Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1956

    Kitabını okumadan izlememeniz gereken üç yeni bilim kurgu filmi

    Bilim kurgu filmleri son yıllarda yükselişe geçti. Zaman ve mekan olarak bizleri çok farklı yerlere taşıyan bilim kurgu aslında edebiyatın en genç türlerinden biri sayılır. Jules Verne’in Denizler Altında 20000 Fersah’ından George Orwell’in 1984’üne kadar birçok sağlam temeli bulunan bilim kurgunun sinemaya yansıması ise daha zahmetli olmuştur. Hayal gücüne bağlı olarak gelişen bu tür, prodüksiyon açısından yüksek maliyetleri de beraberinde getirir. Tabii ekonomik engeller özellikle Hollywood’da sponsor ve reklam desteğiyle kısmi olarak giderilebilir ancak geriye izlenmeye değer ve bir ölçüde sanatsal bir film çıkması bekleniyorsa başka yerlere yönelmek gerekiyor. Bu noktada yapımcılar gözünü edebiyata çeviriyor. Raflarda gördüğümüz birçok kitap aslında beğendiğimiz birçok filmin temelini oluşturuyor. Bu döngü güçlenerek bu sene içinde devam edecek.

    THE MARTIAN

    Marslı
    Andy Weir’ın Amazon ve Kindle projesi olarak başlattığı ve kendi zevki için bağımsız olarak yazdığı Marslı kitabı kısa sürede çok satanlar listesine girdi. Ardından yayıncılar kitabın hakkını alıp birçok dile çevirdi ve Marslı kısa sürede gerçek bir fenomen haline geldi. Kitap ülkemizde de İthaki Yayınları tarafından basıldı. 1972 doğumlu yazarın babası parçacık fizikçisiydi. Kendisi de yazılımcı olarak çalışan Weir Warcraft II’de oyunu geliştiren programcılardan biri olarak da çalışmış zamanında. Kitabında ise bu özgeçmişe uygun bir karakterin Mars’ta mahsur kalmasına tanık oluyoruz. Kitap analitik bir kahramanın gözünden geçen bir Mars’ta geçen “Survivor” programı gibi ilerliyor. Bazen teknik bilgilerle okuyucuyu boğsa da kitabın çok hızlı okunduğunu ve senaryo gibi ilerlediği gerçeği özellikle ünlü yönetmene Ridley Scott’un gözünden kaçmıyor. Matt Damon’ın canlandıracağı karakterin benzerini Yıldızlararası’nda görmüştük. Benzer bir çaresizlik içinde olan Matt Damon bakalım bütün filmi nasıl sürükleyecek.

    blade-runner-harrison-ford

    Blade Runner 2 (Bıçaksırtı)
    Tüm zamanların en iyi bilim kurgu filmlerinden biri olan 1982 yapımı Blade Runner’ın 30 küsur sene sonra devamının çıkacak olması taraflı tarafsız herkesi endişelendiriyor. Philip K. Dick’in “Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi?” adlı kısa hikayesi insanlığı sorgulayan en keskin eserlerden biridir ve öykü karmaşık ve ilham verici yapısıyla çok ayrı bir yerdedir. Yine Ridley Scott tarafından beyazperdeye uyarlanan filmde Harrison Ford’un oyunculuğu beklenenin çok üzerindeydi. İlk filmin ilginç bir kabul öyküsü vardır. Telif haklarındaki bir boşluk nedeniyle yazar Philip K. Dick’in son aşamada onayı gerekmektedir. Aksi halde film çöpe atılacaktır. Philip K. Dick ise uyuşturucu nedeniyle tedavi gören sanrılarla yaşayan sorunlu biridir. Yönetmen Ridley Scott’ın kendine güveni tamdır; “Gelsin ve filmi izlesin,” der. Kendisine özel gösterimden sonra Philip K. Dick filmi çok beğenir ve “Beynime kablo mu soktunuz?” der. Tabii o zaman ortaya çıkan bu özel film kompak ve derin bir hikaye anlatırken ikinci film tam olarak ne yapacak kimse bilmiyor. Alien’ı tekrar beyazperdeye aktaran Scott son yıllarda köklerine yani bilim kurguya döndü ama ondan beklediğimiz daha taze ve yaratıcı projeler. Aynı zamanda devam filmi için anlaşan Harrison Ford’un bunca zaman sonra nasıl performans göstereceğini merak ediyoruz. Filmde izleyeceğimiz Ryan Gosling’in de bilim kurguya uyan bir yüzü olduğunu unutmayalım.

    ghostscarlet

    Ghost in the Shell 2
    Bilim kurgu denildiğinde 90’lara damga vuran bir Anime’dir Ghost in the Shell. O kadar etkilidir ki Matrix’e birçok yönden ilham vermiştir. Hatta sadece Matrix’i izleyip bilim kurguda zirve yaşayanlar Ghost in the Shell’i izlemeden bu yorumları yaptıkları için eleştirilmiştir. Her iki yapımın da temelinde yatan bir kitap vardır ki az kişi tarafından bilinir. William Gibson tarafından 1984 yılında yazılan Neuromancer romanı aslında tüm bu cyberpunk akımın öncüsü rolündedir. Kitap özellikle Türkçe’de çeviri anlamında sorunlar yaşasa da mutlaka okunması gerekir. Henry Dorsett Case ismindeki bir hacker’ın Matrix’e bağlanma özelliğinin kaybolmasından sonra Molly isimli gizemli bir “sokak samurayının” devreye girip ona yardım etmesiyle şekillenen öykünün her satırı ayrı bir değer taşır. Benzer esinlenmelerle geliştirildiğini düşündüğümüz Ghost in the Shell’in ikinci filminde Scarlett Johansson’u izleyeceğiz. Son dönemde izlediğimiz kadarıyla Johansson, fantastik roller için iyice ısındı.

    Bu filmler vizyona girene kadar başka alternatiflerle heyecanınızı gidermek istiyorsanız buraya uğramayı unutmayın.

    Nesnelerin interneti ve güvenlik

    0

    1990’lı yılların sonuna doğru o zamanlar büyük bir cep telefonu üreticisi olan bir şirketin davetlisi olarak Almanya’da bir fuara katılmıştım. İnternete bağlanabilen e-postalarımızı kontrol edebildiğimiz bir o zamanlar için süper akıllı sayılabilecek bir telefonu tanıtıyorlardı. Fakat tanıttıkları sadece bu akıllı telefon değildi, bizlerle gelecek vizyonlarını da paylaştılar. Şu an baktığımda giyilebilir teknolojilerden akıllı gözlüklere, akıllı kahve makinelerinden buzdolaplarına, akıllı evlere, akıllı otomobillere kadar neredeyse bize aktardıklarının tamamı gerçeğe dönüştü. Orada konuşma fırsatını bulduğum şirketin üst düzey yöneticilerinden birisi bana güvenliğin bu teknolojiler gerçeğe dönüştüğünde çok önemli bir hale geleceğini ve geleceğin şekillenmesinde büyük rol oynayacağını söylemişti. Hatta geleneksel anlamda PC’lerin de ortadan kalkmasa da büyük ölçüde azalacağını cep telefonları ve televizyon gibi cihazların bunların yerini alacağını söylemişti, bu kehaneti de gerçek oldu.

    Şu an etrafıma baktığımda artık o günün geldiğini görüyorum. Gelecek nesnelerini internetinde ve güvenlik nesnelerin interneti açısından çok büyük önem taşıyor. İnternete bağlanan cihazların sayısı her geçen gün artıyor. Her evde birden fazla bilgisayar, tablet, cep telefonu, televizyon, oyun konsolu bulunuyor. Birçoğumuzun kolunda akıllı saat var ve bunlar da internete bağlanıyor. Bunlara kahve makineleri, buzdolapları, çamaşır makineleri gibi farklı cihazlar da eklenmeye devam ediyor. Evimizin kapısından çıktığımızda su, elektrik, doğalgaz saatlerinin dahi bazı yerlerde internet üzerinden okunduğunu görüyoruz. Bazı otomobillerde şimdiden internet bağlantısı var. Yani o kadar çok cihaz var ki bunlara artık IP adresi bile yetişmiyor.

    İnternet, nesneler ve güvenlik

    Bilgisayarlarımız, akıllı telefonlarımız ve tabletlerimiz için antivirüs, güvenlik duvarı gibi güvenlik yazılımları şu an mevcut. Ama nesnelerin interneti dediğimiz kavramın nesnelerinde henüz güvenlik için atılmış çok fazla adım yok. Bunun farkında olan hacker’ların da yeni hedefleri nesnelerin interneti dediğimiz kavrama dahil olan cihazlar. Daha bir iki yıl önce güvenlik konusunda araştırmalar yapan Proofpoint şirketi 100 binin üzerinde akıllı televizyon, buzdolabı ve internete bağlanabilen akıllı cihazın kullanıldığı bir siber saldırıyı ortaya çıkardı. Hacker’lar bu cihazları kullanarak 750 bin kötü amaçlı e-posta göndermiş. Bunun adına da Thingsbot adı verilmiş. Araştırmayı buradan okuyabilirsiniz. (http://investors.proofpoint.com/releasedetail.cfm?ReleaseID=819799)

    Dolayısıyla internete bağlanan cihaz sayısı arttıkça, güvenlik konusuna da yeterince önem verilmediği sürece bu cihazlar hackerlar için kolay bir hedef haline geliyor tabiri caizse bunların ağızlarını sulandırıyor.

    Yine 2014 yılında ABD’de gittiğim bir güvenlik konferansında beyaz şapkalı hackerlar internete bağlı bir sağlık cihazının (kalp pili, holter vb.) ne kadar kolay hacklenebildiğini göstermişti. Hacker kalp pilini durdurmak da dahil olmak üzere kontrol edebiliyordu.

    Yine aynı konferanstan başka bir anımı aktarayım. Konferans için gittiğimde kaldığımız otel oldukça teknolojikti. iPad’inize yüklediğiniz bir uygulama ile odanızdaki ışıkları açıp kapatabiliyor, oda sıcaklığını kontrol edebiliyor, televizyon kanallarını değiştirebiliyor, perdeleri açıp kapatabiliyor ve oda hesabınızı görüp check-out yapabiliyordunuz. Bir akşam odada ışıklar kendi kendine kapanmaya televizyon kanalları kendi kendine değişmeye, perde açılıp kapanmaya başladı. Sorun mu var diye iPad’ime baktım açık bile değildi. Resepsiyonu aramaya çalıştım telefon sürekli meşguldü.  Resepsiyon’a indim bir baktım ki lobi ana baba günü. Durumu biraz anlamaya çalışınca, güvenlik konferansı için gelen gruptan birisi otelin sistemini hacklediğini gördüm. Hacker otele sistemlerinin ne kadar zayıf olduğunu göstermek istemiş. Otel sistemini yeniledi mi bilmiyorum ama bu güvenlik konferansı için gelenleri bir daha kesinlikle ağırlamaz bundan eminim.

    Dolayısıyla anlatmak istediğim kısaca nesnelerin internetinde ne yazık ki güvenliğe hala önem verilmiyor. Açıkçası evimde, otomobilimde, üzerimde internete bağlı bir cihaz olacaksa ki bu kapımdaki kilit olabilir, klimayı ve kombiyi kontrol eden ünite olabilir, koluma taktığım saat olabilir ya da aracımdaki elektronik kontrol sistemi olabilir ben bunların güvenilir olduğundan ve kişisel bilgilerimi başkalarına aktarmayacağından ya da başkalarına saldırı için kullanılmayacağından emin olmak istiyorum. Yoksa bu cihazlar hayatı kolaylaştıran değil, hayatı işkenceye çeviren birer cihaz haline gelebilir.

     

     

    Şarj gerektirmeyen akıllı saat Element 1

    5463-899b75a1131b7a3c4c14cd3acb4ac9ee

    Element 1 adlı akıllı saat, dünya üzerindeki şarj gerektirmeyen ilk akıllı saat olabilir. Kinetik enerji ile çalışan bu oldukça ‘doğa dostu’ aygıt, şu anda IndieGoGo üzerinden bağış toplayarak üretimi için gerekli desteğe kavuştu.

    Klasik saatlerdeki kinetik enerji mekanizmalarına benzer bir şekilde ihtiyaç duyduğu enerjiyi üretebilen Element 1, adeta modern teknoloji ile gelenekseli buluşturuyor. Aynı zamanda klasik severlere de yoğun bir şekilde hitap ediyor…

    Akıllı saatin enerji tarafındaki inovatif çözümü dikkate değer. Ancak diğer özellikleri de diğer birçok akıllı saatten hiç de aşağı kalır seviyede değil. Element 1, dairesel bir tasarımla geliyor. Akıllı saat bildirimlerinin yanı sıra gelen arama uyarıları ve bazı sağlık temelindeki teknolojilere de sahip.

    Modelde adım sayar, aktivite ve egzersiz takibi için kronometre, konum ve kalp atışı bilgileri de kullanıcısına sunuluyor.

    Ekran Resmi 2015-07-15 17.25.12

    2 GB dahili depolama alanına sahip akıllı saatin 1.33 inçlik ekranı 240 x 240 çözünürlük değeri sunuyor. Bluetooth üzerinden senkronizsyon sağlayan aygıtın üç önemli işletm sistemi; iOS, Android ve Windows Phone desteği de mevcut.

    Ahşap bir kutu ile satılacağı bildirilen aygıtın oldukça ‘yeşil’ bir teknoloji örneği olduğu görülüyor. Aralık ayında satışlarına başlanacağı belirtilen Element 1’in fiyatı ise 99 Amerikan Doları olarak açıklandı.

    Resmi açıklama: Nokia geri dönüyor!

    0

    Nokia-partnership-with-Meizu-b

    Nokia, Cihazlar ve Hizmetler bölümünün Microsoft’a satılmasının ardından 2016 yılına kadar akıllı telefon üretememe yükümlüğü altına girmiş, ancak ilgili sürecin tamamlanma tarihine yaklaşılırken yeniden cihaz üretip üretmeyeceği soruları sorulmaya başlanmıştı. Bu yöndeki spekülasyonlar 2015 yılını büyük kısmında gündemde yer aldı, Nokia ise uzun süreli sessizliğinin ardından kısa süre önce, ‘akıllı telefon üretileceğini’ resmi olarak doğruladı.

    Finlandiyalı teknoloji şirketi, aynı zamanda üretim gerçekleştirmek için ‘Dünya standartlarında bir ortak’ arandığını da net bir ifadeyle kamuoyuyla paylaştı. İşte tam bu noktada ilginç bir gelişme yaşandı…

    Ekran Resmi 2015-07-15 15.51.17

    Çin menşeili akıllı telefon üreticisi Meizu, sosyal medya üzerinden ‘1110’ yazan bir görsel paylaştı. Ardından bunu, ‘716’ yazılı bir diğer görsel takip etti. Bu rakamların Nokia açıklamasından hemen sonra gelmesinin şaşırtıcı olduğu kadar şirketin daha önceki Lumia serisi ‘model isimlerini’ de çağrıştırması dikkatlerden kaçmadı.

    Nokia’nın aradığı ortak Meizu olabilir mi bunun yanıtını henüz açığa çıkaracak bir gelişme söz konusu değil. Ancak bir takım emarelerin de söz konusu olduğu görülüyor. Nokia, Meizu üzerinden 2016 yılında akıllı telefon üretimi gerçekleştirebilir ve Çinli şirketin sahip olduğu prestij de gayet yüksek noktalarda. İlk Nokia modeli için belirtilen dönem ise Temmuz 2016 şeklinde. Bakalım 2016 yılında Nokia adına ne gibi gelişmeler teknoloji dünyasına yansıyacak? Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.

    Eski Logitech’ten Logi markalı ilk modeller

    0

    Ekran Resmi 2015-07-15 13.00.28

    Logitech, yeni markası Logi adı altındaki ilk ürünleri olan, iPad’ler için tasarladığı yeni koruyucu kılıfları Logi BLOK Family’i tanıttı. Logi BLOK Protective Shell, Logi BLOK Protective Case ve Logi BLOK Protective Keyboard Case olmak üzere üç ayrı üründen oluşan Logi BLOK ailesi yastıklı kare köşeleri sayesinde 1,8 metreden sert zemine düşmesi halinde bile ipad için üstün koruma sunuyor.

    Kılıfların kare köşelerindeki ekstra-emici polimerler ile iPad’in en çok dikkat gerektiren köşeleri için üstün koruma sağlıyor. Darbe emici polimer yapı iPad’inizi korurken aynı zamanda esneklik sağlayarak 1,8 metreden beton zemine düşmesi halinde bile koruma sunuyor.

    BLOK_Protective_Case_Teal_front_0Logi BLOK Protective Shell – Koruyucu Kapak: iPad Air 2 ve iPad mini’nin tüm modelleri için üretilmiştir. Ekran koruyucusu ekranınızı çizilmelere karşı korur. Sade ve şık tasarımı ile iPad’i sararak ultra koruyuculuk sunan Logi BLOK Koruyucu Kapak’ın siyah, kırmızı/mor, deniz mavisi/mavi renkleri mevcut. Logi BLOK Protective Shell’in tavsiye edilen satış fiyatı 39.99 Euro.

    Logi BLOK Protective Case – Koruyucu Kılıf: Logi BLOK Koruyucu Kapak gibi üstün koruma sunan, iPad Air 2 için üretilen Logi BLOK Koruyucu Kılıf, 50 dereceye kadar farklı açıda ayarlanabilen çok-açılı standı ile rahat görüş açısı ve kullanım kolaylığı sunuyor. Ekran kapağı iPad’i darbelerden koruyor. Siyah, kırmızı/mor, deniz mavisi/mavi renk seçenekleri bulunan Logi BLOK Protective Case’in tavsiye edilen satış fiyatı 69.99 Euro.

    Logi BLOK Protective Keyboard Case – Klavyeli Koruyucu Kılıf: iPad Air 2 için üretilen Logi BLOK Protective Keyboard Case, dört ayrı modeli barındıran hepsi-bir-arada bir ürün. Web’de gezinirken ya da okurken Koruma Kapağını kullanabilirsiniz. Arkanıza yaslanın ve çok açılı stand özelliği ile film izleyin. Yazmanız gerektiğinde takılıp çıkarılabilir kablosuz klavyesi ile ekstra ekran koruması sunuyor. Konforlu yazma deneyimi için bir sıraiOS kısa yol tuşları bulunan Logi BLOK Klavyeli Koruyucu Kılıf’ın siyah veya deniz mavisi/mavi renkleri mevcut. Logi BLOK Protective Keyboard Case’in tavsiye edilen satış fiyatı 129.99 Euro.

    Yeni HTC Desire serisi modeller duyuruldu

    0

    new-htc-desire-640x494

    HTC, orta seviye modellerini yeni Desire serisi akıllı telefon seçenekleri ile zenginleştirdi. Tayvan menşeili şirketin yeni modelleri Desire 520, Desire 526, Desire 626 ve Desire 626s kodları ile geliyor. Peki cihazların öne çıkan özellikleri neler?

    Desire 520’de 4,5 inçlik 854 x 480 piksel çözünürlüklü ekran bulunuyor. 1 GB RAM, 8 GB depolama kapasitesi, 8 megapiksel arka ve 2 megapiksel ön kamerayla gelen cihazda Qualcomm Snapdragon işlemci ile LTE özelliği de mevcut.

    Desire 526’nın ekranı Desire 520’ye göre bir miktar daha büyük. 4,7 inç ekrana sahip üründe ekranın çözünürlük değeri ise 960 x 540. 1.5 GB RAM, 8 GB dahili depolama ile gelen Desire 526’da 8 megapiksel arka ve 2 megapiksel ön kamera bulunuyor. İşlemci tarafından Snapdragon kullanılan ve inceliği ile öne çıkan modelde 4G de var.

    HTC Desire 626 modeli ise 5 inç HD ekranla geliyor. 1.5 GB RAM, 8 GB dahili depolama, 8 megapiksel arka ve 5 megapiksel ön kamera özelliklerinin yanı sıra cihazda Qualdomm Snapdragon işlemci ve LTE özellikleri de mevcut. Son olarak serinin diğer modeli Desire 626s ise sadece ABD’de satışa çıkacak.

    Yeni HTC modellerinden Desire 626s haricindekilerin Türkiye pazarında yer alması bekleniyor. Fiyat ve satışa sunulacağı tarihe ilişkin detaylar ise henüz netlik kazanmış değil.

    Efsanevi bilgisayar markasından akıllı telefon

    0

    commodore-1-1024x683

    80’li yıllarda büyümüş hemen herkesin tanıyacağı Commodore markası, Android işletim sistemine sahip akıllı telefon tanıttı. Commodore PET adını alan cihaz, iddialı donanım özelliklerinin yanı sıra Commdore ve Amiga oyunlarının oynanabilmesine olanak tanıyor.

    Commodore 64’ün yarattığı etki, günümüz bilgisayar endüstrisinin de ateşleyici güçlerinden birini oluşturmuştu. Tüm zamanların en çok satan kişisel bilgisayarı ünvanını hala elinde bulunduran bu ikonik bilgisayar modeli üzerinde oyun oynama eşsiz bir deneyimdi. Daha sonra gelen konsollar ve gelişmiş bilgisayarlarla her ne kadar güncelliğini yitirse de Commodore 64 hafızalara kazınmıştı.

    Günümüzde Dell, HP, Asus, Lenovo gibi teknoloji şirketlerinin geliştirdiği bilgisayarların gölgesinde kalan Commodore, günün teknoloji koşullarına yönelik bir adım atmayı tercih ederek Android işletim sistemli cihazını duyurdu.

    Commodore-PET-smartphone

    Temmuz ayı sonunda bazı Avrupa ülkelerinde satışlarına başlanacağı kaydedilen modelin detaylarında ise 1.7 GHz’lik maksimum saat hızına ulaşabilen 8 çekirdekli işlemci, 5,5 inç ekran, 3 GB RAM, 3000mAh pil, çift SIM desteği, LTE ve 16/32 GB depolama seçenekleri dikkat çekiyor. Bir emülator sayesinde Amiga ve Commodore oyunları da oynanabilen ve 13 megapiksel çözünürlükte fotoğraf çekimi imkanı sunan Commodore PET’in satış fiyatı ise 16 GB’lık versiyon için 300 Amerikan Doları ve 32 GB’lık için 360 Amerikan Doları şeklinde.

    Attığımız her adım izleniyor

    gorsel34

    Gizlimizin saklımızın kalmadığı, mahremiyetin hiçe sayıldığı, bulunduğumuz yerden, ne yaptığımıza, ne söylediğimize hatta bilgisayarda ne yazdığımıza kadar izlendiğimiz bir dönemdeyiz. Hatta teknoloji o kadar ilerledi ki; eğer bulunduğumuz ortamda termal bir kamera varsa çıkardığımız gaza kadar tüm hareketlerimizin izlendiğini söyleyebilirim. Etrafımızdaki yüzlerce çok gelişmiş güvenlik kameraları ile birlikte kullanılan yüz tanıma programları yüzümüzden bizi tanıyarak şüpheli davranışlarımızı bile yapay zeka kullanarak tespit edebilir hale geldi.

    Bütün bunların dışında bilgilerimizi sakladığımız akıllı cihazlar, internet ve sosyal medya hesaplarımız çoğu zaman gizliliğimizi ihlal ederek en özel bilgilerimizi paylaşabiliyorlar. Bazen de bizler farkında olmadan en özel bilgilerimizi genele açık bir biçimde paylaşıyoruz. Fakat şunu hiç unutmamalıyız ki birileri bizleri sürekli olarak izliyor.

    Peki bizi kimler mi izliyor? Elbette ilk akla gelen 2 ayrı taraf var. Bunlardan birincisi devlet diğeri de bilgisayar korsanları.

    Akıllı Telefonlar

    Özellikle akıllı cep telefonlarının ve GSM teknolojisinin gelişmesiyle kişinin izlenmesi çok kolaylaştı. Telefonlara yüklenen basit bir yazılım ile hat sahibinin mesajlarına ve adres rehberine çok rahatlıkla ulaşılabiliyor. Hatta daha da ileri gidilerek yapılan görüşmeler bile dinlenebiliyor. Bu cihazlardaki GPS modülü sayesinde ise bulunduğunuz yerin takibi telefonunuza yüklü masum gibi görünen bir uygulama ile sizin ruhunuz bile duymadan yapılabiliyor. Hizmet aldığınız operatör yerinizi telefonunuzdan aldığı sinyal vasıtasıyla zaten bildiği için onları taraf olarak almıyoruz.

    Güvenlik Kameraları

    Çevremizde aklınıza gelebilecek her yer güvenlik kameralarıyla dolu. Yolda giderken, trafikte araba sürerken, mağazada alışveriş yaparken, metroda, metrobüste, tramvayda, vapurda, bakkalda, markette, apartmana girip çıkarken, bankamatikten para çekerken kimi zaman gizlenmiş kameralarla aklımıza bile gelmeyen yerlerde sürekli olarak izleniyoruz. Yaptığımız her şey kayıt altında. En basit haliyle emin olun sadece burnunuzu karıştırırken bile onlarca video kaydınızın olması muhtemel. Çölün ortasında veya kutuplarda bile olsanız dünyanın yörüngesindeki bir uydunun görüntünüzü alıp almadığına asla emin olamıyoruz.

    Sosyal Ağlar: En Büyük Güvenlik Açığı

    Son dönemde internet kullanıcılarının kendileri ile ilgili en fazla özel bilgiyi bilinçsizce verdiği yerlerin başında sosyal ağlar geliyor. Sosyal ağlarda sizinle ilgili bilgi edinmek isteyen kişinin sizinle sadece arkadaş olması yetecektir. Nerede yaşadığınız, kaç kişilik bir aile olduğunuz, ne zaman tatilde olduğunuz, çocuklarınızın nerede okuduğu, bitirdiğimiz okullar, arkadaşlarımız, doğum tarihimiz, neleri sevdiğimiz, siyasi görüşümüz ve daha birçok özel bilgiyi sosyal ağlara kendi elimizle veriyoruz.

    Sosyal ağlarda yaptığınız paylaşımın sizin hakkınızda bilgi toplamak için devlet tarafından da takip edilebileceğini asla unutmayın. Ayrıca evinizi soymak isteyen hırsızlardan veya çocuğunuzu hedef alan organ mafyasına kadar verdiğiniz bilgiler onların ekmeklerine yağ sürecektir.

    Arama Motorları Aramalarınızı Kayıt Ediyor

    Bir arama motorunda arama yaptığınızda yaptığınız bütün aramalar kayıt altına alınıyor. Çünkü reklam verenler reklamlardan çok daha fazla verim alabilmek için bu bilgilere ihtiyaç duyuyorlar. Bir de kendi hesabınızdan giriş yaparak arama yapıyorsanız Günün birinde arama mahremiyetinizin ihlal edilip neleri aradığınız karşınıza çıkabilir.

    Web Tarayıcıları Girdiğiniz Siteleri Listeliyor

    Bilgisayarınızda kullandığınız web tarayıcıları hangi sitelere ulaştığınızı kayıt altına alıyor. Hatta kullanıcı bilgisi ve şifre gibi önemli bilgilerinizi de depolayabiliyorlar.

    Web Kameraları ve Akıllı Televizyonlar

    İster bilgisayarınıza bağlı web kamerası ya da akıllı televizyonunuzda bulunan kamera eğer birileri tarafında ele geçirilirse ofisiniz veya evinizin içinin tüm görüntüleri başkası tarafında izlenebilir.

    İnternet Servis Sağlayıcıları da Takipte !

    Hizmet aldığınız İnternet servis sağlayıcısı da ulaştığınız siteleri, yüklediğiniz film, fotoğraf ve dökümanları takip edebilirler. Bu takibin amacı genellikle suçu önlemeye yönelik de olsa kimi zaman da müşteri istekleri doğrultusunda reklam amaçlı kullanılabiliyor.

    Kendi dondurmanızı evde kendiniz yapın!

    dondurma

    Dondurmayı kim sevmez ki? Yazın şu sıcak günlerinde en çok tükettiğimiz gıdaların başında dondurma geliyor. Markaların birbirinden lezzetli dondurma çeşitleri aklımızı çeliyor ve neredeyse her gün dondurma yemeden yapamıyoruz. Yaz aylarının en sevilen tatlılarından olan dondurma, sağlığımız için de oldukça faydalı. Besin içeriği ve kalori değeri açısından oldukça faydalı olduğu için sağlıklı tatlıların başında yer alır. %30 oranında süt içeren dondurma, sütün içinde laktoferrin adlı proteini içerdiği için bağışıklık sisteminin çalışmasında ve güçlenmede önemli rol oynar. Kalsiyum açısından da oldukça zengin olan dondurma çocukların günlük kalsiyum ihtiyaçlarının %10’unu karşılıyor.

    Gıda güvenliğinin ve hijyenin son derece önem kazandığı bu dönemde siz de evinizde kendi dondurmanızı yapmak ister misiniz? Bu ay sizler için beğendiğim dondurma makinelerini yakın markaja aldım. İşte evinizde lezzetli dondurmalar yapmanızı sağlayacak, kendi küçük, maharetleri büyük dondurma makineleri….
    breville-bci600-dondurma-makinesi
    Her mevsim dondurma yiyebilirsiniz!

    Breville Dondurma Makinesi BCI 600: Çeşit olarak çok fazla alternatife sahip olan dondurmanın sofralarımızda yeri ayrı olmakla beraber hijyenik olması da bir o kadar önemli bir konu. Uzmanlar, özellikle de açık dondurma satın alırken belli başlı güvenilir yerler dışında alış veriş yapılmamasını tavsiye ediyor. Gerçek bir dondurma-severseniz bu sıkıntılardan kurtulmanın en kolay yolu kaliteli ve kullanımı kolay bir dondurma makinesi satın almak olacaktır. Tam bu noktada Breville’in dondurma makinesi imdadınıza yetişiyor ve istediğiniz kıvamda ve istediğiniz çeşit dondurmayı evde yapmanıza olanak sağlıyor.
    Breville’in bu şirin tasarımlı, son teknoloji çok yönlü dondurma makinesi 1 litre kâse kapasitesine sahip, 4 ayrı dondurma hazırlama seçeneği ayarı ile geniş ailelere ve kalabalık misafirlerinize birbirinden lezzetli alternatifler sunabilir. Tatlınızı yaparken istediğiniz kıvamı elde ettiğinizde, dondurmayı ekstradan soğutmanıza gerek kalmaz. Soğuk tutma özelliği ile tatlınızın erimesini engeller. Üstün teknolojisi sayesinde sizlere Sorbet (şerbet), Frozen (donmuş yoğurt), Gelato (İtalyan dondurması) ve Ice cream (dondurma) özellikleriyle size dört farklı yiyecek hazırlama keyfini sunar. Son derece sağlıklı ve lezzetli bu dondurmalarla kendinizi ödüllendirebilir, hem de sevdiklerinize dondurma ziyafeti yaşatabilirsiniz. Dilerseniz evde kendi özgün tariflerinizi geliştirebilir, organik meyve ve gıdalarla yeni lezzetler ortaya çıkarabilirsiniz.

    delonghi-estraz-Gelato

    Lezzetli ve sağlıklı dondurmayı kendi evinizde yapın!

    De’Longhi II Gelataio ICK5000 dondurma makinesi : … Yazın en tatlı, en güzel keyfi dondurmalarınızı, De’Longhi II Gelataio ICK5000 dondurma makinesi ile artık kendiniz lezzetli ve sağlıklı dondurmalar yapabiliyorsunuz. Özel tasarımlı ürünleri ile dikkatleri çeken ve farklı ürünleri ile her mutfağa uyum sağlayan De’Longhi’nin II Gelataio dondurma makinesi ile doğal ve taze malzemeleri kullanarak, istediğiniz an, gerçek bir İtalyan dondurma lezzetine kavuşabiliyorsunuz.

    Gerek evinizde misafirlerinize, De’Longhi II Gelataio dondurma makinesiyle yapacağınız harika dondurmalar ile serinletebilir ya da cafe/restaurant sahibiyseniz, müşterilerinize kendi doğal ve lezzetli dondurmalar sunabilirsiniz… Yöresel lezzetlerle de dondurmalarınızı çeşitlendirmek mümkün. Hatta bugünlerde dağ çilekli, böğürtlenli dondurmalar bile yapabilirsiniz.

    Kolayca sağlıklı dondurmalar yapmanız için tasarlanan De’Longhi II Gelataio, ICK5000 1,2 lt. kapasiteye sahip… ICK5000 ile 700 gr.’a kadar 3 farklı dondurma yapabiliyorsunuz. Çıkarılabilir paslanmaz çelik kaseye sahip II Gelataio dondurma makinesini parçalara ayırıp, kolayca temizleyebilirsiniz. Ayrıca içecekleri anında soğutmak ya da buz saklamak için de makinenizi kullanabilirsiniz. Ünlü şeflerin de tercihi olan dondurma makinesi ile yılın her mevsimi canınız dondurma çektiğinde kendi mutfağınızda istediğiniz malzemelerle dodurmanızı yapabilirsiniz.
    Serin ve unutulmayacak bir yaz geçirmeniz dileğiyle…

    En ince Samsung Galaxy modeli duyuruldu

    0

    galaxy-a8-2

    Tüketici elektroniği şirketi Samsung’un akıllı telefon modellerinde son yıllarda incelik konusunda ciddi ilerleme kaydedildiği aşikar. Ancak yine de şirketin halen 6 cm’in altında modeller tanıtmadığı da dikkatlerden kaçmıyordu ki 5,9 cm kalınlıktaki Galaxy A8 modeli duyuruldu. Aslında bu duyuru pek de büyük sürpriz değildi…

    Daha önce teknik özelliklerinden görsellerine kadar çok sayıda ayrıntısı günyüzüne çıkan Samsung Galaxy A8, böylelikle resmi olarak duyurulurken tahminlerin ve daha önce basına yansıyan bilgilerin de tamamen doğru olduğu açıklık kazanmış oldu. Peki Galaxy A8’in özellikleri neler? Cihaz hangi yönleri ile öne çıkıyor? İşte yanıtlara geldi sıra…

    galaxy-a8-1Galaxy A8 özellikler

    Samsung Galaxy A8 modelinde iddialı özellikler dikkat çekiyor. Cihazın Full HD çözünürlüğe sahip Super AMOLED ekranı, 5,7 inçlik boyutla geliyor. 64 bit mimarili octa core yapısındaki Snapdragon 615 işlemci, 2 GB RAM, 16 GB dahili depolama alanı, 3050mAh pil öne çıkan özellikler.

    Cihazın üzerinde 16 megapiksel arka ve 5 megapiksel ön kamera bulunurken hafızasının da artırılabildiğini belirtelim. Yazılım tarafında ise Android 5.1.1 sürümü kullanılan modelin 4G desteği de bulunuyor. Cihazın ön siparişlerine Çin’de başlandı, küresel pazarlarda ise ne zaman satışlarına başlanacağı henüz bilinmiyor.