Oyun dünyasının kendine has oyuncusu Nintendo yenilikçi yaklaşımının son göstergesi olarak geçtiğimiz günlerde Switch isimli konsolunu duyurdu. Nintendo Switch hem bir el konsolu hem de salonda kendine yer edinen ana bir oyun makinesi olarak konumlandırılıyor. Başka bir deyişle mobil oyunculuk deneyimiyle evlerimizdeki konsollar arasındaki çizgi ortadan kalkıyor. Switch’in öne çıkan özelliği 6.2 inç 720p çözünürlükteki çoklu dokunmatik ekranı. Bu ekran nedeniyle Switch’i bir tablet veya büyük bir telefon olarak düşünmek mümkün. Switch’e asıl değer katan unsur ise bu ekranın sağ ve sol tarafına takılan kumandalar. Joy-Con (80’lerin Joystick’ine selam) adı verilen simetrik olarak tasarlanan bu parçalar konsolu mobil hale getiriyor. Switch’i özel dock’una taktığınızda ise görüntü televizyona yansıyor. Konsolun güç kaynağı ise düşük güç tüketimi ile öne çıkan Nvidia Tegra işlemcisi. Nvidia Shield’den aşina olduğumuz bu işlemci, Nintendo tarafından özelleştirilecek de olsa konsolun PlayStation 4 ve Xbox One’dan daha az güçlü olduğunu biliyoruz. Zaten ekranın da 720p olması konsolun el modunda bu çözünürlükte çalışacağını gösteriyor. Bunun bir avantajı pil ömrünü artırmak olabilir. Zira dedikodulara göre Switch’in pil ömrü 3 saat ile sınırlı. Resmi olmasa da bu bilginin oyunculara tedirginlik verdiği bir gerçek. Kesin olduğumuz bir konu ise Switch’in yeni nesil Type-C USB kullanması. Bu da şarj süresini kısaltacaktır. Bir diğer söylenti de Switch’in dock modunda kullanılması durumunda Nvidia mimarisinin elvermesi sebebiyle daha yüksek (1080p gibi) çözünürlüklere ulaşabilmesi. Switch aynı zamanda daha profesyonel oyunculara hitap edecek geleneksel bir joypad’i de satışa sunacak. Görüldüğü gibi gerek mobil gerek klasik konsol oyuncularının hiçbirini kaçırmak istemeyen Nintendo dört bir taraftan saldırıya geçmiş durumda.

Neden melez bir çözüm?
Switch melez bir çözüm. Öyle ki Switch ne 3DS ne de Wii U ile uyumlu olacak. Nintendo yeni bir tür yaratmak adına bu radikal kararı almış durumda. Nintendo’nun mobil ve normal konsol deneyimini birleştirmesinin ve ardında mobil pazarın değişmesi yatıyor. Nintendo ise 80’lerden beri özellikle el konsollarında başarılı işlere imza atıyor. Son dönemdeki DS ve 3DS de bunun en büyük örneği. Buna karşın Nintendo masaüstü konsol pazarında ise tam anlamıyla güven vermiyor. Ancak gidişat el konsolları pazarının cep telefonlarına karşı yenik düşerek pazar payını kaybedeceğini çoktan göstermiş durumda. Dolayısıyla Nintendo bu değişimden en az etkilenen firma olmak ve öncü konuma gelmek için aslında en iyi bildiği ve zayıflama potansiyeline sahip el konsolu tecrübesini, çok başarılı olmadığı ama etkisini artırmak istediği masaüstü konsol pazarına taşımanın amacında. iPhone için Mario’nun hazırlanması ve telefonlardaki Pokemon çılgınlığı zaten bu flörtün ilk belirtileri.Ancak bu geçiş ya da birleşme fikri Nintendo’yu zirveye taşıyabileceği gibi büyük zarara da uğratabilir. Çünkü Nintendo’yu bekleyen riskler mevcut.

Tamam mı, devam mı?

Nintendo ilk olarak DS kültüründen gelen oyuncuları kaybetmemek ve Wii’de olduğu gibi oyuncu profilini genişletmek istiyor. Hayatında ilk defa oyun oynayan anneleri düşündüğünüzde Nintendo’nun zamanında başarılı işlere imza attığını görüyoruz. Ancak başarının sağlanması için mesajın doğru iletilmesi gerekiyor. Bu da doğru tanıtım ve verilen sözlerin arkasında durabilmek demek. Oyun sektörü gibi değişken bir piyasada kuralların hızlı değiştiğini hatırlayalım. Bu kuralı en iyi bilenlerden biri de Nintendo. İnişli çıkışlı bir satış başarısı yakalayan Nintendo, Wii ürününde rekor kırarken onu takip eden Wii U’da hüsrana uğramıştı. Wii U’nun tam olarak ne olduğu yeterince iyi ifade edilemedi. Öyle ki birçok kullanıcı Wii U’yu Wii’nin bir aparatı ya da genişleme aygıtı olarak yorumladı. Bu durumun üzerine bir de tanıtım videolarındaki dudak uçuklatıcı özelliklerin (tableti yere koyup üzerindeki sanal bir topa golf sopasıyla atış yapmak vs.) gerçekte uygulanmaması sıkıntı doğurdu. Öyle ki yakın bir zaman önce Nintendo, Wii U üretimini durduracağını açıklayarak en kısa ömürlü konsollardan birine imza atmış oldu. Benzer durum Switch için de geçerli. Switch tasarımından dolayı çok geniş bir potansiyele sahip. İlk çıkan reklam videosunda Switch’in birçok farklı kullanımı mevcut. Eğer bu özellikler yapımcılar tarafından kullanılmazsa alet hüsrana uğrayabilir. Bir de videodaki oyunların resmi olarak onaylanmamış olması da heyecan seviyesini düşürüyor. Tabii sütten ağzı yanan Nintendo’nun bu sefer çok daha emin adımlar atacağını düşünüyoruz.

Nintendo’nun resmi tanıtım videosunu izlemek için burayı ziyaret edebilirsiniz.