Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1518

    Civilization VI iPad’e geldi

    En iyi strateji oyunlarından biri olarak kabul edilen Civilization VI, an itibarıyla iPad üzerinden oynanabilir durumda. İşte detaylar…

    PC oyunlarının mobil edisyonları her zaman ilgi görmüştür. Özellikle popüler oyunlarda yapımcıların pek de es geçmediği bu konunun dikkat çeken örneklerinden biri söz konusu… Otoriteler tarafından PC dünyasının en iyi strateji oyunlarından biri olarak kabul edilen Civilization VI, artık iPad üzerinden oynanabiliyor.

    21 Ekim 2016’da PC için çıkışını gerçekleştiren Civilization VI, şimdiye kadar 8 milyondan fazla sattı. Geçtiğimiz aylarda iOS cihazlar için ‘devam eden aylarda’ yayınlanacağı duyurulan yapım, sadece iPad versiyonuyla geldi. iPhone kullanıcıları muhtemelen 2018’in ilerleyen aylarını beklemek durumunda.

    Öte yandan Civilization VI iPad versiyonu, tüm modeller için uygun değil. iOS 11 yüklü iPad Air 2, iPad 2017 ve iPad Pro desteğiyle geliyor. Eğer bu cihazlardan birine sahipseniz oyunu hemen indirip deneyimlemeye başlayabilirsiniz. Küçük bir not, oyun Mac versiyonuyla aynı.

    3.14 GB’lik dosya boyutu ile WiFi üzerinden indirilmesini tavsiye edeceğimiz oyun, ücretsiz şekilde 60 tur oynanabiliyor, sonrasında devam etmek için satın alınması gerekiyor. App Store’daki fiyatı ise 4 Ocak 2018’e kadar indirimli, sonrasında diğer sürümlerle aynı. Yüksek profilli bir oyun ama pek de bütçe dostu olmadığı bir gerçek.

    Canon 200D: Dünyanın en hafif DSLR fotoğraf makinesi

    MediaTrend’in bu ay konuk bir yazarı var: Mert Gündoğdu… Yaklaşık 10 yıl önce fotoğraf tutkusuyla tanışan Mert, 2009 yılında CanonTURK’ü kurdu. Ayrıca kendi adına bir blogu var ve ülkemizin seçkin fotoğraf yayınlarına katkıda bulunuyor. Kişisel olarak deneyimlediği, “Dünyanın en hafif DSLR fotoğraf makinesi” olarak nitelendirilen Canon 200D’yi bizim için kaleme aldı. Haydi ona kulak verelim. – Cem Kıvırcık

    Canon 200D,  29 Haziran itibariyle dünyaya tanıtıldı, Canon 100D‘nin devamı olarak gelen Canon 200D’yi gelin beraber inceleyelim.

    Canon 100D, Dünyanın en ufak ve en hafif D-SLR fotoğraf makinesiydi. Canon 200D bu ünvanı devam ettiriyor ve arttırıyor. Canon 200D, hem Dünyanın en hafif DSLR fotoğraf makinesi hem de Dünyanın en hızlı netliğini 0.03 saniye ile gerçekleştiren fotoğraf makinesi ünvanına da sahip.  Canon 100D, benim de çok uzun süre ikinci gövde olarak kullandığım hatta adını da Atom Karınca koyduğum bir gövdeydi. Fakat fotoğraf makinesi piyasası 100D’yı ilk başlarda benimseyemedi ancak ürün piyasadan çekilmesine yakın kıymeti bilindi. Özellikle bu kadar hafif ve ufak olması sayesinde bütün lenslerimizi ve aksesuarlarımızı kullanabildiğimiz bir gövde vardı. Ancak herkesin ağzında olan aynasız kelimesi yüzünden bu makineye üvey evlat muamelesi yapıldı. Ama iki tip fotoğrafçı vardı; Birincisi D-SLR fotoğraf makinesi alacaksam biraz daha büyük olsun fotoğraf çektiğim belli olsun diyenler, ikincisi ise, ben hafif makine istiyorum D-SLR değil aynasız alacağım diyenlerdi. Neyse ki Canon 100D‘nin mantığını çoğu fotoğrafçı dostumuz artık anladı ve daha da güzeli artık 200D olarak yenilendi.

    Canon ailesine baktığımız zaman güncel sıralama aşağıdaki gibi oluyor;

    Canon 200D Özellikleri:

    • 24.0 Megapiksel APS-C 1.6x Çarpanlı CMOS Sensör
    • Digic 7 İşlemci
    • Dual Pixel CMOS AF Netleme Teknolojisi
    • 100-25,600 ISO (51.200 Yükseltilebilir)
    • Saniyede 3.5 kare çekim hızı
    • 9 Noktalı Netleme Sistemi
    • 0.03 Saniye ile Dünyanın en hızlı netlemesi
    • 3.0” Hareketli ve Dokunmatik LCD ekran (1040K) noktalı ekran
    • 63 Alandan Ölçüm Sistemi
    • Geliştirilmiş Wi-Fi & NFC Bağlantısı
    • Bluetooth Üzerinden Bağlantı
    • Dahili Stereo Mikrofon
    • 1/4000 Enstantane Hızı
    • Akıllı vizör ve %95 Vizör Görüş açısı
    • HDR Fotoğraf ve Video Çekimi
    • Timelapse Video Çekimi
    • 1080p 60fps Video Çekimi
    • Selfie Modu
    • Mikrofon Girişi
    • Beyaz ve Gri Renk Seçeneği

    Digic 7 İşlemci:

    Canon 200D’nin kalbinde Digic 7 işlemci bulunuyor, bu işlemci abileri, 77D ve 800D‘de bulunuyor. Canon 200D bizlere 24 megapiksellik fotoğraflar üretirken,  maksimum ISO değeri olarak 25.600’e yüksek ISO modunda ise 51.200’e kadar yükselebiliyor. Digic 7 sayesinde; 0.03 saniye ile Dünya’nın En Hızlı Netleme hızı, yüz ve obje takibindeki tutarlılık arttırılmış oluyor ve yüksek ISO’larda çok daha temiz fotoğraflar elde etmiş oluyoruz.

    24.0 Megapiksel APS-C 1.6x Çarpanlı CMOS Sensör:                                                    

    Canon 200D’nin Sensörüne baktığımız zaman ise şuanda bütün test sitelerinden ödül üstüne ödül alan Canon 80D’deki 24.2 megapiksellik sensörün aynısı bu makinede kullanıldı. Böylelikle daha yüksek ISO’da daha iyi gürültü performansı elde ederken, Dinamik aralık performansı da yükselmiş oluyor. Fotoğraf makinemiz RAW’ları 14bit olarak kaydediyor. Bu sayede çok daha iyi renk geçişleri elde etmiş oluyoruz.

    Canon 200D – DUAL Pixel CMOS AF Netleme Sistemi:

    Canon 200D’nin netleme sistemine gelecek olursak, Canon 200D bizlere Dual Pixel CMOS AF sistemi ile sunuluyor. Bu sistem hali hazırda 1D X Mark II ve 5D   IV’te de kullanılan sensörde bazlı bir netleme teknolojisi. Bu teknoloji sayesinde netleme hem daha hızlı hem de çok tutarlı bir hale geliyor. Özellikle hareket eden objelerde netlik takibi konusunda çok başarılı olduğunu belirtebilirim. Canon 200D’de 9 adet netleme noktası bulunuyor.

    Canon 77D ve Canon 800D bildiğiniz gibi Dünya’nın En Hızlı Netlemesini yapan fotoğraf makineleriydi. Aynı şekilde Canon 200D’de Canlı izleme modunda 0.03 saniyede netleme yaparak bu rekora ortak oluyor.

    Dual Pixel CMOS AF şuan için Dünya’ca kabul edilen en iyi çalışan netleme sistemlerinden biridir. Fotoğraf makinelerinde bulunan bütün pikseller kendi içlerinde 2 fotodiyota bölünüyor ve bulunan tüm pikseller hem netleme yapma hem de görüntüyü kaydetme işlemini aynı anda yapabiliyor.

    Aslında aşağıda bulunan görsel ile bu konuyu çok daha iyi anlayabilirsiniz. 760D, 750D gibi gövdeler Hybrid CMOS AF kullanıyor, sağ taraftaki görselde gözüktüğü üzere mavi pikseller görüntü kaydı, sarı pikseller ise netleme yapmak için kullanılıyor. Fakat Dual Pixel CMOS AF kullanan 77D, 80D, 800D , M5 ve M6 gibi gövdelerde bütün pikseller her iki işlem içinde kullanılıyor.

    Dual Pixel CMOS AF aynı zamanda LCD’de dokunduğumuz yere netleme yaparken çok tutarlı ve netliği kaçırmadan akıcı bir şekilde 2 nokta arasında netleme yapmamızı sağlıyor. Canlı İzleme modunda  hızlı çekim yaparken SERVO AF çalışıyor.

    Canon 200D – Gövde & Tasarım:

    Canon 200D’nin gövdesine baktığımız zaman selefi Canon 100D‘den farklı detaylar görüyoruz.

    200D’ye üstten baktığımız zaman en belirgin değişiklik sol tarafa eklemiş olan Wi-Fi tuşu olmuş. Bu özel tuş sayesinde menüden Wi-Fi bölümünü bulmak için vakit kaybetmeden tek tuşa basarak Wi-Fi ayarlarımızı rahatlıkla yapabiliyoruz. Sağ bölümde ise yine sade bir tasarım bizi bekliyor. ISO ve Display Tuşlarının hemen arkasında konumlanan fotoğraf makinesini açıp kapamak ve video modu için kullanılan tuş değiştirilmiş ve kullanımı daha pratik hale getirilmiş. Bu tuşun yanında bulunan Çekim Modu kadranı da çok daha sade hale getirilmiş. Eskiden çekim mod tekerleğinin üstünde bulunan Portre, Manzara gibi hazır çekim modları artık SCN modunun içine eklenmiş ve böylelikle daha kolay anlaşılır bir çekim kadranı oluşturulmuş. Çekim Modu Kadranı da kendi arasında Yaratıcı Çekim Modları ve Otomatik Çekim Modları olarak ikiye ayrılmış.

    Yaratıcı Çekim Modları:

    • Manuel (M)
    • Diyafram Öncelikli (AV)
    • Enstantane Öncelikli(TV)
    • Program Modu (P)

    Otomatik Çekim Modları:

    • Otomatik Akıllı Sahne
    • Flaş Kapalı
    • Yaratıcı Otomatik
    • Sahne Modları
    • Yaratıcı Filtreler

    200D’nin arka tarafına baktığımız zaman ise,  3.0” büyüklüğünde ve 1.040.000 noktaya sahip LCD ekran tam dokunmatik olup, yukarı doğru 85 derece aşağı doğru ise 180 derece hareket edebilme özellike sahip. Dokunmatik ekran sayesinde ister menüler arası geçileri, isterseniz çektiğiniz fotoğraflar arasında gezinmeyi isterseniz de canlı izleme modunda dokunduğunuz yere netleme yapabilmek için kullanabiliyorsunuz.

    Canon 200D Dünyanın en hafif hareketli LCD’ye sahip D-SLR fotoğraf makinesi olarakta başka bir Dünya rekorunu da elinde tutuyor. Canon 200D sadece 453 gram ağırlında. (udenar.edu.co) Canon 100D ise 400 gram ağırlığındaydı.

    Ekranın sağ tarafında bulunan tuşlar ise mümkün oldukça ufak tutulmuş. Canon giriş seviyesi makinelerde olan dört yönlü ok tuş sistemi ve ortasında Q tuşu bulunuyor. Hemen üstünde diyafram veya pozlamayı değiştiren tuş, hemen altında ise fotoğrafları izleme ve fotoğrafları silme tuşu yer alıyor.

    200D’nin girişlerine baktığımız zaman ürünün sağ tarafında HDMI ve USB Girişleri bulunurken, sol tarafında uzaktan kumanda ve harici mikrofon girişi bulunuyor. NFC Alanı da yine ürünün sol tarafına yerleştirilmiş.

    Canon 200D Kullanım:

    Fotoğrafa yeni başlayacak dostlarımızın en büyük sıkıntısı fotoğraf makinelerindeki kullanım zorluğu diyebilirim. Canon bu konuda rakiplerinden çok ileride olduğu zaten tüm dünya fotoğrafçıları tarafından kabul edilmiş bir gerçek. Canon’un kullandığı kullanıcı ara yüzünden daha basit bir kullanıcı ara yüzü bulunmuyor. Canon bu ara yüzü aynı zamanda sezgisel olarak nitelendiriyor. Sezgisel Arayüz ise hangi menünün nerede olacağını bilmeseniz bile tahmin edebilmeniz anlamına geliyor. Daha önceki Canon fotoğraf makinelerinde bulunan menü açıklamalarının yazdığı Rehber kısmına ek olarak, artık fotoğrafa yeni başlayacak dostlar için çok daha kolay kullanım sağlamak adına yepyeni bir ara yüz geliştirdi. Bu ara yüzde, diyafram ve enstantane çekim öncelikli modlarda değer değişimlerinin bizlere nasıl fotoğraflar vereceğini önceden makinenin içine eklenmiş özel presetlerden görmemizi sağlamış.

    Aşağıdaki galeride bu menülerden örnekleri görebilirsiniz.

    Canon 200D – Video:

    Canon 200D’nin video özelliklerine bakacak olursak, Canon 200D Full HD 1080p,  60fps video kaydı yapabiliyor. Video çekim sırasında AF hızını 10 farklı kademe de değiştirebilirken, video çekimi sırasında  netliği ister kilitleyebiliyor, istersek de arkadaki objelere geçiş hızını belirleyebiliyoruz. Movie Servo AF sistemi Full HD 60p’de kullanılabiliyor.

    Video sıkıştırma yöntemi olarak IPB ve IPV Light olarak iki seçeneğimiz bulunuyor.

    Video konusunda bence en önemli olan nokta ise, Canon 200D’de bulunan ve yukarıda bahsettiğim Dual Pixel Otomatik Netleme Teknolojisi. Canon 100D’de bulunan Hybrid CMOS AF netleme sisteminden çok ciddi şekilde farklı olan bu teknoloji sayesinde; çok tutarlı ve çok hızlı netleme yapabiliyorsunuz. Aynı zamanda objeler arasında netlik geçişini dokunmatik ekran sayesinde dokunduğunuz bir noktadan diğer bir noktaya kusursuz ve pürüzsüz bir şekilde gerçekleştiriyor. Aynı zamanda yüz takip özelliği ve hareketli ekranı sayesinde kendinizi çekerken yüz takibini açtıktan sonra kadrajın dışına çıkmadığınız sürece fotoğraf makinesi sizi takip edecek ve netlik bozulmayacak olması gerçekten hayatı çok kolaylaştırıyor.

    Canon 200D  HDR video çekim özelliğiyle beraber geliyor. Bu özelliği kullanabilmek için, fotoğraf makinesini video moduna aldıktan sonra Çekim Mod Kadranından SCN moduna gelmeniz gerekiyor. Bu çekim modunda Canon 200D çekimi 60p yapıyor ama bizlere 30p veriyor bunun sebebi ise, çektiği karelerin yarısını normal pozluyor, diğer yarısını ise eksik pozluyor ve bu kareleri birleştirerek bizlere HDR video veriyor.

    Video çekimi sırasında 3X ila 10X arasında dijital zum yapabiliyoruz.

    Fotoğraf makinemizde aynı zamanda Timelapse video yapma imkanın da bizlere sunulmuş. Kırmızı rengi Shoot 5 Menüsüne geldiğiniz zaman karşımıza gelen Time-lapse Video’ya geldiğinizde detaylı bir  menü sizleri karşılıyor. Canon 200D, Timelapse videoları çekerken ise MOV/ ALL-I formatında ve Full HD 1080p boyutunda kaydediyor ve 200D ile gelen yeni özellik sayesinde her fotoğraf için yeni pozlama yapıp ona göre çekim yapabiliyor.

    Video çekenler için ise mikrofon girişleri unutulmamış. Bu sayede harici olarak bir mikrofon kullanabiliyoruz.

    Video çekimine başlamadan önce videolarımızı filtreli olarak çekebiliyoruz. Canon bizlere burada 5 adet farklı filtre sunuyor.  Bu filtreler: Rüya, Eski Video, Hatıra, Dramatik Siyah Beyaz ve Minyatür Efekti.

    Aynı zamanda Makinemizin Wi-Fi özelliği sayesinde akıllı cihazlarımızdan video çekimini başlatıp durdurabiliyoruz.

    Canon 200D – SCN  Sahne Modları:

    Canon 200D’de Çekim Mod Kadranından SCN bölümünü seçtiğimiz zaman karşımıza 11 farklı çekim modu çıkıyor. Bunlar;

    • Portre
    • Grup Fotoğrafı
    • Manzara
    • Spor
    • Çocuk
    • Yakın Çekim
    • Yiyecek
    • Mum Işığı
    • Gece Portre
    • Elde Gece Sahnesi
    • HDR Çekim Modu

    Bu Sahne Modları özellikle fotoğrafçılığa yeni başlayan dostlarımız için gerçekten yararlı olabilecek çekim modları, ancak fotoğrafçılığınızı daha hızlı bir şekilde geliştirmek istiyorsanız sizi Yaratıcı Çekim modları kısmına bekliyorum ?

    Yaratıcı Filtreler Fotoğraf & Video:

    Canon 200D’de Çekim Mod Kadranından Yaratıcı Filtreler  bölümünü seçtiğimiz zaman hem videoda hem de fotoğrafta kullanabileceğimiz filtreler çıkıyor.

    Fotoğraf Filtreleri:

    • Kumlu Siyah – Beyaz
    • Yumuşak Odak
    • Balık Gözü Filtresi
    • Yağlı Boya Filtresi
    • Oyuncak Kamera Filtresi
    • Minyatür Efekti
    • HDR Standart Tablo
    • HDR Canlı Tablo
    • HDR Koyu Tablo
    • HDR Gofre Tablo

    Video Filtreleri:

    • Rüya
    • Eski Filmler
    • Anı
    • Dinamik Siyah Beyaz
    • Minyatür Efektli Video

    Canon 200D – Wi-Fi & NFC Bağlantısı:

    Canon 200D Wi-Fi ve NFC desteği ile geliyor. Canon fotoğraf makinelerinde, Wi-Fi kullanımı artık yenilenen Camera Connect aplikasyonu  gerçekten çok kolay hale getirilmiş. Camera Connect aplikasyonu ile fotoğraflarınızı akıllı cihazlarınıza aktarabilir ve akıllı cihazlar üzerinden fotoğra makinenizi  kontrol edebilirsiniz. DLNA & NFC uyumluğu olan cihazlara herhangi bir bağlantı kablosu kullanmadan 2 ürünü birbirine gösterek fotoğraf aktarımı yapabilir ve Wi-Fi baskı cihazlarıyla kablosuz baskı alabilirsiniz.

    Peki bu Camera Connect ne işe yarar? Bu aplikasyonu akıllı cihazlarınıza indirdiğiniz zaman fotoğraf makinenizi akıllı tabet yada telefonlarınızdan kontrol edebilir ve çektiğiniz fotoğraf ve videoları Wi-Fi bağlantısı üzerinen akıllı cihazlarınıza aktarabilir ve sosyal medyada paylaşabilirsiniz.

    NFC özelliği ise, NFC özelliğine cihazlarla herhangi bir kablo olmadan, iki ürünü birbirine dokundurarak fotoğraf aktarımı yapmanızı sağlar.

    Canon 200D – Bluetooth Bağlantısı:

    EOS M5 ile hayatımıza giren Bluetooth özelliği Canon 200D’de bizlere sunuldu. Bu özellikle birlikte artık bağlantıyı oluşturmamız daha da kolaylaştırıyor. Bluetooth bağlantısını bir kere kurduktan sonra telefon ya da makine uyku moduna girse bile sürekli birbirleriyle iletişim halinde oluyorlar. Aynı zamanda Bluetooth bağlantı Wi-Fi bağlantıya oranla çok daha az pil harcamakta olduğu için çok daha efektif diyebilirim. Bluetooth bağlantı ile birlikten fotoğraf çekimi ve çektiğiniz fotoğraflarınızı akıllı cihazlarınıza aktarabiliyorsunuz.

    Canon 200D Akıllı Vizör:

    Canon’un artık yeni çıkan bütün fotoğraf makinelerinde bulunan akıllı vizör teknolojisi, Canon 200D’ de de bizlere sunulmuş. Canon’da üç farklı vizör bulunuyor. Bunlardan birincisi 800D ve 77D‘de, ikincisi 80D‘de ve üçüncüsü 5D Serilerinde bulunan akıllı vizörler. Bu vizörlerin hepsi makine segmentiyle beraber gelişiyor ve çok daha özelleştirebilir ve daha çok özelliği bizlere sunabiliyorlar. Canon 200D’nin vizöründeki uyarıları ise yukarıdaki menüden görebilirsiniz.

    Sonuç:

    Beni tanıyanlar bilir, Canon 100D ilk çıktığı zaman satın almıştım ve dünyanın en ufak ve en hafif DSLR fotoğraf makinesi olduğu için yedek gövdem olmuştu kendisi. Şahsen aynasız fotoğraf makinelerini sevmediğim için, (ergonomik eksiklikler, pil problemi ve elektronik vizör) 100D bana ilaç gibi gelmişti. Ancak, dünya piyasasında 100D ne yazık ki yanlış anlaşıldı. 1200D ve 1300D gibi makinelerden üst segment olmasına rağmen, küçük boyutlarından dolayı daha alt segment gibi düşünüldü. Ancak 100D ve 200D 1300D serisinden daha üstün bir makine diyebiliriz.

    100D’den sonra herkesin istediği gibi her şeyden önce gelişmiş Wi-Fi, Bluetooth, NFC gibi gelişmiş kablosuz bağlanma özellikleriyle bizlere sunuluyor. Hareketli LCD Ekranı ve bence en önemlisi Dual Pixel Netleme Teknolojisiyle beraber Digic 7 işlemciyle bizlere sunuluyor ki, bence giriş segmenti ya da yedek bir gövde için gerçekten harika bir makine oluyor diyebilirim.

    200D özellikle benim gibi aynasız fotoğraf makineleriyle arası olmayan kullanıcılar için gerçekten biçilmiş kaftan diyebilirim. Güncel aynasız modellerin 400 gram bandında olduğunu düşünecek olursak 450 gramlık bu canavar bence çok güzel bir alternatif. Hem de tüm Canon lens ve aksesuarlarınızı rahatlıkla kullanabileceğiniz bir fotoğraf makinesi.

    MediaTrend yazarları okurları ile buluştu

    MediaTrend yazarları ve okurlar bir arada…

    Avrupa’nın 1 numaralı elektronik market zinciri MediaMarkt’ın her geçen gün daha fazla büyüyen teknoloji blogu MediaTrend’in birbirinden deneyimli yazarları, okurlarıyla bir araya geldi.

    MediaTrend’in deneyimli yazar kadrosu, 21 Aralık Perşembe akşamı MediaMarkt ÖzdilekPark AVM’de okurları ile buluştu. Yazarların yanı sıra teknoloji dünyasından tanınmış isimlerin de katıldığı MediaTrend okur buluşması renkli anlara sahne oldu.

    MediaTrend yazarları ile okurlar, teknolojiye dair birçok konuda sohbet ederken, MediaMarkt mağaza çalışanları ve MediaTrend yazarı olmayıp teknoloji tarafında çalışan birçok isiminde dahil olduğu geniş bir kapsamda, karşılıklı fikir alış verişlerinde bulunuldu.

    Çeşitli röportajların da gerçekleştirildiği etkinlikte MediaTrend yazarları, okurlarına akıllı telefon, bilgisayar, aksesuar, küçük ev aletleri gibi ürün segmentlerde çeşitli önerilerilerde bulundu; ayrıca Yılbaşı alışverişi için hangi hediyelerin alınabileceği konusu da gündem maddeleri arasındaydı.

    Etkileşimin yoğun şekilde yaşandığı keyifli okur buluşması, yoğun ilgi eşliğinde son derece verimli bir ortamda gerçekleşti. Benzer organizasyonların devam edeceği bilgisi paylaşıldı.

    MediaMarkt Hakkında

    50 yıllık birikimiyle, 15 ülkede, 1016 mağazası ve 65 bini aşan çalışanı ile 900 milyonun üzerinde müşterisine hizmet veren Media-Saturn Holding’e bağlı MediaMarkt, dünya markalarını Alman uzmanlığı ve düşük fiyatlarla müşterilerine sunuyor. Kaliteli satış öncesi ve sonrası hizmet anlayışıyla müşterilerini ağırlayan Avrupa’nın 1 numaralı elektronik market zinciri MediaMarkt, Türkiye’de ilk mağazasını 2007 Eylül ayında İstanbul Ümraniye’de açtı. 2013 yılında da online satış kanalı mediamarkt.com.tr’yi hayata geçirdi. Uluslararası çoklu kanal stratejisi ile mağazacılık ve online perakendeciliğin sayısız avantajlarını müşterilerine entegre olarak sunan MediaMarkt’ın, 14 adedi İstanbul’da olmak üzere Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, İzmit, Kayseri, Samsun, Malatya, Mersin, Konya, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’da toplam 55 mağazası bulunuyor.

    Vatandaş 4.0’ın geleceği ne olacak?


    Son yıllarda benzeri görülmemiş büyük dijital gelişmeler ve yenilikler yaşıyoruz. Teknoloji, öngörülemeyen yollarla bizi kendisine bağlarken, dünya hızlı bir şekilde hareket ediyor ve hayatımız dijitalleşiyor. Tam da bu noktada kendimize yönelttiğimiz soru: “Vatandaş olarak biz bu değişimin neresindeyiz?”

    Vatandaşlık kavramı evrim geçiriyor

    Her ne kadar günümüzde “dijital vatandaşlık” kavramını konuşuyor olsak da, yakın geçmişe dönüp referans almakta fayda görüyorum. Çünkü dijital vatandaşlık ve Vatandaş 4.0 gibi kavramları anlayabilmek için öncelikle “vatandaşlık” kavramının iyi anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Vatandaşlık kavramı anlaşılıp, özümsendikten sonra dijitalleşme sürecine daha kolay adapte olabiliriz. Bu sayede dijital yerliler olmaktan çıkıp, dünya vatandaşı olma yolunda daha hızlı ilerleyebiliriz. 

    Normal şartlarda hukuksal olarak bir ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese vatandaş deniyor. Vatandaşlık kavramı beraberinde bireylere çeşitli sorumluluklar da getiriyor. Örneğin; sorumlu vatandaşlardan seçme ve seçilme hakkını kullanması, sivil toplum kuruluşlarına üye olarak dolaylı yoldan ülke yönetimine katılması ve insanların rahat ve huzurlu yaşaması için düzenlenen kanun ve kurallara uyması bekleniyor.  Vatandaş ayrıca vergi vermenin ve ülkesinin çıkarlarını korumanın bir vatandaşlık görevi olduğunun bilincinde hareket etmeli ve bu konuda üzerine düşen sorumluluktan kaçınmamalı. Bu saydıklarım bir ülkenin vatandaşından temel beklentileri. Ülkelerin gelişmişlik ve kalkınma düzeylerine göre bu beklentiler ve sorumluluklar zamana göre değişkenlik gösterebilir. 

    Dijital yerli değil, dünya vatandaşı olmalıyız

    Günümüzde vatandaş kavramının yerini yavaş yavaş dijital vatandaş kavramı almaya başlıyor. Baş döndürücü bir şekilde değişen teknoloji ve beraberinde getirdiği yeni teknolojiler hayatımızı hızla değiştiriyor. Artık neredeyse hepimizin cebinde akıllı telefonlar var ve istediğimiz an internete bağlanıp, bilginin kaynağına ulaşabiliyoruz. Yaşadığımız evler ve şehirler akıllanıyor ve neredeyse ışık hızıyla dijitalleşiyoruz. Yakında etrafımızda gördüğümüz pek çok cihaz akıllanacak ve tek komutla çalışabilir hale gelecek. Yapay zeka ve makineler bizim yerimize düşünecek ve robotlar sayesinde pek çok kişi işsiz kalacak. Tam da bu noktada hayatımızda ciddi bir e-dönüşüm yaşanırken, dijital vatandaşlara insan haklarının korunup geliştirilmesi ve vatandaşı olduğu ülkeye karşı çeşitli sorumluluklar da yüklüyor.

    Geldiğimiz bu süreçte eğitim kurumlarına büyük iş düşüyor. Artık sadece iyi eğitimli vatandaşlar değil, “dijital dünya vatandaşı” yetiştirme zorunluluğumuz ortaya çıkıyor. Her ne kadar bugünlerde bu kavram kodlama ve yazılım eğitimleri ile yaygınlaştırılmaya çalışılsa da temel vatandaşlık kavramı anlaşılmadan dijital dünya vatandaşı olmak çok da mümkün görünmüyor. Dijital bir vatandaşın aynı zamanda demokratik bir vatandaş olması, her alanda katılımcı, etkin, eşitlikçi, hak ve özgürlüklere saygılı, demokratik davranış biçimini içselleştirmiş olması gibi özelliklerinden söz edilir. Aynı zamanda demokratik vatandaş; yasalara uyan, çevreye karşı duyarlı, hak ve özgürlüklere saygılı, sorumlu vb. özellikleri taşımaktadır. Demokrasinin ve insan haklarının sağlıklı bir biçimde işlemesi,dijitalleşen hayatımızda demokratik bir ortamın oluşması ve yerleşmesi de demokratik vatandaş sayesinde olacaktır. Bu açıdan vatandaşların dijitalleşme sürecinde özellikle demokratik davranış biçimini içselleştirmiş olmaları son derece önemlidir.

    Okullarda “Dijital Vatandaşlık” dersi okutulmalı

    Dijital bir geleceğe hazırlık için eğitim müfredatlarının da yenilenmesi ve çağın gerekliliklerine uygun hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Keza yakın gelecekte pek çok meslek geçerliliğini kaybedecek ve yeni meslekler ortaya çıkacak. Öğrencilerin bu yeni dünyaya ayak uydurabilmeleri ve dijital kültürün oluşturulması için okullarda “Dijital Vatandaşlık” derslerinin okutulması gerektiğini düşünüyorum. Bu derslerde öğrencilere e-devlet uygulamaları, temel ahlaki değerler, evrensel insan hakları, sosyal medya kullanımı ve internet ortamında güvenlik kuralları gibi konular öğretilebilir. Nitekim  öğrenciler teknolojinin sunduğu imkanlardan yararlanırken, dijital güvenlik kurallarına dikkat etmeli ve kendilerini olası tehdit ve tehlikelerden koruyabilme becerisini kazanmalılar. Öğrencilerin bu konuda eğitilmesi ve dijital dünyaya adaptasyonu toplum ahlakı ve güvenliği sağlamak açısından da oldukça önemli. Keza her geçen gün işlenen suçlar da dijitalleşiyor ve dünyada milyonlarca çocuk ve insan siber zorbalığa maruz kalıyor.

    MediaMarkt’tan KOBİ’lere en son teknolojileri kiralama fırsatı

    Avrupa’nın açık ara 1 numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt, uluslararası finansman kuruluşu GRENKE ile KOBİ’lere yönelik yenilikçi bir iş birliğine imza atıyor.

    Avrupa’nın en hızlı büyüyen elektronik perakendecisi MediaMarkt, uluslararası finansman şirketi GRENKE ile yaptığı iş birliğiyle, Türkiye’de başta KOBİ’ler olmak üzere her ölçekten şirkete birçok elektronik eşyayı satın almadan kiralama imkanı sunuyor.

    Beyaz eşya, televizyon, küçük ev aletleri, kablolu ve kablosuz ofis telefonları, güvenlik kameraları, yazıcı, dizüstü bilgisar ve aksesuar kategorilerini kapsayan iş birliği sayesinde işletmelere finansman kolaylığı sağlamayı hedefleyen MediaMarkt, aynı zamanda şirketlerin sermayelerini koruyarak başka yatırımlarda kullanabilmelerine de olanak tanıyor.

    Kurumların tek noktada tüm teknolojik ihtiyaçlarını karşılayan şirket, kiralama işlemlerini kriterlere uygun firmalardan teminat gerekliliği olmadan gerçekleştirecek. Yapılacak başvurular GRENKE tarafından en geç 2 ile 4 iş günü içerisinde cevaplanacak. Kiralama avantajından faydalanacak olan tüketiciler, herhangi bir bankadan bağımsız olarak 15 aydan 60 aya varan vade seçenekleriyle, uygulama dahilinde olan ürünlere ulaşabilecek.

    Kredili alışveriş imkanı olmayan işletmelere alternatif ödeme seçeneği

    Farklı iş birliği ve yatırımlarla, her ölçekten kuruma kolaylık sağlamayı hedefleyen MediaMarkt’ın yeni kiralama modeli sayesinde, şirketler özellikle sınırlı sayıda taksit yapılabilen ürünlere uzun vade seçenekleriyle sahip olabilecek. Kredili alışveriş imkanı olmayan, şirket kredi kartı bulunmayan işletme ve kurumlara alternatif ödeme yöntemleri de yeni iş birliği kapsamında sunuluyor. Bununla birlikte kurumların kira faturalarını gider olarak gösterebilmeleri de mümkün hale getiriliyor.

    Akıllı telefon rekabeti 2018’de nereye gidecek?

    0

    Günümüzde akıllı telefon, artık neredeyse kullanılması zorunlu olan ve yanımızdan hiç ayıramadığımız bir asistanımız haline geldi. Size genel anlamda, hayatınızı etkileyebilecek bir deneyim sunan akıllı telefon dünyasında, rekabet de bir o kadar çetin.

    2016 yılında global arenada 434.5 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan akıllı telefon pazarı, 2017 yılında 478.3 milyar dolar seviyesine çıktı. 2018’de bu rakamların daha da artması bekleniyor.

    Markalar da 500 milyar dolar seviyesine çıkan pastadan daha da fazla yer almak için tüm kozlarını sahaya sürmeye devam ediyor. Rekabette, 2018 yılında farklı markaları da görebileceğimiz, çetin bir yıl olacak.

    Çerçeveler yok oluyor

    Yaklaşık 4 senedir bilindik iPhone tasarımıyla devam eden Apple bile, 10. Yıla özel çıkarttığı iPhone X modeliyle beraber çerçevesiz ekran kullanımına geçti.

    Diğer üreticilerin yaklaşık 1.5 senedir kullanmaya başladığı çerçevesiz ekran tasarımı, 2017’nin son döneminde amiral gemileri arasında standart olmaya başladı.

    2018 yılında çıkacak üst segment telefonlarda 18:9 ekran oranı ve çerçevesiz ekran standart olacak. Yenilik olarak, orta üst ve orta segment modellere de 18:9 ekran oranıyla beraber çerçevesiz ekranlı akıllı telefonlar 2018 yılında piyasaya tanıtılacak.

    akıllı telefon

    Parmak izi okuyucular ya yok olacak ya da cam altına konumlandırılacak

    Apple’ın iPhone X ile radikal bir karar alarak parmak izi okuyucusu Touch ID’yi kaldırarak yüz tanıma sistemi Face ID’yi tanıttı. Diğer üreticilerin de yavaş yavaş parmak izi okuyucular ile beraber yüz ve göz tanıma sistemlerine ağırlık vermeleri bekleniyor.

    Yüz ve göz tanıma sistemlerinde genel alışkanlık oluşmadığı için, parmak izi okuyucuları seven hala bir kitle var. Özellikle yeni çerçevesiz ekranlı tasarıma sahip akıllı telefonlarda ön tarafta kullanılması zor olan parmak izi okuyucular, 2018 yılının ortalarından sonra ekranın içerisine gizlenebilir. 2018 yılında en çok beklediğim gelişmelerden biri bu.

    Kameralardaki gelişim artarak devam edecek

    2015 – 16 yılından itibaren mobil cihazlardaki kameraların f/1.9 diyafram seviyesine gelmesiyle beraber gelişen sensör teknolojileri, günümüzdeki mobil telefonlardaki çekim kalitesindeki çıtayı epey yukarı çekmişti.

    Özellikle Huawei, P10 modeliyle beraber başlattığı Leica iş birliğiyle beraber fotoğraf çekim kalitesindeki çıtayı çok daha yukarılara çıkarmıştı. Huawei Mate 10 Pro ile bu seviyeyi çok daha yukarılara çıkaran Huawei, P11 modeliyle beraber 2018’deki kamera trendlerinde önemli rol oynayacak markalardan olacak.

    Carl Zeiss optikli Nokia 8 modeliyle beraber geri gelen Nokia, 2018 yılında Nokia 9 ile kamerada seviyeyi yükseltecek modellerden biri olacak.

    f/1.5 diyaframlı kamerayla geleceği iddia edilen Samsung’un 2018 amiral gemisi Galaxy S9’un da, gece çekimlerde kuralları baştan yazacak bir model olabilir.

    Ayrıca kamerada öğrenebilen işlemcilerle beraber çekilen nesneleri de çok daha iyi algılayacak olan akıllı telefonlar, anlık olarak objelere göre en doğru ayarları otomatik olarak yapabilecekler.

    Çift kamera ve portre modunun orta segment modellere de gelmesinin beklendiği 2018 yılında, 4K 60 FPS videolar da standartlaşacak.

    akıllı telefon

    Daha da hızlı şarj, yaygınlaşacak kablosuz şarj teknolojisi

    2018 yılında, kablosuz şarj teknolojisi daha da yaygınlaşacak. Galaxy S6 modelinden günümüze Samsung’un sunduğu bu özellik, artık hızlı şarj destekleriyle beraber gelişen aksesuar ekosistemiyle beraber çok daha aktif bir kullanıma sahip.

    Apple’ın iPhone 8, 8 Plus ve X modellerinde de kablosuz şarj desteği vermesiyle beraber, aksesuarlardaki çeşitlilik de artacak.

    Tüm bunların dışında, günümüz otomobillerinde de artan kablosuz şarj desteği, popüler mağazalarda da desteklenmeye başladıkça, ekosistem büyümeye devam edecek.

    2018 yılında, akıllı telefonların gelişimiyle beraber, akıllı telefonlarla uyumlu çalışan ek ekosistemlerin de yılı olacak.

    Peki bu akıllı telefon yeniliklerine siz hazır mısınız?

    2018 yılında çıkacak hem üst segment hem de orta segment akıllı telefonlar, yeni bir dönemin başlangıcının simgesi olacak.

    Hem kablosuz bağlantılar, hem performans, hem kamera deneyimi hem de ekran deneyimi açısından eski modellerden sıyrılan yeni modeller, çerçevesiz ekranlı görünümleriyle de önceki yılların ürün çizgisinden ayrılmayı başaracak.

    21 Aralık gecesinde müthiş indirimler sizleri bekliyor

    Bu videoda 21 Aralık gecesine özel olarak hazırladığımız, Gece Kuşu İndirimleri sırasında yer alacak olan çok sayıda ürünlerden bazılarına yer verdik. Gelin hep beraber bu ürünleri tanıyalım.

    MediaMarkt Gece Kuşu indirimleri başlıyor!

    Galaxy A5 2017

    Samsung’un artık orta sınıfı aşan ve adete bir amiral gemisi özelliklerine sahip olan A serisi gece kuşu indirimlerinde sizleri bekliyor.

    iPhone 7 Plus 32 GB Jet Black

    iPhone 7 Plus halen güncelliğini koruyan bir akıllı telefon. Apple’ın 2016 amiral gemisi yine aynı yıl gelen Jet Black rengiyle Gece Kuşu İndirimlerinde.

    LG 49Sj800V TV

    LG’nin 49 inçlik bu dev TV’si, sağlam görüntü kalitesi ve 4K UHD çözünürlük isteyenlerin imdadına yetişiyor. HDR özelliğine sahip kaliteli bir TV istiyorsanız LG 49Sj800V TV doğru seçim olacaktır.

    Huawei P9 Lite 2017

    Son yılların akıllı telefonlar bazında yükselen yıldızı olan Huawei, P9 Lite 2017 modeliyle 21 Aralık indirimlerinde sizleri bekliyor olacak. Eğer uygun fiyatlı ama kaliteden ödün vermeyen bir seçenek arıyorsanız doğru seçim P9 Lite 2017 olacaktır.

    GoPro Hero 5 Black

    Aksiyon ve vLog tutkunları için özel bir yere sahip olan GoPro serisi, GoPro Hero 5 Black versiyonuyla çağrısına cevap bekliyor. Birbirinden sağlam 4K çekimler yapmak istiyorsanız şimdi tam zamanı olabilir.

    Xbox One S 500GB PES 2018 + Shadow of War

    Xbox One S’in şık görüntüsü, UHD Blu-ray oynatıcı ve HDR teknolojisi ile birleşiyor. Microsoft’un 8. nesil oyun konsolu yanında iki adet yepyeni oyunla geliyor.

    HP Omen 2BU43EA

    HP’nin kısa bir süre önce satışa sunduğu Omen serisi aynı süre içerisinde çok beğenildi, çok sattı. Piyasadaki her oyunu zorlanmadan açacak bir laptop arıyorsanız GTX 1070 ile HP Omen 2BU43EA size göre bir bilgisayar.

    Canon 1300D + 18-55 lens

    Sırada fotoğraf tutkunları var. Canon 1300D Gece İndirimlerine özel fiyatı ve yanında lens hediyesiyle sizi bekliyor.

    Dyson V8 kablosuz elektrik süpürgesi

    Son ürünümüz ise bir ev elektroniği. Dyson’un en kaliteli süpürgelerinden biri olan V8 kablosuz elektrik süpürgesi uygun fiyatıyla 21 Aralık Gecesi indirimlerinde.

    Şaka Değil: Bu bebeğin adı Bitcoin!

    Son dönemin adından sıklıkla söz ettiren kripto para birimi Bitcoin, sonunda bir bebeğe isim de oldu. İşte ilginç gelişmeye dair detaylar…

    Bitcoin, 2017’nin şüphesiz en çok konuşulan kelimesi. Çoğu kimse için büyük bir bilinmez, önemli bir kesim içinse dikkatle ele alınması gereken yatırım araçlarından. Son dönemde Türkiye’de haber konuları arasında kendisine bolca yer bulmaya başlayan kripto para birimi, Kırım’da yaşayan bir çiftin yeni doğan bebeklerine Bitcoin ismini vermesiyle birlikte bu kez farklı şekilde gündeme geldi.

    Kırım’ın en önemli şehri Simferepol’daki 31 yaşındaki Oleg, yatırım aracı olarak kullandığı Bitcoin’in mali durumunu iyileştirdiğini ve bu nedenle oğluna söz konusu dijital para birimiyle hitap etmek istediğini belirtti.

    Sonraki çocukları için de farklı kripto para birimi isimlerini düşünmeye başladığını sözlerine ekledi. Örneğin kızı olursa bir diğer dijital para birimi olan Dash’tan esinlenerek Daşa ismini vermek istediğini kaydetti. Erkek çocuğu olduğunda ise Bitcoin’in mucidi olduğu iddia edilen Satoshi’nin ismini uygun göreceğini ifade etti. Son derece ilginç bir gündem maddesi olduğuna şüphe yok…

    İnişli çıkışlı grafik

    Öte yandan ilgili para birimi, inişli çıkışlı grafiğini devam ettiriyor. 2017 başından itibaren önemli ölçüde değer kazanan dijital para, Aralık ayının sonuna girilirken Bitcoin.com’un sahibinin tüm yatırımını bozdurduğunu açıklaması sonrası önemli seviyede değer kaybetmişti.

    • MediaTrend yazarlarından Salih Ertuğrul’un kaleme aldığı Bitcoin ve Blockchain makalesini okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

    Geleceğin mesleklerine şimdiden hazır olun

    0

    Teknoloji hızla değişiyor, değişirken de günlük hayattan tutun iş hayatımıza kadar her şeyi etkiliyor. Teknolojinin etkilediği önemli alanlardan birisi de meslekler. Her geçen gün bir meslek yok olmayla karşılaşırken yeni bir meslek ortaya çıkıyor.  Nalbantlık, kalaycılık gibi bazı meslekler hala direnseler de gün gelip ortadan kaybolacak, artık bu meslekleri yapanların sayısı binleri belki de yüzleri bile bulmuyor. Sadece yukarıda saydıklarımızla sınırlı değil elbette, önceden köprülerde, otobüs duraklarında, sinemalarda bulunan gişeler ortadan yavaş yavaş kalkıyor ve yerlerini makinelere bırakıyor. Diğer taraftan üretimdeki otomasyon, makineleşme fabrikalarda çalışan işçilerin sayısının azalmasına neden oluyor. Üretim tarafında da ortadan kalkan meslekler mevcut. Örneğin matbaalarda eskiden tipo matbaa makineleri için küçük metal harfleri dizen dizgiciler olurdu, artık onlar da yok. Ofset baskının çıkmasıyla birlikte yavaş yavaş bu meslek tarihe karıştı. Bu örnekleri artırmak elbette mümkün. Diğer taraftan teknolojinin gelişmesi yeni meslekleri de ortaya çıkarıyor. Şimdi geleceğin meslekleri denilen bu mesleklere birlikte göz atalım.

    Uygulama Geliştirici

    Akıllı telefonların ve tabletlerin ortaya çıkmasıyla birlikte “uygulama geliştirici” kavramı ve mesleği ortaya çıktı. Nesnelerin interneti ile birlikte uygulama geliştiricilere olan ihtiyacın önemli ölçüde artacağı ve geleceğin kritik mesleklerinden biri haline geleceği düşünülüyor. Televizyonlardan otomobillere, buzdolaplarına çamaşır makinelerine kadar birçok alanda uygulamalara ihtiyaç duyuluyor. Hem Türkiye hem de globalde iş ilanlarına baktığımızda uygulama geliştirici ilanlarının her geçen gün arttığını görüyoruz.

    Veri Madencisi

    Her şeyin elektronikleştiği günümüzde bilgi işletmeler açısından çok önemli bir hale geldi. Özellikle perakende sektöründe pazarlama ve satış anlamında bu bilgiler çok büyük önem taşıyor. Toplanan veriler analiz edilerek müşterilerin davranışları belirlenebiliyor, yeni satış modelleri oluşturulabiliyor, yeni ürün gamları belirlenebiliyor ya da satışı zorlaşan ürünler portföyden çıkarılabiliyor. Tüm bunları sağlayanlar ise veri madencileri, yani geleceğe adını yazdıracak yeni mesleklerden biri de veri madenciliği.

    Geleceğin Meslekleri

    Yaşam Asistanlığı

    İnsan ömrü her geçen gün artıyor, dolayısıyla yaşlı nüfusun sayısı da artıyor. ABD ve Avrupa ülkeleri gibi gelişmiş ülkelerde yaşlılara eşlik edecek “yaşam asistanlığı” mesleği ortaya çıkıyor. Yaşam asistanları yaşlılara teknolojiden sağlığa kadar birçok alanda eşlik ediyorlar. Yavaş yavaş oldukça popüler bir meslek haline geliyor.

    Kullanıcı Deneyimi Tasarımcısı

    Teknolojinin gelişmesi ile birlikte hayatımıza giren bir diğer yeni meslek ise Kullanıcı Deneyimi Tasarımcısı. Kullanıcıların en iyi deneyimi elde edebilmeleri için tasarımı en iyi hale getiren Kullanıcı Deneyimi Tasarımcıları, uygulamaların en verimli bir şekilde kullanılabilmesini sağlıyor ve kullanıcı memnuniyetini en üst düzeye çıkarıyorlar. İlk duyduğumda böyle bir meslek mi varmış dediğim ve sonrasında birlikte çalışma fırsatı bulduğum bir Kullanıcı Deneyimi Tasarımcısı sayesinde geleceğin mesleklerinden biri olacağından emin olduğum bir meslek haline geldi.

    Siber Şehir Planlayıcısı

    Son yıllarda dünyada büyük bir nüfus patlaması yaşanıyor. Şehirlerdeki nüfus da bu patlamadan büyük ölçüde etkileniyor. Siber Şehir Planlayıcıları, her geçen gün nüfusu artan şehirlerin siber açıdan hazır olmasını ve vatandaşların en iyi şekilde hizmet alabilmelerini sağlıyor. Trafik ışıklarından hava durumuna, yol durumuna kadar birçok verinin toplanması için şehrin dört köşesine yerleştirilmiş sensörler ve kameralardan gelen bilgileri kullanarak şehir tasarımlarını hazırlayacak. Ayrıca bu sensörler ve kameralar gibi cihazların bakımı, kurulması ve yönetiminden de sorumlu olacak. Otonom otomobiller gibi araçların yaygın şekilde kullanılır hale gelmesi şehir tasarımcılarına olan ihtiyacı artıracak ve geleceğin önemli mesleklerinden biri haline gelecek.

    Teknolojinin gelişmesi ile birlikte hayatımıza daha birçok alanda yeni meslekler girmeye devam edecek.

     

     

    Retro Oyun Kültürünün Yükselişi

    0

    2017’yi geride bırakıyoruz ancak durmaksızın 10, 20 ya da 30 yıl öncesinin oyunlarına dair gelişmelere şahit oluyoruz. Bu satırları yazarken 2006 yılında piyasaya çıkmış Okami oyununun 11 sene sonra PC ve konsol olmak üzere birçok platforma dönüşüne şahit olduk. Geçmişten gelen oyunların sayısı Okami ile sınırlı değil. Shadow of Colossus, L.A Noire ve Skyrim başta olmak üzere eski oyunların sayısı her geçen gün artıyor. Tabii yapımcıların bu oyunları ticari olarak fırsat bilip yenileyip karşımıza çıkarmamızın altında oyuncuların retro kültüre olan ilgisinin artması yatıyor.

    Dijital Oyun Müzesi
    Murat Oktay, Dijital Oyun Müzesi’ni farklı illerde fuarlara da taşıyor

    Retro Oyunlara Dönüş

    Oyuncular beğendikleri, merak ettikleri ya da unutmadıkları oyunları oynamak için yapımcıları beklemekle yetinmeyip bizzat o zamana geri dönmeye çalışıyorlar. Dolayısıyla eski konsol ve oyun dünyasında çığır açmış Commodore, Amiga gibi kişisel bilgisayarlara ilginin artması da bu yüzden. Eski oyunları yazılım yolu ile (emülasyon) çalıştırmak mümkün ancak o deneyimi gerçek anlamda yaşamak isteyenler yazılım ve donanım koleksiyonu yapmaya başladı. MediaTrend’in yazarlarından ve Merlin’in Kazanı kurucusu Murat Oktay’ın kişisel girişimi olan Dijital Oyun Müzesi de ülkemizdeki takdire şayan nadir örneklerden. Oktay, müzesinde 600’ün üzerinde konsola ve 15 bin civarında oyunu çalışır halde bulunduruyor.

     

    Amazon’dan Bitpazarı

    Ticaret devi Amazon da eski oyunları revaçta olduğunu görerek özel bir bölüm açtı. Retro Gaming isimli köşe geçtiğimiz haftalarda aktif hale geldi. İçeriği her geçen gün genişleyen köşede yüzlerce oyun ve parça bulmak mümkün. Fiyatların değişkenlik gösterdiği Amazon’da Commodore 64’ü 100 dolar ile 2000 dolar arasında bulmak mümkün. Artık antika olarak anabileceğimiz bu cihazlara para harcamadan önce yeterince bilgi sahibi olmanız gerek. Siz de Amazon’da keşfe çıkmak için hemen bu adresi ziyaret edebilirsiniz. İnternet dışında GameStop ve Game gibi mağazaları ayakta tutan en önemli nedenlerden biri de retro cihaz ve oyunların alım satımı. Daha uygun fiyatlar arayanlar da bir pazarlarına -mümkünse sabahın erken saatlerinde- hücum ediyor. İstanbul’daki meşhur Feriköy pazarında Amstrad’dan, Dreamcast’e birçok ürüne rastlamak mümkün. Tüm bu gelişmeler “Eskilere rağbet olsa, bitpazarına nur yağardı” sözünü geçersiz kılacak nitelikte.

    NES Mini
    Nintendo Retro dünyasından en iyi beslenen firmalardan biri

    Nintendo’dan Geçmişe Saygı

    Retro oyunlara bir başka yorum da Nintendo’dan geldi. Ünlü oyun firması, döneminin çok tutan 1983 yapımı Nintendo Entertainment System (NES) isimli konsolunu küçültüp HDMI çıkışlı hale getirerek 60 dolar gibi uygun bir fiyattan piyasaya çıkardı. Görsel olarak son derece çekici olan ürün, içerisindeki 30 oyunla da Nintendo fanları başta olmak üzere oyunseverlerin ilgisine maruz kaldı. Stokları birkaç günde biten Nintendo, yeni üretimini 2018 yazında yapacağını duyurdu. Bu süreye kadar da kara borsaya düşen NES Mini’lere rastlamak mümkün. Firma bu başarısının üzerine NES’in devamı olan 1990 çıkışlı Super Nintendo Entertainment System (SNES) da ufalmış bir halde karşımıza çıktı. Firma, “90’ların çağrılarına kulak veriyoruz ve kablolu klasik kumandamızı sunuyoruz” diyerek aslında müşteri odaklı bir hamle yapıyor. 21 oyunlu SNES, içerisinde daha önce hiç piyasaya çıkmamış Star Fox 2 isimli oyun ve 79 dolar fiyat etiketiyle hediye sezonunun gözbebeği haline geldi.

    SNES mini
    Avuç içine sığan bir SNES son derece cezbedici…

    Retro oyunlara ilgi her ne kadar piyasayı hareketlendirse de aslında olayı modern firmalara tepki olarak yorumlamak da mümkün. Büyük bütçelerle çıkan oyunlar, içeriklerinin parça parça satılması, güncelleme sorunları ve birbirine çok benzeyen yapılar içermesi nedeniyle artık tepki görüyor. Dünyada oyunseverlerin yaşı ve alım gücü de artınca ilgi, ister istemez eski oyunlara kayıyor. Son söz olarak oyuncular Atari salonlarının coşkusunu, 80’lerin özgünlüğünü ve 90’ların yaratıcılığını oyunlarda arıyorlar. Firmaların asıl bu sese ne denli cevap verip veremeyeceğini ise zaman gösterecek.