Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1820

    Devrim arabası Tesla 3 ve risk faktörü

    0

     

    Otomobil ve teknolojiyi hiç olmadığı kadar bir araya getiren Tesla markasının yeni modeline dair bilgilerimizi tazelerken önce kısa bir tarih dersi ile başlayalım.

    tesla-model-3-news-1500x844

    Yaklaşık 150 yıldır hayatımızda olan otomobiller öngörülebilir bir evrim içerisinde ilerliyor. Oysaki teknolojinin seyir hızına göre bu değişim hızı oldukça geri kalıyor. Yüz elli yıl kadar gerilere gitmeye gerek yok. Yirmi sene önceki bir televizyonu düşünün, on sene önceki bir bilgisayar ya da beş sene önce çıkan bir telefona baktığınızda ne kadar hızlı bir değişim olduğunu göreceksiniz. Bu konu açıldığı zaman da 1960’ların sonunda ortaya atılan Moore Yasası’na değinmeden olmaz. Nedir bu yasa? “Her 18 ayda, bir tümleşik devre üzerine yerleştirilebilecek bileşen sayısı iki katına çıkarken, üretim maliyetleri aynı kalır, hatta düşme eğilimi gösterir.” Evet, aslında son derece net bir tablo ve teknolojinin hakim olduğu neredeyse her alanda geçerliyken otomobillerde benzer ivmelenmeyi göremiyoruz. Bunun çeşitli nedenleri var. Öncelikle milyonlar bandında üretilen otomobillerin hata payının çok düşük olması gerekiyor. Sonuçta otomobilde çıkacak bir sorun firmaya büyük maddi kayıpların yanı sıra can kayıplarına neden olacaktır. Dolayısıyla otomobillerin ardındaki yavaş değişimi gelenekçi yaklaşıma bağlarsak ortaya can ve mal kayıp riski çıktığını görürüz. Markalar, yeni buluşlarla ezber bozmaya çekiniyorlar ve bir bakıma da haklılar. Diğer taraftan bakıldığında otomobillerin petrol yani benzine bağımlı olması üreticileri kısıtlıyor. Sonuçta büyük değişimler geçirmiş olsa da motor teknolojileri uzun süredir yerinde sayıyor ya da detaylarla fark yaratılmaya çalışılıyor.

    Tesla-x-biohazard-button-640x343
    Biyolojik silah filtresini kullanmaya hazır mısınız?

     

    Biyolojik saldırılara hazır!

    Bu döngüyü Tesla 3 kırabilecek mi? %100 elektrikle çalışan Tesla otomobilleri milyon dolar etiketle ancak çok sınırlı bir kesimin oyuncağı şeklinde niş bir alan olarak görünüyordu. İlk kez satın alınabilir rakama tam olarak vergiler dahil 35,000 dolara satışa çıkan Tesla 3 değişimin başlangıcı olabilir. 400,000 civarında ön sipariş alarak rekor kıran araç için gerekli beklentiler de oluşmuş durumda. Tesla 3 100 km’e hıza altı saniyenin altında varabiliyor. Hatta özel ve ek bir ücretle satılanacak Ludicrous modu ile bu süre 2.8 saniyeye inebiliyor. Bunun dışında otonom yani kendi kendine gidebilme ve tek şarj ile 500km menzil gibi inanılmaz özellikleri de bünyesinde barındırıyor. Tesla 3’ün bir diğer çok konuşulacak özelliği ise biyolojik silahlara karşı filtre sistemiyle donatılmış olması. Sürücünün elinin altında bulunan bu tuş, basıldığı anda aracı virüsler dahil olmak üzere biyolojik silahlara karşı bile koruyor. Umarız bu tuşu kullanmanız gerekmez.

    Tesla 3’ü bekleyen sorunlar?

    Daha birçok yenilikçi özelliğiyle devrim yaratması beklenen Tesla 3’ün zorlanacağı alanlar mutlaka olacak. İlk olarak bir marka butik durumdan seri üretime geçtiği zaman sorunlar yaşayabilir. Sonuçta Tesla, diğer otomobillerde olduğu gibi birçok bileşenden oluşuyor ve bunların üretimini kim yapacak? Birçok otomobil markası birleşmeye ya da aynı çatı altında üretime giderken Tesla’nın yalnızlığı mali sorunlar getirebilir mi? Diğer konu da bir öncekine paralel olarak ilerliyor. Tesla az sayıda otomobili üretirken gösterdiği özeni 400,000 araç üretirken gösterebilecek mi? Gerekli teknisyen ve çalışan sayısı ve kalitesini sağlamak için Tesla’nın çok ciddi bir hazırlık sürecine ihtiyacı var. Tesla, satın almak isteyen gerçek müşterilere nasıl ulaşacak? Şu an için ABD’de 24 eyalette 100’ün altında bir sayıda satış noktası bulunan Tesla küresel pazara girdiğinde satış noktasında standardı oturtmakta zorlanabilir. Bir de ekonomistlerin yorumuna göre yükselişe geçen Tesla, hisse değeri olarak düşebilir. “Premium” algısı ile borsada yüksek hacimden işlem gören Tesla, genele hitap ettikçe bu avantajını koruyamayabilir. Sonuçta ciddi anlamda kâr elde etmediklerini hatta zararda bile olduklarını söyleyen CEO Elon Musk böyle olası bir düşüşte doğru hamleleri yapmazsa bir anda büyük bir yükün altına girebilir.

    red-tesla-model-3-photo-100653941-primary.idge

    Evet, Tesla 3 hem sürücüler hem de markanın kendisi için yeniliklerle gelecek. Yukarıda sıraladığımız sorunlar az buz konular değil. Ancak bunlarla ilgilenmesi gereken de Tesla gibi günümüzün en yenilikçi markalarından biri olunca beklentiler büyüyor. Büyük bir değişimin olacağını biliyoruz. Tesla, özellikle Tesla 3 modeliyle buna çok yakın. Sadece bir hayalin suya düşmesini istemiyoruz.

    Facebook’tan Messenger’da Anneler Günü jesti

    Ekran Resmi 2016-05-05 12.44.22

    Popüler sosyal medya platformu Facebook, Anneler Günü’nü unutmadı. İşte detaylar…

    Anneler Günü heyecanı tüm hızıyla devam ediyor. Bu anlamlı günde annelerini ya da anne olan yakınlarını sevindirmek, onlara anlamlı hediyeler sunmak isteyenler için de hummalı bir sürecin artık sona yaklaştığı da bir gerçek. Fiziksel hediyelerle birlikte çeşitli sosyal medya platformlarında da Anneler Günü’ne özel çeşitli uygulama ve özelliklerin kullanıma sunulduğu görülüyor. İşte bunlardan biri de popüler sosyal ağ Facebook’un anlık mesajlaşma servisi Messenger kapsamında geliyor…

    Sosyal medya platformu Facebook, Anneler Günü’nü kutlamak için Messenger’da yeni bir özelliği kullanıma sunacağını duyurdu. Messenger’ın bu yeni özelliği sayesinde kullanıcılar annelerine, anne olan arkadaşlarına veya anne olsun ya da olmasın hayatlarını güzelleştiren insanlara sanal çiçekler gönderebilecek. Kısa bir süreliğine Messenger’da mor çiçek ikonu da görecek. Buna tıkladıklarında yazılı, fotoğraflı veya GIF’li tüm mesajlarını renkli çiçekler ile süsleyebilecek.

    Facebook aynı zamanda yeni bir etiket paketi sunulacağını da açıkladı. Motherly Love (Anne Sevgisi) etiket paketi ile insanlar anneler, annelik ve anne figürleri ile ilgili duygularını diledikleri gibi ifade edebilecek.

    Yeni paketi incelemek ve ücretsiz indirmek için buraya tıklayabilirsiniz.

    Sosyal medya dünyasına ilişkin gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Çocuklar sadece günümüzün değil, geleceğin de kodlayıcısı oluyorlar

    0

    Son dönemde gazetelerde, dergilerde, internet sitelerinde çocukların programcılık konusunda eğitilmeleri yönünde haberler yoğun bir şekilde çıkmaya başladı. Aslında bu uzun zamandır olması beklenen ama doğru şartların daha oluşmamasından dolayı konuşulmayan bir şeydi. Bu hareketin öncülerinden birisi ABD Başkanı Barack Obama oldu. Obama’ın ülkesindeki herkesi, özellikle çocukları programlamaya davet etmesi bir şekilde farkındalığı arttırdı. Bill Gates ve Mark Zuckerberg gibi isimler de çeşitli organizasyonlar ve açıklamalarla bu hareketi desteklediler ve desteklemeye devam ediyorlar. Türkiye’de de çeşitli çalışmalar var, bunlardan da birazdan söz edeceğim.

    Şimdi çocuk yaşta programlama öğrenmenin neden önemli olduğuna gelelim. Artık biz istesek de istemesek de çocuklar akıllı telefonlarla, tabletlerle, oyun konsollarıyla, bilgisayarlarla çok haşır neşir. Çoğu okulda tabletlerle eğitim verilirken, çocuklar dersle ilgili araştırmalarını internet üzerinden yapıyor, test çözüyor, online eğitimlere katılıyor. Akıllı telefonlarda, tabletlerde konsollarda oyun oynuyorlar. İster istemez de bu cihazları, cihazların çalışma prensiplerini merak ediyorlar. Biz çocukluğumuzda radyonun ya da televizyonun içinde ne var diye merak ederdik, hatta içlerinde minik insanların olduğunu düşünenler bile vardı. Bu çocukla da işte bu merakın bir benzerini yaşıyorlar. İçinde minyatür insan olduğunu düşünmeseler de tabletteki, akıllı telefondaki, bilgisayardaki, televizyondaki yazılımların nasıl çalıştığını, nasıl yapıldığını merak ediyorlar. Çocuk yaşlarda öğrenmek çok kolay, bu yüzden de programlama ya da kodlama ilgili konuları çok basit bir şekilde kapabiliyorlar. Bu bir gerçek, bu yüzden de geleceğin bu yönde olduğunu gören ülkeler çocukların kodlama yapmalarını, program yazmalarını, yazılım geliştirmelerini teşvik ediyorlar. Düşünsenize, nesnelerin internet kavramının daha da gelişmesi, yaygınlaşması ile birlikte sadece akıllı telefonlar değil, tabletler televizyonlar değil, kahve makineleri, otomobiller, elektrikli her şeyin kodlanması gerekecek. Çocukları kod yazmaya teşvik etmek için bu yeterli bir neden değil mi sizce?

    child_coding

    Her yaşta avantaj sağlıyor

    Kodlamanın ya da program yazmanın sağladığı bir diğer avantaj ise çocukların problem çözme yeteneklerini geliştirmesi. Özellikle ABD’de yapılan araştırmalar kodlama dersi alan çocukların sınıflarında daha başarılı oldukları yönünde. Bu çocuklar karşılarına çıkan problemleri daha kolay çözebiliyor, daha analitik düşünebiliyor ve öğrenme yetenekleri gelişiyor.

    Çocukların kodlama öğrenebilmeleri için ne yapmalı

    Dünyada ve Türkiye’de çocukların kodlama yeteneklerini geliştirmek için çeşitli çalışmalar yapılıyor. Bunlardan birisi code.org projesi. Bill Gates’ten Jeff Bezos’a, Mark Zuckerberg’e kadar pek çok ismin desteklediği bir proje. www.code.org adresinde sadece İngilizce değil, Türkçe ve daha birçok dilde bilgi bulunuyor. Türkiye’den bahsedebileceğimiz bir proje ise CoderDojo. Çocuklara ve gençlere amatör bir ruhla kodlamanın ilk evrelerini sevdirmeye çalışan bir proje. Tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak çalışıyor. Çeşitli atölyeler ve etkinliklerle çocukların ve gençlerin kodlamaya giriş yapmaları hedefleniyor. Web sitelerinin adresi ise http://coderdojoturkiye.com/

    Yapılan çalışmalar sadece bunlarla sınırlı değil. Çocuklara yazılım geliştirmeyi, kodlamayı sevdirmeyi amaçlayan çeşitli web siteleri, Android ve iOS uygulamaları bulunuyor. Çocuğunuzun bu konuya ilgisi olduğunu düşünüyorsanız, sizin de biraz ilginiz varsa bu konuya şimdiden eğilmenizi tavsiye ediyoruz. Artık yazılım geliştirme, kodlama ve benzeri konular ilkokuldan itibaren ders olarak verilmeye başlanacak. Avrupa ülkelerinde ve ABD’de bunun örnekleri gözükmeye başladı. Hatta bazı çalışmaların sonuçları oldukça olumlu oldu, bu yüzden daha da yaygınlaştırılması hedefleniyor. Türkiye’de de geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamalar da bu yönde, ilkokuldan itibaren kodlama dersleri konulması planlanıyor. Çok yakında olmasa da ileride bu dersi almak kaçınılmaz olacak. Şimdiden buna hazırlanmak gerekiyor. Ülke olarak sonuna yetişmektense başında yer almamızın büyük faydası var.

    Mobil annelerin günü…

    0

    İçinde bulunduğumuz Mayıs ayının ilk günleri, Anneler Günü’nün yaklaştığını bize hatırlatıyor. Her Mayıs ayının ikinci Pazar günü kutlanan Anneler Günü için geri sayım başladı. Bu yıl 8 Mayıs Pazar gününe denk gelen bu özel gün için eğer hala bir hediye seçimi yapmadıysanız ve ne alacağınız konusunda yardıma ihtiyacınız varsa, sizlere biraz yardımcı olalım. Teknolojinin son zamanlardaki en büyük nimeti hiç kuşkusuz ki mobilite. Kablolara ihtiyaç duymadan, bulunduğumuz her noktada ulaşılabilir olmak, bugün sahip olduğumuz en önemli lükslerden biri aslında. Siz de bu Anneler Günü’nde annenizi mobil bir anne yapmak için sizlere önereceğimiz ürünlerden birini seçebilirsiniz…

    360 derece dönebilen dokunmatik ekran…
    Annelerimiz her ne kadar teknolojik ürünleri kullanmayı sonradan öğrenmiş olsalar da, sanal dünyadan etkilendikleri gibi bir gerçek var ortada… Çoğumuzun annesi bugün kendine ait bir bilgisayar sahibi olmak ve sosyal ağlarda faal olmak istiyor. Siz de bu durumu göz önünde bulundurarak ona ince ve hafif biz dizüstü bilgisayar alabilirsiniz. Lenovo’nun en son piyasaya sürdüğü Yoga 900 modeli bu konuda oldukça başarılı. İnce bir kasaya sahip Yoga 900, sadece 1,27 kg ağırlığa sahip. Ürünün en dikkat çekici özelliği ise ekranın 360 derece dönebiliyor olması. Bu sayede Yoga 900’ü hem dizüstü bilgisayar hem de tablet olarak kullanabiliyorsunuz. Üstelik her iki modda da dokunmatik olarak kullanmanız mümkün. 13.3 inç ekrana sahip olan Yoga 900, Intel Core i7 işlemci ve 16 GB belleğe sahip.

    Her zaman ulaşılır olması için…
    Günümüzde cep telefonu kullanmayan insan sayısı neredeyse yok denecek kadar az. Ancak teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki, daha 1 yıl geçmeden akıllı telefonlara yepyeni özellikler ekleniyor ve farklı bir boyut kazanıyor. Siz de annenizin cep telefonunu yenilemek isterseniz yakın zamanda tanıtımları dünya çapında yapılan Samsung Galaxy S7, LG G5, HTC 10 ya da iPhone SE modellerinden birini ona hediye edebilirsiniz. Hepsinin ortak özelliği olan yüksek kaliteli kamera görüntüsü ve üstün performans ile annenizi gerçek bir mobiliteyle tanıştırabilirsiniz.

    Şarjı hiç bitmesin…
    Dışarıdayken en büyük sıkıntılardan biri de cep telefonlarının şarjının bitmesi öyle değil mi? Annenizin her zaman ulaşılabilir olması için ona, şarjı bittiğinde yeniden doldurmasına yardımcı olacak bir powerbank hediye edebilirsiniz. Sürekli iletişim halinde olmak, şarj sıkıntısı çekmek istemeyen anneler için, Tunçmatik’in Mini Charge serisinde yer alan 2000, 4000, 5000 mAh kapasiteli seçenekleri çok iyi bir alternatif olabilir. Elektronik cihazlarını dilediği yerde şarj edebilmenin rahatlığına kavuşacak olan annelerimiz, Mini Charge serisinin sahip olduğu aşırı akım, aşırı voltaj, düşük voltaj, aşırı sıcaklık ve kısa devre koruma özellikleri ile aynı zamanda değerli mobil cihazlarını koruma altına da almış olacak.

    Kablosuz hoparlörün keyfi bir başka
    Anneniz için alabileceğiniz bir diğer mobil hediye de kablosuz hoparlör olabilir. İnternette paylaşılan videoları merakla izledikleri düşünülürse, kablosuz bir hoparlör anlamlı bir hediye tercihi olabilir. LG’nin Music Flow serisinin yeni ürünü P7, bunun için de adeta biçilmiş kaftan. Yapacağınız tek şey hem annenizin telefonunun hem de P7’nin bluetooth özelliğini açmak. Kablosuz hoparlör, bluetooth üzerinden telefonla bağlantı kuruyor ve istediğiniz videoyu bir hoparlör aracılığıyla daha yüksek sesle dinleyebiliyorsunuz.

    Annenizin spordaki mobil arkadaşı
    Son olarak da annenizin sağlıklı yaşamına uyum sağlayabilecek bir mobil aksesuar önerelim. Jabra Sport Pace kablosuz kulaklık annenizin yeni spor partneri olarak bundan böyle ona eşlik edecek güzel bir hediye olabilir. Anneniz spor salonunda veya evinizin yakınındaki parkta spor yaparken Jabra Sport Pace Wireless’ı kulağına taktığı andan itibaren, yaptığı tüm antrenmanların kaydını tutabilir, egzersiz istatistiklerini görebilir ve bir sonraki antrenman turunu planlayabilir.

    Media Markt şimdi de annelerin yüzünü güldürecek

    1462266120_SimferSet

    Avrupa’nın açık ara bir numaralı elektronik perakende markası Media Markt, 4-8 Mayıs arasında hayata geçireceği özel kampanyasıyla, Anneler Günü’nde hem tüketicilerin hem de annelerinin yüzünü güldürecek.

    Media Markt, “Anneler Günü” için annesine Samsung Galaxy S7 edge, Samsung Gear Saat, Simfer Mini Fırın, Tefal ve Philips marka buharlı ütü alanlara; fiyatı 129 TL ila 299 TL arasında değişen bluetooth kulaklık, Samsung tablet ve çay makinesi gibi ürünleri armağan ederek, annelerin hediye keyfini ikiye katlayacak.

    Akıllı telefonlardan küçük ev aletlerine, beyaz eşyadan televizyonlara uzanan 50 bin çeşit1462266126_LG ürünü, rakipsiz fiyatları ve kaliteli hizmetleriyle tüketicilerine sunan Media Markt, Anneler Günü’ne özel kampanyasıyla, bu defa da anneleri mutlu edecek.

    Media Markt, 4-8 Mayıs arasında geçerli olacak Anneler Günü kampanyasıyla, her Samsung Gear Saat alana 179 TL değerinde Bluetooth kulaklık; Samsung Galaxy S7 Edge akıllı telefon alana 299 TL değerinde Samsung Tablet ve LG K10 telefon alana 129 TL değerinde çay makinesi hediye edecek.

    Ayrıca, her Simfer mini fırın alana Simfer eldiven ve önlük; 500 TL ve üzerinde Tefal markalı buhar kazanlı ütü alana 200 TL değerinde Tefal Pro Express ütü masası; Philips marka buharlı ütü satın alanlara ise 250 TL değerinde ütü masası armağan edecek.

    Anneler Günü’nde annesine ne hediye edeceğine bir türlü karar veremeyenleri büyük bir zahmetten kurtaracak olan kampanya, Media Markt’ta annesini sevindirmek isteyenleri bekliyor.

    Telefonunuzun Gün İçinde Pil Ömrünü Uzatmanın Yolları

    0

    2016_mayis_01

    Cep telefonu kullananların en büyük kabusu gün bitmeden şarjlarının tükenmesidir. Yapılan araştırmalarda gün içerisinde cep telefonumuza ortalama 150 kez baktığımızı gösteriyor ve sanırım çok azımız bu rakamın büyüklüğünün farkındayız. Bu kadar yoğun kullandığımız, hayatımıza bu kadar tesir etmiş, hiçbir şartta yanımızdan ayırmadığımız ve böylesine önemsediğimiz bir cihazın daha gün bitmeden şarjının bitmesi elbette kabul edilebilir bir durum değildir. Eğer çok güçlü bir piliniz yoksa telefonunuzu kullanırken bazı önlemler alarak şarj kullanımından tasarruf edebilir ve gün içindeki kullanım sürenizi çok daha uzun bir zamana yayabilirsiniz. Şarj tasarrufu yaparak telefonumuzu nasıl idareli kullanabileceğinizi örneklerle inceleyelim.

    Pil ömrünü artırmaya yönelik İpuçları

    Parlaklık Ayarı : Pil tüketimini en fazla etkileyen özelliklerin başında gelir. Telefon ekranının ışığı ne kadar çok parlak olursa pilinizin şarjının tükenme süresi azalacaktır. Parlaklığı azaltma pil gücünden ciddi tasarruf etmeyi sağlar. Özellikle güneş ışığı olmayan kapalı alanlarda yoğun parlaklığa fazla ihtiyacınız olmayacağı için parlaklık ayarını en kısıkta kullanmanızı öneririz.

    Ekranın Kendiliğinden Kapanma Süresi :Biliyorsunuz açtığınız ekran belirli bir zaman sonra eğer hiçbir işlem yapmazsanız kendiliğinden kapanır. Bu kapanma süresini ayarlar bölümünden en kısa süreye ayarlarsanız gün içindeki kullanımlarınızda bir miktar şarj tasarrufu sağlamış olursunuz.

    Güç yönetimi özelliklerini kullanın : Kulandığınız telefonunayarlar” kısmında Akıllı Güç Tasarrufu Modu açık olsun. Böylece buradan pil kullanım durumunuzu izleyebilir ve telefonda en çok gücü hangi uygulamanın harcadığını tek tek inceleyerek görebilirsiniz.

    Wi‍-Fi veya Bluetooth Kullanmıyorsanız Kapatın

    Bazen Wi-Fi ve Bluetooth servislerini kullanmadığınız halde bu servisler telefonunuzda açık kalmış olabilirler. Eğer bu servileri aktif olarak kullanmıyorsanız Wi‍-Fi, Bluetooth veya mobil veri benzeri kablosuz bağlantıları açık tutmayıp mutlaka kapatın şarj tasarrufu konusunda size ciddi kullanım zamanı kazandıracaktır.

    GPS Gerekli Değilse Kapalı Olsun

    Navigasyon uygulaması veya konum tabanlı bir uygulama kullanmıyorsanız GPS ayarını açın tutmanıza gerek yoktur. Böylece GPS’i kapalı tutarak şarj kullanım sürenizi uzatabilirsiniz. Altın kural olarak bir servisi veya uygulamayı gerekmiyorsa açık tutmayın.

    Animasyonlu Duvar Kağıdına Dikkat

    Telefonunuzun giriş ekranında canlı bir duvar kâğıdı uygulamasını kullanmak daha fazla şarj tüketmenize sebep olacağından şarj bitmesi problemi yaşıyorsanız bu tip uygulamaları kullanmayın. Telefonlarda ana prensip; ne kadar az renk görünürse pil de o denli az tüketilir.

    Uygulamalarınız Güncel Olsun

    Kullandığınız yazılımların en yeni sürümlerini kullanmaya çalışın. Çünkü bazen yeni güncellemeler pil tüketimini azaltan özellikler içerebilir.

    Kullanmadığınız Uygulamaları Kapalı Tutun

    Aktif olarak kullanmadığınız uygulamaları kapalı tutun ve arka fonda çalışmalarına müsaade etmeyin. Hatta kullanmadığınız uygulamaları da kaldırın gitsin. Çünkü yükleyip bir kez denediğiniz bir uygulama artık hiç kullanmasanız bile arka planda çalışmasını sürdürebilir. O yüzden kullanmadığınız uygulamayı dursun demeyin ve kaldırın. (Tramadol)

    Widget’lara Dikkat!

    Telefonunuzda kullandığınız bazı widget’lar (yerleşik küçük bir bilgi bloğu)  sürekli olarak veri alış-verişi yaparlar. Hava durumu veya döviz bilgileri gibi sizin için çok önemli olmayan widget’ları kaldırmanız küçük de olsa bir şarj süresi avantajı oluşturur.

    Ses Ayarları Önemli

    Telefonunuzun şarj zamanının daha fazla dayanması için her yapacağınız tasarrufun önemi vardır. Ses ayarlarında da bazı iyileştirmeler yapmak faydalı olacaktır. İlk olarak telefonunuzun zil sesinin seviyesini düşürün. Titreşim ve sesli bildirim kullanımını azaltmak veya tamamen sıfırlamak da bazen iyi bir seçenek olabilir.

    Sürekli olarak daha çok pil zamanı için telefonunuzda ayarlarla oynamak, servislerini ve özelliklerini kısıntılı kullanmak istemiyorsanız o zaman yüksek pil ömrüne sahip telefonları kullanmanızı öneririz. Böylece gün içerisinde bütün bu ayarlarla uğraşma derdinden de kurtulmuş olursunuz.

    Dark Souls III İnceleme

    0

    1

    Dark Souls III nereden bakarsanız bakın önemli bir yapım. Öncelikle bir oyun tarzının sonlanlanması, oyun dünyasını derinden şekillendiren bir oyunun seri olarak sona ermesi yönünden büyük önem taşıyor. Miyazaki ve ekibinin oyunculara son hediyesi Lothric toprakları oldu.

    Dark Souls III ismindeki rakam sağ olsun kendini belli ediyor ve üçlemeyi kesin bir şekilde sonlandırıyor. Belli noktalarda oyunun hayranlarını tatmin etmeyecek şeyler yapsalar da ortaya konulan çabayı takdir etmek gerekiyor. Dark Souls, Japon bir geliştiricinin hazırladığı küçük bir oyun olarak görülürken şu an gelinen nokta göz alıcı. İşte bu noktada serinin sadık hayranlarını harika anlar ve muhteşem geri dönüşler bekliyor olacak.

    5

    From Software iki farklı oyuncuya yine iki farklı şekilde hitap ediyor: Oyunu daha önce oynamış olanlar ve oynamamış olanlar. Yeni Dark Souls oyuncuları bu tür bir oynanınışı muhtemelen daha önce görmediler ve en çok bu noktada şaşıracaklar. Serinin sadık oyuncularıysa daha çok işin hikaye kısmıyla hayretlere düşecekler. Oynanış yönünden de eski oyuncuları şaşırtsın isterdik ama diyemiyoruz. Çünkü From Software yeni bir mekanik yaratmak yerine, yine üzerine biraz daha koyarak ilerliyor. Oyunda asıl değişim hikaye ve onun anlatımı olurken, özellikle ilk oyunu oynayanlar bu değişimden en çok etkilenenler oluyor.

    Dark Souls III’ün hikayesi bu kez Lothric adındaki bir şehirde geçiyor. Lords of Cinder, yani Kor Lordları tahtlarını terk etmişlerdir. Onlar gittikleri için ilk ateş yeniden tehlike altına girmiştir. Tahtlarını tek eden bu lordları geri getirme göreviyse biz oyunculara düşüyor. Elbette işler o kadar kolay olmayacak ama bu kez elimizde net bir görev var: Boş olan tahtı öyle ya da böyle doldurmak.

    3

    Tıpkı diğer From Software oyunları gibi Dark Souls III’ün de hikaye anlatımı çok özel. Oynayanın hayal gücüne ve sezgilerine güvenen hikayeler aktarıyorlar. Üstelik bu güzel öyküleri anlayabilmeniz için gereken tek şey size sunulan dünyaya, sizin de kendinizi sunmanız. Oyunla vakit geçirdikçe, o dünyanın bir parçası oldukça anlamaya ve öğrenmeye başlıyorsunuz.

    Artık büyü yaptığımızda ve silahlara ait özel teknikleri kullandığımızda Focus Point harcıyoruz. Bu bar kendiliğinden dolmuyor. Dolması için ya Mavi Estus içmeliyiz ya da Bonfire’a oturmalıyız. Oyundaki bazı eşyalar bu barın yenilenmesini tetiklese de hiçbiri Mavi Estus kadar olamıyor. Yani demirciye gidip, eşyaları düzenlediğimizde çok akıllıca karar vermemiz gerekiyor. Hem sarı hem de mavi Estus’ları düzgün bir şekilde yönetmeliyiz. Yoksa savaşın ortasında ve özellikle Boss dövüşlerinde büyüsüz veya can yenileme olmadan kalabiliriz. Eh, böyle bir şeyin yaşanmasını kimse istemez.

    2

     Oyundaki en büyük geçim kaynağıysa elbette kıymetli ruhlar. Onlar oyundaki elimiz, gözümüz, kulağımız her şeyimiz. Her Souls oyununda olduğu gibi öldüğümüz zaman hepsini yere düşürüyoruz ve bize sadece fazladan bir hak veriliyor. Ya o ruhları geri alırız ya da denerken ölüp, hepsini kaybederiz. Oyunun başlarında ruh miktarları da az olduğu için pek koymuyor ama üzerimizde taşıdığımız ruh sayısı arttıkça gerginliğimiz de git  gide yükseliyor. Zaten Dark Souls’u olduğu şey yapan da verdiği bu gerilim hissiyatı. Bir sonraki köşeden ne çıkacağını bilmiyorsunuz ve seviye atlamaktan, eşya satın almaya kadar neredeyse her şeyde kullanılan kıymeti ruhlarımızı kaybetmek bizi saatler öncesine döndürebiliyor. Dark Soul III’te hedefe kitlenebildiğiniz her şeyin sizi öldürmeye programlanmış tehditler olduğunu düşünürsek baskıyı hissetmemek elde değil.

    4

    Kısacası Dark Souls III hem şahane grafikleri hem de muhteşem boss savaşlarıyla oyuncuyum diyen herkesin denemesi gereken bir yapım olmuş. Sadece kendinize meydan okumak için bile Dark Souls III’ü demek isteyebilirsiniz.

    Ekran Kartı alınırken nelere dikkat edilmeli?

    0

    201305301700586385Günümüzde oyunların görsel anlamda inanılmaz bir atılım yaptığını görmek hiç de zor değil. Yeni gelişen görsel teknikler ve efektler ile, özellikle PC oyunları, gerçekle yarışacak kadar güzelleşti. Tabii ki her güzelin bir kusuru vardır mantığı ile, oyunlar gerçeğe yaklaştıkça, ihtiyaç duydukları güç de arttı. Doğan bu güç ihtiyacını ise Nvidia ve AMD’nin ekran kartları ile karşılamaya çalışıyoruz.

    Oyuncular için oldukça pahalı bir donanım olan ekran kartı fiyatları, 150 TL’den başlayıp 5000-6000 TL’ye kadar çıkabiliyor. Onlarca farklı model içerisinde kaybolan oyuncular ise, kendilerine en uygun ekran kartını bulmak için ciddi bir çaba içerisine giriyor. Ama şunu iyi bilmek gerekiyor ki ekran kartı satın alırken en çok dikkat etmemiz gereken nokta, cebimizdeki bütçemizin ne kadar olduğu. Çünkü şu bir gerçek ki, ekran kartına ödediğimiz ücret, aldığımız performans ile doğru orantılı olarak artıyor.

    Teknolojice-RadeonR9390x-2

    Eğer bütçemizi henüz belirlemediysek, özen göstermemiz gereken bir kaç nokta var.

    1. Oyun oynayacağımız ekranımızın çözünürlüğü nedir?
    2. Bize yeterli gelecek FPS miktarı ne kadar?
    3. Oyunları en üst grafik ayarlarında oynama takıntımız var mı?
    4. Satın alacağımız ürünün bizi ne kadar süre idare etmesi gerekiyor?

    Bu en önemli 4 noktayı gerektiği kadar düşünüp bir sonuca ulaştıktan sonra model seçimimize gidebiliriz. Burada AMD’den örnek vermek istiyorum. AMD’nin en son ekran kartı serisi olan R9 3XX modellerine baktığımızda, modellerin R9 370’den başlayıp R9 390x’e kadar yükseldiğini görebiliyoruz. Örneğin R9 370 ve 370x, PC oyunculuğu için giriş sınıfı ekran kartı olarak görülebilir, modern oyunları ortalama ayarlarda, 30 FPS civarında çalıştıracak kadar güçlü bir kart R9 370 ve 370x ailesi. R9 390x’e çıktığımızda ise oyunların artık 1080p çözünürlükte ve en üst grafik ayarlarında çalışmaya başladığını görebiliriz, alacağımız FPS miktarı ise 30-45 FPS arasında değişim gösterecektir. R9 390 ve 390x’te ise artık oyunlarımızı FullHD çözünürlükte ve en üst ayarlarda, 60 FPS civarında oynayabiliriz.

    3

    Yukarıda belirttiğim durum sadece AMD için değil Nvidia için de geçerli, GTX 950 ile başlayan oyunculuk giriş seviyesi ekran kartları, 980 Ti’a kadar çıkabiliyor. 980 Ti gibi fiyatı 3000 TL’nin üzerinde olan bir kart ise, günümüz oyunlarını yüksek grafik ayarlarında ve 4K gibi devasa bir çözünürlükte oynayabiliyoruz. Tabii ki burada iş sadece ekran kartımıza değil, onu destekleyecek kadar güçlü işlemcimize de düşüyor.

    Yukarıdaki durumu kısaca özetlemek gerekirse, ekran kartı satın alırken, klasik ne kadar ekmek o kadar köfte kuralı devreye giriyor. Karta ayırabileceğimiz bütçe artarken, bunun karşılığında alabileceğimiz performans da yükseliyor ve bizleri memnun edebiliyor. Ama iş iki marka arasında seçim yapmaya geldiğinde, olay bambaşka bir boyut kazanıyor.

    4

    Öncelikle PC oyunculuğu dünyasında iki dev ekran kartı geliştiricisi mevcut. Bunlardan biri Nvidia iken, diğer eskiden ATI olarak tanıdığımız şimdinin AMD’si. AMD ile Nvidia arasındaki en temel fark ise daima fiyatları oluyor. AMD bizlere Fiyat/Performans ağırlıklı ürünler sunarken, Nvidia üst seviyede farkını ortaya koyuyor. Özellikle sürücü kısmında Nvidia’nın daha hızlı davrandığı bir gerçek, ama AMD’de son zamanlarda kendisini bu konuda geliştiriyor. Nvidia’nın bir diğer avantajı ise GameWorks teknolojileri oluyor, gerçekçi saç, dalga, gölgelendirme gibi efektler ile oyunu görsel anlamda zengileştiren bu özellikler, genel oyun deneyimimizi de güçlendiriyor. AMD tarafında ise DirectX 12 desteği ile birlikte, performans anlamında ciddi geliştirmeler mevcut. DirectX 12’yi Nvidia’dan daha verimli kullanmayı başaran AMD tarafı, bu sayede uygun fiyata çok daha yüksek performans verebiliyor. Eğer siz de ekran kartı almak istiyorsanız, yukarıda yazdıklarımıza dikkat etmenizde fayda var.

    1

    Geniş Açı / Makro Dönüştürücüler

    donusturucu01

    Son dönemde sayıları artmaya başlayan geniş açı / makro dönüştürücüler uygun fiyat etiketleriyle kolay bir çözüm sunuyorlar.

    Makro ya da geniş açı çekim yapmak dijital SLR sahipleri için zaman zaman ihtiyaç duyulan konulardan biri. Ancak bu tip ihtiyaçlar olduğunda genelde objektif değiştirmek ve ihtiyaca yönelik objektifler satın almak gerekiyor. Bu da hem ekonomik olarak hem de taşıma sorunları nedeniyle her zaman mümkün olmayabiliyor. İşte son yıllarda sayıları artan makro ya da geniş açı dönüştürücüler bu sorunlara çözüm oluyor.

    Bazı yerlerde objektif, bazı yerlerde dönüştürücü, bazı yerlerde ise filtre olarak isimlendirilen bu aparatlar elindeki objektifi değiştirmeden farklı çözümler elde etmek isteyenlere hitap ediyor.

    Nasıl kullanılıyor?

    Değiştirilebilir objektifli fotoğraf makineleri için tasarlanan bu ürünler objektifin önüne vidalanarak takılıyor. Aynen bir filtre takar gibi kullanılan bu dönüştürücüler haliyle belli bir mm çapı düşünülerek üretiliyor. Yani filtrelerde olduğu gibi 37, 52, 58 ya da 72 mm ebatlarında olan bu ürünleri objektife göre satın almak gerekiyor.

    Ne işe yarıyor?

    Makro, geniş açı ya da tele olarak farklı özelliklerde üretilen bu dönüştürücülerin bazısı makro, bazısı geniş açı, bazıları da tele özelliğine sahip olabiliyor. Hatta bazı dönüştürücüler hem makro hem geniş açı özelliğini aynı anda sunabiliyor. Dönüştürücünün hangi özelliğe sahip olduğunu isminde yer alan bilgilerden anlayabiliyoruz. Örneğin 62 mm 2.2X Telephoto ismine sahip olan ürünün objektif çapının 62 mm olduğunu, tele özelliği kazandırdığını ve görüntüyü 2.2 kat büyüttüğünü anlıyoruz. Bir başka örnekte ise 37 mm 0.5X Wide Angle üründe ise 37 mm objektif çapı, 0.5X büyütme oranı, Wide Angel ise geniş açıyı gösteriyor.

    Gerçek bir objektifin yerini tutar mı?

    Elbette bu ürünlerin gerçek bir objektifin yerini alması mümkün değil. Zira gerçek geniş açı ya da makro objektiflerin mercek kalitesi bir dönüştürücü ile karşılaştırılmayacak kadar iyidir. Ancak günü kurtarma ya da uygun fiyatla bir çözüm sunma anlamında dönüştürücüler de işe yarıyor. Ayrıca fiyat karşılaştırması yapıldığında ortalama bir makro objektifin neredeyse 10’da birine satılan dönüştürücülerin avantajlı olduğu görülüyor. Yani günü kurtarma, profesyonel olmayan işlerde faydalanma, günlük hayatta kullanım gibi işlerde bu dönüştürücüler fazlasıyla iş görüyorlar.

    donusturucu02

    Neler yapılabilir?

    Tek bir objektifiniz varsa buna uygun olarak alabileceğiniz farklı dönüştürücülerle makro, geniş açı, makro+geniş açı ya da telefoto objektife dönüştürerek farklı sonuçlar alabilirsiniz. Bu sayede elinizdeki ekipmanı kullanarak yeni şeyler denemek, farklı sonuçlar almak ve eğlenmek mümkün hale geliyor. Bu tarz bir dönüştürücü ile makro geniş açı çekimler yapabilir, elinizdeki objektifin yakınlaştırma kapasitesini artırabilir, objektifiniziniz görüş açısını artırabilirsiniz. Özellikle geniş açı+makro çözümünü sunan objektiflerin sayısının az ve fiyatlarının yüksek olduğunu belirtmek isterim. 60-100 TL’ye alabileceğiniz bu tarz bir dönüştürücü ile sizi sınırlayacak tek şey hayal gücünüz olacak. Anlatması benden, bu dönüştürücüleri bulup uygulaması sizden.

    Işığınız bol olsun…

    Anneler Günü için geri sayım başladı!

    0

    Mayıs ayının gelişi bize Anneler Günü’nün de yaklaştığını hatırlatıyor. Bu özel güne sayılı zaman kala “Anneme ne hediye alsam?” sorusu da akılların bir köşesine yazıldı. Bizi dünyaya getiren annelerimiz hayatımızın en değerli varlığı… Elbette ki onlar için hiçbir hediye birbirimize duyduğumuz karşılıklı sevgi kadar değerli olamaz. Ancak ona, ihtiyacı olduğunu düşündüğünüz bir hediye alarak belki gözündeki parıltının ve gülen yüzünün sebebi olabilirsiniz…

    Çayın suyu bitti mi derdine son!
    Anneniz çay içmeyi çok seviyorsa ona Arçelik’in K 3285 modelindeki semaverinden alabilirsiniz. “Ne var çay çaydanlıkta da demlenir” demeyin. Bu semaver oldukça önemli özelliklere sahip. Sadece 2.38 gram ağırlığında olan bu ürün, annenizin çay demleme işini de kolaylaştıracak. Nasıl mı? Hemen anlatalım. Bu semaverin en önemli yanı sıcak tutma özelliğine sahip olması. Yani bu özellik sayesinde annenizi sürekli mutfağa gidip ‘çayın altında su kaldı mı, dibi yanmasın’ derdinden kurtarabilirsiniz. Otomatik kapanma özelliğine de sahip olan bu semaver ile annenizin akşamları televizyon karşısında çayın suyu bitti mi derdi olmadan keyiflice dizisini izlemesini sağlayabilirsiniz.

    ARCELIK-K-3285-C-1800-W-Semaver-Beyaz

    Annenize tatil hediyesi…
    Havalar ısındı ve dolayısıyla yaz tatili için de planlar yapılmaya başladı. Anneniz için bu anlamlı günde yaza yönelik güzel bir hediye tercih edebilirsiniz. Epilasyon aletinin kadınlar için en güzel olabilecek hediyelerin başında geldiğine emin olabilirsiniz. Rowenta’nın EP9351 modeli güzel bir tercih olabilir. Ürünün özelliklerine gelince; en dikkat çekici özelliği ıslak ve kuru kullanım özelliğine sahip olması. Ayrıca ürün suyun içinde kullanılabilen hidromasaj başlığına da sahip. 360 derece dönebilen özel peeling başlığı da annenizi mutlu edecek bir özellik. 40 dakika kablosuz kullanım sunan bu cihaz, 3.2 cm ekstra geniş epilasyon başlığına da sahip. Hassas bölgeler için özel daraltıcı başlığı da bulunan epilasyon cihazının acı önleyici sistemi de kadınların korkulu rüyası acıyı ortadan kaldırıyor.

    ROWENTA-EP9351-AquaPerfect-Soft-Epilasyon-Aleti

    Ütü yapmayı sevmeyenler için…
    Kadınların en sevmediği ev işlerinin başında ütü geliyor. “Ben ütü yapmayı seviyorum” diyen kadınların sayısı da iki elin on parmağını geçmeyebilir. Eğer anneniz de ütü yapmayı sevmiyorsa ona bu işi keyifle yapmasını sağlayacağınız bir ütü hediye edebilirsiniz. Tek dokunuşla 3 farklı ütüleme seçeneğine sahip olan Tefal’in Express Auto Control GV7761 buhar kazanlı ütü modeli, en hızlı ve en mükemmel ütüleme imkanı sunuyor. Ütü yapanlar bilir, ütülerin altı bazen leke tutabiliyor. Tefal’in bu akıllı ütüsü uzun ömürlü kayganlık için kendi kendini temizleyebilen ütü tabanına sahip.

    TEFAL-Express-Auto-Control-GV7761-2000-W-Buhar-Kazanlı-Ütü

    Çıkması zor lekeler artık zor değil
    Ev işlerinin en yorucu kısmı da temizlik. Temizlikten keyif alıyorum deseniz bile bir yerden sonra kesinlikle yorulduğunuzu hissediyorsunuz ve performansınız düşebiliyor. Temizlik sonrası da genelde bel ağrılarıyla geçiyor ve erkenden yatma ihtiyacı hissedebiliyorsunuz. Annenizi daha fazla yormamak isterseniz buharlı bir temizleyici hediye etmek isteyebilirsiniz. Arçelik’in K 7800 modelindeki buharlı temizleyici, çıkması zor lekeleri çıkarmak için süper bir tercih olabilir. Örneğin tost makinesi, tava, tencere gibi ürünlerde buharlı temizleyici oldukça işe yarayabilir.

    ARCELIK-K-7800-1800-W-Buharlı-Temizleyici

    Annenizin beli bükülmesin
    Evde temizlik yaparken kullanılan en önemli ürünlerden biri de elektrik süpürgesi. Ne kadar güçlü, kuvvetli ve bir o kadar da teknolojik bir cihaz olursa hem siz daha az yorulursunuz hem de evinizi temizlemek bir o kadar kolay olur. Annelerimizin beli daha bükülmesin derseniz, Homend’in Greenpiece 1208 modelindeki elektrik süpürgesini tercih edebilirsiniz. Yüzde 30 düşük enerji harcayan bu modelin hızı ayarlanabiliyor, torbası kolayca yerleştirilebiliyor ve toz haznesi dolduğunda size bunu gösterebiliyor.

    HOMEND-Greenpiece-1208-1600-W-Torbalı-Elektrikli-Süpürge

    Annenizin mutfaktaki arkadaşı
    Anneler hayatımızın en değerli varlıkları olduğu gibi mutfakların da en değerlileri… Bir pastanede poğaça yediğimizde ya da bir restoranda güzel bir börek denediğimizde ‘anne eli değmiş gibi’ demiyor muyuz? Siz de annenizin mutfakta lezzetlerine lezzet katmasını istiyorsanız, Homend’in 2802 Functionall 700 Watt Blender’ını tercih edebilirsiniz. 1.5 litre hacimsel kapasiteye sahip bu ürün, annenizin de mutfaktaki en iyi arkadaşı olacak.

    HOMEND-2802-Functionall-700-Watt-Blender