Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 2002

    Fiyat/Performans Oranı ile Fark Yaratıyor: Microsoft Lumia 535

    Nokia yerine Microsoft logolu ilk telefon Lumia 535 oldu. Uygun fiyatı ile ilgi çeken 5 inç büyüklüğündeki Nokia Lumia 535 inceleme altında.

    Lumia 535, Nokia logosunu taşımayan Microsoft’un ilk telefonu. Tipik bir Lumia tasarımı olan Lumia 535, ön çerçevede ve arka kapağında Microsoft logosu taşıyor. Nokia ile ilgili herhangi bir yazı görünmüyor. Buna karşın Microsoft, Lumia markasını yaşatmaya kararlı.

    Giriş seviyesi bir telefon olan Lumia 535, hem ön hem de arka tarafta 5 MP’lik kameralar barındırıyor. LED flaşlı arka kamera ışıklı ortamında ortalama kalitede fotoğraflar çekerken loş ortamlarda ortalama performansın üzerine çıkamıyor. Buna karşın ön kamera özellikle Selfie modunda benzer ürünlerle kıyasla daha başarılı. Tabi bu kalite Lumia 735 ile kıyaslamak doğru olmaz. Çünkü Lumia 735, özellikle Selfie tutkunları için özel olarak tasarlandı.

    lumia 535 nokia

    Elbette Lumia 535 ile video çekmek mümkün. Yalnız bu videoların Full HD olmadığını 864×480 piksel çözünürlüğünde olduğunu hatırlatmak isteriz.

    Üründe beğendiğimiz bir özellik, ucuz bir malzeme gibi duran arka kapağa rağmen kendisini belli etmesi. Yeşil, turuncu, beyaz, gri, mavi ve siyah seçeneklerine sahip arka kapak her ne kadar çıkartılabilir ve plastik olsa da, başarılı bir işçilik hemen göze çarpıyor. Bu kapağın aynı zamanda bir koruma kapağı gibi görev yapması da iyi düşünülmüş bir özellik. 145 gram ile benzer ürünlerden hafif olan Lumia 535, tüm Lumia ürün ailesinden çok daha ince olduğunu söylemeliyiz.

    lumia 535

    Teknik Özellikler

    Giriş seviyesi Lumia telefonlarının en zayıf noktaları kuşkusuz ekranlarıydı. Lumia 530, 4 inç ekranı ile oldukça küçük kalıyordu. Çok koyuydu ve renk doğruluğu zayıftı. Microsoft, bu zayıf noktayı iyi gördü ve Lumia 535’e çok daha iyi bir ekran kullanmayı tercih etti. Lumia 630’da kullanılan ve çok başarılı bir renk doğruluğu veren Clear Black teknolojisi bu üründe ne yazık ki kullanılmadı. Buna karşın her ne kadar kontrast değeri ortalama değerde olsa da 493 Cd/m2’lik parlaklık iPhone 6 ile kapışacak derecede başarılı.

    Üründe ne yazık ki Full HD çözünürlük desteklenmiyor. Yine de 960×540 (220ppi) çözünürlük değerinin yeterli olduğunu söylemeliyiz. Üründe yapılan bir yenilik, menü tuşlarının çerçevede değil ekranın alt tarafında yer alıyor olması.

    lumia535 nokia lumia

    Dört çekirdekli Snapdragon 200 işlemcisine (1.2 GHz) sahip olan Lumia 535, 1 GByte büyüklüğünde bellek ve 8 GByte büyüklüğünde bir kapasiteye sahip. Bu kapasite, istenildiğinde Micro SD kart yardımıyla toplam 136 GByte’a kadar arttırılabiliyor. Yaptığımız denemelerde menü kullanımının oldukça basit ve hızlı olduğunu gördük. Buna karşın uygulamaların çalıştırılması ve Web sayfalar arasında gezdiğimizde hafif bir performans düşüşü olduğunu gözlemledik. Lumia 535, bugünlerde oldukça moda olan bir hareket sensoruna sahip değil. Sağlık uygulamalarını çalıştıran ve adımlarınızı sayan bu sensor, Lumia ailesinin Snapdragon 400 işlemcili ürünlerinde bulunuyor.

    Buna ek olarak Lumia’dan bildiğimiz kablosuz şarj özelliği de kullanılmadı. Bu özellik sonrasında da entegre edilemiyor. Kullanılan 1905 mAh’lik pil kesintisiz 9 saat görüşme yapmanızı sağlıyor.

    microsoft lumia 535

    Windows Phone 8.1

    Lumia 535’in en büyük avantajı Windows Phone 8.1 (Lumia Denim) işletim sistemine sahip olması. Benzer donanım birleşenlerine sahip Android telefonlar çok daha yavaş çalıştıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bununla birlikte 8 GByte’lık kapasitenin yaklaşık 4 GByte’ı kullanılabilir durumda. Android telefon olsaydı sadece 1 GByte’ını kullanabilecektiniz. Lumia 535’in diğer bir avantajı 128 GByte Micro SD kart desteği sayesinde uygulamaları buraya kurabilmeniz.

    LTE desteğine sahip olmayan Lumia 535, 802.11n, Bluetooth 4.0, GPS ve UMTS teknolojilerini destekliyor.

    Sonuç olarak, yüksek bir performans, müthiş bir kamera ve 4G desteğine ihtiyaç duymayan kişiler için Lumia 535 oldukça hesaplı bir seçenek. Bu fiyata ve benzer özellikler taşıyan bir Android cihazını piyasada bulamayacağınızı rahatlıkla söyleyebiliriz. Akıllı telefon dünyasına yeni adım atacak olan kişiler, Lumia 535 ile birçok isteğini karşılayabilirler.

    Nokia telefon ailesine göz atmak ve satın almak için buraya tıklayın

    Hız tutkunu oyunlar

    0

    Popülerliğini asla yitirmeyecek bazı oyun türleri vardır. Her yıl yeni oyunları çıkan ve bizi pistlerin tozu dumana katan dünyasına davet eden oyunlar… Elbette yarış oyunlarından bahsediyoruz. İster konsollarda, ister bilgisayar veya mobil cihazlarda, bu oyunlar oynanmaya devam ediyor. Biz de sizler için yakın dönemde piyasa çıkmış, göze çarpan 5 yarış oyununu listeledik.

    Forza Horizon 2
    Yıllar geçtikçe ünlü yarış oyunu serisi Forza da değişti, gelişti. Her yeni oyunuyla, daha detaylı oyun yapısı ve daha fazla araç sunarak gelişimini sürdürdü. Forza, kendi türünde gerçekten başyapıt sayılacak ölçüde iyi bir oyundu. Belki de oyunun tek sorunu aşırı simülasyon yapısından dolayı kısıtlı bir kitleye hitap etmesiydi.

    İşte Forza Horizon markası tam bu noktada devreye giriyor. Horizon serisinin 2. Oyunu geçtiğimiz aylarda hem Xbox 360 hem de Xbox One konsolları için piyasaya sunuldu. Orijin serinin gerçekçiliğini bir kenara atıp, eğlence odaklı ve arcade tarzıyla yine çok sevildi. Gerçekten büyük haritası, yüzlerce yarışı ve dolu dolu içeriyle yarış oyunu tutkunlarına hitap etmeyi başarıyor.

    Driveclub
    Evolution Studios tarafından uzun bir süredir geliştirilme aşamasında olan bir isim Driveclub son dönemin en çok dikkat çeken yapımlarından birisi. PlayStation 4 sahipleri için özel olarak geliştirilen Driveclub, her şeyden önce, muhteşem görselliğiyle payeyi topluyor. Oyunun piyasaya sunulmasından kısa bir süre sonra yayımlanan hava durumu güncellemesiyse, oyunun grafiklerini bir seviye daha yükseltiyor ve yarış atmosferini dibine kadar yaşatmayı başarıyor.

    Driveclub’ın en büyük özelliğiyse şüphesiz bağlı olduğu kulüp sistemi. Siz tek başına değil, arkadaşlarınız ile kurduğunuz küçük grupla ilerliyorsunuz. Sizin başarınız, onların da başarısı oluyor ve takım oyunu önem kazanıyor.

    Asphalt 8: Airborne
    Mobil cihazlara geliştirdiği kaliteli yapımlarla rüştünü ispat eden Gameloft’un Asphalt serisi, her yeni oyunuyla mobil cihazlara yarış atmosferini sonuna kadar yaşatmayı biliyor. Serinin sekizinci oyunu olan Airbone ise tam olarak isminde vaat ettiği şeyi yapıyor: yarışlar artık yerçekimine meydan okuyor!

    Dünyanın en ünlü lüks otomobil markalarını lisanlarıyla beraber oyun içerisinde bulunduran Asphalt 8, yarış sonlarında verdiği ödüllerle (elbette derecenize göre), performans artırımına da olanak sağlıyor. Oyunun uzun süre sıkmamasını sağlayan şeyse, kariyer modunun tam 180 yarışı içermesi.

    The Crew
    Bir MMO oyunu olarak tanımlayabileceğimiz The Crew, oyuncuları Amerika Birleşik Devletleri’nin tüm eyaletlerini karış karış gezmeye, son model asfalt canavarlarımızın direksiyonuna geçip, tüm eyaletlerde kükreyen motorlarımızla inletmeye davet ediyor. Üstelik tamamen çevrim içi tabanlı ve çoklu oyuncu seçenekleri ile bezeli bir oyun sistemi ile!

    The Crew özünde bir yarış oyunu olmasına rağmen, enteresan fikirlerle bezeli, yüksek potansiyel sunan bir oyun olma özelliğine sahip. Daha ilk tanıtımı yapıldığı andan itibaren, tüm Amerika Birleşik Devletleri haritasını baştan aşağı gezeceğimizin söylenmesiyle büyük ilgi toplamıştı.

    Bir açık dünya yarış oyununa yakışır bir biçimde, The Crew oyunculara öyle büyük bir harita sunuyor ki uçtan uca dolaşmanız tam 45 dakika sürüyor. The Crew’u özetleyecek en iyi kelime yüksek ihtimalle devasa olduğudur. Eğer çevrim içi özellikleriyle ön plana çıkan bir yarış oyunu arıyorsanız, The Crew’un devasa dünyasına davetlisiniz.

    Gran Turismo 6
    PlayStation tarihinin en önemli oyun yapımcılarından biri olan Kazonori Yamauchi’nin geliştirmiş olduğu Gran Turismo serisinin altıncı oyunu olan Gran Turismo 6, geçtiğimiz yıl oyun severlerle buluştu.

    Gran Turismo’nun beşinci oyun ile getirdiği yenilikler, altıncı oyun ile daha da rafine olup, profesyonel bir hale gelmiş durumda. Aslına bakarsanız Gran Turismo 6 için serideki en iyi oyun olmuş diyebiliriz. İyice geliştirilen sürüş mekanikleri, son derece detaylı arabalarıyla PS3 sahibi oyuncuların kesinlikle denemesi gereken bir oyun.

    Mini Robot Teknolojisi

    Robot, yeniden programlanabilen; maddeleri, parçaları, aletleri, programlanmış hareketlerle yapılacak işe göre taşıyan veya işleyen çok fonksiyonlu makinelerdir. Aynı zamanda ortamdan topladığı verileri, sahip olduğu bilgilerle sentezleyerek, anlamlı ve amaçlarına yönelik şekilde hareket edebilen ve bunu güvenli bir biçimde yapabilen makine olarak da tanımlanabilir.
    iStock_000000240281_SmallBir makinenin robot olarak isimlendirilebilmesi için dört temel yeteneğe sahip olması gerekir. Bu bölümler; robotun çevresindeki verileri algılayabilmesi için gerekli sensörler, verilerin toplanmasını ve kontrolü sağlayan elektronik devreler, alıcıların verilerini kullanarak robotun amacına uygun matematiksel ve mantıksal işlemler ile karar verme olayının gerçekleşmesini sağlayan program ve verilen kararlar doğrultusunda gerekli hareketleri gerçekleştirebilecek  hareketli kısımlardır.

    Günümüzde robot teknolojisi oldukça yoğun kullanılmaktadır. Otomotiv sektörü başta olmak üzere, elektronik, tıp, tarım, hizmet alanlarında kullanım daha da yoğunlaşmış durumda. Bu noktaya geldiğimizde robotlaşmanın gelecek için özellikle iş olanaklarını azaltması ve insanlara hükmetmesi gibi çoğu kişi tarafından risk oluşturacağını düşünülen konulara girmek istemiyorum. Şahsi fikrim, çağımızda ve yakın gelecekte böyle bir risk söz konusu olmayacağı yönünde.

    Bu yazımda, mini robot teknolojisinden bahsetmek istiyorum. Günümüzde bilim insanlarının en önemli amaçlarından birisi ‘‘tek hücreli canlı kadar küçük bilgisayarlar’’ tasarlamak.

    Bu mikro bilgisayarlar sayesinde, insan vücudunun her yerine yolculuk yapabilen mini robotlar tasarlanarak, sağlık alanında devrim niteliğinde değişiklikler yapılmak isteniyor. İnsan vücuduna gönderilen minik robotlar, tedavi edilecek bölgeye kadar giderek, tedaviyi başlatmak amaçlanıyor.

    Geleceğin sanayi üretimi, fabrikalarda, üretim bantlarında yapılmayabilir. Geleceğin ürünleri, aynı ağaçlar gibi atom moleküllerinin bir araya getirilmesiyle gerçekleştirilebilir. Bu teknoloji  mikro ürünleri beraberinde getirecek. Böylelikle bir virüs büyüklüğünde bilgisayarların üretilmesi amaçlanıyor. Bakteri boyutlarındaki  “doktor robotlar” kılcal damarlarda ilaç taşıyarak, vücuttaki hastalıklı kısmı nokta atışıyla tedavi edebileceği bir çağa giriyoruz.

    Tasarlanan mini robotların, tıpkı bakteriler ve diğer tek hücreli canlılar gibi suda basit vücut hareketleriyle hareket edebileceği düşünülüyor. Mikroskobik robotlar, sıradan bir enfeksiyonu iyileştirmek veya kanserli hücreleri öldürmek için ilaçları doğrudan hastalıklı bölgelere taşıyabilecek.

    Nokta atışı yapan mikroskobik robotların gelecekte hap, serum, şurup ile diğer geleneksel ilaçları ortadan kaldırması bekleniyor. Bu da insanlığı, sivrisinek öldürmek için atom bombası kullanmaya benzeyen klasik tedavi yaklaşımından kurtararak, istenmeyen yan etkileri önleyecek.

    deniztaragıAlmanya’daki Max Planck Enstitüsü tarafından geliştirilen mikro robot ise bir iğne ucu büyüklüğünde ve deniz tarağının tasarımından ilham alınarak yapılmış. Araştırmacılar, kan damarları içerisinde ileriye veya geriye hareket edebilen bu robotun, deniz taraklarının  şekline sahip olduğunu belirtiyorlar.

    Robotun tasarımı, sürekli daralan veya genişleyen ve yukarıya doğru akabilen damarlar içerisinde en verimli şekilde yüzebilmesini sağlıyor. Robotun enerji ihtiyacı ise harici bir manyetik alan üzerinden karşılanıyor.

    503887

    Mini robot teknolojisinde aynı amaca yönelik programlanmış elektronik elemanları kontrol etmek önemlidir. Bu konuda, dünyada gelişmelere örnek olarak ABD’li mühendislerin ürettikleri yüzlerce minik robottan oluşan koloniyi, istedikleri şekli oluşturmaları için programlamayı başardığını söyleyerek verebilirim. Bu çalışma, bu şekilde programlanabilen en çok sayıda robottan oluşan en büyük robot grubu olarak biliniyor. Bir araya gelen hücreler ya da köprüler oluşturabilen karınca kolonileri gibi biyolojik örneklerden ilham alan bu çalışma, kendi kendini oluşturan aletler ya da yapılar üretmeye yardımcı olabilir.

    iStock_000055581904_SmallGünümüzde mini robotlardan bahsettiğimizde, mini dronları söylemeden geçemeyeceğim. Mini robotlar ile bulunduğunuz ortamları daha eğlenceli hale getirebiliriz. Mini dronların  içerisindeki kablosuz bağlantı teknolojisi sayesinde, akıllı telefonlar veya tabletler ile rahatlıkla bağlantı kurabiliyor. Uygun uygulamalar ile telefon veya tableti bir joystick olarak kullanabiliyorsunuz ve rahatlıkla robotunuzu yönlendirebiliyorsunuz.

    Portatif Mini Robot Yazıcı

    miniyazıcı

    Mini robotlara verilebilecek örneklerden bir diğeri de Portatif Mini Robot Yazıcı.

    Mini yazıcının kullanımı da taşınabilirliği kadar basit.Yazıcıyı bluetooth ile dizüstü bilgisayarınız ya da telefonunuza bağladıktan sonra, istediğiniz boyuttaki bir kağıt üzerine koyarak yazdır tuşuna basmanız işlemin tamamlanması için yeterli. Mini robotik yazıcı dakika da 1-2 sayfa yazabiliyor.

    Mini robot teknolojisi, inovasyona açık, devamlı yenilik içinde. Günümüzde ve yakın gelecekte büyük gelişmeler kaydetme potansiyeline sahip.

     Media Markt’ın mini robotları için buradan..

    Akıllı cihazlarınız için yerli mobil uygulamalar

    0

    2014 yılı özellikle mobil cihazlar açısından çok önemli bir yıl oldu. Apple, Samsung, LG, Motorola, Huawei ve diğer üreticiler oldukça şık olan yeni akıllı saatlerini, tabletlerinitelefonlarını ve diğer cihazlarını duyurdular. Bu arada otomobil üreticileri de boş durmayarak mobil cihazlara uyumlu akıllı araç sistemlerini tanıttılar. Bu gibi akıllı çözümlerin sayısı 2015 yılında daha da artacak. Dolayısıyla mobil uygulama geliştirme eskisinden çok daha önemli bir hale geliyor.

    Apple AppStore, Google Play ve Windows Marketplace gibi önemli uygulama pazarlarına baktığımızda hem yabancı şirketler tarafından geliştirilen Türkçe içeriğe sahip hem de Türkiye’deki üreticilerin yerli uygulama ve oyunların sayısının katlanarak arttığını görüyoruz. Hatta Türkiye’de geliştirilen irili ufaklı bu uygulamaların ve oyunların rakiplerinden hiçbir eksikleri olmadığını hatta birçok avantaj sağladığını görüyoruz. Bazıları yurtdışındaki yabancı kullanıcılar arasında da popüler olan bu uygulamalar Türkiye ekonomisi açısından da önem taşıyor. Çok yakında çok daha büyük bir pazar haline gelecek bu alanda, açıkçası çok daha fazla yerli uygulama geliştiricisi görmek bizim en büyük temennilerimiz arasında yer alıyor. Artık mobil uygulama geliştiricilerinin önünde sadece akıllı telefonlar ve tabletler yok. Akıllı saatlerden otomobillere, gözlüklere kadar geniş bir yelpaze mevcut ve pazar olabildiğine genişleyecek.
    Yerli uygulama geliştiricilerinden bahsetmişken bu yazımda akıllı cihazlarda en fazla tercih edilen ve benim de aktif olarak kullandığım yerli uygulamalardan birkaçını sizlere aktarmak istiyorum:

    Yemeksepeti
    yemeksepetiBirçok farklı şehirde ve bölgede birçok restorandan yemek siparişi verebildiğimiz Yemeksepeti’nin mobil uygulaması benim en çok kullandığım uygulamalardan birisi. İşteyken dışarıda yemek yememin mümkün olmadığı günlerde ve zor durumda kaldığım günlerde (bir itiraf: yemek yapmasını hiç beceremem) evdeyken imdadıma Yemeksepeti’nin uygulaması yetişiyor. Bazen eve ya da işyerine varmadan önce yoldayken akıllı telefonumdan yemek siparişimi veriyorum ve çok beklemeden yemeğim önüme geliyor. Farklı ödeme yöntemleri ve kampanyaları bu uygulamayı cazip kılıyor. Android, iOS ve Windows Phone versiyonları mevcut.


    Sahibinden.com

    sahibindenBir diğer sık kullandığım mobil uygulama Sahibinden.com’un mobil uygulaması. Otomobil ya da ikinci el ürün alıp satarken ve kiralık ya da satılık ev ararken işinizi büyük ölçüde kolaylaştırıyor. Akıllı cihazınızdan ilan verebiliyor, ilanlarınızı takip edebiliyor, gelen mesajları cevaplayabiliyor ve satmak ya da almak istediğiniz ürünlerin ikinci el fiyatını kolaylıkla takip edebiliyorsunuz.


    İBB CepTrafik

    ibbEğer istanbul’da yaşıyorsanız ya da İstanbul’a yolunuz düştüğünde akıllı cihazınıza yüklemeniz gereken en önemli uygulamalardan birisi İBB CepTrafik. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hizmeti olan bu mobil uygulama ile İstanbul’daki trafiği gerçek zamanlı olarak takip edebiliyor, trafik kameralarının görüntülerini izleyebiliyor, kazaları, yol çalışmalarını ve diğer bilgileri görebiliyorsunuz. Bu sayede trafiğin yoğun olduğu noktalardan kaçarak alternatif yolları kullanabiliyorsunuz.

    Bitaksi
    bitaksiSon zamanlarda en çok kullandığım uygulamalardan birisi BiTaksi oldu. Gece geç saatlerde ya da erken saatlerde, taksi bulmak için belirli bir mesafe gitmenin gerekli olduğu yerlerde imdadınıza yetişiyor. Kredi kartıyla ödeme seçeneği de en önemli artılarından birisi. Cebinizde nakit paranız kalmadıysa ATM aramak yerine kredi kartıyla ödeyebiliyorsunuz. Gideceğiniz yere yaklaşık ne kadar bir ücret ödeyeceğinizi de binmeden önce hesaplayabiliyorsunuz. BiTaksi uygulamasının en sevdiğim özelliklerinden bir diğeri ise görme ve işitme engellilerin unutulmamış olması. Örneğin taksi görme engelli bir kullanıcıya yaklaştığında uygulama telefonu titretiyor ve sesle uyarıyor. Şu an iOS ve Android tabanlı cihazlarda İstanbul ve Ankara’da kullanılabiliyor.


    Ottomania

    Türkiye’de geliştirilen uygulamalardan bahsetmişken oyunlardan bahsetmemek olmazdı. Ottomania iOS ve Android tabanlı cihazlarda oynanabilen tamamen yerli geliştiriciler tarafından yapılmış bir oyun. Savunma – savaş ve taktik içeriğine sahip bu oyun Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan Kanuni Sultan Süleyman’a kadar olan dönemi ve savaşları içeriyor. Oyunda 45’in üzerinde bölüm bulunuyor ve boş vakitleri değerlendirmek için biçilmiş kaftan.
    ottomania

    Spor yaparken işinize yarayacak en akıllı programlar

    Spor yapmak ya da yapmamak… Kolaya kaçmayı seven insanoğlu için özellikle spor yapmamak için onlarca neden saymak mümkün. Bunların temelinde ise sporun vücut kimyasında belli başlı değişimlere neden olması yatıyor. Dolayısıyla vücudunuz ve sinir sisteminiz arasında daimi bir gelgit söz konusu. Bir taraftan koşup bisiklete binmenin manevi yükü diğer taraftan patlamış mısır ve cips yiyerek televizyon karşısında kilo almanın dayanılmaz hafifliği…

    İşte yukarıdaki kırılma noktalarında sizi tünelin sonundaki aydınlık tarafa taşıyacak yegane unsur akıllı cihazlarınızda kullanabileceğiniz spor programları olabilir. İnanın programın yüklü olması bile bilinçaltında sizi dürtecek, baklavaları yerken hissedeceğiniz suçluluk seviyesini yükseltecek. İşte başlıyoruz.nike

    Nike+ Training Club
    Akıllı telefon uygulamalarında Nike uzun süredir çalışmalar yapıyor. Training Club ise hızla gelişip ilerleyen özel bir platform. Kişisel antrenör olma iddiasıyla “Beni indirin!” diye haykıran programda Öncelikle programın arayüzü oldukça ferah ve kullanıcı dostu. Sürekli kurcalayıp farklı bir sekme keşfetmek istiyorsunuz. Yükleme ve kayıt işleminden sonra karşınıza “Haftanın antrenmanı” çıkıyor ve büyük bir dünyaya ilk adımınızı atıyorsunuz. Bunun dışında kullanıcıların en çok tercih ettiği programları da görebilmek mümkün. Program seçimini incelmek, sıkışlamak, güçlenmek ve odaklanmak şeklinde dört temel kategoriden seçiyorsunuz. Ardından programın süresi ve zorluk seviyesini belirliyorsunuz ve istekleriniz doğrultusunda programlar karşınıza geliyor. Başlangıç seviyesindeki antrenmanların dışında Mario Sharapova’nın ünlü 15 dakikalık programlarına kadar zengin seçenekler söz konusu. Her program size Nike Fuel denilen bir puan veriyor. Puanlar sosyal medya paylaşımı ve uzman tavsiyeleri olarak ileride dönüyor. Programın tamamen Türkçe olması ve Android / iOS uyumlu olması önemli bir artı.

    RunKeeper
    GPS özelliği sayesinde ayrıntılı veri analizi yapabilen bu program farklı seviyede koşucuların vazgeçilmezlerinden biri. Tabii yeri gelmişken belirtelim. Koşu aslında genel bir kategori. Bunun içine cross ve yürüme de giriyor. Spor salonlarında genellikle ısınma amaçlı aşırı hızla koşan insanlar, normal yürüyüş yapan insanları biraz küçük görürler ki bu son derece yanlış bir tutumdur. Yürümekten tempolu koşuya hepsinin yeri ve faydası ayrıdır. RunKeeper aslında sizin yürüyüşlerinizi de gözlemlediği için rakiplerinden ayrılıyor. İdmanınız bittikten sonra ulaştığınız en yüksek hız, kat ettiğiniz mesafe ve zaman ekseninde veriler elde ediyor bunları önceki seanslarınızla karşılaştırabiliyorsunuz. Eğer dışarıda koşuyorsanız harita işinize yarıyor. Salonda koşu yapıyorsanız da programın kardiyo özelliği yine verilerin toplanmasında size çözüm sunuyor.

    Johnson & Johnson 7 Minute
    Zorluğu ve yoğunluğu ayarlanabilen, her seviyede sporcuya hitap eden videolu yedi dakikalık programlar. Videoların görsel anlamda teşvik edici ve tekniği doğru uygulamak açısından yararlı olduğu bir gerçek. Programın kişisel antrenör özelliği de var. Seçtiğiniz programlar ve hedefleriniz arasında size yol göstermesi önemli bir özellik.

    pocketyoga

    Pocket Yoga
    Cep Herkül’ü derler ya… Bu da adeta Cep Yogası. Son yılların popüler egzersiz metodu Yoga’yı teknik açıdan uygulamak isteyenler için Pocket Yoga oldukça yol gösterici bir uygulama. Program doğunun mistik taraflarıyla ilgilenmiyor. Bunun yerine her yerde uygulayabileceğiniz teknikleri detaylı şekilde gösteriyor. Bu arada Yoga ve benzer sisteme sahip pilatesin iç kasları çalıştırdığını unutmayın. Genellikle Bodybuilding ile uğraşanların es geçtiği iç kasları çalıştırmak için Yoga gibi metot şart. İç kasların önemi de vücudunuzu güçlü tutmasında yatıyor. Başka bir yazıda detaylara girebiliriz diyerek konuyu kapayalım ve listemizdeki tek ücretli uygulamanın Pocket Yoga olduğunu (2,99 dolar) hatırlatalım.

    Telefonunuzun uygulama indirme bölümüne girdiğinizde çok sayıda yazılım göreceksiniz. Size sunduğumuz başlıklar genel ihtiyaçlarınız için en işlevsel olanları. Akıllı telefonlara yükleyeceğiniz bu programlarla hem telefona hem de spora bakışınız değişecek. Daha fazla beklemeyin.

    Şimdi tatil zamanı…

    Sömestr tatili geldi çattı. Okullar kapandı, tatil programları yapılmaya başlandı. Siz daha program yapmadıysanız üzülmeyin. Artık teknolojinin sunduğu nimetlerle tatilinizi bile yerinizden kalkmadan ayarlayabilirsiniz. Uçak biletinizi satın alabilir, kalacak yerinizin rezervasyonunu yaptırabilir ve hatta yemek yiyeceğiniz restoranlara daha önce yapılan tavsiyeleri inceleyebilirsiniz. Programı yaptıktan sonra sıra bavul hazırlamaya geldiğinde, sizin için seçtiğimiz, tatilinizi daha renkli hale getirecek 6 ürüne mutlaka göz atın. Şimdiden herkese iyi tatiller!

    Pretty young female passenger at the airport (shallow DOF; color

    Yine bir Cuma günü ve yoğun geçen bir haftanın ardından günün bitmesini heyecanla bekliyorsunuz. Öğlen saatlerinde kızınız arıyor ve mükemmel bir karne getirdiğinin müjdesini veriyor. Evet, o artık bir tatili hak etti! Tam da o sırada eşinizin Hangouts’da online olduğunu görüyorsunuz ve ailecek bir tatil fikrine nasıl baktığını soruyorsunuz. (casefoundation.org) Gelen yanıt sizin bütün Cuma stresinizi üzerinizden alıyor. “Harika düşünmüşsün hayatım, biraz hava değişimi hepimize çok iyi gelecek!” Hemen saatinize bakıyorsunuz ve günün yarısını geride bırakmışsınız, neredeyse akşam olmak üzere. Mesai bitiminizde trafik olacağından tur programı yapan acentelere yetişmeniz imkansız. En iyisi mesai sonrasında trafiğin açılmasını biraz beklemek ve elinizde kahvenizle sıcak ofisinizde tatilinizi organize etmek…

    Gitmek istediğiniz yere karar verdiniz. Yolculuk için araba ya da uçakla seyahat etmek gibi 2 seçeneğiniz olabilir. Uçağı tercih ederseniz Skyscanner sitesi üzerinden karşılaştırmalı olarak havayolu şirketlerinin uçuş tarifelerini inceleyebilir ve en uygun fiyatlı uçuşu satın alabilirsiniz. Kalacağınız yer için de otel rezervasyonunuzu bu site üzerinden yapmanız mümkün. Eğer otelde kalmak istemezseniz ve daha farklı bir deneyim yaşamak isterseniz Airbnb ile bütçenize uygun bir konaklama seçeneğini tercih edebilirsiniz. Neden bütçenize uygun diyoruz, çünkü paylaşım sistemiyle işleyen bu sitede 2 odalı ya da 3 odalı bir evde kalabileceğiniz gibi isterseniz bir şatoda ya da bir igloda da kalabilirsiniz. Sınırsız sayıda seçeneğiniz var. Uçaktan indikten sonra transferi nasıl sağlayacağım diye de düşünmenize gerek yok. Skyscanner size araba kiralama hizmeti de sunuyor.

    “Ben gittiğim yerlerde güzel yemekler yemek isterim” diyenlerdenseniz, TripAdvsor ya da FourSquare gibi uygulamalar üzerinden, tercih ettiğiniz damak tadına yönelik uygun alternatifleri bulabilirsiniz. Restoranların adresleri, konum bilgileri, yol tariflerini alabildiğiniz gibi, daha önce o restoranı deneyimleyen kişiler tarafından bildirilen tavsiyelere de göz atabilirsiniz.

    Tatilinizin yol haritasını çıkardıysanız ve sıra bavul hazırlamaya geldiyse, bavulunuza mutlaka koymanız gerektiğini düşündüğümüz 6 ürüne bir göz atın:

    Tatile kitapsız gidilmez!
    Kitapların yeri her zaman farklı ancak bu kadar teknolojiden bahsetmişken, e-kitap okuyucudan bahsetmemek olmaz. 3 bin kitap kapasitesine sahip Calibro, tatilinizde en iyi yol arkadaşınız olacak. 6 inç ekran büyüklüğüne sahip ve e-ink teknolojisine sahip cihaz kağıt hissini aynen yaşatıyor. Güneş ışığında parlamadığı için de gözlerinizi yormuyor.

    calibro

    Aman yollarda kaybolmayın
    Yazının başında size 2 seyahat seçeneği sunmuştuk. Uçaktan vazgeçer de araba ile seyahat etmek isterseniz, Roadstar’ın bu navigasyon modelini mutlaka yanınıza alın. 6,2 inç ekrana sahip olan bu cihaz, yol tarifinin ötesinde harika bir multimedya deneyimi sunuyor. Android özelliği sayesinde internete bağlanabilir, film açabilir ve eşinizle çocuğunuz için yolculuğu daha keyifli hale getirebilirsiniz.
    Ürün hakkında detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.

    ROADSTAR-RD9200U-Android-İnternetli-Navigasyon-Multimedya-Double-Dvd-Oto-Teyp

     

    Selfie çubuğum şekil, önümden çekil!
    Son zamanların en büyük modası selfie çubukları. Selfie bir tutku halini alınca tabi ki üreticiler de bunu kolaylaştırmak için boş durmadı. Bluetooth özellikli Selfpod selfie çubuğunu mutlaka yanınıza alın.
    Ürün hakkında detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.

    monopod

    Anılarınızı ölümsüzleştirin…
    Bir tatilden geriye kalan en güzel anı hiç şüphesiz ki fotoğraflar. Harika kareler yakalayan fotoğraf makineleri var ancak yanınızda taşımak istemezseniz, kamera çözünürlüğü yüksek olan akıllı telefon modellerini tercih edebilirsiniz. LG G3, sunduğu 13 MP kamerasıyla kristal berraklığında fotoğraflar çekmenize yardımcı olacak. Ayrıca 32 GB depolama alanıyla da binlerce fotoğraf çekebileceksiniz.
    Ürün hakkında detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.

    lg g3

    Biraz müzik ruhu dinlendirir
    İnsan bazen tatilde ruhunu dinlendirmek için müzik dinlemek isteyebilir. Etrafın gürültüsünden biraz uzaklaşmak size iyi gelebilir. Yüksek ses performansı sunan Jabra Move Wireless kulaklık hareket halindeyken bile 8 saat boyunca HD kalitesinde ses sunuyor. Kablosuz müzik keyfinin ardında son derece güçlü bir sese sahip olan Jabra Move Wireless, sesli yönlendirme ve otomatik eşleşme sistemiyle de mobil cihazlarla kolaylıkla bağlantı kurabiliyor.

    jabra_move_3

    Şarjınız hiç bitmeyecek!
    Tatilde bol bol dışarıda vakit geçireceğinizi düşünürseniz, yanınıza taşınabilir şarj ünitesi almanızda fayda var. TTEC’in EasyCharge Smart ürünüyle gün içinde şarjınızın bitme problemine son verebilirsiniz. Hatta ürün size 2 cihazı aynı anda şarj etme imkanı da sunuyor.
    Ürün hakkında detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.

    ttec

    WordPress nedir?

    gorsel12

    WordPress, GPL (General Public License – Genel Kamu Lisansı) yani açık kaynağı destekleyen bir lisansa sahip PHP ve MySQL kullanılarak oluşturulmuş kişisel bir yayın sistemi olarak tanımlanabilir. Diğer bir deyişle; WordPress bir çeşit İçerik Yönetim Sistemi’dir (CMS – Content Management System). WordPress’in sahip olduğu GPL lisansı, bu lisans sahibi yazılımı her şartta kullanımına olanak sağlar. Bu özellik açık kaynak kodlu yazılımların gelişmesi açısından oldukça önemli bir fayda sağlamaktadır.

    GPL lisansının özellikleri nelerdir?

    Üretilmiş olan olan yazılımın bu lisans ile kopyalanabilir olması, yeniden dağıtılabilir olması, değiştirilebilir olması, kullanılabilir olması, satılabilir olması ve lisans şartlarının orijinal dilinde geçerli olması şeklinde açıklayabiliriz.

    Yayınlamak istediğiniz her türlü içeriği düzgün ve hızlı bir biçimde yayınlamanızı sağlayan bu platform Google tarafından da hızlı bir biçimde indekslendiğinden arama motorlarıyla dost bir yapısı olduğunu da belirtmemizde fayda var.

    WordPress’in dünyanın her yerinde kullanılmasının ve çok fazla kabul görmesinin nedeni kuruluşu kolay, kullanımı basit, hızlı ve açık kaynağa sahip bir yazılım olmasıdır. WordPress her geçen gün sürekli geliştirilmekte, yeni eklenen özellikleriyle ve oldukça bol tema seçeneğiyle profesyonel bir içerik yönetim sistemi olarak daha fazla kişi tarafından kullanılmaktadır. Çok ekonomik fiyatlarda özel olarak geliştirilen profesyonel temalar satın alarak işinize en uygun web sitesini, tek satır kod yazmayı bilmiyor ve web sitesi tasarımı konusunda hiçbir tecrübeye sahip olmasanız bile hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

    Günümüzde bireysel ve kurumsal kullanımı çok artmıştır. Birçok dilde destek sağlayan WordPress, özellikle blog yazılımı olarak kullanılmaktadır. Fakat son dönemde portal sitelerin ve haber sitelerinin büyük çoğunluğu da WordPress altyapısını kullanmaya başladılar. Açıkçası, WordPress ile işinizi kolayca çözebilirsiniz.

    Nerelerde kullanılır ?

    Genel kanı olarak blog yazarları için düşünülmüş bir platform olsa da haber sitelerinden e-ticaret sitelerine kadar geniş bir alanda kullanılmaktadır. Tema çeşitliliğinin fazla olması, gerektiğinde yapacağınız işe en uygun temayı ücretsiz olarak bile kullanabilme olasılığı yazılımı cazip ve popüler bir hale getirmiştir.

    Size nasıl fayda sağlar?

    WordPress’in en büyük faydası sanırım açık kaynaklı ve ücretsiz bir yazılım olmasıdır. Herhangi bir konuda internet üzerinde yayın yapmaya karar verdiğiniz anda bu özellikleri ile iyi bir başlangıç alternatifi olabilir. İşiniz çok basit olsa bile yayınlamaya başladığınız yazı, fotoğraf ve video sayısı arttıkça yönetimi kolay bir içerik yönetim sistemine ihtiyaç duyarsınız. Yeni eklenenler, değişiklik yapılacaklar ve çıkarılacak içerik yönetimi WordPress kullanarak zahmetsizce, etkili ve hızlı bir biçimde yapabilirsiniz. Üstelik siz tüm bu değişiklikleri yaparken ziyaretçileriniz sitenizi problemsiz ve kesintisiz olarak kullanmaya devam edebilirler.

    WordPress Eklentileri (Plugin)

    Bazen WordPress kurulumu yaptığınızda hazır gelen kodlar ihtiyaçlarınızın bir bölümünü karşılamayabilir. İşte bu noktada eklenti (Plugin) denen işinizi çözecek yazılım parçaları bulabilirsiniz. Çoğu ücretsiz olan bu eklentileri sunucunuzda kurulu olan WordPress altyapınıza eklediğinizde ihtiyacınız hızlıca ve yayınınız kesintiye uğramadan çözülmüş olur.

    Nereden bulabilirim?

    Orjinal web sitesi WordPress.org adresinde ulaşabileceğiniz gibi Türkçe olarak ulaşabileceğimiz tr.wordpress.org isimli siteyi ziyaret ettiğinizde WordPress’in Türkçe sürümünü edinebilirsiniz. Bu yapıyı rahat kullanabilmek için bir alan adınızın olması ve bir barındırma (hosting) hizmeti alıyor olmanız yeterli olacaktır. Kurulumu oldukça kolay ve kısadır. Sadece birkaç adımda 1-2 dakika içinde kurulum sağlayabilirsiniz.

    Özetlersek, açık kaynaklı ve ücretsiz olarak dağıtılan WordPress’i kullanarak çok kısa bir süre içinde sunucunuza kurulumunu yaparak sitenizi yayınlayabilir ve sitenize içerik girmeye hemen başlayabilirsiniz. Hatta hiç zorlanmanıza gerek yok. Arama motorlarında “WordPress Kurulumu video” yazarak bir arama yaparsanız, tüm kurulum adımlarını videoda görerek çok net bir biçimde öğrenebilirsiniz.

    Hayatınızı dijital ajanda ile düzenleyin

    Her yıl yeni bir ajanda almanıza gerek yok. Bu işi gören birkaç farklı uygulama ile hem yükünüz hafifler hem de hayatınız çok daha düzenli olabilir.

    Bilgisayar için fotoğraf düzenleme yazılımları

    edit_yazilim_mt

    Fotoğraflarınızı çektiniz ve bilgisayarınıza aktardınız. Bu fotoğrafların üzerinde bazı düzenlemeler yapmak istiyorsunuz. İşte tam bu noktada fotoğraf düzenleme yazılımları imdadımıza yetişiyor.

    Dijital teknolojinin hayatımıza girmesiyle beraber fotoğraflarda düzenleme yapmak da çok kolay hale geldi. Eskiden karanlık odada yapılan düzenlemeleri artık bilgisayarlarda hem de birkaç ‘tıkla’ yapabiliyoruz.

    Günümüzde fotoğraf y ada imajları düzenlemek için onlarca farklı yazılım bulunuyor. Bunların bir kısmı ücretli bir kısmı ise ücretsiz olarak kullanılabiliyor. Bazıları temel düzeyde düzenleme imkanı sunan bu yazılımların ileri seviye düzenleme özellikleri içeren sürümleri de bulunuyor.

    Zaman zaman çektiğimiz fotoğrafları düzenleme ihtiyaç duyarız. Çünkü bazı fotoğraflarda çeşitli düzenlemeler yapmak gerekir: Kadrajı eğik olan bir fotoğrafı düzeltmek, gereksiz şeylerin görüntüden çıkarılmasını sağlamak, biraz parlaklık ya da kontrast vermek ve benzeri işlemler için fotoğrafları düzenleriz. İşte bu amaçla kullanabileceğimiz birçok yazılım bulunuyor. Bunlardan ilki ise Photoshop.

    photoshop_mtPhotoshop

    Dünyanın belki de en çok bilinen imaj düzenleme uygulaması olan Photoshop, zengin düzenleme seçenekleri, gelişmiş ayarlar, renk düzenlemeleri ve daha birçok özelliğiyle sektöre damgasını vuran bir yazılım. 20 yılı aşkın bir zamandır kullanılan yazılım birçok sektörde kullanılıyor. Amatörlerin de tercih ettiği yazılımın Elements isimli sürümü özellikle günlük işler için tercih edilebilecek bir sürüm. Temel özellikleri içeren bu sürüm birçok düzenlemeyi yapabilme imkanı da sunuyor. Elements sürümü 79 Dolar fiyat etiketine sahip. Photoshop’un hem PC hem de Mac sürümü bulunuyor.

    Photoshop’un Elements sürümü ile ilgili resmi bilgi firmanın internet sitesinde bulunuyor.

    Gimp

    İlginç bir yazılım olan Gimp ücretsiz olarak fotoğraf düzenleme imkanı sunuyor. Photoshop kadar olmasa da temel düzeyde birçok düzenlemeyi yapabilen yazılım, çok fazla yer kaplamaması, yüksek güçlü sistem kaynaklarına ihtiyaç duymaması ve hızlı bir şekilde çalışabilmesiyle dikkat çekiyor.

    Mac, Windows ve Linux sürümleri bulunan Gimp’i resmi internet sitesinden bilgisayarınıza yükleyebilirsiniz.

    Irfanview

    İsmi tanıdık gelen bu yazılım Bosnalı Irfan Skiljan isimli bir üniversite öğrencisi  tarafından 1996 yılında kullanıma sunuldu. Halen kullanılan uygulama bir çok eklenti ile özelliklerini geliştirdi. Fotoğraflara temel anlamda düzenlemeler yapabilen yazılım, en düşük sistem kaynağına sahip bilgisayarlarda bile çalışabilecek şekilde tasarlandı.

    Ayrıca ‘Batch’ yani bir düzenlemeyi birden fazla imaja uygulayabilme mantığı ile yazılım türünün en başarılı örneklerinden biri haline geliyor. Ücretsiz yazılımı resmi internet sitesinden bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

    irfan_mt

    Picasa

    Google’ın bir yazılımı olan Picasa aslında tam anlamıyla bir imaj düzenleme yazılımı değil. Ancak içinde bu tip özellikleri bulunduğu için burada yer vermeyi uygun gördüm. Faydalı bir yazılım Picasa’nın amacı fotoğrafları katalog olarak göstermek. (Valium) Aynı zamanda düzenleme özellikleri de bulunan yazılım, hızlı çalışması, yüksek sistem kaynağı istememesi gibi özelliklere sahip. Fotoğraflardan video oluşturma gibi ilginç özellikleri bulunan yazılım  ücretsiz olarak kullanılabiliyor.

    Picasa, fotoğraf çeken ve bunları düzenleyenlerin bir kez dahi olsa kullanmaları gereken bir yazılım bence. Yazılımla ilgili detaylı bilgi resmi internet sitesinde yer alıyor.

    Paint.net

    Bir diğer ücretsiz yazılım ise Paint.net. Windows’ta standart olarak bulunan Paint yazılımına benzeyen Paint.net, temel düzeyde birçok fotoğraf düzenlemesi içeriyor. Gimp benzeri bir arayüze sahip olan yazılım kesme, küçültme ve değiştirme gibi düzenlemelerin yanısıra efektler ve renk düzenlemeleri de içeriyor.

    Yazılımı resmi internet sitesinden bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

    Corel PaintShop Pro X7

    Bir zamanlar grafik tasarım alanında Photoshop ile yarışan Corel’in hem temel hem de ileri düzeyde düzenlemeler içeren bir yazılımı var karşımızda. Corel PaintShop Pro X7 birçok düzenleme içeriyor. Bunlar arasında renk, boyut ve şekil düzenlemeleri yer alıyor.

    Sadece Windows sürümü bulunan yazılımın fiyatı 55 Dolar. Yazılımla ilgili bilgiyi resmi internet sitesinde bulabilirsiniz.

    Bu yazımızda belli başlı imaj düzenleme yazılımlarını bir araya getirdim. Elbette yukarıdakilere ek olarak yazılabilecek en az 10 tane farklı yazılım daha var. Ama hepsini burada tek tek yazmamız mümkün olmadığı için önemli gördüklerimizi ele aldık.

    Işığınız bol olsun…

    iFlashDrive EVO ile iPhone’larda bellek derdine son!

    ONE_A.92Bundan yaklaşık 8 yıl önce, 9 Ocak 2007’de ilk iPhone tanıtıldığında, satışa sunulan modellerin bellek kapasiteleri 8 ve 16 GB arasındaydı. Bugün itibariyle 8 GB’lık seçenek artık satışta değil… iPhone 6 modellerinde bellek kapasitesi, 16, 64 ve 128 GB arasında değişiyor.

    UYGULAMALAR DA BÜYÜYOR
    Zaman içinde kapasitenin artması son derece normal… İşlemci geliştikçe, uygulamalar da çok daha karmaşık hale geliyor. Karmaşıklaşan uygulamalar da, daha fazla alana ihtiyaç duyuyor. Bugün AppStore’a baktığınızda birçok uygulamanın 2 GB’dan daha fazla alana ihtiyaç duyduğunu siz de fark edeceksiniz. 16 GB bellekli bir iPhone’a bu tür uygulamalardan birkaç tane yüklediğinizi düşününce çok önemli bir bellek sorunuyla karşı karşıyasınız demektir.

    iFlashDrive EVO, iPhone sahiplerini artık bu dertten kurtaran bir çözüm olarak geliyor. Bugüne kadar iPhone, ya da iPad’e uyumlu bellek donanımları vardı. Ancak onlar yalnızca, bazı resim dosyalarının transferine müsaade ediyordu. Oysa iFlashDrive EVO, hemen hemen bilinen tüm resim dosya biçimleri başta olmak üzere, 30 kadar doküman, audio ve video dosyasını destekliyor. Üstelik, Mac OS, iOS, Microsoft ve hatta Linux işletim sistemi farkı olmadan tüm cihazlara transfer yapabiliyor.

    81SHAPrZaFL._SL1500_UYGULAMA APPSTORE’DAN ÜCRETSİZ İNDİRİLİYOR
    Tüm dosyalarınızı adeta harici bir disk gibi depoladığı gibi, dosyalar üzerindeki kontrolü (dosya adı değiştirme, silme vs) tamamen size bırakıyor. Fotoğraflarınız, filmleriniz, şarkılarınız aklınıza gelen tüm dosyalarınızı yalnızca saklamakla kalmıyor, onları doğrudan kendi üzerinden çalıştırmanıza da imkan veriyor. Yani çok sevdiğiniz bir filmi iFlashDrive EVO üzerinden oynatabiliyorsunuz. Verilerinizi iCloud’da tuttuğunuzda, her zaman internet bağlantısına sahip olmayabilirsiniz. Oysa iFlashDrive’da bilgileriniz her an elinizin altında bulunuyor. Bu bilgileri şifreleyebiliyor, hatta iFlashDrive EVO’ya hangi cihazın bağlanıp bağlanmayacağına dahi şifreyle siz tayin ediyorsunuz.

    iFlashDrive EVO’nun uygulaması AppStore’dan ücretsiz olarak indirilebiliyor. Bu uygulama sayesinde cihazlarınız donanımla bağlantı kurabiliyor. Programın arabiriminde dosyaların detaylarını görebiliyorsunuz. Ana ekranda kullanmış olduğunuz belleğin miktarı ve ne kadar boş yere sahip olduğunuz özellikle belirtiliyor. Depolamış olduğunuz dosyalar, müzik, fotoğraf, video, doküman ve diğer dosyalar şeklinde kataloglanmış olarak ana ekranda sizi karşılıyor. İlginç özelliklerden biri de, doğrudan ses kayıtlarınızı iFlashDrive EVO’nun üzerine yapabiliyorsunuz.

    81JzeZqKIfL._SL1500_DROPBOX BAĞLANTISI DA MÜMKÜN
    Arabirimde ayrıca yer alan In-APP ve Tüm Dosyalar Deposu bölümünde, cihazının üzerinde doğrudan çalışan uygulamalara göz atabiliyorsunuz. Dosya yönetimine Dropbox hesabınızı doğrudan linkleyebilmeniz de mümkün… Buradaki dosyalarınızı da istediğiniz gibi kontrol edebiliyorsunuz. Kişiler dosyanızı da burada yedekleyebiliyor, bilgileri iFlashDrive EVO’da saklayabiliyorsunuz. Yalnızca kişiler dosyası değil, takviminiz de burada yedekleniyor. Ayrıca tek tuşla tüm bilgilerinizi yedekleme imkanınız da var… Ve dosyalarınız arasında arama yapma da…

    Tüm bunların yanında bir de Apple TV’niz varsa, AirPlay özelliğiyle H.264 kodlu vidolarınızı arada kablo bağlantısı olmadan TV’de oynatabiliyorsunuz. Arabirim ID3 etiket sistemini desteklediği için müzik dosyalarını oynatırken albüm kapağı, şarkı ve sanatçının ismi ekrana geliyor.

    iFlashDrive EVO, şu anda bazı alışveriş sitelerinde satılmaya başlanmış durumda… 16 GB’lık iFlashDrive EVO, yaklaşık 270 TL civarında satılırken aynı ürün Amazon’da 79 dolara müşteri buluyor.iFlashDrive_EVO_flash_for_iPad