Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1593

    Huawei’nin EMUI arayüzü ile mobil cihaz kullanımını artık daha kolay

    Huawei, yeni nesil akıllı telefonlarında kullanıcı dostu özelliklere sahip EMUI arayüzü ile pratik bir çekim ve paylaşım deneyimi sunuyor. Huawei P10, arayüzünde bulunan parmakla çizme özelliği sayesinde mümkün olan en fazla işlemi 3 veya daha az dokunuşla erişilebilir hale getiriyor. Huawei, EMUI ara yüzüne tanıtılmış temel parmak eklemi hareketleri sayesinde, akıllı telefonların daha hızlı ve verimli kullanımını sağlıyor.

    Akıllı telefon ekranından okunan bir makale ya da yazının ekran üzerinde herhangi bir noktaya parmakla ‘S’ harfi çizilerek istenilen tüm alanın seçilmesini ve kopyalanmasını sağlıyor. Otomatik olarak aşağıya doğru kayan ekrana tekrar dokunarak kopyalama işlemi sona erdiriliyor. İşlemin sona ermesinin hemen ardından otomatik olarak ana ekranda kopyalanan yazıyı düzenleme, paylaşım, ön izleme ve silme seçenekleri ortaya çıkıyor.

    Huawei EMUI arayüzü, kullanıcılarının akıllı telefonlarından tek bir eklem hareketi ile her an kolayca ekran görüntüsü alabilmesini sağlıyor. Akıllı telefonun ekranına çift tıklayarak ekran görüntüsü alma işlemini başlattıktan sonra ekranda düzenleme, paylaşma ve kaydırarak görüntü alma seçenekleri beliriyor.

    Görüntü alma ve paylaşmanın yanı sıra, ekrana iki parmak hareketi ile çift tıklayarak ses kaydı işlemini başlatma kolaylığı sunuyor. Gelişmiş EMUI arayüzü, akıllı telefon üzerinden iki farklı uygulamayı aynı anda kullanma özelliği sunarak, daha verimli bir kullanım alanı da yaratıyor.

    Harici flaş nerede kullanılır?

    Işık kaynağı olarak fotoğrafçılara yardımcı olan harici flaşlar, birçok farklı ortam ve durumda kullanılabilir. Bu yazımda bu durum ve ortamlara genel bir bakış sunuyorum.

    Flaşı, fotoğrafçıların anında, hızlı ve pratik olarak ışık temin etme amaçlı kullandığı taşınabilir bir aydınlatma kaynağı olarak tanımlarsak hata yapmış sayılmayız. Günümüzde amatör ya da profesyonel, aynasız ya da DSLR neredeyse bütün fotoğraf makinelerinde bütünleşik flaş bulunuyor. Bunun istisnası ise üst düzey DSLR fotoğraf makinelerinde bulunmaması olarak gösterilebilir. Bu cihazlar genelde harici flaşlarla kullandığı için genelde bütünleşik flaşa sahip olmazlar. Öte yandan az sayıda olsa da bazı kompakt fotoğraf makinelerinde de (objektifi değiştirilemeyen) harici flaş yuvası bulunur. Flaş konusunda temel bilgileri öğrenmek isteyenleri daha önce hazırladığım Fotoğrafta flaş kullanımı makalesini okumalarını öneririm.

    Harici flaşlar temelde bütünleşik flaş gibi davransalar ve etki etseler de bazı önemli farklara sahiptir. İlk olarak harici flaşların gücü ve etki mesafesi yüksektir. Ayrıca birçok harici flaşın kafası yukarı-aşağı ya da sağa-sola dönebilir. Bu da flaşı farklı açılardan yansıtma olarak kullanmayı sağlar. Ayrıca flaşların bazıları (elinizdeki fotoğraf makinesi destekliyorsa) uzaktan patlatma imkanı da sunar. Yine ek olarak bazı gelişmiş flaş ve fotoğraf makineleri birden fazla flaşı tetikleyebilecek özelliklerle donatılmıştır. Bu sayede aynı anda birden fazla flaş da kullanılabilir. Harici flaşların fotoğraf makinesinin üzerine takılıp kullanılabilen ve pille çalışan mobil versiyonları olduğu gibi, büyük ve 220 şebeke elektriği ile çalışan ve sürekli çakabilen modelleri de vardır. Bütçe, ihtiyaç ve ortama göre istenen harici flaşlar kullanılabilir. Küçük harici flaşlarda etki mesafesi ve güç sınırlı iken bir otomobili tamamen aydınlatabilecek güce sahip devasa modeller de bulunur.

    Harici flaşlar ise temelde bütünleşik flaşın gücünün yetmediği ya da daha fazla aydınlatma gücüne ihtiyaç duyulan durum ve ortamlarda kullanır. Ancak bundan çok daha fazlasını da sağlarlar. İşte harici flaşın kullanım alanları:

    Daha fazla aydınlatma gerektiğinde

    Evet yukarıdaki satırlarda da belirttiğim gibi harici flaş dahili flaşın yeterli olmadığı (zira bütünleşik flaşların gücü ve etki mesafesi çok düşüktür) durumlarda kullanır. Harici flaşların önemli bir handikapı ise markaya göre üretilmiş olma zorunluluklarıdır. Bu yüzden Nikon marka ile uyumlu bir flaşı Canon fotoğraf makineleriyle kullanamazsınız.

    Uyumlu olduktan sonra ışığa ihtiyaç duyduğunuz her ortamda harici flaşı kullanabilirsiniz. Harici flaşı doğrudan konunun üzerine tutarak kullanabileceğimiz gibi yansıtma adı verilen ve flaşın kafasını sağa sola ya da yukarı aşağı oynatarak açısını değiştirerek çekim yapabiliriz. (https://daveseminara.com/)

    Ama harici flaşın temel kullanımı daha fazla aydınlatma gerektiği durumlar içindir. Özellikle kapalı mekanlarda, gece ya da ışığın az olduğu durumlarda harici flaşlar çok işe yarar. Ayrıca harici flaşların gelişmiş modelleri büyük ve elektrikten güç alacak şekilde çalışabildikleri için kesintisiz bir aydınlatma kaynağı haline de gelebilir. Bu da birden fazla kişi ya da kişinin çekileceği, büyük mekan ya da cihazların fotoğraflanacağı (mesela otomobil) durumlarda çok işe yarar.

    Kreatif çalışmalarda

    İleri seviye flaşların birden fazla flaşla senkronize çalışma özelliği bulunur. Bu özelliği destekleyen bir fotoğraf makinesi ile bu tarz bir flaş kombinasyonu ile yapılabilecekler sadece hayal gücü ile sınırlıdır. Özellikle profesyonel fotoğrafçılar bu tarz sanatsal çekimlerde kreatifliğin sınırları zorlayan sonuçlar elde eder. Düğün fotoğrafları ve ürün fotoğraflarında sıklıkla kullanılan bu yöntemle bazı modellerde 8’e bazılarında ise 16’ya kadar harici flaş aynı anda tek bir makine ile kullanılabilir. Bu şekilde kullanımla yapılabilecekler tamamen fotoğrafçının hayal gücü ile sınırlıdır. Oldukça masraflı ve emek isteyen (16 flaşı temin etmek bile ayrı bir maliyet) bir çalışma tarzı olan birden fazla flaşlı çekimler ileri seviye bilgi ve teknik tecrübe gerektirir.

    Portre çekimlerinde

    Harici flaşın önemli kullanım alanlarından biri de portre ya da ürün çekimidir. Gerek mobil gerekse sabit harici flaşların aydınlatma gücü yüksek olduğundan ışığı yumuşatarak (mobillerde difüzör, sabitlerde soft box ile) portre ve ürün çekimlerinde kullanılabilirler. Günümüzde vesikalık, biyometrik ya da diğer her türlü profesyonel portre çekiminde genelde harici flaş kullanılır. Türkiye’deki stüdyoların tamamında portre çekimlerinde şebekeden beslenen ve ışığı soft box ile yumuşatılan harici flaşlar kullanır. Eğer birinin portre fotoğrafını çektirmek ve bunun kendi mekanınızda olmasını isterseniz gelen fotoğrafçı büyük ihtimalle harici bir mobil flaş kullanacaktır. Öte yandan harici mobil flaşlar için de soft box olarak tanımlanacak ve ışığı yumuşatan aksesuarlar bulunuyor.

    Harici flaş (aynen bütünleşik olanlarda olduğu gibi) ters ışık ve benzeri birçok durumda da kullanır. Fiyatları 200-250 TL’den başlayan harici flaşların 5-10 bin TL’ye ulaşan çok profesyonel versiyonları da vardır. Eğer fotoğrafçılık konusunda ciddiyseniz ve bu alanda eğitim alıyor ve yatırım yapıyorsanız harici bir flaşa (en azından mobil ve taşınabilir) sahip olmanızı öneririm. Pişman olmazsınız.

    Işığınız bol olsun…

    Tuzlu suyla çalışan pil geliştirildi

    0

    Bilim insanlarının gerçekleştirdikleri çalışmalar sonucunda yeni bir pil türü ortaya çıkarıldı. İşte detaylar…

    Piller gelişen teknolojiye ayak uydurmakta zorlanıyor. Özellikle akıllı giyilebilir cihazların giderek yaygınlaşmaya başlaması ile artık daha güçlü pillere gereksinim duyulduğu görülüyor ve tam da bu doğrultuda bilim insanları önemli adımlar atmaya devam ediyor.

    Çin’de bulunan büyük bir araştırma ekibi, giyilebilir cihazlar ile uyumlu olabilecek, zararlı kimyasallar içermeyen bir pil icat ettiler. Sodyum bazlı kimyasallar kullanan ekip, pilin esnekliğini koruyabilmek amacıyla yoğun çaba sarfetti ve bunu başardı. Üretildikten sonra farklı açılarda yaklaşık 100 defa bükülen ve test edilen pilin hala orjinalliğini koruması ise umut vaat eden bir gelişme olarak dikkat çekti.

    Sodyümsülfat kullandığı için ter ile çalışabilecek

    Pilin sodyum bazlı kimyasallar kullandığından bahsetmiştik. Yani bu demek oluyor ki insan teri bu pilleri şarj etme konusunda işlev sağlayabilir. Giyilebilir cihazlarınızın üzerinde bulunan sodyum bazlı kimyasallarla çalışan piller, tuzlu su ile şarj olabilecek.

    Bu ilginç teknoloji ile ilgili açıkçası cevaplanmayan bazı soru işaretleri de var. Mesela bu ürünü bir akıllı saatte düşünelim; Kolunuz terlemedikçe şarj olmayacak ve bu durumda ürün çalışmayacak.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Hacker’ların yeni hedefi: Lüks oteller

    Hacker’lar tarafından gerçekleştirilen saldırıların ardı arkası kesilmiyor; bu kez de bazı lüks otellerdeki müşteriler hack kurbanı oldu. İşte detaylar…

    Kötü niyetli siber korsanların lüks otelleri hedef aldığı ortaya çıktı. Otelde bulunan müşterilerin hacklendiği anlaşıldı. Nasıl mümkün oldu sorusunun yanıtı bir hayli ilginç…

    Ortaya çıkan detaylara göre hackerlar, oteldeki müşterilerin cihazlarına ulaşabilmek için ilk olarak otel çalşanlarının cihazlarını ele geçirdiler. Otel çalışanının cihazını hacklemek için e-posta adresine virüs gönderilirken, farklı bazı yöntemlere de başvuruldu.

    Hackerların WannaCry zararlısına da yer verdikleri bu saldırıda MS17-010 SMB v1 zafiyetinden yola çıkıldı ve çalışanların cihazından oteldeki müşterilerin cihazlarına ulaşıldığı anlaşıldı. Hackerlar, ulaştıktan sonra cihazda eğer girebilecekleri bir açık keşfederlerse kişisel bilgilere erişerek fidye virüsünü devreye alıyorlar veya duruma göre başka bir virüs yöntemine geçiliyor.

    Özellikle güncellenmemiş yazılımlar tehlikede

    Ortaya çıkan bilgilere göre özellikle uzun zamandır güncelleme almamış ve eski işletim sistemleri hacker’ların açık hedefi durumunda. Kullanıcıların işletim sistemlerini güncel tutmaları ve antivirüs programına sahip olmalarının önemi belirtiliyor. Hem kaliteli bir antivirüs programı, hem de güncel bir işletim sistemi sahibi olunduğunda siber saldırı alma riski minimuma iniyor.

    Dijital dünyaya dair öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    MediaMarkt, League of Legends TBF2017’de oyun tutkunlarının heyecanını paylaşıyor

    0

    Mağazalarındaki GameZone alanlarıyla ve oyun kategorisinde sunduğu yüzlerce ürün ile oyunseverlerin uğrak adreslerinden biri olan MediaMarkt, 19 Ağustos’ta Ülker Sports Arena’da gerçekleşecek League of Legends 2017 Türkiye Büyük Finalini onbinlerce oyun severlerle birlikte yaşayacak

    e-Spor’a verdiği desteği hız kesmeden sürdüren Avrupa’nın 1 numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt, League of Legends’ın 19 Ağustos’taki 2017 Türkiye Büyük Finalinde oyun severlerin yanında yer alıyor. Büyük Finaline sayılı günler kala MediaMarkt, final heyecanını yerinde yaşamak isteyen 30 oyunsevere bilet kazandırıyor. 11-12-13 Ağustos tarihlerinde MediaMarkt’ın Facebook , Instagram ve Twitter sayfalarından her gün sorulacak soruları doğru yanıtlayan oyun severler, TBF2017’ye bir arkadaşıyla birlikte ücretsiz olarak gitme şansı yakalıyor.

    Çeyrek final mücadelelerinin ardından zafere ulaşan takımlardan Oyunfor.CREW’un rakibi 1907 Fenerbahçe Espor olurken, Team AURORA’nın rakibiyse BAUSuperMassive eSports oldu. Cosplay’lerin renklendireceği MediaMarkt standının da olacağı final maçı dört gözle bekleniyor.

    Oyunseverlerin uğrak adresi MediaMarkt, mağazalarındaoyuncular için oluşturulan GameZone alanlarında son teknoloji oyuncu ürünlerini, en uygun fiyatlarla tüketicilerle buluşturuyor. MediaMarkt’taki oyuncu ürünleriyle ilgili daha fazla bilgi için mediamarkt.com.tr/tr/category/_gamezone-643542.html adresini kullanabilirsiniz.

    Samsung Internet Browser ile tanışın

    0

    Kore merkezli teknoloji şirketi, Samsung Internet Browser isimli yeni tarayıcısı ile mobil alanda oldukça iddialı. İşte detaylar…

    Akıllı telefon alanında elde edilen gelirler hususunda aslan payına sahip olan Samsung, şimdi de tarayıcı işine girdi. Kendi internet tarayıcısını üreten Samsung, bu tarayıcıyı sürekli daha iyi bir hale getirebilmek amacıyla çaba sarfediyor.

    Samsung`un yeni internet tarayıcısı Samsung Internet Browser, adıyla şu an da beta aşamasında ve kısa süre içinde potansiyel kullanıcıları bekliyor. Bu yeni tarayıcı yüksek performans ve pek çok eklenti ile yüksek verimlilikte uyumluluk gibi bazı avantajları vaat ediyor. Söz konusu web tarayıcısı, Samsung tarafından geliştirildiği için de haliyle epey ilgi görecek gibi gözüküyor. Ancak tabii tarayıcının akıbetini belirleyen asıl şey ortaya koyduğu performans olacaktır.

    Yalnızca mobil için üretildi

    Samsung, bu tarayıcıyı yalnızca mobil alan için Android işletim sistemi üzerine yoğunlaşarak üretti. Yani PC ile uyumlu bir tarayıcı değil. Şu an beta olarak indirilebilen tarayıcının çok yakın bir zamanda stabil olarak sunulması bekleniyor.

    Samsung bu alanda da başarılı olursa kuşkusuz mobil tarafta başlamak suretiyle, internet tarayıcıları kategorisinde ünlü tarayıcılara ciddi bir rakip daha eklenmiş olacak.

    Teknoloji dünyasında dikkat çeken gelişmeleri paylaşmayı sürdüreceğiz. Takipte kalınız…

    Facebook Watch duyuruldu

    Facebook Watch isimli yeni servis, video platformları alanına yeni bir soluk kazandırıyor. İşte detaylar…

    Video paylaşımı alanında en popüler internet platformu YouTube… Sadece videolar değil, çeşitli müzik klipleri de ilk olarak YouTube ortamına yükleniyor. Haliyle oldukça popüler olan YouTube`a şu sıralar büyük bir rakibin gelme durumu söz konusu. Bu rakibin ismi Facebook Watch…

    Yeni bir soluk getirebilir

    Sosyal medyanın en çok kullanılan platformu Facebook, bir süredir video paylaşım alanında kendine has bir servis kurmak amacıyla çalışıyordu. Ve nihayet resmi hamle yapıldı. İlk aşama olarak şu an yalnızca TV şovlarının yayınlanması amacıyla ilgili mecralar ile anlaşmalar yapıldı. Kısa bir süre içerisinde de platform üzerinde yeni kanalların oluşacağı düşünülüyor.

    Gelirin yüzde 55`i içerik sahiplerine dağıtılacak

    Facebook Watch üzerinden tıpkı YouTube üzerinden para kazanıldığı gibi para kazanılabilecek. Facebook Watch`den elde edilen gelirin yüzde 45`ini Facebook alacak. Kalan yüzde 55`lik kısım ise videoları hazırlayıp yükleyen kullanıcılara ödenecek.

    Tabii video yükleyenlerin videolardan kazanacağı para videoların izlenme sayısı ile doğru orantılı olacak.

    Kuşkusuz bu yeni güzel hamle tekelleşmenin önüne geçeceğinden içerik üreticilerinin yaranına olacak. Ne de olsa rekabet her daim iyidir.

    Sosyal medya dünyasında öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Grey market (Gri pazar – Paralel ithalat) nedir?

    Ülkemizde tüketiciler, kanun yapıcı tarafından yapılmış olan birçok düzenleme ile korunuyorlar. Satın alınan ürünlerin, ulusal düzeyde servis sağlaması, bozulmalara karşı en az iki yıllık garanti vermesi, belirli sürelerde tamiri sağlanamayan ürünlerin bire bir yenisiyle değiştirilmesi gibi tüketici lehine alınmış birçok uygulama mevcut…

    Ancak, ortada bir de “grey market” denilen Türkçe’ye “gri pazar” olarak çevrilebilen ama daha çok “paralel ithalat” olarak da bilinen bir gerçek var. Peki nedir “grey market” ?..

    Birçok kaynakta “grey market” şöyle tanımlanıyor:

    Resmi ithalatçıların bilgisi dışında, ürünün, bireysel olarak herhangi bir ülkeden ithal edilerek satılması anlamına geliyor. Bu ürünler, markanın resmi ithalatçıları ve üreticileri tarafından garanti kapsamına alınmazlar. Ürünler, genel olarak satın alındığı ülkenin özelliklerine göre üretildiğinden, arıza çıkarabilirler.

     Paralel ithalat, birçok sektörde karşımıza çıkıyor. Ancak, en fazla teknoloji perakendeciliği alanında yoğunlaştığını görüyoruz. Yalnızca cep telefonlarının yılda 10 milyondan fazla sattığı ülkemizde, özellikle bu alanda paralel ithalat ürünler kendilerini gösteriyorlar. Üstelik bu ürünlerin satış kaynakları da çoğunlukla e-ticaret siteleri ve uygulamaları oluyor.

    Şöyle ki; TÜBİSAD tarafından hazırlanan rapora göre ülkemizde 2016 yılı itibariyle e-ticaret hacmi 17,5 milyar ₺ civarında bir hacme ulaşmıştır. E-ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte paralel ithalatçılar da tüketicilere “daha ucuz” ürün sundukları iddiasıyla hacimlerini yükseltmişlerdir. Görünürde “daha ucuz” gibi görünen bu ürünlerin arkasında şu gerçekler vardır.

    Öncelikle aldığınız ürünün en önemli unsurlarından biri olan ve tüketiciyi koruyan garanti faktörü ne yazık ki, paralel ithalatta karşınıza “ithalatçı firma garantisi” olarak çıkar. İthalatçı firma göstermelik olarak bu garantiyi verirken, ürünün arızalı çıkması halinde karşılaşacağınız sorunları giderme konusunda sizi yalnız bırakacaktır. Öncelikle büyük şehirlerin dışında servis ağları yoktur. Ürünü gönderdikten sonra, ürünün arızasının giderilmesi ve bunun kanuni süre içinde gerçekleştirilmesi konusunda kendisini bağlayan hükümler olmadığı için şikâyet siteleri bu ve benzeri tüketici şikayetleriyle doludur.

    Resmi garanti şartları olmadığı gibi, ürünün “ucuz” olmasının arkasındaki gerçeklerden biri de muhtemelen ürünü “refurbished” yani ana üreticinin arızalı bir ürünü tamir edip tekrar piyasaya, bu kez daha ucuz bir fiyattan sürmüş olması anlamına da gelir. Ana üretici bu ürünü tekrar yenilediği ve paketlediği için tüketici durumun farkına varmayacaktır. Dünyada da “refurbished” ürünler satılmaktadır. Ancak bu ürünler daha ucuza satılırken tüketiciye ürünün “refurbished” olduğu konusunda bilgi verilmektedir. Oysa ülkemizde paralel ithalatçılar ürünlerinin “refurbished” olduğu konusundan söz etmezler bile… Bu tür ürünler bir süre herhangi bir sorun çıkartmadığı gibi, daha önce tekrar yenilenmelerine neden olan arızalar tekrar nüksedebilir, “ayıplı mal” durumu kendini sürekli tekrarlayabilir. Bu durumda tüketici, “sıfır” ürün satın aldığını sandığı için hem satış öncesi hem de satış sonrasında bir anlamda kandırılmış, mağdur edilmiş olacaktır.

    Paralel ithalatın bir başka çeşidi ise ülkeye bavul ticareti ve daha farklı yollarla “kaçak” sokulan ürünlerle yapılır. Bu ürünlerin ucuz olma nedeni gümrük ve diğer vergi, harçlardan kaçınılmış olmasıdır. Tüketicinin risk almasının yanı sıra bu ürünler nedeniyle ülkeye de ciddi zararlar verilir, kanun dışı yapılan bir işe ortak olunur. Zaman zaman bu ürünlerle ilgili ithalatçılar size kanunlara uygun fatura bile veremezler. Fatura sahibi olmamanız da bu ürünle ilgili sahiplik bile iddia edemeyeceğiniz anlamına gelir.

    Tavsiyem, özellikle e-ticaret sitelerinden bir ürün satın alırken çok dikkatli davranmanız gerektiği yolunda. Öncelikle e-ticaret sitesini iyi inceleyin. Ürünlerin Türkiye’de servisleri olup olmadığını iyi öğrenin. Daha sonra tüketici şikâyet sitelerinden bu e-ticaret sitesiyle ilgili şikâyet olup olmadığını kontrol edin. Bu şikayetlerin içeriğinin neler olduğunu inceleyin. Şikayetlere nasıl yanıt verildiğinin, tüketici mağduriyetinin giderilip giderilmediğine bir bakın…

    Özellikle e-ticaret alışverişinde ülkede uzun yıllar hizmet veren kurum ve kuruluşları öncelikli tutun. Yeni açılmış bir e-ticaret sitesine biraz daha temkinli yaklaşın. Ürünlerin marka bilgileri, Türkiye resmi dağıtıcılarına bir göz atın. Hatta, bazı durumlarda resmi dağıtıcılara ulaşarak, adı geçen e-ticaret sitesinde satılan ürünleriyle ilgili kendilerinden bilgi alın, daha sonra mağdur olmayın…

    Haydi iyi alışverişler…

    Alcatel Move Time : Ebeveynler için geliştirilmiş çocuklara özel akıllı saat

    Alcatel Move Time adlı ürün, her ne kadar çocuklara hitap etse de, esasında ebeveynler için geliştirilmiş bir akıllı saat. Çocuklarını merak eden ebeveynlere rahat bir nefes aldıran Alcatel Move Time inceleme altında.

    Alcatel’in bu ürünü piyasada bulunan Apple ve Samsung’un akıllı saatleri ile kıyaslanmamalı. Alcatel Move Time, çocukların kullanımı için geliştirilen bir akıllı saat. Touchscreen özelliğine sahip olmayan ve çocuklara da oyun oynatmayan bu akıllı saat esasında tam amacına hizmet ediyor.

    Bu akıllı saat, çocuğunuzun  harita üzerinde belirlediğiniz alanın dışına çıktığında sizi haberdar ediyor. GPS özelliğiyle anlık lokasyon takibine imkân tanıyor. Üzerinde bulunan SOS tuşuna basılarak önceden belirlediğiniz 10 kişiye mesaj ve konum gönderebiliyor. Bununla birlikte çocuklarınız bir cep telefonu olmadan önceden belirlenen kişilerle arama yapabiliyor.

    Tasarım

     5-9 yaş arası çocuklar için tasarlanan bu akıllı saat, canlı renklere sahip. Mavi kayış, turuncu kasa sistemi ve yeşil renkli tuşlar modern ve eğlenceli bir tasarımı ortaya çıkartıyor. Oldukça sağlam olan silikon kayış, en ince bileğe çok rahat oturuyor ve çocuklara kesinlikle bir rahatsızlık vermiyor.  2.41 cm büyüklüğündeki monochrome OLED ekran keskin ve net bir görüntü sunuyor.  Darbelere karşı dayanıklı olan bu ekran ve kasa sistemi toza ve suya karşı da dayanıklı olması (IP65) da çok önemli bir artı.

    Ürünü yakından incelediğimizde işçiliğin çok başarılı olduğunu gördük. Yüksek bir malzeme kalitesine sahip olan Alcatel Move Time ilk görünüşte biraz kalın kalabiliyor. En azından ebeveynler için.  Fakat yaptığımız denemelerde çocukların bu saati çok beğendiğini ve bileklerinden hiç çıkarmadıkları hatta kesinlikle rahatsız olmadıklarına şahit olduk.

    Alcatel Move Time’ın arka yüzeyine baktığınızda küçük bir kapak görünüyor. Vidalarla açılan bu kapağa Nano SIM kartını takmanız gerekiyor. SIM kartı takmadan önce PIN güvenliğini iptal ettiğinize emin olmalısınız.

    Şarj işlemi de telefonun arka yüzeyinde yapılıyor. Alcatel şarj işlemi için kendi arabirimini ve kablosunu kullanıyor. Standart olmayan bu kabloyu kaybetmemeniz çok önemli.

    Move Time uygulaması ile takibe başlayın

    Alcatel Move Time’ın tam verimle çalışabilmesi için Move Time uygulamasını cep telefonunuza yüklemeniz şart. Android ve iOS platformlarında çalışan bu uygulama ile akıllı saatin tüm ayarlarına ulaşabiliyorsunuz. Bağlantı kurabilmek için Alcatel Move Time’ın içine mutlaka veri paketi aktif olan bir Nano SIM takmanız gerekiyor. Aksi takdirde bağlantı başarısız olur. Bunu yaptığınızda Move Time uygulaması, cihazın IMEI numarasını isteyerek bağlantıyı gerçekleştirir. Hepsi bu kadar.

    Çıkan arayüzde telefon için acil çağrı numarası atayabildiğiniz gibi, çocuğunuzun arayabileceği 10 telefon numarası atayabilirsiniz.

    Ebeveynler; iOS 7 ve üzeri, Android 4.3 ve üzeri sürümlerle uyumlu akıllı telefonlarından uygulama üzerinden çocuklarının konumunu anında takip edebiliyor ve önceden belirlemiş oldukları güvenli bölgeden çıktıklarında ve bu bölgeye girdiklerinde anında bildirim alıyorlar. Alcatel Move Time Akıllı Çocuk Saati GPS; A- GPS, LBS, GSM ve Wi-Fi teknolojilerini kullanarak, çocukların konumunu iç ve dış mekânda olmaları fark etmeksizin belirleyebiliyor

    Bizim sevdiğimiz özellik, telefonun üzerinde bulunan SOS düğmesi oldu. Bu düğmeye uzun süre basıldığında, acil çağrı numarasına GPS lokasyon bilgilerini de içeren bir SMS atılıyor.

    Çocuklar bu ürünü neden sevecekler

    Çocuklar bu ürün ile dijital göstergeli bir saate sahip olacaklar. Bu saat çocukların adımlarını ölçtüğü gibi, çocukların 10 kişiyi aramalarına olanak tanıyor. Çocukların eline cep telefonu vermek istemeyen ebeveynler için bu çok mantıklı bir çözüm.  Üzerinde bulunan mikrofon ve hoparlör ile telefon konuşmaları gerçekleştiren Alcatel Move Time, ne yazık ki kulaklık girişine sahip değil. Çocuğun yaptığı konuşmalar herkes tarafından dinlenebiliyor.

    Oldukça kaliteli bir hoparlöre sahip olan  Alcatel Move Time, 370 mAh’lik bir batarya kullanıyor. 96 saat bekleme ve 8 saat kesintisiz bir görüşme sağlayan bu batarya 2 saat içinde tamamen şarj oluyor.

    Toplu Taşıma Uygulamaları

    Toplu taşıma uygulamaları, ulaşım konusundaki çileyi ortadan kaldırıyor. Adeta hayat kurtaran toplu taşıma uygulamalarına her geçen gün yenileri ekleniyor.

    Bu yazımda, yakın dönemde hayatımıza giren ve zamandan kazandıran en iyi ulaşım uygulamaları derledim.