Koca bir yaz geldi, geçti… Yazın sıcaklarında kavrulurken birbirinden esprili ve yaratıcı tweetler keyfimizi yerine getirdi. Dünyadan milyonlarca insanı bir araya getiren Twitter’da yine en gündeme dair en komik anlar, olaylar, anılar paylaşıldı. Biz de yaz biterken 2017 yazının en komik tweetlerini sizin için derledik. İşte o tweetlerden bazıları…
LG ve Bang & Olufsen, geçtiğimiz yıl açıkladıkları işbirliği kapsamındaki geliştirdikleri ilk TV modelinin detaylarını kamuoyuyla paylaştılar. BeoVision Eclipse adıyla gelen OLED TV, entegre internet radyosu ve müzik akışı özelliği ile birlikte 3 kanallı bir ses sistemi gibi öne çıkan özelliklere sahip.
4K çözünürlüklü TV’nin ses gücü 450 watt seviyesinde. Bu yüksek teknolojili TV’de bir diğer trend özellik olan HDR de mevcut; bu sayede daha iyi siyahlar ve sonsuz kontrast oranı iddiası söz konusu.
TV’nin dikkate değer bir başka özelliği de tek bir tuşa basılarak odanın etrafında sessizce hareket edebilmesine imkan tanıyan hareketli standa sahip olması. Bu sayede evin farklı görüş alanı noktalarında verimli ve tamamen ‘otomatik’ işleyişe sahip bir izleme deneyimi sağlanıyor.
Netflix, YouTube, Deezer gibi akışlı servislerin özelleştirilerek kullanımı, Spotify Connect, Chromecast ve AirPlay entegrasyonu, Bluetooth desteği gibi fonksiyonel özelliklere ek olarak modelde LG’nin webOS 3.5 işletim sistemi önyüklü halde sunuluyor.
Ürünün hoparlörleri, farklı renklerde tercih edilebiliyor. Ayrıca Bang & Olufsen’in BeoLab hoparlörleri eklenerek çok kanallı bir ses sistemi de oluşturululabiliyor.
55 ve 65 inç boyutlarında gelen yeni OLED TV’lerin satışlarına eylül ayından iitibaren başlanacağı kaydedildi.
Apple, ABD’de kurulacak veri merkezi için 1,3 milyar dolar kaynak ayrılacağını resmi olarak doğruladı. Söz konusu tesis, 2020 yılında faaliyete geçecek…
Apple, veri merkezi yatırımlarına bir yenisini ekliyor. Teknoloji şirketi ABD’de bir tesis kuruyor. ABD’nin orta kesiminde yer alan Iowa eyaletinin en önemli şehri konumundaki Des Moines yakınlarında kurulacak veri merkezi, rüzgar başta olmak üzere yenilenebilir enerji ile çalışacak.
Siri, iMessage ve App Store gibi hizmetlere yönelik olarak faaliyet gösterecek olan Apple veri merkezi, bölgede istihdama da katkı sağlayacak. Veri merkezinin 550’den fazla kişiye iş imkanı sağlayacağı kaydediliyor. Apple’ın kurulacak tesisle ilgili eyelet ve yerel yönetimden 213 milyon teşvik alacağı da belirtiliyor. Apple CEO’su Tim Cook’un duyuru için önümüzdeki günlerde Des Moines’e giderek kamuoyunu bilgilendireceği ifade edildi.
İnşaat çalışmalarının 2018 itibarıyla başlayacağı bildirilirken, tamamlanma süresinin 2 yılı bulması bekleniyor. 2020 yılı itibarıyla aktif hale gelecek olan tesis, Apple’ın gelecekteki veri depolama alanındaki ihtiyaçlarının bir kısmına karşılık verecek. Ancak yatırımların bununla sınırlı kalmayacağını belirtelim, büyük teknoloji şirketleri açısından veri merkezlerinin kurulması hayati önem taşıyor.
Öte yandan Apple, bölgedeki bazı inşaat faaliyetleri için de 100 milyon doları bulan yatırımda bulunacak. Parklar, altyapı, kütüphane, eğlence alanları geliştirilmesinde rol oynayacak. Hatta bir balıkçı barınağının kurulmasında da rol oynayacağı belirtiliyor.
Teknoloji dünyasında garajlarda (Apple gibi) ve yurt odalarında (Facebook, vb) ilk adımları atılan sayısız firma var. İşte bunlardan biri de drone üreticisi DJI. En çok tercih edilen drone markaları arasındaki şirketin sahibi Frank Wang, markanın temellerini 11 sene önce kendi yurt odasında atmıştı ve günümüze kadar başarıyla gelen DJI’ın kökenlerinin arkasındaki isim olmayı bilmişti. Başarılarına bir yenisini daha ekledi…
DJI’ın kurucusu olan 36 yaşındaki başarılı girişimci, iki ilginç ünvanın sahibi oldu. Bunlardan ilki Asya’nın en genç milyarderi, diğeri ise dünyanın ilk drone milyarderi…
Forbes’un açıkladığı en zenginler listesinde 3 milyar 200 milyon dolarlık servetiyle 76. Sırada yer alan Wang’in ilk 50’ye girebileceği konuşuluyor.
Çin’in önemli şehirlerinden Hangzhou’da doğan Wang, kamerayla uçarak kendisini takip eden bir uçağın hayaliyle büyür, daha sonrasında bu yöndeki çalışmalarını artıran Wang’in üniversitede geliştirdiği minyatür helikopter, Everest Dağı’nın neredeyse tepesine kadar uçmayı başarır. Kurduğu şirketi DJI, günümüzde 4 binin üzerinde çalışana sahip ve drone pazarının yüzde 50’den fazlasını elinde bulunduruyor.
DJI, oldukça güçlü bir füzyona sahip. Şirketin sadece hobi ya da çekimler için değil, profesyonel alanda kullanılan, çeşitli araştırmalarda boy gösteren ürünleri ile tanındığı bir marka.
Asya’nın en zengini Alibaba’nın kurucusu Jack Ma
Asya’nın en zengini ise Alibaba’nın sahibi Jack Ma. Aynı zamanda tüm dünyadaki en zengin 7. Isim olan Ma’nın sahip olduğu servet ise 37 milyar 400 milyon dolar.
Fotoğraf: David Hartung, Forbes.
Mobil uygulama mağazaları, günümüzün en önemli siber risk noktalarından biri aynı zamanda. Bu platformlara entegre edilen kimi uygulamaların arkasında hatrı sayılır seviyede ‘karanlık’ amaçlar söz konusu olabiliyor. İşte bu noktada Android cihazların mağazası Play Store’da, zararlı oldukları tespit edilen çok sayıda uygulamanın silindiği kaydedildi.
Tam olarak 300 adet mobil uygulamanın kaldırıldığı belirtilirken mobil platform üzerinden hack faaliyetleri planlayan hacker’lara da önemli bir darbe indirilmiş olundu.
Uygulamaların hangileri olduğu açıklanmazken, kapatılma sebepleri olarak DDoS saldırılarının önünü açmaları gösterildi. Yani söz konusu uygulamalar, cihazın DDoS saldırısı almasına yönelik zemin oluşturuyordu.
Hacker’lar uygulama üzerinden IP adresine çok yoğun saldırılar göndermekteydiler. İlk olarak Google Play Store üzerindeki bir uygulamayı inceleyen ekip tarafından keşfedilen durumun hemen ardından genel çapta bir ayıklama operasyonu başlatıldı ve korkunç gerçek ortaya çıktı.
Yaklaşık 300 uygulamada aynı yöntem kullanılmaktaydı ve haliyle bu güvenlik açısından önemli bir risk oluşturuyordu.
Hackerlar son zamanlarda Android’i daha da fazla hedef almaya başladılar. Bu noktada Google, önümüzdeki süreçte de bu çalışmalara devam edecek. Amaç Android’i daha güvenli bir işletim sistemi haline getirebilmek.
Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…
Fitbit, daha çok spor odaklı akıllı bileklikleri ile tanınan bir teknoloji şirketi. Renkli ve dinamik tasarımlı modelleri ile tanınıyor ve uzun süredir bir akıllı saat geliştirilmesi üzerinde çalıştığı biliniyor. Geçtiğimiz aylarda Pebble’ı bünyesine katan, ayrıca bir diğer marka Vector’ü de satın alan Fitbit’in iddialı bir akıllı saat modeli ile gelmesi bekleniyordu. Resmi duyuru ile bu durum gerçekleşti.
Fitbit, Ionic adını alan akıllı saat modelini tanıttı. Tanıtımından çok önce bazı detaylarını da paylaştığımız akıllı saat, keskin kare hatlarıyla dikkat çekiyor. Teknoloji tarafında ise 50 metreye kadar sulaltı basıncına dayanıklılık öne çıkıyor. Bu sayede akıllı saatin, yüzme bilgilerinin görülmesinde de etkin rol oynayacağı kaydediliyor.
Dahili GPS özelliğine sahip olan Fitbit Ionic, kalp ritmi sensörü, uyku kalitesi ölçümü, SpO2 ve temassız ödeme gibi fonksiyonel teknolojiler barındırıyor. SpO2 cihazın fak yaratan özelliklerinden biri; kandaki oksijen seviyesinin ölçümüne yarıyor. Daha önce ortaya çıkan bir detay olarak uzun şarj dayanıklılığı sunan akıllı saat, belirtilen bilgiye göre 4 güne varan sürelerde şarj cihazına bağlı kalmadan kullanım imkanı sağlıyor.
2.5 GB dahili hafıza sunan akıllı saat, Strava, Accuweather, Flipboard gibi spor severlerin favori uygulamalarını önyüklü şekilde kullanıma sunuyor.
Adidas özel sürümü yolda
Diğer yandan Apple Watch’ın Nike markasıyla sürdürdüğü işbirliğine Fitbit, yeni akıllı saatiyle Adidas işbirliği ile yanıt veriyor. Akıllı saatin, 2018’de Adidas özel sürümünün potansiyel kullanıcılarına sunulacağı kaydediliyor.
Samsung Electronics, GE, Daikin, 3M, Siemens ve IBM gibi dünyanın farklı sektörlerde faaliyet gösteren dev firmaları, Türkiye’yi inovasyon alanında yatırım ülkesi seçti. 40 milyon doları aşkın Ar-Ge yatırımı yapan Samsung, dünya genelinde 6 milyar doları Ar-Ge’ye harcayan IBM, her yıl gelirinin yüzde 6’sını Ar-Ge’ye ayıran 3M ve diğer markalar yakın bir zaman önce Türkiye’de inovasyon merkezi açtılar…
Yenilikçi ürünler geliştiriyor
Türkiye’deki ilk inovasyon laboratuvarını 2014 yılında Teknopark İstanbul’da açan Siemens Türkiye, Ar-Ge yatırımlarına ve inovasyon çalışmalarına büyük önem veriyor. Şirket, geçtiğimiz yıl laboratuvarını Kartal’a taşımaya karar verdi ve çalışmalarına burada devam ediyor. Siemens Türkiye 350’nin üzerinde Ar-Ge mühendisiyle yenilikçi ürünler ve çözümler geliştiriyor. Kartal’daki bu merkezde, Endüstri 4.0 ve endüstriyel bulut üzerine çalışmalarını gerçekleştiren şirket, ayrıca ‘dijital enerji şebekeleri’ üzerine de çalışmalar yapıyor.
Dijitalleşme yolculuğuna katkı sağlıyor
Ülkemizde inovasyon merkezi açan bir diğer şirket olan Samsung’un da, dünya çapında gerçekleştirdiği inovatif çözümlere en hızlı adapte olan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Geçtiğimiz yıl Aralık ayında İstanbul Levent’te Samsung İnovasyon Merkezi’nin açılışını gerçekleştiren şirket, burada finans, perakende, ulaştırma, turizm ve eğitim sektörleri başta olmak üzere, birçok endüstrideki kurumun ilgi duyacağı teknolojik çözümlere yer veriyor. Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğuna doğrudan katkı sağlayan merkezde, Samsung müşterileri ve iş ortakları istedikleri an kurumsal ürün ve çözümleri deneyimleme şansına sahipler. Merkez, Samsung teknoloji ortaklarının çözümlerini sunmanın yanı sıra sektör liderlerinin katıldığı çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.
Ortak projeler geliştiriliyor
İstanbul Teknopark’ta hizmet veren General Electric Türkiye İnovasyon Merkezi, 2015 yılının Kasım ayında hizmete girdi. GE Türkiye İnovasyon Merkezi’nde tam teşekküllü bir GE Sağlık ve Yaşam Bilimleri Laboratuvarı, 3 boyutlu yazıcılardan oluşan GE Garaj atölyesi, GE’nin faaliyette olduğu sektörler hakkında kapsamlı endüstriyel bilgi, endüstriyel internet çözümlerine dair detaylar ve Türkiye’deki potansiyel uygulama alanları, akademik yayınlara erişim, veri kümeleri, fikirlere ve çözümlere ilham vermesi için GE patent kitaplığı bulunuyor. GE Türkiye İnovasyon Merkezi’nde Türkiye’nin önde gelen holding ve şirketleriyle ortak projeler de geliştiriliyor. Bu projelerin sonucunda otomotiv, beyaz eşya ve enerji gibi gelişmiş sektörlerde, dünya çapında inovatif niteliği olacak özgün ürünler ortaya çıkarılması hedefleniyor.
Tüm ekosisteme hizmet veriyor
IBM Müşteri İnovasyon Merkezi ilk olarak 2009 yılında IBM çözüm ortaklarına destek vermek amacıyla kuruldu. Merkez, 2014 yılı itibariyle faaliyetlerine tüm ekosisteme hizmet vermek ve ortak projeler yürütmek amacıyla genişletildi. İnovasyon Merkezi’ne ait konferans odası, toplantı odaları, eğitim salonları, Dijital Kuluçka Merkezi ve İnovasyon Veri Merkezi bulunuyor. Merkezde kognitif ve bulut bilişim alanında farklı endüstri kollarına yönelik çözümler üzerinde çalışılıyor. Bankacılık, telekom, kamu ve enerji sektörlerine yönelik çözümler yine İnovasyon Merkezi’nde farklı ekosistem oyuncuları ile birlikte ele alınıyor.
Dünyanın en büyüğü…
Yaklaşık 6 milyon TL yatırımla, İstanbul Levent’te 2 bin metrekarelik bir alanda faaliyete geçirilen Daikin Solution Plaza fuHa, ‘dünyanın en büyük’ ve ‘Avrupa’nın ilk’ iklimlendirme merkezi olarak faaliyet gösteriyor. Daikin Solution Plaza fuHa İstanbul’da, iklimlendirmenin, havanın, klimanın ne olduğu ve çalışma prensiplerini ziyaretçilerinin deneyimlemesi sağlamaya çalışılarak, iklimlendirme teknolojisinde gelinen son nokta birebir yaşatılıyor. Bu merkezde yatırımcılar, mimarlar, mühendisler gibi sektör profesyonelleri başta olmak üzere, bireysel kullanıcılardan öğrencilere kadar geniş bir kitleye her türlü iklimlendirme çözümü bir arada sunuluyor. Haftanın beş günü, konusunda uzman bir rehber eşliğinde gezilebilen merkezde ayrıca Daikin bünyesinde geliştirilen yenilikler ilk kez burada sergileniyor.
Performans testleri yapılıyor
3M, Çerkezköy ve Kavacık merkezinde sürdürdüğü Ar-Ge faaliyetlerine ek olarak Çorlu’daki Super Hub yatırımı ile birlikte Türkiye’deki Ar-Ge faaliyetlerini daha da büyüttü. İnovasyon merkezinde ürün ve teknoloji platformlarının paylaşımını gerçekleştiren şirket, bunun yanında farklı uygulamalar geliştirerek, performans/uygulama testleri yapıyor. 3M ayrıca otomotiv, beyaz eşya, iş güvenliği gibi farklı alanlara ve sektörlere yönelik uygulamalar ve ürünler geliştirerek yepyeni çözümler sunuyor.
Apple’ın mobil uygulama mağazası App Store, yüksek güvenlikli yapısıyla tanınır. Uzun değerlendirilmeler sonrasında kabul edilen uygulamaları da geliştiriciler için bir hayli zorlu süreçler anlamına gelir. Ancak konu sadece güvenlik değil, güncellik tarafı da mobil uygulamalarla ilgili olarak Apple’ın yoğun şekilde üzerinde durduğu özellikler arasında. Ortaya çıkan yeni bilgilere göre, bu noktada bazı çalışmalar yürütüldü ve önemli sayıda mobil uygulama, App Store’dan çıkarıldı. App Store, Apple mobil cihaz serileri iPhone, iPad ve iPod touch’a uygulama indirilebilen bir mağaza olarak özetlenebilir.
Net bir rakam belirtilmemekle beraber Apple’ın App Store’dan ‘on binlerce’ uygulamayı sildiği kaydedildi. Bunun nedeni ise iOS 11 başta olmak üzere son yazılım sürümleri ile uygun olmayan, dolayısıyla geliştiriciler tarafından artık pek de üzerinde durulmayan (güncellenmeyen) uygulamaları bertaraf etmek…
Ayrıca silinen uygulamaların ortak özelliği 32 bit tabanlı olmaları. Bilindiği üzere iOS 11’de sadece 64 bit uygulamalar çalıştırılabilecek. Tam da bu noktada Apple, geçtiğimiz haziran ayından itibaren 32 bit uygulamaları silmeye başlamıştı.
Diğer taraftan Apple’ın neden Windows’ta görüldüğü gibi hem 32 hem de 64 bit işletim sistemine uyumlu yazılımları birlikte çalıştırmak istememesi de ayrı bir merak konusu.
Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…
Mobil işletim sistemlerini hedef alan, hackerlar tarafından son zamanlarda epey kullanılan fidye virüsleri, bulaştığı telefondaki dosyaları kilitliyor ve tekrar açıp geri vermek için de belli bir ücret istiyor. Son zamanların popüler ve ‘karanlık’ bir yöntemi olan fidye virüsleri, önümüzdeki süreçte daha da yaygınlaşacak gibi duruyor, çünkü söz konusu virüslerin oluşturulması hakkında detaylar içeren araçlar, ünlü bir forum sitesinde paylaşıldı.
Çinli bir hack grubuna ait forum sitesinde ücretsiz fidye oluşturma programlarının indirme linkleri dağıtıldı. Uygulamayı indirip deneyen pek çok kişinin olduğu bilgisine ulaşıldı.
Aracı kullanmak ise son derece basit, yani acemi bir hacker’ın da yapabileceği türde. İşte asıl tehlike de burada başlıyor.
Aracın kolay ve ücretsiz olması hack hususlarına meraklı pek çok acemiyi bunu kullanmaya itiyor. Ve aracı kullanmak pek zaman da almıyor birkaç dakika içinde hazır hale getirilebiliyor. Haliyle yakın bir zamanda Android işletim sistemine gelecek olan saldırıların ciddi oranda artacağı düşünülüyor.
Fidye virüsüne karşı böyle zor bir dönemde yapılması gereken en doğru şey telefona güvenilirliği konusunda şüphe bulunduran uygulamaları indirmekten kaçınmak ve özellikle güvenilir olmayan sitelerden uzak durmak.
Uzun yıllardır oyun monitörü üreten ünlü teknoloji şirketlerinden AOC, önemli bir hamleyle 0.5 ms tepki süresine sahip monitörlerini oyun meraklılarıyla buluşturacak.
Piyasada bulunan oyuncu monitörlerinin çoğu 1 ms tepki süresine sahip ve AOC, oyuncuların daha da iyi bir deneyim yaşayabilecekleri 0.5 ms monitörleri önümüzdeki yıl resmen satışa çıkaracağını duyurdu.
İki çeşit olarak gelecek monitörlerin biri AMD G-Sync, diğeri ise AMD Freesync 2 teknolojisi içerecek. Bu teknolojiler sayesinde oyunlarda kırılmaların önüne geçilebiliyor. G-Sync bulunan model, ABD’de 699 dolar, Freesync 2 bulunan model ise 599 dolar fiyat etiketiyle sunulacak.
Monitörlerin tek özelliği ileri seviyedeki ms değerleri değil; modeller aynı zamanda 1440p’de 144 Hz yenileme hızı sunabiliyor. TN panel olan monitörler haliyle oyun için daha iyi bir hız sunacaklar.
Bunun yanında TN panel olmalarına rağmen IPS panellere yakın bir görüntü kalitesi sunabilecekler, çünkü AOC buna özel bir teknoloji ile karşımıza çıkıyor. İki ürünün ekranı da 27 inç büyüklüğünde bunun da altını çizelim.
AOC’un bu yeni oyuncu monitörleri önümüzdeki yıl satışa sunulacak. Eğer o zamana kadar rakiplerinden iddialı monitör duyuruları gelmezse 2018 yılı AOC’un yılı olabilir.
Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…