Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1826

    E-spor yarım milyar dolarlık bir endüstri halini alabilir

    elite-gamers

    E-spor, dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi görmeye devam ediyor. Bu alanda gerek sponsorların desteği gerekse ekonominin hızlı büyümesi dikkat çekici. E-spor konulu araştırmaları ile tanınan PwC de tam da bu noktada yayınladığı yeni bir raporda, endistrinin potansiyeline dair yeni doneler ortaya koyuyor.

    Raporda e-spor endüstrisinin 2016 yılı sonunda 463 milyon dolar gelir elde etmesinin beklendiğinin altı çizildi. Bu oldukça iddialı tahmin, önceki yıla göre yüzde 43 büyüme anlamı taşıyor. Öte yandan 2015 sonunda yayınladığı raporda, tanınmış araştırma kuruluşu Deloitte, pazarın 500 milyon dolara ulaşacağı tahminininde bulunmuş, oyun dünyasında heyecan yaratmıştı.

    PwC araştırmasında gerçek e-spor meraklılarının görüşlerine de yer verildi. Yüzde 33’ü 18-24 yaş aralığındaki 767 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen çalışmada katılımcıların yarıdan fazlası kendilerini hardcore gamer yani üst seviye oyuncu olarak tanımladı.

    Peki katımcılar hangi oyunları izlemekten hoşlanıyor. Beklenildiği üzere büyük kesim CS:GO’cu. İzleyenlerin yüzde 63’ü Counter Strike izlemeyi seviyor. Kalan yüzde 37 ise League of Legends ve DOTA 2 izlemekten keyif alıyor. Dünya genelinde yukarıda belirtilen oyunları kendi imkanlarıyla oynamak isteyen, yakın gelecekte kendilerini faal e-spor oyuncuları arasında gören geniş bir kesim var.

    Son göstergeler ışığında pazarın bu sene sonuna doğru yarım milyar dolarlık gelire erişmesi kuvvetle muhtemel. Ayrıca gelecekte de 1 milyar dolar barajı aşılacak gibi görünüyor. Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz.

    NASA’nın ardından Çin de Mars’a gidiyor

    image-20150930-19561-1isqp2w

    Kızıl gezegen Mars, akşamları gökyüzünde fark edildiğinde yüzde bir tebessüme neden olan gezegen olmaktan çıkalı çok oldu. İnsanoğlu için planlar çok daha bilimsel ve somut bir hal almaya başladı. NASA’nın Mars’a uzun yıllardır uzay aracı gönderdiği biliniyor. İnsansız araçlarla gezegen yüzeyinden parça toplamak, görüntü kaydetmek ve bilgi dağarcığımızı genişletmek gibi faktörlerin ana aktörü oldu NASA. Gelen yeni açıklamalara bakılırsa Çin de konuyla yakından ilgili ve bu alanda resmi bir duyuru da geldi…

    Çin Uzay İdaresi (CNSA) tarafından gerçekleştirilen açıklamada uzun süredir gündemde olan Mars’a dair sonraki ‘büyük’ planlama hakkında bilgiler verildi.

    2020’de Mars’a araç gönderilecek

    CSNA’nın başındaki isim Xu Dazhe, 2020’de Mars’a insansız uzay aracı gönderileceğini, yolculuğun 2021’de tamamlanacağını ve inişin ardından da araştırmaların başlayacağını kaydetti. Bunun bir ilk adım olacağı belirtilirken, daha sonra uzay araçlarının gönderilmeye devam edileceğinin altı da çizildi. Ayrıca uluslararası bir işbirliğinin de planlar arasında olduğu ifade edildi. Bu açıklama olası bir NASA-CSNA işbirliği için işaret olabilir. Görünüşe bakılırsa Mars, Çin’in önemli araştırma sahalarından biri halini alacak.

    İlk insan 2030’da

    Çin Mars Programı resmiyet kazanırken gelişmeler merakla beklenmeye başlandı. NASA açısından ise süreç 2030’da Mars yüzeyine ilk insanların gönderilmesi şeklinde devam ediyor. Bu alandaki çalışmalar dünya genelinde heyecan uyandırmaya devam ediyor.

    NOT: Görsel temsilidir.

    Marvel Unhumans’ı iptal etti!

    Inhumanslogo

    Fantastik sinemanın olmazsa olmazlarından Marvel, şüphesiz kısa süre sonra gösterime girecek Captain America: Civil War üzerinde son hazırlıklarını yapıyor. Sinema meraklıları da heyecanla gelecek bu çarpıcı yapımı bekliyor. Beklentiler bir hayli yüksek. Öte yandan biraz üzücü bir gelişme de kamuoyuna yansımış durumda. Agents of S.H.I.E.L.D. adlı diziyi konu alan Ihnumans’ın takvimden çıkarıldığı resmi olarak duyuruldu. 2019 yılına kadar gösterime girecek Marvel filmlerden maalesef Inhumans yer almayacak. Bu yapım daha önce söz konusu tarihe kadar vizyona girecek filmler arasındaydı. Durumun fantazya dünyası için hayal kırıklığı olacağı bir gerçek.

    Peki Inhumans neden iptal edildi? Yanıtı açık: Spider Man yüzünden. Sony ile gerçekleştirilen anlaşma kapsamında Spider Man’in haklarını geri alan Marvel, böylelikle takvimine yeni bir Örümcek Adam hikayesi ekleme kararı aldı. Ayrıca ikinci Ant-Man filminin de yakın gelecekte vizyona gireceği biliniyordu. Bunların doğal bir sonucu olarak da aralarında Inhumans’ın da bulunduğu bazı filmler, geri plana atıldı.

    inhumans

    Bir daha Ihnumans gündeme gelecek mi sorusunun yanıtı ise belirsiz. Zira Marvel, yeni süper kahraman filmlerine olumlu yaklaşımını geçtiğimiz günlerde şirketin başındaki isim Kevin Feige’in ağzından duyurmuş, Marvel’in yepyeni bir seriyle geleceği müjdesi de verilmişti. Ihnumans için 2019, en erken tarih olmaktan çıkmış durumda, ancak gözler 2020’de demek yanlış olmaz. Fantastik sinema dünyasından son haberleri aktarmayı sürdüreceğiz…

    İki farklı Galaxy Note 6 test ediliyor

    0

    note-5

    Kore merkezli tüketici elektroniği şirketi Samsung için başarılı bir 2016 yılının ilk yarısının sonuna doğru geliniyor. Galaxy S7 ve Galaxy S7 edge modellerinin yanı sıra diğer akıllı telefonlarıyla da ilgi görmeye devam eden markanın satışlarının fena gitmediği geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir raporda günyüzüne çıkmıştı. Beklenen diğer önemli modeller arasında Galaxy Note 6’nın ise öne çıktığı belirtilebilir. Amiral gemisi olarak kategorilendirilen en üst seviye serilerden biri olan Note, Türkiye’de de bilinirliği oldukça yüksek cihaz grupları arasında.

    Galaxy Note 6’ya dair şimdiye kadar çok detaylı bilgiler açığa çıkmadı, ancak cihazın testlerinin devam ettiği biliniyor. Yeni bir bilgi ise tam da bu testlerle ilgili.

    Buna göre Samsung, iki farklı Galaxy Note 6 ekranı üzerinde duruyor ve iki ayrı ekran boyutuna sahip cihazda aynı testleri sürdürüyor. Yani teknoloji devinin bir karar aşamasında olduğu bildiriliyor. İddiaya göre ekranlardan biri kavisli, diğer ise düz ekran formunda. Ancak nihai olarak Samsung’un bu forma sahip ekranlardan yalnızca birini tüketicilere sunmayı planladığı belirtiliyor.

    Söz konusu ekranlardan düz olanının 5.8 inç boyutuna sahip olduğu, sunulan çözünürlük değerinin ise QHD olduğu kaydediliyor. Cihazın ayrıca 6 GB RAM’e sahip olacağı, pil tarafında ise sunulacak kapasitenin 4000 mAh seviyesinde olmasının beklediğini belirtelim. Galaxy Note 6’ya dair daha fazla gelişmenin, tanıtımına yakın tarihlerde açığa çıkması da diğer beklentiler arasında. Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz.

    NOT: Görsel temsilidir.

    iPhone’un hiç anlatılmayan hikayesi

    SAN FRANCISCO - SEPTEMBER 05: Apple CEO Steve Jobs holds up the new iPod Touch during an Apple Special event September 5, 2007 in San Francisco, California. Jobs announced a new generation of iPods. (Photo by Justin Sullivan/Getty Images)Photo by Justin Sullivan/Getty Images

    Tarih 9 Ocak 2007… Steve Jobs, elinde tuttuğu iPhone’u izleyicilere gösterdiğinde salon alkıştan yıkılıyor adeta… Bugün aradan neredeyse 10 yıl geçmesine rağmen her iPhone duyurusunda aynı sahne tekrarlanmaya devam ediyor.

    Aslında her şey 2003 yılında başlamıştı. Bilgisayarlarla büyük bir sükse yapan Apple ekibi, bir tablet projesi üzerinde çalışıyordu. Steve Jobs, anılarında “Aslında kafamda cam bir zemin üzerinde yalnızca elinizi, parmaklarınızı kullanarak çalışabileceğiniz bir tablet üretmek fikri vardı.” diyor. Apple UI (Kullanıcı arabirimi) ekibi, ilk prototipi sunduğunda Jobs’ın aklına bu teknolojiyi telefona uygulama fikri gelmiş. Tabii tablet fikrinden vaz geçmeden… Jobs, bir telefonla, müzik çaları entegre edeceği bu projenin kod adı olarak “Purple” (Mor) adını uygun görmüştü.

    Pizza kokusu

    Apple’ın Cupertino’daki merkezinde “Purple” adlı bu projede çalışanlar inanılmaz bir gizlilik ve güvenlik çemberi içinde görev yapıyorlardı. Çalıştıkları alana ulaşmak için kimlik kartlarını beş bazen altı defa güvenlikten geçirmeleri gerekiyordu. Çoğu zaman çalışanlar, hiç dışarı çıkmadan günlerini aynı bölümde geçiriyorlardı. Bu da belirgin bir kokunun yayılmasına neden oluyordu ortama… Bugün o takımda yer alanlar, bu kokuyu “Pizza kokusu” olarak tanımlıyorlar.

    iPhone’un yazılım ekibi çalışmalarına 2005’te başlamıştı ve iki yıl içinde mükemmele yakın bir iş çıkartmışlardı. Tasarım ekibi, telefonun hem önünün hem de arkasının kavisli camdan olması konusunda ısrarcıydı ama, o günlerde bu tasarımın maliyeti çok fazla olarak değerlendirilmişti finans bölümü tarafından…

    2005’te Apple, Motorola’nın çıkartmış olduğu ROKR adlı telefon projesinde bu telefona iTunes desteği sunmuştu. Ancak Steve Jobs bu işbirliğinden pek de memnun değildi açıkçası. Ancak, bu projenin kendisine mobil telefon dünyasında yeni ufuklar açacağını düşünüyordu. ROKR’la yaşadıkları bu kötü tecrübe kendi projelerinin iyiliğine olacaktı.

    Telefon neredeyse hazırdı ama, telefonun ve işletim sisteminin isim hakları konusunda bir sıkıntı vardı. Steve Jobs, iMac’lerle Apple’a yaşattığı başarıyı devam ettirmek ve “i” harfini yeni ürünlerinde de kullanmak istiyordu. İşletim sistemi için iOS, telefon içinse iPhone isimleri konusunda ısrarcıydı. Bugün bile birçok kişi bilmez ama bu iki isim de Silikon Vadisi’ndeki bir başka büyük bir bilgi teknolojileri şirketine, Cisco’ya aitti… Tamamen ağ sistemlerine odaklanmış olan Cisco, son kullanıcı tarafında ürünleri olmayan bir şirketti. Bu da Steve Jobs’a bu isimler konusunda inanılmaz bir güven veriyordu.

    “iPhone” ve “iOS” isimleri Cisco’ya aitti

    “Inside Apple” (Apple’ın İçinde) adlı kitabın yazarı Adam Lashinsky, kitabında şöyle yazıyor: “O günlerde Cisco’da yönetici olan Charles Giancarlo, Steve Jobs’tan doğrudan bir çağrı aldı. İsim haklarını istiyordu. Karşılığında hiçbir şey teklif etmemişti. Yalnızca Cisco’yla iyi dost olacaklarına dair bir söz vardı ortada… Giancarlo, kibarca bu isimleri kullanmayı düşündüklerini belirtti ve hayır dedi. Hemen ardından Apple’ın hukuk bölümünden Cisco arandı ve Cisco’nun markayı terk ettiği düşünüldüğü söylendi. Giancarlo, hemen Silikon Vadisi’ndeki davalara bakan ünlü hukuk firması Silver Lake Partners’ı aradı. Apple’ın iPhone duyurusundan bir gün sonra Cisco Apple’a dava açmıştı.”

    Steve Jobs, görüşmeleri kendi usulünce yürütüyordu. En başarılı olduğu konulardan biri de kendine özgü taktikleriyle rakiplerinin sinirini bozmak, onları teslim olmaya zorlamaktı. Giancarlo’nun anlattıklarına göre Jobs onu bir Sevgililer Günü, akşam yemeği saatlerinde evinden aramış ve pazarlık etmeye başlamış. Sonra görüşmenin bir anında öyle bir şey sormuş ki… “Evinden e-postalarına erişebiliyor musun?” demiş. Düşünün yıl 2007… Geniş bant internet Amerika’da hemen her evde yaygın bir şekilde kullanılıyor. Tüm bunlar bir yana, telefonun ucundaki kişi gelişmiş internet ürünleri işinde yıllardır çalışan üst düzey bir yönetici…. Ve bu kişiye sorular soru, evden e-postalarına erişip erişemediği… Giancarlo, Jobs’ın her zamanki taktikleriyle damarına basmaya çalıştığını anlamış. En sonunda Cisco, hukuk mücadelesinden yoruldu. Her iki şirket de aralarında bir anlaşmaya vardı.

    Huawei P9: Evrim geçiren akıllı telefon

    Alman mühendisliği Çin işçiliği ile buluştu. Huawei’in yeni telefonu olan P9, donanım birleşenleri, tasarımı ve dünyaca ünlü kamera lensi ile kendisinden çok fazla söz ettirecek.

    Akıllı telefon dünyasının yeni gözdesi kuşkusuz Huawei.  Ciddi bir atak ile zirveye göz diken Huawei, Samsung ve Apple’dan sonra üçüncü sıraya yerleşmiş durumda. Huawei, ilk olarak uygun fiyatlı telefon ürünleriyle ilgi çekmişti. Ardından da orta segment telefon dünyasına gözünü dikti. Fiyat/performans ürünleri ile de burada iyi bir başarı elde eden Huawei, şimdi de üst seviye bir ürün ile kullanıcıların gözüne girmeyi hedefliyor.  Bahsi geçen ürün ise, birçok farklı özelliği ile oldukça fazla göze çarpan Huawei P9.

    huawei 3

    Huawei P9, Çin ve Alman mühendisliğin çok başarılı bir örneği. Öyle ki Huawei , P9 ile akıllı telefonların fotoğraf standardını yeniden yazdığını söylemeliyiz.  Daha doğrusu, akıllı telefonlar fotoğraf konusunda evrim geçirdiğini söylesek yanlış olmaz.

    Peki nedir bu ürünü bu kadar farklı yapan? Hemen söyleyelim. Huawei , P9’u tasarlarken Leica’nın mühendisliğinden faydalandı ve dünyanın ilk Leica lensli akıllı telefonunu geliştirdi.

    Leica farkı

    HTC, One M8 ile iki kamera lensli ürününü tanıtmıştı. Bu ürünün özelliği, iki kamera lensi sayesinde birçok farklı noktalara odaklama yapabilmesiydi. Bu oldukça ilginç bir teknolojiydi, fakat burada vaat edilen fotoğraf performansı ne yazık ki istenilen düzeyde değildi. Huawei işte bu noktada bu teknolojiyi Leica ile farklılaştırmak istiyor. Daha doğrusu 12 MP’lik kamera lensleri ile kullanıcılara sıradışı bir deneyim yaşatmak istiyor. Huawei P9’un arka kısmında yer alan bu lenslerden ilki RGB renk spekturumunda fotoğraflar çekiyor. İkinci lens ise Monochrome sensor yardımıyla siyah beyaz ve gri tonlarda fotoğraflar çekiyor. Bu iki lens sayesinde fotoğraf üzerinde fokuz yeniden ayarlanabiliyor  ve derinliklerle oynanabiliyor. Bu her ne kadar zor bir işlem gibi duyulsa da, bu işlemleri yapmak için iki dokunuş yapmanız yeterli.

     

    huawei 4

    Monochrome sensor’un diğer bir avantajı gerçek anlamda siyah beyaz fotoğraflar çekebilmesi. Yani benzer akıllı telefonlar gibi siyah beyaz bir filtre kullanmaması. Bu da fotoğraf kalitesini inanılmaz derecede arttırıyor. Amatör fotoğrafçılar, ISO değerini ve diyafram aralığı gibi ayarlar yapmanızı sağlayan Pro kamera modu sayesinde, Huawei P9 ile çok eğlenecekleri kesin. Huawei P9 ile gün ışığında çok başarılı fotoğraflar çekmek mümkün. Benzer bir durum loş ortamlar için de geçerli. Video performansı ise ortalama seviyelerde. Huawei P9, ne yazık ki 4K video çekimleri yapamıyor.

    Tasarım ve Full HD ekran

    Huawei P9’da masraftan kaçınılmadı. Yüksek kaliteli alüminyum kasa sistemine sahip olan Huawei P9’un işçiliği de görülmeye değer. Ürünü ele aldığınızda bu kalite hemen belli oluyor. Huawei P9 yuvarlatılmış kenarları sayesinde ele çok iyi oturuyor. Yaptığımız düşme ve çizme testlerinde çok fazla etkilenmediğini söylemeliyiz. Huawei P9’un arka kısmında Leica yazısı görünüyor. Lazerfokuz ve çift Led flash’ın yer aldığı bu bölgede kasa sistemi ile bütünleşik olan, çıkıntısız kamera lensleri yer alıyor. Huawei P9’da elbette bir parmak izi sensoru de yer alıyor.

    huawei 2

    5.2 inç Full HD ekrana sahip olan Huawei P9, 2560×1440 çözünürlüğe ulaşan Quad HD ekran kullanmadı. Bunun nedeni,  pil tüketim konusunda kullanıcıyı mağdur etmemek. Bu esasında oldukça akıllıca bir strateji. Ne de olsa Huawei 427 ppi’lik piksel yoğunluğu  401 ppi olan iPhone 6S Plus’dan daha yüksek. Bununla birlikte yüksek bir kontrast (1329:1) değerine sahip olan bu ekran renk doğruluğunda da iyi değerler verebiliyor. Yine de şunu söylemekte fayda var. Huawei’in P9’da kullandığı ekran başarılı. Ama bu ekran Samsung’un S7 ve S7 Edge’de kullandığı AMOLED ekran ile kıyaslanamaz.

    Pil ve performans

    Huawei P9, düşük güç tüketen sekiz çekirdekli Kirin 955 işlemcisini kullanıyor. Bu işlemcinin ilk dört çekirdeği 2.5 GHz, diğer dört çekirdek de 1.8 GHz sistem frekansında çalışıyor. 3  GByte belleğe sahip olan bu ürün 32 GByte’lık bir kapasite ile donatılmış.  Huawei P9’un 64 GByte kapasiteli modeli ise 4 Gbyte’lık bir bellek kullanıyor.

    Android 6.0 işletim sistemi ve kendi EMUI-4.1 arayüzü ile çalışan P9,çok başarılı bir optimizasyona sahip. Yaptığımız denemelerde herhangi bir takılma ve yavaşlama göremedik. Menüler arasında yeterince hızlı. Uygulamalar anında açılıyor. Hatta oyun oynarken bile bu ürün neredeyse hiç zorlanmıyor.huawei 5

    3000 mAh’lik batarya ise fazlasıyla cimri. Yaptığımız denemelerde Huawei P9 ile kesintisiz 12 saat çalışabiliyorsunuz. USB Type C bağlantısından 10 dakikalık şarj ile 5 saat ek konuşma elde edebiliyorsunuz.

    Huawei P9, birçok özelliği üzerinde barındıran başarılı ve kesinlikle gözün önünde bulundurulması gereken bir telefon. Leica ile işbirliğinden Fotoğraf konusunda her ne kadar evrim geçirse devrim niteliği taşımıyor. Fotoğraf konusunda başarılı, ama genel toplamda iPhone 6s Plus ya da Galaxy S7 Edge’i geçemiyor. Zaten  Leica ile işbirliği yeni başladı ve inanıyoruz ki ilerleyen zamanlarda bizi çok daha fazla şaşırtacak olan ürünlerle karşı karşıya kalacağız.

    Mediatrend okurlarının oylarını bekliyor!

    MediaTrend-anasayfa

    Ülkenin en iyi teknoloji editörlerinin güç birliğinde oluşturulan; efsane kadrosu, haber ve makaleleri ile anbean teknolojinin nabzını tutan Mediatrend, Türkiye’nin tek bağımsız web ödülleri organizasyonu Altın Örümcek Web Ödülleri’nde Kurumsal Blog kategorisinde finale kaldı.

    Heyecan yüksek; çünkü ‘En İyi Kurumsal Blog’, 24 Nisan 2016’da tamamlanacak halk oylaması ile belirlenecek ve 1,5 yıldır teknoloji tutkunlarının hizmetinde olan Mediatrend’in ödülü kazanması için de değerli okurlarının desteği büyük önem taşıyor. Peki nasıl oy kullanılır? İşlem son derece pratik…

    http://altinorumcek.com/Halk-Oylamasi linkini tıklayıp Kurumsal Blog kategorisindeki MediaTrend Media Markt’a oy verebilir, severek takip ettiğiniz kurumsal blogunuza destek olabilirsiniz. Üstelik oy verme işlemi yalnızca 1 dakika sürüyor…

    mediatrend-altin-orumcek

    1 dakika yeterli

    Facebook, Twitter veya Google+ hesabı üzerinden hızlıca giriş yapılan sistemde, yukarıda belirtilen kategorideki adaylar arasında yer alan Mediatrend Media Markt’a oyunuzu kullanabiliyorsunuz.

    Desteğiniz için teşekkürler.

    Altın Örümcek Web Ödülleri’nde Mediatrend’e, Kurumsal Blog kategorisinde oy vermek için buraya tıklayınız.

    Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…

    İngiltere’de siber güvenlik için tesis inşa edilecek

    0

    security_lock_unlocked_circuit_board_vulnerability_threat_hacker_crime_thinkstock-100470828-primary.idge

    Siber tehditler sadece son kullanıcıyı ya da teknoloji alanındaki şirketleri, çeşitli şirketlerin web ortamlarını hedef almıyor; devlet kurumları da risk altında. Bu alanda teknolojik adımlar dünyanın birçok ülkesinde atılıyor. Türkiye’de de siber tehditlere yönelik birimler mevcut ve bu alanda yatırımlar gerçekleştiriliyor. Öte yandan bazı ülkelerde konunun gelecek ayağına bir hayli yüksek bütçeli-dev-yatırımlar da hız kesmeden devam ediyor. Bu konuda en yeni örnek İngiltere…

    İngiltere’de devlet kurumlarına yönelik siber saldırıların önüne geçmek, zaafların önlenmesini sağlamak ve en temel şekliyle yapıyı daha da kuvvetlendirmek adına önemli adımlar atılıyor. Buna göre İngiltere’de siber güvenlik harcamaları, önümüzde beş yıl için 2 milyar sterlini bulacak. Ayrılan bu teknoloji bütçesinin temel taşlarından biri ise Wiltshire’de kurulacak Siber Güvenlik Operasyonları Merkezi olacak.

    160 milyon dolara malolacağı kaydedilen merkez, son teknoloji ile donatılırken içeri yetkisiz giriş çıkışlar ve dışarıdan erişim imkansız olacak. Çalışanları ise eski siber suçlular ve beyaz yakalı hacker’lar olacak. Bilindiği üzere dünyanın birçok ülkesinde çoğu hacker, kimi açıkları bulup ilgili şirketlere satarak para kazanıyorlar. Bu alanda çalışan kimseler, İngiltere hükümetine bağlı olarak doğrudan resmi kuruluşların altyapısı için çalışacaklar. Söz konusu proje için düğmeye basılmış durumda ve birimin de İngiltere Savunma Bakanı’nın bünyesinde olacağı kaydediliyor.

    Huawei CEO’sundan QHD ekrana yeşil ışık

    huawei 3

    Akıllı telefon pazarında 2016’nın yükselen çıtalarından biri de ekran çözünürlükleri ile ilgili oldu. Üst segment cihazlarda kullanıcılar, son derece yüksek yapıda canlılık ve netlik sunan, çözünürlük değerleri ile yüzleri güldüren modellerle karşılaştılar.

    Trendin tetikleyicilerinden biri hiç kuşkusuz sanal gerçeklik oldu; ekran çözünürlüğünün büyük önem taşıdığı bu inovatif teknolojinin teknoloji şirketlerinin daha iyi ekranlar yönünde tetiklediği de bir gerçek. Görünüşe bakılırsa Çin merkezli yükselen markalardan Huawei, daha iyi ekranlar için bir dizi uygulamayı yürürlüğe koymayı planlıyor.

    Şirketin başarılı CEO’su Richard Yu, daha önce yaptığı bazı açıklamalarda QHD ekranları benimsemediklerini ifade etmişti. Ancak bu kararından vazgeçtiği görülüyor, çünkü son açıklamasında sonraki modellerinde QHD ekranın kullanılacağını net ifadelerle duyurdu. Bilindiği üzere Huawei’nin en yeni modeli P9 ve bu Android’li akıllı telefonun ekranı Full HD çözünürlük değerin sunuyor. Ancak sonraki modellerde Full HD rafa kalkacak gibi görünüyor.

    Huawei CEO’su, aldıkları QHD kararında etkili olan aktörü de açıklıyor: Sanal gerçeklik. Ayrıca şirket, kısa süre sonra bir sanal gerçeklik kitinin de satışlarına başlıyor. Özetle Huawei adına işler bir nebse de olsa değişiyor.

    Geçtiğimiz yıl 100 milyon ünitenin üzerinde akıllı telefon satışı gerçekleştirerek, en çok satış yapan üçüncü marka olmayı başaran Huawei, 2016’da da iddialı. Şirketin yeni modellerinin duyurusu bir bir gelmeye devam ediyor.

    Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz.

    Microsoft ve Google’dan ortak adım

    0

    Microsoft CEO Satya Nadella speaks during his keynote address at the company's  "build" conference in San Francisco

    Teknoloji dünyasının en önemli iki şirketi Google ve Microsoft, dünyanın birçok bölgesinde farklı konularda birbirlerini şikayet etmiş durumdaydılar. Mevzuat kaynaklı sayısız dosya, iki şirket açısından problem olmaya devam ediyordu. Varılan anlaşma beraberinde hem Google hem de Microsoft tarafından birbirlerine doğru sıcak bir adım geldi. Her iki şirket de aleyhlerindeki şikayetleri geri çekme kararı verdiler. Ayrıca sonraki süreçlerde de doğrudan şikayetlerini yasal çerçeveye sunmadan önce karşılıklı görüşmeler içerisine girileceği, uzlaşma yollarının deneneceği belirtildi.

    Yapılan açıklamalarda ortak payda, şirketlerin yasal süreçler yerine ürün ve hizmetler ile ilgili konularda rekabet içinde olmalarının gerektiği kaydedildi. Google ve Microsoft sözcüleri birbirleri arasındaki enerjik rekabetin ürünlere daha fazla yoğunlaşılmak suretiyle devam edeceğinin altı çizildi.

    Teknolojinin merkezindeki şirketlerde son yıllarda artan bir uzlaşı havası hakim. Geçtiğimiz yıllarda Apple ve Samsung arasında da benzer gelişmeler görülmüştü. Öte yandan Microsoft ile Google arasındaki son adımların ilk evresi geçtiğimiz aylarda, Android patentleri ile ilgili olarak süren anlaşmazlıkların karşılıklı olarak çözümü ile başlamıştı. Gelecekteki olası işbirliklerinin habercisi olan gelişmelerin devamı merakla beklenmeye başlandı.

    Son bir detay olarak da uzlaşı durumuna dair zamanlamanın AB’nin Google’a yönelik başlayan tekel soruşturması öncesinde gerçekleşmesi dikkat çekti. Google’ın hareket alanını sınırlayıcı bir adım atmış olabileceği şeklinde yorumlar kamuoyuna yansıdı. Buna karşın yapılan açıklamalarda uzlaşmanın yeni olmadığı, sürecin daha önceki dönemlerde başladığının altı çizildi.