Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1731

    LinkedIn Rusya’da yasaklandı

    Linkedin

    Geçtiğimiz hafta LinkedIn’in Rusya’da sorunlarla boğuştuğu ve kapatılmasının an meselesi olduğuna dair haberi aktarmıştık, beklenen haber geldi; iş odaklı sosyal medya ağının yasaklandığı duyuruldu.

    Kariyer ve iş dünyasına dair yarım milyarın üzerinde şirket ya da kullanıcı hesabının bulunduğu platformun Rusya’da yasaklanma gerekçesi de belirtildi. Buna göre sosyal medya ağı, Rus vatandaşlarının bilgilerinin başka bir ülkede saklanması. Özetle sunucuların Rusya’da bulundurulmaması, kapatılma gerekçesi durumunda. Yürürlüğe giren yeni bir yasaya göre, Rus vatandaşlarına ait verilerin bulunduğu sunucuların Rusya içinde yer alması zorunluluğu geldi. Adımın, Rusya’da büyük ölçekli sunucuların kurulmasına yol açması da gündemde.

    Rusya’da faaliyet göstermek isteyen büyük ölçekli firmaların, ülkeye sunucu yatırımı yapmasını gerekli kılan yasanın tartışmaları beraberinde getirdiğini belirtelim. Diğer birçok web platformuna da Rusya’da yasaklar gelmeye başladı.

    Konunun büyük bir kriz yarattığı görülürken LinkedIn’in ne şekilde konumlanacağı, ülkede sunucu hizmetini ne şekilde alacağı ise netlik kazanmış değil.

    LinkedIn, 24 milyar dolar karşılığında Microsoft tarafından satın alınmış ve son dönemde kullanıcı sayısı ve gelirlerinde hatrı sayılır bir hareketlenme görülmeye başlanmıştı. Rusya’daki gelişmelerin etkileri ve devamındaki gelişmeleri merakla bekleniyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Akıllı evler ne kadar güvenli?

    0

    Hayatımız gün geçtikçe dijitalleşirken güvenlik konusunun önemi her geçen gün artıyor. Nitekim akıllı cihazlar artık hem fiziksel güvenliği hem de dijital güvenliğimizi tehdit eder hale geldi. Düşünsenize artık evlerimizden küçük ev aletleri ile Dünya’ya siber savaş bile açabiliyoruz!

    Dünya’nın en büyük siber saldırısı ev aletleri üzerinden gerçekleştirildi

    Artık hepimizin evinde akıllı makineler yavaş yavaş yerini almaya başladı. Nesnelerin interneti sayesinde bu cihazlar birbiri ile iletişim kurabiliyor, hatta öyle ki bir ülkeye siber saldırı bile düzenleyebiliyorlar.  ABD’ye  gerçekleştirilen Dünya’nın en büyük siber saldırısında  IoT sistemi ile çalışan akıllı buzdolapları, kahve makinaları, kameralar ve yazıcı gibi ev aletlerinin internet bağlantıları kullanılmıştı. Güvenlik analistlerine göre saldırıyu Mirai adında kötü amaçlı bir yazılımın yaptığı açıklanmıştı. Saldırıda kullanılan cihazların büyükbir bölümü de Çin’de üretilmiş ve bu cihazların kullanıcı adı ile şifreleri de tahmin etmesi kolay ve güvenlik açısından risk oluşturan türdendi. Sonuçta beklenmeyen oldu ve bu cihazlar kötü amaçlı yazılımlar tarafından suistimal edildi. Bu siber saldırı ile; Reddit, Twitter, Etsy, Github, Soundcloud, Spotify başta olmak üzere birçok siteye erişimi iyice zorlaştı; Paypal, Pinterest ve Tumblr gibi sitelerle bazı kablolu hizmet sağlayıcılara erişimde de kesintiler olduğu bildirilmişti. Bu siber saldırın ABD’ye maliyeti 7 milyar dolar oldu. Bu olaydan hareketle; evlerimizde bulunan bu potansiyel dijital canavarlara karşı mağdur olmamak için ne gibi önlemler almamız gerekecek?

    Zeki Müren de bizi görecek mi?

    Dünyada hızla yayılan ‘akıllı ev’ trendi beraberinde önemli riskler de getiriyor. Her geçen gün yeni modelleri çıkan akıllı televizyonların kamera ve mikrofonları adeeta bir casus görevi görüyor. Hatırlar mısınız? Vizontele’nin efsane bir repliği vardı: Köy halkı Vizontele nedir diye soruyor. Belediye başkanı da; radyonun resimlisi. Zeki Müren’i hem dinleyecek, hem göreceksiniz diye cevap veriyor. Cem Yılmaz bombayı patlatıyor: “Peki Zeki Müren de bizi görcek mi?” O zamanın teknolojisiyle biz sadece televiyonu seyrediyorduk ancak şu anda televizyonumuz da evde bizi izliyor. Artık hackerlar akıllı televizyonlar aracılığı ile evimize herhangi bir izleme ve dinleme aleti yerleştirmeden evimizi gözetleyebiliyor, mahremiyetimizi ihlal edebiliyorlar. Bu güvenlik açığından faydalanan saldırganlar sadece sizi gözetlemekle kalmayıp, yakın bir tarihte görüntünüzü alarak şantaj da yapabilirler. Ayrıca ağınıza giren sanal hırsızlar ağdaki diğer akıllı cihazlararı da kontrol edebilir ve bu cihazlara bağlı banka hesaplarına erişim sağlayabilirler.

    Hangi ev aletleri risk grubunda?

    Bir evin akıllı ev olarak adlandırılabilmesi için; evdeki bütün aletlerin birbiri ile haberleşebilmesi, uyum içinde çalışması ve internet üzerinden tablet, telefon ya da bilgisayarlarla uzaktan yönetilebilmesi gerekiyor. Günümüz akıllı ev teknolojilerinde güvenlik kameraları, kapı girişleri, aydınlatmalar, ısıtma -soğutma sistemi, perdeler – panjurlar, televizyonlar, buzdolapları, kahve makineleri, çamaşır makineleri,  klimalar, müzik sistemleri, vb. Gibi evde yer alan neredeyse bütün elektronik aletler internet bağlantısı sayesinde uzaktan yönetilebiliyor. Bu cihazlara ev sahibi dışında art niyetli sanal hırsızlar da erişebiliyorlar.  

    Ne yapmalıyız? 

    Yakın bir tarihe kadar bu aletlerin hırsızlık için kullanılacağı ve evimizde saldırganların hedefi olacağımız akıllara gelmiyordu. Akıllı cihazlar evde, arabada, ofiste veya vücudumuza takarak kullandığımızda hayatımızı kolaylaştırabilir ancak yanlış ellerde manipüle edildiği zaman çok ciddi sonuçlara neden olabilir. Peki ne yapmalıyız? Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde ikinci sırada gelen güvenlik ihtiyacını hayatımızın merkezine alarak, dijital yaşamlarımıza daha güvenli bir şekilde devam etmemiz gerekiyor.

    Akıllı evler ve güvenlik riskleri ile ilgil daha fazla bilgi almak isterseniz Bilişim Zirvesi’nde konuşmacıyım. 23 Kasım tarihinde gerçekleşecek zirveye katılmak için geç kalmayın!

    Küçük İşletmelerin Dijital Pazarlamada Dikkat Etmesi Gerekenler

    0

    Dijital pazarlamanın adeta patlama yaptığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu durumun daha da hızla devam edeceğini söylemekte çok iddialı bir söz olmasa gerek. Alışverişin giderek mobil ortamlardan yapılıyor olması, bu ortamların dijital pazarlama konusunda önemini de artırıyor. Günümüzde pazarlama işi yapan bir işletmenin bir web sayfası yapmış olması, internet ortamında olduğu anlamına geliyor ama ek bazı çalışmalar yapmamış olması, dijital ortamdaki başarısını da azaltıyor.

    Bu haftaki yazımda: Küçük işletmelerin dijital pazarlama konusunda nelere dikkat etmesi gerektiğinden bahsedeceğim.

    Kullanıcı Dostu, Mobil Destekli Web Sayfası Geliştirmek

    Bir web sitesi dijital medyaya açılan ilk kapıdır.  İnternet ortamına bir başlangıçtır. Bir firmanın sanal ortamda müşterileri ile ilk karşılaştığı, ilk izlenimin oluştuğu yer olması bakımından web sayfasının önemi oldukça önemlidir. Site isminin etkili ve şirket ile alakalı olması kadar,  sitenin günümüz standartlarına uygun, mobil uyumlu olması da oldukça önemlidir.  Aynı zamada sitenin domain ismi altında bir bloga sahip olması da gerekir.

    Sosyal Medya ile Markalaşmak

    Sosyal Medya, işletmenin müşterileri ile doğrudan iletişime geçtiği, kalıcı ilişkiler kurduğu bir ortam sunar. Sosyal Medya doğru zamanda, doğru kişiler ile bilgi paylaşmaya olanak sağlaması ve hatta bazen farklı platformlarda bile iletişime geçmesi bakımından  yarar sağlar. Bir gazetede reklam verildiğinde şirket ismi kullanmak ne kadar önemliyse veya bir kartvizitte şirket logosunu kullanmak ne kadar etkiliyse, Sosyal Medya hesabınıda ilgili ortamlarda kullanmak, günümüzde o derece etkilidir. Günümüzde Sosyal Medya hesabı kullanmak, markalaşmaya atılan en etkili adımların başında gelir.

    Sosyal Medya Optimizasyonu

    Günümüzde dijital pazarlamada Sosyal Medya’nın etkisini gören firmalar, kendi şirketlerinde de bu ortamı kullanma durumunda kalıyorlar. Rekabet ortamında fark yaratmak için sosyal medya artık kaçınılmaz bir etken olarak öne çıkıyor.  Sirketin yaptığı işe göre hedef kitlenin kullandığı sosyal medya platformlarına yönelmesi, müşteri etkileşimini de artırıyor. Firmanın geliştirdiği ya da pazarladığı bir ürün hakkında günün gelişen şartlarına göre bulunacak hashtag, sosyal medya ortamlarında şirket isminin öne çıkmasınada yardımcı oluyor. Şirketin geliştirdiği web sayfasında, sosyal medya hesaplarının bulunması, müşterilerin şirket ile direk etkileşime geçmesinde yararlı oluyor.

    İçerik Pazarlama

    İçerik pazarlama: önceden belirlenmiş hedef kitleye, ilgilendikleri konular çerçevesinde, bilgi değeri taşıyan, tutarlı ve sürekli içerik üreterek bu hedef kitleden gelir elde etme yöntemidir.

    Günümüzde tüketiciler artık geleneksel pazarlama yöntemlerine ilgi göstermiyorlar. Sadece, kendilerine fayda sağlayan, değer yaratan, onları bilgilendiren, ilgilerini çeken, onları dinleyen ve katılmaya davet eden markaları takip ediyorlar.
    İçerik pazarlaması, bu anlamda tüketicilere ilgilendikleri konularda “değerli” ve ”sürekli” içerik sunmak anlamına geliyor. Amaç, içerik yoluyla erişilen tüketicileri, markanın iletişim çemberinde tutabilmek ve tüketiciyi markanın hizmetlerinden faydalanmaya yönlendirmek oluyor.

    Dijital pazarlamada içerik yoluyla etkileşime geçilen tüketiciye ciddi, seviyeli ve güvenilir bilgiler sunulup, iletişimin devamı sağlanarak, bundan gelir elde etme hedefleniyor.

    Arama Motoru Optimizasyonu

    İşletmeler için dijital dünyada en iyi pazarlama alanları, arama motorlarının en üst sıralarıdır. Günümüzde işletmeleri, müşterileri ile buluşturan en büyük aracı arama motorlarıdır. Dolayısıyla, arama motorlarında işletmenin en üst sıralarda bulunması kritik önem taşıyor.  Arama motorlarında istenilen seviyeye gelmek için yapılması gereken bütün çalışmalara kısaca “SEO” yani ” Arama Motoru Optimizasyonu” adı veriliyor.

    SEO’da Google, Bing, Yandex gibi arama motorları için doğal sonuçlarda sitenizin ya da sayfanızın belirli anahtar kelimelerde doğal sırasının rakipleri de dikkate alarak metinler ve link sayesinde daha iyi bir organik sıra için iyileştirilmesi çalışması yapılır.

    ESET Smart Security Premium duyuruldu

    1478523354_eset_smart_security_premiumDünyanın önde gelen antivirüs yazılım şirketlerinden ESET, Smart Security 10 ürünlerini, İstanbul’da düzenlediği geniş katılımlı bir basın lansmanıyla lanse etti. Dijital sistemleri hedef alan virüs, truva atı, solucan, rootkit, botnet, oltalama teknikleri, casus yazılımlar ve şifre-fidye programları gibi kötü amaçlı yazılımlara karşı geliştirilen ürünlerden ESET Smart Security Premium yenilikçi özellikleri ile dikkat çekti.

    Zararlı yazılımlara karşı korumanın yanında parolaları, web kameralarını, dosyaları ve tüm ev ağlarını tek bir tümleşik çözümle korumak üzere hazırlanan ESET Smart Security Premium’da ‘Parola Yöneticisi‘ ilgi çekici yeniliklerden. ESET Parola Yöneticisi, dünyanın önde gelen ordu standardı olan AES‑256 ile çalışıyor. Sadece kullanıcı tarafından bilinen bir ana parola, diğer parolalara erişimi yönlendiriyor. Senkronize veri tabanı ile parola talep eden web siteleri veya hesaplar otomatik olarak açılabiliyor.

    ESET Internet Security 10, modemlerdeki yaygın sistem açıklarına karşı ‘Ev Ağı Koruması‘ ve kamera erişimini kısıtlayan ‘Web Kamerası Koruması‘ gibi iki yeni özellikle geliyor. ESET Smart Security Premium ise bu özelliklerin yanı sıra şifreleme uygulaması ‘ESET Secure Data‘, online oyun oynayanların çok yoğun maruz kaldığı script saldırılarını engelleyen ‘Script-Tabanlı Saldırı Koruması‘ ve ‘ESET Parola Yöneticisi‘ ile geliyor.

    Bireysel ürün ailesinde ESET Smart Security Premium’un yanı sıra ESET NOD32 Antivirus ve ESET Internet Security de yer alıyor.

    Twitter hisselerinde sürpriz yükseliş!

    ekran_resmi_2016-11-09_23_48_04

    Sosyal medya şirketi Twitter, ABD Başkanlık Seçimleri sonrasında borsada büyük bir yükseliş trendi içinde. İşte detaylar…

    Teknoloji dünyasında en çok konuşulan konuların başında ABD Başkanlık Seçimleri ve yeni Başkan Donald Trump geliyor. Uzun bir maratonun ardından ABD halkı kararını verirken yansımalar da çokyönlü şekilde görülüyor. Finans piyasaları üzerindeki etkiler de bu noktada dikkat çekici seviyede. ABD’de teknoloji şirketleri özelinde birçok dev markanın hisse değerinde düşüş görüldü. Bu şirketlerden bazıları;

    Apple, Alphabet(Google), Microsoft, Amazon, Facebook, IBM, Netflix, Intel, Tesla, Paypal, Ebay, Shopify, GoDaddy, Twilio, Oracle, Lenovo, HP Inc, Hewlett Packard Enterprise, Dell, Salesforce, VMware şeklinde devam ediyor. Düşmeye devam eden hisseler teknoloji şirketlerinin yatırımcıları açısından adeta bir şok dalgası yarattı. Öte yandan bazı sürpriz gelişmeler de yok değil. Örneğin Twitter cephesinde borsadaki hisse senetlerinde önemli bir artış yaşandığı görüldü.

    Seçimler sırasında milyonlarca tweet’in atıldığı, adeta ‘küresel bir megafon’ rolü üstlendiği görülen sosyal medya şirketinin önemli bir toparlanma yaşadığı açık. Haberin devamında Twitter hisselerindeki ani yükseliş dikkat çekici.

    ekran-resmi-2016-11-09-23-48-10

    Facebook düşerken Twitter’ın yükselmesi son dönemde borsa özelinde pek de alışık olunmayan bir tablo olarak kayıtlara geçti.

    Sosyal medya dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Ek bilgi: En üstte Twitter CEO’su Jack Dorsey.

    40 milyondan fazla #Election2016 tweet’i atıldı

    ekran_resmi_2016-11-09_23_46_04

    ABD Başkanlık Seçimleri, Twitter adına önemli bir rekoru da beraberinde getirdi. İşte detaylar…

    Sosyal medyanın ana gündem maddelerinden biri 8 Kasım’dan beri ABD’deki Başkanlık Seçimleri. 9 Kasım’da sonuçları açıklanan seçimlerin en fazla konu edildiği sosyal ağların başındaysa Twitter geldi. Hillary Clinton – Donald Trump çekişmesinin yankıları milyonlarca tweet’le dalga dalga yayılırken Twitter’dan konuyla ilgili oldukça çarpıcı bir açıklama geldi…

    Twitter, 9 Kasım Türkiye saati ile 06:00 itibarıyla dünya genelinde Election2016 hashtag’iyle atılan tweet sayısının 40 milyona ulaştığını duyurdu. ABD’de 2012 yılındaki seçimlerde 31 milyon tweet’in atıldığı Twitter, böylelikle yeni bir rekor kırmış oldu.

    Canlı yayınlarla ABD Başkanlık Seçimleri’nin nabzının tutulduğu Twitter, çalkantılı günler geçirse de anlık gelişmeler konusundaki gücünü bir kez daha hatırlatmış oldu.

    Seçim süresince en çok RT ise Hillary Clinton’ın Trump’a ‘hesabını sil’ dediği tweet üzerinden oldu. 1 Ocak 2016 itibarıyla ABD Başkanı koltuğuna oturacak olan Trump, Obama’nın Clinton’a aday olarak destek olmasıyla dalga geçtiği tweet’i ile tartışma yaratmıştı.

    Öte yandan gelişmeler Twitter kadar olmasa da Facebook’ta da yoğun ilgi gördü. Oy kullandığını belirten ABD vatandaşı sayısı 10 milyon civarında oldu. 1-6 Kasım tarihleri arasındaysa Facebook’ta seçimle ilgili etkileşim sayısının 1 milyar 140 milyon olduğu kaydedildi.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Karda yürüyün izinizi belli etmeyin

    0

    İnternette gezinirken kimliğinizin belli olmamasını istemenizin çeşitli nedenleri bulunur. Örneğin sürekli önünüze çıkan hedefli reklamlar, gezdiğiniz web sitelerinin sizinle aynı bilgisayarı kullanan kişi tarafından görünmesini istememeniz ya da gezdiğiniz yerin hiç kimse tarafından bilinmemesini istediğiniz bir gizlilik seviyenizin olması bu isteğinizin nedenleri arasında olabilir. Ya da sürekli herkese açık ağları kullanan birisi olarak birisinin kulak misafiri olabileceğinin farkındasınız ve bunu önlemeye çalışıyor da olabilirsiniz. Sizinle ilgili verilerin toplanmasını önlemek sizin seçiminiz ve bunu yapmanızı sağlayan çeşitli araçlar bulunuyor. Diğer taraftan baktığımızda eskiden telefon numaramızın bir başkasının eline geçtiğinde kızan bizler artık sosyal medyada neredeyse anamızın babamızın doğum tarihine kadar paylaşıyoruz. Aslında biraz bilinçli bir kullanıcı olmak ve bu kadar veri paylaşımı yapmaya son vermemiz gerekiyor. Her neyse bu daha sonra da tartışabileceğimiz bir konu. Biz gelelim bu haftaki konumuza, karda yürürken izini belli etmemek gibi internette gezinirken kim olduğumuzu belli etmemek.

    Google’dan tutun Facebook’a, Twitter’a kadar tüm uygulamalar tüm hareketlerimizi takip ediyor. Bizden topladıkları bu verileri kullanarak bize reklam gösteriyor ya da farklı uygulamalar geliştiriyorlar. Ama bunu yaparken bazen çok abartıyorlar. Örneğin kız arkadaşınıza hediye almak için ruj aradıysanız bir anda her yerde karşınıza makyaj malzemesi ile ilgili reklamlar çıkmaya başlıyor.

    Tarayıcınızın özelliklerini kullanın

    Chrome, FireFox, Safari ve Edge gibi çeşitli tarayıcıların gizli modları bulunuyor. Gizli modda çerezler saklanmıyor ve internet geçmişi tutulmuyor. Bu sayede belirli bir seviyede gizlilik sağlanmış oluyor. En azından bilgisayarınızın başına başka birinin geçmesine izin verdiğinizde ziyaret ettiğiniz siteleri gizleyebilmiş oluyorsunuz. Bu da hiç yoktan iyidir.

    Sosyal medya kullanımı

    Sosyal medyada geçmişte paylaştıklarınıza bir bakın, hayatınızla ilgili o kadar çok şey paylaşıyorsunuz ki tekrar baktığınızda inanamıyorsunuz. Hiç kullanmayın demiyorum ama en azından paylaştığınız bilgilerle ilgili biraz daha dikkatli olun.

    Takip özelliği olmayan arama motorları kullanın

    Google ve Bing gibi popüler arama motorlarının haricinde kullanıcılarını takip etmeyen DuckDuckGo gibi arama motorları da bulunuyor. Bu arama motorlarını kullanarak aramalarınızı kimliğiniz belli olmadan yapabilirsiniz. Böylelikle aradığınız kelimelerin sonradan önünüze reklam olarak çıkmasını bir nebze önleyebilirsiniz.

    E-posta hizmetleri

    Size gelen ve gönderdiğiniz e-posta mesajları insanlar tarafından okunmasa bile makineler tarafından okunuyor. Aldığınız ve gönderdiğiniz e-posta mesajlarındaki içerik takip ediliyor ve yine reklamlara maruz kalabiliyorsunuz. Protonmail gibi e-posta hizmetleri kullanarak bu takipten kurtulmak mümkün. Yine kullandığınız posta hizmetinin ayarlarından takibi yüzde 100 olmasa da önlemek mümkün.

    Güvenli bir ağ kullanın

    İnternete bağlandıktan sonra daha fazla güvenlik elde etmek için güvenli ağları kullanabilirsiniz. Bu günlerde oldukça popüler olan VPN hizmetleri oldukça ucuzlamış durumda. Hele herkese açık olan kablosuz ağları kullanıyorsanız kesinlikle VPN kullanın. Aksi takdirde şifrelenmemiş ağ üzerinden gönderdiğiniz tüm içeriklere başkaları erişebilir. İnternette bulunan çeşitli uygulamalar kullanarak bu şifresiz trafiğe erişmek çok kolay. Hatta havaalanları, otogarlar, merkezi yerler gibi herkese açık ağlara kanca atmış birçok kötü niyetli kişinin olduğunu görüyoruz ve bunlarla sürekli karşılaşıyoruz.

    Sonuç olarak internette yüzde yüz kimliğiniz belli olmadan gezinebilirsiniz diye bir durum yok. Ama yukarıda anlattığımız adımları uygularsanız büyük oranda izlerinizi gizleyebilirsiniz. Zaten bunlardan ötesine de gerek yok gibi.

    Şu ana kadar bıraktığınız izleri silmek istiyorsanız bunun için biraz değil bayağı uğraşmanız gerekiyor. Şu ana kadar açtığınız hesaplar, sağladığınız bilgiler bunları silmeniz lazım. Bu işi kolaylaştırmak için justdelete.me gibi hizmetler mevcut. Buradaki bilgileri kullanarak geçmişte bıraktığınız izleri de silebilirsiniz.

    Apple’dan randevu ve uzaktan destek uygulaması

    ekran_resmi_2016-11-10_00_26_08Teknoloji şirketi Apple, kendi mağazalarında gerçekleştirdiği servis işlemleriyle ilgili dünyanın birçok ülkesinde eleştiri oklarını üzerine alıyor. Yoğunluktan ve arıza sonrasında uzun süre sıra alamamaktan şikayet eden kullanıcıların şikayetleri biliniyor. Teknoloji şirketi bunlara kayıtsız kalmadı ve hem randevu hem de uzaktan destek sağlayan Apple Support adlı mobil uygulamasını yayınladı. Daha önce şirketin web sitesi üzerinden erişilebilen destek sayfası, artık mobil uygulama üzerinden de kullanışlı bir platform sunmaya başlıyor.

    Apple kullanıcılarının satış sonrası destek konusunda diledikleri yerden erişim sağlayabilmelerini sağlayan mobil uygulama, aralarında Türkçe’nin de olduğu 12 dilde yayınlandı.

    Apple Support uygulamasına Apple kimliği ile giriş yapılıyor ve hangi cihaz konusunda desteğe ihtiyaç duyulduğu belirtiliyor. Gerektiği anda bir Apple yetkilisiyle canlı chat üzerinden kontak da sağlanıyor. Probleme uzaktan çözüm üretilemiyorsa randevu alma safhasına yönlendirme oluyor.

    Uygulama ile ürün ve hizmetlerle ilgili detaylı bilgiler de sunuluyor. Apple’ın söz konusu uygulamada insanın yanı sıra chat bot’ları kullandığı ifade ediliyor. Teknoloji markasının kendi ürünleri ile ilgili yayınladığı uygulama olumlu tepkiler alırken güncellemeler yoluyla daha da geliştirilebilecek etkin bir yazılımsal yapı sunduğu da görülüyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Google’un Kişisel Asistanlı Akıllı Telefonu Pixel

    0

    Akıllı telefon dünyasının büyük oyuncularından Google, geliştirdiği Android işletim sistemiyle birçok markanın pazarda var olmasını sağlıyor. Her ne kadar LG veya Motorola gibi firmalara kendi markası adına üretim yaptırmış olsa da Google bugüne kadar hiç kendi telefonunu üretmemişti. Pazarda daha çok yazılım geliştiricisi olarak öne çıkan Google bu sefer kolları sıvayıp üretim işine de el atıyor. Sonuçta da “Google tarafından üretilmiştir” ibareli ilk telefonlar yakın zamanda piyasada yerini alacak. Google Pixel isimli ilk model 5 inç ekrana ve 2750 mAh bataryaya, Google Pixel XL ise 5.5 inç ekrana ve 3450 mAh bataryaya sahip olacak. Pixel, isimli telefonlar tam da Samsung’un yaşadığı ve kullanıcılarına yaşadığı güven kaybının ardından geliştirildiği için zamanlamanın tesadüf olduğunu söylemek yanlış olur. Çünkü Android’in Amiral gemisi olarak yorumlanan ve satış hacmi yüksek Samsung’un batarya skandalıyla çalkalanması dolaylı da olsa Android’in itibar kaybetmesine etki ediyor. Telefonların alüminyum kasaya sahip olması yaratılmak istenen “Premium” hissiyle paralellik gösteriyor. Fiyatlar da ABD’de 700 doların üzerinde olacak ki bu anlamda da Google rakiplerinin gerisinde durmuyor.

    screen_shot_2016-10-04_at_18-48-48

    Pixel ismi, telefonun özelliğine dair önemli bir ipucu veriyor. Akıllı telefon alıcılarının öncelik listesinde zirvede bulunan fotoğraf ve video özelliği bildiğiniz gibi mega piksel birimiyle ifade ediliyor. Pixel de bu konuda bir hayli iddialı. 12.3 mega piksel özelliğinde kameraya sahip olan Pixel, 2.0 diyafram değerine sahip ve 4K (2160p) video çekebiliyor. Kağıt üzerinde çok yenilikçi görünmese de Google, telefonun balık gözü, panorama, bokeh etkisi ve EIS adı verilen elektronik görüntü sabitleyici özelliğiyle öne çıkacağını söylüyor. Artık her telefon lansmanında duymaya alışık olduğumuz “Düşük ışıkta bile titremesiz çekim yapın!” sloganı Pixel için de geçerli. Ancak unutmamak gerekir ki fotoğraf çekme özelliği donanım kadar yazılımın da işi. Zaten fotoğraf özelliği en çok beğenilen Apple telefonların artısı da yazılım özelliği. Buna karşı hamle olarak Google’ın fotoğraf çekme konusundaki geliştirdiği algoritmaları merakla deneyimleyeceğiz.
    KİŞİSEL ASİSTAN

    Günümüzde akıllı telefonlar donanım olarak birbirine çok yakın seviyelerde üretiliyor. Hiçbir marka ve modelin diğerine karşı bariz bir üstünlüğü yok. Ancak bu benzerleşme üreticiler için tıkanmayı da beraberinde getiriyor. İşte Google yeni telefonuyla farklı bir kulvara yatırım yapıyor. Pixel’in en çok öne çıkan ve çıkacak özelliği ekranı, bataryası, kamerası değil yazılımı olacak. Android Assistant yazılımı ile gelecek olan Pixel yeni bir çığır açabilir. Adeta bir sekreter gibi çalışacak Android Assistant kişisel verilerinizi analiz ederek size yardımcı olacak ipuçları verecek. E-postalarınızı değerlendiren yazılım size gerekli hatırlatmaları yapacak. Sesli komutla da çalışabilen bu asistana “Geçen sene doğum günüme gelenleri söyler misin?” veya “Falanca otele sahilden gideceğim bir rota planla, bunu yapmadan önce otel rezervasyonu da yapıver” diyebiliyorsunuz. Biraz bilim kurgu filmlerini andırsa da Android Assistant’ın yaptığı aslında e-postalarınız, sosyal medya hesaplarınızı gözden geçirip AirBnB, Skyscanner gibi sitelerin verileriyle birleştirip analiz etmek ve bu sayede işinizi kolaylaştırmak. Tanıtımlarda bir adım daha kişiselleşen Android Assistant, kendisine gösterdiğiniz bir gömleğe uygun renk ve desenlerde tavsiyelerde de bulunuyor. Android Assistant bu kadar kişiselleşir mi bilemiyoruz ancak bu hizmetten yararlanmak için kişisel verilerinizin tamamını Google’a hibe etmeniz gerektiğini sanırız söylememize gerek yok.

    Pixel kullananlar bulut depolama çözümünde de avantajlı olacak. Zira kullanıcılara, telefonla çekilen video ve fotoğrafların saklanması konusunda Google Drive özelliği sayesinde sınırsız depolama alanı sunulacak. Buna ek olarak Google, yazılım güncellemesi konusunda her zaman için Pixel telefonlara destek vereceğini belirtiyor. Google bu sözün arkasında durursa Pixel’in klasik telefonlardan alıştığımız bir iki yıllık kullanım ömrü döngüsünü kıracağını söyleyebiliriz. Evet, Pixel, Samsung’un yerini alacak Amiral Gemisi olmak için dersini çok iyi çalışmış durumda. Ama şurası kesin ki bundan sonra akıllı telefon pazarındaki rekabet donanımdan çok yazılım tarafında gerçekleşecek.

    Media Markt, telekomun tek adresi olmayı hedefliyor

    0

    1478684576_mm_2

    Avrupa’nın açık ara bir numaralı elektronik perakende markası Media Markt, Vodafone ve Türk Telekom’la işbirliği gerçekleştirerek mağazalarında taahhütlü hat satışlarına başladı.

    Media Markt’ın yeni uygulamasıyla tüketiciler, eski telefonlarını getirip, istedikleri model cep telefonundan, aksesuara ve mobil tarifeye kadar tüm ihtiyaçlarını tek çatı altında bulabilecek ve operatörlerin sadece Media Markt’a özel fırsatlarından faydalanabilecek.

    Elektronik perakende sektörünün en geniş ürün ve aksesuar çeşitliliğini sunan markası Media Markt, Vodafone ve Türk Telekom’la işbirliğine giderek mağazalarında taahhütlü hat satışlarına başladı. Şirket, bu işbirlikleriyle tüketicilere yeni telefondan aksesuara ve mobil tarifeye kadar tüm ihtiyaçlarını tek çatı altında karşılama konforu sunuyor.

    Vodafone ile hayata geçirdiği işbirliği özelinde 41, Türk Telekom işbirliği kapsamında ise 30’a yakın mağazada telefon hattı ve mobil tarife satışlarını başlatan Media Markt, işbirliği kapsamına yakın bir süre içinde tüm operatörleri dahil etmeyi planlıyor.

    Media+Markt+LogoTelefon operatörlerinden sadece Media Markt’a özel teklifler

    Söz konusu işbirliğini değerlendiren Media Markt İcra Kurulu Başkanı Yenal Gökyıldırım: “Tüketicilerimizi merkezimize koyuyor ve Türkiye’nin en çok tercih edilen elektronik perakendecisi olma vizyonuyla ilerliyoruz. Bu kapsamda tüketicilerimize, cep telefonundan aksesuarlara ve mobil hatlara kadar tüm mobil ihtiyaçlarını tek çatı altında sunduğumuz hizmetimizi hayata geçirdik. İlk etapta Vodafone ve Türk Telekom’la başlattığımız, bu işbirlikleri ile cep telefonundan aksesuarlara uzanan geniş ürün çeşitliliğimizle telekomda tek adres olmayı hedefliyoruz. Tüketicilerimiz, Media Markt’a eski cihazlarını getirerek en iyi donanıma sahip cihazlardan birini en iyi tamamlayıcı aksesuarlarla birlikte satın alma imkanı bulacaklar. Ayrıca, onlara pazarın önde gelen operatörlerinin sadece Media Markt’a özel tekliflerini sunacağız. Donanımlı bir ekip tarafından birinci sınıf hizmet ayrıcalığından faydalanacak olan müşterilerimiz, ödemelerini de diledikleri şekilde gerçekleştirebilecekler” dedi.