Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 618

    Apple “2022 model” iPad Air’i tanıttı

    Yeni iPad Air’de M1 çip, 5G, Ana Sahne özellikli yeni bir ön kamera ve çok daha fazlası bulunuyor.

    Apple, performans artışı sunan Apple tasarımı M1 çipe sahip yeni iPad Air’i tanıttı. Yeni renk seçenekleriyle sunulan iPad Air, ayrıca daha doğal bir video konferans deneyimi sağlayan yeni Ana Sahne özellikli Ultra Geniş ön kameraya, 2 kata kadar daha yüksek aktarım hızı olan bir USB-C bağlantı noktasına ve Cellular modellerinde ışık hızında 5G’ye sahip.

    Gelişmiş kameralar ve en yeni aksesuarlarla uyumluluk; içerik üreticiler, oyun severler ve öğrenciler gibi kullanıcılara yaratıcılığın, üretkenliğin ve kendini ifade etmenin sınırlarını zorlama imkanı veriyor. Yeni iPad Air, 11 Mart Cuma gününden itibaren sipariş edilebilecek ve 18 Mart Cuma gününden itibaren mağazalarda yerini alacak.

    “Ayrıntılı notlar alan üniversite öğrencilerinden son projesi üzerinde çalışan içerik üreticilere veya grafiklerin yoğun olarak kullanıldığı oyunlara meraklı oyun severlere kadar tüm kullanıcılar, olağanüstü performansı ve bu kadar taşınabilir bir tasarımda sunduğu çok yönlülük nedeniyle iPad Air’i çok seviyor.” diyen Apple’ın Global Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Greg Joswiak sözlerini şöyle sürdürdü: “Çığır açıcı M1 çip, Ana Sahne özellikli Ultra Geniş ön kamera ve ultra hızlı 5G özellikleriyle iPad Air şimdi her zamankinden daha da güçlü, daha yetenekli ve kesinlikle daha eğlenceli.”

    iPad Air’deki M1 çip, güç verimliliği ve tüm gün süren pil ömrüyle en zorlu uygulamalarda ve iş akışlarında bile performansı inanılmaz derecede artırıyor. 8 çekirdekli CPU yüzde 60’a kadar daha hızlı performans, 8 çekirdekli GPU ise önceki iPad Air modellerine göre 2 kata kadar daha hızlı grafik performansı sunuyor.

    16 çekirdekli Neural Engine, CPU ve GPU ile birlikte üst düzey deneyimlere olanak veren gelişmiş yapay öğrenme (ML) işlevlerine güç sağlıyor. M1 çipin performansı, birden fazla 4K video akışını düzenlemekten grafiklerin yoğun olarak kullanıldığı oyunlar oynamaya, bir odayı 3D olarak yeniden tasarlamaya ve daha gerçekçi artırılmış gerçeklik (AR) deneyimlerine kadar, kullanıcılara iPad Air ile her zamankinden çok daha fazlasını yapma imkanı tanıyor.

    iPhone 13 serisine yeşil renk seçenekleri geldi

    Yeni sofistike köknar yeşili iPhone 13 Pro ve yeşil iPhone 13, ürün serisindeki yerini aldı. İşte detaylar…

    Apple, iPhone 13 Pro ve iPhone 13 için köknar yeşili ve yeşil olmak üzere yepyeni iki yeni renk seçeneğini tanıttı. Daha da dayanıklı Ceramic Shield ön yüzeyle üretilmiş şık tasarımlar sunan iPhone 13 ürün serisi, çığır açıcı A15 Bionic çip, gelişmiş 5G deneyimi, etkileyici fotoğraf ve videolar için en yeni teknolojilerle geliştirilen kamera sistemleri ve pil ömründe sağlanan büyük bir gelişme ile geliyor.

    iPhone 13 ve iPhone 13 mini’de ayrıca parlak bir Super Retina XDR ekran yer alıyor. iPhone 13 Pro ve iPhone 13 Pro Max’te ise 10 Hz’den 120 Hz’e kadar uyarlanabilir yenileme hızına ve ProMotion teknolojisine sahip çarpıcı bir Super Retina XDR ekran bulunuyor. Yeni köknar yeşili iPhone 13 Pro ve yeşil iPhone 13 için 11 Mart Cuma gününden itibaren ön sipariş verilebilecek ve bu modeller 18 Mart Cuma gününden itibaren satışa sunulacak.

    iPhone 13 Pro için yeni köknar yeşili renk seçeneği, tüm yüzeye uygulanmış nanometre ölçeğinde metalik seramikten oluşan çok sayıda katman kullanılarak yaratıldı. Ayrıca Yeşil iPhone 13 ve iPhone 13 mini’de uyumlu bir renge sahip şık bir alüminyum çerçeve ve hassas bir şekilde işlenmiş cam arka yüzey bulunuyor.

    “Kullanıcılar iPhone 13 Pro ve iPhone 13’ün tasarımını çok beğeniyor. iPhone 13 ürün serisindeki harika renk seçeneklerine katılan yeni göz alıcı köknar yeşili ve yeşil renk seçeneklerini tanıtmanın heyecanını yaşıyoruz.” diyen Apple’ın Global Ürün Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Bob Borchers sözlerine şöyle devam etti: “Bu yeni renkler, müşterilerin iPhone’larını seçerken daha da fazla seçeneğe sahip olmalarına imkan tanıyor. Müşterilerimizin A15 Bionic çiple benzersiz performans, en iyi kamera sistemlerimiz, günlük ihtiyaçlar için pil ömründe sağlanan büyük gelişmeler, hızlı 5G ve inanılmaz dayanıklılığın yanı sıra daha birçok özellik sunan iPhone 13 ürün serisinin avantajlarından yararlanmalarını sabırsızlıkla bekliyoruz.”

    Xiaomi’nin yeni amiral gemisi için tanıtım tarihi açıklandı!

    Xiaomi 12 serisi geçtiğimiz yılın son günlerinde, şirketin anavatanı olan Çin’de satışa çıkmıştı. Kısa süre içerisinde hem çevrim içi hem de fiziksel satışları sayesinde firmanın kasasına milyarlarca dolar kazandıran telefon ailesi, yalnızca 5 dakika içerisinde 1.8 milyar Yuan değerinde satışa imza atmayı başardı.

    Çin’deki göz dolduran çıkışının akabinde Xiaomi fanları, yeni amiral gemisi ailesinin küresel olarak ne zaman piyasaya çıkacağını yakından takip etmeye başladı. Bir süredir bu konuda sesizliğini koruyan şirket, nihayet global satışlarla ilgili beklenen haberi verdi. Xiaomi 12 serisi için küresel tanıtım tarihi resmen belli oldu.

    En güçlü Xiaomi modeli, MIUI 13 almaya başladı!

    Xiaomi 12 serisi (global) ne zaman çıkacak?

    Xiaomi‘nin yaptığı açıklamaya göre beklenen amiral gemisi ailesi için oldukça sayılı bir süre kaldı. Şirket, yeni üst model serisinin global pazar ile çok yakında buluşacağını bildirdi. İlerleyen günlerde Xiaomi 12, Xiaomi 12 Pro ve Xiaomi 12X modellerinin Avrupa’da ilk defa piyasaya sürüleceği duyuruldu.

    Beklenen lansman için şirket, 15 Mart Salı gününü işaret etti. YouTube, Facebook, Twitter ve Xiaomi Community üzerinden yapılacak canlı yayın ile duyurulacak seri; Xiaomi 12 serisinin yanı sıra farklı cihazları da bizlerle buluşturabilir. Bunlar arasında muhtemelen Xiaomi Watch S1 adlı akıllı saat modelinin de yer alacağı iddia ediliyor.

    Xiaomi 12, Xiaomi 12 Pro, Xiaomi 12X ve çok daha fazlasını 15 Mart tarihinde, Türkiye saati ile 15:00’da ilk defa global sürümleriyle göreceğiz. Akıllı telefon ailesinin yanı sıra bizleri nelerin beklediğini de sürpriz bir şekilde öğreneceğiz gibi görünüyor.

    Apple’ın “en uygun fiyatlı iPhone’u” iPhone SE ile tanışın

    iPhone SE, A15 Bionic çip, 5G, daha iyi pil ömrü ve gelişmiş dayanıklılığın yanı sıra Akıllı HDR 4, Fotoğrafik Stiller ve Deep Fusion gibi gelişmiş özellikler sunan yeni bir kamera sistemine sahip en uygun fiyatlı iPhone modeli…

    Apple, merakla beklenen yeni iPhone SE’yi duyurdu. İkonik bir tasarıma sahip bu güçlü yeni iPhone modeli, sıra dışı özelliklerle performansı buluşturuyor. Kompakt ve dayanıklı tasarımıyla iPhone SE, iOS 15 ile birlikte ideal bir kullanıcı deneyimi vadediyor.

    Yeni iPhone SE’de A15 Bionic çipin performansı gibi etkileyici gelişmeler yer alıyor. Gelişmiş kamera özelliklerine güç veren A15 Bionic, fotoğraf düzenlemeden oyun veya artırılmış gerçeklik gibi yoğun güç gerektiren işlemlere kadar neredeyse her deneyimi daha da iyileştiriyor. 5G’ye ve daha uzun pil ömrüne sahip, daha dayanıklı iPhone SE üç göz alıcı renk seçeceğiyle sunuluyor: Gece yarısı, yıldız ışığı ve (PRODUCT)RED.

    Güzel olduğu kadar dayanıklı da olan iPhone SE, havacılık ve uzay endüstrisi standartlarında alüminyum ve cam tasarıma sahip. Ön ve arka yüzeyinde kullanılan cam, iPhone 13 Pro ve iPhone 13’ün arka yüzeyindekiyle aynı ve bir akıllı telefondaki en dayanıklı cam olma özelliğini taşıyor. Suya ve toza dayanıklılık için IP67 derecesine sahip olan iPhone SE, sık kullanılan sıvı dökülmelerine karşı koruma sağlayacak şekilde tasarlandı.

    “iPhone SE, ikonik tasarımı, olağanüstü performansı ve hesaplı fiyatıyla mevcut kullanıcılar ve yeni iPhone müşteriler için olağanüstü popüler bir seçenek oldu. Bu yıl, A15 Bionic sayesinde şimdiye kadarki en güçlü ve dayanıklı iPhone SE’yi daha iyi pil ömrüyle geliştirdik. iPhone 13 serisindekiyle aynı olan bu çip; Akıllı HDR 4, Fotoğrafik Stiller ve Deep Fusion gibi gelişmiş kamera özelliklerinin de kapılarını açıyor.” diyen Apple’ın Global iPhone Ürün Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Kaiann Drance, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üstelik iPhone SE, kullanıcıların 5G ile daha hızlı dosya indirmesini ve yüklemesini, daha yüksek kalitede video izlemesini, uygulamalarda gerçek zamanlı etkileşimi ve çok daha fazlasını sağlıyor. En yeni nesil teknolojiyi ve performansı bu fiyatla ancak Apple sunabilirdi.”

    Apple’dan performansıyla uçuran tablet: 5. nesil iPad Air

    Apple, iki yıl aradan sonra iPad Air serisine yeni bir model kazandırdı. 8 Mart’ta gerçekleştirilen etkinlikte duyurulan iPad Air 5; MacBook Air ve MacBook Pro’da da kullanılan Apple M1 işlemcisiyle geliştirildi. Bu çip sayesinde yeni model, bir önceki nesle göre yüzde 60 daha yüksek bir performans kazandı. Öte yandan grafik konusunda da iki kat yüksek performans elde edildi.

    10.9 inç Liquid Retina ekran ile gelen 5. nesil iPad Air, üst düğme ile entegre çalışan Touch ID desteğine sahip. Ön tarafta 12 Megapiksel kamera bulunan cihaz, arka tarafta da yine 12 Megapiksellik bir kamera taşıyor. Tablet, gelişmiş kamera teknolojisi sayesinde 4K çözünürlükte video çekebiliyor. Öte yandan video konferans görüşmeleri esnasında kadrajda kalmanız için Ana Sahne isimli bir yapay zeka özelliği taşıyor.

    iPad Air 5’in en dikkat çekici özelliklerinden bir tanesi ise 5G desteği oldu. Bu sayede cihaz 3,5 Gbps’ye kadar bağlantı hızına erişiyor. Öte taraftan Wi-Fi 6 ve eSIM özellikleri de yine tablette yer alıyor. Bir önceki nesle oranla 2 kata kadar daha hızlı olan USB-C bağlantı noktası, 10 Gbps’ye kadar veri aktarım imkanı sunuyor.

    5. nesil iPad Air kimler için uygun?

    Bir tabletten beklenebilecek hemen her şeyi kullanıcılara tanıyan 5. nesil iPad Air, verimlilik odaklı özellikleriyle de dikkat toplamakta. Apple’ın yaptığı açıklamalara göre M1 çipi, birden fazla 4K video düzenlemeye olanak tanıyor. 3D olarak bir odayı yeniden tasarlamanıza yardımcı olacak bu çip, eğlence odaklı konularda da başarılı bir performans gösteriyor.

    M1 işlemcisinin yüksek performansı sayesinde yüksek grafiklere sahip oyunları oynamak oldukça pratik bir hal alıyor. Aynı zamanda bu çip, son dönemin modası olan arttırılmış gerçeklik konusunda da kendini gösteriyor. M1 çipiyle oldukça gerçekçi arttırılmış gerçeklik deneyimlerine erişmek mümkün.

    iPad Air 5, Magic Keyboard ve Smart Folio ile uyumlu bir şekilde çalışıyor. Bu sayede gündelik işlerinizi hızlıca tabletten yürütebilirken; aynı zamanda Apple Pencil desteği sayesinde keyifli çizimler ve animasyonlar yapmanız da mümkün kılınıyor.

    Türkiye fiyatı ne kadar?

    8 GB RAM kapasitesine sahip olan iPad Air 5, iki farklı depolama alanıyla geliyor. Cihazın 64 GB’lık sürümü 10 bin 699 TL olarak açıklanırken; 256 GB’lık model ise 13 bin 299 TL’den raflara gelecek.

    TikTok’un algoritması nasıl işliyor: Hangi bilgileri kullanıyor?

    TikTok son birkaç yıl içinde o kadar popüler oldu ki bazı ülkeler bu uygulamayı yasakladı. Yasaklayamayan ülkeler ise kullanımına sınırlama getirdi. Peki bu kadar engellenmek istenen bir uygulamanın milyarlarca kullanıcıya ulaşması bir tesadüf mü? Aslında değil. Zira yayımlanan bir raporda TikTok’un kullanıcıları uygulamada tutmak için hangi bilgileri kullandığı ortaya çıktı. TikTok algoritması tarafında nasıl bir işleyiş olduğunu da gözler önüne seren rapor önemli noktaları işaret ediyor.

    TikTok algoritması nasıl işliyor?

    TikTok’ta ana sayfada kullanıcıyı uygulamada tutmak amacıyla bir algoritma işliyor. Kayıt olan kullanıcı ilgi alanlarına göre küçük bir teste tabii tutuluyor ve ana sayfa oluşturuluyor. Ancak işler pek de öyle değil. New York Times’ta yayımlanan özel bir raporda direkt uygulamanın mühendis ekibinden alınan bilgiler yer alıyor. Bu noktada beğenilerin, yorumların, izlenme süresinin ve paylaşımların tetiklendiği bir öneri algoritmasının nasıl aktarıldığı da ortaya çıkıyor.

    Yayımlanan haberde yer alan rapora göre burada oldukça ciddi iddialar bulunuyor. Örneğin alınan bir ekran görüntüsünde , içerik moderatörlerinden oluşan bir ekibin arkadaşlarınıza gönderdiğiniz veya özel olarak yüklediğiniz videoları görebileceğini ima ediyor. Bu ise direkt gizlilik ihlali olarak kayıtlara geçiyor. Ancak bu ‘görülebilirliğin’ aslında kişiselleştirme düzeyi hakkında da bir çıkarım yapmayı sağladığını söylemek mümkün.

    TikTok fenomenleri

    Algoritmanın işleyişi temelde kullanıcıları can sıkıntısından kurtulacak eğlenceli içeriklere yönlendirdiği, kültürel duyarlılıklara yönelik olan adımlar da dahil olmak üzere ‘kişiselleştirilmiş bir deneyim’ sunduğunu aktarıldı. Bunun akabinde uygulama aynı zamanda kullanıcıya zarar verebilecek ‘toksik içerikleri’ de sunuyor ve döngüye girilmesine neden oluyor.

    Arka tarafta işleyen algoritma ise videoların kullanıcı etkinliğine göre derecelendirilmesi. Bu algoritma beğeni, yorum, oynatma ve içerik için harcanan zamanın bir kombinasyonunu içeriyor. İçerik oluşturucuların, oluşturdukları kliplerin ne kadar ilginç olduğunu da hesaplayan bir formül bulunuyor. İşte bu noktada da karşımıza öneri sistemi çıkıyor. Bu denklemlere dayalı olarak algoritma, tüm videolara puan veriyor ve kullanıcıların en yüksek puanlı olan videoları görmesini sağlıyor.

    Her kâr amacı güden uygulama gibi TikTok’taki amaç da kullanıcıların uygulamada harcadıkları zamanı artırmak. Bu sebeple de kullanıcıların iştahını kabartan içerik dizileri sunuluyor. Elbette tek bir içerik kategorisinden gelen öneriler kullanıcıyı sıkacaktır. Bu yüzden TikTok mühendisleri sorunu çözmek için algoritmaya, beğendiğinizi düşündüğü bir içerik oluşturucudan daha fazla video gösterecek farklı varyasyonlar ekledi ve aynı etiketlere sahip videolara günlük bir sınır koydu.

    Facebook’a ve Twitter’a oranla TikTok’un etki alanı çok daha geniş oluyor. Zira Facebook ve Twitter bir noktada ‘sizin takip ettiğiniz ya da arkadaşlarınızdan’ gelen içerikleri önünüze çıkartıyor. TikTok ise beğeneceğinizi düşündüğünüz bambaşka içerikleri.

    Bunları işlemek içinse TikTok, kullanıcıların etkileşimlerini yani bir hesabı beğenme, yorum yapma veya bir hesabı takip etme gibi bilgilerini kaydediyor. Bunlara ek olarak video bilgileri (alt yazılar, sesler ve hashtag’ler) ve hesap ayarları (dil tercihi, konum) ile ilgili verilerin tümünü kullanıcıların ilgi alanlarını hesaplamak için kullanan sisteme gönderiyor.

    Söz konusu sistem oldukça başarılı bir şekilde işliyor olsa da pek çok endişeyi de beraberinde getiriyor olmasıyla eleştiriliyor.

    iPhone’unuzu hızlandırmak için basit tüyolar

    En güçlü Xiaomi modeli, MIUI 13 almaya başladı!

    Xiaomi, geçtiğimiz günlerde popüler cihazı POCO X3 Pro için MIUI 13 güncellemesi yayınlamıştı. Bundan kısa bir süre sonra şirket, şimdi de donanımsal açıdan en güçlü akıllı telefonu için aynı arayüz güncellemesini kullanıcılar ile buluşturdu. Xiaomi Mi 11 Ultra, ilk kez MIIUI Global ROM üzerinden MIUI 13’ü almaya başladı.

    Xiaomi Mi 11 Ultra, Çin dağıtımından sonra ilk defa küresel olarak MIUI 13 kullanıcı arayüzüne ulaştı. Kullanıcılardan gelen geri bildirimlere göre Avrupa ya da EEA ROM’una sahip modellerde de yavaş yavaş güncellemenin dağıtılmaya başlandığı söyleniyor. Eğer siz de telefonunuza yeni güncellemeyi getirmek istiyorsanız, öncelikle cihazınızda 3.5 GB boş yer bırakmanız gerektiğini hatırlatmak isteriz. V13.0.2.0.SKAMIXM kod adlı güncellemeye erişmek için, telefonunuzdan MIUI 13’ü güncellemeye hak kazanıp kazanmadığınızı öğrenebilirsiniz.

    Xiaomi akıllı telefon aldıktan sonra yapmanız gerekenler

    Yakında MIUI 13 güncellemesi alacak Xiaomi telefonlar

    Xiaomi Mi 11 Ultra, MIUI 13 alan son cihaz oldu. Ancak şirket, önümüzdeki günlerde bu kullanıcı arayüzünü daha fazla modele getirmek için kolları sıvamış durumda. Dağıtım planlamasına göre ilk aşama kapsamında güncellemeyi alacak diğer Xiaomi cihazlar ise şu şekilde:

    • Xiaomi Mi 11, Mi 11 Ultra, Mi 11i, Mi 11X, Mi 11X Pro, Mi 11 Lite 5G, Mi 11 Lite 4G, Xiaomi 11 Lite NE
    • Xiaomi 11T, Xiaomi 11T Pro
    • Redmi 10, Redmi 10 Prime, Redmi Note 10, Redmi Note 10 Pro, Redmi Note 10 Pro Max, Redmi Note 10 JE
    • Redmi Not 8 (2021)
    • POCO X2
    • POCO X3 (India)
    • POCO X3 NFC
    • POCO M2
    • POCO M2 Pro
    • POCO M3
    • POCO M3 Pro 5G
    • POCO M4
    • POCO F2 Pro
    • POCO F3
    • POCO C3
    • POCO C31

    Milyonlarca kişi bu teknoloji markalarını yanlış yazıyor

    Dünyaca ünlü pek çok teknoloji markası bulunuyor. Bazılarının yazılışları ve okunuşları ise milyonlarca kişi tarafından karıştırılabiliyor. Yeni yapılan bir araştırmaya göre bazı markalar diğerlerine göre daha fazla kafa karışıklığı yaratıyor. Yeni yapılan araştırmada internette en çok yanlış yazılan markaların isimlerini ortaya çıkarttı. Teknoloji şirketleri isimlerini kendi ülkelerinin dillerine gönderme yaparak seçmesi ise kafa karıştırıcı olabiliyor. İşte tam da bu noktada bir araştırma gerçekleştiren MoneyCo, teknoloji markalarının internette nasıl aratıldıklarına odaklandı. Peki hangi markaların isimleri en çok karıştırılıyor?

    Dünya çapında hangi markaların isimleri en çok karıştırılıyor?

    İnternette yapılan aramaların bir izdüşümü olan araştırmada ‘markaların adlarının ne kadar zor olduğu’ tespit edildi. Araştırmayı yapan şirket yazım hatalarının sıklığına göre markaların bir listesini yayımladı. Çevrim içi istatistiksel ve analik araçları kullanılarak oluşturulan bu listede dikkat çeken isim 30 günlük süre içinde 605 bin kez yanlış yazılan ‘Hyundai’ oldu. Yayımlanan listede otomobil markalarının çok daha fazla yanlış yazıldığı görülüyor.

    hangi markaların isimleri en çok karıştırılıyor

    Ferrari, Porsche, Lamborghini, Volkswagen ve Bugatti gibi otomobil markaları milyonlarca kişinin kafasını karıştırıyor, bu sebeple de yanlış yazılıyor.

    Listeye göre en çok yanlış yazılan Hyundai’den sonra Lamborghini oluyor. 365 bin kez yanlış yazılan lüks otomobil markasını, 123 bin ile Ferrari takip ediyor. Hennessy, Heineken, Gillette, Suzuki gibi markalar da bu listede en çok yanlış yazılanlar oluyor.

    Hyundai en çok, ‘Hundai, Hiudai’ olarak yazılıyorken diğer markalar da şu şekilde yazılıyor:

    Lamborghini, ‘Lamborgini, Lambogini’,
    Ferrari, ‘Ferari’,
    Hennessy, ‘Henessy, Hennesy, Henesy’,
    Heineken, ‘Heinken’,
    Gillette,” Gillete, Gilette, Gilete’,
    Suzuki, ‘Susuki, Suzki’.

    Apple’ın 2022 yılında tanıtması beklenen tüm ürünleri

    Honda ve Sony’den ulaşım alanında iş birliği

    Honda ve Sony arasında imzalanan ortak girişim anlaşması kapsamında “New Company” şirketi kurularak ulaşım ve ulaşım hizmetleri çağı geliştirmek için çalışmalar yapılacağı paylaşıldı.

    Mühendislik çalışmaları ve geliştirdiği teknolojiler ile fark yaratan Honda, geleceğin teknolojilerine yönelik iş birliklerine bir yenisini daha ekledi. Honda, dünyanın önde gelen teknoloji markalarından biri olan Sony ile beraber yeni bir şirket kuracağını duyurdu. Honda ve Sony’nin yeni bir ulaşım ve ulaşım hizmetleri çağı geliştirmeyi amaçladıkları bu şirket doğrultusunda; elektrikli araçların geliştirilmesi, tasarlanması ve satışa sunulması planlanıyor.

    İlk elektrikli araç modelinin 2025 yılında satışa sunulması hedefleniyor

    Honda ve Sony iş birliği kapsamında kurulması planlanan “New Company” ile Honda’nın ulaşım geliştirme yeteneklerini, araç gövdesi üretim teknolojisini ve uzun yıllar boyunca geliştirdiği satış sonrası servis yönetimi deneyimini; Sony’nin ise görüntüleme, algılama, iletişim, ağ ve eğlence teknolojileri geliştirme ve uygulama uzmanlığı bir araya getirilerek kullanıcılar ve çevre ile uyumlu yeni nesil ulaşım hizmetleri geliştirilmesi amaçlanıyor. New Company’nin ilk elektrikli araç modelinin 2025 yılında satışa sunulması hedefleniyor. Elektrikli araçların geliştirilmesi, tasarlanması ve satışa sunulması konusunda çalışacak olan New Company’nin üretim tesisinin olmayacağı belirtilirken; satışa sunulacak ilk elektrikli araç modelinin üretiminin Honda tesislerinde yapılması bekleniyor. Sony tarafından ise, bir ulaşım hizmeti platformunun geliştirilerek kullanıma sunulması planlanıyor.

    Şirketler, dijital araçlar kullanarak emisyonlarını %19’a kadar azaltabiliyor

    Dijital inovasyonun sürdürülebilirlik ve verimliliği geliştirmekte oynadığı rolü gözler önüne seren yeni bir rapor hazırlandı…

    CNBC Catalyst iş birliği ile hazırlanan ‘Sürdürülebilir Geleceğin Kapılarını Aralamak: Dijital Çözümlerin Sürdürülebilir İş Dönüşümünün Anahtarı Olmasının Nedeni’ başlıklı raporda, şirket ve kurumların sera gazı (GHG) emisyonlarını azaltmak, yenilenebilir enerjiye geçiş yapmak ve daha şeffaf tedarik zincirleri oluşturmak için dijital teknolojiyi nasıl kullandığı açıklanıyor.

    Raporda pek çok örneğe yer veriliyor. Bunlar arasında IBM’in yapay zekâ ve blok zincirine dayalı çözümler kullanarak daha şeffaf ve düşük karbonlu bir tedarik zinciri oluşturma süreci, akıllı aydınlatma, yağmur suyu toplama ve yemeklik yağdan enerji elde etme projeleri sayesinde Swire Properties’in portföyü genelinde GHG emisyonunun %19 azaltması gibi sıra dışı başarılar yer alıyor. Ayrıca mühendislik firması Jacobs’un Londra’da milyarlarca veri noktasını analiz ederek seferlerin %80’inde sıfır karbon emisyonu sağlayan ulaşım sistemi modellemesi ve Tata Power’ın sunduğu çatı güneş izleme ve yönetim sistemlerinin Hindistan’ın 90’dan fazla şehrinde müşterilerin yenilenebilir enerji üzerinden 258 varil petrol eşdeğeri üretmeye nasıl yardım ettiği de öne çıkan projeler arasında.

    Yeni raporu değerlendiren Schneider Electric Başkanı ve CEO’su Jean-Pascal Tricoire; “COP26’nın sonuçları, işletmelerin sürdürülebilirliği sahiplenmesi ve enerji açısından ivedilikle daha verimli hale gelmesi yönündeki acil ihtiyacın altını çiziyor. Dijital teknolojiler, önümüzdeki on yılda sürdürülebilirlik vizyonlarının uygulanabilir olmasını sağlayacak. Emisyon azaltmanın %70’i mevcut kanıtlanmış ve rekabet gücüne sahip teknolojilerle elde edilebilirken, bu rapor dünyanın geleceğinin bağlı olduğu net sıfır hedefine ulaşmamıza yardımcı olmak için kuruluşların günümüzün dijital araçlarını nasıl uygulayabileceğini gözler önüne seriyor” şeklinde konuştu.