Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1532

    Animal Crossing: Pocket Camp 15 milyonu gördü

    1

    Nintendo’nun yeni mobil oyunu Animal Crossing: Pocket Camp, ilk haftasında 15 milyon kullanıcı tarafından indirildi. Hızlı bir başlangıç olduğuna şüphe yok, işte detaylar…

    Animal Crossing: Pocket Camp, geçtiğimiz haftalarda haberini yaptığımız yeni Nintendo oyunuydu, kısa süre önce çıkışını gerçekleştiren yapıma dair ilk hafta verileri paylaşıldı.

    Buna göre Animal Crossing: Pocket Camp, yayında olduğu ilk haftada 15 milyon cihaza indirildi. Mobil oyun, geçtiğimiz salı günü çıkışını gerçekleştirmişti.

    Japonya’da 10. sırada

    Öte yandan gelirler açısından bakıldığında beklentilerin bir nebze altında kalındığı görülüyor, oyun Japonya’da en çok oyun-içi harcama yapılan 10’uncu oyunken ABD’de 72’nci sırada yer alıyor. Dolayısıyla birçok insan oyunu ya oynamıyor, ya da para harcamamayı tercih ediyor.

    Super Mario Run ilk haftasında 32 milyon kez indirilmişti

    Animal Crossing: Pocket Camp; Miitomo, Super Mario Run ve Fire Emblem Heroes’tan sonra Nintendo’nun dördüncü mobil oyunu. Super Mario Run ilk haftasında 32 milyon indirmeyle son derece sükse bir başarı yakalamıştı. Diğer taraftan Fire Emblem, 7 milyon kez indirildi.

    Oyunun zaman içindeki benimsenme durumunu görmek ilginç olacak gibi görünüyor. Elbette Nintendo Switch’e geldiğinde de işler bir nebze daha değişecek.

    Steep Road to the Olympics açık betası başlıyor

    0

    Kış Olimpiyat Oyunları PyeongChang 2018’in resmi oyunu olan Steep Road to the Olympics; kayak, snowboard, wingsuit ve yamaç paraşütü gibi dalları içeren açık dünya aksiyon spor oyunu Steep’in bir genişlemesi. Bu noktada ilgi çekici yeni gelişme ise Steep Road to the Olympics Açık Betasının 28 Kasım’dan 4 Aralık’a kadar oynanabileceğinin duyurulması. Detaylar, kontrolör cihazlarını harekete geçirecek türde…

    Açık Beta, Playstation 4 bilgisayar eğlence sistemi (PlayStation 4 Pro’daki gelişmiş özellikler dahil), Xbox One (Xbox One X’deki gelişmiş özellikler dahil), Uplay PC ve Steam’de tüm oyuncular için oynanabilir olacak.

    Açık Beta, Steep Road to the Olympics’ten 5 zorlu görev ve Japonya haritasının belirli bir bölgesinde ücretsiz gezinme şansı verecek.

    [vsw id=”Zw2UyIXet9A” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    Oyuncular, Güney Kore haritasındaki Downhill ve Big Air adlı iki olimpiyat etkinliğinde yarışabilecekler ve Japonya haritasında iki snowboard ve bir wingsuit yarışına girebilecekler. Oyuncular ayrıca Japonya haritasının bir bölümünü de keşfedebilecekler.

    Ubisoft Annecy’nin liderliğinde geliştirilen Steep Road to the Olympics’de oyuncular, Kış Olimpiyat oyunlarına katılmak ve 3 serbest stilde (Big Air, Half Pipe ve Slopestyle)altın madalya kazanan ilk atlet olmak için çalışan genç bir atletin hikayesine tanık olacaklar. Yarışma, Kış Olimpiyat Oyunları’nın gelecek Şubat 2018’de düzenleneceği Güney Kore dağlarında gerçekleşiyor. Oyuncular aynı zamanda eşsiz ve olağanüstü manzaralarıyla Japonya dağlarını keşfedebilecekler. Steep Road to the Olympics, 5 Aralık 2017’de PlayStation 4 bilgisayar eğlence sistemi Xbox One ve Windows PC’de satışa sunulacak.

    Counter-Strike Nexon: Zombies için yeni Sandbox modu duyuruldu

    0

    Dünya genelinde popüler olan Counter-Strike Nexon: Zombies’de yayınlanan yeni mod ile birlikte insanlara karşı zombiler dönemi başlıyor. İşte detaylar…

    2014 yılından bu yana dünyanın dört bir yanından milyonlarca oyuncu, sayısız saatler boyunca yeniden dirilenlerle savaşıyor, orijinal Counter-Strike ile birebir aynı vuruş hissine sahip yapımda zombilerle savaşılıyor.

    Nexon ise şimdi yapımın hayranlarını yepyeni ve çok beklenen Stüdyo Modu ile şaşırtmaya hazırlanıyor. Ücretsiz olarak edinilebilen Stüdyo Modu ile oyuncular, bugüne kadar eşi benzeri görülmemiş dinamik oynanış deneyimine bir de yaratıcılık ve bir şeyler inşa etme yeteneğini ekleme şansına erişiyor. Oyuncular gerçek birer harita tasarımcısı haline gelirken, yarattıkları haritaları da diğer oyuncular ya da düşmanlarıyla paylaşabiliyor.

    Counter-Strike Nexon: Zombies’in Stüdyo Modu, yeni haritalar ve seviyeler yaratabilmek adına sonsuz seçenek ile birlikte oyunculara sunuluyor. Build Scanner License, Build Minigun License ve Build License 2 Type yardımıyla oyuncular bir araya geliyor, yeni haritalar dizayn ediyor veya oyunda yer alan altı farklı haritayı istedikleri gibi modifiye edebiliyorlar.

    Modun içerisinde yer alan tuzaklar, engeller, saklanma alanları, düşman ya da dost yapay zeka oyuncular ile birlikte her oyuncuya kendi zombi cehennemini yaratma imkanı tanınıyor.

    Lenovo IdeaPad 720S satışa sunuluyor

    Lenovo’nun UltraSlim ailesinin en gözde üyelerinden IdeaPad 720S, 7. nesil Intel Core i7 işlemci gücü ile yüksek performans vaat ederken şık ve ince tasarımıyla da yüksek mobilite sunuyor.

    Bilgisayar üreticisi, sunucu alanında ve Motorola markası ile akıllı telefon pazarında büyüyen teknoloji şirketi Lenovo, UltraSlim ailesinin en gözde üyelerinden IdeaPad 720S ile stil, ve işlevselliği aynı potada eritiyor. IdeaPad 720S yaptığınız her işin üstesinden gelmeniz için yüksek işlemci gücü vadederken son derece kompakt ve şık tasarımı ile de göz dolduruyor.

    IdeaPad 720S, 7. nesil Intel Core i7 işlemci gücü ile yüksek performans vaat ederken en çok inceliği ve hafifliğiyle dikkat çekiyor. 14 inç ekran boyutuna sahip IdeaPad 720S, 1,55 kg hafifliğe 15.9 mm inceliğe sahip.

    Windows 10 işletim sistemi ile gelen IdeaPad 720S, hızlı şarj özelliği ve 14 saate kadar dayanan pil ömrü ile tüm gün hareket halinde olmanıza olarak tanıyor. Ek yüksek performanslı PCIe 256 GB SSD depolaması ile gelen cihaz, 8 GB belleği sayesinde hızlı ve kolayca çoklu görev gerçekleştirmenizi mümkün kılıyor.

    Eğlence ve üretkenlik ihtiyaçlarınıza ayak uyduracak şekilde tasarlanmış olan IdeaPad 720S, NVIDIA GeForce 940MX grafik kartı ile gelişmiş grafik performansı sunuyor. JBL Premium Audio hoparlörlere sahip dizüstü bilgisayar, müzik dinlerken ya da film seyrederken kristal netliğinde ses sunuyor.

    IdeaPad 720s’in platin gümüş rengi ile Türkiye’de satışa sunulacağı belirtildi.

    VR ekipmanları ilk kez tek çeyrekte 1 milyon sattı

    İlginç bir matematiği hazır olun! Sanal gerçeklik (VR) için geliştirilen kafaya takılan ekipmanların en güncel satış rakamları bir ‘ilk’ anlamı taşıyor. İşte detaylar…

    Araştırma kuruluşu Canalys tarafından yayınlanan yeni bir analize göre 30 Eylül itibarıyla biten ve Temmuz-Eylül arası dönemi kapsayan üç aylık dönemde toplam 1 milyon adet VR kulaklık satıldı. Bu rakama daha öncesinde, tek bir çeyrekte ulaşılamamıştı. Dolayısıyla VR’ın gördüğü ilgiye dair önemli işaretlerden biri olarak dikkat çekti.

    Canalys’e göre söz konusu ivmenin kaynağı ise düşen fiyatlar. Oculus’un fiyat indirimlerinin tüketicilerin ürünü benimseyerek satın almasına yardımcı olduğu belirtiliyor.

    Satış rakamlarına gelince;

    3 çeyrekte zirvedeki marka Sony…

    Sony 490.000 PlayStation VR (PS VR) seti sevkiyatı gerçekleştirerek pazar payı lideri oldu. Facebook’un Oculus Rist’i 210.000 adetlik sevkiyat ile ikinci sırada yer aldı. HTC ise 160.000 adet Vive VR tedarik etmeyi başardı. Bu üç şirket, VR seti pazarındaki satışların yüzde 86’sını ellerinde bulundurdu. Bir diğer detay olarak da Sony PS VR, tüm VR satışlarının yaklaşık yüzde 50’sinin arkasındaki ürün durumunda.

    Pokémon, 300 milyon barajını aştı!

    Pokémon oyunları, 25 Kasım 2017 tarihi itibarıyla önemli bir dönüm noktasını geride bıraktı. Serinin 300 milyon oyun satışına ulaştığı bilgisi kamuoyuyla paylaşılmış durumda.

    Grand Theft Auto ve Call of Duty serisinin şimdiye kadar 250 milyon adetlik satış elde ettiği düşünüldüğünde Pokémon’un büyük iş başardığı açık. Ancak listenin zirvesinde hala başka bir seri var; Super Mario…

    Super Mario, 311 milyon adetlik satışla tüm zamanların en çok satan oyun serisi konumunu koruyor. Üstelik bu Nintendo 2D ve 3D platformlarını içeriyor.

    Mario Kart yarış oyunları gibi tüm bileşenler dahil edildiğinde rakam 529 milyona çıkıyor. En nihayetinde ise Pokémon, en azından Super Mario serisini geçme şansına sahip.

    Pokémon, 3DS için Ultra Sun ve Ultra Moon’ın son sürümlerini yayınlıyor. Bu oyunlar, her şekilde milyonlarca adetlik satış yakalayacaklar (her oyununda olduğu gibi). Bununla birlikte Nintendo Switch uyumlu bir yapımı hala yok, bunun için çalışmaların sürdüğü kaydediliyor.

    Diğer yandan Super Mario Odyssey, Nintendo Switch için çıkmış ve ilk üç gününde 2 milyon adet satmıştı. Bir rekabetin söz konusu olacağı açık.

    Mario’nun yakın geleceği son derece parlak, Switch için yeni bir Super Mario oyunu veya 2D Mario oyunu muhtemel görünüyor.

    5 dakikalık şarjla 2 saat konuşturan telefon üretildi

    Akıllı telefon sektöründe öne çıkan rekabet konularından biri de şüphesiz şarj dayanıklılığı. Her ne kadar hala çoğu cihaz 3000 mAh ve civarında pil kapasitelerine sahip olsa da çeşitli teknolojilerle dikkate değer şarj dayanıklılığı argümanları söz konusu olabiliyor. Bu noktada kamuoyunda ses getiren, son derece iddialı bir adımın atıldığını belirtmemizin zamanı da geldi…

    Çin’deki önemli akıllı telefon markalarından Oppo, Android işletim sistemine sahip yeni akıllı telefonu A79’u görücüye çıkardı. Bu cihazın ince çerçeve ve bir orta segment akıllı telefona göre son derece zarif tasarımının dışında pil tarafındaki inovatif özelliği de dikkat çekti.

    Firma açıklamasına göre Oppo A79, sadece 5 dakika şarjda kaldığı taktirde kullanıcısına 2 saate varan konuşma süresi vaat ediyor. Ansızın biten pillerinin ardından örneğin 5 dakika süreyle şarj edilen akıllı telefonların büyük kısmı kısa süre sonra yeniden kapanabiliyor. Bu açıdan Oppo’nun önemli bir batarya adımı attığı anlaşılıyor. Peki piliyle fark yaratmayı hedefleyen modelin diğer teknik detayları neler?

    6 inç ekrana sahip

    Oppo A79, 6 inçlik Full HD çözünürlük sunan ekranla geliyor. Yüzde 86 ekran-gövde oranı, parmak izi okuyucusu, MediaTek Helio P23 işlemci, 4GB RAM, 64GB+microSD depolama, 16MP f/1.8 diyafram arka kamera/16MP f/2.0 diyafram ön kamera, Android 7.1 işletim sistemi; şampanya, altın, siyah ve mavi renk alternatifleri durumunda.

    Çin’deki satış tarihi 1 Aralık 2017 olarak açıklandı.

    Gran Turismo Sport

    0

    Otomobil yarışı tutkunları için bir süredir PlayStation 4 cephesi sessizdi. Gran Turismo serisinin son sürümünden tam 4 yıl sonra, Kazunori Yamauchi ve ekibi nihayet Gran Turismo Sport ile imdada koştular. Fakat Gran Turismo hala yarışta mı?

    Gran Turismo, büyük bir isim. 20 yılı aşkın süredir konsol oyuncularına aşina, her daim gerçek hayat deneyimi veren bir yarış simülasyonunu savunan bir isim. “Gerçek sürüş simülatörü” sloganı bu 20 yıllık gururun bir parçası.

    Bugüne dek küçük otomobillerden yarışın ağababası diyebileceğimiz, hatta ‘beygir gücü’ kavramından da yola çıkarak yarış atı kıvamındaki güçlü modellere kadar her şeyi sunan oyunun ‘Sport’ sürümünde bu gibi detayları sunmuyor.

    Grand Turismo 6’da olduğu gibi dinamik hava durumu sistemi ya da gündüz gece döngüsü bulundurmayan oyunda, selefi gibi 1.000’in üzerinde araç ve 100’ün üzerinde pist de yok. Gran Turismo Sport bu anlamda muhafazakar görünüyor, zira 177 araç ve 19 pist seçeneği sunuyor.

    Üç off-road yamacına ek olarak, Nürburgring veya Suzuka gibi gerçek yarış pistleri ile kurgu pistlerin karışımında yarış yapabiliyorsunuz. Bunlar ne kadar gerçekçi ya da başarılı olsalar da, günün sonunda aynı gerçeklikle karşı karşıya kalacağınızı unutmamalısınız; yıl 2017 ve bu pistlerin sayısı az.

    Oyunun Kariyer modu da bu sürümde mevcut değil. Bunun yerine ‘Arcade’ ve ‘Sports’ modlarını seçebiliyorsunuz. Bu durumda oyundaki en önemli şey, kampanyalar hâline geliyor. 64 adet görevden oluşan bu kısım, çeşitli senaryoları gerçekleştirmeyi sağlıyor. Bunlar belirli bölgede zamana karşı yarıştığınız pist deneyimi ile tamamlanıyor.

    Bu aşamada bronz, gümüş ve altın madalya alabiliyorsunuz fakat kariyerinizi parlatmak için sizi motive edemediğinden (ya da bunun için özel bir çaba eksikliği yaşandığından) eski oyunlar bu anlamda daha iyi bir noktada kalıyor diyebilirim.

    Oyun internet bağlantısı olmadığında biraz kısıtlanıyor, ancak artık buna gerçek bir dert diyemeyiz, zira PlayStation 4 ile internet olmadan bir şeyler yapmak günümüzde pek de manalı değil.

    Gran Turismo Sport’un odak noktası sizi internetten yarıştırmak. Sport adlı mod ile online yarışlara girilebiliyor. Geniş kapsamlı turnuva serilerine ulaşabileceğiniz bu ortamda, resmi FIA lisansı sayesinde gerçek bir sertifika alabilmek bile mümkün. Amansız bir yarışçıysanız, FIA Gran Turismo Dijital sertifikasını duvarınıza asarak siz de 20 yıllık serinin gurunun bir parçasını yaşatabilirsiniz.

    Online yarış modu, 20 oyuncuya kadar yarışları destekliyor. Bağlantı kalitesinde ya da oyunun akıcılığında hiçbir problem bulunmadığını da not düşeyim.

    Oyunun eksiklerinden bahsettik ama iyi yanlarını da atlamayalım. Her ne kadar son 20 yılda okuyacağınız birçok Gran Turismo incelemesinde bahsedilse de, yarış deneyiminin harika olduğunu tekrarlamakta sakınca görmüyorum. Farklı pistler ve hava durumlarına göre her aracın son derece gerçekçi bir kontrol deneyimi var. Özellikle rallilerde dış koşulların sizi ne kadar etkileyebileceğini görmek, otomobil severleri mest edebilir.

    Ancak bu gerçekçi sürüş deneyimi gözünüzü korkutmasın. Oyunda bolca ek sürüş desteği var. Bunlarla şehir içinde otomobili otomatik vitesle kullanıyormuş gibi bir deneyim de yaşayabilirsiniz. Tabii işin kolayına kaçmak sizi ne kadar tatmin eder, orasını bilemem.

    Oyundaki yapay zekaya da değinmeden geçemeyeceğim. Mükemmel sürücüden hata yapan ya da sıkı bir kapışmaya tutuşabilen rakiplere geçmenin zamanı gelmişti. Gran Turismo Sport bu konudaki değişimi ile daha gerçekçi yarış denehimi sunuyor, fakat yine de bir Forza Motorsport olmadığını söylemeliyim.

    Gran Turismo Sport, ciddi bir kariyer modu, otomobil ve pist sayısı gibi detayların eksikliğiyle serinin eski oyunlarını aratıyor. Fakat, pist deneyimi daha da iyi hâle gelmiş. Ayrıca online modu da eğlenceli saatler vaat ederek bu açığı kapatıyor.

    APS-C sensörlerin yükselişi

    0

    APS-C

    Son yıllarda birçok DSLR fotoğraf makinesinde ve aynasız modelde kullanılan APS-C boyutunda sensörler giderek daha fazla cihazda karşımıza çıkmaya devam ediyor.

    Günümüzde en çok kullanılan sensor boyutlarından biri APS-C  (Advanced Photo System type-C – Gelixmiş Fotoğraf Sistemi Tip C) olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle giriş seviyesi DSLR fotoğraf makinelerinin tamamında, orta seviye DSLR modellerin bazılarında ve aynasız fotoğraf makinelerinin birçoğunda bu boyutta bir sensör kullanır.

    Her markada boyut farklı

    Bu boyuttaki sensörlerin standart bir boyutu olmakla beraber markalara göre küçük değişiklikler de vardır. Örneğin Nikon’un APS-C sensör boyutu 23.6 x 15.6 mm’dir. Bu da tam kare boyuttaki sensöre göre 1.5X fokal çarpan olacağı anlamına gelir. Canon için APS-C sensörün boyutu ise 22 x 14.6 mm’dir. Fokal çarpan değeri anlamında ise 1.6X değeri ortaya çıkar. Sony de ise APS-C değeri Nikon ile hemen hemen aynıdır ve fokal çarpan değeri de bu markada olduğu gibi 1.5X’tir.

    Panasonic ve Olympus gibi Micro Four Thirds altyapısını kullanan fotoğraf makinelerinde ise çok daha küçük sensörler kullanılır. Genelde 17.3 x 13 mm boyutunda olan bu ürünlerin sensörlerinde fokal çarpan değeri 2X’tir.

    Pul boyutunda

    Nikon, Canon ve Sony gibi markalarda sensörler ortalama bir pul boyutundadır. Diğer markalarda ise sensörler daha da küçüktür. Sensörün küçük olması beraberinde bazı sorunlar da getirir: Fokal çarpan artacağı için geniş açı anlamında kullanımda çok daha küçük odak uzaklığı olan objektifler gerekir. Bu yüzden Micro Four Thirds altyapısı kullanan fotoğraf makinelerinde geniş açı 10 mm’den başlar. 2X fokal çarpan etkisinden dolayı bu 10 mm 20 mm’nin görüş açısını verecek şekilde bir görüntü oluşturur.

    APS-C sensör yayılıyor

    Yakın zamana kadar bu tarzda sensörler ağırlıklı olarak giriş/orta seviye DSLR ve bazı aynasızlarda kullanılıyordu. Fiyatların ucuzlaması, teknolojinin gelişmesi ve beklentilerin artması sebebiyle artık üreticiler APS-C boyutundaki sensörleri kompakt modellere de getirmeye başladı. Bugüne kadar genelde 1 inç boyutunda sensörler kullanan kompakt modeller de (sayısı az olsa da) sensörlerini büyütmeye başladılar. Bu tarz ürünlere örnek vermek gerekirse Canon Powershot G1 X Mark III, Fujifilm X70 ve Fujifilm X100F gibi modelleri sayabiliriz.

    Bu tarz ‘büyük’ sensör kullanan fotoğraf makinelerinin fiyatı şimdilik yüksek. Zira bu sensörlerin maliyeti hala biraz yüksek. Ayrıca bu tarz bir sensör kullanan fotoğraf makinesinin biraz daha özellikli olması bekleniyor. Bu beklenen özellikler arasında açıklığı iyi bir objektif de olduğu için bu tarz fotoğraf makineleri DSLR ya da aynasız rakiplerine göre çok daha pahalı oluyor. Hatta bazı durumlarda bu kompakt modeller orta seviye bir DSLR kadar pahalı olabiliyor. Ancak bu fiyat farkının hakkını verdiklerini de söylemek isterim.

    APS-C

    Öte yandan Full Frame yani tam boyutlu sensöre sahip fotoğraf makinelerinin hangi durumlarda tercih edilmesi gerektiği ile ilgili daha önce hazırladığım yazıyı yine bu sayfalarda okuyabilirsiniz. Konuyu daha önce yazdığım için burada fazla detaya girmiyorum.

    Genel bir kural olarak büyük sensör daha fazla detay ve daha geniş dinamik aralık anlamına geliyor. Ancak bunları alabilmek için iyi bir objektif ihtiyacı olduğu da bir gerçek. Günümüz şartlarında değerlendirdiğimizde APS-C boyutundaki sensörlerin fiyat/performans olarak en makul ve mantıklı boyut olduğunu söyleyebilirim.

    APS-C

    Bu boyuttaki sensörler biraz yavaş olsa da farklı modellere de gelmeye başladı. Maliyetlerin düşmesi ve teknolojinin ilerlemesiyle beraber daha küçük boyuttaki sensörlü fotoğraf makinelerinin de uzun vadede APS-C boyutuna terfi edebileceğini düşünmek mümkün. Yine de bunun için önümüzde birkaç yıl olduğunu da belirteyim.

    Işığınız bol olsun…