Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1963

    En iyi ücretsiz PC fotoğraf düzenleme yazılımları

    0

    Bu işin efsanesi mâlum Adobe Photoshop ama ücretsiz ve pratik bir yazılım arıyorsanız, seçenekleriniz oldukça geniş.

    Hayatın anlamı hakkında konuşan robot

    GettyImages-76185347-S-582x437

    Teknoloji şirketi Google, hayatın anlamı hakkında konuşan, sorulara yanıtlar getiren bir makine geliştiriyor. Çok sayıda bilimsel proje üzerinde çalıştığı bilinen şirketin yeni projesi adeta bilim kurgu filmlerinden fırlamış durumda. Diyalog kurabilen makine, insanla belirli ölçülerde sohbet edebiliyor ve işin ilginç yanı sohbetlerin temelinde kodlar bulunmuyor. Google araştırmacıları, diyalog ve konuşmaların analizi için bir sistem kurdu, üstelik bu sistem robotun öğrenebilmesine dayalı.

    Makinenin kodlama ile yanıt vermesi yerine öğrenebilmesi temasına dayalı Google projesi ile ilgili bir bilimsel makale geçtiğimiz günlerde sınırlı bilgiler içermekle beraber yayınlandı. Yapay sinir ağları ile örneğin Facebook üzerindeki fotoğraflarda yer alan kişilerin tanınması, Android telefonlarda bir dilden diğerine çevrimiçi çeviri gerçekleştirilebilmesi gibi yüksek işlem gücü gerektiren bazı teknoloji adımları hali hazırda kullanımda. Google’ın da gelecekte insanlarla makineler arasında ileri düzeyde iletişim kurulabilmesi temelinde adımlarının olduğu ve bunların hız kesmeden devam ettiği netleşmiş oldu.

    GettyImages-177499861-582x433

    Google’un geliştirme aşamasında olduğu makinenin insanla gerçekleştirdiği konuşmalardan bazı örnekler de kamuoyuyla paylaşıldı. Buna göre insanın, ‘hayatın amacı nedir?’ şeklindeki sorusuna makinenin ‘’Daha iyi hizmet etmek’ şeklinde yanıt verdiği görüldü. Aşağıda daha fazla soru-cevap bulabilirsiniz.

    İnsan: Varoluşun amacı nedir?

    Makine: Dünya gezegeninde neler olduğunu öğrenmek

    İnsan: Ölmenin nedeni nedir?

    Makine: Çünkü bir hayat var

    İnsan: Akıllı olmanın amacı nedir?

    Makine: Ne olduğunu öğrenmek

    İnsan: Duyguların amacı nedir_

    Makine: Bilmiyorum

    Online cihaz sayısı 2019’da 24 milyara çıkacak

    Shows_iPhone_Lifestyle_1

    Bir araştırma sonucuna göre halihazırda 14 milyara ulaşan online cihaza karşılık, 2019 yılında 24 milyar cihazın online olması bekleniyor. Bu cihazlar tabletler, akıllı telefonlar ve internet bağlantısı bulunan ultra yüksek çözünürlüklü (UHD) televizyonların yanı sıra giyilebilir cihazlar olacak.

    Tabletler 140.5 milyon adet ile tüm ağa bağlı cihazların yüzde 7’sini oluşturacak. 2014 yılında 36.7 milyon adet tablet tüm bağlı cihazların yüzde 3’ünü oluşturuyordu. Akıllı telefonlar ise aynı dönemde tüm bağlı cihazların yüzde 19’unu oluşturacak. 2014 yılında bu oran yüzde 14’tü. İnternete bağlı televizyonlar ise 192.7 milyon adet ile ağdaki cihazların yüzde 9’unu oluşturacak.

    o-MOBILE-PHONE-facebook

    Öte yandan 2019 yılında online müzik kullanıcı sayısının 1.2 milyondan 1.7 milyona yükseleceği kaydedildi. Mobil lokasyon tabanlı uygulamaların ise yüzde 27.5’luk yıllık bileşik büyüme oranı ile en hızlı gelişen mobil kullanıcı hizmeti olması öngörülüyor. 2019’da dünyada yaklaşık 3.9 milyar internet kullanıcısı olacağı tahmin ediliyor. (dünya nüfusunun yüzde 51’inden fazla). 2014 yılında bu rakam 2.8 milyardı.

    Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi’nde geçen yıl 1.2 milyar olan ağa bağlı cihazın 2019 yılında 2.1 milyar adete ulaşacağı ve ağdaki tüm cihazların mobil bağlı olacak. 2014 yılında 14 milyar online cihaza karşılık 2019 yılında 24 milyar cihazın online olması bekleniyor.

    Kaynak: Cisco

    iPhone 6s heyecanı Çin’de başlıyor!

    0

    apple-inc-rumors-ios-9-to-support-iphone-6s-with-quadrupled-ram-power

    Dünyanın en önemli teknoloji şirketlerinden Apple için oldukça hareketli bir döneme giriliyor. Şirketin Eylül ayında kendi evi ABD-Kaliforniya’da tanıtacağı iPhone 6s ve iPhone 6s Plus (bu modelin adı daha farklı olabilir) için üretim aşamasına geçileceği kaydedildi.

    Üretim için geçtiğimiz yıllara göre daha erken harekete geçeceği belirtilen Apple’ın amacı, daha fazla akıllı telefon tedariği ve birçok ülkede daha hızlı şekilde tüketici elektroniği raflarında yer almak. Apple için iPhone 6s ve iPhone 6s Plus modellerinin satış grafiğinin oldukça iyi olduğu bir yıl söz konusu, sonraki adımların da mümkün olan en hızlı şekilde atılmak istendiği ortaya konuluyor.

    iphone-6-plus-reachability

    ABD’deki saygın medya orgalarından Bloomberg’te yer alan habere göre iPhone 6s modelleri için üretim, Temmuz ayı itibariyle başlayacak. Modelin Çin’de gerçekleştirilecek üretim safhalarında, daha lansmanı gerçekleştirilmeden çok sayıda ayrıntısının ortaya çıkma olasılığı da bir hayli yüksek. Önceki yıllarda bu konuya ilişkin örneklerle karşılaşılmıştı.

    Olası özellikler 

    Öte yandan iPhone 6s modelinin olası özellikleri de yavaş yavaş gündeme geliyor. Force Touch adlı yeni bir özelliğin gelecek dönem iPhone modellerinde kullanıma sunulacağı iddia ediliyor. Bu özellik, dokunmatik ekrana uygulanan basıncın hissedilmesi ve bu yönde çeşitli hareketlerin gerçekleşmesi temeline dayanıyor. Ayrıca ön kamerada flaş mekanizması, 13 megapiksel seviyesine yükseltilen kamera, 2 GB RAM, yeni işlemci ve yine ekran camının daha gelişmiş ve dayanıklı bir yapıda sunulması da diğer teknoloji çevreleri arasındaki konuşulanlar arasında.

    Kiwi çılgınlığı hakkında her şey

    kiwi-app

    Kiwi uygulaması son dönemde Facebook’ta en çok görülen bildirimlerin kaynağı adeta. Arkadaş listenizdeki bir ya da birkaç kişinin Kiwi adlı uygulaması indirdiğini size gönderdiği davet ile görüyorsunuz.

    ‘Arkadaşınız X sizi Kiwi oynamaya davet etti’ şeklinde gelen bildirim sayesinde Kiwi adeta en popüler uygulamalardan biri haline dönüştü, herkes onu inceliyor, merak ediyor…

    Peki Kiwi nedir? Ne işe yarar? Facebook’ta neden Kiwi davetiyeleri ile karşılaşılıyor? İşte bu soruların yanıtlarına geldi sıra…

    kiwi-app

    Kiwi, bir soru sorma platoformu olarak tanımlanabilir. Uygulama, Android veya iOS cihazlarına indirildikten sonra size yöneltilen sorulara yanıtlar veriyor ya da ne düşündüğünüzü yazıp paylaşıyorsunuz. İşleyişi bakımında büyük bir yenilik getirmeyen Kiwi’nin aslında oldukça benzediği platformlar da mevcut. Ancak Kiwi’yi popüler hale getiren asıl neden Facebook…

    Facebook’ta Kiwi davetiyeleri

    Uygulamayı cihazınıza indirdikten sonra Facebook üzerinden ya da bilgileri girerek kayıt oluyorsunuz. Facebook’tan kayıt, kullanıcılara daha kolay geldiği için ağırlıklı olarak tercih ediliyor. Ancak buradan ilerlendiği taktirde Facebook kişi listesindeki herkese oyun davetiyesi gönderiliyor. Bunun için uygulama tarafından alınan bir izin olmadığı taktirde gerçekleşen bu işlem, bir tür otomatik davetiye gönderme açığı olarak da yorumlanıyor ve Facebook’un bu yönde adım atması bekleniyor.

    Drone yeniden keşfedildi

     Screen_Shot_2015-06-28_at_17_24_34

    Selfie çılgınlığı artık insansız hava araçlarına da sıçrayacak gibi duruyor. Çünkü Lily adlı drone bu işi oldukça kolaylaştırıyor. Uçurmak için yalnızca havaya fırlatmanız yeterli. Herhangi bir kumanda kullanımı gerektirmeyen aygıt, bileğinize taktığınız GPS vericisiyle birlikte çalışıyor.

    Lily’yi diğer drone kameralardan ayrıran en büyük özelliği havaya atmanızla birlikte çalışabiliyor olması. Lily kullanıcısını 30 metre mesafeyle takip edebiliyor. Ayrıca istenildiğinde 15 metre yukarıdan da size ayak uydurabiliyor. Saatte 40 kilometre hıza kadar ulaşabilmesi ise bir diğer çarpıcı özelliği. Minimum çalışma yüksekliğiyse 1.5 metre.

    Screen_Shot_2015-06-28_at_17_24_48

    Üzerinde kendi dahili kamerasına sahip drone’un kamerası 1080p kalitede 60fps hıza kadar çıkarken 720p çözünürlüğe düşürdüğünüzde slow motion (120fps kare/saniyeyle) görüntü kaydedebiliyor. Fotoğraf çekim boyutuysa 12 megapiksel. Video çekim formatı H.264 kodeğiyle .mp4 formatında.

    Lily dahili bataryasıyla 20 dakika havada kalabiliyor ayrıca su geçirmez özelliği sayesinde suya atsanız dahi çalışabiliyor. Acil indirmeniz gereken durumlarda su üzerine iniş yapabiliyor. Şarj olma süresi de 2 saat olarak belirtilmiş. Bir diğer güzel özelliğiyse kompakt boyutları sayesinde sırt çantanızda bile rahatça taşınabilmesi.

    Screen_Shot_2015-06-28_at_17_24_54

    4 GB’lik dahili bir hafızaya sahip, microSD kart slotu sayesinde bu hafıza artırlabiliyor. Toplam ağırlığıysa 1.2 kilogram. Ön sipariş fiyatı 599 dolar olarak belirnemiş. Ancak doğrudan satın almak istediğinizde 999 dolar gibi bir bedel ödemeniz isteniyor.

    Analogdan dijitale değişmeyen tek eğlence

    Old radio on wooden table outdoorsBugünlerde eski şaşalı günlerinden uzaklaşarak çoğumuzun hayatında akıllı telefonlarımızdaki bir uygulama ikonu kadar yer kaplayan radyo yüzyılı aşkın bir süredir yaşayan bir medya aracı. Özellikle TV’den önceki dönemlerin en yaygın ve etkili iletişim aracı olan radyonun icat hikayesi ise biraz karışık. 1800’lü yıllarda Nikola Tesla radyo ile ilgili insanların ilgisini çekecek bazı geliştirmeler yapmış. Hatta 1893 yılında St. Louis, Missouri’deki bir konferansında fikirlerini paylaşmış. Sadece Tesla değil o dönemde benzer teknolojiler üzerinde çalışan Olive Lodge gibi birçok bilim adamı bu alanda çalışmalar yapıp, radyoyu kendilerinin icat ettiklerini iddia etseler de İtalyan mucit Marconi 1898 yılında ilgili teknolojinin patentini alarak radyonun mucidi olarak kayıtlara geçmiştir. Bir başka kaynağa göre ise Rus mucit Alexander Stepanovitch Popov anlaşılabilen ilk radyo dalgalarını iletmeyi başarmış ancak bu icadı için patent almamıştır.
    marconi
    Dönem için çok heyecan verici bu fikrin resmiyete dökülmüş olmasına rağmen insanlığın istenilen teknolojiyi mümkün kılan gerçek cihazlara kavuşması için 1900’lerin başına kadar beklemesi gerekti. Bu tarihe kadar radyo teknolojisi yalnızca acil durumlarda iletişim amaçlı kullanımla sınırlı kaldı. 1907 yılında ise ilk transatlantik radyo servisi kuruldu. Bununla birlikte radyo teknolojisi ilgili mühendis ve yatırımcıların dikkatini çekmeye başladı.

    1919’da radyo üzerinden ilk kez insan sesi iletildi

    Pek çok önemli bilim adamının yaptığı çalışmalara rağmen radyo istasyonlarının tüm dünyada yaygınlaşması çok da eski sayılmaz. Amerika’daki ilk radyo istasyonu hakkında bir birçok şehir efsanesi vardır. Kimi kaynaklara göre Kaliforniya’da yer alan Columbia Broadcasting System şirketine ait KCBS ilk radyo istasyonu olarak bilinmesine rağmen bir başka kaynağa göre ülkedeki ilk radyo istasyonları Stockton’daki KWG ve Los Angeles’teki KNX’tir. Ayrıca yine aynı zamanlarda düzenli radyo programlama ve diğer hizmetleri üreten farklı firmalar da okuduğumuz kaynaklarda karşımıza çıkıyor. 1919 yılında Wisconsin-Madison Üniversitesi radyo istasyonu ilk defa insan sesinin dalgaları kullanarak iletilmesini sağlamıştır. Bu tarih radyonun müzik dinlemek için kullanılmaya başlanmasından iki yıl öncesidir.
    radyolar
    AM frekansıyla başlayan radyonun altın çağı

    Radyo frekanslarının ilk kullanımı ise 1906 yılında I. Dünya savaşı sırasında kullanılan AM(Amplitude Modulation- genlik modülasyonu) frekansıdır. AM frekansı bundan sonraki 30 yıl boyunca popülerliğini korumuştur. Sıklıkla radyonun altın çağı olarak adlandırılan bu dönem boyunca radyo istasyonları çok sayıda eğlence programı ürettiler. Müziğin yanı sıra Amos ‘n’ Andy ve Superman gibi çeşitli programlar da yayınlandı. Radyolar ayrıca günlük haberlerin paylaşımı için de önemli bir kanal haline geldi.

    1940’lı yıllarda ise araştırmacılar AM frekansına alternatif olarak FM(frequency Modulation-frekans modülasyonu) frekansını geliştirmeye başladı. FM, AM’e göre kısa zamanda daha popüler oldu çünkü herhangi bir frekans üzerinden iletilebiliyordu. Geliştirilmesinin asıl amacı klasik müzik severler ve eğitim olsa da, FM yöntemi 1960’larda rock müziğin favorisi oldu.

    Dijital analoğa göre üstün, çünkü daha fazla istasyon sağlıyor

    Digital Audio Broadcasting (DAB) standardının 80’li yıllarda Almananya’da bir araştırma merkezinde bir proje üzerinde çalışan bilim adamları tarafından geliştirildiğini duymak size şaşırtıcı gelebilir. Bu yöntemde dijital alıcılarla çalışan dijital iletim sıkıştırılmış sesi toplayarak radyo dalgalarına iletiliyordu. İlk dijital ses yayınını başlatan ülke ise 90’lı yılların ortalarında Norveç oldu. İngiliz BBC, Norveç’i takip etti ve 10 yıl içinde dünyada oldukça popüler hale geldi. Dijitalin analoğa göre üstün ve sebeple de hızla popülerleşmesini sağlayan yanı FM’e göre daha fazla spektruma sahip olması, bu da daha fazla istasyon anlamına geliyor.
    Podcasting

    Norveç radyo konusunda her dönemde öncü

    90’ların gelmesiyle internetin hayatımıza girişi ve eğlence tüketimindeki seçeneklerin giderek artması ile birlikte medya sektöründe adım adım geri plana itilen radyo, son dönemde ise yine internetle birlikte silkinerek kendine geldi diyebiliriz. Çünkü dijitalleşen tüm tüketim alışkanlıklarımız gibi radyo dinleme alışkanlıklarımızın da internete kayması, dinleyiciler için içeriğin sınırsızlaşması diğer yandan radyo yayıncılığının da giderek kolaylaşması anlamına geliyordu. Amerikalı teknoloji uzmanı Carl Malamud internet radyoya öncülük etmiş ve 1993 yılında “Internet Talk Radio”yu başlatmıştır. Akabinde hızla yaygınlaşan bu trendi fırsat olarak gören bazı ülkeler radyo yayıncılığının dijitalleşmesi yönünde büyük adımlar atmaya başladılar bile. Geçtiğimiz aylarda Norveç Kültür Bakanlığı bir açıklama yaparak 2017 yılında FM radyo yayınlarına tümüyle son verileceğini ve sadece internetten radyo yayını yapılacağını duyurdu. Bu geçişle birlikte Digital Audio Broadcasting (DAB) Norveçli dinleyicilere FM radyodan daha yüksek ses ve yayın kalitesinde çok daha çeşitli içerik sağlayacak. DAB şu anda Norveç’te 22 radyo kanalı barındırıyor ve eski FM radyoların bir kısmının DAB bünyesinde dijital yayına geçmesi söz konusu. Norveç’teki bu gelişmenin zaman içerisinde birçok ülkede yaşanacağı kesin. Spotify, Netflix, Hulu gibi hizmetler yaygınlaştıkça ülkeler radyo yayınlarını 1993’ten beri hayatımızda olan FM radyolardan internete taşıyacaklar.

    Dijital radyo günleri

    İlk radyo yayınına bundan 88 yıl önce 6 Mayıs 1927 tarihinde İstanbul Sirkeci’deki Büyük Postane’nin stüdyoya dönüştürülen üst katından kulak veren Türk radyo dinleyicisi de radyolardaki bu dijitalleşme trendine ayak uyduruyor. Radyo dinleme alışkanlıklarımızın dijital dönüşümü üzerine URYAD(Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği)’ın Haziran 2015 tarihli güncel bir araştırması var. 16-54 yaş aralığındaki 500 internet kullanıcısıyla gerçekleştirilen bu araştırmaya göre Türkiye’de her 5 kişiden 3’ü radyo dinlerken; bütün zamanların eğlence ve iletişim aracı radyo her 2 haneden 1’inde karşımıza çıkıyor. Radyo dinleyenlerin yüzde 52’si bulunduğu ortamda çalan radyoyu dinliyor. Yani bireyler olarak kendimiz dinlemesek de evimizde, iş yerimizde, trafikte, alışveriş merkezlerinde, kahvelerde, her yerde radyo dinliyoruz. Üstelik diğer mecraları da radyo dinlemek için kullanıyoruz.
    Hipster blog smartphone
    Cepten radyo dinleme oranı yüzde 32

    Televizyondan radyo dinleme oranı yüzde 31 iken 18-24 yaş arası bireylerin cep telefonundan radyo dinleme oranı yüzde 32. İnternet kullanıcılarının yüzde 75’i internete bağlıyken aynı zamanda online olarak radyo da dinliyorlar. İnternet kullanırken radyo dinleyenlerin yüzde 59’u, radyoda duydukları reklamları, fırsatları, ilgi çekici konuları, o anda internette araştırıyorlar. Her 5 kişiden 2’si, radyoda duyduğu ve ilgisini çeken bir fırsatı, reklamı, konuyu ilk fırsatta internetten araştırıyor. Araştırmaya göre radyoda herhangi bir program takip edenlerin %30,3’ü sosyal medyada da takip ederken, herhangi bir programcı takip edenlerin ise %41,4’ü sosyal medyada da takip ediyorlar. En göze çarpan mecralar ise Facebook ve Twitter olarak gözlemleniyor.

    Yeni nesil radyo alışkanlığının odağında mobil var

    Dijitalleşen radyo kültürün odağında ise haliyle akıllı telefonlar ve mobil uygulamalar var. Türkiye’de de birçok radyonun dijitalleşerek tüketicilerine mobil cihazlardan ulaşmaya gayret ettiği son dönemlerde hepimizin takip ettiği bazı global müzik servisleri radyo işinde de başı çekiyor. 75 milyonun üzerinde aktif kullanıcı ve 20 milyonun üzerinde ücretli aboneye sahip Spotify bu alanda zirvenin sahibi. Eylül 2013 itibariyle Türkiye pazarına giren uygulama Avrupa’nın ikinci en büyük dijital müzik ciro kaynağı. Kullanıcılarına müzik içeriklerini keşfetme, yönetme ve paylaşma fırsatı sunan uygulamanın radyo deneyimi de oldukça iyi. Ne dinleyeceğinize bir türlü karar veremediğiniz anlarda imdadınıza koşan Spotify uygulamasında radyoyu seçip “yeni istasyon oluştur”a tıklamanız yeterli oluyor. Beğendiğiniz bir sanatçı, albüm ya da çalma listesi seçiyorsunuz. Spotify tüm kataloğundaki benzer parçaları bulup, sizin için çalıyor.
    spotify
    Deezer ise Spotify’ın en iyi alternatifi niteliğinde bir uygulama. Üyelerine 35 milyonluk geniş müzik kataloğuna ek olarak 35 bin konuşmalı radyo programı ve podcast’e erişim imkanı sunan Deezer da Spotify gibi Türkiye pazarında yerini almış bir servis. Deezer’ın “çalma listesi radyosu” özelliği ise bence uygulamanın artılarından. Çalma listesi radyosu, kullanıcıların sevdikleri müzikleri dünyanın dört bir yanındaki uzman müzik editörlerinin önerileriyle harmanlıyor. Bu kategoride benim üç numaram Tuneln ise dünya çapında en çok tercih edilen uygulamalardan. Tuneln üzerinden özellikle yabancı birden çok radyoya ulaşabilir ve kendi tarzınıza uygun radyoyu bulabilirsiniz. İlla Türkiye’den de bir isim zikretmek gerekirse sunduğu envai çeşit müzikle Karnaval’ı tek geçerim.

    Dijital dönüşüm radyoculuk mesleğini nasıl etkiledi?

    Dijitalin radyo dinleyicisini, sektörü etkilemesi hikayesi deneyimlerimden yola çıkarak sizlere güle oynaya anlatabileceğim bir konu. Ama işin bir de radyo yayıncısına getirdikleri, götürdükleri var. Bu kazık bir soru aslında. Google da olsa her şeyin cevabını bilmiyor. Analogdan dijitale diye yola çıkıp okuyucuya büyük bir vaad vermişken, pilavdan dönenin kaşığı kırılsın diyorum ve bu bölümde telefonla görüş hakkımı kullanmak istiyorum. Gazeteci ve radyocu arkadaşım meslektaşlarım içinde teknolojiden en iyi anlayan adamlardan biri olan Timur Akkurt’u arıyorum. “Timur, dijital sizin mesleğin icra şeklini, mutfağını nasıl değiştirdi abi?” Timur başlıyor anlatmaya:(Görsel temsili)
    Radio presenter in radio station on air
    “Dijitalleşmenin en büyük katkısı cızırtı, parazit artık yok. Başka bir taraftan baktığımızda bu eksi olarak da görülebilir. Parazitli de olsa bir şekilde dinlediğimiz bir radyo dijitalde ya vardır ya yoktur. Bence bir süre daha analog yayınlar sürmeli. Zaten ülkemizde de dijitalleşme adına gerekli alt yapı çalışmaları yapılmış değil. Zor para kazanılan bu sektörde üzerine bir de yatırım yapmak radyo sahiplerini iyice zora sokacağından bu yatırımlara bence bir süre daha yanaşmayacaklar.” Gönderme yaptığım yarışmadaki gibi zaman kısıtı da yok nasılsa, Timur yardırdıkça yardırıyor. “Radyonun içindeki dijitalleşme ise çok faydalı. Otomasyon sistemleri ve çalınacak müziklerin arşivlenmesi eskiye oranla işleri çok daha kolaylaştırdı ve maliyetleri de düşürdü. Neredeyse tüm radyolarda otomasyon sistemleri kullanılmaya başlandı. Uzaktan erişim sayesinde ofise bile gitmeden yayın akışına müdahale şansı olması bu sistemlerin rahatlıkla sevilmesine neden oldu.”

    Teknolojiyi alan, gelenekselden kopamayan radyo severler için

    Radyo kültürü bir yandan dijitalleşirken diğer yandan olaya daha romantik bakıp da evde dedesinden kalma nostaljik radyosunu henüz atmamış-üzerine bir de annesinin ördüğü danteli örtenlere diyecek lafım yok- olanlarınız vardır aranızda. Belki o radyo kadar ruhunuza iyi gelmeyecektir ama elbette sizin için de teknoloji dünyasının sunduğu alternatif ürünler var. Bu anlamda teknoloji üreticileri tüketicinin hem vazgeçemediği radyo içeriğini hem de eksik kalamadığı teknoloji arzusunu gidermek adına oldukça şık tasarımlara sahip cihazlar üretiyorlar. Evden araç içine kadar farklı cihazlarda fonksiyon olarak sunulan radyo, aldığımız alete göre esas işimizi görürken bir yandan da radyo dinleme ihtiyacımızı gideriyor. Bu kategoride alarmlı saatli radyolar, FM radyolu bluetooth speaker’lar, taşınabilir müzik setleri, araç içi oto teyp’leri henüz internet radyoya geçememiş daha geleneksel kullanıcılar için iyi seçenekler.
    Reaching For Alarm
    Akıllı telefonuyla uyanamayanlar için alarmlı saatli radyo

    Siz de akıllı telefonunuz yanı başınızda uyuyan ve alarm çalınca öteleye öteleye vaktinde uyanamayıp işe geç kalan biriyseniz alarm saatli bir radyo size hem vakit kazandıracak hem de sabahınıza keyif katacak. Ben Philips’in AJ3400/12 büyük ekranlı çift alarmlı saatli radyosunu kullanıyorum. 400 mW hoparlör gücüne sahip cihaz LED ekranı, sadece 0,33 kg ağırlığı ve şık tasarımı ile kullanışlı bir ürün. Alarmım çalıyor, uzanıp kapatırken, bazen uyku sersemi yanlışlıkla bazen farkında olarak radyoyu açıyorum, kahvemi yudumlarken sabah haberlerini eskilerin tabiriyle ajansı dinliyorum. Ürünün fiyatı da oldukça uygun. Aynı kategoride farklı fiyat seçeneklerinde Goldmaster’ın ve Sony’nin de ürünleri de var. Öte yandan FM radyolu bluetooth speaker da son dönemde bir çok kişide gördüğüm bir ürün. Bluetooth özelliği, hafifliği ve renk seçenekleri ile bence kullanışlı ve iş gören cihazlar. Özellikle sürekli değil de arada kullanacağınız yazlık gibi yerlerde ya da ofisinizde tercih edebileceğiniz bir ürün olabilir. Pembesinden moruna farklı renk seçenekleri kız arkadaşınıza hediye olarak alabileceğiniz iyi bir alternatif.
    Let the gps guide you

    Araç içinde radyo dinlemekten vazgeçemiyor musunuz?

    Yukarıda birbirinden çarpıcı sonuçlarını paylaştığım URYAD’ın araştırmasına göre radyoyu en fazla dinlediğimiz yerlerden bir diğeri araç içi. Otomobilinde en çok radyo dinleyen grup yüzde 43 gibi yüksek bir oranla AB grubu. Bu grubun nispeten daha yüksek gelir skalasına yönelik daha fonksiyonlu daha teknolojik ve giderek akıllanan otomobiller içerisinde asla sırıtmayacak ismi basit gibi gelse de on parmağında on marifet olan oto teypleri var. Şu hırsızların doksanlarda araçların etrafında gecenin bir yarısı kol gezdiği sadece kaset çalan zamazingolardan bahsetmiyorum. Bu kategoride bildiğiniz tüm dijital numaralardan anlayan çok marifetli ürünler var. Pioneer, Sony, Navitech gibi markaların bu segmentte çok başarılı ürünleri olsa da Kenwood’un bence kusursuz bir araç içi eğlence deneyimi vadeden cihazı Kenwood DNX5380M tavsiye etmek istediğim bir ürün. DVD , DivX , Mpeg 1/2 , VCD , Jpeg Oynatabilme, MP3 , Wma , AAC çalabilme özelliklerine sahip cihazın fiyatı biraz yüksek gelebilir. Ama değeceğine emin olabilirsiniz.

    Radyoyu sadece akıllı telefondan değil, bulunduğunuz ortama uygun cihazlardan hakkını vererek dinlemek isteyenlerdenseniz sizi MediaMarkt’ın ses sistemleri sayfalarında bir tura çıkartalım.

    Google, bir kez daha karbon emisyonuna karşı!

    0

    google-veri-merkezi

    Google’ın dünya üzerindeki 14. veri merkezini ABD’deki bir kömür santralinin üzerine kuracağı açıklandı. Bu adım, şirket adına küresel ısınmanın en önemli etkeni olan karbon emisyonunun önemli tetikleyicilerinden kömür üretimine yönelik sembolik bir başkaldırı anlamı da taşıyor.

    Google; Gmail ile e-posta gönderimi, Google Drive’da çeşitli belgeler paylaşımı ya da YouTube videolarının izlenebilmesine yönelik hizmetlerin sunumu için veri merkezlerine ihtiyaç duyuyor. Bu alanda dünya genelinde en çok veri merkezine sahip şirket olan Google, bu yapıların sayısını artırmaya da devam ediyor.

    screen-shot-2013-01-18-at-1-17-14-pm

    Faaliyetleri sona erdirilen Dullar Creek kömür madeninin bulunduğu tesisin yeniden yapılandırılması ile oluşturulacağı belirtilen 14 numaralı Google veri merkezi, bu yönüyle dikkat çekti. Çünkü fosil yakıtların üretimi ve kullanımı; küresel ısınmanın en önemli nedeni olan artan karbon emüsyonunun temel aktörleri arasında. Bu noktada üretimi durdurulan bir tesisin yerine bir veri merkezinin kurulması güzel bir mesaj anlamı da taşıyor.

    Google, kendi kendine giden elektrikli otomobiller ve laboratuvarlarında çevresel amaçlara sahip sayısız konu üzerinde çalışan çevre dostu bir şirket olarak tanımlanıyor. Bu yönüyle ünlü sivil toplum kuruluşu GreenPeace tarafından da övgü alan şirketler arasında.

    Bu telefon sanal gerçeklik gözlüğü ile gelecek

    oneplus-one-black

    Çinli akıllı telefon üreticisi OnePlus, sanal gerçeklik yolunda daha önce hiç yapılmamış bir şeyi, yakın zamanda satışa sunulacak OnePlus 2 adlı modelinde tüketicilere sunacağını açıkladı. Buna göre OnePlus 2, sanal gerçeklik özelliği ile gelecek, ayrıca Google Cardboard adlı sanal gerçeklik ürününe benzer bir ürünün de akıllı telefonla birlikte ücretsiz olarak verilmesinin planlandığı açıklandı. Böylece akıllı telefon, kartondan üretilmiş ve temelde mercek içeriği sayesinde sanal gerçeklik özelliği sunabilen ek bir aksesuarla birlikte satılacak.

    Şirketin kurucularından Carl Pei, OnePlus 2 ile etrafa 360 derece açıyla bakmanın mümkün olabileceğini ve belki çevrede birkaç paskalya yumurtasını bulmanın da söz konusu olduğunu ifade ederek sanal gerçeklik özelliğine işaret etti.

    vr_forum

    Doğrudan sanal gerçeklik özelliğine sahip ilk akıllı telefon modeli Çin’li OnePlus’tan gelecek gibi görünüyor. Şirketin OnePlus One modeli ile elde ettiği büyük başarının ardından gelecek dönem modelinde de iddialı olduğu böylelikle gözler önüne serilmiş oluyor. OnePlus 2 adlı Android işletim sisteminin değiştirilmiş bir yapısı olan Cyanogen önyüklü cihazın lansman tarihi kesinleşmiş durumda. Şirketin açıklamasına göre ilgili model 27 Temmuz günü lanse edilecek.

    5G’nin Gelişimine En Büyük Katkı Ödülü Huawei’nin

    0

     5g-mediamarkt

    Huawei, 5G Mobil Dünya Kongresi’nde, hava arayüzlü teknolojiler özelindeki çalışmalarıyla, sektöre yönelik inovatif hizmetlerinin karşılığı olarak, “5G’nin Gelişimine En Büyük Katkı” ödülünün sahibi oldu.

    Mobil genişbant ve nesnelerin internetinin büyük bir hızla gelişimi, insanlar ve makineler arası iletişimi artırmasının yanı sıra, dijital dünya ile fiziksel dünyayı da önemli oranda yakınlaştırdı. 2020 yılında ise 5G teknolojisiyle, “her şeyin” birbirine bağlı olduğu teknolojik bir dünyanın varlığı öngörülüyor.

    5G standardizasyonunun 2016’da başlaması planlanırken, bu teknoloji şimdiden sık sık gündeme gelmeye devam ediyor. Konuyla ilgili en çok üzerinde durulan bariyer ise 10Gbps çıkış ve 1ms tepki süresi ile 100 milyar bağlantının nasıl optimize edileceği.

    hwaward_002

    Huawei, 2/3/4G alanlarındaki benzersiz sektörel deneyimiyle ve dünya lideri 5G araştırmalarıyla, tüm bu bariyerlere yönelik çözümler üzerinde hızla yol alırken, 5G Mobil Dünya Kongresi’nde yapılan değerlendirme kapsamında, endüstrinin ilk 5G ödülünün sahibi oldu.

    Huawei Kablosuz İletişim Teknolojileri Ürün Grubu Pazarlama Direktörü Chaobin Yang, Huawei adına ödülü kabul ederken şöyle dedi; “5G alanındaki ilk ödülü Huawei’ye sunan değerlendirme kuruluna teşekkürlerimizi sunuyoruz… Bu yeni teknolojilerin adapte edilmesi ile birlikte, çift anten teknolojileri dâhil edilmeksizin, verimliliğin 3 kat artacağını öngörüyoruz.”