Çocuklar için Eğitici Uygulamalar bulmak kolay değil.
Çocuğunuz için güvenli ve eğitici uygulamalara ihtiyacınız varsa yazımda sizin için öneriler var.
Çocuklar için Eğitici Uygulamalar bulmak kolay değil.
Çocuğunuz için güvenli ve eğitici uygulamalara ihtiyacınız varsa yazımda sizin için öneriler var.
FromSoftware’in aksiyon oyunu Sekiro: Shadows Die Twice, bizi 16. Yüzyılın sonlarından kalma Sengoku’nun fantastik bir dünyasına sürüklüyor. Kontrol ettiğimiz karakterimiz, genç lordunu korumaya çalışırken tek kolunu kaybediyor.
Ölüme terk edilmiş olan shinobi dostumuz, yaşlı bir Budist tarafından kurtarılıyor ve tek koluna protez takıyor. Hem genç lordu kurtarmak hem de intikam almak üzere yolculuğumuza çıkıyoruz. Hikaye kısmında Dark Souls’tan farklı olarak daha net ibarelerle yürüyen Sekiro: Shadows Die Twice, zorlu oyunları sevenlere hitap ediyor. Eğer daha önce Dark Souls veya Bloodborne gibi isimlerle zaman harcamadıysanız, Sekiro: Shadows Die Twice sizin için oldukça zorlayıcı olacaktır. İşin güzel kısmı ise Sekiro: Shadows Die Twice, diğer iki isme oranla daha kolay ancak ustalaşmak için çokça zaman istiyor. Oyunun savaş dinamiği tekniklerimizle doğru orantılı olarak ilerliyor.
Bu noktada stamina bar tamamen ortadan kalmış durumda. Kılıcımızı tutuşumuz ve duruşumuz, hayatta kalmamızı sağlıyor. XP kısmında her düşmanı yendiğimizde yetenek puanına kavuşuyoruz. Ortada, güç veya çeviklik gibi temmleri gerektiren bir sistem yok. Bunun yerine ekstra hareket set kilitlerini açıyoruz ve daha fazla hayatta kalabiliyoruz. Kılıcımız dışında bizi hayatta tutan en önemli eşyamız protez kolumuz. Çeşitli silahlarla onu güçlendirebiliyoruz ve ulaşamadığımız yerler için kanca görevini üstleniyor. Böylece sadece manzaranın tadını çıkartmak için bir ağaca tırmanmak yerine, düşmandan uzaklaşmak için de kullanışlı hale gelebiliyor. Oyun, açık dünya elementleriyle süslü ve serbest alanda dolaşabiliyoruz.
Bu noktada dikkat etmemiz gereken gizlilik. Ninja oluşumuz, eğer düşman bizi fark etmeden saldırırsak bizi bayağı avantajlı hale getiriyor. Hatta karşılaşacağımız boss’ların zayıflıklarını duyabilmek adına düşmanlar arasındaki konuşmayı dinlemek için bile gizli kalmak gerekiyor. Oyun, çokça ana ve mini boss’tan oluşuyor. Hemen hemen her boss’un belli aşamaları var. Kimi zaman sonraki aşamayı geçebilmek için önceki seviye sistemine geçerek, düşman kesmek gerekiyor. Oyundaki enn önemli kısım eğer ölürsek, bulunduğumuz seviyedeki deneyim puanlarının ve cebimizdeki altınların yarısını kaybetmek. Bu da çok dikkatli olmamız gerektiği anlamına geliyor.
Sekiro: Shadows Die Twice, tamamen tek oyunculu olduğu için online kısımda bize rehberlik edebilecek başka oyuncular yok. Kısacası çokça ölmeye ancak bu uğurda başarılı bir hikayenin eşliğinde Japonca seslendirmelerin hakim olduğu efsane bir uzak doğu evrenine girmeye hazırsanız, bu oyun size göredir.
Bu hafta akıllı telefonunuza yükleyerek uzay merakınızı bir ölçüde de olsa giderebileceğiniz mobil uygulamalar öneriyorum. Listeme aldığım uygulamaların genellikle ücretsiz olmasına, dolayısıyla size masraf çıkarmamasına dikkat ettim.
Bazı uygulamalar ücretsiz ancak reklam içeriyor. Reklamsız olarak kullanmak ve daha fazla özellikten yararlanmak için uygulama içi satın alma yapmak gerekiyor. Şimdilik bu mobil uygulamaları kullanmak sizin için temel olarak yeterli olacaktır. Gelin şimdi hemen bize uzayda pencere aralayacak mobil uygulamalara geçelim:
Gökyüzündeki yıldız veya takımyıldızlarını bulmak ve özelliklerini öğrenmek için SkyView Free uygulamasını kullanabilirsiniz. Gökyüzündeki cisimleri tanımlamak için akıllı telefon ya da tabletinizin kamerasını kullanan bu uygulamayla, güneş sistemindeki gezegenleri, yıldızları, takımyıldızlarını, uzak gökadalarını ve uyduları bulabilirsiniz. Artırılmış Gerçeklik (AR) teknolojisiyle gökyüzündeki nesnelere gündüz veya gece odaklanabileceğiniz uygulama ücretsiz olarak indirilebiliyor.
Uygulamayı Android için buradan, iOS içinse buradan cihazınıza indirebilirsiniz.
Uzak merakınızı gidermeye yardımcı olabilecek bir başka mobil uygulama ise Sky Map. Gökyüzündeki yıldızlar, gezegenler, takımyıldızları ve nebulalar hakkında size bilgi veren ve uzay bilginizi artırmanızı sağlayan bu uygulama, bir kez yükledikten sonra internet bağlantınız olmasa bile çalışabiliyor. Sky Map uygulamasını kullanırken cihazınızın konum bilgisinin açık olması gerekiyor. Cihazınıza uygulamayı yükledikten sonra kalibrasyon yapılması gerekebiliyor.
Uygulamayı Android için buradan, indirebilirsiniz. iOS içinse benzer bir uygulama buradan temin edilebilir.
Star Walk 2 Free adlı bu mobil uygulama, astronomik verileri kullanarak binlerce yıldız, kuyruklu yıldız, takımyıldızı, uydu, cüce gezegen, ay, meteor yağmuru, asteroit, derin gökyüzü nesnesi, nebula ve galaksi arasında rahatça gezinmemizi sağlıyor. Bunun için tek yapmamız gereken, cihazımızı gökyüzüne doğru çevirmek. Uygulama ilk kurulumda konum bilgilerinmizi kullanmak için izin istiyor. Sonrası ise size kalmış.
Uygulamayı Android için buradan, iOS içinse buradan cihazınıza indirebilirsiniz.
Önereceğim son mobil uygulama ise Uluslararası Uzay İstasyonu hakkında merakınızı giderecek. ISS Detector adlı bu mobil uygulama, dünyadan çıplak gözle bile görülebilen istasyonun konumu ile onu görebileceğimiz zaman ve konum bilgisini bize bildiriyor. Bunun yanında İridyum uydusunu da bu uygulamayla takip etme şansına sahip oluyoruz. ISS Detector ücretsiz ancak uygulama içi satın alma yaparak kuyrukluyıldızları ve gezegenleri, amatör radyo uydularını, Hubble Uzay Teleskobu ya da Çin uzay istasyonu Tiangong gibi popüler nesneleri görebilirsiniz.
Uygulamayı Android için buradan, iOS içinse buradan cihazınıza indirebilirsiniz.
Bu yazıda uzay meraklılarının ilgisini çekebilecek mobil uygulamalar hakkında detaylı bilgi vermeye çalıştım. Bu konuyla ilgili daha fazla uygulama seçeneği görmek isterseniz buradan bilgi alabilirsiniz. Konuyla ilgili sorularınız olursa, aşağıdan yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.
Twitter’da beni takip edin: https://twitter.com/melihbayramdede
YouTube kanalıma abone olun: https://www.youtube.com/c/melihbayramdede
MediaTrend’de yayınlanan diğer yazılarıma göz atmak ister misiniz?
Samsung son günlerde birçok yeni akıllı telefon modeli tanıttı. Kısa bir süre önce tanıtımı gerçekleştirilen Galaxy A80 ve Galaxy 20e modellerinin ardından Android Go ile çalışan uygun fiyatlı Galaxy A2 Core’un yolda olduğunu sizlere duyurmuştuk. Bu kez ise Güney Koreli teknoloji devinin Galaxy M40 üzerinde çalıştığı ortaya çıktı.
Galaxy J serisini sonlandırarak yoluna Galaxy A serisi ile devam etme kararı alan Samsung, özellikle Hindistan pazarında Galaxy M ailesine odaklanıyor. Fiyat performans oranı ile dikkat çeken bu cihazlar ülkemizde de yoğun ilgi görüyor. Gelin, şimdi sözü daha fazla uzatmadan Galaxy M40 hakkında ilk detaylara göz atalım.
Wi-Fi sertifikasını alması ile ortaya çıkan cihaz, SM-M405F model numarasına sahip. Android 9 Pie ile çalışan telefon, WiFi a / c standartlarını destekliyor. Galaxy M30 modelinde 6.4 inç büyüklüğünde bir ekran yer alıyor. Bu nedenle Galaxy A40’ın aynı veya daha büyük bir Super AMOLED ekrana ev sahipliği yapması bekleniyor.
İşlemci tarafında ise yine M30 ile benzer şekilde Exynos 7904’ün kullanılacağı düşünülüyor. Tabi, henüz cihazın özelliklerine dair bir sızıntı ortaya çıkmadığı için sadece tahminler üzerinden ilerleyebiliyoruz.
Huawei’nin yeni amiral gemileri P30 ve P30 Pro dün ön siparişe açılmıştı. Ön sipariş sürecinin başlamasından 10 saniye sonra her iki cihazın stokları tükendi. İlk partinin bu kadar hızlı tükenmesi sonrasında Huawei’den konu hakkında bir açıklama geldi.
Huawei Mall’ın internet sitesi üzerinde başlatılan ön satış sonrasında Huawei’nin yaklaşık 29,8 milyon dolar gelir elde ettiği belirtildi. Bununla birlikte her iki modelin farklı sürümlerine dayanılarak, 30000 ile 50000 arasında ön sipariş alındığı belirtiliyor.
Yurt dışı fiyatlarına baktığımızda P30’un 8 GB RAM ve 64 GB depolama alanına sahip olan versiyonu 595 dolar, P30 Pro’nun 256 GB’lık versiyonu ise 1013 dolardan alıcı buldu. Bu sipariş sürecinde ilk 3000 müşteriye hediye olarak selfie çubuğu verileceği belirtildi. Huawei’nin sitedeki stokları ne zaman yenileyeceği bilinmiyor.
Bu satış rakamlarını bir kenara bırakarak, Huawei P30 serisini ülkemizde MediaMark’tan kolayca satın alabileceğini hatırlatmak isteriz. Eğer sizde Huawei’nin yeni amiral gemilerine sahip olmak istiyorsanız, mediamarkt.com.tr adresini veya MediaMarkt mağazalarını ziyaret edebilirsiniz.
MediaMarkt, yeni evlenecek çiftlere çok özel bir kampanya sunuyor. 21 Nisan tarihine kadar sürecek kampanya boyunca tüm MediaMarkt mağazalarında “4 al 3 öde” kampanyası uygulanacak.
Marka ve model fark etmeksizin tüm beyaz eşya ve küçük ev aletlerinde geçerli olacak kampanya dahilinde çiftler, alacakları 4 üründen sadece 3’ünü ödeyecek.
Geniş ürün yelpazesiyle teknolojiseverlere konforlu alışverişin keyfini sunan MediaMarkt; avantajlı fiyatlarına ek olarak yaşamlarında yeni bir başlangıç yapacak çiftler için hayata geçirdiği kampanyayla büyük bir fırsat daha imza atıyor. MediaMarkt’ın 21 Nisan tarihine kadar sürdüreceği kampanya boyunca tüm MediaMarkt mağazalarında “4 al 3 öde” kampanyası geçerli olacak. Türkiye’nin en geniş ürün seçeneğine sahip elektronik mağazası MediaMarkt’ta tüketiciler; on binlerce ürün seçeneği arasından alacakları 4 üründen sadece 3’ünü ödeyecek. Tüm beyaz eşya ve küçük ev aletlerinde geçerli olacak kampanyayla çiftler yeni hayatlarında keyfine bakacak.
MediaMarkt, çiftlere sunduğu “4 al 3 öde” kampanyasını indirim ve taksit fırsatlarıyla da taçlandırıyor. Beyaz eşyalarda uzatılan ÖTV indiriminden de yararlanacak çiftler, aynı zamanda Paraf ve World Card’a özel peşin fiyatına 12 taksit fırsatından da yararlanacak.
Apple, iPhone X modeliyle beraber Face ID teknolojisini kullanmaya başlamıştı. Face ID teknolojisi ile biyometrik doğrulama da önemli adımlar atan şirket, söz konusu teknolojiyi iPad modellerinde de kullanmaya başlamıştı. Apple tarafından alınan patent, yeni Mac modellerinde önemli değişiklikler sunabilir.
Apple tarafından alınan yeni patent, uyku modundaki Mac’lerin yüz tanıma işlevini nasıl kullanabileceğini belirtiyor. Patente göre uyku modunda olan Mac, herhangi bir yüzle karşılaştığında doğrulayıp cihazı uyandırabiliyor.
Bununla birlikte Apple geçtiğimiz yıl, kamera üzerinden hareketlerle Mac’i kontrol etmenizi sağlayan bir patent başvurusunda daha bulunmuştu.
Mac modelleri için alınan Face ID patenti ile birlikte, söz konusu modellerde güvenliğin bir adım ileriye taşınması beklenebilir. Bununla birlikte hareketlerle kontrol de, bazı işlemleri daha kolay bir hale getirebilir. Alınan yeni patentler yalnızca bunlarla sınırlı da değil.
Başka bir patentte şirket, Magic Keyboard için de bazı yenilikler sunuyor. Yeni Macbook Pro modelinde klavyeye Touch Bar ekleyen Apple, yeni patent ile birlikte Magic Keyboard’a da Touch Bar eklemiş durumda. Şimdilik bunların yalnızca bir patentten ibaret olduğunu hatırlatalım.
Kablosuz teknolojileri her zamandakinden daha hızlı gelişiyor. Gelişmiş geniş bant ve daha iyi bir kullanıcı deneyimi için, akıllı telefon üreticileri kendi cihazlarında kablosuz teknolojileri geliştirme konusunda adeta yarış içindeler. Yeni nesil akıllı telefonlar; multimedya, artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik gibi teknolojileri desteklemeye başladılar. Bütün bu teknolojilerin sorunsuz ve hızlı şekilde kullanılabilmesi için, cihazların gelişmiş kablosuz teknolojileri kullanabiliyor olması gerekiyor.
Bu haftaki yazımda, akıllı telefonların gelecekte kullanabilecekleri kablosuz teknolojilerden bahsedeceğim.
Wi-Fi teknolojisinin gelişmiş geniş bant mobil teknolojisi ile gelecekteki 5G ağlar için de birincil iletişim kaynaklarından biri olarak kalacağı düşünülüyor. Bu teknolojinin özellikle havaalanları ve büyük stadyumlar gibi alanlarda daha iyi sonuç vermesi için geliştirmelerin olacağını söyleyebiliriz. Nitekim, kalabalık alanlarda daha iyi veri transfer hızı sağlanması için, Wi-Fi teknolojisinde yeni bir standart olarak IEEE 802.11ai kullanılmaya başlamıştır.
60 Ghz frekans aralığında çalışan WiGig, gelişmiş geniş bant desteği, düşük geçikme süresi ile aslında gelişmiş bir Wi-Fi sürümü olarak öne çıkıyor. Özellikle Sanal Gerçeklik (VR), Artırılmış Gerçeklik (AR), DH oyun ve HD multimedia iletişimine verdiği destek ile akıllı telefonlar için gelecekte kullanılacak kablosuz çözümlerde adından söz ettiriyor.
WiGig, günümüzde yaygın olarak kullanılan kablosuz iletişim frekansına göre daha yüksek frekans spektrumu kullandığı için, düşük frekanslarda kullanışlı olmayabilir. Özellikle yüksek hız gerektiren uygulamalar için oldukça ideal olduğunu söyleyebilirim.
Bluetooth, multimedia ve giyilebilir akıllı cihazların kullandığı, düşük mesafelerde iletişimin sağlandığı bir teknolojidir. Bu teknojideki yeni gelişmeler kullanım alanını da artırmıştır. Özellikle Bluetooth 5.0 ile mobil cihazlar ve arabalar için daha verimli hale getirilmiştir. Gelecekte özellikle nesnelerin interneti kapsamında, ev ortamında veya giyilebilir akıllı cihazların internet bağlantılarında daha fazla kullanılacağını söyleyebiliriz.
Li-Fi, iletişimde radyo dalgaları yerine, aktarma aracı olarak bildiğimiz ışığı kullanan etkili bir kablosuz veri iletişim aracıdır. Bant genişliği açısından geniş bir kullanım spektrumuna sahiptir. Sadece istenilen alandaki ışık aracılığı ile kullanıldığından güvenlik açısından da avantajlara sahiptir. Evde kullanılan modifiye edilmiş lambalar, yüksek bant genişliğine sahip kablosuz iletişimde kullanılabilir.
Li-Fi teknolojisi, gelecekte ev ve iş yerinde kulanılacak akıllı cihazların birbirleri ve internet ile olan iletişiminde kullanıma uygun bir teknoloji olarak öne çıkıyor.
Yakın mesafe iletişim teknolojisinde kullanılan NFC, düşük maliyet ile veri aktarımında kullanılabilecek teknolojilerin başında geliyor. NFC teknolojisi günümüzde özellikle mobil cihazlar ile yakın mesafeden ödeme yapma amacıyla kullanılıyor. Gelecekte akıllı ev aletlerinin etkinleştirilmesi ve yakın mesafeden iletişim kurmasında kullanılabileceği düşünülüyor.
5G milimetre dalgaları, LTE ve 5G teknolojisini kullanan uygulamalar için tasarlanmış bir teknolojidir. Milimetre dalgaları, yüksek bant genişliği nedeniyle gelişimiş mobil geniş bant ve gecikmesi düşük servisler için uygun bir çözümdür.
Gelecekteki akıllı mobil cihazlar, farklı alan ve bölgelerde farklı frekans bantlarında çalışacak şekilde modemlerle donatılacaklarından, 5G NR Milimetre dalgası teknolojisinin bu cihazlarda kullanım alanı bulacağı düşünülüyor.
Twitter takip için @salihertugrul
Apple’ın bazı ürünlerdeki ilk örnekleri gerçekten takdire şayan. AirPods da bunlardan birisi, zira piyasada örnekleri olmasına karşın, AirPods’un ilk nesli şarj, kullanım süresi, tasarım gibi konularda farkını açıkça belli etti.