Ülkemizde yoğun olarak kullanılan akıllı telefon modelleri arasındaki HTC One M9 için beklenen işletim sistemi güncellemesi yayınlandı. En yeni Google işletim sistemi versiyonu Android 7.0 Nougat, HTC One M9 için yayınlandı. İşte detaylar…
Türkiye’nin yanı sıra diğer Avrupa ülkeleri ve Güney Afrika’da aynı anda yayınlanan güncelleme ile kullanıcılar, yeni arayüz ve bir dizi ek özelliğe merhaba dediler. Öte yandan söz konusu yazılım güncellemesinin tüm One M9 cihazlarına aynı anda gelmediğinin altının çizilmesi gerekli, eğer bu modelin kullanıcısıysanız yazılım güncellesi kısmını birkaç gün süresince kontrol etmenizde fayda var.
HTC One M9 için gelen güncelleme ile birlikte diğer ülkelerde de dağıtımın hız kazanacağı yönünde güçlü bir beklenti hakim. Henüz One M9’a Android 7.0 Nougat’ın gelmediği birçok ülke bulunuyor.
Gelişme, HTC’nin Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Ürün ve Hizmet Direktörü Graham Wheeler’in kişisel Twitter hesabından da duyuruldu. HTC’nin yazılım güncellemesi stratejisine yönelik olarak bir diğer gelişme de One M10 modeli ile ilgili. Android 7.0 Nougat’ın bu model için yeniden yayınlanabileceği kaydediliyor.
Daha yeni yeni piyasaya oturan Sony’nin oyun konsolu olan PS4, oyun tutkunlarını şaşkına uğrattı. 4K ve HDR teknolojilerle güncellenen ve PS4 Pro adını taşıyan Sony’nin yep yeni oyun konsoluna yakından bakıyoruz.
Sony, oyun tutkunlarını kesinlikle şaşırttı. Esasında bu Sony tarihinde görülmemiş bir şey. Oyun konsolu tarihine baktığınızda, yeni bir oyun konsolu, piyasa bir doygunluğa uğradıktan sonra ortaya çıkardı. PS4 Pro da ise tam tersi bir durum oldu. Tam piyasa PS4’e alışıyorken oyun tutkunları yeni bir oyun konsolu ile tanıştılar.
Peki nedir PS4 Pro’yu bu kadar özel yapan. Kuşkusuz en büyük yenilik PS4 Pro’nun donanımsal olarak 4K teknolojisini desteklemesi. PS4 oyunları 1920×1080 çözünürlüğünde oynatırken, PS4 Pro oyunları 3840×2160 çözünürlüğünde oynatıyor. Bununla birlikte grafik performansı da önemli derecede artmış durumda. Oyunlar yüksek çözünürlükte saniyede 60 kare performansı ile oynatılması önemli bir artı. Bitmedi. PS4 Pro, 720p yerine Full HD çözünürlüğünde Video Streaming yapabiliyor. Ayrıca ekran görüntüsünü 4K çözünürlüğünde yakalayabiliyor.
HDR desteği
PS4 Pro sadece 4K özelliği ile ilgi çekmiyor elbette. Yüksek çözünürlüğün yanı sıra oyunları ve filmleri daha zengin bir kontrast sağlayan HDR teknolojisi de entegre edilmiş durumda. Sony, bu alanda kullanıcıları üzememek adına HDR teknolojisini sadece PS4 Pro’da değil, PS4 ve PS4 Slim ürünlerinde de bu teknolojiyi entegre edecek. Eski konsollar bir sistem güncellemesi ile bu teknolojiye ücretsiz sahip olacaklar. Elbette her oyundan HDR teknolojisini beklemek yanlış olur. Örneğin Titanfall 2 HDR teknolojisini destekleyemeyecek. Uncharted 4 ve The Last of US Remastered ise HDR’a uyumlu olacak.
PS4 Pro ile tam performans alabilmek için 4K ve HDR destekli bir televizyona ihtiyaç var. Kullanacağınız kablo mutlaka HDMI 2.0a standardına uyumlu olmak zorunda. Ayrıca Televizyon bağlantısı genelde HDMI 1 olan 10 bit HDMI girişinden yapılmalı. Buna ek olarak Televizyonun menüsünde HDR sinyal girişi de etkin olmalı.
PS4’e uyumlu
PS4 Pro, PS4 ve PS4 Slim’e yüzde yüz geriye dönük uyumlu. Farkı, daha hızlı bir bellek, daha yeni bir işlemci ve 4.2 Teraflops performansı ile iki kat daha güçlü bir grafik yongasına sahip olması. PS4 Pro’nun bu kadar güçlü olması zaten bekleniliyordu. Aksi takdirde oyunları 4K çözünürlüğünde televizyonlarda oynatamazdı. Kare başına 8 milyon pikseli, saniyede 30-60 kare olarak hesaplamak çok yüksek bir performans gerektiriyor. PS4, 2 milyon pikseli HD çözünürlüğünde hesaplıyor.
PS4 Pro, genel performans olarak çok güçlü. Peki kapasitede durum nedir? Sony, kapasite kısmında muhtemelen fiyatı düşünerek klasik bir sabit disk kullanıyor. 1 TByte kapasiteli olan bu sabit disk, genel olarak yeterli kalıyor. Daha fazlasını isteyen kullanıcılar bu sabit diski bir SSD ile değiştirebilirler. Burada beğendiğimiz bir özellik, SSD montajının çok kolay ve sorunsuzca olması.
Sonuç
Evinizde 4K televizyon var ise ve Playstation 4’e de sahip değilseniz PS4 Pro tam almanız gereken bir oyun konsolu. Oyunları 4K da oynamak önemli bir avantaj. Hatta bazı VR oyunları, PS4 ile kıyasla çok daha iyi göründüğünü de söylemeliyiz. Evinizde zaten bir PS4 var ise, PS4 Pro’ya geçiş, sadece oyun fanatikleri veya en iyisini isteyen kişiler için tavsiye olunur. PS4 kullanıcılarının yaşayacakları değişim onları tatmin etmeyeceklerini söylemeliyiz. PS4 Pro’nun 4K Blu-Ray oynatıcısına sahip olmaması en büyük eksiklik. Ev sineması keyfi ne yazık ki yarım kalacaktır.
Sosyal medyayı etkin kullanan Obama, ‘dijital diplomasi’ açısından başarılı bir model oluşturdu. Görevden ayrılırken de bir ilke imza attı ve dönemindeki ‘tweet’lerin ulusal arşive alınmasını sağlayan ilk başkan oldu. Bu yazıda, başkanlığın twitter’da nasıl el değiştirdiğini inceledim.
Donald John Trump, 20 Ocak 2017 Cuma günü, Amerika Birleşik Devletleri’nin 45. Başkanı olarak yemin ederek göreve başladı. Trump’ın göreve gelişi, sosyal medya açısından kayda değer gelişmelerin yaşanmasına neden oldu. İki dönem başkanlık yapan Barack Hussein Obama, sosyal medyayı hem kampanyaları hem de görevi sırasında etkin olarak kullanmasıyla dikkat çekti. Obama, hem ABD tarihi hem de dünya ölçeğinde, ‘dijital diplomasi’ açısından başarılı bir model uyguladı.
BAŞKANLARIN SOSYAL MEDYADAKİ KULLANICI ADI: POTUS
Kampanyası sırasında twitter’da @BarackObama hesabını etkin olarak kullanan ve sosyal medya rüzgarını da arkasına alan Obama, Beyaz Saray’a yerleştikten yıllar sonra 2013’te açılan resmi @POTUS hesabını kullanmaya başladı. Başkanların adeta lâkabı olan POTUS, ‘Presidents of the United States’in kısaltması. Türkçe olarak, ‘Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’ diye ifade edilebilir.
OBAMA ARŞİVİNE TWITTER’DA POTUS44 ADI VERİLDİ
20 Ocak’ta Obama Oval Ofis’le birlikte, @POTUS adlı Başkanlık Twitter hesabını da Trump’a devretti. Bu açıdan sosyal medyada da bir başkanlık devir teslimi yaşandı denilebilir. Obama döneminde @POTUS hesabından atılan ‘tweet’ler, @POTUS44 (Birleşik Devletlerin 44. Başkanı) adı verilen hesaba taşındı ve arşivlenerek bir dönemin tanıklığı olarak kayda geçirildi.
TERTEMİZ BİR BEYAZ SARAY HESABI DEVREDİLDİ
Beyaz Saray hesaplarında da benzer bir devir teslim yaşandı. @WhiteHouse hesabından Obama döneminde yapılan tüm paylaşımlar, hesabın adı @ObamaWhiteHouse olarak değiştirilerek arşivlendi. Trump ekibine kendi hikâyelerini kayda geçirmeleri için tertemiz bir @WhiteHouse hesabı bırakıldı. Bir başka devir teslim, başkan yardımcıları arasında yaşandı. Obama döneminin başkan yardımcısı Joe Biden’ın ‘tweet’leri @VP44 (VP Biden Archived) hesabına taşındı. @VP (Vice President-Başkan Yardımcısı) hesabını ise Trump’ın başkan yardımcısı Mike Pence devraldı.
FIRST LADY’LER ARASINDA DEVİR TESLİM
Benzer bir devir teslim de ‘First Lady’ler arasında yaşandı. Michelle Obama, @FLOTUS hesabını yeni First Lady Melania Trump’a devretti. Michelle Obama’nın sosyal medya mirası da aynı şekilde @FLOTUS44 (44. First Lady) adıyla arşivlendi.
OBAMA DÖNEMİ ‘TWEET’LERİ ULUSAL ARŞİVE EMANET
Obama döneminin tüm sosyal medya mirası şimdi tarihe bir kayıt düşmek üzere arşivlerde. @POTUS44, @ObamaWhiteHouse, @VP44 ve @FLOTUS44 hesaplarındaki ‘tweet’ler, Ulusal Arşivler ve Kayıtlar Dairesi (National Archives and Records Administration-NARA) tarafından saklanıyor. Bu hesaplarda son paylaşımların devir teslimlerin gerçekleştiği 20 Ocak’ta yapıldığı, bu tarih itibarıyla, @POTUS44 hesabında 352, @ObamaWhiteHouse hesabında ise 28,4 bin ‘tweet’in bir dönemin tanıklığı olarak arşive kaldırıldığı görülüyor.
560 BİN KİŞİ İSTEM DIŞI TRUMP’IN TAKİPÇİSİ OLDU
Hesaplar devredilirken, twitter kullanıcılarını mağdur eden vahim bir hata yaşandı. Geçiş sürecinde, Obama döneminde @POTUS hesabını takip eden kullanıcıların otomatik olarak hem @POTUS hem de @POTUS44 hesaplarını takip ettiği görüldü. Takip etmedikleri halde, Trump’ın ‘tweet’lerini zaman akışında gören kullanıcılar bu duruma büyük tepki gösterdi. Obama’nın yaklaşık 560 bin takipçisi istemleri dışında Trump’ın ‘tweet’lerini görmek zorunda bırakıldı. @WhiteHouse, @VP, @FLOTUS ve @PressSec hesaplarında da aynı sorun yaşandı. Bunun üzerine Twitter’ın CEO’su Jack Dorsey özür dilemek zorunda kaldı. Neyse ki, hata kısa süre sonra düzeltildi.
TRUMP, İKİ TWITTER HESABI BİRDEN KULLANIYOR
Başlangıçta resmi @POTUS hesabını kullanmayacağını, kişisel hesabı @realDonaldTrump’ı kullanmayı sürdüreceğini açıklayan Trump, şu an her iki hesaptan da eş zamanlı olarak paylaşımlar yapmayı tercih ediyor. Bu arada Başkan Trump’ın, kişisel hesabından yaptığı paylaşımları resmi hesap @POTUS üzerinden ‘retweet’ etmesi de dikkat çekiyor.
TWITTER’IN İNCE AYARIYLA @POTUS VE @POTUS44 TAKİPÇİ SAYILARI EŞİT
Şu anda Trump tarafından yönetilen @POTUS hesabının 14,9 milyon, Obama tarafından yönetilen @POTUS44 hesabının ise 15 milyon takipçisi bulunuyor. Kişisel hesaplara bakıldığında ise Trump’ın @realDonaldTrump hesabında 23,7 milyon, Obama’nın kişisel @barackobama hesabında ise 84,1 milyon takipçisi olduğu görülüyor. twitter, önceki başkanın ‘tweet’lerini arşivlerken, mevcut başkanın takipçi kaybetmemesi için özel çaba gösterdi. ‘tweet’ler aktarılırken, takipçilerin mevcut hesapta kalması sağlandı.
Görsel: Josh Haner – The New York Times
RİSKLERE RAĞMEN SAMSUNG GALAXY S3’TEN VAZGEÇMİYOR
Başkan Trump’ın Android işletim sistemli Samsung Galaxy S3 telefon kullandığı görüntülenmişti. Trump’ın kişisel hesabındaki ‘tweet’leri bu cihazdan gönderdiği tahmin ediliyor. Bu durum, ulusal güvenlik açısından eleştiriliyor. ABD’de başkanlara, NSA (National Security Agency-Ulusal Güvenlik Dairesi) tarafından donanımsal ve yazılımsal olarak test edilmiş cihazlardan iletişim kurma izni veriliyor. Gerekli önlem alınmamış cihazların kamerası, mikrofonu, konum servisleri ve açığı bulunan uygulamalar nedeniyle tüm verilere uzaktan erişilmeye imkan vermesi ihtimal dahilinde olduğundan bu ulusal güvenlik açısından ciddi bir zorunluluk.
SOSYAL MEDYA KAZASIYLA İŞE BAŞLADI
Başkan Trump, adına sosyal medya direktör yardımcısı Dan Scavino Jr. (@Scavino45) ‘tweet’liyor. @POTUS hesabını devralan Trump ekibi, ilk etapta twitter hesabını yeni başkanın Gmail hesabıyla eşleştirdi. Bu da büyük eleştiri aldı. Daha sonra bu durum düzeltildi, ‘parola sıfırlama’ bölümünden bakıldığında hesabın Beyaz Saray kurumsal e-posta hesaplarıyla eşleştirildiği görüldü. Bu arada, Beyaz Saray Basın Sekreteri Sean Spicer, ilk günlerde bir talihsizlik yaşadı. Yanlışlıkla, @presssec adresli kurumsal twitter hesabından parola denemeleri ‘tweet’ledi. Hatasını anlayınca kısa sürede sildi. Ama artık çok geçti. Çok sayıda ekran görüntüsü kaydedilmişti. Sosyal medyada, yanlışlıkla paylaşılan bu parolaların başkanın @POTUS hesabına ait olduğu iddia edildi. Bu açıdan ilk günlerde Trump ekibinin Obama ekibinin aksine acemilikler yaşadığını ve ulusal güvenlik açısından kriz doğurabilecek iletişim kazalarına imza attığını not etmek gerek.
İLK 100 GÜN VAADLERİNİ TAKİP EDEN WEB SİTESİ
Bu arada son olarak, Başkan Trump’ın ilk 100 gününde vaatlerinin ne kadarını gerçekleştirdiğini raporlayan bir sitenin de devrede olduğunu hatırlatmış olayım. İlgilenirseniz, adresi şöyle: track-trump.com
Instagram Stories konusunda kendinizi geliştirmeye ne dersiniz?
Instagram’ın, paylaşımları arttırmak ve daha fazla içeriğin oluşmasına ortam sağlamak için kullanıma sunduğu “Instagram Stories – Instagram Hikayeler”, hem markaların hem de kişisel kullanıcıların favorisi haline geldi.
İlk olarak Snapchat’in başlattığı bu geçici paylaşım özelliği; mesajlaşma, hikaye anlatımı, ürün tanıtımı, promosyon ve çekiliş çalışmalarına yeni bir yön verdi.
Yeni yılın ikinci ayını bitirmek üzereyiz ve şimdiden başarılı-başarısız bir sürü yeni oyun ile karşılaştık. Özellikle Horizon: Zero Dawn ve The Legend of Zelda: Breath of the Wild şimdilik 2017’nin en sağlam iki oyunu gibi görünüyor. Ancak sizlerin de bildiği üzere oyun fiyatları tüm dünya genelinde büyük bir oranda artmış durumda ve artık her ne kadar istemesek de bazı oyunları asıl oynamak istediklerimiz için gözden çıkarabiliyor, daha sonra oynarım deyip unutabiliyoruz. Bu yazımızda son birkaç ayda çıkmış, gözden kaçırmış olabileceğiniz bazı oyunlara değineceğiz.
NiOh
Şubat ayında çıkan Nioh, özellikle Dark Souls ve Bloodborne hayranlarının merakla beklediği bir oyundu. Aynı zamanda Ninja Giaden, Onimusha ve Tenchu gibi birçok oyundan gelen farklı mekanikleri de içinde barındıran ve bu elementleri çok iyi harmanlamayı başaran Nioh, birçok oyuncunun atlayıp es geçtiği bir yapım oldu. Aslında ilk bakışta çok zor göründüğü için oyuncuların gözünü korkutuyor olduğu bir gerçek. Ancak Nioh’u yaklaşık olarak 10 saat oynadıktan sonra, ki oyun da toplamda 70 saat sürebiliyor, mekaniklerine ve düşmanların saldırı şemalarına alışmış oluyorsunuz. Artık bir düşman daha saldırıyı gerçekleştirmeden, animasyonundan bile ne yapmanız gerektiğini anlar hale geliyorsunuz. Eğer uzun soluklu ve zorlu bir mücadele istiyorsanız büyük ihtimalle atlamış olabileceğiniz Nioh’u denemenizi tavsiye ediyoruz.
Gravity Rush 2
İlk olarak PS Vita’da boy gösteren ve doğrusunu söylemek gerekirse, Vita’nın en sağlam oyunlarından birisi olarak görülen Gravity Rush daha sonra PlayStation 4 platformuna da yüksek çözünürlüklü ve akıcı bir versiyonu ile gelmiş, oyuncuların gönlünü fethetmişti. Ana karakterimiz Kat şimdi ikinci macerası ile iş başında ve Yerçekimi Fırtınası’na bir kez daha karşı koymak zorunda. Böylece hem yeni şehrini, hem arkadaşlarını hem de kendisini kurtararak gizemli hayatına ışık tutabilir. Platform/Macera türündeki Gravit Rush 2’yi oynayabilmek için illa ki ilk oyunu bitirmiş olmanıza gerek yok. Elbette hikayedeki karakterler bazen tanıdık gelmeyebilir ancak ufak bir araştırma ile tüm bu karakterleri tanıyabilir ve Kat’in eğlenceli macerasına siz de katılabilirsiniz.
Dishonored 2
Ödüllü ilk oyunun devamı niteliğinde olan Dishonored 2’ye bir bakıma ilk oyunun hem mekaniksel hem de görsel anlamda gelişmiş versiyonu olarak yaklaşabilir. İlk Dishonored’ı sevdiyseniz bunu da mutlaka seveceğinize eminiz. Ancak daha önce hiç Dishonored oynamadıysanız ve bu yüzden de Dishonored 2’yi es geçtiyseniz hemen bu karardan vazgeçin. Çok şey kaçırıyorsunuz! Oyunda bulabileceğiniz görsel ve işitsel metinler yardımıyla ilk oyundaki hikaye ile ikinci oyundaki hikayeyi rahatlıkla birleştirebilir ve Karnaca’daki bu gotik maceraya siz de katılabilirsiniz. İlk oyunda yönlendirdiğimiz Corvo Attano’nun yanı sıra, bu kez kızı Emily Kaldwin ile de oynayabildiğimiz Dishonored 2’de Emily’nin zorla kaybettiği tahtını geri almaya ve düzeni tekrar sağlamaya çalışıyoruz. Eğer gizlilik ve aksiyon elementlerini seviyorsanız Dishonored 2 tam size göre bir yapım.
Yakuza 0
Dünyaca ünlü Yakuza serisinin başlangıcını anlatan Yakuza 0, daha önce PlayStation 3 platformu için çıkmış ve çok büyük bir beğeni yakalamıştı. Şimdi PlayStation 4 platformuna geliştirilmiş görsel kalitesi ile gelen Yakuza 0, aynı başarıyı tekrar elde etmiş gibi görünüyor. Tıpkı GTA tarzı açık dünya bazlı bir suç hikayesini konu alan Yakuza 0, daha dramatik ve etkileyici olduğu için karakterleri ile de daha akılda kalıcı bir oyun haline geliyor. Eğer açık dünyalı, şöyle uzun soluklu bir oyun arıyorsanız Yakuza 0’ı mutlaka deneyin.
Özellikle beyaz yakalıların hayali olan uzaktan yani evden ya da ofis dışında istenilen herhangi bir yerden çalışmanın sadece çalışanlar için değil şirketler için de birçok artısı var. Uzaktan çalışmak, işverenler için maliyet avantajı ve verimlilik artışı sağlarken, çalışanlar için ise özellikle İstanbul gibi metropollerde trafikte geçirilen zaman kayıplarını önlüyor ve etkin bir zaman yönetiminin yapılmasına katkıda bulunuyor.
Son yıllarda iş dünyasında bir önceki jenerasyona göre rahatına ve özgürlüğüne daha düşkün olan yeni neslin yani Y ve kısmen Z kuşağının ağırlığın artması uzaktan çalışma ihtiyacını körüklemiş durumda. Gelen taleplere uzaktan çalışmayı mümkün kılacak teknolojik gelişmeler eklenince yasalar da bu duruma kayıtsız kalamadı haliyle. Mayıs 2016’da 4857 sayılı İş Kanunu’nun 14’üncü maddesine yapılan eklemeyle uzaktan çalışma uygulaması ülkemizde de yasal hale getirildi. Akabinde bu uygulamanın ilk örnekleri de gelmeye başladı. ING Bank, Aralık 2016’nın son günlerinde haftada iki gün evden çalışma modeline geçtiğini duyurdu. Yasaya ve talebe rağmen evden çalışmanın kurumsallaştırılması meselesi beyaz yakalılar için henüz beklenilen hızda gitmiyor. Şimdilik uzaktan mesela evindeki kanepesinde uzanırken ya da Starbucks’ta kahvesini yudumlarken çalışabilmenin keyfine daha çok girişimciler ya da daha küçük ölçekli ve teknoloji odaklı şirketlerin, ajansların vardığını söyleyebiliriz. Burada büyük ölçekli şirketlerin önündeki en büyük bariyer para harcamaya çok yanaşmadıkları BT altyapıları ve diğer teknolojik ekipmanlar ile elbette değişmeyen bazı geleneksel kafalar. Değiştirmeye gücümüzün yetmeyeceği algı konusu bir kenara evden ya da uzaktan herhangi bir yerden çalışırken teknolojinin bize sunduğu nimetlerin verimliliğimizi nasıl artırdığını anlatarak bu geçiş sürecini pekala hızlandırmaya katkıda bulunabiliriz. Verimlilik sadece teknoloji endeksli olmuyor elbette, evden çalışan kişinin işteki disiplinini kendi ortamında yaratması da son derece önemli. Gelin bazı ipuçları ile evden çalışırken verimliliği yakalama meselesini biraz kurcalayalım.
Bir plan oluşturun ve mola vererek çalışın
Eğer her sabah hazırlanıp ofise gitmeniz gerekmiyorsa uyumaya devam etmek size daha cazip gelebilir. Ve hatta gece daha verimli çalışabilenlerdenseniz uyumak çok da yanlış bir tercih olmayacaktır. Aslında yapmanız gereken sizin için hangisinin daha iyi olduğuna karar vermek. Hangi saatlerde daha verimli çalıştığınıza karar verin ve kendinize ona göre bir plan hazırlayın. Çalışırken evde dahi olsanız mola vermek çok önemli. Çünkü aralıksız bir çalışma çok da verimli olmayacaktır. Yemek yemek için, dinlenmek için ve hareket etmek için mutlaka mola vermeniz gerekli.
Evden çalışırken iş ortamındaki kadar katı olmasa kendi içinizde bir disiplin yakalamanız, planlı-programlı olmanız büyük önem taşıyor. Bu anlamda günlük programınızı telefon veya bilgisayarınızın dijital takvimine girerek istediğiniz zaman ulaşılabilir olmasını sağlayabilirsiniz. Örneğin Toggl hangi iş üzerinde ne kadar zaman harcadığınızı görebilmenizi sağlayan çok güzel bir uygulama. Bu uygulama ile bilgisayar ya da akıllı telefonunuzdan küçük bir iş ya da büyük bir proje için ne kadar zaman harcadığınızı görebilirsiniz. Ayrıca uygulamada yaratacağınız zaman çizelgelerini işvereninize gönderebilirsiniz.
Bulut tabanlı dosya paylaşımını kullanın
Evet, yukarıda bahsettiğim gibi uzaktan çalışmanın pek çok avantajı var. Bu nedenle hayatına imrenerek baktığınız bazı arkadaşlarınız ofis yerine bir kafe veya kütüphaneden çalışmayı tercih ediyorlar. Ancak uzaktan çalışırken karşılaşacağınız olası sorunlar da yok değil. Örneğin bazı durumlarda işinizle ilgili dosyalara ulaşmakta sorun yaşayabilirsiniz. Sorunun en garanti çözümü ise tüm dosyalarınızı saklayabileceğiniz bulut tabanlı bir sistem. Dropbox ve Quip uygulamaları dosyalarınızı kaydedebilmenize ve istediğiniz her an erişebilmenize imkan veriyor. Buna ek olarak her iki programda da dosya paylaşımı yapmak mümkün.
İş arkadaşlarınızla bağlantıda kalın
Evden çalışıyor olmanız yalnız çalıştığınız anlamına gelmez. İş arkadaşlarınızla yaptığınız bir proje üzere üzerinde konuşmak için belli aralıklarla ofise gitmek zorunda olmanız zaman kaybı yaratacaktır. Ancak Chatter, Skype, Google Hangouts ve Slack gibi uygulamalar sizi bu durumdan kurtarıyor.
Chatter kullanıcılarına istenilen yerden istenilen zamanda dosya ve veri bağlantısı kurma ve iş arkadaşları ile iletişime geçme imkanı sunuyor. Skype ile masa üstü veya mobilden görüşmeler yapmak mümkün. Telefon konuşmaları e-postadan daha iyi olsa da bazen düşünceleri anlayabilmek için konuşulan kişinin yüzünü de görmek gerekir. Google Hangouts kullanıcılara mesaj, video gönderme ve sesli arama yapma imkanı veriyor. Slack ise her şeyden biraz yapabiliyor: doğrudan mesajlaşma, dosya paylaşımı, önceden oluşturulmuş entegrasyonlar ve özel kanallar bunlardan bazıları. Eğer ihtiyacınız olan çoklu işlem yapan bir uygulama ise Slack tam size göre.
Eklentileri kullanın
Eğer bir projenin ortasındaysanız ve aynı zaman sevgilinize laf yetiştirmek için Facebook’a girmeniz gerekiyorsa bunun için size yardımcı olacak plugin’ler mevcut. Firefox için LeechBlock, Safari için WasteNoTime ve Chrome için StayFocusd kullanabileceğiniz uygulamalar. Bu web eklentileri iki işi aynı anda yapmanızı sağlıyor.
Gelelim ekipman meselesine
Ekipman işi son derece kişisel ve yaptığınız işe göre değişecek bir ihtiyaç. Örneğin evden çalışan bir tasarımcı ya da illüstratör iseniz son derece güçlü bir iMac’e ihtiyacınız olacakken, bir teknoloji sitesine uzaktan yazılar yazan biri iseniz photoshop, office gibi basit programları kullanabileceğiniz bir ortalama bir dizüstü bilgisayar işinizi görecektir. Her ikisinde verimlilik yine işinizi en fazla kolaylaştıracak doğru programları kullanmakta bitiyor. Örneğin bu yazıyı hazırlarken kendisiyle ilk saatlerini geçirdiğim yeni MacBook Pro neredeyse tüm kısa yolları gözünün önüne koymanıza imkan veren Touch Bar’ı ile işinize hem verim hem de keyif katacak cihazlardan. Bir de son dönemin popüler mesleği YouTuber olma konusu var. Bu işin demirbaş ekipmanları kamera(iyi kamerası olan bir akıllı telefon), mikrofon ve tripot. Peki ofisle kıyısından köşesinden bağı olmayan bu işte verimliliğin anahtarı ne olabilir? Bu soruyu yönelttiğim bu işin piri arkadaşım Timur Akkurt’a göre; video üretiminde verimli olmanın üç teknolojik anahtarı var; kaliteli bir bilgisayar, içeriğe uygun bir mikrofon ve ortama uygun bir ışık. Ama video işinin pek de sınırları olmadığı için aslında en verimli ekipman duruma ve içeriğe göre seçilen ekipmandır da diyebiliriz.
Öte yandan ne iş yaparsanız yapın eninde sonunda yorulup mola veriyorsunuz. Molalar için evden çalışan kişinin olmazsa olmazı ise çay ya da kahve. Siz de benim gibi çalışırken ancak çok kısa aralar ile konsantrasyonunu güçlü tutabilen biri iseniz kahve ya da çay işinizi merasime dönüştürmeden çözecek biraz teknolojik bir cihaza ihtiyacınız olacak.
Apple, ABD Patent ve Marka Ofisi’nden yeni bir patent aldı. Şirketin akıllı saat serisi Apple Watch için alınan patent, yakın zamanda kullanıcılara sunulacak yeni bir şarj etme metoduna işaret ediyor. Buna göre Apple Watch, söz konusu patentin geliştirilmesi sonrasında ortaya çıkacak cihaz ile, kayış kısmı üzerinden şarj edilebilecek. Şarj cihazı, Apple Watch’ın kayışı üzerinde durarak şarj sağlayacak.
Patente dair bilgiler kayışın arkasına takılan cihazın, kablo yoluyla Apple Watch’ı şarj etmesi timeline dayanıyor. Oldukça ilginç bir kullanım şekli sunacağı tahmin edilen olası cihaz, Apple Watch’ın şarj süresinin uzatılmasından ziyade ek bir şarj ünitesi ile birlikte taşınabilmesini esas almışa benziyor. Apple Watch için mobil şarj ünitesi olarak da görülebilen cihaz, yakın gelecekteki ihtiyaçlara dair de önemli fikirler veriyor.
Bu fikrin gerçek bir ürüne dönüşüp dönüşmeyeceği henüz bilinmiyor. Alınan patent, fikrin korunmasına yönelik. Öte yandan bu tür patent hamlelerinin yüksek oranda ‘gerçekleşmediği’ de biliniyor. Bu noktada soru işaretleri yoğun durumda.
Göze çarpan ilginç bir diğer detay da alınan patentteki akıllı saat biçimleri. Daha önce alınan patentlerde Apple Watch’ın direkt olarak tasarımını kullanmaktan kaçınan Apple, bu kez doğrudan akıllı saatinin modellemeleri üzerinden şarj ünitesi hakkkındaki detayları ele almış durumda.
Teknoloji dünyasına dair gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz..
Popüler sosyal medya ağı Twitter’ın özellikle trol hesaplar üzerinden yürütülen saldırgan ve taciz içerikli paylaşımlara yönelik uzun yıllardır yeterince önlem alınmaması noktasında eleştirildiği biliniyor. Mikro blog servisi açısından zaman zaman kullanıma sunulan özelliklerin de yeterli olmadığı görüşü dile getiriliyor. Ancak geribildirimler üzerinden çalışmalar yürüten Twitter’da rahatsız edici hesaplara yönelik yeni önlemlerin yolda olduğu kaydediliyor.
Twitter’ın önde gelen yöneticileri arasında yer alan Ed Ho, kısa süre önce yaptığı paylaşımda kullanıcıların dinlendiğini ve önümüzdeki günlerde bazı değişikliklerin hayata geçirileceğini belirtirken şirketin CEO’su Jack Dorsey’den destekleyici bir tweet geldi. Dorsey, tacizle mücadele konusunda tamamen yeni bir yaklaşımın hayata geçirileceğini ifade etti. Bunun için daha şeffaf ve gerçek zamanlı bir diyalogun yürütüleceğinin altını çizdi.
Detaylar şekillendi
Twitter’da olası değişikliklere dair detaylar tam olarak açık olmamasına karşın işaretlerden yola çıkıldığında özellikle troll hesapların yeni hesapla tacizi sürdürmelerinin önüne geçileceği anlaşılıyor. Bu detay, kullanıcıların yeni hesap alım noktasında bazı engellerle karşılaşacağı yorumunun önünü açıyor.
Twitter, sosyal medya platformları arasında kullanıcıların özel hayatı ya da paylaşımına dair taciz içerikli paylaşımların yoğun olarak görüldüğü mecralar arasında.
Twitter’da yeni özelliklerin kullanıcı memnuniyetine olumlu etkide bulunması bekleniyor.
Hayallerinizi süsleyen evi maketten bakarak mı yoksa içinde gezerek mi satın almayı tercih ederdiniz? Ya da yeni satın aldığınız evinizi katalogdan beğendiğiniz eşyalarla mı yoksa evinize uygun eşyalarla mı dekore etmeyi arzu edersiniz?
Evinizin dekorasyonunu hala modası geçmiş yöntemlerle mi yapıyorsunuz? O zaman sizi VR teknolojisiyle tanıştıralım.Günümüz teknolojisinde artık Maketle satılan ev projeleri yerine, evinizi sanal gerçeklik yani VR teknolojisiyle gezerek ve görerek satın alabiliyorsunuz.Artık mimarlar ve tasarımcılar çizdikleri tasarımları VR’ın da gücünü arkalarına alarak, müşterilerine çok daha gerçekçi bir şekilde sunabiliyorlar. VR teknolojisi tasarım aşamasından, sunum aşamasına kadar her aşamada kullanılabiliyor. Bu sayede artık tam da istediğiniz gibi bir tasarıma sahip olabiliyorsunuz.
Mutfağınızı sanal gerçeklik uygulaması ile yenileyin
Evinizi yenilemek veya dekore etmenin en zorlu noktalardan biri, bir odaya çeşitli mobilya veya ev eşyaları nasıl yerleştireceğinizdir. Şimdilerde, mobilya ve dekorasyon şirketleri müşterilerinin dekorasyon kararlarını kolaylaştıran, sanal gerçeklik uygulamaları üzerinde çalışıyorlar. Özellikle mobilya-perakende alanında hizmet veren mağazalar VR deneyimi programları geliştirerek, müşterilerinin satın alma kararı verirken en doğru tercihleri yapmasına olanak sağlıyorlar. Örneğin mutfağınızı yenilemek istediğinizde artık dolap ve çekmecelerin nasıl görüneceğini ve mutfak mobilyalarının nasıl yerleştirileceğini ürünü satın almadan ve defalarca mağazaya gitmeye gerek kalmadan görebiliyorsunuz. Şu anda markaların yeni keşfettiği bu teknolojinin çok yakın zamanda bütün müşterilerin deneyimleyebileceği bir hizmet olarak kullanıma sunulması bekleniyor.
Evinizin dekorasyonunu kendiniz yapabilirsiniz Samsung Gear VR: VR teknolojileri, önemli bir bilişim platformu olma yolunda ilerliyor. Eğitimden sağlık hizmetine kadar pek çok sektör VR teknolojilerini günlük iş yapış biçimlerine entegre etme çabası içerisinde ve bu açıdan VR teknolojileri sektörlere önemli katkılar sağlama potansiyeline sahip. Bu anlamda Samsung Gear VR, sağladığı 360 derece panoramik görüş imkanı ile sanal dünyanın kapılarını büyüleyici bir gerçeklikle eviniz için açıyor. Adeta yeni bir dünyaya adım atmamızı sağlayan Gear VR ile yeni evinizi geleceğin teknolojisiyle tasarlama şansı yakalayacaksınız. Geliştirilmiş 101 derecelik açısıyla çok daha gerçekçi bir deneyim sunan yeni Gear VR, 100’lerce oyun, çeşitli videolar, eğitici uygulamalar ile birlikte 300’den fazla uygulamayla birlikte kullanıcıların beğenisinise sunuluyor.
HTC ViveSanalGerçeklikGözlüğü:HTC, özellikle HTC Vive isimli sanal gerçeklik kitiyle birlikte VR kategorisinde önemli bir başarıya imza attı. Şu anda en fazla satılan sanal gerçeklik kitlerinden biri olan HTC Vive, pek çok otorite tarafından özellikle mimari tarafından piyasadaki en iyi premium VR seti olarak görülüyor. Adeta yeni bir dünyaya adım atmamızı sağlayan HTC Vive ile yeni evinizi geleceğin teknolojisiyle tasarlama şansı yakalayacaksınız. HTC Vive VR kiti, geniş görüş alanı, hassas hareket takibi için 32 sensör ve deneyiminize gerçek dünya nesneleri ekleyebilen ön yüz kamerası bulunan yüksek çözünürlüklü ekranı barındırıyor.
Yakın zamanda 3DEXPERIENCE Platform’da HTC Vive Business Edition ile işbirliği sayesinde iş dünyasında daha fazla sanal gerçeklik teknolojilerinin etkisinde kalacağımızı söyleyebilirim. Bu sayede mimarlar ürün geliştirme sürecinin her evresinde bütünsel ürün doğrulama, sanal gerçeklik ve tasarımın gücünden faydalanmanızı sağlayacaklar.
iPhone’da varsayılan uygulamaların yerine kullanılacak alternatif uygulamalar oldukça fazla. Bu haftaki yazımda iPhone’da varsayılan olarak gelen uygulamaların yerine kullanılabilecek uygulamalardan bahsedeceğim.
Maps yerine Citymapper
iPhone Maps uygulamasının ilk yayınlandığında eksiklikleri olmasına rağmen, yapılan güncellemeler ile oldukça iyi bir noktaya geldiğini söyleyebilirim. iPhone’da varsayılan olarak gelen Maps uygulaması yerine, alternatif olarak Citymapper uygulamasının da iyi bir alternatif olduğunu söyleyebilirim.
Citymapper uygulaması; toplu taşıma, yol çalışmaları ve hava durumu gibi konularda gerçek zamanlı bilgiler sunabiliyor. Ayrıca, Uber ile entegrasyonu olan uygulamada, ulaşım araçlarının haritası ve bisiklet yolu paylaşım bilgilerini de bulunuyor. Citymapper, özellikle sık yurt dışı seyahatine giden kullanıcılar için oldukça uygun bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Uygulamada bir noktadan başka bir noktaya gidebilmek için ihtiyaç duyulabilecek her türlü bilgi bulunuyor. Uygulama, gidilmek istenilen noktaya olan metro, tren ve otobüs seferleri konusunda ayrıntılı bilgiler de barındırıyor.
iPhone’da reminder (hatırlatıcı) uygulamasının ne kadar yararlı bir uygulama olduğunu söylemeye gerek bile yok. Reminder uygulaması yerine daha fonksiyonel hatırlatıcılar oluşturabilmenin alternatif yolları da var elbette. Bu uygulamalara örnek olarak Wunderlist’i verebilirim.
Wunderlist ile not alıp, iş planlaması yapabilirsiniz. Aynı zamanda yapılacaklar listesi oluşturabilir, alışveriş listesi, ekipçe takip edebileceğiniz iş listeleri geliştirebilirsiniz. Uygulamanın en keyifli yanlarından birisi de online desteği sayesinde, istediğiniz zaman konuya başkalarını da davet edebiliyor olmanız.
Manual uygulamasında iPhone’da varsayılan olarak gelen kamera uygulamasından farklı olarak; çekim hızı, odaklama ve sıcaklık gibi manuel olarak ayarlanabilen özelliklerin olmasıdır. Fotoğraftaki sıcaklık ve derinlik ayarlarını direk olarak ayarlayabilir, loş ortamlarda daha net çekimler yapabilirsiniz.
Farklı hava şartlarında aynı ayarlar ile çekilen fotoğraflarda istenmeyen sonuçlar oluşabilir. Manual uygulaması sayesinde, fotoğraflardaki sıcaklık ayarları ile oynayarak, istenilen sonuçlar elde edilebilir.
Simplenote uygulamasının en önemli özelliklerinin başında, alınan tüm notları diğer tüm platformlardan görebiliyor olmak geliyor. Alınan notların internet üzerinden yayınlanarak, paylaşılabiliyor olması da bir diğer önemli özelliği. Ayrıca, alınan notlara bütün cihazlardan erişilebiliyor olmakta yine avantajları arasında geliyor. Uygulama ile alınan notlar yedeklenip, silindiğinde geri getirilebiliyor.
iPhone üzerinde varsayılan olarak gelen Safari uygulamasından sıkıldıysanız, Google Chrome’un tam size göre olduğunu söyleyebilirim. Google Chrome’da arama yaparken, mobil tarayıcı ile konuşabilirsiniz. Aradığınız şeyi daha hızlı bulmak için, Google’ın sesli arama özelliğinin gücünden yararlanarak, sorularınızı sadece söylemeniz yeterli hale gelmiş durumda.
Web sayfalarını hızlı açması, cihaza özel kısayollar sunması, pilden tasarruf sağlaması diğer özellikler arasında geliyor.
Uyku alışkanlıklarını ve uyku analizinizi çıkartabilen Sleep Cycle uygulaması, iPhone’univmeölçer’ini kullanarak, uyku esnasında vücudunuzun hareketlerini algılıyor ve ne kadar derin uykuda olduğunuzu belirleyebiliyor.
Uygulama gece boyunca hareketlerinizi takip edebiliyor. Ne zaman derin uykuda olduğunuzu, ne zaman rüya gördüğünüzü, ne zaman hafif uykuda olduğunuzu ölçüp, dilerseniz bunları size saat ve grafik bazlı olarak gösteriyor. Kullanmak için tek yapmanız gereken; alarmı ayarlayıp, telefonunuzu yastığın altına koymak.
Microsoft Outlook uygulaması, Microsoft Exchange, Office 365, Outlook.com, iCloud, Gmail ve Yahoo Mail desteği sunuyor. Uygulama kullanıcıları, küçük fontla yazılmış e-postaları daha kolay okuma kolaylığına sahip oluyor. Uygulama aynı zamanda, birden fazla e-posta servisi kullananların sadece tek bir uygulamadan tüm e-posta iletişimlerini kontrol etme olanağı sunuyor.