Günümüzde uzun şarj dayanıklılığının büyük önem taşıdığı aşikar. Teknoloji şirketleri daha uzun pil ömrü vaat eden cihazlar üzerinde durmaksızın çalışıyorlar, ABD’nin önde gelen okullarından Kaliforniya Üniversitesi’nde ise konuya farklı yönden bir katkıda bulunulmuşa benziyor. Üniversite araştırmacıları, yanlışlıkla da olsa 400 kat daha uzun fazla süre şarj edilebilen piller geliştirdiler. Bu ilk bakışta pil dayanıklılığına etki etmese de pilin kullanım sonucu düşen performansına yönelik önemli bir adım durumunda.
Mevcut lityum iyon piller için şarj olabilme ömrü ortalama ‘7000 kez’ şeklinde. Geliştirilen yeni pillerin ise 200 bin defa şarj edilebildikleri belirtiliyor. Testlerde şarj döngüleri sonrasında herhangi bir olumsuz sonuçla karşılaşılmadı.
Gelişmeyle ilgili olarak ulaşılan sonuçlar için pil için alternatif bir katı hal tasarımının uygulamaya konulduğu ve sonuçlara bu şekilde ulaşıldığı kaydediliyor. Pillerin oluşturulma sürecinde lityum altın nanoteller ve elektrolit jelin likit yerine kullanıldığı ifade ediliyor. Söz konusu pil sisteminin deney aşamasında olduğunun ise altı çiziliyor. Gelecekte çok daha fazlası ile (belki 300 bin kez şarj olabilen piller) karşılaşılması mümkün.
Pillerin geliştirilmesi yönünde gelinen nokta çok yönlü. Gerek pil ömrü gerekse pil şarj döngülerinin süresinin uzatılması yönünde çalışmalar, boyutların küçültülmesine yönelik olanlarla beraber dünyanın çeşitli ülkelerinde devam ediyor. Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…
Optik malzeme, fotoğraf ve video dünyasında tartışmasız bir Japon hakimiyeti söz konusu. Bugün pazarda yer alan birçok firmanın geçmişi neredeyse 100 yıl öncesine dayanıyor. Henüz analog makinelerin hüküm sürdüğü günlerde fotoğraf makinesi kullanan ben ve benim gibiler Pentax markasının kıymetini yakından biliyorlardır diye düşünüyorum.
Pentax, adını fotoğraf makinesinde kullanılan beş yüzlü prizma “Pentaprism” ve “Contax” kavramlarının birleşiminden alıyor. Aslında o günlerde şirketin kurucusu Asahi Kogaku Goshi Kaisha’dan aldığı tam adıyla “Asahi Pentax” olarak biliniyordu ve bugün de olduğu gibi çok yaygın, her yerde görebileceğiniz bir fotoğraf makinesi değildi. Bu da kullanıcılarına farklı bir ayrıcalık kazandırıyordu. Bir Pentax sahibiyseniz kesinlikle fark ediliyordunuz. Genellikle sanatsal kaygıları olan mimar, mühendis, arkeolog gibi farklı bir zümrenin ilgi gösterdiği popüler fotoğraf makinesiydi Pentax…
Nar Teknoloji ile beyaz bir sayfa
Geçen bu süreç içinde Pentax, farklı şirketlerle konsolidasyon yoluna gitti. 2007’de Hoya’nın bir iştiraki haline gelen Pentax, 2011 yılında özellikle kopyalama cihazları konusunda uzmanlaşan Ricoh’a devredildi. Tüm bunlar yaşanırken ülkemizde de birkaç yıl pek sesi soluğu çıkmadı bu önemli markanın… Ta ki, Nar Teknoloji devreye girinceye kadar…
Gelelim Pentax K-S2’ye… Geçtiğimiz yıl piyasaya çıkan KS-2, Technical Image Press Associaton (TIPA) tarafından 2015 yılında “Best Digital SLR Advanced” ödülüne layık görüldü. Selefi KS-1’le kıyaslandığında NFC ve bütünleşik WiFi gibi özellikleriyle ön plana çıkan, çevrilebilen LCD ekranı, harici mikrofon girişi ve tamamen yeniden tasarlanan dış görünümüyle farklılaşan Pentax KS-2, orta seviyenin de üzerinde bir fotoğraf makinesi olarak pazarda yerini buldu.
Aslında anlatmaya kutusundan başlamak gerekiyor. Kutuyu açtığımda karşılaştığım mesajı sizlerle paylaşmak istiyorum: “Our promise. Wish to be a companion to form important moments in your life. Always with you.” Türkçe’ye çevirecek olursak, “Sözümüzdür, hayatınızın önemli anlarını biçimlendirirken yanınızda olmayı diliyoruz. Daima sizlerle.” Gibi bir şey. Ben bu mesajı çok güzel ve anlamlı buldum doğrusu…
Alışılmadık renkler
Kutudan çıkan Pentax K-S2 beyaz renkteydi… Adeta bembeyaz bir kuğu gibi… Kutudan çıkan 18-50 kit lens de – Genellikle 18-55 olmasına karşın bu kez 18-50 – makineyle bir örnek beyaz renkte idi. Aslında fotoğraf makinelerinin sıkıcı siyah, ya da krom-siyah karışımı renklerinden biraz uzaklaşmak iyi geldi ama “beyaz” çok iddialı bir renk yine de… Makinenin siyah renkli ama alt kısmı turuncu olan, ya da ordu hakisi renginde olanları da mevcut. Pentax K-S2’de inanılmaz bir renk çeşitliliği söz konusu…
Tasarımda güçlü köşeli çizgilere sahip olan K-S2, daha dinamik ve modern çizgileriyle bugünlerde çok yaygın olan retro yaklaşımlara adeta meydan okuyor. Doğrusu dijital fotoğraf makinelerinin çok geliştiği şu günlerde ben de çok retro yaklaşımlardan haz ettiğimi söyleyemem… İşlevsellik ve kullanım kolaylığını, ergonomiyi ön planda tutan tasarımları daha çok beğendiğimi itiraf edeyim.
Makinenin neredeyse kareye yaklaşan bir yapısı var. Sağ elin deklanşöre uzandığı bölümdeki girinti el ve yüzük parmaklarınızın makineyi rahatlıkla kavramasına izin veriyor. İşaret parmağınız deklanşörün üzerindeyken, başparmağınız da arka bölümdeki özel kaymaz çıkıntıya oturacak biçimde iyi bir ergonomiye sahip… Gövdenin ileriye doğru büyükçe tasarlanmasının bir diğer önemli nedeni kameranın içinde görüntü sabitleme sisteminin bulunması. Bu sayede lenste bağımsız olarak, olası titremeler engellenebiliyor ve fotoğraflarınızın netliği garanti altına alınıyor.
Ele oturan ergonomik bir tasarım
Parmaklarınızın oturduğu grip bölümü, hemen makinenin arka sağ kenarındaki HDMI ve USB bağlantılarının bulunduğu bölüm, baş parmağınızın oturduğu sağ üst köşedeki çıkıntı, makinenin sol ön bölümü farklı bir renkten oluşuyor. Beyaz kamerada bu renk gri olarak belirlenmiş. Ayrıca makinenin üstünde deklanşör ve ayar tuşlarının bulunduğu zemin ile sol taraftaki küçücük alan metal alaşımı bir yapıyla kaplı… Yani çok şık… Başka renkli olan modellerde alt kısım farklı renkte (örneğin siyah olanda turuncu renginde) ancak beyaz olanda bir farklılık yok. Ancak makinenin alt kısmı diyagonal çizgilerle bezenmiş oldukça sağlam ve güçlü bir yapıya sahip. Zaten K-S2’nin en önemli özellikleri arasında iklim koşullarına ve zor şartlara dayanıklı gövde yapısına sahip olması ilk sıralarda yer alıyor.
Fotoğraf makinesinin arkasındaki LCD ekran sola doğru 180 derece açılabiliyor, üste doğru 180, aşağıya doğru ise 90 derece dönebiliyor. Bu da başka kendi fotoğrafınız olmak üzere daha farklı zor açılarda fotoğraf çekebilmenizi kolaylaştıran bir özellik… Ayrıca ekranı katladığınızda makinenin arkasında şık Pentax yazısıyla birlikte LCD ekranın zarar görmesini de engelliyorsunuz.
K-S1’deki yer alan özel kontrol ışıkları, halefi olan K-S2’de de kendini gösteriyor. Makinenin açma kapama düğmesini çevirdiğinizde önce fotoğraf modu devreye giriyor ve deklanşör tuşunun etrafında yeşil bir hare oluşturan ışık yanıyor. Düğmeyi biraz daha çevirince video modu devreye giriyor ve kırmızı ışık yanıyor. Aslında bu son derece yararlı bir özellik… Yeşil ve kırmızıdan sonra bir de mavi ışık var. Bu da makinenin arkasındaki navigasyon tuşunun ortasında devreye giriyor. Işıkların bataryayı çabuk bitireceğini düşünüyorsanız ayarlara girerek bu ışıkların şiddetini bile kontrol edebiliyorsunuz.
Pentax K-S2, 18-50 kit lens (50mm) F:5,6 1/100, ISO 100Pentax K-S2, 18-50 kit lens (21mm) F:18 1/50, ISO 100
Başarılı bir kit lens
Gövdeden lense geçtiğimizde alışagelmiş 18-55 lenslerin yerine 18-50 F4-5.6 bir kit lensle karşılaşıyoruz. Pentax, yerden tasarruf etmek amacıyla adeta “sustalı” diyebileceğimiz bir lensle çıkıyor karşımıza… Zum bileziğinin üzerinde bulunan küçük düğmeye basıp çevirdiğinizde lens ileriye doğru açılarak devreye giriyor. Dolayısıyla makineyi açmanız yeterli değil aslında… Çalıştırabilmeniz için lensi de açmanız şart… Fotoğrafçılık dünyasında “Pancake” adı verilen bu tip lensler yaygınlaşıyor ve yer kazandırıyor.
Her ne kadar kit lensler için çok da olumlu düşünülmese de, çabukluk ve keskinlik açısından değerlendirdiğimde sonuçları tatminkar bulduğumu söyleyebilirim. Odaklama hızı gayet başarılı ve 18-50 aralığında çok şey yapılabiliyor.. Hemen her zaman “prime” lensleri tercih eden biri olarak gerek manzara, gerekse portrelerde idare ettiğini söyleyebilirim. Özellikle burada paylaştığım fotoğraflardan da görebileceğiniz gibi, manzara fotoğraflarındaki keskinliği müthiş…
K-S2 ile İstanbul sokaklarını arşınlarken en çok arzuladığım şey yağmur yağmasıydı. Aslında yağmurda çok güzel fotoğraflar çekilir ancak öte yandan makinenizi de iyi korumanız gerekir. Daha önce de belirttiğim gibi K-S2’nin gövdesi hava şartlarından etkilenmiyor. Bu da yağmurda çok da büyük bir stres yaşamadan fotoğraf çekebilmeniz anlamına geliyor. Makineyle birlikte yüzmek gibi bir çılgınlık peşinde değilseniz, Pentax K-S2 nemli ortamlarda, yağmur, çamur, kar, buz, hemen her türlü olumsuz iklim koşullarına bana mısın demiyor.
Pentax K-S2, 18-50 kit lens (50mm) F:18 1/200, ISO 100Pentax K-S2, 18-50 kit lens (18mm) F:4 1/200, ISO 100
Ortanın üstünde bir performans
Aslında bir fotoğraf makinesini, özellikle Pentax K-S2 gibi çok farklı özelliklere sahip bir fotoğraf makinesini anlatmak çok da kolay değil… Orta ve üstü seviyede bir fotoğraf makinesi arıyorsanız, tatil ve aile fotoğrafları çekmenin dışında estetik kaygılar duymaya başlayıp fotoğraflarınızı biraz daha amatörlükten öteye çekmek istiyorsanız Pentax K-S2, kalitesi, dayanıklı yapısı ve hızıyla sizin için ideal bir alternatif… Özellikle piyasadaki popüler markalardan birine sahip olarak “sürü”ye katılmak istemeyenlerden biriyseniz kesinlikle tavsiye ediyorum. İtiraf etmem gerekirse, başka markalarda fotoğraf makinesi kullanan biri olarak Pentax K-S2’nin bana bu performansı ve kaliteyi sunacağına pek ihtimal vermiyordum. Ama gerek kullanırken, gerekse ortaya çıkan sonuçları gördüğümde Pentax K-S2’nin performansına şapka çıkarttım.
Samsung bu sefer resmen Microsoft’u hedef aldı. 12 inç büyüklüğünde yeni Galaxy TabPro S adlı tablet, piyasada oldukça fazla ilgi gören Surface Pro 4’ü hedef alıyor. Windows 10 işletim sistemli Galaxy TabPro S’i artıları ve eksileri ile yakından inceliyoruz.
Samsung bu sefer strateji değiştirdi. GalaxyTab adlı Android Tabletlerle bildiğimiz Samsung, bu sefer Windows işletim sistemli bir tablet ile karşımıza çıktı. İşin şaşırtıcı tarafı ise Android işletim sistemi ile özdeşleşen Galaxy alt markasının yeni nesil Windows Tablet ürününde de kullanılması. Örneğin bu ay inceleme fırsatı bulduğumuz Galaxy TabPro S adlı ürün gibi.
Samsung, böyle bir karar almasının en büyük nedeni Microsoft. Daha doğrusu büyük bir başarı yakalayan Microsoft’un Surface Pro 4 adlı tableti. Yalnız Galaxy TabPro S, sadece Surface Pro 4’ü hedef almıyor. 12 inç’lik bu ürün aynı zamanda Apple’ın iPad Pro adlı tabletini de zora sokmak istiyor.
Ergonomi
Samsung Galaxy TabPro S, başarılı bir tasarıma sahip. Bu ürün gerek görsel gerekse de detaylı tasarımı ile birçok kişinin beğenisini kazanacağını düşünüyoruz. Zaten bu ürünü ele aldığınızda kaliteli işçiliği hemen hissedebiliyorsunuz. 29 cm uzunluğunda ve 19,9 cm genişliğinde olan Samsung Galaxy TabPro S, malzeme kalitesi ve işçiliği ile bizden tam puan aldığını söylemeliyiz. A4 kağıt boyutlarında olan Samsung Galaxy TabPro S, sadece 7 mm kalınlığında. 688 gr ağırlığı ise iPad Pro (738 gr) ve Surface Pro 4’den (793 gr) çok daha hafif. Dolaysıyla gerek boyutu gerekse da ağırlığı ile, özellikle sürekli hareket halinde olan kişiler için çok büyük bir avantaj sunuyor.
Samsung Galaxy TabPro S, Apple iPad Pro’nun 12.9 inç ve Surface Pro 4 ‘ün 12.3 inç ekran boyutlarına karşın 12 inçlik bir ekrana sahip. 12 inçlik bu ekran, diğer ürünlerle kıyasla biraz şekilsiz kalıyor. iPad Pro’nun 12.9 inç’lik ekranın boyutu mükemmel bir kullanım sunuyor. Surface Pro 4’ün boyutu da gayet başarılı. Ama Samsung Galaxy TabPro S’in 12 inç olmasına bildiğiniz alışmak gerekiyor. Buna karşın 2160×1440 piksel çözünürlüğü fazlasıyla yeterli. Super Amoled teknolojisine sahip olan bu ekran, keskin, net ve dolgun renklere sahip. Çok yüksek bir kontrast değerine sahip olan bu ekran, 387 Candela parlaklık ve %90’ın üzerinde olan renk doğruluğu değeri ile çok başarılı olduğunu söylemeden edemeyeceğiz. Samsung Galaxy TabPro S ile resim ve video seyretmek çok farklı bir deneyim.
Samsung Galaxy TabPro S ile beraber bir klavye takımı veriliyor. Bu klavye takımı ile Word ve Excel gibi ofis programlarına rahatça hükmedebiliyorsunuz. Tuş takımının kalınlığı her türlü parmak için uygun hale getirildi ve kesinlikle rahatsız etmiyor. Klavyenin üzerindeki Touchpad, Mouse görevini yeterince yerine getiriyor. İki farklı açıya göre ayarlanabilen bu klavyenin önemli bir avantajı, aynı zamanda bir ekran kılıfı olarak da görev yapması.
Performans
Samsung Galaxy TabPro S, çok başarılı bir ekrana sahip. Bu ekranın hakkını vermek için de ona göre bir işlemci koymak şart. Ne yazık ki durum böyle değil. Samsung Galaxy TabPro S, Intel’in yeni nesil Skylake serisinden Core M3-6Y30 adlı bir işlemci kullanıyor. Bu işlemci uygun fiyatlı Ultrabook ürünlerinden bildiğimiz bir işlemci. 900 MHz hızında çalışan bu işlemci kendisini 2.2 GHz’e kadar yükseltebiliyor.
Çift çekirdekli olan bu işlemci özellikle düşük güç tüketimi ile tercih ediliyor. Samsung Galaxy TabPro S, grafik yongası olarak HD Graphics 515’i kullanıyor. Üzerinde buluna bellek ise 4 GByte büyüklüğünde.
Samsung Galaxy TabPro S’in Office ve tarayıcı performansı gayet başarılı. Grafik yongasına yüklenen uygulamalarda ise çok yetersiz kaldığını söylemeliyiz. Samsung Galaxy TabPro S ile oyunlar takılıyor. Benzer bir durum FullHD videolar seyrettiğimizde de yaşadık.
Bitmedi. Samsung Galaxy TabPro S, pil konusunda da bizi şaşırttı. Üzerinde bulunan 5200 mAh’lik pil çok yetersiz. Kullanıcıya tam yük altında 6 saatlik bir çalışma sunan Galaxy TabPro S, düşük yük altında 18 saat dayanabiliyor. Bu değerin çok daha iyi olmasını isterdik.
Müşteri memnuniyetiyle fark yaratarak tüketicilerin en çok tercih ettiği elektronik perakende firması olmayı hedefleyen Media Markt, annelerin yüzünü Anneler Günü’ne özel kampanyaları ile güldürmeye odaklanıyor. Bu güne özel olarak çekilen eğlenceli reklam filmiyle, anneleri mutlu edecek son teknoloji ürünü hediyeler için tüketicileri Media Markt’a davet ediyor.
“Gülmek Sana Yakışıyor” sloganı ve aynı adlı şarkının eşliğinde yeni reklam kampanyasını hayata geçiren Media Markt’ın Anneler Günü’ne özel çekilen reklam filmi, espirili kurgusuyla dikkat çekiyor.
Reklam filminde, alınan absürd hediyelere rağmen annelerin hediye ayırt etmedikleri eğlenceli bir dille anlatılırken, Media Markt’ta rakipsiz fiyatlarla sunulan son teknoloji ürünler ile annelerin yüzlerinin güldürülebileceğine vurgu yapılıyor.
Wanda Digital imzasını taşıyan Anneler Günü reklam filmi, sosyal medyada #GülmekAnnelereYakışıyor hashtagi ile paylaşılıyor.
Malum Türkiye’de futbol 7’den 70’e herkesin konuştuğu, izlediği ve hakkında yorum yaptığı en önemli gündemlerin başında gelir. Her ne kadar son birkaç yılda malum olaylardan dolayı futbola ilgi bir dönem azalmış olsa da, özellikle bu yıl Süper Lig’in zirvesinde kızışan şampiyonluk rekabeti futbolun güzelliklerini yeniden hayatımıza getirdi. Beşiktaş ve Fenerbahçe arasındaki şampiyonluk mücadelesi birkaç haftaya netleşecek ama gerçek anlamda futbolla yatıp futbolla kalkacağımız günler Haziran ayı itibariyle başlayacak. Hepimizin merakla beklediği Euro 2016 ile adeta tüm dünyadaki futbol severler güzel oyuna doyacaklar. Bu yılki şampiyonaya futbolun süper starları, jeneriklik goller, hakem hataları vesaire damgasını yine vuracaktır ama içinde futbol ateşi hiç sönmemiş teknoloji tutkunları için teknolojik yeniliklerin özellikle de veri analizinin futbola katkıları bir diğer merak edilen konu olacak. Son Dünya Kupası’nı kazanan Alman Milli Takımının başarısının temelinde SAP Teknolojisi ve onun getirdiği anlık veri analizi yatıyordu, hatırlayın. Futbolda anlık verileri izlemek, oyun içerisinde strateji geliştirmekten futbolcuların performanslarını arttırmaya yönelik hamlelere kadar bu dünyaya birçok yeniliği beraberinde getiriyor. Bu etkileşim giderek futbol dünyasının aktörlerince daha net anlaşılıyorken, bu konu büyük teknoloji şirketleri kadar girişimcilerin de gözdesi. Ekim 2015’ten beri Türkiye pazarında amatör olarak futbolla ilgilenen kesime hizmet veren akillisaha.com hareketli kameralar ve akıllı toplar ile birlikte sahadaki oyuncuları ve oyunu analiz ediyor. Şu an için amatör olarak halı sahada top koşturanların derdine derman olan girişimin eklenecek bir takım yeni özelliklerle profesyonel liglerde kullanılması Türk futboluna fazlasıyla değer katacaktır. Ben de bu haftaki yazımda bu başarılı girişimin hikayesini Logaritma Bilişim Kurucu Ortağı Ahmet Faruk Yamankaradeniz ile konuştum.
Öncelikle akıllı saha fikri nasıl ortaya çıktı? Ve nasıl bir ihtiyaca cevap veriyor, anlatır mısınız?
Aslında akillisaha.com projesi iki arkadaşın bir iddiası sonucunda ortaya çıktı diyebiliriz. Logaritma Bilişim’in şu an Ar-Ge sorumlusu Bekir Güller ile ilk olarak 2013 yılında başka bir proje için bir araya geldik. Logaritma Bilişim’i kurduktan sonra yazılım tarafında bize çok katkısı oldu. Logaritma Bilişim olarak elimizdeki ilk projemizden sonra Bekir Bey ile konuşup bir iddiaya girdik. Kendisi bir kamera yazılımı yapacağını ve bu kameranın topu takip edeceğini söyledi. Önceleri bu işi nasıl yapacağını merak ettiğim için inanmadım. Bekir bilgisini ben de girişim sermayesini ortaya koyarak projeye başladık. Bir yılın sonunda akillisaha.com projesi faaliyete geçti. Böylece iddiayı Bekir kazanmış oldu. Bugüne kadar maçlar ya el kameralarıyla çekiliyordu ya da halı sahalar kendileri kamera alıp maçları çekiyorlardı ve CD’ye kaydedip müşterilere veriyorlardı. Oyuncularda kendi bilgisayarlarında maçlarını izleyebiliyorlardı. Bizim sistemimizin en büyük avantajı oyuncuların oynadıkları maçları sadece bilgisayarlardan izlemeleri değil, bütün akıllı cihazlardan izleyebilmeleri ve bu maçlarını sosyal medyadan paylaşabilmeleri.
Uygulamada kullandığınız teknolojiler neler?
Akıllı sahalarda kurduğumuz sistem bir adet hareketli kamera, modem ve sigorta gibi elektriksel aksamdan oluşuyor. Hareketli kameralarımızın oyunlardaki maksimum veriyi alabilmesi için ise her halı sahaya 4 adet şarj edilebilir akıllı topu da teslim ediyoruz. Bu akıllı toplar hareketli kameramız ile aynı yazılım ara yüzüne sahip. Böylece maç sırasında top ile hareketli kamera arasında bir sinyal oluşturuyoruz. Sistem ne gibi datalar topluyor? Ve nihayetinde kullanıcılara sunduğu analizler neler?
Akıllı sahalarda yeni geliştirdiğimiz hareketli kameralar ve akıllı toplar ile birlikte oyundaki oyuncu ve oyun analizlerini gerçekleştirebiliyoruz. Topun sahada bölgesel oynanma yüzdesi, sıcaklık haritası, çekilen şutun hızı vb. gibi çeşitli analizleri sağlayabiliyoruz. Bunu yanında maçın topla oynama olasılığı yüksek olan pozisyonlardan oluşan bir özet görüntüsü de otomatik olarak yazılım tarafından çıkartılıyor. Yaklaşık 24 saat içinde www.akillisaha.com adresine eklenen videoları sosyal medya hesaplarında paylaşmak da çok kolay.
Şu ana kadar kaç sahayla anlaşıldı? Ve akillisaha.com üzerinden kaç maç yayınlandı?
İstanbul başta olmak üzere, Ankara ve İzmir de de toplamda 40 halı saha ile anlaşıldı. Bu gün itibariyle akillisaha.com üzerinden ortalama 8 bin 500 adet maç yayınlandı ve bu maçlar ortalama 450 bin kez izlendi.
Sistemin kişiselleştirilmesi ve daha derinlemesine analizler yapılması süreci ne zaman gerçekleşir? Böyle bir dönüşüm için teknolojik olarak yazılım ve donanım anlamında ne gibi eklentilere ihtiyaç var?
Akillisaha.com projesine ilk başladığımızda sahalara sabit iki kamera ile hizmet veriyorduk. Ancak potansiyelimizi fark ettiğimizde kısa bir sürede bu kameraların yerini hareketli tek bir kamera ve akıllı toplar aldı. Kişi özelinde analiz sağlayacak akıllı kol bandı projemizin Ar-Ge çalışmaları devam ediyor. Yakın bir tarihte bu kol bantlarıyla kişi kendi özelinde analizleri maç sonrasında ulaşabilecek. Bu analizlerin içinde koştuğu mesafe ve maç sırasında hangi pozisyonda daha çok görev aldığı gibi otomatik sonuçlar sisteme yüklenebilecek. Sistemin profesyonel liglerde uygulanması gibi bir planınız var mı? Şu ana kadar böyle bir talep geldi mi?
Sistem şu anda profesyonel liglerde uygulamak için çok yeni. Daha geliştireceğimiz birçok özellik var. Halı sahalarda şimdiye kadar olumsuz bir sonuçla karşılaşmadık. Ancak projenin biraz daha olgunlaşmasına ihtiyacımız var. Sistemi görüp ilgi duyan bazı amatör kulüplerden teklif geldi ancak kullanım amaçlarına göre bu konuda projemizi şekillendiriyoruz. Sistem şu anda bir alanda sadece tek bir toptan gelen sinyali dikkate alıyor. Kulüplerde antrenman sırasında birden fazla top olduğu zaman sistemin bunu analiz etmesi şu an için daha komplike bir hale gelebiliyor.
Kullanıcılarınız sistemle ilgili tepkileri ve beklentileri neler?
Bu projenin ilk kurulduğu halı sahalarda kullanıcılar oldukça ilgiyle ve merakla karşıladı. Çoğu bunun bir insan özelinde çeşitli video programları tarafından kırpılıp montaj yaptığını zannediyordu. Ancak bugün çoğu kullanıcı bu projenin bir yazılım sayesinde olduğunu öğrendi. Genel olarak bu tarz analiz veya kayıtlar kişiye kendini daha özel hissettiriyor. Keyfine oynadığınız bir saatlik maç sonrasında haftalarca konuşacağınız ve sosyal medya hesaplarınızda paylaşabileceğiniz bir etkinlik haline geliyor.
Kullanıcıların beklentileri daha çok kişisel bazda analizin ne zaman yapılacağını sormaları yönde. Bizim de şu an için önem verdiğimiz tek konu kişisel akıllı kol bantları. Üzerinde çalıştığımız bu projemizde genelden ziyade daha çok özel bir analiz sağlamış olacağız.
Game of Thrones (GoT), tüm zamanların en fazla izlenen dizi yapımlarından. TV endistrisine ayrı bir boyut kazandırdığı bir gerçek ve milyonları daha uzun süre peşinden sürüklemeye devam edeceği de. 6. Sezonu geçtiğimiz haftalarda başlayan seri, ‘Jon Snow geri dönecek mi’ ‘öldü mü kaldı mı’ sorularıyla çalkalanırken hızlı bir şekilde başlayan serüvene dair yeni mobil uygulamalar da gelmeye başladı…
Mobil cihazlar üzerinden kullanılabilen en dikkat çekici ‘yeni’ yapımlardan biri de Map for Game of Throne. GoT’ye dair interaktif bir haritayla gelen uygulama, adeta dizinin hayranları için biçilmiş kaftan. Android ve iOS cihazlar için yayınlanan uygulamanın geliştiricisi miniMapps. Ücretsiz ve ücretli (reklamsız kullanım için) ücretli versiyon versiyonlar halinde sunuluyor, temel aldığı konu ise dizinin geniş haritası…
Westeros arazisinde gezinmek hiç bu kadar kolay olmamıştı
GoT fantastik dünyasının haritasını içeren uygulamada, tıpkı Google Maps gibi kaydırma/yakınlaştırma hareketleri yapılabiliyor. Grafik detayları zengin olmayan Map for Game of Thrones, dizideki şehirler ve son bölümlerde bir hayli ‘kanlı’ bir hal alan kalelerin yanı sıra ünlü Westeros arazisinde gezinmek isteyenler için güzel bir yöntem olabilir.
Uygulamanın öne çıkan özelliklerinden biri de Recap adlı modu. Burada dizinin önceki bölümlerinden bir sahne seçiliyor ve detaylar harita üzerinde gösteriliyor. Anılara önem veren GoT hayranları için düşünülen özellik gayet iyi görünüyor. Aynı şekilde karakterlere dair biyografik bilgiler de sunuluyor.
Aksesuarlar ve giyilebilir teknolojiler Samsung adına önem verilen konular arasında. Kore merkezli şirketin özellikle spor odaklı aygıtlarla yakın teması biliniyor. Geçtiğimiz ay ilk kez ortaya çıkan bazı görseller, biri Bluetooth kulaklık ve diğeri de fitness aygıtı olmak üzere iki ayrı cihaza işaret etmiş, tasarımsal detaylarına ışık tutmuştu.
Konu, teknoloji basınında yer bulurken Samsung’tan söz konusu ürünlere dair herhangi bir yalanlama gelmemişti. Son gelişme ise konuyu ‘resmi olarak doğrulama’ noktasına taşıdı…
Samsung’un sağlık odaklı resmi web sitesinde iki yeni ürün listelendi; Gear Fit 2 ve IconX adladıyla gelen yeni aygıtların, yayınlanmalarından kısa bir süre sonra listelemeden kaldırıldıkları görüldü. Yanlışlıkla yayınlandıkları anlaşılan aygıtlar, geçtiğimiz ay ortaya çıkan görüntü ve bazı detayları doğrulamış oldu.
Samsung Gear Fit 2, öncülüne göre (Gear Fit) biraz daha ergonomik ve daha kavisli bir yapıya sahip. Samsung IconX ise Bluetooth özellikli bir kulakiçi kulaklık ve toz/suya dayanıklı tasarım özellikleri ile öne çıkıyor. Ayrıca 4 GB dahili depolama alanına sahip olduğu görülüyor. Kore merkezli teknoloji şirketinin yeni modellerini yaz aylarında satışa sunması bekleniyor.
Samsung Gear Fit 2 ve IconX’e ilişkin yeni gelişmeler oldukça aktaracağız. Takipte kalın.
Tayvan merkezli akıllı telefon üreticisi HTC’nin kısa süre önce lanse edilen üst segment akıllı telefon modeli ‘10’a ilişkin Çin’den gelen haberler pek de iç açıcı değil. Basına yansına bilgilere göre ülkenin iki üst düzey online tüketici elektroniği mağazasında (Tmall ve Jingong Mall) ön siparişlere dair rakamlar beklentilerin altında…
Akıllı telefonun gözardı edildiği şeklinde yorumlara neden olan gelişmede verilen ön siparişler rakamlarının düşüklüğü dikkat çekiyor. Buna göre iki mağaza üzerinden Çin’de verilen HTC 10 ön sipariş sayısı 251 şeklinde gerçekleşti. Söz konusu rakam 11 günlük süreyi kapsıyor ve beklentilerin bir hayli altında olduğunun altı çiziliyor.
HTC’nin kendi ülkesindeki ön sipariş rakamları da şirket nezdinde tedirginlik yaratmış ve borsadaki hisselerin de gerilemesinin temel aktörlerinden biri olmuştu.
Teknoloji şirketinin en güncel amiral gemisi modeli HTC 10, Çin’de 584 dolara denk gelecek şekilde, uluslararası piyasalar için belirlenen fiyat etiketinin altında satışa sunuluyor. Ayrıca Çin için satışa sunulan modelde maaliyeti düşürmek için Snadragon 820 yerine Snapdragon 652 çipsetinin kullanıldığı biliniyor. Bunun ülkedeki piyasa koşulları baz alınarak alınmış bir karar olduğu da dikkat çeken detaylar arasında. Cihazın global pazarlardaki satış performansı merakla bekleniyor.
Uzun süredir beklene Windows 10 için Vine uygulaması tablet ve PC’ler için indirilmeye hazır. İşte detaylar…
Instagram’ın Windows 10’a özel versiyonunun yayınlanmasının ardından bir diğer popüler sosyal ağ Vine’dan da beklenen adım geldi. İki yıl önce çıkan Windows Phone Vine’ın ardından Vine Windows 10 da kısa süre önce yayınlandı. Windows 10 kullanıcılarına PC’den içerik yüklemenin de aralarında bulunduğu çeşitli kullanım olanakları sunan versiyonun tablet ve PC versiyonu uygulama mağazasından indirilebilir. Akıllı telefon uyumlu versiyon ise 6 Mayıs 2016 itibarıyla yayınlanmış değil; kısa süre içinde gelmesi bekleniyor.
Hangi özellikler öne çıkıyor?
Windows 10 için Vine uygulamasında tüm alt kategorilere erişim, ses kapatma tuşu ile video sesini kesebilme, aktivitelere erişim gibi özellikler öne çıkıyor. Koyu renkli teması ile dikkat çeken yeni versiyon, böylelikle Windows 10 tasarım çizgisiyle de uyum içinde bir kullanım vaat ediyor.
İlgi yoğun
Vine video paylaşımı için kullanılan en popüler uygulamalardan. Komedi odaklı videoların yoğun ilgi gördüğü platformun kullanıcı tabanı her geçen gün artıyor. Windows 10 versiyonu ile birlikte yüz milyonlarca kullanıcının da erişimine açılan en güncel versiyonunun gördüğü ilginin yüksek olduğu kaydediliyor. Sosyal medya dünyasına ilişkin öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…
Yılın son derece çarpıcı hatta sarsıcı haberlerinden biri de ABD’den geldi. Uzun süredir ülkede en fazla satış gerçekleştiren marka olan Apple’ın yerini Samsung’a kaptırdığı belirtildi.
Çarpıcı oranlar
Bir araştırma şirketi olan Counterpoint Research tarafından yayınlanan ve Mart ayı göstergelerini içeren rapora göre Apple, Samsung Galaxy S7’nin güçlü satışları sonrası ABD’de artık en fazla satış gerçekleştiren ikinci marka. Pazar payı oranları ise Samsung adına yüzde 28,8 ve Apple adına ise yüzde 23 seviyesinde.
LG de takipte
Apple’ın iPhone satışlarının düşüşüne işaret eden bir diğer gösterge olarak yorumlanan analizde üçüncü sırada yer alan LG’nin de Apple’a bir hayli yaklaştığı görülüyor. Kore merkezli tüketici elektroniği şirketinin ABD’deki akıllı telefon pazar payı yüzde 17. LG’nin Apple’ı önümüzdeki süreçte geride bırakma potansiyeline sahip olduğunun da altı çiziliyor. Dünyanın güçlü ekonomilerinden ABD’de akıllı telefon satışlarına dair sıralamanın dördüncü sırasında ZTE, yüzdde 6,6’lık oranla yer alıyor.
ZTE 4. sırada
Sürpriz bir marka olarak Alcatel’in yüzde 4,5’lik paya sahip olduğu dikkatlerden kaçmazken ilginç detay ise tüm dünyadaki satışlarını geçen yıla göre yüzde 50’nin üzerinde artıran Huawei’nin yüzde 1 paya sahip olmasıydı.
Mobil teknolojilere dair öne çıkan haberleri aktarmaya devam edeceğiz…