Dünyanın neredeyse telefon kullanan büyük bir kısmı mesajlaşma uygulamalarından en az birini kullanıyor. Bütün eleştirilere rağmen WhatsApp küresel boyutta en çok güvenilen(tartışılır) ve kullanılan uygulamalardan biri. Yeni şifreleme özelliklerine rağmen Android Mesajlar uygulaması WhatsApp’ın gerisinde kalıyor.
Google’a karşı Apple, gizlilik özellikleri ve Apple’ın uygulama takibine ek olarak yakında gelmesi beklenen çevrim içi parmak iziyle posta takibi konusundaki adımlarıyla son aylarda en çok konuşulan konulardan oldu. Apple, iOS 15 ile iMessage revizyonu yapmaya hazırlanırken, Google da radikal güncellemeleri başlattı.
Android Mesajlar kullanıcısıysanız, bırakmak için yeni bir neden olabilir. İki gelişme buna neden oluyor. Android Mesajları, SMS mesajlarından ayıran özellikler bulunuyor ancak yine de istendiği kadar efektif değil. Öte yandan Google nihayet platformuna uçtan uca şifreleme ekledi.
Apple’ın iMessage uygulamasına kıyasla Android Mesajlar çok daha fazla kişiye sesleniyor. iMessage yalnızca Apple ekosisteminde kullanıldığı için başka bir cihaza mesaj gönderildiğinde SMS’e dünüyor. Bu sebeple Android Mesajlar ile temelde aynı ancak önemli bir ayrım bulunuyor.
Android Mesajlar uygulaması halen kullanılabilir değil
Android Mesajları, iMessage ile aynı uçtan uca şifrelemeye sahip değil. Android Mesajları, her iki kullanıcının da Android telefonlarında yalnızca yeni RCS uygulamasına sahip olduğu 1’e 1 sohbetleri uçtan uca şifreler. Bu da aslında önemli bir güvenlik avantajı sağlamadığını gösterir. iMessage’dan veya Signal ya da WhatsApp’tan farklı olarak, bu, her kullanıcı için grupları veya birden fazla cihazı kapsamaz.
Google bu hafta Forbes’a, uçtan uca şifrelemenin herhangi bir uzantısı için kullanıcılara ulaşmasına yönelik bir tarih olmadığını açıkladı. Güvenlik açığı olarak görülen bu özellik, Telegram ve WhatsApp gibi uygulamaları en azından daha güvenli olarak tanımlanmasına neden olur.
Google’ın açıkladığı gibi, “uçtan uca şifrelemeyle, Google ve üçüncü taraflar da dahil olmak üzere hiç kimse, mesajları ve mesaj gönderdiğiniz telefon arasında dolaşırken okuyamaz.” Bu durumda, yalnızca tüm mesajlarınız için bu düzeyde güvenlik sunan bir mesajlaşma platformunu kullanmak isteyeceksiniz.
iMessage ve Signal, gruplar ve birden fazla cihaz için zaten tamamen uçtan uca şifreli mesajlaşma sunuyor. WhatsApp’ın çoklu cihaz erişimi için uçtan uca şifreli çözümü artık platformda beta olarak mevcut olsa da kullanımda ne kadar avantaj sağlayacak bilinmiyor. Kısa süre içinde uygulama içinde tam olarak kullanılabilir olması bekleniyor ve elbette zaten grup şifrelemesine olanak sağlıyor.
Android Mesajlarına karşılık WhatsApp çok daha popülerdir. Bu nedenle, WhatsApp esasen Android kullanıcıları için varsayılan bir güvenli mesajlaşma aracı olarak konumlandırılıyor.
Android Mesajların rakibi olan uygulamalarda temelde, kaybolan mesajlar ve bir kez görüntüle gibi çok kullanışlı özellikler de bulunuyor. Bu sebeple en azından gelişene kadar Android Mesajları kullanmak çok da mantıklı gelmiyor.
Dünyaca ünlü teknoloji devi TCL, bir süre önce Türkiye’de yerli telefon üretimine başlamıştı. Yıllık 450 bin adet cihaz üretim kapasitesine sahip tesiste üretilen ilk yerli telefon, TCL 20 SE modeli oldu. TCL 20 SE’yi bir süre deneyimledim ve izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle, TCL 20 SE’nin oldukça şık ve üst seviye görünüm sunan bir telefon olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ürünün kutu içeriğine baktığımızda, akıllı telefon, şarj adaptörü, SIM iğnesi, silikon kılıf, kullanma kılavuzu ve garanti belgeleri geldiğini görüyoruz.
Tasarımıyla göz dolduruyor
TCL 20 SE akıllı telefon, V çentikli bir ekranla geliyor. Bu çentiğin ortasında ön kamera yer alıyor. Arka tarafta parmak izi okuyucusu ve yatay şekilde yerleştirilmiş TCL logosunu görüyoruz. Arka tarafta dörtlü kamera modülü mevcut. Flaş da bu modülde yer alıyor. Ayrıca arkasında biri gölgeli olmak üzere iki farklı renk tonu kullanılmış olması da cihaza şık bir hava katmış. Sol tarafta Nano-SIM ve SD Kart yuvası, hemen altında Google Asistan düğmesi bulunuyor. Sağ tarafta güç tuşu ile ses açma-kapatma tuşları mevcut.
Stereo hoparlör sistemi mevcut
Altta USB Type-C şarj girişiyle hoparlör çıkışlarını görüyoruz. Bu üründe çift yani stereo hoparlör sistemi var. Telefonun üst tarafında ise 3.5 mm kulaklık girişi var. Ürünün boyu 17.2, genişliği 7.7 santim. Kalınlığı ise 9.1 milimetre. TCL 20 SE akıllı telefon 206 gram ağırlığında. Bu boyutta bir telefon için çok ağır sayılmaz. Telefonu kullanırken ağırlıktan yana herhangi bir rahatsızlık hissetmedim.
6.82 inç ekran büyük keyif
Cihazda 6.82 inç büyüklüğünde çentikli bir ekran bulunuyor. Ekran gövde oranı yüzde 90. Görüntü formatı 20.5:9. 720X1640 piksel çözünürlüğe sahip olan ekranın PPI değeri 263, ekran yenileme hızı 60 Hz. TCL 20 SE’de IPS LCD panel kullanılmış. Bu sayede hangi açıdan bakarsanız bakın ekrandaki görüntüde herhangi bir bozulma yaşanmıyor. Üründe ayrıca kullanıcıların video izlerken internette gezinmesi veya mesajları cevaplamasına imkân veren Akıllı Kayan Pencere özelliği mevcut.
SDR’dan HDR’a dönüştürme ve NXTVISION
TCL 20 SE, SDR’dan HDR’a dönüştürme teknolojisi ile videoları yüksek kalitede oynatabiliyor. NXTVISION teknolojisi sayesinde izlenen videoların rengi, kontrastı ve netliği, gerçek zamanlı iyileştiriliyor. TCL 20 SE’de Hi-Res Audio sertifikası mevcut. Bu da ürünün yüksek kalitede ses çıkışı verdiği anlamına geliyor. Bu telefonda çift yani stereo hoparlör mevcut. Akıllı telefonun çift hoparlör tasarımı, ses deneyimini üst seviyeye çıkarıyor.
8 çekirdekli işlemciden güç alıyor
Üründe Qualcomm Snapdragon 460 çipset kullanılmış. 1.8 GHz saat hızında 8 çekirdekli Kryo 240 işlemci ve yine Qualcomm markasının Adreno 610 grafik işlemcisi TCL 20 SE’ye güç veriyor. Bu telefonda 64GB depolama alanı ve 4GB RAM mevcut. Hafıza kapasitesi ihtiyaç duyulduğunda microSD kartla 256GB’ye kadar arttırılabiliyor.
Dörtlü arka kamera modülü
Ürünün arka tarafında dörtlü kamera modülü bulunuyor. 16MP geniş açı, 5MP ultra geniş açı, 2MP derinlik ve 2MP makro kamera; önde ise 8 MP selfie kamerası mevcut. Yapay zekâ destekli bu kameralarda, portre modu, HDR, panorama, otomatik odaklama, ekstra geniş açı, makro çekim, yapay zekâ sahne algılama, pus kaldırma, nesne silme ve gökyüzü iyileştirme gibi özellikler bulunuyor. Fotoğraflarda ayrıca çok sayıda filtre uygulama imkânı sunuluyor. TCL 20 SE’nin fotoğraf performansı gayet başarılı. Video tarafına geldiğimizde ise TCL 20 SE ile 1080P 30 FPS video çekebiliyorsunuz.
Android 11 işletim sistemi yüklü
Bu akıllı telefon Android 11 işletim sistemiyle geliyor. Kullanıcı arayüzü olarak ise TCL UI yüklü. Bu yazılımlar, telefonu daha işlevsel kılıyor. 4.5G uyumlu olan ve 802.11b/g/n kablosuz ağ teknolojilerini destekleyen TCL 20 SE akıllı telefonda Wi-Fi Direct ve 4G Mobile Hotspot teknolojileri mevcut. Kablosuz cihazlarla bağlantı için Bluetooth 5.0 desteğiyle gelen üründe, DLNA ve USB OTG teknolojileri de var.
Parmak izi okuma ve yüz tanıma teknolojileri
Sensör tarafına baktığımızda ise pusula, yakınlık sensörü, ortam ışığı sensörü ve ivmeölçer mevcut olduğunu görüyoruz. TCL 20 SE’de kullanıcı gizliliği güvenliği için parmak izi okuma ve yüz tanıma teknolojileri de var. Bu iki güvenlik teknolojisinin de sorunsuz çalıştığını test ettim. Telefon satın alırken bazı kullanıcılar, Yakın Alan İletişimi yani NFC özelliği olmasına dikkat ediyor. TCL 20 SE, bu yönüyle ihtiyacınızı karşılayacak bir telefon çünkü, NFC teknolojisini destekliyor.
Oyun performansı gayet yeterli
Akıllı telefon satın almak isteyenlerden en çok gelen sorulardan biri, oyun performansı oluyor. TCL 20 SE’de Qualcomm’un Adreno 610 grafik işlemcisi bulunduğunu söylemiştim. Bu telefonla Asphalt 9 ve PUBG Mobile Lite oyunlarını denedim ve oyunlarda herhangi bir takılma ya da sorunla karşılaşmadım. Ayrıca üründe FM radyo mevcut. Radyoyu kullanabilmek için kablolu bir kulaklık takmanız gerekiyor.
Bataryası sizi yolda bırakmayacak
5.000 mAh batarya bulunuyor. Ürünle 5 Volt, 2 Amper yani 10 Watt şarj cihazı geliyor. Ürün 18 Watt’a kadar hızlı şarjı destekliyor. TCL 20 SE, tek şarjla 336 saate kadar bekleme süresi, 31 saate kadar da konuşma süresi vadediyor. Üründe hızlı şarj desteği ve ters şarj desteği mevcut. Yani başka bir cihazınızın pili bittiğinde TCL 20 SE ile onu şarj etme imkânınız var. TCL 20 SE, kendi adaptörüyle yaklaşık 2 saate şarj oluyor. Daha kısa sürede şarj etmek için daha güçlü adaptörler satın alabilirsiniz.
İki farklı renk seçeneği
TCL’in Türkiye’de üretilen ilk modeli 20 SE, yeşil ve siyah renk seçenekleriyle piyasada yer alıyor. Son olarak TCL 20 SE 3 aylık Ekran Koruma Garantisi ile kullanıcılara sunuluyor olmasının da büyük avantaj söylemeden geçmeyelim. Sonuç olarak Türkiye’de üretilen TCL 20 SE, gayet kullanışlı ve günlük kullanım için yeterli teknik özelliklere sahip beğendiğim bir telefon oldu. Eğer şu sıralar telefon satın almayı düşünüyorsanız, TCL 20 SE de seçenekleriniz arasında mutlaka yer almalı.
TCL 20 SE akıllı telefon incelemesini aşağıdan izleyebilirsiniz:
Sorularınız olursa yorumlardan bana ulaştırabilirsiniz
Bu yazıda TCL 20 SE akıllı telefon hakkında detaylı bilgi vermeye çalıştım. MediaMarkt internet mağazasında satışa sunulan tüm akıllı telefon modellerini buradan görebilirsiniz. Konuyla ilgili sorularınız olursa, aşağıdan yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.
Japon mitolojisini temel alan Ghost of Tsushima, çizgisi ve içeriği ile bizlere uzun yıllar aklımızda kalacak bir deneyim yaşatmıştı. Her zaman bu tip oyunlar piyasaya çıkmıyor. Özellikle bu kadar iyi grafiklere ve hikaye yapısına sahip, sürükleyici ve aksiyon dolu, insana oynarken hırs yaptıran yapımlar ise hiç kolay piyasaya düşmüyor. Şimdi sırada Ghost of Tsushima: Legends ile online co-op deneyimini yaşama vakti.
Ghost of Tsushima: Legends’ı PlayStation 5 üzerinde deneyimledim. Ana menüden seçerek girebileceğiniz bu mod bize gerçekten farklı bir deneyim sunmayı hedefliyor. Daha menüde Legends sekmesine geldiğinizde bile ekran kan kırmızısına dönüyor ve size bir şeyler anlatmaya çalışıyor.
Legends giriş ekranı sizi oyuna hızla sokmak için tasarlanmış halde. 4 farklı sınıftan birini seçerek başladığınız yolculuğunuzda her karakterin kendine özel yönelimleri mevcut. Her karakter için ekipman, teknik, görünüm ve ifadeler şeklinde alt seçenekler ile özelleştirme imkanları bulunuyor.
Alt kollara ayrıldıkça oyunun detaylanması ve oynanışın da bu yönde dallanıp budaklanması ile kendinizi iyice samuray havasına sokabilirsiniz. Ekipman başlığı altında Katana, Menzilli silah, Nazarlık, hayalet silah 1 ve 2 olmak üzere çeşitli geliştirmeler yapabiliyorsunuz.
Teknikler ise oyunun gidişatını sert bir şekilde etkileyen yetenekler diyebiliriz. Örneğin L1 ve R1 tuşlarına birlikte basılarak gölgelere dalıp düşmanlara ani saldırılar yapabileceğiniz Gölge Taarruzu yeteneği gibi 16 yetenek var. Bunların bazıları rütbe gerektirirken bazıları ise uygun ekipmanla birlikte kullanılabiliyor.
Görünüm bölümünde ise sınıf eşyası, beden kıyafetleri ve kılıç seti mevcut. Adından da anlaşılabileceği gibi tamamen kozmetik ve online dünyadaki rakiplerinize şov yapmanıza olanak sağlayan bu eşyalar aynı zamanda oyunda çok zaman geçirerek elde edilebilecek nadir eşyaların üzerinizde sergilenmesine de olanak tanıyor.
Oyunda Samuray, Avcı, Ronin ve Suiktastçı sınıflarından birini seçerek ilerleyebiliyorsunuz. Bir sınıf seçtikten sonra yeni bir sınıf açmak için, önceki seçtiğiniz karakterde 7. Rütbeye kadar gelmiş olmanız gerekiyor.
Oyun içinde günlük meydan okumalar da mevcut. Her gün belirli başlıklarla bunlar size belirtiliyor. Örneğin 25 kusursuz savuşturma yap gibi görevler oyunda karşınıza anlık olarak çıkabiliyor.
Oyunun belki de en büyük olayı marifetler kısmında hayat buluyor. Her sınıf için ve farklı başlıklarda yüzden fazla görev var. Bu görev serileri ile kimi zaman kılıç seti için renklendirmeler, kimi zaman eşya parçaları gibi kazanımlar elde ediyorsunuz.
Bu kadar detaydan sonra biraz daha oyunun akışından bahsedebiliriz. Şimdi oyna butonu ile birlikte karşınıza Hızlı Oyun, Hikaye, Sağ Kalım, Rekabet ve Meydan Okuma sekmelerinin bulunduğu bir ekran geliyor.
Oyuna ilk kez Legends ile başladıysanız bu kısımda sizi bazı oyun bölümlerini tamamlatacak şekilde bir konuma getiriyor. Örneğin hemen hızlı oyun hikaye kısmına tıklarsanız “Açmak için tüm Bronz Hikayeleri tamamla” uyarısı ile karşılaşabiliyorsunuz. Lakin Sağ Kalım hızlı oyun bölümüne giriş yapabiliyorsunuz.
Hikaye modu 2 kişilik olarak tasarlanmış ve Sökük Yürekler bölümü ile sizi bu dünyaya davet ediyor. Bu, kan ve keder yüklü bir öyküdür sözü ile birlikte sizi bir kılıç gibi saplıyor kendi evrenine ve rüzgarın akışıyla birlikte havada süzülen katanaya dönüşüyorsunuz. Özellikle PlayStation 5 üzerinde oynuyorsanız, katananın çekme ve kınına geri koyma anlarında elinizin altındaki titreşimi inanılmaz bir deneyim sunuyor. Öyle bir moda sokuyor ki oyun sizi bu küçük tatlar ile, asla başından kalkmak istemiyorsunuz. 2 kişilik co-op yapıyı isterseniz eşleştirme kapalı olarak tek başınıza da oynayabiliyorsunuz. 2 kişi için pek problem olmaz ama daha fazla kişilik modlarda ortamın iyi karıştığını söyleyebilirim. Birkaç tuşla birlikte çok hızlı bloklamaya, rakipten kaçmaya ve saldırı yapmaya başlayıp dans eder gibi kılıç mücadelelerinin ortaya çıktığını ve bunun bir hayatta kalma mücadelesine dönüştüğünü göreceksiniz.
Ghost of Tsushima: Legends bu türde denediğim en iyi yapımlardan biri diyebilirim. Tek başınıza ya da arkadaşlarınızla birlikte bu serüveni devam ettirmek istiyorsanız arşivinizde samuraylara yer açın!
Teknolojiyi işimizde kullandığımızda zamandan ve paradan tasarruf sağlayabiliriz. Örneğin, bir işletme sahibi ve çalışanları teknoloji kullanarak zamandan, paradan ve çabadan tasarruf ederken, daha sorunsuz çalışıp herhangi bir acil durum karşısında hazırlıklı olup, müşterilerine karşı daha kaliteli hizmet veya ürün sunabilir. Bu nedenle, iş hayatında kullanılan teknoloji sürekli gelişip yenileniyor. İş Hayatında Teknoloji Neden Gereklidir? başlıklı yazımda, iş hayatınızda işinizi ve işletmenizi geliştirmek içi neden daha fazla teknoloji kullanmanız gerektiğinden bahsedeceğim.
Teknoloji ve Verimlilik
İşlerinizde veya işletmenizde daha fazla teknoloji kullanarak verimliliğinizi ve üretkenliğinizi artırabilirsiniz. Hangi teknolojilerin sizin ya da işletmeniz için uygun olduğunu yaptığınız iş belirleyecektir. İnternet ortamında yapacağınız bir araştırma ile yaptığınız işe göre kullanılan teknolojiler hakkında ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Faturalandırmadan, müşteri hizmetlerine, üretim alanındaki teknolojik ekipmanlardan son kullanıcılar ile iletişimdeki sohbet robotlarına kadar hizmet ve üretimde iyileştirmeler konusunda teknolojiden yararlanabilirsiniz.
İşletmeniz ne kadar verimli olursa, müşteriler için de o kadar çok şey yapabilir ve siz ya da personelleriniz de o kadar mutlu ve kazançlı çıkarsınız. Teknolojiye ilk zamanlarda belli bir yatırım yapsanız gerekse de, eğer yaptığınız iş dalı için uygun teknolojiler seçilmişse, ilk yatırımınızın geri dönüşü de kısa sürede olacaktır.
Kullandığınız teknolojiler ile birlikte daha fazla teknoloji kullanarak, işletmenizin neleri kazanabileceği konusunda fazla bilginiz yoksa, yazının devamında anlatılan içeriklerin oldukça işinize yarayacağını düşünüyorum.
Teknoloji İşinizi Daha Güvenli Hale Getirir
Kullanılan teknolojilerin çoğu işinizi daha verimli ve karlı şekilde yürütmenize yardımcı olsa bile, bazı potansiyel dijital zararlılardan korunmak için de yine teknolojiyi kullanabilirsiniz. Geçmişte kişisel ya da işyeri varlıklarınızı korumak için fiziksel tedbirler alıyor olmanıza rağmen, günümüzde durum farklıdır. Günümüzde herhangi bir dijital hırsız bilgisayar sisteminize sızarak, kişisel ya da firma hassas bilgilerinizi ele geçirmek istediğinde, yine teknoloji kullanılarak bilgi güvenliğinizi sağlayabilirsiniz.
İş hayatında kullanılacak teknolojilerle; dijital hırsızlık yolu ile para kaybının önlenmesinin yanı sıra, aynı zamanda müşteri bilgilerinin ele geçirilmesini de önlenerek, firma prestij ve güvenilirliği konusunda da en önemli yardımcınız olacaktır. İş Hayatında Teknoloji Neden Gereklidir?
Teknoloji İletişimi Artırır
Bir firmanın müşterileri, ortakları, tedarikçileri ile iyi iletişim kurması, işletmenin başarılı olmasında oldukça önemlidir. Teknoloji, işletmenin iletişime geçtiği kişi ya da birimler ile olan bağlantısının sağlanmasında önemli rol oynar.
Sosyal medya, iletişimi geliştiren başka bir ideal teknoloji örneğidir. Sosyal medya ile müşterileriniz ya da hedef kitle ile direk etkileşim kurabilir, yapılan işin anlatılmasını sağlayabilirsiniz. Teknoloji, işletmenizle iletişime geçilmesinin ideal yolu olarak ortaya çıkar.
Günümüzde pandemi tedbirleri kapsamında çoğunlukla evden yapılan çevrimiçi toplantıların gerçekleştirilmesinde teknoloji oldukça önemli bir rol oynuyor.
Güncelleme konusunda aktif davranışlarıyla dikkat çeken Xiaomi, popüler arayüzü MIUI için yeni bir özelliği daha test etmeye başladı.
Kısa süre önce Mi Community formundan yeni bir açıklama yapan Xiaomi, kullanıcı güvenliliğini sağlamak amacıyla uygulama yüklemeleri için yeni Safe Mode’u test etmeye başladığını duyurdu. Bu özellik yakın zamanda beta kullanıcıları için piyasaya sürülecek ve kararlı olarak da muhtemelen MIUI 13 ile birlikte karşımıza çıkacak.
Xiaomi’nin MIUI arayüzü, bilindiği üzere son zamanlarda güvenlik ve gizlilik tarafında Apple’ın iOS sistemine benzer bir yol izlemeye başladı. Kullanıcının tüm verilerini sır gibi saklayan ve diğer uygulamaların davranışlarını takip eden MIUI sistemi, yakında uygulama yüklemelerini de kontrol edebilecek ”SafeMode” işlevi ile güncellenecek.
Xiaomi, beta güncellemeleriyle MIUI arayüzüne yeni özellikler sunmaya devam ediyor. Şirket son olarak MIUI 12.5 Enhanced sürümünü piyasaya sürerek performans ve akıcılık konusunda cihazlara yeni bir arayüz deneyimi getirdi.
Şimdi ise yine güvenliğe odaklanan üretici, kullanıcılara SafeMode özelliğini sunacak. Kısa süre önce beta kayıtlarına başlanan Safe Mode, MIUI güvenlik uygulamasının yeni sürümlerinde gelecek ve MIUI 13 ile tüm kullanıcılara sunulacak. Peki nedir bu Safe Mode?
Safe Mode; hatalar, yanlış işlemler veya diğer davranışlardan kaynaklanan ya da bilinmeyen uygulamaların yüklenmesini etkili bir şekilde önleyebilen, uygulama kurulum güvenliğinizi sağlayan yepyeni bir özel moddur. Bu mod, herhangi bir zamanda dilediğiniz gibi açılıp kapatılabilir.
Elon Musk’ın çılgın şirketi Tesla yeni projeler üretmeye devam ediyor. Dünyayı saran uydu interneti, Mars kolonisinden ve elektrikli otomobillerden sonra sıra robot geliştirmeye geldi. Elon Musk, Tesla Bot ismini verdiği yeni robotunu geçtiğimiz haftalarda tanıttı. 1.75 boyunda ve 56 kilogram ağırlığındaki bu robot kamuoyunu adeta kılıçla ikiye böldü. Bir gruba göre Tesla Bot yaşam kalitemizi yükseltecek. Diğer grup ise robota şüpheli bakıyor. İnsana “fazla” benzediği için tedirginlik duyan bu kesim, Tesla Bot’a oldukça çekimser yaklaşıyor.
Tesla Bot, insana fazla benzediği için tedirginlik uyandırıyor. Ancak Musk, “Sakin olun” diyerek tepkileri yumuşatıyor
Tesla Bot aslında vücut bulan bir otomobil
Tesla Bot’un gövdesinde ise FSD (Full Self Driving) Bilgisayarı bulunuyor. Bu bilgisayarı otonom sürüş özellikli 2019 sonrası Tesla otomobillerinde görüyorduk. Hatta 2019 yılı öncesine ait bir Tesla’nız varsa daha gelişmiş otonom özelliklerine sahip FSD kullanmak için 1500 dolar ödeme karşılığında yükseltme yapabiliyorsunuz. FSD’nin işlemcilerinin bir kısmı Samsung tarafından üretiliyor. Bu bilgisayar baş bölgesinde bulunan kameraları yönetiyor ve bu sayede çevre ile etkileşimi düzenliyor. Böyle düşündüğünüzde aslında Tesla Bot’u ayağa kalkan bir Tesla otomobili olarak yorumlayabiliriz. O halde hemen robotumuzun hızına bakalım. Tesla Bot saatte 8km hız yapabiliyor. Tesla Bot’un asıl zekası ve farkı ise DOJO ismindeki yapay zekadan geliyor. DOJO, Karate, Aikido gibi Uzak Doğu sporlarının okulu anlamına geliyor. Musk ise bu kavramı yapay zekanın geliştiği platform olarak konumlandırıyor. Tesla DOJO ile bir hayli iddialı: “Dünyanın en hızlı öğrenen yapay zekasını geliştiriyoruz.”
Sunumda bir dansçının kullanılması Tesla Bot’un henüz hazır olmaktan çok uzak olduğunu düşündürüyor
Arkadaş mı düşman mı?
Musk, Tesla Bot için dost canlısı ve sıkıcı işlerin katili benzeri bir tanım yapıyor. Bu söylemle aslında Musk, robotların dünyayı ele geçireceği kıyamet senaryosuna atıfta bulunuyor. “Sakin olun,” diyen Musk’a göre bu robot getir götür işleri için ideal. 20 kilogram taşıyabilen Tesla Bot gelişmiş eklemlere sahip. Kol ve bacak bölgelerinde ağırlıklı olarak bulunan 40 elektromekanik hareketli eklem robota büyük esneklik sağlıyor. Ancak tam olarak robotun yapabilecekleri ve potansiyelini bilemiyoruz. Çünkü önümüzdeki sene prototipin biteceğini açıklayan Musk, erken bir sunum yaparak gizemli bir hava yarattı. Robot görünümünde bir dansçı ile başlayan sunumun ciddiyetten uzak oluşu belki de Musk’ın espri anlayışı. Hatırlayacağınız üzere Musk, Mars’a spor bir otomobil göndermişti. Bir kere de sıkıntıdan Musk’ın alev makinesi geliştirdiğini görmüştük. Dolayısıyla bu noktada robotun potansiyelinden çok Musk’ın vermek istediği mesajı doğru okumak gerekiyor.
Gizli mesaj Temel Gelir üzerine mi?
Musk, aslında iki mesaj veriyor olabilir. “İnsanların yerini alacak robotları üretmek şu an için imkansız,” diyen Musk ters psikoloji yapıyor olabilir. Boston Dynamics gibi güçlü rakipleri “uyutarak” kendi gizli robotunu geliştiriyor olabilir. Ya da konuyu tiye alarak robotik alandaki gelişmeleri yavaşlatmak için zaman kazanmak istemiş olabilir. Bir diğer ihtimal ise yine Musk’ın söylemlerinden türüyor. “Robotların egemen olduğu dünyada Temel Gelir’i konuşmalıyız,” diyor Musk. Evrensel Temel Gelir olarak tanımlanan bu model daha çok vasıflı çalışanları ilgilendiriyor. Otomasyon ve yapay zeka nedeniyle işsiz kalması muhtemel bu kişiler için Temel Gelir planı düşünülüyor. Yani robotik teknolojiden doğan gelirin bu kesime verilmesi. “Harika bir cerrahsınız ama size ihtiyacımız yok. Buyurun bu da aylık geliriniz” mantığı Tesla Bot ile tekrar gündeme geliyor.
Pandemi gölgesinde uzaktan çalışmanın arttığı günümüzde bu sorulara ciddiyetle yaklaşmak gerekiyor. Zira, Musk, yapay zekaya karşı insanlığın işlemcilerle güçlendirilmesi gerektiğini savunanlardan biri. Sizce sunumun arkasında böyle gizli bir altyapının haberi mi var?
Akıllı telefonların çeşitli performans testlerini gerçekleştiren AnTuTu ekibi, her ay olduğu gibi bu bu ay da en güçlü Android telefonları açıkladı.
Çinli markaların telefonlarını kapayan bu liste, genellikle Snapdragon 888 işlemcili modellerden oluşuyor ve Android telefonları içeriyor.
İşte AnTuTu’ya göre Ağustos ayının en iyileri
Temmuz ayının en güçlü telefonu Black Shark 4 Pro, Ağustos ayında da zirveyi kimseye kaptırmıyor. Xiaomi’nin oyuncu telefonu olan cihaz, güçlü özellikleriyle Ağustos ayında da yine en iyi seçildi.
Black Shark 4 Pro, gücünü Qualcomm’un Snapdragon 888 yonga setinden alıyor. Listede her ne kadar daha gelişmiş Snapdragon 888 Plus işlemcili Mi Mix 4 bulunsa da, 16 GB RAM Black Shark 4 Pro’nun mağlup olmasına izin vermiyor.
AnTuTu’nun Ağustos ayı listesinde Black Shark 4 Pro, 864.614 puan alarak ilk sıraya yerleşti. Bunu ikinci iQOO 8 Pro (12 GB RAM) , üçüncülükte ise Red Magic 6 Pro takip etti. 10 modeli kapsayan listede bu ilk üç telefon yer alırken, listenin geri kalan bölümünü ise; OnePlus, Xiaomi, realme ve Vivo gibi şirketlerin modelleri yer aldı.
AnTuTu Ağustos ayının en güçlü Android telefonları yukarıdaki gibi. Listedeki telefonların tümü Snapdragon 888 serisi işlemciler ile desteklenirken, ayrıca 12 GB RAM altındaki modellerin de bu sıralamada yer almaması dikkat çekti. Puanlama açısından ise ilk 10’daki telefonların tümü en az 800 bin puan aldı.
Sıvıyla temas eden telefon hepimizin korkulu rüyasıdır. Çünkü cep telefonları hayatımızın her anında, uyurken bile yanımızdan hiç ayırmadığımız hatta kapatmadığımız ve birlikte yaşadığımız cihazlardır. Eğer sizin de telefonunuz sıvıyla temas ederse hızlıca yapılması gereken bazı işlemler vardır. Telefonunuza kalıcı bir hasar vermemek için atılacak her adımda çok dikkatli olmanız gerekir.
Sıvıyla Temas Eden Telefon
En ufak bir dikkatsizlik ufak kazalara sebep olur. Diyelim masada su dolu bardağa eliniz çarptı ve bir bardak su telefonunuzun üzerine devrildi. Veya yağmurlu bir havada elinizden kayan telefonunuz bir su birikintisinin üzerine düştü. Hatta havuz kenarında selfie çekerken telefonunuz su dolu havuza düştü. Böyle bir durumda öncelikle sakin olmanız gerekiyor. Çünkü telefonlara en büyük zararı panik anında yaptığımız yanlış işlemlerden dolayı bizler veriyoruz. Bu hatalar arasında en yaygın yapılanı ise telefonu saç kurutma makinesi ile kurutmaya çalışmak.
Acil Olarak Neler Yapabiliriz?
1. En kısa sürede suya düşen veya sıvıyla temas eden telefonu bulunduğu yerden kuru bir yere almalısınız. Telefonu kalın bir havlu ile sarmalayarak kurulayın. Telefonun sıvıyla teması ne kadar az olursa kurtarılma şansı o denli fazla olur.
2- Telefonunuzu kuruladıktan hemen sonra kapatmalısınız. Kesinlikle açmayın ve tuşlarına basmayın. Hemen açarsanız belki düzgün çalışıyor gibi görünse de sıvı teması olduğundan telefonun açık kalması doğru olmaz.
3- Telefonunuzu kurulayıp kapattıktan sonra yapmanız gereken çıkarılabilen bir bataryası varsa onu dışarı çıkarmaktır. Hemen sonrasında da içinde takılı olan SD kart ve SIM kart çıkartılmalıdır. Böylece kartların içindeki bilgilerin kurtarılma ihtimali yüksek olur.
En Hassas Konular
1. Sıvıyla temas eden telefon kısa devre yapabileceği düşünerek açmaya çalışmayın. Eğer açarsanız telefon içindeki parçalar kısa devreden dolayı hasar görebilirler.
2- İçindeki sıvı dışarı çıksın diye telefon kesinlikle sarsarak sallamayın. Bunu yaparsanız telefonun içine sızan sıvı içerde ilerler ve bunun sonucunda ise parçalara zarar verir.
3- Mikrodalga fırına koyarak veya saç kurutma makinesini kullanarak sıvıyla temas eden telefonunuzu kesinlikle kurutmaya kalkmayın. Çünkü bunu yaparken aşırı ısınan bazı parçalara zarar verebilirsiniz.
4- Genellikle uygulanan yöntemlerden biri olan telefonu pirincin içine koymak aslında tam olarak faydalı bir çözüm değildir. Çünkü sıvı ile temas eden telefonun içerinde kalan kalan sıvı parçacıkları oksitlenme yapabilir. Bunun sonucunda da anakart ve devreler zarar görür. Aslında yapılması gereken profesyonel destek almanızdır. Bu aşamada cihazın içi açılır anakart ve diğer ekipmanların içi iyice kurulanır. Ardından da yapılması gereken voltaj testidir. İşin uzmanı değilseniz kendi başınıza tamir girişimi cihaza daha büyük hasar verebilir.
En İyi Çözüm Profesyonel Destek
Yüksek miktarda sıvı temasına maruz klan telefonlar için en iyi ve mantıklı çözüm profesyonel yardım almaktır. Özellikle SIM ve SD karttaki bilgilerinizin sağlıklı olarak kurtarılmasını istiyorsanız hiç zaman kaybetmeden en yakınınızdaki bir servise telefonunuzu bırakmalısınız.
Geçtiğimiz haftalarda katlanabilir telefonları Z Fold3 ve Flip3 modelleriyle karşımıza çıkan Samsung, buna ek olarak giyilebilir ürünleri Galaxy Watch 4 ve Watch 4 Classic sürümlerini de resmi olarak piyasaya sürdü.
Apple Watch’a rakip olarak gelen Galaxy Watch 4 ve Watch 4 Classic sürüm, pek çok özelliği ve Google ile ortaklaşa geliştirilen yazılımı ile epey dikkat çekti. Şimdi ise Samsung bu özelliklere bir yenisini daha eklemek için Walkie Talkie isimli bir uygulamayı başlattı.
Galaxy Watch 4 ve Watch 4 için, Walkie Talkie uygulaması çıktı
Bilindiği üzere Apple, kendi Apple Watch modellerinde zaten bir Walkie Talkie uygulamasına yer veriyor. Samsung’da uzun bir aradan sonra ezeli rakibini takip ediyor ve kullanıcılarına benzer özellikte yeni Walkie Talkie uygulamasını sunuyor.
Artık Samsung’un geliştirdiği uygulama sayesinde, Galaxy Watch 4 saatiniz de bulunan kişileri Walkie Talkie uygulamasıyla kısayoldan arayabilirsiniz.
Samsung’un yeni akıllı saatleri, önceki nesilden farklı olarak WearOS 3 işletim sistemini çalıştırıyor. Bu da kullanıcıların Google Play’den bazı uygulamaları yüklemelerine ve kullanmalarına olanak tanıyor.
Samsung’da halihazırda Galaxy Watch 4 modellerinde WearOS işletim sistemini kullanırken, Google Play Store aracılığıyla yeni Walkie Talkie uygulamasını da piyasaya sürmeye karar verdi. Bu uygulamayla birlikte kullanıcılar Apple Watch’ta olduğu gibi bas-konuş şeklinde aramalar yapabilecekler. Bir diğer söyleyişle akıllı saati tıpkı telsiz gibi kullanabilecekler.
Şu anda Galaxy Watch 4 sahipleri, Samsung’un piyasaya sürdüğü yeni uygulamayı
Akıllı telefon pazarının önde gelen isimlerinden Xiaomi, uzun süredir sessizliğini koruduğu CC serisini yeniden canlandıracak. Çinli üretici yıl sonuna doğru merakla beklenen kamera odaklı CC11 modelini piyasaya sürecek.
Firmanın son olarak Mi CC10 modelini piyasaya süreceği söyleniyordu. Ancak bu telefon ne yazık ki tanıtılmadı. Daha sonra Xiaomi’nin CC11’in üzerine çalıştığı ve yakın zamanda da bunu duyuracağına dair haberler ortaya çıktı. Şimdi ise bu telefonun fiyatı ve özellikleri de sızdırıldı.
Xiaomi CC11 ile beklenen özellikler
2019 yılından bu yana CC serisini güncellemeyen Xiaomi, uzun bira aradan sonra CC11 ile bu seriye tekrardan hayat verecek. Çinli üreticinin yeni CC11 modeli, gerek teknik özellikleri gerekse fiyatıyla beklentileri fazlasıyla karşılayacak.
Yakın zamanlı bir rapora göre CC11, K9D kod adına sahip olacak ve gücünü Qualcomm’un en yeni nesil Snapdragon 778G yonga setinden alacak. Bu işlemci CC11’in hem performansını artıracak, hem de görüntüleme yeteneklerini daha da geliştirecek.
Bildiğiniz üzere Snapdragon 778G, TSMC’nin 6nm işlem sürecine dayanıyor ve önceki nesle kıyasla yüzde 40 işlemi hızı, yüzde 40 da GPU artışı sergiliyor.
Öte yandan Snapdragon 778G, 192 Megapiksel çözünürlüğe sahip üçlü kamerayı destekleyen Spectra 570L görüntü işlemcisiyle de donatılıyor.
Xiaomi CC11 arka tarafında 64 Megapiksel ana kamera ile gelecek. Buna ultra geniş açılı modül ve telefoto lensin de eşlik edeceği söyleniyor. Ön tarafta ise çeşitli modları destekleyen 20 Megapiksel selfie kamerasının yer alması bekleniyor.
Fiyata gelecek olursak CC11, bütçe dostu bir fiyata sahip olacak ve geniş bir kitleye hitap edecek. Güvenilir kaynaklardan gelen bilgilere göre bu telefonun fiyatı 300 dolar olacak.