Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1060

    Huawei FreeBuds 3 : Aktif Gürültü Önleme özelliği ile fark yaratıyor

    Huawei’in yeni Bluetooth kulaklığı Freebuds 3 aktif gürültü önleme teknolojisi sayesinde kendisini rakiplerinden farklılaştırıyor. Apple’ın Earpods’a rakip olan bu kulaklık inceleme altında.

    Kablosuz, Bluetooth bağlantı aracılığıyla kullanılabilen Huawei FreeBuds 3 kulak içi kulaklıklar, hem aramalarınız hem de müzik deneyimleriniz için yeni yol arkadaşınız olmaya aday. Öyle ki bu ürün Aktif gürültü önleme teknolojisi sayesinde kullanıcıya çok farklı bir deneyim sunabiliyor. Bu teknoloji sayesinde rakiplerle kıyasla bir adım önde olan Huawei FreeBuds 3, fiyat/performans oranı ile de neredeyse rakipsiz.

    Ergonomik tasarım

    Freebuds 3, siyah ve beyaz olmak üzere iki farklı renk seçeneğine sahip. Toplam üç parçadan oluşan bu kulaklık setinde her bir kulaklık yaklaşık 4.5 gram’lık bir ağırlığa sahip.  Üçüncü parça olan şarj ve taşıma kutusu ise 48 gram ağırlığı ile oldukça hafif olduğunu söylemeliyiz.

    Daire tipi şarj kutusu, her türlü cebe çok rahat sığabilmesi için tasarlandı. Kolay açılıp kapanabilen bu kutu çantada ve hatta cebinizde bile rahatlıkla taşıyabileceğiniz parlak bir yapıda. Benzer bir yapıda olan kulaklıklar şarj kutusunun yuvasına rahatlıkla yerleştirilebilir ve zahmetsizce çıkartılabiliyor. Yalnız kulaklıkların yüzeyleri çok pürüzsüz olduklarından dolayı  yağlı ve ıslak parmaklarınızla bu kulaklıkların zaman zaman kaydığını da söylemeliyiz.

    Kulağa iyi oturuyor.

    Buna karşın FreeBuds 3’te Dolphin Bionic isimli bir tasarım tercih edilmiş. Bunun avantajı bu kulaklıklarının kulağa daha iyi oturması ve bundan dolayı da sesleri daha iyi alabilmeniz.  Bu esasında çok önemli bir özellik. Çünkü benzer ürünler kulaklarda emanet gibi duruyordu ve kullanıcılar onları kaybedecekleri korkusu yaşıyorlardı. Freebuds 3 ‘de işte bu hisse kapılmıyorsunuz. Bu kulaklıklar kulağa gerçekten sağlam oturuyor ve kullanıcıya güvenli bir his veriyor.

    Bluetooth 5.1 farkı

    Bluetooth 5.1 teknolojisiyle gelen ürün, telefonla hemen eşleşiyor. Kutusunda şarj ettikten sonra telefonunuzun Bluetooth özelliğini açıp tarama yapmanız yeterli. Freebuds 3 hemen  görünüyor ve anında telefonla bağlanabiliyor.

    Üründe beğendiğimiz bir özellik eş zamanlı çift kanal iletim teknolojisine sahip olması. Bu sayede, iki kulaklığa aynı anda aynı ses kalitesinde senkronize bir kalite sunulabiliyor. Öyle ki video izlerken ve oyun oynarken ses ve görüntü senkronizasyonuna bayılacaksınız.

    Performans

    Kirin A1 işlemcisine ve 14mm sürücülere sahip olan cihaz, başarılı bir performans sunuyor. Sesler gayet net ve müzik dinlemek, bir şeyler izlemek oldukça keyifli. Lakin bass’lar çok da derin değil. Yani kullanıcıyı rahatsız etmiyor. Ama bundan da önemlisi gerçek zamanlı gürültü engelleme modunu aktifleştirebiliyor ve dış sesleri büyük ölçüde bastırabiliyor olmanız.

    Freebuds 3

     Dış sesleri bastırma modu için sol kulaklığa iki kez dokunmak yeterli. Şarkılar arasında geçiş yapmak için de sağ kulaklığa iki kez dokunmak yeterli. Kulaklıkları çıkardığınızda da oynatma işlemi duruyor. Ne yazık ki bazen durmadığı da oluyor.

    Freebuds 3

    Google Glass’dan bildiğimiz dahili kemik ses sensörüne sahip olan Freebuds 3 telefon görüşmelerini benzer ürünlerle kıyasla daha da kaliteli yapabiliyor.  Karşı tarafın sesi gayet iyi geliyor ve arka plan sesleri de pek duymuyorsunuz. Bu önemli bir özellik. Çünkü dış ortamlarda rüzgar ve gürültü filtreleniyor ve ses kalitesinden feragat etmeden kesintisiz bir telefon görüşmesi yapabiliyorsunuz.

    Freebuds 3

    Sonuç

    Freebuds 3 ile tek şarjda 4 saate kadar müzik dinleyebiliyorsunuz. Kulaklıkları şarj kılıfıyla tekrar şarj ederek, toplamda 20 saatlik müzik dinleme keyfine varabiliyorsunuz. Bizim beğendiğimiz bir özellik ise kablosuz şarj pediyle şarj edebilir olması. Ayrıca yeni nesil Huawei telefonlarının ters şarj özelliğini kullanarak da şarj edilebilmesi.

    Huawei ürün ailesi hakkında detaylı bilgi ve satın almak için buraya tıklayın

    Telefon ile vLog çekmek

    Özellikle son yılların trendlerini sorsak birçok kişi “vLog” diyecektir. Gerçekten son zamanlarda baktığımızda çoğu kişinin sırf zevk almak için vLog çektiğini görüyoruz. İnsanlar yaşadıklarını ölümsüzleştirmeyi ya da bunu diğer kişilerle paylaşmayı seviyor. Peki, vLog çekerek gelir elde etmeyen kişilerin, bunun için ayrı bir kamera almasına gerek var mı? Aslında yok. Telefon ile vLog çekmek de mümkün.

    Telefon ile vLog çekmek nasıl oluyor?

    Günümüzdeki telefonlar, özellikle kamera tarafında ciddi bir gelişim gösterdi. Eğer ki güncel bir orta ya da üst segment akıllı telefon modeline sahipseniz birkaç ekstra araç kullanarak oldukça başarılı vLog çekimleri yapabilirsiniz.

    Geniş açılı lense sahipseniz şanslısınız

    Telefonların kameralarının oldukça başarılı olduğunu söyledik. Ancak telefonunuzda geniş açılı lens varsa işiniz daha da kolaylaşacak. Bunun sebebi ise, çevreyi daha geniş bir kadrajla kaydedebilmeniz ve izleyicilerin işini kolaylaştırmanız. vLog için üretilen kameralara baktığınızda da aksiyon kamerası gibi geniş açılı lenslere sahip olduklarını görüyorsunuz. Bunun sebebi de tam olarak bu.

    Selfie çubuğu, küçük bir tripod ve mikrofon

    Eğer ki uzun süreli vLog’lar çekme düşünceniz varsa telefonu sürekli elinizde tutmak sizi yorabilir. Bunun için de selfie çubuğu ve küçük bir tripod işinizi epey bir kolaylaştırcaktır. Sabit olmayan ve sürekli hareket etmeniz gereken çekimlerde selfie çubuğunu kullanarak elinizin daha az yorulmasını sağlayabilirsiniz. Ayrıca uzunluğu ayarlanabilir selfie çubukları, daha uzaktan ve daha geniş görüntüler kaydetmenize yardımcı olur.

    Sabit bir yeri kullanarak vLog çekecekseniz de küçük bir tripod işinizi epey bir görecektir. Böylece tripodu sabitleyip kameranın karşısına geçebilirsiniz. Eliniz de yorulmadan dilediğiniz kadar anlatım yapabilirsiniz.

    Mikrofon tarafına baktığımızda da telefonunuzun mikrofonu kullanmak her zaman sağlıklı olmayabilir. Özellikle gezerek vLog çeken biriyseniz telefonun mikrofonu sizin sesinizi çoğu zaman temiz alamayabilir. Bunun için de kablolu ya da kablosuz yaka mikrofonu veya sabit telefon mikrofonlarını tercih edebilirsiniz.

    Kablosuz yaka mikrofonlarının biraz yüksek fiyatlı olmasından dolayı kablolu yaka mikrofonlarını ya da sabit mikrofonlarını tercih edebilirsiniz. Sabit mikrofon tarafında da telefonlarla uyumlu çalışabilen birçok shotgun tipi mikrofon modeli mevcut.

    Son aşama: Kurgu

    Yapmanız gereken tüm çekimleri yaptınız ve şimdi sıra videoların kurgulanıp montajlanmasında. Bunun için de telefonunuzun gücünün yeterli olması gerekiyor. Güncel akıllı telefon modellerinin neredeyse hepsi bu konuda işinizi görecektir.

    Eğer ki herhangi bir iPhone modeline sahipseniz bu iş için kullanabileceğiniz en doğru program iMovie olacaktır. Apple tarafından geliştirilen iMovie ile birlikte vLog’larınızı oldukça başarılı bir şekilde kurgulayıp montajlayabilirsiniz.

    Android tarafında ise 3. parti uygulamaları kullanmanız gerekiyor. Bu uygulamalar arasında en başarılı olarak Adobe Premiere Rush yer alıyor. Premiere Rush uygulamasını belli bir abonelik ücret ödeyerek kullanabilirsiniz

    Bunun yanı sıra ücretsiz alternatifleri de yok değil. Telefonunuzun uygulama marketinden birçok video düzenleme uygulamasına erişebilirsiniz.

    Redmi 8A için Android 10 müjdesi!

    0

    Redmi’nin uygun fiyatlı akıllı telefon modellerinden biri olan Redmi 8A için Android 10 müjdesi geldi. Geçen kasım ayında en güncel MIUI 11 sürümünü alan telefon, Android 9 Pie işletim sistemi ile çalışıyordu. Ancak, ortaya çıkan Geekbench raporuna göre bu durum kısa süre içinde değişebilir.

    Redmi 8A Android 10 alacak

    Redmi 8A, 2019 Kasım’da aldığı MIUI 11 güncellemesi ile birlikte birkaç yeni özelliğe kavuşmuştu. Ancak buna rağmen telefon, Android 9 işletim sistemiyle çalışıyordu. Yakın zaman önce ise telefon Geekbench’te görüntülendi. Redmi 8A Geekbench skorunda telefonun işletim sisteminin Android 10 olması dikkat çekti.

    En güncel Android sürümü ile birlikte Geekbench testine giren telefon, tek çekirdekte 864 puan alırken, çoklu çekirdekte 3.669 puanlık bir performans sergiledi. Ortaya çıkan Geekbench raporu yüzleri güldürse de Xiaomi, yeni güncelleme için bir tarih açıklamadı.

    6.22 inçlik ekranı HD+ çözünürlük sunan telefon, bizi çentikli bir ekran tasarımı ile karşılıyor. Telefonun önü Corning Gorilla Glass 5 ile korunuyor.

    Gücünü 12 nm üretim teknolojisi ile üretilen 8 çekirdekli Snapdragon 439 işlemciden alan Redmi 8A ülkemizde 2 GB RAM ve 32 GB dahili depolama alanı kombinasyonu ile satılıyor. Aynı zamanda microSD kart girişine sahip olan telefonun hafızası 512 GB’a kadar artırılabiliyor.

    12 Megapiksel çözünürlüğe ve f/1.9 diyafram değerine sahip arka kamera ile gelen Redmi 8A’nın önünde ise 8 Megapiksel çözünürlüğünde bir kamera konumlanıyor.

    Redmi 8A’nın bataryasına baktığımızda ise bizi 5.000 mAh büyüklüğünde bir bataryanın karşıladığını görüyoruz.

    Uygun fiyatlı telefonun 3.5 mm kulaklık girişine ve USB Type-C portuna sahip olduğunu da belirtelim.

    Telefonu satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.

    Ev tozu alerjisine çözüm olan teknolojiler

    Son yıllarda alerjik hastalıkların ciddi bir artış gösterdiğinin sizler de farkındasınızdır. Evimizde, ailemizde ya da çevremizde görebildiğimiz alerjik sorunların ağırlıklı olarak polen ve ev tozu akarına karşı olduğunu söylemek mümkün. Bunun pek çok sebebi var elbette. Tarım ilaçları, gıdalardaki kimyasal katkı maddeleri, artan deterjan kullanımı vs gibi. Alerjik reaksiyonlar tahmin edeceğiniz üzere çocuklarda daha sık görülüyor. Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği tarafından Türkiye’de 5 farklı bölgede 7 bin 500 çocuğun tarandığı araştırma çarpıcı sonuçlar içeriyor. Buna göre alerji sahil kesimindeki illerde daha yüksek oranda görülüyor. Bu bölgelerde her 3-4 çocuktan biri, İç ve Doğu bölgelerimizde 5-6 çocuktan biri alerjik.

    En yaygını ev tozu akarları
    Ev hayvanları alerjisinden polen alerjisine farklı alerjik sorunlar mevcut olsa da son dönemde özellikle ev tozu akarlarına karşı olan alerjik hastalıklar ciddi anlamda artmış durumda. Gözle görülmeyen bir tür böcek olan ve insan derisinden dökülen artıklarla beslenen akarlar, bu nedenle halılarda ve yatak örtülerinde sıkça bulunuyorlar. Sıcak ve nemli ortamları çok seven ve bu ortamlarda hızla çoğalan bu canlılar, alerjiden astıma, pek çok solunum yolu rahatsızlığına neden oluyor. Ev tozu akarlarından kaynaklanan sorunları azaltmak için evdeki tozu azaltmak öncelikli çözüm. Odanın ısısını düşük tutmak, yerde halı bulundurmamak, tüylü oyuncaklar ve toz tutan kumaş kaplı mobilyaları çıkarmak akla ilk gelen çözümlerden. Ev tozu akarlarından kaynaklı alerjik reaksiyonlardaki artış özellikle temizlik segmentinde ev elektroniği geliştiren markaları bu bağlamda ev akarlarına karşı yeni teknolojiler sunma konusunda teşvik ediyor.

    Havayı da temizleyen bir elektrikli süpürge
    Ev tozu akarları ile mücadelede örneğin tozu daha etkili toplayabilen, dağılmasını engelleyen etkili filtresi olan elektrikli bir süpürge ile haftada birkaç kez temizlik faydalı olabilir. Fakir Hausgeräte markasının 2019 yılında sunduğu Fakir Filter Pro Toz torbasız elektrikli süpürge sahip olduğu ESF teknolojisiyle havayı da temizleyen bir cihaz. Filter Pro, havada bulunan ve gözle görülemeyen tozları, partikülleri, bakterileri ve alerjenleri ‘ionizer’ teknolojisi ile yere indirip, 8 filtreden oluşan ESF Teknolojisi ile temizleyerek, yalnızca evi değil havayı da temizliyor. Cihaz içinde kullanılan ionizer ile ortama çıkış havası beraberinde negatif ionlar yayılıyor. Ortam havasında bulunan ince tozlar, organizmalar, polenler, alerjenler ve zararlı maddeler negatif ionlar ile birleşiyor. Birleşme sonucu nötrlenen ve ağırlaşan partiküller zemine düşürülerek ortam havası zararlı ve kirli maddelerden büyük ölçüde arındırılarak daha temiz ve ferah bir yaşam ortamı oluşturuluyor. Cihaz, 4,5 litre kapasiteli geniş ve ergonomik toz haznesi sayesinde tozlar kolaylıkla boşaltılabiliyor. Bunu da eklemiş olayım.

    Ev akarlarını yok etmenin yolu yüksek ısı uygulamak
    Evimizin içindeki tekstil ürünleri kadar üzerimizdeki kıyafetleri de ev tozundan arındırmak alerjik reaksiyonlarla mücadelede diğer kritik konu. Gözle görülemeyen, sadece mikroskobik inceleme ile belirlenebilen canlılar olan ev akarları giysilerde de bulunuyor. Proteinden oluşan bu canlıları yok etmenin en etkili yolu ise, yüksek ısı uygulamak. Bu noktada LG’nin çamaşır makinelerinde sunduğu Steam özelliğine bir parantez açmak gerek bence. LG markalı çamaşır makinelerinde bulunan bu özellik ile, alerjik reaksiyonlara neden olan ev akarlarını ve enfeksiyonlara neden olan bakterileri yüzde 99,9’a varan oranda yok ediyor. LG Steam özelliğine sahip çamaşır makineleri, tamburun tamamına, ev akarlarını yok etmek için optimal ısı olan 60 derecede buhar veriyor. LG Steam teknolojisinin alerjenleri yüzde 99,9’a varan oranda yok ettiği, Allergy UK ve Intertek gibi uluslararası saygın laboratuvarların yanı sıra, Türkiye’de de Sağlık Bakanlığına akredite olan, bağımsız laboratuvar Ekoteks’ten de tasdik edilmiş.

    Bir diğer çözüm hava temizleyiciler
    Havadaki alerjen ve zararlı maddeleri temizlemek için sunulan diğer teknolojik gereçler hava temizleyici fanlar. Bu kategoride Dyson’un başarılı ürünleri olduğunu söyleyebilirim. Örneğin Dyson Pure Hot+Cool’un havayı temizleyen ısıtıcı fanı iç alandaki zararlı maddeleri tespit ediyor ve 0,1 mikron kadar küçük olan zararlı partiküllerin yüzde 99,95’ini hapsediyor. Havadaki zararlı gazları otomatik olarak algılayan cihaz, dengeli bir hava akışı için Air Multiplier teknolojisi kullanıyor ve termostat ısı kontrolüyle otomatik olarak odayı hedef sıcaklıkta tutuyor. Dyson’un kişisel hava temizleyicisi Dyson Core Flow teknolojisiyle kişisel kullanıma uygun olarak tasarlanmış bir ürün. HEPA filtresiyle partikülleri yok ederek kişisel alandaki havayı temizleyen ürün, hava kontrol mekanizmasıyla düzenli olarak arıtılmış hava akışı oluşturuyor ve hava akışını tam olarak ihtiyacınız olan yere yönlendirmenizi olanak sunuyor.

    Belleklerimizden Silinmeyen Retro Oyunlar

    Zamansız klasikler, görünümü eski ama duygusu taze görüntüler… Belleklerimizden silinmeyen retro oyunlar ile mobil cihazlarınızı renklendirmeye ne dersiniz?

    E-Postada güvenli alternatif: ProtonMail

    Teknoloji şirketlerinin kullanıcı verilerini pazarlaması ve gizlilik ihlâline varan istismarların yaşanması, güvenli iletişim alternatiflerine yönelişi hızlandırdı. Bu noktadan hareketle, uçtan uca şifreleme teknolojisiyle güvenli iletişim sağlayan ProtonMail’e gelin yakından bakalım.

    İletişimde güvenlik hepimiz için en önemli konuların başında geliyor. Ücretsiz olarak bize sunulan birçok e-posta ve sosyal medya servisinin kişisel bilgilerimizi işlediğini, reklâmcılarla hatta seçim kampanyası yöneten, bireylerin algısını değiştirmek için hizmet veren şaibeli şirketlerle paylaştığını biliyoruz.

    Sadece gönderici ve alıcı arasında

    İşte bu noktada güvenli iletişim alternatifleri ön plana çıkıyor. Bu yazıda size bahsedeceğim ProtonMail, güvenli elektronik posta servisi sunma amacıyla kurulmuş bir girişim. E-Posta mesajları ve kişisel bilgilerin uçtan uca şifreleme teknolojisiyle gönderici ve alıcı arasında yol aldığı ProtonMail, 2013’te Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi tesislerinde Jason Stockman, Andy Yen ve Wei Sun tarafından kuruldu.

    ProtonMail

    Ücretsiz ve şifrelenmiş e-posta servisi

    İlk kez 16 Mayıs 2014 tarihinde hizmete sunulan ProtonMail, ücretsiz ve şifrelenmiş e-posta servisi olarak tanımlanabilir. Sıfır bilgi ispatı (Zero-Knowledge proof) sistemi ile tasarlanan bu servis, Gmail ve Outlook web posta gibi klasik sistemlerden farklılaşıyor. ProtonMail ile haberleşme sağlandığında, alıcı ile gönderici arasındaki yazışmalar kriptolu olarak gönderiliyor. Bu sayede yazışmalar sadece gönderici ve alıcı tarafından okunabiliyor.

    Yüksek düzeyde şifreleme teknolojisi

    ProtonMail, açık kaynaklı OpenPGP şifreleme protokolü ile birlikte AES ve RSA uygulamalarını kullanarak kullanıcı gizliliğini sağlıyor. Kullandıkları tüm şifreleme kütüphanelerinin açık kaynaklı olduğunu belirten servis, buna dayanarak bu şifreleme algoritmalarının arka kapıları bulunmadığını garanti ediyor.

    ProtonMail

    Kullanıcı bilgileri ve IP’si kaydedilmiyor

    Klasik e-posta servislerinden farklı olarak izleme bilgilerini kaydetmediğini ve varsayılan olarak hesaplarda oturum açmak için kullanılan IP adresleri gibi meta verileri saklamadığını belirten ProtonMail yöneticileri, şifrelenmiş e-postaları okumalarının mümkün olmadığını belirtiyor. ProtonMail, kullanıcı verilerine ulaşmadığı için hedeflenmiş reklâmlar da sunmuyor.

    ‘Kendi kendini ihma eden e-posta’

    Kullanıcılar ProtonMail’de isterse geçici e-postalar da gönderebiliyor. ‘Kendi kendini imha eden e-posta’ olarak tanımlayabileceğimiz geçici e-posta iletileri, belirlenen süre geçtikten sonra kendiliğinden imha edilebiliyor. Bu özellik hem güvenlik hem de e-posta kotanızın dolmasını önlemek için kullanılabilir. Zira ProtonMail, ücretsiz versiyonda 500 MB gibi kısıtlı bir depolama alanı sunuyor.

    ProtonMail

    ABD ve AB’nin yargı yetkisinin dışında

    İsviçre Federal Veri Koruma Yasası (DPA) ve İsviçre Federal Veri Koruma Yönetmeliği (DPO) kapsamında faaliyet gösteren ProtonMail, bu açından ABD ve AB’nin yargı yetkisinin dışında kalıyor. Şirket, Cenevre Kanton Mahkemesi veya İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi’nden gelecek kararlara ise uymak zorunda. İsviçre merkezli QuoVadis Trustlink Schweiz AG şirketinin SSL altyapısını kullanan ProtonMail, bu açıdan da ABD ve AB’nin devlet kurumlarının kontrolünde olmadığını garanti ediyor.

    1000 metre derinlikte veri merkezi

    ProtonMail’in veri merkezi, nükleer saldırılara bile dayanıklı olarak tasarlanan 1000 metrelik granit kayaların altında konumlanmış durumda. 20 milyondan fazla kullanıcısı bulunan ProtonMail, kullanıcılara ait mesajların kriptolu olduğu için kendileri tarafından bile görülemediğini belirtiyor. ProtonMail’de başlangıç seviyesindeki temel hesap ücretsiz. Ancak daha gelişmiş özellikler için ücretli paketlere geçmek gerekiyor.

    ProtonMail

    Daha fazla gizlilik için ProtonVPN

    Hesap açmak için klasik e-posta servisleri gibi kişiler bilgiler talep etmeyen ProtonMail, kullanıcılara internet bağlantılarını şifrelemek için de ProtonVPN adlı bir hizmet sunuyor. ProtonVPN ile kullanıcılar iletişim sırasında ve web gezintilerinde daha fazla gizliliğe sahip oluyor. ProtonVPN servisi, e-posta servisinde olduğu gibi başlangıç düzeyinde ücretsiz. Ancak daha fazla özellik içeren ücretli versiyonu da bulunuyor.

    Sorularınız olursa yorumlara yazabilirsiniz

    Bu yazıda güvenli elektronik posta servisi sunan ProtonMail’i inceledik. Uçtan uca şifrelemeli haberleşme için ideal bir çözüm sunan ProtonMail’i alternatif haberleşme kanalı olarak değerlendirebilirsiniz. Konuyla ilgili sorularınız olursa, aşağıdan yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.

    Twitter’da beni takip edin: https://twitter.com/melihbayramdede

    YouTube kanalıma abone olun: https://www.youtube.com/c/melihbayramdede


    MediaTrend’de yayınlanan diğer yazılarıma göz atmak ister misiniz?

    Sinema keyfinizi katlayacak ‘soundbar’ önerileri

    Sinema keyfinizi katlayacak ‘soundbar’ önerileri

    Sinema keyfinizi katlayacak ‘soundbar’ önerileri

    Google arama sonuçları tasarımı tekrar değişecek!

    0

    Google, bir süredir test ettiği arama sonuçları tasarımını yakın zaman önce kullanıcıların beğenisine sundu. Google arama sonuçları ile ilgili yapılan tasarım değişikliği için kullanıcılardan gelen geri bildirimlere kulak verildi. Şirket, attığı tweet dizisi ile kullanıcılara yeni değişikliği müjdeledi.

    Google arama sonuçları tasarımı tekrar değişecek

    Teknoloji devi Google, tüm dünyada en çok kullanılan arama motorunun da sahibi. Google arama motoru, her gün milyonlarca kişi tarafından kullanılıyor. Şirket de kullanıcı deneyimini iyileştirmek için zaman zaman tasarım değişiklikleri yapıyor. Son yapılan tasarım değişikliği ile birlikte, arama sonuçları ekranındaki web sitesinin linki ve ikonu üste taşınmıştı. Site başlıkları ve açıklama metinleri ise altta konumlandırılmıştı.

    Kullanıcılar bu tasarımı oldukça karmaşık buldu. Bunun sebebi ise reklamlarla arama sonuçları arasında ayrım yapmakta zorlanılması olarak açıklandı.

    Google da yayınladığı bir tweet dizisi ile yeni değişiklikler yapmaya hazır olduklarını söyledi.

    Bu arada söz konusu tasarım uzun bir süredir mobil kullanıcılar tarafından kullanılıyor. Google da açıklamasında bu tasarımın mobil taraftaki kullanıcılar tarafından olumlu karşılanmış olmasına değindi. Ancak yine de kullanıcıların yeni tasarım hakkındaki fikirlerini duyduklarını belirten şirket, Arama kısmını her zaman daha iyi hale getirmek için çalıştıklarını ve bu yüzden ikonlar için yeni yerleşim seçeneklerini denemeye başlayacaklarını söyledi.

    Yeni nesil Galaxy Fold için yeni detaylar sızdırıldı

    0

    Samsung, ilk katlanabilir telefon modelini 2019 yılında karşımıza çıkardı. Ekranında yaşanan talihsizliklerin ardından belirli ülkelerde satışa çıkan Galaxy Fold’un ardından şirket, çalışmalarına hız kesmeden devam etti. Galaxy Fold modelinin yeni nesli için de sızıntılar ortaya çıkmaya başladı. Yeni nesil Galaxy Fold, Galaxy Fold 2 ismiyle, 2020 yılının ikinci çeyreğinde karşımıza çıkacak.

    Yeni nesil Galaxy Fold geliyor

    Samsung Galaxy Fold, kitap gibi katlanabilen bir yapıya sahip. Şirket aynı zamanda dikey katlanan Galaxy Z Flip modelini de yakın zamanda karşımıza çıkarmaya hazırlanıyor.

    Yaptığı sızıntılarla dikkat çeken Max Weinbach bu kez Galaxy Fold halefi ile ilgili tahminlerde bulundu. Weinbach’a göre, yeni nesil Galaxy Fold 2020 yılının ikinci çeyreğinde tanıtılacak. Bu arada Galaxy Z Flip modelinin ise Unpacked 2020 etkinliğinde tanıtılması bekleniyor.

    Galaxy Fold 2 ile ilgili ortaya çıkmış detaylar arasında ekran büyüklüğü yer alıyor. İddialara göre, telefon 8 inçlik bir ekran ile karşımıza çıkacak. İlk nesil Fold’un açıldığında 7.3 inçlik bir ekrana sahip olduğunu hatırlatalım.

    Samsung’un telefonun dayanıklılığını artırmak için menteşe tasarımını geliştireceği düşünülüyor. Aynı zamanda ekranda oluşacak çiziklerin en aza indirilmesi için çok ince bir cam tabakası da kullanılacak.

    Samsung’un Note ailesinde kullandığı S Pen kalemi, Galaxy Fold 2 modelinde de karşımıza çıkabilir.

    Donanım tarafında çıkan detaylara baktığımızda ise, telefonun gücünü Snapdragon 865’ten alacağı söyleniyor. Bu işlemci hem ABD’de hem de uluslararası pazarlarda satışa çıkan Fold 2 modelinde kullanılacak. İşlemci sayesinde Fold 2, 5G desteğine sahip olacak.

    Galaxy S20 Ultra modelinde kullanılacak kamera kurulumunun Fold 2’de de kullanılması bekleniyor. Burada karşımıza 108 Megapiksel çözünürlüğünde bir ana kamera çıkabilir. Diğer kameralar ise 48 Megapiksel çözünürlüğünde periskop lens ve 12 Megapiksel çözünürlüğünde ultra geniş açılı lens olarak sıralanıyor. Ön kamerada ise beklentiler 40 Megapiksellik bir kameranın kullanılacak olması.

    Yeni nesil Fold‘dan bahsetmişken Samsung’un gelecek planlarına da göz atmak gerekiyor. Şirketin önümüzdeki yıllarda Galaxy S serisi ile Note serisini birleştirmek gibi bir planı olduğu sızdırılmıştı. Böylece her yılın ilk çeyreğinde tek bir amiral gemisi ailesi tanıtılacak. Galaxy Fold’a yapılacak olan S Pen eklentisi de bu planların bir göstergesi diyebiliriz. Şirket, bu hamle ile piyasayı test ediyor olabilir. Gelecek tepkilerin ardından Note serisinin geleceğine karar verilecek diyebiliriz.

    Galaxy S20 kılıfları, render görüntüleri ile karşınızda!

    0

    Samsung S ailesinin en yeni üyeleri, 11 Şubat günü düzenlenecek Unpacked 2020 etkinliği ile tanıtılacak. Tanıtıma 1 aydan kısa süre kala, aile hakkında çıkan sızıntılar da hız kesmeden devam ediyor. Son olarak Galaxy S20 kılıfları ile ilgili render görüntüler ortaya çıktı.

    Galaxy S20 kılıfları nasıl olacak?

    Galaxy S20 kılıfları ile ilgili sızdırılan görüntülerde üç farklı kılıf tasarımı karşımıza çıkıyor. Bunlardan biri standlı versiyon. Diğer kılıflar ise kapaklı tasarıma sahip. Samsung’un alıştığımız Clear View kapak tasarımı ortaya çıkan görüntülere göre, Galaxy S20’de de kendini gösterecek. Aynı zamanda LED göstergeli bir kılıfın da model ailesi ile birlikte hayatımıza girmesi bekleniyor. Ayrıca bu kılıfın gerçek LED’lere sahip olacağı da çıkan sızıntılar arasında.

    Daha önce sızdırılan Galaxy S20 kasa tasarımı ile kılıfların eşleştiğini söyleyebiliriz. Bu da kılıfların gerçekliğine işaret ediyor.

    Şimdilik üç adet farklı kılıfın render görüntüleri yayınlansa da resmi kılıfların üç adet ile sınırlı kalmayacağı söyleniyor. Bunu da telefonlar tanıtıldıktan sonra göreceğiz.

    Samsung’un 11 Şubat’ta düzenleceği etkinlikle ile birlikte birçok sis perdesi aralanacak. Ailenin yeni nesil katlanabilir telefonu Galaxy Z Flip ile birlikte yeni nesil kablosuz kulaklık modeli Galaxy Buds Plus’ın da bu etkinlikte tanıtılacağı söyleniyor.

    Apple, yeni iMac tasarımı için patent başvurusu yaptı

    0

    Apple’ın ikonik cihazları arasında sayabileceğimiz iMac için yenileme çalışmaları başladı. Apple ekosisteminin All-in-One bilgisayarının tasarımında önemli bir değişiklik yapılacak gibi duruyor. Apple yeni iMac tasarımı için ABD Patent ve Ticari Marka Ofisi’ne başvuruda bulundu.

    Apple yeni iMac tasarımı üzerinde çalışıyor

    Apple yeni iMac tasarımı için bir patent başvurusunda bulundu. Yapılan başvuruda iMac’in temel formunun korunacağı görünüyor. Ancak, alt kısmı kavisli yapıda olacak. Ekranı tutmak için camın arka tarafında ise bir destek kullanılacak. iSight kamerasının ekrandaki yerinin ise sabit kalacağı söyleniyor. Tasarımın bu haliyle bir MacBook’u andırdığını da söyleyebiliriz. Aynı zamanda bu patentte klavyenin de gövdeye bağlı olduğunu görüyoruz.

    Bilgisayarın yapılandırmasını kolaylaştırmak isteyen Apple, kavisli kısmın ayarlanabilir olmasını istiyor. Buradaki kavisi düzleştirmek özellikle paketleme ve nakliye durumlarında oldukça önemli. Aynı zamanda bilgisayar bu şekilde açıldığında daha az yer kaplayacaktır.

    Apple, haftalık olarak çok sayıda patent başvurusu yapıyor. Ancak, bu patentlerin üretime geçip geçmeyeceğini tabii ki garanti etmiyor. Şimdilik bu görseller ve patent başvurusu yeni iMac tasarımı için heyecan verici olsa da ilerleyen yıllarda bu tasarım detaylarının ne kadarını gerçekte göreceğimiz belirsiz.