Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1784

    Yahoo, Verizon tarafından satın alındı [Güncellendi]

    yahoo-ces2014-01-930x618

    90’ların ‘internetle özdeşleşmiş markası’ Yahoo’nun, ABD’nin önde gelen mobil operatör şirketlerinden biri olan Verizon tarafından satın alınmak üzere olduğu duyuruldu. 5 milyar Amerikan Doları karşılığında gerçekleşmesi beklenen işlem sonucunda Yahoo’nun internet hizmetleri, patent ve mevcut gayrimenkullerinin Verizon’a geçmesi ile ilgili resmi duyuru bekleniyor.

    CNN Money’in haberine göre Yahoo sözcücü Rebecca Neufield, ‘Sürecin bütünlüğünü korumak adına anlaşma sağlanıncaya kadar bir yorum yapmak istemiyoruz’ açıklamasında bulundu. Bu açıklama sürecin pozitif ivmede devam ettiğine dair işaret olarak yorumlandı.

    Öte yandan konuyla ilgili olarak Verizon sözcüsü Bob Varettoni ise herhangi bir yorum yapmaktan kaçındı. Verizon, Yahoo’yu satın almak üzere ve gelişmelerin nihai halinin kısa süre zarfında belli olması bekleniyor.

    Yahoo, son dönemde rekor seviyede düşen gelirleri ve yönetim kademesine karşı yatırımcılar nezdinde yaşanan hoşnutsuzlukla sıklıkla gündeme geliyordu. Satışı hakkında geçtiğimiz aylarda ilk yüksek sesli bilgiler de gelmeye başladı. Görüşmelerin 5 milyar dolar gibi nispeten düşük bir seviyede olması ise sürpriz olarak nitelendirildi.

    İnternet şirketi, geçtiğimiz dönemde küçülme yolunda çok sayıda adım attı. Bölgesel ölçekteki haber ve benzeri servislerin çoğu kapatıldı, ayrıca mobil alanda da girişimler oldu. Ancak otoritelere göre Yahoo, çoğu adımda geç kaldı ve dönemin koşullarına uygun hamlelerde bulunamadı.

    Yahoo-Verizon görüşmeleri ve sonrasına dair gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…

    Güncelleme/ 25 Temmuz 2016-15:00

    Verizon, Yahoo’yu 4.83 milyar dolar karşılığında satın aldı. Satın alım işlemine Yahoo’nun Alibaba hisselerinin dahil edilmediği açıklandı.

    Tinder’ın filmi geliyor

    tinder

    Tinder, küresel düzeyde yoğun ilgi gören bir çöpçatanlık uygulaması. Türüyla ilgili olarak sayısız uygulamaya ilham veren platform, yakın zamanda bir Hollywood filmine konu oluyor…

    ABD’nin önde gelen medya platformlarında yer alan habere göre Tinder filmi, aşk temalı bir yapım olacak. Yapımcılığını Warner Bros.’un üstleneceği filmide ilgili uygulama sayesinde tanışan bir çiftin hayatı konu edilecek. Şimdilik daha fazla ayrıntı yok. Senaryosunun henüz tamamlanmadığı bildirilen filmin vizyon tarihi hakkında da net açıklamalar bulunmuyor. Ancak 2017 yılında gösterime girmesinin beklendiği ifade ediliyor. Yüksek bütçeli bir yapım olacağı da yine kamuoyuna aktarılanlar arasında.

    Son yıllarda sosyal medya, internet platformları ve kimi video oyunlarının sinema endüstrisi tarafından ele alındığı görüldü. Özellikle Facebook’un bu noktada bolca konu edildiği biliniyor. Social Network bu konuda öne çıkan filmlerden biriydi. Son yıllarda Apple’ın kurucularından Steve Jobs’un hayatını ele alan filmler de beyaz perdede ilgi gördü. Ancak şu da bir gerçek ki teknoloji konusunda sunulan film sayısı halen son derece az sayılarda. Bu yönden bakıldığında Tinder temalı sinema filmin önemi daha fazla ortaya çıkıyor.

    Tinder’ın filmiyle ilgili ilk eleştiriler de son derece ilgi çekici. Bu tür uygulamaların güvenli olmadığını öne süren bir kesim, film sayesinde Tinder’ın daha fazla ilgi göreceğini ve dolayısıyla da güvensiz buluşmaların sayısının artacağını savunurken, diğer kesim ise fikirden memnun.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Yemekleri 3D yazıcı ile hazırlanan ilk restoran Londra’da açıldı

    3631CC4900000578-3685998-image-a-62_1468325990376

    3 boyutlu yazıcılar, uzun yıllardır teknoloji gündeminin heyecan verici maddeleri arasında. Sadece plastik değil, farklı karışımların da baskı malzemesi olarak kullanılabilmesi sayesinde insan organlarının bile ‘basılabildiği’ bu aygıtların sunduğu sürprizlerin ardı arkası kesilmiyor. Son gelişme dünyanın 3D yazıcı ile yemek üretip servis eden ilk restoranı ile ilgili. Evet, yanlış okumadınız…

    AB’den çıkma kararı ile dünya basınında sıkça yer alan İngiltere’nin başkenti Londra’da Food Ink. tarafından açılan restoran, halkın da yoğun ilgisi ile karşılandı. Ancak bu ilgi biraz farklı; daha çok restoranın camından yemek hazırlanma süreçlerinin izlenmesi şeklinde gelişen ilginin, ‘tadına da bakma’ aşamasına ise pek fazla ulaşmadığı gözlerden kaçmıyor. İnsanlar, bu yenilikçi fikri izlemekle yetiniyor.

    Öte yandan Food Ink., yazıcılarla hazırlanan yiyeceklerin son derece sağlıklı olduğunu ve yenilmesinde herhangi bir problemin söz konusu olmadığını belirtiyor.

    Kısa süre içinde bir restoran fenomeni oluşur mu bilinmez ama 3D yazıcı ile hazırlanan yiyeceklerin neredeyse kusursuz göründüğü dikkatlerden kaçmıyor.

    3D-printed-restaurant-by-FOOD-INK-and-byFlow-11

    Türkiye’ye de gelir mi?

    Food Ink., restoran ağını genişletme konusunda da kararlı, Almanya, Dubai, Avustralya, İtalya, İsrail, İspanya, Fransa, Hollanda, Kanada, ABD ve İzlanda’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda ülkede söz konusu restoranların açılmasının planlandığı ifade ediliyor. Planlamada Türkiye ise şimdilik yok.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    İddia: Apple, Pokemon GO ile gülecek

    0

    Pokemon-Go-4

    Apple’ın Pokemon GO’nun (resmi adı Pokémon Go) tüm dünyada yakaladığı yüksek popülarite etkisiyle ciddi ve ‘beklenmedik’ bir gelir modeliyle karşı karşıya kalacağı belirtiliyor. Önde gelen teknoloji otoritelerine göre mobil oyunun 3 Temmuz 2016’da App Store’da boy göstermesinin ardından Apple’a 3 milyar dolar gelir kazandırmasının önünde herhangi bir engel yok…

    Analistler, Pokemon GO’nun başarısının Apple’ın sonraki finansal bilanço raporuna da pozitif etkilerle yansıyacağına işaret ediyorlar. Teknoloji şirketi, tüm zamanların en yüksek App Store gelirlerini açıklayabilir. Bilindiği üzere ücretsiz olarak indirilebilen oyunun –uygulama içi satın alım- opsiyonları bulunuyor ve yapılan her işlem de Apple’a yüzde 30 oranında kasaya giren meblağa şeklinde yansıyor. Örneğin 1 dolarlık bir satın alımdan Apple, 30 cent gelir elde ediyor.

    Türkiye’ye dair beklentiler

    Pokemon GO’daki bazı uygulama içi satın alım fiyatları ise dikkat çekici. Örneğin 100 PokeCoin için 0.99 dolar belirlenmiş durumda. Türkiye’de de 0.59 TL’den başlayan fiyatlarla Pokemon GO’daki çeşitli satın alımlarının sunulması bekleniyor.

    Zincirleme reaksiyon 

    Pokemon efsanesi, zincirleme bir reaksiyon halinde çeşitli unsurlara katkı sağlacak gibi görünüyor. Oyunun App Store, Google Play gibi uygulama mağazalarının yanı sıra donanım alanında da etkilerinin artmaya devam ettiği dikkatlerden kaçmıyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Dijital, VHS’nin de fişini çekti

    0

    Ekran Resmi 2016-07-25 00.51.57

    Dijital teknolojilerin fiziksel depolama unsurları ile ilgili kayıt formatlarına yönelik olumsuz etkilerine bir yenisi daha eklendi. JVC tarafından geliştirilen, ilk kez 1976’da piyasaya sürülen VHS (Video Home System) formatı 80’lerde büyük ilgi görmüştü. Zamanla yerini başka formatlara bırakan VHS formatıyla kasete kaydedilip piyasaya sunulan son film ise ‘Şiddetin Tarihçesi’ oldu. Böylelikle 2006 yılı ile birlikte VHS formatlı herhangi bir ‘ürün’ gelmeyecekti. En nihayetinde, bu alanda üretim gerçekleştiren son şirket olan Funai Electric de artık sürecin kendileri açısından noktalandığını duyurdu.

    Japon merkezli teknoloji şirketi, kısa süre önce üretimlerini sonlandıran Sanyo, Panasonic gibi popular markaların ardından bu alanda çalışan tek marka olmuştu. Ancak pazardaki daralma ve bileşenlerin tedariğinde yaşanan sıkıntılar üzerinde fiş çekme kararının alındığı belirtildi. Alınan kararın nihai nitelikte olduğu da bilgiye eklendi. Funai Electric, 1980’lerin başından bu yana VHS formatlı kaset üretimi gerçekleştiriyordu. Bir dönem yıllık 15 milyon ünitelik satış gerçekleştirdiği kaydedilen markanın, geçtiğimiz yıl ise son derece az sayıda satış yaptığı ifade edildi.

    Ekran Resmi 2016-07-25 00.50.35

    Böylelikle bir devir daha kapanıyor. VHS format, teknolojideki dijital yükselişin etkisiyle ilgi her geçen gün daha az ilgi görüyordu, neredeyse unutulmuştu. Hatta haber ilk duyulduğunda dünyanın önde gelen teknoloji otoriteleri ‘VHS devri kapanmamış mıydı’ diye sormadan edemediler. Şimdi ise gerçek anlamda bir ‘antika’ halini aldıklarını söylemek mümkün.

    Yeniliklerin yanı sıra artık son bulan teknolojilere dair gelişmeleri de aktarmaya devam edeceğiz. Takipte kalın…

    2016 Rio Olimpiyatları’na özel Apple Watch kayışları

    0

    https-%2F%2Fblueprint-api-production.s3.amazonaws.com%2Fuploads%2Fcard%2Fimage%2F153450%2FApple_Watch_band

    Merakla beklenen ikinci versiyonu öncesinde ilk Apple Watch serisi, her ne kadar artık ‘eskimeye başlayan’ bir tüketici elektroniği ürünü olsa da çeşitli yeniliklerle gündeme gelmeye devam ediyor. Önümüzdeki ay Brezilya’da başlayacak 2016 Rio Olimpiyat Oyunları için özel Apple Watch kayışlarının satışa sunulacağı ortaya çıktı.

    Olimpiyat temalı Apple Watch kayışlarının 14 ülke bayrağını simgeleyecek şekilde tasarlandığı belirtiliyor. Bu ülkeler şöyle; Brezilya, ABD, İngiltere, Hollanda, Güney Afrika, Yeni Zelanda, Meksika, Japonya, Jamaika, Kanada, Çin, Avustralya, Almanya ve Fransa.

    Ağustos ayı başında satışlarına başlanacağı belirtilen yeni aksesuarlarla ilgili ilginç detay ise dikkat çekti. İddiaya göre ürünler, sadece Brezilya’da olimpiyatların düzenleneceği şehirde bulunan Barra da Tijuca VillageMall Apple Store’dan temin edilebilecek. Belirlenen fiyatın 49 dolar olacağı ve ‘sınırlı sayıda’ kayışın sunulacağı da belirtilenler arasında. Özetle eğer iddia doğruysa Apple nezdinde oyunlar için şehirde bulunacak milyonlarca kimseye hitap etmesi planlanan bir ürün adımı söz konusu.

    Öte yandan kayışın ABD temalı versiyonu, sprinter Trayvon Bromell tarafından sosyal medyada paylaşıldı (en üstte). Ünlü sporculara üretilen özel kayışların hediye edilmiş olma ihtimali yüksek. Anlaşılan o ki bu Apple Watch kayışlarına sahip olmak istiyorsanız Brezilya’ya seyahat etmeniz ya da ünlü bir sporcu olmanız gerekiyor.

     

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Sizin de bir “drone”unuz olsun…

    0

    Bir “drone”, ya da “multikopter” sahibi olmak… Onu kırlarda özgürce uçurmak… Yükseklerdeyken çektiklerini izlemek, paylaşmak… Tüm bu saydıklarımın ne kadar keyifli günler yaşatacağını biliyor musunuz?

    Öncelikle, “Ben uğraşamam, yapamam, beceremem…” itirazlarını kesinlikle kabul etmiyorum. “O kadar bütçem yok, satın alamam…” itirazları da sayılmıyor. Öncelikle, bir “drone” uçurmak son derece kolay… Çocuk oyuncağı diyeceğim ama şimdiki çocuklar da bir farklı gerçekten… Her neyse… Kumandalı olanları da var, akıllı telefon sayesinde kullanılanları da… Dikkat etmeniz gereken en önemli şey, mümkünse hava sahasının daha geniş olduğu noktalarda uçurmanız. Bütçe konusuna gelince… Media Markt’ta fiyatlar 119 TL’den başlıyor, 14,999 TL’ye kadar gidiyor.

    RCX XX3 Quadcopter:
    Listede 119 TL’lik fiyatıyla en ucuz seçenek olan RCX XX3, LED ışıklandırması sayesinde özellikle gece uçurduğunuzda inanılmaz bir görsel şölen yaşatıyor. Adeta UFO uçuruyormuş gibi bir hisse kapılıyorsunuz. 13,5 x 13,5 x 3 cm ölçülerindeki multikopter, 4 kanallı uzaktan kumanda sistemiyle yönetiliyor. Bu dört kanal da sağa-sola, yukarı-aşağı, ileri-geri ve sağa-sola (yatay uçuş) uçabilmesini sağlıyor. 45 dakika gibi bir sürede şarj edebiliyorsunuz. Bu da size yaklaşık 8 dakikalık bir uçuş keyfi sağlıyor. Gyro teknolojisine sahip olan RCX XX3, hava asılı kalabiliyor, istediğiniz her yöne taklalar atabiliyor. En güzeli, kırılmaya dayanıklı plastik gövdesi ve pervaneleri elbette… Acemilik döneminde yaptığınız sert inişlerde kolayca kırılmıyor. Yani başlangıç seviyesi için ideal bir seçim…

    INOVA Quadcopter (Kameralı):
    Aslında INOVA’nın 189 TL’lik bir quadcopter modeli daha bulunuyor. Ancak, kameraya sahip olan modelinin daha ilginç olacağını düşündüm. Yalnızca 309 TL’lik bir bütçeyle drone uçurma keyfinin yanında, inanılmaz açılardan kendinizi, ailenizi, filme alabilir, fotoğraflarınızı çekebilirsiniz elbette… Bir SD bellek kartı yuvası olan INOVA üzerinde HD bir kamera bulunuyor. Bu ürünün belki de en önemli özelliği 120 metreye kadar ulaşan menzili… Bu da daha fazla yükselebiliyor anlamına geliyor.

    Parrot Airborne Cargo Travis Drone Multicopter:
    Kaliteyle birlikte bütçe de artıyor elbette… Parrot, drone teknolojisinde önemli bir marka. Bu ürünleri halkın satın alabileceği seviyeye getiren markaların en başında geliyor bu Fransız firması… Ve değişik bütçelerde çok kaliteli ürünleriyle başarısını sürdürüyor. 449 TL fiyat etiketine sahip olan bu mini drone, 18 km’ye varan hızıyla dikkat çekiyor. 25 dakika gibi kısa denilebilecek bir sürede tam şarj olabiliyor ve bu da yaklaşık 10 dakikalık bir uçuş keyfi sağlıyor. Hemen altında bulunan kamera ile fotoğraf çekebiliyor ve bunları 1 GB’lık dahili hafızasında saklıyor. Ürünün “Cargo” adını almasının nedeni ise üzerinde Lego figürleri taşıyabiliyor olması. Çok ağır olmamak kaydıyla üzerindeki Lego platformuna oyuncak figürleri ekleyebiliyorsunuz… Bu ürünün aynısının bir de Mars sürümü bulunuyor. Yalnızca dış kabukta bir uzaylı figürü kullanılmış, tüm özellikler ve fiyat aynı…

    Parrot, çok geniş ürün seçeneklerine sahip… Özellikle dış kabuğun değişmesi, ya da LED aydınlatma teknolojileriyle birbirinden farklı ürünler sunuyor. Bunlar arasında 519 TL’lik etiketiyle Parrot Airborne Night Blaze, Parrot Airborne Night Swat (549 TL), Parrot Airborne Night MacLane (549 TL) teknik açıdan bakıldığında hemen hemen aynı özellikleri sunuyorlar. Parrot Airborne multicopter modellerini uçurmanız için akıllı telefonunuz yeterli oluyor. Android, ya da iOS fark etmiyor. Uygulamayı yükleyip uçuşa başlayabiliyorsunuz. Hemen bir üst sınıfa geçtiğinizde ise bütçe dramatik bir biçimde artıyor. Ama keyif de…

    Parrot Bebop Drone ve Bebop Drone 2:
    Bu ürün fotoğraf ve film çekmek üzere tasarlanmış adeta… Aslında birçok drone’da bunu yapabilmek mümkün… Ancak kameralar dışarıdan takıldığı için uçuş sırasında pervanelerin çalışması ve yükseklik kazanınca esen rüzgarın şiddeti görüntünün kalitesini bozabiliyor. Oysa Bebop öyle tasarlanmış ki, adeta kendisi uçan bir kamera haline gelmiş. 14 MP gibi kaliteli bir çözünürlüğe sahip ve 1920 x 1080, yani Full HD görüntü kaydedebiliyor. 8 GB’lık dahili bir depolama alanı var, ancak USB yardımıyla bu bellek alanını arttırabiliyorsunuz. 12 dakikalık bir uçuş süresi ve 150 metre civarında etkili bir menzili var. Ama akıllı telefonunuz yerine Bebop’un Skycontroller birimini kullanırsanız etkili mesafeniz ve bağlantı kaliteniz gerçekten çok artıyor. Bebop Drone, Media Markt’da 1999 TL’ye satılıyor. Bu ürünün Drone 2 sürümü 25 dakika uçuş süresi sunuyor ve 2199 TL…

    TP-Link TL-WPA4530KIT: Hem kablolu hem de kablosuz veri aktarımı

    TP-Link TL-WPA4530KIT: Hem kablolu hem de kablosuz veri aktarımı

    Powerline ürünleri yenilendi. Kablo üzerinden saniyede 500 Mbit veri aktarımına ulaşan yeni nesi ürünler, 802.11ac entegrasyonu ile saniyede 433 Mbit’lik kablosuz aktarım sunuyorlar. Tıpkı bu ay incelediğimiz TP-Link TL-WPA4530KIT gibi.

    WLAN teknolojisi her ne kadar avantajlı görünse de birçok dezavantajı da beraberinde getiriyor. Örneğin büyük bir ofis ve eviniz var ise tek başına bir kablosuz çözüm yeterli kalmayabilir. Online oyun oynamayı seviyorsanız WLAN’daki gecikmeler sizi çıldırtabilir. Benzer bir durum kablosuz ortamda HD Videolar seyretmek veya IP kameradaki görüntüleri izlemek de zaman zaman tam bir eziyete dönüşebilir.

    1

    Bu tarz durumlarda genelde WLAN Repeater ile bir çözüm aranır. WLAN genişleticiler her ne kadar erişim alanını yükseltseler de kaynak cihaz ile kurduğu bağlantı kalitesine bağlıdırlar. Bu bağlantı kötü olursa, kapsama alanı genişlemiş olsa bile veri transfer hızında ciddi sıkıntılar yaşanabilir. Tabi bir de şunu unutmamak gerekiyor. Ortamdaki kablosuz cihazların sayısı Kablosuz ağ yapısının performansını doğrudan etkiliyor.  En etkili çözüm ise ikinci bir WLan erişim noktasını kablolu olarak ilk WLAN istasyonuna bağlamak ve bu sayede de WLAN ağ performansını arttırmak. Ya da çok daha basit ve etkili bir çözüm olan bir Powerline ürününü tercih etmek.4

    TP-Link yukarıda anlattığımız WLAN örneği için çok güzel bir çözüm üretti. TP-Link TL-WPA4530KIT olarak adlandırılan bu çözüm iki adet Powerline adaptörden oluşuyor. İlk Powerline adaptörü üzerinde bir priz ve iki adet Ethernet bağlantısına sahip. İkinci Powerline adaptör ise üç adet Ethernet ve 802.11ac kablosuz ağ standardı ile kendisini farklılaştırıyor. Bunun anlamı, evin ve ofisinizin uzak bir köşesinde elektrik hatları üzerinde ağ bağlantınızı kurabilmeniz ve ikinci adaptör sayesinde de yeni nesil bir kablosuz ağ geçidi oluşturabilmeniz.

    3

     Kolay kurulum

    TP-Link TL-WPA4530KIT, AV500 ve AC750 ürünlerinden oluşuyor. Ürünlerin kurulumu oldukça basit. WLAN teknolojisine sahip olmayan ürünü ADSL modem ya da bir Router’a Ethernet üzerinden bağlıyorsunuz. WLAN destekli ürün ise aynı ağ şebekesine sahip olan uzak noktadaki bir fişe takıyorsunuz. TP-Link Powerline ürünlerin önemli bir artısı farklı marka Powerline ürünleri ile de sorunsuzca çalışabilmesi. Yani elinizde farklı marka Powerline ürünleri var ise ağınızı genişletmek oldukça kolay. Her iki adaptörü fişe takmanız yeterli. Ağ kurulumu işte bu kadar basit. Aynı zamanda kablosuz ağın kurulumunu da yapmış oluyorsunuz. Kablosuz ağın şifresini, Powerline cihazın altındaki barkod ’dan okuyabilirsiniz.

    Elbette WLAN ağınızı kişiselleştirebiliyorsunuz. Bunun için iki yol var. Bunlardan ilki tarayıcıdan cihazın IP numarasını yazıp kurulum arayüzüne girmek. İkinci yol ise cihazın üzerinde bulunan WiFi Clone düğmesine basmak. Hazır bir kablosuz ağ kurulmuşsa WiFi Clone işinizi inanılmaz kolaylaştıracak. Bu düğmeye bastığınızda, var olan kablosuz ağın tüm bilgileri cihaza kopyalanır. Bu sayede dizüstü sisteminizde veya akıllı telefonunuzda herhangi bir ayar yapmadan eski kullanıcı adı ve şifrenizle ağa dahil olabiliyorsunuz.

    6

     

    Performans

    TP-Link’in bu kiti 802.11n ve 802.11ac bağlantılarını aynı anda destekliyor. 2.4 GHz bandında 300 Mbit/sn ve 5 GHz bandında 433 Mbit/sn’lik teorik hızlara sahip olan bu Kit, toplamda 733 Mbit/sn’ye ulaşıyor. Tabi bunlar teorik değerler. Ayrıca Powerline adaptörler taktığınız fişe göre farklı performanslar gösterdiğini de unutmamak gerekiyor. Yani iyi bir veri transferine ulaşmak için farklı fişlerdeki performansları test etmeniz gerekiyor. Bizim yaptığımız testlerde  500 Mbit/sn olması gereken veri transfer hızının pratikte ortalama 25 Mbit/sn olduğunu gördük. Bu her ne kadar düşük görünse de bu hız birçok iş için fazlasıyla yeterli. Kablosuz ortamda yaptığımız testlerde ise ortalama 8 Mbit hız değerini ölçtük. Benzer ürünlerle kıyasla bunlar gerçekten iyi değerler olduğunu söylemeliyiz.

    Uzun lafın kısası. TP-Link bu kit ile iyi bir iş yaptığını söylemeliyiz. Gerek kolay kurulumu, yeni nesil teknolojinin entegrasyonu ve performansı bizi fazlasıyla memnun etti. Büyük bir alanda kablosuz ağında performans sıkıntısı çeken kişiler bu ürün ile sorunlarına etkili bir çözüm geliştirebilirler.

    Bu yaz su altında size eşlik edecek teknolojiler

    0

    su altı açılışTeknoloji ve su altı kelimeleri ilk anda kulağınıza çok uyumlu bir çift gibi görünmeyebilir. Ancak son yıllarda farklı kategorilerde hayatımıza giren bazı cihazlarda bir araya gelen bu ikili mükemmel sonuçları da beraberinde getiriyor. Akıllı telefonlardan fotoğraf makinelerine kadar pek çok elektronik cihazla su altı dünyanızı zenginleştirebiliyorsunuz. Bu haftaki yazımda yazın bitmesine henüz vakit varken deniz ve havuz keyfinize keyif katacak su altında kullanabileceğiniz teknolojileri bir araya getirdim.

    GoPro Hero4 Session
    Video kayıt kalitesi açısından çok başarılı olmasa da GoPro Hero4 su geçirmez özelliği ile kullanılabilir bir cihaz. Bu sayede cihazı sudan korumak için ekstra bir kılıf almanıza gerek kalmıyor. 10 metreye kadar suya dayanabilen cihaz ile su altında mercan balıklarını fotoğraflamak mümkün. Cihazın yurt dışı satış fiyatı 200 dolar civarında.

    Olympus Tough TG-4

    Şuanda piyasada bulunan suya en dayanıklı kamera olan 16MP Olympus Tough TG-4 ile 50 metreye kadar derinlikte ek bir cihaza ihtiyaç duymadan görüntü netliğini devam ettirebilirsiniz. Suya dayanıklı olması Tough TG-4’ün diğer bir önemli özelliği. Bunun yanı sıra cihaz zorlu hava koşullarına ve basınca da dayanıklı ve tüm bu koşullarda da kaliteli fotoğraflar elde etmeyi mümkün kılıyor. Fiyatı 350 dolar seviyelerinde.

    Light & Motion GoBe S 500 Search
    Denizin dibinde olup bitenleri görmek istiyorsanız GoBe S 500 tam size göre. Maksimum 500 lümen ışık seviyesine çıkabilen cihazın bataryası düşük ışık seviyesinde 18 saate kadar yeterli oluyor. 120 metreye kadar suya dayanıklı olan cihazı tabii ki karada da kullanabilirsiniz. Fiyatı 170 dolar civarında.
    seabob

    Seabob F5 Underwater Scooter
    Bir su altı jet ski’si olan Seabob F5 ile su altında kolaylıkla hareket edip ve su altı dünyasının tadına varabiliyorsunuz. 29 kg ağırlığındaki F5 elektrik motoru kullanıyor ve 40 m derinlikte çalışabiliyor. Fiyatı yaklaşık 9 bin dolar.

    Samsung Galaxy S7
    Samsung’un en son ve en iyi modellerinden Galaxy S7, etkileyici görüntü ve hız kalitesinin yanında suya dayanıklı olması ile de dikkat çekiyor. Cihaz 1.5 m derinlikte 30 dakika kadar dayanabiliyor. Bu nedenle cihazı denize düşürmenizde bir sıkıntı yok, yalnızca yeniden şarj etmek için cihazın kurumasını beklemeniz gerekli. Cihazın Türkiye fiyatı 2 bin 700 TL seviyelerinde.

    LifeProof Fré Power
    Eğer yüzmeye giderken yanınızda götürmek için su altında sorun yaratmayacak yeni bir akıllı telefon yerine mevcut telefonunuzu koruyacak bir kılıf almak istiyorsanız LifeProof tam size göre. Kılıflar iPhone ya da Samsung cihazınız için mevcut. Bu kılıf cihazınızı 2 m derinlikte 1 saate kadar koruyabiliyor. Fiyatı ise 130 dolar.
    finis
    Finis Duo
    Müziğinizin de suyun derinliklerine sizinle birlikte inmesini istiyorsanız Finis Duo’yu kullanabilirsiniz. Cihaz kullandığı özel iletim teknolojisi ile müziği direk olarak iç kulağa aktarıyor. Bu sayede kulaklığın suda kaybolması ya da çıkması gibi bir sıkıntınız olmuyor. Cihazın 4 GB hafızası ve 7 saatlik batarya ömrü mevcut. Fiyatı ise 120 dolar.

    Cressi Traveller Divers Watch
    Cressi Traveller Divers Watch ile denizde ya da okyanusta bile saatin kaç olduğunu bilmek mümkün. Mineral cam yüz ve yumuşak kauçuk kayışı ile bu saat su altında kullanmaya uygun en kaliteli cihazlardan biri. Fiyatı 140 dolar civarında.

    Nikon Coolpix AW130
    16 MP kamera ve 30 m derinlikte çekim yapabilen kamera su altı kullanımı için optimize edilmiş bir lens ve zoom’a sahip. Cihazın su altında kullanımı için ekstra bir kılıfa ihtiyaç yok. 4 farklı rengi mevcut olan cihaz soğuk ve toza karşı da dayanıklı. Fiyatı ise 350 dolar.

    Underwater Disco Lightshow
    Su altı denilince aklına deniz ya da havuz gelemeyecek kadar yoğun çalışanlar için de teknoloji boş durmamış. Küvetinize tam bir disko havası katacak bu teknoloji banyo zamanlarınıza renk katacak. % 100 suya dayanıklı olan cihazda modunuza göre seçim yapabilirsiniz.
    sony
    Bonus: Sony Walkman NW-WS413
    Bu listede benim favorim bir süredir deneme fırsatına sahip olduğum Sony Walkman NW-WS413. Cihaz ile yüzerken kulaklığın dahili kontrolleriyle parçaları karıştırıp, ses seviyesini değiştirebiliyorsunuz ve aynı zamanda çalma listeleri arasında kolayca geçiş yapabiliyorsunuz. Cihaz 45 ile -5 derece arası sıcaklıklarda bile verimli bir şekilde çalışmayı sürdürüyor. 2 metreye kadar 30 dakika boyunca tuzlu suya dayanıklılığının yanında tozdan ve kumdan da etkilenmeyen NW-WS413’e küçük parçacıkların girmesinden endişe etmenize gerek yok. Tam şarjda 12 saatliK şaşırtıcı uzunlukta bir kullanım sunarken yalnızca 3 dakikalık şarj ile 60 dakikalık kullanım sağlayabiliyor. USB kablo aracılığıyla bilgisayarlara bağlanabilen ve “sürükle bırak” yöntemiyle kolayca şarkı yüklenebilen MP3 çalar 4 GB hafızaya sahip.

    Görsel kaynak: t3.com

    Akıllı saat sevkiyatlarında düşüş

    0

    MOTOROLA

    Akıllı saat pazarı, son yılların dikkat çeken teknoloji alanları arasında. Özellikle Apple Watch ile birlikte artan ilgi, Fossil’den Tag Heuer’a çok sayıda saat üreticisinin de ‘akıllı’ modelleri ile son derece geniş bir yelpaze halini aldı. Ancak son göstergeler, ürün tedariği konusunda bir gerilemeye işaret ediyor.

    Yeni bir rapora göre 2015 ikinci çeyreğinde 5 milyon 100 bin adet olan akıllı saat sevkiyatları (cihazların üretilip, satışa sunulması – satılan akıllı saat adedi değildir), bu yılın aynı döneminde 3 milyon 500 bin adet seviyesinde kaldı. Yani yüzde 32 oranında bir gerileme söz konusu. Küresel düzeydeki bu göstergeyle ilgili yorumlar ise doğrudan Apple’la ilgili…

    1449134403_Samsung_Gear_S2

    Otoritelere göre Apple’ın 2016 yılının şu zamana kadar ki döneminde 2. Nesil akıllı saatlerini duyurmaması, sevkiyat sayısının düşmesinde etkili oldu. Apple Watch tedariği ve satışları azalınca mevcut tablo, direkt olarak küresel göstergelere de yansıdı. Öte yandan Apple Watch’un 1 milyon 600 bin adetlik satışla akıllı saat pazarının lideri olmaya devam ettiği de görüldü. İkinci sırada Samsung ve üçüncü sırada Lenovo (Motorola akıllı saatlerinin de etkisi ile) bulunuyor.

    Konuya dair son bir bilgi de Apple Watch 2 ile ilgili. Sonbahar aylarında beklenen cihazın tanıtılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Şimdiye kadar çok fazla bilgi olmamakla beraber yeni işletim sistemi versiyonu ile gelecek, şarj dayanıklılığı daha iyi bir seri ile karşılaşılabilir. Yine yeni nesil Android Wear modelleri de yılın son döneminde teknoloji raflarındaki yerini almaya başlayacak.

    Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…