Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 739

    Huawei, EMUI 12 arayüzüne HarmonyOS deneyimi getiriyor!

    0

    Son yılları epey zorlu geçen Huawei, ABD ambargosundan dolayı kendi ekosistemini oluşturdu ve kullanıcılara Android alternatifi HarmonyOS işletim sistemini getirdi.

    Şu anda Çin’de milyonlarca kullanıcıya sunulan bu işletim sistemi, henüz çok yeni olmasına rağmen bile genel performansıyla göz dolduruyor. Ancak Huawei, desteği sona erdi diye düşünülen EMUI içinde yeni bir güncellemeyi kısa süre önce piyasaya sürdü.

    Huawei’nin EMUI 12 arayüzü, HarmonyOS 2.0 ile benzerlik gösteriyor

    Huawei’nin daha önceden EMUI için ne kadar destek vereceği belirsizdi. Ancak Çinli üretici görünüşe bakılırsa küresel kullanıcılar için mevcut arayüzünü devam ettirecek gibi duruyor. EMUI 12 güncellemesi de, bir süre daha küresel pazardaki cihazların kalbi olacak.

    Huawei’nin kısa süre önce duyurduğu EMUI 12 arayüzü, Anroid işletim sistemine sahip cihazlar için kusursuz bir deneyim sunmayı vaat ediyor. Genel görünüm olarak da HarmonyOS 2.0’ı benimseyen bu arayüz hafif minimalist tasarım diliyle HarmonyOS 2.0 deneyimini Android kullanan Huawei sahiplerine getiriyor.

    EMUI 12, temel Android estetiğinden önemli ölçüde ayrıldı ve yukarıda da belirttiğimiz gibi HarmonyOS 2.0’ın görsel tasarımına yöneldi. iOS ile karşılaştırılabilir duruma gelen bu arayüz, akıcı ve kusursuz bir deneyim sunmayı vaat ediyor.

    Öte yandan Huawei’nin yeni ekosistemindeki bazı özellikler de EMUI 12’ye kopyalınıyor. Örneğin, sisteme eklenen yeni MatePad ve MateBook düğmeleri, bu cihazlardan bazı telefon özelliklerine erişmenize olanak tanıyor. Ek olarak Dağıtılmış Dosya Sistemi sayesinde de MateBook ile telefonunuzdaki dosyaları kablosuz ağ yoluyla hızlıca paylaşmanız mümkün hale geliyor.

    Huawei’nin yeni güncellemesini kullanıcılara ne zaman sunacağı belirsiz. Ancak bu güncellemeyi alacak modeller, muhtemelen Çin’deki HarmonyOS 2.0 sistemini alamayacak küresel kullanıcılardan oluşacaktır diye tahmin ediyoruz.

    Telefonda ısınma sorunu nasıl ortadan kaldırılır?

    Akıllı telefonlar, günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Her işimizi kolaylıkla halletmemize olanak sağlayan bu akıllı kutular, teknolojinin gelişmesi ile her geçen gün daha da yetenekli hale geliyor. Ancak, bazı durumlarda kullanıcıların ciddi sıkıntılarla karşılaştığını da söyleyelim.

    Akıllı telefonlarda en çok karşılaşılan sorunların başında ısınma problemi geliyor. Kısa süreli kullanımlarda dahi meydana gelebilen bu sorun, kullanıcıların canını fazlasıyla sıkmaktadır. Peki telefonda ısınma sorunu neden kaynaklanır? Telefon ısınınca yapılması gereken işlemler nelerdir? Yazımızda anlattık.

    Telefonda ısınma sorunu neden kaynaklanır?

    Akıllı telefonların belirli bir dereceye kadar ısınması gayet doğaldır. Bu, cihazın normal bir şekilde çalıştığının en büyük kanıtıdır. Ancak bazı durumlarda telefonlar kısa süreli kullanımlarda bile kullanıcıların elini yakacak düzeyde ısınmaya başlar.

    Telefonların ardındaki en büyük neden yazılımsaldır. Yoğun işlem gücü gerektiren oyunların veya uygulamaların çalıştırılması, uzun süreli kamera kullanımı ve arka planda çalışan birden fazla uygulama olması bu nedenlerden sadece bazılarıdır. Yazılımdan kaynaklanan sorunlar, nokta atışı hamleler ile kolaylıkla çözülebilir.

    Ancak telefonların ısınmasının altında yatan neden her zaman yazılımsal olmayabilir. Bataryanın şişmesi ve anakart üzerindeki bileşenlerin bozulması gibi donanımsal arızalar, ısınma sorununu tetiklemektedir. Bu tür durumlarda ise zaman kaybetmeden bir teknik servise başvurulmalıdır.

    Arka planda çalışan uygulamaları kapatın

    Telefonda aynı anda birden fazla uygulamanın çalışması, ısınma sorununun en büyük nedenlerinden biridir. Bu nedenle halihazırda kullanmadığınız uygulamaları kapatma alışkanlığı edinmek, potansiyel ısınma sorunlarını engelleyecektir.

    Telefonu uçak modunda kullanın

    Eğer sürekli olarak telefon görüşmeleri yapan bir kişiyseniz, bu önerimiz sizin için uygun olmayabilir. Ancak çevrimdışı oyun oynamak veya film izlemek gibi bir planınız varsa uçak modunu kapatmak ısınma sorununu ortadan kaldıracaktır. Uçak modunu kapatmak; Wi-Fi, mobil veri ve Bluetooth gibi bağlantı özelliklerini devre dışı bırakarak telefonunuzun daha rahat çalışmasına olanak sağlayacaktır.

    Telefonunuzu sürekli güncel tutun

    telefonda ısınma sorunu

    Telefonunuzun işletim sistemi ve bünyesinde barındırdığı uygulamaların güncel olmaması, optimizasyon sorunlarını beraberinde getirerek ısınmalara yol açar. Bu nedenle akıllı telefonunuzu sürekli güncel tuttuğunuzdan emin olun.

    Orijinal piller tercih edin

    Telefonların beslendiği en önemli donanımlardan biri olan pil, en kolay arızalanan bileşenlerin başında geliyor. Bu nedenle telefonunuza yeni takılacak pilin de her zaman orijinal veya orijinale yakın kalitede olması gerekiyor. Zira yan sanayi piller tercih etmenin ısınma sorunlarına zemin hazırlayacağını söyleyebiliriz.

    Güç tasarruf modunu kapatın

    telefonda ısınma sorunu

    Güç tasarruf modu, işlemci frekansını ve RAM kullanımını minimum seviyeye indirerek telefonunuzun bataryasının daha uzun dayanmasına olanak sağlar. Ancak bazı durumlarda kullanıcılar, işlemciye yük binecek uygulamaları çalıştırdığında güç tasarrufu modunu kapatmayı unutmaktadır. Bu da halihazırda düşük frekansta çalışan işlemcinin haddinden fazla zorlanarak ısınması anlamına gelir.

    Telefonunuzda virüs programı bulundurun

    telefonda ısınma sorunu

    Son dönemde Pegasus gibi kullanıcı güvenliğini tehlikeye atan zararlı yazılımların en büyük belirtisi, telefonların aşırı derecede ısınmasıdır. Aynı zamanda cihazınıza bulaşan virüsler de ısınma sorununa neden olmaktadır. Bu nedenle cihazınızda kaliteli bir virüs programı bulundurmak, hem virüsleri hem de ısınma sorununu engelleyecektir.

    iPhone 13 serisi, rengarenk ve yepyeni görüntüleriyle sızdırıldı!

    0

    Apple’ın yeni iPhone’ları hakkında sızıntılar giderek artıyor. Eylül ayında tanıtılacak telefonlar için artık geri sayım başlarken, cihazların özellikleri ve tasarımları da tamamen netleşti denebilir.

    Aylardır birbirine benzer görüntüler, farklı renk seçenekleri ve daha pek çok sızıntısıyla ortaya çıkan iPhone 13 serisi, bu kez de tanıtım öncesi yeni renk seçeneklerine de gösteren görsellerle sızdırıldı. Bu görsellerin hepsi, tüm iPhone 13 serisini kapsıyor ve telefonların tasarımına yakından bakış atmamızı sağlıyor.

    iPhone 13 serisi, farklı renklerde gösterildi

    Bildiğiniz üzere iPhone 13 serisi, tıpkı iPhone 12’lerde olduğu gibi dört model olarak karşımıza çıkacak. Bunlar; iPhone 13 mini, iPhone 13, iPhone 13 Pro ve iPhone 13 Pro Max modellerinden oluşacak. Telefonların ekranları , yine boyut olarak da iPhone 12 serisinin takip edecek. Raporlara göre cihazlar sırasıyla; 5.4, 6.1 ve 6.7 inç boyutlarla gelecek.

    Tanıtım tarihine doğru ilerlerken iPhone 13 serisinin en son ki tasarımını gösteren yeni resimleri sızdırıldı. Güvenilir kaynaklar tarafından sızdırılan bu resimler; iPhone 13 mini, iPhone 13, Pro ve Pro Max modelleri içeriyor.

    Daha önceki sızıntılarda da olduğu gibi iPhone 13 ve mini modellerin arka kısımları bazı değişikliklere sahip olacak. Önceki modele kıyasla bu telefonların arka çift kamera tasarımı yeni bir görünüme kavuşacak.

    Renklendirme tarafında da Apple, yeni iPhone’larında çeşitleri artıracak. Özellikle son yıllarda MacBook ve iMac modellerinde de yeni renkleri benimseyen üretici, bu stratejiyi muhtemelen yeni iPhone 13 ailesinde de gerçekleştirecek.

    Bu sürümü kullananlar dikkat! Hemen silmeniz gerekiyor

    0

    İnanması güç olsa da çok popüler uygulamaların bile sahteleri ortaya çıkıyor. Akıllı telefon kullanıcılarının çoğu bunu anlayamıyor zira o kadar benzer şekillerde sunuluyor ki insanlar bu ‘tuzağa’ düşebiliyor. İşte bu noktada Android telefon kullanıcılarına özel bir uyarı yapıldı. Eğer WhatsApp’ın bu sürümünü kullanıyorsanız hemen silmeniz gerekiyor. İşte detaylar:

    WhatsApp’ın söz konusu sürümü yüklüyse hemen silmeniz gerekiyor!

    Android kullanıcıları için uygulama marketi oldukça tehlikeli bir hale geliyor. Özellikle internetten üçüncü parti olarak indirilen uygulamalar kullanıcıların hesap bilgilerinin çalınmasıyla sonuçlanabiliyor. Bu sebeple çok dikkatli olmak gerekiyor. Yeni ortaya çıkan detaylara göre Android kulanıcılarının bazıları, resmi olmayan WhatsApp sürümünü kullanıyor.

    Yeni yapılan bir uyarıda telefonda durmasının ‘yüksek riskli’ olduğu WhatsApp sürümü ortaya çıkarıldı. FMWhatsApp adındaki uygulamayı telefonunuza indirdiyseniz hemen silin. Zira uzmanlara göre bu uygulama WhatsApp gibi görünüyor ancak kesinlikle bütün bilgilerinizi çalabilecek tehlikeli bir uygulama olarak kayıtlara geçiyor.

    Eğer bilgilerinizin çalınması yeterli değilse, benzer şekilde bir hata alan kullanıcılar izin vermeden pahalı aboneliklere üye olabiliyor. Telefona sinir bozucu reklam yazılımları otomatik olarak yükleniyor.

    WhatsApp hesabı ele geçirme

    Yeni dolandırıcılık yönteminde sahte olan bu Android uygulaması aracılığıyla bir kod yayılıyor. Bunu tespit eden Kaspersky ekibi, milyonlarca Android kullanıcısını uyarıyor. Kullanıcılara genellikle Facebook tarafından sunulan indirmelerde bulunmayan erişim özelliklerine izin veriyor.

    Genellikle Google Play Store değil de doğrudan internet sitelerinden indirilen bu resmi olmayan uygulamalar temelde kişilerin en son ne zaman çevrim içi olduklarını kontrol etme yeteneği gibi bir takım heyecan verici yeni özellikler getirmeyi vadediyor.

    Öte yandan kullanıcılara resmi olmayan hiçbir uygulamanın indirilmemesi öneriliyor. Zira her ne kadar güvenilir gibi dursa da pek çoğu kötü sonuçlara sebebiyet veriyor.

    WhatsApp artık bu telefonlarda çalışmayacak!

    Dünyanın en popüler uygulamaları arasındaki yerini koruyan WhatsaApp uzun yıllardır hayatımızda yer alıyor. Aslında pek çok akıllı telefonda çalışan WhatsApp, yıllar içinde bazı telefonlarda kullanılamaz hale gelebiliyor. İşte yeni yayımlanan bir listeye göre WhatsApp artık bu telefonlarda çalışmayacak! Hem Android hem iOS cihazların olduğu listede telefonunuz varsa, değiştirmeyi düşünebilirsiniz!

    Hem iOS hem de Android cihazlar:

    WhatsApp artık bu telefonlarda çalışmayacak!

    WhatsApp şu anda bilgisayarlarda da rahatlıkla kullanılıyor. Bu sayede daha fazla kişiye ulaşan uygulama, ne yazık ki eskiyen ve ‘yeni sürüm güncellemesi’ almayan telefonlarda çalışmayacak duruma geliyor. İşte 1 Kasım’dan itibaren çalışmayacak 43 telefonun tam listesi:

    WhatsApp artık bu telefonlarda çalışmayacak

    Android:

    Alcatel

    -One Touch Evo 7

    Huawei

    -Ascend G740

    -Ascend D1 Quad XL

    -Ascend P1 S

    -Ascend Mate

    -Ascend D Quad XL

    -Ascend D2

    LG

    -Lucid 2

    -Optimus F6

    -Enact

    -Optimus L4 II Dual

    -Optimus F3

    -Optimus L4 II

    -Optimus L2 II

    -Optimus F7

    -Optimus F5

    -Optimus L3 II Dual

    -Optimus F5

    -Optimus L5

    -Optimus L5 II

    -Optimus L5 Dual

    -Optimus L3 II

    -Optimus L7

    -Optimus L7 II Dual

    -Optimus L7 II

    -Optimus Nitro HD

    -4X HD

    -Optimus F3Q

    Samsung

    -Galaxy Trend Lite

    -Galaxy Trend II

    -Galaxy SII

    -Galaxy Ace 2

    -Galaxy S3 mini

    -Galaxy Xcover 2

    -Galaxy Core

    Sony

    -Xperia Miro

    -Sony Xperia Neo L

    -Xperia Arc S

    ZTE

    -Grand S Flex

    -ZTE V956

    -Grand X Quad V987

    -Grand Memo

    Diğer telefonlar: Archos 53 Platinum, HTC Desire 500, Lenovo A820, UMi X2, Faea F1, Caterpillar Cat B15, Wiko Cink Five, Wiko Darknight ve THL W8.

    OPPO Reno 6 serisi Avrupa’ya geliyor! İşte tarih

    0

    Çin menşeili teknoloji devi OPPO, geçtiğimiz aylarda Reno serisinin en yeni üyeleri Reno 6 ailesini piyasaya sürdü. Orta-üst seviye performansa sahip bu telefonlar, tanıtımından kısa süre sonra Çin’de satışa çıkarıldı.

    Şimdi ise OPPO’nun yeni Reno serisi Avrupa turnikesine hazırlanıyor. Yakın zamanda güvenilir kaynaklar tarafından ortaya çıkan bilgilere göre Reno 6 ailesi, düzenlenecek online bir etkinlikte önümüzdeki günlerde Avrupa’da duyurulacak.

    OPPO Reno 6 serisi, 9 Eylül tarihinde Avrupa’ya gelecek

    OPPO Reno 6 serisi üç model olarak karşımıza çıktı. Bunlardan Reno 6 gücünü MediaTek’in Dimensity 900 yonga setinden alırken, Reno 6 Pro Dimensity 1200 ve Reno 6 Pro Plus ise Qualcomm Snapdragon 870’den aldı.

    Piyasaya epey ses getirmesi beklenen bu üçlü, güvenilir kaynaklar tarafından sağlanan  bilgiye göre 9 Eylül’de Avrupa’ya gelecek. Çinli üretici yeni akıllı telefonlarını online olarak gerçekleştirecek bir etkinlikte lanse edecek. Cihazın Türkiye pazarı için ne zaman geleceği ise şu an için belirsiz. Ancak lansmandan birkaç hafta sonra Reno 6 serisini Türkiye’de görmek mümkün olabilir.

    Telefonların özelliklerinden bahsedersek Reno 6, işlemci tarafında gücünü MediaTek’in Dimensity 900 yonga setinden destek alırken, aynı zamanda ön tarafında da 90Hz yenileme hızına sahip 6.4 inç ekran ile geldi. Kamera tarafında ise cihazın arkasında 64 Megapiksel ana kamera bulunuyor. Ön tarafta ise 32 Megapiksel selfie kamerası yer alıyor.

    Öte yandan bir üst model Reno 6 Pro, yine MediaTek’in bir başka yonga seti Dimensity 1200 ile donatılıyor. Performans olarak beklentileri fazlasıyla karşılayan bu cihazda, 90 Hz’lik kavisli bir ekran bulunuyor. Kamera tarafında ise Reno 6 ile özelliklerin tamamı aynı. Sadece porte çekimler için 2 Megapiksellik bir lens farkı ortaya koyuyor.

    Şirketin amiral gemisi telefonu Reno 6 Pro Plus ise, oldukça iddialı özellikler ile geliyor. Gücünü Qualcomm’un Snapdragon 870 yonga setinden alan cihaz, arka tarafında; 50 Megapiksel Sony IMX766 ana, 16 Megapiksel ultra geniş açılı lens ve 2 Megapiksel makro kameraya sahip. Kamera ve işlemciye ek olarak cihaz aynı zamanda dahili VC sıvı soğutma sistemiyle de deneyimi üst düzeye çıkarıyor.

     

    ASSASSIN’S CREED VALHALLA: SIEGE OF PARIS İnceleme

    0

    Geçtiğimiz aylarda Assassin’s Creed Valhalla’nın Wrath of the Druids DLC’sini incelemiştik. Şimdi sıra Assassin’s Creed Valhalla: Siege of Paris DLC paketinde. Siege of Paris ile Vikinglerin Paris kuşatmasını ve dönemin Fransa’sını görüyoruz. Bu noktada rakibimiz Şişman Kral Charles.

    Siege of Paris bir DLC’ye göre oldukça iyi bir çizgide ilerliyor. Görsel olarak aynı oyun motorunu kullandığı, grafik aşamalarda da ana oyunun parçası olduğu için süper yenilikler beklememek gerekiyor. Valhalla ile başlayan doğa tasvirleri Siege of Paris ile biraz daha dönemin Fransa tabiatını bizlere taşıyor.

    Oyunun gidişatı olarak önce biraz çevreyi öğrenme, var olan merkezinizden Fransa’ya yolculuk ile başlayıp adım adım olayın merkezinde buluyorsunuz kendinizi. Yolunuz isyancı grubunun lideri ile kesiştiğinde yeni yan görevler ile tanışıyorsunuz. Hızlı ve aksiyonlu görev serileri olması açısından önceki oyunların temasına yakın bir tonda olması yüzümüzü gülümsetiyor.

    Bu görevlerden kazanacağınız ödüller ile yeni eşyalar alabiliyor ya da yanınızdaki diğer NPC’leri güçlendirebiliyorsunuz. Adım adım tamamlanan görevler sizi daha fazla kötü şöhretle anılan biri haline getiriyor. Şehir efsanesine dönüşen kulaktan kulağa yayılan biri olmak mı? Bu sizi biraz zorlayabilir. Ününüzün yayılması size yeni silahlar ve zırhlar olarak geri dönüyor.

    Bir diğer önemli konu ise yeni yetenekler eklenen genişletilmiş yetenek ağacı. Oyunun genel keyfini katlamayı sağlayan bu yetenek varyasyonları ile oyunun mekanikleri daha da güçleniyor. Ekran başında sizin sıkılmadan oyun oynayabildiğiniz zamanlar artıyor.

    Oyunda biraz daha fazla zaman geçirebilmek adına sızma görevleri karşımıza çıkıyor. Hedefinize yaklaşma aşamasında birden fazla yolu tercih ederek değişik deneyimler yaşamanıza imkan veren bu oynanış, içerikteki farklılıkları görmek adına iyi bir yol çiziyor. Bazı sızma görevlerinde haritanın çok alakasız yerlerindeki çok fazla insanla görüşüp bir ortak fikre erişmeniz gerekebiliyor. Oradan oraya koşmayı sevmeyen oyuncular bu kısımda biraz oyundan soğuyabilirler.

    Klasik bir oyun anlayışında DLC mantığı sizi ana yapımın içerisinde daha farklı küçük parçalara götürür. Biraz zaman biraz da yeni heyecan olarak geri döner. Fakat söz konusu AC serisi olunca bir DLC içinde bile Yeni bir Templar örgütü olan Bellatores Dei ile karşılaşabiliyorsunuz. Özellikle Origins ile başlayan köklere dönüş seramonisi bizi 3. Oyunda da yeni içeriklere sürüklüyor. Assassin ve Templar çatışmasının içinde bugüne kadar çok fazla şey gördük ve öğrendik. Özellikle Origins anlatım olarak benim en hoşuma giden, mistik Mısır teması ile bu işi en iyi başlattıkları yer oldu. (Adipex) Şimdi ise köklerin nereye evrildiğini ve günümüze kadar nasıl geliştiği kısmındaki açıkları tamamlıyorlar.

    Bu ekibin olaylara bakışını senaryonun keyfini bozmamak için anlatmıyorum fakat size keyifli dakikalar sunacağını söyleyebilirim.

    Bir Assassin’s Creed sever olarak yine çok zevk aldığım, beni ana olay örgüsü üzerinde yıllardır farklı noktalara taşıyan yapımın DLC paketi de oldukça keyifli idi. Güzel bir haftasonu yeni deneyimler elde etmek istiyor, farklı içerikleri deneyimlemeyi düşünüyorsanız iyi bir tercih olacaktır.

    Z kuşağının en sık kullandığı mobil uygulamalar

    Z kuşağı online dünyanın içine doğmuş bir nesil. Bu çocukların hayatının büyük bir kısmı dijitalde geçiyor. Dijital platformlarda vakit geçiriyorlar, müzik dinliyorlar, oyun oynuyorlar, sosyalleşiyorlar, öğreniyorlar. Mobil yaşayan Z kuşağının hayatında birçok uygulama var. Ve elbette uygulama dünyasındaki çeşitlilik nedeniyle sahip olunan sınırsız seçenekler bir platforma bağlanma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Ancak Z kuşağının hayatında bazı uygulamalar var ki onlar için adeta vazgeçilmez. Bu haftaki yazımda Z kuşağının en çok kullandığı uygulamaları bir araya getirdim.

    En sevilen üçlü; Instagram, Snapchat ve YouTube
    Z kuşağının sosyal medyayı kullanmayı sevmesi şaşırtıcı değil. Sosyal medya, teknoloji ve iPhone’larla büyüyen ilk gerçek dijital nesil onlar. 13 ila 21 yaşındaki bu kuşağın çoğunun favorisi olan üçlü: Instagram, Snapchat ve YouTube. Güncel bir Business Insider anketinde, Z kuşağı en çok bu üç platformu kullandığını belirtti. Katılımcıların %25’inden fazlası bu üç uygulamayı her gün kullandıklarını dile getirdi. ABD’de yaşları 13 ile 21 arasında değişen bin 884 kişiyle yapılan Business Insider’ın anketine katılanların %51,29’u Snapchat’i her gün kullandıklarını ifade etti. Bu da Snapchat’in yeni nesil arasında hala çok popüler olduğu anlamına geliyor. Ankete katılanların %62,48’i her gün en az bir kere YouTube’a girdiklerini ifade etti. Instagram’ın ABD gençleri üzerinde hala bir etkisi var. Z kuşağının %64,59’u uygulamayı her gün kontrol ettiklerini söyledi.

    En popüler streaming platformu: Twitch
    Twitch, Z kuşağı tarafından en çok kullanılan uygulamaların başında geliyor. Online oyunların canlı yayınlandığı bir sosyal medya platformu olan Twitch’i dünyanın en iyi oyuncularının ve yayın yapmak isteyen kişilerin insanlarla iletişim kurduğu bir mecra olarak tanımlamak mümkün. Twitch kullanıcılarının yarısından fazlası 18 ile 34 yaşları arasında. Twitch, 2021’in ilk çeyreğinde, 13,6 milyon indirmeye ulaştığı 2020’nin ilk çeyreğine kıyasla %62 artışla 22 milyon defa indirildi. Twitch’in en büyük pazarı ABD. Uygulama 2021’inin ilk çeyreğinde ABD’li kullanıcılar tarafından 5 milyon defa indirildi. Twitch’in dünyadaki trafiğinin yüzde 23’ü ABD’den geliyor. Mart 2020’den Mart 2021’e kadar Twitch’in aylık aktif kullanıcıları yüzde 69 arttı. Haziran 2021 itibarıyla Twitch’te toplamda ortalama 114.400 eşzamanlı yayıncı ve her ay 9,5 milyon benzersiz içerik oluşturucu var.

    Z kuşağı için ister mobilden ister dizüstü bilgisayardan içerik odaklı etkileşim adeta bir hayat tarzı. Bu çocuklar sadece içerik tüketmiyor, aynı zamanda üretiyor. Twitch de aslında tam olarak bu ihtiyaca cevap veriyor ve bu yüzden bu kadar popüler. Twitch, COVID öncesi de Z kuşağı arasında çok popülerdi. Ancak pandemi ile evde geçirilen sürenin artması Twitch’e hem yeni kullanıcılar hem de çeşitlilik getirdi. Mart 2020’de, Twitch, günlük 22,7 milyon en yüksek aktif kullanıcıyla tüm zamanların rekorunu kırdı. YPulse’nin en son medya tüketim raporuna göre Z kuşağının yüzde 28’i Twitch kullanıyor. Canlı yayın platformu, genç tüketicilerin favori video yayın hizmetleri sıralamasında ilk tercihleri.

    En popüler sosyal medya uygulaması: TikTok
    TikTok, Z kuşağının en çok vakit geçirdiği uygulamalardan bir diğeri. Aylık 27 milyon kullanıcısının %69’u 13 ile 24 yaşları arasında. 150 ülkeden 1 milyardan fazla kullanıcıya ulaşan uygulamanın Eylül 2016’da yayın hayatına başladığını hatırlatmak isterim. TikTok, Twitter’ın 2016’da gözden çıkardığı Vine’a benzetebileceğimiz video odaklı bir sosyal medya platformu. Evde kısa videolar çekip kurgulayarak eğlenmeyi tek bir aplikasyonda sunan TikTok’un Z kuşağı arasında bağımlılık yaratan en önemli özelliği caps oluşturmak için optimize edilmiş olması. TikTok da Covid-19 sürecinde zirveyi gören uygulamalardan. McKinsey raporuna göre; Avrupa’nın birçok ülkesinde TikTok kullanımı bu dönemde yüzde 50 arttı. Gençlerin TikTok’u bu kadar sevmelerinin asıl bu platformu daha gerçek ve samimi bulmaları.

    En popüler Instagram hikaye düzenleme uygulaması: Unfold

    Hikaye paylaşımı olmadan bir hayat düşünülemez. Z kuşağı için hikaye paylaşmak platform bağımsız eğlenceli bir rutin. Instagram kullanıcıları, hikaye paylaşımında da yaratıcı olmak istiyorlar. Ancak Instagram’ın sunduğu seçenekler o kadar geniş değil. Unfold, sunduğu hazır şablonlar sayesinde Instagram için başarılı hikayeler hazırlamanıza olanak sağlayan ve şu sıralar gençler arasında çok popüler olan bir app. Uygulama, kullanıcılara birçok farklı yazı tipi ve düzenleme aracı sunuyor. Hem fotoğraf hem de videolar için kullanılabilen Unfold, oluşturduğunuz hikayeleri yüksek kalitede indirmenize de olanak tanıyor. Piyasadaki ücretsiz ve premium araçların bir sentezi olarak düşünebileceğiniz Unfold yalnızca Z kuşağı arasındaki en popüler uygulamalarından biri değil, aynı zamanda pazarlarındaki en çok satan uygulamalardan biri. Örneğin Canva, sosyal medya yöneticileri için çeşitli şablonlar ve araçlar sunarken, Unfold, daha tarz sahibi bir kullanıcı tabanına hitap ediyor. Equinox ve Tommy Hilfiger gibi büyük markaların yanı sıra Selena Gomez, Mariah Carey ve Kim Kardashian gibi ünlülerin de Unfold’u kullanıyor. Uygulama her ne kadar ücretsiz olarak karşınıza çıksa da mağaza seçeneğine giderek ücretli seçeneklere de sahip olabilirsiniz.

    İnternetin açılış sayfası: Reddit

    Reddit, bugün internetteki en kapsamlı forum. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en popüler yedinci site olan Reddit Z kuşağı için vazgeçilmez. Site, kullanıcıların haber veya görüş paylaşabilecekleri ve birbirlerinin gönderilerine yorum yapabilecekleri “alt dizinler” adı verilen geniş bir forum koleksiyonu içeriyor. Sitenin açılış sayfasında, periyodik olarak güncellenen çeşitli alt dizinlerden trend başlıklarını görüyorsunuz. Ek olarak, kullanıcılar uygulamanın arama çubuğu özelliğini kullanarak konuları ve alt dizinleri de arayabilirler. Reddit, Twitter kadar aktif aylık kullanıcıya sahip ve kullanıcıları, tweet kullanıcıları kadar ilgili ve tutkuludur. Siteyi kullanmak, Z kuşağına dünya çapındaki bir topluluğa bağlanma fırsatı sunuyor. Teknolojiye olan yatkınlığı ve çevrimiçi ilişkiler kurma konusundaki becerisi Reddit’i özellikle ABD’de Z kuşağının favori uygulamalarından biri yapıyor. Türkiye’de benzer rolü Ekşi Sözlük’ün üstlendiğini söylemek mümkün. Her ne kadar Reddit kadar kapsamlı olmasa da gündemi ve trendleri takip edebileceğiniz platform yıllardır aidiyeti yüksek bir yazar ve kullanıcı kitlesine sahip.

    Notebook’un Bataryası Nasıl Daha Uzun Süre Dayanır?

          Dizüstü bilgisayarlarda batarya şarj seviyesi bazen çok önemli olabilir. İş yerinde olmadığınız bir anda acil cevaplamanız gereken bir e-posta üzerinde çalışmanız gerektiğinde, bilgisayarın şarjının olmadığını görmek can sıkıcı olabilir. Dizüstü bilgisayarınızda uyulacak birkaç kural ile cihaz şarj kullanım süresini artırıp, batarya ömrünü de uzatabilirsiniz. Notebook’un Bataryası Nasıl Daha Uzun Süre Dayanır? başlıklı yazımda, dizüstü bilgisayarınızın batarya ömrünü nasıl uzatılabileceğiniz hakkında ipuçları vereceğim.

    Güç Profili

          Windows, Linux veya Mac işletim sistemi bulunan dizüstü bilgisayarlarda batarya güç profilinizi, güç tasarrufu moduna çekebilirsiniz.  Windows bilgisayarlarda denetim masasında ” Güç ve Uyku Ayarları “ menüsünde cihazın güç profili değiştirilebilir.

          Bilgisayarda performanstan çok verimliliğin tercih edildiği durumda, güç tasarrufu modu tercih edilebilir. Bilgisayarda güç tasarrufu gerek kullanılan şarj kullanma süresini uzatacak ve gerekse de bilgisayardaki batarya ömrünü uzatacaktır.

    Ekran Parlaklığı

          Parlak ve yüksek çözünürlüklü ekran dizüstü bilgisayarın batarya ömrünü azaltan faktörlerin başında geliyor.  Bilgisayarda çözünürlük konusunda fazla bir şey yapmasanız da, ekran parlaklığını azaltabilirsiniz. Ekran parlaklığını bulunduğunuz ortama göre ayarlamak, bilgisayar kullanım keyfinize olumlu yönde etkileyecektir.

    Harici Cihazlar

          Bilgisayara bağlı harici cihazların tümü ister yalnızca bilgisayardan direk güç çekiyor olsunlar, isterse de kendi bataryalarını doldurmak için bağlı olsalar bile, cihazın batarya ömrünü azaltırlar.  Bilgisayarın USB portu üzerinde şarj olan cihazları kendi şarj adaptörleri ile şarj etmek, bilgisayarın batarya ömrüne olumlu yönde etki yapacaktır.

    Serin Tutma

          Dizüstü bilgisayarların bataryaları oda sıcaklığında veya daha da altında daha verimli çalışır ve daha uzun süre dayanır.  Bilgisayarın ısınmasını önlemek için gerekli ortamın hazırlanması batarya ömrünü uzatacaktır.

    Hazırda Bekletme ve Kapatma

          Bilgisayarın kullanılmadığı zamanlarda kapatılması veya belli bir süre işlem yapılmadığında hazırda bekletme  özelliğinin aktif edilmesi, batarya sağlığı açısından yararlı olacaktır. Diğer taraftan, cihazı kapatmak yerine ekran korumanın kullanılması, halen güç tüketiminin devam etmesi nedeniyle batarya ömrünü de olumsuz yönde etkileyecektir. Notebook’un Bataryası Nasıl Daha Uzun Süre Dayanır?

    Kısa şarj kullanım zamanı

          Bazı bilgisayarların batarya şarj kullanım süresi oldukça azdır. Bilgisayardaki bileşenlerin çokluğu, batarya kapasitesinin küçük olması veya pilin eskimiş olması, şarj kullanım süresini azaltır. Bu durumun sonuçlarından birisi de bataryanın artık ömrünü tamamladığının anlaşılmasıdır. Dizüstü bilgisayar şarj cihazından çıkartıldığında kapanıyorsa ya yeni bir batarya almak ya da devamlı şarj aleti ile kullanmak zorunluluğu ortaya çıkar.

    Devamlı Şarjda Bırakma

          Yeni nesil bir dizüstü bilgisayar sahibiyseniz cihazı devamlı şarjda tutmanın herhangi bir zararı yoktur. Yeni nesil bilgisayarlarda şarj bittiğinde devreyi kesen düzenekler bulunduğundan, cihazın devamlı şarjda kalmasında sorun oluşmaz. Diğer taraftan, eski model dizüstü bilgisayarlarda devamlı şarjda kalma durumunu ilgili üreticiye sormak yararlı olacaktır.

          Bir dizüstü bilgisayarın batarya ömrü, ısı ve kullanım sıklığına bağlı olmakla birlikte, ortalama yaklaşık 2-4 yıl arasında veya 1000 şarj döngüsü kadar sürer.

          Mac bilgisayarların bataryasını daha uzun süre kullanmak için cihazdaki bluetooth veya airplay gibi kullanılmayan servislerin kapatılması yararlı olacaktır. Ayrıca, kullanılmadığı belli bir süre sonra ekranın otomatik kapatılması veya mümkün olduğunda sabit diski uyku moduna geçirmek, batarya ömrünü uzatacaktır.

          Twitter takip için @salihertugrul     Youtube kanalım

    Şirket içi siber tehditlerde yüzde 47 artış!

    Şirketlerin siber güvenlikte başını en çok ağrıtan iç tehditler, son 2 yılda %47 arttı. Yapılan son araştırmalara göre dünya genelinde şirketlerin %34’ünden fazlası da her yıl içeriden gelen bir tehditten etkileniyor.

    Ponemon Institute’nin raporuna göre, şirket içi tehditler son 2 yılda %47 arttı. IBM’nin son şirket içi tehdit maliyeti analizine göre de bu tehditlerin şirketlere maliyeti 11 milyon doların üzerindeyken, bir şirket içi tehdidin keşfi ise ortalama 2 ay sürüyor. Kişisel verilerin sızdırılması ve ihlalinin şirket içi tehditlerin sıklıkla oluşturduğu zararların başında geliyor.

    Pandemi ve ardından uzaktan çalışmaya geçiş, 2020’de içeriden gelen tehditlerin artan oranına katkıda bulundu. Kuruluşlar öngörülebilir gelecekte uzaktan çalışma programlarını uzatma kararı aldıkça şirket içi tehditlerin de zarar verme oranları artmaya devam ediyor. Uzmanlara göre küresel pandeminin içeriden gelen tehditler üzerinde bu kadar etkili olmasının birkaç nedeni ise şöyle:

    1. Teknik Faktör: Özellikle evlerdeki internet ağları birçok işlem için kullanılırken çalışma ortamını da kirletiyor.

    2. Ekonomik Faktör: İşgücü piyasasının belirsizliği, sosyal huzursuzluk, karantina zorunlulukları ve alışılmadık bir şekilde çalışmak, çalışanların zihninde ağırlık oluşturan, dikkat dağınıklığı yaratan ve stres seviyelerini yükselten sorunlardır. Bunların tümü hatalara veya kötü kararlara yol açabilecek faktörlerdir.

    taşınabilir bilgisayar

    3. Psikolojik Faktör: Birçok insan için evden çalışmak, iş arkadaşlarıyla hissettikleri topluluk duygusunu zayıflatır ve işverenlerine karşı kötü niyetli eylemlerde bulunmalarını kolaylaştırır.

    4. Kişisel Faktör: En etkili içeriden tehdit programları, şüpheli davranışları bildiren çalışanlara dayanır. Ancak herkes evde izole edilmişse, şüpheli davranışlar nasıl gözlemlenebilir? Bu durum da iç tehditlerin artmasına çok ciddi olanak tanıyabiliyor.