Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1670

    Apple, Çin’e 2 Ar-Ge merkezi daha açıyor

    Tim-Cook

    Çin, dünyanın en kalabalık ülkesi olmasının yanı sıra tüketici elektroniği markaları açısından altın değerinde bir pazar. Apple, son yıllarda Çin pazarına iyiden iyiye entegre olmuş şirketlerden. Daha önceki yıllarda ABD’de piyasaya sunulan bir ürününün, Çin’de teknoloji raflarında yer almaya başlaması için aylar geçerken günümüzde bu durum değişti, birçok yönden ilerleme katedildiği görüldü…

    Yeni gelişme ise teknoloji şirketinin yatırımları ile ilgili. Geçtiğimiz dönemde Şangay ve Suzhou şehirlerinde iki Ar-Ge merkezi açılacağını duyurulmuştu, Apple iki Ar-Ge merkezinin daha planlandığı duyurdu. Apple CEO’su Tim Cook, geçtiğimiz hafta sonu Çin’de katıldığı bir ekonomi forumunda konuyla ilgili detayları paylaştı. Sürpriz gelişme sonrasında yeni Ar-Ge üssü Çin mi oluyor soruları sorulmaya başlandı.

    Açılacak Ar-Ge merkezlerinin Çin’de daha fazla yerel iş orağıyla etkileşim ve yeni teknolojilerin geliştirilmesi yönünde yoğunluğu artırılacak çokyönlülük hedefleniyor. Asya ülkesini kapsayacak şekilde Ar-Ge araştırma yatırımları için yarım milyar dolar ayrıldığı belirtiliyor.

    Apple ve Çin

    iPhone’dan Mac’e kadar birçok ürünün, Apple Music’ten iTunes’a kadar çok sayıda servisin üreticisi Apple’ın ABD pazarından sonraki en önemli gelir kaynağı Çin. Ürünlerinin büyük kısmının üretimi de bu ülkede gerçekleştiriliyor. Bu açıdan etkileşimin önümüzdeki süreçte de artarak devam etmesi bekleniyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    İddia: Galaxy S8 dört farklı renkte gelebilir

    Ekran Resmi 2017-03-18 19.50.06

    Samsung Galaxy S8 ve olası model Galaxy S8+ için lansman tarihleri net olmasa da yakın olduğu biliniyor. Nisan ayında satışlarına başlanması beklenen popüler serinin en yeni üyesiyle ilgili hemen her gün yeni iddialar gündeme geliyor. İşte bunlar arasında öne çıkanlardan sonuncusu cihazın renkleri hakkındaydı…

    Samsung’un yeni akıllı telefon modeli, spekülasyonlara göre dört farklı renk seçeneği üzerinden satışa sunulacak. Bu renklerin mercan mavisi, gri orkide, gece yarısı siyahı ve kutup gümüşü şeklinde isimlendirileceği, temelde ise mavi, açık gri, siyah ve koyu gri renklerinin söz konusu olduğu belirtiliyor. Dört rengin de önceki yıllarda görülen Galaxy S8 renklerinde pek fazla ayrı form sunmadığı ise dikkatlerden kaçmıyor. Diğer yandan Samsung, renkler konusunda sürprizlere de yatkın bir marka, sonraki süreçte altın, kırmızı gibi renkler de gelebilir.

    Üst seviye akıllı telefon modellerinden birinin 5.8 inç ekranla gelmesi beklentisi var. Ayrıca 2960 x 1440 piksel çözünürlüklü ekran muhtemel özellikler arasında. Ayrıca ülkelere göre Snapdragon 835 veya Exynos 8895 işlemcilerin sunulacağı bilgisi de sıklıkla gündemde yer buluyor. 4 GB RAM ve 32 GB depolama alanının yanı sıra f/1.7 diyafram açıklığıyla çok daha iyi düşük ışıkta fotoğraf özelliği sunacak 12 MP arka kamera da gündemdeki olasılıklar arasında bulunuyor.

    Samsung’un ilgili modellerini Mart ayının sonuna doğru lanse etmesi bekleniyor, bununla birlikte Nisan ayında da lansmanın gerçekleştirilebileceği yönünde bilgiler var.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

     NOT: Görsel temsilidir.

    Apple’dan iPad Pro için sanal klavye patenti

    Ekran Resmi 2017-03-18 19.53.37

    Apple, iPad Pro için yeni bir sanal klavye planı gerçekleştirmeye hazırlanıyor olabilir. Şirket, yeni patentiyle ilgi çekici yeniliklerin peşinde. İşte detaylar…

    Apple, en fazla patent alan tüketici elektroniği şirketleri arasında konumlanıyor. Gelişim ve inovasyon açısından sürekli gelişim temelinde ilerleyen popüler marka, yeni bir patentine dair detaylarla kamuoyunda yer buldu. ABD Marka Patent Ofisi tarafından onaylanan yeni patent, iPad Pro serisi için geliştirilen yeni bir sanal klavyeye işaret ediyor. Mevcut sanal klavyenin daha akıllı bir versiyonu üzerinde temellendiği görülen patent hamlesi ilgi çekici özellikler taşıyor.

    Gerçekçilik yüksek noktada kurgulandı

    Daha gerçekçi bir sanal klavye formunun hedeflendiği görülürken, bu noktada yeni bir mıknatıslı sistem sunuluyor. Daha önce de bu tür patentler alan Apple, yeni patentinde ise bazı yenilikçi özellikler vaat ediyor…

    Daha akıllı bir klavye

    Klavyenin herhangi bir kısmında parmağın kaydırılması anlaşılıyor, ayrıca sanal bir trackpad’e de yer verildiği görülüyor. Mobil kullanımlarda yanlış yazma ihtimallerinin azaltılması ve daha gerçekçi bir klavye deneyimi sağlanması gibi odak noktalara da sahip olan patent özellikleriyle ilgili önemli detay ise yüzde 100 uygulanılabilirlik gibi bir durumunun olmaması. Apple tarafından alınıp sonrasında hiç kullanılmayan binlerce patent mevcut.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Gmail’den para göndermek mümkün hale geliyor

    gmail-android

    Gmail’den sadece e-posta mı gönderiyorsunuz? Yakında para göndermek de mümkün olacak. İşte detaylar…

    Android üzerindeki Gmail uygulaması, her ne kadar e-posta servisi olarak tanınsa da çok sayıda farklı özelliği de sahip. Bunlar arasında para gönderip alma özelliği de dahil oluyor. Adeta bir tür banka haline dönüşeceğe benzeyen servisin yeni özelliğine dair detaylar ilgi çekici…

    Öncesinde web üzerinden sunulan yenilik, mobil platforma da geldi. Kullanıcılar, mobil cihazlarını kullanarak para gönderebilecek. İlk aşamada ABD’yi kapsayacak şekilde kullanılmaya başlanan özelliğin kısa süre içinde diğer ülkelere yayılması bekleniyor.

    Send-money_blog_medium

    Görsel ekler gibi…

    Servisle birlikte e-postaya tıpkı görsel ekler gibi para eklenebiliyor. Elbette bunun için Google’ın mobil cüzdanı Google Wallet’ın tanımlı olması şartı aranıyor. Para transferi işlemi buradan gerçekleştiriliyor. Öte yandan sadece para göndermek değil, para talebinde bulunmak da mümkün hale geliyor.

    İşlem ücreti yok

    Söz konusu servis kapsamında herhangi bir işlem ücreti alınmazken, işlemin pratikliği ile birlikte ilgiyle karşılanacağı yönünde beklentinin yoğun olduğu kaydediliyor. İşlemlerin (gelen ve giden tutarlar) görülebileceği belirtiliyor, böylelikle hizmetin bir bankacılık uygulaması gibi çalışabildiği ifade ediliyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Lenovo IdeaPad Y900 : Oyun tutkunları için geliştirildi

    Zengin donanımlı, daha fonksiyonel ve kasa sistemi de daha stabil. Oyun tutkunları için geliştirilen ve Lenovo Y700’ün abisi olan Lenovo Y900 inceleme altında.

    Lenovo IdeaPad Y900 ilk bakışta Y700’ün daha masküler ve daha agresif bir modeli gibi duruyor. Ekran kapağının fırçalanmış Aluminyum olması ve kenarlarının keskin olarak tasarlanması tüm gözleri üzerine çekmeyi başarıyor. Bununla birlikte parlak plastik malzeme kullanımı ile birlikte kırmızı renkli Hoparlör halkaları ve parmak izi göstermeyen yüzeyin olması da benzer ürünlerle kıyasla kendisini ciddi anlamda farklılaştırıyor.

    Lenovo IdeaPad Y900 2

    Y900’ün malzeme kalitesi üstü seviyede. Ayrıca üründe kullanılan işçilik görülmeye değer. Öyle kiY900, Y ailesinin en stabil yani en iyi sağlamlık hissi veren ürünü olduğunu rahatlıkla söylemek mümkün.

    Yaptığımız çeşitli denemelerde kapağının çok stabil olduğunu gördük. Lenovo burada üst seviye ekran mandalı kullandığı hemen belli oluyor.

    Üründe beğendiğimiz diğer bir özellik Thunderbolt 3 destekli USB Type C ile birlikte HDMI 2.0 bağlantısına sahip olması. Bunun anlamı Lenovo Y900’e yeni nesil üst seviye Monitörlere bağlanabilmesi. Yeni nesil ürünlerde pek bulunmayan USB 2.0 bağlantısından vazgeçmeyen  Lenovo,  yüksek performanslı bir SD kart okuyucusunu entegre etmeyi de unutmadı.

    Lenovo IdeaPad Y900 3

     Ekran

    Lenovo IdeaPad Y900, 1080 P çözünürlüğe ulaşan 17.3 inç büyüklüğünde bir ekrana sahip. Bu ekran Y700 ile neredeyse aynı özellikleri gösteriyor. 330 cd/m²’lik parlaklık değeri ile birlikte 1000:1’lik kontrast  görüntü kalitesini keskin ve net oluşturmasını sağlıyor. sRGB renk dağılımı %86 değerinde olması oyuncular için her ne kadar iyi bir değer olsa da Profesyonel kullanımda daha iyi değerlere ihtiyaç duyuluyor.

    Lenovo Y900’ün ekranının kalibre ettiğinizde daha iyi bir görüntü elde edebiliyorsunuz. Buna rağmen Renk doygunluğu  daha iyi olabilirdi. Ayrıca panelin mat olmaması zaman zaman aynalama efektine yol açabiliyor.Lenovo IdeaPad Y900 4

    Performans

    Lenovo IdeaPad Y900, Intel’in dört çekirdekli Kaby-Lake i7-6820HK işlemcisini kullanıyor.  Bu işlemci üst seviye oyuncu dizüstü sistemlerde en çok tercih edilen işlemcilerden biri. Bu işlemci önceksi nesil ürünlerde kullanılan Broadwell i7-5700HQ işlemcisi ile kıyaslandığında performans çok yüksek olmadığını söylemeliyiz. Buna karşın sahip olduğu Turbo modu ile göz dolduruyor.  Y900’ün işlemcisi, Turbo modunda 3.8 GHz’e kadar çıkabiliyor. Hem de her dört çekirdeği ile birlikte.

    Yaptığımız testlerde Y900 ile yüksek performans değerleri elde ettiğimizi söylemeliyiz. Öyle ki bu ürün, piyasada bulunan diğer ürünlerin perfrormanslarından aşağı kalır yanı olmadığını gördük. Örneğin PCMark testinde MSI GT72VR ile kafa kafaya olduğunu söylemeliyiz.

    Lenovo IdeaPad Y900 5

    Üründe beğendiğimiz bir özellik iki adet M.2 yuvasını RAID 0 olarak bağlanabilmesi. Bu sayede SSD disk performansı bir tık arttırmak mümkün. Buna ek olarak 2.5 inç SATA III yuvasının da olması önemli bir avantaj.

    GTX980M grafik yongası ise beklenin fazlasını veriyor. Turbo mod sayesinde görülen grafik performansı ile yeni nesil oyunlar 1080p çözünürlüğünde 60 fps ile oynanabiliyor. 8 Gbyte büyüklüğünde bir belleğe sahip olan bu grafik yongası, Ultra Texture ayarındaki oyunları da rahatlıkla oynatabiliyor.

    Lenovo IdeaPad Y900 1

    Lenovo Y900, ne yazık ki Nvidia Optimus teknolojisi desteklenmiyor. Kaby-Lake i7-6820HK’da gömülü olan HD Graphics 530, düşük grafik performansında devreye giremiyor.  Buna rağmen  Lenovo Y900’ün neredeyse ısınmadığını söylemeliyiz. Soğutma sistemi çok iyi çalışıyor ve sistemin aşırı ısınmasına neden olmuyor. Genelde 30db’lik bir gürültü oranı ile çalışan bu soğutma sistemi, aşırı yükte bir anda 48 db’ye kadar çıkıyor. Bu da ister istemez inanılmaz bir gürültüye neden oluyor. Yaptığımız bir çok fan ayarında bu gürültüyü düşürmeyi başaramadık. Lenovo Y900, yüksek performansta ne yazık ki gürültülü çalışıyor.

    Unutmadan söyleyelim. 90 Wh’lik batarya 4 saat boyunca şarj olmadan çalışabiliyor. Cihazı tamamen şarj etmek ise yaklaşık 2.5 saat sürüyor.  

    YouTube Kanalınızı Nasıl Tanıtırsınız

    Video pazarlama özellikle son yıllarda müthiş bir patlama yaşadı. Üstelik yüksek kaliteli videolar oluşturup akıllı telefonlarınızdan YouTube’a hızlıca yüklemek çok ama çok kolay. Eğer YouTube kanalı konusunda başarıya ulaşmak istiyorsanız önce kanalınızı nasıl tanıtacağınızı bulmanız gerekir. Bu konuda kafanız henüz çok karışıksa endişelenmeyin. YouTube kanalınızı profesyonel bir şekilde tanıtmanız için kullanabileceğiniz taktikler yazımda sizi bekliyor.

    Özgürce haberleşmenin yolu el telsizleri

    Hiçbir iletişim maliyeti olmaksızın özgürce haberleşmenin yolu el telsizlerinden geçiyor. Lisans ve ruhsat gerektirmeyen, taşıması ve kullanımı oldukça kolay olan el telsizleri, ekonomik fiyatıyla herkesin rahatlıkla sahip olabileceği dijital oyuncaklar. Bu yazıda sizlere, seçiminizi kolaylaştırmak amacıyla, popüler adlandırmayla ‘walkie-talkie’ olarak da nitelendirilen el telsizlerini inceleyerek, bilgi vermeye çalıştım.

    El telsizleri, özgürce iletişim kurmanın en iyi yollarından biri. Açık alanlarda doğa yürüyüş grupları, balıkçılar, avcılar, kampçılar ve kayakçılar tarafından tercih edilen el telsizleri, güvenlik sektöründe, özel güvenlik görevlilerinin, arama kurtarma ekiplerinin ve acil servis çalışanlarının vazgeçilmez iletişim aracı. Özellikle akıllı telefonların kapsama alanında olmadığı bölgelerde el telsizleri güvenli bir iletişim aracı olarak öne çıkıyor.

    PEK ÇOK SEKTÖRDE İLETİŞİM İÇİN BİRİNCİ TERCİH

    İş alanlarında da yoğun olarak tercih edilen el telsizleri, şantiyeler, otoparklar, restoranlar, süpermarketler, fabrikalar, otel ve tatil köyleri, alışveriş merkezleri, tersaneler, eğitim kurumları, fuar ve etkinliklerde pratik iletişim için tercih ediliyor. Telsizi iletişim çözümü olarak gören sektörler bunlarla sınırlı değil elbette. Ulaşım sektörüne baktığımızda ise, el telsizlerini, hava alanları, otobüs terminalleri ve liman personelinin yoğun olarak kullandığını görüyoruz.

    LİSANS ZORUNLULUĞU VE GÖRÜŞME MALİYETİ YOK

    Telsizler farklı mesafeler arası iletişim kuracak şekilde tasarlanıyor. Üreticiler tarafından belirtilen haberleşme menzilleri, açık hava koşullarına göre hesaplanıyor. Belirtilen mesafe, yer yeryüzü ve hava şartlarına göre değişkenlik gösterebiliyor. Daha açık ifade edersek, kalın beton duvarlar arasında, katlı otoparkların zemin katlarında, haberleşme mesafesi üreticinin belirttiğinden daha kısa olacaktır. El telsizlerini popüler hale getiren nedenlerden biri ise, kullanımı için lisans gerektirmemesi ve haberleşme için hiçbir maliyet getirmemesi.

    t40

    MOTOROLA TLKR T40 4 KM. KONUŞMA MESAFELİ EL TELSİZİ (İKİLİ SET)

    Motorola’nın TLKR T40 modeli, 4 kilometreye kadar haberleşme imkânı veriyor. Üretici firma tarafından serbest aktiviteler için ideal olduğu belirtilen T40, basit ve kompakt yapısıyla dikkat çekiyor. Özellikle ailelerin tatilde, piknikte ya da farklı etkinliklerde birbirleriyle haberleşmelerini sağlayabilen ürün, tüm aile fertleri tarafından kolayca kullanılabilecek şekilde basit tasarlanmış. T40’ın, LCD ekranlı göstergesi ve 8 kanala kadar iletişim imkânı bulunuyor. Tuş kilidi ve batarya seviyesi göstergesi bulunan, 500Mw iletim gücüne sahip olan T40, kırmızı ve siyah renklerden oluşuyor. Kolay taşıma için kemer klipsi bulunan ürün, 3 adet AAA adı verilen ince kalem pil ile çalışıyor. Kutu içeriğinden pil ve pil şarj cihazı çıkmıyor. Motorola TLKR T40 el telsizinin satın alma bilgilerini görmek için buraya tıklayın.

    t60c

    MOTOROLA TLKR-T60 PMR 8 KM. KONUŞMA MESAFELİ EL TELSİZİ (İKİLİ SET)

    T60 modeli, Motorola’nın bir önceki modeli T40’tan iki kat daha fazla haberleşme mesafesi sunan bir ürün. T40, açık havada 4 kilometre mesafeye kadar iletişim imkânı sağlarken, T60’ta bu mesafe 8 kilometreye kadar çıkıyor. 8 kanal + 121 kodu bulunan T60, arkadan aydınlatmalı LCD ekrana sahip. Bu ekran günün her saatinde ekranı kolayca görebilme ve okuyabilmeyi sağlıyor. Motorola T60, T40’ın aksiye ince kalem pil yerine, akıllı telefonlarda olduğu gibi çıkarılabilir batarya ile çalışıyor. Ürünle birlikte pilleri şarj etmek için bir şarj cihazı da veriliyor. Kutu içeriğinden iki adet kemer klipsi çıkan T60, hem iletişim mesafesinin fazla oluşu hem de yeni pil almak ya da şarj etmekle uğraşmak istemeyenler için daha tercih edilebilir bir seçenek olabilir. Ayrıca, 5 çağrı tonu, tuş tonları, konuşma doğrulama tonu, anlaşıldı tonu, pil seviye göstergesi, eller serbest modu, ürünün diğer artılarından. Motorola TLKR T60 el telsizinin satın alma bilgilerini görmek için buraya tıklayın.

    ASELSAN MT 690

    ASELSAN MT 690 8 KM KONUŞMA MESAFELİ EL TELSİZİ (İKİLİ SET)

    Aselsan’ın COBRA MT 690 modeli, arazi koşullarına bağlı olarak 8 kilometreye kadar konuşma mesafesi sunuyor. 8 kanal desteği bulunan COBRA MT 690’la her bir kanaldan 38 CTCSS ve 83 DCS ton kodu ile 968 farklı ara kanaldan görüşme yapılabiliyor. Aydınlatmalı LCD ekranı, elleri kullanmadan iletişim kurmayı sağlayan VOX, kanal tarama, düğme kilidi, 5 zil seçeneği bulunan ürünün kutusundan iki adet kemer klipsi, 8 adet 1,2V 600 mAh NiMh şarj edilebilir (AAA size) pil ile masaüstü şarj cihazı çıkıyor. Başlangıç seviyesi el telsizlerinde kulaklık-mikrofon giriş-çıkışı bulunmuyor. COBRA MT 690 ise, kulaklık ve mikrofon giriş-çıkışı bulunması sayesinde diğer ürünlere oranla daha kolay iletişim kurma fırsatı sunuyor. Aselsan COBRA MT 690 el telsizinin satın alma bilgilerini görmek için buraya tıklayın.

    as-mt975b

    ASELSAN COBRA MT 975 12 KM KONUŞMA MESAFELİ EL TELSİZİ (İKİLİ SET)

    Aselsan’ın COBRA MT 975 modeli, 12 kilometreye kadar konuşma mesafesi sunan, boyut olarak küçük ama profesyonel bir ürün. İkili set olarak satışa sunulan COBRA MT 975 el telsizinde 8 kanal bulunuyor. Kanalın her birinde 38 CTCSS ve 83 DCS ton kodu ile 968 farklı ara kanaldan görüşme yapılabiliyor. Aydınlatmalı LCD ekranı, elleri kullanmadan iletişim kurmayı sağlayan VOX, kanal tarama, 10 kanal hafıza, düğme kilidi, suya dayanıklılık, bebek monitörü işlevi, otomatik gürültü susturma, 10 zil seçeneği, titreşim özelliği bulunan ürünün kutusundan iki adet kemer klipsi, 8 adet 1,2V 600 mAh NiMh şarj edilebilir (AAA size) pil ile masaüstü şarj cihazı çıkıyor. Üründe, kulaklık ve mikrofon girişi de mevcut. Aselsan COBRA MT 975 el telsizinin satın alma bilgilerini görmek için buraya tıklayın.

    SWITEL WTF 719

    SWITEL WTF 719 PMR 10 KM KONUŞMA MESAFELİ EL TELSİZİ (İKİLİ SET)

    SWITEL tarafından üretilen WTF 719 PMR model 8 kanallı el telsizi, 10 kilometre mesafeye kadar görüşme yapma imkânı veriyor. Üretici firma tarafından bir şarjla 10 saat kullanım vaad edilen üründe, LCD ekran, eller serbest olarak görüşme yapmayı sağlayan VOX özelliği, otomatik kanal arama (Scan), onay sinyali (Roger beep), gürültü önleyici (Susturucu), pil kapasitesi göstergesi, 5 farklı zil sesi, tuş sesi, zaman göstergesi, kronometre fonksiyonu mevcut. 500 mW çıkış gücü bulunan ürünün kutu içeriğinden iki adet telsize ek olarak, iki takım pil, iki bel klips askısı ve bir adet adaptör çıkıyor. SWITEL WTF 719 PMR el telsizinin satın alma bilgilerini görmek için buraya tıklayın.

    SWITEL WTF 736

    SWITEL WTF 736 PMR 10 KM KONUŞMA MESAFELİ EL TELSİZİ (İKİLİ SET)

    SWITEL’in WTF 736 PMR modeli de WTF 719 PMR gibi 10 kilometre konuşma mesafesine sahip. Ürünün genel olarak teknik özellikleri ise şöyle: 8 kanal + 38 alt kanal, ışıklı LCD ekran, otomatik kanal arama (Scan), onay sinyal (Roger beep), pil kapasitesi göstergesi, titreşim uyarısı, otomatik gürültü önleme fonksiyonu, izleme fonksiyonu, kronometre fonksiyonu, otomatik ses aktive modu (VOX), enerji tasarruf modu, 500 mW çıkış gücü. SWITEL WTF 736 PMR el telsizin kutu içeriğine baktığımızda ise, iki adet el telsizi, iki takım pil, iki bel klips askısı ve bir adet şarj adaptörü olduğunu görüyoruz. SWITEL WTF 736 PMR el telsizinin satın alma bilgilerini görmek için buraya tıklayın.

    Twitter’da beni takip edin: https://twitter.com/melihbayramdede

    YouTube kanalıma abone olun: https://www.youtube.com/c/melihbayramdede

    Ekip içi iletişim platformu Slack’i verimli kullanmak için tüyolar

    slack 5Son yıllarda iş dünyasının ortak problemlerinin başında verimlilik, üretkenlik gibi meseleler geliyor. Aslında her yerde karşımıza çıkan dijital dönüşüm hikayelerinin de temelinde bunlar var. Ofiste, sahada ya da ofis dışındaki çalışmalarda çalışanlar arasındaki iletişimi, koordinasyonu en iyi şekilde kurgulamak tüm iş disiplinleri için dijital değişim ile hayata geçirilecekler listenin ilk sırasında yer alıyor diyebiliriz.

    Bunu başarmanın yolu iş süreçlerine yeni nesil bazı dijital iletişim araçlarını dahil etmekten geçiyor. Bu araçlar içerisinde son dönemlerde öne çıkan grup  mesajlaşma uygulamalarının kurumsal dünya tarafından şirket içi iletişimdeki yaygınlığı hızla artıyor. Anlık mesajlaşma uygulamaları içinde en popüler platform olan Whatssapp’ın geçtiğimiz günlerde işletmeler için mesajlaşma servisinin testlerine başlaması bu alandaki ciddi talebin göstergesi niteliğinde. Mesajlaşma uygulamaları içinde doğrudan çalışanlara odaklanan Slack ise ülkemizde hala yeteri kadar popüler olmasa da kurumsal mesajlaşma alanında şu an için en iyi uygulama görünümünde.

    Değeri 4 milyar doları aşan Slack’i benzer uygulamalar içerisinde bu kadar başarılı kılan çok fazla özellik var. Örneğin birçok 3. parti platform ve yazılım araçlarını Slack’e entegre edebiliyorsunuz. Bunlar arasında Google Drive, Dropbox, Salesforce ve çok sayıda bot var. Bunun dışında dosya paylaşımına imkan vermesi, etkili geçmiş paylaşımları arama ve farklı kanalları yönetebilme Slack’in diğer yetenekleri. Farklı bir uygulamadan uyarı, destek talebi ya da uyarı geldiğinde bunu Slack’ten görüp ekibinizle haberleşmeniz ve görev paylaşımı yapmanız da mümkün. Tüm mobil platformda mevcut olan Slack’i, Windows ve Mac için masa üstünde de kullanabiliyorsunuz.
    SLACK 6
    5 milyon çalışanın bir bildiği vardır
    Güncel verilere göre 5 milyon kullanıcı sayısına ulaşan Slack’ten 1,5 milyon kişi ücret ödeyerek premium olarak faydalanıyor. Slack üzerinde toplamda aylık olarak 100 milyon saat vakit geçiriliyor. Bu çok sağlam istatistikler Fortune 100 şirketlerinin yüzde 77’si tarafından kullanılan Slack’i sektör için ilham kaynağı haline getirmiş durumda. Örneğin Microsoft geçtiğimiz günlerde Slack rakibi uygulaması Teams’i Türkiye dahil 181 ülkede kullanımına sundu. Teams, grup oluşturma, özel mesajlaşma, dahili Skype desteği, GIF, emoji kullanımı, Office 365 uygulamaları ve OneDrive desteği gibi önemli özellikler sunuyor. Tüm bu özelliklerine rağmen Teams ne kadar başarılı olur bilinmez ama Slack’in kazandığı başarı, sunduğu fonksiyonel özellikler ve sektördeki popülaritesi ortada iken henüz Slack’le tanışmadıysanız bu uygulamaya bir şans verin derim. Slack’i kullanmaya başlamak ise son derece kolay. Uygulamayı indirdikten sonra bir isimle şifre belirleyip ücretsiz olarak takım oluşturup, ardından çalışanlarınızı ya da iş arkadaşlarımızı uygulamaya davet edebiliyorsunuz. Bu kadar basit, ancak eminim işin biraz daha detayına inip Slack’ten daha fazla verim almak isteyenleriniz de vardır. Slack’ten işim için en iyi şekilde nasıl istifade ederim diye soranlarınız için bu uygulama ile ilgili deneyimlerimi maddeler halinde paylaşıyorum.

    1-Amacınıza uygun hesaplar oluşturun
    Slack’in temel fonksiyonlarını kullanmak ücretsiz, ancak uygulama ücret ödeyerek kullanabildiğiniz bazı özelliklere de sahip. Örneğin Slack uygulamasını kullanmak için ödeme yapıyorsanız istediğiniz şekilde hesaplar oluşturma imkanınız var. Yani herkesin görebildiği genel hesaplar yerine özelleştirilmiş hesaplar oluşturarak yalnızca istediğiniz konu ile ilgili olan kişileri gruba davet edebiliyorsunuz. Örneğin bazı ajansların üzerinde günlük konuları konuşmak ve yöneticilerle önemli güncellemeleri paylaşmak için iki ayrı hesapları olduğunu söyleyebilirim.

    2-Beklentilerinizi yönetin
    Slack uygulamasını kendi şirketiniz içinde kullanmakla dışarıya açmak arasında fark var. Sizin çalışanlarınız kendi işlerine odaklanmış durumdadır ancak iletişimde olunan şirket dışı diğer çalışanların kendi müşterileri, kendi sorumlulukları mevcut malum. Başka bir deyişle kendi çalışanlarınızdan mesajlara hemen cevap vermelerini beklerken başka bir şirket çalışanı o anda farklı işlerle meşgul olabileceğinden aynı hızda cevap vermesini beklemek doğru olmayacaktır.

    3-Bağlantıyı kurun
    Uzaktan yürütülen bir projenin en önemli noktası çalışanlar arası bağlantıyı sağlamaktır. Slack’te yer alan kişilerin fotoğraf ve iş bilgilerinin yer aldığı profil bilgileri özelliği sayesinde projedeki çalışanları daha kolay tanımak mümkün.

    4-Slack ile uyarı bombardımanından yırtın
    Slack üzerinde doğrudan mesaj, konuşmada yalnızca adınız geçtiğinde uyarı gelmesi şeklindeki özellikler sayesinde uyarı bombardımanına maruz kalmadan konuşmaları takip etmeniz mümkün.

    5-Çapraz takım konuşmaları oluşturun
    Projeler gelişip, takımlar büyüdükçe yeni projeleri yönetmek için ek kanal ihtiyacı ortaya çıkabilir. Bu durumda kısa süreli çapraz takım konuşmaları yaparak daha işinizi daha kolay takip edebilirsiniz.

    6-Kısa yolları kullanın
    Sık kullandığınız komutların kısa yollarını öğrenirseniz, Slack’te çok daha hızlı ve verimli çalışabilirsiniz. Mac ve Windows masaüstü sürümlerinde kısa yolların çok benzer olduğunu not olarak ekleyeyim.

    7-Eğlenceyi arttırmak stresi azaltmak için emoji kullanın
    Sevin ya da sevmeyin insanlar bu küçük resimleri işte dahil her alanda kullanıyor. Gerçekten de konuşmalarınızda emoji kullanmak kişiselliği ve sıcaklığı arttırır, özellikle uzaktan yapılan konuşmalarda. Bu ise takım çalışmasında çok önemli bir konu, emin olabilirsiniz. Slack’teki popüler bağlantılardan olan Giphy ile gif paylaşımı yapmanız da mümkün.

    8-Konumunuzu paylaşın
    Kalabalık ekiplerde özellikle seyahat ve konumların değişken olduğu durumlarda uygulama üzerinde konum belirtmek ya da nereye seyahat ettiğinizi paylaşmak mümkün. Örneğin Paris’e seyahat ediyorsanız profilinizde Fransa bayrağı ya da Eiffel Kulesi resmi ile bunu paylaşabilirsiniz.

    Açılış görsel için kaynak: designingdigitally.com

    Samsung Galaxy S8’in olası özellikleri

        Samsung’un galaxy serisinin yeni amiral gemisi S8 modelinin tanıtımı 29 Mart’da yapılacak. Yeni modelin Note 7 ‘den bile daha fazla özelliğe sahip  olacağından bahsediliyor. Sızdırılan haberlere göre; telefonun iki farklı modeli olacak. Modellerden birisinin adının tahmin edildiği gibi S8, diğerinin adı ise S8+ olacak.

       Galaxy S8 ve S8+ modellerinin siyah, beyaz ve yeni seçenek olarak ‘violet’ renklerinde olacağından bahsediliyor.

    galaxys8_12

       Galaxy S8 modelinin Note 7’ye göre daha küçük olacağı, Galaxy S8+ modelinin ise Note 7 den bile büyük olacağı söyleniyor.

    galaxys8_09

       Sızan görseller içinde yeni cihazın boyutlarını en belirgin ortaya koyan bu fotoğrafta; solda S8, ortada Note 7 ve sağda S8+ gösterilmiş.

       Yine sızan cihaz fotoğraflarına göre her iki modelde de home tuşu bulunmuyor. Home tuşunun bulunmaması demek, parmak izi okuyucusunun da nerede olduğu sorusunu akla getiriyor. Belkide parmak izi okuyucusu arka tarafta veya ekranın altında kullanılacak. Her iki cihazda da iris tarayıcı bulunacağı tahmin ediliyor. Cihazlarda aynı zamanda “Bixby” adında geliştirilmiş yapay zeka kullanılacağıda gelen haberler arasında.

       Samsung’un Note 7’deki sorun nedeniyle, farklı batarya firmalarıyla çalışmaya başlıyor olması da olasılıklar dahilinde.

       Yeni Galaxy modellerinin her ikisinde de büyük olasılıkla kavisli ekran kullanılacak. Sızan haberlere göre, Qualcomm-tabanlı Galaxy S8 modelleri ABD, Japonya ve Çin’de satılacak. Avrupa ve Asya’nın geri kalanında ise Exynos-tabanlı Galaxy S8’in satışa çıkacağı söylüyor. Yeni cihazlarda maliyetten dolayı çift arka kamera bulunmayacağı söyleniyor.

       29 Mart’da tanıtılacağı netleşen, gerçekten de heyecan yaratan yeni cihazların teknik özelliklerini incelediğimizde, şu ayrıntılar öne çıkıyor.

    Samsung Galaxy S8’in olası özellikleri

    itandroidapps_11

    EKRAN

    • Ekran Boyutu: 5.8 inç
    • Ekran Çözünürlüğü: 1440×2560 
    • Piksel Yoğunluğu: 474 PPI
    • Ekran Teknolojisi: Super AMOLED
    • Ekran Özellikleri: Çizilmeye Dirençli CamMulti Touch
    • Ekran Dayanıklılığı: Corning Gorilla Glass 5
    • Dokunmatik Türü: Kapasitif 
    • Kullanıcı Arayüzü: TouchWiz
    • Renk Sayısı: 16 Milyon

    DONANIM

    • Chipset: Qualcomm Snapdragon 835 
    • İşlemci: Quad-core 2.45 GHz
    • CPU Frekansı: 2.45 GHz
    • CPU Çekirdek sayısı: 8 Çekirdek
    • İşlemci Mimarisi: ARMv8-A (64-bit)
    • Grafik İşlemcisi: Adreno 540
    • Bellek: 4 GB
    • Dahili Depolama: 64 GB
    • Hafıza Kartı Desteği: var

    BATARYA

    • Batarya: 3000 mAh
    • Şarj teknolojisi: USB Type-C
    • Batarya Teknolojisi: Lithium Ion

    KAMERA

    • Kamera Çözünürlüğü: 12 MP
    • Kamera Özellikleri: Coğrafi konum etiketleme, Dual Pixel Kamera, Elle Odaklama, Gülümseme yakalama, Haraketli Panorama, Hareketli Fotoğraf, Hızlı Odaklama, Odak Takibi, Optik Görüntü Sabitleyici, Otomatik odaklama, Seçilebilen Odaklama, Sesli komut, Yüz tanıma
    • Flaş: LED
    • Video Kayıt Çözünürlüğü: 2160p – 4K
    • Video FPS : 30 fps
    • Ön Kamera Çözünürlüğü: 8 MP
    • Ön Kamera: Geniş açılı, HDR otomatik odaklama

    Diğer Özellikleri

    • İşletim Sistemi: Android 7.1
    • Suya dayanıklı

     

    Samsung Galaxy S8+ ‘in olası özellikleri

    galaxys8_05

    EKRAN

    • Ekran Boyutu: 6.2 inç
    • Ekran Çözünürlüğü: 1440×2560 
    • Piksel Yoğunluğu: 534 PPI
    • Ekran Teknolojisi: Super AMOLED
    • Ekran Özellikleri: Çift kenar ekran, Çizilmeye dayanıklı cam, Multi Touch, Sürekli açık ekran 
    • Ekran Dayanıklılığı: Corning Gorilla Glass 5
    • Renk Sayısı: 16 Milyon

    DONANIM

    • Chipset: Qualcomm Snapdragon 835 
    • CPU: Quad-core 2.45 GHz 
    • CPU Frekansı: 2.45 GHz
    • CPU Çekirdeği: 8 Çekirdek
    • CPU Mimarisi: ARMv8-A (64-bit)
    • Grafik İşlemci: Adreno 540
    • RAM: 4 GB
    • Dahili Depolama: 64 GB
    • Hafıza Kartı Desteği: Var
    • Hafıza Kartı Maks. Kapasitesi: 2 TB

    BATARYA

    • Batarya: 3500 mAh
    • Şarj Kablosuz teknolojisi: USB Type-C
    • Batarya Teknolojisi: Lithium Ion
    • Batarya değiştirme özelliği: Yok

    KAMERA

    • Kamera Çözünürlüğü: 12 MP
    • Kamera Özellikleri: Coğrafi konum etiketleme, Dual Pixel Kamera, Elle Odaklama, Gülümseme yakalama, Haraketli Panorama, Hareketli Fotoğraf, Hızlı Odaklama, Odak Takibi, Optik Görüntü Sabitleyicisi, Otomatik odaklama, Seçilebilen Odaklama, Sesli komut, Yüz tanıma
    • Flaş: LED
    • Video Kayıt Çözünürlüğü: 2160p – 4K
    • Video FPS : 30 fps
    • Ön Kamera Çözünürlüğü: 8 MP
    • Ön Kamera: Geniş açılı, HDR otomatik odaklama

    Diğer Özellikleri

    • İşletim Sistemi: Android 7.1
    • Suya dayanıklı

    Yazıdaki fotoğraflar temsilidir.

    Müşterilerinizle iletişim kurmanın teknolojik yolları

    Teknolojinin gelişmesi ile birlikte iş yapma biçimlerimiz de değişiyor. Hayatımız hızla dijitalleşirken, insanların yerini yavaş yavaş makineler almaya başlıyor. Artık çağrı merkezlerini aradığımızda ya da internetten bir firma ile iletişime geçtiğimizde derdimizi o firmanın çalışanları değil, sanal asistanlar dinliyor ve çözüm üretmeye çalışıyorlar. Bu hafta, artık sık sık karşımıza çıkan yapay zeka chatbot’ları ve müşteri ilişkilerine sağlayabilecekleri katkıları konuşmak üzere YapayTech’in kurucusu Barış AŞIK ile bir araya geldik. Gelin  yapay zekâ teknolojisi iletişim alışkanlıklarımızı nasıl değiştireceğini daha yakından inceleyelim.

    Amaç; insanı en iyi şekilde anlamak

    Yapay zekanın iş süreçlerinde kullanılması neden bu kadar önemli?

    Yapay zekâ kavramı, ilk başlarda yalnızca bilimkurgu filmlerinin senaryolarındaki hayallerden ibaretken, günümüzde ise  hayatımızın bir parçası haline gelmiş durumda. Bilişim çağında artık bilgisayar sistemlerinin öğrenme becerisi kazanarak yeni yetenekler sergileyebilmesi, insanlığın teknoloji alanındaki yeni trendlerinden biri haline geldi. Mobil iletişimde akıllı telefonların hayatımıza dâhil olması, baş döndüren bir hızla ilerleyen mobil dünya, iletişim ve etkileşim alanlarında yapay zekâ konusunu gittikçe ön plana çıkarmaktadır.

    Dünyada yapay zekâ konuları hızlı ilerleme kaydediyor. Buradaki yegâne amacın; insan-makine iletişimi daha iyi bir noktaya getirerek, insanı en iyi şekilde anlamak olduğunu söyleyebiliriz. Gartner firmasının yaptığı bir araştırmaya göre insan-makine etkileşimi için gerekli olan doğal dil işleme, yapay zekâ ve öğrenme teknolojilerinin, dönemimizin gelişime açık ve en önemli konuları arasında yer aldığı ortaya çıkmıştır.

    Sürecin buraya nasıl geldiğini anlamak için, 10 yıllık bir zaman dilime bakmak gerekmektedir.  2006-2007 yıllarından itibaren mobil uygulamaların hayatımıza girmeleriyle birlikte sektör, web ortamından mobil ortama taşındı. Bu süreç 2014 yılına kadar ivmeli bir şekilde artı. Fakat son yılların uygulama kullanım oranlarına baktığımızda, artık durgunluk noktasına geldiğini söyleyebiliriz. Mobil uygulamaların bu durumuna karşın, mesajlaşma uygulamalarının kullanımının beklenmedik şekilde artması, sektörün bazı taşlarını yerinden oynattı. Bu sektörün önemli uygulamaları arasında, sizin de bildiğiniz üzere Facebook Messenger, Whatsapp ve Telegram’ı gösterebiliriz.

    Yakın gelecekte her kurumsal firmanın bir “chatbot”u olabilir

    Chatbot’larla yakın zamanda daha fazla mı sohbet edeceğiz?

    Mesajlaşma uygulamaları, iOS ve Android benzeri yeni nesil bir platform olma yolunda gidiyor. Mobil çağ ile birlikte firmalar web sitelerinden mobil uygulamalara geçerken, mesajlaşma çağının da artık uygulamalardan chatbot’lara geçmeye başladığını söyleyebiliriz. Microsoft’un yaptığı bir araştırma, 2020 yılına kadar kurumsal firmaların yüzden %80’inin chatbot dünyasına katılmak istediğini gösteriyor.  Gelecek 5-10 yılın, gerçekten de mobil uygulamaların sonu ve chatbot devriminin başlangıcı olup olmayacağını birlikte göreceğiz.

    Durum bu şekilde olunca, kullanıcılara ulaşmak için yeni bir kanal açılmış oluyor. Bu kanalın, önceki ulaşım kanallarına kesinlikle benzemediği de çok açıktır. Çünkü burada yaptığınız chatbot’un tıpkı bir insan gibi, kullanıcının cümle halinde söylediğini tam olarak anlaması gerekiyor. Bu anlamlandırmayı yapabilmek için doğal dil işleme, yapay zekâ ve makine öğrenmesi konularıyla birlikte ilerlemek gerekmektedir. YapayTech firması olarak hem bireysel hem de kurumsal geliştiricilerin önlerindeki bu teknolojik ve ekonomik bariyerleri ortadan kaldırmak için “dahi.ai” chatbot oluşturma platformunu hayata geçirdik. Bu platform sayesinde herhangi bir kodlama bilgisine sahip olmadan, sektörünüzde bağımsız chatbot’lar geliştirebilirsiniz.

    Chatbotlar ile çağrı merkezleri 7/24 hizmet veriyor

    Anlattıklarınıza baktığımız zaman, chatbot’ların kullanılabileceği pek çok alan görünüyor. Özellikle çağrı destek ve müşteri temsilciliği alanlarında chatbot’ların neler yapabileceğinden bahseder misiniz?

    Aramak yerine mesajlaşmayı, konuşmak yerine yazmayı tercih eden bir neslin geldiğini hep beraber görüyoruz. Bu nesil, anlık yazıp anlık cevap almak istiyor. Kullanıcılar, tıpkı arkadaşlarıyla yazışır gibi firmaların chatbot’ları ile yazışmak istiyorlar. Bu noktada chatbot’lardan beklentiler; tıpkı bir insan gibi kullanıcının ne yazdığını anlaması, gerektiği noktalarda diyaloglara girmesi ve kullanıcıyla konuşmayı belli bir noktaya getirebilmesidir. Sonrasında gerçek müşteri temsilcilerine aktarım yaparak, kullanıcının isteğinin tam olarak yerine getirilmesi sağlanmaktadır. Rutin olarak yapılan işlemlerin chatbot’lar aracılığıyla yapılması ve gerçek müşteri temsilcileriyle birlikte çalışabilmeleri, firmalar için maliyet avantajı sağlamaktadır. Biz burada ”Maytap Live” (canlı destek) ve chatbot hizmetini birlikte sağlayan dünyadaki birkaç firmadan biriyiz.  Bu hibrit çözümümüz, tüm sektörlerin (e-ticaret, ulaşım, konaklama, rezervasyon, sipariş) çağrı merkezleri tarafından kullanılabilmektedir.

    Chatbotlar ile yeni bir alışveriş devri başlıyor

    Son zamanlarda chatbot’ların alışveriş sitelerinde de kullanılmaya başlandığını gördük. Bu teknoloji müşteriye istediği ürünü bulma ve karar verme noktasında nasıl bir kolaylık sağlıyor?

    Kullanıcılarımız için sayfa sayfa ürün arama döneminin kapandığını söyleyebilirim. İnsanların, tıpkı arkadaşıyla yazışır gibi chatbot’lar ile yazışarak doğru ürünü bulması artık hayal değil.  ‘43 numara spor bir ayakkabı istiyorum ama 250TL fiyatı geçmesin.’ gibi bir cümleyi anlamlandırarak, kullanıcının zaman kaybetmeden doğru ürünü bulması ve alışverişini çok kısa bir sürede tamamlaması gerçek oldu. Artık e-ticaret sitenizdeki ürünleri mesajlaşma kanallarına chatbot’lar aracılığıyla taşımanıza yardımcı oluyor.

    “Herkesin sanal bir assistanı olacak”

    Yapay zeka teknolojileri hayatımızı nasıl değiştirecek?

    Gelecek öngörülerimizden biri, herkesin bir sanal asistanı olacağı şeklindedir. Bu sanal asistanlar, sesli veya yazılı olarak hizmet verebilir. Bunlar, kullanıcıyı iyi tanıyan ve geçmiş tecrübelerinden yola çıkarak gelecek kararları verebilen sistemler olacaktır. Bizim adımıza karar verebilecek olan bu sistemler, şu an zaman kaybettiğimiz işlerden bizi gelecekte uzak tutacaktır. Biraz önce vermiş olduğumuz örnekten yola çıkarsak; asistanımız bizim için tüm e-ticaret sitelerini gezecek ve en kaliteli, en beğeneceğimiz, ayrıca fiyat/performans oranı çok yüksek bir ayakkabıyı (ürünü)  bulup, bize getiriyor olacak. Bu alışverişi yaparken hiç zaman kaybetmiyor olacağız.

    Bizler gelecek öngörülerimizle ilgili olarak, yapay zekâ alanına yönelik yatırımlarımızı sürekli olarak artırmaktayız ve gelecekte herkesin kendisine özgü asistanlar tasarlamasını hedeflemekteyiz.