Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1092

    PUBG Twitter’da en çok konuşulan oyun oldu

    Oyun üzerine en fazla tweet atan ülke Japonya olurken Türkiye’de milyonlarca oyuncuyu bir araya getiren Twitter’da en fazla konuşulan oyunlar PlayerUnknown’s Battlegrounds, League of Legends, Counter Strike, Grand Theft Auto olarak sıralanıyor.

    Her şeyin konuşulduğu ve kitleleri tek bir etiket üzerinden bir araya getirme gücüne sahip Twitter’da, oyun kitlesi giderek büyüyor. En büyük spor kulüplerinin ve popüler oyun hesaplarının yer aldığı Twitter’da e-spor meraklıları da kolaylıkla birbiriyle etkileşim içine girerken hem turnuvalar hakkında bilgi sahibi oluyor hem de gündemin nabzını yakalıyor.

    500 milyon tweet…

    Bunu rakamlar da doğruluyor. 2019’un ilk yarısında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20 artışla oyunlar hakkında 500 milyondan fazla tweet atıldı.

    Yılın başından bu yana ise bir önceki yılın aynı dönemine göre (ilk 9 ayı kapsayan) yüzde 30 artışla 700 milyon tweet atıldı.

    Her geçen gün daha fazla insan oyunlar hakkında daha fazla tweet atarken 2019’da en fazla tweet atan ülke ise Japonya oldu.

    Bu yıl Türkiye’de Twitter’da en çok konuşulan oyunlar:

    1. PlayerUnknown’s Battlegrounds
    2. League of Legends
    3. Counter-Strike
    4. Grand Theft Auto
    5. FIFA

    Türkiye’de geçen ay en çok konuşulan e-spor takımları:

    1. G2 Esports
    2. 1907 Fenerbahçe
    3. Funplus Phoenix
    4. Fnatic
    5. Invictus Gaming

    Oyun üzerine en fazla tweet atan ülkeler:

    • Japonya
      ABD
      Güney Kore
      İngiltere
      Brezilya

    2020 yılının en önemli teknoloji trendleri

    Birçok teknolojik gelişmeye şahit olduğumuz bir yılı geride bırakıyoruz. 2019 yılının şu son günleri dolu dolu geçirdiğimiz bir yılı analiz etmek ve gelecek yıl trendleri konusunda öngörüde bulunabilmek için harika bir zaman.

    2019 yılının en iyi teknoloji trendlerini masaya yatırdığımızda; Kişisel verilerin korunması, yapay zekanın iş süreçlerine entegre edilmesi, AR ve VR teknolojilerinin eğitim alanında kullanılması, bulut bilişim pazarının büyümesi, nesnelerin interneti, akıllı ev teknolojilerinin geliştirilmesi ve akıllı ev asistanlarının kullanımının yaygınlaşması, yerel yönetimlerin akıllı şehir projelerine yoğunlaşması, blockchain teknolojisinin kripto paralar dışında farklı alanlarda da kullanımının yaygınlaşması, otonom araçlarla ilgili faaliyet gösteren girişimlerin artması, drone’lar ve uçan taksiler….  Saydığım konu başlıkları teknoloji dünyasının en çok konuştuğu konular arasındaydı. 

    Bütün bu saydığımız gelişmeler elbette 2020 yılında güncel kalacak ve bu alanlarda yapılan çalışmalar daha da yaygınlaşarak, günlük yaşantımızın bir parçası haline gelecek. Peki 2020 yılında bizi hangi teknolojik yenilikler bekliyor? 

    2020 yılında teknoloji dünyasını bekleyen yenilikler

    Özetle 4. Endüstri Devrimi’nin tam ortasındayız ve teknoloji her zamankinden daha hızlı bir şekilde gelişiyor. Bütün bu yeniliklere ve teknolojilere ayak uyduramayan şirketler, rekabet avantajını kaybedecek ve rakiplerinden geride kalacaklar. Bu noktada yeni teknolojileri anlamak ve adaptasyon son derece önemli. Bir iş insanı ve teknoloji fütüristi olarak 2020’de herkesin hazır olması gereken yeni eğilimleri yazdım.

    Yapay zeka

    Yapay Zeka (AI), zamanımızın en dönüştürücü teknoloji evriminden biridir. Çoğu şirket müşteri deneyimini geliştirmek ve ticari faaliyetlerini kolaylaştırmak için yapay zekayı nasıl kullanabileceğini keşfetmeye başladı. Yapay zeka sayesinde artık şirketlerdeki pek çok rutin, öngörülebilir ve tekrar eden işler sanal robotlar tarafından yapılabiliyor. Bu sayede çalışanlar zamanlarını daha katmadeğerli işler için harcayabiliyorlar. Çalışan davranışlarını taklit edebilen, otomasyon süreçlerini hızlandıran ve herşeyden önemlisi maliyet avantajı sağlayan yapay zeka destekli yazılımlar şirketlere verimlilik sağlıyor. Özellikle tekrar eden işleri çalışanlar yerine sanal robotlar yapması, şirketlere rakipleri karşısında ciddi bir rekabet avantajı sağlıyor. Bu sistemlerin genel adı RPA. Yani Robotik Süreç Otomasyonu ( Remote Process Automation). RPA, günümüzde gelişimini sürdüren bir teknoloji olarak karşımıza çıkıyor. Aslında yapay zekâ (AI), iş akışı otomasyonu ve “screen scraping” olarak tabir edilen yaklaşımları benimseyerek günümüze kadar yol alan bu otomasyon biçiminde sanal robotlar, tekrarlanabilen ve kesinlik bekleyen görevleri makine öğrenmesi yoluyla yapabilme imkânı sunuyor. Bu sayede çeşitli ortamlarda önceden tanımlanmış pek çok görevi yapabilen bu robotlar, e-postaları kontrol ediyor, izin verilen uygulamalar ve API’ler ile bağlantı kurup, hesaplamalar yapıyor ve hatta fatura tutarı doğrulaması yaparak, fatura kesebilme gibi yetenekleri bile kazanmış durumdalar! 2020 yılında şirketler Robotik Süreç Otomasyonu alanında çalışmaya daha fazla alışacak ve kendi süreç tasarımlarını yaparak, dijital dönüşüm süreçlerini hızlandıracaklar. 

    Şu anda, tarım alanında bile yapay zeka destekli sulama sistemleri kullanılmaya başlandı. Bu teknolojilerin kullanılmasıyla birlikte çiftçiler de daha az su ve eforla yüksek kalitede ürün hasat edebilecekler. Yapay zeka sayesinde hem su kaynakları korunmuş olacak, hem de verim artacak. 

    5G

    1. nesil mobil internet bağlantısı bize süper hızlı indirme ve yükleme hızlarının yanı sıra daha kararlı bağlantılar sağlayacaktır. 2020’de 5G’nin gerçekten uçmaya başladığı bir yıl olması bekleniyor, daha uygun veri kullanım ücretlerinin yanı sıra büyük ölçüde geliştirilmiş kapsama alanı ile internet kullanımını daha iyi hale getirmesini bekliyoruz. 

    5G, yalnızca hareket halindeyken filmleri ve müziği daha yüksek kalitede yayınlayamamızı sağlamayacak. Büyük ölçüde artan hızlar, mobil ağların evlerimizde ve işletmelerimizde çalışan kablolu ağlardan bile daha kullanışlı olacağı anlamına geliyor. Şirketler, her yerde süper hızlı ve istikrarlı bir internet erişimine sahip olmanın ticari sonuçlarını göz önünde bulundurmalı. Artırılmış bant genişliği, makinelerin, sanal robotların ve özerk araçların her zamankinden daha fazla veri toplamasını ve aktarmasını sağlayarak, Nesnelerin İnterneti (IoT) ve akıllı makineler alanında yeni gelişmelere yol açacaktır. 

    Otonom araçlar

    Sürücüsüz otomobiller ya da bugün kulağa daha hoş gelen tabiriyle otonom araçlar, geleceğin önemli devrimlerinden bir tanesi olarak görülüyorlar. Bilim kurgu filmlerinde sıklıkla gördüğümüz gibi; kara, hava ya da deniz taşıtlarının herhangi bir sürücünün müdahalesine ihtiyaç duymadan, programlandığı şekilde sorunsuzca hareket edebilmesidir. Hareket sözcüğü burada olanı ifade etmek için aslında yeterli değildir. Çünkü otonom bir aracın, içerisinde bulunduğu trafiğe tam anlamıyla adapte olabilmesi ve hiçbir sorunla karşılaşmadan A noktasından B noktasına ulaşabilmesi gerekiyor. Teknolojinin geliştiği ve imkân verdiği ölçüde bu güzergâha C, D, E… gibi yan hedefler de ilave edilebilmelidir. En azından ben bu şekilde düşünüyorum.

    Geldiğimiz şu noktada otonom araçları henüz trafikte göremiyoruz. Daha önce pek çok otorite otonom araçların 2020 yılında yollarda olacağını söylese de henüz bu konuda yeterli altyapı çalışmaları yapılmadığı ve akıllı yollar inşa edilmediği için bu araçları trafiğe çıkışı en erken bir kaç seneyi daha bulur diye düşünüyorum. Keza daha test aşamasındayken bile pek çok kazaya karışan otonom araçlar henüz istenilen verimliliğe ulaşmadı. Ayrıca otonom sürüş teknolojisinin olgunlaşmasıyla birlikte; düzenleyiciler, yasa koyucular ve ilgili makamlar tarafından alınacak önlemlerin de hızla hayata geçirilmesi gerekecek. Otonom sürüş, hayatımıza aniden girmeden önce yasalardaki ve mevcut altyapıdaki süreçlerin tamamlanması gerekiyor. 

    Sağlık teknolojileri

    Teknoloji şu anda benzeri görülmemiş bir oranda sağlık hizmetini değiştiriyor. Akıllı kollar gibi giyilebilir cihazlardan veri toplama kabiliyetimiz, herhangi bir semptom yaşamadan önce bile insanlarda sağlık sorunlarını giderek daha fazla tahmin etme ve tedavi etme becerisi sağlayacak.

    Tedavi söz konusu olduğunda daha kişiselleştirilmiş yaklaşımlar göreceğiz. Bu aynı zamanda, belirli bir hasta için ne kadar etkili olabileceğine dair veri odaklı bir anlayış sayesinde, doktorların ilaçları daha kesin olarak reçete etmelerini ve tedavileri uygulamalarını sağlayan hassas tıp olarak da adlandırılmaktadır.

    Yeni bir fikir olmasa da, teknolojideki son gelişmeler, özellikle de genomik ve yapay zekâ alanlarında, bize farklı insan vücudunun belirli hastalıklarla savaşmak için nasıl daha iyi ya da daha kötü donanımlı olduklarını ve nasıl belirli hastalıklarla mücadele ettiklerini daha iyi anlıyoruz. farklı ilaç türlerine veya tedavilere tepki verme olasılığı yüksektir.

    2020 yılı boyunca, bireysel hastalar için daha iyi sonuçlar elde etmek için yeni öngörücü sağlık uygulamaları ve daha kişisel ve etkili tedavilerin uygulandığını göreceğiz.

    Blockchain Teknolojisi

    Blockchain 2008–2009 yılları arasında Bitcoin ile birlikte Satoshi Nakamoto tarafından icat edilmiştir. Bu Satashi Nakamoto’nun bir kişi ya da grup olduğunu hala bilinmiyor. Kendisi bu teknojinin tam anlamıyla çalıştığından emin olduktan sonra insanlara hibe ettiğini ve başka teknolojiler üzerinde çalışmalara yoğunlaşacağını belirttiği bir mailden sonra ortadan kayboldu.

    Blockchain şifrelenmiş işlem takibi sağlayan dağıtık veri kayıt sistemidir. Bir veritabanı değildir çünkü kaydedilen veri bir daha değiştirilemez veya silinemez. Bu özelliğini verilerin biriktirildikleri blokları aynı bir zincir gibi, birbirlerine şifreleme algoritmaları ile bağlayarak saklamasına ve bu zincirin birçok kişiyle dağıtık olarak paylaşılmasına borçludur.

    Blockchain’in verileri tutma mantığı aslında bizim bakkalların veresiye defterleri ile biraz benzerlik gösteriyor. Eskiden bakkaldan bir şey almaya giderken evin veresiye defterini de yanımıza alarak giderdik. Bakkaldan alışveriş yapıldığında hem bakkal kendi veresiye defterine yazar hem de biz evin veresiye defterine yazardık. Burada amaç bakkalın bizden habersiz veresiye defterinde değişiklik yapmasını önlemekti. İşte blockchain’de ki dağıtık ifadesi de bu mantığa çok benziyor. İşlemlerin kayıtlı olduğu blok zinciri ağ üzerindeki herkes ile aynı olacak şekilde tutulur. Eğer herhangi biri kendi defterinde diğerlerinin onayı olmadan bir şey eklemeye kalkarsa, diğer defterlerle çakışacağı için ağ dışında kalacaktır.

    Bu anlamda Blockchain bizim değiştirilemez ve manipüle edilemez kayıtlar tutmamızı sağlar. Ve bu teknolojiyi bu kadar büyük yapan asıl olay ise merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymamasıdır. Bu işlemlerin deftere kaydı ve ağa yayılması tamamen demokratik bir biçimde ağ üzerindeki bilgisayarlar tarafından yapılır. Ne kadar çok bilgisayar bu ağa katılırsa bu sistemin güvenilirliğini o derece de arttıracaktır.

    blockchain sadece kripto paraların üretiminde değil birçok farklı alanda saklama, yönetme ve depolama gibi işlemler için kullanılmaktadır. blockchain sadece finans sektörü ile sınırlı kalmamaktadır. Önümüzdeki süreçte teknolojinin hayatımızda meydana getireceği büyük değişimin, sosyal medya, büyük veri, robotlar ya da yapay zeka ile gerçekleşmeyeceğini, blockchain olacağı söylenmektedir. Blockchain teknolojisi ile farklı sektörlerin teknolojiyle entegre olmasını sağlayan önemli adımlar atılmaktadır.

    • Uluslararası ticaretin kolaylaştırılması yolunda dijital teknolojinin sunduğu imkanları kullanan teknoloji devleri  Avrupa’nın en büyük bankaları arasında bulunan kuruluşlar ile blockchain teknolojisi üzerinden dijital ticaret zinciri 

    konsorsiyumu kurma girişiminde bulunmuşlardır. 

    • Deniz taşımacılığında,  uluslararası sularda seyreden gemi ve yüklerin (konteyner) operasyonunda zaman ve maliyetten kazanmak, sürecin hızlanması ve evrakların prosedüründen kurtulmak amacıyla blockchain altyapısını kullanmaya başlamışlardır. 
    • Gıda güvenliğine yönelik tedarik zincirini blockchain teknolojisiyle izlemek için dünyanın en büyük gıda devleri Walmart, Unilever, Nestle, Dole, Kroger gibi şirketler de IBM ile anlaşmıştır. 
    • İsveç tapu sicil kayıtlarının saklanması ve yönetilmesini blockchain ile gerçekleştirmek için adım atmıştır. 
    • Küresel teknoloji şirketi Bitfury arazi tapusu tescili için pilot ülke olarak Gürcistan ile anlaşma imzalamıştır. 
    • Yardım konusunda da şeffaf ve izlenebilir bir yapı sunduğundan blockchain bu alanda da kullanılmaktadır. Ülkemizden bir proje olan intexcharity ise evsizlere blokchain üzerinden kriptopara göndererek onların günlük ihtiyaçlarını karşılamaları ve hayata tutunmaları adına önemli bir projeyi yürütüyor. 
    • Eğitimden sağlığa, telif haklarının korunmasından tutunda akıllı kontratlara kadar geniş bir alanda blokchain teknolojisi her geçen gün hayatımıza girmeye devam edecetir. 

    Özetle dijitalleşmenin çıktısı blockchain teknolojisinin getirdiği fırsatlar finans, sağlık, bilim, sanayi gibi farklı sektör ve alanlarda hayatımızı kolaylaştırmakta ve iş yapış şekillerimizi değiştirmektedir.

     

    Monday Motorbikes’tan çarpıcı iki yeni elektrikli motosiklet

    Monday Motorbikes, elektrikli motosiklet pazarına iki yeni model daha ekledi: Gateway ve Gateway Booster…

    Elektrikli motosikletler, geleceğin öne çıkan kişisel araçlarından. Bu alandaki inovasyonun, daha çevreci bir yaklaşıma sağlayacağı katkı da yadsınamaz düzeyde kıymetli. Konunun yeni üreticilerinden Monday Motorbikes ise bu kapsamda geliştirdiği iki yeni modeli Gateway ve Gateway Booster‘ı duyurdu…

    Pedal mekanizmasıyla bir elektrikli bisiklet olarak da çalışabilen Gateway, kalın lastikler üzerine kurulu. Bafang tarafından geliştirilen 500W motora sahip ve 51 km/s hıza ulaşabilen model, 624 Wh pil paketiyle 51 km menzil getirmekte. Bu modelin fiyat etiketi ise 2.399 dolar.

    Pedal mekanizması bulunmayan Gateway Booster ise tam olarak bir elektrikli motosiklet modeli. Neredeyse Gateway modeliyle aynı tasarımı ve geniş lastikleri paylaşan model, 1.2 kW üniteyle 56 km/s hıza erişebiliyor. 840 Wh pil paketine sahip olan Gateway Booster, edinilen bilgiye göre tek şarjla 51 km yol katedebiliyor.

    Her iki modeli de disk fren sistemleri ve özel süspansiyon ile taçlandıran Monday Motorbikes, araçlarda gece kullanımına yönelik güçlü aydınlatma sistemlerini de ihmal etmiyor.

    Firma, Gateway Booster model modelini 3.499 dolardan satışa sundu.

    Ürettiği modelleri çok sayıda farklı renk seçeneğiyle ve kamuflajla süsleyen Monday Motorbikes, büyük ilgi görmeyi başarıyor. Söz konusu modeller 22 Kasım tarihinde Indiegogo üzerinden satışa çıkarıldı.

    Snapdragon 865’te gizlenen Galaxy S11 özelliği!

    0

    Samsung, Galaxy S11’i önümüzdeki birkaç ay içinde karşımıza çıkaracak. Ancak, şimdiden en yeni amiral gemisi modeli için birçok bilgi ortaya çıktı bile. Geçen ay sızdırılan bir render görüntüsü, Galaxy S11’in tasarımı hakkında bilgi vermişti. Şimdi ise yeni bir Galaxy S11 özelliği bizlere ikinci kez göz kırptı.

    Snapdragon 865 ile gündem olan Galaxy S11 özelliği

    Kısa süre önce Galaxy S11’in 8K video kaydı yapabileceği sızıntıları ortaya çıkmıştı. Şimdi ise bu çözünürlükte görüntü işleme kapasitesine sahip Snapdragon 865 ve Exynos 990 gibi işlemciler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.

    Qualcomm’un tanıttığı Snapdragon 865, 8K 30 FPS video kaydedebilme imkanı sunuyor. Samsung’un amiral gemisi modelinde, belirli ülkelerde, Qualcomm’un amiral gemisi işlemcisini kullandığını düşünürsek, Galaxy S11 için ortaya çıkan ‘8K video çekebilecek’ sızıntılarının doğrulandığını söyleyebiliriz.

    En son Samsung kamera uygulamasının içinde 8K video kaydına olanak sağlayan bir kod da bulunmuştu.

    Galaxy S11‘in 108 Megapiksel çözünürlüğünde bir ana kamera ile gelmesi bekleniyor. Ayrıca telefonun kamera kurulumu OIS desteğine ve 5x optik yakınlaştırma özelliğine sahip olacak.

    Önümüzdeki yıl 8K video kaydı yapabilen birkaç telefon göreceğimizi şimdiden söyleyebiliriz. Samsung’un Galaxy etkinliklerini şubat ayında gerçekleştirme eğilimini göz önüne aldığımızda, 8K video kaydı yapabilen ilk modellerden birinin Galaxy S11 olacağı aşikar.

    Snapdragon 865 özellikleri

    Snapdragon 865 demişken, Qualcomm’un en yeni amiral gemisi işlemci modelinin özelliklerine de yakından bakmak gerekiyor.

    Snapdragon Teknoloji Zirvesi‘nde tanıtılan Snapdragon 865 modeline Snapdragon 765 ve Snapdragon 765G eşlik etti. Zirvenin ikinci gününde Snapdragon 865 özellikleri de netlik kazandı.

    Snapdragon 855’e göre yüzde 25 daha yüksek bir performans sunacak olan işlemcinin, enerji verimliliği de önceki nesline göre yüzde 25 daha fazla.

    Grafik tarafında da yüzde 20’lik bir performans artışı olduğunu söyleyebiliriz. GPU güç verimliliği konusundaki artış ise yüzde 35 oranında. Bu artışın sebebi tabii ki Cortex A77.

    İşlemcide 2.84 GHz hızında çalışan bir adet Kryo 585 işlemci çekirdeği bulunuyor. Bu çekirdeğe 2.4 GHz hızında üç adet Kryo 585 ve 1.8 GHz hızında dört adet Kryo 385 çekirdeği eşlik ediyor. Bu arada Kryo 386 çekirdeklerinin Cortex A55 tabanlı olduğunu da belirtelim.

    İşlemcinin grafik birimi tarafında karşımıza Adreno 650 çıkıyor. Bu GPU, QHD+ çözünürlükte 144 Hz’e kadar, 4K çözünürlükte ise 60 Hz’e kadar ekran desteğine sahip. Spectra 480 ISP sayesinde 200 Megapiksele kadar ana kamera ve 25 Megapiksele kadar çift kamera desteğine sahip olan işlemci, 4K çözünürlükte 120 FPS video kayıt imkanı sunuyor.

    Ayrıca işlemci, 8K 30 FPS video kaydına da olanak sağlıyor. Ek olarak, 720p 960 FPS video kaydı da mümkün.

    Qualcomm‘un yeni işlemcisi X55 modem ile geliyor. Bu modem sayesinde 5G desteğine kavuşan işlemci ayrıca 4G bağlantı da sağlıyor. 5G bağlantısında teorik olarak 7.5 Gbps indirme, 4G bağlantısında ise 2.5 Gbps indirme hızına ulaşılabiliyor. Yükleme hızları ile sırasıyla 3 Gbps ve 316 Mbps olarak karşımıza çıkıyor.

    Yeni işlemci Bluetooth 5.1 ve Wi-Fi 6 bağlantı teknolojilerini destekliyor.

    Elon Musk’ın Neuralink Projesi Yapay Zeka ve İnsanı Birleştirecek

    0

    En son geçtiğimiz günlerde Bıçaksırtı / Blade Runner filminden fırlamışa benzeyen Cyber Truck kamyonet ile dikkatleri üzerine toplayan Elon Musk durmak bilmiyor. Mars kolonisi, tüm gezegeni kaplayan uydu internet  derken şimdi sıra yapay zekaya geldi. “Eğer gerekli adımları atmazsak yapay zekanın kölesi oluruz,” diyen Musk, Neuralink projesi ile insan beyninin kapasitesini genişletmeyi hedefliyor.

    neuralink
    Neuralink sentetik bir bedenin kapılarını mı aralıyor?

    Neuralink Saçtan İnce Teller

    Kelime olarak beyin (neuro) ve bağlantı (link) sözcüklerinden oluşan Neuralink beyne bağlanan 96 adet saçtan ince tel / kablodan oluşuyor. Bu teller beyne zarar verme riskini minimize ederek yüksek kapasitede veri taşıyabiliyor. Beyne eklenecek bir işlemci üzerinden veri işleyecek olan sistemin ilk hedefi felçli insanlara hareket kabiliyeti sağlamak. İşlemcinin özellikleri konusunda bilgi paylaşılmazken “Mühendislik harikası” olarak tanımlandığını belirtelim.

    Bu alanda Musk’tan önce de önemli gelişmeler yaşanmıştı. 2006 yılında benzer bir operasyon geçiren Matthew Nagle ise BrainGate isimli teknoloji ile zihnini kullanarak masa tenisi oynamıştı. Ancak Neuralink, BrainGate ve benzeri sistemlere göre çok daha önü açık bir proje. Yüksek veri transferi sayesinde çok daha fazla işlev, potansiyel olarak gecikmesiz bir şekilde gerçekleşme şansına sahip.

    robot
    Hassas bir cerrah ve terzi… Hassas operasyon ondan sorumlu

    Robotlara Emanet Hayatlar

    Yakın gelecekte sonuçların umulduğu gibi olması durumunda tellerin kafatasına geçirilme süreci delerek değil, lazer ile yapılacak. Bu da prosedürü çok daha hızlı ve zahmetsiz hale getirecek. Ancak hata payını ortadan kaldırmak için Musk ve ekibi son derece hassas robotik bir kol geliştirilmiş. Terzi ve cerrah arasında işlev gerçekleştiren bu kol dakikada altı teli vücuda yerleştirebiliyor.

    Maymunlar Cehennemi Yakın mı?

    Hayvanlar üzerinden yapılan testlerde olumlu gelişmeler var. Şu an için maymunların beyinleriyle bir bilgisayara komut verebildikleri kaydedilmiş. Yine de proje çalışanları henüz ağzımızı açık bırakacak bir gelişme olmadığı için fazla paylaşım yapmaktan çekiniyor. Neuralink üzerinde beklentileri yüksek tutarken fişlenme, mahremiyet hakkı gibi birçok siber sorun da beraberinde geliyor. Belki Terminator filmi kadar korkutucu olmasa da 1984 kadar olası senaryolar söz konusu. Damarlar ile kabloları, organlar ile çipleri değiştirmeye başladığımız bu dönem tabii ki umut kadar kuşku da uyandırıyor. Organik yaşam formumuzun sınırlarını aşmak için sentetik bir evliliğe hazır mıyız?

    LG K40S Türkiye’de satışa sunuldu

    LG Electronics (LG), Berlin IFA 2019’da tanıttığı K serisinin yeni telefonu LG K40S’i satışa sundu.

    K serisinin yeni telefonu, bütçe dostu fiyatının yanı sıra, üstün multimedya deneyimi sunuyor. Geliştirilmiş ön ve arka kameraları, ekranı ve uzun ömürlü bataryası ile dikkatleri çeken LG K40S, sinematik ses kalitesi, Google Asistan ve Google Lens özellikleriyle de öne çıkıyor.

    PDAF’lı 13MP ve Süper Geniş Açılı 5MP olmak üzere iki arka kameraya sahip olan LG K40S’in 13 MP’lik ön kamerası ise selfie çekimine olanak tanıyor. Süper Geniş Açı sunan tüm K serisi cihazlar gibi LG K40S de 117 derecelik açıya sahip kamerasıyla, geniş grup fotoğrafları, manzara çekimleri gibi geniş açılı kareler için ideal.

    LG K40S’in portre modu doğallığı bozmadan fokuslarken, kameranın AI özelliği de çekilen objeleri tanıyıp, 8 ayrı çekim modundan birini önererek en iyi görüntüyü yakalamaya yardımcı oluyor.

    Genellikle premium cihazlarda bulunan nitelikte ekrana sahip K40S, 6.1-inç HD+ ekran kalitesi sunuyor. LG K40S, “Music Flash” özelliğiyle de, telefonun flaşını müziğin ritmine göre açıp kapatarak adete bir parti havası yaratıyor.

    LG K40S’te bulunan Google Asistan tuşu, kamerada görünen objeler hakkında bilgi veren ya da bu objelerin Google üzerinden benzerini bulan Google Lens, görüntünün bir kısmının kesilip ekrana sabitlenmesini sağlayan Crop Shot cihazın diğer çekici özellikleri arasında bulunuyor.

    Zhiyun Smooth Q2: Dünyanın en küçük cep telefonu gimbalı

    Gimbal, İngilizce’de “yalpalamak” anlamına gelen bir kelime. Ancak video çekimlerinde hareket anında kameraların pozisyonunun sabit kalmasını sağlayan gereçlerin adı olarak artık “gimbal” ismi kullanılıyor. Beş yıllık bir geçmişi olan Zhiyun, dünyanın en önemli gimbal üreticilerinden biri ve çok çeşitli ürünleri bulunuyor. Bunlardan bir tanesi de Zhiyun Smooth Q2…

    Cebe rahatlıkla sığıyor

    Smooth Q2, dünyanın en küçük cep telefonu gimbalı. Öyle ki, 20,4 cm boyuyla piyasadaki katlanabilir gimballardan bile daha küçük. Ancak, “en hafif” gimbal değil. Ağırlığı 380 gr. Elbette ki bunda ürünün gövdesinde kullanılan alüminyum alaşımı metal yapının payı büyük. Tutma bölümünde de elin kaymasını önleyen kauçuk türevi özel yumuşak bir malzeme kullanılmış. Zhiyun Smart Q ile karşılaştırıldığında önemli gelişmeler ve yenilikler var.

    Cep telefonlarının fotoğraf ve video çekim kalitelerinin arttığı malum. Birçok kişi kendi videosunu artık cep telefonuyla üretiyor. Hatta, YouTuber, vlogger ve sosyal medya fenomenleri de çoğu zaman karmaşık kameralar yerine cep telefonlarını tercih ediyorlar. Zhiyun Smooth Q2’nin de hedef kitlesi bu kesim sanıyorum. Küçük boyutları sayesinde cepte taşınabiliyor ve telefonunuza takarak hemen kullanabiliyorsunuz.

    Daha önce gimbal kullanmayan biri olarak, özellikle cep telefonunun gimbala yerleştirilmesi, dengelenmesi gibi meseleler beni düşündürüyordu. Lakin bu konu Smooth Q2’de çözülmüş. Dengeleme konusu gayet basit hale getirilmiş. Herhangi bir tripod ya da sabitleyici düzeye ihtiyacınız olmadan ürünü düz bir zemine dik olarak koyuyor ve cep telefonunuzu yere paralel halde dengeli hale gelinceye kadar Smooth Q2’nin telefon tutacağında teraziliyorsunuz. Aslında bu telefon tutacağı konusu çok önemli… Telefonu sabitledikten sonra, özel bir kilit mandalı var. Bu mandalı kapattığınızda telefonunuzun düşmesi mümkün değil. Diyelim ki, telefonunuzla bir görüşme yapmanız gerekti. Mandalı açıp görüşmenizi yapabiliyorsunuz. Telefonu tekrar yerine taktığınızda yine dengeleme yapmanız gerekmiyor, çekime kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz.

    Bataryası değiştirilebiliyor

    Smooth Q2’de Zhiyun mühendisleri, önemli geliştirmeler ve değişiklikler yapmışlar. Bunların en önemlileri arasında telefonun alt ve üst kısmının artık serbest olması. Böylelikle telefonu kullanırken mikrofon vs. gibi ekstra araçları da telefona takabilmek mümkün oluyor. Ancak bence en önemli devrimsel değişiklik, Smooth Q2’nin bataryasının çıkartılabilir olması. 4500 mAh silindir şeklindeki pil, gimbalın alt yuvasından çıkartılabiliyor ve değiştirilebiliyor. Bu da şu anlama geliyor. Batarya kullanıma bağlı olarak zaman içinde zayıflıyor. Bir süre sonra yorulan batarya nedeniyle ürününüz çöp haline gelmiyor, bataryayı değiştirmek suretiyle yola devam edebiliyorsunuz. Bir başka önemli avantaj ise şu… Diyelim çekiminiz uzun sürecek, şarjı beklemek istemiyorsunuz. Ekstra bir batarya değişikliği ile çekim sürüyor. Ancak, batarya size 13-17 saat çekim yapma imkanı veriyor ve 3 saatlik bir sürede tam olarak şarj oluyor. Üstelik bir powerbank ile de şarj edebilmeniz mümkün… Bataryanın bir başka önemli özelliği ise çekim sırasında cep telefonlarınızı da bir powerbank gibi şarj edebiliyor olması.

    Yaklaşık 75 gr – 260 gr ağırlığındaki cep telefonlarıyla rahatlıkla çekim yapabiliyorsunuz. Ancak kılıf vs. gibi ekstra yüklerden kurtulmanızı özellikle tavsiye ediyorum. Bir de özellikle iPhone modelleriyle daha uyumlu çalıştığını gözlemledim. Samsung ve bazı Android telefonlarla arası iyi ama Huawei P30 Pro ile anlaşmasına biraz daha var gibi görünüyor. Yetkililer, iPhone ile uyumunun iyi olmasını AppStore’un Google Play Store ile kıyaslandığında daha istikrarlı olmasına bağlıyorlar. Ancak, Zhiyun’un ZY Play adlı uygulamasını yüklemeden de yalnızca Bluetooth bağlantısı yaparak doğrudan çekime başlayabiliyorsunuz. Ha, ZY Play’i yüklerseniz daha farklı avantajlara sahip oluyorsunuz. Mesela timelapse yapma özelliği gibi…

    Kontroller basit ve işlevsel

    Zhiyun Smooth Q2 bir çocuğun bile rahatlıkla kullanabileceği şekilde tasarlanmış. Gövde üzerinde üç adet kontrol düğmesi ve bir adet gösterge bulunuyor. En altta bir açma/kapama düğmesi var. Gimbalı bu düğme ile aktif hale getiriyorsunuz. Ayrıca bu düğmeye bir kez bastığınızda batarya durumunu kontrol ediyor, üç kere bastığınızda ise selfie moduna geçiyorsunuz. En üstteki kontrol düğmesi 5 yollu hareket eden bir joysick. Bu joystick sayesinde çekim modlarını seçebiliyor ve seçtiğiniz moda uygun olarak cep telefonunuzun çekim açısını değiştirebiliyorsunuz. Onun hemen altında da çekim düğmesi bulunuyor. Bluetooth bağlantısı yaptıktan sonra bu tuşa bastığınızda telefonunuzda kayıt işlemi otomatik olarak başlıyor.

    Gövdede bir Type-C şarj yuvası bulunuyor. Bu özelliği çok sevdim. Çünkü artık telefon için ayrı, gimbal için ayrı kablo taşımanıza gerek kalmıyor. Herhangi bir powerbank ile artık endüstri standartı haline gelen bu girişten gimbalınızı şarj edebiliyorsunuz.

    Çekim modları seçenekleri göstergede sırasıyla PF (Pan Follow) – L (Lock) – F (Follow) – POV (Point of View) ve göstergede olmayan V (Vortex) joystick üzerine bir kere basılarak seçilebiliyor. Bir moddan diğerine dönmek istediğinizde ise iki kere basmanız yeterli oluyor.

    Sonuç olarak Smooth Q2i hiç gimbal kullanmamış biri olan beni bile çok etkiledi. Özellikle hareket halindeyken kameranın sabit kalması görüntü kalitesini çok arttırıyor. Aslında Instagram hikayeleri için gimbal dikey pozisyona da geçiyor ama uygun bilek hareketi biraz ustalık ve deneyim gerektiriyor. Azimliyim, yakında onu da becereceğim. Ürün, Türkiye’de piyasaya önce MediaMarkt mağazalarında satışa sunuldu ve hala satışına devam ediliyor.

    Açılır pop-up selfie kameralı Vestel Venus Z40 ile tanışın

    Venus Z40, açılır pop-up selfie kamerası ve sınırsız tam AMOLED ekranıyla fark yaratıyor…

    Vestel, Venus Z serisinde çıtayı yükseltti. Üst segmentin en yeni üyesi Venus Z40, yeni trend açılır pop-up selfie kamerası ve sınırsız tam AMOLED ekranıyla dikkat çekiyor. Vestel’in üst segment akıllı telefon serisi Z’nin yeni üyesi Venus Z40 satışa çıktı. Kullanıcıya maksimum performans düzeyi vadeden Z40, 16+5 MP arka ve 8 MP açılır pop-up ön kamerasıyla fark yaratıyor.

    Z40, tüketicilerin akıllı telefon alırken en çok dikkat ettikleri kamera konusunda hem arka hem de ön kamerası ile beklentileri karşılayacak. Akıllı telefon kullanıcılarının son dönemdeki favorisi olan portre modu, yüz güzelleştirme modu ve yapay zeka modlarına da sahip Z40, ayrıca 6.4 inç Gorilla Glass 5 kırılmaz cam ekranıyla telefonu büyütme derdi olmadan sınırsız ekran keyfi sunuyor.

    NFC, kablosuz şarj özellikleriyle ve ekrana gömülü parmak izi sensörüyle Z40, günlük hayatı kolaylaştırıyor. Venus Z40 Aralık ayında lansmana özel 3.149 TL fiyatıyla satışa sunuluyor.

    Teknik özellikler:

    • Ekran Boyutu: 6.4″
    • Çözünürlük: 1080×2340 HD Plus
    • İşlemci: Mediatek P70
    • İşletim Sistemi: Android 9 Pie
    • Arka Kamera: 16MP+5MP Portre Modu, Yüz güzelleştirme, PDAF
    • Video Çözünürlüğü: FHD
    • Ön Kamera: 8MP Portre Modu
    • Video Çözünürlüğü: Full HD
    • Ön Hafıza (RAM): 4 GB
    • Dahili Hafıza: 128 GB
    • Batarya: 3.500 mAh

    Kasım ayının en beğenilen Android oyunları

    0

    Bir ayı daha geride bıraktık, bu ay da Google Play’e birçok yeni oyun ekledi. Eski oyunların yeniden uyarlanması, beğenilen oyunların yeni sürümleri, yeni sürümler derken seçim yapılması gereken birçok oyun ortaya çıktı.  Bu yazımızda işinizi biraz daha kolaylaştırmak için geçtiğimiz kasım ayında kullanıcılar tarafından beğenilen çeşitli oyunları derledik.

    NBA NOW

    Listemizin ilk sırasında basketbolu seviyorsanız kaçırmamanız gereken bir oyun olan NBA NOW var. Oyunda en iyi oyunculardan oluşan bir kadro kurarak takımınızı şampiyon yapmaya ve gelmiş geçmiş en iyi basketbol koçu olmaya çalışıyorsunuz. Oynaması oldukça kolay olan oyunda dünyanın dört bir yanından insanlarla mücadele edebiliyorsunuz. Ayrıca oyun içinde NBA ligiyle ilgili çeşitli bilgileri de bulabiliyorsunuz.

    Oyunu indirmek için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.gamevilusa.nbasuperstars.android.google.global.normal

    nba

    Bad North: Jotunn Editon

    Sırada oldukça eğlenceli bir strateji oyunu olan Bad North: Jotunn Editon var. Ülkeniz bir saldırı altında ve kralınız işgalciler tarafından katledildi. Ülkenin başına geçerek işgalcilere karşı savaşma sırası size geldi. Ülkenizi acımasız Vikinglere karşı savunurken her türlü taktiği denemeniz gerekiyor. Başarısız olmamanız gereken bir savaşa giriyorsunuz.

    Oyunu indirmek için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.PlausibleConcept.BadNorthFull

    bad-north

    The Addams Family – Mystery Mansion

    Addams Family’nin korkulu dünyasına girmeye hazır mısınız? Bu çılgın ailenin hayatına girerek oldukça eğlenceli vakit geçirmek mümkün. Addams ailesi için şimdiye kadarki en korkunç evi inşa edin. Oldukça etkileyici grafiklere sahip oyun güzel vakit geçirmek için biçilmiş kaftan.

    Oyunu indirmek için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.pixowl.addams

    American Dad! Apocalypse Soon

    Listemizin son sırasında çizgi filmden uyarlanan bir oyun var, American Dad! Apocalypse Soon. Uzaylılar Langley Falls’u işgal etmiştir ve dünyanın sonu gelmek üzeredir. Stan’ın ailesi uzaylılar tarafından tutsak alınmıştır. Stan, dünyayı uzaylılardan kurtarmak ve ailesine tekrar kavuşmak için işe koyulur. Stan’la birlikte yer altında bir üs kurun ve Roger’ın klonlarından oluşan bir ordu toplayıp uzaylılara karşı direnişe geçin. Bodrumda oluşturduğunuz sığınakta ihtiyacın olan değerli kaynakları toplarken klonları eğiterek mücadeleye hazırlan. RPG meraklısı oyunseverlerin beğeneceğini düşündüğümüz American Dad! Apocalypse Soon 7’den 70’e herkesin zevkle oynayabileceği eğlenceli bir oyun.

    Oyunu indirmek için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.my.ffs.simulator.americandad

    american dad

    SEAT’tan ‘süper-teknolojik’ elektrikli scooter

    Otomobil devlerinden SEAT, elektrikli kişisel ulaşım pazarına da yelken açıyor…

    SEAT tarafından üretilen elektrikli motosiklet ve elektrikli scooter ile ilgili ayrıntılar geçtiğimiz hafta paylaşılmıştı. Kırmızıyla siyahın muhteşem âhengi çerçevesinde tasarlanan modellere geçmeden önce e-Scooter elektrikli motosiklet modeline bakalım…

    İki kişilik göz alıcı tasarımıyla bu motosiklet, 11 kW (14,7 beygir) gücünde bir motora sahip ve 240 Nm tork üretimi yapabiliyor.

    0’dan 50 km/s hıza 3,8 saniyede ulaşabilen model, söylentilere göre 100 km/s hıza varabiliyor.

    Tek şarj ile 115 km mesafe katedebilen e-Scooter, teknik anlamda çok da iddialı sayılmaz fakat şık tasarımıyla göz doldurduğu kesin.

    SEAT elektrikli scooter ise e-KickScooter diye biliniyor. Firmanın bu modeli de son derece çarpıcı bir tasarıma sahip. Daha önce de benzer deneyimleri bulunan firma, önceki e-KickScooter’ın öğrettikleriyle yeni modeli çok daha iyi duruma getirmiş.

    Yapısında 551 Wh pil bulunduran scooter, böylece sizi 65 km’lik mesafeye taşıyabiliyor. Bu özelliğiyle tüm dikkatleri üzerine çeken model, bağımsız fren sistemi ve gece kullanımı için LED aydınlatmalar da barındırıyor.

    Ne yazık ki modellerin fiyatı şu an için belli değil. Yalnızca üretimine 2020’de başlanacağı bildiriliyor.

    Pekçok bölgede resmi olarak piyasaya sürüleceği tahmin edilen modellerin hangi ülkelerde satışa sunulacağı da netlik kazanmadı. Temennimiz Türkiye’nin de bu ülkeler listesinde olması…