Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 956

    Senua’s Saga: Hellblade 2, 2020 yılının sonlarında oyuncularla buluşacak

    0

    Senua’nın psikozunun geliştirilmiş tasvirinin yanı sıra İskandinav ve Kelt kültürüne dair de bolca detay göreceğimiz ‘olabildiğine iddialı’ Senua’s Saga: Hellblade 2 için geri sayım devam ediyor…

    FPS ve battle royale türü oyunların piyasayı ele geçirdiği bu günlerde ‘Senua’s Saga: Hellblade 2’ konulu ilaç gibi bir haber daha geldi! İlk Hellblade: Senua’s Sacrifice, antik mitolojiye yeni bir bakış ve akıl hastalığının nadir türlerine dair ilginç detaylar içeren psikolojik korku teması ve hack-and-slash oynanışıyla göze çarpıyordu.

    Çarpıcı oyunun devamı olan Senua’s Saga: Hellblade 2’de ise yapımcılar, Senua’nın Viking cehennemine bir sonraki inişi vahşi olduğu kadar nefes kesici hale getirmek için yeni nesil donanımı kullanarak işleri daha da ileriye götürecek gibi görünüyor.

    Senua’s Saga: Hellblade II, Microsoft’un yaklaşan Xbox Series X için onaylanan ilk oyunlardan biri. İlk oyunda olduğu gibi PlayStation, Nintendo Switch ve PC’ye de gelip gelmeyeceği konusunda ise net bir bilgi henüz yok.

    Senua’s Saga: Hellblade II, Hellblade: Senua’s Sacrifice’in devamı olacak. İlk oyunda ölü sevgilisinin ruhunu kurtarmak için Viking cehennemine doğru inen bir Kelt savaşçısını takip etmiştik. Yeni oyunla alakalı ise elimizde pek bilgi yok, ancak Senua’nın psikozunun geliştirilmiş tasvirinin yanı sıra İskandinav ve Kelt kültürüne dair de bolca şey göreceğimizi tahmin ediyoruz.

    Dropbox güvenli depolama araçlarını kullanıma sundu

    0

    Geçen ay beta sürüm olarak test edilmeye başlanan Dropbox’ın şifre yöneticisi ve güvenli depolama özelliği kullanıcılara sunuldu.

    Dropbox Pro ile Plus kullanıcıları için sunulan bu uygulamanın yedekleme özelliği de var. Ücretli ve ücretsiz seçenekleri ile kullanıma sunulan uygulama, şirketler ve müşteriler arasında dosya paylaşımı konusunda güvenli bir seçenek vadediyor.

    Windows, Mac, Android ile iOS cihazlardan erişim sağlanan uygulamada kullanıcı giriş bilgilerinizi depolayabilirsiniz. İlk yorumlara göre şifre hatırlatıcısı da son derece etkili çalışıyor.

    Önemli dosyaların ve görsellerin muhafaza edilebileceği Dropbox, kilitlenme özelliği taşır. bu yönü sayesinde istemediğiniz kişilerin dosyalarınızı incelemesinin önüne geçebilirsiniz. Şifre ile sınırlandırabilirsiniz. Çevrenizden güvendiğiniz insanlara erişim verebileceğinizi de hatırlatmak isteriz.

    Dropbox, temelde ücretsiz bir yazılım. Ücretsiz için 2 GB kullanım alanınızı artırabilirsiniz. Günlük işlerinizi halletmeniz için önemli bir alan olan Dropbox ile dosya paylaşımınızı hızlıca yapabilirsiniz. Twitter ve Facebook hesabınız ile senkronize edebilmek için ücretli versiyona geçmelisiniz

    Temel bilgisayar bilgisi olan hemen herkes bu uygulamayı büyük bir kolaylık ile kullanacaktır. Önemli dosyalarınızı kaybetme gibi problemler doğurmaz.

    Hemen her cihaz için senkronize olabilir. Bilgisayarınıza yüklediğiniz bir dosyaya farklı bir cihazda kullanabilirsiniz. Tüm dosyaları geri getirir. Silinen dosyalar 30 gün boyunca muhafaza edilir.

    İddia: Google’ın katlanılabilir akıllı telefonu 2021 sonuna gelebilir

    0

    Google’ın katlanılabilir akıllı telefonunu piyasaya sürme ihtimali bile teknoloji dünyasında heyecan yaratmayı başardı. İşte detaylar…

    Google’ın katlanılabilir bir cihaz üzerinde çalıştığı bir Google belgesi ile sızdırıldı. Önümüzdeki yılın son çeyreğinde piyasaya sürüleceği düşünülen katlanabilir ekranlı Pixel modeli ile birlikte Google; Huawei, Samsung ve Xiomi gibi markaların yer aldığı segmentte adından söz ettirmeye çalışacak.  Önümüzdeki yılın son çeyreğinde piyasaya sürüleceği iddialı edilen cihazın kod adı da belli oldu: Passport.

    Belgede katlanılabilir telefon için iki farklı modelden daha bahsediliyor, fakat bu cihazlar ile alakalı herhangi bir detaya yer verilmediği görülüyor. En nihayetinde ise Android geliştiricisi olan Google’ın katlanılabilir akıllı telefonunu piyasaya sürecek olması büyük bir adım olarak değerlendiriyor.

    Peki Google bu alandaki çalışmalarından daha önce bahsetmiş miydi? Google katlanılabilir telefonunun özellikleri neler?

    Google’ın bu tip bir model üzerinde çalışıyor olması sürpriz değil. Geçen yıllarda gerçekleştirilen zirvede katlanılabilir akıllı telefon prototipi üzerinde çalışıldığı Google tarafından doğrulanmıştı. Şirketin uzun yıllardır bu model ile alakalı çalışmalar yaptığını, ancak katlanılabilen cihazların kullanım durumunun netliği ile alakalı sorunlar nedeniyle kesin karar veremediği kaydedilmişti.

    Daha önce katlanılabilir akıllı telefon alanında çalışmalar yapmış Samsung, Huawei ve Xiomi gibi büyük şirketlerle rekabet içine girecek olan Google, işletim sistemi tarafındaki başarısından ötürü kısa sürede güçlü bir konum elde edebilir. Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    NOT: Görsel temsilidir.

    Pandemi günlerinde dijital dünyada kariyer yapmak

    Bütün dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını hayatımızı kökten değiştirdi. Bazı sektörlerde ciddi düşüşler yaşanırken, dijital alanda kariyer fırsatları sizleri bekliyor. Bu hafta işinizi geleceğe taşıyabileceğiniz ve kendinize yeni bir kariyer inşa edebileceğiniz iş fırsatlarını masaya yatırıyoruz. 

    Kendiniz için yeni bir kariyer planlayın 

    Dijital dönüşüm, teknolojinin etkin olduğu işletmelerin yolunu hızla açarken, salgın sonrası yeni normal düzende internet tabanlı kariyer imkanlarının da önünü açtı. Hali hazırda yaşadığımız tarihi günler küresel piyasalarda durgunluğa ve ciddi iş kayıplarına neden olurken, ayrıca işten çıkarmalar ve maaş kesintileri de sıkça karşılaştığımız durumlar içerisinde  yer alıyor. 

    Salgının adeta şok etkisi yarattığı turizm ve otelcilik, emlak işletmeleri, restoranlar,, perakende, ulaşım ve mikro ve orta ölçekli işletmeler başta olmak üzere en ağır darbeyi almış gibi görünüyor. Bu süreçte zorluklarla mücadele etmek için şirketler, çalışma kültürlerinde ve politikalarında bir dönüşüm geçiriyor. Kuruluşlar uzaktan çalışmaya geçiyor ve çalışanlar evden çalışma kültürünü benimsiyor. Şirketler, organizasyonun farklı departmanlarında iletişimi kolaylaştıracak, müşteri deneyimini iyileştirecek ve işi genişletecek e-toplantılar ve sanal konferanslar aracılığıyla dijital dönüşümü hızlandırıyor ve teknolojinin faydalarından yararlanıyor. İşte bu süreçte yaşanan zorunlu dijital dönüşüm, teknolojinin etkin olduğu işletmelerin yolunu açacak ve salgın sonrası internet tabanlı kariyer fırsatlarının ortaya çıkması sağlanacak. 

    E-ticaret ile işinizi internete taşıyın 

    Pandemi ile birlikte dijital teknolojilerin kullanımı ve e-ticaret çok fazla artış gösterdi. Özellikle e-ticarette çok büyük fırsatlar olduğunu yaşayarak gördük.  Bu alanda yapılacak yatırımların hızla büyüme potansiyeli girişimcilerin iştahını kabartıyor ve birçok işletme ile girişimci internette mağaza açarak, müşteri kitlelerine ulaşıyor. Bu süreçte ev kadınlarından kobilere kadar pek çok kullanıcı dijitalde e-ticaret yapmaya başladı ve gelirlerinde önemli artışlar sağladı. Siz de dilerseniz işinizi internete taşıyabilir ya da sosyal alışveriş imkanı sunan Instagram gibi sosyal medya uygulamalarından faydalanabilirsiniz.

    Aynı zamanda e-ticaret sektöründe de hızla büyüme ile birlikte ciddi bir insan kaynağı ortaya çıktı. Dijital pazarlama yöneticileri, SEO uzmanları, Mobil Uygulama Geliştiricisi, UI-UX Uzmanı gibi dijital alanda uzmanlaşmış kişiler bu süreçte yüksek maaşlarla işe başlayabiliyorlar. Dilerseniz bu alanlarda eğitim alarak, kariyerinize yeni bir yön verebilirsiniz. İnternet üzerinden alabileceğiniz online eğitim programları ile evde kaldığımız süreçte kariyerinize yeniden yön verebilirsiniz. 

    Siber güvenlik alanında kariyer fırsatları

    Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde güvenlik en üst sıralarda yer alır. Hayatımız dijitalleştikçe tehditlere açık hale geliyoruz ve güvenlik ihtiyacımız bu yönde artış gösteriyor. Artık suçların dijitalleştiği, kanıtların adli bilişim uygulamaları ile elde edildiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu nedenle siber güvenlik hem günümüzün, hem de yakın geleceğin en gözde meslekleri arasında yer alıyor. Konuya ilgi duyanlar online eğitim ve bireysel yeteneklerini geliştirerek, siber dünyanın beyaz şapkalı hackerları arasında yerlerini alabilirler. 

    Blockchain teknolojisine kayıtsız kalmayın 

    Geçtiğimiz birkaç ay boyunca, kripto para borsaları ve ilgili işletmeler oldukça popülerlik kazandı. COVID-19’un ardından, devlet tarafından sağlanan kamu hizmetleri, özellikle sağlık hizmetleri sistemleri, güvenlik gözetimi ve veri yönetimi eksikliği nedeniyle teknik verileri yönetmekte zorlanıyor. Merkezi olmayan teknolojisi ile blockchain, hassas verileri yetkisiz erişimden koruyan uygun bir çözüm gibi görünüyor. 

    Ayrıca, IBM, Oracle, devlet kurumları ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi şirketler, Coronavirus taşıyıcılarının ve virüsün yoğunluğunu tespit sürecini hızlandıracak olan MiPasa adlı blockchain tabanlı bir projeyle entegre oluyor. O halde, bir blockchain geliştiricisi olmak istiyorsanız, şimdi tam zamanı.

    Sıradan tuğlalar elektrik depolayan süper kapasitörlere dönüştürüldü

    Bilim insanları bir süredir yürüttükleri çalışmalar sonucunda, sıradan kırmızı tuğlaları elektrik depolayan süper kapasitörlere dönüştürmeyi başardı.

    Bilim insanları söz konusu yapı malzemelerini bir dizi kimyasal reaksiyonla şimdilik LED ışıkları yakabilecek güçte enerji birimlerine dönüştürülmesini sağladı. Ürüne “Akıllı Tuğla” adı verildi. Bilim insanlarının yürüttüğü çalışmanın sonuçları Nature Communications’da yayınlandı.

    İnsanlık tarihi kadar eski bir yapı malzemesi olan tuğlalar, yapılan bilimsel çalışma ile farklı bir boyut kazanmış oldu. Bu çalışma ile birlikte inşaatların temelini oluşturan tuğlalar, bulundukları yapı için elektrik üretmek ve üretilen enerjiyi depolama amacıyla kullanılabilecek.

    Çalışmayı yürüten Washington Üniversitesi Kimya bölümü doçenti Julio D’Arcy, demir içeren, tüm yapıların üzerinde oluşan ve kırmızımsı renge sahip pasın çalışmanın esasını oluşturduğunu belirtti. Bilim insanları yüzeyleri aşındıran ve malzemelerin dayanıklılığını azalttığı bilinen demir oksitlerin malzeme bilimi için yararlı olduğunu tespit etti.

    Ekibin başındaki isim olan D’Arcy, yürütülen çalışma ile ilgili olarak “Pasa kimyasal işlem uyguladığımızda reaktif hale geldiğini gördük. Atık olarak düşündüğümüz bir şey, enerji üretiminde ve depolama için kullanılabilecek son derece faydalı bir kimyasal.” dedi.

    Projenin sonraki aşamaları hakkında açıklamada bulunan D’Arcy, yeni hedeflerinin daha fazla enerji depolayabilmenin yollarını aramak olduğunu kaydetti.

    Oyuncu Monitörü Satın Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

    Zaman geçtikçe oyuncu monitörü konusunda da önemli gelişmeler yaşandı. Hem panel türleri hem de hızları gelişen monitörler arasında seçim yapmak da bir hayli zor. 4K’ya çıkan kaliteler ile 300 Hz’in üzerine çıkan yenileme hızları ile skala genişlemişken bir rehber videosu hazırlamak istedik. Yazımızda panel türü, çözünürlük, gecikme süresi ve yenileme hızları gibi başlıklar altında detaylı bir rehber bulacaksınız. Lafı fazla uzatmadan konumuza giriş yapalım.

    1- Panel Türü

    İlk olarak panel türlerine ihtiyacınıza göre dikkat etmek gerek. Piyasada üç farklı türde monitör görmekteyiz. Bunlar TN, VA ve IPS olarak geçerler. İlk olarak TN panellere göz atalım.

    TN Paneller

    TN paneller özellikle “oyuncu monitörü” denildiğinde ilk dikkat çeken panel türü oluyor. Çünkü TN paneller özellikle milisaniye cinsinden verilen tepkime sürelerinde oldukça dikkat çekici sonuçlar verebiliyor. Ancak dezavantajları konusunda ise monitöre karşıdan bakmanız gerekecek. Çünkü monitöre farklı açılardan baktığınızda görüntünün kaybolmaya başladığını fark edeceksiniz. Diğer bir yandan hızlı bir panel olan TN paneller renk doygunluğu konusunda da rakiplerinden geride kaldığını da belirtmeliyiz.

    VA Paneller

    VA panellere geldiğimizde ise bu sefer de görüntü kalitesi, renk doygunluğu, HDR desteği gibi gerçekten gözünüzü şenlendirecek bir panel olduğunu göreceksiniz. TN panellere nazaran da geniş görüş açısı sunabilirler. Fakat dezavantaj noktasında ise tepkime süresinin TN’e nazaran çok daha fazla olduğunu göreceksiniz. 

    IPS Paneller

    IPS panellere geldiğimizde ise tam bir arada kalan panel olduğunu söyleyebiliriz. Ancak son dönemde IPS paneller fazlasıyla tercih edilmeye başlandı. Çünkü kontrast ve tepki süresi gibi konularda oldukça iyi sonuçlar verebiliyor. Aynı zamanda yeni dönemde kullanılan Fast IPS teknolojisi ile hızlı tepkime süreleri de verebiliyor. Görüş açısı olarak ise en geniş görüş açısına da IPS paneller sahipler. Sadece parlaklık açısından geride kaldıkları görülebilir. Fakat o da son dönemde geliştirildiğini belirtelim.

    2- Tepki Süresi

    Panel türü ardından bir diğer önemli konu ise tepkime süresi. Bu konuda özellikle rekabetçi oyunlarda tercih genellikle TN paneller oluyor. Çünkü o gördüğünüz 1 ms yazan monitörlerin hepsi TN panellere sahip oluyor. Hatta son dönemde 0.5 ms’ye kadar tepkime süreleri inmiş durumda. Bu durum rekabetçi oyunlarda görüntüyü anında görebilmenizi ve sizin de refleks ile hızlıca tepki vermenizi sağlıyor. Bir diğer yandan IPS paneller ise ortalama 4 ms tepkime süresi sunarlar. Fast IPS teknolojisi ile beraber 1 ms GTG tepkime süresi de almanız mümkün. 

    Son olarak VA panellerine gelecek olursak görüntü kalitesi olarak en iyileri olan bu paneller tepkime süresinde ise geride kalıyorlar. En iyileri bile 4 ms civarına çıkabilen panellerde 8-10 ms’ye varan değerler görmek normaldir.

    3- Tazeleme hızı

    Tazeleme hızı konusu ise oyunu ne kadar akıcı oynayabileceğiniz konusunda önem arz ediyor. Özellikle rekabetçi oyunlarda hızlı tazeleme hızı sunan monitörler size oyunda yüksek FPS değerlerini doğru gösterebileceği ve yırtılma olmayacağı için avantaj sağlıyor.

    Oyuncu monitörü tarafında tazeleme hızında yine TN paneller dikkat çeker. Günümüzde 360 Hz’e varan tazeleme hızlarında TN monitörler bulmak mümkün. VA paneller ise 240 Hz’e kadar çıkabiliyorlar. IPS paneller tarafında ise günümüzde 280 Hz’e varan tazeleme hızları görebilirsiniz. Bu değerler günümüzde gitgide arttığını söyleyelim.

    4- Çözünürlük

    Son konumuz ise çözünürlük tarafı oluyor. Full HD, 2K ve 4K olarak seçebileceğiniz monitörlerde en kaliteli görüntü için 4K ve VA paneller tercih edilebilir. Ancak yüksek FPS isteklerinde ise FHD ve TN panel tercih etmek doğru bir tercih olacaktır. Piyasaya baktığımızda her üç panel türünde de 4K’ya varan çözünürlük desteği mevcut.

    Sonuç

    Sonuca geldiğimizde ihtiyaçlarınıza göre bir ayarlama yapabileceğiniz bilgileri vermiş olduk. Şöyle bir üzerinden geçmek gerekirse;

    • PUBG, COD vb. rekabetçi oyunlarda; Tazeleme hızı yüksek, tepki süresi düşük bir TN panel
    • Hikayeli oyunlar, konsol deneyimi ve kaliteye önem verenler; HDR destekli ve yüksek çözünürlüklü bir VA panel
    • Ortaya karışık bir deneyim için; IPS panel

    tercih etmeniz sizin için en iyisi olabilir. Ancak bu tercihlerinizde mevcut sisteminizi de göz ardı etmemeniz gerekir. RTX serisi bir ekran kartı kullanırken 2K ve yüksek tazeleme hızı sunan monitör tercih etmek doğru olacaktır. FHD ve 144 Hz bir monitör almak sisteminizin yüksek gücünü yansıtamayacağı bir monitör olur. Diğer bir yandan ortalama bir sistemde de 240 Hz monitör olmak monitörün kapasitesinin çok altında bir kullanım ile paranızı boşa harcamanız anlamına gelir.

    MediaMarkt’ta bulunan tüm bu saydıklarımıza göre oyuncu monitörlerini buradaki bağlantıdan ulaşarak göz atabilirsiniz.

    Spotify yaz aylarının yeni “sosyal mesafe” trendlerini açıkladı

    Spotify, artık hayatımızın bir parçası haline gelen sosyal mesafe ile ilgili yeni trendlerini açıkladı.

    Spotify’da şu anda dünya genelinde 1,3 milyon karantina temalı çalma listesi var. 5 Mayıs-30 Temmuz tarihlerinde bu temaya sahip çalma listelerine eklenen en popüler şarkılar ise şöyle: Ariana Grande ve Justin Bieber’dan “Stuck With U”, Tyga ve Curtis Roach’tan “Bored In The House”, Halsey and Marshmello’dan “Be Kind (with Halsey)” Anderson Paak’dan “Lockdown”ve Taylor Swift’in yeni albümünden, Bon Iver ile birlikte seslendirdiği yepyeni şarkısı “exile”. Bu arada, karantinayı tek başına geçiren ve Whitney Houston’dan “I Wanna Dance with Somebody (Who Loves Me)” şarkısını bu çalma listelerine eklemiş olma ihtimalleri olanları da dile getirmezsek hata etmiş oluruz. Spotify karantinayı tek başına geçirenleri de duyuyor!

    İşte Spotify’ın dünya genelinde derlediği diğer trendler: (her trend için ilgili zaman aralıkları aşağıda yer alıyor.)

    Hareket devam etti: Bisiklet sürmek ve paten kaymak, dünya genelinde 5 Mayıs ile 30 Temmuz tarihleri arasında bu aktiviteler çerçevesinde oluşturulan 54,000 çalma listesiyle geçtiğimiz dönemde oldukça popüler aktiviteler arasında yer aldı.
    Araba yolculuğu: Araba yolculuklarının daha da popüler olmasıyla birlikte, Haziran ayından Temmuz ayına kadar olan dönemde araba yolculuğu ile ilgili çalma listelerinin oluşturulmasında yüzde 92 oranında bir artış yaşandı.
    Geniş açık alanlar: Müzikseverlerin, geniş açık alanlarda temiz hava arayışları da trendler arasında öne çıktı. Öyle ki Spotify’da Haziran ayından Temmuz ayına kadar kamp temalı çalma listelerinin oluşturulmasında yüzde 140 oranında artış görülüyor.

    Makine öğrenimi ile zatürre ihtimalini tespit eden bir yöntem geliştirildi

    0

    ABD’de radyologların oluşturduğu 22 bin kayıt ile eğitilen makine öğrenimi algoritması röntgenleri renk kodlu haritalarla birleştirerek zatürre ihtimalinin tespit edilmesini sağlıyor…

    Teknoloji, sağlıkla etkileşimde hiç olmadığı kadar güçlü sinyaller veriyor. Son aylarda koronavirüs (COVID-19) ile mücadelede öne çıkan inovasyon, teknolojinin sağlık alanında ne denli etkin olabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Dünya COVID-19 ile mücadele ederken, pandemiyle savaşmaya yönelik bir gram teknolojik inovasyon ve beceri bile bizi bu krizi yenmeye bir adım daha yaklaştırıyor. Yapay Zeka (AI) ve Makine Öğrenimi (ML), COVID-19 krizinin anlaşılmasında ve krizle mücadelede önemli rol oynuyor. Makine öğrenimi teknolojisi bilgisayarların insan zekasını taklit etmelerini ve büyük veriyi analiz ederek hızlıca modeller ve içgörüler sunmalarını sağlıyor.

    COVID-19’la mücadele sürecinde organizasyonlar çeşitli alanlara makine öğrenimi uzmanlıklarını hızlıca uyguladılar. Söz konusu alanlar arasında müşteri iletişimini ölçeklendirmek, COVID-19’un nasıl yayıldığını anlamak, araştırma ve tedaviyi hızlandırmak yer alıyor.

    Bu kapsamda UC San Diego Health, ileri derecede COVID-19 ile bağdaştırılan zatürrenin teşhisinin konması için yeni bir yöntem geliştirdi. Bu erken teşhis, COVID-19 teşhisi onaylanmadan önce doktorların hızlı bir şekilde hastaları doğru seviyede sınıflandırmasına yardımcı oluyor. İnsan radyologların oluşturduğu 22 bin kayıt ile eğitilen makine öğrenimi algoritması röntgenleri renk kodlu haritalarla birleştirerek zatürre ihtimalinin tespit edilmesini sağlıyor. Bu yöntemler artık UC San Diego Health’in klinik araştırmaları için çekilen tüm akciğer röntgenlerine ve tomografilerine uygulanıyor.

    Oppo F17 Pro özellikleri ortaya çıktı!

    0

    Son zamanların başarılı akıllı telefon üreticilerinden olan Oppo, yeni bir akıllı telefon ile karşımıza çıkmayı hedefliyor. Oppo F17 Pro için açıklamalar yapan şirket, dünyanın en pürüzsüz akıllı telefon modeli olacağını aktardı.

    Dünyanın en pürüzsüz telefonu Oppo F17 Pro geliyor!

    Oppo’nun Hindistan Twitter hesabı üstünden yapılan paylaşımda, “2020’nin en pürüzsüz telefonu” sloganıyla tanıtılan F17 Pro, 7.48 mm incelik ve 164 gram olacağı da açıklandı. Gelecek model için bazı bilgiler de farklı kaynaklarda kendisini gösterdi. Beklentilere göre modelin kamera kurulumu dikkat çekici performansa sahip olacak.

    Beklentilere gör F17 Pro, ikili veya dörtlü kamera kurulumuna sahip olacak. Bir önceli model F15 dörtlü kamera kurulumuna sahip olduğu için bu modelin de dörtlü kamera ile kullanıcılarla buluşması bekleniyor.

    Ortaya çıkan bilgilerde modelin fiyatının 25.000 rupi (333 dolar) olduğu belirtiliyor. Modelin özelliklerine dair bilgilerin ilerleyen günlerde kendisini göstermesi bekleniyor.

    Karanlıkta Telefon Kullanmak İçin İpuçları

    0

    Karanlık ortamlarda telefon kullananlar ve özellikle iOS ekosistemini tercih edenler için göz sağlığını koruyan önerilerimizi aktarıyoruz.

    Günümüzün büyük bir bölümünde gerek iş, gerek eğlence için akıllı telefonlarımızı kullanıyoruz. Doğal olarak telefon ekranından yansıyan mavi zamanla belli sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Son birkaç yılda Android ya da iPhone’lara eklenen çeşitli özellikler bu etkileri azaltmaya yardımcı oluyor. Göz yorgunluğunu azaltmak ya da uyku problemlerinin önüne geçmek için karanlıkta akıllı telefon kullanırken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var.

    Yaklaşık 2 yıl önce macOS’a eklenen karanlık mod özelliğinden sonra Apple, iPhone ve iPad için iOS 13 güncellemesiyle bu sistemi akıllı telefonlara da ekledi. Karanlık mod temelde geceleri iPhone’lar üzerinden okuma yapacaklar için koyu renkli arka planları kullanmayı sağlıyor.

    Karanlık modu her zaman kullanabilir veya iPhone’unuzda gece saatlerinde otomatik açılmasını sağlayabilirsiniz. Etkinleştirmek için Ayarlar / Ekran ve Parlaklık bölümüne gidin, Açık ya da Koyu üzerinden tercihinizi yapın ve otomatik geçişi etkinleştirmek istiyorsanız alttaki seçeneği işaretleyin.

    Eğer Otomatik seçeneğini kullanıyorsanız seçenekler altından da bazı özel ayrıntılara erişebilirsiniz. Siri’den ‘Hey Siri, karanlık modu etkinleştir’ ya da ‘Hey Siri, ışık moduna geç’ şeklinde komutlarla modlar arasında seçiş yapabilirsiniz.

    Sistemde kurulu olan birçok uygulama da aslında bu geçiş süreciyle birlikte otomatik olarak karanlık modu aktif ediyor. Ama Facebook Messenger gibi bazı uygulamalarda karanlık modu kendiniz açmanız gerekiyor.

    Araştırmalar, ekranlardan yayılan sanal mavi ışığın uyku düzenini etkilediğini gösteriyor. Her gün gördüğümüz gökyüzü etkisiyle beynimiz uyanıklığı maviyle ilişkilendiriyor. Bu yüzden birçok insan sanal mavi ışığın etkisini kırmak ve oluşabilecek uyku problemlerinin önüne geçmek için f.lux gibi uygulamaları tercih ediyor. Bu uygulama, bilgisayar ekranındaki renkleri akşamları daha sıcak hale getiriyor. Benzer sistem iPhone’lar için de geçerli; Night Shift sayesinde ekran sarartılabiliyor.

    Etkinleştirmek için Ayarlar / Ekran ve Parlaklık üzerinden renk sıcaklığını ayarlayabilir; bu tanımlamaların belirli saatler arasında kendiliğinden açılıp kapanmasını sağlayabilirsiniz.

    Birkaç yıl önce yapılan araştırma, değişen ekran renginin melatonin düzeyleri üzerindeki etkisini sınırlamak için yetersiz olduğunu söylüyor. Buna ek olarak ekran parlaklığının da azaltılması gerektiğini savunuyor. Ekran parlaklığını Kontrol Merkezi üzerinden ya da Ayarlar / Ekran ve Parlaklık kısmından ayarlayabilirsiniz.

    iPhone kameralarındaki flaş el feneri olarak kullanılabiliyor. Hatta ışığın yoğunluğu da değiştirilebiliyor. Bunu yapmak için Kontrol Merkezi’ne erişip el feneri simgesine uzun basıp ışığın yoğunluğunu ayarlayabilirsiniz.

    Eğer Denetim Merkezi’nde el feneri simgesi görmüyorsanız Ayarlar / Denetim Merkezi / Denetimleri Özelleştir kısmına gidin ve ardından listeye el feneri simgesini de ekleyin.

    Ayrıca, her gece uyumak istediğiniz süreyi tanımlayıp Yatma Zamanı uygulamasıyla program oluşturabilirsiniz. Tüm bunlar haricinde iPhone’lar için özel olarak geliştirilen uygulamalarla gece telefon kullanımı daha efektif hale getirebilirsiniz.