Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1623

    Angry Birds’in geliştiricisi Rovio’nun halka arzı gündemde

    Angry Birds’in geliştiricisi Rovio’nun önemli bir başarı hikayesine sahip olduğuna şüphe yok. ‘Sonraki Disney’ olacağı söylenen yazılım şirketi, TV ve sinema sektöründen, Çin’de kurulan tema parka, şekerlemelere kadar birçok yerde tüketicilerin karşısına çıktı. Her yerde görülen kızgın kuşlar, Rovio’yu büyük düşünme konusunda doğal olarak teşvik etti. Ancak bu öncü markanın oyunlarının son yıllarda ilgi boyutunda düşüş yaşandığı da görüldü. Yoluna devam edebilmesi için çalışanlarının bir kısmıyla yollarını ayıran şirket, harcamaları kısmak durumunda kaldı…

    Uluslararası kamuoyunda yer bulan yeni bir haber ise Çin merkezli ve oldukça köklü (1998 yılında kuruldu) internet şirketi Tencent’in Rovio’yu satın almak için teklifte bulunmaya hazırlandığına işaret etti.

    Bu sürpriz gelişmenin ardından Rovio’dan karşı hamle geldi ve ‘halka arz’ planlarının gündemde olduğu kaydedildi. Bu açıklama, Tencent’le ilgili çıkan spekülasyonlara cevap maiyetinde…

    [vsw id=”1U2DKKqxHgE” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    Angry Birds Movie ile nispeten başarılı mali sonuçlar elde edilirken, filme dair franchise çalışmaları da gelir elde edilmesini sağladı. Ayrıca kısa süre önce yayınlanan yeni Angry Birds oyunu da ilgi uyandırmayı başardı.

    Tüm bu gelişmelerle birlikte Rovio’nun ister halka arzı, ister bir başka şirket tarafından satın alınması olsun, Angry Birds hikayesinin devam edeceğini belirtmemiz mümkün.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    İddia: Apple bu çeyrekte 40 milyonun üzerinde iPhone satacak

    0

    Apple, son yılların finansal ivme anlamında dikkat çeken teknoloji şirketlerinden biri. Bu noktada öne çıkan başarı hikayelerinden biri ise iPhone modellerinin küresel pazarlarda gördüğü talep. Yeni bir analiz, bu çeyrekte Apple adına işlerin çok daha çarpıcı boyutlar sergileyebileceğine işaret ediyor.

    Times’da çıkan analize göre Apple, önemli başarıları barındıran bir mali dönem içerisinde. Şirketin son üç ay içerisinde 41 milyon 500 bin ünitelik iPhone satışına ulaşmış olabileceği iddiası son derece dikkat çekici. Bu tahmin, iPhone’un gördüğü talebin yanı sıra geçen yılın aynı dönemine göre de 1 milyonun üzerinde daha fazla akıllı telefon satışı gerçekleştirilmiş olabileceği anlamına geliyor. Apple, resmi açıklamayı önümüzdeki günlerde gerçekleştirecek…

    Öte yandan yaklaşan iPhone 8 lansmanı sonrası için de büyük bir satış hacmi ve ilgi beklentisi ifade ediliyor. Eylül ayındaki Apple lansmanı ile tanıtılması beklenen akıllı telefon modellerinin piyasayı ‘sarsabileceği’ kaydediliyor. Ayrıca cihazın tasarım ve özellikler anlamında önemli gelişmeler sunması yönündeki beklenti de öne çıkan ayrıntılar arasında yer buluyor.

    Apple’ın iPhone 8 modeli için beklentiler ne yönde? Yanıtı için buraya tıklayabilirsiniz…

    Teknoloji dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…

    Angry Birds Evolution yayınlandı

    Angry Birds, şüphesiz tüm zamanların en çok tanınan, adından en çok söz ettiren mobil oyunlarından biri. Güçlü serinin arkasındaki şirket Rovio’ya milyarlarca dolar kazandıran yapımların yeni halkası ‘Angry Birds Evolution’ yayınlandı. Mobil dünya, bu kez her zamankinden daha farklı bir Angry Birds deneyimi ile karşı karşıya…

    Daha çok çocukların oynadığı önceki Angry Birds oyunlarından farklı olarak Evolution, yoğun olarak yetişkinleri hedef alıyor. Sıra tabanlı RPG türünde gelen yapım, yeni bir oynanış yapısı vaat ediyor. Kuşların geliştirilmesi ve Kuş Adası’ndaki şeytani Bacon’a karşı mücadelesi konu ediniyor. Ayrıca bol miktarda yumurta hırsızı yaban domuzu da var.

    Oyunda düşmanlarınızı önceki Angry Birds’teki gibi kuşlarınızı geri çekip bırakarak yok etmeye çalışıyorsunuz. Haftalık etkinlikler ve ödüllerin de geleceği kaydediliyor. Ayrıca oyunda tek oyunculu ve çok oyunculu modlar bulunuyor. Klan kurarak ilerlemek mümkün oluyor.

    [vsw id=”OP3sgY138H8″ source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    Angry Birds Evolution, iOS ve Android için yayınlanmış durumda. Ücretsiz olarak indirilebiliyor, öte yandan aylık üyeliklerde bir dizi ‘ilerlemeyi hızlandırıcı’ öğe ile karşı karşıya kalınıyor. Avantajları her ne kadar çok olsa da Angry Birds’in bunun için talep ettiği rakam bir hayli iddialı görünüyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    PES 2018 çıkış tarihi duyuruldu, tanıtım videosu yayınlandı

    0

    Geçtiğimiz ay duyurulan PES 2018’in çıkış tarihinin de aralarında bulunduğu bazı detayları kamuoyuyla paylaşıldı.

    17 Mayıs’ta duyurusu gerçekleştirilen PES 2018, Fox Engine ile geliyor. Grafikleri ve detayları ile ilgili çekici bir yapım oyun meraklılarını bekliyor. Özellikle ışıklandırma efektlerinin dikkat çekeceği kaydediliyor. Ek olarak oyuncuların yüz modellemeleri, top fizikleri ve stadyumun genel atmosferi (seyirciler dahil) daha iyi hale getirilecek.

    PES 2018, 60fps hızda 4K formuyla da sunulacak, dolayısıyla Xbox One X’le uyumlu bir PES deneyimi söz konusu olacak.

    PES 2018’de resmi takım lisansları, yani isimleri yerine yine ‘temsili’ isimlerle karşılaşılacak. Barcelona gibi önde gelen bazı takımlarsa oyunda gerçek isimler ve logoları ile tercih edilebilecekler. Türkiye Ligi’nin ve Türkçe spikerin PES 2018’de yer alıp yer almayacağı konuları henüz netlik kazanmayan detaylar arasında.

    Ve PES 2018 çıkış tarihi artık netleşmiş durumda. Buna göre yapım, 12 Eylül 2017 tarihinden itibaren satışa sunulacak. Yapımın Türkiye için fiyat etiketinin PC için 200 TL civarında olması bekleniyor. Son olarak PES 2018’in PC sistem gereksinimleri şöyle;

    İşletim sistemi: Windows 7 – 8/8.1- 10

    İşlemci: Intel Core i5-530 2.5 GHz veya AMD Phenom II X4 925 2.5 GHz

    Bellek: 4 GB RAM

    Ekran Kartı: NVIDIA GeForce GTX 260 veya üst, AMD/ATI Radeon HD4850

    Gereken depolama alanı: 18 GB

    DirectX: Version 10

    Öte yandan PES 2018 tanıtım videosu yayınlandı…

    [vsw id=”jGgNxN0rQYw” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    Apple Watch’unuzda Olması Gereken Uygulamalar

         50 metre suya dayanıklı tasarımı, yerleşik GPS özelliğine sahip Apple Watch 2, çift çekirdekli işlemcisi ile önceki nesle göre iki kat daha parlak ekran sunuyor. Apple Watch’ın ikinci seri akıllı saati, sizi harekete geçirerek, motive edip, her an her yerden bağlantıda kalmanıza yardımcı oluyor. Apple’ın giyilebilir cihazı Watch 2, sağlıklı bir yaşam için kusursuz bir yol arkadaş oluyor. Bu haftaki yazımda; Apple’ın akıllı saati olan Apple Watch da olması gereken uygulamalardan bahsedeceğim.

    Egzersiz izleyici: Strava

         GPS özelliğine sahip fitness uygulaması Strava, Apple Watch akıllı saati için vazgeçilmez bir uygulama olarak öne çıkıyor. Ciddi bisikletçiler ve koşucular için App Store’daki en iyi Apple Watch uygulamalarından birisi olduğunu söyleyebilirim.

    Futbol taraftarları için: Onefootball

         Uzun iş toplantılarının sıkıcılığında veya bir türlü bitmek bilmeyen yemeklerde, tuttuğunuz takım hakkında anlık bilgi alabileceğiniz Apple Watch  Onefootball, gol olduğunda tezahürat yaparak bulunduğunuz yeri neşeli bir ortama çeviriyor. Sadece minik sallamalar ile anlık futbol bilgileri sunan uygulama, bir akıllı saatten bu konuda beklenenin neredeyse tamamını karşılıyor.

    Egzersiz Uygulaması: CARROT Fit

         Bir egzersiz uygulaması olan CARROT, spor yapmanız gereken zamanı bildirip, ne zaman durmanız gerektiği zamanı da söyleyebiliyor. Formda kalmanız için yapacağınız egzersizleri gösteren uygulama, tam bir sanal antrenör gibi davranıyor. Yapmanız gereken egzersizlerde başarısız olduğunuzda ceza bile verebiliyor.

    Not Alma Uygulaması: Cheatsheet

         Yoğun çalışma temposunda hatırlamak zorunda olduğunuz bilgileri gösterebilen uygulama, hayatı kolaylaştırmaya yardımcı oluyor. Daha önce alınan küçük notları gösteren uygulama ile örneğin sizin için önemli olan bazı şifreleri kolayca hatırlaya biliyorsunuz. Alınan notları, küçük simgeler halinde ekranda gösterebiliyor.

    Hesap Makinesi Uygulaması: PCalc

         Tam da bir akıllı telefonda olması gereken bir uygulama olan Pcalc, basit arayüzü ile küçük hesaplamalar için oldukça kullanışlı bir ekran sunuyor. Apple Watch için pratik bir hesap makinesi bakıyorsanız, PCalc’ın tam da size göre bir uygulama olduğunu söyleyebilirim.

    Ses Kaydı Uygulaması: Just Press Record

         Adından da anlaşılacağı üzere, Just Press Record uygulaması, sesli not alabileceğiniz ve daha sonra akıllı telefon ile bağlantı sağladığınızda kolayca telefona aktarabileceğiniz bir uygulama. Uygulamanın akıllı telefon versiyonu olmasına rağmen, Apple Watch’da daha başarılı olduğun söyleyebilirim. Akıllı saatin ekranındaki kısayola dokunulduğunda ses kaydına başlayan uygulama, anlık telefon bağlantısı gerektirmediği içinde oldukça hızlı. Anlık olarak akla gelen fikirleri sesli olarak kaydedebilen uygulama, telefona bağlanıldığında tüm kayıtları buluta yükleyebiliyor. Bulutta bulunan kayıtlara, diğer cihazlardan kolaylıkla erişebiliyorsunuz.

    Apple Watch Oyun Uygulaması: Rules

         Apple Watch’da günlük zihin açıcı mini oyun arıyorsanız, Rules tam size göre. Oyun aynı zamanda animasyonlu çıkartma paketleri içeriyor. Günün yorgunluğunu dinlendirici basit oyunlar ile geçirmek istediğinizde, Rules uygulamasının animasyonlu geri bildirimleri ile zamanınızı eğlenceli hale getirebiliyorsunuz.

    Hatırlatmalar İçin Nano

         Apple platformundaki akıllı telefonlar ile entegre olduğunda, hatırlatma bilgilerini gösterebilen Nano uygulaması, farklı renkteki ikonları ile şık bir görünüme sahip. Hatırlatmaların zamanı geldiğinde ekrandan belirdikten sonra silinebilmesi ve telefon ile iletişim sağlandığında telefondaki hatırlatıcıları da güncelleme gibi yetenekleri bulunuyor.

    Yakınımdakileri Bul Uygulaması: Find Near Me

         Find Near Me akıllı saat uygulaması ile kategorik olarak sıralanmış olan yakınınızdaki mekanları bulma imkanına sahip oluyorsunuz.  Uygulama, konum olarak yakınınızda bulunan ATM, banka, alışveriş merkezi, restoran vs. gibi yerleri gösterebiliyor. Uygulama aynı zamanda, Siri ile entegre olarak, sesli olarak da arama yapma fırsatı sunuyor. Sesli arama ile yakında bulunan mekanlar hakkında küçük bilgiler sunabiliyor. Yakında bulunan mekanların aynı zamanda harita üzerinde gösterebilme yeteneğine de sahip.

    Yazıdaki fotoğraflar Wareable sitesinden sağlanmıştır. Başlık fotoğrafı Apple sitesinden alınmıştır.

    Apple Watch modellerini incelemek için MediaMarkt sitesini ziyaret edebilirsiniz.

    Home Office çalışmanın avantajları ve dezavantajları

    “Home office çalışmak” kavramına birçoğumuz kesinlikle yabancı değiliz. Aslında bu kavram o kadar popüler ki, çalışma yükü az olan bazı işleri betimlemek için bile mizah amacıyla kullanılıyor. Ancak bilmeliyiz ki, home office çalışma metodu yenilikçi ve teknoloji odağı en üst noktada yer alan bir çalışma sistemidir.  İster çalışan olun, ister işveren…  Home office iş metodu hakkında merak ettiğiniz sorular olacaktır. Gelin bu yazımızda home office çalışmanın bugününü ve yarınını birlikte değerlendirelim.

    Dünya genelinde birçok şirket; özellikle de çok uluslu şirketler tarafından home office çalışma tekniği hâlihazırda uygulanıyor. Ülkemizde bu sistem, yenilikçi ve vizyon sahibi firmalar tarafından çoğunlukla haftanın bir veya iki günü evde olacak şekilde deneme amacıyla uygulanıyor. Firmalarımızı bu noktada anlayabiliyoruz. Çalışanların ofisle olan bağlarını koparmadan, ama isteklerini de bu sırada yerine getirebilmek için bulabilecekleri en dengeli çözümleri deniyorlar. Dikkat ettiyseniz “denemek” ifadesini kullanıyorum çünkü firmalar değişen koşullara ayak uydurabilmek için, yani dinamizmi devam ettirebilmek için kendi getirdikleri çalışma metotlarında sürekli olarak yenilikler ve değişimler uyguluyorlar. Henüz sabitleşen bir fikir maalesef yok.

    Home office çalışmada temel iletişim, sizlerin de bildiğim gibi tele-konferans yoluyla sağlanıyor. Başta Skype olmak üzere; Whatsapp, Teamspeak gibi programlar, uzaktan iletişimin vazgeçilmezleri arasında… Mobil operatörlerimizin de hâlihazırda şirketler için sunduğu iletişim ve ağ hizmetleri bulunuyor. Bir işverenin çalışanlarıyla etkileşimi ne kadar sağlıklı ve devamlı ise, yapılan işin niteliği de şüphesiz iyi olacaktır.

    Bir de çalışan açısından değerlendirelim istiyorum.  OECD tarafından Avrupa ülkelerinde iki yıl önce yapılan araştırmalar, çalışanların ev ortamında daha verimli olduklarını ve daha fazlasını yapabileceklerini belirten beyanları içeriyor.  Öte yandan IBM ve Yahoo’nun daha önceki yıllarda home office çalışanlarını ani bir kararla şirkete geri çağırması, uzaktan çalışma açısından ciddi soru işaretleri bırakmıştı.

    Rahatlık: İlk ve en önemli kavramımız, işverenlerin de bu düşünceye sıcak bakmamasının temel nedeni bu, rahatlık… Çünkü insanlar kendi ev ortamları içerisinde, olabilecekleri en rahat hallerindedir.  Uzayan uyku süreleri ve acele etmeyecek olmanın verdiği psikolojik rahatlık, işleriniz birikirken sizi yataktan çıkmamaya sevk edecek unsurlar arasında görülüyor.

    Dikkatiniz: Yapılması gereken çalışmaları boş verip film izlemeniz ya da diğer aile bireylerinizle etkileşiminizden kaynaklı olarak çalışmalarınızı ikinci plana atmanız çoğunlukla olasıdır. Bu durum sadece yapılan işin miktarını değil, işin kalitesini de olumsuz yönde etkileyen ve otokontrolü düşüren bir etmen olarak görülüyor.

    Sorumluluk: Evinizden ya da uzaktan çalışıyorsanız, bu durum her an sizi denetleyen gözlerden uzakta olduğunuzu gösterir.  Arkanızdan sizi izleyerek çalışmanızı denetleyen bir patronunuz ya da davranışlarınızı sürekli süzen iş arkadaşlarınız etrafınızda yoktur. Alabildiğine yalnız ve özgürsünüzdür. Bu özgürlüğün sonucunda da, bireyin sorumluluk ve dikkat eksikliğine yatkınlığı gözlemlenmektedir.

    Ancak psikolojik açıdan belirlenen tüm bu olumsuzluklara rağmen, çalışanların devamlı olarak daha iyi performans gösterdikleri ve verimlerinin arttıkları belirlenmiştir. Bunun nedenini kesin olarak açıklayabilecek bilimsel bir çalışma olmasa da, çalışanların home office olarak daha iyi çalışmalarını açıklayabilecek bazı başlıkları inceleyelim istiyorum.

    1) İdeal üretkenlik saatleri:  Her insanın üretkenlik ve çalışma becerilerinin gün içinde bir dönem vardır. Bazısı için bu zaman sabah vakti iken, bazısı için gecedir. Ya da akşam veya öğleden sonradır… 8 saatlik mesaisini gerçekleştirecek olan çalışan, gün içerisinde işi için en verimli olacağını bildiği saatleri tercih eder. Böylelikle ofiste olacağından daha fazla konsantrasyonla, daha verimli bir performans sunabilir.

    2) Planlı dikkat dağıtıcılar: Evden çalışmanın, dikkati dağıtacak etmenlerle dolu olduğu gerçektir Ancak bunun faydalı olduğu anlarda vardır. Düşünelim, hasta bir çocuğunuz ya da aile bireyiniz var.  Ofisteki bir çalışanın zihni, devamlı olarak evinden uzak olduğu için endişeyle dolu olacak ve geride bıraktıklarını merak etmekle gününü geçirecektir. Yani sürekli bir dikkat eksikliği gösterecektir. Öte yandan bu durumda ki bir çalışanın home office bir şekilde görevini yapması sırasında, ara ara yapacağı ufak kontrollerle zihninde yer alan korkuları ve soru işaretlerini atabilir ve işine daha fazla odaklanabilir. Benzer bir şekilde dikkatin dağılması durumunda yapılacak ufak bir mutfak atıştırması, yeniden zinde olmayı ve konsantrasyonu bireye sağlayacaktır.

    3) Kendini kanıtlama isteği: Evden çalışmak, bir çalışan için değerli bir ödüldür ve bunu bilen her çalışan, ciddi anlamda izlendiklerinin ve değerlendirildiklerinin farkındadır. Bu durumdan ötürü home office çalışanlar bu hakkı kaybetmek istemeyeceği için, ellerinden gelenin en iyisini yapmak için gayret sarf edecek ve bu çalışma metoduyla daha iyisini yapabildiğini işverenine göstermek isteyecektir. Tahmin edeceğiniz üzere bu durum, verimliliği arttırmaktadır.

    4) İletişimde optimizasyon: Aynı ofis çatısı altında çalışanların bir arada olması, iletişim açısından büyük bir kazançtır. Mesafelerin olmaması iletişimi arttırır ama bazen bu durum fazla iyi bir hâl alır ve çalışanların işten farklı olarak muhabbet etmelerine dönüşebilir. Bu, dikkat dağıtıcı durumlardan bir tanesidir. Fakat home office çalışanlar yalnızca işle alâkalı olarak iletişimde bulundukları için,  işin dışındaki sohbetler oluşmaz. Çalışanın işe olan dikkatini arttırmaya yardımcı olur.

    5) Kişisel ortam: Şüphesiz ki bir insanın en rahat olduğu, hatta istediği gibi dizayn edebildiği bir ortamda bulunması motivasyonunu arttıracak, bu durum da üretkenliğe ciddi anlamda katkı sağlayacaktır.

    6) Farklı uygulama metotları: Home office çalışma sistemi, ilgili firmanın veya coğrafyanın sahip olduğu koşullara göre çeşitli esneklikler kazanabilir. Bazı firmalarda sürekli evden çalışma yöntemi uygulanırken, bazıları bunu belirli gün ve zamanlarda gerçekleştirmektedir. Organizasyonunuz için doğru uygulama yöntemini keşfettiğinizde, en verimli sonuca ulaşacağınız açıktır.

    Unutmamalıyız ki home office çalışmanın artıları ve eksileri konusunda yapılan araştırmalar yalnızca yüzeysel olarak kalmıştır. Özellikle işverenler için; eğer yenilikçi bir anlayışa sahipseniz, kendi ideal evden çalışma metodunuzu geliştirebilir ve uygulayabilirsiniz. Çalışanlarınız üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu gözlemleyebilir, hatta belki de bilimin keşfetmediği noktaları bu vesileyle kendiniz aydınlatabilirsiniz.

    Teknoloji hayatımızda var oldukça, tele-konferans sistemleri geliştikçe, belki bir gün holografik iletişimle de tanıştığımızda, çalışma hayatlarımızın ve işe bakış açımızın değişmeye ve gelişmeye devam edeceği bir gerçektir.  Değişimden korkmamalı, yeniye ve yeniliklere bir fırsat tanımalıyız.

     

    Fotoğraf arşivinizi en verimli şekilde yönetmenin yolları

    Filmli fotoğraf makineleri döneminde genelde 24 ya da 36 pozluk filmler kullanırdık. Filmlere ve banyosuna ücret ödenmesi, bastırılması maliyetli olduğundan çekilen fotoğraf sayısı profesyonel bir fotoğrafçı değilseniz çok fazla olmazdı. Ancak dijital fotoğraf makinelerinden ve akıllı telefonların oldukça kaliteli fotoğraf çekmeye başlamasından sonra saklanması gereken fotoğraf sayısı inanılmaz bir şekilde arttı. Ortalama bir kullanıcı şu anda günde yüzlerce fotoğraf çekebiliyor. İster ünde 10 fotoğraf ister 1000 fotoğraf çekiyor olun, fotoğraflarınız doğru bir şekilde arşivlemeniz büyük önem taşıyor. Arşivlediğiniz fotoğraflar yere, tarihe, kişiye göre kolayca bulmak nerede ve ne şekilde arayacağımızı biliyorsak oldukça kolaydır. O zaman gelin hep birlikte fotoğrafları nasıl ve ne şekilde en kolay bir şekilde arşivleyebileceğimize birlikte bakalım.

    Dünkü işinizi bugüne bırakmayın

    Türkçede “Dünkü işini yarına bırakma” diye güzel bir atasözü vardır. Çektiğiniz fotoğrafları en kısa süre içerisinde saklayacağınız yere aktarmalı ve bunları en kolay şekilde bulabilmek için yeniden adlandırmalı, tarihe ya da farklı kriterlere göre sınıflandırmalı ve çeşitli anahtar kelimeler atamalısınız. Bu şekilde düzenlenmemiş yüzlerce hatta binlerce fotoğrafla karşı karşıya kaldığınızda durumun ne kadar vahim olduğunu ve düzeltmenin ne kadar zor olduğunu kolaylıkla görebilirsiniz. Kısacası dünkü işinizi ne yarına ne de bugüne bırakmayın. Bu durumda benim tavsiyem, fotoğrafları hızlı bir şekilde bilgisayarınıza aktarmanız, gerekli düzenlemeleri yaparak belirli bir hiyerarşide sınıflandırmanız ve buluta tüm bu işlemleri yaptıktan sonra aktarmanız. Bu sayede ileride bir fotoğraf aramak zorunda kalırsanız kendinize iyi ki bu sınıflandırmayı ve düzenlemeyi yapmışım diyeceksiniz, emin olun.

    Fotoğraflarınızı birden fazla yerde saklayın

    Sabit diskinizde ya da harici diskiniz bozulabilir, küçük bir ihtimal de olsa bulut alanınıza erişimi kaybedebilirsiniz. Dijital dosyalarınızın başına her türlü şey gelebilir. Bu yüzden fotoğraflarınızı birden fazla alanda tutmakta büyük fayda var. Özellikle fotoğraflar için sınırsız sayıda (belirli çözünürlüğün altında olan) dosya saklayabileceğiniz yerler var. Fotoğraflarınızı bu tür alanlara da yüklemenizde fayda var. Çoğunda çözünürlük ve dosya başına boyut birçok kullanıcı için kabul edilebilir seviyede. Bunun haricinde sizin için önem taşıyan fotoğrafları en az iki hatta üç harici diskte saklayın. Disklerden birini farklı bir konumda tutun ki herhangi bir çalınma ya da başka bir durumda dosyalarınızın başına bir şey gelmesin. Bulut seçeneğini de sakın hafife almayın.

    Fotoğraf Arşivi

    İşinize yaramayacak, düzgün çıkmamış fotoğrafları silin

    Fotoğraflarınızı arşivlerken, daha fotoğraf makinesinden ya da akıllı telefonunuzdan aktarırken fotoğraf seçimi yapın. İşinize yaramayacak, düzgün çıkmamış ya da neredeyse birbirinin aynı olan fotoğrafları silin. Bu sayede uğraşmanız gereken fotoğraf sayısı azalırken arşivlediğiniz fotoğrafların kalitesi artar.

    Arşivlemenin en önemli amaçlarından biri istediğimiz fotoğraflara hızlı ve kolay bir şekilde erişebilmektir. Fotoğraf sayısının az olduğu durumlarda bu oldukça kolaydır. Ancak fotoğraf sayısı arttıkça bu iş giderek zorlaşır. Hatta tam bir korkulu rüya haline gelebilir. Bu yüzden kendinize en uygun şekilde bir arşiv sistemi oluşturmanız gerekir. Bu tarihe, yere, kişiye göre çeşitli kriterlere göre yapılabilir. Örneğin Fotoğraflar diye bir klasör açıp içine 2018 diye bir klasör oluşturup bunun içinde yere göre ya da aya göre bir hiyerarşi oluşturabilirsiniz.

    Anahtar kelimeler

    Anahtar kelimeleri belirlemek çoğu kullanıcı için zor olabilir ancak anahtar kelimeleri belirlerken şu soruları yanıtlayan kelimeleri kullanmanız işinizi büyük ölçüde kolaylaştırır. Fotoğrafta kimler var? Fotoğraf nerede çekilmiş? Fotoğraf ne zaman çekilmiş? Fotoğraf neden çekilmiş? Fotoğrafta kaç kişi var? Fotoğrafta öne çıkan herhangi bir bina ya da nesne var mı?

    Tüm bunlara dikkat ettiğinizde yıllar boyu işinizi kolaylaştıracak bir arşiv sistemine sahip olursunuz.

    Twitter, yeni görünümü ile kullanıma sunuluyor

    Twitter, geçtiğimiz yıl markanın yüzünü büyük oranda yenilemiş, kullanıcılarından gelen bildirim ve fikirleri de dikkate alarak mikro blog deneyimini güçlendiren özelliklerini bir bir kullanıma sunmuştu. Yeni bir güncelleme ile yeniden gündeme imza  Twitter, kullanıcılarının yüzünü daha fazla güldürmeyi hedefliyor…

    Resmi blog açıklamasında “Sizleri yakından dinledik, sevdiğiniz kısımları olduğu gibi bıraktık. Sevmediğiniz kısımları daha güzel hale getirmek için de yaklaşımımızı değiştirdik.” ifadelerine yer verilirken, öne çıkan değişiklikleri şöyle sıralamak mümkün;

    Önümüzdeki günlerde twitter.com, Twitter iOS, Twitter Android, TweetDeck ve Twitter Lite’da bazı değişikliklere gidiliyor. Değişiklikler şunlar;

    Profil, ek hesaplar, ayarlar ve gizliliğin hepsine birden bir yerden ulaşabilmek mümkün oluyor. iOS tarafında yan tarafta bulunacak yeni gezinti menüsü (side navigation menu) ve uygulamanın altında bulunan daha az sayıdaki sekme ile karışıklığın daha az olacağı ve taramanın daha kolay gerçekleştirileceği kaydediliyor.

    Website linkleri Safari’nin Twitter uygulamasındaki görüntüleyicisinde de açılabiliyor olacak ve böylece halihazırda giriş yapılan internet sitelerine kolaylıkla ulaşım imkanı sunulacak.

    Tipografi daha yalın ve birbirine uyumlu hale getiriliyor ve başlıklar kalınlaştırılıyor. Yuvarlatılmış profil fotoğrafları ise neyin kim tarafından söylendiğini daha anlaşılır hale getirecek.

    Daha sezgisel ikonlarla birlikte Tweetlerle daha kolay etkileşime geçebilmek söz konusu oluyor. Ayrıca daha iyi bir etkileşim için ikonlar daha sade hale getirildi.

    Tweetler cevap, Retweet ve ‘like’ sayısını anında güncelleyecek ve böylece sohbetleri tam da gerçekleşirken, canlı olarak takip edebilmek mümkün olacak.

    Ayrıca artırılmış renk kontrastı ve Safari Okuyucu görünümünde destekli linklerin her zaman açabilme seçeneği gibi ekstra erişim alternatiflerini de iOS kullanıcılarına sunuluyor.