Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1977

    Windows 10 için beklenen tarih açıklandı

    blue-wallpaper_windows_10_hd_2880x1800Microsoft Windows 10’un son kullanıcı sürümünün yayınlanacağı tarih belli oldu. 2014 yılında duyurusu gerçekleştirilen, önizleme sürümü kamuoyuyla paylaşılan Windows 10 için son aşamalarının da tamamlanacağı ve son kullanıcıyla buluşacağı final sürümü için verilecek tarih büyük bir merakla bekleniyordu…

    xbox-gaming-win10-960Windows 10 için beklenen tarih geldi, Windows 8.1 kullanıcılarına Windows 10 için Rezervasyon uyarısı geldi. Windows 10 yayınlandığında kullanıcılara e-posta ile bilgilendirmede bulunulması seçeneneği de sunan bu uyarı, final sürümünün yayın tarihine ilişkin ilk önemli emareydi. Kısa süre sonra ise Windows blog’undan Windows 10 işletim sisteminin yayınlanam tarihi bilgisi paylaşıldı.

    Buna göre gelecek nesil Windows işletim sistemi, 29 Temmuz 2015 tarihinde yayınlanacak. Daha önce çip üreticisi AMD CEO’su, Windows 10’un Temmuz ayında yayınlanacağını belirtmiş, ancak bu konuda Microsoft tarafından herhangi bir doğrulama gelmemişti. Teknoloji dünyası tarafından yılın en çok merakla beklenen tarihlerinden biri daha böylelikle netlik kazanmış oldu. windows_10_cortanaWindows 10, görsel tasarımından yeni özelliklerine kadar kapsamlı geliştirmelerle geliyor. Arayüzündeki yenilikler, ikonlarda değişiklikler gibi temel yapılandırmaların yanı sıra Internet Explorer’ın yerini alacak Edge adlı yeni browser, sesli asisten Cortana gibi dikkat çekici yeniliklere sahne olacak. (crmgco.com) Windows 10, hali hazırdaki lisanslı Windows 7, Windows 8 ve Windows 8.1 kullanıcıları tarafından herhangi bir ödeme yapılmaksızın yüklenebilecek.

    Windows 10, kullanıcılara tabletten telefona, dizüstü bilgisayardan masaüstü bilgisayara ve hatta XBOX’a kadar tüm cihazlarda aynı deneyimi sunacak ve tüm cihazlar için tek platform olarak çalışacak.

    190 ülkede aynı anda piyasaya sürülecek

    Windows 10’un 190 ülkede aynı anda kullanıcılarla buluşacağını açıklayan Microsoft Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Terry Myerson, “Windows 10, kullanıcıların harika şeyler yapmasına destek olmak için geliştirilmiş işletim sistemimizin en yeni jenerasyonu. Windows 10, daha kişisel ve mobil bir kullanıcı deneyimi sunarak Windows cihazlarla etkileşimi geliştirecek yepyeni bir işletim sistemi olacak.” dedi.

     

    13 MP ön kameralı Asus ZenFone Selfie tanıtıldı

    0

    ZenFone-Selfie_1_678x452-01Akıllı telefonların ön kamerası kullanılarak portre ya da birkaç kişinin kadrajda yer aldığı fotoğrafların çekilmesi şeklinde tanımlanabilen selfie, aralıksız yükselen bir trend. Sosyal medya ağlarında yoğun şekilde paylaşılan selfie fotoğrafları, aynı zamanda teknoloji şirketleri için de daha iyi ön kameraların geliştirilmesinin önünü açıyor.

    Bu noktada daha önce 1-2 megapiksel gibi çözünürlüklere sahip akıllı telefon ön kameralarının 5, 8 hatta 13 megapiksel mertebesine ulaştıkları görülüyor. Bu gelişimin ulaştığı oldukça yüksek noktalar da var…

    Tayvan menşeili teknoloji şirketi Asus, selfie odaklı yeni akıllı telefon modelini duyurdu. Asus ZenFone Selfie adıyla gelen Android işletim sistemli cihaz, 13 megapiksellik ön kamerası ile dikkat çekerken yenilikçi özelliklere de sahip olduğu görüldü…

    Asus-ZenFone-Selfie-2015_1Lazer otofokusa sahip üründe oldukça geniş açılı bir lens kullanılıyor. Bu sayede ön kamera ile daha geniş bir alan kadraja dahil edilebiliyor. Öte yandan ZenFone Selfie’nin diyafram açıklığının da düşük ışıklı ortamlarda daha iyi fotoğrafların önünü açacağı belirtiliyor.

    Şirketin son dönemdeki iddialı modellerinden biri olan ZenFone Selfie, Gorilla Glass 4 kaplı 5.5 inç ekrana sahip. Ayrıca Intel işlemcileri teknolojisinin çekirdeğinde barındırıyor. Ek olarak cihazın arka kamerası da 13 megapiksel çözünürlükte. Android 5.0 Lollipop ve Zen UI arayüzü de diğer öne çıkan özellikleri arasında.

    200 bin dolarlık Apple I bakın nerede bulundu!

    Ekran_Resmi_2015-06-01_14_11_10Apple I, Steve Jobs ve Steve Wozniak tarafından kurulan Apple’ın ilk kişisel bilgisayarlarından. Sınırlı sayıda üretildi ve o 70’lerin sonunda yaklaşık 700 dolar fiyatla alıcı buldu. Bir kült halini alan ve koleksiyonerler tarafından yüz binlerce dolar fiyat biçilen 70’lerin sonundaki bilgisayarlardan Apple I modeli, çok ilginç bir yerde, ABD’deki bir geri dönüşüm tesisinde ortaya çıktı. Üstelik oldukça tuhaf bir hikaye ile birlikte…

    Eşinin ölümünün ardından evin garajını temizlemeye koyulan bir kadın, eski ve oldukça kötü görünümlü bir bilgisayarı bir geri dönüşüm firmasına verdi. Amacı, garajında yer açmak ve ortalığı temizlemekti. Ancak söz konusu bilgisayar, aslında çok az sayıda üretilen ve günümüzde bir servet değerinde olan Apple I modeliydi. Ekran_Resmi_2015-06-01_14_10_56Apple I’i görevliye teslim edip ayrılan kadının izi kaybolmuş durumda, ancak bundan sonraki gelişmeler çok daha enteresan… Görevli, ilgili bilgisayarın değerli bir ürün olabileceğini düşünerek firmanın sahibine bilgi veriyor ve ardından bu şaheser bilgisayar, 200 bin Amerikan Doları fiyatla satılıyor.

    Satıştan sonra firma yetkilisi, yaptığı açıklamada bilgisayarı getiren kadına elde ettiği kazancın yarısını vermek istediğini belirtti. Bu tuhaf durum ABD’de gündemi ilginç bir tebessüm etkisi ile renklendirirken yüzbinlerce dolarlık Apple I’i garajı temizlemek için geri dönüşüme gönderen kadının ortaya çıkması merakla bekleniyor.

    Apple CEO’sundan 6,56 milyon dolarlık bağış

    0

    Apple Unveils iPhone 6Teknoloji şirketi Apple’ın CEO’su Tim Cook, bir yardım kuruluşuna 6,56 milyon dolar bağışta bulundu. ABD Menkul Kıymetler Borsası tarafından yapılan açıklamada ilgili bağışın hisse senedi yoluyla yapıldığı ve toplamda 50 bin Apple hissesinin aktarıldığı kaydedildi.

    Tim Cook’un bağışı bir yardım kuruluşuna yaptığı kesinleşirken, söz konusu kuruluşun adı ise açıklanmadı. Yardım, Apple CEO’sunun geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiği ‘yardımseverlik’ konusunda açıklamalarının ardından büyük sükse yarattı.

    Cook, ünlü medya organlarından Fortune dergisine ‘Yardımseverliği sistematik hale getirmek istiyorum’ demiş, ancak kişisel olarak bu denli yüksek segmentli bir yardım atağı yapmamıştı. Daha önce sistematik olarak yer aldığı bağış yapısı, Apple çalışanlarını da kapsayacak şekilde düzenlenmiş ve toplamda da yarım milyon dolara yakın yardım toplanmıştı.

    Tim-CookApple’ın Steve Jobs’tan sonraki CEO’su şirketin finansal yükselişini baş aktörlerinden biri olarak gösteriliyor. Geçtiğimiz aylarda Apple, 700 milyar doların üzerine çıkan borsa değeri ile finans çevrelerini şaşırtmıştı. Apple CEO’su 120 milyon doları Apple hisse senetleri olmak üzere 1 milyar doların üzerinde servete sahip.

    Teknoloji dünyasında şimdiye kadar en çok bağışta bulunan kişi ise Microsoft’un kurucusu Bill Gates. Gates’ın yardımlarının toplamının 30 milyar dolardan fazla olduğu tahmin ediliyor.

    Google’dan “Chucky” gibi oyuncaklar…

    0

    childs-play-3-5117257f9ea03Korku filmlerinden hoşlanır mısınız?.. Ben ziyadesiyle severim… Artık klasikleşmiş siyah beyaz Boris Karloff, Vincent Price filmlerinden, 80’lerde zirve yapan “13. Cuma”ya, “Halloween”e, ya da bıçak elli “Freddy Krueger”a resmen bayılırım.

    Ayrı bir anısı vardır hepsinin bende… Ancak bir tanesi vardır ki, korku filmleri dünyasına yepyeni bir soluk getirmiştir. Evin küçük çocuğuna annesinin aldığı konuşabilen bir robot oyuncak olan Chucky, farklı bir efsane yaratmıştır adeta… Bugün bile konuşabilen oyuncak bebekler gördüğümde aklıma Chucky’nin gelmediğini söyleyemem…

    Hayatımıza bir arama motoru olarak giren, daha sonra teknolojinin birçok alanında karşımıza çıkan Google, son günlerde Chucky gibi oyun arkadaşı oyuncakların patentlerini almak için başvurular yapıyor. Google bünyesinde çalışmalarını sürdüren Ar-Ge takımı, internet bağlantılı bu oyuncakların kısa sürede hayatımızda son derece önemli bir yere sahip olacağı düşüncesinde…

    _83163261_5cf7f3bc-a04a-40cc-b89f-66b4765fa03aGoogle’ın konuyla ilgili yayınladığı ilk patentte, bu oyuncak konuşulanları dinleyebiliyorlar, başlarını sesin geldiği yere çevirebiliyorlar ve internet üzerinden gönderilen komutları yerine getirebiliyorlar.

    Aslında, patentlerin en yenisi üç yaşında… Google yetkilileri konuyla ilgili yaptıkları açıklamada, patenti alınan bu ürünlerin üretime girip girmeyeceği konusunda herhangi bir bilgi veremeyeceklerini söylüyorlar. Google sözcüsü, “Biz yalnızca çalışanlarımızdan gelen fikirleri kanuni olarak koruma altına alıyoruz.” diyor ve ekliyor: “Bu tür fikirler bazen olgunlaşır ve bir ürüne, ya da hizmete dönebilir… Ancak elbette bunun tam tersi de söz konusu…”

    Amerikan Patent Ofisi’ne başvuru, 2012’nin Şubat ayında yapılmış. Detaylara bakıldığında, keşfin Richard Wayne DeVaul tarafından yapıldığını görüyoruz. İş tanımına baktığımızda ise DeVaul’un Google’ın Google X adlı gizli laboratuvarında “çabuk değerlendirme ve deli bilimi” direktörü olduğu görülüyor.

    Patentte, mikrofon, hoparlör, kamera, motorlar ve kablosuz internet bağlantısının oyuncaklara nasıl yerleştirileceği, hangi noktalarda yer alacağı gösteriliyor. Patentte yazıldığına göre, tetikleyici bir kelime ile oyuncaklar “on” konumuna geçiyor ve çalışmaya başlıyor. Bu noktada oyuncaklar sesin geldiği kişiye doğru dönüyor, onunla göz teması kuruyor ve ona doğru konuşuyor.

    _83163264_5745a993-ae37-427b-9da8-4ed3fedf795bDokümanda yazılanlar doğruysa, oyuncak, sizinle karşılıklı konuşabiliyor, hatta “insansı” tepkilerde bile bulunuyor. Bunlar arasında ilgi, merak, sıkıntı, ya da şaşkınlık gibi duygular da var… Bay DeVaul’ün notlarına göre bir andromorfobik motor sayesinde gözler açılabiliyor, baş kaldırılabiliyor ve karşı tarafa odaklanılabiliyor. Merak tezahürü için baş titretilip kaşlar kaldırılabiliyor, hatta kafa elle kaşınabiliyor.

    Patent başvurusundaki resimler, bir tavşan ve ayıcık figürlerini gösterse de, belgede yazılanlara göre oyuncağın bir ejder, ya da uzaylı bir yaratık olarak da üretilebilmesi mümkün… Özellikle küçük çocukların bu oyuncakları şirin bulup iletişim kurmak istemeleri çok önemli…

    Oyuncak olmanın yanı sıra bu bebeklerin evdeki birçok şeyi kontrol edebilen bir cihaz olarak kullanılabilmesi de patent belgesinde öneriliyor. Örneğin, evdeki müzik sistemini, TV’yi, termostatı, ya da perdeleri ve ışıkları bu oyuncakla çalıştırabilir, ya da durdurabilirsiniz. Yani öyle popüler bir kullanım alanı olmalı ki, aileler neredeyse her oda için bir tane alsınlar…

    _83161848_560a8999-f0c9-4c5f-82b7-852d0767595cİş evi kontrol etmeye gelince 2001 yılında çekilen bir Spielberg filmi olan “Al” geliyor insanın aklına… “E.T.” kadar gişe yapmayan “Al”, tıpkı Google’ın patentini aldığı bu ürün gibi şirin bir ayıcıktı… İzlemeyenler varsa, mutlaka izlesinler derim…

    Buraya kadar her şey güzel ama, bu ürünlerin en önemli amaçlarından biri de çocukları, dolayısıyla evi gözlemleyebilmek… Ancak, internete açık olan bu ürün hack’lenebilir ve dolayısıyla gözlenen ev sakinleri de olabilir. George Orwell’in, “1984” adlı kitabında yer alan ve tüm dünyayı gözlediği varsayılan “Büyük Birader”i belki de kendi ellerimizle, hatta üstüne bir de para ödeyerek evimize sokuyoruzdur, kim bilir?.. Henüz bu oyuncak üretilmedi ama mahremiyet tartışmaları şimdiden başladı bile…

    Bana sorarsanız, başta da dediğim gibi evime bir “Chucky” sokmak istemem…

    LG G4: Kamerası İle Fark Yaratıyor

    Birçok üretici ürünlerini aylar önce piyasaya sürerken, akıllı telefon yarışında LG geride kalmayı tercih etti. Yeni ürünü olan G4’ü aceleye getirmeyen LG, sonuçta kendisinden çok söz ettirecek bir telefonu piyasaya sürdü. Kamerası ile fark yaratan LG G4 inceleme altında.

    LG, G4 ile oldukça agresif bir pazarlama stratejisi izliyor. Arka kapak deri kaplı ve isteğe göre değişebiliyor. Oldukça başarılı bir ergonomiye sahip olan LG G4, görsel olarak da ilgi çekiyor. Tabi bu özellik tek başına yeterli değil. Bunu bilen LG, kendisini farklılaştırmak için oldukça fazla zahmete girmiş. Öyle ki, deri kaplı arka kapağın yanı sıra ön tarafta telefonu çiziklerden ve darbelerden koruyan Gorilla Glass 3 teknolojisine sahip 5.5 inç dev bir ekran yer alıyor.

    LG G4 1

    LG, bu üründe metal çerçeve modasına uymadı. Önceki modellerde olduğu gibi bu üründe de plastik çerçeve kullanıldı. Bu hem bir avantaj hem de dezavantaj. Metal çerçeveli ürünler çok daha havalı görünüyorlar. LG G4, bu eksikliği deri kaplı arka kapak ile çözüyor. Bununla birlikte plastik çerçeveli ürünlerde ekran camının kırılması metal çerçeveli ürünlerle kıyasla çok daha az. LG G4’de kullanılan plastik malzeme, esnediğinden dolayı darbeyi emiyor ve bu sayede de camın kırılmasını önlüyor.

    Düşük Güçte Yüksek Performans

    2560 x 1440 piksel çözünürlüğüne sahip olan 5.5 inç büyüklüğündeki ekran iPhone 6 Plus gibi üst ligde yarışıyor. Kullanılan Snapdragon 808 işlemci, 1.8 GHz saat frekansında 6 çekirdek çalıştırıyor. Bu işlemcinin en büyük özelliği X10 LTE desteğinin yanı sıra çok düşük bir güç tüketiminde yüksek bir performans sergilemesi. Bu özellikler 3 GByte bellek ile birleştiğinde müthiş bir performansa ulaşılıyor. Yaptığımız testlerde menü arası geçişlerde ve uygulamalarda yüksek bir performans elde ettik. Oyun testlerinde her türü isteğimizi karşılayan LG G4, tam yük altında bile zorlanmadan işine devam edebiliyor.

    LG G4 2

    LG G4’ün sahip olduğu kapasite 32 GByte. Bu kapasitenin sadece 24 Gbyte’ı kullanılabiliyor. Daha fazla kapasite isteyen kullanıcılar microSD kart yuvasına 128 GByte’lik micro SD takabilirler. Micro SIM destekli LG G4, değiştirebilir 3000 mAH’lik bir pile sahip. Yaptığımız testlerde, Pil kullanım süresi yaklaşık 10 saat sürüyor. Bu değer LG G3 ile kıyaslandığında, G4’ün pil kullanım süresinde %20 daha avantajlı olduğunu söylemeliyiz.

    Günümüzde bir çok üretici arka kapak tasarımlarından vazgeçmiş durumda. LG G4 eski geleneği sürdürme niyetinde. Değiştirilebilir pil elbette büyük bir avantaj. Ama bu avantajı elde etmek için su ve toza karşı koruma standartlarından ne yazık ki vazgeçmek gerekiyor.

    LG G4 4

    Karanlık Ortamlarda Müthiş Performans

    LG G4’ün arka kamerası 16 MP’lik bir çözünürlükte fotoğraflar çekebiliyor. Bu kameranın en büyük özelliği , f1.8 diyafram açıklığı değeri ile, flaş olmadan karanlık ortamlarda müthiş fotoğraflar çekebilmesi. Tüm bunlarla birlikte G4’te yeni bir optik sabitleyici kullanıldı. LG G3, 1 derecelik sallanmalarda fotoğraf çekebiliyorken, LG G4 iki derecelik titreşimlerde başarılı fotoğraflar çekebiliyor. Bu da ister istemez fotoğraf kalitesini inanılmaz derecede yükseltiyor. Fotoğraflar daha aydınlık ve renk doğruluğu daha üst seviyelere taşınıyor. LG, elbette fotoğraf profesyonellerini de düşünmüş durumda. LG G4’de bulunan Expert modu sayesinde profesyonel fotoğraf makinelerinde bildiğimiz birçok ayar yapılabiliyor.

    Ürünün ön tarafında ise geniş açıya sahip 8 MP’lik bir Selfie kamera yer alıyor. Bu kameranın en büyük özelliği, 2 saniye aralıklarla dört resim çekebilmesi.

    LG G4 3

    Zengin donanım birleşenlere sahip

    Uzun lafın kısası. LG, kullanıcıların tüm isteklerini bu ürün ile karşılamak istiyor. Belli ki, LG piyasanın neler İstediğini çok iyi araştırmış.

    Miracast, NFC, Bluetooth ve gelişmiş LTE teknolojilerinin yanı sıra Android 5.1 Lollipop işletim sistemi hiçbir isteği karşılıksız bırakmıyor. Bununla birlikte hafif eğik ergonomik tasarım ve deri kaplı arka kapak ürüne inanılmaz bir hava katıyor.

    Ürünü detaylı incelemek ve satın almak için buraya tıklayın

    Tatildeyken aklınız işinizde kalmasın

    tatilMobil teknolojiler hayatımıza eğlence ve keyif kattığı gibi, sayelerinde sürekli online oluşumuz işle olan bağımızı da daimi kılıyor. Z kuşağı ya da genç bir Y kuşağı mensubu değilseniz çok eski değil bir 10-15 yıl evveline döndüğünüzde toplantı ya da işle alakalı herhangi bir konu için birilerine ulaşma çabalarının zorluklarını hatırlayacaksınızdır. E-mail kullanımının çok yaygın olmadığı, ofis telefonunun öncelikli tercih olduğu hatta bugünlerde adını nostaljik teknolojiler kulübüne yazdırmış olan faksın yaygın olduğu o dönemlerde birine ulaşamamak ulaşabilmek kadar normaldi.

    Bugünlerde ise iletişim kurmak istediğimiz bir kişiye dünyanın neresinde olursa olsun çok nadir durumlar dışında ulaşamamak diye bir cevabı hiçbirimiz kabul etmiyoruz. SMS’in dahi demode olduğu hız çağında sosyal ağlar, Skype, WhatsApp derken hayatımızda olan yüzlerce iletişim kanalı her birimizi her an erişilebilir yapıyor. Teknolojinin geldiği bu nokta sevgilinize, eşinize, dostunuza her istediğinizde ulaşabilme lüksünü cebinize koyarken, çoğumuzun hoşuna gitmese de aynı lüksü tatilde dahi olsanız ortağınıza, iş arkadaşlarınıza ve elbette patronunuza veriyor. Artık Acun’la Survivor’a gitmediğiniz sürece kafa olarak yüzde yüz tatile çıkmak diye bir şey yok. Fiziksel olarak dünyanın öteki ucuna dahi gitseniz cebinizde akıllı telefonunuz ve mobil internetiz oldukça aklınız bir şekilde işinize hep bağlı kalıyor. Dahası “kendi cihazını getir” kafasıyla kişisel cihazlarını hızla kurumsallaştıran Y ve Z kuşağı için ipin ucu çoktan kaçmış durumda. Aslında sadece bu kuşaklar için de değil, bugün iş dünyası için çok da eski olmayan bu yeni nesil yaşam şeklini genç yaşlı herkes benimsemiş durumda.

    En çok mail kontrol ediliyor

    TripAdvisor’un geçtiğimiz yıl 10 farklı ülkeden 16 bin 100 kişiyle gerçekleştirdiği ve çalışanların tatildeyken işleriyle olan etkileşimlerini sorguladığı araştırma birbirinden çarpıcı sonuçlar içeriyor. Katılımcılar arasında 2 bin 100 kişiyle en yüksek orana sahip olan Amerikan vatandaşlarının bu araştırmaya göre yüzde 77’si tatilde çalışmaktan vazgeçmiyor. Diğer dokuz ülke katılımcılarının tatilde çalışma oranı ise yüzde 40. Amerikalıların tatilde işten uzaklaşmamalarının ana nedeni acil bir durumda işten kendilerine ihtiyaç duyulacağını düşünmeleri. Çalışanları bu düşünceye sürükleyen ise elbette sürekli online olmaktan ötürü bir şekilde gündemi ve kendi iş dünyalarında olup biteni kaçırma korkuları. Böyle düşünenlerin oranı yüzde 65. Hatta bu grubun yüzde 18’i tatilde işten koptuklarından kendilerini suçlu hissettiklerini söylüyorlar.
    Working on beach

    Tatilde çalışanları işleri ile ilgili en çok meşgul eden aktivitelere baktığımızda ise mail kontrol etme ilk sırada karşımıza çıkıyor. Bu oran Amerikalılar için yüzde 91 iken genel ortalama yüzde 65. Mail kontrolünü maillere cevap vermek, sesli mesajları kontrol, işle ilgili doküman hazırlıkları ve sesli mesajlara dönüş yapmak takip ediyor. Randstad tarafından, 2014 yılı ilk döneminde gerçekleştirilen Türkiye’nin de dahil olduğu “Global İş Dünyası Eğilimleri Araştırması”na göre ise çalışanların neredeyse yüzde 30’u işverenlerinin tatil sürecinde kendilerine erişim beklentisi olduğunu, gönüllü olarak mobil cihazlarından gelişmeleri takip ettiğini belirtti. Bu istatistikler bugünün “bağlı dünyası”nda tatilde dahi işten uzaklaşmamızın mümkün olmadığını ispatlar nitelikte.

    Seyahat çantanızda teknolojiye yer açın

    Rakamlar bir yana, internet ve mobil cihaz bağımlılıklarımızı tatilimize taşıyarak; işimizi dolaylı olarak tatilimizin bir parçası yapmak dahi kendi başına patronumuzu mutlu etmek için yeterli olmayacaktır. Tatildeyken size işle ilgili acil bir şey iletildiğinde o konuyu hızlıca ve basit bir şekilde çözebilmeniz kızgın kumlardan serin sulara atlamak gibi bir his olmasa bile o kumlara bir sonraki yıl sizi yeniden götürecek maaşı veren işinizi elinizde tutabilmeniz için kritik. Peki tatilde aklımızın işimizde kalmaması ya da en azından işle ilgili acil sorunları kolaylıkla halledebilmemiz ve gerektiğinde ofise tabiri caizse ışınlanabilmemiz için hangi teknolojilere tatil çantamızda yer açmamız gerekiyor? Buyursunlar:

    lenovo a3000

    Tatilde işinizi görecek tabletler

    İşverenden çalışana kadar mobilite kişilerin çalışma şeklinde ve şirket içi iletişime önemli değişimler getirdi. Birçoğumuz kişisel mobil cihazlarımızı artık özel işlerimizden daha çok iş için kullanıyoruz. İş ve günlük hayatımızı çok fazla iç içe yapan bu durum tatilde işle ilgili çözmemiz gereken durumlarda bizim için avantaja dönüşüyor. Ekranları büyüyen ve fonksiyonları güçlenen akıllı telefonlarca günlük kullanımlarında pabucu dama atılan tabletler tatilde bile aklında iş olanların çantasındaki üç temel ihtiyaçtan biri durumuna geldi. Tablet konusunda seçenek çok. Buradaki tercihinizde seyahat sıklığınız, kullanım amacınız ve yaptığınız işe en önemli etkenler. Öne çıkan en önemli kriter ise pil ömrü. Bu açıdan benim önereceğim ilk üç tablet; 9500 mAh bataryaya sahip bu 12.2 inçlik Samsung Galaxy Note Pro, 8820 mAh bataryaya sahip iPad Air ve 8 saat 28 dakikalık pil ömrü ile iPad mini 2. Fiyat bakımından bu üç tablete nispeten avantajlı olan Lenovo A3000 ise 7 saat pil ömrü ve 345 gram ağırlığı ile iyi bir seçenek. Her yerde Wi-Fi bulamayacağınız ihtimalini göz önüne aldığımızda bu cihazların 3G özellikli olanlarını seçmek artınıza olacak. Diğer tablet seçeneklerini görmek ve satın almak için tıklayın.

    hp-x360

    Laptop’suz çıkmam abi diyenler için 2’si 1 arada

    Tatilde bile Laptop’un sunduğu performanstan vazgeçemeyenler için 2’si 1 arada Laptop’lar, dizüstü bilgisayarların performansını, tabletlerin taşınabilirliği ve eğlencesini bir araya getiriyor. Kompakt tasarımları ile dilediğiniz yere yanınızda taşıyabileceğiniz 2’si 1 arada laptop’ların en önemli artıları uzun pil ömürleri. Bu cihazlar güçlü performansın yanı sıra sunduğu etkileyici görsel deneyimle de kullanım amacınız ister iş, ister eğlence olsun tüm ihtiyaçlarınızı tek bir ürünle karşılıyor. 2’si 1 arada segmentinde başarlı dokunmatik performası ve dört saat kesintisiz çalışabilme özelliği ile dikkat çeken HP Pavilion x360 uygun fiyatı ve gösterişsiz tasarımı ile tatilde iyi bir iş arkadaşı olabilecek kapasitede. Tek kusuru 1.4 kg’lık ağırlığı. Diğer seçenekler için buraya tıklayabilirsiniz.

    Ogio Covert

    Taşınabilir şarj cihazları hayat kurtarıyor

    Akıllı telefon ve diğer mobil cihazlarımızda sayıları sürekli artan uygulamalar için batarya düşmanları desek yeridir. Pil ömrünüzden ömür tüketen uygulamalardan bazıları var ki atsak atılmıyor silsek silinmiyor. Plajda uzanıp sıkılmalarınızı müzik, oyun, selfie derken akıllı telefonunuzla son vermeye çalışırken telefonunuzun mail box’ına patronunuzdan düşen mail, şarjınız yüzde 5’lere düştüyse içinize ateşler düşürebilir. Bu durumda ya telefonu bırakıp denize doğru koşup kendinizi serin sulara bırakacaksınız ya da çantanızdaki taşınabilir şarj cihazınızı çıkarıp keyfinize bakacaksınız. Taşınabilir batarya kategorisinde onlarca alternatif var aslında. Powerbank’ler, Batary Case’ler, Power Dock’lar hatta mobil cihazlarınızı şarj edebilen donanıma sahip ve laptop çantaları var. Sahip olduğunuz mobil cihaza göre MediaMarkt’taki onlarca çeşit taşınabilir şarj cihazını görmek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz. Benim ilk önerim Ogio Covert Sırt çantası olacak. Bu çanta uçak seyahatleri için ideal. Çantanın ilk bölmesi laptop’u koymak için diğer bölme ise akıllı telefon ve diğer cihazları şarj etmek için. Ayrıca çanta suya da dayanıklı. Apple fanları için ise aynı anda 5 iOS cihazı şarj edebilen Griffin PowerDock 5 diğer önerim.

    Penclic Bluetooth
    Yazmaktan çizmekten tatilde bile vazgeçemeyenlere gelsin

    İş tanımınızda yazı yazmak, çizim yapmak ya da rapor hazırlamak gibi sorumluluklarınız varsa ve öğle aralarını 5 dakika uzattığınızda yüzü beş karış olan bir yönetici ile mesai harcıyorsanız emin olun o iş peşinizi tatilde de bırakmayacaktır. Bu yüzden buna hazırlıklı olmak adına tatile çıkarken iki şort bir terlik dışarıda bırakıp şu cihazlardan size uygun olanı valizinize almak kârınıza olacak. Booqpad, hem kılıf olarak kullanılabilen hem de klasik not alma işlemlerinizi gerçekleştirmenize olanak tanıyan çok amaçlı bir ürün. Sol tarafına iPad Mini’nizi koyabildiğiniz kılıfın sağ tarafında 50 sayfalık not alınacak bir bölüm bulunuyor. Bir diğer önerim Bluetooth ile çalışan ve kalem gibi görünen Penclic Bluetooth Mouse’u kullanmak çok hızlı ve kolay. Mouse’da kaydırma tekerleği ve her türlü zemin üzerinde çalışan lazer sensörü bulunuyor.İki aylık şarj ömrü bulunan ürünün çok bir şarj derdi de yok. 5.6 mm kalınlığındaki Rapoo E9070 kablosuz klavye çantanızda çok fazla yer kaplamayacak. Cihazın üzerinde yer alan ses ayarı ve internet için entegre kısa yol tuşları ile kullanımı kolay. Klavyeyi, 2.4 GHz kablosuz erişim ile herhangi bir bilgisayara bağlantı sağlayabilirsiniz.

    90mm

    Bu uygulamalarla ofisiniz cebinizde

    Tatile çok eşya götürmeyi sevmeyen, bir sırt çantası bana yeter diyenlerdenseniz mobil teknolojiler dünyası cihazlarınızı evde bırakmanız için de size güzel fırsatlar sunuyor. Ofisinizi cebinize koyacak bu uygulamalar arasında benim önereceğim üç başarılı uygulama var. İlki Fuze. Bilgisayarınızda ve mobil cihazlarınızda kullanabileceğiniz sesli arama ve video konferans uygulaması VoIP teknolojisi ile çalışıyor. Uygulama sayesinde gruplarla içerik paylaşmak, PowerPoint animasyonları hazırlamak, Outlook ve Google üzerinden toplantı ayarlamak mümkün. Uygulamaya iOS, Android, OSX, Windows ve Linux’dan erişilebiliyor. İkinci önerim GoToMyPC. Bu uygulama sayesinde herhangi bir internet bağlantısı olan cihazdan güvenli bir şekilde bilgisayarınıza erişim sağlamanız mümkün. Eğer tatildeyseniz ve iş bilgisayarınızdan önemli bir dosyaya ihtiyacınız varsa bu uygulamayı kullanabilirsiniz. Ayrıca uzaktan çıktı alabilir, dosyaları transfer edebilir ve kısa yollar oluşturabilirsiniz. Son önerim ise Inky. Masa üstü ve mobil cihaz uygulaması Inky ile mail kutunuzu uzaktan yönetebiliyorsunuz. Bu uygulama e-maillerinizi konusuna göre otomatik olarak sınıflandırır ve işaretler. Ayrıca mailleri öncelik sırasına göre de ayırır. Bu sayede seyahatten döndüğünüzde maillerin arasında kaybolmaz, önemli mailleri kolaylıkla görebilir ve cevaplandırabilirsiniz.

    Her şeyin başı internet

    Bu bölüm tatilde yurt dışına gitmeyi tercih edenler için. Malum yanınızda son teknolojik cihazlar da olsa internete bağlı olmadıkça size bir faydası olmayacaktır. Ofisteki arkadaşlarınızla konferans yapmak, işinizle ilgili herhangi bir konuda araştırma yapmak ya da en basitinden maillerinizi kontrol etmek için internete ihtiyacınız olacak. Evet, Wi-Fi her zaman çalışır dediğinizi duyar gibi oluyorum. Haklısınız, eğer gideceğiniz ülkede hizmet alamazsanız ya da telefonunuzun kilidini açamazsanız bile mobil cihazınızı ya da laptop’unuzu Wi-Fi ile kullanabilirsiniz.

    Woman using her cell phone in front of Eiffel Tower

    Yurt dışına çıkmadan bir hazırlık da işimizle ilgili hemen hemen tüm temel fonksiyonları yere getirebildiğimiz akıllı telefonlarımız için gerekiyor aslında. Aklınızda olsun; akıllı telefonlar bütün dünyada GSM teknolojisini kullanırlar ancak CDMA teknolojisini kullananlar yalnızca belli ülkelerde çalışırlar. Ek olarak, telefonunuzun gideceğiniz yerdeki sinyal tipine uygun olduğundan da emin olmalısınız. Öte yandan yurtdışında telefonunuzu kaygısızca kullanmak, süratle çok yüksek faturalara sebebiyet verebiliyor. Eğer telefonunuzun belli bir şebeke kısıtlaması yoksa yerel bir şebekeye erişim şansı verecek bir SIM kart alarak dolaşım ücretlerinden kaçınabilirsiniz. Yerel bir SIM kart kullanmak, yurtdışında arama yapmak, mesajlaşmak ya da veri kullanmak için açık ara en ucuz yol. Bir dönem çok yaygın olan mobil modemler ise bugünlerde fiyatları çok daha cazip hale gelen yurtdışı internet paketleri ile eski popülaritesinden uzaklaşmış gözüküyor.

    NuForce-Cube

    Valizde hâlâ yeri olanlar için tavsiyelerim var

    Tatilde deniz kenarında arkanızda dalga sesleri varken de konferans görüşmesi yapabilmeniz mümkün. Kulaklığınızı NuForce Cube isimli bu portatif cihaza taktığınızda dijital-analog bu dönüştürücü sayesinde ses kalitesi artacak ve ayrıca konuşma kalitesi de iyileşecek. Standart siyah ve beyaz kulaklıklarla yetinmek yerine önereceğim Happy Plug kulaklıklar içine yerleştirilmiş olan mikrofonlar ile konferanslar için ideal. Küçük, orta ve büyük boyda üretilen çeşitleri uçakta müzik dinlemek için de oldukça uygun. Çalışırken müzik dinlemekten vazgeçemeyenler valizlerinde mini bir hoparlöre yer ayırmalılar. Kinivo ZX100 Mini Portable Speakers mini şarj edilebilir hoparlörle ses kablosunu telefon veya laptop’a takarak 360 derece yüksek ses kalitesi elde edebilirsiniz. Hoparlör bataryası altı saate kadar dayanır. Eğer seyahatinizde hava değil kar yolu kullanacaksınız yolda çalışırken bir aydınlatma cihazı çok işinize yarayacak. Satechi’nin akıllı led lambası esnek yapısı sayesinde her yere uygun ve zamanlama özelliği sayesinde enerji tasarrufu sağlar. Ayrıca USB girişi sayesinde telefonunuzu şarj edebiliyorsunuz.

    Google Jump ve Cardboard’a yakından bakın

    google-io-2015-gopro-jump-4975Google adına gelenekselleşen ve şirketin her sene önemli yeniliklerini duyurduğu I/O adlı etkinlik, ABD’nin San Fransisco şehrinde 28-29 Mayıs tarihleri arasında düzenlendi. Etkinlik kapsamınsa web, mobil ve teknoloji alanlarında çok sayıda tanıtım gerçekleştirilirken Google’ın sanal gerçeklik alanındaki yenilikleri de dikkat çekti. Jump ve Cardboard adlı farklı yapı ve teknolojilerdeki iki sanal gerçeklik ürününü tanıtan Google, gelecek dönem yatırımları hakkında da ipuçları vermiş oldu…

    Daire şeklindeki Google Jump, üzerinde bulunan 16 adet GoPro marka kamera aracılığı ile 360 derecelik sanal gerçeklik görüntüleri kaydediyor. Çevresini tam anlamıyla görebilen bir kamera sistemi olarak özetlenebilen Jump, elde edilen görüntülerin yüksek kalitede görüntüler şeklinde dönüştürülebilmesine olanak tanıyor. Yüksek görüntü kalitesi sunan sistem ile elde edilen görüntüler YouTube’dan izlenebiliyor ya da bir diğer Google ürünü olan Cardboard üzerinden görüntülenebiliyor.

    google-jump-youtube-vr-videoCardboard ise teknoloji şirketi Google’ın daha önceden tanıtımı gerçekleştirilen bir sanal gerçeklik gözlüğü. Mukavva’dan oluşan velkro bant ile birleştirilen gövdesi içinde mıknatıs ve cam bulunan Cardboard, içine akıllı telefon yerleştirildiği taktirde stereoskopik görüntü sunan, 20 dolar gibi bir üretim maaliyetine sahip bir cihaz. Yeni versiyonu ile birlikte üzerinde bir de tuş bulunduruyor. Ayrıca Android’den sonra iOS desteğinin de geldiğini belirtelim. Yani iPhone cihazlarıyla da kullanılabiliyor.

    Facebook artık GIF formatını destekliyor

    0

    The loading screen of the Facebook application on a mobile phone is seen in this photo illustration taken in LavignySosyal medya denildiği zaman akla ilk gelen platform şüphesiz Facebook. 1,5 milyara yaklaşan kullanıcı sayısı ile adeta tüm dünyanın buluşma noktası halini alan sosyal ağ, özellikle son bir yıl içinde kullanıcılara sunduğu yeni özelliklerle de dikkat çekiyor. İşte bu özelliklerden biri de GIF formatta görsellerin desteklenmesi…

    Grafik Değiştirme Biçimi anlamına gelen Graphics Interchange Formatin kısaltması olan GIF, bir görüntü saklama biçimi. JPEG’le birlikte en çok kullanılan formatlardan biri olan GIF, kısa sürelerle hareket eden görüntüler şeklinde de özetlebilir. Facebook, GIF desteği ile birlikte bu tür hareketli içeriklerin link halindeki paylaşımına izin verirken, kullanıcılarını Facebook ana sayfasında, birbirinden ilginç GIF’ler bekliyor.

    Ekran_Resmi_2015-05-29_13_26_17Formatın paylaşımı ise direkt bilgisayardaki GIF içeriğin paylaşımı şeklinde olmuyor. Tumblr, Imgur gibi internet sitelerinden alınan bağlantılar Facebook’ta paylaşılıyor. Daha sonra paylaşımda ‘GIF’ ikonu ile paylaşımın bir GIF formatta içerik olduğu anlaşılıyor. İkona tıklandığında görsel hareket ediyor (GIF olduğu için). Bu yönüyle Facebook’un GIF özelliği, geçtiğimiz aylarda Twitter’da kullanıma sunulan GIF desteğinden ayrılıyor. Twitter’da ilgili format, belli özelliklere sahip olduğu taktirde doğrudan yüklenebiliyor.

    Ekran_Resmi_2015-05-29_13_26_01Facebook’ta hemen hemen tüm popüler multimedya içeriklerinin oynatılabilmesi/gösterilmesi mümkün. GIF formatından sonra sosyal ağın bir numaralı şirketinin yeni geliştirmeleri merakla bekleniyor.

    Google Fotoğraflar iOS ve Android’de!

    Ekran_Resmi_2015-05-29_12_39_09Google, yeni mobil uygulaması ‘Google Fotoğraflar’ı Apple mobil cihazları için App Store ve Android platformu için Google Play üzerinden yayınladı. Uygulama, özellikle android kullanıcıları için gelişmiş bir galeri yapısı sunarken, iOS kullanıcıları için de kendi cihazlarındaki fotoğraf ve videolar için bir Google hizmeti kullanmanın önünü açıyor.

    Uygulamanın temel özellikleri fotoğraf ve videolar için yakınlaştırma (zoom-in) uzaklaştırma (zoom-out) imkanı da sunan bir galeri yapısı sunması dikkat çekiyor. Derli toplu bir galeri üzerinde kullanıcılar görsel ya da videolarda herhangi bir tanımlama olmaksızın kelime bazlı arama yapabiliyor. Bu yenilikçi özellikle birlikte örneğin, ‘Ankara’ yazılarak ilgili multimedyaların karşınıza çıkmasının önü açılıyor. easily-share-and-save-what-matters-Google Fotoğraflar uygulaması, ücretsiz bulut depolama olanağıyla da akıllı cihazlardaki hızla artan dosya boyutu kapsamına da çözüm getirmeyi hedefliyor. Uygulama özelliği sayesinde 15 GB sanal depolama alanı üzerinden fotoğraf ve videoların saklanması mümkün. Öte yandan bu özellik, beraberinde fotoğraf ve videoların sadece kullanılan cihazda değil, birçok farklı platformdan da erişimine olanak tanıyor.

    Fotoğraf için filtre ya da video için animasyon uygulamaları yoğun ilgi görüyor. Google’ın yeni uygulaması da bu özellikleri kendi yapısında içererek, daha fazla ilgi görmeyi hedefliyor. Fotoğraflara filtreler uygulamak ve video için kolaj oluşturmak Google Fotoğraflar için birkaç tıkla gerçekleştirilen özellikler arasında.

    Uygulama App Store ve Google Play’de indirilmeye hazır durumda. Dosya boyutu 55MB.