Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1470

    Huawei P Smart’ın Türkiye fiyatı açıklandı

    Huawei P Smart modelinin Türkiye fiyatı netlik kazandı. İşte cihazın öne çıkan özellikleri ve fiyatı…

    Kısa süre önce lanse edilen orta segment akıllı telefon modeli Huawei P Smart’ın ülkemizdeki fiyat etiketi açıklandı. MediaMarkt mağazalarında satışlarına başlanacak olan model 1.599 TL fiyatla potansiyel kullanıcılarına merhaba diyecek.

    Rekabetin son derece yoğun şekilde yaşandığı orta segment akıllı telefon seçenekleri arasında katılan Huawei P Smart, 5.6 inçlik büyük ekranıyla dikkat çekiyor. Donanımın çekirdeğini Huawei tarafından geliştirilen Kirin 659 işlemcisi alırken, cihazda ayrıca 3 GB RAM, 32 GB dahili depolama kapasitesi, 3000 mAh pil kapasitesi özellikleri öne çıkıyor. 32 GB hafızasına ek olarak microSD kullanılarak bu alanı daha da genişletmek mümkün.

    Kamerasıyla dikkat çekiyor…

    Akıllı telefonda kamera özellikleri de dikkate değer, arka kısmında çift kamera bulunuyor. 13 + 2 MP kamerası, birçok yazılımsal özellikle birlikte geliyor. Huawei P Smart ön kamerası ise 8 MP çözünürlükte fotoğraf çekimine imkan tanıyor. Özellikle selfie seven kullanıcılar için yeterli bir çözünürlük değeri olacağını belirtelim.

    Huawei P Smart tasarım anlamında da, büyük ekranına karşın çarpıcı argümanlar sunuyor. Sadece 143 gramlık ağırlığı ile 5 inç altındaki çoğu telefonla yarışır bir hafiflik söz konusu. Kalınlığı da 7,4 mm seviyesinde. İnce ve hafif bir 5.6 inç telefon olduğunu belirtmek mümkün.

    Bir pazarlama kanalı olarak Twitch 

    Şüphesiz YouTube video dünyasını domine eden en önemli platform, eminim bu konuda herkes hem fikirdir. Ancak son dönemde alternatif platformlardan olan Twitch’in özellikle oyun dünyasının fazlasıyla ilgisini çektiğini söylemek mümkün. Justin.tv’nin bir girişimi olarak 2011 yılında hayatına başlayan Twitch, esporun son 2-3 yıldaki yükselişiyle birlikte tamamen canlı oyun yayını yapılan bir platform haline dönüştü diyebiliriz. Ziyaretçilerini sadece izleyici olarak sınırlamayan aynı zamanda onların gerçek zamanlı olarak birbirleriyle iletişim kurmasına da izin veren Twitch.tv’yi her ay milyonlarca kişi ziyaret ediyor. Elbette markalar da buradaki potansiyelin farkındalar. Türkiye’de esporu yeni idrak eden markalarımız eminim çok yakın zaman içinde esporun hali hazırdaki en önemli yayıncısı olan Twitch’te daha fazla olmak için projeler geliştirecektirler. Peki markaların Twitch’i pazarlama stratejilerinin bir parçası haline getirmek için belli başlı nedenleri neler olabilir? Bu haftaki yazımda bir pazarlama kanalı olarak Twitch’i anlattım.
     
    Milenyum gençliği burada
    Pazarı etkileyecek yaşa gelen milenyum kuşağı bugünlerde pek çok markanın hedef kitlesi ve milenyum kuşağı Twitch izleyicisinin çoğunluğunu oluşturuyor. Sitenin aylık trafiği 100 milyonun üzerinden. Bu rakam Twitter kullanıcı rakamlarının yaklaşık 3’te biri. Diğer sosyal medya platformları kadar popüler olmasa da Twitch’e duyulan bağlılık ve özellikle de milenyum kuşağının bağlılığı hiç bir sosyal ağda yok. Pazarlama dünyası açısından bakıldığında Twitch açısından belki de tek sorun erkek izleyici kitlesinin kadınlardan çok daha fazla olması olabilir. Ancak izleyiciler toplam trafiğin dörtte üçünü oluştursa da Twitch’in günlük kadın ziyaretçi sayısı bile 830 bin.
    Pre-roll reklamlar
    YouTube’da olduğu gibi Twitch’te de pre-roll adı verilen video öncesi reklamlar mevcut. Yani ürünlerinizi tanıtması için herhangi bir Twitch yayıncısı ile anlaşmak zorunda değilsiniz. Twitch’te bu model çok yaygın. Neredeyse tüm yayınlar reklam ile başlıyor. Yayıncılar dilerse yayın esnasında daha fazla reklam alabiliyorlar. Bununla birlikte Twitch’te içerikler çok sıkı takip edildiğinden pazarlama için güvenli bir platform.
    Dünyayı ayağınıza getiriyor
    Twitch dünyanın her yerinden oyunculara ev sahipliği yapıyor. Bu da pazarlamacılara geniş yelpazede bir kitleye ulaşma imkanı sağlıyor. Twitch YouTube kadar popüler olmasa da ortalama bir izleyici bu platformda günde 1,5 saatini içerik tüketerek geçiriyor. Twitch yerelden ziyade global pazara ulaşmak isteyen markalar iyi fırsatlar sunuyor. Tabii platformda uygun bir içerik bulmak markanızı yerel lokasyonlarda binlerce kişinin önüne çıkarabiliyor.
    Henüz çok fazla keşfedilmemiş olması avantaj
    Twitch henüz diğer platformlar gibi reklamlarla kuşatılmış bir platform değil. Bu nedenle eğer reklam verecek bir platform arıyorsanız daha iyisini bulamazsınız derim. Üstelik Twitch artık yalnızca video oyunların yer aldığı bir platform da değil. Site içeriği her geçen gün genişliyor. Örneğin artık sitenin bazı kanallarında yemek programları yayınlanıyor. Bu sayede site farklı sektörler için reklam verilmeye uygun hale geliyor.
    Gerçek zamanlı iletişim imkanı
    Sosyal medya pazarlama araçları tüm markalar için faydalı. Twitch’in arkasındaki en büyük güç de sosyal yönü. İnsanların Facebook ve Twitter’ı sevme nedenleri de aynı aslında. Ancak bu platformlar gerçek zamanlı çalışmıyor. Bu sistemlerde bazen bir konuda cevap ya da tepki almak için uzun süre bekliyorsunuz. Twitch ise kullanıcılarına yayıncılarla gerçek zamanlı iletişim imkanı sunuyor. Bir soru sorduğunuzda cevabı anında alabiliyorsunuz. Twitch’deki bazı yayıncılar oyun seçimini izleyicilere bırakıyor örneğin. Bu sosyal etkileşim platformu daha güçlü hale getiriyor. Bu sayede iş izleyici sadakatine geldiğinde Twitch çok güçlü bir platform olarak öne çıkıyor. Twitch de sosyal olan sadece yayıncılar değil tabii ki. Twitch aynı ilgi alanlarına sahip izleyicileri de bir araya getirip sosyalleşmelerini sağlıyor.
    Esnek pazarlama seçenekleri
    Twitch’te pre-roll ile reklam yapmak son derece basit. Ancak dilerseniz daha yaratıcı yollar da bulabilirsiniz. Örneğin ABD’li oyun başlığı üreticisi Turtle Beach yayıncılara markadan bahsettikleri takdirde ücretsiz donanım hediye ediyor. Yani pazarlama yapmak için her zaman ödeme yapmanız gerekmiyor. Bazen yayıncıya yapılan bir teşvikle işi halletmek mümkün.
    Sürekli büyüyen bir platform
    2011 yılında hayatına başlayan Twitch’in 2012 yılında aylık izleyicisi sayısı 20 milyondu. 2014 yılının şubat ayında ABD’nin en çok tıklanan 4.sitesi olan Twitch’in ziyaretçi rakamları her yıl ikiye katlandı. Twitch son dönemde popülerliğini artırmaya devam ediyor. Sosyal ağın büyümeye devam etmesi hayatımızda olmaya devam edeceğinin de göstergesi. Twitch oyun dışındaki alanlarda da içeriklerin yer almaya başlaması ile izleyici kitlesi açısından da farklılaşıyor.
    Canlı yayın işi önemli
    İster TV ister online olsun canlı yayınlar izleyici tarafından her zaman en çok tercih edilenler. Twitch’in bu kadar güçlü olmasının sebebi de canlı yayın tarafı. Bu özelliği ile interaktif ve bağlayıcı olması. Bu da markaların Twitch’i tercih etmeleri için en önemli sebeplerden biri. Çünkü dünyada interaktivite söz konusu olduğunda bu seviyede bağlılık sağlayan platform sayısı çok az .
     
     

    iPhone’da Kurtarma Moduna Nasıl Geçilir?

          iPhone kullanıcılarının çok iyi bildiği gibi, cihaz ile alakalı bir çok sorun, çoğu zaman cihazı yeniden başlatarak çözülebilir. Ancak, bazı durumlarda iPhone’u kurtarma modu’na çekmek gerekebilir.

          Bu haftaki yazımda, iPhone’da kurtarma modu’nun ne zaman kullanılması gerektiği, kurtarma moduna nasıl geçileceği, kurtarma modundan nasıl çıkılacağı ve iPhone’a nasıl geri yükleme yapılacağı konuları üzerinde duracağım. Bir iPhone her ne sebeple olursa olsun kurtarma moduna çekildiğinde içinde bulunan bilgilerin silindiğini öncelikle ifade etmek isterim. Bu sebeple kurtarma modunu kullanırken oldukça dikkatli olmakta yarar var. Bu arada kurtarma modu sadece iPhone için değil, üzerinde IOS işletim sistemi çalışan bütün cihazlar için de geçerli olduğunu söylemek istiyorum.

          Kurtarma Modu Ne Zaman Kullanılmalı?

    iPhone kurtarma modu, aşağıda sıralanan durumlarda kullanılabilir.

    • iPhone’a yeni bir güncelleme geldiğinde, cihaz güncelleme bilgilerini almış olmasına rağmen, kapanıp açılma döngüsünde takılı kalıyorsa, muhtemelen ya cihazın şarjı oldukça düşük seviyededir ya da cihaz yeni güncellemeyi tam olarak kuramamıştır. Bu durumda kurtarma moduna geçilebilir.
    • Cihaza yeni bir güncelleme geldiğinde, yüklemenin başarısız olması ve cihaz iTunes’a bağlandığında görünmüyorsa, kurtarma modu denenebilir.
    • IOS işletim sistemi için yeni kararlı güncellemeden önce beta denilen test sürümlerde hata ile karşılaşıldığında kurtarma moduna geçilebilir.
    • iPhone açılırken Apple logosu veya iTunes iconu değişmeden kalıyorsa kurtarma modu düşünülebilir.

          IOS kullanan cihazı kurtarma moduna geçirerek geri yükleme yapmak, cihazdaki bütün bilgileri silecektir. Bu sebeple, cihazdaki bilgilerinizi iTunes veya iCloud üzerinde yedeklemiş olduğunuza emin olmanız gerekir.

    iPhone’u Kurtarma Moduna Geçirme

          iPhone 8 ve iPhone 8 Plus’a kadar IOS işletim sistemi kullanan cihazların kurtarma moduna geçirilmesi ile iPhone X modelinin kurtarma moduna geçirilmesi arasında farklılıklar bulunmakta. Apple’ın iPhone 7 modelleriyle birlikte iPhone’ların kurtarma moduna geçmesinde de değişiklikler oldu. Önceden, açma / kapama tuşlarıyla birlikte ana ekran tuşuna bastıktan sonra başlatılan kurtarma modu, iPhone 7 ve sonraki iPhone modelleriyle birlikte açma / kapama tuşu ile birlikte ses kısma tuşuna da aynı anda basılması şeklinde değişti.

          Bu yazıda kurtarma moduna geçirilecek cihaz olarak iPhone 7 düşünülecektir.

    • iPhone’u kurtarma moduna almadan önce üzerinde iTunes yazılımının son sürümünün yüklenmiş ve uygulamanın açılmış olduğu bir bilgisayara USB kablosu ile bağlı olması gerekiyor.
    • iPhone açma / kapama  tuşuna basılarak kapatılır.
    • Kapanan iPhone, yeniden açma / kapama ve ses kısma tuşuna aynı anda basılarak beklenir.
    • Cihazın ekranında Apple logosu ve aynı zamanda iTunes ekranında kurtarma modu çıkana kadar basılı tutup, ekranda iTunes logosu çıktığında artık cihaz kurtarma moduna geçmiş olacaktır.

    iPhone X’i Kurtarma Moduna Alma

          iPhone X’i kurtarma moduna almak için öncelikle cihazın iTunes bağlantısının yapılması gerekiyor. Cihazın açma / kapama tuşuna basıp aynı zamanda ses kısma tuşuna aynı anda basıldığında, ekranda Apple logosu çıkana kadar beklenir. Daha sonra da iTunes logosu görünür. iPhone X’i kurtarma modundan çıkartmak için ise cihazın iTunes ile bağlantısını sağlayan kabloyu çıkartıp, açma / kapama tuşuna Apple logosunu görene kadar basmak yeterli olacaktır.

    iPhone’u Kurtarma Modundan Çıkarma

          Gerek iPhone X modelinde ve gerekse de diğer iPhone modellerinde cihazları kurtarma modundan çıkartmak için öncelikle cihazın iTunes başlantısını sağlayan USB kablo bağlantısı kesilir. Cihazın açma / kapama düğmesine cihaz kapanana kadar basılır. Yeniden cihazın açma / kapama tuşuna basılarak cihazın açılması beklenir.

    iPhone’u Geri Yükleme

          iPhone kurtarma moduna alındıktan sonra USB kablo ile iTunes’a bağlantısı sayesinde ekranda çıkan önergeler takip edilerek, geri yükleme yapılabilir. Daha önce de ifade ettiğim gibi; resimler, müzik ve diğer bilgilerin olduğu cihazı kurtarma moduna almadan önce iTunes üzerinden bilgisayara veya iCloud üzerinden Apple sunucularını yedeklemek oldukça önemlidir. Kurtarma moduna alınan cihaza iTunes üzerinden cihaza uygun işletim sistemi internet üzerinden indirilerek kurulur. Daha sonra da daha önce alınan yedekler yeniden iPhone’a yüklenir.

    Kurtarma Modu Çalışmadığında

          iPhone’u kurtarma moduna alma da sorunu çözmüyor veya cihaz kurtarma moduna bile alınamıyorsa, sorun kendi başınıza düzeltebileceğinizden daha ciddi olabilir. Bu durumda yardım alabilmek için bir Apple Mağazasından destek alabilirsiniz.

          iPhone akıllı telefonunuzda yukarıda anlattıklarımı uygulamanızı gerektirecek bir sorun yaşamamanızı umarak, bütçenize uygun iPhone modelleri için bu linki kullanabilirsiniz.

     

    Araştırma: Android kullanıcıları, iOS kullanıcılarından daha sadık

    0

    Android kullanırken bunu bırakıp iOS cihaza geçiş yapma sıklığı, artık iOS’den Android’e geçişten daha düşük. İşte detaylar…

    Çok uzun yıllardan beri mobil işletim sistemleri arasındaki rekabettin hız kesmeden devam ettiğine tanıklık ediliyor. iOS mi Android mi sorusu da gündemden asla düşmeyecek gibi. Bununla birlikte iOS işletim sistemi, iPhone, iPad ve iPod touch cihazları ile birlikte hatrı sayılır bir kullanıcı sadakati sağlıyor.

    Önceki yıllarda iOS işletim sistemini kullanan bir cihaz sahibi olan kimsenin, bu deneyimini bırakıp Android işletim sistemine sahip farklı bir cihaza geçiş yapması sık rastlanabilir bir durum değildi. Ancak son araştırmalar gösteriyor ki bu durum değişti.

    Android işletim sistemine sahip akıllı telefon ve tabletlere, iOS kullanıcılarının geçiş yapma oranında artış görülüyor. Bu durum oldukça şaşırtıcı, çünkü önceki yıllardaki eğilimin değişmekte olduğuna işaret ediyor.

    Yüzde 91!

    Bu alanda yapılan bir araştırmaya göre Android kullanıcılarının %91’i işletim sistemlerine uzun süreli kullanmaya devam ederken iOS’de bu oran %86. Dolayısıyla Android kullanıcıları genellikle iOS’e daha az sıklıkla geçerkeni iOS’den Android’e geçişlerde durum bir nebze daha farklı.

    MediaMarkt’ta satışta olan akıllı telefon modellerini yakından incelemek ve online alışveriş ile satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.

    Teknoloji dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz. Takipte kalınz.

    Yeni CoD oyunu yolda!

    Call of Duty severlerin merakla beklediği ‘sonraki oyun’ için heyecan verici gelişmeler söz konusu…

    Konsol veya PC sahibi olup da, Call of Duty serisi olmadan bir yıl nasıl geçer diye soranlardansanız, size iyi bir haberimiz var. Oyun serisi, her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni bir macerayla meraklılarının karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Üstelik geliştiricisi yeni Call of Duty oyununun çıkış tarihini de resmi olarak açıkladı.

    Buna göre en yeni versiyonu olan Call of Duty: Black Ops 4, 17 Mayıs’ta detayları ile kamuoyunun karşısına çıkacak, oyunseverlerle buluşacağı tarih ise 12 Ekim 2018. Şimdili yapımla ilgili bilinen herhangi bir detay bulunmuyor. Bununla birlikte geliştirici ekibin değişmemiş olmaması, önceki seriden izlerle karşı karşıya olunabileceğine işaret ediyor.

    Önceki oyunlarda olduğu gibi bu kez de aynı stüdyo tarafından geliştirildiği bildirilen yapım henüz tam olarak netlik kazanmış olmayan bir senaryoya sahip. Bununla birlikte önceki Call of Duty: Black Ops serilerine benzer bir deneyim söz konusu olacak.  

    Kısa da olsa bir video yayınlandı…

    Haberin devamında  oyunun tanıtım videosunu görebilirsiniz. İyi seyirler dileriz.

    [vsw id=”Cj59RiJSWUo” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    MediaMarkt’ta satışta olan tüm oyunları incelemek, online alışveriş ile  kısa süre içerisinde satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.

    Oyun dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz. Takipte kalın.

    MSI’dan iki yeni mekanik oyuncu klavyesi

    MSI, yeni mekanik oyuncu klavyeleri yeni Vigor GK80 ve Vigor GK70’i duyurdu. İşte detaylar…

    Oyun bilgisayar ve ekipmanları konusunda öne çıkan markalardan biri olan MSI, iki yeni ürün duyurdu. Yeni nesil MSI Vigor GK80 ve Vigor GK70 model isimlerine sahip mekanik oyuncu klavyeleri, aydınlatma özellikleri ile dikkat çekti.

    Mystic Light adı verilen aydınlatma sistemine sahip olan her iki model, ayrıca tamamen özelleştirilebilir tuşlarla geliyor. Anodize alüminyum taban kısmı sayesinde sağlam bir yapı vaat edilirken tuşların yüksekliği sayesinde daha kolay temizlenebileceği ifade ediliyor.

    İddialı özellikler…

    Cherry MX RGB LED tuş anahtarlarına sahip olan modellerde bilek desteği kısmı, yedek tuş kapakları, özel multimedya tuşları, aktarıcı özellikli USB portu ve hotkey desteği diğer öne çıkan özellikleri arasında yer alıyor. Oyuncular için hız ve performans anlamında önem taşıyan mekanik klavyeler açısından bir diğer önemli gereklilik olan mütevazı fiyat etiketleri de söz konusu modellerde yüzleri güldüreceğe benziyor. Henüz Türkiye fiyatları açıklanmayan modellerin fiyatlarının ABD için 124 dolardan başladığı kaydediliyor.

    MediaMarkt’taki her bütçeye uygun oyuncu ekipmanlarını incelemek ve online alışverişle satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.

    Oyun dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Lenovo S5 göründü

    Lenovo S5 modeli, Çin’de tanıtım tarihi ve bazı detayları ile resmi tanıtımından önce ortaya çıktı. İşte detaylar…

    Son dönemde akıllı telefonlarıyla çok sık gündeme gelmeyen teknoloji şirketi Lenovo’nun sonraki modellerinden birine işaret eden gelişmeler yaşandı. Çin merkezli öncü markanın yöneticilerinden Chang Cheng, Lenovo S5 model ismine sahip bir modelin 20 Mart 2018’de lanse edileceğini duyuran görseli, medya ağı Weibo üzerinden paylaştı.

    Açıklanacağı tarihin duyurusunun yanı sıra modelin S serisi ürün grubuna dahil olacağı da bu sayede netlik kazanmış oluyor. Ayrıca başka bilgiler de var…

    İddia: 6000 mAh pille geliyor…

    Lenovo S5 modelinin oldukça büyük bir pil kapasitesiyle geleceği kaydediliyor. Bu yöndeki bilgi 6.000 mAh pile sahip olduğu yönünde. Cihazın yine önceden paylaşılmış bir görselinde eğimli bir tasarım ve parlak metal gövdeyle geleceği de görülmüştü. Bu yöndeki bilgi de aynı Lenovo yöneticisi tarafından, birkaç ay önce paylaşılmıştı. Dolayısıyla Chang Cheng, Lenovo S5 akıllı telefon modelinin adeta tanıtım çalışmalarından yer alan bir isim halini aldu.

    Bunun dışında henüz Lenovo tarafından Android işletim sistemine sahip akıllı telefon modelinin tanıtım tarihi ve detayları hakkında onay maiyetinde bir açıklama gelmiş değil. Nihai şekilde Lenovo S5’e dair tüm her şeyin önümüzdeki günlerde ortaya çıkması bekleniyor.

    Teknoloji dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz. Takipte kalınız…

    NOT: Görsel temsilidir.

    2018 Giyilebilir teknoloji modası

    Giyilebilir teknolojiler hiç olmadığı kadar revaçta. Adeta bir stil trendi söz konusu ve bu yöndeki tüm ivmenin arka planı Apple Watch serisiyle çevrelemek mümkün. Şüphesiz bu bilinirlik açısından bilgisayar ve mobil cihaz üreticisinin sunduğu akıllı saat, birçok açıdan sağladığı etkiyle giyilebilir teknoloji akımının seyrini değiştirdi.

    Günümüzde akıllı saatler, akıllı bileklikler, ceketler, trençkotlar, ayakkabılar, çoraplar, şort, tayt ve aklınıza gelebilecek hemen her türlü ‘giyilebilen’ şey, sensörler ve bağlantı özellikleri ile donatılmış halde yapılandırılabiliyor. Peki 2018’de bu alandaki moda nelere işaret ediyor? Hem kadınlar, hem erkekler için hayatı kolaylaştıran hangi teknolojileri ‘giymek’ lazım? Yanıtlara geçiyoruz…

    MEZZI akıllı çanta

    Geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir çanta şirketi olmak istemeyen İtalyan MEZZI, tasarım, yenilikçilik ve özgünlük eksenindeki en yeni bir çantadan beklenecek teknoloji argümanları da vaat ediyor. Mobil cihaz (iOS ve Android) veya bilgisayar şarjı için bir pil ünitesiyle birlikte gelen çantalar, aynı zamanda Bluetooth üzerinden telefon sesini yükseltip-kısma fonksiyonu da sunuyor. Tuhaf görünebilir ama çantanızı fener olarak da kullanabiliyorsunuz.

    EMBR Wave

    Sağlık alanındaki bu giyilebilir teknoloji ürününde esas alınan konu vücut ısınız. Eğer ateşiniz fazla veya düşükse EMBR Wave’in düğmesine basıyorsunuz ve size termal rahatlama sağlıyor. Aslında sıcak havada bileğinizin üzerine buz parçası koymanız gibi bir şey söz konusu. Bu sayede daha soğuk veya sıcak hissediyorsunuz. Son derece ilginç ama fonksiyonel olduğuna şüphe yok.

    FreeStyle Libre system

    Şeker hastalığı veya tıptaki tanımıyla diyabet hastalığı ülkemizde son derece yaygın. Üstelik sağlıksız beslenmenin olumsuz sonuçlarından biri olarak şeker hastası olan insanların sayısı tüm dünyada hızla artıyor. FreeStyle Libre bu alanda sunulan bir teknolojik aygıt. Vücudunuzda yapışık halde duran bir sensör ve ekran içeren cihazdan oluşuyor. Özelliği sahip olduğu sensörler vasıtasıyla interstisyel sıvı glikoz seviyelerini sürekli olarak izlemesi. Ayrıca son 8 saat için insulin glikoz seviyesi, aktivite ve beslenme durumu gibi veriler de sağlıyor. En nihayetinde ise mevcut glikoz değerinizi anbean görebiliyorsunuz; kan çubukları ve parmağınızı delerek şeker ölçümü yapma zorluğuna teknolojik bir çözüm özetle.

    S +

    Her ne kadar giyilmese de geleceğe dair işaretleri açısından önem taşıyor. S + başucunuzda duruyor ve biyo-hareket teknoloji ile uyku takibini uzaktan yapıyor. Bunun için gereken kol veya vücudun birçok noktasına temas eden giyilebilir teknolojilerin aslında ‘temassız’ bir formda işlev sunabileceklerine dair örnekler arasında yer alıyor.

    Gravity Blanket (Yer çekimi battaniyesi)

    Teoride üzerinizde duruyor olabilir ama bunu boşverin, Gravity Blanket toksik olmayan plastik paletler ve klasik tekstil ürünlerinin karışımı şeklinde dizayn edilmiş. Üstelik tel, pil, düğme ya da uygulama olmaksızın çalışıyor; derin basınç uyarma tekniğinden ilham alıyor, serotonini artırıp kortizolü azaltıyor ve bu sayede stres, endişe hatta otizm spektrum bozukluğu ile TSSB semptomlara dahi iyi geldiği belirtiliyor.

    Ralph Lauren ve Key Tech’in kendinden ısıtmalı ceketi
    Ceketlerin sadece kalınlık ve malzemeyle (kuş tüyü gibi) daha sıcak tutma devri sona erdi. Ralph Lauren ve Key Tech tarafından geliştirilen ve sahip olduğu pil takımları sayesinde kendi kendini ısıtan bu ceket, soğuk kış günlerinin ilacı olabilir. Fütüristik ceket, ısı ileten malzemesi sayesinde özellikle yüksek rakım ve karlı ortamda son derece yüksek verimlilik vaat ediyor.

    ZOZOSUIT

    Bu inovasyon gerçekten çarpıcı… ZOZOSUIT sayesinde M, S, L, XL… Hangi beden olduğunuzun hiçbir önemi kalmıyor, üzerindeki teleskopik sensörler sayesinde bedeninize göre uyarlanıyor, senkronizasyonu akıllı telefon üzerinden gerçekleştiriyorsunuz, yani kol kısmınızı biraz sıkı ya da göbeğinizi daha rahat bırakmak istiyorsanız bu mümkün.

    Detay:
    Chanel mağazalarını AR teknolojisiyle donatacak

    Fransız moda devi Chanel’in gelecek stratejilerinden biri de artırılmış gerçeklik mağazaları etrafında şekilleniyor. Akıllı aynalarda giyilen kıyafetlerin kendiliğinden üzerinizde görünmesi, dijital alışveriş personeli gibi öğelerle yakında bilim kurgu filmlerinden taşan inovatif bir mağaza deneyimi söz konusu olacak.

    Asphalt 9: Legends nihayet mobilde!

    Yarış severlerin merakla beklediği Asphalt serisinin mobil oyunu Asphalt 9: Legends, artık iOS platformunda indirilebilir durumda. Android kullanıcıları ise bir müddet daha beklemek durumunda…

    Tasarımı ve genel olarak keyifli detayları ile mobil oyun meraklılarından tam not alan Asphalt 9: Legends, tam 60 sezonu bulan olağanüstü uzunluğuyla dikkat çekti. 800’den fazla yarış anlamı taşıyan bu sayı, oyunun neredeyse sonsuza kadar sürmesine yol açabilir (!) Neyse ki abartıyoruz…

    Asphalt 9: Legends’ta bulunan touch drive özelliği de deneyim anlamında öne çıkıyor, kullanıcılar bu ilginç form faktör sayesinde dokunmatik ekran üzerinden verimliliği daha yüksek bir kontrol mekanizmasının keyfini sürebiliyorlar.

    Aman dikkat!

    1,4 GB’lik dosya boyutu ile son dönemin depolama alanına en çok gereksinim duyan mobil yapımlarından biri ile karşı karşıyasınız. Oyunu indirmeden önce, data kullanımında seçeneğinizi Wi-Fi olarak güncellemenizde fayda olacağının altını çizerim.

    [vsw id=”AyvkC4Cs0n0″ source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

     Boyutu ile son dönemin depolama alanına en çok gereksinim duyan mobil yapımlarından biriyle karşı karşıyasınız. Oyunu indirmeden önce, data kullanımında seçeneğinizi Wi-Fi olarak güncellemenizde fayda olacağının altını çizerim. Oyunun android platformuna ne zaman geleceği henüz belli değil ancak kısa süre içerisinde bunun gerçekleşmesi bekleniyor.

    Oyun dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz. Takipte kalınız.

    Formula E, Motorsporların Yükselen Gözdesi

    0

    Çevreye duyarlı olmak adına her geçen gün bilinç düzeyimizi artırmalı ve önlemleri almalıyız. Bu konuda hiç şüphe yok. Birey olarak attığımız çöpten, toplum olarak en geniş kapsamlı tüketim alışkanlıklarımız, bizden sonraki nesillere gezegenimizi nasıl bırakacağımızı belirleyecek. Her geçen gün kırmızı çizgilere daha da yakınlaşırken eğlence sektörü de bu anlamda vizyon yenilemeye başladı. İşte bu kapsamda otomobil sporları başta olmak üzere genel olarak motorsporların yakın vadede imaj geliştirmeye ihtiyacı var. Erken davranan spor dallarından biri de Formula E.

    Formula E
    Formula E, az gürültülü ve çevreci otomobillerden oluşuyor

    Formula E Nedir?

    Formula One ve IndyCar yarışlarına benzeyen bir otomobil yarışı olarak tanımlanabilir. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Formula E’de 10 takım yarışıyor. Sporun ismindeki E harfi de tahmin ettiğiniz üzere elektrik anlamına geliyor. Dolayısıyla pistte Formula 1’a göre çok daha farklı bir sese sahip, hızı 225 kilometreye varan araçları izlemek mümkün. Bu arada pist dışında da Berlin, Zürih, Buenos Aires, Hong Kong, Mexico City, Paris ve New York gibi şehir etaplarının da Formula E’ye büyük seyir zevki kattığını hatırlatalım. Ancak bu sporu asıl özgün kılan şey yarışan tüm otomobillerin %100 elektrikli olması. Bu da diğer sporlarda tek tük rastladığımız deneysel elektrikli otomobil tercihine nazaran oldukça radikal bir karar.

    Sokak yarışları
    Sokak yarışları Formula E’yi seyir açısından cazip hale getiriyor

    Sponsor Desteği ile Gelecek Sağlam

    3 saniyede 100 km’ye varan otomobiller performans olarak Formula 1 ve F2’nin gerisinde kalsa da teknolojinin bu spora katkısı biraz daha farklı yönde oluyor. Mühendisler daha çok ses, daha doğrusu sessizlik üzerinde yoğunlaşıyor. Şu an için 80 desibel gürültü seviyesine sahip araçlar gündelik kullanımdaki benzinli otomobillerden sadece 10 desibel yüksek. Yani geliştirme sürecinde çevreye sıfır fosil yakıt salınırken gürültü kirliliği de dikkate alınıyor. Buna ek olarak geçtiğimiz yıl 170kW olan araçlar bu sene 180kW’a çıkmış durumda. Hiç şüphe yok ki bu tarz gelişmeler Formula 1’in binek otomobillere sağladığı katkı gibi elektrikli otomobillerin de evrimini hızlandıracak. Zaten bu spora erken yatırım yapanların en büyük amacı da çığ gibi büyümesi beklenen elektrikli otomobil dünyasında öndeki koltukları kapmak. Dört yıl önce hem sorunları en aza indirgemek hem de pilotajı öne çıkarmak için tüm araçlar Renault marka iken bugün Audi, ABT Schaeffler, Andretti Technologies, DS-Virgin, Jaguar, Mahindra, NextEV TCR ve Venturi gibi üreticiler devreye girmiş durumda. Sporun en yeni destekçisi ise robotik ve hareket, endüstriyel otomasyon ve güç şebekeleri alanlarında hizmet sunan İsveç kökenli ABB firması. Firmanın CEO’su Ulrich Spiesshofer, geçtiğimiz günlerde 7 yıl süreliğine 100 milyon dolara yarışın ismine sponsor olduklarını açıkladı. Bundan sonra yarışlar ABB Formula E olarak koşulacak.

    Seyircinin “Gerçek” Desteği

    Ülkemizde Eurosport 1’den yayımlanan yarışları internetten izlemek de mümkün. Her yarışı daha etkileşimli hale getirip sporu yaymak için konser ve canlı gösteriler düzenleniyor. Bu sayede izleyici ve sporcularla daha sıcak bir büyüme hedefleniyor. Etkileşimin seviyesini biraz daha artırmak üzere Fanboost isminde bir özellik devreye sokulmuş. Fanboost ile sosyal medyada en çok destek gören ilk üç yarışçıya özel, yarış esnasında kullanabilecekleri kısıtlı güç artırım seçenekleri veriliyor. Yarışa 6 dakika kalana dek takipçilerin destek sunabilmesi heyecanı zirvede tutuyor. Siz de program akışını takip etmek ve daha fazla bilgi sahip olup bu sporun takipçisi olmak için bu adresi takipte kalın. Kim bilir belki yakın bir gelecekte bir zamanlar Formula 1’e ev sahipliği yapmış ülkemizde Formula E izleme şansını yakalar hatta bir de Türk takımı ile bu şampiyonada yerimizi alırız.