Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1856

    En iyi sanal gerçeklik uygulamaları

    0

    Son dönemde en çok konuşulan konulardan birisi sanal gerçeklik. Piyasaya baktığımızda Samsung, HTC ve Sony gibi birçok şirketin sanal gerçeklik ile ürünler çıkardığını görüyoruz. Google Play ve diğer sanal gerçeklik cihazları sunan şirketlerin sahip oldukları uygulama mağazalarında sanal gerçekliğe yönelik uygulamaların sayısı artıyor. Basit bir karton gözlükten gelişmiş bir yapıya sahip gözlüklere kadar sanal gerçeklik uygulamalarından yararlanmak mümkün.

    Sanal gerçeklik uygulamaları sadece oyunlar, etrafı gezmek ya da filmler için değil aynı zamanda eğitim alanında da kullanılabiliyor. Ayrıca birçok şirket de sanal gerçekliği ürün ve hizmetlerini kullanmak için de kullanabiliyor. Çeşitli otomobil üreticileri, oteller ve diğer sektörlerdeki şirketler bu yönde uygulamalar geliştirmeye ve videolar yayınlamaya devam ediyor. Yakın bir gelecekte birçok şirket, hatta online alışveriş siteleri dahi ürünlerini deneyimletmek için sanal gerçeklik uygulamalarını kullanacak. Sanal gerçeklik gözlüklerinin ve uygulamalarının iyice yaygınlaşması ile birlikte bunu çok daha fazla hissedebileceğiz.

    Bu haftaki yazımızda sanal gerçeklik için en çok ilgi çeken, sanal gerçekliğin bugün ve gelecekte ne derece önemli olacağını gösteren birkaç uygulamayı ve oyunu sizlere tanıtmak istiyoruz.

    Hidden Temple

    Bu oyun sayesinde sanal gerçeklik gözlüğünüzü kullanarak eski zamanlardan kalmış bir tapınak içerisinde hazine avına çıkıyorsunuz. Oynaması oldukça kolay olan oyunun 3D grafikleri ve 3D sesleri de oldukça iyi. Eğer sırf nasıl bir oyunmuş diye bakmak istiyorsanız VR gözlüksüz de oynayabilirsiniz. Oyunu 2 TL karşılığında indirebiliyorsunuz. Oyunun sınırlı ücretsiz sürümü de bulunuyor.

    https://play.google.com/store/apps/details?id=com.hg.hiddentemple&hl=en

    hidden_template

    Flcker VR

    Sanal gerçeklik uygulamaları arasında fotoğraf konusunda en başarılı uygulamalardan birisi Flicker VR. Sanal gerçeklik gözlüklerini kullanarak dünyanın birçok farklı yerini, müzeleri, binaları ve içlerini, doğa ve diğer konulardaki fotoğrafları gerçekçi bir şekilde görebiliyorsunuz. Bu fotoğraflara bakmak ve keşfetmek için https://www.flickr.com/vr adresini ziyaret edebilirsiniz.

    flicker_vr

    VRSE

    Eğer sanal gerçeklik gözlüklerinizi yüksek kaliteli videolarla kullanmak ve deneyimlemek istiyorsanız VRSE’yi kesinlikle denemeniz gerekiyor. Çok yüksek kaliteli videoları izleyebileceğiniz uygulamada çeşitli belgeseller ve video klipler bulunuyor. Google Cardboard veya Samsung GearVR ile kullanabiliyorsunuz.

    http://www.vrse.com/

    vrse

    Orbulus

    Orbulus, San Francisco’dan Paris’e kadar birçok yeri 360 derece keşfetmenizi sağlayan bir uygulama. Hatta Mars’a dahi göz atabiliyor ya da bir çamaşır makinesinin içinde gezerek nasıl çalıştığını görebiliyorsunuz. Google Cardboard ya da Samsung GearVR ile kullanılabiliyor.

    https://play.google.com/store/apps/details?id=com.VRCraftworks.Orbulus&hl=en

    orbulus

    Rollercoaster

    Eğer gerçek hayatta Rollercoaster’a binmeye korkuyorsanız ya da çekiniyorsanız bu simülatörü deneyebilir ve her ne kadar gerçek olmasa da en azından nasıl bir şey olduğunu görebilirsiniz.

    https://play.google.com/store/apps/details?id=com.frag.vrrollercoaster&hl=en

    rollercoaster

    Random42

    Bu uygulama ile insan vücudunun içinde 3 boyutlu olarak dolaşabiliyorsunuz. Oldukça gerçekçi üç boyutlu görüntülere sahip uygulamada damarların içinde akyuvarlar ve alyuvarların arasında dolaşabiliyor, yanınızdan geçen bir bakteriyi görebiliyorsunuz.

    https://play.google.com/store/apps/details?id=com.random42.Random42VR&hl=en

    random42

    Arizona Sunshine

    Son dönemde zombilerin yer aldığı diziler ve oyunlar oldukça popüler. Bu kadar oyun ve dizinin arasında zombilerin olduğu bir VR oyunu olmaz mı. Vertigo Games’in HTC Vive için geliştirdiği bu oyun zombilerin üç boyutlu dünyasına girmenizi sağlıyor. Oyun sayesinde üç boyutlu ve gerçekçi bir ortamda yaşayan ölüleri ortadan kaldırmaya çalışıyorsunuz. Oyunun videolarına ve görsellerine http://store.steampowered.com/app/342180/ adresinden göz atabilirsiniz.

    arizona_sunshine

    The Mercedes VR

    Sanal gerçeklik birçok şirketin hedefindeki uygulamalar arasında yer alıyor. Bu şirketlerden birisi de Mercedes, Mercedes için özel olarak geliştirilen bu uygulamada, otomobilin içinde gezebiliyor, ön panelini yakından inceleyebiliyor, otomobilin içinde 360 derecelik bir kullanım deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Google Cardboard ve diğer sanal gerçeklik gözlükleriyle uygulama kullanılabiliyor.

    https://play.google.com/store/apps/details?id=com.Visualise.MercedesDK2&hl=tr 

    mercedes

    Dokuzuncu Gezegen Gözüktü!

    0

    İnsanlığa umut ve heyecan veren uzay görevlerine bir süredir rastlamıyorduk. NASA, çeşitli nedenlerden dolayı bu görevlere ağırlık vermemeyi tercih etmişti. Ancak son yıllarda durum bir hayli değişti. 2009’da başlayan Kepler görevlerinin sonucunda bulunan ve Dünya’mızdan 490 ışık yılı uzaklıktaki Kepler-186f, Dünya dışı ilk yerleşilebilir gezegen olma unvanını kazandı. “Orada bir köy var uzakta, gitmesek de…” türküleri söylerken son bir gelişme de Güneş Sistemi’mizdeki yeni gezegenden geldi.

    Dünya'mızın kuzeni sayılan Kepler...
    Dünya’mızın kuzeni sayılan Kepler…

    Plüton’un ilerisi…

    Bugüne kadar Plüton, insanlık için uzay haritamız açısından bir sınırdı. Fakat Konstantin Batygin ve Mike Brown isimli iki astronom, yeni bir gezegenin var olma ihtimalini hiç olmadığı kadar canlı bir şekilde bilim dünyasına sundu. Peki, bugüne kadar yeni gezegen neden görülmedi? Bunun birçok nedeni var ancak temel olarak Güneş Sistemi’mizin devamlı dönüş halinde olması açıklama olarak kabul ediliyor. Güneş Sistemi’nin oyuncuları yer değiştirdikçe daha önceleri görmemizin mümkün olmadığı kısımlara yeni bir açıdan bakabiliyoruz. Bir de teknolojinin gelişmesiyle yeni algılayıcılar ve güçlü işlemcilerle daha doğru hesaplamalar yapılabiliyor. Batygin ve Brown da gece gündüz bu hesaplamaları yapıyor. Hatta onlara göre Plüton’un ardından bir değil birkaç gezegen daha keşfedebiliriz. Şimdilik gözlerin çevrildiği Dokuzuncu Gezegen’e bakacak olursak onun Dünya’mızdan on kat büyük olduğunu söylemek mümkün. Yeni gezegenin Güneş’in etrafında tam bir tur atması 10,000-20,000 yıl arası sürebiliyor. Dolayısıyla bu hantal yeni takım oyuncusunun daha önce keşfedilmemiş olması da bir nebze daha anlam kazanıyor. Peki, Güneş Sistemi’mizin yeni üyesi neden yeterince ilgi görmedi? Bunun bir nedeni Einstein’a yeniden itibar kazandıran yerçekimsel dalgalarının ispatlanmasının kamuoyunda büyük yankı uyandırması. Çünkü iki keşif de birbirine yakın tarihte gerçekleşti. Asıl diğer etken ise bir yanılma payının bulunması. Evet, ne yazık ki yeni gezegenin varlığı %100 olarak ispat edilmiş durumda değil. Böyle bir ispatın gerçekleşip kitaplara ek bölüm halinde girilmesi için beş seneye ihtiyaç olduğu söyleniyor. “Bana göre tüm hesaplamalar doğru. Ancak beş sene kadar üzerinde çalışıp yanılmadığımızı görmemiz lazım. Bu süre içinde aynı noktaya bakan başkasının çıkıp gezegeni bulduğunu ispat etmesini istemedik,” diyor Mike Brown basın açıklamasında. Şu an için gezegen keşif görevindeki tek uzay aracının iddia edilen bölgenin aksine doğru hareket etmesi de ispat süresini uzatıyor. Ancak Mike Brown bu alanda fazlasıyla itibar sahibi bir bilim adamı olarak yeterince ikna edici kabul edilebilir. Zira çalışmaları sonucunda kendisi 2006 yılında adeta Plüton’a kişisel bir savaş açmış ve onu gezegen konumundan, cüce gezegen terimine indirgemişti. Batygin de buluşları konusunda rahat; “150 yıldır hiç bu kadar sağlam bir kanıt görmemiştik. Alacakaranlık Kuşağı dediğimiz bölgedeki hareketlenmenin tek nedeni, bir gezegenin varlığı olabilir,” diyor, en son bulunan gezegen Neptün’e (1846) gönderme yaparak.

    Uzaklardaki komşumuz...
    Uzaklardaki komşumuz…

    Peki, bilim dünyasını bu kadar heyecanlandıran buluş yeni bir gezegenin varlığını ispat etmiyorsa ne işe yarıyor? Aslında bu iki bilim adamı gezegenden çok gezegenin yerçekimi hareketlerini yakalamayı başarmışlar. Yerçekimi etkilerinden yapılan hesaplamalar da gezegenin boyutu ve dönüş hızına dair çeşitli veriler veriyor. Adeta bir gölgeye bakıp, saat hesaplaması yapıp cismin boyunu hesaplamak gibi… Plüton’un 5000 katı büyüklüğünde olduğu düşünülen gezegenin birçok uydusu olması da yüksek ihtimal dahilinde.

    İhtimalleri bir kenara bırakacak olursak buluşa şüpheyle yaklaşanların da varlığından bahsedebiliriz. Gezegenler üzerine çalışmalarıyla ünlü Sol Alan Stern “Bu tarz haberler birkaç yılda bir ortaya çıkıyor. Ben bu aşamada bunlara keşif değil de teori gözüyle bakıyorum. Teori geliştirmek ne yazık ki aksini ispat etmekten daha kolay,” sözleriyle konuya soğuk olduğunu belli ediyor. Bilimsel veriler doğrultusunda yeni komşumuzun son durumu bu şekilde özetlenebilir. Kendisiyle resmi bir şekilde tanışmak için sabırsızlandığımızı söyleyebiliriz.

    Selfie meraklılarına özel fotoğraf makinesi: Panasonic Lumix GF8

    Ekran_Resmi_2016-02-16_11_07_28Panasonic, yüksek kaliteli ve zarif fotoğraf makinesi Lumix GF8’i tanıttı. Japon teknoloji şirketinin yeni modeli, selfie meraklılarının ilgisini çekecek özelliklere sahip. 180 derece dönebilen ekranı ile selfie çekimini kolaylaştırıyor. Ayrıca kimi akıllı telefonlarda bulunan eli sallanması ile fotoğraf çekimini mümkün kılma özelliğini de kullanıcılarına sunuyor. Yetenekleri bunlarla da sınırlı değil…

    Ekran_Resmi_2016-02-16_11_07_39Beauty Retouch adlı özelliği ile dudaklar, yanaklar üzerinde oynamalar yapılabiliyor, hatta göz farı rengi bile eklenebiliyor. Bu yazılımsal özelliğin, Lumix GF8 gibi iddialı bir modelde bulunması güzelliğine meraklı fotoğraf severler için iyi haberler arasında. Peki ya teknik detayları?
    lumix-gf8-3Panasonic’in fotoğraf makinesi objektifi değiştirilebilir yapıda. Böylelikle farklı türdeki objektifler kullanılarak profesyonel kaliteye yakın doğa, portre ya da makro çekimler yapılabiliyor. Ayrıca fotoğrafla yakından ilgilenen kimselere taşınabilir bir aygıtta çeşitli teknikleri tanıma imkanı da sağlanmış olunuyor.

    WiFi özelliği de var

    WiFi desteği bulunan Lumix GF8’de, fotoğraf ve videolar akıllı telefon gibi cihazlara kablosuz olarak aktarılabiliyor. 16 megapiksel çözünürlüklü fotoğraf çekimi, AVCHD veya MP4 formatında Full HD video kaydı da diğer öne çıkan özellikleri arasında yer alıyor. Fotoğraf makinesinin akıllı telefon uygulaması da mevut; bu sayede çeşitli işlemler gerçekleştirilebiliyor. Duyurulan aygıtın satışlarına ne zaman başlanacağı ise 17 Şubat 2016 itibarıyla açıklanmış değil.

    lumix-gf8-5Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…

    Buraya tıklayarak Media Markt’ta satışa sunulan her bütçeye uygun fotoğraf makinelerinin detaylarına yakından bakabilirsiniz.

    Canon EOS 80D böyle görünebilir!

    Ekran_Resmi_2016-02-16_11_05_42Teknoloji dünyasında yeni ürün ve hizmetlere dair tanıtım günleri önem taşır. Yeni akıllı telefonlar, yazılım ve ekosistemi peşinden sürükleyen diğer tüm başlıklar için lansman tarihleri iple çekilir. Ancak özellikle son yıllarda çeşitli kaynaklar tarafından basına ve kamuoyuna aktarılan bilgiler, çok sayıda cihazın detaylarını çok önceden açığa seriyor. Genellikle akıllı telefonlarda görülen bu ‘önceden ortaya çıkan detaylar’ kimi zamanlarda fotoğrafçılık teknolojilerini de kapsayabiliyor. İşte bunlardan biri de Canon’un merakla beklenen DSLR fotoğraf makinesi EOS 80D ile ilgili…
    canon_eos80D_t001Daha çok fotoğraf ekipmanları ve cihazları ile ilgili tahminleri üzerinden adından söz ettiren Digicame-info adlı web sitesi, bu kez de Canon EOS 80D’ye ait olduğunu ileri sürdüğü görseller yayınladı. Japon teknoloji şirketinin konuya ilişkin bir yalanlamada bulunmaması, görsellerin doğruluğuna işaret eden detaylar arasında yer aldı. Üstte ve haberin devamında ilgili fotoğrafları görüyorsunuz…
    canon_eos80D_b001Canon EOS 80D, bu ay sonunda Japonya’da düzenlenecek CP+ Fuarı’nda duyurusu beklenen bir model. Yaklaşan tanıtım tarihinden önce gündeme gelmesi de bu noktada pek de bir sürpriz olmadı. Görsellerin yanı sıra DSLR fotoğraf makinesinin teknik detaylarına ilişkin de bazı tahminler gündemde.

    Modelin 24.2 megapiksel çözünürlüklü fotoğraflara olanak tanıyan APS-C boyutlu CMOS sensörle gelmesi, 7fps’ye kadar ardışık çekim, 45 noktalı AF sistemi,100-16000 ISO aralığı, 3 inçlik dokunmatik ekran, akıllı telefondan kontrol edilebilme, WiFi, NFC, Full HD video kaydı gibi özelliklere sahip olacağı belirtiliyor.

    Canon’un fotoğraf makinesini kısa süre içinde tanıtmasının beklendiğinin de altını çizelim.

    Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…

    Şaka değil: 11 TL’ye Android’li akıllı telefon

    0

    Ekran Resmi 2016-02-17 12.42.43Dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi Hindistan’da ilginç şeyler oluyor. Gerçekten çok ilginç şeyler… Son yıllarda teknoloji atılımlarıyla da dikkat çeken ülkede 251 Hindistan rupisi (INR) fiyat etiketine sahip bir akıllı telefonun satışa sunulacağı açıklandı.

    Söz konusu rakam, basit bir döviz kuru çeviricisiyle mercek altına alındığında sadece 11 TL’ye denk geliyor. Ringing Bells adlı üreticinin akıllı telefonu Dubbed Freedom 251 adıyla gelecek. Peki özellikleri neler? Nasıl bu kadar ucuz olabiliyor?

    Cihazda 4 inçlik düşük çözünürlüklü bir ekran bulunuyor. 1.3 GHz maksimum saat hızında çalışan dört çekirdekli işlemci, 32 GB hafıza, microSD desteği, 1 GB RAM, 1450 mAh pil, 3.2 MP arka kamera öne çıkan özellikleri arasında yer alıyor. Olabilecek en düşük seviyede donanım örgüsüne sahip denilebilir. VGA ön kamerası da bulunan modelin yazılım tarafında Android 5.1 Lollipop var. Ayrıca 3G, WiFi 802.11 b / g / n, Bluetooth ve GPS özelliklerine de sahip. Tüm bu özelliklerin 11 TL gibi bir fiyat üzerinden sunulacak olması inanılmaz!

    Başbakan Narendra Modi’nin etkisi ile ilgili fiyat üzerinden satışının mümkün olacağı belirtilen Dubbed Freedom 251, bir devlet politikası şeklinde geliyor. İnternete daha fazla kimsenin bağlanması, daha çok mobil uygulamanın indirilmesi gibi etkileri ile mobil ekositeme yeni bir form faktör getirmesi beklenen adımın ‘stok’ açısından ilgiyi nasıl karşılayacağı ise net değil. Satışı için ise Hindistan’da bir web sitesinin kullanılacağı duyuruldu.

    Kısa süre içinde buradaki link üzerinden sipariş edilebilecek.

    Bu iddia çok konuşulur!

    0

    note-5Samsung Galaxy S7 serisinin tanıtımına sayılı günler kala Çin kaynaklı yeni bir iddia gündemde! Üstelik konu edilen akıllı telefon Galaxy S7 de değil, Galaxy Note 6…

    İddialara göre Samsung Galaxy Note 6, 5.8 inç ekran ve tam 6 GB RAM ile gelecek. Note 5 4 GB RAM ve 5.7 inç ekrana sahip. En geç önümüzdeki eylül ayında lanse edilmesi beklenen Android işletim sistemine sahip ileri seviye akıllı telefonun özelliği son derece iddialı. Peki iddianın kökeni ne?

    Güney Koreli şirketin Note 6’ya ilişkin ekran testlerinin ortaya çıkmış olduğu belirtiliyor. Buradan yola çıkılarak da cihazın 6 GB RAM’e sahip olabileceği ifade ediliyor. 4 GB RAM’in kabul görmeye başladığı 2015 sonunun devamında 2016’da kapasitenin daha da artırılması mümkün. Galaxy Note serisinin gelecek nesil üyesi, donanımındaki 6 GB RAM ile kullanıcılarına çok daha performanslı bir yapı sunabilir.

    Samsung’un 2016’nın sonuna doğru son derece sansasyonel bir modelle teknoloji dünyasında ses getirip getirmeyeceği henüz kesin değil, ancak benzer olasılıkların yılın devamında da zaman zaman gündeme geleceğinin altını çizelim.

    Samsung Galaxy Note 6 için henüz erken. Öte yandan modelin teknik detayları ile ilgili çeşitli kaynaklardan toplanan resmi olarak doğrulanmamış bilgiler kamuoyuna yansımaya devam ediyor. Bunlar arasında 64 ve 128 GB olmak üzere iki ayrı flash depolama seçeneği, Süper optik görüntü sabitleyici ile gelecek 12 MP arka kamera ve iki farklı çipsetin potansiyel kullanıcılara sunulması öne çıkanlar arasında. Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.

    Media Markt’taki her bütçeye uygun akıllı telefon seçeneklerine göz atmak için buraya tıklayınız.

    Bu oyun başka oyun!

    0

    Gamification yani oyunlaştırma, her ne kadar hayatımıza yeni girmemiş olsa da, son zamanlarda sıklıkla karşılaştığımız bir uygulama. Belki farkında değiliz ama birçoğumuz bu sistemi kullanıyoruz bile. Nasıl mı? Gamification, adından da anlaşılacağı üzere birtakım eğlenceli oyunlarla kişilerin bir markanın ya da hizmetin farkına varması anlamına geliyor. Bunu yapmanın tek bir amacı var, o da kişileri eğlendirmek ve bunu yaparken de onlara yakınlaşmak…Gartner Research’e göre oyunlaştırma pazarının 2013’teki büyüklüğünün yaklaşık 400 milyon dolar olduğu ve 2018’e kadar 5 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

    Gamification’ın ilk örneklerinden biri aslında 2000’li yıllarda havayolu firmaları tarafından kullanılmaya başlandı. Şirketlerin uçuş milleri kazandırarak kişilerde yani müşteride farkındalık yaratması ve tercih edilir hale gelmesi başarılı örneklerin başında geliyor. Buna verilebilecek en güzel örneklerden bir diğeri de Swarm uygulaması. Uygulama sizi, bir mekanın mayor’ı yani Türkçe karşılığıyla ‘belediye başkanı’ olmak için check-in yapmaya teşvik ediyor. Değişik yerlerden check-in yaptığınızda birtakım rozetler kazanıyorsunuz. Uygulamayı eğlenceli bir hale getiren Swarm, bu sebeple milyonlar tarafından kullanılıyor. Rusya’da Moskova metrosunda yapılan bir uygulama ile oturma-kalkma anlamına gelen ‘squat’ hareketini 30 kez yapan yolcular ücretsiz bilet alma hakkına sahip oldu. Nike, FuelBand adında bir akıllı bileklik çıkartarak sizin adımlarınızı, harcadığınız kalorileri ölçtü ve bir mobil uygulama üzerinden takip etmenizi ve paylaşmanızı sağladı. Burada arkadaşlarınızla yarışabiliyor ve çeşitli rozetler, kupalar, title’lar kazanabiliyorsunuz. Aldo Group, ‘A is for Aldo’ adlı parfüm koleksiyonu için bir Facebook uygulaması hazırladı. Kullanıcılar Facebook üzerindeki oyuna girerek karşılarına çıkan Instagram fotoğrafları ile kendi ruh hallerini seçtiler ve her ruh hali bir renk ile eşleştirildi. Bu eşleştirmenin ardından kullanıcılar kendilerine uygun olan parfümü seçtiler.

    Hız limitini aşmayın, çekilişe katılın
    Gamification’a verilebilecek başka bir örnek de Volkswagen’in pazarlama projesi olan Fun Theory. Yarışma yoluyla yapılan bu proje, sosyal sorumluluk uygulamalarının eğlenceli yollarla hayata geçirilmesini kapsıyor. Yarışmada birinci olan projelerden birinden örnek verelim. İsveç’te hayata geçirilen ‘The Speed Camera Lottery’ projesinde insanların nasıl otomobil kullandığını takip edip görüntüleyen kamera sistemleri kuruldu. Buradaki amaç onlara ne kadar hızlı gittiklerini göstermekti. Yerleştirilen kamera sistemleri insanların ve araçların plakalarının fotoğraflarını çekti. Bir bölge belirlendi ve o bölgeden geçenlere ne kadar hızlı geçtiklerini görmeleri sağlandı. Hız limitinin altında kalanlara bir piyango çekilişi yapılacağı duyuruldu. Ödülün maliyeti ise ceza kesilenlerin parasından karşılandı. Projenin hayata geçirilmesiyle birlikte 3 gün içinde, uygulama yapılan bölgede yüzde 22 oranında bir yavaşlama olduğu gözlemlendi.

    Piyano değil, merdiven!
    Fun Theory’deki bir diğer başarılı uygulama, obeziteyle mücadele kapsamında tasarlanan ‘Piano Staircase’ projesi. İsveç’in Stockholm şehrinde hayata geçirilen bu projede insanların yürüyen merdivenleri değil, normal merdivenleri kullanmaları hedeflendi. Bir metro istasyonunun çıkışında yürüyen merdivenin yanındaki normal merdivenler piyano tuşları haline getirildi. Yapılan tek işlem merdivenleri boyamak değil! Aynı zamanda insanlar basamaklara bastıkça şarkı da çaldı. Projeyle birlikte insanlar yürüyen merdivende sıra beklemek yerine, bastıkça nota çalan normal merdivenleri kullanmaya başladılar. Takip eden günlerde yapılan gözlem sonucunda normal merdivenlerin yürüyen merdivenlere göre yüzde 66 oranında daha fazla tercih edildiği görüldü.

    Şişeleri atın, puanları toplayın
    Fun Theory’nin en dikkat çekici projelerinden biri ‘Bottle Bank Arcade Machine’ Bu uygulamada özel bir tasarımla gerçekleştirilen ve aynı bir Arcade oyun tarzı makineye benzeyen şişe toplama kutusu sokağa bırakılıyor. Kutunun üzerinde başlama düğmesi, birkaç tane ışık ve dijital bir ekran var. İlk olarak başlama düğmesine basıyorsunuz. Sonra ışığın yanmasını bekliyorsunuz. Işıklar yandıktan sonra şişeyi kutuya atıyorsunuz ve sonrasında puanları toplamaya başlıyorsunuz. Amacınız en fazla puanı toplamak. İnsanlar için eğlenceli hale gelen ve şişeleri tek bir kutuda toplamayı hedefleyen bu oyun, bir gecede yüzlerce insan tarafından kullanıldı.

    Grammy heykelciğindeki kamera hayal kırıklığı yarattı

    56c2c3db04207c498459c72058. Grammy Ödülleri, kısa süre önce sahiplerini buldu. Müzik endüstrisinde son döneme damgasını vuran isimler prestijli ödüllere sahip olurken yeni bir uygulama da ilk kez kullanıldı…

    Grammy heykelciklerinin ön kısmına yerleştirilen GoPro kameraları ile sanatçıların perspetifinin kayda alınması planlanırken, uygulamanın ismi de GrammyCam olarak belirlendi. Teoride oldukça iyi olan fikir, uygulama esnasında hayal kırıklığı yarattı.

    Heykelcikleri alan isimler, zaten açısı çok geniş olmayan GoPro marka mini kamerayı hesaba katmayınca ve tüm işlevsellik de tutan kişinin bilinçli konumlandırmasına bağlı tutulunca ortaya son derece başarısız görüntüler çıktı. Ödül alan isimlerden bazılarında kamera görüntüleri hiç yayınlanmazken, bazıları da çenenin altı görüntüsünün kaydı gibi son derece gereksiz kayıtlar eşliğinde yayınlandı.

    3056432-inline-i-1-behold-the-grammycamSosyal medyayı yüksek oranda etkisi altına alan, ödül günü ve devamında uzun süre gündemdeki yerini koruyan Grammy Ödülleri, teknolojiyi donanımsal olarak da kendisine entegre etme aşamasında başarılı olamadı.

    Ek olarak ödül alan birkaç ismin doğallığını da etkilediği yönünde eleştiriler aldı GrammyCam. Örneğin Taylor Swift’in heykelciği alırken kameraya attığı bakış dikkat çekti.

    Kendrick Lamar grammy cam-1200-80

    Önümüzdeki yıllarda söz konusu adımın geliştirilmesinin gerekliliği açıkça görüldü.

    Haberin devamında GrammyCam ile kayıt altına alınmış çok kısa birkaç anı izleyebilirsiniz. İyi seyirler.

    [vsw id=”y6gk3Ms-Uvc” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    [vsw id=”g8nu8225BIE” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Gece fotoğraf çekmenin püf noktaları

    2016_subat_03

    Gece fotoğrafları çekmenin tadı bir başkadır. İyi sonuçlar alabilmek için uğraş ve tecrübe gerektirir. Belki tam olarak bilinmez ama fotoğrafın fonunda parlement mavisi kıvamında bir renk yakalayabilmemiz için gün batımı sonrası ile karanlığa geçiş arasındaki yaklaşık 1 saatlik sürede yapılmalıdır çekimler. O yüzden Gece Fotoğrafçılığı deyiminden anlayacağımız gece zifiri karanlıkta yapılan çekimler  yerine bir bakıma hava kararırken alacakaranlık esnasında yapılan çekimler anlaşılmalıdır.

    Gece fotoğrafı çekecekseniz fotoğraf makineniz manuel kullanım özelliğine sahip ve yanınızda sürekli bulunduracağınız kaliteli bir Tripod (üçayak ) olmalıdır. Tripodun neden bu kadar önemli olduğunu anlamanız için belirli bir süre tecrübe kazanmanız faydalı olacaktır. Çünkü ışık yetersiz olduğu için elinizin titremesi veya rüzgar gibi faktörler fotoğrafı kalitesini etkiler. İsterseniz birkaç fotoğrafı tripod kullanmadan çekmeye çalışın ve sonucu görün ki tripodunuzu yanınızdan asla ayırmayın.

    Dikkat Edilmesi Gereken Kurallar

    Gece fotoğrafçılığı konusunda ilk bilmeniz gereken şey yapacağınız pozlamanın normalden çok daha uzun olacağıdır. Bunun anlamı şudur: Yarın saniyeden başlayıp 20-30 saniyelere kadar varan bir süre aralığında çekimler yapacaksınız demektir. Bunu yaparken ne kadar düşük ISO kullanırsanız çektiğiniz fotoğraflarda oluşacak gürültü (noise) miktarı az olacaktır. Elbette manzaranın ışık durumu ve kafanızdaki fotoğrafın şekline göre makinenizin süre ve ISO değerleriyle oynamanız gerekecektir. Fakat belirli zaman sonra çekimler yapıla yapıla artık ezbere değerleri verebileceksiniz. Şu oranı da aklınızdan hiç çıkarmayın: 1 sn. ile 1 dakika arasında 60 kat kadar ışık farkı vardır.

    Çekimlere Başlamadan Önce

    Gece çekimlerine başlamadan önce fotoğraf makinenizin kontrolünü yapın. İlk bakacağınız yer objektifin temiz olup olmadığıdır. Eğer değilse temizlemek için gözlük camı temizleme bezi veya lensleri temizlemek için üretilmiş hassas bezler kullanılır.

    Daha sonra hafıza kartınızın kontrolünü yapın. Yanınıza ne olur ne olmaz diye yedek bir hafıza kartı daha bulundurmanız uygun olacaktır.

    Uzun süren gece çekimleri için pilinizin  dolu olmasına özen göstereceğiniz gibi aynı zamanda pilin bir yedeğini de yanınıza almanız faydalı olacaktır. Gece çekimleri uzun süreli çekimler olduğundan piliniz daha hızlı tükenecektir. Eğer yanınızda yedek piliniz olmazsa hevesiniz yarım kalabilir. Başınıza böyle bir şey gelmemesi için yedek pil konusuna büyük hassasiyet gösterin.

    Ve son olarak işin olmazsa olmazı Tripod yani üçayak da yanınızdaysa artık gece çekimlerine çıkmaya hazırsınız demektir. Tripdonuzun kaliteli ve biraz ağır olması çok önemlidir. Kalitesiz ve çok hafif olan tripodlar rüzgardan çok çabuk etkilenirler. Eğer tripodunuz hafifse ona bir miktar ağırlık bağlayarak ağırlaştırıp sabitleyebilirsiniz. Böylece rüzgardan etkilenmeden titreşimsiz fotoğraflar çekebilirsiniz.

    Çekimlere çıkmadan önce hava durumuna bakmanızda çok büyük fayda vardır. Gece fotoğrafçılığı uzun soluklu bir çalışma olduğu için en az 1-2 saat sürecek dış mekan çalışmasında havanın durumu, soğukluk, sıcaklık, rüzgar ve yağış olup olmadığı çekime gitmek veya gitmemek açısından gerekli bir bilgidir.

    Çekim İçin İyi Bir Konum Belirleyin

    Çekim yapacağınız yer yapacağınız çekime uygun, rüzgarı en az şekilde alan ve manzaraya hakim olmalıdır. Önünden insanların veya araçların geçmediği bir konumda düz bir alana tripodunuzu yerleştirmekle hazırlıklara başlayabilirsiniz. Son olarak makinenizi tripod üzerine yerleştirin. Çekim açınızı tekrar kontrol ederek gerekirse daha iyi bir açı için yerinizi değiştirin.

    Mümkünse Uzaktan kumanda İle Çekim Yapın

    Son olarak bir tavsiyede daha bulunacağım. Gece çekimlerinde eğer mümkünse uzaktan kumanda kullanın. Çünkü kameraya dokunarak fotoğraf çekmek zaman zaman çok küçük de olsa fotoğrafta titremeye yol açabilir.  En başarılı sonucu alabilmeniz için sabitlenmiş bir tripod ve uzaktan kumandayla yapılan çekim sizi başarıya ulaştıracaktır.

    Fotoğraf makinesi almadan önce mutlaka en uygun profesyonel fotoğraf makineleri, lensler ve  lens fiyatları için tekno marketlerde ön araştırma yapın.

    Facebook’un önemli isimlerinden Nicola Mendelsohn Türkiye’deydi

    0

    imageFacebook Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi Başkan Yardımcısı Nicola Mendelsohn, ilk kez yerel iş ortakları ve reklam ajansları ile bir araya gelmek için Türkiye’ye geldi. Mendelsohn, Facebook Türkiye Ülke Direktörü Derya Matraş ile beraber şirketlere Facebook ile ilgili bire bir tavsiyelerde bulundu. Onlara, Facebook’un Türkiye’deki yerinden, günümüzün yeni mobil dünyasının ana trendlerinden ve tüm bunların Ramazan ile birlikte insanlar ve işletmeler için nasıl yeni fırsatlar yaratabileceğinden bahsetti.

    İstanbul ziyareti ve Türkiye ekibinin büyümesi konusundaki heyecanını dile getiren Mendelsohn, “Facebook, Türkiye’de insanların hayatının önemli bir parçası. Dünyanın geri kalanında olduğu gibi, görsel iletişim, keşif ve mobile kayış Türkiye’nin günden güne gelişen ve zenginleşen reklamcılık ekosistemini de şekillendiriyor ve Türk tüketiciler de bu dönüşümün en ön saflarında bulunuyor. ‘İş ortağı şirket’ olmak bizim DNA’mızda var ve biz de bugün burada beraber çalıştığımız ortaklarımıza, müşterilerine en iyi zamanda, yerde ve şekilde ulaşmalarına yardımcı olmak için bulunuyoruz. Yeni bir lider ve büyüyen ekibimiz ile 2016 yılı ve sonrasında Türkiye’deki işletmeler ile çok daha fazlasını yapmayı iple çekiyoruz” dedi.
    facebookFacebook Türkiye Ülke Direktörü Derya Matraş, “Türkiye’deki 40 milyon insan bir şeyin çok net farkında: artık mobil bir dünyada yaşıyoruz. Ülke nüfusunun yarısı Facebook’u ziyaret ediyor ve bu insanların çoğunluğu bunu mobil cihazları ile yapıyor. Türkiye’de Facebook’a her gün bağlanan 28 milyon kişinin neredeyse tümü mobilden giriş yapıyor. Bu, bizim iletişim dünyasında şahit olduğumuz en hızlı dönüşüm ve bu dönüşüm Ramazan gibi önemli dönemlerde insanların hem birbirleriyle, hem de şirketlerle özgün ve doğal bir şekilde bağlantı kurduğu anların ortaya çıkmasını sağlıyor” dedi.