Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1925

    Facebook’un ‘beğenmeme’ butonu tartışmaları da beraberinde getirdi

    facebook

    Dünyanın en büyük sosyal medya platformu Facebook, kendisi ile özdeşleşen ‘beğenme’ butonuna ek olarak ‘beğenmeme’ butonunu kullanıma sunmayı planlıyor. Şirketin CEO’su Mark Zuckerberg tarafından açıklanan bilgiye göre beğenmeme (dislike) özelliği için kapsamlı testler devam ediyor. Kullanıma sunulacağı tarih net bir biçimde bilinmemekle beraber beğenmeme özelliği için test sürecinin pek de uzun olmayacağı tahmin ediliyor.

    Facebook CEO’sunun açıklamasına göre ilgili özellik, kullanıcıların birbirlerinin gönderilerine tepki göstermesi ya da rahatsızlık vermesi şeklinde kullanılmayacak. Amaç örneğin; bir yakınını kaybetmesi ile ilgili paylaşımda bulunan kimselerin gönderilerinin beğenilmesi durumunun ortadan kaldırılması. Beğenmeme özelliği sayesinde bir bakıma ‘senin için üzgünüm’ mesajı da verilmiş olacak. Daha doğrusu planlanan kullanım sahası bu yönde…

    facebook

    Öte yandan otoritelere göre söz konusu özelliğin belirtilenden çok daha farklı amaçlarla kullanılmasının önüne geçilmesi imkansız gibi görülüyor. Sıklıkla dile getirilen bir örnek olarak X şirketinin Facebook sayfasındaki reklam videosu paylaşımı ile ilgili gönderide çok sayıda ‘beğenmeme’ olmasının rahatsız edici olabileceği, spam olarak bile kullanımının mümkün olduğu; ancak bunun önüne geçilmesinin de zor olduğu kaydediliyor. Facebook ise şimdilik detayları bilinmemekle birlikte kötü amaçlı kullanım için bazı planlamalar yapıyor.

    Kötü amaçlı dislike butonu kullanımının yakın arkadaşların arasını bozabileceği, farklı bir tepki metodu olmaktan ziyade tartışmaları kötüleyen bir etmen olacağı da dile getirilen yorumlar arasında. Facebook’un gelecek dönem özelliği daha uzun süre tartışılacak gibi görünüyor. Sosyal medya dünyasına ilişkin gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.

    Pinterest aylık 100 milyon aktif kullanıcıya ulaştı

    Fotoğraf paylaşım ve görsel imleme platformu Pinterest, saygın medya kuruluşu The New York Times’ın haberine göre 100 milyon aylık aktif kullanıcı sayısını geride bıraktı. Bir eşik anlamı taşıyan söz konusu veri, bir diğer tanınmış sosyal medya mühendisi Tracy Chou tarafından da doğrulandı.

    Bilinirliği nispeten yüksek olan ve Türkiye’de de kendine has bir kullanıcı kesimini peşinden sürükleyen Pinterest’ın ulaştığı rakam, ayda en az bir kez platforma gelen kullanıcı sayısına işaret ediyor. Bu rakamlarda fotoğraf paylaşım ağının güçlü rakiplerinin gerisinde olduğu konusu ise dikkatlerden kaçmıyor.

    pinterest

    Facebook=1,49 milyar!

    Pinterest için 100 milyon olarak açıklanan aylık aktif kullanıcı sayısı, Facebook’da 1 milyar 490 milyon şeklinde. Bununla birlikte Facebook’u bir miktar kategori dışı bırakabilmek de mümkün görünüyor; çünkü mikro blog ağı Twitter’da aynı veri için belirtilen sayının 316 milyon olduğu görülüyor. Bu veriler, şirketler nezdinde yapılan son açıklamaları kapsıyor.

    Yeni planlar gündemde

    Popüler sosyal medya ağları arasında Twitter, Facebook, LinkedIn, Instagram ölçeğinde bilinirliğe sahip olmayan ve 2009 yılından kurulan Pinterest adına ulaşılan kilometre taşı önem taşıyor. Belirtilen aylık aktif kullanıcı sayısı, platform için belirlenen daha fazla gelir hedefli yol haritası açısından da değerli. Çünkü Pinterest için para kazandıracak yeni yollar arandığı, sosyal medya şirketi tarafından saklanan bir konu değil. Halka arz hazırlıkları yapıldığı da söylentiler arasında, ancak bu noktada Pinterest CEO’su Ben Silbermann ‘bu konuda kısa vadede bir planımız yok’ şeklinde bir açıklaması bulunuyor.

    Twitter Highlights artık 35 dilde

    Twitter_Highlights_screenshots

    Twitter’ın, push bildirimleri aracılığıyla ilginç içeriklerin anlık özetini sunduğu Highlights’ı 35 dilde desteklediğini duyurdu. Bu konuya dair resmi Twitter açıklaması ise şöyle;

    “Twitter ana sayfanız, tweetlerinize bakmak ve onlarla ilgilenmek için harika bir yerken, biliyoruz ki aslında gerçekten görmek isteyeceğiniz her şeye bakmak için zaman bulmak biraz zor olabiliyor.Twitter’da ne kadar çok zaman geçirirseniz geçirin, biz sizin ondan en iyi şekilde faydalanmanızı istiyoruz.

    Daha önce, bütün Android kullanıcıları için İngilizce Highlights’ı sunmuştuk; bugünden itibaren ise bu deneyimi Twitter’ın desteklediği 35’den fazla dilde global olarak genişletiyoruz.

    Highlights, hızlı, basit bir Twitter özeti, size sizinle en alakalı olan ilginç şeylere çabuk bir şekilde ulaşmanıza izin verir. Highlights’ınızı oluşturmak için, sizin takip ettiğiniz insanlar arasında popüler olan hesaplara ve konuşmalara, sizin yakın bağınız olan kişilerin Tweetlerine, çevrenizde veya networkünüzde trending olan konulara ve etkinliklere, son olarak da takip ettiğiniz insanlar içerisinde popüler veya trending olan kişilere bakıyoruz.

    Highlights’la telefonunuza Highlights’ınızın hazır olduğunu bildiren bir bildirim alacaksınız. Bu bildirimi açtığınızda, doğrudan yeni bir birime sahip Highlights’ınızın bulunduğu Twitter uygulamanıza yönlendirileceksiniz. Bütün içeriğe ekranınızda parmağınızı sağdan sola doğru kaydırarak bakabilirsiniz. En sonuncusuna ulaştığınızda,bir diğer dokunuş sizi doğrudan kendi ana sayfanıza geri yönlendirecektir. Aynı zamanda Highlights’ınıza her zaman ana sayfanızdaki ona ait ikona tıklayarak ulaşabilirsiniz.

    Android’in güncelleştirmesini yapmış çoğu kişi otomatik olarak Highlights bildirimleri almaya başlayacak. Bildirimlerin açık olduğundan emin olmak için telefon ayarlarınızı kontrol etmeniz gerekiyor. Eğer bildirimleriniz açık değilse, aşağıda bunu nasıl yapmanız gerektiğini anlatan açıklamaya ulaşabilirsiniz;

    1.İkonun üzerine tıklayın ve sonrasında Ayarlara girin.

    2.Bildirimleri almak istediğiniz hesabı seçin.

    3.Mobil bildirimlerin üzerine tıklayın ve açık olduklarından emin olun.

    4.Highlights’ın yanındaki kutucuğu işaretleyin.

    Bizler bu deneyimi sizlere öncelikle Android üzerinden sunuyoruz ve gelecekte Highlights’ı diğer platforlara da taşımayı düşünüyoruz.”

    GTA yapımcısından BBC’ye ‘çok ağır’ tepki!

    GTA oyunun hikayesini konu edinen The Gamechangers’ın yayınlanmasının ardından yapımın geliştiricisi Rockstar Games’ten zehir zemberek açıklamalar geldi…

    Rockstar Games, oyun endüstrisi adına gelmiş geçmiş en önemli başarı hikayelerinden. GTA serisi ile yüz milyonu aşkın satış gerçekleştiren şirketin oldukça ilginç bir hikayesi bulunuyor. İşte bu hikayeden ilham alan bir TV yapımı, İngiltere’nin önde gelen kanallarından BBC 2’de yayınlandı.

    GTA serüveninin başlangıcının konu edildiği film The Gamechangers adıyla reyting rekorlarını alt üst ederken oyunun yapımcısının sert –hatta argonun da ötesinde ifade barındıran- tepkisi ile karşılandı.

    gta-series

    Filmde GTA San Andreas’ın yapım sürecinde yaşananlar daha çok hukuki çerçevede ve biraz da negatif yönleri ile ele alınınca Rockstar Games’in tepkisi kaçınılmaz oldu.

    Twitter hesabından gönderilen zehir zemberek tweet’lerle BBC 2’de yayınlanan filmi eleştiren Rockstar Games, ‘yapımın gerçeği yansıtmadığını’ vurguladı. 5 milyon takipçili sosyal medyahesabından atılan tweet’lerin yanı sıra filmde konu edinen Mike Dailly, Brian Baglow gibi isimler de The Gamechangers’ı ağır bir dille eleştirdi.

    Hukuki safha gündemde

    Tartışmaları beraberinde getiren TV yapımı ile ilgili olarak Rockstar Games’ten gelen son haber ise hukuki yollara başvurulacağı yönünde. BBC tarafından ise konuya dair bir açıklama gelmiş değil. İyice kızışacak gibi görünen mevzunun nasıl sonuçlanacağı ise merak konusu. Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz. Haberin devamında The Gamechangers’ın daha önce yayınlanan tanıtım videosunu izleyebilirsiniz. İyi seyirler.

    [vsw id=”6ybuhU43nG4″ source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    Asus Zenbook UX305F: Hafif, ince ve şık

    Eğer uygun fiyata ince ve performanslı bir dizüstü bilgisayar arıyorsanız, Asus’un UX305F modelini gözden geçirmeden karar vermeyin. UX305F, açıkçası işlemcisi haricinde diğer özellikleri ile insanı cezbediyor. Kutusundan ilk çıkarıp cihazı elinize aldığınızda kullanılan malzemenin kalitesini rahatlıkla hissedebiliyorsunuz. Benim kullandığım cihaz üzerinde 4GB RAM ve 256 GB SSD vardı ve hafif ve ince olmasından dolayı çıktığım bir iki seyahatte de UX305F’i kullandım. Kullandığım süre boyunca hiçbir sıkıntıyla karşılaşmadım ve performansından da oldukça memnun kaldım. Cihazın sevdiğim bir diğer yanı ise oldukça sessiz olmasıydı, fanından bazı cihazlarda olduğu gibi çok yüksek bir ses gelmiyor ve çoğu zaman fanın çalıştığını hissetmiyorsunuz bile. Gürültüsüz ortamlarda bunu çok rahat hissedebiliyorsunuz.

    13.3 inç ekranı, 1.2 kilo ağırlığıyla rahatça taşınabilen cihazın sol tarafında 2, sağ tarafında 1 adet USB 3.0 bağlantı noktası bulunuyor. Cihaz üzerinde SD kart yuvası ve mikro HDMI portu var ama kutunun içinden dönüştürücü çıkmıyor. Biraz önce de belirttiğim gibi UX305’in ekran boyutu 13.3 ama çözünürlüğü 3200 x 1800 gibi yüksek bir değer. Klavyede ne yazık ki aydınlatma bulunmuyor.

    UX305F üzerinde Intel Core M-5Y10 işlemci bulunuyor. Çift çekirdekli olan işlemci 2 GHz hızında çalışıyor. Cihazın grafik özelliklerine baktığımızda Intel HD Graphics 5300 entegre GPU’ya sahip. 4 GB RAM, 256 GB SSD ve bu özellikleri sayesinde birçok oyun rahat rahat oynanabiliyor. Cihazın bazı modellerinde 8 GB RAM bulunuyor, ama bana gelen modelde RAM 4GB idi. Adobe Photoshop ve Premiere gibi uygulamaları da hiç sıkıntısız bir şekilde çalıştırdı. Video ve fotoğraf düzenleme tarafında hiç sıkıntı yaşamadım. Elbette dergi ya da yüksek çözünürlüklü büyük boyutlu dosyalarda yeterli değil ama bu gibi işler için farklı modeller mevcut. Kaliteli ekranı sayesinde seyahatlerimde yüksek kaliteli dizi ve filmleri cam gibi bir ekranda seyrettim. UX305F’in ekranı da dokunmatik özelliğine sahip. İlk başlarda ben de dahil birçok kişi dizüstü bilgisayarda dokunmatik ekrana ne ihtiyaç var diye düşünüyordu ama dokunmatik ekranlı bir bilgisayar kullandıktan sonra dokunmatik olmayan bir bilgisayara geçtiğinizde oldukça komik anlar yaşayabiliyorsunuz. Cihazın dokunmatik ekranı da oldukça sorunsuz ve kullanımı büyük ölçüde kolaylaştırıyor.

    zenbook_ux305F

    Bu arada cihazla birlikte Windows 8.1 geliyor, ama hiç sorunsuz bir şekilde kolaylıkla Windows 10’a yükseltebiliyorsunuz.

    Gelelim mobil cihazlardaki en önemli konulardan birisi olan pil durumuna. UX305F pilde kullanım süresi açısından oldukça başarılı. Çok aşırı yüklenmediğiniz takdirde örneğin film seyrederken gibi 5 saate kadar hatta biraz daha uzun bir süre çalışabiliyor. Cihazın şarj adaptörü de kendisi gibi oldukça ince. Sırt çantanıza koyup rahat bir şekilde taşıyabiliyorsunuz. İnce olduğu için çantanıza rahat bir şekilde girip çıkabiliyor.

    zenbook_ux305F_2

    Eğer ince ve ortalama performansa sahip bir dizüstü bilgisayar arıyorsanız seçeneklerinizin arasına UX305F’i eklemeyi unutmayın. 13.3 ekranı, 1,2 kg ağırlığı, 4GB RAM’i, 256GB SSD’si ve ince tasarımı ile oldukça şık bir bilgisayar. İşlemcisi haricinde benim gördüğüm tek eksikliği açıkçası klavyesinin aydınlatma özelliğine sahip olmaması. Karanlık ortamlarda oyun oynayan ya da yazı yazanlar için bu atlanmaması gereken çok önemli bir özellik.

    Diğer dizüstü bilgisayarla ilgili ayrıntılı bilgi ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.

    Asus Zenbook UX305F

    Ekran: 13.3 inç 1080p IPS dokunmatik ekran.

    İşlemci: Intel Core M-5Y10 (Broadwell)

    Grafik: Intel HD Graphics 5300

    Bellek: 8GB DDR3L

    Depolama: 256 GB SSD

    Bağlantı noktaları: 3xUSB 3.0, 1x Mikro-HDMI, 1xSD kart yuvası, 1×3,5 mm ses çıkışı

    Ağırlık: 1,2 kg.

    Bilim dünyasının popüler dehası Michio Kaku

    Bilim dünyasında uzun sayılabilecek bir süredir yenilik ve buluş anlamında kitleleri harekete geçirecek haberlerden mahrum kalıyoruz. Telefonlarımız daha akıllanıp televizyonlarımızın piksel değerleri artıyor ancak tam olarak hayal gücümüzü alt edecek insanlığı yeni ufuklarla tanıştıracak çalışmalardan uzağız. Bunun birkaç nedeni olabilir ancak bilimin adım adım ilerleyen bir bilim dalı olduğunu unutmamak gerekiyor. Japon asıllı ünlü fizikçi Michio Kaku ise adeta koşar adım ilerleyerek bizlere gelecekten manzaralar sunan çok değerli bir bilim adamı. Onun için ışınlanma, paralel evrenler, telekinezi bir hayal değil. “Bir soru fiziğe aykırı mı, diye kendime sorarım. Aykırı değilse o sorunun cevabını ne zaman alabileceğimizi düşünüp ona göre çalışmalarımı yaparım.” Bazen ayakları yere hiç basmıyormuş gibi konuşan Kaku geleceği şekillendirecek düşüncelerin peşinden koşarken aslında fazlasıyla olgun bir tavır takınıyor. “Konuştuğumuz konuların gerçekleşmesine büyük ihtimal ben ve içinde bulunduğum nesiller tanık olamayacağız. Ancak insanın önünü kesen en temel sorunlardan biri de bu. Geleceğe dair fikirlerimizi ortaya koyarken nedense hep kendimizin de içinde olduğu döneme ağırlık veririz. Bu sınırlamanın üstesinden gelmeliyiz.”

    kaku

    Büyük ihtimalle internet ve televizyon üzerinde en çok konuşma yapan bilim adamlarından biri olmasının altında onun bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve merakı var. Örneğin yıllar önce Mass Effect oyunu ilk çıktığında bir oyun fuarına katılmış ve oyuna dair gözlemlerini paylaşmıştı. Oyundaki görünmezlik ve hiperuzay kavramlarının ne derece gerçekçi olduğunu mevcut çalışmalara dayanarak heyecanla bir muhabire anlatması bile tek başına yeterli. Bu açıdan baktığımızda bilimsel çalışmalar ile toplumlar arasında bağ kurmak gerektiğini hatırlatan bir misyonu olduğunu söyleyebiliriz.

    İnsandan başka uygarlık var mı?

    1947 doğumlu Kaku’nun uzmanlık alanı teorik fizik ve buna bağlı olarak kuantum alan teorisi ve sicim teorisi. Her ne kadar kulağa fantastik ve anlaşılmaz gelse de aslında bu konular onu sosyal medyada bir fenomen haline getiriyor. “Evrendeki tek canlı biz miyiz?” sorusuna verdiği tokat gibi cevap akıllardan çıkmıyor. “İnsanların bir otoban inşa ettiğini düşünün. İnşaat alanında da bir karınca gezdiğini hayal edin. Karınca o otobanın farkında mıdır?” diyerek evrenimizde bizden çok ama çok daha büyük olayların cereyan ettiğini sakin ve bilge ses tonuyla aktarmaktan çekinmiyor.

    New York Şehir Üniversitesi’nde Teorik Fizik Profesörü olarak akademik çalışmalarda bulunan Kaku aynı zamanda bilim ve toplumsal yapı üzerine de fikirlerini belirtiyor. Dünyadaki fakirliğin bir kısmı Kaku’ya göre eğitim sisteminin yeni ve teknik iş gücüne göre değil de 1950’lerin mesleklerine göre düzenlenmiş olmaslı. Kaku, dünya politikasında bu konunun bir öncelik haline gelmesini ve eğitimde reforma gidilmesi gerektiğinin altını her fırsatta vurguluyor.

    Nöronlar transistörlere karşı

    Daha onlarca yenilikçi ve çılgın fikri cesurca açıklayan Kaku’yu daha iyi tanımak için yazdığı kitapları okuyabilirsiniz. Türkçe olarak yayımlanan Geleceğin Fiziği, Olanaksızın Fiziği, Einstein’dan Ötesi iyi bir başlangıç olacaktır. Son kitabı Future of Mind ise Kaku’nun zihin ve beynimize dair hayranlığını gözler önüne seriyor. Kitapta gelecekte telepati ile iletişimin mümkün olacağı, ABD’nin DARPA’da (Defansif İleri Araştırma Projeleri Ajansı) özellikle son 50 yıldır ağırlıklı olarak insan beyni üzerinde çalıştıklarına dair ifadeler oldukça çarpıcı. Bir gün beyin gibi işlem yapabilecek bilgisayar geliştirilebilir mi sorusuna ise Kaku farklı bir boyuttan cevap getiriyor. Yaşanmış vakalardan yola çıkan Kaku’ya göre, beyninin bir tarafına kazık ve kurşun gibi maddelerin saplanmasından sonra sadece diğer tarafıyla yaşamaya devam eden kişiler transistörlerden oluşan devrelere göre çok ama çok üstün seviyedeler. Milyonlarca bacağı olan bir çipteki en ufak bir eksiklik tüm çalışmayı yok ederken beyin mutlaka bir şekilde yolunu bulup kaybettiği nöronları telafi ederek hayatta kalmaya çalışıyor. Kaku şu an bu mucizenin bilimsel altyapısını araştıran çalışmalarına devam ediyor.

    Snapdragon 820, 430 ve 617 işlemciler detaylandı

    Snapdragon 410

    Qualcomm, Snapdragon 820 işlemcilerin çığır açan yeni bağlantı özelliklerini duyurdu. Yenilenen X12 LTE modem, mobil cihazlarda kullanım için geliştirilen entegre modem ve uygulama işlemcileri arasında en gelişmiş LTE ve Wi-Fi özelliklerini içermesi nedeniyle dikkat çekiyor.

    Qualcomm, yüzde yüz iştiraki olan Qualcomm Technologies’in yenilenen X12 LTE modemini, ilerleyen günlerde piyasaya çıkması planlanan Qualcomm Snapdragon 820 işlemciyle entegre ettiğini duyurdu. Bu sayede şirket, üst segmentte yer alan mobil cihazlar için sektöre öncülük eden 4G LTE ve Wi-Fi teknolojilerini sunabilecek, yeni Snapdragon 820 işlemci ile işletmelerin hızlı bağlantı ve kesintisiz hizmet gereksinimlerini en iyi şekilde karşılayabilecek.

    qualcomm

    Orta seviye Snapdragon serisine iki yeni işlemci

    Snapdragon 430 ve 617 işlemciler, taşıyıcı toplama (carrier aggregation) ve geliştirilmiş uplink bağlantı özellikleriyle orta ve üst segment 4G LTE mobil cihazlarda sınırları zorluyor.

    Piyasaya sunulan iki yeni Qualcomm Snapdragon işlemciler yetenekleri ile dikkat çekiyor.  Yeni tümdevre aileleri Snapdragon 430 ve Snapdragon 617, orta seviye mobil cihazlarda hem multimedya hem de bağlantı açısından çeşitli geliştirmeler barındırıyor.

    Qualcomm ayrıca, Snapdragon 410 ve 210 sevkiyatlarında ulaşılan kilometre taşlarınına dair detayları da açıkladı. Ticari lansmanının ilk yılı içinde yükselen bölgelere 64-bit programlama gücü ve LTE bağlanılabilirlik getiren Snapdragon 410 işlemcisi şimdi 550 mobil cihaz tasarımında kullanılabiliyor. Snapdragon 410 işlemcisi aynı zamanda dünya genelinde 60’dan fazla orijinal ürün üreticisinden 200 milyonu aşkın ünite yolladığını açıkladı.  Teknoloji şirketinin duyuruları Güney Kore’de gerçekleştirildi.

    Not: Görseller Qualcomm.com’dan alınmıştır.

    Google’dan mülteci krizi için yardım kampanyası

    1442376002_Google_Yardim_Kampanyasi_01

    Google, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana dünyanın gördüğü en büyük göçmen ve mülteci krizinde ön saflarda insani yardım sağlayan kuruluşlara katkı için bağış kampanyası başlattı.

    Herkesi bağış yapmaya çağıran Google, sağlanacak katkıyı ikiye katlamak amacıyla dünya genelinde toplanan ilk 5 milyon Euro’ya kadar insanlardan gelecek her bağışa karşılık aynı tutarda bağışta bulunacak. Böylelikle toplamda 10 milyon Euro tutarında bağış elde edilecek.

    Bağışlar sığınmacı ve göçmenlere yardım sağlayan dört sivil toplum kuruluşuna dağıtılacak:

    Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Uluslararası Kurtarma Komitesi (IRC), Çocukları Kurtarın Vakfı ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR).

    1442376003_Google_Yardim_Kampanyasi_02

    Konuyla ilgili olarak kendisi de çocukken benzer sıkıntıları yaşamı olan Google çalışanı Rita Masoud tarafından kaleme alınan ve Google Türkiye resmi blog sitesinde yer alan açıklama aşağıdaki gibidir:

    Mültecilere Birlikte Destek Olalım

    Adım Rita Masoud ve ben bir sığınmacıyım. Afganistan’da, savaşın yerle bir ettiği Kabil şehrinde doğdum. Yedi yaşındayken ailemle birlikte yanımızda tek bir valizin alabildiği kadar eşya ile daha güvenli ve daha iyi bir gelecek umuduyla Avrupa’ya kaçtık. Birbiri ardına binilen çok sayıda tren ve otobüse açlık, susuzluk, soğuk ve korkunun eşlik ettiği karanlık bir yolculuktu. Neyse ki sonrasında güvenli bir ortamda büyüyüp hayatta yolumu çizme imkanı bulduğum Hollanda’ya iltica ettik. Bugünse Kaliforniya’da Google’da çalışıyorum.

    Ben şanslıydım. Ancak giderek büyüyen sığınmacı ve göçmen krizinin geldiği noktada, tıpkı benim ailem gibi çok sayıda insan çaresiz ve yardıma muhtaç durumda. Geçtiğimiz hafta Google dünya çapında sığınmacı ve göçmenlerin sıkıntılarını gidermeye yönelik insani yardım için ön saflarda çalışan kuruluşlara 1 milyon Euro (yaklaşık 1,1 milyon Dolar) bağışta bulunduğunu açıkladı. Bugün sizi de bize katılmaya davet ediyoruz. Katkınızın etkisini ikiye katına çıkarmak için Google; dünya genelinde toplanan ilk 5 milyon Euro’ya kadar sizden gelen her bağışa karşılık aynı miktarda bağışta bulunacak ve birlikte yardım çalışmalarını destekleyerek 10 milyon Euro’ya erişene kadar bağış toplayacağız.

    Bağışlarınız sığınmacı ve göçmenlere yardım sağlayan dört sivil toplum kuruluşuna dağıtılacak: Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Uluslararası Kurtarma Komitesi (IRC), Çocukları Kurtarın Vakfı ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR). Bu sivil toplum kuruluşları ihtiyaç içindeki insanlara barınma, yemek, su ve tıbbi bakım gibi temel yardımın ulaştırılması ve güvenlik ve haklarının korunması için çalışıyorlar.

    ————————————

    Bağışta bulunmak için buraya tıklayabilirsiniz.

    Android Wear pazar payı 2019’a kadar 2 kattan fazla artabilir

    android-wearTanınmış araştırma kuruluşu IDC, giyilebilir cihazların işletim sistemlerinin gelecekteki kullanım oranlarını ele alan bir raporu yayınladı. Yayınlanan rapor, Apple Watch’ın işletim sistemi watchOS, Android Wear ve Pepple OS işletim sistemlerinin 2015-2019 yılları arasındaki pazar paylarına dair tahminleri içeriyor. Android Wear’ın pazar payındaki yükseliş ve satışlardaki rekor seviyelerdeki artış dikkat çekiyor.

    Apple Watch’ın 2015 pazar payı için belirtilen yüzde 58.3’lük oranın 2019’da yüzde 47.4’e gerilediği görülürken Android Wear’ın 2015’te yüzde 17.4 olarak belirtilen pazar payının ise 2019’da yüzde 38.4’e çıktığı tahmini paylaşılıyor. Öte yandan satışları ele alan sonuçlar da Apple Watch için 2019 yılında 40 milyonun üzerine çıkıldığına, Android Wear cihazlarla ilgili olarak da 32 milyonun üzerine çıkıldığına işaret ediyor.

    android-wear

    5 yıllık büyüme oranında yukarıda bahsedilen iki işletim sisteminin dikey yönlü gelişimi öne çıkıyor. watchOS ve Android Wear yazılımlarının 2019 yılında pazarı tamamen domine ettikleri görülüyor. Diğerlerinin ise pazar paylarında düşüşler olacağı belirtiliyor. Samsung’un işletim sisteminin 6.7’lik oranının yüzde 2.2’ye gerilemesi önemli bir detay durumunda.

    android-wear-apple-watch-pazar-payiRaporda toplam giyilebilir teknoloji pazarının 2014’teki toplam satışlarının (28 milyon 900 bin ünite), 2015’te 76 milyon 100 bin üniteye yükseldiği bulgusu yansıtılıyor. Bu rakamsal artışın oransal değeri ise yüzde 163,6’lık artışa işaret ediyor. IDC raporuna göre 2019 yılında ise toplam satışların 173 milyon 400 bin üniteye ulaşacağı ifade ediliyor. Genel olarak akıllı saatlerin önümüzdeki yıllarda çok daha yoğun bir ilgi ile karşılanacağı ve pazarın iki işletim sistemi ile gelecek cihazlar tarafından büyüyeceği sonuçlarına ulaşılıyor.

    LG rulo olabilen TV geliştiriyor

    lg-rulo-tv

    Geçmişteki televizyonları hatırlıyor musunuz? Tüplü olanlar… Taşınırken mutlaka yaşamış ya da komşularınızdaki manzaralara tanıklık etmişsiniz; bu TV’ler ağırdı ve birkaç kişinin gayreti ile hareket ettirilebiliyorlardı. İlerleyen yıllarda TV’ler gittikçe inceldi, ancak yine de çoğu 5 yaş üzeri TV’nin taşınabilmesi için ciddi bir efor gerekli. Teknoloji ise insanoğlunu gün geçtikçe daha kompakt bir forma odaklı aygıtlarla tanıştırmaya devam ediyor. Mobil telefonlar, ses sistemleri gibi aygıtlar gittikçe daha küçük yapılarda tüketicilerin karşısına çıkıyorlar. Ancak TV için gündeme gelen yeni bir gelişme konunun boyutlarını ve en genel haliyle mobilite kavramını adeta derinden sarsıyor…

    Dünyanın en önemli TV üreticilerinden LG’nin 55 inç ekran boyutuna sahip gelecek dönem modellerinden birinde katlanarak ruloya dönüştürülebilir bir tasarım yapısı üzerinde çalıştığı iddia edildi. Yayınlanan bir rapora dayandırılan bu iddiaya göre söz konusu TV, örneğin bir uyku tulumu ya da halı gibi katlanabilecek. Bu sayede örneğin taşınılırken çok daha pratik bir şekilde bir yerden başka bir yere götürülebilecek. Bu akla gelen ilk şey, elbette TV’nin katlanabilir olması çok daha fazlasına da işaret ediyor. Seyahat ederken yanınızda taşınabilir ya da maç veya oyun keyfi için başka evlere misafirliğe bile gidebilir rulo TV… Varsayımlar sınırsız bir hal alacak gibi görünüyor…

     CES 2016’da görücüye çıkabilir

    Raporda LG’nin inovasyon dolu TV’sinin Ocak ayında ABD’nin Los Angeles şehrinde düzenlenecek CES 2016’da sahne alabileceği kaydediliyor. CES fuarları, TV endüstrisinin gidişatını görebilmek için büyük önem taşıyan teknoloji etkinlikleri arasında yer alıyor. Öte yandan rolu halini alabilen LG TV için son kullanıcıyla buluşma aşamasına ilişkin fiyat ya da tarih odaklı herhangi bir detay ve teknoloji özelliklerine ilişkin bilgiler şimdilik gün yüzüne çıkmış değil. Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.