Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1997

    Bilişimci Kadınlar

    0

          Bir bilişim sektörü çalışanı olarak; bayan arkadaşların bu sektörde son yıllarda oldukça fazla istihdam edildiğini söyleyebilirim. Bilişim sektöründe kadınlar, daha çok yazılım, proje uzmanlığı, network uzmanlığı, siber güvenlik gibi konularda çalışıyorlar. Sistem yöneticiliği gibi oldukça zor olan bir konuda bile oldukça başarılılar. Teknoloji ve yazılım dünyası her ne kadar erkekler tarafından domine ediliyor olsa da, kadınların da bu konudaki oranı gün geçtikçe artıyor. Son istatistiki verilere bakılacak olursa; artık Avrupa’da Avrupa Birliği’ne üye 27 ülkede yüksek öğrenim gören öğrencilerin yarısından fazlası bayanlardan oluşuyor. Doktora yapanların da yarıdan fazlası bayan öğrenci. Bunun yanında bayan öğrencilerin %20’si mühendislik ya da bilişim teknolojileriyle ilgili bölümlerde okuyor.

    Kadınların hayatında birden fazla rolün olmasından dolayı, sorumlulukları da daha fazla. Bilişimci bir erkek hayatının her evresinde kendini geliştirmeye çalışırken; bilişimci bir kadın; eş, anne rolleri ile beraber, bilişimci rolünü de devam ettirmeye çalışıyor.

    Temelde tüm çalışan kadınların yaşadıkları sıkıntılar, problemler var. Ancak; mühendislik toplumumuzda tamamıyla erkek işi olarak görüldüğü için, kadınlar bu alanda maalesef daha fazla problem yaşamaktalar.

    Bilişim sektöründe çalışan kadınların başlıca sorunlarını sıralayacak olursak;

    iStock_000036055298_Small

    -Çalışma saatlerindeki belirsizlik,
    -Dengesiz ücret,
    -Terfi imkanının fazla olmaması,
    -Gelecekteki belirsizlik,
    -Sorumlulukların net olmaması,
    -Yoğun ve stresli iş ortamı,
    -Her zaman güncel bilgi sahibi olma gerekliliği,
    -İş yerinde mobbing,
    -Ciddiye alınmama sorunu.
    Bu sorunların bazılarını erkek çalışanlarında yaşadığını söylemeliyim.

    Bunlar ile birlikte yeni mezun olmuş bir bayanın iş ararken, istenilen kriterlerin neredeyse tamamını taşımasına rağmen tercih sebeplerinde sadece erkeklerin istenmesi önlerindeki en büyük engel olarak duruyor. Durum böyle olunca TÜBİDER’in Bilişim Sektöründeki kadın – erkek araştırma sonuçlarına göre 32,7% – 64,4 % ile erkeklerin tercih edilmesi  söz konusu.

    Bilgi ve iletişim teknolojilerinin mutfakları neredeyse uzay üssüne ve evlerimizi de akıllı cihazlar deposuna dönüştürdüğü ortamda, kadının bilişimle olan bağlantısı, daha da önem kazanıyor.

    Kadınların bilişim teknolojilerini kullanma oranlarına karşılaştırmalı olarak bakacak olursak;

    Communication technologyTürkiye’de erkeklerin bilgisayar kullanım oranı kadınlardan daha yüksek, TÜİK’in 2014 yılında gerçekleştirdiği Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’na göre erkeklerin yüzde 62,7’si, kadınlarınsa yüzde 44,3’ü bilgisayar kullanıyor.

    Araştırmaya katılan kadınların yüzde 55,7’si son bir yıl içinde bilgisayar kullanmazken aynı oran erkeklerde yüzde 37,3. Yine araştırma sonuçlarının gösterdiği bir diğer sonuç ise; araştırmaya katılan bireylerin yüzde 46,5’inin son 1 yıl içinde bilgisayar kullanmadığını ortaya koyuyor.( Kaynak: TÜİK, Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması,2014)

    Kadınların mobil kullanım alışkanlıkları konusuna gelindiğinde;

    iStock_000027578026_Small

    Mobil Kullanım Alışkanlıkları ve Optimizasyon konusunda Internet Advertising Bureau tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Orta Doğu, Latin Amerika ve Asya’da internet kullanıcılarının ortalama %27’si internete bağlanmak için cep telefonunu tercih ediyor. Internete cep telefonu ile bağlanmayı tercih eden en büyük kitle ise 16-34 yaş arasındaki kadınlar. Ayrıca, er­kek­le­rin yüz­de 42’si, ka­dın­la­rın ise yüz­de 37’si, in­ter­net­te­ki fi­yat­la ma­ğa­za fi­ya­tı­nı kar­şı­laş­tır­mak için akıl­lı te­le­fo­nu kul­la­nı­yor.

    Eğer daha medeni, uygar, gelişmiş bir toplum istiyorsak, daha yaratıcı, canlı bir dünya istiyorsak hemen her alanda kadınları desteklemek zorundayız, kadınlar ve erkekler olarak buna mecburuz, Einstein’ın belirttiği gibi gerçekten de önyargıları parçalamak bir atomu parçalamaktan zor ancak bunu gerçekleştirmeye başladık. Eğer siz de bilgisayarla uğraşıyorsanız ve daha güzel bir dünya istiyorsanız kadınları kendi alanınızda destekleyerek, özellikle genç öğrencilerin hevesini yönlendirerek ciddi bir fark yaratabilirsiniz.

    Bütün kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum..

     

     

     

    Profesyonel şeflerin pabucunu dama atacak yemek makinesi Foodini

    Yemek yapmak büyülü bir iş. Eli yatkın bir ustayı ya da deneyimli bir şefi izlerken adeta meditasyon yaparcasına uzaklara dalıp gidebilirsiniz. (skillnet.net) İşte bu büyülü atmosferi ev ortamına getiren yeni bir buluşla karşı karşıyayız. Ünlü illüzyonist Hoodini’den türetilerek ismi konulan Foodini gerçek bir emek ustası. Piyasada gördüğümüz mikrodalga boyutlarında üretilen bu ürün üç boyutlu yazıcı teknolojisini kullanarak 5000’in üzerinden yemeği yapabiliyor. Üç boyutlu yazıcıların hayatımızda her geçen gün daha da fazla yer kapladığı bir gerçek. Birkaç ay önce Obama’nın tamamen üç boyutlu yazıcı ile üretilen bir otomobile keyifle baktığını görmüştük. Belki şimdi kendisi bu lezzetli yemekleri de tadan kişilerden biri olacak. Bu arada henüz Foodini’nin yemeklerini yiyemedik ancak restoran kalitesinde zirve kabul edilen Michelin Yıldızı’na sahip birkaç mekanın şefi, Foodini’nin mutfak hünerlerine tam not veriyor. Tabii gönül Vedat Milör gibi gurmelerin yorumlarını merak etmiyor değil.

    NM-Foodini-rendering

    Foodini, Natural Machines (Doğal Makineler) isimli bir şirketin Ar-Ge’si sonucu ortaya çıkan bir ürün. Firma her ne kadar çok gelişmiş bir mutfak robotu geliştirmiş olsa da doğallıktan yana olduğunu her fırsatta belirtiyor. Firmanın adı da zaten bunu doğruluyor. Yetkililer özellikle hazır gıdaların ve obezitenin artması nedeniyle böyle bir ürün geliştirdiklerini söylüyor. Araştırmalara göre insanlar vakitsizlikten ve mutfak pratikliği eksikliğinden hazır ve işlenmiş gıdalara yöneliyor. Foodini neredeyse sıfır bilgiyle birinci sınıf yemek pişirerek önemli bir boşluğu dolduruyor.

    Peki, Foodini’nin mutfak becerileri ve yatkın olduğu yemekler neler? Yetkililer oldukça iddialı ve bu cevabı “Sınırsız!” şeklinde yanıtlıyorlar. İnternete bağlı olarak kendini güncelleyen tariflerle beraber Foodini gelişime açık bir yapıya sahip. Tabletinizden tarifi indirip Foodini’ye pası atıyorsunuz. Foodini tarifi analiz ederek sizden malzemeleri istiyor. Şu an için cihazın kapsülleri mevcut ve siz direktifler doğrultusunda kapsüllere malzemeleri koyuyorsunuz. Bundan sonrası Foodini’ye kalıyor. Ortalama 1.5 saatte istediğiniz yemek pişiyor. Yemek derken de aslında dünya mutfakları desek yeridir çünkü Foodini, makarnadan, pastaya, hamburgerden sebze çeşitlerine, farklı dünya mutfaklarından tatlılara her şeye hakim. İmam bayıldı yapıyor mu derseniz, cevabı biz de bilmiyoruz ancak bir şefin yüklemesiyle neden olmasın? Ama teknik olarak Foodini, 1.5 mm kalınlığına kadar inebilen hamur açabiliyor. Belki ileride Baklava güncellemesi de gelir, kim bilir… Özellikle pastanın üzerine isim yazma, çikolatadan yazı gibi kişiselleştirme özelliklerinin mevcut olduğu düşünülürse Foodini özel hediyeler ve günler için de ideal seçim gibi gözüküyor.

    141106092434-foodini-mini-burger-horizontal-large-gallery

    Kapsüllere konan gıdaları kendiniz hazırlıyorsunuz. Yani domatesi kesip içine koymanız gerekiyor. Sadece bu tarz zahmete katlansanız da Foodini için üretilen özel kapsül gibi bir zorunluluk bulunmaması artı. Temizlik açısından da ürün son derece yenilikçi. Foodini’nin tüm parçaları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Çelik kapsüller koku ve renk tutmuyor, kolay temizleniyor. Yetkilier Foodini’yi mutfağın “tek” eşyası gibi göstermek istemiyorlar. Onlara göre Foodini de bir rende gibi yemek yapmayı kolaylaştıran bir ürün. Bu ürün sayesinde insanların yemek yapmaya kendiliğinden eğilim göstereceğine inanıyorlar. Yani gerçek bir şefin yerini almasını beklemedikleri gibi bunu istemiyorlar da. Onların pazarlama stratejisi sağlıklı yemek üzerine ve açtıkları savaş da hazır ve işlenmiş gıdalar.

    Foodini yeterince övdük ve şimdi fiyata geliyoruz. Evet, Foodini 1000 Euro’ya satılacak. Birkaç ay içinde belirli sayılarda ürün dağıtıma verilecek; yılın ikinci yarısından sonra da internet üzerinden satış başlayacak. Henüz ismi verilmeyen çeşitli dağıtıcılarla da görüşme halinde olduğu söyleniyor. Umarız ürünü ülkemizde de kolaylıkla buluruz."Foodini" - 3D Printed Food

    Mobil Dünya Kongresi’nde teknoloji bombardımanı

    Teknoloji açısından dünyanın en önemli etkinliklerinden birisi olan Mobil Dünya Kongresi  2 – 5 Mart tarihleri arasında İspanya’nın Barselona şehrinde gerçekleştirildi. Küçük büyük dünyanın dört bir yanından gelen 2 binin üzerinde şirket en son teknolojilerini, ürünlerini ve hizmetlerini burada tanıttı. Mobil Dünya Kongresi bu yıl 90 binin üzerinde ziyaretçiyi ağırladı. Ben de bu ziyaretçilerden birisi olarak burada gördüğüm yeni ürünleri ve teknoloji trendlerini sizlere aktarmaya çalışacağım.

    Bu yıl Mobil Dünya Kongresi’nin odağında inovasyon vardı. Birçok şirket cep telefonu şarj eden mobilyadan sanal gerçeklik cihazlarına inovasyonlarını burada gözler önüne serdi. Yaklaşık 5 günlük izlenimlerime göre giyilebilir teknolojiler, mobil sağlık, mobil finans ve biyometri teknolojilerine büyük bir ilgi vardı. Özellikle akıllı saatler ve bileklikler gibi cihazlarda pille ilgili oldukça önemli gelişmeler yaşanmış ve kullanım süreleri önemli derecede artırılmış. Bu arada Mobil Dünya Kongresi’nin bir diğer önemli konusu ise 5G oldu. Dünyanın çeşitli yerlerinde hizmet veren operatörler ve altyapı sağlayıcıları 5G ile ilgili planlarını burada aktardılar. Dünya üzerindeki internete bağlı cihaz sayısının artmasıyla birlikte 4G’nin de belli bir noktada dar boğaza gireceği ve yeni bağlantı teknolojilerinin ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğu burada gerçekleştirilen sunumlarla gösterildi.

    Her yıl olduğu gibi bu yıl da birçok kullanıcının dört gözle beklediği cihazlar burada gün yüzüne çıktı. Benim ilgimi çeken ve lansmanlarına katılma fırsatı bulduğum ürün ve cihazları kısaca burada sizlere aktarmaya çalışacağım.

    HTC sanal gerçeklik cihazıyla dikkat çekti

    Lansmanına katıldığım ilk şirket HTC oldu. HTC burada amiral gemisi akıllı telefonu HTC One M9, akıllı bilekliği HTC Grip ve sanal gerçeklik cihazı HTC Vive’ı tanıttı. 8 çekirdekli Qualcomm Snapdragon 810 işlemci, 3GB bellek, 32GB depolama kapasitesi ve 5 inç ekrana sahip telefonun ön kamerası 4 Megapiksel, arka kamerası ise 20 Megapiksel. Telefon 4K video kaydedebilme özelliğine de sahip. HTC’nin akıllı bilekliğinin bence en önemli özelliği yerleşik olarak GPS özelliğine sahip olması. Bu sayede aktiviteler çok daha hassas bir şekilde ölçümlendirilebiliyor. Sanal gerçeklik cihazı ise Valve ile birlikte geliştirilmiş. Üzerinde bulunan 70 adet  sensörle kullanıcılara 360 derecelik gerçeklik hissi veriyor. Ürünün 2015 sonunda çıkması planlanıyor.HTC Vive_White

    Samsung S6 ve S6 Edge’i duyurdu

    Haftalardır süren S6 dedikoduları Samsung’un lansmanı ile birlikte sona erdi. Samsung amiral gemisi akıllı telefonlarını Mobil Dünya Kongresi’inde duyurdu. Samsung açıkçası her iki telefonu da büyük bir özenle yeniden tasarlamış. Tamamen metal ve cam ağırlıklı hale getirilen telefonların her ikisi de Edge’in kıvrımlı ekranları haricinde aynı özelliklere sahip. 5.1 inçlik telefonların üzerinde Exynos 7420 işlemci bulunuyor. S6 ve S6 Edge’in arka kamerası 16 Megapiksel, ön kamerası ise 5 Megapiksel. Her iki telefon da 32, 64 ve 128GB depolama kapasiteleri ile piyasaya sunulacak.samsung_s6_edge

    Huawei akıllı saatiyle dikkat çekti

    Mobil Dünya Kongresi’nde oldukça aktif şirketlerden birisi olan Huawei, çoğumuzun yıllardır kullandığı yuvarlak hatlara sahip klasik saat biçiminde geliştirdiği akıllı saatle dikkatleri üzerine topladı. Paslanmaz çelik bir gövde, safir kristal ekran, adım sayar gibi çeşitli sensörler ve 40’a yakın arayüzü ile Huawei Watch 1 sürpriz bir cihaz oldu.

    Birçoğumuzun yıllardır kullandığı yuvarlak hatlara sahip klasik bir saat biçiminde tasarlanan Huawei Watch 1, paslanmaz çekil gövde, safir kristal ekran, dahili sensörler gibi özelliklere sahip. Mıknatıslı şarj ünitesi, çizilmelere ve darbelere dayanıklı gövdesi ve tasarımı ile kongrenin en dikkat çeken cihazlarından birisi oldu. Huawei etkinlikte aynı zamanda spor yapan kişilere yönelik TalkBand serisi yeni ürünlerini ve tabletini de tanıttı.

    huawei_watch_1

    Mobil Dünya Kongresi’nde Türkiye’den de 20’nin üzerinde şirket yer aldı. Türk şirketlerini de burada görmek beni açıkçası çok mutlu etti. Etkinliğe katılan Türk şirketlerinden birisi olan Vestel de Venüs serisi telefonlarının iki yeni üyesinin prototiplerini de burada sergiledi.

    Sizlere benim kongrede dikkatimi çeken ve lansmanlarına katılma fırsatı bulduğum ürünleri kısaca anlatmaya çalıştım. Önümüzdeki günlerde burada dikkatimi çeken ve deneme şansı bulduğum ilginç ürünlerden bahsetmeye çalışacağım.

    Samsung’un yeni bombaları Galaxy S6 ve S6 Edge

    0

    Mobile World Congress, tüm hızı ile devam ediyor. Samsung’un Galaxy serisi iki yeni model ile yoluna devam ediyor. Galaxy S6 ve Galaxy S6 Edge. Baştan aşağı yenilenen telefonlara ilk bakışı atıyoruz. Ürünler, üstün kaliteli bileşenleri, Samsung’un teknolojisi ile bir araya getirmiş. Bakalım ortaya çıkan telefonlar, sizleri de bizim gibi tatmin edecek mi?

    Mobile World Congress, Barcelona’dan teknoloji panoraması

    0

    İspanya’nın Barcelona kentinde düzenlenen Mobile World Congress’de her yıl olduğu gibi birçok firma inovatif çalışmalarını paylaşıyor. Yeni ürün ve teknolojilerin görücüye çıktığı bu fuarda, yaşadığımız ilk görüntüler sizlere sunuyoruz. Bakın arkadaşımız Murat Oktay, ilk bakışta nelere dikkatimizi çekiyor?

    Selfie seven kadınlar

    0

    gorsel17

    Çok değil kısa bir zaman önce “selfie” diye bir deyim hayatımıza girdi. Türkçeye “özçekim” olarak çevirebileceğimiz bu terim tüm dünyada da yeni bir akımın başlamasına öncülük etti. Aslında fotoğraf çekme özelliği olan telefon ve tablet gibi cihazlardan kendi kendinizin çekmiş olduğu fotoğrafa verilen isim olan selfie’yi bizler yıllardır zaten yapıyorduk. Fakat bilmediğimiz yaptığımız şeyin adının “selfie” olduğuydu.

    Selfie çekme konusunda sanırım hiç kimse kadınların eline su dökemez. Hatta bu iddiamı daha da abartarak, kadınları uzaya gönderdiğimizi varsayarsak ilk yapacakaları şeyin selfie çekmek  olacağını tahmin ediyorum. Bu sonuca nereden vardığımı merak ediyorsanız hemen söyleyeyim: Çevremdeki tüm kadınlar ellerinde telefon aralıksız selfie çektikleri görüntüleri sosyal ağlarda paylaşma yarışı içindeler.

    Geçenlerde HTC’nin Somera ile işbirliği yaparak gerçekleştirdiği “Türkiye’de Selfie Araştırması”nın sonuçlarında da kadınlar ile ilgili ilginç bulgular ortaya çıktı.

    Kadınlar daha seksi, erkekler daha manzaralı

    Erkeklerin paylaştıkları selfie’lerin kadınlarınkine göre daha çok manzaralı dış mekânlarda ve arkadaşlarıyla birlikte olduğu ortaya çıktı. Kadınların ise daha çok iç mekânda, özenli ve tüm vücudu kapsayan selfieleri paylaştığı görüldü. Kadınlar erkeklere oranla 12 kat fazla seksi nitelikte selfie fotoğraf paylaşırken, bu konuda daha çekingen olduğu görülen erkeklerin sadece yüzde 1’i seksi özelliklere sahip selfie’leri sosyal medyada paylaştı.

    Erkeklerin yüzde 8’i manzaralı selfie çekerken, bu oran kadınlarda yüzde 3’te kaldı. Gülümseyen selfie’lerde ise kadınlar erkekleri geride bıraktı. Kadınların yüzde 56’sı selfie’lerde gülümserken, bu oran erkeklerde yüzde 47’de kaldı. Grup halindeki selfie’lerde ise insanların tek selfie’lere oranla daha çok gülümsediği görüldü.

    Kadınlar Maramara ve Akdeniz’de önde

    Erkekler Türkiye genelinde kadınlara oranla daha fazla selfie çekerken, bu oranların Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da daha belirgin olduğu görüldü. Doğu Anadolu Bölgesi’nde selfie paylaşanların yüzde 60’ı erkek, yüzde 29’u kadın olurken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise selfie paylaşanların yüzde 63’ünü erkekler, yüzde 24’ünü kadınlar oluşturdu. Kadınların sadece Marmara ve Akdeniz bölgelerinde erkekleri geçtiği görülürken, İç Anadolu Bölgesi’nde sadece 1 puan farkla erkekler öne geçti.

    *****

    Kadınları daha çok nerelerde ve ne yaparken selfie çekiyor?

    Kendi yaptığım gözlemlere dayanarak kadınların daha çok nerelerde ve ne yaparak selfie çektiklerini aşağıda sıraladım.

    Spor Salonunda

    Şu an spor salonunda çalışıyorum ve çektiğim selfie’den görebileceğiniz üzere “fıstık gibiyim” veya “yakında beni göreceksiniz…” mesajını veriyorlar.

    Gittikleri Konserde

    Uzun zamandır peşinde olduğu grubun biletini bulmuş ve herkese “bakın ben geldim, buradayım” diyerek arkadaşlarını kıskandırmak için selfie çekiyorlar.

    Mağazada Kıyafet veya Ayakkabı Bakarken

    Sosyal ağlarda kadınlarla ilgili en çok gördüğüm selfie’lerden bir tanesi de alışveriş yaparken çekilmiş olanları. Bu tarz daha çok “bakın ne aldım?” ile “bu ayakkabı/kıyafet  bana yakıştı mı?” diye soranların tercihi.

    Kucakta Bebek veya Pet İle

    Doğruyu söylemek gerekirse en sevimli selfie’ler bunlar. Ya kucaklarında şirin bir bebek ya da dünya tatlısı bir kedi veya köpek.

    Tatildeyim – Plajdayım 

    Burada verilen mesaj şu: “Tatile geldim. Plajda güneşleniyorum Siz köleler çalışmaya devam edin!”. Kocaman şapkalı ve güneş gözlüklü olanları da itiraf edeyim oldukça sevimli oluyor.

    Bir Ünlü Gördüklerinde

    İşte kadınlar bunu asla kaçırmıyorlar. Bir ünlü veya hayranı oldukları birisini gördüklerinde bu anı selfie ile ölümsüzleştirmek için her yolu deniyorlar.

    Makyajım yeni – Yeni ruj sürdüm selfie’si

    Özellikle kuaförden veya özenle makyaj yapıldıktan sonra bu hali paylaşmamak olur mu? Yeni saç rengi/biçimi veya yeni yapılmış ojeli eller paylaşılmaz mı?

    Hem yıkayın hem kurutun!

    Şehirli kadının en büyük problemlerinden biridir çamaşır yıkamak ve kurutmak. Eğer evinizde çamaşır kurutmaya uygun bir alanınız yoksa problem daha da büyüktür. Kimi evlerde çamaşırlar kapılara asılır, kimilerindeyse koltukların üzerine serilir. Hızlıca kurumasını istenilen çamaşırlar için ise en güzel çözüm kalorifer petekleridir. Ancak evde çamaşır kurutmak hem evi dağınık gösteriyor hem de sağlık için zararlı. Neyse ki aynı anda hem yıkama hem kurutma yapan kurutmalı çamaşır makineleri sayesinde çamaşır yıkamak daha da kolaylaştı.

    Son yıllarda yıkama ve kurutmayı tek makinede buluşturan çamaşır makineleri pek revaçta. Bu makinelerle çamaşırlar dışarıda kurutmanın olumsuz etkilerine karşı korunuyor aynı zamanda kullanıcılar hem yerden hem de zamandan tasarruf ediyor. Bu yazımda yıkama ve kurutma özelliği olan çamaşır makinelerini inceledim. İşte performansı ve özellikleriyle ön plana çıkan modeller:

    VESTEL AKILLI 9614 TKT Kurutmalı Çamaşır Makinesi

    VESTEL AKILLI 9614 TKT Kurutmalı Çamaşır Makinesi: Vestel Kurutmalı Çamaşır Kazan temizleme programı ile yüksek sıcaklıkta boş çalıştırıldığında içindeki bakterileri, deterjan kalıntılarını ve kötü kokuyu atarak kendisini sürekli zinde ve temiz tutuyor. Vestel Kurutmalı Çamaşır Makinelerinde kuruyan çamaşırlar dışarıda kurutmaya oranla daha yumuşak olmaları ile bebek ve çocuk cildinin hassasiyetine uyum sağlıyor. Ayrıca Alerji Uzmanı programı sayesinde 7 alerjen ve 4 bakteriye karşı etkili Türkiye’deki tek marka olma özelliğini de bünyesinde taşıyor. Ürün, Yük sensörü ile ideal yıkama için çamaşırların ağırlığını ölçüyor. Deterjan dozaj önerisi özelliği ile de gerekli deterjan miktarını önererek fazla deterjan kullanımının olumsuz etkilerini ortadan kaldırıyor. Az miktarda çamaşırlar için tasarlanan 29 dakikalık Yıka & Kurut programı ile ihtiyacınız kadar çamaşırı yıkayıp, hızlıca kurutabilirsiniz. “Finish Time” moduyla çamaşırları istenilen saatte yıkanmış ve kurumuş bir şekilde hazır ediyor. Eco Time modu, programın başlama saatini ayarlayarak makinenin elektriğin daha ucuz olduğu saat aralığında çalışmasına olanak sağlıyor.

    Vestel Kurutmalı Çamaşır Makineleri’nde bulunan diğer bir özellik olan Su Soğutmalı Kurutma Teknolojisi, çamaşır makinesinin bulunduğu ortamın ısınmasını ve kurutma performansının zamanla düşmesini engelliyor; bu şekilde bulunduğu ortamın sürekli havalandırma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor.  İnci Kazan Teknolojisi’ne sahip Kurutmalı Çamaşır Makineleri narin çamaşırları yıpratmadan yıkamayı sağlıyor.

    LG-F14A8RDS5

    LG F14A8RDS5 Kurutmalı Çamaşır Makinesi: 9 kg çamaşır yıkama, 6 kg kurutma özelliğine sahip. Yıkama programına göre kazan dönüş biçimini kendisi belirliyor. Kazan temizleme özelliği ile makinenin kireç tutması engellenir.  Akıllı teşhiş özelliği sayesinde makine arızalandığında servisi arayıp sinyal sesi gönderildiğinde makinenizin arızasının ne olduğu tespit edilebiliyor. LG’ye özgü buhar tazeleme özelliği sayesinde terlik kıyafetlerinizi yıkama yapmadan dezenfekte ederek temizleyebilirsiniz. Buharlı yıkama sayesinde ise inatçı lekeleri kolay bir şekilde çıkarabilirsiniz.

    LG’nin bu modeli güçlü yıkama, çitileme ve yüksek durulama performansına sahip. Hassas çamaşırlar su seviyesinin altında nazikçe elde yıkar gibi yıkanıyor. Kayış ve kasnak olmadığından LG Direct Drive sistemi enerji tasarrufuyla birlikte motorun verimliliğini arttırıyor ve bozulma riskini azaltıyor. Bu yenilikçi motor teknolojisi sayesinde az titreşim ve çok sessiz çalışma özelliğine sahip.

    ARCELIK 9146 YK 9 kg Yıkama 6 kg Kurutma

    ARÇELİK 9146 YK Kurutmalı Çamaşır Makinesi:

    9 kg çamaşır yıkama ve 6 kg kurutma kapasiteli Arçelik Kurutmalı Çamaşır Makinesi, kurutma teknolojisi sayesinde kurutma sırasında su tüketmiyor. Elektronik Su Kontrol Sistemi ile, makine yıkama için gerekli su miktarını çamaşırın cinsine ve miktarına göre en hassas şekilde hesaplar ve otomatik olarak ayarlar. Gereksiz fazla su harcamaz ; ayrıca hem zaman hem de enerjiden tasarruf eder. Böylece sudan tasarruf edebilir, daha ekonomik bir yıkama yapabilirsiniz.

    Yıka&Giy Programı otomatik olarak yıkama ve sonrasında kurutma yapan özel programdır.2 adet gömlek 34 dk da, 5 adet gömlek 55 dk’da hem yıkanır hem kurutulur. 6 kg Yıka&6kg Kurut Programı otomatik olarak yıkama ve sonrasında kurutma yapan özel programdır, tek seferde 6 kg koyulan çamaşırı 4,5 saatte hem yıkar hem kurutur. ( 1400 devir sıkma ) Antialerjik+ Programı, 2 kg çamaşırınızı hijyenik ve antialerjik özellikte otomatik olarak yıkama ve kurutma yapan özel programdır. (Allergy UK sertifikalı Kırışık azaltma fonksiyonu, pamuklu ve sentetik programlarında özel tambur hareketleri ve sıkma profili uygulayarak, yıkama sonunda çamaşırların daha az kırışık çıkmasını sağlar. Dinamik rezistans üzerindeki özel kaplama maddesiyle makinenizin ömrünü uzatır ve performansını arttırır. Dengesiz Yük Kontrol sistemi sayesinde sarsıntısız ve sessiz çalışır. Su Taşma emniyet sistemi , makinenin almış olduğu su miktarını , ölçerek kontrol eder ve bu sayede fazla su alınması durumunda ortaya çıkabilecek su taşmalarını önler. Çocuk kilidi ile makinenin çalışması boyunca, başka birisinin program akışını etkilemesine engel olur.

    İhtiyacınız en uygun kurutmalı çamaşır makineleri için buraya tıklayabilirsiniz.

    Fotoğrafta çözünürlüğün önemi

    cozunurluk

    Bir fotoğrafı oluşturan noktaların toplamına çözünürlük adı verilir. Çözünürlük daha iyi fotoğraf anlamına gelmese de daha fazla detay sunması açısından önemlidir. Fotoğraflar piksel adı verilen çok küçük noktalardan oluşur ve bu piksellerin toplamına da çözünürlük adı verilir.

    Dikdörtgen bir şeklin kapladığı alanı axb şeklinde ifade ederiz. Fotoğraf da dikdörtgen şeklinde olduğu için fotoğrafı oluşturan piksellerin sayısı da bu formülle bulunuyor. Örneğin 1280 piksel genişlik, 768 piksel yüksekliği bulunan bir fotoğraf, 1280×768 hesabına göre 983 bin 040 pikselden oluşur. Kolay okunması bakımından bu rakamı 0.9 Megapiksel olarak ifade ederiz. Yani yaklaşık 1 Megapiksel.

    İşte fotoğraf makinelerinde çözünürlüğü ifade eden değer bu şekilde hesaplanıyor. Yani çözünürlük ne kadar yüksekse fotoğrafı oluşturan pikseller de o oranda çok olur. Örnek vermek gerekirse aynı manzarayı aynı makine ile önce 20, ardından 14 ve son olarak 5 Megapiksel çözünürlüğünde çekelim. Işık ayarlarını değişmediğini varsayarak her üç fotoğrafın da aynı kalitede olduğunu söyleyebiliriz. Ancak fotoğraflardaki detay oranı çözünürlük azaldıkça doğru orantılı olarak azalır.

    Fotoğraf çektiğimiz cihazın çözünürlüğü ne kadar iyiyse çektiği fotoğraflardaki detaylar da o oranda iyi olur. Elbette çözünürlük ya da detay tek başına bir ölçüm olamaz. Ancak genel olarak yüksek çözünürlüğün fotoğrafa önemli katkılar sağladığı da bir gerçektir.

    Bir fotoğrafa çekim sonrası zoom girme imkanı sunan özellik çözünürlüktür. Ne kadar çözünürlük varsa o kadar zoom girilebilir. Fotoğrafta göreceğimiz detayları çözünürlüğün ne kadar yüksek olduğu belirler.

    cozunurluk02

    Hangi çözünürlükte çekmeli

    Günümüzde fotoğraf çekebilen her cihazda çözünürlük ayarı vardır. Bu ayar cihazın en üst çözünürlük sunduğu değerden aşağı doğru inerek devam eder. Yani 10 Megapiksellik bir kamera kullanıcıya 8, 6, 5 ya da 3 Megapiksel fotoğraflar çekme imkanı sunar.

    Tavsiyem kameranızın en üst değeri neyse o çözünürlükte fotoğraf çekmeniz yönünde olur. ‘Ben nasılsa internette kullanıyorum, yüksek çözünürlüğe gerek yok’ diyerek 10 Megapiksel çözünürlüklü bir fotoğraf makinesini 1 Megapiksel çözünürlükte kullanırsanız ilerde bu durum sorun oluşturabilir. Zira belki şimdi yüksek detaya ihtiyacınız yoktur ama ilerde olmayacağını kimse bilemez. Bu bakımdan en yüksek çözünürlükte çekim yapmanızı öneririm.

    Baskı için yüksek çözünürlük şart

    Fotoğraflarını kağıda bastırmak istiyorsanız mümkün mertebe yüksek çözünürlüklü çekim yapmanız gerekiyor. Zira baskı teknolojileri gelişmiş olsa da belli bir çözünürlüğün altındaki fotoğrafların baskısı çok iyi olmayacaktır. Ortalama bir kalite için en az 3-5 Megapiksel çözünürlükte çekim yapmayı unutmayın.

    Daha fazla detay verir 

    Yüksek çözünürlüğünüz bir diğer faydası ise fotoğrafları sonradan da kroplayabilme imkanı sunması. Örneğin 50 Megapiksel çözünürlüklü bir fotoğraf makineniz varsa konuları çok geniş fotoğraflayıp daha sonra kadraj alarak yeni kareler oluşturabilirsiniz. Oluşan yeni fotoğraf bile 15-20 Megapiksel olacağı için çözünürlük konusunda sıkıntınız da kalmaz.

    Günümüzde cep telefonlarında bile çözünürlük 5 Megapikselden başlıyor ve 20 Megapiksele ulaşıyor. Fotoğraf makinelerinde ise dijital SLR cihazlarda 50.6 Megapiksel üst sınır. Genelde 14-16 Megapiksal aralığından başlayan fotoğraf makinesi çözünürlükleri günlük kullanım için fazlasıyla yeterlidir.

    Yukarıdaki satırlarda da belirttiğim gibi çözünürlük tek başına bir kalite kriteri değildir. Ama daha fazla çözünürlük daha ince detay anlamına geleceği için tercih edilmesi gereken bir özelliktir.

    Daha fazla çözünürlüğün getireceği tek dezavantaj ise fotoğrafın boyutunun artmasıdır. Haliyle 5 Megapiksellik bir fotoğraf 2 MB yer kaplıyorsa aynı fotoğrafı 20 Megapiksel çekerseniz 5-6 MB yer kaplayacaktır. Çözünürlük arttıkça fotoğrafın boyutu da artar. Yine de göze alınmayacak bir dezavantaj değil. Daha fazla detay isteniyorsa daha fazla çözünürlük gerektiği gerçeğini unutmamak gerekiyor.

    Işığınız bol olsun…

    Uygun fiyat ve bol seçenek fırsatıyla fotoğraf makinesi satın almak için tıklayın.

    Google’ın heyecan verici 5 projesi

    Google kampüsü

    Teknoloji devi Google, arama motoru çevresinde toplanmış birçok servis ile Android mobil işletim sistemi dışında da heyecan verici işler yapıyor.

    DOGED iddia ediyor, 2023’te oyundan 2,5 milyar dolar!..

    e7862fdd-a58c-4973-a393-9e60d7825c95Güzel bir İstanbul akşamında, Boğaz’ın muhteşem manzarasının karşısına kurulmuş pahalı ve sosyetik bir restoranda çalan lounge müzik eşliğinde konuşuyoruz. Konumuz “oyun”… Karşımızdaki genç adam, “80 milyar dolarlık bir pazar var, ancak bizim aldığımız pay çok az!” diyor ve devam ediyor: “Gerekli desteği alabilirsek, 2023’te ülkenin payını 2,5 milyar dolara çıkartabilir ve ekonomiye katkıda bulunabiliriz.” Ne konuşuyoruz?.. Oyun… Hani çoğumuzun çok üzerinde durmadığı, içi boş, pek de ciddiye alınmayan bir kavram. Oysa oyun onlar için ekmek parası, istihdam, hatta ülkenin dış ticaret açığına merhem olacak bir ilaç…

    9’u Ankara, 4’ü İstanbul ve biri de İzmir’den 14 şirket

    Onlar, DOGED… Yani Dijital Oyun Geliştiriciler Derneği… 14 üyeden oluşan bir dernek, Ağustos 2014’te kurulmuş, genişleyeceklerini, büyüyeceklerini düşünüyorlar. Alfabetik sırayla üye şirketler şöyle sıralanıyor: Alictus, Digitoy Games, Elite Game Studio, Gram Games, Infosfer, Kodobur, Panteon, ODTÜ-TEKNOKENT FuturMaker, Peak Games, Pixofun, Reo-Tek, Simsoft, Udogames ve Taleworlds… Şirketlerin 9’u Ankara, 4’ü İstanbul ve bir tanesi İzmir merkezlidir.

    Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı, aynı zamanda TaleWorlds’ün COO’su olan Ali Erkin, amaçlarını şöyle sıralıyor: Yerli bir oyun ekosistemi geliştirmek, Sektördekileri bir araya getirmek, Nitelikli insan gücü yetiştirmek, Kamu bilincini arttırmak, Uzmanlık alanları oluşturmak ve Standardizasyonu sağlamak…

    İstihdama çözüm biziz

    Özellikle nitelikli insan gücü yetiştirmek konusunda üniversite aşamasında çalışmalara başlanılması gerektiğine inanıyor DOGED üyeleri. Özellikle ODTÜ ile yakın ilişkiler içinde oldukları için, burada bazı sonuçlara ulaşmışlar. Müfredatta yapılacak bir iki küçük değişiklikle bu geçişin çok daha kolay olacağını, üniversite mezunu bilgisayar mühendislerini işsiz görmek istemediklerini söylüyorlar. Erkin, “Bugün hemen 1000-1500 kişi olsa istihdam edebilecek durumdayız. Çok ihtiyacımız var…” diyor. Öte yandan DOGED’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Panteon’un CEO’su Ufuk Şahin de, çalışanlara önemli kariyer fırsatları sunduklarını söylüyor. Ankara’da ücret ortalamasının 3-4 bin TL olduğunu, İstanbul’da ise yüzde 30 farklılık gösterdiğini belirten Şahin, istihdam konusuna çözüm getireceklerine inanıyor.

    Aslında kendi web sitelerinde, yani www.doged.org ‘da çok güzel bir geliştirici portali oluşturmuşlar. Buraya gelen geliştiriciler, kendi profillerini oluşturarak, tanıtımlarını yapıyorlar, yetenekleriyle ilgili bilgi veriyorlar ve potansiyel işlerden birini kapabiliyorlar. Özellikle daha öğrencilik aşamasında olan ve oyun dünyasında kariyer yapmak isteyenler, buradaki imkanlardan yararlanıyorlar.

    Gelirlerin yüzde 98’i ihracattan…

    DOGED’in 14 üyesi gelirlerinin neredeyse yüzde 98’ini ihracattan elde ediyor. Ali Erkin, “14 üyemizin gelirlerinin toplamı, 200 milyon dolar yapıyor ve bu gelirin yüzde 98’den fazlası yurydşı satışlarından kaynaklanıyor.” diyor. Erkin’in yöneticisi olduğu TaleWorlds’ün ürettiği “Mount and Blade” adlı oyun, bütün zamanların en iyi 100 oyunundan biri olarak seçilmiş. Şu anda yeni versiyonun hazırlıkları sürdürülüyor. ODTÜ’deki Teknopark içinde komşuları olan, dernek Başkan Yardımcısı Ufuk Şahin, “Yeni oyunla ilgili daha bir kare grafik bile görmedim” diyor. Anlaşılan iş rekabete geldiğinde, koşullar çok çetin…

    DOGED, kamu ile ilişkilerini yakınlaştırarak, insanlardaki “oyun” algısını değiştirmek ve bu pazarda kazanılabilecek rakamları göstermek istiyor. Bu nedenle yazılım konusundaki fonlardan yararlanmak üzere meslek birlikleri ve bakanlıklar bünyesinde çalışmalar yapıyorlar. “Angry Birds” adlı oyunlarıyla önemli bir başarıya imza atan Finlandiyalı şirket ROVIO’nun hükümetten özel yardım aldığına, teşviklerle desteklendiğine dikkat çekiyorlar ve hükümetimizden de bu tür teşvikler, destekler bekliyorlar.

    Özellikle mobil dünyada oyunlar hızla gelişiyor. Hemen herkesin akıllı telefonunda en az bir oyun yüklenmiş durumda. İyi bir oyun, çok tutulduğunda milyonlarca dolarlık gelir sağlayabiliyor. Bu nedenle, oyun kavramını ciddiye almak, DOGED gibi STK’ları desteklemek yerinde bir yaklaşım olacaktır.