Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 268

    Lego Fortnite İnceleme

    0

    Lego meraklısı oyuncular için ekran başında oynayabilecekleri yeni bir Lego oyunu var. Lego Fortnite ile büyüleyici Lego dünyasının kapısını hayatta kalmak için aralayabilirsiniz.

    Lego serisi geçmişten günümüze farklı konseptlerde onlarca oyun ile karşımıza çıktı. Muhtemelen hemen aklınıza gelecek olanı da Lego Star Wars özelinde yaptıkları işler olacaktır. O kadar niş ve o kadar muazzam bir marka ki Lego, elini neye atsa sevdiğimiz popüler kültür ürünlerinden harika ve bambaşka ürünler çıkartıyor.

    Örneğin ben Fortnite ile yakından uzaktan alakalı biri değilken oturdum ve Lego Fortnite oynadım. Neden? Çünkü çok eğlenceli! Bir de böyle bir durumu var Lego tarafının. Duruşu ve mizacı ile inanılmaz bir eğlence unsurunu, esprileri ve tatlılığı üzerinde taşıyor. Komiklikler ve şakalar eşliğinde eğlenerek “bir çocuk gibi” zaman geçiriyorsunuz. 40 yaşına gelmiş biri olarak oyun dünyasında artık çoğu oyundan keyif almadan inceleme yapan biriyim ve bu mentalimi kırabilen yegane oyunlar genelden Lego ortaklığı ile yapılanlar oluyor. Eğlenceli ve keyifli deneyimlerin beni beklediğini bilerek başlıyorum Lego oyunlarına.

    Lego Fortnite oyunu da bize dev bir açık dünyada hayatta kalma usulü bir oynanış sunuyor. Etraftan taş toplayıp ateş yakarak başladığımız benzer en az 50 tane oyun görmüşsünüzdür son 10 yılda. Peki Lego neler katabilmiş ve nasıl bir değişim ortaya çıkmış, bu benim en merak ettiğim kısımdı oyuna başlarken. Lego adım attığı her oyun evreninde kendine özel bir iletişim dili, eğlence anlayışı kullanan ve bundan hiç vazgeçmeyen bir firma.

    Lego Fortnite karşımıza bilindik hayatta kalma oyunlarında yer alan mekaniklerle çıkıyor. Belli gereksinimleri karşılamak için çevrede yer alan temel malzemelerden yararlandığımız, bu malzeme çeşitlerinin zaman içinde daha da genişlediği ve tek başınıza oynamaktan çok arkadaşlarınızla oynamanın iş bölümü ve eğlence açısından katlanarak çoğaldığı bir ivme sunuyor.

    Sadece malzeme toplayarak ürün ağacını geliştirmiyor, aynı zamanda çevreyi genişleterek ilerlediğiniz bir süreçte deneyim bazlı büyümeyi de görebiliyorsunuz. Heyecan arttıkça daha geniş alanda daha zorlu düşmanlarla mücadele imkanı da ortaya çıkıyor. Daha değerli ve zor bulunan materyallere erişim için daha fazla efor sarf etmeniz de doğası gereği ortaya çıkan bir durum oluyor.

    Topladığınız eşyalarla üretime yönelik makineler yapabiliyor, ürün tedarik zinciri benzeri bir yapıya dönerek oyunun nasıl detaylandığını gözlerinizle görebiliyorsunuz. Üretime yönelik geliştirmelerle birlikte oluşturduğunuz size ait yerleşkenin seviyesini de geliştirebiliyorsunuz. Her geliştirme beraberinde yeni seçenekleri de getiriyor. Ne kadar çok zaman harcar ve gelişirseniz o kadar işleri ileri götürebiliyorsunuz. Co-op yapısında arkadaşlarınızla birlikte iş bölümü ve görev dağılımı yaptıktan sonra yerleşkenizin de gelişimi ile çok hızlı şekilde oyunda yeni içeriklere ulaşmanız olası. Farklı oyunlardaki zor ilerleme mekaniklerine göre burada daha güvende ve sağlıklı bir denge kurulmuş. Oynanış ve ihtiyaçlar açısından güçlendikçe hayatta kalma eğriniz artıyor ve daha geniş alanlarda ilerlemeye yönelik aksiyonlar alabiliyorsunuz.

    Daha geniş alanlara açılırken düşmanlarla da karşılaşıyorsunuz. Elinizde bulunan taş kırmak ya da ağaçlar için kullandığınız balta ve kazma ile bu arkadaşlara saldırabiliyorsunuz. Kılıç gibi daha işe yarayacak şeyler her zaman ilk tercihiniz olsun. Daha ileri geliştirmelerde düşmanları uzaktan yok edecek opsiyonlara da erişiyorsunuz.

    Yapısal olarak Fortnite tabanı üzerine Lego kültürünü oturtan oyun eğlenceli ve harika bir fikir unsuru olarak karşımızda duruyor. Genel olarak optimizasyon, grafikler, ses, atmosfer gibi unsurlarda oldukça başarılı fakat oyun deneyimin ötesinde şuan içerik ve kapsam olarak biraz geride. Zamanla oyuna dahil olacak Lego fikirlerini, konseptlerini düşündüğümüzde oyunun önünün baya açık olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

    Arkadaşlarınızla hoşça vakit geçirmek ve biraz olsun keyifli, stresten uzak oyun deneyimi istiyorsanız Lego Fortnite’ı öneririm. Oyunun ücretsiz olarak oynanabilmesi de cabası elbette.

    Elektrikli Araç Satın Almanın Doğru Zamanı mı?

    Elektrikli araç lar, günümüzde sürdürülebilir ve çevre dostu bir geleceğe doğru atılan önemli adımlardan biridir. Benzin veya dizel yakıt kullanmak yerine elektrik enerjisini kullanan bu araçlar, hem çevreyi korurken hem de daha düşük işletme maliyetleri sunarak avantaj sağlamaktadır.

    Peki, elektrikli araç satın almanın doğru zamanı mı sizce? Bu makalede, sizlere elektrikli araçların ne olduğunu ve avantajlarını anlatırken aynı zamanda satın alma kararınızı vermeden önce düşünmeniz gereken faktörler hakkında bilgi vereceğim. Öyleyse gelin beraber keşfedelim!

    Elektrikli Araç Nedir?

    Elektrikli araçlar, geleneksel içten yanmalı motorlara sahip olan arabalardan farklı olarak elektrik enerjisiyle çalışan taşıtlardır. Bu araçların temelinde bir veya birden fazla elektrik motoru bulunur ve enerjiyi depolamak için genellikle lityum-iyon piller kullanılır. Elektrikli araçlar, bataryalarını şarj edebilen bir dizi kaynaktan güç alabilirler – evdeki prizlerden veya halka açık şarj istasyonlarından.

    Elektrikli araçlar hem tamamen elektrik ile çalışabilen modelleri hem de benzin veya dizel motorla desteklenen hibrit modelleri içerebilir. Tamamen elektrikle çalışan modeller, sadece bataryayı şarj etmek için harici bir gücü kullanırken, hibrit modeller hem yakıt hem de elektrik enerjisini kullanarak daha yüksek verimlilik sağlamaktadır.

    Bir diğer önemli nokta ise elektrikli araçların sessiz ve titreşimsiz olmasıdır. İçten yanmalı motorlarda olduğu gibi patlama sesleri olmadığından çevredeki gürültü seviyesini azaltır ve sürücülere daha konforlu bir yolculuk deneyimi sunar.Elektrikli araç

    Elektrikli Araçların Tarihi

    Gelin isterseniz şimdi de elektrikli araçların tarihine bir göz atalım. Elektrikli araçlar (EV), çağımızın en önemli teknolojik gelişmelerinden biri olarak kabul edilirken, aslında kökleri 19. yüzyıla dayanmaktadır. İlk elektrikli araçların icadı veya orijinal fikri Thomas Davenport’a atfedilebilir. Amerikalı bu mucit, 1834 yılında elektrik motorunu kullanarak bir dört tekerlekli aracı hareket ettirme konseptini başarılı bir şekilde gösterdi. Ancak, bu ilk prototiplerin yardımıyla büyük ölçekli üretim ve başarılı bir ticari dağıtım elde etmek bir hayli zordu.

    yüzyılın başlarında, elektrikli otomobiller bukleli yolculuğun ön plana çıktığı kısa bir dönem boyunca büyük bir popülerlik kazandı. İçten yanmalı motorların (ICE’ler) gelişmesiyle birlikte, bu otomobiller hızla tercih edilen ulaşım aracı oldu. 1912’deki elektrikli otomobillerin fiyatlarının düşmesine karşın, Ford Model T’nin ucuz ve geniş çapta üretimi elektrikli otomobillerin hızla popülerliğini azalttı.

    Ancak 1960’ların ve 70’lerin enerji krizleri, elektrikli araçların potansiyelini yeniden göz önüne serdi. Sınırlı ve politik olarak karışık fosil yakıt kaynaklarına olan bağımlılığın farkına varan araştırmacılar ve politikacılar, daha sürdürülebilir ve çevre dostu ulaşım alternatiflerine doğru bir dönüşümün gerekliliğini belirttiler.

    Bataryanın Önemi Tartışılmaz

    Bu yeni ilgi, daha büyük ve daha verimli batarya teknolojilerinin geliştirilmesinde büyük bir hızlandırıcı oldu. Genellikle lityum temelli bu bataryalar, elektrikli araçları ICE’lerle aynı otoyollar ve caddelerde rekabet edebilecek bir seviyeye getirebilecek kapasite ve enerji yoğunluğunu sunmaktadır.

    Yüzyıl, elektrikli araçların hızla evrim geçirdiği bir dönemi işaret eder. Tesla’nın 2008’de ilk yol otomobili olan Roadster’ı piyasaya sürmesi, elektrikli araç endüstrisinde bir dönüm noktası oldu. Bu otomobil, sadece elektriği kullanarak 200 milin üzerinde bir menzile ulaşabiliyordu.

    Günümüzde, birçok otomobil üreticisi elektrikli modeller sunuyor ve hükümetler dünya genelinde temiz enerjiyi teşvik etmek için düzenlemeler ve teşvikler sunuyor. Bu gelişmeler, elektrikli araçların gelecek yıllarda daha geniş bir alana yayılmasını bekleyebileceğimiz anlamına geliyor. Nihai hedef, karbon emisyonlarını azaltmak ve iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmektir. Kendinden emin bir şekilde söyleyebiliriz ki, elektrikli araçların tarihi hem eski hem de gelecek vaat eden bir tarihtir.

    Elektrikli Araçların Avantajları ve Dezavantajları

    Elektrikli araçlar, günümüzün çevre dostu ulaşım seçeneklerinden biridir. Bu araçların avantajları ve dezavantajları hakkında daha fazla bilgi edinmek önemlidir.

    Avantajlarından biri, elektrikle çalıştıkları için düşük emisyonlu taşıma sağlamalarıdır. Elektrikli araçlar fosil yakıtlara ihtiyaç duymaz ve bu da sera gazı salınımını azaltır. Böylece çevreye daha az zarar vererek temiz bir gelecek için adım atabilirsiniz.

    Diğer bir avantaj ise enerji maliyetlerindeki tasarruftur. Elektriğin benzin veya dizel gibi geleneksel yakıtlardan daha ucuz olması, uzun vadede tasarruf sağlar. Ayrıca bazı bölgelerde elektrikli araç sahiplerine vergi indirimleri veya teşvikler sunulmaktadır.

    Ancak elektrikli araçların dezavantajları da göz ardı edilmemelidir. Birincisi, şarj altyapısının henüz tam olarak yaygınlaşmamış olmasıdır. Uzun yolculuklarda şarj istasyonlarının sınırlılığı sorun yaratabilir.

    Bunun yanında elektrikli araçların pil ömrü de dikkate alınmalıdır. Pil teknolojilerinin gelişmesine rağmen, bataryalar hala sınırlı bir ömre sahip olabilir.

    Düşük Emisyonlu Ulaşımın Önemi

    Günümüzde çevre konusu, giderek daha fazla önem kazanmaktadır. İklim değişikliği ve hava kirliliği gibi sorunlar, sürdürülebilir bir gelecek için acil çözümler gerektirmektedir. Bu bağlamda düşük emisyonlu ulaşım, büyük bir öneme sahiptir.

    Elektrikli araçlar bu açıdan oldukça cazip seçenekler sunmaktadır. Geleneksel içten yanmalı motorlara göre çok daha az karbondioksit salınımına neden olan elektrikli araçlar, temiz bir enerji kaynağı kullanarak çalışır. Böylelikle havayı kirletme riskini minimize ederler.

    Ayrıca elektrikli araçların sessiz çalışması da avantajlarından biridir. Motor gürültüsünün olmadığı bu araçlar, şehrin sokaklarında sessiz ve sakin yolculuk imkanı sunar. Hem kullanıcıya hem de etraftaki insanlara daha iyi bir yaşam kalitesi sağlanmasını amaçlayan elektrikli araçlar, çevreye duyarlılık bilincinin artmasına da katkıda bulunur.Elektrikli araç

    Elektrikli Araç Satın Almadan Önce Düşünülmesi Gerekenler

    Elektrikli araç satın almak, çevre dostu bir alternatif olmasının yanı sıra tasarruf sağlamak için de cazip bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, bu önemli bir karar ve dikkatlice düşünülmesi gereken bazı faktörler bulunuyor.

    1. Araştırma yapın: Elektrikli araçların farklı modelleri ve markaları mevcuttur. Satın alma kararı vermeden önce, piyasada sunulan seçenekleri detaylı bir şekilde incelemek önemlidir.

    2. Menzil dikkate alınmalıdır: Elektrikli araçlar, benzin veya dizel motorlu araçlara kıyasla daha sınırlı menzile sahip olabilirler. Bu nedenle günlük ihtiyaçlarınıza uygun olan bir menzile sahip olan bir model seçmek önemlidir.

    3. Şarj istasyonlarına erişim: Evde şarj imkanınız varsa bu büyük bir avantajdır ancak şehir içindeki kamu şarj istasyonlarına da erişiminizin kolay olması önemlidir.

    4. Maliyet analizi yapılmalıdır: Elektrikli araçların genellikle daha düşük işletme maliyetleri vardır ancak satın alma fiyatının yüksek olabileceği unutulmamalıdır. Satın almadan önemce maliyet analizi yapmak sizin için en doğrusu olacaktır.

    Kullanılabilir Bütçe ve İhtiyaçlar

    Elektrikli araç satın almayı düşünen herkesin, kullanılabilir bütçe ve kişisel ihtiyaçları göz önünde bulundurması son derece önemlidir. Elektrikli araçların fiyatları, geleneksel içten yanmalı motorlu araçlardan biraz daha yüksek olabilmektedir. Ancak, elektrikli araçlar için devlet teşvikleri ve vergi indirimleri gibi finansal destekler mevcuttur.

    Bununla birlikte, herkesin farklı ihtiyaçlara sahip olduğunu unutmamak gerekir. Elektrikli araba satın alma kararı vermeden önce sürüş alışkanlıklarınızı değerlendirmeniz önemlidir. Günlük seyahat mesafeleriniz ne kadar? Şehir içi veya şehirlerarası yolculuklar yapıyor musunuz? Bu soruların cevaplarına göre hangi tür elektrikli aracın sizin için en uygun olduğuna karar verebilirsiniz.

    Ayrıca, evinizde uygun bir şekilde şarj altyapısı sağlamak da önemlidir. Ev tipi duvar prizinden hızlı şarj istasyonuna kadar çeşitli seçenekler vardır. Kullanım kolaylığı ve erişilebilirlik açısından bu faktörlere dikkat etmek gerekmektedir.

    Son olarak, bakım maliyetleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Elektrikli araçların bakım maliyetleri normal araçlarımıza göre daha pahalı olabilir alacağınız aracın modeline karar verdikten sonra servis konusunda biraz araştırma yapmalısınız.

    Doğru Zaman Geldi mi?

    Elektrikli bir araç satın almak için doğru zaman geldi mi ? Bu sorunun yanıtı, kişisel tercihlerinize ve ihtiyaçlarınıza bağlı olarak değişebilir. Elektrikli araçlar, çevre dostu olmaları ve düşük emisyonlu ulaşım sağlamaları nedeniyle giderek daha popüler hale gelmektedir. Ancak, herkes için doğru zaman farklı olabilir.

    Elektrikli araçların avantajlarından bazıları şunlardır: yüksek performans, sessiz sürüş deneyimi ve düşük işletme maliyetleri. Ayrıca, fosil yakıtların azaltılmasıyla çevreye katkısı da oldukça büyük. Bununla birlikte, dezavantajları da göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, elektrikli araçların menzili henüz benzin veya dizel motorlu araçlara kıyasla daha sınırlı olabilir.

    Düşük emisyonlu ulaşıma olan talep arttıkça otomobil üreticileri de elektrikli araç teknolojisine yatırım yapmaktadır. Araştırma yapılmadan önce bu konuda bilgi edinmek önemlidir. Elektrikli bir aracın size uygun olduğuna karar vermeden önce kullanılabilir bütçenizi ve ihtiyaçlarınızı dikkatlice değerlendirmeniz gerekir.Toog

    En Popüler Elektrikli Araç Modelleri

    Elektrikli otomobil dünyası hızla gelişiyor ve birçok otomobil üreticisi farklı fiyat aralıklarında çeşitli modeller sunuyor. İşte 2023 itibariyle en popüler elektrikli araç modellerinden bazıları:

    Toog: Aralık 2019’da tanıtılan iki model olan T10X ve T10S, 314 ve 523 km (195 ve 325 mil) menzil seçeneklerine sahip tamamen elektrikli araçlardır. Togg, 2030 yılına kadar 5 farklı model üretmeyi planlıyor. Ayrıca üretici, 10 yıl sonunda Avrupa ülkelerine 1 milyon araç ihraç etmeyi hedefliyor.

    Tesla Model 3: Tesla’nın başarısı, Model 3 ile zirveye ulaştı. Model 3, kesintisiz performansı, geniş kapsamlı özerk sürüş özellikleri ve 350 milin üzerinde bir menzile sahip olmasıyla ünlüdür.

    Nissan Leaf: Nissan Leaf uzun süre boyunca en çok satan elektrikli araç unvanına sahip olmuştur. Kullanıcı dostu teknolojisi ve uygun fiyatı onu çok tercih edilen bir model yapmaktadır.

    Chevrolet Bolt EV: Bu kompakt elektrikli otomobil, 250 milin üzerinde menzil sunuyor ve çok yönlü bir geçiş aracı olarak dikkat çekiyor.

    Audi e-Tron: Audi’nin lüks elektrikli SUV modeli e-Tron, güçlü performans ve zarif tasarımı sayesinde en popüler lüks EV’lerden biridir.

    Hyundai Kona Electric: Bu model, 250 milin üzerinde bir menzil ve düşük bir başlangıç fiyatı sunarak mükemmel bir değer teklif eder.

    BMW i3: BMW’nin bu elektrikli modeli, markanın karakteristik sürüş dinamikleri, inovatif tasarımı ve yüksek kaliteli iç mekanı ile dikkat çeker.

    Porsche Taycan: Taycan, elektrikli bir aracın sunabileceği performans ve lüks kavramını yeniden tanımlayan bir model. Çarpıcı hızlanma yeteneği ve sofistike yol tutuşuyla dikkat çeker.

    Bu araçlar gelişmiş batarya teknolojileri, verimli enerji kullanımı ve artan yol menzili ile öne çıkıyorlar. Elektrikli araba pazarı hızla genişledikçe, bu listeye yeni modellerin eklenmesini bekleyebiliriz.

    Geleceğin enerji kaynağı: Yenilenebilir enerji sistemleri

    0

    Günümüzde, dünya enerji ihtiyacının karşılanmasında büyük bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Bu değişimde, yenilenebilir enerji teknolojileri önemli bir role sahip. Yenilenebilir enerji kaynakları, fosil yakıtların tükenmezliği ve çevresel etkilerinin azaltılması gibi birçok avantaj sunarak geleceğin enerji kaynakları arasında öne çıkıyor. Bu yazımda yenilenebilir enerji kaynağı çeşitlerinden ve yenilenebilir enerjinin kullanımında teknolojinin rolünden bahsettim.

    Yenilenebilir enerji, çeşitli doğal kaynaklardan elde edilebilen ve sürekli olarak yenilenebilen enerji türlerini ifade eder. Bunlar arasında güneş, rüzgar, su, jeotermal ve biyokütle gibi kaynaklar bulunur. Bu teknolojiler, çevreye zarar vermeden ve sınırsızca temin edilebilen kaynaklardan enerji üretme potansiyeline sahiptir.

    Yenilenebilir enerji kaynağı çeşitleri
    Güneş enerjisi, en yaygın kullanılan ve potansiyeli en yüksek olan yenilenebilir enerji kaynaklarından biridir. Güneş panelleri, güneş ışığını elektriğe dönüştürerek evlerden endüstriyel tesislere kadar geniş bir alanda temiz enerji sağlar. Bu teknoloji, fosil yakıtların kullanımını azaltırken sera gazı salınımını önemli ölçüde azaltarak iklim değişikliği ile mücadeleye katkı sağlar.

    Rüzgar enerjisi de çevre dostu bir enerji kaynağıdır. Rüzgar türbinleri, rüzgarın kinetik enerjisini elektriğe dönüştürerek elektrik üretir. Bu sistemler, sürdürülebilir bir enerji sağlarken aynı zamanda doğal yaşamı minimal düzeyde etkiler.

    Hidroelektrik enerji, suyun kinetik enerjisinden yararlanarak elektrik üretir. Barajlar veya nehirlerdeki suyun akışıyla çalışan türbinler sayesinde temiz ve sürekli bir enerji kaynağı elde edilir. Bu yöntem, enerji depolama kapasitesi ve istikrarlı üretim potansiyeli ile önemli bir rol oynar.

    Jeotermal enerji, yerin derinliklerindeki sıcak su ve buharın kullanılmasıyla elde edilir. Bu sistemler, termal enerjiyi elektriğe dönüştürerek ve ısıtma sistemlerinde kullanarak çevre dostu bir enerji kaynağı sağlar.

    Biyokütle enerjisi ise organik maddelerin yanmasıyla veya fermantasyonuyla elde edilir. Tarımsal atıklar, odun, gübre ve biyolojik atıklar gibi malzemeler bu enerji türünün kaynağı olabilir. Bu sayede atıkların bertarafıyla birlikte enerji üretimi sağlanır.

    Gelgit Enerjisi: Deniz gelgitlerinin neden olduğu hareketten elde edilen enerjidir. Gelgit türbinleri kullanılarak suyun hareket enerjisi elektriğe dönüştürülür.
    Dalga Enerjisi Enerji Üretimi: Okyanus dalgalarının kinetik enerjisi, özel cihazlar yardımıyla elektriğe dönüştürülür.

    Yenilenebilir enerji kaynakları, çevre dostu olmaları ve sınırsız olarak yenilenebilir olmaları nedeniyle giderek daha fazla tercih ediliyor. Bu kaynaklar, fosil yakıtların aksine atmosfere zararlı sera gazları salınımını azaltarak iklim değişikliği ile mücadeleye de katkı sağlar. Her biri farklı teknolojilerle elde edilen bu enerji kaynakları, enerji sektöründe sürdürülebilirlik ve çeşitlilik sağlayarak gelecekteki enerji ihtiyacını karşılamak için önemli bir potansiyele sahiptir.

    Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında teknolojinin rolü nedir?

    Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında teknolojinin rolü oldukça önemlidir. Teknoloji, bu kaynaklardan elde edilen enerjiyi daha verimli, ekonomik ve çevre dostu bir şekilde kullanmamıza yardımcı olur. İşte yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında teknolojinin rolü:

    Verimlilik Artışı: Teknoloji, güneş, rüzgar, su veya diğer yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjiyi daha verimli bir şekilde dönüştürme ve depolama konusunda önemli bir rol oynar. Yenilenebilir enerji teknolojileri, güneş panelleri, rüzgar türbinleri, hidroelektrik tesisler ve daha pek çok sistem üzerinde sürekli olarak geliştirilir ve iyileştirilir.

    Maliyet Düşüşü: Teknolojik ilerlemeler, yenilenebilir enerji teknolojilerinin maliyetlerini azaltmış ve bu kaynakların daha erişilebilir olmasını sağlamıştır. Güneş panelleri, rüzgar türbinleri gibi yenilenebilir enerji teknolojilerinin maliyetlerindeki düşüş, bu kaynakların daha geniş ölçekte kullanılmasını teşvik etmektedir.

    Depolama Teknolojileri:
    Yenilenebilir enerji kaynaklarının en büyük zorluklarından biri, bu kaynakların arzının değişken olmasıdır. Teknolojinin gelişimi, enerji depolama sistemlerinin (örneğin, batarya teknolojileri) geliştirilmesi ve verimliliği, güneşten veya rüzgardan elde edilen enerjiyi depolamak için daha etkili yöntemler sunar.

    Akıllı Şebeke ve Enerji Yönetimi: Teknoloji, akıllı şebekelerin kurulmasına ve enerji yönetimi sistemlerinin geliştirilmesine olanak tanır. Bu sistemler, enerji üretimini, dağıtımını ve tüketimini optimize ederek daha verimli bir enerji ağı oluşturur.

    Araştırma ve Geliştirme:
    Teknolojinin sağladığı olanaklar, yenilenebilir enerji teknolojilerinde sürekli araştırma ve geliştirme çalışmalarını teşvik eder. Yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlar ve araştırmalar, daha etkili ve sürdürülebilir enerji üretim yöntemlerinin ortaya çıkmasını sağlar.

    Yenilenebilir enerji teknolojileri, geleceğin enerji kaynağı olma potansiyeline sahip önemli çözümler sunuyor. Bu teknolojilerin daha geniş ölçekte kullanılması ve geliştirilmesi, enerji sektöründe sürdürülebilir bir dönüşüm sağlayarak çevre ve insanlık için olumlu etkiler yaratacaktır.

    2024’ün stratejik teknoloji trendleri

    0

    Teknolojik ilerlemeler, 2023 yılında hem günlük yaşantımızı hem de iş dünyasını dönüştürmeye devam etti. Günlük hayatımızda, akıllı cihazlar ve internetin yaygın kullanımı, yaşamımızın pek çok alanını etkiledi. Evlerimizde akıllı ev sistemleri, akıllı telefonlarımız aracılığıyla evlerimizi uzaktan kontrol etmemizi ve bir dizi işlevi otomatize etmemizi sağladı. Yapay zeka destekli kişisel asistanlar, günlük görevlerimizi kolaylaştırdı ve alışveriş deneyimlerimizi kişiselleştirdi.

    İş dünyasında ise, teknolojik gelişmeler iş süreçlerini ve operasyonları dönüştürdü. Yapay zeka ve makine öğrenimi, büyük veri analitiği ile birleşerek şirketlerin veri odaklı kararlar almasına olanak sağladı. Otomasyon sistemleri, üretimden müşteri hizmetlerine kadar birçok alanda verimliliği artırdı ve iş süreçlerini optimize etti. Sanal toplantı platformları ve uzaktan çalışma teknolojileri, iş yapma biçimimizi temelden değiştirdi ve küresel iş birliğini artırdı. Blockchain teknolojisi ise güvenli veri paylaşımı ve işlemlerinde şeffaflık sağlayarak birçok sektörde kullanıldı.

    Teknolojik trendler uzun yıllardır hayatımızın her anını etkilerken, bu trendlerden yola çıkarak, Gartner tarafından her yıl hazırlanan Stratejik Teknoloji Trendleri raporu, sektörler için büyük önem taşıyor. Çünkü şirketlerin gelecekteki stratejilerini belirlemede kılavuz oluşturuyor.

    Gartner’ın gelenekselleşen raporuna göre 2024’te öne çıkan stratejik teknoloji trendlerini şöyle sıraladı: Yapay zeka güven, risk ve güvenlik yönetimi (AITRiSM), Sürekli Tehdit Maruziyet Yönetimi (CTEM), Sürdürülebilir Teknoloji, Platform Mühendisliği, Yapay Zeka Destekli Gelişim, Endüstri Bulut Platformları, Akıllı Uygulamalar, Demokratikleştirilmiş Üretimsel Yapay Zeka, Artırılmış Bağlantılı İş Gücü ve Makine Müşteriler.

    AI destekli uygulama kullanımı 2026’da %80’in üzerine çıkacak

    Gelecekte, yapay zeka (AI) demokratikleşerek iş dünyasını ve günlük yaşantımızı büyük ölçüde etkileyecek. 2023’te AI destekli uygulamaların kullanımı %5’in altındayken, 2026’ya gelindiğinde bu oranın %80’in üzerine çıkması bekleniyor. Bu, şirketlerin içsel ve harici bilgilere daha rahat erişmelerini sağlayarak demokratikleşmiş bir bilgi akışı oluşturabilecekleri anlamına geliyor. Yapay zeka güven, risk ve güvenlik yönetimi (AI TRiSM), AI’nın demokratikleşmesiyle beraber büyük bir öneme sahip olacak. AI TRiSM kontrollerini uygulayan işletmelerin, hatalı ve yasal olmayan bilgilerin %80’ini ortadan kaldırarak karar verme doğruluğunu artıracağı tahmin ediliyor. Yapay zeka destekli geliştirme, yazılım mühendislerinin verimliliğini artırarak uygulama tasarlama ve geliştirme süreçlerini hızlandırıyor. Bu yaklaşım, geliştiricilerin daha stratejik görevlere odaklanmalarını sağlayarak iş süreçlerini optimize etmelerine yardımcı oluyor.

    Yapay zeka desteği, güvenlik süreçlerindeki ihlalleri ciddi şekilde azaltabilir

    Artırılmış bağlantılı iş gücü, çalışanların deneyimlerini geliştirerek işletmelerin verimliliğini artırıyor. Bu yaklaşım, çalışanların becerilerini geliştirmelerine olanak tanıyarak iş süreçlerinde önemli iyileştirmeler sağlıyor. Siber güvenlik alanında, yapay zeka tabanlı tehdit yönetimi, işletmelerin korunmasına ve siber saldırıların azaltılmasına yardımcı oluyor. Yapay zeka desteği, güvenlik süreçlerindeki ihlalleri ciddi şekilde azaltabilir. Makine müşteriler (IoT cihazları), insan olmayan ekonomik aktörler olarak ortaya çıkıyor. 2028’e gelindiğinde bu cihazların e-ticarete yeni bir boyut kazandırması bekleniyor. Sürdürülebilir teknoloji, çevresel etkilerin azaltılmasına odaklanarak teknolojinin daha sürdürülebilir ve çevre dostu bir hal almasını amaçlıyor. Endüstriyel bulut platformları (ICP), işletmelerin iş girişimlerini hızlandırmak ve sektörel gereksinimlerini karşılamak için bir araya getirilen hizmetler olarak öne çıkıyor. Bu platformlar, şirketlere özelleştirilmiş çözümler sunarak iş süreçlerini optimize etmelerine olanak sağlıyor.

    Yapay zeka uygulamalarının doğruluğunu artırmak için güvenlik önlemleri geliştirilmeli
    Gartner, bu trendleri “yatırımları korumak”, “inşa edenlerin yükselişi” ve “değer sunmak” olmak üzere üç farklı kategoride değerlendiriyor. Bu kategoriler, şirketlerin stratejik yaklaşımlarını belirlemede, yatırımlarını nasıl yönlendireceklerine dair rehberlik sağlıyor. Yatırımları korumak kategorisi altında, Gartner, Fidelity Investments’ın AI TRiSM alanında yaptığı çalışmaları örnek gösteriyor. Bu çalışmaların sonucunda, yapay zeka modellerinin dağıtımı ve izlenmesinde gelişmeler sağlanarak süreç hızlandırılmış ve verimlilik artırılmış.

    İnşa edenlerin yükselişi kategorisinde ise, BP’nin Platform Mühendisliği yaklaşımı öne çıkıyor. BP, çalışanlarının kendi çözümlerini geliştirebilecekleri bir dijital platform oluşturarak çalışanların yeteneklerini ve inovasyonlarını teşvik etmeye odaklanmış. Değer sunmak kategorisi ise, şirketlerin operasyonel mükemmelliklerini sürdürürken aynı zamanda değer optimizasyonunu artırmalarına yönelik öneriler sunuyor. Örneğin, Gartner raporunda, Merck’ün genişletilmiş gerçeklik programı sayesinde çalışanların verimliliğini artırarak süreçlerde önemli iyileştirmeler sağladığı belirtiliyor. Rapor ayrıca her bir trend için öngörüler de içeriyor. Öngörüler, yapay zeka uygulamalarının doğruluğunu artırmak için güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi, yazılım mühendisliği pratiklerindeki değişimler ve işletmelerin teknolojiyi kullanımında beklenen değişiklikleri öngörüyor.

    Yeni Windows Bilgisayarınızda Olması Gereken Uygulamalar

          Yeni bir bilgisayar alındığında yapılması gerekenlerin başında cihazı özelleştirmek geliyor. Bilgisayarı ilk kez alıyor ve hangi uygulamaların olması gerektiği konusunda fikriniz yoksa ya da daha önce bilgisayar kullanmanıza rağmen eski uygulamalarınızın yeni versiyonlarını yüklemek veya sizi daha üretken yapacak yeni uygulamaları deneyimlemek istiyorsanız, ” Yeni Windows Bilgisayarınızda Olması Gereken Uygulamalar ” başlıklı bu yazımda ilgili uygulamalara örnekler bulabilirsiniz.

          İşte yeni bilgisayar alanların üretkenliğini artıracak uygulamalar.

          Öncelikle, temel konulara bakıldığında, bazı uygulamalar o kadar yaygın ve etkindir ki, bunları detaylı bir şekilde anlatmaya gerek bile yoktur. Bu uygulamalar:

      • Firefox: Chrome internet tarayıcısının hakim olduğu bir dönemde, Firefox’un yeni özellikler ve gizlilik konusundaki avantajları nedeniyle bilgisayarda olmasında yarar vardır.
      • VLC Media Player: Video izleme gereksinimlerinizi karşılamak için güvenilir ve çok yönlü bir medya oynatıcıdır.
      • 7-Zip: Dosya sıkıştırma ve açma konusunda etkili, ücretsiz ve popüler bir araçtır.
      • SumatraPDF: Hızlı ve hafif bir PDF okuyucudur ve bilgisayarınızdaki tüm PDF dosyalarını yönetmek için tarayıcınıza alternatif oluşturur.
      • GIMP: Piksel tabanlı özgür ve ücretsiz bir görüntü işleme yazılımıdır. GIMP, Adobe Photoshop ve benzeri paket görüntü işleme araçlarına eşdeğer bir işlevsellik sunar.

                Bu temel uygulamalarla birlikte, yeni bilgisayarda olduğunda, oldukça işinize yarayacak uygulamalarla devam edelim.

    PatchMyPC

    Bir bilgisayar aldınız ve yeni uygulamalar yüklemek istiyorsunuz veya mevcut bir sistem üzerinde temizlik yapmayı düşünüyorsunuz. PatchMyPC yazılımı; temel uygulamaların bir listesini verip, bunları tek bir tıklamayla yüklemenize olanak tanıyor. Uygulama, aynı zamanda yüklenen yazılımların güncellemelerini de arka planda düzenli olarak kontrol ediyor.

    Microsoft PowerToys

    PowerToys, bilgisayarınıza gelişmiş özellikler kazandıran bir araç setidir. Pencere yönetimi, fare imleci bulma ve Spotlight benzeri arama gibi özellikler içerir. Bu araç setiyle, bilgisayar kullanımınızı özelleştirebilir ve gelişmiş özellikleri hızlıca kullanabilirsiniz.

    Portmaster

    Portmaster, uygulamaların ve hizmetlerin internet erişimini kontrol edip, izlemenizi sağlayan bir güvenlik duvarı uygulamasıdır. Bilgisayardaki uygulamaların internette neresi ile iletişim kurduğunu göstererek, bu erişimi isteğe bağlı olarak engellemenize olanak tanır.Yeni Windows Bilgisayarınızda Olması Gereken Uygulamalar

    Everything

    Everything, bilgisayardaki tüm dosyaların adlarını kendi listesine ekleyerek hızlı ve etkili bir aramaya olanak sağlar. Hızlı dosya bulma ve yönetme konusunda yardımcı olur.

    ShareX

    Windows’un varsayılan ekran görüntüsü alma aracına alternatif bir uygulama arıyorsanız, ShareX’in tam da sizin için olduğunu söyleyebilirim.

    MusicBee

    Kişisel müzik koleksiyonu olanlar için MusicBee, müzik dosyaları yönetme ve çalma konusunda kullanışlı bir uygulamadır.

    Calibre

    E-kitap okuyucusu olanlar için Calibre, geniş e-kitap kütüphanesini yönetmek ve dönüştürmek için ideal bir araçtır.

    Obsidian

    Obsidian, Windows tabanlı sistemlerde kullanılan ücretsiz ve kullanıcı dostu bir  not alma uygulamasıdır. Uygulama, düşünme şeklinize uyum sağlayan özel ve esnek not alma özelliğine sahiptir. Obsidian notları cihazınızda saklar, böylece onlara çevrimdışıyken bile hızlı bir şekilde erişebilirsiniz. Notlarınızı çevrimiçi bir wiki’ye, veri tabanına, dokümantasyona dönüştürebilirsiniz.

    Bitwarden

    Şifre yöneticisi kullanmak herkes için önemlidir ve Bitwarden çoğu kullanıcı için ücretsiz ve harika bir seçenektir. Çeşitli hizmetlere ait parolalarınıza erişmek ve yönetmek amacıyla kullanılan açık kaynak kodlu bir uygulamadır. Bitwarden platformu, web, masaüstü, tarayıcı, mobil ve CLI dahil olmak üzere farklı platformlarda kullanılabilir.

    FXSound

    FXSound, ücretsiz ekolayzır ve ses kontrol uygulamasıdır. Ses çıkışını optimize etmek için çeşitli ekolayzır ön ayarları sunar.

    Ventoy

    Ventoy, önyüklenebilir USB sürücü oluşturmak için kullanışlı bir araçtır. İhtiyacınız olan işletim sistemini yüklemek ve sorun gidermek için kullanılabilir.

              Bu uygulamalar bilgisayar başında geçirdiğiniz zamanı daha verimli ve üretken geçirmenizde yardımcı olacaktır.

               X takip için @salihertugrul

    Viewsonic’ten hem eğlenceli hem de fonksiyonel yeni nesil teknoloji ürünleri

    Viewsonic, yeni yılda sevdiklerini hem eğlenceli hem de fonksiyonel yeni nesil teknoloji ürünleriyle buluşturmak isteyenlerin ilk adresi oluyor.

    ViewSonic, ailesinin yeni üyeleri M1 Pro ve X2-4K projeksiyon cihazı ile yeni yılda sevdiklerini özgürlükte ve eğlencede sınır tanımayan üstün teknolojilerle tanıştırmak isteyenlere rehberlik ediyor. Sınırsız eğlenceyi üst düzey teknolojiyle yeniden tanımlayan M1 Pro LED projeksiyon cihazı, yeni yılın ruhunu yansıtan şık ve tek parça tasarımı, kolayca her yere taşınabilen özelliğiyle teknoloji tutkunlarının idolü olmaya aday. Dahili pil ve powerbank ile kusursuz uyumluluğu ve avuç içi kadar küçük boyutu ile eğlenceyi her yere götürerek, teknoloji tutkunlarına sınırsız özgürlük vadediyor.

    360 derece eğlence keyfi sunan M1 Pro, 720p HD çözünürlükte 100 inç’e kadar geniş ekranıyla her yerde sürükleyici bir deneyim yaşatıyor. Ayarlanabilir akıllı standıyla 360 derecelik özelleştirilmiş projeksiyon açısı sağlarken, Harman Kardon hoparlörleri sayesinde daha güçlü bir ses performansı sergiliyor.

    ViewSonic’in oyunları tek kişilik olmaktan çıkaran X2-4K projeksiyon cihazı, teknoloji tutkunlarına sevdikleriyle kesintisiz oyun oynamanın keyfini yaşatıyor. X-Box için tasarlanan dünyanın ilk projesiyon cihazı olarak, sinema düzeyindeki ses sistemi ve canlı renkleriyle etkileyici bir görsel şölen sunuyor.

    3. nesil LED teknolojisiyle desteklenen mükemmel görüntü kalitesine sahip X2-4K, 1440p çözünürlüğü, 2.900 lümenlik yüksek parlaklık ve %125 Rec.709’u kapsayan canlı renklerle etkileyici bir görsel kalite sunuyor.

    X2-4K’nın Y/D kilit taşı ve 4 köşe ayarlama özelliklerine sahip olan kurulumu ise sınırlı açılarda bile oldukça kolay! Wi-Fi aracılığıyla ekran yansıtma ve içerik akışını her zamankinden daha kolay hale getirirken, Bluetooth bağlantısıyla ek ses seçenekleri sunarak daha da sezgisel ve kullanışlı bir kullanıcı deneyimi sunuyor.

    Canon’dan sevdiklerinize unutulmaz yeni yıl hediye önerileri

    0

    Yeni yılda sevdiklerinize Canon ailesinden hediye edebileceğiniz ürünleri sizin için derledik

    Sevdiklerimizin yüzündeki tebessümü görebilmek için alınan hediyeler ise yeni yıl heyecanına anlam katıyor. Siz de yeni yılda sevdiklerinize ve kendinize Canon’un anılarınızı ölümsüzleştirecek ürünlerinden hediye ederek bu özel güne anlam katabilirsiniz.

    Yeni ve kompakt özel vlog kamerası Canon PowerShot V10; hafif ve kompakt tasarımı, gürültü engelleme özellikli ve mini rüzgârlıklı dahili stereo mikrofonu ve kendinden standı sayesinde her yere sizinle gelebiliyor.

    SELPHY SQUARE QX10 ile fotoğraf kağıtlarına dokunmak, dijital dünyadan çıkıp gerçek hayata geçişin muhteşem bir örneği. Anılarınızın elle tutulur hale gelmesi, o anın özel ve gerçek olduğunu hissetmenizi sağlıyor.

    Kompakt tasarımının yanı sıra LCD ekranı üzerinden kullanımı kolay arayüzü, hafifliği, kullanıcı dostu yapısı ve baskı boyutlandırmasıyla SELPHY CP1500 ise, üstün fotoğraf baskı kalitesiyle öne çıkıyor.

    Yeni yılda Canon’un PIXMA G3430 serisindeki yeni modelleri ile konfor alanınıza renkli bir dokunuş yapmanın tam zamanı! PIXMA G3430 serisindeki bu yeni modeller; yüksek verimlilik, kablosuz bağlantı, mıknatıslı kâğıda baskı ve kullanım kolaylığıyla sizlere keyifli kullanım sunuyor.

    LG Electronics, organizasyonel değişikliğe gitti

    0

    LG Electronics (LG), Temmuz ayında açıklanan Gelecek Vizyonu 2030’a ulaşma yolunda bir adım daha atacak organizasyonel değişiklikleri duyurdu.

    Değişiklikler, LG’nin, tüketici deneyimlerini ev aletlerinin ötesine taşıyan bir akıllı yaşam çözümü şirketine dönüşme vizyonunu gerçekleştirmek amacıyla, organizasyonel yetenekleri ve iş rekabet gücünü artırmak için yapılıyor.

    İleriye yönelik stratejinin önemli bir parçası, yeni kurulan ve doğrudan LG CEO’su William Cho’ya rapor verecek olan Yurtdışı Satış ve Pazarlama Şirketi olarak gösteriliyor. Şirket, daha önce LG Electronics Kuzey Amerika’nın Başkanı ve CEO’su olarak görev yapan Thomas Yoon tarafından yönetilecek.

    Yurtdışı Satış ve Pazarlama Şirketi, müşteri değeri yaratma fırsatlarını keşfedip geliştirerek LG’nin küresel marka gücünü artırmanın yanı sıra değişim ve büyümeyi hızlandırmada da önemli bir rol oynayacak. Yeni organizasyon, Kuzey Amerika, Avrupa, Latin Amerika, Orta Doğu ve Asya’daki yurtdışı satış iştiraklerini yönetecek (Küresel Pazarlama Grubu; ve Doğrudan Tüketiciye (D2C) Satış İş Grubu).

    Şirket, yalnızca B2B operasyonları da dahil olmak üzere stratejik açıdan kritik işletmelerin yurt dışı operasyonlarındaki yönetici yeteneklerini güçlendirmeye çalışmayacak. Aynı zamanda yurt dışı satış uzmanlığının geliştirilmesine yardımcı olmanın yanı sıra platform tabanlı işletmelerin ve yenilikçi D2C iş modellerinin ilerlemesini hızlandırarak diğer tüm iş birimlerinin niteliksel büyümesi için gerekli desteği sağlayacak. D2C İş Grubu, Çevrimiçi Marka Mağazası (OBS) faaliyetlerini ve müşteri verilerine dayalı dijital pazarlama yeteneklerini güçlendirerek müşteri iletişim noktalarını genişletme rolünü üstlenecek.

    Çamaşır makinelerinde tasarruf dönemi

    Çevre sorunları günümüzde giderek artan bir endişe kaynağı haline gelmiş bulunuyor. Çevre kirliliğine ve kaynakların azalmasına hızla büyüyen nüfus, endüstrileşme, teknolojik ilerlemeler ile enerji tüketiminin artması neden oluyor. Son dönemlerde ise su kaynakları aşırı derecede tüketilerek su kıtlığına yol açıyor. İstanbul’da da son dönemde baraj doluluk oranları herkesin yakından takip ettiği bir bilgi haline geldi. Bu yüzden artık ev işleri yaparken çevre dostu ürünleri kullanmalı ve kaynaklarımızı dikkatli kullanmalıyız. İşte çamaşır makinelerinde tasarruf yapabileceğiniz Electrolux çamaşır makineleri

    Su kaynaklarımız azalıyor, tasarruf şart 

    Su kaynaklarının giderek azaldığı ve dünya genelinde su krizinin derinleştiği bir dönemde yaşıyoruz. Özellikle kuraklık tehdidiyle karşı karşıya olan ülkeler, bu sorunla etkili bir şekilde başa çıkmak için çeşitli eylem planları geliştiriyor. Son yıllarda, milyarlarca insan güvenli içme suyuna ulaşamamış ve temel sağlık koşullarına sahip olmayan milyonlarca insan bulunuyor. Birleşmiş Milletler’e göre, dünya nüfusunun büyük bir kısmı her yıl en az bir ay süreyle şiddetli su kıtlığı yaşamaktadır. Bu durum, 2030 yılına kadar milyonlarca insanın su kıtlığı nedeniyle göç etmek zorunda kalabileceği endişesini beraberinde getiriyor.

    Su kriziyle başa çıkabilmek adına Türkiye gibi ülkeler, acilen su kaynaklarını etkili bir şekilde yönetmek ve krize karşı tedbirler almak zorunda. Bu noktada, her bireyin çevre dostu yaşam tarzına katkıda bulunması oldukça önemli bir hale geliyor. Su kaynaklarının azalmasına karşı alınan tedbirler arasında su tasarruflu çamaşır makineleri kullanımı önemli bir rol oynuyor. Electrolux’un sürdürülebilirlik odaklı çamaşır makineleri, su ve deterjan kullanımını azaltarak çevre dostu bir seçenek sunuyorlar. Bu bilinçli tercihler, doğal kaynakları korumanın yanı sıra gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir çevre bırakma amacını destekliyor.

    Electrolux’ten sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

    Daha sağlıklı bir çevre düzeni için enerji ve su miktarının artırılması, geri dönüşümün yaygınlaştırılması, çevre dostu teknolojilere ve ürünlere geçiş gibi noktalar oldukça önem taşıyor. Markalar da ürün ve hizmetlerinde sürdürülebilirlik kavramını odak noktası haline getirmeye başlıyor ve hem enerji ve su tüketiminin artışını önlemeyi, hem de gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir çevre bırakmayı amaçlıyor.

    100 yılı aşkın süredir inovasyon ve teknolojiyi tasarımla birleştiren ürünler sunan Electrolux Grubu, çevreye olan duyarlılığı ve kararlılıkla devam ettirdiği sürdürülebilirlik çalışmalarıyla bu konuda önemli adımlar atıyor.  Çamaşır makinesi fabrikasında 154 adet kalite kontrol istasyonu bulunan Electrolux bu istasyonlarda test amaçlı kullanılan suyu, fabrikada kapalı bir döngüde kullanılıyor. Ürünlerin küçük bir kısmında deterjanla daha kapsamlı testler de yapılıyor. Bu testlerden elde edilen su diğer işlemlerde kullanılmadan önce arıtılıyor. Bu sürdürülebilir önlemlerle fabrikalardaki su kullanımını yüzde 53 oranında azaltan Electrolux, ürünlerine de yansıttığı bu sürdürülebilirlik duyarlılığı ile kullanıcılarının gözdesi olmaya devam ediyor.

    Electrolux PerfectCare 800
    Electrolux PerfectCare 800

    Daha az su ve daha az deterjanla çevre dostu temizlik

    Electrolux’un ilgi çeken ürünleri arasında yer alan Electrolux Perfect Care çamaşır makineleri, SensiCare System ile az çamaşırı tasarruftan ödün vermeden yıkamanızı sağlıyor. Çamaşır türü ve miktarına göre hassas olarak ayarlanan su ve enerji tüketiminin yanı sıra giysilerin gereğinden uzun yıkanmasının önüne geçilerek dokularının 2 kata kadar daha uzun ömürlü olmaları sağlanıyor.

    800 serisi PerfectCare çamaşır makinelerinde bulunan UltraCare System deterjanı veya yumuşatıcıyı giysilerle buluşturmadan önce jet pompası ile su içerisinde karıştırarak tamamen aktive ediyor. Bu aktive etme sistemi ve UltraWash 59’ programı sayesinde giysiler 40°C yerine 30°C sıcaklıkta yalnızca 59 dakikada yüzde 30 enerji tasarrufu ile tertemiz yıkanabiliyor. Enerji ve zaman tasarrufunun yanı sıra kapsamlı giysi bakımı sunan bu özel program sürdürülebilirliğe büyük katkı sağlıyor.

    700 serisi SteamCare System buhar teknolojili çamaşır makineleri kısa süre giyilmiş veya yıkanmaya karşı hassas olan giysilerin yıkama yerine buharla tazelenerek 15 dakikada yeni yıkanmış hissi vermesini sağlıyor. Tam yıkama programına kıyasla yüzde 96’dan fazla su tasarrufu sağlayan ve deterjan kullanımı gerektirmeyen teknoloji, sürdürülebilir yaşam tarzına geçiş yapmak isteyen kullanıcılara çevre dostu bir seçenek sunuyor.

    Electrolux’un tasarruflu çamaşır makinelerini satın almak için tıklayın!

     

    MediaMarkt Startup Challenge Ödül Töreni’nde  Tawny yılın girişimcisi seçildi

    MediaMarkt’ın perakende sektörünün geleceğine yön verecek girişimcileri desteklemek amacıyla başlattığı MediaMarkt Startup Challenge yarışmasının kazananları belli oldu. 47 ülkeden 230 farklı girişimin değerlendirildiği yarışmanın kazananı Tawny oldu. Yarışmada ikinciliği Ingosa, üçüncülüğü ise Recepta aldı.

     

    Bir girişimcinin fikriyle başlayan birçok proje, bugün ekonominin ve dünyanın geleceğine yön veriyor. Özellikle artan dijitalleşmeyle birlikte tüketicilerin alışkanlıklarının değişmesi ise perakende sektöründe yaratıcı ve verimli iş sonuçları üretecek girişimcilerin önemini artırıyor. Bugünün inovatif fikirleriyle geleceğin perakende dünyasına yön vermek isteyen MediaMarkt Türkiye, bu amacı doğrultusunda 2018 yılında başlattığı MediaMarkt Startup Challenge projesinin 6’ncısını Hackquarters partnerliği ve Google, Index Grup, BNP Paribas Cardif destekleriyle gerçekleştirdi. 47 farklı ülkeden 230 farklı girişimin değerlendirildiği yarışmanın ön elemesini geçen 10 girişim ise 5 Aralık tarihinde düzenlenen final töreninde jüriye sunumlarını yaptı.

     

    MediaMarkt Startup Challenge’ta bu yılın kazananı Tawny oldu

    Özellikle perakende satış teknolojileri, kurumların dijitalleşme süreçleri, satış sonrası teknolojiler ve sürdürülebilirlik ve çevresel etki kategorisi alanlarında başvuru kabul eden MediaMarkt Startup Challenge’ın bu yılki kazananları jürinin değerlendirmesiyle belli oldu. İnsan duygu ve davranışlarını, yapay zeka hızında ve ölçeğinde analiz eden Tawny birinci olurken, üretken diyaloga dayalı yapay zekanın yenilikçi entegrasyonu yoluyla dijital reklamcılığı dönüştüren Ingosa ikinci, işletmelerin kasada e-posta veya telefon numarası gibi herhangi bir kişisel bilgi gerektirmeden müşterilerine özelleştirilmiş kağıt ve dijital makbuzlar sunmalarına yardımcı olan Recepta ise üçüncülüğü kazandı.

     

    MediaMarkt Türkiye CEO’su Hulusi Acar, yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi: “MediaMarkt olarak perakendeciliğin geleceğine yön verecek girişimcilere büyük önem veriyoruz. Büyük şirketlerin çok uzun süre yaşamasının temelinde aslında kendilerini sürekli yenilemeleri, inovasyona açık olmaları ve girişimcilik ruhunun yaşaması var. Biz de MediaMarkt olarak bu girişimcilik ruhunu destekliyoruz. Girişimciler sektöre yeni perspektifler ve çeviklik getiriyor. Eğer geleceğin perakendecisi olacaksanız yeniliğe açık olmalısınız. Bu ruhla bu yıl 6’ncısını gerçekleştirdiğimiz Startup Challenge’da bugün ilk 3’e giren girişimcileri tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.”

     

    Hackquarters Kurucusu Kaan Akın ise: “6 yıldır MediaMarkt ile birlikte Startup Challenge programında yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Bu proje, girişimlerin büyümelerine hız katmak ve onların bugünden yarına globalleşmelerine destek olmak açısından çok önemli. Türkiye’de ve dünyada girişimciliğin ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini ve bu girişimlerin hem Türkiye hem de dünya ekonomisinde yer almasını sağladığı için MediaMarkt’a çok teşekkür ediyorum” dedi.

     

    MediaMarkt Startup Challenge’a bu yıl başvuran projeler hakkında:

    • 47 ülkeden 230 başvuru değerlendirildi.
    • Bunlardan 93’ü perakende satış teknolojileri,
      1. 57’si sürdürülebilirlik ve çevresel etki çözümleri,
      2. 46’sı kurumsal dijitalleşme süreçleri,
      3. 14’ü satış sonrası teknolojilerle ilgili girişimler oldu.
    • Geri kalan 20 başvuru ise farklı alanlarda yapıldı.

     

    5 yılda MediaMarkt Startup Challenge’da toplam 730 girişim değerlendirildi. Bunların, 371’i perakende satış teknolojileri, 199’u kurumların dijitalleşme süreçleri, 69’u satış sonrası teknolojileri ve 91’i de farklı alanlardan geldi. Sürdürülebilirlik ve çevresel etki çözümleri alanındaki girişimler bu yıl ilk defa değerlendirmeye alındı.