Yılın merakla beklenen oyunlarından Final Fantasy VII Remake, sürpriz bir gelişme ile gündemde. İşte detaylar…
3 Mart 2020’de çıkacak olan Final Fantasy VII Remake demosunun oynanış videosu sızdırıldı. Böylelikle Square Enix stüdyosunun PlayStation 4 kullanıcıları ile buluşturacağı oyunun açılışı ile demosunun oynanış videosu oyunun çıkmasına 2 ay kala sızdırılmış oldu. Yapımdan ayrıca oyun için görüntüler de paylaşıldı.
Sevilen serinin son oyunu Final Fantasy VII Remake için geçtiğimiz hafta görüntülenen PlayStation Store’a ait veritabanı listesinde demo versiyonun çıkacağı anlaşılmıştı. Konu hakkında oyun stüdyosu tarafından henüz resmi bir açıklama yapılmazken YouTube’da oyuna ait görüntüler paylaşıldı.
Lystrasza adlı bir kullanıcı tarafından paylaşılan videoda oyunun giriş videosu yer alıyor. Şaşırtıcı ama gerçek…
Etkileyici görüntüler…
Videoyu izleyen oyun severler görüntülerden oldukça etkilendiklerini belirtirken üç buçuk dakika uzunluğundaki videonun etkisi geçmeden bu sefer yapımın demosuna ait oynanş videoları paylaşıldı. 30 dakikalık oynanış videosu oyun severler tarafından tam beğeni kazanmayı başardı.
Final Fantasy VII’nin yenilenen versiyonu, PlayStation 4 oyuncuları için 3 Mart 2020 tarihinde yayınlanacak, diğer platformlar vee konsol sahipleri ise Mart 2021’i beklemek zorunda. Zira yapım tam bir PS4 şovu vadediyor.
Merakla beklenen PS Plus Ocak 2020 oyunları duyuruldu. İşte o oyunlar…
PlayStation Plus abonelerinin ücretsiz olarak erişebildiği Ocak 2020 oyunları belli oldu. Yeni yılın PS Plus aboneleri için ilk üceretsiz oyunları, önceki aylara göre biraz sönük kalsa da oyun severlere alternatif oluşturuyor.
Sony Interactive Entertainment tarafından yapılan resmi duyuruya göre Ocak 2020 listesinde PlayStation 4 kullanıcılarını daha önce olduğu gibi 2 arklı oyun bekliyor. Peki bu oyunlar hangileri? Oyunların öne çıkan özellikleri neler?
PS Plus Türkiye kullanıcılarına farklı oyun
Küresel ölçekte Ocak 2020 ayında PS Plus abonelerine verilen ücretsiz oyunlar Uncharted: Nathan Drake Collection ve Goat Simulator oldu. Bilindiği gibi geçtiğimiz Kasım ayında listesinde yer alan Outlast 2 oyununun Türkiye PSN’de yer almaması nedeniyle Türk oyun severlere Goat Simulator verilmişti. Bu nedenle bu ay da Türkiye’deki kullanıcılara Goat Simulator yerine Frantics oyunu verildi. İlginç bir gelişme olduğuna şüphe yok.
PS Plus aboneleri için sunulan oyunlar 6 Ocak tarihinde indirilebilir olacak.
Öte yandan geçen ay Monster Energu ve Titanfall 2 oyunları oyun severler ile buluşmuştu. Yeni oyunların 6 Ocak tarihinde indirilebilir olacağı için geçtiğimiz ayın oyunlarını bu tarihe kadar indirebilirsiniz.
Oyun dünyasına dair öne çıkan diğer gelişmeler için takipte kalınız…
Hayatımız dijitalleştikçe veri güvenliğinin önemi daha fazla anlaşılıyor. Her gün kişisel bilgilerimizi internet siteleri veya sosyal medya siteleri ile paylaşıyor, hakkımızda pek çok bilgiyi tanımadığımız insanlara adeta altın tepside servis ediyoruz. Özellikle sosyal medya aracılığı ile paylaştığımız kişisel verilerimiz art niyetli kişiler ve kurumların iştahını kabartıyor ve sizi siber suçluların hedefi haline getiriyor. Peki paylaştığımız bu özel bilgilerin başkalarının eline geçmemesi için ne gibi önlemler alabilir, dijital dünyada kişisel verilerimizi nasıl koruyabiliriz?
Dolandırıcıların gözü kişisel verilerinizde
Danışmanlık şirketi Experian ve Forrester Consulting’in “2019 EMEA Bölgesi Dolandırıcılık Raporu’na göre Türkiye’de dolandırıcılık türleri arasında en çok veri hırsızlığı, kimlik hırsızlığı/sosyal mühendislik, hesap ele geçirme ve dijital kanallarda sahte başvuru yer alıyor. Türk özel sektörü yüzde 73 ile Avrupa, Ortadoğu ve Afrika ülkeleri içinde “dolandırıcılık yönetimi teknolojilerine” en fazla yatırım yapmak isteyen sektör olarak öne çıkıyor.
Türkiye “Dolandırıcılık yönetimi danışmanları ve üçüncü taraf hizmetlerine en çok yatırım yapmak isteyen ülkeler arasında yüzde 55’le ikinci sırada. Rapor, fintech, e-ticaret, konaklama, bankacılık, perakende ve telekom sektörlerini kapsayarak hazırlandı.
Rapordan da anlaşılacağı üzere ülkemizde en çok veri hırsızlığı görülüyor ve bu durumun mağdurları haklarını aramak için dijital delillerin peşine düşüyor.
Siber suçlar kişisel verileriniz de neler yapabilir?
Kişisel veriler deyince ilk aklımıza gelen veriler mail şifrelerimiz, kimlik numaraları, kredi kartı numaraları gibi kişiye özel bilgiler. Kimlik hırsızları bu verileri hileli bir şekilde ele geçirerek, illegal işlerde kullanırlar. Sizin adınıza kredi çekebilir, sosyal medya hesaplarınızı ve özel fotoğraflarınızı ele geçirebilir, internetten üzerinden alışveriş yapabilir, mağdur kişinin tüm sağlık verilerine ulaşarak yasadışı işlerde kişisel bilgilerinizi kullanabilirler.
Kimliğinizin çalınma riskini azaltmak için ne yapmanız gerektiğini biliyor musunuz?
Kimlik hırsızlığı yani online dolandırıcılık mağduru olmamak için dikkat etmeniz gereken temel kuralları özetle şu şekilde sıralayabiliriz:
Ücretsiz Wi-Fi kullanırken dikkat: Ücretsiz internet hizmeti kulağa son derece faydalı gelse de birçok tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Siber suçlular bu ağlara bağlandığınızda pek çok hassas verinize kolaylıkla ulaşabiliyor. Özellikle banka hesaplarınızı kullanırken ücretsiz Wİ-Fi kullanmaktan kaçınmanız gerekiyor. Kişisel bilgilerinizi ve bankacılık bilgilerinizi kullanacaksanız telefonunuzdan, evinizden veya herkese açık olmayan güvenilir bir bağlantı noktasından internete bağlanabilirsiniz. Tercihen VPN üzerinden bağlantı kurmanın daha güvenilir olduğunu söyleyebiliriz.
Hediye vaatlerine kanmayın: E-postalarınıza gelen birbirinden cazip hediye ve kampanya taleplerine karşı temkinli olun. Özellikle spam klasörüne düşen miras, hediye telefon, bedava bilet, ücretsiz market çekleri veya banka aidatı iadeleri vaatlerine kanmayın.
Güçlü şifreler oluşturun: Tahmin edilmesi zor, harfler ve rakamlardan oluşan, birbirini takip eden rakam ve harflerin olmadığı şifreleri tercih edin. Ayrıca aynı şifreyi her yerde kullanmayın. Ayrıca hesaplarınızda iki faktörlü kimlik doğrulamasını aktif etmeyi ihmal etmeyin.
İnternet alışverişlerinizde sanal kart kullanın: İnternet alışverişlerinizde ekstra güvenlik için sanal kart kullanabilirsiniz. Limitini harcamalarınıza göre belirleyebileceğiniz sanal kartlar, düşük limitli olduğu için haliyle mağduriyet oranınız da düşüyor. Kartınız kopyalansa dahi kolayca kartınızı kapatıp, yeni bir kart oluşturabiliyorsunuz. Ben de alışverişlerimde kredi kartı yerine sanal kart kullanmayı tercih ediyorum.
Kişisel bilgilerinizi sosyal medyada paylaşmayın: Sosyal medyada paylaşım yaparken özellikle profil bilgilerini doldururken aile üyeleri ve evinizin adresi gibi hassas bilgileri paylaşmayın. Ayrıca çocuğunuzun karnesi, kimlik ve pasaportunuz da paylaşılmaması gereken en önemli evraklar.
Youtube’da iFake isimli kanal tarafından yapılan videoda, sinir ağlarını temel akan DeepFake teknolojisi ile The Irishman oyuncuları ücretsiz bir şekilde gençleştirildi.
Netflix, Irishman filminde oyuncuların gençleştirilmesi için milyonlarca dolar harcarken, bir YouTube kanalı sinir ağları teknolojisini temel alan bir DeepFake ile karakterleri ücretsiz olarak gençleştirdiği ortaya çıktı.
Paylaşılan video da özellikle filmin başrol oyuncusu Rabert De Niro’nun DeepFake ile gençleştirilmiş görüntüleri, Netflix’in milyonlarca dolar harcadığı görüntüleri aratmadı.
Martin Scorsese imzalı The Irishman filminde usta oyunular Al Pacino, Rober De Niro ve Joe Pesci bir kaz daha bir araya gelmişti. Filmin hikiayesinde oldukça önemli bir yer tutan başrol oyuncularının gençlik görüntüleri izleyiciler tarafından da büyük beğeni kazanmıştı. Netflix oyuncuları gençleştirmek için CGI teknolojisi kullanırken bu nedenle Irishman Netflix’in en pahalı yapımlarından birisi olmuştı.
YouTube’da iFake isimli kanal tarafından yapılan videoda sinir ağlarını temek akan DeepFake teknolojisi ile oyuncular ücretsiz bir şekilde gençleştirilmiş oldu. Her iki versiyonun karşılaştırıldığı videoda DeepFake teknolojisinin özellikle ışığın çok fazla olmadığı sahnelerde iyi bir şekilde çalıştığı görülüyor.
Bazı görüntülerde oyuncuların yüzlerinde bulanıklar görülse de işlemin iyi bir iş çıkardığını söyleyebiliriz. Özellikle Robert De Niro’nun gençleştirildiği görüntülerde iyi bir sonuç alınmış. Siz de videoyu izleyerek aradaki farkları daha net görebilirsiniz.
Gücünü Qualcomm’un Snapdragon 665 işlemcisinden alan Redmi’nin Note 8 modeli, 4 GB RAM ve 6 GB RAM seçenekleri ile tanıtılmıştı. Aradan geçen birkaç ayın ardından daha güçlü Redmi Note 8 modeli TENAA’da görüntülendi. Telefona hem yeni RAM seçeneği hem de yeni depolama alanı seçeneği ekleniyor.
Daha güçlü Redmi Note 8 ile ilgili ilk bilgiler
6.3 inçlik Full HD Plus çözünürlüğünde bir ekran ile gelen telefon, arkada bizi dörtlü kamera kurulumu ile karşılıyor. 48 Megapiksellik ana kameraya 8 Megapiksel çözünürlüğünde ultra geniş açılı lens, 2 Megapiksel çözünürlüğünde makro lens ve 2 Megapiksel çözünürlüğünde derinlik sensörü eşlik ediyor.
Başta da söylediğimiz telefon telefon gücünü Snapdragon 665’ten alıyor. 11 nm üretim teknolojisi ile üretilen 8 çekirdekli işlemcinin dört adet Kryo 260 çekirdeği 2.2 GHz hızında çalışıyor. Kalan dört Kryo 260 çekirdeğinin hızı ise 1.8 GHz.
Telefonun 4 GB RAM ve 6 GB RAM seçeneklerine 64 GB ve 128 GB dahili depolama alanı alternatifleri eşlik ediyordu. Yeni yapılandırmada ise 8 GB RAM ve 256 GB depolama alanı seçeneği karşımıza çıktı.
TENAA’da görüntülenen bilgilerin onaylandığını da söyleyebiliriz.
Depolama alanı ve RAM dışında herhangi bir yenilik ise söz konusu değil.
Redmi Note 8 şu sıralar MediaMarkt’ta 1.699 TL’lik fiyat etiketine sahip. telefona yakından bakmak ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Aykut Göker yazan, çizen, genç ve dinamik bir isim. Son oyunu Ölümün Uykudaki Duruşu ile Aykut bizi 2045 yılına götürüyor. Özellikle tiyatro ve bilim kurguyu birleştirdiği için oldukça değerli bulduğum oyunuyla ilgili Aykut’a sorular sorduk. Bakalım ona göre nasıl bir gelecek bizi bekliyor?
Tiyatro sahnelerinde 2045 yılının adeta provasını izliyoruz
Tiyatro oyunun 2045 yılında geçiyor. O tarih için neler öngörüyorsun?
Oyunum Ölümün Uykudaki Duruşu’nda 2045’i bir nebze anlatmaya çalıştım. Oyunda da bahsettiğim Trafik Otomasyon Motoru’nun dünyanın hangi bölgesinde olur bilemiyorum ama muhakkak gerçek olacağına inanıyorum. Trafik Otomasyon Motoru diyerek kastettiğim şey, trafikteki bütün araçların konumunu, hızını, güzergahını, yolcu sayısını, yolcunun oturduğu koltuğu, aracın deformasyon seviyesini ve daha pek çok detayı anbean analiz ederek, muhtemel kazalarda en az kayıp yaşanacak şekilde otomobilleri yönlendiren bir yapay zeka. Bununla da kalmıyor, örneğin bir yolda trafik sıkışacak, bunu önceden fark ediyor ve proaktif davranarak, gerektiği kadar aracı alternatif yollara yönlendiriyor…
Yine oyunda değindiğim bir başka konu da kasiyersiz mağazalar ve dükkanlar. Şu anda bile marketlerde kasiyersiz kasalar üzerinden alışveriş yapıyoruz. Bunlar çok daha yaygınlaşacak, en basitinden ekmek aldığımız fırında, bize ekmek uzatan insanların yerini robotik üniteler alacak.Tabii ki bunun, özellikle teknolojik anlamda gelişmiş şehirlere yaşatacağı ekonomik yansıması olacak. Bu konuyu da oyun içerisinde anlatıyorum. Sadece sorunu söylemiyorum, bu gelişmeleri destekleyen ve desteklemeyen birer kişi üzerinden 2045’teki sosyoekonomik durumu, hem olumlu hem olumsuz anlamda masaya yatırıyorum…
Mesela otonom taksiler, otobüsler vb. hayatımıza girmeye başlayacak. Görsel olarak insandan ayırt edilemeyecek kadar gerçekçi robotlar göreceğiz. Bu robotlara, sevdiğimiz aktör ve aktrislerin en iyi performanslarını kaydedip, belki de tiyatro sahnesinde ya da sinema filmlerinde rol vereceğiz…
Sence yapay zeka, robotlar ve bilinç aktarımı derken bir şekilde ölümü alt edebilecek miyiz?
Ölümü alt ederken aslında varacağımız nokta insanı alt etmek olacak. Oyunda da değindiğim gibi insan bedeni çürüyen bir organizma. Hemen hemen belli bir ömrü var; hastalıklar, kazalar ve cinayetler bu ömrü daha da kısaltıyor. İnsan çok kusurlu bir makine zaten. Bu makineyi bir süre organ ve kol bacak gibi uzuv implantları ile update edeceğiz, bir süre sonra ise tamamen değiştirip robot bedenlere geçiş yapacağız. İçinde bulunduğumuz gezegenin kaynaklarının sınırlı olduğunu da unutmamak gerek. Üreyerek kalabalıklaşıyoruz, kalabalıklaştıkça kendi sonumuzu hazırlıyoruz. Öyle bir nokta gelecek ki, robot bedenler çok daha iktisadi bir çözüm olacak. Bu geçiş kaçınılmaz. Ömrümüzü tamamlamadan evvel bu geçiş hakkında belirgin hamleler göreceğimizi düşünüyorum. Ancak şunun altını çizeyim, insan bilinci aktarılmış robot bedenindeki şey, hiçbir zaman “insan” olmayacak. Yeni bir şey olacak.
“Öyle bir nokta gelecek ki, robot bedenler çok daha iktisadi bir çözüm olacak. Bu geçiş kaçınılmaz”
Benim bildiğim 3 oyuna imza attın. Bir tiyatro oyunu yazarı olmak isteyen birine neler tavsiye edersin?
Bol bol oyun okumak ve izlemek çok önemli. Okumak, işin nasıl yapıldığını, izlemek ise ne tür varyasyonlara açık olduğunu fark etmenizi sağlıyor. Bir oyun yazabilirsiniz fakat onu sahnelenmesi noktasında varyasyonlara açık yazmak, yönetmen ve oyuncular için müthiş bir alan yaratacaktır. Ayrıca oyun izlemek, kendi hayal gücünüzü de çok geliştirecektir.
Yönetmen olarak beklenmedik problemlerle karşılaştım ama yazar olarak beklenmedik bir engelle karşılaşmadım. Yani demek istediğim, hemen her sorun, tahmin ettiğim muhtemel zorluklardı. Kendi oyunlarımı yöneterek başladığım için hiç yönetmen aramam gerekmedi ama işin yalnızca yazarlık tarafında olmak isteyenler, yönetmen ve yapımcı bulmalılar. Bu da ilk etapta çevreyle oluyor. Sonra oyununuz ilgi alaka görünce, çevreniz genişliyor ve yine ihtiyaçlarınızı çevreniz üzerinden bağlantılarla çözüyorsunuz.
Türkiye bilim kurgu alanında eser üretmek için doğru bir yer değil, düşüncesine katılıyor musun?
Bunu neden söylediklerini anlıyorum ama katılmıyorum. Örneğin Black Mirror’un yeni bölümü çıkıyor, İnternet’te nereye tıklasan reklamını görüyorsun. Bununla beraber izleniyor da, herkes Black Mirror konuşmaya başlıyor. Gerçekten iş tanıtımda bitiyor. Tanıtamazsan, yaptığın işi satın alacak olan insanlar ilgi alaka kuramıyor. Çünkü haberdar olmadıkları bir şeyle nasıl ilişki kurabilsinler? Tiyatroda bu bir kat daha zor. Zira hem bilim kurgu seven, en azından merak eden, hem de tiyatroya giden bir kesişim kümesini yakalamak zorundayız. Bir de bilim kurgu deyince insanların aklına hemen uzay geliyor. Yani kendinden çok uzak bir şeyin derdini anlatacakmışız gibi hissediyorlar. Halbuki Ölümün Uykudaki Duruşu, temelde yine insanı anlatıyor. İnsanın zaferini, başarısızlığını, kötücül duygularını, gelişmeye olan tutkusunu… Oyunda izlediğimiz, biri insan bilincine sahip bir robot olsa da 3 karakter de biziz aslında. Hepsi bizim bir yanımız ya da bir “an”ımız.
“Ancak şunun altını çizeyim, insan bilinci aktarılmış robot bedenindeki şey, hiçbir zaman “insan” olmayacak. Yeni bir şey olacak”
Sophia sana ilham verdi mi?
Kesinlikle. Hatta oyuncu arkadaşlarım Atakan, Ecem ve Sezer ile ilk görüşmelerimde, oyunu anlatırken Sophia’yı örnek gösterdim. Sophia, onların da zaten bildikleri bir figür olduğu için belli noktaları çok kolay yakaladılar.
Sophia, kısa süre önce portre resim çizmeye başladı. Yeni yetenekler kazanıyor… Röportajlar veriyor… 15 yıl sonra geleceği halin çok ilkel bir versiyonu gibi şu anda. Ancak ben hep şuna takılıyorum, robotlar insansı olmak zorunda değil. Bu konuda farklı amaçlarla üretilmiş tekerlekli, müthiş hareket kabiliyetine sahip robotlar var. Sophia, içinde robotlar olan bir geleceğin tanıtım yüzü gibi geliyor bana.
İlgini çeken, tavsiye etmek istediğin bilim kurgu türünde kitap, film veya diziler var mı?
Asimov’un Ben Robot’unu çok severim. Erich Von Daniken’in Tanrıların Arabaları ve Arthur C. Clarke’ın 2001: Bir Uzay Destanı da okunmalı. Ben Robot ve 2001’in filmleri de var. Bunları da izlemelerini tavsiye ederim. Kubrick’in 2001’ini izlemişken Tarkovski’nin Solaris’i, Nolan’ın Inception ve Interstellar’ı, Ridley Scott’ın Blade Runner’ları da listede yer almalı… Ex Machina da güzel filmdi. Aslında hepsinden önce Geleceğe Dönüş üçlemesi bir izlenmeli. Bazen izlememiş birilerine denk geliyorum, çok şaşırıyorum. Bilim kurgu türünde dizi olarak takip ettiğim sadece Black Mirror var. Bazı bölümleri çok çarpıcıydı.
Aslında ben bir tane de video oyunu tavsiye edeyim. Geçenlerde Detroit: Become Human, PC’ye çıktı. Ben de hemen oynamaya başladım. Henüz bitirmedim ama oynadığım kadarıyla çok sürükleyici ilerliyor. Bence oyunun tek eksiği, gerçek bir bağ kurabileceğimiz karakter eksikliği. Bence polis karakteri direkt insan olmalıydı. İnsan olarak robotları takip edip, onlara hak verip vermeme noktasına gelmek çok daha dramatik anlar yaratırdı. Şu haliyle yönettiğimiz karakterlerin kendi dertleri var ama bunlar bizim dertlerimiz olamaz ya, bunu biliyoruz ya, o bağ kurulmuyor işte. Yine de oyun çok iyi ilerliyor. Quantic Dream’in oyunları genelde başarılı oluyor.
Teknolojiyi ne kadar yakından takip ediyorsun? Seni heyecanlandıran ürünler neler?
Eskiden bilim ve teknolojiyi çok sıkı takip ederdim, mesleğimin de bir parçasıydı. Artık iyice bilim tarafına dikkatimi veriyorum. Açıkçası teknoloji dünyasında beni heyecanlandıran çok bir şey yok. Bu da ürün ve hizmetlere çok gerçekçi bakmamı sağlıyor. Akıllı ev sistemleri biraz ilgimi çekiyor ama üzerine koyduğun her türlü elektronik cihazı şarj edebilen masa gibi son kullanıcıyla buluşacak kadar iktisadi olmayan, gelecekçi ürünleri merak ediyorum…
Apple geçtiğimiz aylarda iPhone 11 serisini tanıtmıştı. Yeni modeller ile birlikte gece modu kamera ve geniş açı kamera gibi beklenen özellikleri kullanıcılara sunulmuştu. Böylelikle uzun zaman beklenen özellikler yeni iPhone’lar ile beraber gelmiş ancak tasarım konusunda herhangi bir değişiklik olmamıştı ancak yeni iPhone tasarımı için kullanılar ekrandaki çentiğin kaldırılmasını istemişti. İstenilen bu özellik yakında karşımıza çıkabilir.
Apple en pahalı iPhone için hazırlanıyor
Apple’ın yeni telefonunu tanıtması için önümüzde uzun bir süre olsa da yeni iPhone için sızıntılar şimdiden gelmeye başladı. Analistler tarafından ortaya atılan iddialar Apple’ın en yeni telefonunun çok farklı bir şekilde karşımıza çıkacağı ancak bu farklılığın iPhone fiyatlarına yansıyabileceği yönünde.
Analistlere göre Apple, iPhone’ların ekranlarında bulunan çentiği kaldırmak istiyor. Bundan dolayı geçmişte kullandığı ancak şu anda yeni iPhone modelerinde kullanmadığı teknolojisi Touch ID’yi geri getirecek ve Touch ID parmak okuma teknolojisi bu sefer ekranın altına yerleştirilecek. Eğer analistlerin tahminleri doğru çıkarsa Apple da Android telefonlarda bir yıldan uzun süredir kullanılan ekran altı parmak izi okuma teknolojisini kullanmış olacak. Bu gelişme ile ön taraftaki kameranın da yeri değişecek. Analistler Touch ID ile parmak izi okuma teknolojinin geri gelmesinin ardından kameranın da ekran altına gömüleceğini söylüyor. Böylelikle iPhone ekranında çentik olması için herhangi bir sebep kalmayacak.
Şu anda uzun bir süre sonra tanıtılacak olan yeni iPhone modeli için tahmin edilen bilgiler bu şekilde. Ancak bu gelişmelerin kesinleşmesi için bir süre daha beklememiz gerektiğini söylemekte fayda var.
E–kimlikler, günümüz ihtiyaçları gözetilerek geliştirilen ve nüfus cüzdanlarımız yerine kullanabileceğimiz vatandaşlık kartlarına verilen isimdir. Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı Yönetmeliği’ne göre e-kimliklerde bulunması gereken biyometri, PIN koruma ve çip özelliği sayesinde güvenlik derecesi oldukça yüksek tutulmuştur. Bu kimlikler 2023 yılının sonuna kadar tamamen hayatımıza dahil olacaklardır.
E-Kimlikler Mağduriyetleri Önleyecek
TÜBİTAK bünyesinde geliştirilmiş olan çipli kimlik kartlarını taklit etmekve kopyalamak pek mümkün olmayacağı için sahte kimlik kullanımı da ortadan kalkacak. Sahte kimlikler yüzünden yaşanan çeşitli mağduriyetlerin de önüne geçilmiş olacak. Ayrıca kimlik ile doğrulama gerektiren tüm işlemler çok daha kısa zaman diliminde yapılabilecek. Hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen “kimlik fotokopisi” angaryasına artık gerek kalmayacağından kağıt konusunda da ciddi bir tasarruf söz konusu olacaktır.
Randevu Alarak Kolaylıkla Edinebiliyorsunuz
E-kimlikler, bulunduğunuz şehrin il ve ilçe merkezlerinde bulunan nüfus müdürlüklerine yapacağınız başvuru ile alınabiliyor. Müdürlüklere randevu almadan gitmemenizi öneriyorum. Randevu almanın en kolayı https://randevu.nvi.gov.tr adresine tıklamanız olacak. Diğer bir alternatif yöntem de Alo 199 çağrı merkezini aramak olacaktır.
Size Verilen PIN Kodunu Saklayın
E-kimliklerin en büyük özelliği size verilen kimlik kartlarının şifreli olmasıdır. Kimliğinizle yapacağınız bir çok işlem bu şifre ile yapılacağından size kartı alırken verilen PIN kodunu özenle saklamanız gerekecektir. E-kimlik başvurusu yapan vatandaşlara kartı ile birlikte bir zarf verilmekte ve o zarfın içinden PIN ve PUK kodlarının bulunduğu bir bilgi kağıdı çıkmaktadır. Kimliğinizi ve zarfınızı iyi bir yerde saklamanızı öneririm. Çünkü yakın zamanda lazım olacak.
Kimlik Doğrulamada PIN Numarası veya Parmak İzi
Yakında vatandaşlar birçok kimlik doğrulama işlemini POS cihazlarına benzeyen cihazlar üzerinden PIN numaralarını girerek veya parmak izlerini vererek yapacaklar. Böylece kişi karşı tarafa kimliğini en hızlı ve güvenli bir biçimde ispatlamış olacak. Hatta bu cihazın ekranında bu işlem yapılırken sadece kimlik sahibinin bilebileceği bir kişisel mesaj cihazın ekranında görülerek sizin çok daha güvende olmanızı sağlayacak.
E-kimlikler İle Neler Yapabileceğiz?
Çok yakın zamanda sahibi olduğumuz e-kimlikleri bankalarda, noterlerde, abonelik sözleşmelerinde, kimlik doğrulaması gereken her yerde kullanılabileceğiz. Mesela, bankada kredi başvurusu veya noterde bir işlem yaparken kimliğinizin fotokopisinin çekilmesine gerek olmadan çok hızlı bir biçimde kimliğiniz doğrulanacak. Ayrıca yetkili Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcısı (ESHS) üzerinden alınan elektronik imza sertifikası sayesinde de dijital ortamda hukuka uygun bir biçimde sözleşmeleri imzalayabileceksiniz. E-kimliklere elektronik imza yüklenebildiğinden vatandaşın başka bir kart veya cihaz taşımasına da gerek kalmayacak.
Sony’nin en yeni oyun konsolunu 2020 yılının sonlarına doğru tanıtacağı biliniyor. PlayStation 5 için meraklı bekleyiş uzun bir süre daha devam edecek. Ancak, bu süre zarfında sık sık PS5 sızıntıları ile karşılaşacağız. Zaman zaman yapılan sızıntılarla birlikte PlayStation 5 özellikleri de netlik kazanıyor.
PlayStation 5 özellikleri nasıl olacak?
Bu soru yavaş yavaş cevap bulmaya başladı. PlayStation 4’ün yerine gelecek olan konsolun bazı teknik özellikleri sızdırıldı.
Sekiz çekirdekli Zen 2 mimarisi ve 2.000 MHz 36 özel Navi hesaplama birimine sahip GPU’lu bir işlemciyle gelecek olan konsol bellek konusunda da kardeşi PlayStation 4 Pro modelini ikiye katlayacak. PS5’te, PS4 Pro’ya göre 2 katı hızında çalışan GDDR6 bellek bizi karşılayacak.
Sızıntıya göre, Sony ailesinin en yeni konsolu saniyede 9.2 teraflop yapabiliyor. Rakibine baktığımızda Xbox Series X’te bunun 12.2 teraflop seviyesinde olduğunu görüyoruz.
Tabii sızdırılan bilgilerin şimdilik kesinlikle doğru olduğunu söyleyemeyiz. Ancak, doğru çıkarsa, Xbox Series X’in güç konusunda rakibinin bir adım önünde olacağı bir gerçek.
Başta da söylediğimiz gibi PlayStation 5, 2020 yılının sonlarında, sonbahar aylarında tanıtılacak. Şimdilik net bir tarih açıklanmış değil. Tarih yaklaştıkça fiyat ve teknik özellikler ile ilgili daha fazla bilginin ortaya çıkacak.
Qualcomm’un en yeni amiral gemisi işlemcisi Snapdargon 865 ile karşımıza çıkacak olan Xiaomi Mi 10 ve Mi 10 Pro için meraklı bekleyiş devam ediyor. 5G desteği ile gelecek olan modellerin resmi tanıtımı için birkaç ay daha bekleyeceğiz. Ancak, şimdiden merak edilen birçok özellik sızdırıldı bile. İşte son sızıntılarla ortaya çıkan Xiaomi Mi 10 ve Mi 10 Pro özellikleri ve fiyatı.
Xiaomi Mi 10 özellikleri
Xiaomi, Mi 10 modelinde 6.5 inçlik, 90 Hz yenileme hızına sahip OLED ekranın kullanılması bekleniyor. Telefon, başta da söylediğimiz gibi gücünü Snapdragon 865’ten alacak.
8 GB RAM ve 12 GB RAM seçeneklerinin bulunduğu modelin depolama alanı tarafında ise 128 GB ve 256 GB alternatifleri bulunacak.
Telefonun arkasında dörtlü kamera kurulumu bizi karşılayacak. Ana kamera Sony’nin IMX686 sensörü. Bu ana kameraya 20 Megapiksel çözünürlüğünde ultra geniş açılı kamera eşlik edecek. Ayrıca 12 Megapiksel çözünürlüğünde telefoto kamera ve 5 Megapiksel çözünürlüğünde makro kamera da telefonda görev alacak.
Mi 10, 30x dijital yakınlaştırma yeteneğine sahip olacak.
4.500 mAh’lik bataryadan beslenecek olan telefonda 40W kablolu hızlı şarj desteği bulunacak. Kablosuz hızlı şarj desteği ise 30W. Aynı zamanda batarya, 10W ters şarj desteğine de sahip.
Xiaomi Mi 10 Pro özellikleri
Sızdırılan Mi 10 Pro özellikleri, Mi 10 özelliklerine göre daha az diyebiliriz. Bu modelin ekran boyutu ve çözünürlüğü ile ilgili detaylar şimdilik gizemini koruyor. Ancak, beklentiler 6.5 inçlik ekranın bu modelde de karşımıza çıkacağı yönünde.
Telefon gücünü tabii ki Snapdragon 865’ten alacak. 12 GB RAM’in kullanıldığı modelde 128 GB, 256 GB ve 512 GB dahili depolama alanı seçenekleri bulunacak.
Mi 10 Pro‘da da dörtlü bir kamera kurulumu bizi karşılayacak. Ana kamerası 108 Megapiksel çözünürlüğünde olacak telefonda diğer sensörlerin çözünürlükleri ise 48 Megapiksel, 8 Megapiksel ve 12 Megapiksel olarak sıralanacak. 12 Megapiksel çözünürlüğündeki kameranın telefoto olması bekleniyor. Diğer iki kamera için ise şimdilik bir bilgi yok.
Bu modelin de 4.500 mAh’lik batarya ile geleceği söyleniyor. Batarya, 66W kablolu hızlı şarjı ve 40W kablosuz hızlı şarjı destekleyecek. Ters kablosuz şarj kısmı ise belirsiz.
Xiaomi Mi 10 fiyatı
Sızıntıya göre, Mi 10 üç farklı yapılandırma seçeneği ile gelecek. Bunlar, 8 GB RAM + 128 GB dahili depolama, 8 GB RAM + 256 GB dahili depolama ve 12 GB RAM ve 256 GB dahili depolama.
Kaynakta fiyatların üzeri blurlanmış durumda. Ancak tüm yapılandırmalarda fiyat 3.000 yuan’dan başlıyor gibi görünüyor. Dolayısıyla Mi 10’un maksimum fiyat etiketi 3.999 yuan yani yaklaşık 573 dolar olabilir.
Xiaomi Mi 10 Pro fiyatı
Sızıntıda Mi 10 Pro‘nun fiyatı ile ilgili tüm detaylar ise ortaya çıkmış durumda. Bu model de 3 farklı yapılandırma ile geliyor.
128 GB’lik versiyon yaklaşık 544 dolarlık fiyat etiketine sahip. 256 GB’lik versiyonun fiyatı ise yaklaşık 587 dolar. Son olarak, 512 GB’lik versiyonun fiyatı da 644 dolar olarak karşımıza çıkıyor.