Eğer monitör satın alacaksak, hele bu monitör oyunculara özel olacaksa ilk baktığımız özelliklerin başında hız oluyor. Yüksek hızlı monitör oyunlarda ciddi avantajlar sağlarken, aynı zamanda gözlerin çok daha rahat bir şekilde olan biteni algılamasına yardımcı oluyor.
Yüksek hızlı monitör ne kadar fark ettirir?
Eğer rekabetçi oyunlara yönelmek ve bu ortama uyum sağlamak istiyorsanız, artık bilgisayar kasasını güçlü yapmak tek başına yeterli değil. Yüksek hızlı bir monitör olmadan, sisteminizin gücünden tam olarak faydalanmanız çok güç. Bu yüzden sizler için rehber niteliğinde bir video hazırladık. Böylece hem Hz ve Ms kavramlarına değiniyor, hem de bu özelliklerin size sağladığı faydalardan bahsediyoruz. İyi seyirler!
Monitörde Hz neden önemlidir?
Standart monitörler 59-60 Hz hız değeri sağlarken, yüksek hızlı bir monitör bunun çok ötesine geçebilmektedir. 144 Hz hatta 200 üstü hz değerlerinde ekranda saniye başında gösterilen kare sayısı inanılmaz oranda artacaktır. Çünkü ekran kartınız ne kadar FPS sağlıyor olursa olsun, sizin görünüz, monitörün sağladığı hız ile sınırlıdır.
Milisaniye -ms- değeri nedir?
Monitörlerde 4 ms, 5 ms, 1 ms olarak ifade edilen bu değer, aslında tamamen piksellerle ilgilidir. Monitörlerde milisaniye değeri, piksellerin renk değişme hızlını bize gösterir. Yüksek hızlı bir monitörde ms değeri 1 olacağı için pikseller çok hızlı bir şekilde değişecek ve her seferinde en net görüntü size sağlanacaktır. Hızlı oyunlarda düşük ms değerine sahip monitör görüntünün bozulmasına ve hareket eden objelerin ardında iz bırakmasına sebep olacaktır.
Windows Defender, önceleri ” Microsoft Security Essentials” olarak adlandırılan ve Windows 10 ile birlikte adı Windows Defender olarak değiştirilen bir antivirüs yazılımıdır. Microsoft tarafından ücretsiz olarak sunulan yazılım; bilgisayarı casus yazılımlardan, virüslerden ve diğer kötü amaçlı yazılımlardan korumaktadır.
Windows 10 yüklenmiş bilgisayarda varsayılan olarak kurulu gelen yazılım, farklı bir antivirüs yazılımı yüklenmek istenildiğinde devre dışı bırakılabilir. Bir bilgisayarda aynı anda birden fazla antivirüs yazılımının bulunması, bilgisayar performansına olumsuz etki yapabileceğinden, bu tür yazılımlardan sadece bir tanesinin çalışmasına izin vermek gerekir.
Windows 10 yüklü bilgisayarda, Windows Defender uygulamasına; sol alt tarafta bulunan arama butonuna basıldığında gelen pencereye, ” Defender ” yazıldığında gelen sonuçlardan ” Windows Defender Güvenlik Merkezi ” seçilerek ulaşılabilir.
Ana Pencere
Windows Defender yönetim ekranı açıldığında, genel olarak bilgisayarın güvenlik durumu hakkında özet bilgi verilir. Bu ekranda, ” Virüs ve tehdit koruması “, ” Hesap Koruması “, ” Güvenlik duvarı ve ağ koruması “, ” Uygulama ve tarayıcı denetimi “, ” Cihaz Güvenliği”, ” Cihaz performansı ve Sistem Durumu ” ve ” Aile Seçenekleri ” gibi başlıklar ile karşılaşılır.
Windows Defender yönetim ekranındaki sembollerin renkleri;
Yeşil, cihazınızın yeterli düzeyde korunduğu ve önerilen herhangi bir eylem olmadığı,
Sarı, bir güvenlik önerisinin olduğu,
Kırmızı, acilen ilgilenmeniz gereken bir sorun olduğu,
anlamına gelir.
“Virüs ve tehdit koruması” seçildiğinde; Bilgisayardaki virüsler ve diğer tehditler için tehdit geçmişi görüntülenerek, koruma ayarlarının yapılacağı ve koruma güncellemesinin gerçekleştirildiği ekran ile karşılaşılır.
“Hesap Koruması” seçildiğinde; Bilgisayarda bulunan hesapların genel bilgilerinin olduğu ekran ile karşılaşılır. Eğer, daha önce bilgisayar bir Microsoft hesabı ile açılmışsa, bu hesabın güvenliğinin sağlanacağı ve aynı zamanda “Dinamik Kilit” olarak da ifade edilen; bilgisayarın oturum açma şeklinin belirleneceği ekran görüntülenir.
“Güvenlik duvarı ve ağ koruması” seçeneğinde; bilgisayardaki ağ bağlantılarının güvenlik durumunun gözleneceği, Windows Defender güvenlik duvarı ayarlarının yapılabileceği ve aynı zamanda, ağ ve internet sorunlarının giderilebileceği ekran ile karşılaşılır.
“Uygulama ve tarayıcı denetimi” seçildiğinde; bilgisayardaki uygulama ve tarayıcılar için Windows Defender SmartScreen ayarlarının yapılacağı ekran görüntülenir.
“Cihaz Gğvenliği” seçildiğinde; bilgisayarla birlikte gelen güvenlik ayarları aynı zamanda sanallaştırma tabanlı uygulamaların güvenliği ile birlikte, cihazın temel parçalarının korunması konusunda ayarların yapılabileceği ekran görüntülenir.
“Cihaz performans ve sistem durumu” seçildiğinde; Windows’un güncellik durumu, cihazın sistem durumunu etkileyen herhangi bir sorunun olup olmadığı ile birlikte, sistem hakkında genel bir raporun olduğu ekran ile karşılaşılır.
“Ailenin seçenekleri” seçildiğinde; Genel olarak ailenin dijital hayatını basitleştirmek için ihtiyaç olan bilgilerin olduğu ekran görüntülenir.
Windows Defender’ı Güncelleme
Bilgisayarda Windows güncellemesi yapıldığında, sistemin güvenli kalması ve tehditlerden korunmasına yardımcı olmak için Windows Defender güncelleştirmeleri de otomatik olarak indirilir.
Bilgisayarı Windows Defender ile tarama
Bilgisayarda kötü amaçlı yazılım veya virüs olabileceğinden şüpheleniliyorsa; hızlı tarama yaparak cihazının hemen denetlemeniz gerekir. Bu, tüm dosyalar ve klasörler üzerinde bir tam tarama gerçekleştirmek istenmediğinde kullanıcıya zaman kazandırır. Windows Defender Güvenlik Merkezi’nde hızlı tarama yapmak için, ” Virüs ve tehdit koruması ” > ” Tehdit geçmişi ” > ” Şimdi tara ” seçilerek işlem gerçekleştirilebilir.
Bilgisayarın güvenliğine ilişkin daha özel bir denetim yapmak isteniyorsa, Windows Defender Güvenlik Merkezi’ndeki gelişmiş taramalardan birini çalıştırılabilir. Gelişmiş tarama seçeneklerine erişmek için ” Virüs ve tehdit koruması ” > ” Tehdit geçmişi ” > ” Yeni bir gelişmiş tarama yap ” seçilebilir.
Gelişmiş taramalar ekranında, aşağıdaki seçeneklerden birisi seçilebilir:
Tam tarama: Bilgisayardaki çalışmakta olan dosya ve programları denetler.
Özel tarama: Bilgisayardaki belirli dosyaları veya klasörleri tarar.
Windows Defender Çevrimdışı taraması: Bilgisayara bir virüs veya kötü amaçlı yazılım bulaşmış olabileceğinden şüphelenildiği durumda kullanılabilir.
Windows Defender gerçek zamanlı korumayı açma veya kapatma
Windows Defender gerçek zamanlı koruma kapalıyken, açılan veya internetten indirilen dosyalar virüs ve diğer tehditlere karşı taranmaz.
Windows Defender gerçek zamanlı korumayı açmak veya kapatmak için;
” Windows Defender Güvenlik Merkezi ” > ” Virüs ve tehdit koruması ” > ” Virüs ve tehdit koruması ” ayarları açılır..
İsteğe göre gerçek zamanlı koruma açılıp kapatılabilir.
Windows 10 işletim sistemi kullanan bilgisayarlara göz atmak için linki kullanabilirsiniz.
Fitbit Charge 2 akıllı bilekliğinin ardından gözler sonraki nesil model olan Fitbit Charge 3’ün üzerine…
Giyilebilir teknoloji ürünleri dendiğinde akla ilk gelen üreticilerden biri olan Fitbit’in geçtiğimiz aylarda Türkiye’de satışa sunulan Fitbit Charge 2 akıllı bilekliğinin ardından gözler sonraki nesil modelde.
Kalp atış hızı ölçümü ve aktivite verilerinin toplanması gibi verileriyle sağlıklı yaşamı baz alan Charge 2’nin devam modeline ait olduğu iddia edilen bazı görseller basında yer buldu. İlk kez uluslararası ölçekte bilinirliğe sahip bir teknoloji sitesi olan Android Authority’de yer verilen detaylar, Fitbit Charge 3’e dair güçlü işaretler sunuyor.
Bu ay sonunda gerçekleştirilecek ve Eylül ayının ilk günlerine kadar devam edecek olan teknoloji fuarı IFA 2018 kapsamında duyurulması beklenen Fitbit 3 Charge özellikleri ile adından söz ettirecek gibi görünüyor. İddialar arasında modelde 7 günü bulan son derece uzun bir şarj dayanıklığı öne çıkıyor.
Suyla ‘derinlemesine’ haşır neşir…
50 metreye kadar sualtı basıncına dayanıklılık bir diğer çarpıcı özellik. Bu sayede yüzücülerin yanı sıra dalgıçlar için de ideal bir teknolojik ürün söz konusu olabilir. Yine öne sürülen olası özelliklere göre okunmatik ekran, kalp atış hızı ölçümü, egzersiz ve uyku takibi diğer dikkat çeken ayrıntılar olacak.
Öte yandan üründe GPS özelliğinin olmayacağı söyleniyor. Bu da GPS için mobil cihaz bağlantısının gerekeceği anlamına geliyor. Cihazda ayrıca WiFi ve NFC özelliklerinin de Özel Versiyon adı verilecek ayrı bir modelde sunulacağı kaydediliyor.
Apple Glasses adlı AR gözlüğü bir kez daha gündemde. Bu kez iddialar çok daha detaylı. Olası cihazın 2 sene sonra duyurulabileceği kaydedildi. İşte detaylar…
Apple’ın akıllı gözlük, VR (sanal gerçeklik) ve AR (artırılmış gerçeklik) gibi aygıtları henüz ürün portföyünde bulundurmadığı biliniyor. Öte yandan iPhone X’la özellikle AR tarafında ilginç bir çıkışa imza atıldığı da aşikar. Ancak geçtiğimiz haftalarda 1 trilyon dolarlık piyasa değerine ulaşan şirketin önümüzdeki süreçte bu yönde ‘fizilsel’ bir adım atmak istediği yönündeki iddiaların ardı arkası kesilmiyor.
Apple’a dair analistleri ile tanınan Ming-Chi Kuo, son açıklamalarıyla bir kez daha gündem maddesi olmayı başardı. Tanınmış analist, ‘Apple Glasses’ adı verilecek bir aygıtın, 2020 yılında satışa sunulacağı iddiasını paylaştı.
Gene Munster adlı bir diğer tanınan analistin görüşlerine paralel olan iddiasıyla Kuo, aynı zamanda Apple’ın ‘2 trilyon dolarlık şirket’ olma yolundaki genel tahminlerini de sıraladı. Apple’da servislerde büyümenin devam edeceği öngörüsünde bulunan analist, ayrıca Apple Glasses’ın yanı sıra Apple Car’ın da geleceğini, bu etkili projelerle gelirlerin daha da artacağını belirtti.
Sinyaller…
Apple CEO’su Tim Cook’un VR ve AR’ye yönelik olumlu bir bakış açısına sahip olmasına karşın söz konusu teknolojilerin henüz yeterince iyi durumda olmadığına dair görüşlerini paylaştığı da biliniyor. Bakalım popüler teknoloji markası, önümüzdeki yıllarda aralarında yeni bir AR gözlüğün de bulunduğu sürpriz aygıtlar duyuracak mı?
Call of Duty serisi FPS oyunculuğu için piyasaya çok şey katmış bir seridir. Çoğumuz oyunlarda geçirdiği en keyifli anları CoD’nin hikaye modlarında bölümleri geçmeye çalışırken yaşamış olabilir. Geçmişte daha güzel hikaye modu yazılırken, artık bu durum Black Ops 4 ile multiplayer kısmında oyuncular arasında daha ağır basmasından ve rakiplerin multiplayer kanadında çok iyi işlere imza atmasından dolayı daha önem kazanmış halde.
Son yıllarda iyice multiplayer kısmında ilerleyen, hatta oyunu oynayan oyuncuların bu ortamı tercih ettiğini söyleyen yapımcılar bu oyunda hikaye modu olmayacağını ama seride çıkacak başka oyunlarda bulunabileceğini de belirtiyorlar.
Biz dönelim konumuz olan Black Ops 4’e. Genel olarak CoD içinde uzaya çıkılan ya da benzer aksiyonların yaşandığı geçmişten ve günümüzden uzak yapımları sevemiyorum. Daha gerçekçi daha ayakları yere basan, günümüz, geçmiş ve yakın gelecek ile alakalı olayları ve kurguları anlatan içerikleri CoD serisi ile daha iyi bağdaştırabiliyorum.
Black Ops 4 için betaya girerken de aklımda bu sorular vardı. Oyun yüklendi ve hızlı, en azından akla mantığa yatkın bir oynanış ile karşılaştım. Hızlı bir oynanış olduğu için sizin de hızlı olarak oyuna alışmanız ve hakimiyet kurmanız gerekiyor. Realistik olmanın dışında tamamen kafanızı boşaltmaya odaklı bir oyun olarak değerlendirebilirsiniz CoD’yi.
https://www.youtube.com/watch?v=ooyjaVdt-jA
Beta ile sunulan haritaları genel olarak beğendim. Aşırı büyük ve kaybolacağınız türde değiller. 1-2 oyun sonra giriş çıkışlara hakim oluyorsunuz harita üzerinde .5-10 oyun sonra ise avucunuzun içi gibi aksiyonun nerede kopacağını öngörebiliyorsunuz. Harita küçük, oynanış hızlı, derin düşünmeye zaman yok. Refleksi ve oyun zekası güçlü olanın kazanacağı bir oyun geliyor karşımıza. Grafiksel olarak beni PC platformunda tatmin etti yapım. Beta aşamasında Battle.net app’i üzerinden oynadığımız ve bundan sonra da Steam yerine PC platformunda bu uygulama üzerinden oynayabileceksiniz. Beta olduğu için arada kopmalar, oyundan düşmeler, özellikle PlayStation tarafında denerken bolca PSN’den kopmalar yaşadım. Pc tarafında bir miktar daha iyiydi deneyimim.
Özellikle daha önce CoD serisi oynamamış oyuncular için burada biraz deneyimlerimi yazmam gerekiyor. Battlefield’ın tam tersine CoD serisi full aksiyona dayalı, ilk adım attığınızda rakiplerinizin sizi ezip geçeceği bir oyundur. Ayakta kalmak için güçlü olmanız, güçlü olmanız için çok çalışmanız ve çabuk karar vermeniz gereken bir oyun deneyimi sunar. Quake, Unreal gibi oyunlarla aşina olan oyuncular için çocuk oyuncağıdır bu dediklerim. Ama günümüzde Rainbow Six, Counter-Strike, PUBG gibi oyunlardaki durağanlık bu oyunun tabanına aykırıdır. Sürekli bir aksiyon, sürekli bir olay kopar. Sizinde bu aksiyonu iyi takip edip ona göre oynamanız gerekir. Şimdiden bu oyunu merakla bekleyenler için iyi eğlenceler diliyorum.
Popüler müzik akışı uygulaması Spotify’da kullanıcılar, artık şarkıların yapımcı, prodüktör, söz yazarı gibi bilgilerini de görebilecek. İşte detaylar…
Apple Music’le amansız bir rekabet içerisinde bulunan müzik akışı uygulaması Spotify, kullanıcı beklentilerine yönelik adımlarını artırıyor. Gelen yeni güncellemesi ile Spotify, kullanıcılarına dinledikleri şarkıların yazar, prodüktör ve yapımcı bilgilerini de gösteriyor.
Peki söz konusu yeni özelliğe nasıl ulaşılıyor?
iOS kullanıcıları için ‘Şimdi Çalıyor’ ekranındaki üç noktaya dokunulmasıyla birlikte ‘Şarkıya katkıda bulunanlar’ seçeneği ekrana geliyor. Buraya dokunulmasıyla da şarkıcı, yapımcı, prodüktör gibi detaylarla karşılaşılıyor. Öte yandan ilgili özelliğin tüm şarkılarda bulunmadığı görülüyor, bunun nedeni her şarkı için ayrıntılı bilgilerin şirketler tarafından sağlanmamış olması. Bu yöndeki eksiğin giderilmesi noktasında çalışma yürütülüp yürütülmediği ise bilinmiyor.
Zaman aldı…
Geçtiğimiz aylarda masaüstü yazılımı üzerinden sunulan özellik, böylelikle mobil platforma da gelmiş oluyor. Öte yandan masaüstünden sonraki mobil güncellemenin yaklaşık 6 ay sonra sunulması ilginç bir detay durumunda.
Yakında Android’e de geliyor…
Son olarak 35 milyonu aşkın şarkıya ev sahipliği yaptığı bildirilen Spotify’da gelen yeni özellikler şimdilik sadece iOS platformunda kullanımda, Android için güncellemenin yakında gelmesi bekleniyor.
Teknoloji dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…
Oppo F9, iddialı donanım özelliklerini farklı ve minimalist bir çentikli ekran tasarımıyla beraber sunuyor. İşte ayrıntılar…
Akıllı telefon ekosisteminde yeni trend çentikli ekran. iPhone X’la başlayan bu ekran üstü tasarımı, kullanımı deneyimini ilginç bir şekilde dönüştürürken Android telefon üreticilerinin de takibinde. Bu özelliğe sahip çok sayıda akıllı telefon üretildi ve üretilmeye devam ediliyor. İşte bu yöndeki en yeni modellerden biri de Çin merkezli Oppo. FIFA 2018 Dünya Kupası’nda sponsorlar arasında yer alarak adından çokça söz ettiren marka, en yeni akıllı telefon modeli F9’u lanse etti.
Çentikli tasarımı oldukça minimalist ve farklı bir şekilde uyguladığı görülen Oppo F9, bununla birlikte son derece iddialı özelliklerle geliyor.
6.3 inç ekranıyla 1080 x 2340 çözünürlük sunan modelde 8 çekirdekli MediaTek işlemci, Mali-G72 grafik işlemcisi, 4/6 GB RAM, 64 GB depolama alanı, microSD desteği, 16 + 2MP arka ve 25 MP ön kamera dikkat çekiyor.
Yenilikçi ve iddialı…
Hızlı şarj özellikli 3500 mAh kapasiteli piliyle uzun bir şarj dayanıklılığı vaat eden akıllı telefonda yazılım tarafında ise Android 8.0 Oreo’nun önyüklü olduğu belirtiliyor. 802.11ac WiFi, Bluetooth 4.2, FM radyo, WiFi Direct, hotspot diğer detayları arasında.
Kırmızı, mavi ve mor renklerle satışa sunulan modelin ülkemizdeki konumlandırması ise henüz bilinmiyor.
Çevrimiçi ve fiziksel hayatımız arasındaki çizgi gün geçtikçe daha çok bulanıklaşıyor. Bu nedenle gerçekleştirdiğimiz dijital eylemler günlük yaşamımızı da etkilemeye başladı. Örneğin masumca yapılan bir tatil paylaşımı ve ayak fotosu evinizin soyulmasına neden olabilir. Peki ama nasıl diye şaşırdığınızı duyuyor gibiyim?! Yapılan araştırmalara göre hırsızların %78’i potansiyel hedefleri için mağdurların Faceook, Instagram, Twitter ve Foursquare’lerini kontrol ettiklerini söylüyor.
Tatil sezonu güvenli başlasın
Muhtemelen elinizde şemsiyeli kokteylinizi yudumlayıp, ayak fotoğraflarınızla “tatil sezonu başlasın” temalı fotoğraflar paylaşırken bu fotoğrafların başınıza ne türlü bir bela açacağından habersizsiniz. Oysaki tatilde olduğunuzu cümle aleme ilan ederek evinizi riske atıyor, hırsızların ellerini heyecanla ovuşturmasına neden oluyorsunuz. Pek çok insan sosyal medya hesabında ev adresini paylaşıp, evinde çektirdiği fotoğrafları da bütün takipçilerinin beğenisine sunduğu için hırsızların işleri hiç de zor olmuyor. Evinize girmeden fotoğraflarınızı stalk’layarak çalabilecekleri değerli eşyaların bir listesini yapıyor, ona göre bir taşıma aracı organize ediyorlar. Peki evinizde çektirdiğiniz ne tür fotoğraflar evinizi hedef haline getirebiliyor?
Yüksek mali değere sahip elektronik aletler (Televizyon, bilgisayar, tablet, fotoğraf makinesi vb.)
Değerli ziynet eşyaları (Bakımına düşkün ve çok takı kullanan biriyseniz, paylaştığınız fotoğraflarda takmış olduğunuz takılara dikkat edin)
Sanat eserleri ve antikalar (Ev dekorasyonunuza antika eşyalar ve tanınmış sanatçıların imzasını taşıyan resimler hakimse bu fotoğrafları paylaşmaktan kaçının.)
Uçakta bir hackerla seyahat ediyor olabilirsiniz
Ve o büyük gün geldi çattı!.. 10 günlük bayram tatili pek çoğumuz için bugün başlıyor. Herkeste tatlı bir telaş. Bu bayram tatilini kimimiz ailesiyle geçirip kurban görevini yerine getirecek, bazılarımız ise tatil olarak değerlendirmeyi tercih edecek. Ancak şu var ki pek çok insan şehir dışına çıkacak ve hava yollarına rağbet edecek. Tatilin ve bayramın verdiği heyecanla uçak biletleri ve pasaportlar sosyal medyada paylaşılacak, nereye gittiğimiz akraba ve arkadaşlarımıza elbette duyurulacak. “Hem neden duyurulmasın ki?! Her zaman mı tatile çıkıyoruz?” diyebilirsiniz. Ancak başınıza gelebilecekleri öğrenince bırakın tatile çıktığınızı söylemeyi, tatil fotoğraflarınızı paylaşmaktan bile imtina edeceksiniz. Neyse sözü fazla uzatmadan yolculuğunuzu neden paylaşmamanız gerektiğine geleyim….
Uçak biniş kartınızı sosyal medyada paylaşmamanız ve gelişigüzel uçak içine atmamanı gerekiyor. Çünkü üzerinde barkod olan biniş kartınız daki bilgiler art niyetli kişiler tarafından kolaylıkla erişilebilir. “Benim bilgilerime erişip de ne yapacaklar?” diye umursamazlık etmeyin. Uçuş kartı üzerinde bulunan PNR kodu, “yolcu adı kaydınız” oluyor. Bu kayıt, rezervasyonunuzu havayolu şirketinin web sitesinden yönetmeye yardımcı olan 6 karakterli bir alfa sayısal koddur. Adı, doğum tarihi, pasaport bilgileri, araba veya otel rezervasyonları, ödeme kredi kartının son 4 hanesi gibi gizli bilgileri içerir. Bu kadar bilgiye rahatlıkla ulaşabilen birisi herhalde kredi kartı bilgilerinizi de kolaylıkla elde edebilir. Gerisini artık siz düşünün…
Diğer taraftan çoğu yolcu uçuş kartını ya buruşturup atıyor ya da öndeki koltuğun cebine koyuyor. Ancak sosyal medyada paylaşmayın diye uyardığımız biniş kartını hiçbir önlem almadan kamuya açık bir yere bilinçsizce atarsanız, başınıza gelebileceklere de hazırlıklı olun. Nitekim kimle seyahat ettiğinizi bilmiyorsunuz. Uçakta unuttuğunuz veya hiçbir önlem almadan çöpe attığınız uçuş kartınız art niyetli kişilerin ellerine geçebilir. Bu yüzden uçuş sonrasında bagaj etiketlerinizi ve uçuş kartlarınızı güvenilir bir şekilde yok etmenizi tavsiye ederim. Ayrıca ekstra bir güvenlik önlemi olarak uçuş rezervasyonunuzu yaparken sadece havayolu şirketine gerekli bilgileri işaretleyin. Zorunlu bir alan olarak işaretlenmemişse, boş bırakın. İlk etapta tuttukları kişisel bilgileri azaltın.
Çocuklarınızın güvenliği için fotoğraflarını paylaşmayın
Çoğu anne dünyalar tatlısı bebeklerinin ve çocuklarının her anlarını kayıt altına alıp, sosyal medyada paylaşıyor. Bazen çocukların en mahrem anları bile bu paylaşımlardan nasibini alabiliyor. Ancak ebeveyn olarak şunu unutmamanız gerekiyor; çocuğunuzun mahremiyetini ihlal etmemelisiniz. Belkide paylaştığınız fotoğraflarla çocuğunuzun güvenliğini riske atacak, onu hedef haline getireceksiniz. Bu konuda ailelerin birçoğunun düştüğü ortak bir hata var: Sosyal medyaya sadece tanıdıklarını eklemek ve tanıdıklarının çocukları için zararsız olduğunu düşünmek! Ancak adli suçları incelediğimizde çocuklara en büyük zararın en yakınları tarafından verildiğini görüyoruz. Hal böyle iken hiçbir art niyet taşımadan paylaştığınız fotoğrafların ne gibi suistimallere neden olabileceğini hayal edebiliyor musunuz?
Beta 7’dan sadece iki gün sonra gelen iOS 12 beta 8, o çok konuşulan sorunu çözdü. İşte detaylar…
Eylül ayı, yeni iPhone modellerinin yanı sıra final versiyonuyla sunulacak olan iOS 12 için de heyecanla bekleniyor. Apple, yeni mobil işletim sisteminin dünya genelindeki yüz milyonlarca iOS cihaz kullanıcısına sunmadan önce geliştirme sürecini tüm hızıyla sürdürüyor.
Bu kapsamda devam eden beta aşamaları, mevcut sorunların tespit ve çözümü noktasında değerli. Yayınlanan en yeni versiyon olan iOS 12 beta 8 de önceki versiyonda çokça konuşulan bir sorunun çözümüyle gelerek beğeni topladı.
iOS 12 beta 7’de görülen sorunun ardından Apple, yazılımı geri çekmiş, sadece 2 gün sonra 8 nolu beta versiyonu yayınlamıştı. Söz konusu sürüm, iOS 12 beta 7’deki hız sorununa çözüm getirdi.
Yavaşlık sorunu çözülürken Mesajlar’a yeni hoş geldiniz ekranı ve Ölçü uygulama ikonunda bir takım tasarımsal farklılıklar da dikkat çekiyor.
iPad’de yeni bir hoş geldiniz ekranı ile Müzik uygulamasında albüm kapakları, beta 8’de diğer öne çıkanlar arasında.
Apple, nihai sürüm için geriye sadece 1 ay kala beta yayınlamaya devam edecek. En az 10-11 adet betanın ardından iOS 12’nin dağıtımının başlaması, elbette yeni iPhone ve eğer tanıtım gerçekleşirse yeni iPad’lerde ilgili yazılımın yüklü olarak gelmesi bekleniyor.
iOS 12’nin Eylül ortasında yayınlanacağını belirtelim.
Yeni modellerinde Face ID teknolojisini daha da etkin hale getirmek isteyen Apple, bir yandan da Android cihazları etkisi altına alan ekrandan parmak izi okuma teknolojisi üzerinde çalışıyor. iPhone X ile beraber LCD’den AMOLED ekrana geçen firma, bu ekranı değerlendirmek istiyor. Peki, iPhone ekrandan parmak izi okuma alanında nasıl bir gelişmeyi bizlerle buluşturacak?
Yeni nesil iPhone ekrandan parmak izi okuma teknolojisi barındıracak!
Apple elbette Eylül ayında tanıtacağı modellerinde bu teknolojiyi kullanmayı düşünmüyor. Ama bu alanda önemli bir başvurda bulunan firma, dielektrik sensörün, üst üste binen diğer sensörlerin ve en az bir ışık kaynağının kullanımını ön görüyor.
Ekranın altına stratejik bir şekilde yerleştiren kameralar yardımıyla, bu sensör parmak izini 3 boyutlu bir yapıda yakalayabiliyor. Paylaşılan bu patentler hakkında henüz yetkililerden resmi bir açıklama yapılmadığının da altını çizelim.
Bakalım önümüzdeki dönemde bu teknoloji Apple tarafında ne şekilde değerlendirilecek? Touch ID’yi yeni nesil hale getirmek isteyen firma, bu şekile oldukça ilgi toplayabilir.
