Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1821

    Apple iPad Pro 9.7: Piyasanın açık ara en iyi Tableti

    Apple, iPad Pro ürün ailesini küçülttü. 9.7 inç’lik bir ekrana sahip olan yeni iPad Pro, çıkar çıkmaz zirvede yerini aldı. PC sistemlerine meydan okuyan Apple iPad Pro 9.7’ye yakından bakıyoruz.

    İlk olarak iPad Pro Mini denildi, sonra ise adının iPad Air 3 olacağı dedikodusu yayıldı. Apple, yeni iPad’i tanıtırken ise herkesi şaşırttı. Çünkü yeni ürününü iPad Pro 9,7 olarak adlandırdı. Esasında bunda çok da şaşırmamak lazım.  iPad Pro 9,7, birçok özelliği ile büyük abisi iPad Pro’ya çok benziyor.

    6

    12,9 inç büyüklüğünde olan iPad Pro’ya karşı iPad Air 2’den bildiğimiz 9,7 inç büyüklüğünde bir ekran kullanıldı. iPad Pro’nun maksimum 2732×2048 piksel çözünürlüğü yerine de 2048×1536 piksel çözünürlüğü tercih edildi. 9,7 inç’lik bir ekran için bu tip bir piksel çözünürlüğü fazlasıyla keskin ve yeterli. Buna karşın  iPad Pro 9,7’nin 264 ppi’lik piksel yoğunluğu ise sadece normal kullanıcıları tatmin edebilir. Üst seviye akıllı telefon kullanan kullanıcılar , 401 ppi değerinde olan iPhone 6S Plus ve 534 ppi değerinde olan Samsung Galaxy S7 Edge ile kıyasla,  iPad Pro 9,7’nin piksel yoğunluğu kesinlikle bir avantaj değil.

    True Tone farkı

    Apple bu yüzden olsa gerek iPad Pro 9,7’nin kontrast değerini yükseltti. 924:1 kontrast değerine sahip iPad Air 2 ile kıyasla 1083:1’lik bir kontrast değeri gösteren yeni iPad Pro, 5111 Candela’lık parlaklık değeri ile güneşli ortamlarda bile rahat bir kullanım sunuyor. Bu üründe beğendiğimiz bir özellik, oldukça keskin bir ekran ile birlikte canlı, yüksek kontrastlı ve gerçekçi bir renk dağılımına sahip olması. Dolaysıyla yansımaz bir ekrana sahip olan iPad Pro 9,7, yüksek renk doğruluğu ekranı ile grafik tasarım işi ile uğraşan kişilerin de ilgisini çekeceğini düşünüyoruz.

    3

    Apple’ın True Tone olarak adlandırılan yeni ekran teknolojisi, iPad Pro 9,7’ye büyük bir katkı sağlıyor. True Tone sayesinde, ekranda bulunan sensorler yardımıyla, ortamın  ışık yoğunluğu hesaplanıp ekranın arka aydınlatması ve renk sıcaklıkları dinamik olarak ayarlanıyor. Örneğin loş ışıklı ortamlarda, gözlerin daha az yorulmasını sağlamak için, ekranın mavi renk değerleri düşürülüyor. Aynı teknoloji, iOS 9.3 işletim sistemine sahip Apple cihazlarda Night Shift adı altında kullanılıyor.

    Akıllı bağlantılar ve Apple Pencil desteği

     12,9 inç büyüklüğündeki iPad Pro’dan tanıştığımız Smart Connector arayüzü iPad Pro 9,7’de de kullanıldı. Bu arayüze Smart Cover şeklinde bir klavye takılıyor. Bu klavyenin en büyük özelliği, pilsiz olduğundan dolayı oldukça ince olması ve Bluetooth bağlantısı ile kullanıcıyı uğraştırmaması. Tak ve çalıştır konseptine uygun olan bu klavyenin verimliliği oldukça yüksek. Yalnız 10 parmak kullanımı için pek de uygun olmadığını söylemeliyiz. Bu klavye, iPad Pro 9,7’yi kucağında kullanmak isteyen kullanıcılara da pek hitap etmiyor. Nedeni, 10 parmak ile yazdığınızda fazlasıyla sarsılması ve ağırlık noktasının önde olmasından dolayı Tablet’in de hafifçe öne doğru eğilmesi.

    4

     iPad Pro 9,7, tıpkı abisi gibi Apple Pencil teknolojisini destekliyor. Opsiyonel olarak satılan bu kalem, oldukça hassas ve kullanıcıların uyguladığı baskılara karşı tepkiler verebiliyor. Bu kalem ile el yazısı yazabildiğiniz gibi bir çizim kalemi olarak da kullanılabiliyor.

    Performans

    iPad Pro 9,7, tıpkı iPad Pro gibi 64 bit A9X işlemcisini kullanıyor. Bu işlemci ile birlikte spor aktivitelerini ölçen M9 yardımcı işlemcisi de yer alıyor.  4 Gbyte yerine 2 GByte’lık bir bellek kullanan iPad Pro 9,7, 2.24 GHz yerine 2.16 GHz’lik bir sistem frekansı ile çalışıyor. Yaptığımız testlerde iPad Pro 9,7’nin özellikle grafik yongasının yoğun kullandığı durumlarda abisi iPad Pro kadar performanslı olmadığını gördük. Yine de şunu söylemekte fayda var. iPad Pro 9,7, günlük kullanımda iPad Pro ile olan performans farkının sadece kâğıtta olduğu anlaşılıyor.

    3

    Ses konusuna gelince. iPad Pro 9,7 dört adet hoparlöre sahip. Ürünün her bir köşesinde birer adet hoparlör bulunuyor. Yaptığımız denemelerde iPad Pro 9,7’de kullanılan hoparlörlerinin çok etkili olduğunu gördük. Öyle ki benzer tabletlerle kıyasla iPad Pro 9,7’nin hoparlör kalitesinin piyasanın en iddialı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

    7300 mAh’lik bir pile sahip olan iPad Pro 9,7 yaklaşık 10 saat’lik bir çalışma sunuyor. 12 Watt yerine 10 Watt’lık adaptörü sayesinde de dört saat içinde şarj oluyor.

    2

    iPhone 6S’in kamerası

     iPad Pro 9,7, dış görünüş olarak iPad Air 2’ye çok benziyor. Bu iki ürünü ayır etmek neredeyse çok zor. Arka kısmına baktığımızda ise iPad Pro 9,7’nin kamera lensinin hafifçe öne sarktığı görülüyor. iPhone 6S’in kamera lensini kullanan iPad Pro 9,7 bu özellik sayesinde kendisini farklılaştırıyor. 12 MP’lik arka ve 5 MP’lik ön kameralarının kaliteleri hemen belli oluyor. Her ne kadar iPhone 6s’in kalitesini yakalamazsa, fotoğraf kalitesi birçok akıllı telefondan daha iyi olduğunu söylemeliyiz.

    5

     Neticede iPad Pro 9,7, piyasanın en iddialı tablet ürünü. Başarılı ses ve fotoğraf kalitesinin yanı sıra yüksek çözünürlüklü bir ekrana da sahip olan iPad Pro 9,7, yüksek performansı ile de göz dolduruyor. Bir tabletten fazlasını sunan iPad Pro 9,7 her ne kadar üstün özelliklere sahip olsa da, dizüstü sistemlerine bir alternatif olamayacağını söylemeliyiz.

    YouTube’dan içerik üreticileri rahatlatan karar

    s-adc252618ac79b369eed11794b549dc5cadc7dcc

    Video izleme, yayınlama ve canlı yayın platformu YouTube, milyonlarca kimse ya da marka için başlı başına bir gelir modeli. Yayınlanan videolar, gerekli koşulları sağladığı taktirde izlendikçe para kazandırırken YouTube reklamları da ayrı bir gelir sağlayıcı model durumunda.

    Geçtiğimiz dönemde alınan bir karar ise YouTube’da telif hakları ile ilgili sorunlar yaşayan hesapların gelir elde etmesine engel olacak bir yapı sergilemişti. Büyük tartışma yaratan gelişme, telif içerik barından videoları adeta ‘yalnızca izlenebilen’ bir yapı haline getirmişti.

    Karar sonrasında çok sayıda video kanalının gelirleri azaldı ya da tamamen sıfırlandı. Görüşmeler sonrasında gelen açıklama ise YouTube’daki içerik üreticileri rahatlatan türden oldu…

    Beklenen karar alındı

    Açıklamada telif sorunu olan videoların da çözüm süreci tamamlanana kadar gelir kazanmaya devam edebileceği duyuruldu. Böylelikle hem içerik sahipleri, hem de hak iddia edenler arasındaki mücadele süresince de gelir elde edilebilmesi mümkün olacak.

    YouTube’un aldığı kararın önemli noktası ise gelirlerin ‘rezervde’ tutulacak olması. Yani telif haklarını ihlal ettiği anlaşılan videoların kazançları kendilerine aktarılmayacak.

    Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…

    Facebook CEO’su: “Yapay zeka insanlardan üstün olacak”

    mark-zuckerberg

    Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, şirketin finansal ve genel bilançosunu kamuoyuyla paylaştığı toplantı kapsamında ilginç açıklamalarda da bulundu. Bunlar arasında yapay zeka öngörüsü dikkat çekti…

    Detaylarına buraya tıklayarak ulaşabileceğiniz Facebook çeyrek sonuçları kapsamında şirketin kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg’ten yapay zekaya ilişkin açıklama ve değerlendirmeler geldi…

    10 yıl sonra…

    Şu an için odak noktalarının insandan daha iyi algıya sahip servisler geliştirmek olduğunun altını çizen Zuckerberg, önümüzdeki 10 yıl içinde ise yapay zekanın insandan daha iyi algıya sahip olmasını beklediğini kaydetti. Açıklamalarında insanoğlunun biyolojik varlığını temel alan yeteneklere sahip bilgisayarların geliştirileceğini ifade eden Zuckerberg, böylelikle günümüzde insanlar tarafından gerçekleştirilen çok sayıda işlemin makineler tarafından yapılacağını belirtiyor.

    Bilim kurgu ve fütürizm bir arada

    Geçtiğimiz dönemde Google’ın bazı etkili isimlerinden de yapay zekaya dair benzer öngörüler gelmişti. Son dönemde teknoloji dünyasındaki gelecek öngörülerinin temelinde ‘insanların yaptığı şeylerin gelecekte makineler tarafından yapılması’ baz konu halini almış durumda. Bunun oldukça fütüristik ve bilim kurgusal olduğu bir gerçek.

    Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.

    Ekransız fotoğraf makinesi olur mu? Evet, Leica M-D!

    Ekran Resmi 2016-05-01 21.40.51

    Geçtiğimiz aylarda dünyanın en çok akıllı telefon satan şirketleri arasındaki Huawei ile gerçekleştirdiği işbirliği sonrasında adından söz ettiren Alman kamera/lens üreticisi Leica, bu kez de ilginç özelliklere sahip yeni fotoğraf makinesiyle gündemde. Şirketin yeni modelinde LCD ekran bulunmuyor…

    Leica M-D adını alan fotoğraf makinesi, günümüzün en önemli teknoloji trendlerinden biri olan ‘ekrana sahip olma’ yapısına adeta karşı duruş sergiliyor. Aygıtta ekran yerine bir ISO ayarına odaklanmış bir kadran bulunuyor ve çekilen fotoğrafların görüntülenmesi de mümkün kılınmıyor. Ayrıca fotoğraf makinesi arayüzü kavramı da Leica M-D’de söz konusu değil, diyafram açıklığından ISO ayarına herşey manuel şekilde ve elle yapılıyor. 24 MP CMOS sensöre sahip olduğunun altını da çizelim.

    Ekran Resmi 2016-05-01 21.41.08

    Retro makine

    Leica’nın yeni fotoğraf makinesi kökeni çok eskilere dayalı, tecrübeli fotoğraf profesyonellerine hitap ediyor ve onlara bir tür nostalji imkanı sunmayı hedefliyor. Aygıtın çeşitli kontroller üzerinden hazır ayarlar sunmakla beraber genel hatlarıyla ‘ince ayarlar’ ve ‘sıkı düzenlemeler’ eşliğinde fotoğraf elde etmeye odaklandığı görülüyor. Adeta tek bir fotoğrafın mücevher değerinde olduğu 80’lere hatta daha eski yıllara götürüyor sizleri.

    Ekran Resmi 2016-05-01 21.41.15

    Fiyatı dudak uçuklatıyor!

    Leica, pahalı fotoğraf makineleri ile tanınan ve niş bir kesime hitap eden markalar arasında konumlanıyor. Bu ilginç ürünün ön siparişleri alınmaya başlandı. Fiyatı ise beklenildiği üzere bir hayli yüksek; 6 bin dolara yakın.

    Eski Motorola başkanı Google’a katıldı

    0

    imgs0554-20141028_10-01-50_9Mart ayında Lenovo’dan ayrılan eski Motorola Başkanı Rick Osterloh’un eski şirketi Google’a geri döndüğü duyuruldu. Daha önce Google bünyesinde ürün yöneticisi olarak görev alan Osterloh, daha sonra Motorola başkanlığına getirilmiş, ardından Google’ın Motorola’yı Lenovo’ya satışıyla beraber Çin merkezli şirkete geçiş yapmıştı. Geçtiğimiz ay Lenovo’daki görevinden ayrılan isim, yeniden Google bünyesine merhaba demiş oldu.

    Geçmişinde önemli pozisyonlarda yer alan ve teknoloji dünyasının tanınmış isimlerinden biri olan Osterloh’un Google’da hangi konuda görev alacağı da açıklık kazandı. Google açıklamasına göre Osterloh, Kıdemli Başkan Yardımcısı ünvanına sahip olacak ve CEO Sundar Pichai’ye bağlı olarak çalışacak. (Klonopin) Doğrudan etkili olacağı alan ise donanım alanında olacak. Şirketin donanım alanındaki girişimi ATAP’ın başındaki Regina Dugan’ın boşluğunu dolduracağı kaydedilen Osterloh, bu organizasyondaki yeniden yapılanma sürecini yönetecek. Dugan, geçtiğimiz dönemde Facebook’a geçiş yapmış ve Google’ın da bu alandaki boşluğu tecrübeli bir isimle dolduracağı iddia edilmişti.

    Eski Motorola Başkanı, Google’daki yeni görevinde Nexus cihazları, Pixel C, Onhub, Chromebook, Chromecast gibi ürün kategorilerinin sorumluluğunu üstlenecek. Ayrıca Google Glass projesi de Osterloh’un kontrolüne geçecek. Tüm bu birimlerin henüz beklenen atılımı gerçekleştirememe gibi bir ortak özelliği var. Özellikle Chromebook ve Chromecast oldukça zayıf kaldı, Google Glass beklentileri karşılayamadı ve en nihayetinde de Nexus cihazların küresel pazarlarda son yıllarda büyük ses getiremediği gözden kaçmıyor.

    Windows 10 Mobile için Instagram yayınlandı

    instagram_logo_1

    iOS ve Android tarafındaki Instagram kullanıcıları son derece memnun. Platform, sıklıkla güncelleniyor ve neredeyse sıfır bug ve stabilite sorunu ile üstün bir deneyim vaat ediyor. Öte yandan mobil ekosistemin geri plandaki oyuncularından Windows Phone, Instagram uygulaması yönünden ciddi sorunlarla baş başaydı, en son 2,5 sene önce güncellenen uygulama, video desteği özelliğine bile sahip değildi. Uzun süredir beklenen ve Instagram’ın eleştirildiği konuların başında gelen adım atıldı ve en nihayetinde beklenen güncelleme yayınlandı; Windows 10 Mobile için Instagram kullanıma sunuldu.

    Güncelleme sonrasında gelen ilk bilgiler, uygulamanın iOS ve Android’deki özelliklerinin tamamına yakınının kullanılabildiği yönünde. Keşfet sekmesi ve çoklu kullanıcı özelliklerinin de aralarında bulunduğu yenilikler artık Windows 10 Mobile sahipleri tarafından da kullanılabiliyor. Elbette bunun bir koşulu var…

    Windows 10 Mobile gerekli

    Instagram’ın en yeni Windows sürümünün tüm özelliklerini kullanabilmek için mobil cihazın Windows 10 Mobile sürümüne geçiş yapmış olması gerekiyor. Bilindiği üzere Windows 10 Mobile önyüklü Microsoft cihazları mevcut, ancak çoğu Lumia telefon modelinde süreç devam ediyor.

    Peki belirtilen sürüm/güncelleme nasıl indirilebilir? Çok basit…

    Söz konusu Instagram güncellemesinin Windows Mağaza üzerinden indirilebileceğini de belirtelim. Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…

    4DX ile yepyeni bir sinema deneyimi

    4dx açılış1800’lü yılların sonundan bugüne hızlı sayılabilecek şekilde gelişme kaydeden sinemanın teknoloji aşkı ilk günden beri coşkusu giderek artarak devam ediyor. 1926 yılında ilk çekilen renkli film The Black Pirate’den bugüne kadarki kısa zaman diliminde muazzam gelişme kaydeden sinema sektöründe bugün gelinen noktada filmlerin gösteriminden dağıtımına, düzenlemesine kadar tüm süreçlerde dijital teknolojilerden faydalanılıyor.

    Sinemanın teknolojiyle olan etkileşiminin geçmişine baktığımızda farklı dönemlerde dönüm noktaları gözümüze çarpıyor. 1926 yılında ilk renkli film olan The Black Pirate ve 1927’deki ilk sesli film olan Jaz Şarkıcısı’ndan sonra 1950’lere geldiğimizde 20th Century Fox’un geliştirdiği geniş perde sinema formatı Sinemaskop karşımıza çıkıyor. Sinema teknolojileri konusunda asıl büyük devrim için ise biraz daha günümüze gelmek gerekiyor. 2009 yılında Avatar filmi ile patlayan 3D film teknolojisine ilk başta kolay alışamamış olsak da bugün sinema sektörü için olmazsa olmaz bir format durumunda.

    Dijital çağda sinema seyircisi hep daha fazlasını istiyor
    3D teknolojisi 2000’lerin başında yaygınlaşmaya başlasa da ilk uygulamalarını araştırdığınızda karşınıza “1969’da 3D teknolojisiyle tamamı 3D formatında olan ilk film gösterime girdi” bilgisi çıkacaktır. Bu sizi şaşırtmasın. Malum bazı teknolojilerin hayatımıza tam anlamıyla girmesi için doğru zamanda sunulması çok önemli. 3D sonrası sinema dünyasının en çok konuştuğu teknolojiler ise IMAX ve Dolby Atmos oldu. Bildiğimiz salon perdelerine kıyasla yüzde 110 daha büyük olan perde kullanılarak 3 boyutlu görüntüleri daha gerçek boyutlu algılamamızı sağlayan IMAX ve üst düzey ses kalitesi sunan Dolby Atmos ses sistemleri özlelikle 3D için sinema deneyiminde büyük fark yarattı. Tabii hayatı giderek dijitalleşen tüketiciye 3D, IMAX gibi teknolojiler de bir süre sonra yetmeyecekti. 360 derece videolardan sanal gerçeklik teknolojilerinden bahsettiğimiz bugünlerde sinema seyircisi izlediği filmden çok daha gerçekçi bir deneyim bekliyor. Daha iyisi çıkana kadar ise bu deneyimin sinema terminolojisinde şu anki karşılığı 4DX.
    4dx-2
    Hareketli koltuklar, su, rüzgar ve koku efektleri ile gerçek bir deneyim
    Güney Koreli CJ 4DPlex firmasının geliştirdiği ve geçen yılın ilk dönemleri itibariyle dünyada popüler olmaya başlayan 4DX teknolojisi, izleyicinin beş duyusuna hitap eden ve sinema deneyimini en yüksek seviyeye taşıyan formatlardan biri. Bu teknoloji hareketli koltukları, su, rüzgar, koku ve ışık efektleriyle izleyiciye yepyeni bir sinema deneyimi vadediyor. Sinema sektöründe gelinen son nokta olan bu teknolojiyle birlikte artık sinemaseverler filmlerin izleyicisi konumundan onları yaşayan, bizzat deneyimleyen konuma geliyorlar. Örneğin ekranda dalgalı bir denizde ilerleyen bir gemi görüyorsanız, yüzünüze makul oranda su çarpıyor ya da bir yangın sahnesinde burnunuza sis geliyor. Veya filmde abartılı bir kovalama sahnesi varsa, o sahnede platformunuz hareket ediyor.

    4DX deneyiminde filmin içeriği de çok etkili
    Toplamda 20 farklı efekt ile senkronize gösterilen 4DX filmler, bu formata uygun olarak çekiliyor. 4DX efektleriyle zenginleştirilecek olan filmler, gösterimi yapan sinema şirketi tarafından belirlendikten sonra CJ 4DPlex’in genel merkezine iletiliyor ve burada hangi sahnelere efekt verileceğini planlıyor ve gerekli donanımı sağlıyor. Dünyada 2015 ikinci çeyrek rakamlarına göre 34 ülkede 173 mekanda 24 binden fazla 4DX koltuğu bulunuyor. 2010 yılından bu yana 200’den fazla Hollywood filminde uygulanan bu teknoloji 2015 son çeyreği itibariyle Mars Cinema Group tarafından Türkiye’ye getirildi. Sinema izleyicisinin şu an için yalnızca Marmara Forum Cinemaximum’da deneyimleyebildiği bu teknolojiyi Mars Group’un yakın zamanda Anadolu yakasında bir AVM’de daha sunmasını bekliyoruz. Ben de geçtiğimiz aylarda Mısır Tanrıları isimli filmi 4DX formatında izledim. Film çok bana hitap eden bir film olmasa da özellikle şehirlerin üstten çekimlerinde hareketli koltuğunuz sayesinde siz de kamera ile birlikte Mısır’ı dolaşıyor gibi oluyorsunuz, bu son derece keyif vericiydi. Bunun dışında su ve koku efektini biraz abartılı olduğunu düşünsem de, 4DX’i genel olarak başarılı buldum. İlk fırsatta hareketli bir Marvel filmi ile 4DX’in gerçek notunu vereceğimi söyleyebilirim.

    Görsel kaynak:cinespaceboxoffice.com

    Apple Music’te abone sayısı arttı

    0

    apple-music

    Apple’ın 2014 yılında duyurduğu, 2015 yazında da 3 aylık deneme süresi eşliğinde kullanıma sunduğu müzik akışı servisine dair en güncel bilgiler açıklandı. Apple Music, ücretli abone sayısının 13 milyona ulaştığı duyuruldu. Söz konusu rakam, üç ay öncesinde 11 milyondu. Özetle Apple’ın müzik servisinde kullanıcı bazında büyümenin hızla devam ettiği görülüyor.

    Apple Music’in 9,99 TL’den (ABD için 9,99 dolar) başlayan aylık ödeme şeklinde kullanıcılarına müzik akışı sunuyor. Dünyanın en önemli müzisyenlerinin en yeni parçalarına, en son albümlere ilgili servis üzerinden erişim mümkün kılınıyor. Drake, Taylor Swift, Dr Dre, Weeknd, Nine Inch Nails gibi önde gelen isimler platformda yer alıyor. Bununla birlikte AppleApple Music’in hala en önemli rakibinin gerisinde olduğu da bir gerçek.

    Ekran_Resmi_2016-04-29_20_42_16

    Spotify zirvede

    Spotify, müzik akışı uygulamaları denildiği zaman hala akla ilk gelen marka. 30 milyon aboneye sahip ve gelişmiş bir müzik deneyimi sunduğu, vazgeçilmesi pek de kolay olmayan bir yapıya sahip olduğu otoritelerce dile getiriliyor.

    Apple-Spotify rekabetinde ibre hala Spotify’dan yana, ancak nispeten daha yeni olan Apple Music’in de gelişimini devam ettirdiğini belirtelim. Gündeme dair en son haberleri aktarmaya devam edeceğiz. Takipte kalın.

    NOT: Görseller Apple.com’dan alınmıştır.

    Siyah-beyaz Instagram arayüzü ile tanışın

    Ekran_Resmi_2016-04-27_23_54_07

    Bazı Instagram kullanıcılarının siyah-beyaz renkte Instagram arayüzü ile karşılaştıkları rapor edildi. Sosyal medya platformu, yeni bir ‘renk’ özelliğini test ediyor gibi görünüyor. İşte detaylar…

    Instagram’ın fotoğraf ve kısa video paylaşımı konusunda en fazla tercih edilen platformlardan biri olduğu aşikar. Gerek pratik kullanım, gerekse hemen herkesin bu ağa dahil olup paylaşımlarda bulunması, gördüğü ilgiyi sürekli kılıyor.

    Temelde renkli bir arayüze sahip olan Instagram’da bu durum değişecek gibi görünüyor. Bazı Instagram kullanıcıları, kendi hesaplarında siyah-beyaz renk dizilimine sahip bir arayüzle karşılaştıklarını belirtiyor. Sosyal medyada kendisine yer bulan gelişmeye ilişkin bazı ekran görüntüleri de kamuoyuna yansımış durumda.

    Sadece siyah-beyaz renkler değil, bazı detay unsurlar da gözden kaçmıyor. İkonlar daha basit ve sınırlar da kaybolmuş durumda. Simgeler ve tek renkli tema, Instagram kullanımı açısından bir opsiyon olarak mı sunulacak, yoksa tüm kullanıcılar renkli temalarından vazgeçmek durumunda mı kalacak, şimdilik bu soruların yanıtları net değil.

    Instagram açısından yeni bir tasarım adımı olması muhtemel gelişme, yine büyük olasılıkla kısıtlı sayıdaki kullanıcı nezdinde test edilmeye başlandı. En nihayetinse ise kısa süre içinde siyah-beyaz tonlardaki Instagram arayüzü ile karşılaşılabilir.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Kore’de en çok kullanılan mobil ödeme uygulaması Samsung Pay

    0

    s-369f1d6b5d55b0f1def1441d510e0f84d238b3bb

    Yeni bir rapor, Samsung Pay adlı ödeme hizmetinin, Kore’de en fazla tercih edilen mobil ödeme uygulaması olduğunu ortaya koyuyor. İlgili rapor, Samsung açısından mobil ödeme alanında, en azından kendi ülkesinde başarıya ulaşıldığına işaret ediyor. İşte detaylar…

    Kore merkezli teknoloji şirketi Samsung’un Apple Pay’e rakip olarak çıkarıldığı iddia edilen mobil ödeme hizmeti Samsung Pay, kullanıcıların cihazlarına tanımladıkları bilgiler eşliğinde temassız ödeme yapılabilmesini mümkün kılıyor. Dünyanın birçok ülkesinde kullanılabilen özelliğe dair resmi bir veri ya da kullanıma dair analiz ise şimdiye kadar paylaşılmış değil. Yeni bir araştırma sonucu ise Samsung Pay’in kullanım oranlarına dair önemli işaretler içeriyor.

    WiseApp tarafından aktarılan bilgilere göre Samsung Pay, kullanıcı başına 41 kez kullanılıyor ve Güney Kore’de bu alanda en fazla kullanılan servis durumunda. Kullanıcı sayısının ise 2 milyon 590 bin olduğu kaydediliyor. Detay bir bilgi olarak da ülkedeki iOS cihaz sayısının son derece düşük olduğu belirtiliyor. Yani Kore’de Android egemenliği var ve Samsung Pay’in en fazla kullanılan servis olması da bununla ilgi durumda.

    Samsung Pay’in kullanıldığı ülkeler ABD, Güney Kore ve Çin. Ayrıca Singapur’a da kısa süre zarfında geleceği belirtiliyor. Küresel kullanıcı sayısının ise 5 milyon civarında olduğu belirtiliyor.