber FIFA 19 da kullanıcılara sunuluyor.

    XBOX ONE S 1TB + PUBG + 3 Aylık Live + 3 Aylık Gamepass

    Xbox One’ın bu teklifinde PUBG’nin yanı sıra, 3 aylık Xbox Live ve Gamepass üyelikleri sunuluyor.

    MICROSOFT XBox One S Oyun Konsol Bundle Set

    Xbox One S’in bu özel paketinde bu kez ücretsiz olarak PES 2018 veriliyor.

    Asus ZenFone 6 tasarımı ile herkesi şaşırtabilir!

    Yeni yıla girmemize kısa bir süre kalırken, akıllı telefon üreticileri yeni amiral gemi modelleri için kolları sıvamış durumda. Dünyanın en büyük altıncı bilgisayar üreticisi olan Asus, akıllı telefon sektöründe aynı popülerliği kazanamadı. Ancak, ciddi bir kitleye sahip olan şirket Zenfone serisi akıllı telefonları ile dikkat çekmeyi başarıyor.

    Zenfone 6 tasarımı çentik ile çok konuşulacak!

    Bu kapsamda Zenfone 6 üzerinde çalışan Asus’un, iPhone X ile yaygınlaşan ekran çentiğini bambaşka bir boyuta taşıyacağı ortaya çıktı. Son dönemde üreticiler ekran çentiğini ortadan kaldırmak için kızaklı yapıdaki kamera sistemlerine yoğunlaşırken, Asus çok daha farklı bir çözüm üzerinde çalışıyor.

    Zenfone 6 modeline ait olduğu iddia edilen prototipler ortaya çıktı. Bu prototiplerin en dikkat çekici yönü ise ön kameranın ekranın sol üst kısmında küçük bir çentik şeklinde yerleştirilmesi oldu. Bu çentiğin üst çerçeve ile herhangi bir bağlantısı bulunmuyor. Yani, doğrudan ekranın içerisinde açılmış bir delik gibi konumlandırılmış.

    Arka kısımdaki üç kamera dikey bir şekilde konumlandırılırken, 3,5 mm kulaklık girişi bulunuyor. Şu anda cihazın ön kısmı hariç, önceki modellere kıyasla genel görünümde ciddi bir değişim görülmüyor. Tabi, henüz ortaya çıkan tasarımı doğrulayabilmek için çok erken. Bu nedenle Asus çok daha farklı bir tasarımla karşımıza çıkabilir.

    Tasarruf Sağlayan Teknolojik Ürünler 

    Tasarruf sağlayan teknolojik ürünler ile ekonominize uzun süreli katkı sağlamaya ne dersiniz? Sizin için seçtiğim ürünler hem daha az enerji harcıyor hem de hayatınızı kolaylaştırıyor.

    En popüler akıllı saat önerileri

    Akıllı telefonların hayatımıza girmesi ve vazgeçilmez iletişim aracı haline gelmesinden sonra, akıllı saatler de hayatımızın önemli bir parçası haline geldi. Akıllı telefonlarla birlikte çalışan ve mobil uygulamayla verileri senkronize eden akıllı saatler, bize sadece zamanı göstermiyor; uygulama zenginliği ve özelleştirilebilir fonksiyonlarla adeta bize kılavuzluk yapıyor. Günlük hayatımızda şık bir aksesuar olarak bize eşlik eden akıllı saatler, günlük aktivitelerimiz ya da spor faaliyetlerimizde elde ettiği verilerle yön gösteriyor. Bu yazıda size MediaMarkt internet mağazasından seçtiğim akıllı saat seçenekleri öneriyorum.

    akıllı saat

    APPLE AW S3 GPS MQL12TU/A 42mm Uzay Grisi Alüminyum Kasa ve Siyah Spor Kordon

    MediaMarkt internet mağazasından seçtiğim ilk akıllı saat, Apple’ın üçüncü seri akıllı saati olan Apple Watch Series 3. Aktivitelerinizi izlemek için kullanabileceğiniz ve size eşlik edecek yetenekli bir asistan işlevi görecek olan Apple Watch Series 3, çift çekirdekli işlemcisi, kullanışlı iOS işletim sistemi ve 8 GB bellek kapasitesiyle geliyor. Bluetooth 4.2 destekli bu şık akıllı saat, 802.11b/g/n kablosuz ağ standartlarını destekliyor. Yerleşik GPS modülüyle yürürüş, koşu, bisiklet, yüzme gibi tüm aktivitelerinizi yüksek doğrulukta takip eden bu ürün, size uygun aktiviteler önererek yeteneğini de ortaya koyuyor. Sağlığınızla ilgili verileri de barındıran Apple Watch Series 3, kalp atış hızınızı ölçüyor ve stress seviyenizi de tespit ederek size yardımcı oluyor. 18 saate kadar pil ömrü sunan ürün, 50 metreye kadar su geçirmez olduğu için su sporlarında da sizi yalnız bırakmıyor.

    akıllı saat

    SAMSUNG Gear S3 Frontier Akıllı Saat

    Önereceğim ikinci akıllı saat, son dönemde piyasaya sunduğu ürünlerle ses getiren Güney Koreli Samsung’un Gear S3 Frontier modeli. Gerçek bir analog saat görüntüsü veren bu akıllı saat, aynı zamanda günün 24 saatinde size eşlik eden şık bir aksesuar. Çift çekirdekli işlemciden güç alan bu ürün, Android işletim sistemiyle çalışıyor ve uygulamalarla işlevselliği artırılabiliyor. 4 GB hafızaya sahip olan  Samsung Gear S3 Frontier, Bluetooth 4.2 sürümünü destekliyor. Kablosuz ağ standartları 802.11 b/g/n ile de iletişim kuruyor. Dahili GPS modülüyle bir akıllı saate gerek duymadan konumunuzu ve aktivitelerinizi takip edebilen ürün, dahili hoparlörüyle gelen çağrıları saatinizden cevaplamanızı sağlıyor. Gear S3 aynı zamanda MST (Manyetik Güvenli Aktarım)  ve NFC (Yakın Saha İletişimi) ödeme teknolojilerini de destekliyor. Bu sayedde ödemelerinizi saatinizi kullanarak yapabiliyorsunuz. Gear S3, yüzme veya dalma sporu için uygun bir seçenek değil. Sadece 1,5 metreye kadar su altında kullanılabilir.

    akıllı saat

    SAMSUNG Gear Sport Akıllı Saat Mavi

    Akıllı saat satın almayı düşünenlere üçüncü önerim de yine Samsung’dan. Bu ürün ise spor yapanları hedefleyerek geliştirilen Gear Sport modeli. Mavi ve siyah olmak üzere iki renk seçeneği bulunan bu akıllı saat, üretici firmanın tanımıyla adeta bir kişisel fitness antrenörü. Bu ürün, yürüyüş, koşu ve yüzme gibi sportif aktivitelerinizi takip edip, size gelecek spor programınızda kılavuzluk etmek için raporluyor. Gear Sport kalp atış hızınızı ölçerek sizi bilgilendiriyor. 60’tan fazla antrenman arasından dilediğinizi seçerek, akıllı saatinizin kılavuzluğunda hemen spora başlayabilirsiniz. Ürün 50 metreye kadar suya dayanıklı. Bu sayede su sporlarında da sizinle birlikte olacak ve aktivitelerinizle ilgili bilgi edinmenizi sağlayacak. Dilerseniz aktivite kayıtlarınızı yüzme takip uygulaması Speedo On ile de senkronize edebilirsiniz. Gear Sport, uçak yolculuklarınız sırasında size esneme hareketleri yapmanızda yön göstererek rahatlamanızı sağlıyor.

    akıllı saat

    ALCATEL Movetime MT30G Akıllı Saat

    Akıllı saat konusuna girmişken, çocukları da unutmak olmazdı. MediaMarkt internet mağazası, çocuklarınıza arkadaşlık edecek teknolojik arkadaş oalrak Alcatel’in Movetime MT30G modelini de satışa sunuyor. Bu akıllı çocuk saati, çocuklarınızın bulunduğu konumu takip edebilmenizi, gerektiğinde saat üzerinden konuşabilmenizi sağlayan çok işlevsel bir ürün. Hem Android hem de iOS akıllı cihazları destekleyen üründe aileler tarafından önceden tanımlanmış numaralarla iletişim kurubiliyor. Aileler, akıllı telefonlarından gerektiğinde çocuklarının bulunduğun konumu takip edebiliyor ve bu sayede güvende olup olmadıkları hakkında fikir sahibi oluyor. Çocuğunuz güvenli bölge olarak tanımladığınız alam dışına çıktığında uyarı alabilirsiniz. Çocuğunuz ise acil durumlarda saatin üstündeki SOS (İmdat) tuşunu kullanarak tanımladığınız numaradan yardım isteyebilir. Alcatel Movetime MT30G model akıllı çocuk saati satın alındıktan sonra bir operatöre başvurarak hat satın almanız ve size verilecek SIM kartı saate takmanız gerekiyor.

    Amazfit GTS 2 akıllı saat incelemesini aşağıdan izleyebilirsiniz:

    Sorularınız olursa yorumlardan bana ulaştırabilirsiniz

    Bu yazıda size akıllı saat seçenekleri hakkında detaylı bilgi vermeye çalıştım. MediaMarkt internet mağazasında satışa sunulan tüm akıllı saat seçeneklerini buradan görebilirsiniz. Konuyla ilgili sorularınız olursa, aşağıdan yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.

    Twitter’da beni takip edin: https://twitter.com/melihbayramdede

    YouTube kanalıma abone olun: https://www.youtube.com/c/melihbayramdede


    MediaTrend’de yayınlanan diğer yazılarıma göz atmak ister misiniz?

    En popüler verimlilik uygulamaları

    Kablosuz kulaklık ile özgürlüğün keyfini yaşayın

    Öğrenciler için ideal tablet bilgisayar önerileri

    Huawei Mate 20 Pro’nun uygun fiyatlı versiyonu çıktı!

    Hangi akıllı telefonu veya işletim sistemini kullandığınızı bilmiyoruz, ancak geçtiğimiz haftalarda tanıtımı gerçekleştirilen Huawei Mate 20 Pro’nun 2018 yılının en iyi akıllı telefonlarından birisi olduğu tartışılmaz bir gerçek. Üst seviye bir donanıma sahip olan telefon, başka telefonları şarj etme gibi benzersiz özellikler sunuyor.

    Huawei Mate 20 Pro, Çin için özelleştirildi!

    Tabi, bu üst seviye özelliklerin bir bedeli bulunuyor. Kısa bir süre sonra başta MediaMarkt olmak üzere ülkemizde raflarda yerini alacak olan Mate 20 Pro’nun Avrupa fiyatı 1049 Euro olarak açıklandı. Bu modelin şirketin ana vatanı Çin’de daha uygun fiyatlı olması oldukça normal, ancak Huawei’den oldukça ilginç bir adım geldi.

    Çin’de Mate 20 Pro’nun dünya genelinde satışa sunulan versiyonuna kıyasla bazı donanımsal farklar içeren uygun fiyatlı iki versiyonu duyuruldu. Fiyatı 680 Euro’dan başlayan bu modeller 8 GB RAM ile birlikte geliyor.

    128 GB dahili depolama alanına sahip olan versiyonun fiyatı 760 Euro, 256 GB dahili depolama alanına sahip olan versiyonun fiyatı ise 860 Euro’ya denk geliyor. Huawei’nin Çin’de bu tarz özel stratejiler uyguladığı daha önce görüldüğü için bu modellerin dünya genelinde satışa sunulması beklenmiyor.