Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1787

    Filmleşen oyunlar

    0

    Warcraft’ın vizyona girmesi ile birlikte gözler bir kez daha oyundan uyarlama filmlere çevrildi. Bu sene ve önümüzdeki yıllar bu tarz birçok filmle karşılaşacağız. İlk önce oyun olarak karşımıza çıkan ama yakaladığı popülerite ya da farklı tema ve hikayesinden dolayı beyazperdeye aktarılan birçok yapım mevcut. Bugün ki son dönemde karşımıza çıkan popüler oyun odaklı filmlerden ve gözden kaçırılmaması gereken bazı örneklerinden bahsedeceğiz.

    Resident Evil

    Final Chapter ile önümüzdeki yıl bir kez daha seyirci karşısına çıkmaya hazırlanan Resident Evil, esinlendiği oyun serisinden ikinci film itibari ile köklü bir şekilde ayrılsa da kendine has bir hayran kitlesi yakalamayı da başardı. Oyunun çoğu hayranını hayal kırıklığına uğratsa da film serisinin eğlenceli bir seyir zevki olduğunu da kabul etmek gerekiyor. Milla Jovavich’i bir kez daha Alice rolü ile izleyeceğimiz filmde tüm olaylar nihayetinde sonuca varacak ve seriye görkemli bir şekilde veda edeceğiz.

    2787410-removie1

    Silent Hill

    Oldukça büyük eleştiriler almasına karşın değeri yıllar geçtikçe anlaşılan yapımlardan birisi Silent Hill. Devam filminde beklediğimiz ivmeyi yakalayamasa da ilk filmi olması gereken tüm atmosferi de beraberinde getiriyordu. Silent Hill’e gidiş amacı, çalan çanlar sonucu değişen ortam video oyununa da sağlam bir selam çakıyordu. Eğer hala izlemediyseniz ve sağlam bir oyun adaptasyonu arıyorsanız, Silent Hill kesinlikle listenizin ilk sıralarında olmalı.

    maxresdefault

    Prince of Persia

    Oyun dünyasında oldukça özel bir yere sahip olan prince of Persia, 80’li yılların sonu itibari ile hayatımıza girmiş olsa da en büyük çıkışını 2003 yılında Sands of Time ile yapmıştı. Daha sonra çıkan oyunları ile başarısını pekiştiren serinin filmi için de çok fazla beklediğimiz söylenemez. 2010 yılında gösterime giren Pers Prensi: Zamanın kumları filmi ana hatları ile oyuna oldukça sadık kalmayı başarmıştı. Buna rağmen masalsı bir atmosferden ziyade tamamen maceraya odaklanması filmin de en büyük hayal kırıklığını beraberinde getirmişti. Oyunu göz önüne aldığımızda başarısız ama kendi başına değerlendirdiğimizde oldukça keyifli olan filmi hala izlemediyseniz ve bu tür fantastik filmlerden hoşlanıyorsanız bir göz atmanızda fayda var.

    Prince of Persia The Sands of Time movie image

    Angry Birds Movie

    Üst üste yapılan oyunlar, farklı denemeler ve sonucunda ortaya oyun ile tüm dünyayı sallayan Angry Birds’in filmi gelmese gerçekten ayıp olabilirdi. Bu kadar büyük bir fenomene dönüşen oyunun filmi ile geçtiğimiz aylarda karşılaştık. Mobil oyundan yapılan uyarlama olması sebebiyle de özel bir yere sahip olan Angry Birds’in filmini özetlemek gerekirse gerçekten eğlenceli olduğunu söyleyebiliriz. Kızgın olması dışında çok fazla özelliğe sahip olmayan Red’in başı çektiği kuş çetemiz ile yine domuzcuklara karşı verilen mücadeleye tanık oluyorduk. Ailecek keyifli bir zaman geçirilebilecek oyundan devşirme filmlerin ilk sıralarına rahatça yerleşiyor Angry Birds.

    angrybirdsmovie

    Warcraft

    Listemizin son sırasında ise başta da bahsettiğim gibi Warcraft bulunuyor. İlk söylentileri 10 yıl öncesine dayanan Warcraft filmi için doğal olarak beklentiler de bu uzun süre boyunca yukarı doğru çıktı. Öncelikle efsane olarak adlandırabileceğimiz bir hikayenin ilk halkası olması sebebiyle filmde yapılan birçok hatayı maruz görebilriz. Eleştirilecek birçok yönü var elbette ama en azından çok acımasız eleştirileri haketmiyor Warcraft. Hikayeye giriş anlamında yeterli bulabileceğimiz hikaye özellikle bu dünyayı beyazperdeye aktarması sebebiyle oldukça önemli bir yer teşkil ediyor oyuncular için. Yıllardır arşınladığımız şehirleri, vadileri ve birbirinden farklı mekanları, omuz omuza, karşı karşıya kaldığımız onlarca önemli karakteri beyazperde de kanlı canlı görmek eminim benim gibi birçok Warcraft hayranını da mest etmeye yetmiştir.

    warcraft-movie-images-hi-res-1

    Okul döneminde kaçırdığımız oyunlar

    0

    Bazı oyunlar ne zaman olursa olsun oynanır. Yani bahsettiğim şey daha çok oyun süresiyle ilgili. Oynarsınız, biter. Okulda ne durumda olursanız olun, vakit ayırabilir onunla zaman geçirebilirsiniz. Çoklu oyunculu oyunların bir kısmı, çizgisel aksiyon oyunları bu tanıma rahatça girebilir. Değerli vaktinizin çok küçük bir kısmını isteyen bu oyunlara gömülmek çok mantıklıdır. Böylece sınav zamanları kafanızı bir ölçüde rahatlatabilirsiniz. Ama bir de zaman hırsızı oyunlar vardır ki onlardan uzak durmaya özen gösterirsiniz. Hatta bazen adını bile unutursunuz. İşte bu yüzden size önerebileceğim 5 harika oyun zaman sıkıntısı olmayan güzel yaz aylarını daha da keyifli hale getirecek.

    1. Fallout 4

    Bethesda oyunları dipsiz bir kuyu gibidir. O yüzden sınavların, tonla projenin, ödevin olduğu dönemlerde özenle uzak durmayı seçersiniz. Çünkü firmanın kendine has açık dünya yapısı zaman katilinin önde gidenidir. 2 saat oynayıp çıkmak için oturduğunuz oyunun başından tam da önemli bir sınavın arifesinde gün aydınlanırken kalkarsınız.

    xqha2xt668fy9yltvwm8

    Aksyion Rol Yapma Oyunu olan Fallout 4 sizlere uçsuz bucaksız, keşfedilmeyi bekleyen devasa bir oyun dünyası sunuyor. Keşfetmenin cezp edici etkisi bir an olsun sizi yalnız bırakmıyor. Her zaman yeni silahlarla haşır neşir olabilir, tehlikeli bölgelere girebilir ve kendi ana mekanınızın günden güne büyük değişimini seyre dalabilirsiniz.

    1. Assassin’s Creed: Syndicate

    Assassin’s Creed oyun dünyasının en popüler yapımlarından, serilerinden biri. Uzun yıllar boyu her yıl tam da oyuncuların sınav zamanında çıkıyor ve birçok oyuncu ilk anda kendisini es geçmek zorunda kalıyor. Nedeni çok basit? AC serisinin diğer oyunları gibi Assassin’s Creed: Syndicate de devasa bir oyun alanıyla sizi cezp ediyor. Viktoryan dönemi Londa’sında geçen oyunda şehri keşfetmek bile haftalarınızı alabilir.

    assassins-creed-syndicate-inceleme-big

    İkiz suikastçılar Jakob ve Evie’nin macerasını konu alan oyun Suikastçı Birliği ve Tapınakçılar arasındaki sürtüşmeyi konu alıyor. Genç suikastçıların hedefi düşman kontrolünde zor günler yaşayan Lonrda’yı kurtarmaktır. Özellikle yeni karakterleri ve İngiliz tarihinden ünlü simalarla desteklenen oyun açık dünyasının yanında sizi etkileyecek bir de senaryoya sahip.

    1. Dark Souls III

    Fazla söze gerek yok aslında. Zorluğuyla ünlü bir oyunu okul stresiyle birleştirmek kötü sonuçlar doğurabilirdi. Artık zorluğu dillere destan olduğu için Dark Souls III’ün bu yönüne fazla eğilmek gerekmiyor. Aynı listedeki diğer oyunlar gibi, Dark Souls III’te oyunculara hayli uzun süreli bir macera sunuyor. Dalıp gitmek, saatlerce ilerlemek işten bile değil. Tüm bunların üzerinde yine oyuncu tarafından keşfedilen bir hikaye eklenince zamanın nasıl geçtiği asla belli olmuyor.

    2980097-dark-souls-iii-6

    Dark Souls serisinin son oyunu bizlere düşmüş bir şehir olan Lotrich’e yolluyor ve unutulmaz bir macerayla üçlemeyi sonlandırıyor. Rol yapma odaklı bir sistemle karakterinizi nasıl isterseniz o şekilde güçlendiriyorsunuz Kolay, kolay yıkılmayan bir savaşçı veya büyüleriyle uzaktan saldırmayı seçen bir büyücü sizin tercihinize kalmış.

    1. Far Cry: Primal

    Far Cry serisi genel oyuncu kitlesi tarafından her zaman beğenilmiştir. Sizi bir adaya bırakır, elinize bir silah verir ve orada yanınızdan ayrılır. Artık tek başınıza dolaşmak ve dostlarınızı kendi başınıza bulmak zorundasınızdır. Dostlarınız adada hüküm süren büyük güze karşı kapışmak için Far Cry’ın devasa açık dünyasında hayli vakit geçirmeniz gerekiyor.

    ncsa-far-cry-primal-news-fankit2_232416

    İşte Far Cry Primal bu güzel temayı insanlığın ilk çağlarına Taş Devri’ne taşıyor. İnsanların piramidin en tepesinde olmadığı, besin zincirinde sadece bir halka olduğu yıllarda Orta Avrupa’yı keşfetmeye çağırıyor. Oyunun mistik temasından ötürü bir hayvan efendisini oynadığımız oyunda, doğanın en tehlikeli vahşi etçillerini saflarımıza katabiliyor ve onlarla birlikte çarpışabiliyoruz.

    1. XCOM 2

    XCOM: Enemy Unknow piyasaya çıktığında oyun evreni RTS stratejiye ne kadar yatkın olduğunu kanıtlamıştı. İlk oyunda verilen savaşın kaybedilmesinin ardından XCOM 2 için vakit yaklaşır. Uzaylılar dünyalılara ait olan bölgede yavaştan söz sahibi olmaya başlarken XCOM kurumu bir kez daha harekete geçer.

    lws_001

    İlk oyundaki her şeyin daha iyi versiyonunu barındıran XCOM 2 derin oynanış ve senaryosuyla oyuncuyu alıp götüren cinsten bir oyun. Özellikle tekrar oynanabilirliğin çok yüksek olması onu rakipleri karşısında öne çıkarıyor.

    Android cihazlardaki klavye artık özelleştirilebilecek

    0

    Ekran Resmi 2016-07-14 14.44.30

    Klavye uygulamaları, Android yazılım ekosistemi açısından bir hayli yaygın. Google Play’de çok sayıda alternatifle karşılaşılabiliyor. Önyüklü halde gelen klavye ise stabil yapısıyla tanınıyor. Herhangi bir kişiselleştirme özelliği sunmayan yapının sonraki sürümünde ise mevcut durumun değişeceği ortaya çıktı…

    Google Keyboard 5.1 ile birlikte Android kullanıcıları özelleştirilebilir klavye deneyimine merhaba diyecekler. Yeni klavye yapısı, Android Nougat’nın beta sürümünde görüldü, yani önümüzdeki aylarda final sürümü yayınlanacak 7.0 Nougat ile birlikte kullanımı mümkün olacak gibi görünüyor.

    Elbette daha erken bir tarihte de söz konusu klavyeyi uyumlu cihazlarda görebilmek düşük olasılıkla da olsa mümkün olabilir. En nihayetinde ise Google Keyboard 5.1 için geri sayım başlamış durumda…

    Ekran Resmi 2016-07-14 14.44.43

    Öncelikle söz konusu klavyede büyük değişim bolca renk ve hatta resimlerin arka planda kullanımı. Kırmızı, yeşil, mavi gibi renklerde klavyeler tercih edilebilecek; hatta profil fotoğrafınızın üzerinde yer alan harf, rakam ve sembollerle pek alışık olmadığınız bir deneyim de yine tercihe bağlı olarak sizi bekliyor. (Phentermine)

    Emojilerde cilt tonu seçimi gerçekleştirilebilecek

    Öte yandan Keyboard 5.1’de Unicode 9.1 desteği de dikkat çekecek. Emojilere cilt tonu seçimi özelliği gelecek. iOS sürümlerinde örneğin bir el emojisinde beyazdan koyu tona kadar cilt rengi seçenekleri sunuluyordu. Benzer özellik Android’de de kullanılabilecek. Önemli detay ise Unicode 9.1 desteğinin Android 7.0 Nougat ile birlikte gelecek olması.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Kişisel Web Sitenizin Performansını Ölçmek İçin Web Analytics Araçları

    0

    Dijital dünyanın en önemli unsurlarının başında web sayfaları geliyor. Artık küçük işletmelerin bile bir web sitesine sahip olmasının yeterli olmadığı bir zamanda yaşıyoruz. Yapılan iş kolunda etkin ve etkili olmak için kaliteli bir sayfası tasarımına sahip olmak, fark yaratmak adına oldukça önemli. Sitenizin ne kadar etkin ve yaptığınız değişikliklerin ne kadar etkili olduğunu anlamanın en iyi yolu da site trafiğinin gözlenmesidir.

    Bu haftaki yazımda; büyük emek ve zaman harcayarak yapılan web sitelerinin trafiği hakkında detaylı bilgi verebilen, analiz araçlarından bahsedeceğim.

    Google Analytics

    Web_Sitesi_Detaylı_Analiz_011

    Google Analytics’i bir sayaç veya istatistik aracı olarak tanımlamak biraz hafif kalabilir. Klasik istatistik ve sayaç servislerinin verileri, genel istatistiklerden ibaretken, Google Analytics’te; ziyaretçinin nereden geldiği, blogunuzda ne kadar vakit geçirdi, hangi şehirden olduğu, hangi tarayıcıyı kullandığı, hangi işletim sistemiyle bağlandığı bilgilerine kadar detaylı raporları görebilir, buna göre sitenin etkinliğini arttırmak için hızlıca karar verip, değişiklik yapabilirsiniz.

    Neredeyse bütün websitesi sahipleri, ziyaretçi sayısını artırmak, reklamlarını yayınlamak ve sitesinde ticaret yapmak ister. Eğer; ziyaretçilerin giriş-çıkış zamanları bilinmiyor, hangi kelimeyi aradıktan sonra siteye gelindiğini görülemiyor, hangi site üzerinden sitesinin hangi sayfasına gelindiği anlaşılamıyor, sitede anlık olarak kaç kişinin bulunduğunu bilinmiyor ve gelen ziyaretçilerin hangi cihaz üzerinden, hangi işletim sistemiyle bağlandıklarını görülemiyor ise,  ziyaretçileri elde tutmakta zorlaşır.  Google Analytics servisi, yukarıda sayılan bütün hizmetleri bünyesinde barındırıyor.

    Google Analytics ile, ziyaretçi davranışlarını Google, Bing, Yahoo ve diğer arama motorlarındaki SEM kampanyalarına bağlayarak, daha isabetli teklif ve anahtar kelime seçimleri yapabiliyorsunuz.

    Hangi pazarlama faaliyetlerinin gerçekten yararlı sonuçlar sağladığını görmek için tüm kanallardaki kampanyaları ölçebiliyor, raporları kanala göre bölümlere ayrılmış olarak görüntüleyebiliyor ve kampanya başlangıcından yalnızca birkaç dakika sonra, hesabınızda gerçek zamanlı analizler yapabiliyorsunuz.

    Spring Metrics

    Web_Sitesi_Detaylı_Analiz_012

    Spring Metrics servisi, web trafiği analizini kolaylaştırıyor. Gerçek zamanlı çalışan bu servis, anahtar kelimeler ile sayfa analizi yaparak, göz kamaştırıcı görsel arayüzü ile web sayfanızın performansı hakkında fikir elde etmenizi sağlıyor.  22 den fazla özelliği ile siteniz için tetikleyiciler ayarlayarak, hemen hemen ihtiyacınız olan bütün analiz bilgilerine erişim sağlama şansına sahip oluyorsunuz.

    Kissmetrics

    Web_analytics_tools_101

    Kissmetrics servisi, küçük işletmelerin web sayfalarının ziyaretçi  istatistiği ve kullanıcı hareketlerinin izlemesine olanak sağlıyor. Bu servisin  zamanlanmış etkileşim araçları sayesinde, site ziyaretçilerinin müşteri haline gelmesi sağlanabiliyor.

    UserTestingWeb_analytics_tools_102

    UserTesting servisi, hedef kitlelenin davranış modelini analiz etmek için ortam sunuyor. UserTesting platformunda, hedef kitlenin nelerden hoşlandığını veya hoşlanmadığını anlamak için videolar bulabiliyorsunuz. Buna ek olarak bu araç, hedef kitlenizi anlamak ve değerli görüşlerini almak için neredeyse bir milyondan fazla kullanıcıya ulaşmanızda yardımcı oluyor.

    WoopraWeb_analytics_tools_103

    Gerçek zamanlı analitik bilgi sunan Woopra servisini kullanmak oldukça kolay. Bu masaüstü uygulaması; site ziyaretçileri hakkında canlı veri ve istatistiki bilgi verebiliyor. Bu araç aynı zamanda site ziyaretçileri ile canlı sohbet yapma şansı da sunuyor. Uygulama ek olarak, anonim kullanıcıların hangi platformları kullanarak web sitesinde gezdiği konusunda da bilgi verebiliyor.

    Chartbeat

    Web_analytics_tools_104

    Başta online yayıncılar olmak üzere, web sitelerinin trafiğini gerçek zamanlı takip etmek isteyen herkese hitap eden Chartbeat, web sitesine eklenen  sadece 4-5 satırlık hazır bir kod yardımı ile çalışıyor.

    Chartbeat tarafından sunulan panelde, gerçek zamanlı olarak web sitesinde kaç kişinin olduğunu, bu kişilerin hangi sayfaları ziyaret ettiğini ve ziyaret kaynaklarını ayrıntılı olarak takip edebiliyorsunuz.

    ClickyWeb_analytics_tools_105

    Clicky, diğer büyük analitik araçlarının yapmakta zorlandığı  “Bounce Rate” (ziyaretçilerin web sitesinin giriş sayfasını inceleyip, başka bir sayfaya geçiş yapmadan web sitesinden ayrılma yüzdesi) konusundaki başarısı ile öne çıkıyor. Ekran görüntüsü oldukça net olan uygulamanın,  kullanımı da oldukça basit. Uygulamanın aynı zamanda mobil versiyonu da bulunuyor.

    İddia: iPhone 7’nin pil kapasitesi 1960 mAh olacak

    0

    Ekran Resmi 2016-07-14 19.23.06

    iPhone 7 pil kapasitesinin, iPhone 6s’e göre daha yüksek olabileceği iddiaları gündeme gelmiş durumda. İşte detaylar…

    Eylül ayında tanıtılması beklenen Apple’ın 2016’daki en önemli mobil cihazı iPhone 7’ye dair iddia ve sızıntı bilgilerin sayısından hatrı sayılır bir artış yaşanıyor. Cihazın olası özellikleri, hemen her gün çeşitli şekillerde küresel ve yerel teknoloji basınında kendisine yer buluyor. Son dönemin öne çıkan iddiası ise daha önce de çok sayıda tahmin ve paylaşımı doğru çıkan @OnLeaks kaynaklı. Konu ise iPhone 7 pil kapasitesi ile ilgili. İlgi çekici bir detay söz konusu…

    Buna göre Apple’ın sonraki akıllı telefonu 1960 mAh pil kapasitesine sahip olabilir. Daha önceki model iPhone 6s’in söz konusu özelliğinin 1715 mAh olduğu gözönüne alındığında hatrı sayılır bir artışa işaret edildiği görülüyor. iPhone 7’deki kamera ve ekran teknolojilerinin geliştirilmesi yönündeki beklentilerle de örtüşen bu iddianın yanı sıra iPhone 7 Plus’taki pil kapasitesinin de 2100 mAh olabileceği tahmin ediliyor.

    1 saat daha uzun şarj dayanıklılığı

    Apple’ın pil kapasitesindeki artışla, önceki nesil modellerinde görülen kullanım süresinin benzerini sunmak istediği düşünülüyor. 255 mAh’lık artışla birlikte 1 saate kadar daha uzun şarj dayanıklılığının da söz konusu olabileceği belirtiliyor. Elbette bunlar iPhone 7 öncesi ortaya çıkan resmi olmayan bilgiler. Nihai özelliklerin merakla beklenen cihazların tanıtımıyla birlikte netleşeceğini belirtelim.

    iPhone 7’ye dair en son gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    “Google Üniversite Seçimim” ile sanal kampüs turu

    Ekran Resmi 2016-07-14 12.13.53

    Üniversite tercihleri için sayılı gün kaldı. Milyonlarca üniversite adayı, hayalindeki bölüm ve okullar için tercihlerini belirleme aşamasında. Tam da bu noktada öğrencilere yardımcı olmayı hedefleyen dijital gelişmeler dikkat çekiyor. Üniversiteye hazırlanan gençlerin ihtiyaçlarına yönelik olarak sunulan “Google Üniversite Seçimim’’ platformu, 26 Temmuz – 2 Ağustos 2016 tarihleri arasında gerçekleşecek tercih dönemine sayılı günler kala üniversite adaylarının başvuru rehberi olmaya amaçlıyor.

    Türkiye ve KKTC’deki 210 üniversiteyi ve 10 binden fazla bölümü tüm detaylarıyla tanıtan platformu kullanan adaylar, 360 derecelik panoramik sanal tur ile çok sayıda üniversite kampüsünü oturduğu yerden gezebiliyor.

    Google ile Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nün (YEĞİTEK) eğitimde teknolojinin etkin kullanımını hedefleyen projesi “Üniversite Seçimim” platformunda kullanıcılar, Türkiye ve KKTC’de bulunan 127’si devlet, 83’ü vakıf olmak üzere toplam 210 üniversitenin ve 10 binden fazla bölümün bilgilerini ayrıntılı biçimde inceleyebiliyor.

    Dilerlerse tüm üniversiteleri, dilerlerse aramayı sınırlandırarak sadece eğitim almak istedikleri şehirdeki üniversitelerin bilgilerine ulaşan gençler, burs olanaklarını da yine bu platform üzerinden öğrenebiliyor.

    Ekran Resmi 2016-07-14 12.12.46

    40’tan fazla üniversiteye sanal tur

    Google Üniversite Seçimim rehberinde yer alan 40’tan fazla üniversite ise kullanıcılara Google StreetView ile 360 derecelik panoramik sanal tur imkanı sunuyor. Google hesaplarına giriş yapanlar bu farklı deneyimi kişiselleştirme imkanına da sahip oluyor.

    Google Üniversite Seçimim platformuna https://universitesecimim.withgoogle.com/ adresinden ulaşılabiliyor.

    Nisan-Haziran 2016 döneminde kaç milyon bilgisayar satıldı?

    0

    hibrit-pc

    IDC, 2016 yılı ikinci çeyreğine denk gelen nisan-haziran arasında, dünya genelinde kaç milyon ünite bilgisayar satışı gerçekleştiğini, öne çıkan markaların pazar payı eşliğinde yayınlandı. Analiz, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,5’lik düşüşe işaret ederken, tablonun önceki döneme göre ise daha iyi olduğu görüldü. ABD pazarındaki kayda değer yükseliş de dikkat çekti.

    Buna göre ilgili dönemde dünya genelinde 62 milyon 300 bin adet bilgisayar satışı gerçekleştirildi. En fazla satış gerçekleştiren marka yüzde 21,2 pazar payı ve 13,2 milyonluk satışla Lenovo oldu. Çin merkezli teknoloji şirketi, önceki çeyrekte de ilk sıradaydı.

    Listede ilk beş sıra

    En çok bilgisayar satışı gerçekleştiren ikinci marka yüzde 20,8 pazar payı ve 12,9 milyonluk satışla HP. Dell’in yüzde 16 pazar payı ve 9,9 milyonluk satışla üçüncü, Asus’un yüzde 7,2 ile dördüncü olduğu listede beşinciliği ise Apple alıyor; teknoloji şirketinin pazar payı yüzde 7,1 ve toplam satışı 4,4 milyon ünite. Diğer tüm üreticilerin toplam satışları ise 17 milyon adet seviyesinde.

    29 Temmuz 2016’da son buluyor!

    Küresel bilgisayar satışlarında sonraki çeyreğe dair öngörüler satış adetlerinde artış yaşanabileceğine işaret ediyor. Windows 10’un 29 Temmuz 2016 itibarıyla ücretsiz edinilebilme durumunun son bulacak olmasının da satışlarda görülebilecek artışın temel aktörü olabileceği kaydediliyor.

    Media Markt’taki her bütçeye uygun bilgisayar alternatiflerini incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Geleceğin bisikleti Cyclotron ile tanışın

    0

    Ekran_Resmi_2016-07-14_11_55_59

    Bilim kurgu filmlerinden fırlamışa benzeyen Cyclotron, bisiklet kavramı açısından ilginç noktaları temsil ediyor. Tasarımındaki inovatif ve farklı hatların yanı sıra bazı ek teknoloji özellikleri de sunuyor. Bu ilgi çekici yeni bisikletin detaylarına yakından bakacağız…

    Karbon fiber gövdesiyle son derece hafif olan bisikletin elbette en çarpıcı yanı tekerlekleri. Hem tasarıma dair bir öğe hem de güvenlik önlemi durumundaki tekerlekleri 8 saate kadar aralıksız aydınlatmayla beraber bir nevi görsel şölen- anlamı taşıyor. Bisiklet yoluna sahip olmayan bir yerden mi geçeceksiniz? Cyclotron, kırmızı renkteki dikey aydınlatmaları ile size yapay bir bisiklet yolu çiziyor. İlginç…

    Ekran_Resmi_2016-07-14_11_55_12

    Tekerleklerin içine saklama kabı yerleştirilebiliyor

    Tekerleklerin ayrıca içine yerleştirilebilen saklama kabı da bulunuyor. Bu son derece ilginç özellik, bisikletin malzeme taşıma kapasitesinin artırılması için düşünülmüş. Ancak tekerleklerin ek kütle ile birlikte ne gibi tepkiler verdiği şimdilik bir soru işareti. Ek olarak katı polimer lastikler hava gerektirmiyor ve 10000 km’den fazla yolu sorunsuz şekilde (en azından havası inmeden) katedebileceği belirtiliyor.

    Ekran_Resmi_2016-07-14_11_55_04

    Elektrikli şanzımanı da var 

    12 vitesli bisikletin ayrıca bir elektronik şanzımanı bulunuyor. Bisiklet sensörleri ve akıllı telefon entegrasyonu gibi artıları da cabası. GPS ve yazılımsal koçluk programları da ücretli aboneliklerle edinilebiliyor. Geleceğin bisikletlerine dair önemli bir işaret olduğu şüphesiz.

    Ekran_Resmi_2016-07-14_11_54_36

    Peki ya fiyatı?

    2012 yılından beri bisiklet geliştiren Cyclotron markasının modelinin önümüzdeki yazdan itibaren satışa sunulması beklenirken belirlenen fiyat etiketi 1350 dolar. Pek mütevazi bir fiyata sahip olmadığı bir gerçek.

    Teknoloji dünyasına dair en son gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Ünlülerin Sinema Sistemi Prima ve The Screening Room

    0

    Brad Pitt olduğunuzu düşünün; (Angelina Jolie de olur) çocuklarınızla sinemaya gitmek istiyorsunuz. Ne yapacaksınız? İnternetten hangi film vizyona girmiş ona bakıp muhtemelen cep telefonunuzla uygun bir matine için bilet mi alacaksınız? Ne? Hiç mi yer yok? Bir sonraki matine… İki kişilik yer var. Ne yazık ki sadece en önde. Bilet bulsanız bile hafif göbekli, makyajsız ve özensiz bir şekilde halkın içine karışacak değilsiniz ya… Oysaki “ünlü” olmak çok daha başka olmalı.

    prima

    Ünlüler ve daha doğrusu maddi sıkıntısı olmayanlar için “premium” hizmet anlayışını geliştiren Prima Cinema yukarıda bahsi geçen düşten uyanıp olası senaryoyu bir ticari hamle olarak değerlendiren firmanın ürünü. Prima oldukça elit bir sinemaseverler kulübü olarak da tanımlanabilir. Bunun da temel nedeni fiyatının 35,000 dolar olması. Gerçekten bu yüksek bedeli ödemekle yetinmiyor ayrıca film başına 500 dolar kira bedeli vermeniz gerektiğini hemen belirtelim. Bu arada üç boyutlu filmlerin 600 dolar olduğunu söyleyerek bu fiyat skalasına çıkıyorsanız 100 doların lafını edeceğinizi düşünmediğinizi tahmin ediyoruz. Fiyatını geçtiğimiz zaman Prima Cinema’nın ilginç bir yönü filmlerin vizyona girmeden bir süre önce sisteme eklenmesi. Biraz cemiyet haberciliği gibi olacak ancak projenin ünlüler arasında şimdiden ilgi görmeye başladığını söyleyebiliriz. Öyle ki Kim Kardashian ve Kanya West hemen aboneliğini başlatan ünlüler arasında. Magazini bir kenara bırakacak olursak sistemin 4K görüntü kalitesi, HFR (High Frame Rate / Yüksek Kare Hızı), Dolby Atmos gibi gelişmiş özellikleri ev sinema sistemini gerçek bir sinema salonuna dönüştürüyor. Bunun bir adım ilerisi zaten sinema salonunun kendisi oluyor. Prima’nın arkasında büyük oranda Hollywood’un olduğunu görüyoruz. Örneğin sinema teknolojileri ile tanıdığımız Imax Corp. 2.5 milydon dolar ödeyerek Prima’nın hisselerinden bir miktarını satın aldı. Görünen o ki Prima onlara göre DVD ve Bluray satışına göre çok daha kârlı. Güvenlik riski ise sadece tek bir kişi üzerine kurulu olmasıyla biraz daha gideriliyor. O kişi parmak iziyle sistemi aktif hale getirebiliyor.

    cinema1

    Yeni nesil sinema konusunda bir diğer atılım da Sean Parker’dan geliyor. Sean Parker’ı aslında tanıyoruz. Daha önce müzik dünyasında Napster ile devrim yaratan, Mark Zuckerberg ile Facebook’u geliştiren Parker, şimdi de kurduğu The Screening Room adlı şirket ile sinema izleme alışkanlığını kökten değiştirmeye niyetli. Onun iş modeli, Prima’nın niş hedef kitlesi yerine daha geniş kitlelere hitap ediyor. Amaç, olabilecek en kaliteli ve pratik haliyle sinema izleme deneyimini eve taşımak. The Screening Room’a üye olmak aslında zor değil. Önce 150 dolarlık bir dekoder alıyorsunuz. Ardından da film başına 50 dolar kira bedeli ödüyorsunuz. Tabii dijital hizmetlere kıyasla, filmi satın almış olmuyorsunuz. Sadece biraz daha geçerlilik ömrü olan bir biletiniz oluyor. The Screening Room’un en önemli artısı filmlerin vizyon tarihinde sisteme düşmesi. Yani kelimenin tam anlamıyla sinema kuyrukları yerine ev keyfi başlıyor. Sistemi destekleyen film yapımcıları olduğu kadar eleştirenler de var. Onların en büyük kaygısı korsan yayın. Sean Parker ise sistemine güveniyor ve geliştirdiği özel önlemlerle filmlerin çalınmayacağına inanıyor.

    İki örnekte de görüldüğü gibi film izleme konusunda yenilikler gündemde. Aslında bu değişimlerin 1930’lara dayanan köklerinden bahsederek yazımızı sonlandıralım. Bel Air Circuit isimli adeta seyyar sinema salonu olarak tarif edilebilecek sistem Los Angeles’ta ünlülere özel gösterim yapmasıyla büyük ilgi odağı olmuştu. Bugün dijital olarak Bel Air Digital Circuit, hayatına devam eden ve bir kulübe dönütü. Olayın müdavimleri arasında oyuncular ve yönetmenler bulunuyor. Şimdi benzer bir kulübü ve kültürü yeniden canlandırmak için Prima ve The Screening Room kolları sıvamış durumda. Ne kadar kabul görüp değişime neden olacaklarını merakla takip edeceğiz.

    Daha yaz bitmedi, klima almanın tam zamanı

    Son yıllarda biz mi öyle hissediyoruz yoksa gerçekten mi öyle bilmiyorum, sanki havalar eskisine göre çok daha sıcak. Sanki çok daha kavurucu, çok daha boğucu. Bu sıcaklarla camları sonuna kadar açmak ya da vantilatör kullanmak yetmiyor. Özellikle ofislerde bunaltıcı sıcaklar çalışanların keyfini kaçırıyor ve verimliliği tamamen düşürüyor. Evlerde de benzer durum mevcut, insanın bir odadan diğerine geçesi gelmiyor, geceleri uyumak neredeyse imkansız hal alıyor. İşte o noktada insanların aklından hemen klima satın alma düşüncesi geçiyor. Yine geceleri sıcaktan uyuyamadığımız o günleri yaşarken klima alırken nelere dikkat etmenizi ve hangi modelin sizin için en uygun olacağını nasıl belirleyeceğinizi kısaca anlatmaya çalıştım. Bu arada klima alırken sadece soğutma değil ısıtma amaçlı kullanıldığını da unutmamak gerekiyor.

    Kullanılacak ortama göre ihtiyaç belirlenmeli

    Klima satın alırken dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan birisi klimanın kullanılacağı mekan. Mekanın büyüklüğü, binanın yalıtım durumu, içeride kaç insan bulunacak buna dikkat etmek gerekiyor. Ayrıca mekanın yönü de önemli, sürekli güneş gören bir yerse daha güçlü bir klima tercih edilmeli. Yüksek güçlü bir klima gereken yere daha düşük güçlü bir klima takılırsa mekana hiçbir faydası olmayabilir ya da bunun tam tersi olarak mekanın çok daha fazla soğutulmasına ama nemi yok edemediği için rahatsızlığa neden olabilir. Hatta çok daha fazla elektrik parası ödemenizle sonuçlanabilir. Bu yüzden ilk önce mekanın ihtiyacının belirlenmesinde büyük fayda var. Kısacası daha güçlü klima daha iyidir diye bir şey söz konusu değil.

    Enerji verimliliği

    Elektrik kullanım ücretlerinin başını alıp gittiği günümüzde klimanın harcadığı güç miktarı da çok büyük önem taşıyor. Eğer ay sonunda yüklü bir elektrik faturası ile karşılaşmak istemiyorsanız klimayı seçerken enerji sınıfına dikkat etmek gerekiyor. Bunu yaparken de dikkat edilmesi gereken en önemli nokta klimanın ne şekilde kullanıldığı. Örneğin Inventer tipi klimalar özellikle kullanımın çok yoğun olduğu ofis ve mağaza gibi işyeri ortamlarından çok önemli enerji tasarrufu sağlıyor. Fakat ev gibi günde birkaç saat kullanılan yerlerde ise fiyat farkı da düşünüldüğünde A sınıfı bir klima almak yeterli olabiliyor. Bu arada Inventer teknolojisinin ne olduğunu merak edenler için de kısaca şöyle açıklayalım. Inventer tipi klima, ortam sıcaklığına göre kendisini sürekli dengeler yani sıcaklık belirli bir seviyeye geldiğinde durur kendini rölantiye alır. Gün içerisinde bu sürekli aynı şekilde devam eder. Böylece daha az güç harcar. Eğer güç tüketimi sizin için önemliyse ve çevreye verilen zararı en düşük seviyede tutmak istiyorsanız Inventer teknolojisine sahip bir klimayı tercih etmenizde büyük fayda var.  Enerji kullanımını azaltmanın bir diğer yöntemi ise internet üzerinden kontrol edilebilen bir klima satın almak. Örneğin klimayı açık unuttuğunuzu düşünüyorsanız internetten girip klimayı kapatabilir ya da daha işyerine veya eve gelmeden önce klimayı çalıştırabilirsiniz.

    Diğer önemli noktalar

    Klimayı seçerken dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise klimanın filtresi. Yeni teknolojiler sayesinde çok daha fazla gelişen filtreler bakteri, virüs ve tozları engelleyerek sağlıklı bir ortam oluşturulmasını sağlıyor. Klima alırken filtresinin ne gibi avantajlar sağladığına bakmak gerekiyor.

    Enerji verimliliğinin yanında gürültü seviyesine de bakmakta fayda var. Gece sıcaklardan etkilenmeden rahat rahat uyuyayım derken bu sefer gürültüden uyuyamaz hale gelmeyin.

    Klimanın bakımı da büyük önem taşıyor. Klimayı alıp taktıktan sonra belirli sürelerde bakım görmesi sağlık açısından çok önemli. Alacağınız klima markasının ne gibi bakım anlaşmaları sağladığını araştırmak satın almadan sonra işinizi kolaylaştırabilir. Bu konunun uzmanları klimalara yılda en az iki kere bakım yapılması gerektiğini söylüyorlar.

    Klima almaya karar verdiyseniz seçenekleri buradan görebilirsiniz.