Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Fotoğraf/KameraBenim gözümden Fujifilm X-T3 | Cem Kıvırcık

    Benim gözümden Fujifilm X-T3 | Cem Kıvırcık

    Fujifilm X-T3 dünya ile aynı anda Türkiye’de…

    Aynasız fotoğraf makineleri pazarında rekabet kızışıyor. Bugüne kadar Sony ve Fujifilm’in tahakkümünde giden, zaman zaman Olympus’un dışarıdan ataklar yaptığı, Canon’un zayıf hamlelerde bulunduğu, Nikon’un hep uzak durduğu aynasız pazarı artık tam anlamıyla olgunlaşıyor.

    Geçtiğimiz günlerde önce Nikon, Z6 ve Z7 modellerini duyurdu. APS-C yani kırpık algılayıcılı bir sistem yerine doğrudan tam kare pazarını seçmişti kendine rekabet alanı olarak. Yani Sony aynasız tam kare dünyasında artık yalnız kalmayacaktı. Hemen arkasından da Canon EOS R haberi geldi. Canon da bir tam kare aynasızla sahnede yerini almıştı.

    Pazarın kıdemlilerinden Fujifilm’den bir X-T3 beklentisi içindeydik ama yeni fotoğraf makinesinin duyurusunun daha geç yapılacağını umuyorduk. Ancak 6 Eylül itibariyle X-T3 görücüye çıktı. Tüm dünyada aynı anda, yani 20 Eylül’de satışa sunulacaktı… Ve ben 7 Eylül itibariyle Fujifilm X-T3’ü deneyimlemek üzere elde makine sokaklara çıktım.

    X-T3 ile X-T2 arasındaki farklar nedir?..

    Fujifilm X-H1 ile ilgili yazımı hatırlayacak olursanız orada yazdıklarımın tam bir incelemeden ziyade fotoğraf üreten birinin gözünden bir “izlenim” olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştim. İlk etapta fotoğraf makinesinin performansıyla ilgili değerlendirmelerde bulunacağım. Yani izlenimlerim daha önce de olduğu gibi fotoğraf makinesi odaklı olacak. Video konusunu uzmanlarına bırakıyorum.

    Öncelikle Fujifilm X-T3, APS-C algılayıcıya sadakatini devam ettiriyor. Rakipleri sahaya tam kare ürünlerle çıkarken, Fujifilm APS-C alanında etkisini arttırıyor. GFX50s modeliyle tam karenin de üzerinde orta format bir fotoğraf makinesiyle “Orta format tam kareden büyüktür!” diyen Fujifilm, X-T3’te bence devrimsel değişiklikler yapmış.

    Birçok Fujifilm ürünü, hatta X-T2 kullanan arkadaşım, “X-T2 ile arasında bir değişiklik yok” deseler de ben bu söylemin bir anlamda iç tesellisi olarak kullanıldığını düşünüyorum. Şimdi, algılayıcıyı yepyeni bir başka algılayıcı ile değiştirmişsiniz, işlemciyi daha güçlüsü ile değiştirmişsiniz, çözünürlük kaliteniz 24,3 MP’den 26,1 MP’ye yükselmiş… Eee, değişiklik yok! Hadi canım… Ha, X-T2 işinizi görüyor, sizi tatmin ediyor ve beklentilerinizi karşılıyorsa değiştirmeniz için gerek yok elbette. Ama “değişiklik yok” demeyi yukarıda da belirttiğim gibi biraz iç tesellisi bir değerlendirme olarak kabul ediyorum.

    Yeni algılayıcı, yeni işlemci

    Teknik olarak bakacak olursak, Fujifilm X serisi, T ürünlerinde kullandığı X-Trans CMOS algılayıcıyı dördüncü nesline yükseltmiş. Bu algılayıcıyı da X-Processor Pro IV işlemciyle donatmış. Bu geliştirmeler de görüntü işleme hızı ve kalitesine doğrudan yansımış. Algılayıcı 26,1 MP çözünürlükte JPEG ve RAW fotoğraflar üretmenize olanak sağlıyor.

    Kişisel olarak beni en çok heyecanlandıran geliştirmelerin başında Fujifilm X-T3’ün AF, otomatik odaklama performansının şimdi zirveye ulaşmış olması geliyor. Özellikle sokakta yaşanan anı, ya da herhangi bir aksiyonu, mesela spor karşılaşmalarını çeken fotoğrafçılar hızlı ve kararlı otomatik odaklama performansından çok memnun kalacaklar.

    Düşük ışığın hâkim olduğu ortamlarda X-T3, bariz olarak üstünlüğünü ortaya koyuyor. Düşük ışıktaki faz algılamalı AF işlevi de 2 stop civarında geliştirilmiş ve -1EV seviyesinden -3EV seviyesine indirilmiş. Yani sadece mum ışığı ile aydınlanan bir ortamda veya gece fotoğrafçılığı gibi düşük ışıklı ortamlarda da doğru odaklanma artık garanti.

    Bu arada en düşük duyarlılığı X-T2’de 200 iken (100’e indirebiliyordunuz) X-T3’te 160 (80’e indirilebiliyor) olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca düşük ışık AF sınırı -3EV sınırına taşınmış durumda. Dinamik aralık o kadar iyi ki, +3EV-3EV arasındaki pozlama telafisinde +5EV-5EV değerlerine yükselebiliyorsunuz.

    Boyutlarda çok değişiklik yok ama…

     Fujifilm, kullanıcılarının çok sevdiği retro fotoğraf makinesi tasarımından taviz vermiyor ve bence çok iyi yapıyor. Makinenin fiziksel boyutlarında göze çarpan önemli bir farklılık yok. Doğal olarak X-T3, X-T2’ye göre biraz ağırlaşmış ve makine gövdesinin ağırlığı 507 gramdan, 539 grama yükselmiş. Yani X-T3, 32 gram daha ağır. Ölçülerdeki farklılıklar ise şöyle:

    • X-T2 / 132,5 x 91,8 x 49,2 mm
    • X-T3 / 132,5 x 92,9 x 58,8 mm

    Grip bölümünde neredeyse 1 santime yakın büyüme gözle fark edilmiyor. Ayrıca hemen makinenin üzerinde yer alan kontrol tekerleklerinin çapları biraz küçültülmüş. Bu da üstten bakıldığında makineye daha küçülmüş hissi veriyor. Bu tekerleklerin üzerindeki kilitleme sistemini yanlışlıkla ayarlarınızı kaçırmanızı engellediği için çok sevmiştim. X-T3 bu geleneği devam ettiriyor. Benim için bir başka önemli şey ise diyoptri ayarı… Kendi gözlerime göre ayarladığım diyoptri ayarı bazen yanlışlıkla, bazen de makineyi inceleyen arkadaşların el atmasıyla bozulduğu için, ben de makineyi alıp tekrar tekrar ayar yapmaktan nefret ediyordum. Fujifilm X-T3’te kişisel diyoptri ayarınızı da topuzu iterek kilitleyebiliyorsunuz.

    Özellikle spor ve aksiyon fotoğrafları konusuna yukarıda değinmiştim. Mekanik olarak saniyede 11 kare hızında fotoğraf çekmenize imkân veren X-T3, “Spor vizör modu” seçildiğinde devreye giren elektronik örtücü ile 16,6M (1,25x kesilmiş) olarak saniyede 30 kare hızına yükselebiliyorsunuz. Hem de “blackout” (kararma) olmadan…

    Yuvalarda da gelişme var…

    Fujifilm, uzunca bir süredir UHS-II tipi SD kartları destekleyen ürünler yapıyor. Nitekim, X-T3’te de her ikisi de UHS-II destekli SD kart yuvaları var. Bu çok önemli… Çünkü SD kartlarınızdan bir tanesi sorun çıkarttığında öteki yuvadakini yedek olarak kullanabiliyorsunuz. Daha önceki nesil X serisi Fujifilm kameraların en çok eleştirilen yanlarından biri mikrofon ve kulaklık girişlerinin gövde üzerinde yer almamasıydı. Bunlar için fazladan bir grip kullanmak zorunda kalıyordunuz. Ancak artık mikrofon ve kulaklık girişlerinin yanı sıra, USB Type-C (USB 3.1 Gen 1) ve HDMI bağlantısı da gövdeye entegre olarak gerekiyor. Type-C bağlantısı sayesinde daha hızlı veri aktarımı, daha hızlı şarj ve tethering yapabiliyorsunuz.

    Belki de X-T3’ü APS-C formatlı aynasız makineler arasında zirveye taşıyacak en önemli özellik ise, makinenin 4K 60 fps 10 bit video çekebilme yeteneği… Diğer APS-C formatlı kameralar ile karşılaştırıldığında Fujifilm X-T3 “ilk” özelliğini taşıyor. Dolayısıyla iyi bir fotoğraf makinesinin yanı sıra hareketli görüntüler için de iyi bir video kamera sahibi oluyorsunuz.

    Fujifilm’in lisans sahibi olduğu 16 film benzetim modu X-T3’te de karşımıza çıkıyor. Bunlar sırasıyla; PROVIA/Standard, Velvia/Vivid, ASTIA/Soft, Classic Chrome, PRO Neg.Hi, PRO Neg.Std,Black & White, Black & White+Ye Filter, Black & White+R Filter, Black & White+G Filter, Sepia, ACROS,ACROS+Ye Filter, ACROS+R Filter, ACROS+G Filter, ETERNA/Cinema). Ayrıca siyah beyaz mod seçil iken fotoğrafın sıcaklık değerini -9 ve +9 değerleri arasında ayarlayabiliyorsunuz.

    Artılar, eksiler…

    Daha önce X serisi ürünleri deneyimlemiş biri olarak Fujifilm X-T3’te çok önemli artılar olduğuna inanıyorum. İşlemci, algılayıcı, AF hızı, düşük ışık performansı gibi birçok önemli konuyu Fujifilm ustalıkla kotarmış. Makinenin dünya lansmanı fiyatı $1,499 (Bu yazıyı yazdığımızda dolar 6,30₺ seviyesinde idi… Yani 9,450₺ kadar… Oysa bu ürün Türkiye’de dünya ile aynı tarihte 8,499₺’ye satılacak ki bence bu çok önemli bir artı… Batarya performansında da önemli iyileştirmeler yapılmış. Fujifilm, daha önce X-T2’de kullanılan aynı tip tam dolu batarya ile 340 yerine 390 kare fotoğraf çekilebileceğini iddia ediyor.

    Gelelim eksilere… Ne yazık ki, Fujifilm’in bir önceki modeli olan X-H1’deki gövdeye bütünleşik titreşim engelleme sistemi X-T3’te karşımıza çıkmıyor. Bunun bir pazarlama taktiği olarak eksik bırakıldığını düşünüyorum. Öte yandan, bu kadar iyi video performansına sahip bir makinede katlanabilir LCD ekranın hareketlerinin kısıtlı olmasını çok doğru bulmuyorum. X-T2’deki ile tamamen aynı… Bence bu da değiştirilebilirdi. Belki de dokunmatik özelliğin gelmesi bir nebze teselli sayılabilir.

    Bu arada fotoğraf makinesi satın almak istiyorsanız buraya bir göz atmanızda yarar var.

    Örnek fotolar (*) 

    (*) Fotoğraflar JPEG olarak, herhangi bir fotoğraf işleme yazılımı veya uygulaması kullanılmaksızın doğrudan eklenmiştir.

    Haberler

    BUNLARI DA BEĞENEBİLİRSİN