Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1999

    Sürekli Yanınızda Taşımak İsteyeceksiniz : Sony MDR-1R

    Sony’nin yeni kulaklık ailesi MDR-1R, ergonomisi , işçiliği, malzeme kalitesi, zengin özellikleri ve kaliteli ses performansı ile fark yaratıyor.
    Sony MDR-1R, tasarımı ile tüm gözleri üzerine çeken profesyonel bir kulaklık seti. Oldukça geniş kulak yastıklara sahip olan MDR-1R, kafaya çok iyi oturuyor. Gözlük takan kişiler bu tarz ürünlerde çok dikkatli yaklaşıyorlar. Genelde ürünler uzun süre kullanıldığında ciddi rahatsızlıklar verebiliyorlar. Sony MDR-1R, bu kişileri de düşünmüş olmalı ki kafa üstü yastıklara (basıncı azaltan yastıklar) da ciddi bir önem verdi. MDR-1R her türlü kullanıcının çok uzun süre herhangi bir rahatsızlık duymadan müzik keyfinin yaşayabileceklerini söylemeliyiz.

    Sony MDR-1R 3
    231 gr ağırlığında olan bu ürün isteğe göre katlanabiliyor. Bu esasında önemli bir özellik. Çünkü bu ürün sadece Studio kulaklık olarak değil günlük kullanım için de kullanılabiliyor. Beraberinde 2 x 120 cm uzunluğunda iki kablo veriliyor. Akıllı telefon kullanıcılarını da düşünen Sony, kablonun üzerinde bir mikrofon ve ses ayar düğmesini unutmadı. Yine de özel olarak kaplanan ve düğümlemeyi engelleyen kablonun yeteri kadar uzun olmadığını düşünüyoruz. Bez ’den bir taşıma çantasının verilmesi ise iyi düşünülmüş bir özellik. Müzik setine bağlamak için, ekstra bir adaptör ne yazık ki verilmiyor.

    Sony MDR-1R
    Sony MDR-1R ailesini iki farklı modele daha sahip. MDR-1RB olarak adlandırılan diğer model Bluetooth teknolojisi ile kendisini farklılaştırıyor. MDR-1RNC ise dış sesleri filtreleyen Noise Cancelling teknolojisi ile birlikte geliyor. Sony MDR-1R’nin beğendiğimiz bir özelliği düşük ses kaynaklarından bile güçlü bir ses verebilmesi. Doygun ve çok güçlü bass sesleri bu üründe ne yazık ki alınamıyor. Buna karşın MDR-1R, sesleri oldukça temiz ve doğru veriyor.
    Siyah ve kırmızı renklerinin hakim olduğu MDR-1R’nin büyük bir bölümü sentetik bir maddeden oluşuyor. Fakat burada yapılan işçilik gerçekten görülmeye değer. Kafa üstündeki ve kulağı saran yastıklar deri ile kaplı. Kulak yastığın uyguladığı basınç, kullanıcıya herhangi bir rahatsızlık vermemesi iyi düşünülmüş bir özellik. Bu ürünü kışın bir şapkanın üzerinden de takılabilmesi önemli bir artı.

    Sony MDR-1R 2
    40 mm sürücüler ile müzik keyfi
    MDR-1R sert ve hafif 40 mm sıvı kristal polimer film diyaframa sahip. High Definition 40 mm sürücüler hızlı bas tepkisi için geniş havalandırma deliklerine sahip. Bu sürücüler 4 Hz ile 80 kHz arasında bir frekans spektrumu oluşturuyorlar. Bunun anlamı yüksek çözünürlüklü ses (105 dB’lik gürültü oranı, 24 Ohm Empedans ) sinyallerin oluşturulması. MDR-1R ile yüksek çözünürlüklü ses ile kaliteli sesin en küçük ayrıntılarının tadını çıkarabilirsiniz. Müzik tutkusu sinyalden hoparlöre her bileşeni birleştirirken, dijital yükseltme gibi gelişmiş teknolojiler üstün dinleme deneyiminin oluşturulmasına yardımcı oluyor.

    Sony MDR-1R 4
    Tabi Sony, MDR-1R’nin detaylarına da çok önem veriyor. Kullanılan silikon halkalar sayesinde ürünü kafanıza göre ayarlarken rahatsız edici seslerden uzak duruyorsunuz.
    Unutmadan söyleyelim. MDR-1R, tamamen izole bir yapıya sahip değil. Ses seviyesini abartmadığını sürece dış sesleri duyabiliyorsunuz. Aynısı müzik dinlerken için de geçerli. Ses seviyesini en üst noktaya getirmediğiniz sürece yanınızdaki kişiler rahatsızlık duymazlar.

    Sony MDR-1R 6
    Yaptığımız testlerde Sony MDR-1R’nin oldukça kaliteli, zengin ve detaylı sesler verdiğini gördük. Bass sesleri gayet başarılı. Fakat burada çok aşırı ve tok bir bass beklemek yanlış olur. Klasik müzik sevenler bu ürünü kesinlikle çok sevecekler.
    Sony MDR-1R, gerek rahat kullanımı gerekse de kaliteli ses performansı sayesinde üst seviye bir kulaklık sistemi olduğunu bize gösterdi. Sonuç olarak oldukça kaliteli bir kulaklık arayan kullanıcılar , Sony MDR-1R ile yanlış yapamayacaklarını söylemeden edemeyeceğiz.

    Ürünü detaylı incelemek ve satın almak için burayı tıklayın

    Unutulmaz oyun müzikleri

    0

    Video oyunları sadece bir yapımdan ibaret değildir. Hikayesi, grafikleri hepsi başlı başına uzmanlık gerektiren işlerdir. Elbette müzikleri de. Eğer siz de video oyunlarını sevenlerdenseniz, bugüne kadar defalarca dilinize takılan şarkı olmuştur. Ama bunların içlerinde öyle efsaneler var ki, senfoni orkestraları tarafından dahi konser salonlarında, binlerce kişiye performansları gerçekleştirilmiştir. Bazı yapımlarda üreticiler, ürünün müzikleri hakkında o kadar iddialı oluyorlar ki, oyunun müziklerini ayrıca OST (Original Sound Track) olarak da satabiliyorlar. Görünen o ki, oyunlar, sinema sektörünün yan kollarından birine daha el atmış durumdalar.

    sheet-music

    Müzikler ile birlikte besteciler de ön plana çıkmaya başladılar. Jesper Kyd, Michiru Ōshima, Koji Kondo gibi bir çok isimle tanıştık. Bu unutulmaz eserlere birlikte göz atıp, kulaklarımızı silmek ister misiniz? Sizler için bunları bir sıralayalım.

    Super Mario Teması – Koji Kondo
    Ağustos 1963 doğumlu olan Kondo, İlk çalışmasını Punch Out ile yapmıştı. Ancak bir çoğumuz onu Super Mario Bros’un teması ile hatırlıyoruz. Bugüne kadar sayısız defa, farklı versiyonlar ile yeniden yorumlanan şarkıya bir de bizlerden versiyon geldi. Bir klarnet ve darbuka ile çalındı.

    Assassin’s Creed II Teması – Jesper Kyd Jakobson
    Şubat 1972 doğumlu olan Jesper Kyd, günümüzün modern oyunların bir çoğunda boy gösteren bir besteci. Hem oyunlar hem de filmler için temalar üretiyor. Bugüne kadar hit olan besteleri saymakla bitmez. İçlerinde Assassin’s Creed, Hitman, Borderlands serilerinden tutun Darksiders II, Adventures of Batman and Robin’e kadar birçok yapım bulunuyor.

    World of Warcraft Teması – Jason Hayes, Tracy W. Bush, Derek Duke ve Glenn Stafford
    Her dinlendiğinde, eline kılıcı alıp dağlara ava çıkmayı ister mi bir insan? World of Warcraft‘ın müziğini dinleyip de yapmak istemeyecek birini tanımıyorum. Geçtiğimiz yıllarda birçok farklı yorumu sergilenen eserin, 2011’de gerçekleştirilen Gamescom Fuarı’nda canlı performansını izleyip, kaydetme şansım olmuştu. Kayıt kalitesi çok iyi olmasa da yine de çok keyif veriyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=X52f6BOcjL0

    Londra Filarmoni Orkestrası 2011 yılında video oyunları için bir albüm çıkarttı. Bu albümde onlarca bilgisayar oyunu teması bulunuyordu. Onlardan biri de Warcraft teması. Oyun müziklerine ilgi gösterip de bunu dinlememek olmaz.

    Diablo Teması – Matt Uelman
    Oyun denince Blizzard’ı tek geçerim. Yapımlarına her noktada ayrı bir önem verirler. Grafik, sinematik, hikaye ve müzikleri ile her döneme damgasını vuran bir firma. Eski oyuncular Tristram’ın ezgisini hatırlayacaklardır. Gitar çalmayı bilen ya da öğrenmeye çalışan birçok oyunseverin hayalini süsleyen bir parça idi. Matt Uelman tarafından bestelenen Tristram tema müziği 2007 yılında Blizzcon’da canlı olarak çalınmıştı. Etkinliğe katılan herkesin ayakta alkışladığı tema ile Hack and Slash türünün en önemli oyunu Diablo 2’nin duyurulmasında kullanılmıştı. Düşündükçe hala tüylerim diken diken oluyor. Dinleyin bakalım, siz ne düşüneceksiniz…

    The Elder Scrolls: Skyrim Teması – Jeremy Solue
    Oyun müziklerinden bahsedip de Skyrim’in temasından bahsetmemek olmaz. Commodore kuşağının yetiştirdiği önemli bestecilerden biri olan Soule, batılı müzisyenler içinde önemli bir noktaya sahip. Guild Wars, Total Annihilation, Neverwinter Nights, Dungeon Siege ve Harry Potter gibi yapımların da müziklerini besteleyen Soule, senfonik müziğin bilgisayar oyunlarına girmesinde öncülerden biri oldu. Elbette onun da eserleri birçok farklı kişi tarafından yeniden yorumlandı. Bunlar içinde Peter Hollens ile Lindsey Stirling birlikteliğinin çıkarttığı ürünü tek geçerim.

    Yukarıda ismini belirttiğim diğer kişilerin eserleri niye yok diye sorabilirsiniz. ‘Oyun Müzikleri’ konusu o kadar geniş ki, onları da bir sonraki yazıma saklıyorum.

    iPhone’unuzda Olması Gereken 20 Uygulama

    Apple Store’da yaklaşık 1,2 milyon adet uygulama bulunmakta. Bu uygulamalardan benimde kullandığı bazılarından bahsetmek istiyorum. Bu haftaki yazımda; iPhone’da olan standart uygulamalar dışında, daha farklı uygulamalardan söz etmek istiyorum.

     

     1. Splice; 

    screen520x924

    Bu uygulama bilgisayarınızda bulunan video oluşturma programlarının yaptığı ve uzun zamanınızı alan birçok şeyi çok kısa sürede ve basit şekilde yapabiliyor. Sunduğu birçok kullanışlı özellik ile video düzenleme işini işkence olmaktan çıkarıp tekrar zevk alabileceğiniz bir iş haline getiriyor. HD desteği, gelişmiş ses düzenleme seçenekler, uygulama için müzik satın alma, ağır çekin, ileri sarma gibi özellikleri var. Genel özellikleri olarak,

    • Sürükle bırak özelliği.
    • Ses efekti, müzik parçası ekleme.
    • Toplu fotoğraf ve video seçme özelliği.
    • Otomatik senkronizasyon.
    • HD desteği.
    • iTunes’tan müzik indirme.
    • Görsel efekti ekleme.
    • Geçişler ekleme.

     

    2. Magisto;

    magisto

    Magisto, video düzenleme ve  efekt verme uygulaması. Uygulama üzerinden çekeceğiniz ya da uygulamadaki  videoları seçerek Magisto bünyesinde yer alan temalardan birini kullanabilir ve videolarınızı farklı bir görünüme dönüştürebilirsiniz.

     

    3. ZappoTV;

    zappotv2

    ZappoTV uygulaması ile birkaç  ayar yardımıyla cihazınızda ki bir videoyu televizyonunuza aktarabilirsiniz. Bu video çekmiş olduğunuz bir video olabildiği gibi Youtube gibi bir video paylaşım sitesindeki videolar da olabiliyor. Bunun haricinde fotoğraflarınızı ve arşivinizdeki müzik dosyalarınızı da kablosuz bir şekilde televizyonunuza gönderebilirsiniz.

     

     4.McBackup;

    apps-mcbackup-contact-2

    My Contacts Backup, telefonunuzdaki rehberi yedekleyebileceğiniz bir uygulama. Bilgisayar veya senkronizasyona gerek duymadan rehber yedekleme ve geri yükleme işlemlerini yapabiliyorsunuz. MCBackup, kullanımı basit ve hızlı aynı zamanda ücretsiz bir  yedekleme uygulaması.

     

    5. RD Client;

    unnamed

    RD Client, Remote Desktop uygulaması, kullanıcılara iPhone, iPad ya da iPod Touch’ları üzerinden Windows bilgisayarlarına uzaktan erişim ve kontrol imkanı sunuyor. Remote Desktop Gateway üzerinden erişimin sağlandığı uygulama, Remote Desktop Protokolü ve RemoteFX desteği sayesinde çoklu dokunmatik parmak hareketleriyle bilgisayar kontrolüne imkan sunarken; erişim esnasındaki veri transferini NLA teknolojisi sayesinde güvenli şekilde sağlıyor.

     

    6. EGO;

    screen568x568

    Ankara EGO Genel Müdürlüğüne ait Otobüs Hatları ile ilgili ihtiyaç duyulabilecek bilgilerin, mobil ortamda sunulmasını sağlayan bir uygulama. Bu uygulama benim çok işime yarıyor. Örneğin bir otobüs durağına gittiğinizde otobüsün ne kadar süre sonra geleceğini, konumunuzu gibi bilgileri bu uygulama sayesinde görebiliyorsunuz.

     

    7.Evernote;

    screen322x572

    Evernote işinizde başarılı olmanıza yardımcı olabilecek bir uygulama. İster kısa listeler olsun ister ayrıntılı araştırmalar, her türlü notlarınızı tutabileceğiniz  ve bunlara tüm akıllı cihazlarınız dan erişebileceğiniz bir uygulama.

     

    8. Pic Stitch;

    screen568x568 (1)

    Pic Stitch uygulaması iPhone ve iPad’inizde kullanabileceğiniz, fotoğraflarınızı güzelleştirmek ve hoş kolajlar oluşturmak için faydalanabileceğiniz ücretsiz bir uygulama. Bunun yanında oluşturduğunuz kolaj ve resimleri kolayca sosyal medya’da paylaşabiliyorsunuz.

     

    9. Retrica;

    images

    Retrica, fotoğraflarınızı çeşitli filtreler yoluyla güzelleştirebileceğiniz ücretsiz bir fotoğraf efekt uygulaması. Çeşitli fotoğraf düzenleme seçeneklerini olan  uygulama ile birçok filtreyi fotoğraflarınıza kolayca ekleyebilir,  fotoğraflarınıza bambaşka bir görünüm kazandırabilirsiniz. Bunun yanında fotoğraf odağının dışındaki bölgeleri bulanıklaştırma, fotoğrafları siyah beyaz yapma gibi özelliklere sahip.

     

    10. Transfer;

    icon320x320

    Transfer uygulaması ile iOS cihazlarınız ile windows yada OSX cihazlarınız arasında, fotoğraf transfer etmenize yarayan bir uygulama. Bilgisayarınızdaki web tarayıcınız ile akıllı cihazlarınıza bağlanarak fotoğraf kopyalamak yada indirmek  için kullanabilirsiniz.

     

    11. SignEasy;

    mzl.volpoeve.175x175-75

    Basit ve etkili bir imza atma uygulaması. İmza atmak istediğiniz belgeleri dilediğiniz yerden imzalaya biliyorsunuz. Uygulama, tüm ofis dosya türlerini destekliyor.

     

    12. OneDrive;

    indir

    OneDrive, iOS kullanıcılarının iPhone, iPad ve iPod Touch cihazları üzerinde ücretsiz olarak kullanabilecekleri, Microsoft’un popüler bulut dosya depolama servisi SkyDrive’ın yenilenen iOS uygulaması. Buluttaki dosyalarınıza iOS ortamındaki bütün cihazlarınız dan erişebiliyorsunuz.

     

    13. Google Drive;

    indir (1)

    Google Drive için hazırlanan iOS uygulaması sayesinde, istediğiniz tüm verilerinizi mobil rahatlığıyla ücretsiz buluta yedekleyebilirsiniz.

     

    14. Yazarlar Gündemi;

    indir (2)

    Tüm gazetelerin köşe yazarlarını günlük olarak takip edebileceğiniz  Yazar Gündemi, oldukça kullanışlı ve sade bir arayüze sahip. Açılışta en çok okunan köşe yazarlarının listelendiği uygulamada, dilerseniz kendinize ait  favori yazar listesi de oluşturabiliyorsunuz.

     

    15. Wunderlist;

    wunderlist-200914

    Yapacakları işlerin kaydını tutmakta sorun yaşayanlar için kullanılan Wunderlist uygulaması, listeleri ve günlük işleri yönetme konusunda yardımcı oluyor.

     

    16. SwiftKey;

    swiftkey-ios-8-200914

    SwiftKey Keyboard,  iOS cihazlarda yazma işlemini basite indirgeyen akıllı klavye uygulaması. iPhone, iPad iPod Touch için dizayn edilmiş olan bu klavye, iOS cihazların varsayılan klavyesi yerine kullanabiliyor.

    17. PCalc;

    pcalc-200914

    PCalc uygulaması karmaşık matematiksel işlemleri çözmek için ideal bir uygulama.

    18. Memoir;

    memoir-200914

    Geçmişte neler yaptıklarınıza göz atmak için Memoir  uygulamasını kullanabilirsiniz. Facebook, Twitter, Foursquare, Instagram gibi sosyal ağlarda geçmişte bu gün hangi paylaşımları yaptığınızı, hangi fotoğrafları çektiğinizi görebilirsiniz. iOS 8 ile birlikte Touch ID desteği de geldi.

     

    19. Xim;

    xim

    Aynı anda birden fazla kişiye kendi mobil cihazları üzerinden slayt gösterisi yapabilen Xim uygulaması özellikle kalabalık gruplarda fotoğraf gösterimlerini kolaylaştırıyor. Örneğin, bir arkadaş grubunda bir cihaz üzerindeki fotoğrafı herkesin görebilmesi için cihazın elden ele dolaşması gerekiyor. Xim ile çapraz platformda tek aygıt üzerinden tüm aygıtlar için slayt gösterisi yapmak mümkün. Böylece herkese tek tek tüm içerikleri gösterme zorunluluğu ortadan kalkıyor.

    20Dubmash;

    screen-shot-2015-01-10-at-160854

    Dubmash uygulaması ile kendi videonuz üzerine dublaj yapabiliyorsunuz. Efsane olmuş film replikleri ve konuşmaların ses kaydı üzerine kendi videonuzu kaydederek, sanki o cümleleri siz söylüyormuş gibi oldukça komik videolar üretebiliyorsunuz.

    iPhone satın almak için linki takip edebilirsiniz.. 

     

    Akıllı telefonunuz için hayat kurtaran uygulamalar

    0

    Cep telefonlarının yaygınlaşması ve herkesin cebine girmesiyle birlikte hayatlarımız da değişti. Artık çoğumuzun bir saniye bile yanından ayırmadığı, şarja takılıyken dahi defalarca kontrol ettiği bir cihaz haline geldi. Cep telefonlarının akıllanması bu durumu daha da ileri taşıdı. Hayatımızın bir parçası haline gelen akıllı telefonlarda kullanabileceğimiz işlerimizi kolaylaştıracak hatta çoğu durumda “hayat kurtaran” diye tabir edebileceğimiz çeşitli uygulamalar bulunuyor. Örneğin akıllı telefonunuza yükleyeceğiniz bir uygulamayla nöbetçi eczaneyi elimizle koymuş gibi bulabilir ya da elektrik kesildiğinde el feneri yerine kullanabiliriz. Aşağıda hepinizin illaki bir gün işinize yarayacağınızı düşündüğüm, kullandığım tüm akıllı telefonlara ilk olarak yüklediğim “hayat kurtaran” (Çoğunlukla Android) uygulamalardan bahsetmek istiyorum.

    Vodafone Akut Uygulaması
    akutTürkiye konumu itibariyle doğal afetlerin sık yaşandığı bir ülke. Bu yüzden doğal afetlere karşı her zaman hazırlıklı olmak gerekiyor. Akut ve Türkiye Vodafone Vakfı’nın birlikte geliştirdiği bir uygulama olan Vodafone Akut; polis, jandarma, itfaiye ve acil servis gibi acil durumlarda aranacak numaralar, videolu ve resimli ilk yardım bilgileri, doğal afetler ya da acil durumlar öncesi ve sonrası yapılması gerekenler, pusula ve yine acil durumlarda kullanılabilecek S.O.S. uyarı sinyallerini bünyesinde barındırıyor. Uygulamanın Android ve iOS sürümleri bulunuyor.

    Android sürümünü buradan, iOS sürümünü ise buradan indirebilirsiniz. 

     

     

    iEczane
    eczane
    iEczane uygulaması bulunduğunuz konuma göre en yakın eczaneleri harita üzerinde gösteren ve bu eczanelere nasıl gidebileceğinizi tarif eden bir uygulama. Uygulamada İl Sağlık Müdürlükleri tarafından yayınlanan 27 binin üzerinde eczane bulunuyor. Eczanelerle ilgili adres, telefon gibi bilgilerin de bulunduğu uygulamada ayrıca eczanelerin ismiyle de arama yapılabiliyor. Özellikle gecenin bir vaktinde nöbetçi eczane arıyorsanız inanılmaz bir şekilde işinizi kolaylaştırıyor.

    Android sürümünü buradan indirebilirsiniz.

     

    Yandex Navigasyon
    navigasyonTamamen ücretsiz bir uygulama olan Yandex Navigasyon; trafik yoğunluğu, yol çalışmaları, kazalar ve diğer bilgileri göstermesi sayesinde benim için “hayat kurtaran” uygulamalar arasında yer alıyor. Sesli yol tarifi, yaklaşık varış saati, hedef noktaya kaç kilometre kaldı gibi özelliklere de sahip olan bu uygulamayı Türkiye’nin çoğu bölgesinde sorunsuz bir şekilde kullandım. Uygulamanın en güzel özelliklerinden birisi istediğiniz şehrin haritasını cihazınıza indirebilmeniz. Bu sayede navigasyon esnasında internet kullanımınızı da en aza indirebilmenizi sağlıyor. Bu özellik uygulamanın hem Android hem de iOS sürümünde mevcut.

    Android sürümünü buradan, iOS sürümünü ise buradan indirebilirsiniz.

     

    El Feneri
    el_feneri
    Tiny Flashlight isimli bu el feneri uygulamasının en önemli özellikleri arasında kullanımının çok basit ve akıllı telefonunuzun sadece kamera özelliğini kullanıyor olması. Telefonunuzu el feneri olarak kullanmanızı sağlayan birçok uygulama bulunuyor ama bunların çoğu akıllı telefonunuzda hiç kullanmamaları gereken SMS’ler, aramalar, internet bağlantısı gibi özelliklere erişim hakkı istiyor. Fakat bu küçük uygulama olması gerektiği gibi telefonunuzun sadece kamera özelliğine erişim hakkı istiyor.

    Android sürümünü buradan indirebilirsiniz.

     

    Kablosuz Ağ Bulucu (Wi-Fi Finder)
    wifi_finderÖzellikle yurtdışına çıktığımda çok sık kullandığım bir uygulama olan Wi-Fi Finder, etrafta bulunan ücretli ve ücretsiz kablosuz ağları harita üzerinde görebilmenizi sağlıyor. Uygulama üzerinde şu anda 144 ülkede 600 binin üzerinde kablosuz ağ noktası bilgisi bulunuyor. Uygulama etrafınızdaki kablosuz ağ noktalarını göstermekle kalmıyor aynı zamanda buralara nasıl ulaşabileceğinizi de gösteriyor. Uygulamanın ayrıca filtreleme özelliği de var, bu sayede restoran, otel, havaalanı ya da diğer özelliklere göre aradığınız kablosuz ağı filtreleyebiliyorsunuz. Uygulamanın en önemli özelliği ise çevrimdışı da çalışabilmesi. Uygulamanın veritabanını akıllı telefonunuza indirerek internet bağlantısına ihtiyaç duymadan kullanabiliyorsunuz. Örneğin yurtdışındayken internet ihtiyacı duyduğunuzda uygulamayı açarak en yakın ücretsiz kablosuz ağı bulabiliyor ve böylelikle yüksek dolaşım ücretlerinden kaçınabiliyorsunuz. Uygulama Türkiye’de de başarılı bir şekilde çalışıyor. Özellikle İstanbul’da birçok ücretsiz kablosuz ağ noktasını kolaylıkla bulabiliyorsunuz. Uygulamanın hem Android hem de iOS sürümü bulunuyor.

    Android sürümünü buradan, iOS sürümünü ise buradan indirebilirsiniz.

    Rock yıldızı Neil Young’tan dijital müzikte devrim Pono Player

    Neil Young ilginç bir müzik adamı. Kariyerinde 40 civarında albüm, onlarca başarı bulunmakta. 60’lı yıllardan günümüze gelebilen, yaratıcılığından bir değer kaybetmeden yoluna devam eden ilham dolu bir sanatçı kendisi. Onun yeni projesi Pono kısa bir süre önce Kickstarter üzerinden istediği rüzgârı yakalayınca (800 bin dolar olarak konulan hedef 6 milyon doların geçti) hayat bulma şansını yakaladı. Pono nedir? Ses kalitesinin yüksek olduğu dijital çağ için geliştirilmiş bir müzik kutusu. Süslü kelimeleri bir kenara bırakacak olursak Neil Young’ın müzik ve özellikle ses konusunda nasıl takıntılı biri olduğunu söyleyerek Pono’nun ne ifade ettiğini anlayabiliriz. Neil Young birkaç sene önce çıkardığı otobiyografik kitabı Waging Heavy Peace: A Hippie Dream’de müzik dünyasındaki sorunun temelinde sesin kalitesizliği olduğunu iddia ediyor. “İnsanlar müziği kalitesiz aletlerle dinlediğinde yaşaması gereken kimyasal etkiden uzak kalıyorlar,” diyor Young ve ekliyor, “MP3 dinlemek birçok ses kaybına neden oluyor. Kendinizi ünlü bir ressamın tablolarına veya o tabloların fotokopilerine bakarken hayal edin, farkı anlayacaksınız diyor.” Dediklerinde haklılık payı büyük oranda var Young’ın. Birçok müzikseverin plaklara dönmesinin de altında benzer motivasyonlar yatıyor. Ancak Young bu konuda da eleştirel. “Yeni plakların çoğu CD için hazırlanan dijital master’ların plağa basılmış hali. Şu an bir moda akımı gibi plaklar ilgi görüyor.”

    O halde çözüm ne? Çözümden önce müzik kalitesinde sorunu doğru tespit etmek gerekiyor. İnsanlar artık fazlasıyla mobil çağın içine girmiş durumdalar. Dolayısı ile mobilite ve ses kalitesini bir araya getirmek gerekiyor. İşte Pono’nun hedefi de bu. Asla analog bir cihaz olmadığı her fırsatta vurgulanıyor Pono’nun. Young’ın ifadesiyle, “Analog değil ama kesinlikle son derece kaliteli bir dijital platform müziklerimizi yarınlara taşıyabilir.”

    Pono-Player-price-and-review-of-success

    Pono’nun müzik misyonunu gerçekleştirmesi için güvenilir donanım değerlerine ihtiyacı var. Kayıpsız ultra yüksek çözünürlük ve 9216 kbps müzik dosyaları da bu iş için fazlasıyla ideal görünüyor. MP3’lerin 300 kbps civarında olduğu düşünülürse Pono’nun müziği “hissedeceksiniz” iddiası gerçek olabilir. Pono FLAC başta olmak üzere AIFF, AAC, ALAC, MP3 ve WAV dosyalarını oynatabiliyor ancak DSD denilen Hi-Fi ile anılan formatın desteklenmemesi ürünün amacı ile ters düşebilir. Yüksek kaliteli dijital çözümlere göre 128 GB’lık Pono, 400 dolar fiyat etiketiyle daha satın alınabilir seviyesinde gözüküyor. Ürünün tasarımı ise genel olarak fazla beğenilmedi. Küçük Toblerone kutusuna benzemesi taşınma açısından sorun yaratabiliyor. Ancak tasarımın ardında yatan bir gerçek ses ile ilgili bazı parçaların akıllı cihazların aksine küçülememesi. Böyle düşünürsek Pono bir nevi dijital amfi görevi görüyor ve her gerçek amfi haklı olarak parçaları itibariyle boyutlarından feragat edemiyor. Dolayısıyla uzun vadede Pono “Slim” tarzı bir ürün göreceğimizi sanmıyorum. Tasarım getirdiği bir artı ise pilin büyük olmasında. Pono 8 saat aralıksız müzik çalabiliyor. Ürünün tasarım özellikleri son derece sade bırakılmış ki bazı noktalarda bu durum olumsuz olabiliyor. Örneğin Wi-Fi bağlantısı bulunmuyor. Kısa süre içinde Neil Young’ın ifadesiyle “en zengin yüksek çözünürlükü dijital” arşivi sunacağını iddia eden Pono’yu ister istemez Amazon’un Kindle’ına benzetiyoruz. Birkaç saniye içinde kitap indirmenin dijital zevkini müzik indirmek için yaşayamayacağız. Ses kalitesine geldiğimizde ise ilk yorumlar oldukça başarılı. Özellikle ses konusunda acımasız olabilen What Hi-Fi sitesinde bile ürünün geçer not alması iyi bir başlangıç. Pono kitleler tarafından takip edilecek mi? Müzik sektörünün içinde bulunduğu tıkanıklık içinde bu zor gözüküyor. iTunes, Android gibi mobil cihazlar her zaman dijital dinleyicilerin ilgisini daha fazla çekecek. Ama ses kalitesine önem veren, plak kültürüne aşina azınlık için Pono keyifli ve uzun soluklu bir macera olabilir.

    Web yayıncılığı

    0

    gorsel15

    Günümüzde web yayıncılığı yapmak için bir sertifika veya ehliyet almanıza gerek yoktur. Hatta konunun uzmanı bile olmasanız özgürce yayın yapabilirsiniz. Size gereken sadece biraz pratik bilgi ve arama motorlarından edinebileceğiniz kısa notlar olacaktır.  Çok kısa bir zaman diliminde hayata geçirebileceğiniz size ait bir fikri, hizmeti veya satışını yaptığınız bir ürünü milyonlarca internet kullanıcısına ulaştırabilirsiniz. Üstelik ulaşabileceğiniz kitle sadece şehriniz ve ülkenizle de sınırlı kalmaz. Bahsettiğim aslında tüm dünyaya açık bir yayıncılığın gücüdür.

    Web Yayıncılığı ve Kısa Tarihçesi

    Bu gücün nasıl oluştuğuna geçmeden önce kısaca web yayıncılığının tarihçesine bakmakta fayda var. Vikipedi, özgür ansiklopedi’ye göre World Wide Web (kısaca WWW veya web), birbiriyle bağlantılı, internet üzerinde çalışan ve “www” ile başlayan adreslerdeki sayfaların görüntülenmesini sağlayan servis olarak tanımlanıyor. Web kavramının ise dünyada ilk olarak bir araştırma kuruluşu olan CERN’de (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi anlamına gelen Fransızca Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire kelimelerinde oluşan bir  kısaltma)  1989 yılında ortaya çıktığını söyleyebiliriz.

    1990’lı yılların başlarında da sadece metin ile çalışan tarayıcılar (browserlar) yeni yeni ortaya çıkıyordu. Bunlar bağlantı yaratan kelimelere verilen isim olan hypertext yapısını kullanıyorlardı. Sonrasında daha düzenli bir yapıya geçilerek Hyper Text Markup Language (HTML) dili kullanıma sunuldu.  Bu oluşturulan HTML dökümanlarını başka sitelere göndermek için adına Hypertext Tranfer Protocol (http) denilen bir yapı kurgulandı.  Web sitesi kavramı yeni yeni oluşuyordu ve 1993 yılına gelindiğinde henüz web sitelerinin sayısı 100 adedi bile bulmuyordu.

    O günlerden bu günlere çok zaman geçti. İnternet ve teknoloji büyük bir hızla gelişti. İnsanlar web üzerinde 7×24 kesintisiz çalışan ve hiç kapanmayan modeli pek bir sevdiler. Bu platformda olmak zahmetsiz, ucuz ve kolaydı. Fakat en önemli ayrıntı  sürekli açık olmasıydı. Platformun belirli bir zamanda kapanma veya ara verme problemi yoktu.  Burada sağlanan bilgilere ve hizmetlere insanlar istedikleri zaman bir kaç tuş tıklaması ile ulaşabiliyor, evlerindeki veya iş yerlerindeki koltuklarından kalkmadan işlerini internet üzerinden yapabiliyorlardı.

    Domain Name System – Alan Adı Sistemi DNS

    Bu arada web yayıncılığından bahsedip de DNS’den (Domain Name System – Alan Adı Sistemi) bahsetmemek olmaz. DNS kavramını kısaca açıklamak gerekirse DNS’ler kendilerine yönlendirilen alan adlarının IP adreslerini bu sorguyu yapan kullanıcılara iletirler. Yani bir çeşit rehber gibi düşünebilirsiniz.  DNS yoluyla bir kullanıcı bir siteye ulaşmak  istediğinizde sitenin nerede, hangi IP ile hangi bilgisayara ait olduğu belirlenerek istediği yere erişimi sağlanır.  Ayrıca bir alan adına sahip olmadan web sitesine tek başına IP adresiyle de ulaşılabilir.

    Alan İsimlerinde Eklerin Anlamı

    Alan isimlerinde .COM ticari amaçlı siteler için, .EDU eğitim amaçlı siteleri için, .GOV hükümet siteleri için, .MIL askeri siteler için, .NET network siteleri ve internet servis sağlayıcılar vs. için ve .ORG ise  sivil toplum kuruluşları için kullanılır. Alan adlarını aslında satın alınan değil kiralanan bir hizmet olarak da düşünebilirsiniz. En az bir yıl en fazla da 10 yıl olmak üzere yenilenebilir.

    Özetle, web üzerinden yapılan yayın ile gerçek dünyada yapılacak masrafları önemli miktarda azaltmak mümkündür. Bu yolla bilgiye erişmek için harcanan süre azalacağı gibi katalog ve broşür gibi daha detaylı ve miktar olarak büyük bilginin basılı olarak size bir şekilde ulaştırılmasını beklemek yerine web üzerinden bu bilgiye birkaç saniye içinde ulaşmak ciddi ölçüde verimlilik sağlar. Kullanıcı ihtiyaç duyduğu her türlü bilgi, belge, fotoğraf  ve videoya oturduğu yerden ulaşabilir.

    Sevgiliniz için daha güzel ve bakımlı olmanın sırları

    Erkekler kendine bakan ve özgüveni yüksek kadınlardan hoşlanır. Güzel sade bir makyaj ve bakımlı saçlar onu etkilemeniz için yeterlidir. İster evli olun, isterseniz yeni flört etmeye başlayn her zaman sevgiliniz için bakımlı ve alımlı olmanız gerekiyor. İşte güzelliğinize güzellik katacak ve her zaman bakımlı görünmek için ihtiyacınız olan evdeki yardımcılarınız…

    Fakir-My-Jet-Sac-Sekillendirme-Seti

    Göz alıcı, dolgun saçlar

    Fakir My Jet Saç Şekillendirme Seti: Hangi kadın her zaman saçlarının göz alıcı güzellikte olmasını istemez ki? Sadece istemek yetmiyor elbette. Saçların bakımını yapmak ve saç sağlığı için doğru beslenmek gerekiyor. Kadınlar için saçları en az giyim kuşam, aksesuar kadar önemlidir… Harika saç dalgalarıyla sevgilinizi kendinize hayran bırakmak istiyorsanız sizlere pratik bir öneri sunalım.  Saçlarımız kuaförden çıkmış gibi ama aynı zamanda doğal görünsün istiyorsanız, hele de zamana karşı yarışırken kuaföre gidecek fırsatız yoksa evdeki saç şekillendiriciler inanılmaz bir kurtarıcı olabilir. Fakir’in kadınlara özel tasarladığı saç şekillendirme seti My Jet ile kısa sürede harikalar yaratabilirsiniz.

    İki farklı hız kademesi ve saça şekil vermek için kullanılan dar başlığıyla Hair Jet saç kurutma makinesi soğuk fön düğmesi sayesinde de saça verilen şeklin kalıcılığını artırıyor. Aynı zamanda difüzör/vigo başlığı da olan Hair Jet, saçların daha dolgun ve hacimli görünmesini sağlıyor.

    Braun_Face

    Doğallıktan gelen güzellik

    Braun Face Yüz Epilatörü ve Yüz Temizleme Cihazı : Teninizin daha pürüzsüz, daha taze ve kusursuz görünmesi için Braun Face, gözeneklerin derinlemesine temizlenmesini ve daha saf ve parlak güzellik için çok hassas bir yüz epilasyonu sağlıyor. İster makyajsız gezin, isterseniz en yeni trendleri denemek için yüzünüzü tuval haline getirin. Braun’un bu yeni güzellik cihazı, kusursuz güzellik için ihtiyacınız olan ürünlerden bir tanesi. Ürün yüzünüzdeki ağdanın bile alamadığı en küçük tüyleri alabiliyor, 4 haftaya kadar pürüssüz ve tüysüz bir cilt vaad ediyor. Temizleme fırçası ise cildinizi elle yapılan temizliğe göre 6 kat daha iyi temizliyor, makyaj, kir ve yağdan eser kalmıyor.

    BRAUN-Silk-épil-7-SkinSpa-Epilatör-7979-Epilasyon-ve-Sonic-Peeling-Sistemi-(Yüz-Temizleme-Cihazı-İle)

    Pürüzsüz bir cilt için

    Braun Silk-épil 7 : Hediye versiyonunu satın alarak, tepeden tırnağa pürüzsüz bir cilde sahip olabilirsiniz. BraunSilkepil, ağdanın alabildiğinden 4 kat daha kısa tüyleri alabiliyor. İçinde ıslak&kuru epilatörünün yanı sıra ekstra tıraş başlığı, kırpıcı, verimli ve hassas yüz başlıkları ile güzellik kesesi yer alıyor.

    philips-catwalk-serisi

    Havalı saçlar için CatWalk serisi

    Philips CatWalk Serisi: Kişisel bakımına önem veren kadınların vazgeçilmez parçası saç düzleştiriciler, Philips’in pembe, yeşil ve buz mavisi renk alternatiflerine sahip CatWalk serisi ile saç şekillendirmeyi renklendiriyor.  İpek gibi saçlardan vazgeçemeyen kadınlar için büyük bir kolaylık sağlayan CatWalk serisi ayrıca plakalarının sahip olduğu iyonik bakım özelliği ile saçı yumuşak ve akıcı hale getirmeyi vaad ediyor.Philips CatWalk serisi saç düzleştiricileri, 2 farklı ısı ayarına sahip. CatWalk düzleştiriciler ile saça uygun ısıyı seçerek düzleştirme işlemini kişiselleştirmek mümkün.

    Daha bakımlı olmak için Media Markt’ın kadın bakım ürünleri sayfalarını buraya tıklayarak ziyaret edebilirsiniz.

    Virüs nasıl temizlenir?

    0

    Bilgisayarınız ağırlaştıysa ya da garip pencereler karşınıza gelmeye başladıysa, bilgisayarınıza virüs ya da zararlı bir yazılım girmiş olabilir. Şimdiye kadar bir önlem almadıysanız, bilgisayarınızı eski hâline getirmek çok zor değil.

    Polaroid Cube

    polaroid_cube01

    Bir döneme damgasını vuran Polaroid, minik kamerası Cube ile geri dönüyor. Firmanın bu ilginç ürünü günlük hayatta her an kullanabileceğimiz bir mini aksiyon kamerası.

    Son yılların yükselen trendlerinden biri de aksiyon kameraları. İlk adımlarını GoPro’nun attığı bu alanda birçok markanın farklı özellik ve fiyatlarda ürünleri satılıyor. Bir dönem anında baskı verebilen fotoğraf makineleriyle bilinen Polaroid, Cube yani küp ismini verdiği ürünü ile pazarda yer alıyor.

    Cube adından da anlaşılacağı gibi küp şeklinde bir kamera. Full HD (1920×1080 piksel) ya da 720p (1280×720 piksel) çözünürlüklerinde video kayıt yapabilen ürün, kauçuk bir gövde kaplamasına sahip. Bu sayede düşme ve darbelere karşı daha dayanıklı hale gelen kamera aynı zamanda suya dayanıklı. Suya dayanıklı ancak bu su sıçramalarından etkilenmeyeceği anlamına geliyor. Kamerayı su altında kullanmak isterseniz ayrıca satılan özel su altı kılıflarından edinmeniz gerekiyor.

    Tavla zarına benzeyen ancak ondan büyük olan Cube’un alt kısmında mıknatıslı bir bölge bulunuyor. Bu sayede metal zeminlere kolayca tutturulabiliyor. 6 Megapiksel fotoğraf çekebilen ürün, 124 derece görüş açısına sahip. Üzerinde bütünleşik olarak bulunan pili ile beraber 90 dakikaya kadar video kaydı yapabilen kamera, farklı renk seçeneklerine de sahip. Farklı renk seçenekleri bulunan kamerayı tarzınıza ve stilinize uygun bir renk ile alabiliyorsunuz.

    polaroid_cube02

    Eğlenceli bir ürün olan Cube, bu iddiasını hem tasarım hem de cihaz kullanımı sırasında gösteriyor. Ürünün kullanımı basit ve karmaşık ayarlarla uğraşmıyorsunuz. Üzerinde bir adet düğme bulunan kamerada bu düğmeye birkaç kez basarak fotoğraf ya da video kayıt işlemlerini yapabiliyorsunuz.

    Ürünle beraber kutusundan microUSB kablosu çıkıyor. Bu kabloyla beraber kullanıldığında kayıt edilen videolar bilgisayara aktarılabiliyor. Ayrıca bu kablo şarj için de kullanılıyor.

    Cihazın bir yüzünde özel bir kapakla korunan bir bölüm yer alıyor. Bu kapağı kaldırdığınızda microUSB bağlantı yuvası, FullHD-720p video boyutu seçim tuşu, microSD bellek yuvası yer alıyor. Cihazın bir belleği bulunmadığından (benzerlerinde olduğu gibi) microSD yuvasına takacağınız bellekle beraber kullanıyorsunuz.

    Cihaza bellek kartı taktıktan hemen sonra kullanıma başlıyorsunuz. Mıknatısı sayesinde istediğiniz her türlü metal zemine tutunabilen ürün aynı zamanda haricen satılan aksesuarlara da sahip. Bu aksesuarlar arasında sualtı kılıfı, bisiklet aparatı ve benzerleri yer alıyor. Bunları kullanarak kamerayı örneğin bisikletinize sağlam bir şekilde bağlamak mümkün oluyor.

    Aynı zamanda 6 Megapiksel fotoğraf da çekebilen ürünü bu amaçla da kullanabiliyorsunuz. Üzerindeki tuşa basıp açtıktan sonra bir kez basınca fotoğraf, iki kez basınca da video kayıt etmeye başlayan Cube bu anlamda pratik bir çözüm sunuyor.

    Küçük ve şirin bir ürün olan Polaroid Cube, anında video kaydı yapmak isteyenlerin ilgisini çekebilecek bir kamera. Sadece belli işlevlere odaklanan ürün vaad ettiği pratikliği çok rahat bir şekilde yerine getiriyor.

    Cihazla beraber verilen bir yazılımla Cube ile ilgili bazı ayarları yapabiliyorsunuz. Bunlar arasında ışık frekansı (50 ya da 69 Hertz), zaman damgası vurabilme, kameranın uyarı sesinin şiddetini ayarlama ya da tamamen kapatabilme gibi özellikler bulunuyor.

    İlginç bir ürün Polaroid Cube pratikliği, kolay kullanımı ve işlevlerini başarı ile yerine getirmesi ile dikkat çeken bir ürün. Günlük hayatta kullanmak üzere mini bir aksiyon kamerası arayanlara önerebileceğimiz bir ürün olmuş.

    Polaroid Cube kamerasını uygun şartlarla satın almak için internet sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

    Sıradışı Tasarımı İle Fark Yaratıyor: Samsung Galaxy Note Edge

    Samsung Galaxy Note Edge, kenarında da bir ekranı bulunan türünün tek örneği akıllı telefon. Oldukça sıradışı bir tasarıma sahip olan Note Edge, teknik özellikler ve donanım birleşenleri ile kullanıcıları ne kadar tatmin ettiğini bu yazımızda öğrenebilirsiniz.

    Samsung Galaxy Note Edge, iki tane ekranı bulunduran bir akıllı telefon. Note Edge’in kenarında bulunan renkli ekran kullanıcıya ekstra özellikler sunmakla birlikte çeşitli bilgileri de kullanıcılara veriyor. Bu özellik akıllı telefon tasarımını farklı bir boyuta taşıyor. Öyle ki Galaxy Note Edge’e ilk baktığımızda bu sıradışı tasarımı hemen göze çarpıyor.

    note edge 2

    Android 4.4.4 işletim sistemi ile birlikte gelen Galaxy Note Edge, tıpkı Galaxy Alpha ve Note 4 gibi metal bir çerçeveye sahip. Galaxy Note Edge, bu çerçeve sayesinde ele oldukça iyi oturuyor ve kullanıcıya oldukça stabil bir his sunuyor. Arka kısmına baktığımızda pil kapağının plastikten olduğu hemen anlaşılıyor.

    Samsung Galaxy Note 3’e çok benzeyen bu kapak tasarımı, oldukça ince ve çizilmelere karşı da hassas olduğunu hemen söylemeliyiz. Buna karşın kullanılan 5.6 inç’lik ekran darbe ve çizilmelere karşı inanılmaz dayanıklı. Öyle ki ikinci ekran en az birinci ekran kadar sağlam olduğunu söylemeliyiz. Note 4’den daha büyük olmayan Note Edge, tek el ile kullanmak neredeyse imkansız. 174 gr ağırlığında ve 151,3×82,4×8,3 mm boyutunda olan Galaxy Note Edge, tıpkı Galaxy S5 gibi parmak izi sensoruna sahip.

    note edge 3

    İnovasyon Harikası

    2560×1600 piksel çözünürlüğüne ulaşan AMOLED ekran oldukça yüksek bir kontrast değerine ulaşıyor. Burada elde edilen parlaklık değeri (400 Cd/m2), her ne kadar Note 4 kadar yüksek olmazsa da (700 Candela/m2) fazlasıyla yeterli. Yalnız çok güneşli ortamlarda Galaxy Note Edge’in çok verimli olmadığını söylemeliyiz. Buna karşın 525 ppi’lik keskinlik, benzer modellerle kıyasla çok daha güçlü.

    160 piksel’lik dokunmatik ikinci ekran sağ ve sol parmak hareketleri ile birçok fonksiyonları çağırabiliyor. Bu alan isteğe göre kişiselleştirilebiliyor. Peki bu ikinci ekran esasında ne kadar kullanışlı? Bu sorunun cevabı esasında çok kolay.

    note edge 4

    İkinci ekran sayesinde uygulamalardan çıkmak için ekstra bir tuş bulmanız gerekmiyor. Sevdiğiniz uygulamalara anında ulaşabiliyorsunuz ve telefonunuza kayıtlı olan kişilere hemen erişiyorsunuz. Android telefonlarda bildiğimiz ekranın üstünde görünen bildirimler de yan tarafa kaymış durumda olması da iyi düşünülmüş bir özellik. İlk başlarda bu birçok kişiye garip gelebilir, fakat bu özelliğe çok çabuk alışabileceğinizi söylemeliyiz.

    Durum böyle olunca Galaxy Note Edge, piyasada en rahat kullanılabilen telefonların başında geldiğini belirtmeliyiz.

    Teknik Özellikler

    Galaxy Note Edge, Snapdragon 805 işlemcisine sahip. Qualcomm’un en güçlü dört çekirdekli işlemcilerinden biri olan Snapdragon 805, 2.7 GHz’lik bir çalışma frekansına ulaşıyor. Yapılan testlere bakılırsa Galaxy Note Edge oldukça güçlü olduğunu hemen söylemeliyiz. Piyasada bulunan tüm uygulamaları ve oyunları sorunsuzca ve takılmadan çalıştırabiliyor.

    note edge 5

    Galaxy Note Edge, bazı testlerde Note 4’den daha güçlü olduğunu gördük. Tabi burada kullanılan 3 GByte’lık belleğin rolü oldukça büyük. Bu bellek sayesinde kesintisiz bir kullanım sunuluyor. 32 Gbyte’lik bir kapasiteye sahip olan Galaxy Note Edge, 24 GByte’lık bir alanı kullanıcıya sunuyor. Daha fazlasını isteyen kullanıcılar microSD kart yuvasına 128 GByte’lık MicroSDXC belleklerini takabiliyorlar. Ne yazık ki MicroSD kartlara uygulamalar direkt olarak yüklenemiyor. Ana kapasiteye yüklenen uygulamalar sonrası Micro SD kartlara kopyalanabiliyor.

    Samsung’un vazgeçemediği kalem Galaxy Note Edge’de de yer alıyor. Bununla birlikte WLAN, GSM, GPRS, EDGE, HSPA, LTE, Bluetooth ve NFC teknolojilerinin hepsi bu üründe yer alıyor. 3000 mAh’lik pil yaklaşık 11 saatlik kesintisiz bir iletişim sağlıyor. Bunun anlamı Galaxy Note Edge’in pratikte rahatlıkla 1 gün dayanabilmesi.

    note edge 1

    Arka tarafta bulunan 16 MP’lik kamera her ne kadar Note 4’e benzese de, Note 4 kadar başarılı olmadığını söylemeliyiz. Galaxy Note Edge fotoğrafı netlemek için 0.35 saniyelik bir süre (iPhone 6 Plus : 0.12 sn) istiyor. En önemli avantajı ise 4K video çekebilmesi. Çektiğiniz videoları MHL adaptör ya da WLAN (Miracast) ile yeni nesil televizyonlara sorunsuzca aktarılabiliyor. 3.7 MP’lik ön kameradan çok fazla bir şey beklemek yanlış olur. Bu alanda çok daha iyi ürünler gördüğümüzü söylemeliyiz.

    Sonuç olarak Samsung Galaxy Note Edge, oldukça kolay ve hızlı bir kullanım sunuyor. Bununla birlikte performansı da gayet başarılı. Tasarımı gerçekten görülmeye değer. Yine de bir Note 4 ve iPhone 6’ya yaklaşamadığını söylemeliyiz.

     Samsung akıllı telefon ailesi hakkında bilgi ve satın almak için tıklayın