Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1918

    Sony Alfa a6000 inceleme

    sonya6000_01

    Aynasız kategorisinin önemli markalarından biri olan Sony’nin Alfa serisinin en yeni modeli a6000’i inceliyorum.

    Aynasız olarak tabir edilen, üzerinde prizma sistemi olmayan ancak objektifi değiştirilebilir ürünler sunan kategoride en çok ürünü bulunan markalardan biri Sony. Kendi geliştirdiği özel bir teknolojiyi kullanan marka, çeşitli özellik ve fiyat skalasında birçok ürüne sahip.

    Firmanın giriş seviyesi aynasız modeli olarak kabul edilebilecek a6000 modeli ise gelişmiş seri çekim kabiliyeti,  güçlü bir donanım ve ileri seviye teknolojik özellikleriyle dikkat çekiyor.

    24.3 Megapiksel çözünürlük

    Sony a6000, 24.3 Megapiksel çözünürlüğe sahip. APS-C boyutlarında sensör, saniyede 11 kare seri çekim hızı, 3 inç yukarı aşağı hareket edebilen ekran, Full HD video kayıt, Wi-Fi desteği ve NFC özelliği ilk bakışta görünen özellikler.

    Hibrit netlik sistemi

    Bugüne kadar ürettiği fotoğraf makinelerinde netlik konusunda iyi olan Sony, bu üründe çıtayı biraz daha yukarı taşımış: 25 kontrast noktalı netlik sistemi, 179 nokta ile destekleniyor. Böylece hem fotoğraf hem de vido modunda netlik konusuna takılmadan çekim ya da kayıt yapabiliyorsunuz.

    Kullanılan ekran 3 inç ve 921 bin piksel çözünürlük sunuyor. Bu ekranı 90 dereceye kadar yukarı, biraz da aşağı indirebiliyorsunuz. Öne doğru gelebilse daha iyi olurdu (selfie çekimleri için). Ancak Sony bu modelde bu tarz bir açıyı tercih etmemiş. Bu arada ekran dokunmatik değil. Dokunmatik olması biraz daha pratiklik sağlayabilirdi. Yine de bu haliyle de kullanımında sıkıntı yok.

    sony_a6000_03

    Kapanabilen objektif

    Aynasız fotoğraf makineleri zaten küçük oluyor. Bu cihazların en büyük parçası ise objektifler. Sony objektifi küçülebilir bir mekanizma ile içine girecek şekilde tasarlamış. Bu sayede zaten az yer kaplayan fotoğraf makinesi daha da küçülüyor. Bu 3-5 cm’lik küçülme yer anlamında fayda sağladığından önemli. Öte yandan objektifin yan yüzünde bulunan bir mekanizma ile zoom in zoom out yapabiliyorsunuz. Böylece kompakt bir makinenin pratikliği aynasız bir modele taşınmış.

    16-50 mm kit objektifin günlük kullanım için performansı yeterli. 3.5 diyaframlı bu objektif gün ışığında çok iyi sonuç veriyor. Teknolojik destek sayesinde ışığın az olduğu ortamlarda da sizi yarı yolda bırakmıyor.

    Süper hızlı

    Fotoğraf makinesinde birçok çekim modu bulunuyor. Bunlar arasında Panorama gibi seçenekler olduğu gibi manuel modlar da bulunuyor. Fotoğraf bilginize göre bu modları kullanarak çekim yapabiliyorsunuz.

    Sony a6000’in en beğendiğim yanı ise seri çekim hızı oldu. Saniyede 11 kare seri çekim hızı olan üründe, ön bellek dolana kadar çekim yapabiliyorsunuz. Hızlı bir bellek kartınız varsa 8-10 saniye boyunca seni çekim yapabiliyorsunuz ki çok başarılı bir özellik.

    sony_a6000_02

    Vizör de var

    Günümüzde az sayıda aynasız fotoğraf makinesinde vizör bulunuyor. Sony de bu ürün vizör koymuş. Dijital olan vizör özellikle pil tasarrufu için kullanılabiliyor. Ayrıca ‘ille de vizör olsun‘ ısrarında olanlar için güzel bir haber.

    Fotoğraf kalitesi ortalamanın üzerinde olan a6000, video modunda Ful HD 1080/60p çözünürlüğünde kayıt yapabiliyor. Video kalitesi de iyi olan üründe ses kaydı için bütünleşik mikrofon kullanılıyor. Harici bir mikrofon girişi ise tercih edilmemiş.

    Wi-Fi ve NFC

    Üründe Wi-Fi ve NFC özellikleri de yer alıyor. Kablosuz ağ bağlantısı sayesinde fotoğraf makinesini uzaktan kullanma ve dosya aktarımı yapabiliyorsunuz. Faydalı ve güzel bir özellik.

    Pil ömrü

    Cihazda bütünleşik Li-İyon pil kullanıyor. Pilin CIPA standartlarına göre ömrü 420 kare. Ayrıca pilin şarjı microUSB bağlantısı üzerinden yapılıyor. Bunun için gerekli olan kablo ve adaptör kutudan çıkıyor. Aynı kablo akıllı telefonlarda da standart olduğu için son dönemde moda olan harici pil çözümleriyle fotoğraf makinesi de şarj edebiliyorsunuz. Özellikle arazide çok işe yarayan bir fonksiyon

     

    Hızlı, küçük ve kabiliyetli bir aynasız arayanlara hitap eden Sony Alfa a6000, beklentileri karşılayabilecek bir ürün. Meraklılarına öneririm.

    Sony Alfa a6000 ile çekilmiş örnek bir fotoğraf
    Sony Alfa a6000 ile çekilmiş örnek bir fotoğraf

    Sony Alfa a6000 Teknik Özellikler

    • 24.3 Megapiksel çözünürlük
    • APS-C boyutunda CMOS sensör
    • Saniyede 11 kare seri çekim hızı
    • Wi-Fi ve NFC özelliği
    • JPEG ve RAW desteği
    • Bütünleşik flaş
    • 3 inçlik 921.600 piksel ekran
    • 1.440 milyon piksel elektronik vizör
    • Full HD 1080p/60 video kayıt
    • SD/SDXC/SDHC Memory Stick Duo bellek kartı
    • microUSB üzerinden şarj olabilme
    • CIPA standartlarına göre 420 kare pil ömrü

    Samsung ve Digiturk’ten 4K içerikte Türkiye’de bir ilk!

    1444036176_UHD_TV_Tüketici elektroniği şirketi Samsung ile Türkiye’de dijital televizyon yayıncılığının önde gelen markalarından Digiturk, Türkiye’de ilk defa Samsung UHD Gate by Digiturk Play servisi ile UHD (4K) içerikleri, Samsung UHD TV’ler üzerinden kullanıcılarla online olarak buluşturuyor. İki şirket arasında gerçekleştirilen iş birliği çerçevesinde Digiturk’ün içerik ve yayıncılık kalitesi ile Türkiye’de ilk defa online UHD içerik sağlayacak Samsung UHD Gate by Digiturk Play uygulaması, başka yerde bulunmayan; Samsung UHD TV sahiplerine özel yayınları izleyicilerin evlerine taşınacak.

    İZ TV tarafından hazırlanan 15 bölümlük UHD görüntü kalitesinde kaydedilen yerli belgeselin yanı sıra global stüdyolara ait UHD içerikler, Samsung UHD TV sahiplerinin TV’lerindeki akıllı arayüzde yer alıyor ve gerçek 4K içeriği her an izleyebilecek şekilde kullanıcılarla buluşuyor.

    Samsung Electronics Türkiye Tüketici Elektroniği Direktörü Hüseyin Erel, “Hızla yaygınlaşan UHD içeriğin kısa süre içerisinde bir dünya standardı olması bekleniyor. Samsung olarak Türkiye’de hızla artan 4K talebine, yenilikçi, yüksek kaliteli televizyonlarımız ile birlikte iş ortaklarımızla geliştirdiğimiz özel içeriklerle yanıt veriyoruz. Gerçek 4K deneyimini tüm kullanıcılara en üst seviyede yaşatmak için Ar-Ge çalışmalarının yanı sıra değerli iş ortaklarımızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

    besiktas-fenerbahce-yi-3-2-yenmeyi-basardi

    Her hafta 1 maç 4K kalitesi ile gelecek

    Digiturk IT Genel Müdür Yardımcısı Hatice Memigüven, “…Geldiğimiz noktada , Samsung ile ortaklaşa imza attığımız bu proje çerçevesinde yine bir ilke imza atıyor; Samsung UHD TV’ler için internet üzerinden 4K içerik sağlıyoruz. Buradan bir müjdeyi paylaşmak isterim: 2016 yılının başında Lig TV’de haftada 1 maçı 4K kalitesiyle yayınlamaya başlıyoruz…” dedi.

    Samsung UHD Gate by Digiturk Play’de neler bulunuyor?

    Samsung UHD TV sahipleri Türkiye’nin ilk belgesel kanalı İZ TV’nin tamamı UHD olan 15 bölümlük belgesel kuşağını izleme şansına kavuşuyor. Aralarında İstanbul adaları, Kapadokya, Aspendos, Köprülü Kanyon, Gelidonya Feneri’nin de yer aldığı belgesellerle Türkiye’nin 15 saklı cennetini keşfetmek mümkün. Ayrıca global stüdyolara ait birbirinden kaliteli UHD içeriklere de kullanıcılar uygulama aracılığıyla ulaşabilirler.

    Samsung UHD Gate by Digiturk Play ile ilgili daha fazla bilgi için buraya tıklayınız.

    Önemli Anlar Türkiye Araştırması’nın sonuçları yayınlandı

    57de36a96ae3d14c6dd56c560f0813a7

    Google tarafından gerçekleştirilen “Önemli Anlar Türkiye Araştırması”nın sonuçlarına göre markalar için başarıya giden yol önemli “anı yakalamaktan” geçiyor.

    Mobil teknolojinin hayatlarımızı radikal bir şekilde değiştirdiği günümüzde artık aralıklarla online olmaktan değil, sürekli bağlı olmaktan, milyarlarca önemli anı online olarak yaşamaktan söz ediyoruz. Bu durum kullanıcıların dilediği şeyi dilediği zamanda bulmasını, yapmasını, seyretmesini ya da satın almasını kolaylaştırırken, bir yandan da pazarlamacıların doğru zamanda doğru mesajla doğru insana ulaşmaları için bugüne kadar hiç görülmemiş fırsatlar sunuyor.

    Milyarlarca önemli an online olarak yaşanıyor

    Birden fazla ekran üzerinden medya tüketimi geçtiğimiz 3 yıl içerisinde internet kullanıcılarının %90’ının alışveriş, seyahat planı ya da herhangi bir içerik görüntülemek gibi nedenlerle cihaz değiştirmesine bağlı olarak %500 düzeyinde artış gösterdi1. Bu durumsa tüketicilerin ilham ya da bilgi arayışında olduğu, yeni şeyler keşfettiği ya da kararlar verdiği amaç ve tutku odaklı geçirdiği “önemli anları” beraberinde getirdi.

    Araştırma kapsamında ‘izlemek istiyorum’, ‘yapmak istiyorum’, ‘bulmam lazım’ ve ‘satın almam lazım’ anları gibi farklı durumları işaret eden bu anlarla ilgili ilginç veriler ortaya konuyor:

    İzlemek istiyorum anları

    Akıllı telefon kullanıcılarının %60’ı, ilgili araştırmanın yapıldığı haftadan önce eğlenmek ya da ilham almak için YouTube’u açmış*.

    Yapmak istiyorum anları

    35 yaşın altındaki internet kullanıcılarının %80’i öğrenmek istedikleri her şey hakkında YouTube’da bir video bulabileceğine inanıyor.

    Bulmam lazım anları

    İnternet kullanıcılarının %92’si bağlı bir cihazda, çevrim içi veya çevrim dışı içerik veya reklamlar tarafından anında daha fazla bilgi aramaya yönlendiriliyor.

    Print

    Satın almam lazım anları

    Akıllı telefon kullanıcılarının %92’si belirli ürünler için alışveriş yaparken cihazlarını kullanmış.

    Önemli Anlar Türkiye Araştırması’nda öne çıkan sonuçlardan bazıları ise şöyle sıralanıyor:

    Türkiye’de online tüketicilerin %88’i kendisine uygun gelen bir markadan gelen bir mesajı gördükten sonra harekete geçiyor.

    35 yaşın altındaki internet kullanıcılarının %80’i öğrenmek istedikleri her şey hakkında YouTube’da bir video bulabileceğine inanıyor.

    İnternet kullanıcılarının %92’si bağlı bir cihazda, çevrim içi veya çevrim dışı içerik veya reklamlar tarafından anında daha fazla bilgi aramaya yönlendiriliyor.

    İnternet tüketicilerinin %71’i bir şirketin mesajının konuyla ilgili olmasının, markayla ilgili düşüncelerini etkilediğini kabul ediyor.

    Akıllı telefonlarında araştırma yapanların %63’ü cihazlarında o anda telefonlarından ilgili bilgiye ulaştıkları için normalde düşünmedikleri bir markayı satın almayı düşünüyor.

    Akıllı telefonlarında arama (araştırma) yapanların %54’ü cihazlarında o anda ilgili bilgiye ulaştıkları için normalde düşünmedikleri bir markayı gerçekten satın aldıklarını ifade ediyor.

    Akıllı telefon kullanıcılarının %75’i mağazada cihazlarını son kullandıklarında bir ürün ya da hizmet hakkında internette buldukları bilginin alacakları kararı etkilediğini söylüyor.

    Giyilebilir teknolojiler dünyasına Samsung’un son katkısı: Gear S2

    samsungwatch

    Birkaç ay önce Berlin’de düzenlenen önemli teknoloji etkinliklerinden biri olan IFA’da Samsung, Gear S2 ile ilgili bir duyuru yapmış, Ekim ayında bu yeni ürününün tüketicilerle buluşacağını açıklamıştı. Galaxy Note 5 ve S6 Edge Plus ile birlikte müjdesi verilen Gear S2, Samsung’un yuvarlak kadrana sahip ilk saati…

    Aslında çalışmalar ilk başladığında projenin kod adı Orbis’ti… Ancak piyasaya sürülme aşamasında Samsung, daha önceki saatin bir sürüm üstü olduğunu göstermek adına Gear S2’yi ticari açıdan çok daha uygun buldu.

    Samsung’dan akıllı saat yağmuru

    Saatler konusunda Samsung’un oldukça üretken olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz. Hatırlayacak olursanız, Samsung Electronics, Gear S2’den önce, Samsung Galaxy Gear, Gear 2 Neo, Gear 2, Gear Fit, Gear Live ve Gear S modellerini piyasaya çıkartmıştı. Android işletim sistemine sahip olan Gear Live ve gerçek zamanlı OS omurgaları üzerinde çalışan Gear Fit haricinde öteki saatlerde Tizen işletim sistemini kullanmıştı. Nitekim Gear S2’de de Tizen işletim konusundaki deneyimini devam ettiriyor.

    Uzmanların “Samsung’un bugüne kadar ürettiği en iyi saat” olarak tanımladığı Gear S2’de seçeneklere ulaşmak için yuvarlak kadranı döndürüyorsunuz. Samsung’un ilk yuvarlak kadranlı akıllı saati olan Gear S2’nin belki de en keyifli taraflarından biri kadranın dönebilmesi… Elbette ekran aynı zamanda dokunmatik özelliğe sahip.. 1,2 inç boyutunda Super AMOLED bir ekrana sahip olan saat, 360×360 piksel çözünürlükte 302 ppi gibi bir değer sunuyor. Kısaca söylemek gerekirse, görüntüler keskin ve net, renkler parlak ve canlı…

    samsung-gear-s2-press-169

    Düz model ve Classic arasındaki tek fark kayışta

    Gear S2 bir düz model bir de Classic seçeneğiyle geliyor. Bu iki ürün arasındaki tek fark saatin kayışıyla ilgili… Düz modelde kayış plastik malzemeden yapılmışken, Classic modelde kayış deri olarak belirlenmiş. Çift çekirdekli 1 GHz işlemciye sahip olan saat, 512 MB bellek ve 4GB depolama alanı sunuyor. Kadran, 11,4 mm kalınlığında ve 250 mAh bataryası, kullanıma göre 2 ila 3 gün arası dayanıyor.

    Saatin en önemli özelliği diğer akıllı saatlerin aksine üzerine eSIM kart takılabiliyor olması. Aslında eSIM kart, bildiğimiz küçük plastik SIM kartlar gibi değil, elektronik bir SIM kart… Çok yakında konvansiyonel SIM kartların yerini alması beklenen eSIM kart, cihaza gömülü olarak geldiği için kart değiştirmek gibi bir eylem gerektirmiyor. Diyelim ki, hem Apple, hem de Android telefonunuz var. Birinden birini kullanmanız gerektiğinde, konvansiyonel SIM kart tipleri genellikle birbirine uymuyor, boyutlar değişik olabiliyor. Oysa eSIM kart operatör tarafından yalnızca bir yazılımla değiştirilebiliyor. Eylül 2016’da piyasaya çıkması planlanan iPhone 7’nin dünyanın ilk eSIM kartlı telefonu olacağından bahsediliyor, bunu da hatırlatayım.

    Türkiye’de şimdilik 3G desteği yok

    Samsung yetkililerinden aldığımız bilgiye göre, Samsung Gear S2’ler, Ekim ayının son haftasında Türkiye’de de raflarda yerini alacak. Ancak, ülkemizdeki operatörler, eSIM’le ilgili şimdilik destek veremiyorlar. Dolayısıyla 3G özellikl saat Türkiye’ye gelmeyecek. Gear S2 satın alanlar, saatlerini yalnızca WiFi alanlarında kullanabilecekler. Ürün, aynı zamanda Bluetooth ve NFC özelliklerine sahip… Avrupa’da öncelikli olarak Finlandiya ve Danimarka’da piyasaya çıkan Gear S2 fiyatları düz modeli 349 Euro, Classic ise 399 Euro olmak üzere satışa sunuldu. Amerika’da geçtiğimiz hafta teknoloji tutkunlarının karşısına çıkan Samsung Gear S2, 300 ve 350 dolar etiketlerini taşıyor.

    Akıllı telefon dünyasının bir numaralı üreticisi olan Samsung cep telefonları ve giyilebilir teknolojiler pazarına Samsung Gear S2 ile gerçekten yeni bir soluk getiriyor.

     

     

     

     

    HTC Desire ailesi yenilendi: Desire 626

    HTC Desire ailesini, Desire 626 ile yeniledi. Orta sınıfa hitap eden, LTE ve 13 MP kamera teknolojisini destekleyen Desire 626 inceleme altında.

    HTC orta sınıfa hitap eden Desire 620 ürün ailesini Desire 626 ile güncelledi. HTC Desire 626, bugünlerde moda olan Alüminyum çerçeve yerine plastik bir çerçeve kullanıyor. Benzer bir durum, sağ kenarda bulunan açıp kapama ve ses butonları için de geçerli. Yumuşak dokunuşlarla bu düğmeleri kontrol etmek mümkün. Sol kenarda ise Nano SIM ve MicroSD kart yuvaları yer alıyor. Bu yuvalar tek bir plastik kapak ile muhafaza altına alınıyor. Bu özellik sayesinde herhangi bir iğne kullanmadan kartları çıkarmanızı olanak sağlıyor. Yine de bu plastik kapak yerine Desire Eye da gördüğümüz ve tırnaklarınızla çıkartabileceğiniz yuvaların olmasını çok isterdik. Ne de olsa bu tür tasarımlarda kapaklar zaman içinde yıpranıyorlar ve telefondan kopuyorlar.

    1

    Desire 626 her ne kadar başarılı bir işçiliğe sahip olsa da, yaptığımız baskı testinde hafifçe eğilebildiğini gördük. Elbette burada HTC One M9’un işçiliğini beklemek yanlış olur. Yine de, telefonunu arka cebinde taşıyan kullanıcıların, dikkatli olmaları gerektiklerini söylemeden edemeyeceğiz. Benzer ürünlerle kıyasla başarılı bir ergonomiye sahip olan Desire 626 135 gr ağırlığı ile Desire 620’den 25 gram daha hafif.

    Performans

    HTC Desire 626, tıpkı Desire 620 gibi 5 inç ekrana sahip. Ürünün uygun fiyatlı olmasından dolayı Full HD ekranında vazgeçildi. Dolaysıyla sözü edilen bu ekran 1280×720, yani HD çözünürlüğüne ulaşıyor. Desire 626’nin parlaklık değeri ortalamanın biraz üstünde. Yine de bu değerin çok daha iyi olmasını isterdik. Buna karşı ekrana birçok açıdan direkt olarak bakılabilmesi önemli bir artı olduğunu söylemeliyiz.

    2

    147x71x8,19 mm boyutunda olan Desire Eye, 5 inç ekrana sahip olmasına rağmen Desire 620 ile kıyasla biraz daha ince ve narin. Beraberinde gelen dört çekirdekli Qualcomm Snapdragon 410 işlemcisi birçok uygulamaları çalıştırmak için yeterli. 1.2 GHz çalışma frekansında çalışan Snapdragon 410, üzerinde bulunan 2 GByte bellek yardımı ile Fifa 2015 veya Asphalt 8 yarış oyunu takılmadan ve sorunsuzca çalışabiliyor.

    Üzerinde kurulu olan Android 5.1 işletim sistemi, HTC’nin kendi arayüzü olan HTC Sense V.7 ile birlikte çok iyi optimize olduğu hemen belli oluyor. Sayfalar arası geçişler oldukça hızlı. Android işletim sistemindeki ayarlara anında ulaşılabiliyor ve normal yükte de iyi bir performans elde ediliyor. HTC, sadece gerekli olan uygulamaları kullanıcıya sunması da önemli bir avantaj. Benzer üreticiler içerik zengin görünsün diye ana sayfayı bir çöplüğe dönüştürüyorlar. HTC’nin telefonlarında böyle bir durum söz konusu olamaz.

    3

    Üründe beğendiğimiz bir özellik 4G yani LTE standardını desteklemesi. Bununla birlikte Bluetooth 4.1, GPS ve micro USB bağlantısının da unutulmaması oldukça önemli. Unutmadan söyleyelim. Yan kenarda bulunan MicroSD kart yuvası 512 GByte kapasiteli Micro SD kartları destekliyor.

    Kamera ve pil

    13 MP’lik arka kamera 1920×1080 piksel çözünürlüğünde, yani Full HD video kaydı yapabiliyor. 28 mm’lik objektif ve f2.2 diyafram değerine sahip kamera sensörü ne yazık ki istediğimiz fotoğraf performansını veremiyor. Burada elde edilen kalite ortalama performans değerini ne yazık ki geçemiyor. Fotoğraflarda parlamalar oluşturan ve beyaz dengesini iyi ayarlayamayan bu sensör gerek gündüz gerekse de gece çekimlerde istediğimiz kaliteyi veremediğini söylemeden edemeyeceğiz.

    4

    Aynı kategoride çok daha iyi kameralı akıllı telefonlar olduğunu bir gerçek. Ön tarafta bulunan 5 MP’lik kamera (Full HD video çekiyor) Selfie tutkunları için yeterli. Üründe beğendiğimiz bir özellik kameranın uygulaması oldu. Oldukça kolay ve hızlı bir kullanım sunan bu uygulama, ses düğmelerini Zum fonksiyonuna çevirebilmesi ile beğenimizi kazandı.

    Çıkartılmayan 2000 mAh’lik pil, her ne kadar 100 mAh daha az olsa da, yoğun kullanımda tam gün normal kullanımda da 2 gün dayanabiliyor.

    Oculus Rift yüksek fiyatlı olacak

    occulus-rift

    Sanal gerçeklik alanında bilinirliği en yüksek markalardan biri de hiç kuşkusuz bir Facebook şirketi olan Occulus Rift. Sanal gerçeklik (VR) aygıtı, kulaklığı ve eldiveni şeklinde gelecek son kullanıcı sürümü için 2016 yılının belirlendiği Occulus Rift’in fiyatı ise en çok merak edilen konular arasında. 2015 yılı başlarında 1500 dolar fiyat etiketine sahip olacağı iddiaları basına yansıyan sanal gerçeklik ekipmanlarının olası fiyatına dair yeni gelişmeleri yaşandı.

    1500 dolar fiyat etiketine sahip olacağı yönünde çok sayıda başka rapor ortaya çıkan Occulus Rift için yayınlanan yeni bir rapor ise aygıtın fiyatının beklenenden bir hayli düşük, yalnızca 350 dolar olacağına işaret etti. Bu bilgi hem sanal gerçeklik aygıtları ile ilgilenleri heyecanlandırdı hem de otoritelerin tartışmalarını da beraberinde getirdi. Son nokta ise Occulus kurucusu Palmer Luckey’den geldi.

    Sürpriz bir şekilde 350 dolarlık fiyat etiketi konusuna açıklık getiren Luckey, son röportajında kendisine yöneltilen, ‘soruya biliyor musun, sana karşı dürüst olacağım’ diyerek başladı ve yeni sürüme teknolojik açıdan çok şey ekledik ve fiyatı da 350 dolardan daha fazla olacak…’ dedi. Luckey ayrıca ‘insanların fiyatı ne olursa olsun mutlu olacaklarını söyleyebilirim’ ifadesini kullandı.

    occulus-rift Bu samimi açıklama, 2016 baharında satışa sunulması beklenen teknoloji ürününün 350 dolar civarında bir fiyatla gelme olasılığını sonlandırdı. Diğer taraftan fiyatının daha önce ortaya atılan 1500 dolar civarında olacağına dair bir emare olarak da yorumlandı. ‘Fiyatı ne olursa olsun insanlar mutlu olacak’ açıklaması ise tedirginliği arttırdı. Haberin devamında Occulus Rift (ilk sürümlerinden) ile ilgili yayınlanmış heyecan verici bir videoyu görebilirsiniz. İyi seyirler…

    [vsw id=”sbAoz-qy49Q” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    Occulus Rift satın almayı düşünen kimseler şimdiden tasarruf yapmaya ve para biriktirmeye başlamalı gibi görünüyor. Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.

    iOS 9’da Game Center bug’ı ve çözüm önerileri

    ios-simulator-screen-shot-jun-16-2013-2-59-06-pm

    Geçtiğimiz haziran ayında beta sürümü yayınlanan, uzun bir test aşamasının ardından da geçtiğimiz ay da hemen hemen tüm iOS cihazı sahipleri ile buluşan yeni mobil işletim sistemi iOS 9’da yeni bir sorun ortaya çıktı. Game Center uygulaması üzerinden bazı cihazlarda ortaya çıkan sorun; iPhone, iPad veya iPod touch cihazların kilitlenmesine yol açıyor. Kilitlenen mobil cihazın yeniden başlatılması gerekiyor.

    Game Center uygulaması başlatıldığında iOS cihazının kilitlenip kalmasına yol açan problem, ‘bug’ olarak nitelendiriliyor ve sorunun giderilmesine yönelik ilk öneriler de gelmeye başladı…

    Apple forumlarında sıklıkla karşılaşılan problemin çözümüne ilişkin iki tavsiye söz konusu. Bunlardan ilki bir Apple temsilcisinin bildirdiğine göre iOS cihazının yedeklenmesinin ardından silinmesi, cihazın tamamen tazelenerek yeniden kullanılmaya başlanması. Bu durumda tüm uygulamaların baştan yüklenmesi ve tüm hizmetler için de gerekli prosedürlerin gerçekleştirilmesi gerekiyor.

    ios-9-game-center

    İlgili sorunun tüm iOS cihazlara görülmediğini belirtelim. Sorunun görüldüğü cihazların resetlenmesi ise şu anda uzmanlar tarafından dile getirilen ilk tavsiye durumunda. Elbette bu bir miktar meşakkatli olan bu tavsiyenin dışında bir ‘bug çözümü’ daha var: Apple’ın sonraki güncellemesini beklemek.

    Apple mobil cihaz kullanıcılarının yakından bildiği üzere şirket, iOS 9 için iki küçük güncelleme (iOS 9.0.1, iOS 9.0.2) yayınladı. Bu güncellemelerle bir dizi hatanın giderilmesi sağlandı. Sonraki güncellemede yer verilecek hata çözümlerinden birinin de Game Center’daki söz konusu problem kapsamasına kesin gözüyle bakılıyor.

    Japan Display’den 8K çözünürlüklü monitör

    japan-display-8kDaha önce Dell ve Apple gibi önde gelen tüketici elektroniği şirketlerinin 5K çözünürlüklü bilgisayar monitörlerine tanıklık edildi. Ancak çok daha popüler bir form faktör olan 4K konusunda sınırları zorlamaya yönelik bu tür adımları da ileriye taşıyan gelişmelere tanıklık ediliyor. İşte bunlardan sonuncusu Japan Display adlı şirketin 8K çözünürlüklü yeni monitör modeli…

    Teknoloji dünyası için yeni yeni gündeme gelmeye başlayan bir çözünürlük değeri olan 8K, geçtiğimiz yıl 85 inçlik Sharp marka bir televizyon ile tüketicilerin karşısına çıkmıştı. Japan Display ise 8K çözünürlüğü 17.3 inçlik bilgisayar monitöründe sunarak ilgileri üzerine toplamayı başardı.

    Şirketin geliştirdiği monitör, göz alıcı detayları ile sansasyonel. 7680 x 4320 piksellik çarpıcı bir çözünürlük değerine sahip. 4K ve 5K arasındaki fark bile oldukça etkileyiciyken 8K’daki görüntünün algılanabilmesi için farklı metotların gerekebileceğini belirtmek gerekiyor. Her şekilde bu monitörün; oyun ya da tasarım, videografi gibi alanlara yönelik kullanım açısından beklentilerin üzerinde bir çözüm olma ihtimali yüksek görünüyor.

    ppiApple’ın önceki CEO’su Steve Jobs bir sunum sırasında…

    Öte yandan 8K çözünürlüğün 17.3 inç ekrandaki inç başına piksel aralığının (ppi), gözün algılayabileceği  türde bir değer olup olmayacağı ayrı bir konu durumunda…

    – Bu monitörün fiyatı ne olacak?

    – Muhtemelen bir servet…

    Şirket açıklamasına göre ise ilgili model, video endüstrisi, tıbbi alanlar ve hard-core oyuncular için geliyor. Fiyatı ile ilgili henüz bir sinyal olmamakla birlikte 8K çözünürlüklü 17.3 inç monitörün hiç de azımsanmayacak bir serveti gözden çıkarmayı gerekli kılacağını belirtmek gerekiyor. Japan Display’in söz konusu monitörü için daha fazla detayın önümüzdeki günlerde açığa çıkması bekleniyor.

    Elektronikte Teknolojik Trendler

    Elektronik çağı, 1947 yılında silikon bazlı yarı iletken teknoloji kullanılarak keşfedilen, transistörün ile başladı. Günümüzde kullandığımız elektronik cihazların temel elemanı transistörler, elektronikte bir devrim olarak nitelendirilebilir. Özellikle nanoteknoloji sayesinde, kullanılan elektronik devrelerin boyutları küçülmüş, silikon tabanlı cihazların performansı son yıllarda oldukça artmıştır.

    Uzun yıllar beri silikon tabanlı elektronik devreler kullanılıyor olmasına rağmen, malzeme biliminde ve nanoteknolojideki son gelişmeler, geleneksel silikon odaklı teknolojilere alternatif eğilimlerin ortaya çıkmasını sağladı.

    Günümüzde, elektronik devrelerin geleneksel yapılarına ek olarak, alternatif teknolojiler de denenmeye başlamış durumda. Bu haftaki yazımda, elektronikteki yeni eğilimlerden bahsedeceğim.

    2-D Elektroniği

    iStock_000022521471

    2010 yılında Andre Geim ve Konstantin Novoselov’ın karbonun yapısal bir varyantı olan Grafen’in keşfedilmesi ile yaptıkları çığır açan deneyleri, İsveç Kraliyet Bilimleri Akademisi tarafından Nobel Fizik Ödülü layık görüldü.

    Grafen, o güne kadar test edilen en güçlü ve sert malzemeydi. Grafen’in iki boyutta altıgen karbon kafesler şeklinde dizilimi, atomik boyutlarındaki tabakaları, elektriği ve ısıyı iletmedeki başarısı ve aynı zamanda esnekliği ve dayanıklılığı oldukça dikkat çekti. Bazı bilim insanları Grafeni, 2D devrimi olarak ifade ettiler. Özellikle Samsung ve Apple, Grafen tabanlı devrelerle teknolojiler geliştirmeye başladırlar.

     Organik Elektronik

    DNA science background

    İletken polimerler ve uygulamalarının geliştirilmesi, 2000 yılında Alan J. Heeger, Alan G. MacDiarmid ve Hideki  Shirakawa’ya Nobel Kimya Ödülü kazandırdı. Bu bilim insanları, plastiğin elektriği iletebildiğini kanıtladılar.

    Geleneksel inorganik iletkenler ve yarı iletkenlerin aksine, organik elektronik malzemeler, bazı kimyasal sentezler kullanılarak, organik moleküllerden veya polimerlerden imal edilebildi. Performans ve endüstriyel açıdan bakıldığında, organik moleküller ve polimerler, daha inorganik rakipleri ile rekabet edecek seviyede değiller. Ancak, organik elektroniğin geleneksel elektronik malzemeler karşısında bazı avantajları bulunuyor. Düşük üretim maliyeti, mekanik esnekliği, sentez süreçleri, organik devrelerin bazı uygulamalarda tercih edilmesine sebep oluyor. Kavisli televizyon ekranları, akıllı telefon ekranları, renkli ışık kaynakları ve taşınabilir solar güneş hücreleri, organik yarı iletkenler ile yapılabiliyor.  Piyasadaki mevcut yüksek teknoloji ürünler, organik elektronik kullanılarak geliştirilebiliyor.

    Memristorler

    Integrated Chip

    Mevcut transistörlerde elektron akışından yararlanılırken, Memristor çiftlerinde, iyonlar veya elektrik yüklü atomlar kullanılıyor. Elektron akışı kesildiğinde, transistörlerdeki bütün bilgi kayboluyorken, Memristorlerde, güç kapalıyken bile bilgi depolanabiliyor.

    Memristorler, elektronik devrelerde daha güvenli ve daha verimli bilgi depolanmasının önünü açmış durumda. Devrede güç kapalı bile olsa, bilginin kaybı söz konusu olmamakta. Memristorler özellikle bilgisayarların kapanmasından sonra açıldığında, çok kısa sürede iş yapacak hale gelmesinde etkin rol oynayabiliyor.

    Hewlett Packard, memristor teknolojisi temelli, yeni bir bilgisayar modeli üzerinde çalışmalar yapmakta. Firma, 2020’ye kadar ürünü piyasaya sürmeyi planlıyor.

    Spintronics

    iStock_000012414198_Small

    Spintronik, bilgi işlemek için “elektron spini” parçacıkları kullanılması temelinde çalışır. Spintronik teknolojisi, şimdiye kadar özellikle sabit diskler, spin tabanlı transistörler gibi cihazlar ile bilgi depolama amaçlı testlerde kullanıldı. Özellikle dijital elektronik konusunda oldukça unut veriyor. Bu teknolojide, yüksek hızlarda veri transferi ve daha büyük oranlarda veri depolama mümkün olmakta.

    Moleküler Elektronik

     iStock_000032901336_Small

    Moleküler teknolojiyi çok küçük alanlarda tek moleküllü devreler veya tek moleküllü gruplar kullanan nanoteknolojik yapılar olarak tanımlayabiliriz. Bu teknoloji, organik elektronik devreler ile örtüşen özelliklere sahip. Moleküler boyutta, nano ölçekli, tek moleküllü devreler, moleküler elektroniğin çalışma sahasına giriyor. Elektronik devrelerin boyutlarının küçülmesi, devrenin hassasiyetini ve performansını artırırken, güç tüketiminide azaltıyor.

    Sadece birkaç molekülden oluşan elektronik devreler kullanılarak, moleküler teller, tek-moleküllü transistörler ve doğrultucular geliştirilebiliyor.  Bu teknoloji daha gelişim aşamasında olup, teorik olarak bulunan cihazlar daha laboratuvar aşamasındadır.

     

     

     

    Facebook’tan okula dönüşe ilişkin güvenlik ipuçları

    facebook

    Öğrenciler uzun bir aradan sonra okula geri dönerken, Facebook EMEA bölgesi Güvenlik Politikaları Müdürü Julie de Bailliencourt ebeveynler, öğretmenler ve öğrencilerle, onları online dünyada güvende tutmaya yardımcı olacak bazı güvenlik ipuçları paylaştı. Bu ipuçları insanlara, Facebook’taki gizlilik kontrollerini yönetebilmeleri, hesaplarını koruyabilmeleri ve işlet kötü gittiğinde gerekli koruma önlemlerini devreye alabilmeleri için yol gösteriyor.

    “Biz herkesin Facebook’ta güvenli bir deneyim yaşamasını istiyoruz; bu yüzden de ekiplerimiz ve akıllı güvenlik sistemlerimiz, hesabınızı güvende tutmaya yardımcı olmak için hiç durmadan çalışıyor. Aşağıda altını çizdiğim ipuçları, Facebook’un insanların hesaplarını ileri seviye güvenlik ayarları ile korumasını sağlamak için sunduğu bazı güvenlik araçları ile ilgili bilgiler içeriyor. Sadece birkaç kolay adımı izleyerek içinizi rahatlatabilir ve sizin, çocuklarınızın ve öğrencilerinizin hesaplarına ek korumalar ekleyebilirsiniz” diyen Julie de Bailliencourt, güvenlik ipuçlarını şu şekilde sıralıyor:

    1. GÜVENLİK KONTROLÜ YAPIN

    Nedir?

    Yakın zamanda insanların hesaplarında mevcut olan güvenlik kontrollerine kolay ve hızlı bir biçimde erişmelerine yardımcı olmak için Güvenlik Kontrolü adını verdiğimiz yeni bir aracı, dünya çapında masaüstünde uygulamaya aldık (mobil versiyonu da yakında yayında olacak). Güvenlik kontrolü size şu konularda yardımcı oluyor:

    Kullanmadığınız cihazlarda çıkış yapmak: Uzun zamandır kullanmadığınız ya da unuttuğunuz cihazlardan kolayca çıkış yapabilir, böylece sadece onayladığınız cihaz ve tarayıcılarda Facebook’a bağlı olabilirsiniz.

    Giriş Uyarıları: Giriş uyarıları özelliğini etkinleştirdiğinizde, birisi tanınmayan bir cihaz ya da tarayıcıdan sizin hesabınıza erişmeye çalıştığında Facebook size bir bildirim ya da e-posta gönderir.

    Güçlü ve Özgün Şifre Kullanımı: Şifrenizin gücü, onu hangi sıklıkta değiştirdiğinizden daha önemlidir. Facebook şifrenizi başka bir yerde kullanmayın ve kimseyle paylaşmayın.

    Nasıl yapılır?

    Haber Kaynağınızın sağ üst köşesinde bir hatırlatma göreceksiniz. “Güvenlik Kontrolünü Başlat” bölümüne tıklayın ve üç kolay adımı takip edin.

    Smartphone-Facebook-Shutterstock-800x430

    1. GİZLİLİK AYARI KONTROLÜ YAPIN

    Nedir?

    Gizlilik ayarı kontrolü 3 hızlı adımda bilgi ve paylaşımlarınızı sadece istediğiniz insanların görmesini sağlamanıza yardımcı olur. Kim için paylaşım yaptığınızı görebilir, hangi uygulamaları kullandığınızı kontrol edebilir ve profilinizdeki önemli bilgilerin gizliliğini denetleyebilirsiniz.

    Nasıl yapılır?

    Gizlilik ayarları kontrolüne masaüstündeki gizlilik kısayolları menüsünden her zaman erişebilirsiniz; ekranınızın sağ üst köşesindeki kilit imgesine tıklamanız yeterli.

    1. GİRİŞ UYARILARI ALIN

    Nedir?

    Hesabınızın en üst seviyede korunması için sadece tek bir şey yapacaksanız, bu kesinlikle giriş uyarılarınızı açmak olsun. Yaygın olarak iki adımlı doğrulama olarak da bilinen giriş uyarıları, hesabınıza yeni bir cihazdan giriş yaparken ek bir güvenlik katmanı sağlar. Giriş uyarılarını açtığınızda Facebook size giriş sürecini tamamlamanız için özel bir kodu barındıran bir bildirim ya da e-posta gönderir. Bu da örneğin siz İtalya’dayken biri hesabınıza İstanbul’dan erişmeye çalıştığında, bu durumun kolayca önüne geçebilmenizi mümkün kılar.

    Nasıl yapılır?

    Giriş uyarılarını etkinleştirmek için Güvenlik Ayarlarınıza gidin, “Giriş Uyarıları” kısmına tıklayın, almak istediğiniz uyarı türünün (ör. kısa mesaj) yanındaki kutuyu işaretleyin ve Değişiklikleri Kaydet’i seçin.

    1. GÜVENİLİR KİŞİLERİNİZİ BELİRLEYİN

    Nedir?

    Güvenilir kişiler, Facebook hesabınıza girmek için yardıma ihtiyacınız olması halinde (ör. Facebook şifrenizi unutur ve yenilemek için e-posta hesabınıza giremezseniz) başvurabileceğiniz arkadaşlarınızdır. Güvenilir kişilerinizi belirledikten sonra, hesabınıza giriş yapamadığınızda güvenilir kişileriniz bir URL aracılığıyla Facebook’tan tek kullanımlık güvenlik kodlarına erişebilir. Ardından arkadaşlarınızı arayarak güvenlik kodlarını alabilir ve bu kodları kullanarak hesabınıza erişebilirsiniz.

     Nasıl yapılır?

    Güvenlik Ayarlarınıza gidin, “Güvenilir Kişiler” kısmına tıklayın ve güvendiğiniz 3-5 arkadaşınızı seçin.

    1. FACEBOOK İLE GİRİŞ YAPTIĞINIZ UYGULAMALAR İLE PAYLAŞTIĞINIZ BİLGİLERİ KONTROL EDİN

    Nedir?

    Artık Facebook hesabınızı kullanarak giriş yaptığınız uygulamalarla paylaştığınız bilgileri (beğenileriniz, fotoğraflarınız, doğum gününüz, yaşadığınız şehir vb.) kontrol etmenin kolay ve hızlı bir yolu var. Yeni Facebook Girişi, verdiğiniz bilgileri daha sonra Uygulama Ayarlarınızdan değiştirmek yerine en başta kontrol etmenize olanak verir.

     Nasıl yapılır?

    Bir uygulamaya Facebook hesabınızı kullanarak giriş yaparken “Verdiğin bilgileri düzenle”ye tıklayın. Bu sekme, uygulamanın sizden talep ettiği kişisel bilgilerin bir listesini verir. Buradan her bir bilgiyi teker teker seçebilir ya da kaldırabilir, böylece uygulamayla paylaştığınız bilgileri kontrol edebilirsiniz. Ayrıca, bir uygulama sizin adınıza zaman tünelinizde paylaşımda bulunacak diye endişelenmenize de gerek kalmaz; Facebook Giriş ile uygulamanın sizin adınıza paylaşım yapıp yapamayacağına karar verebilirsiniz.