Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1924

    App Store siber saldırıya uğradı!

    app-store

    Siber saldırganların hedefleri arasında özellikle son yıllarda mobil cihaz kullanıcıları da var. Daha önce Google Play’de zararlı yazılım içeren birçok uygulama tespit edilmiş, hatta hacker’ların ‘yazılım güncelleme’ ya da uygulamalara zarar vererek örneğin kullanıcıların kişisel verilerine ulaşma gibi amaçlar ortaya koyduklarına tanıklık edilmişti. Apple’ın mobil uygulama mağazası ise bu yöndeki gelişmelere genellikle uzaktı. Ancak bu durum oldukça çarpıcı bir şekilde değişmiş gibi görünüyor…

    Apple’ın mobil uygulama mağazası App Store’da ilk kez büyük ölçekli bir siber saldırının düzenlendiği, şirketin bu yönde adımlar attığı açıklandı. Apple’ın zararlı iPhone ve iPad uygulamalarını kaldırdığı belirtilirken konunun detayları paylaşıldı.

    Buna göre App Store’da XcodeGhost adlı kötü amaçlı bir yazılımın tespit edilmesinin ardından ilk etapta 5 adet uygulamanın mağazadan çıkarıldığı belirtildi. Öte yandan elbette iPad ve iPhone kullanıcılarının en çok merak ettiği konu olan zararlı uygulamaların ‘cihazlara etkide bulunup bulunmadığı’ sorusuna ise yanıt gelmedi. Yani veri hırsızlığı veya başka bir zararın açılıp açılmadığı net olarak bilinmiyor.

    Araştırmacılara göre popüler mobil chat uygulaması Wechat, Didi Kuaidi adlı bir oyun ve NetEase Inc.’nin bir müzik uygulaması da virüs bulaşmış uygulamalar arasında yer alıyor. Çinli güvenlik firması Qihoo360 Technology Co’ya göre ise XcodeGhost bulaşmış toplam 344 uygulama bulunuyor. Apple ise bu yönde bir sayı vermekten kaçındı. App Store’un da Google Play gibi risk altında olduğuna işaret eden gelişme, diğer siber saldırılar için de olasılıkları artırdı.

    FIFA 2016 24 Eylül’den itibaren Media Markt’larda

    0

    1442823988_FIFA16Media Markt, tüm mağazaları, online satış kanalı ve mobil uygulamasında, 200’e yakın oyun çeşidini ve son teknoloji konsollarını oyun severler ile buluşturuyor. Yılın en çok beklenen yapımlarının başında ise şüphesiz FIFA 2016 geliyor. Son yıllarda en çok satanlar listesinden inmeyen ve ülkemizde de büyük ilgi gören oyun, 24 Eylül itibarıyla tüm Media Markt’lardaki yerini alıyor.

    En yeni teknolojiyi tek çatı altında sunan Media Markt, ilk defa Türkçe menüye sahip FIFA 2016 satışlarına başlıyor. Oyun dünyasının fenomenleri tarafından merakla beklenen, PS4, Xbox ve PC’de oynanabilen FIFA 2016, eğlenceyi zirveye taşımayı hedefliyor. FIFA 16’da geliştirilmiş oyun dinamikleri, büyük oranda yenilenen futbolcu modellemeleri, yeni stadyumlar, tezahüratlar, müzikler, efekt ve daha birçok detayın yine büyük ilgi ile karşılanması bekleniyor. FIFA 16’nın Türkiye’de en çok beklenen bir diğer özelliğine de vurgu yapılması gerekli; UT olarak da bilinen Ultimate Team. Yepyeni özelliklerle gelen UT, her sene olduğu gibi bu sene de FIFA serisinin en önemli kozu.

    1442823984_FIFA16_XBOX_ONE Media Markt mağazalarında

    FIFA 2016 başta olmak üzere, Media Markt’ın birbirinden farklı özellikteki oyun konsolları ve daha birçok oyunuyla macera dolu dakikalar yaşamak isteyenler; mağazaları, online satış kanalını veya mobil uygulamasını ziyaret edebilirler. Ayrıca tüketiciler, mağazalardaki özel PS4 ve Xbox One oyun alanlarında sınırsız eğlenebilir ve en yeni oyunları bu bölümde deneyimleyebilirler.

    Media Markt’ın zengin ürün portfoyüne web sitesi üzerinden ulaşmak için https://www.mediamarkt.com.tr/ adresini tıklayabilir, Media Markt uygulamasını iOS için buradan ve Android için de buradan indirebilirsiniz.

    GoPro Hero4 Session Media Markt’ta!

    gopro-hero4-session-bgw_0

    Teknolojiye dair eğlenceli pek çok ürünü tek çatı altında bulunduran Media Markt, GoPro’nun HERO4 Session modelini macera tutkunlarının beğenisine sunuyor.

    Media Markt’ta 1,455 TL’den satışa sunulan yeni HERO4 Session’ın dayanıklı ve su geçirmez özelliğiyle kullanıcılar, su altı dünyasını keşfedebilir ya da kayak yaparken eşsiz dağ manzarasının kaydını alabilirler. Tek düğme ile kontrol edilebilen ürün, tüm Media Markt mağazalarının yanı sıra online alışveriş sitesi ve mobil aplikasyonda aksiyon severleri bekliyor.

    GoPro’nun gücünü şu ana kadarki en küçük, hafif ve kullanışlı kamerasına sığdıran HERO4 Session, 1080p 60fps video ve 8MP fotoğraf çözünürlüğüne sahip. En iyi anları ağır çekim şeklinde oynatabilen ürün, üretici garantisine ek olarak Media Markt güvecesi ile tüketicilerine sunuluyor.

    1442566043_GoPro_Hero4_Session_G__rsel1

    Eğlenceyi zirveye taşıyın

    Çok yönlü tasarımıyla GoPro HERO4 Session, sörften kayağa ve en heyecanlı hiking aktivitelerine kadar her an her yerde sınırsız eğlence ile unutulmaz görüntüler yakalıyor. Biri kameranın önünde biri arkasında olmak üzere çift mikrofona sahip ürün, rüzgarlı koşullarda veya motosiklet gibi yüksek hızlı aktiviteler sırasında çekim yaparken, kamera otomatik olarak en iyi ses düzeyi için mikrofonu açıyor. GoPro HERO4 Session’da yer alan dahili Wi-Fi ve Bluetooth ile kamerayı telefon veya tabletten kontrol edebilmek, kaydedilen görüntüyü izleyebilmek ve anında sosyal medyada paylaşabilmek da önemli özelliklerinin başında geliyor.

    1442566043_GoPro_Hero4_Session_G__rsel2Media Markt dünyasında yer alan ürünlerle macera dolu aktivitelere adım atmak için http://www.mediamarkt.com.tr/ adresini, Media Markt uygulaması için Google Play ve iTunes adreslerini kullanabilirsiniz.

    Cortana’ya yakından bakış…

    0

    cortana

    Microsoft Windows 10 ile hayatımıza giren kişisel sanal yardımcı Cortana’yı anlatmadan önce kuzenleri, Siri ile Google Now’dan söz etmemek olmaz. Adının Norveç dilinde “güzellik”, “zafer” gibi anlamlar içeren Sigrid kelimesinin kısa halinden geldiği söylenen Siri, App Store’da bir uygulamaydı aslında. Ancak bu uygulamadaki potansiyeli fark eden Apple yöneticileri, Siri’yi 28 Nisan 2010’da satın aldılar. Her ne kadar bu satın almadan önce Siri’nin Blackberry ve Android uygulamalarının da hazırlandığı duyurulmuş olsa da, Apple’ın satın almasından sonra, Siri yalnızca iOS’un oldu.

    Bir başka kuzen olan Google Now ise Google Search mobil uygulamasıyla hem Android, hem de iOS’da ayrıca Chrome’la birlikte bütün kişisel bilgisayarlarda ve işletim sistemlerinde yer alan bir sanal yardımcı. Google tarafından 9 Temmuz 2012’de hayata geçirilen, Google Now, Popular Science dergisi tarafından 2012 yılından “Innovation of the Year” (Yılın inovasyonu) ödülüne layık görüldü.

    Cortana’nın öyküsü çok popüler bir video oyunuyla başlıyor aslında… Microsoft Studios tarafından yayınlanan “Halo” serisinin “Halo: Combat Evolved” sürümünde sentetik zeka ürünü bir yaratık olarak çıkan Cortana, serinin “Halo 2”, Halo 3” ve “Halo 4” sürümlerinde de yer aldı, oyunculara oyunun hikayesini anlattı ve taktik bilgiler paylaştı. Yani Cortana’nın kişisel yardımcılığı bu oyunla başlamıştı…

    Her iki kuzeninden farklı olarak Cortana, ete kemiğe de büründürüldü. Ünlü Mısır kraliçesi Nefertiti’den yola çıkılarak, kendisinin hologram görüntüsü alındı ve Amerika’nın ünlü seslendirme sanatçılarından Jen Taylor tarafından seslendirildi. Ağustos 2014’te Windows Phone 8.1’de mobil cihazlarda yerini alan Cortana, hala Taylor tarafından seslendiriliyor.

    Cortana’nın iOS ve Android beta sürümleri yayınlandı. Ayrıca Xbox One’da da Cortana’nın olacağı açıklandı. Peki, Cortana size nasıl yardımcı oluyor? Öncelikle kendinize hatırlatmak istediğiniz şeyleri sizin için düzenliyor, herhangi bir ön çalışma olmadan doğal sesinizi tanıyabiliyor, Bing arama motorundaki bilgileri kullanarak sorularınıza (hava durumu, trafik, spor müsabaka sonuçları ve biyografiler) yanıt verebiliyor. Windows 8.1’le gelen evrensel Bing SmartSearch’de yer alan özellikler, Cortana ile birleştirilmiş. Cortana, aynı zamanda çalan müziği de tanıyabilecek özelliklere sahip. Dilerseniz Cortana’ya zar attırabilir, yazı-tura oynatabilirsiniz. “Roll a die” dediğinizde bir, “roll the dice” dediğinizde ise iki zar atıyor, “flip a coin” dediğinizde ise yazı-tura oynuyor. Concert Watch, ilgilendiğiniz orkestra ve müzisyenlerle ilgili Bing’de yapmış olduğunuz aramaları izleyerek tespit ediyor ve size bilgi veriyor.

    Ancak, çok eğlenceli özellikleri olmasına rağmen, Cortana bazen patronları da üzüyor. Microsoft CEO’su Satya Nadella, geçtiğimiz günlerde San Fransisco’da yapılan bir konferansta, Cortana’nın yapabildiklerini izleyicilerle paylaşmak istedi. Nadella, Cortana’ya “show me my most at-risk opportunities” (bana en fazla risk içeren fırsatlarımı göster) sorusunu sordu. Cortana, bu soruyu patrona süt almasını hatırlatarak yanıtladı. Nadella, “Hayır istediğim bu değil…” dese de bir Bing arama motoru çubuğu açıldı ve süt talebi sahnedeki büyük ekrana yansıdı. Nadella, şansını ikinci kez denedi, üçüncü kez denedi ve kalabalığa dönerek, “Hayır, çalışmayacak!..” dedi. Ancak, sizler de bilirsiniz ki, Murphy kanunlarına göre böyle şeyler olur ve zaten daha önce de başka örnekleri yaşanmıştır.

    Cortana’nın ne yazık ki, henüz Türkçe dil desteği yok. İlk günlerden bu yana yazılımlarında Türkçe dil desteğine önem veren Microsoft’un kısa zaman içinde bu sorunu da halledeceğine inanıyoruz. Ancak, Cortana’dan size çeviri yapmasını istediğinizde içinde Türkçe’nin de yer aldığı 40 dile rahatlıkla çeviri yapabiliyor.

    Kuzenleri ve Cortana bize, bilgisayarlara, tabletlere ve akıllı telefonlara bilgi girişlerini klavye sayesinde yaptığımız günlerin artık sonuna geldiğimizi gösteriyor. Klavyeler artık sistemden çıkıyor. Gerçekten de yanınızda elinde kağıdı, kalemi sizin notlarınızı dinleyen bir asistanınız varmışcasına dilediğinizi dikte edebileceksiniz. Sadece not, hatırlatma değil, arama motorunun da yardımıyla bilgiyi sesinizle çağıracaksınız…

    Windows 10’la tanışmak isteyenler buraya!

    Huawei P8 Lite: P8’in uygun fiyatlı küçük kardeşi

    Huawei’in amiral gemisi olan P8’e kardeş geldi. Huawei P8 Lite olarak adlandırılan bu yeni telefon Huawei P8’e bir ikizi kadar çok benziyor. Farkı detaylarda.

    Huawei, P8 ailesi ile üst segment akıllı telefon pazarında söz sahibi olmak istiyor. Durum böyle olunca da rakiplerini, özellikle uygun fiyatı ile vurmak istiyor. Huawei, P8 ile bunu başardı. Ama bu yetmemiş olmalı ki, şimdi de P8’e tıpa tıp benzeyen fakat çok daha ucuz olan P8 Lite ile karşımıza çıktı.

    P8 Lite’a uzaktan baktığınızda onu P8’den ayırt etmek neredeyse imkansız. En azından ön tarafa baktığınızda öyle görünüyor. Ürüne yakından baktığınızda P8 Lite’ın en ve boy oranının daha kısa, kalınlığının ise daha fazla olduğu hemen anlaşılıyor.

    2

    Telefonun sensorları ekranın altında sağ ve sol köşelerde bulunuyor. P8’de sensorlar telefonun alt orta kısmında yer alıyordu. Yan tarafa baktığımızda fark daha iyi anlaşılıyor. P8 metal bir kasa tasarımına sahipken, P8 Lite’ın sadece çerçevesi metal. Arka kısım metal görünümlü plastik alaşım kullanılmış.

    Huawei P8 Lite, 5.2 inç Full HD ekran yerine 5 inç HD ekran kullanıyor. Burada kullanılan ekran oldukça keskin ve 1280 x720 piksel çözünürlük değeri de yeterli. P8 ile yan yana geldiğinde ise ekranların kaliteleri hemen belli oluyor. Huawei P8, çok daha iyi bir parlaklık ve kontrast değerine sahip. Beyaz gerçekten beyaz ve siyah da siyah olarak yansıyor. P8 Lite’da bu durum biraz farklı. Ürünü hafif eğik tuttuğunuzda beyaz rengin hafifçe kemik rengine kaçtığı görülüyor. Benzer bir durum siyah renk için de geçerli. Siyah, hafif bir gri tonlamaya sahip.

    4

    Performans

    Huawei P8 Lite, sekiz çekirdekli ARM Cortex A53 işlemcisini kullanıyor. 1.2 GHz hızında çalışan bu işlemci iyi bir performans sergiliyor. P8 her ne kadar 4 x 2 GHz ve 4 x 1.5 GHz gücünde bir işlemci kullansa da, P8 Lite performansta ondan geri kalmadığını söylemeliyiz. Neredeyse ısınmayan P8 Lite, uygulamaları gayet hızlı açıyor ve menüler arasında takılmadan geçiyor. Kullanılan Mali 450 MP grafik yongası ise birçok oyunu sorunsuzca açıyor. 2 GByte bellek bu ürün için yeterli. 16 GByte kapasite ise Micro SD kart yuvası sayesinde arttırılabiliyor.

    Üründe beğendiğimiz bir özellik, hem Micro hem de Nano olmak üzere iki adet SIM yuvasına sahip olması. MicroSD kart yuvasına ikinci SIM kartı yerleştirebiliyorsunuz. Böyle bir durumda MicroSD kart yuvası iptal olarak SIM ile dolmuş oluyor.

    3

    Kamera

    Huawei P8 Lite, tıpkı P8 gibi arka tarafta 13 MP’lik bir kameraya sahip. Bu kamera ortalamanın üzerindeki performansı ile bizi mutlu etti. Fotoğraf çekerken renk dağılımının başarılı olması ve bununla birlikte keskin fotoğraflar çekebilmesi önemli bir artı. Loş ortamlarda hafif bir zayıflık göstermesini ise normal karşıladık. Genel performansa geldiğimizde , kamera performansının ortalamanın üzerinde olduğunu ve birçok ürünü geride bıraktığını söylemeliyiz. Benzer bir durum 5 MP’lik ön kamera için de söylenebilir. Bir Selfie ustası olan 8 MP ön kameralı P8 kadar olmazsa da, P8 Lite’in ön kamerası gayet başarılı.

    5

    Pil Kullanımı

    Huawei P8 Lite, 2600 mAh yerine 2200 mAh’lik pil kullanıyor. Yoğun kullanımda yaklaşık 10 saat çalışan bu ürün, P8 ile kıyasla 2 saat daha az çalışıyor. Üründe beğenmediğimiz bir özellik, arka kapağının sökülmemesi ve bundan dolayı da pilin değiştirilememesi.

    Ürün ile birlikte gelen Android 5.0 yazılımı Huawei’in kendi arayüzü ile zenginleştirilmiş olması beğenimizi kazandı. Bu sayede ürünü kullanmak oldukça kolaylaşmış. Unutmadan söyleyelim. GPS, WLAN-n , Bluetooth 4.0 LE ve saniyede 150 Mbit LTE modülüne sahip olan P8 Lite, ne yazık ki 5 GHz WLAn teknolojisini desteklemiyor.

    Uzun lafın kısası. P8 Lite, çok daha uygun fiyatlı bir telefon. Fakat Huawei , bu fiyat farkını donanım birleşenlerinde çok ciddi bir şekilde yansıtmış durumda. Ayrıca P8’in işçiliği çok daha iyi, daha uzun bir pil ömrüne sahip ve daha güzel fotoğraflar çekiyor. Yine de bu P8 Lite’in kötü bir telefon olduğu anlamına gelmiyor. İsmi farklı olsaydı, bu ürüne olan beklentiler de farklı olurdu.

    Huawei ürün ailesini yakından tanımak ve satın almak için buraya tıklayın

    Ofiste eğlence ve sosyalleşme tüyoları

    Leisure actvityGünümüzün önemli bir kısmını ofislerde geçiriyoruz. Dolayısıyla bu mekânlarda sosyalleşiyor ve kendimizi ifade ediyoruz. İş hayatının doğasında olan ofiste sosyalleşme ve eğlenme ihtiyacı Y kuşağının iş dünyasındaki ağırlığı arttıkça daha önemli bir ihtiyaç haline geliyor. Emerald Insight isimli araştırma firmasının 2013 yılında yaptığı “İşyerinde Eğlence: Kuşaklararası Farkların İncelenmesi” başlıklı araştırmasına göre, Y kuşağı ofiste eğlenceye daha yatkın görünüyor. ABD’de PGI tarafından yayımlanan bir diğer bir rapor ise Y kuşağı çalışanlarının yüzde 71’inin işyerlerini ikinci bir aile olarak gördüklerini ortaya koyuyor. Yüzde 75’lik bir kesim ise kendilerine danışmanlık yapılmasını belirterek bunun başarı için gerekli olduğunu ifade ediyor.
    2
    Ofiste sosyalleşmenin faydaları
    Bilgi paylaşımını ofiste sosyalleşmenin en önemli faydası olarak değerlendirebiliriz. Sosyalleşme aşamasında çalışanlar, üzerinde çalıştıkları projeler hakkında bilgi paylaşabilir. Bu bilgi paylaşımları ayrıca yöneticilere, elemanlarını eğitme ya da yol gösterme fırsatı da verebilir. Bir diğer katkısı ise çalışanları ekip çalışmasına teşvik etme. Bir projeyi başarıyla bitirip zamanında teslim eden ekipleri, övücü sözlerle takdir etmek ekip çalışmasını daha da güçlendirir. Sosyalleşme firma içinde yeni bağlar kurmaya da yardımcı olur. Örneğin, birbiriyle ilgisiz gibi görünen üretim ve muhasebe bölümleri bir araya gelerek görüştüklerinde, belki de, maliyetleri düşürebilecek yeni çözümler geliştirebilir. Öte yandan yeni bir firmada işe başlayanlar genellikle deneyimli çalışanlarla bir araya gelmekte zorlanır. Bu aşamada yeni işe başlayan elemanı, diğer bölümlere götürerek o bölümlerdeki çalışanlarla tanıştırmak, ofiste sosyalleşme için önemli bir adım olarak görülebilir.
    iStock_000017652491_Medium
    Y kuşağının ofiste sosyalleşme beklentileri
    Ofiste sosyalleşme ve eğlenceyi çalışma süreçlerine olumlu anlamda entegre etmek için öncelikle sosyalleşmeye müsait bir iş ortamı yaratmak en kritik konu aslında. İş hayatındaki etkilerinin giderek arttığını yazının giriş bölümünde değindiğim Y kuşağı ofislerin yeni çağın çalışma anlayışına göre tasarlanmasında da belirleyici rolü üstleniyor. Genç, dinamik, yaratıcı bir ofis ortamı hayal eden gençler çalışmak istedikleri ofislerde iş verenlerinden spor alanları, oyun odaları, ofis içi küçük mutfak, bar, bistro veya cafe gibi sosyalleşme alanları bekliyorlar . Bir diğer beklentileri ise takım çalışması ve kurum içi iletişime katkısı olan ve sosyalleşme imkanları sağlayan farklı alan seçenekleri sunulması.
    Tummy full, mind open
    Ofiste sosyalleşmenin bir parçası oyunlar
    Türkiye şartlarını göz önünde bulundurduğumuzda Y kuşağının beklentileri genel olarak yakın vadede gerçekleşecek gibi görünmeyebilir size. Malum bazı çok uluslu şirketler ve yaratıcı ajanslar hariç çalışanlar için ofislerde sosyal alanlar yaratan firma sayısı çok fazla değil. Şahit olduğumuz en fazla sosyalleşme aksiyonu ofislerdeki toplantı odalarında karşımıza çıkan PlayStation ya da benzeri bir oyun konsolları. Son dönemlerde ofislerinde yeterli alana sahip firmaların spor gereçleri ya da ofis yogası gibi aktivitelerle çalışanları spora teşvik ederek ofiste sosyalleşme imkanı sunduklarını gözlemliyoruz. Bununla birlikte ofiste sosyalleşmenin ve eğlenmenin belki en ucuz ve en etkili yollarından biri de bilgisayar oyunları. Hatta bilgisayar oyunları bazen çalışanlar için oyundan çok daha fazlası demek. Elbette oyun konsolu olan bir ofiste çalışıyorsanız bu siz ve çalışma arkadaşlarınız için bilgisayardan çok daha keyifli bir paylaşım alanı olacaktır. Doğru oyunlar ofis çalışanları için işbirliği, sadakat ve verimlilik artırımında oldukça faydalı olabilir. Beyin sağlığı için yararlı olan bazı video oyunları, odaklanma gücünü arttırıyor ve Parkinson gibi hastalıklara karşı direnç sağlıyor. Oyunlar ayrıca kariyer için de faydalı olabilir. Özellikle IT sektöründe çalışanlar için. Bunun yanında oyunlar liderlik, taktik yeteneği ve finansal yetenekleri de geliştiriyor. Gelin ofis ortamınıza eğlence ve sosyalleşme katacak oyunlara birlikte bakalım.
    foldit
    Foldit
    Bu online puzzle oyunu , işbirliğini artırıyor ve gerçek hayattaki problemleri çözmeyi kolaylaştırıyor. Oyunun amacı protein yapılarının katlanması ile optimum yapıyı oluşturmak. Eğer sağlıkla ilgili bir alanda çalışıyorsanız bu oyunu oynamak sizin için çok faydalı olacaktır. Başka bir alanda çalışıyor iseniz de bu oyun sayesinde dünyanın en önemli sorunlarından biri üzerinde düşünme fırsatı elde etmiş olacaksınız.
    callofduty
    Call of Duty: Advanced Warfare
    II. Dünya Savaşı konulu bu savaş oyun birlikte oynandığında takım çalışmasını ve taktiksel düşünmeyi geliştiriyor. Ayrıca araştırmalara göre bu tarz oyunlar iş dünyasında hayati önem taşıyan olasılıklar üzerine düşünme, kısmi bilgiler ve gerçekler üzerinden karar alma yeteneklerini kazandırıyor.
    simcity
    SimCity
    Maxis şirketinin kurucusu Will Wright’a göre oyunlar sanal dünyada strateji ve problem çözme deneyimini yaşamanın bir yolu. Kendi kentimizi bilgisayar ortamında kurmamızı ve yönetmemizi sağlayan bir strateji-simulasyon oyunu olan SimCity’de aynı zamanda şehirdeki talepleri karşılamak ve dengeyi korumak için doğru kararları vermek gerekiyor. Örneğin endüstri taleplerini karşılamanız şehirde suç oranını arttırabilir ve çevre kirliliğine neden olabilir.
    Bejeweled
    Bejeweled
    Amacı aynı nesneden en az 3 tane dikey veya yatay yan yana gelecek şekilde dizmeye çalışmak olan oyun, ilk olarak PopCap Games tarafından 2001’de geliştirildi. Bazı firmalar zekayı keskinleştirdiğine inandıkları için çalışanlarının işte Bejeweled oynamasına izin veriyorlar. Bunun nedeni oyunun desenleri fark etme yeteneğini geliştirmesi. Ayrıca Güney Karolina Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre depresyondan şikayet eden hastalar Bejeweled II oyununu oynarken daha iyi hissediyor ve stres seviyeleri azalıyor.

    Ofisinize eğlence; size, iş arkadaşlarınıza ya da çalışanlarınıza ekstra motivasyon katacak onlarca çeşit oyuna buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

    Twitter Güvenlik Merkezi’ne Türkçe dil desteği geldi

    Twitter-logo

    Türkiye’de yoğun olarak kullanılan mikro blog ağı Twitter, daha güvenli kullanım için son bir kaç aydır yaptığı şikayet bildirme mekanizmalarındaki değişiklikler, yenilenmiş “kullanıcı şikayetlerini nasıl değerlendiriyoruz” bölümü ve geliştirilmiş “engelleme özellikleri” gibi güncelleme ve değişikliklerine bir yenisini daha ekledi. Pek çok dilde mevcut olan Twitter Güvenlik Merkezi, artık Türkçe olarak da hizmete girdi.

    twitter

    Kullanıcıların aklını kurcalayan dijital güvenlik sorularının cevapları, Türkçe sunulan Güvenlik Merkezi’nde artık rahatlıkla bulunabilecek. “Güvenlik Merkezi tam olarak nedir” sorusunun yanıtıyla ilgili Twitter Blog postunun detaylarını aşağıda bulabilirsiniz:

    Güvenlik Merkezi herkesin Twitter’da ve diğer mecralarda online güvenlik hakkında pek çok şey öğrenebileceği bir kaynak. Bu kaynağı bize dijital vatandaşlık konusunda sürekli yardım eden online güvenlik uzmanları ile beraber çalışmalarımız sonucunda oluşturduk. Yeni sitemiz sayesinde bu bilgilerin sizin tarafınızda da kolayca ulaşabiliyor olmasından oldukça memnunuz. Güvenlik Merkezi, sizin güvenliğinizi sağlamak amacıyla Twitter araçları ve sözleşmelerinden yola çıkarak düzenlendi; gençler, aileler ve eğitimciler için olan kısımlar özellikle oluşturuldu.

    Burada bulabileceğiniz bilgiler size Twitter’da yaşayacağınız deneyimi nasıl yönetebileceğinizi, Twitter’daki toplulukları ve Twitter’ın kurallarının ihlali durumunda nasıl harekete geçtiğini anlamanıza yardımcı olabilir.

    twittter

    Online güvenliğiniz karşılıklı sorumluluk gerektirir, ayrıca güvenli bir çevrenin gelişmesi için dijital vatandaşlık temel bir unsurdur. Twitter online güvenlik dünyasıyla beraber geliştiğinden, Güvenlik Merkezi için yeni içerikler yaratmaya devam edeceğiz. Twitter topluluğuna en yararlı bilgileri sunabilmek için dünya genelindeki tüm iş ortaklarımızla beraber çalışmaya devam edeceğiz.”

    Güvenlik Merkezi’ni ziyaret etmek için buraya tıklayabilirsiniz.

    iOS 9 önceki sürümlere göre daha az ilgi görüyor

    iPhone6_iPadAir2_iOS9-PRINTApple’ın kısa süre önce final versiyonunu kullanıma sunduğu iPhone, iPad ve iPod touch cihazlar için geliştirilen en son işletim sistemi iOS 9’un beklentilerin altında ilgi gördüğü belirlendi. Haziran ayında beta süreci başlayan ve birçok yeniliği beraberinde getiren işletim sisteminin yayınlanmasının ardından geçen ilk 24 saat sonunda iOS kullanıcılarının yüzde 12’si tarafından indirildiği kaydedildi. İlgili süre içindeki oran, daha önceki işletim sistemleri iOS 8’in yüzde 16 ve iOS 7’nin yüzde 20 oranındaki indirilme oranları baz alındığında düşük kalıyor.

    Öte yandan iOS 9’un Apple tarafından yayınlanmasının ardından kısa süre içinde server bazlı sorunların açığa çıkmış olabileceği belirtiliyor. Çünkü kullanıcıların, iOS 9’un yüklenmesinde kesinti ya da yüklenmenin iptal olması gibi durumlarla karşılaştıkları rapor edildi. Bununla birlikte iOS 9’un genel olarak kullanım oranlarının yeni Apple cihazları iPhone 6s, iPhone 6s Plus ve yeni iPad modellerinin tüketicilerle buluşması ile birlikte hızla artması bekleniyor.

    iOS 9, birçok yeniliği beraberinde getirdi. Mobil işletim sisteminin tasarım dilinde ciddi değişikliklere gidilmezsen yeni fonksiyonlar kazandığı görüldü. Multitasking özelliği öne çıkan yenilik durumunda. Bu yenilik sayesinde iPad kullanıcıları bölünmüş ekran üzerinden kullanım sağlayabiliyorlar. Bu sayede bir tarafta web sayfası açıkken diğerinde oyun oynanabiliyor. Ayrıca Notlar uygulamasında ve uygulama geçişleri kısımlarındaki tasarım değişikliği, geliştirilen iCloud Drive, Siri, klavye, Spotlight aramaları ve Haritalar uygulaması ile yeni düşük enerji tüketimi modu öne çıkan özellikler arasında.

    Teknoloji Beyin Kimyamızı Nasıl Değiştiriyor?

    0

    Akıllı telefon kullanıcılarının zamanının büyük bir kısmını telefonlarıyla ilgilenerek geçirdiğini söylemek sanırım yanlış olmaz. Telefondaki uygulamalar bizi neredeyse esir alıyor. Her an yanımızda taşıdığımız telefonu, geceleri bile başucumuzdan ayırmıyoruz. Sosyal medya hesabımızı kontrol etmeden değil bir gün bir saat bile geçiremiyoruz. Beynimizi, kablolu yada kablosuz olarak, internet denen ağa bağlıyor, neredeyse madde bağımlılığı mertebesinde sanal ortamın esiri oluyoruz. Hayatımızın bu kadar içinde olan bu cihazların, yararları kadar maalesef zararları da var.

    Bu haftaki yazımda, günümüzde teknolojinin, beyin kimyamızı nasıl değiştirdiğinden, hayatımızdaki olumlu ya da olumsuz etkilerinden söz etmek istiyorum.

    headache

    Teknolojik araçları kullanmak yararlı olduğu kadar bazen de strese sebep olabiliyor.

    Modern cihazları kullanmak, kortizol seviyesini artırarak, stres hormonunun artmasına sebep olabiliyor. Bu konuda yapılan bir araştırmaya göre, 3 saatten fazla teknolojik cihaz kullanan kişiler ile bu cihazları kullanmayanlar arasında, kortizol seviyesi bakımından belirgin farklar olduğunu ortaya koymuş. Teknolojik araçların başında akıllı telefonlar, bilgisayarlar, tabletler gibi cihazlar geliyor. Vücudumuzun hormon sistemi, stres ile başa çıkmak için kortizol hormonu salgılıyor. Bu cihazları fazla kullananların kanında daha fazla kortizol hormonu olduğu, bununda stres seviyesinden kaynaklanabileceği bulunmuş.

    iStock_000015420013_Small

    Teknolojik araçları kullanarak daha fazla öğreniyor fakat daha az hatırlıyoruz.

    Beynimizin öğrendiği bilgiyi, uzun zamanlı hafızaya gönderebilmesi için belli bir sürenin geçmesi gerekiyor. Teknoloji sayesinde o kadar fazla bilgi trafiği içindeyiz ki, özümseme için gerekli zamanı çoğu zaman bulamıyoruz. Günün neredeyse 10 saatini bu trafiğin içinde geçiren birisi, yoğun bilgi sağanağı içinde öğrendiklerini özümseme konusunda sorunlar yaşayabiliyor. İşin daha kötü tarafı ise bu temponun neredeyse her gün devam etmesi. Yoğun ortam, öğrenmeyi olumsuz yönde etkilerken, hatırlama konusunda da sorunlar yaratabiliyor. Beyin gaçmişi hatırlamak için belli noktaları referans alıyor. Bu noktaları netleştirmeden üzerinden geçmek, daha sonra hatırlanmasında güçlüklere neden olabiliyor.

    Feeling exhausted. Top view of young man sleeping while sitting at his working place

    Bütün gün parlak ekran karşısında kalmak, uyku döngüsünü olumsuz etkiliyor.

    Sinir bilimciler parlak ekranlı bilgisayar, tablet ve telefonun uyku hormonu olan melatonini baskı altına aldığını bulmuşlar. Beynimiz gecenin olduğunu ve uyumamız gerektiğini, melatonin hormonu salgılayarak gösteriyor. Parlak ışık bu hormonun salgılanmasını baskıladığı için, uyku alışkanlığında düzensizlikler meydana gelebiliyor. Uyumadan önce telefon ekranına bakmak bile bu hormonun baskılanmasına sebep olabiliyor. Sonuçta uykusuzluk ve devamında da depresyon oluşabiliyor.

     Closeup on laptop and relaxing business woman in background

    Video oyunları aslında beyin gücünü artırıyor

    Yapılan araştırmalar beyin taramalarında oyun oynayan kişilerin, beyninde daha fazla aktivite olduğunu ortaya koymuş. Bunun da hafıza ve beyin gücünü artırmada etkileri olduğu bulunmuş. Yani aşırıya kaçmamak şartıyla, oyun oynamanın beyni geliştirdiğini söyleyebiliriz. Oyun oynarken çeşitli stratejiler geliştirip sonuca gitmek için planlar yapmak, daha fazla beyin aktivitesine sebep olmakta. Oyun oynarken hızlı düşünüp, hızlı karar vermek beyin gelişimini olumlu yönde etkilemekte. Bu gelişimi oyun bağımlılığı mertebesine taşımadan, kararında bırakmanın önemini de ifade etmem gerekiyor.

    iStock_000017134249_Small

    İnternet bağımlısı olmak, madde bağımlısı olmaktan faklı değil

    Manyetik Rezonans (MR) taramalarında internet bağımlılarının beyin aktiviteleri ile kokain ve alkol bağımlıları arasında benzerlik olduğu bulunmuş. Google’da bu bağımlılığa giden bir bayi rolü görüyor. Nasıl madde bağımlılığını önleme merkezleri kuruluyorsa, internet bağımlılığı için de merkezler açılmakta. İnternet bağımlılığı son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde önemli bir sorun olarak gün yüzüne çıkıyor.

    The two colleagues working together at office on white background

    İnternet tembel yapıyor

    İnternet kullanımındaki en önemli amaçlardan birisi, daha fazla bilgi sahibi olmak.Aranan bilginin anında karşımızda olması, fazla çaba göstermeden bilgiye ulaşılmasına sebep oluyor. Bu durum eleştirel düşünme yeteneklerini azaltabiliyor. Zamanla öğrenme yerine, bilgiyi her defasında arama söz konusu olabiliyor.

    Yeni Steve Jobs filminin son fragmanı yayınlandı

    steve-jobs-film

    Vizyon tarihi yaklaşan yeni Steve Jobs filminin (tam adı: Steve Jobs: The Man in The Machine) 2 dakika uzunluğundaki ikinci resmi fragmanı yayınlandı. Filmde Michael Fassbender’ı Steve Jobs rolünde görüyoruz. Türkiye’de Milyoner adıyla vizyona giren 2008 yapımı Slumdog Millionaire’in ödüllü yönetmeni Danny Boyle’ın yönetmenlik koltuğunda oturduğu yapımın senaryosu ise Aaron Sorkin tarafından kaleme alındı.

    Yeni Steve Jobs filminin tartışmaları da beraberinde getirdiği biliniyor. Apple CEO’su Tim Cook, insanların fırsatçı olmaya çalıştığını ve bundan nefret ettiğini dile getirerek filmi eleştirmişti. Steve Jobs filmi, yayınlanan fragmanlarına bakıldığında Apple şirketinin kurucularından olan ve pankreas kanseri sonucu hayata gözlerini yuman eski CEO’sunun genel olarak olumsuz yönlerini ve anılarını içeriyor gibi görünüyor. Yayınlanan yeni fragmanda da gençliğinde dünyaya gelen ve uzun yıllar kabul etmediği kızı, oy birliği ile Apple yönetim kurulundan çıkarılması gibi hayatındaki ‘kriz’ anlarının yoğun olarak vurgulandığı görülüyor. Daha önceki Steve Jobs filmi de çeşitli eleştirileri beraberinde getirmiş, Jobs’ın genel olarak kötü biri olarak lanse edildiğine işaret edilmişti. Haberin devamında yeni fragmanı izleyebilirsiniz…

    [vsw id=”9XEh7arNSms” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    Walter Isaacson’un biyografisinden ilham alındığı kaydedilen yeni Steve Jobs filmi, 9-16 Ekim tarihleri arasında ABD’de vizyon çıkışını gerçekleştirecek. Filmdeki diğer önemli aktörler arasında Steve Wozniak rolünde Seth Rogen, Mac mühendisi Joanna Hoffman rolünde Kate Winslet ve bir dönem Apple CEO’luğu da üstlenen John Sculley rolünde Jeff Daniels izlenecek.

    steve-jobs-film

    Filmin afişi de geçtiğimiz dönemde yayınlanmıştı.