Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1785

    Facebook Messenger 1 milyar kullanıcıya ulaştı

    0

    facebook-messenger

    Türkiye’de de dünyada olduğu gibi yoğun olarak kullanılan anlık mesajlaşma servisi Facebook Messenger’ın kullanıcı sayısına dair güncel rakam kamuoyuyla paylaşıldı. Buna göre platform, önemli bir kilometre taşı olarak 1 milyar kullanıcıya ulaşmış durumda.

    Facebook’tan Messenger’la ilgili üst düzey yönetici David Marcus’un yaptığı açıklamada, 1 milyar kullanıcıya giden yolda iletişim için olması gereken en iyi olanakların oluşturululması için çalışıldığı ve insanların birbirlerine, önemli işlere iletişimlerini sağlamaya devam edeceklerini belirtti. Yönetici, hedeflerini de açıkladı: Diğer milyarın da birbirine bağlanması, yani 2 milyar kullanıcı sayısına ulaşmak.

    Messenger’ın kullanıcı sayısındaki artışta 2016 yılı öne çıkıyor. Ocak ayında 800 milyon olarak sayının, her üç ayda bir 100 milyon arttığı görüldü. Nisan ayında 900 milyon olarak kullanıcı sayısı, an itibarıyla 1 milyarı gördü. Öte yandan bazı ilginç detaylar hakkında da bilgiler paylaşıldı…

    facebook-messenger-iphone-6-convo-hero

    Messenger iOS uygulamasının, tüm zamanların en popüler ikinci uygulaması olduğu kaydedildi. Messenger ile her ay 1 milyar mesaj gönderildiği ve Android’de platformun 1 milyar indirilme rakamına ulaştığı belirtildi. Ayrıca her gün 22 milyon GIF, her ay 17 milyar fotoğraf Messenger üzerinden paylaşılıyor.

    Messenger, global ölçekte WhatsApp’la birlikte en popüler anlık mesajlaşma uygulaması olma özelliğini korumaya devam edecek gibi görünüyor. Platformun sonraki üç ayda 1 milyar 100 milyon barajını geride bırakması da yine beklentiler arasında.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Kış hazırlığınızı yapmaya başladınız mı?

    High angle point of view of female hands cutting Portobello mushrooms. Various fresh and healthy vegetables are on wooden table. Woman is cooking food. She is domestic kitchen.

    Eğlenceyi çok seven ağustos böceği ile karıncanın hikayesini bilirsiniz. Bu ağustos böceği sürekli saz çalar, şarkı söylermiş. Tüm gününü bu şekilde geçiren ağustos böceği, koca bir yazı bu şekilde geçirmiş. Kış için hiç hazırlık yapmamış. Yaz günleri hızla geçip, kış geldiğinde ağustos böceği hiç yiyeceği olmadığı için aç kalmış ve karınca komşusunun kapısına gitmiş. Ancak karıncanın cevabı şu şekilde olmuş; “Madem öyle tüm yaz saz çalıp, şarkı söyledin şimdi de oyna o zaman” ve tak diye kapıyı ağustos böceğinin yüzüne kapatmış. 

    Bu ay sizler için yaz mevsiminde yetişen meyve ve sebzeleri kış için nasıl hazırlayacağınızı yazdım. Ağustos böceğinin durumuna düşmemek için kış hazırlığınızı şimdiden yapmaya başlamanızı tavsiye ederim.

         –  Büyük kışa küçük ev aletleri ile hazırlanın –

    Sağlıklı turşularla kış hastalıklarından korunun, reçellerle sofranızı tatlandırın

    MasterchefGourmet

    Tefal Masterchef Gourmet: Kış mevsiminin vazgeçilmezi ve şifa deposu turşuları  ve kahvaltıların vazgeçilmezi reçelleri hazırlamak için en ideal zamanlar kuşkusuz  Temmuz ve Ağustos ayları. Tefal Masterchef Gourmet ile sebze ve meyveleri hızlıca doğrayabilir, kış hazırlığınızın süresini azaltabilirsiniz. Gıda hazırlama aksesuarları ve parçalarıyla Masterchef Gourmet, sebze doğrayabilir, meyveleri dilimleyip sıkabilir hatta kendi mutfağınızda kıyma çekmenizi sağlayabilir. Üstelik kulplu kasesi ve sıçrama önleyici siper kapağı ile kullanımı ve temizliği de oldukça rahat. Pizzadan muffine, taze, sağlıklı meyve sularından smoothie’lere ve kıyma çekmeye kadar mutfakta yapamayacağınız hiçbir şey kalmayacak. Tefal, benzersiz mutfak robotu Masterchef Gourmet ile tüm hazırlık aşamalarını kolayca tamamlamanızı sağlıyor. Masterchef Gourmet’in mikseri ve özel tasarımlı çırpıcısı sayesinde tüm kek karışımları, birbirinden lezzetli tatlılar ve pasta çeşitlerini hazırlamak da artık çok kolay. Gümüş ve kırmızı renk seçenekleri, birbirinden özel lezzetlerin yer aldığı hediye tarif kitabıyla sizi mutfakta usta bir şefe dönüştürecek.

    ROBOchop’la meyve ve sebzeleri hızlıca doğrayın

    NSP

    Homend ROBOchop 2103: Zaten parçalara ayıracağınız malzemeleri, önceden elde kesip uygun boyutlara getirmenin pek de pratik olduğunu söyleyemeyeceğim. ROBOchop 2103 doğrayıcınızdaki ikili bıçak sistemi, tüm malzemelerin eşit parçalara ayrılmasını sağlıyor. Üstelik bu işlemi oldukça kısa sürede tamamlıyor. Bu sayede turşu ya da reçelleri hızlıca doğrayıp, kış hazırlığı için harcadığınız zamandan tasarruf edebiliyorsunuz. 

    Ürün kullanım kolaylığı açısından da kullanıcı dostu diyebiliriz. Artık doğrayıcınızı çalıştırmak için, açma kapama düğmesini aramanıza gerek yok. Çünkü biz doğrayıcınızın kapağını, tek başına bir açma kapama düğmesi olarak tasarlanmış. Çalıştırmak istediğinizde, kapağın herhangi bir noktasına hafifçe dokunmanız yeterli. Doğrayıcının 1500 ml kapasiteye sahip  haznesi kullanışlı ve pratik. Bu kapasiteye rağmen hafif bir ürün üstelik de 400 Watt’lık motoru yüksek güç üretirken, düşük seviyede ses çıkarıyor.  Üründe güvenlik tedbirleri de unutulmamış. Güvenlik kapağı, mutfakta çalışırken bıçakla aranızda güvenli bir bölge oluşturarak,  cam hazneyle kapağın arasına girer ve bu sayede olası iş kazalarına karşı sizi korur. Kavraması ve taşıması kolay hazne, bir sürahi gibi tasarlanmış. Ürünün altındaki plastik taban, mutfak tezgahından makinenin kaymamasını sağlıyor. Kullanım kolaylığı açısından avantajlı ve pratik bir ürün.

    En güzel salça evde yaptığınız salçadır

    Sağlıklı gıda tüketimi bilinci yaygınlaştığından bu yana pek çok gıdayı evimizde kendimiz yapıyoruz. Evde yapılan salçanın yemeklere verdiği tadı marketlerde satılan salçalarda bulmak ise imkansız. Markalar ne kadar kaliteli ürün sunsalar da, evde kendi seçtiğiniz taze ve sağlıklı biberlerle yapılan biber salçalarıadeta yemeklere sihirli bir dokunuş etkisi yapıyor.  Evde salça yapmanın püf noktası ise kıyma makinesinden geçiyor.  Evet yanlış anlamadınız. Kıyma makineleri aynı zamanda salça yapmak için de kullanılıyor. Evinizde kendi salçanızı yapmak için Fakir ve Bosch’un kıyma makinelerini kullanabilirsiniz.

    Fakir Torque Pro 2000

    Fakir Torque Pro 2000: Döküm gövdeli Fakir Torque Pro 2000, 2 kademeli hız ayarı ve 3 farklı incelikte kıyma diskiyle kışa hazırlanırken enfes salçalar yapmanızı sağlıyor. Yüksek kaliteli paslanmaz çelik bıçakları ile kırmızı biberleri kolayca salçalık hale getiriyor. Kaymaz tabanı ve kıyıcı başlık için kolay kilitleme mandalı ile güvenli kullanım sağlıyor.

    bosch-kiyma-makinesi
    Bosch ProPower Kıyma Makinesi MFW 67440: Kırmızı biber ve domatesten hem salça, hem de lezzetli soslar hazırlayabilirsiniz. Önce biber ve domatesleri sirkeli suda bekletip yıkıyoruz. Biberlerin içini çıkarıp domatesleri ve biberleri kesiyoruz. Sonra bütün malzemeleri makineden geçiriyoruz. İstenirse buzdolabı poşetlerine veya buz yapma poşetlerine doldurup dondurucuya da atabilirsiniz. Dilerseniz de  içine tuz ve sızma zeytinyağı da koyup cam kavanozlarda saklayabilirsiniz

    Her hastalığa şifa tarhana çorbası

    Kış aylarının en çok sevilen ve tüketilen çorbası şüphesiz ki tarhanadır. Bu şifa dolusu çorbayı artık siz de evinizde yaparak, kış hastalıklarına meydan okuyabilirsiniz.

    Fakir food master red

    Fakir Food Master: 800 watt gücünde, 4.5 litre kapasiteli Fakir Food Master, tarhana, salça gibi kışlık yiyecekleri hazırlamada kadınların en büyük yardımcısı oluyor. Çırpıcı, yoğurma ve mikser aparatı ile çok yönlü kullanım sağlıyor, 8 adet değişebilen hız ayarı ile mutfaktaki işleri kolaylaştırıyor. Fakir Food Master ile kek ve börekleriniz için en ideal kıvamda hamuru yoğurabilir, et kıyabilir, sebze ve meyveleri dilimleyip rendeleyebilirsiniz.

    profilo-kurumax

    Yazlık sebze ve meyveleri kış için kurutun

    Profilo Kurumax- Meyve Sebze Kurucusu PFD1350: Yaz mevsiminde yetişen meyve ve sebzeleri kışa saklamanın belki de en pratik ve masrafsız yolu sebzeleri kurutmak. Üstelik kurutulmuş sebzelerde vitamin ve besin değeri kaybı olmadığı için çok daha sağlıklı ve lezzetli. Üstelik mutfak kültürümüzde de kurutulmuş sebzelerle oldukça lezzetli yemekler yapılabiliyor. Kuru patlıcan ve biber dolması, kabak kurusu ve mantar aklıma ilk gelen örnekler. Profilo Kurumax’la mevsiminde yetişen sebze ve meyveleri pratik bir şekilde kurutabiliyorsunuz. 520W gücündeki Kurumax, 42°C ve 60°C iki farklı kurutma derecesine sahip. 4 farklı hazne ile tam 11 lt. kapasite de sebze ve meyvelerinizi rahatça kurutabilirsiniz. Elektronik kontrol paneline sahip ürünün en büyük avantajı ise bulaşık makinesinde yıkanabilir haznelere sahip olması.

    Peki meyve ve sebze kurutmanın avantajları nelerdir?

    – Kurutma işlemi pek çok yönden çeşitli faydalar sağlar. Bu, evinizde kendi başınıza  kolaylıkla yapabileceğiniz bir işlemdir.

    – İşlem ve kurutulan gıda üzerinde tam kontrol sahibi olur, bu sayede gıdanın kalitesini belirleyebilirsiniz.

    – Kimyasal koruma maddeleri kullanmak zorunda kalmazsınız.

    – Ürünlerin diğer koruma yöntemlerine kıyasla doğal renk ve lezzetlerini daha iyi korumasını sağlar.

    – Gıdalardaki besin değerini koruyabilir ve artırabilirsiniz.

    – Kurutulmuş gıdaları (baharatları) başka gıdalarda katkı maddesi olarak kullanabilirsiniz.

    – Gıdaların boyutunu ve ağırlığını azaltarak saklanmalarını daha kolay hale getirirsiniz.

    – Tasarruf yapar, marketlerden alacağınız pahalı konserve gıdalara kıyasla daha az para harcarsınız.

    Ürünlerin kurutma süreleri aşağıdaki gibidir. Kurutma süresi  kurutulan ürünlerin kesme kalınlıklarına göre değişiklik gösterebilir

    Elma: 4-10 saat

    Domates: 5-11 saat

    Mantar: 3-8 saat

    Fesleğen: 2-5 saat (yapraklar)

    Dana Eti: 6-15 saat

    Patlıcan: 4-10 saat

    Kayısı: 8-17 saat

    Kekik: 2-5 saat

    Kışlık konsantre meyve suları hazırlayın

    Conceptual image - fresh juice pours from fruits and vegetables in a glass. Photo on a white background.

    Fakir Slow Juicer: Kışın yazlık meyvelerin tadını özleyenlere 150 watt AC motorlu Fakir Slow Juicer meyve ve sebze presi. Yavaş sıkma sistemiyle meyve ve sebzeleri presleyen Fakir Slow Juicer, 0,8 L’lik meyve suyu sürahisi ve 1,5 L’lik posa kabı ile pratik kullanım sağlıyor. Ayrıca yeşil yapraklı meyveleri de sıkabilme özelliği de bulunuyor.

    ALL RIGHTS GIVEN

    Tefal Blendforce: Meyveleri, sebzeleri ve lifli gıdaları kış mevsiminde de tüketmek ya da bunaltan sıcaklarda evinizin konforunda serinletici içecekler hazırlamak istiyorsanız; Tefal Blendforce tam size göre… Blendforce ile sebze ve meyvelerinizi öğütebilir, buzları rahatlıkla kırabilir, sıcak yaz günlerinde evde yapacağınız smoothie ve milkshake’lerin keyfini çıkarabilirsiniz.

    Tefal Blendforce şimdi 6 bıçağıyla çok daha güçlü. Çıkarılabilir paslanmaz çelik bıçakları sayesinde sert sebze saplarından meyve çekirdeklerine kadar her besini öğütüyor, en zorlu çorbaları, zahmetli bebek mamalarını, smoothie ve milkshake’leri rahatça hazırlıyor. Kış mevsiminde tüketebileceğiniz konsantre meyve sularını da hazırlamanıza yardımcı oluyor.

    Termal şoka dayanıklı yapısı sayesinde buzları rahatlıkla kırabilen Blendforce ile kokteyl hazırlamak da keyfe dönüşüyor. Hem sıcak hem de soğuk gıdalarda iyi bir performans sağlayan Blendforce, şık görünümüyle de mutfaklara estetik katıyor.

     

    homend-el-blender

    Homend 1904 Hand Blender: Yeniden tasarlanan bıçağını ve haznesi ile Homend 1904 Hand Blender artık çok daha kullanışlı. Haznesindeki boşluklar sayesinde, tüm gıdaları içine alan el blenderiniz, size tam istediğiniz kıvamı tutturmanızı sağlıyor hem de oldukça kısa sürede. Bu sayede rahatlıkla kışlık konsantre meyve suları ve meyve püreleri hazırlayabilir; blenderınızı çorba, ayran, milk shake, domates ve patates püresi yapmak için kullanabilirsiniz.

    Özellikle kablolu el aletlerinde, kablo boyu her zaman problemdir. Uzun gelir, saklaması dert olur; kısa gelir uzatma kablosu gerekir. Ama basit bir fikir, bu can sıkıcı sorunun çözümü olabilir. Biz el blenderinizin güç kablosunu, telefon kablosu gibi tasarladık. Böylece durduğu yerde yer kaplamıyor, kullanırken istediğiniz kadar uzayabiliyor. 700 Watt güce sahip el blenderı, çalışırken ne sizi ne de ev halkını rahatsız etmiyor. Paslanmaz bıçağı ve bulaşık makinesinde yıkanabilr bir ürün de olması, el blenderını mutfakta vazgeçilmez bir alet yapıyor. 750 ml’lik karıştırma kabıyla birlikte gelen el blenderını kullanmak son derece kolay ve pratik. Karıştırma kabının mutfak tezgahında kaymaması da mutfakta olabilecek iş kazalarını da önlüyor.

    Anne menemeninin sırrı

     electrolux-blender
    Electrolux Expressionist Serisi ESTM7500S Blender:
     Electrolux’ün Expressionist Serisi’ne ait ESTM7500S blenderı, kışlık gıdalarınızı hazırlamanızda en büyük yardımcınız oluyor.  Mevsiminde yetişmiş taze sebzeleri kışın da aynı tazelikle yiyebilmek için uzun yıllardır Anadolu’da uygulanan yöntemlerden biri de domates ve biberden oluşan konserve menemenlik hazırlamaktır. Pişirilmiş ve doğranmış lezzetli sebzelerin kavanoza girmeden önce tek ihtiyacı olan ise güzel bir çırpıcı ile konserve kıvamına getirilmesidir. ESTM7500S ile doğradığınız karışım artık mutfağınızın raflarında yerini almaya hazır.

    Ürünün büyük doğrayıcısının yanı sıra çırpıcı aparatı da mevcut. Truflow Titanyum kaplama bıçaklar, çan biçimli yeni tasarımı ile birlikte geniş titanyum bıçak teknolojisi, yüksek performans ve birbiri ardına sağladığı tutarlı sonuçlar ile zahmetsiz karıştırma olanağı sunuyor.

    700 Watt’lık güçlü motor, karıştırma işlemini zahmetsizce yaparak, emiş gücünü azaltmak ve direnci ortadan kaldırmak için çan biçimli tasarımı ve bıçaklarıyla birlikte çalışıyor. Ürünün bulaşık makinesinde yıkanabiliyor olmasında oldukça önemli bir avantaj. Ergonomik ve şık tasarımlı bu ürün, hem işlerinizi kolaylaştıracak hem de mutfağınıza çok yakışacak.

     

    Hyper-V ile Sanallaştırma

    0

    Sanallaştırma, günümüz sunucu teknolojisinde oldukça yoğun kullanım alanı bulan bir teknolojidir. Sanallaştırmada bir fiziksel sunucu üzerindeki işlemci, bellek, depolama alanı gibi kaynakların, birbirinden bağımsız birden fazla sanal sunucu tarafından paylaşılarak kullanılması söz konusudur.

    Sanallaştırma ile fiziksel donanım üzerinde birden çok işletim sistemi kurulumu yapılarak, tek bir makine üzerinde birden çok işletim sisteminin çalışması sağlanır.

    Fiziksel makinelerde çalışan uygulamaların aynı makine üzerinde değilde, makine üzerinde çalışan farklı sanal sunucular üzerinde farklı  ortamlarda çalışması ile gerek maliyet, gerekse yönetimsel olarak kazanç ve kolaylık sağlanır.

    Sanallaştırma ile fiziksel makine çok daha verimli çalışmakta, yazılım ve donanım bağımlılıkları ortadan kalkmaktadır. Bu sayede yeni ürün ve servis geliştirme maliyetlerinde büyük tasarruflar sağlanmaktadır.

    Sanallaştırma teknolojisinin geçmişi, 1960’lı yıllarda kullanılan mainframe teknolojisine dayanmakta. Mainframe teknolojisinin donanımsal olarak oldukça büyük ve pahalı olması ile birlikte, sanallaştırma teknolojisinin başlangıcı olması açısından önemli olduğunu da söylemeliyim.

    Sanallaştırma ile fiziksel sunucuda çalışan birden çok sanal makine ile donanımsal konsolidasyon sağlanmakta, harcanan elektrikten tasarruf ve aynı zamanda doğaya salınan karbondioksit oranlarındaki azalma ile yeşil enerji desteklenmektedir.

    Sanallaştırmada fiziksel sunucu kaynağı, ihtiyaç doğrultusunda istenildiği kadar mantıksal parçaya bölünerek, toplam sunucu verimliliğini optimize etme bakımından oldukça yarar sağlamakta, iş gücü kaybı ve maliyetlerin azaltılması ile işletmelere yüksek verimlilik ve esneklik sağlanmaktadır.

    Bu haftaki yazımda; sanallaştırma teknolojilerinden birisi olan Microsoft’un geliştirdiği Hyper-V servisinden bahsedeceğim.

    Hyper-V

    hypervilesanallastirma_01113

    Hyper-V, Microsoft’un geliştirdiği sanallaştırma yazılımıdır. Hyper-V; donanım tabanlı olarak çalışan “hypervisor” yapısı üzerinde, 64 bitlik işlemciler için tasarlanmış, modern mimariye, yüksek performans ve yüksek güvenlik özelliklerine sahip bir sanallaştırma yazılımıdır. 26 Haziran 2008’de piyasaya çıkmıştır.

    Fiziksel bir makinede Hyper-V sanallaştırması yapılabilmesi için makinenin donanımsal olarak sanallaştırma altyapısına destek sağlıyor olması gerekir.

    Microsoft, sanallaştırma yarışına ilk olarak Microsoft virtual PC ile başlamış, Virtual PC, 2007 versiyonunda ücretsiz olarak sunulmuştur.  Hyper-V, birden fazla server rölünü tek bir fiziksel makine üzerinde birbirinden bağımsız sanal roller olarak çalıştırmaktadır.

    Hyper-V resmi olarak en son Windows Server 2012 R2 üzerinde çalışmakla birlikte, Windows server 2008 ve 2008 R2 üzerinde de daha eski versiyonları kullanılabilmektedir. Server 2016 ile de yeni özelliklere sahip olacaktır.

    Hyper-V’nin Windows server 2012 R2 üzerinde çalışan son versiyonunda; sanal makine replikasyonu, dinamik memory, canlı sanal makine taşıma, Microsoft Data Protection Manager ile tam uyumluluk, sanal sunucuların Cluster yapılmış sistemlerde çalışırken yüksek verimlilik amacıyla makineler arasında taşınması gibi daha bir çok yeni özellik getirilmiştir.

    Büyük ölçekli işletmelerde Hyper-V kullanılırken, Failover Cluster (Küme) teknolojisi ön plana çıkmaktadır. Peki, nedir Failover Cluster?

    Failover Cluster; organizasyon içerisindeki sunucuların ve bu sunucular üzerindeki uygulamaların durması veya arızalanması durumunda, ilgili servis ve uygulamaların cluster üyesi diğer sunucu veya sunucular üzerine geçerek, çalışmaya devam etmesini sağlayan teknolojidir. Failover Cluster servisi sayesinde, sanal makinelerin üzerinde çalıştığı fiziksel sunucunun her ne sebeple olursa olsun arızalanması durumunda, üzerindeki sanal sunucuların, cluster üyesi diğer fiziksel sunuculara kaydırılıp, orada ayağa kaldırılıp, çalışmaya devam etmesi sağlanır.

    Ortamda bulunan paylaştırılmış bir klasör veya disk ünitesinden verilen depolama alanı üzerinde kurulan sanal makinelerin, her an ayakta kalmasını sağlayan yüksel verimlilik servisi sayesinde, iş sürekliliği sağlanmaktadır.

    Sanallaştırma desteği olan bir fiziksel sunucuda, Windows Server 2008’den 2012 R2 ya kadar kurulan işletim sisteminin üzerinde  Hyper-V servisi kurulduktan sonra, sanal makine oluşturulmaya başlanabilir.

    Hyper-V yönetim ekranında oluşturulacak sanal makinelerin sayısını, kullanılan lisans ve fiziksel makinenin disk ve ram kapasitesi sınırlar. Fiziksel makinenin ağ kartını sanal sunucuların kullanabilmesi için Hyper-V sanal network adaptörü ve sanal switch( network anahtarı) ayarlamaları yapılmalıdır. Sanal network anahtarı; fiziksel makineye gelen gruplandırılmış sanal ağları ayırabilme, gelen Vlan gruplarının içinden sanal makinenin kullanmak istediği Vlan’ı seçip kullandırabilecek özelliğe sahiptir.

    hypervilesanallastirma_01114

    Hyper-V yönetim arayüzünde oluşturulan sanal makine artık hizmet vermeye hazırdır. Gerekli network ayarlamaları yapıldıktan sonra, istenilen Vlan’a uygun IP yapılandırması yapılıp, planlanan servis için kullanılmaya başlanabilir.

    Eğer oluşturulan sanal makina cluster bir yapıya dahil edilirse, çalıştığı fiziksel makine bozulsa bile aynı clustera üye farklı bir fiziksel makine üzerinden çalışmaya devam eder.

    Cluster çalışan servis üzerindeki sanal makine, istenildiğinde farklı bir ortama aynı anda kopyalanabilir( Replication). Cluster üzerinde çalışan sanal makine, istenildiğinde fiziksel cluster üyesi diğer makinelere taşınabilir.(Live Migration)

    Yine aynı şekilde, Hyper-V yönetim arayüzünde, sanal makinenin kullandığı gerçek disk alanı, farklı bir disk ortamına taşınabilir. (Storage Migration)

     

    En Gelişmiş Kamp ve Outdoor Malzemeleri

    0

    Doğaya dönme vakti geldi de geçiyor. Şehrin hatta ülkenin zorlayıcı atmosferinden uzaklaşmak için kendinizi doğanın kollarına bırakıp arınmanız gerekiyor. Bunun için de kamp ve outdoor etkinlikleri özellikle yaz mevsiminde oldukça doğru tercih olabilir. Tabii teknoloji desteğini alarak doğa ile daha keyifli anlar yaşayabilirsiniz. Sizler için seçtiğimiz ürünleri inceleyince kendinizi dışarı atacaksınız. Bu arada ürünleri aslında festivaller için de kullanmanız mümkün. starsoffline.com Gerçi bu yaz ülkemizde festival açısından bir program yok ama yine de belli olmaz diyelim…

    PANASONIC-HX-A1ME-D-Wi-Fi-Aksiyon-Kamera-Turuncu

    PANASONIC HX-A1ME-D Wi-Fi
    Doğaya çıkmak demek biraz plansız olmak demek. Zaten işin eğlencesi de burada. Böyle bir gezideyken ne zaman hangi anı kaydedeceğiniz belli olmaz. Bu yüzden ilk önerimiz Panasonic’in geilştirdiği sadece 45 gram ağırlığında olan aksiyon kamerası. Rakiplerine nazaran 4K görüntü olayına girmeyen HX-A1ME-D kaliteli Full HD çözünürlük sunuyor. GoPro tutucuları ile uyumlu ürünü mevcut kasasıyla 1.5 metre sualtı çekimlerinde de kullanabilirsiniz. Ayrıca toz ve darbeye dayanıklı yapısı ve uygun fiyatı ürünü öne çıkarıyor. Bir de harika renginden bahsetmeden olmaz. Turuncu bir ürüne bu kadar mı güzel yakışır.

    Windcatcher_AirPad_2_Plus-Pad-and-Seat_large

    Windcatcher Airpad 2+
    Şişme yatak konusu özellikle kampçılar için her zaman cazip olsa da yatağı şişirme derdi bitecek anlatılacak türden değil. Ürün için geliştirilen kolay şişme teknolojisi ismi verilen özellik üç dört üfleme ile tüm yatağın şişmesini sağlıyor. İstenirse oturma pozisyonunda da kullanılabilen ürün sadece 850 gram ağırlığında. Dört kat katı malzeme ile kaplı ürün sağlamlık açısından sıradan kullanıcılar kadar profesyonel kampçılara da hitap ediyor. Daha fazla bilgi için burayı ziyaret edebilirsiniz.

    vw-camper-van-tent_11669

    VW Camper Van Tent
    60’ların ve 70’lerin ikon karakter “vosvos karavan” ruhunu gittiğiniz her yere kolayca taşıyabilmeniz için geliştirilen bu çadır gerçekten nostalji ve işlevselliği bir araya getiriyor. Volkswagen’den lisanslı olarak geliştirilen bu ürün 1965 model karavan modelin bire bir aynısı. Dört kişinin kalmasına olanak veren çadır içeride iki kişilik iki odaya ayrılabiliyor. Toplam 13 kilo olan çadır yağmur ve rüzgara karşı dayanıklı malzemeden üretilmiş. Daha fazla bilgi için burayı ziyaret edebilirsiniz.

    CELESTRON-Outdoor-Şarj-Edilebilir-Pil-ve-Güneş-Paneli-ile-Taşınabilir-Güç-Ünitesi

    CELESTRON Outdoor Şarj Edilebilir Pil ve Güneş Paneli ile Taşınabilir Güç Ünitesi

    Evden uzakta olmak ve teknolojik ürünler almak demek şarj sorunu demek. Şarj konusunda çeşitli çözümler bulunsa da Celestron markası güneş enerjisiyle çalışan bu ürünle fark yaratıyor. 6000 mAh batarya ile gelen ürün tabletten telefona birçok farklı ürünü şarj edebiliyor. 5V 1amp ve 5V 2amp iki USB ile gelen ürün aynı anda iki ürün şarj edebiliyor. Güneşi bekleyemeyecek durumdaysanız cihazı prize takarak da şarj edebilirsiniz. 260 gram ağırlık biraz fazla olsa da ürünün esnek kullanımı için buna değer.

    CELESTRON-Outdoor-Firecel-El-Feneri-Fonksiyonlu-3-in-1-Şarj-edilebilir-Güç-Ünitesi

    CELESTRON Outdoor Firecel El Feneri
    Kimse karanlıkta kalmak istemez. Acil bir durum veya gece keşif geziniz ya da kamp esnasında iyi bir fenerinizin olması çok önemli. 100 gram ağırlığındaki bu ürün 5200 mAh kapasiteli bir şarj cihazı olmasının dışında aynı zamanda bir el ısıtıcı olarak da tasarlanmış. Tek tarafı ısıtarak cebinize de atıp kullanabileceğiniz Celestron Outdoor Firecel El Feneri 12 saat boyunca ısıtma yapabiliyor. Özellikle kış etkinlikleri için güzel bir özellik. Son derece güçlü LED ışığı acil durum dahil olmak üzere beş farklı şekilde çalışabiliyor. Ürünün alüminyum yapısı onu son derece güçlü kılıyor.

    gotenna1

    goTenna
    Son olarak da yine acil durumlarda kullanabileceğiniz goTenna’dan bahsedelim. goTenna, Android ve iOS kullanan cihazlar için geliştirilmiş akıllı bir anten. Sinyal bulamadığınız ya da kapsama alanı dışında kaldığınız anlarda bu anteni kullanabilirsiniz. Ürün kendi sinyal sistemini kullanıyor ve 15km civarındaki goTenna’lara bağlanarak ücretsiz olarak mesajlaşmanızı sağlıyor. Özellikle büyük gruplar için mutlaka çantada bulunması gereken bir ürün. Su geçirmez ve şık yapısıyla da son derece havalı. Daha fazla bilgi için burayı ziyaret edebilirsiniz.

    Kablosuz ağınızda yüksek hız ve güçlü koruma

    Bu haftaki konuğumuz ZyXEL’in ağından en yüksek performansı almak isteyenler için geliştirdiği ARMOR Z1. Ağ ya da internet üzerinden oyun oynayan, 4K gibi yüksek çözünürlüklü film seyreden ya da aktaran, çok yüksek boyutlu imaj ve video gibi dosyaları ağ üzerinden taşıyan kullanıcıların en çok karşılaştıkları sorunlardan birisi ağ bağlantılarının kesilmesi ya da bağlantı hızının çok düşük olmasıdır. Diğer bir problem ise yüksek hızlı fiber bağlantıya sahip kullanıcıların kablosuz ağ üzerinden yüksek performans elde edememeleridir. Bu ihtiyacı gören ZyXEL oyuncuları ve profesyonel kullanıcıları hedefleyen yüksek performans ve güvenlik sağlayan yönlendiricisi ARMOR Z1’i geliştirmiş. ARMOR Z1 kullanıcıları herhangi bir bağlantı kesilmesi ile karşılaşmadan 802.11ac destekli cihazlarını kullanarak gigabit hızında dosyalarını aktarabiliyor, 4K videoları izleyebiliyor, fiber bağlantılarını en verimli şekilde kullanabiliyor.

    armor2

    ARMOR Z1’i kutusundan çıkardığınızda gerçekten çok kaliteli bir malzeme ile üretildiğini rahatça görebiliyorsunuz. Üzerinde yüksek hızlı bağlantı sağlayan 4 adet anten bulunuyor. Dış görünümü ile sağlamlığını hissettiren ARMOR Z1’in donanım özellikleri de oldukça iyi. 1.4 GHz, çifte çekirdekli işlemci, 512 MB belleği (RAM) sayesinde 2350 Mbps’ye varan kablosuz hıza erişebilme imkanı sağlıyor. Kablolu bağlantı için ise üzerinde 4 adet 10/100/1000 Mbps Ethernet RJ-45 bağlantı noktası bulunuyor. Ethernet bağlantı noktalarının otomatik MDI/MDIX desteği de var. Cihazın üzerindeki diğer bir bağlantı noktası ise fiber ağlarda kullanılabilmesini sağlayan WAN bağlantı noktası. WAN bağlantı noktasının da MDI/MDIX desteği var ve 10/100/1000 Mbps bağlantı hızlarını destekleyebiliyor.

    Biraz önce de belirttiğimiz gibi ARMOR Z1’in üzerinde dört adet yüksek güçlü anten bulunuyor. Kullanıcılar ARMOR Z1’in sağladığı yüksek hız sayesinde mobil cihazlardan akıllı televizyonlara, konsollara kadar tüm cihazlarından yüksek hızla bağlanabiliyor. Yüksek bantgenişliği gerektiren 4K videolar dahi kesintisiz bir şekilde izlenebiliyor.

    Beamforming teknolojisi

    ARMOR Z1’in sağladığı yüksek hızın arkasındaki en önemli nedenlerden birisi Beamforming teknolojisi. Armor Z1’in üzerindeki akıllı antenler ve 802.11ac desteği sayesinde kablosuz ağ sinyalleri belirli bir noktada yoğunlaştırılabiliyor. ARMOR Z1’in çift çekirdekli işlemcisinin güçlendirdiği bu teknoloji sayesinde kullanıcılar kablosuz ağ bağlantısını daha verimli bir şekilde kullanabiliyorlar. Kısaca açıklamak gerekirse ARMOR Z1, cihazın ev ya da ofisteki yerini biliyor ve sinyalleri bu cihazın olduğu yerde yoğunlaştırabiliyor. Bu sayede ağ bağlantısı daha verimli bir şekilde kullanılabiliyor.

    ARMOR Z1’in kullanıcı deneyimini geliştiren bir diğer özelliği ise StreamBoost teknolojisi. Bu teknoloji ağ trafiğini akıllı bir şekilde önceliklendiriyor ve bant genişliğini ağ üzerinde kullanımda olan cihazlara göre dinamik olarak şekillendiriyor ve bant genişliğinin daha verimli bir şekilde kullanılabilmesini sağlıyor. Yani ses, video ve web gezintisi gibi uygulamalar önceliklendiriliyor ve kullanıcıların kesintisiz bir ağ bağlantısına sahip olması sağlanıyor.

    armor3

    USB bağlantı noktaları

    ARMOR Z1’in üzerinde üç adet USB 3.0 bağlantı noktası bulunuyor. Bu bağlantı noktalarına yazıcı ya da harici sabit disk bağlanabiliyor. Bu sayede ağ desteği olmayan bir yazıcı, ağ üzerindeki tüm cihazlar tarafından kullanılabiliyor. Ya da USB 3.0 bağlantı noktasına takılan bir harici sabit disk ağ üzerindeki tüm cihazlar tarafından görülebiliyor ve bir depolama sunucusu gibi hareket edebiliyor.

    ZyXEL One Connect yazılımı sayesinde kullanıcılar Armor Z1’i mobil cihazları üzerinden yönetebiliyor ve istedikleri ayarları kolaylıkla yapabiliyorlar. Ayrıca yine bu yazılım üzerinden kullanıcı yönetimi de yapılabiliyor ve ağ durumu izlenebiliyor.
    Güvenlik açısından baktığımızda cihaz adı gibi oldukça iyi bir koruma sağlıyor. DDoS saldırılarına karşı koruma, içerik filtreleme, gelişmiş kullanıcı yönetimi gibi gelişmiş özelliklere sahip. Ayrıca ZyXEL’in bir hizmeti olan myZyXELcloud DDNS üzerinden uzak noktalardan yönlendiriciye erişip müdahalede bulanabilmek de mümkün.

    Apple’dan sürpriz teklif

    0

    apple-music

    ABD’de müzik lisans bedelleri ile ilgili olarak ciddi bir gündem oluşmuş durumda. The Copyright Royalty Board adlı kuruluş, 2018 ve sonrasını kapsayacak şekilde teliflerle ilgili değerlendirmelerde bulunuyor. Bu noktada Apple’ın teklifi ise detayları ile kamuoyuna yansımış durumda.

    Apple Music ile endüstrinin önemli oyuncularından biri haline dönüşen teknoloji şirketi, çevrimiçi servislerdeki her indirilmenin ardından 9,1 cent’in eser sahiplerine ödenmesi, devamında da her 100 dinlemeye karşılık 9,1 cent’in daha eklenmesi temeline dayanıyor. Böylelikle 1000 şarkı indirildiği taktirde 1 dolara yakın bir telif miktarı ortaya konuluyor. Planın şimdilik bir teklif olduğunu belirtelim, kesinleşmiş bir karar yok; ancak Apple nezdinde sunulan prototip sistemin müzisyenlerin lehine işlediği görülüyor.

    İddialara göre Spotify, Apple’ın teklifinden pek de memnun kalmadı ve zaten gergin olan ilişkilerin iyiden iyiye bozulduğu da belirtiliyor. Bilindiği üzere çok sayıda müzisyen, Spotify’dan YouTube’a kadar birçok platformla ilgili olarak şikayetlerini yüksek sesle dile getirmekten çekinmiyor. Taylor Swift gibi öne çıkan isimlerin Spotify’ın mevcut telif yapısından hoşlanmadıkları bilinmiyor. Bakalım müzik profesyonelleri, bu işten karlı çıkacak mı, yoksa Spotify gibi yazılım şirketleri mi avantaj elde edecekler?

    spotify-gif

    Öte yandan ilgili kuruluşa yapılan başka teklifler de söz konusu. Spotify, Pandora gibi müzik akışı servisleri tarafından da çeşitli teliflendirme önerileri sunulmuş durumda. Kararın kısa süre içinde verilmesi bekleniyor. Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Bu gözlük bir harika!

    0

    Çok sevdiğiniz film yıldızının setine konuk olmak ve bir günü onunla geçirmek ister misiniz? Ya da milyarlarca yıl önce dünyamızın hakimi olan dev dinozorları yakından keşfetmek? Bir gözlük düşünün ki, onu taktığınızda daha önce hiç bilmediğiniz güzelliklere doğru yolculuk ediyorsunuz… Rengarenk balıklarla okyanusun diplerinde gezintiye çıkıyor ya da özel bir mekik ile uzayın derinliklerine doğru yol alıyorsunuz. Son zamanların en eğlenceli teknolojisi sanal gerçeklik gözlüğü diğer bir deyişle VR gözlük artık hayatımıza farklı bir renk katıyor.

    Yapılan araştırmalar 2014’ten 2018’e kadar satılacak toplam sanal gerçeklik birimlerinin 56.8 milyon civarına ulaşacağını gösteriyor. Bu süreç içerisinde sadece donanım satışından elde edilen gelirin 8.4 milyar dolar seviyesinde olacağı tahmin ediliyor. Sanal gerçeklik gözlükleri günümüzün en eğlenceli teknolojik cihazı… Farklı sektörlerde değişik amaçlarla kullanılsa da en çok eğlence alanındaki kullanımıyla göze çarpıyor. Örneğin dünyanın birçok şehrinde geçici olarak hizmet veren VR sinemaları var. İlk kez Hollanda’nın Amsterdam şehrinde geçtiğimiz aylarda kalıcı bir VR sinema açıldı. Bu sinemaya girdiğinizde, karşınızda devasa bir perde ve klasik oturma düzeni görmüyorsunuz. Bunların yerine sizi, belli aralıklarla dizilmiş ve etrafında dönebilen sandalyeler, Samsung Gear VR gözlük ve Sennheiser HD 201 kulaklıklar karşılıyor. Ve 35 dakika boyunca VR filmlerin keyfini çıkarabiliyorsunuz.

    Dikkat, bu uçakta sanal gerçeklik vardır
    Sanal gerçeklik uygulamalarına en güzel örneklerden biri de Birleşik Arap Emirlikleri’nin ulusal havayolu şirketi Etihad Airways’e ait. Havayolu şirketi, Akademi Ödüllü aktris Nicole Kidman’ın başrolünde oynadığı 360 derece sanal gerçeklik filmini uçuşlarında gösterime sunuyor. Film, bir Hollywood oyuncusunun başrolünü oynadığı 3 boyutlu ilk sanal gerçeklik filmi olma özelliğini taşıyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nin inovatif ulusal havayolu için devrim niteliğini taşıyan ‘Reimagine’ isimli beş dakikalık film, izleyicileri Nicole Kidman ile yeni Airbus A380 uçağının New York – Abu Dhabi arası yapacağı deneysel yolculuğa davet ediyor.

    Bebeğinin doğumunu izledi
    Bir diğer ilginç örnek de bir doğuma ait… Samsung Gear VR ile dünyanın ilk sanal gerçeklik canlı yayını, evinden uzakta çalışmak zorunda olan bir babanın bebeğinin doğumuna an be an tanık olmasını sağladı. Alison ve Jason Larke çifti, Avustralya’daki çalışma sistemi nedeniyle birçok çalışanın maruz kaldığı ayrılıklardan birini yaşıyordu. Üçüncü kez baba olma heyecanını yaşayacak olan Jason, hayatının en önemli anlarından birinde eşinin ve bebeğinin yanında olamayacağını düşünüyordu. Aralarındaki 4 bin kilometreyi aşan mesafe nedeniyle bebeğinin doğumunu kaçıracak olan Jason’ı büyük bir sürpriz bekliyordu. Mesafeleri aşan Samsung Gear VR teknolojisi sayesinde doğumun gerçekleşeceği hastane odasına kurulan özel bir düzenek ile Jason, eşinin yanındaymış gibi bebeğinin doğumunu üç boyutlu olarak saniye saniye izleme imkanına erişti.

    PlayStation VR geliyor!
    Sanal gerçeklik kavramının kullanıcıları en çok etkileyeceği alan hiç şüphesiz ki oyun tarafı… Sony Computer Entertainment Inc., PlayStation4 sistemini oyun deneyiminde bir üst düzeye çıkartan PlayStation VR sanal gerçeklik sisteminin, dünyanın çeşitli bölgelerinde Ekim ayından itibaren piyasaya sürüleceğini duyurdu. Aralarında Eagle Flight, EVE: Valkyrie, Headmaster, Rez Infinite, Wayward Sky, RIGS: Mechanized Combat League, Tumble VR, Until Dawn: Rush of Blood ve PlayStation VR WORLDS adlı yazılımların da bulunduğu 50 oyunun bu yılın sonuna kadar piyasaya sürülmesi bekleniyor. Ayrıca, DICE ve Lucasfilm de sadece PlayStation VR’a yönelik tamamen yeni bir Star Wars Battlefront oyun deneyimi üzerinde çalışıyor.

    e-İmza nedir? Nerelerde kullanılır?

    2

    2016_temmuz_03

    e-İmza Nasıl Tanımlanır?

    Kağıda elle attığınız ıslak imzanız nasıl ki sizin o imzanın sahibi olduğunuzu gösteriyorsa e-imza da hukuki olarak size aynı hakları sağlar. Elektronik imzayı en kısa ve anlaşılır olarak; elektronik veriye eklenen kimlik doğrulama amacıyla kullanılan bir çeşit elektronik izdir diyerek  tanımlayabiliriz. Elektronik olarak imzaladığınız bir elektronik dökümana eklenen e-imza verisi o dökümanın size ait olduğunu hukuksal olarak  ispatlar ve bu dökümanın içeriğinin başka birileri tarafından değiştirilip değiştirilmediğini belgeler. Elbette bütün bu işin gerçekleştirebilmesi için kişinin bir Nitelikli Elektronik Sertifika’ya (NES) sahip olması gerekir.

    Nitelikli Elektronik Sertifika (NES) Nedir?

    5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre gerçek kişilerin elektronik imza oluşturabilmesi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yetkilendirilmiş bir Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcısından (ESHS) Nitelikli Elektronik Sertifika (NES) almasına bağlıdır.

    Elektronik sertifikalar ise nüfus cüzdanı, ehliyet veya diğer resmi kimlik belgelerinde olduğu gibi bireyin gerçekten belirtilen kişi olup olmadığının  ispatı için elektronik olarak kullanılan bir çeşit veri dosyalarıdır. Bu sertifikalar belirlenmiş standartlara uygun bir şekilde üretilerek aynı standartlarla uyum gösteren web tarayıcıları, akıllı kart ya da token’lara yüklenebilmektedirler. Nitelikli Elektronik Sertifikası almak istediğinizde sertifika size akıllı bir kart içinde teslim edilir. Bu kartın içindeki sertifikanın okunarak kullanılabilmesi için de bir akıllı kart okuyucu bir yazılım  kullanılır.

    e-İmzada asla unutulmaması gereken, elle atılan imza ile aynı hukuki geçerliliğe sahip bir yöntem olduğudur. Bu yolla yapılan tüm elektronik işlemlerde oluşturulan bilginin hiçbir şekilde değişmediği ve gönderen kişiye ait olduğu hukuksal olarak itiraz edilemeyecek biçimde kabul edilmiş sayılır.

    Nitelikli Elektronik Sertifika Sadece Gerçek Kişilere Verilir

    E-İmzayı kullanabilmek için gereken nitelikli elektronik sertifika sadece gerçek kişilere verilmektedir. Kurumlara tahsis edilmemektedir. Sadece kurumun imza yetkisine sahip kişiler kendi adlarına sağlamış oldukları e-İmzalarını kurumu temsilen yapacakları tüm işlemlerde rahatça kullanabilirler.

    e-İmzada Süreç Nasıl İşliyor?

    Bir e-imza atıldığı zaman bu e-imzayı atan kişinin imzasının doğruluğunun onaylanması amacıyla açık anahtarı bilgisine gerek duyulmaktadır. İşte bu yüzden e-imzayı atan kişinin açık anahtarlarını ve kimlik bilgisini onaylamak için Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcılarına ihtiyaç duyulur. Bu hizmet saylayıcılar e-imza için sertifikanın üretimini yapan,  dağıtımını sağlayan ve sürecin yönetimini sahiplenen seçilmiş ve güvenilir kurumlardan oluşur.

    Elektronik İmza Sertifikası Nerelerden Alınabilir?

    Elektronik İmza Sertifikası ancak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yetki verilmiş olan Elektronik Sertifika Hizmet sağlayıcılarından alınabilir. Aşağıdaki bağlantıya tıklayarak bu hizmet sağlayıcıların en güncel listesine ulaşabilirsiniz.

    (https://www.btk.gov.tr/tr-TR/Sayfalar/e-imza-Elektronik-Sertifika-Hizmet-Saglayicilari)

    E-İmza Hangi Uygulama Alanlarında Kullanılır?

    Kamu ve özel sektör farkı gözetmeksizin yüksek bilgi güvenliğinin gerekli olduğu tüm sektörlerde e-imza kullanılmaktadır. Finans kuruluşları, bayilikle çalışan sigorta firmaları, kamu kuruluşları ve üniversiteler e-imzanın herkesçe bilinen kullanıcıları gibi görünseler de günümüzde her alan ve her sektörde kendine kullanım alanı bulmuş ve yaygınlaşmıştır.

    Aşağıda e-imza uygulamalarının nerelerde kullanıldığı ile ilgili bazı örnekler bulabilirsiniz.

    – Turkiye.gov.tr üzerindeki e-devlet uygulamalarında

    – Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) Sistemine uyumlu olarak

    – MERSİS Projesi bünyesinde ticari sicil işlemlerinde,

    – Bazı kamu projelerinde (MERSİS, UYAP, KEP, E-REÇETE, E-DEVLET, EKAP, TİTUBB vs. ) e-imza kullanmak zorunludur.

    – Çalışanların hizmet sözleşmeler ve diğer tüm sözleşmelerde

    – Bankalara talimat gönderirken

    – Bayi kanalları arasında sipariş verilirken

    – İşyerlerinde onay gerektiren formlarda

    – Şirket yönetim toplantılarında yönetim kurulu ve diğer kurul kararlarının onaylanması için

    Özetlersek, e-imzayı günlük hayatımızda ıslak imzayı kullandığımız her uygulamada rahatlıkla kullanabilirsiniz. Hukuken ıslak imzadan hiçbir farkı yoktur. Yakın zamanda hemen herkesin ıslak imzadan daha çok e-imza kullanacağı günlere çok yakınız…

    macOS Sierra ile yeni bir dönem başlıyor

    Apple, işletim sistemi OS X’in adını değiştirerek macOS yaptı. Sonbaharda tam sürümü indirilebilecek olan macOS Sierra’nın kilit özelliklerini inceledik.

    Windows 10’un 1 milyar cihaz hedefinde değişiklik

    windows-10

    Windows 10, kuşkusuz tüm zamanların en başarılı Windows işletim sistemi sürümlerinden biri. Kısa süre içinde yüz milyonlarca kullanıcıya ulaşan yazılıma dair çok iddialı bir tahmin önceki yıllarda kamuoyunda büyük ses getirmişti. Microsoft, ‘2018 yılında Windows 10’un 1 milyar cihazda çalışacağı’ iddiasında bulunmuş ve ilk aylardaki performans berberinde de söz konusu beklentinin mümkün olabileceği görülmüştü. Ancak son verilere göre bu durum değişti ve konuyla ilgili resmi bir açıklama da geldi…

    Teknoloji şirketinin pazarlama şefi tarafından yapılan açıklamada 2018 mali yılı için belirlenen 1 milyar adetlik aylık aktif kullanıcı hedefine ulaşılamayacağı ifade edildi. Bunun nedeni olarak da mobil taraftaki düşük performans gösterildi. Böylelikle müşteri memnuniyeti ve ilginin oldukça yüksek olduğu Windows 10’a dair son derece iddialı 2018 beklentilerinin değiştiği ortaya konuldu. Öte yandan iyimser hava elden bırakılmadı…

    Microsoft yöneticisi, 2018’den sonrasında 1 milyar hedefine ulaşılmasının beklendiğini dile getirdi. Yarım milyara yaklaşan kullanıcı sayısı ile Windows 10, yoğun bir şekilde dijital dünyanın öne çıkan işletim sistemleri arasında yer alıyor. Bununla birlikte rakamın büyük kesiminin temelinde masaüstü bilgisayarlar yer alıyor. Geçtiğimiz aylarda yapılan açıklamada küresel düzeydeki Windows işletim sistemi cihaz sayısının yüzde 1’in altına gerilediği görülmüştü. Microsoft’un mobil cihaz satışları hiç de iyi yönde ilerlemiyor ve geleceğe dair beklentiler de iyi değil. Bununla birlikte masaüstü PC performansının başı çekeceği şekliyle Windows 10’lu cihaz sayısının 3-4 sene sonra 1 milyara ulaşabileceği belirtiliyor.

    Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…