Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1730

    Samsung Harman’ı 8 milyar dolara satın aldı

    samsung_1479110015875

    Teknoloji şirketleri akıllı otomobilleri geleceğin en büyük gelir kaynaklarından biri olarak görüyor. Örneğin Nvidia, kendi kendine gidebilen otomobilleri çalıştıran çiplerin satışından büyük gelirler elde etmeye devam ediyor. Bu aşamada sürpriz bir satın alım haberi gündeme yansıdı; Kore merkezli tüketici elektroniği şirketi Samsung, Harman International Industries’i satın aldı.

    11 Kasım 2016 tarihinde onaylanan anlaşmanın 8 milyar dolar değerinde olduğu kaydedildi. Satın alıma dair resmi sürecin 2017 ortasında tamamlanması bekleniyor.

    Samsung, Harman’ın ayrı bir birim olarak devam etmesi yönünde karar aldı. Yönetim, işgücü gibi konularda değişikliğe gidilmeyeceği bildirildi.

    Harman / Kardon hoparlör ve kulaklıkları ile önemli bir bilinirliğe sahip olsa da Harman International Industries’in başka faaliyet alanları da var. JBL, AKG, Mark Levinson, Lexicon, Infinity ve Revel’in arkasındaki marka. Ayrıca Bang & Olufsen, Bowers & Wilkins gibi markaları lisanslıyor.

    News - Tesla Motors Model S UK Launch

    Harman’ın son 12 ayda toplam 7 milyar dolar gelir elde ettiği biliniyor. Bu gelirlerin yüzde 65’lik kesiminin ise otomotiv bileşenlerinden sağlandığı kaydediliyor. Örneğin Tesla Mode S’teki ses sistemi bir Harman yan kuruluşu tarafından tasarlanmıştı. Şirket, ayrıca Mercedes, Bentley, Jaguar, Porsche, Audi ve VW gibi müşterilere de sahip. Dolayısıyla Samsung, artık otomobil sektörünün gelir modellerine de yoğun şekilde dahil oluyor.

    samsung-gear-vr

    Öte yandan mobil cihazlar nezdinde sonraki modellerin ses gücünün arkasında Harman markasının görülmesi sürpriz olmayacak. 2017 için sonraki Galaxy S serisi modellerde beklenmese de Note modeli için Harman markasını da ses bileşenleri için görmek olası. Ayrıca sanal gerçeklik aygıtları için de benzer gelişmelerin görüleceği iddia ediliyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Sosyal medyada fotoğraflarınıza sahip çıkın

    Yapılan son araştırmalara göre Mart 2016 itibariyle 3,17 milyar civarında internet kullanıcısı bulunuyor. Dünya üzerinde 7,3 milyar insan bulunduğu varsayılacak olursa, gezegenin neredeyse yarısı düzenli olarak internet kullanıyor diyebiliriz.

    Aktif olarak sosyal medya kullananların sayısı ise 2,3 milyar civarında. Geçen her saniyede 12 yeni sosyal medya hesabı açılıyor ve her gün 1 milyon kadar kullanıcı sosyal medya dünyasına giriyor. Geçtiğimiz yıl 176 milyon sosyal medya hesabı açıldı.

    İnternet kullanıcılarının ortalama sosyal medya hesabı sayısı 5,54… Ve bu hesapların 2,82’sinin gerçekten çok aktif olarak kullanıyorlar.

    Popüler sosyal medya uygulamalarına baktığımızda son araştırmalara göre 1,71 milyar Facebook kullanıcısı bulunuyor. Onu bir milyarı aşkın kullanıcısıyla Youtube, Linkedin (450 milyon), Instagram (400 milyon), Twitter (320 milyon), Google+ (300 milyon), Pinterest ve Snapchat (100 milyon) izliyor.

    Geçen her bir dakikada Youtube’a 300 saat izlenebilecek video yükleniyor. Her ay 3,25 milyar dakikalık video izleniyor. İzlemelerin neredeyse yarısı mobil cihazlardan yapılıyor.

    Gelelim Instagram’a… Her gün 80 milyondan fazla fotoğrafın yüklendiği Instagram’da bu fotoğrafların yarısı yani 40 milyonu paylaşılıyor. Instagram video hizmetine başladığında günde 5 milyondan fazla video paylaşıldı. Her gün 3,5 milyardan fazla beğeni yapılıyor.

    Bu kadar rakam ve istatistik aklınızı karıştırmasın… Amacım sadece hemen her gün büyüyen sosyal medya ve sosyal medya ortamında paylaşılan özellikle fotoğraf ve video gibi içeriklerin ne kadar büyük rakamlara ulaştığını gözlerinizin önüne sermek…

    Hepimiz hemen her gün sosyal medyada paylaşımda bulunuyoruz. Bir sürü fotoğraf ve hatta videolar paylaşıyoruz hesabımızda. Peki, bu fotoğraf ve videoların bize ait olduğunu nasıl kanıtlayabiliriz. Çok güzel bir fotoğraf çektiniz ve bunu Instagram’da paylaştınız. Bu fotoğraf başkaları tarafından izinsiz kullanılırsa hakkınıza nasıl sahip çıkacaksınız?

    Bunun birçok karmaşık yolu var ama en basiti, fotoğraf ve videolarınızın üzerine “watermark” denen isim veya logo eklemesi yapmak. Bu işlemi yapan çok pahalı uygulamalar da mevcut ama hemen telefonunuzdan fotoğraf eklerken bir iki hareketle damganızı vurabileceğiniz uygulamalar da var.

    1 – PhotoMarkr

    Watermark uygulamaları arasında en popüler olanlardan biri PhotoMarkr. Kullanımı gayet basit… Instagram gibi birçok sosyal medya uygulamasına fotoğraf yollarken metin olarak, ya da herhangi hazır bir görüntüyü watermark yaparak ekleyebiliyorsunuz. Fotoğrafın dilediğiniz bölümünü seçebiliyor, oraya yerleştirme yapabiliyorsunuz. Hareket ettirmenin yanı sıra, dödürme, çevirme, yeniden boyutlandırma gibi özellikler de mevcut… Ayrıca watermark şeffaflık derecesini de istediğiniz gibi ayarlayabiliyorsunuz. En güzel tarafı, PhotoMarkr ücretsiz…

    2 – iWatermark

    Fotoğraflarınızı korumak için en iyi uygulamalardan biri de iWatermark. Ancak, 1,99 $ gibi bir fiyatı var. Metin, grafik, imza hatta QR kodu bile watermark olarak kullanabiliyorsunuz. Ayrıca, uygulamada yer alan örneklerden birini seçebiliyor, ya da tamamen kendinize özgü bir watermark yaratabiliyorsunuz.

    3 – eZy Watermark lite

    En popüler uygulamaların üçüncü sırasında yer alan eZy Watermark’ın çok yaygın ve kullanışlı olduğunu hatırlatalım. Özellikle anında çeken ve watermark ekleyip yayın yapan kullanıcılar için birebir… Kullanıcı dostu ve basit bir arayüzü bulunuyor.

    4 – iWatermark+ Watermark App

    Özellikle profesyonel anlamda çekimler paylaşan fotoğrafçılar için bir başka ücretli uygulama da iWatermark+ Watermark App… Birçok ekstra özelliği olan bu uygulama ile fotoğraflara imzanızı, epostanızı, herhangi bir URL bağlantısını, QR kodu, iç bükey, ya da da dış bükey bir metni, kenarlık, kişisel bir mesaj, vektörel grafik, vs ekleyebiliyorsunuz. Ayrıca boyut değiştirme ve filtreleme de yapabiliyorsunuz. Ancak yüklemek için 3,99 $ gibi bir ücreti gözden çıkartmanız gerekiyor.

    5 – Watermark – Add Signature

    İmzanızı, logonuzu, markanızı, web sitenizi, dükkanınızın adını, ticari işaretinizi ve sınai mülkiyet hakkınızı ekleyebileceğiniz bir uygulama Watermark – Add Signature.

    Bu uygulama ile kendi imzanızı watermark yaparak ekleyebiliyorsunuz. Basitçe fotoğrafınızı çekiyor ve imzanızı ekleyerek paylaşımda bulunabiliyorsunuz. Ayrıca var olan logonuzu da watermark olarak kullanmanız mümkün…

    Apple Watch Series 2: Su geçirmez, GPS ve seramik tasarım

    Görünürde bir önceki nesille göre aynı tasarıma sahip olan Apple Watch Series 2, ses getirecek değişikliklerle yenilendi. Akıllı saat dünyasını altını üstüne getirecek olan bu yeni ürüne yakından bakıyoruz.

    Akıllı saat piyasasına ilgi oldukça büyük. Durum böyle olunca da birçok üretici yeni ürünlerini piyasaya sürme niyetinde. Ama bu iş o kadar kolay değil. Çünkü Apple, Apple Watch modeli ile bu piyasayı domine ediyor. Üstelik günümüzde üreticilerin işi daha da zor. Nedeni, Apple boş durmayarak Apple Watch ürününü yenileyip geliştirdi. Yani piyasaya çok iddialı ve dengeleri altına üstüne getirecek yeni ürününü piyasa sürdü.

    3

    Apple Watch Series 2 olarak adlandırılan bu yeni ürün, bir önceki nesil ile kıyasa, neredeyse aynı tasarıma sahip. Internet üzerinden yayılan, Apple Watch 2’nin  yuvarlak tasarıma sahip olacak dedikodular gerçek dışı olduğunu gördük.  Apple köşeli form faktöründen, yuvarlatılmış kenarlardan ve 38 ile 42 mm’lik ekran boyutlarından vazgeçemedi.  Apple Watch 2’yi kullanabilmek için bir önceki modelde olduğu gibi mutlaka bir iPhone’a sahip olmak gerekiyor. Buna karşın Alüminyum ve çelik kasa sistemlerine seramik kasa sistemi eklendiğini söylemeliyiz.

    Unutmadan söyleyelim. Apple, yeni akıllı saatini iki farklı sürüm ile piyasaya sürüyor. Bizim bildiğimiz yeni ürünün adı Apple Watch Series 2. Oysa aynı zamanda Apple Watch Series 1 olarak adlandırılan biri ürün de piyasaya sürülmüş durumda. Apple Watch Series 1, bir önceki nesille göre daha iyi bir işlemciye sahip. Series 2’nin farkı ise ek olarak GPS ve su geçirmez teknolojilerle donatılmış olması.   Çok daha parlak bir ekrana sahip olan Series 2, 1 mm daha kalın ve 4 gr daha ağır. Bununla birlikte seramik tasarım sadece Apple Watch Series 2’de olacak. (Zolpidem)

    5

     Performans

    Apple Watch Series 2, iki çekirdekli bir işlemciye sahip. Bu işlemci yüklenen uygulamaları çok daha hızlı açabiliyor. Tabi bunu yaparken güç yönetiminde cimri davranıyor. Dolaysıyla 18 saat’lik güç tüketimi değişmemiş. Yaptığımız testlerde Apple Watch Series 2’nin oldukça hızlı olduğunu gördük. Bununla birlikte, çok fazla oynanmadığında, yaklaşık 2 gün dayandığına şahit olduk. Ürünü kablosuz şarj prosedürü ne yazık ki değişmedi. İçinde bulunan GPS yongası birçok kişiyi memnun edeceğini düşünüyoruz. Özellikle de sporcuları. Çünkü GPS’i kullanmak için iPhone’a ihtiyaç duyulmuyor.

    Apple Watch Series 2’nin diğer bir önemli farkı müzik dinlemek için 2 GByte’lık bir kapasiteye sahip olması. Müzikleri dinlemek için mutlaka Bluetooth kulaklığa ihtiyaç duyulduğunu şimdiden söyleyelim.

    4

    Bitmedi. Apple Watch Series 2, 50 metreye kadar su geçirmez bir tasarıma sahip. Apple’dan aldığımız bilgilere göre Apple Watch Series 2 dalmak için elverişli değil. Yine de çok derine dalmadığınız sürece yüzerken bu ürünü kullanabiliyorsunuz. Hatta havuzlarda kullandığınıza, kaç set yüzdüğünüz bilgisini gösterebiliyor. Hoparlör bölgesine giren suları da özel bir ses sinyali ile dışarıya atıyor.

    Apple, her ne kadar söylemezse de Apple Watch Series 2 ile akıllı spor saatlerini ciddi anlamda hedef alıyor. İster amatör isterse de profesyonel bir sporcu olun, Apple Watch Series 2 ile birçok ihtiyacınızı rahatlıkla karşılıyorsunuz.

    2

    Sonuç

    Apple Watch Series 2, bir önceki nesille göre çok daha performanslı olduğu bir gerçek. Özellikle saatin içinde yüklü olan uygulamalarda bu hemen fark ediliyor. Uygulamaları çok daha hızlı çalıştırabildiğiniz gibi, WLAN performansı da bir önceki nesille göre artmış olduğunu gördük. Daha iyi bir işlemci ve GPU birimine sahip olan Apple Watch Series 2, düşük güçte yüksek bir işlem performansına sahip. Bununla birlikte kendi içinde en parlak ekran ile donatılmış. Öyle ki ışıklı ortamlarda bile bu ekrana rahatlıkla bakılabiliyor.

    Uzun lafın kısası. Apple, Watch Series 2 ile tüm beklentileri yerine getirdiğini söylemeliyiz. Bu ürün akıllı saatler kategorisinde en tepeye yerleşti. Bununla birlikte de Spor saatlerine de ciddi bir rakip olmaya başladı.    

     

    Blizzcon

    0

    Dünyanın en büyük oyun şirketlerinden birisi olan Blizzard, her sene düzenli olarak gerçekleştirmekte olduğu büyük etkinlik BlizzCon’u bu sene de başarılı bir şekilde gerçekleştirip birbirinden güzel anlarla dolu iki günü ziyaretçilerine yaşattı. Bu sene, önceki senelere göre çok daha ‘yavan’ bir his veren BlizzCon, her şeye rağmen yine de unutamayacağımız birçok şey yaşattı.

    blizzcon1

    Her sene olduğu gibi bu sene de gözlerimiz ve kulaklarımız Blizzard’dan gelecek olan duyuru potansiyellerine odaklanmış durumdaydı. Bu sene özellikle Diablo cephesinden çok büyük gelişmeler bekliyorduk. Hatta tam olarak dile getirmek gerekirse, direkt olarak Diablo IV’ün duyurulmasını bekliyorduk. Zira Diablo serisinin son üyesi Diablo III, ve oyunun ek paketi Reaper of Souls çıkalı çok uzun zaman oldu. İnsanlar artık Diablo adına yeni bir şeylerle karşılaşmak istiyordu. Maalesef Diablo IV duyurulmadı, ancak Diablo cephesinden yine de güzel haberler geldi.

    blizzcon2

    Diablo’ya uzun zaman sonra yeni bir karakter ekleniyor. Aslında pek de yeni bir karakter olduğu söylenemez. Zamanunda Diablo II’de de bulunan ve kendine has çok büyük bir hayran kitlesine sahip olan Necromancer sınıfı Diablo III’e teşrif edecek. Ücretli DLC olarak satılacak olan Necromancer, sırf bu yüzden eleştiri oklarının da hedefi oldu. Çünkü oyuncular sadece bir karakter değil, yeni bir hikaye içeriği de bekliyordu. Buna benzer bir gelişme olarak Blizzard bir de klasik Diablo’nun, yani ilk oyunun sınırlı süreli bir etkinlik halinde tam haliyle Diablo III’e ekleneceğini açıkladı. Katedral’in tüm katlarına sahip olacak olan etkinlikte ayrıca klasik Diablo’daki tüm büyük patronlarla kapışacak ve en sonunda “Büyük Kırmızı Şeytan” ile tekrar karşılaşacağız. Hafif pikselleştirilmiş, eskiye yakın bir görsel tasarıma sahip olacak olan bu özel etkinlik paketi oyunculara yepyeni eşyalar ve bir sürü tecrübe puanı da sunacak.

    blizzcon3

    Diablo cephesindeki yenilikler Necromancer dışında pek heyecan verici olmadı. Ancak Blizzard’ın yeni parlak çocuğu Overwatch için aynı şeyi söyleyemeyiz. Zaten haftalardır ortalıkta gezen dedikodusu ile Overwatch’ın yeni kahramanı Sombra, geleceğini neredeyse kesin bir şekilde belli etmişti. Beklediğimiz gibi Sombra resmi olarak, son derece de kaliteli bir sinematik ile duyuruldu. Diğer Overwatch kahramanlarından çok farklı bir savaş stiline ve çok farklı yeteneklere sahip olan Sombra, özel yetenekleri sayesinde düşman kahramanların yeteneklerini hackleyebiliyor ve bir süreliğine bu yeteneklerin kullanımını engelleyebiliyor. Özellikle dereceli maçlarda çok büyük sıkıntılar yaşatacak olan Sombra, kendine has tasarımı ile de Overwatch’ın eşsiz karakter tasarımlarını gözler önüne seriyor. Sombra’ya ek olarak Overwatch’ın e-spor dalındaki girişimi olan Overwatch League de resmi olarak başlatıldı. Dünyaca ünlü oyuncuların göğüs göğüse çarpışma şansını yakalayacağı bu ligde bir dünya yıldızı olma şansına bile sahip olabiliyorsunuz. Önümüzdeki haftalarda iki yeni haritaya da sahip olacak olan Overwatch ayrıca tamamen yeni bir mod olan Arcade Mode’a da sahip olacak. Birbirinden farklı maç çeşitlerinin yer aldığı Arcade Mode, Sombra ve yeni haritalar şu anda oyunun PTR sunucusunda denenebilir durumda.

    blizzcon4

    Blizzard’ın bir diğer büyük çocuğu World of Warcraft, bu seneki BlizzCon’da pek fazla gelişme ile karşımıza çıkamadı. Ufak tefek bazı yenilikler dışında World of Warcraft: Legion’da şimdilik çok da farklı şeylerle karşılaşamayacağız. Göze çarpan bir yenilik olarak artık tüm sınıflar kendilerine özel bineklere sahip olabilecek. Artifact silahlarından sonra bineklerin de tek düze hale getirilmesi belki bazı oyuncuların canını sıkmış olabilir ancak genel bir bakış açısı ile baktığımız zaman bu gelişmenin birçok oyuncunun hoşuna gittiğini söyleyebiliriz.

    blizzcon5

    Bu gelişmeler dışında BlizzCon’da yine çok çekişmeli e-spor maçları yapıldı, çeşitli cosplay yarışmaları düzenlendi ve her şeye rağmen unutulmaz bir BlizzCon’u daha geride bıraktık.

    Call of Duty: Infinite Warfare İnceleme

    0

    Son yıllarda EA Games’e, Battlefield ile DICE’ın üst üste getirdiği başarılı yapımlar, Call of Duty’yi gölgede bırakmayı başarıyor. Özellikle Call of Duty’nin oyuncular tarafından artık pek de hoş karşılanmayan gelecek teması, serinin hayranlarını bir hayli kızdırdığı gibi, Battlefield’ın da elini güçlendiriyor. Battlefield 1 ile oyun dünyasında nadir gördüğümüz 1. Dünya Savaşı temasını ele alan DICE, bizleri iyice uzak geleceğe götüren Call of Duty: Infinite Warfare’a ciddi anlamda üstünlük sağlamış gibi gözüküyor. Hatırlarsanız, Battlefield 1’în tanıtım fragmanı en çok beğenilen oyun fragmanı olurken, Infinite Warfare’in tanıtım fragmanı en çok “beğenilmeyen” oyun fragmanı olmuştu. Call of Duty Infinite Warfare ile yeniden şaşalı günlerinde dönmek isteyen Activision’ın durumu bu yıl hayli sıkıntılı gözüküyor.

    call-of-duty-infinite-warfare_captain-reyes-wm

    Call of Duty: Infinite Warfare, her ne kadar eleştirsek de aslında akıcılığı ile takdirimizi kazanmayı başaran Black Ops III ile neredeyse bire bir aynı tadı sunuyor. Black OPS III’te olduğu gibi duvardan duvara atlama, çift zıplama gibi özellikler aynen korunuyor.  Hatta oynarken sanki Infinite Warfare değil de, Black OPS III’ün yeni bir DLC’sini oynuyor gibi hissettim. Ancak bu konuda pek bir eleştirim yok, her ne kadar gelecek temasını sevmiyor olsam da, objektif olarak kabul etmeliyim ki, oyun eğlenceli. Bu konuda yiğidi öldürüp hakkını yememek gerekiyor.

    maxresdefault_live
    Call of Duty: Infinite Warfare’in Black OPS III’ten bir diğer kopyası ise Black Ops III’deki Specialist’lerin Infinite Warfare’de de farklı bir isim altında bulunması. Combat Rigs adı verilen bu özel askerler, farklı oynanış stillerine uyum sağlıyor. Örneğin bir Combat Rig kısa mesafe çatışmalarında üstünlük sağlamayı başarırken, bir diğer Combat Rig kalkanı ile tank vazifesi görebiliyor. Her Combat Rig’in 3 farklı Payload’u, ve yine 3 farklı Trait’i bulunuyor. Payload’lar Black Ops III’deki özel güçlerimiz gibi, Trait’ler ise, önceki Call of Duty’lerdeki Perk’ler gibi işliyor.

    Combat Rig’leri bir kenara bıraktıktan sonra, silah sistemine giriş yapmak istiyorum. Öncelikle oyundaki silah çeşitliliği eski Call of Duty’lerden pek de farklı değil. Ancak, yeni eklenen silah craftlama sistemi, oyun içerisinde kullandığımız silahlara ekstra özellikler ekleyerek karşımıza çıkıyor. Oyunu oynadıkça kazandığımız craft puanları veya Supply Drop’lardan düşen puanlar ile, kullandığımız silahların, Rare, Legendary veya Epic sürümlerini craft’laya biliyoruz. Bu üst seviye silahlar ise bizlere ekstra özellikler verebiliyor. Bu özelliklere örnek verecek olursak, bazıları mesafe ile oluşan damage düşüklüğünün önüne geçiyor, bazıları ise daha hızlı reload yapmamıza olanak sağlıyor.

    official-call-of-duty-infinite-warfare-reveal-trailer00022905still033jpg-6da298_1280w
    Call of Duty: Infinite Warfare, bizleri Black Ops III veya Advanced Warfare’den daha da uzak geleceğe, insan oğlunun güneş sisteminde özgürce yol alabildiği, gezegenleri kolonileştirdiği bir çağa götürüyor. Hepimizin Game of Thrones’daki Jon Snow rolü ile yakından tanıdığı Kit Harington tarafından oynanan Settlement Defence Front’un komutanı Salen Kotch oyunda baş düşmanımız olarak karşımıza çıkıyor. Mars’a koloni kuran ve UNSA’in (United Nations Space Allience) en büyük düşmanı olan SDF, Cenevre’de her yıl düzenlenen filo buluşmasına sürpriz bir saldırı gerçekleştiriyor ve olaylar gelişiyor.

    official-call-of-duty-infinite-warfare-reveal-trailer00024342still037jpg-6da29e_1280w
    Tamamen militarist bir topluluk olan SDF, UNSA’ya neden böyle bir düşmanlık besliyor bilinmese de, SDF’in eski Call of Duty’deki Rus’ların rolünü üstlendiğini belirtebilirim. Zaten hepsinin Rus aksanı ile konuşması durumu gözler önüne seriyor. Activision’ın bu kötü Rus adam imajına hala daha bu kadar sıkı sıkıya bağlanması ilginç. Ancak yakın zamanda kötü adam rolünü Rus’lar, Çin’lilere devredebilir. Önümüzdeki Call of Duty’lerde bunu görmeyi bekleyebiliriz.

    Profesyonel koşucuların hayatını kolaylaştıran ekipmanlar

    L-R Amy Hastings 2nd, Buzunesh Deba  1st and Mare Dibaba 3rd atKoşmak çoğumuzu iyi ve hatta özgür hissettiren, hem kolay hem de faydalı bir aktivite. Ki bunun için bir çift ayakkabı ve içinizde heves olması kafi gibi duruyor. Tabii bu işi çok başlangıç seviyesinde düşündüğümüzde geçerli bu. İşleri biraz daha ileri götürüp daha profesyonel koşmak, maraton ya da yarı maratonları gözüne kestirenler için ise hem teknoloji dünyası hem de sportif ekipman üreticileri son yıllarda pazara oldukça inovatif ürünler sunuyorlar. Bu haftaki yazımda profesyonel koşucuların hayatını kolaylaştıran bu ürünleri bir araya getirdim. Ama öncesinde uzun yıllardır koşan denk geldikçe bazı maratonlara katılan biri olarak koşu işinde çıtayı yukarı çekmek isteyenlere bazı önerilerim olacak. Malumunuz bu Pazar günü koşulacak 38. Vodafone İstanbul Maratonu da herkesin gündeminde. Yaklaşan bu organizasyonu da dikkate alarak gelin cihazlardan önce kimi zaman hayat kurtarıcı kimi zaman performans artırıcı bazı püf noktalarına ve bunları uygulamada işinize yarayacak ekipman tiplerine bakalım.

    Stratejinizi test edin

    Bir yarışa hazırlanmak oldukça yorucu bir süreç özellikle de bir hedefiniz varsa. Akıllı ayakkabı tabanları gibi aksesuarlar yarış stratejiniz için hedef koymanızda ve bu hedefe ne kadar yaklaştığınızı gerçek zamanlı olarak test etmenizde size yardımcı oluyor. Akıllı telefon uygulamasına bağlı olarak çalışan ayakkabı tabanında yer alan sensörler tüm koşunuz boyunca sizi izliyor ve koşu stilinizi de analiz ediyor.

    Her şeyi takip edin
    Koşarken zaman içerisinde performans artışı beklenen ve arzu edilen bir durum. Buna daha hızlı erişmek için ise ölçümleme şart. Şık ve kullanımı kolay bir fitness bandı ile her hareketinizi takip etmeniz mümkün. Aktivite izleyicileri ile ise adım sayısını, harcanan kaloriyi, kat edilen mesafeyi ve başarılan hedefi takip edebilirsiniz. Bu cihazların bazı modelleri aynı zamanda acil durum cihazı olarak çalışır ve acil durumlarda size yardım eder. Buna ek olarak cihaz sıvı alımı ve varsa ilaçlarınız için de hatırlatma yapar. Son olarak sosyal medyadan gelen arama, email ve mesaj bildirimlerini gösterir.

    UV ışınlarından korunun
    Ozon tabakasının incelmesiyle birlikte güneş ışınları gittikçe daha tehlikeli hale gelmeye başladı. Ve bir de siz gün ışığında koşmayı seven biriyseniz güneş ışınlarının ne seviyede etki ettiğini bilmek çok faydalı olacaktır. Bunun için fitness bandı şekilde tasarlanan taşınabilir UV sensörleri var. Buna ek olarak bazı cihazlarda GPS ve kalp atışı monitörü de yer alıyor.

    Su içmeyi unutmayın
    Bazı insanlar koşu sırasında su içmeyi unutur. Bu nedenle akıllı su kupaları bu kişiler için oldukça yararlı. Akllı su kupaları LCD ekranı üzerinde hava durumu, saat, takvim ve sıvı alımı hatırlatıcısı bulundurur. Hatırlatıcıyı su içme hedefinize ve istediğiniz sıklığa göre ayarlayabilirsiniz. Bunun dışında kupa sizi su sıcaklığı konusunda ve uzun süredir kullanılmadığı durumlarda bayatlamış olabileceği ile ilgili uyarır.

    Kalp sağlığınızı koruyun
    Kalp mönitörü ister yeni başlayan isterse profesyonel olsun tüm koşucular için önem taşır. Kalp atım hızınız kendinizi ne kadar yorduğunuzun bir göstergesidir. Sıcak havalarda kalp ritminiz kışa göre daha yüksek olur. Kalp ritminiz yükseldiğinzde bu vücut sıcaklığınızın da artmasına neden olur ve daha hızlı susarsınız. Bu cihazlar sayesinde kalp ritminizi izleyebilir ve gereken önlemleri alabilirsiniz.
    garminGelin şimdi de özellikleri ile profesyonel koşucuların vazgeçemeyeceği teknolojik ürünlere bir bakalım;

    Shft
    Güç ve koşu verimi ölçümü için en iyi ürünlerden biri olan Shft ayakkabınızda ya da tişörtünüzün göğüs bölgesinde kullanabileceğiniz bir çip. Cihaz topladığı geniş data sayesinde adım ve güç kullanımını karşılaştırarak verimliliği arttırmak için optimum aralığı belirliyor ve bu seviyeye nasıl ulaşacağınız hakkında sizi yönlendirir. Bir bütün halinde çalışan sisteme tamamen güvenebilir ve yönlendirmelerini izleyebilirsiniz. Eleştirilen yanı ise yönlendirmelerin oldukça keskin şekilde belirlenmiş olmasu. Örneğin zemin temas süreniz 280 ile 295 milisaniye arasında olmalıdır gibi.

    Garmin Forerunner 630
    Koşucular için piyasadaki en iyi aktivite saatlerinden olan Garmin Forerunner 630 frekans ve zemin temas süresi ölçümü için kullanılıyor. Dokunmatik ekran navigasyonu koşarken kullanacak kolaylıkta ve kişiselleştirilebilir. Eleştirilen yanı ise adım dengesizliklerinin nasıl geliştirileceği konusunda bilgi sağlamaması.

    Altra IQ
    Ayakkabınızın orta tabana yerleştirilen bu sensörler telefonunuza veri iletimi sağlıyor ve her bir ayağın basma alanı ve darbe oranını kaydediyor. Uygulama dizlerinizi birazcık bükmeniz gerekli gibi basit ve gerçek zamanlı direktiflerle sizi yönlendiriyor. IQ 3 farklı arazi yapısında yere basma zaman yüzdelerini raporla, asimetri ve yorgunluk nedeniyle oluşan değişiklikleri gösteriyor. Olumsuz yanı ise tek bir ayakkabı modeli ile sınırlı olması.

    Stryd Pioneer Power Meter
    Bir göğüs kayış monitörü olan bu cihaz telefon ya da saatinizle bağlantı kuruyor ve güç limitinizi ne kadar zorladığınızı gösteriyor. Nasıl gelişeceğinizi göstermekten ziyade Stryd bir değişimin iyi sonuç verip veremeyeceğini size söylüyor. Öte yandan sistem şimdilik form sorunlarını tespit edemiyor.

    Stridalyzer
    Telefonunuzla iletişim kurabilen akılllı bir tabanlık olan Stridalyzer, gerçek zamanlı ısınma haritaları ile cücudunuzun hangi bölgesinin daha fazla yorulduğunu ve sakatlığa yatkın olduğunu gösterir, gelişmeniz ve egzersizler için rehberlik yapar. Bu cihaz ile online veri grafiklerinin yorumlanması zor olabilir.

    Sensoria Fitness Sock
    Akıllı telefonunuza veri gönderen akıllı bir çorap olan Sensoria bunu basınç hassasiyeti temel prensibi ile gerçekleştiriyor. Bu inovatif ürün ile ahenk ve adım için hedef belirleyebilir ve istediğiniz geribildirimin ne sıklıkta yapılacağına siz karar verebilirsiniz. Eleştirilen yanı ise çorap ve ayak bileğindeki bileklik size ağır gelebilir.

    Görsel kaynak: runblogrun.com

    Instagram’a canlı yayın özelliği geliyor

    instagramers-de-moda

    Sosyal medya platformları arasında ilginç bir rekabet boyutu görülmeye başlandı. Geçtiğimiz yıllarda kendine has özelliklerle kullanıcılarının karşısına çıkan Facebook, Twitter, Instagram gibi dev boyutlu ağların geliştirme safhalarında farklı yollar izleyişine tanıklık edildi. Bu noktada belki de en fazla yaygınlaşan özellik canlı yayın konusunda görüldü. Periscope gibi birkaç platform üzerinden gerçekleştirilen canlı yayın özelliğinin gördüğü ilgi sonrasında Facebook’un da aralarında bulunduğu birçok sosyal medya şirketi, canlı yayın entegrasyonunu kendi yazılım yapılarına entegre etmeyi tercih ettiler. Yeni bilgilere göreyse canlı yayın gerçekleştirilebilecek sonraki büyük platform Instagram olacak.

    Geçtiğimiz dönemde sıklıkla gündeme gelen ‘Instagram canlı yayın özelliği sunacak’ dedikodularına karşın nihayet resmi bir açıklama geldi. Popüler fotoğraf ve video paylaşım sahası Instagram’ın CEO’su Kevin Systrom, ilgili özelliğin yakın zamanda kullanılabileceğine işaret eden bir konuşmada bulundu…

    instagram-ceo Instagram CEO’su Kevin Systrom

    Financial Times’a verdiği röportajda konunun gündeme gelmesi üzerine konuşan Systrom, insanların sevdikleri kimselerle ilişkilerini güçlendirmek için canlı video yayını yapmalarının mükemmel olacağını ifade etti. Bu şekilde büyük oranda doğrulanan özelliğin ne zaman kullanıcılara sunulacağı konusu ise henüz netlik kazanmış değil.

    Son resmi açıklamalara göre Instagram’ın 500 milyonun üzerinde kullanıcısı bulunuyor. Söz konusu özellikle birlikte platformun  bir diğer önemli canlı yayın mecrası olma ihtimali son derece yüksek.

    Sosyal medya dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    İş dünyasında yılın en başarılı ismi açıklandı

    mark-zuckerberg

    2004 yılında kurduğu girişimi Facebook’u, günümüzde 2 milyara yakın kullanıcı sayısına ve yıllık 30 milyar dolara yaklaşan gelir seviyesine taşıyan Mark Zuckerberg, Fortune dergisi tarafından 2016’nın en başarılı iş adamı seçildi. Facebook’un kurusucu ve CEO’sunun yılın en başarılı iş adamı seçilmesinde vizyoner kişiliği ve taleplere yönelik attığı adımların önemine vurgu yapılıyor.

    14 Mayıs 1984’te doğan Mark Zuckerberg, dünyanın şu anki en genç zengini. Fortune dergisi tarafından ‘Yılın İş Adamı’ seçilmesinin yanı sıra Time dergisi tarafından da 2016’da ‘Yılın Adamı’ seçilmişti. Evli ve bir çocuk babası Zuckerberg’in geçtiğimiz nisan ayına dair kişisel serveti 48 milyar 200 milyon dolar seviyesindeydi. Kasım ayı itibarıyla kişisel servetinin 50 milyar doların üzerinde çıktığı tahmin ediliyor.

    Öte yandan Facebook’un başındaki ismin yanı sıra Fortune’un teknoloji dünyasından çok sayıda önde gelen CEO’yu da listesine dahil ettiği görülüyor. Bu isimlerden bazıları şöyle…

    Günümüzde bir e-ticaret devi halini alan Amazon’un başarılı CEO’su Jeff Bezos, Google’ın bünyesindeki bir çatı şirket konumunda yer aldığı Alphabet’in CEO’su ve Google’ın kurucularından Larry Page, son yıllarda artan gelirleri ile dikkat çeken Microsoft’un CEO’su Satya Nadella ve çip üreticisi Nvidia’nın CEO’su Jen-Hsun Huang da listede ilk 10 içerisindeki isimler arasında yer aldı. Apple CEO’su Tim Cook’un 11. Sırayı aldığı yılın en başarılı iş adamları listesinde teknoloji dünyasından başka isimler de yer aldı.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    AIDS testi yapabilen USB bellek geliştirildi

    licvv7d7g1hywpsmwmil

    AIDS, çağın en önemli, en ölümcül sağlık sorunlarından biri. Her ne kadar farkındalık anlamında son derece kritik önem taşıyan ilerlemeler kaydedilse de AIDS hastalığı ile birçok yönden mücadele dünyanın birçok yerinde devam ediyor. Teknolojinin çeşitli alanlardaki etkileri, AIDS hastalığı konusunda da görülüyor. İşte bu yönde geliştirilen yeni bir aygıt ise son dönemin dikkat çeken yenilikleri arasında.

    DNA Electronics ve Imperial College London araştırmacıları tarafından yürütülen bir çalışma sonucunda AIDS hastalığına neden olan HIV virüsünü tespit etmeye yarayan USB bellek geliştirildi. Kan testi yapabilen bu küçük ama fonksiyonel aygıt, aynı zamanda bilgisayar entegrasyonu yoluyla ek özellikler dhlis94yq6ht0qhs41alke sunuyor…

    Şimdiye kadar yapılan testlerde yüzde 95 doğruluk oranına ulaşıldığı kaydedilen aygıt, temelde kanın damlatılması ve ardından da USB portuna takılmış durumdaki aygıtın sonuçları doktorlara ulaştırması şeklinde çalışıyor. Ayrıca AIDS hastaları için gidişat, ilaçların düzenli kullanımına ilişkin veriler de aktarılıyor.

    Gerek son derece pratik ve efektif oluşu, gerekse tutarlı sonuçları ile bilim dünyasında ses getiren bu teknolojik ürünün önümüzdeki süreçte tedariğinin sağlayacağı ifade ediliyor. İlginç bir detay olarak söz konusu aygıtın klasik bir USB bellek formunda kullanımının mümkün olduğu belirtiliyor.

    DNA Electronics adlı şirketin, hepatit gibi diğer hastalıklarla ilgili cihazlar geliştirmeyi planladığı da aktarılan bilgiler arasında.

    Görseller: Imperial College London/DNA Electronics

    Rekortmen atlet Usain Bolt temalı HTC Bolt tanıtıldı

    0

    bolt_usain_banner_02

    Jamaikalı Olimpiyat rekortmeni ve altı Olimpiyat Altın Madalyası sahibi, kısa mesafe koşucusu Usain Bolt, birçok markanın da gözdesi. Spor giyim başta olmak üzere çok sayıda marka sponsoru bulunan ünlü isim, bu kez de Tayvan merkezli teknoloji şirketi HTC ile birlikte yürütülen işbirliği sonucu tanıtılan akıllı telefonla gündeme geldi.

    HTC Bolt adıyla lanse edilen Android işletim sistemine sahip akıllı telefon, şimdilik ABD’de satışa sunuldu. İlerleyen süreçte diğer ülkelerde sunulup sunulmayacağı netlik kazanmayan modelin iddialı donanım özelliklerine sahip olduğu görüldü.

    htc_14788520005965.5 inç ekrana sahip

    5.5 inçlik büyük bir ekrana sahip olan cihazda sunulan çözünürlük değeri 2K (1440 x 2560 piksel). Qualcomm Snapdragon 810 çipseti ile gelen HTC Bolt’un 3 GB RAM ve 32 GB dahili depolama alanı gibi özellikleri öne çıkıyor. 3200 mAh pil kapasitesi, USB Type-C portu ve hızlı şarj özelliklerinin yanı sıra süper hızlı parmak izi okuyucusuyla dikkat çeken model, sadece 0.2 saniye içinde parmak izini tanıyor. Üründe yazılım tarafında Android 7.0 Nougat’ın önyüklü olacağı ifade edildi.

    İddialı kamera özellikleri

    16 MP arka ve 8 MP ön kamerası bulunuyor. Cihazda ilginç bir detay olarak kulaklık girişi bulunmuyor. Cihazın fiyatı da belli oldu…

    Satış fiyatının 600 ABD Doları olacağı kaydedilen ürünün 14 Kasım 2016 itibarıyla sunulacağı belirtiliyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…