Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1570

    2017 yılının en büyük adayı PUBG!

    0

    2017 yılının son çeyreğinde yılın oyunu heyecanı yaşanmaya başladı. 2017’nin en iyi oyunu hangisi seçilecek? İşte detaylar…

    Oyun dünyasında uzun zamandır birbirinden kaliteli video oyunları piyasaya sürülüyor ve her yıl bu oyunlar arasında en iyisinin hangisi seçileceği çok merak ediliyor. Bu yılın artık son çeyreğine girmek üzere olduğumuz şu günlerde adaylar bir bir gözden geçiriliyor.

    Şu ana kadar sunulan oyunlar içerisinde en iddialı oyun ise PUBG. Aslında PUBG ismi bir kısaltma yani oyunun tam ismi Playerunknown’s Battlegrounds şeklinde fakat bu isim uzun ve zor olduğu için genellikle oyuncular PUBG olarak kullanılıyor ve internet ortamında da o şekilde yayıldı.

    PUBG yapımını diğer oyunlardan ayıran en büyük özellik ise çok yoğun bir reaksiyon alması. Oyun dünyasında her yıl en iyi oyun seçilirken hep oyuncu reaksiyonları gözlemlenmekte. Geçtiğimiz yıl sunulan Overwatch oyunu da buna çok güzel bir örnek olarak gösterilebilir. Overwatch, geçen yıl piyasaya sürülmüş ve 2016’nın en beğenilen oyunu seçilmişti. PUBG için de yine aynısı olacak gibi gözüküyor çünkü PUBG’den mental anlamda daha üst düzey oyunlar olmasına rağmen oyuna o kadar fazla ilgi gösterildi ki, zirvenin sahibi büyük ihtimalle PUBG olacak.

    Peki sizin adayınız hangi oyun?

    MediaMarkt 3 günde 2 yeni mağaza açılışıyla liderliğe koşuyor

    Avrupa’nın açık ara 1 numaralı tüketici elektroniği perakendecisi MediaMarkt, Ankara MetroMall ve Erzurum MNG AVM’de açılışını gerçekleştireceği 2 yeni mağazasıyla toplam satış alanındaki liderliğini daha da ileri taşıyor. Yüzde 50’ye varan açılış indirimleriyle tüketicisiyle buluşan MediaMarkt açılışları ile ses getirmeye devam ediyor

    MediaMarkt, kesintisiz büyüme ve açık ara lider tüketici elektroniği perakendecisi olma hedefiyle yeni mağaza yatırımlarına Ankara ve Erzurum’daki yeni mağaza açılışları ile devam ediyor. MediaMarkt, 28 Eylül’de Ankara MetroMall AVM’de gerçekleşen, 30 Eylül’de ise Erzurum MNG AVM’de gerçekleşecek olan mağaza açılışlarına özel yüzde 50’ye varan indirimlerle tüketicilerinin yüzünü güldürüyor.

    Yeni nesil alışveriş keyfi 8. kez Ankara’da!

    Ankara MetroMall AVM’de tüketicilerin yoğun ilgisiyle açılışı gerçekleştirilen yeni mağaza, ziyaretçileri açılışa özel kaçırılmayacak fırsatlarla buluşturdu. Toplam 3050 metrekarelik alanı ve 50 binden fazla ürün çeşidiyle tüketicilere konforlu bir alışveriş deneyimi yaşatan mağaza, açılışının ilk gününde Ankaralı tüketicilerin ilgi odağı oldu.

    MediaMarkt Türkiye İcra Kurulu Başkanı Yenal Gökyıldırım; “MediaMarkt olarak, kesintisiz büyüme hedefimizle geçtiğimiz hafta Türkiye’deki 51. mağazamızı hizmete sunmuştuk. Bugün ise Ankara’daki 8. mağazamızı tüketicilerimizle buluşturmanın gururunu yaşıyoruz. 30 Eylül’de ise Erzurum MNG’de açacağımız yeni mağazamız ile Erzurumlu tüketicilerimizle ilk kez buluşacağız. Tüketicilerimizi merkeze alan anlayışımızla onların beklentilerine kulak vererek en iyi konumlarda mağaza yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Yeni mağazalarımızda ürün çeşitliliğimiz ve hizmet kalitemiz ile tüketicilerimizin yüzünü güldüreceğimize inanıyor, yeni mağazamızın hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    Açılışa özel rakipsiz fiyatlar kuyruk oluşturdu!

    Tüketiciler açılışa özel indirimleri büyük ilgiyle karşıladı, sabahın erken saatlerinden itibaren mağaza önünde kuyruk oluşmaya başladı.

    MediaMarkt ilk kez Erzurumlu tüketicileriyle bir araya geliyor

    Erzurum’daki ilk mağazasının kapısını 30 Eylül’de ziyaretçilerine açacak olan MediaMarkt, yaklaşık 1500 metrekarelik alanı ve 19 uzman personeli ile hizmet verecek. 50 binden fazla ürün çeşidiyle teknoloji severlerin yüzünü güldüren marka, deneyim alanlarıyla da tüketicilere yeni nesil teknoloji alışveriş deneyimi sunmaya hazırlanıyor.

    Android Telefonlarınız için Popüler Uygulamalar

    0

          BTK’nın 2017 verilerine göre; Ülkemizde yılın ikinci çeyreğinde 11 milyon sabit internet abone sayısına ulaşıldı. Mobil hizmetlere abone olanların sayısı da  76.6 milyon oldu.  Aynı zamanda ülkemizde 11.1 milyonu sabit, 55.3 milyonu da mobil olmak üzere toplam 66.4 milyon geniş bant internet abonesi bulunuyor. Yine yılın ikinci çeyreğinde aylık ortalama mobil internet kullanım da 441 dakikaya ulaştı. Bu kullanım oranı ülkemizi Avrupa ülkeleri arasında birinci sıraya getiriyor. Tüm bu istatistiksel veriler ışığında, ülkemizde ve genel olarak dünyada internet ve mobil ortamların kullanımında büyük sıçramaların olduğunu söylemek yanlış olmaz. Özellikle Android işletim sistemi kullanılan mobil cihazların kullanımı da giderek artıyor.

          Mobil ortamların bu denli yoğun kullanımının olduğu günümüzde, haliyle uygulama kullanımı da artıyor. Bu haftaki yazımda; Android platformlarda popüler uygulamalara örnekler vererek, uygulama seçme konusunda alternatifler oluşturmayı amaçlıyorum.

    Evernote

          Android ortamlar için en iyi not alma uygulamalarının başında Evernote geliyor. Oluşturulan notlara ofis belgeleri veya PDF dosyaları ekleyebilir, aynı zamanda uygulamadan çıkmadan dosyayı paylaşma şansına sahip olabilirsiniz. Evernote,  notlarınızı bir arada tutup, tablet, PC ve mobil cihazlarla aynı anda kullanma olanağı sunuyor. Evernote ile notlarınıza dilerseniz görevler ekleyebilir, madde imleri ve numaralandırma yapabilirsiniz. Notlarınıza tablolar bile ekleme şansına sahipsiniz.

    Timehop

          Timehop uygulaması Facebook entegrasyonu ile açtıktan sonra instagram, twitter, foursquare hesaplarınızdaki aktiviteleri toplar ve bir çeşit günlük oluşturur. Geçen yıl aynı zamanda ne yaptığınız, nerede olduğunuz ve kiminle zaman geçirdiğiniz konusunda bilgiler sunar. Bu uygulamayı eşiniz ya da kız arkadaşınız ile birlikte iken açarken dikkatli olmanızı öneririm. Farkında olmadan istemediğiniz bir trip ile karşılaşabilirsiniz.

    Google Photos

          Google Photos servisi, bulutta Google Drive altlığını kullanan oldukça kullanışlı bir uygulamadır. Fotoğraflarınızı saklayabilir aynı zamanda onları düzenleyip organize edebilirsiniz. İşin ilginç tarafı da Google Driver’ın bulutta sınırlı alanı olmasına rağmen, Google Photos servisinin herhangi bir alan sınırının olmaması. Mobil ortamlardan akıllı telefon ile giriş yapıldığında her an bağlı kalınan servise, eğer istenirse web arayüzünden de bağlanılabiliyor.  Kullanıcılar bu servis sayesinde mobil cihazlarının depolama alanlarındaki yer sorunlarını çözebiliyorlar. Bir çeşit yedekleme ortamı sunan Google Photos servisi, diğer mobil cihazlardan da fotoğrafları görme şansı sunuyor.

    IMDb

          Android akıllı telefon sahibi film tutkunlarının olmazsa olmazlarından olan bu uygulama ile; istediğiniz türden film, Televizyon şovu ve daha birçok içeriğe erişebiliyor aynı zamanda akla gelen neredeyse bütün filmler hakkında yorum ve derecelendirmeleri görebiliyorsunuz. Sevilen TV program listeleri, ünlü oyuncuların sıralaması gibi sanat dünyası ile ilgili içerikler her an elinizin altında bulunuyor.

    Pixlr

          Pixlr ile istediğiniz fotoğraf üzerinde hızlı şekilde düzenleme yapabilirsiniz. Uygulamada kırmızı göz kaldırma, diş beyazlatma ve fotoğrafa profesyonel bir görünüm kazandırma gibi özellikler bulunuyor. Kötü ışıklandırma koşullarında fotoğraf üzerinde düzeltme yapmaktan tutun da, ücretsiz eklentileri ve filtreleri kullanarak etkileyici sonuçlar elde etmeye kadar geniş bir özellik yelpazesi bulunuyor.

    DeaDBeef Player 

          Müzik tutkunlarının en fazla rağbet ettiği Android uygulamalarının başında gelen DeaDBeef Player’de kendi listelerinizi oluşturup müzik dinlemenin keyfine varabiliyorsunuz. Uygulamada aynı zamanda online radyo servisi de bulunuyor.

    Clue 

          Bayanlara yönelik geliştirilen uygulama ile bayanların özel günlerinin takibi kolay hale geliyor. Örneğin, hamile kalınabilecek en uygun günlerin takibi de bu uygulama sayesinde oldukça basitleştirilmiş durumda.

    Runtastic PRO

          Runtastic Pro, Fitness uygulaması olarak kullanılıyor. Yürüyüş, koşu mesafesi, bisiklet ile gidilen mesafelerin kontrolü yapılabiliyor.

    Memrise Dil Öğren

          Başta İngilizce olmak üzere diğer dillerin Android ortamında öğrenilmesi için kullanılan Memrise dil öğrenme uygulaması ile, bir yandan dili öğrenirken diğer yandan da ilgili  ülkenin coğrafi durumu, tarihi, bilimi, pop kültürü gibi konularda da bilgi sahibi olunabiliyor.

    Akıllı telefonunuzla aracınızı park ettiğiniz yeri kolayca bulun

    0

    Otomobilinizi hiç bilmediğiniz bir şehirde, bir semtte ya da çok geniş ve kalabalık bir otoparka bırakıp sonra nereye park ettiğinizi hatırlayamadığınız illaki olmuştur. Bu, birçok kişinin başına gelen bir olay. Özellikle katlı otoparklarda aceleyle bir yere gidiyorsanız bırakın nereye park ettiğinizi hangi kata park ettiğinizi bile unutabiliyorsunuz. Ben açıkçası bu konuya çok dikkat ediyorum, çoğu zaman park ettiğim sokağın ismini ezberlemeye çalışıyorum, etrafında otomobilimi bulmamı kolaylaştıracak mağazaları ve iş yerlerini kullanarak bulmaya çalışıyorum. Ama bu bile bazen yeterli olmuyor. Kafanızda birçok şey varsa unutabiliyorsunuz.

    Artık teknoloji gelişti, hepimizin elinde birer akıllı telefon var. Bu akıllı telefonların hem kamerası var hem de GPS teknolojisine sahipler. Dolayısıyla artık teknolojiyi kullanarak otomobilimizi park ettiğimiz yeri bulamama sorunu ortadan kalkıyor. Bunun için geliştirilmiş çeşitli uygulamaları kullanabileceğimiz gibi telefonumuzun kamerasını ya da Google Haritalar gibi zaten telefonumuzda var olan bir uygulamayı da kullanabiliriz. Örneğin ben havaalanı ya da alışveriş merkezlerinin kapalı otoparklarına gittiğimde park ettiğim yerde bulunan işaretlerin fotoğrafını çekiyorum. Böylece hangi katta hangi yere park ettiğimi kolayca bulabiliyorum. Ayrıca otomobilin yerinin takip edilebilmesini sağlayan bazı cihazlar var, bu cihazlar otomobilinizin en son konumunu gösterebiliyor ya da çekildiği takdirde otomobilin yerini kolayca bulabilmenizi sağlıyor.

    Otomobilinizi en son park ettiğiniz yeri bulmanın en kolay yöntemlerinden biri Google Haritaları kullanmak. Otomobilden inerken Google Haritalar’da yerinizi işaretleyerek kolayca otomobilinizin yanına dönebiliyorsunuz. Ancak bu otomobilinizi açık otoparklara ya da sokağa park ettiyseniz geçerli. Kapalı otoparklarda, otomobilinize 40 – 50 metre yaklaştığınızda uyarı veren Bluetooth teknolojisine sahip akıllı telefonunuzla birlikte çalışan bir cihaz kullanabilirsiniz.

    Otomobilinizi bulun uygulamaları

    Gelelim otomobilinizi park ettiğiniz yeri bulabilmenizi sağlayan uygulamalara. Hem iOS hem de Android tarafında bu iş için geliştirilmiş çeşitli uygulamalar var. Bazı uygulamalar akıllı saatlerde de çalışabiliyor.

    Find my Car – iOS

    iPhone ve Watch’da çalışabilen bu uygulamayla otomobilinizin konumunu harita üzerinde kaydedebiliyor, park ettiğiniz konumu diğer arkadaşlarınızla paylaşabiliyorsunuz. Örneğin otomobili bir yere giderken bırakıp yedek anahtarı olan birisinin gidip oradan alabilmesini sağlayabiliyorsunuz. Aracınızı park ettiğiniz yerin fotoğrafını çekebiliyor, park ettiğiniz yerde bir süre kısıtlaması varsa bunun için bir zamanlayıcı ayarlayabiliyorsunuz. Örneğin ücretsiz 2 saat park edilebilen bir yere park ettiğinizde zamanlayıcı ayarlıyorsunuz ve sürenin dolmasına yakın bir zamanda uygulama sizi uyarıyor. Ayrıca uygulamayla not da alabilmek mümkün.

    Uygulamayı indirmek için: https://itunes.apple.com/tr/app/find-my-car-gps-auto-parking-reminder-tracker/id815542507?mt=8

    Arabamı Bul

    ParKing – Android

    Android tabanlı telefonlar ve akıllı saatlerde çalışabilen bu uygulama da aracınızı nereye park ettiğinizi kolayca bulabilmenizi sağlıyor. Aracınızı park ettiğinizde uygulamayı açarak tek dokunuşla park ettiğiniz yeri işaretleyebiliyorsunuz. Aracınıza dönerken pusula özelliğini ya da Google Haritalar, Waze gibi uygulamaları kullanabiliyorsunuz. Uygulama daha önce park ettiğiniz yerlerin günlüğünü de tutabiliyor. Böylece bir yere gittiğinizde eski park ettiğiniz yere gidebiliyorsunuz. Aracınızı park ettiğiniz yerin fotoğrafını çekerek kaydedebiliyor ve bulmanızı kolaylaştırabiliyorsunuz. Ayrıca bu uygulamada da zamanlayıcı desteği bulunuyor.

    Uygulamayı indirmek için: https://play.google.com/store/apps/details?id=il.talent.parking&hl=tr

    ParKing

    Bu uygulamalardan memnun kalmazsanız, Google Play ve iTunes’da bulunan benzer uygulamaları deneyerek sizin için en kullanışlı olan uygulamayı bulabilirsiniz. Hem iOS hem de Android için birçok kullanışlı uygulama var.

    Bu arada otomobiller için profesyonel anlamda takip ürünleri de var. Bu ürünler sadece park ettiğiniz yeri bulmakla kalmıyor aynı zamanda aracınızla ilgili hız, park etme süresi, gidilen konumlar gibi birçok bilgiyi de kullanımınıza sunuyor. Biraz pahalı bir seçenek olsa da aracınızın çalınması ya da çekilmesi gibi bir durumda aracınızı bulmanın belki de en kolay yolu bu ürünler.

    Assassin’s Creed: Antik Mısır Keşif Turu duyuruldu

    0

    Eski Mısır’ın farklı manzaralarının keşfedilebileceği ve geçmişi hakkında bilgi sağlayacak Assassin’s Creed: Antik Mısır Keşif Turu adlı yeni Assassin’s Creed Origins oyun modu duyuruldu. İşte detaylar…

    Gözler 27 Ekim 2017’de konsollar ve Windows PC için satışa sunulacak Assassin’s Creed Origins’e çevrilmişken, oyun için bir mod duyurusu geldi. Antik Mısır Keşif Turu adını alan mod, 2018 başında tüm Assassin’s Creed Origins sahiplerine ücretsiz bir güncelleme şeklinde gelecek.

    Bu özel modda oyuncular, savaş, öykü ya da zaman kısıtlaması olmadan Assassin’s Creed Origins’teki Eski Mısır’ın interaktif 3D rekreasyonunda ücretsiz dolaşabilirler. İskenderiye’den Memphis’e, Nil Deltası’ndan Büyük Kum Denizi’ne, Giza Platosu’ndan Faiyum Oasis’e, oyuncular daha önce hiç olmadığı gibi Antik Mısır’nın zengin tarihinde gezinebilirler. Keşif Turu, Büyük Piramitler, mumyalama, Kleopatra’nın hayatı gibi Ptolemaik Mısır’ın farklı bir yönüne odaklanan tarihçiler ve Mısırbilimcilerin küratörlüğünde onlarca rehberli tur sunacak.

    “Başından beri Assassin’s Creed serisi Üçüncü Haçlı Seferi’nden İtalyan Rönesansı’na kadar tarihteki en önemli anları keşfetti ve bu yıl da Antik Mısır olacak” diyor Assassin’s Creed Origins’in Yaratıcı Direktörü Jean Guesdon. “Özellikle bir video oyunu yoluyla gerçekleştirilen etkileşimli deneyimle, Antik Mısır’ın inanılmaz tarihi hakkında daha fazla bilgi edinmeleri adına insanlar için oluşturulmuş olan bir eğitim modu olan Assassin’s Creed: Antik Mısır Keşif Turunu sunmak hayalimizdi.”

    Snapchat’ten yeni filtreler

    Popüler uygulamalardan Snapchat, Sky Filters ismi verilen yeni arka plan filtrelerini kullanıma sunuyor. Söz konusu filtreler, diğer birçok örnekten farklı olarak yüze değil, arka planda etkin oluyor.

    Uzatılan video kaydı ve Snap Map özellikleriyle birlikte kısa süre içerisinde sunulan üçüncü önemli geliştirme olan yeni filtreler, Snapchat’in 6. Yılı kutlamalaları kapsamında geldi.

    Gökyüzü olan çekimlerde arka planda Sky Filters seçenekleri kullanılabilecek. Yani iç mekanda kullanım imkanı bulunmayan bir filtre serisi sunuldu. Temelde gökyüzünü farklı şekillere dönüştüren filtreler, gökkuşağı ve günbatımı gibi görsel yönden dikkat çekici durumları, sanal olarak kullanma, böylelikle ilgi çekici Snapchat videoları meydana getirmeye olanak sağlıyor.

    Snapchat’in ilgili özelliği hem iOS, hem de Android uygulaması için kullanıma sunuldu.

    Diğer yandan konum bilgisi, filtrelerde etkili durumda. Konuma özel olarak gelen gökyüzü filtreleri sunuluyor. Bu noktada da Snapchat’in önemli bir teknoloji argümanı sunduğu gözlerden kaçmıyor.

    İddialı özellikler gelmeye devam ediyor

    Her ne kadar Instagram Stories’le (Hikayeler) birlikte popülaritesi azalsa da Snapchat’in özellikleri sıklıkla geliştirilmeye devam ediliyor. Uygulamada artırılmış gerçeklik odağında son derece iddialı filtre ve efektler söz konusu. Fotoğraflara üç boyutlu objeler eklenmesi ve yine World Lenses’e entegre edilen Bitmoji’lerin ardından gelen Sky Filters’ın ilgi görmesi, daha fazla Snapchat paylaşımını tetiklemesi bekleniyor.

    Yeni Nesil Monitör Özellikleri

    1

    LCD, LED ve OLED derken kullanıcıların dikkati uzun süredir televizyon üreticilerine kaymış durumda. Bu tabloya rağmen monitörler gelişmekten geri durmuyor. Monitörler, eskisi kadar revaçta olmasa da belli kesimler tarafından hâlâ tercih ediliyor. Örneğin grafik ve baskı alanında çalışanlar daha doğru renk veren monitörleri tercih edebiliyor. Oyun konusunda en üst düzey performans peşinde olanlar da tazeleme hızı nedeniyle monitörlerden vazgeçemiyor. Hem televizyonlara göre daha az üretildiği için hem de onlardan teknolojik anlamda bu gibi artılara sahip için monitörler yüksek fiyatlarına rağmen gelişmeye devam ediyor.

    Tepki Süresi

    Aksiyon sahnelerinde ya da yüksek hızlı oyunlarda bulanık görüntü yaşamak istemeyenler düşük tepki süreli monitörleri tercih ediyor. Bu bilinen bir gerçek. Monitörler artık tepki süresinde neredeyse her türlü sorunu aşmış durumda. Tepki süresi dışında monitörlerde bir de GTG diye bir tabir var. Monitör alma noktasında karşınıza çıkabilecek bu yeni terim Gray To Gray açılımına sahip. GTG, Renklerin griden beyaza ve ardından tekrar beyaza dönüşme süresi olarak tanımlanabilir. Bu sürenin kısa olması hızlı renk geçişlerinde bir avantaj.

    Çözünürlük

    Monitörlerin kendini en rahat geliştirdiği alan çözünürlük. Televizyonlar belli bir standart içerisinde uzun yıllar aynı çözünürlükle ilerlerken monitörler değişen ihtiyaçları genellikle ilk karşılayan taraf oluyor. Yeni bir model ile örneğimizi verelim. Bilindiği gibi 82 ekran denilince genellikle Full HD standardı ile sınırlıyız. Ancakk Dell’in yeni monitörü UP3218K, 31.5 inç ekranda (yaklaşık 81 ekran) tam 8K sıkıştırmayı başarmış. 6 ms tepki süresine sahip IPS panelle gelen ürün 60 Hz 7680 x 4320 panele sahip. 4000 dolardan satılan ürün gerçekten öncü bir model.

    Panel Farkı

    Birkaç yıl önce IPS paneller çıktığında monitörler için yolun sonu sanmıştık. Yanılmışız. Artık yeni tür paneller mevcut. Son derece teknik ve havalı isimlere sahip TN (twisted Nematic) ve VA (vertical Alignment) yeni dostlarımız. Bu teknolojilerden görece en eskisi TN olmasına rağmen en düşük tepki süresi (1 veya 2 ms) bu monitörlerde mevcut. Ancak TN panelin dezavantajı renkleri doğru göstermesi. IPS paneller ise renkleri daha doğru göstererek daha canlı bir sunum veriyorlar. Gelişmiş IPS panellerde tepki süresi 4 ms olmuş durumda. VA paneller ise daha ortalarda bir performans sergiliyor ancak siyah değeri olarak en yüksek seçenek olarak karşımıza çıkıyor ki bu da video izlerken çok önemli olabiliyor. Görüldüğü gibi kullanılan paneller artı sağlarken bir yerlerden de götürüyor. Özetle iddialı FPS oyuncusu iseniz TN, grafik, fotoğraf ve izleme açısı gibi konular sizin için öncelikse TN, iki uca gitmek yerine ortalarda yer alan genel kullanım amacı hedefliyorsanız VA seçmeniz doğru olacaktır.

    Kavisli Monitör

    Imax sinema salonlarındaki derinliği elde etmek için kolları sıvayan üreticiler düz ekranlar yerine kavisli (curved) üretime geçtiler. Her geçen gün kavisli monitör sayısının arttığını göreceksiniz. Genellikle verilerin tartışıldığı teknolojide en öznel konulardan biri de kavisli monitörler. Üreticilerin iddiası, göz şeklimizin küresel olması nedeniyle karşımızdaki ekranın da benzer bir kavis içermesinin daha derin ve geniş bir deneyim sunması. Tabii bu değerler ölçülemediği için monitörünüzün kavisli olup olmaması gerektiğine gözleriniz karar verecek. Ancak bilinen bir gerçek bu tarz bir ekrandan tam olarak faydalanmak için tam karşısında ve ortaya gelecek şekilde oturmanız gerektiği. Bir diğer kabul gören yargı ise kavisli ekranların etkisinin küçük boyutlarda fark edilecek kadar önemli olmadığı. En azından 21 inç bir monitör alırken kavisli olmasını dert etmeyin.

    Görüldüğü gibi monitörlerde yeni kavramlar kendini gösteriyor. Teknoloji mağazalarında bu farkları görmek zor olabiliyor. Görüntü çoğaltılarak dağıtılıyor ve kalite düşüyor. Zaten monitörler genellikle kutularında duruyor. İhtiyaçlarınız doğrultusunda birkaç modeli belirleyip kendi görüntü kaynağınızla (delirip USB’de bir film veya konsolunuzu götürebilirsiniz) yetkili biri gözetiminde monitörü denemeyi ihmal etmeyin.

    Google, Bitium’u bünyesine kattı

    0

    Her ne kadar arkasındaki çatı şirketi Alphabet’i gölgede bırakan bir marka değeri olsa da Google, artık tek başına ‘dev’ bir kuruluş değil. Diğer yandan bunun temel nedeninin ‘yapısal durumlarının’ iyiden iyiye karmaşıklaşmasından doğduğu da bir gerçek. Bu detay bilgiden sonra Google adına yaşanan yeni bir gelişmeye geçiyoruz.

    Teknoloji şirketi, uzun bir aradan sonra şirket satın aldı. Bitium adlı şirket, kurumsal bulut kimlik yönetimi alanında araçlar sunuyor ve mazisi de 5 yıl öncesine dayanıyor…

    Google Apps ve Office 365 ile entegre olarak çalışabilen Bitium, kurumsal tarafta Google Cloud’un gelişmesinde rol oynayabilir. Ayrıca yine bulut tabanlı uygulamalara yönelik oturum açma servisi de sunduğunu da belirtelim. Google, tek taşla birden çok alanda hedefi 12’den vurmuş gibi görünüyor.

    Google satın alımı sonrasında Bitium yönetiminde (kurucuları Scott Kriz ve Erik Gustavson) ne gibi bir değişikliğin olacağı henüz netlik kazanmış değil, ancak artık Google çalışanı oldukları aşikar.

    Ek olarak satın alıma ilişkin konunun kamuoyu bilgilendirmesi tarafından resmi Bitium blogunun tercih edildiği görüldü. Bitium üzerinden paylaşılan yazı, temelde kullanıcılara teşekkür maiyetindeydi. Ayrıca bir diğer bilinmez olarak satın alım bedeli de açıklık kazanmadı. Bedelin milyar dolarlık bir satın alım olmadığını ise şimdiden ifade etmek gerekiyor. Son olarak satın alım sonrası tüm ekibin Google Cloud bünyesine geçtiğini belirtmek mümkün.

    TechCrunch organizasyonunda dikkat çeken Türk teknoloji girişimi

    Copyrobo, TechCrunch tarafından gelecek vadeden 3 Blockchain girişiminden biri seçildi. İşte detaylar…

    Dünyanın en büyük teknoloji portalı TechCrunch tarafından “gelecek vadeden 3 blockchain projesi”nden biri seçilerek Disrupt SF Startup Alley’e katılmak üzere San Francisco’ya davet edilen Copyrobo, teknolojinin kalbinde Türkiye’yi temsil etti. Dünya çapındaki organizasyona blockchain kategorisinde yapılan yüzlerce başvuru arasından seçilen Copyrobo, TechCrunch tarafından showcase’e çıkarıldı. Geliştirilen Public Proof (kanıt) ve Periodic Hash Pool teknolojilerini dijital dünyanın devlerine tanıttı. Copyrobo’nun geliştirdiği teknoloji ile dijital alanda üretilen her belge, yapılan her işlem ya da kaydın yasal olarak varlığı tüm dünyada birçok mahkemede kabul edilecek şekilde kanıtlanabiliyor.

    Copyrobo CEO’su Hasan Kurtuluş; “Geliştirdiğimiz teknoloji ile verinin ne kadar büyük olduğunun önemi olmaksızın dünyanın her yerinden gelen milyonlarca belgeyi elektronik servis hizmet sağlayıcılar ve bitcoin, ethereum, litecoin, dashcoin gibi blok zincirlerinin tümünde birden anlık olarak yasal hale getirebiliyoruz. Dolayısıyla tüm dünyada geçerli en kuvvetli delili sağlayabiliyoruz. Bunun anlamı, dünyada oluşturulan herhangi bir veriyi saniyeler içinde ve tüm dünyada hukuken kabul edilebilecek biçimde damgalayabiliyor olmak. Varlığın kanıtı noktasında çok önemli bir teknoloji sağlamış olduk. Bunu yapabilen ilk ve tek şirketiz” dedi.

    Twitter’da 140 karakter sınırı kalkıyor

    Popüler mikro blog ağı Twitter, karakteristik özelliği olan 140 karakterlik tweet gönderme özelliğini esnetiyor. Kısa süre içerisinde 280 karakterlik tweet gönderimi mümkün hale geliyor. İşte detaylar…

    Twitter kullanıcılarının uzun yıllardır beklediği, ancak çoğu kesimin de platformun en önemli özelliği olduğu düşüncesiyle değiştirilmemesini savunduğu tweet’lerdeki 140 karakter sınırı artık ortadan kalkıyor.

    Kullanıcıların düşüncelerini anlatmak istediklerinde adeta bir blokaj olarak vazifesi gören söz konusu sınırı, ilginç kullanım şekillerine neden olmaktaydı, Örneğin metin olarak farklı bir yere yazılan yazıların ekran görüntüsünün tweet’lenmesi, flood adı verilen ardışık gönderiler bunlar arasında yer alıyordu.

    Twitter’da atılan adım, sonraki süreçte 280 karakterli oldukça uzun metinlerin paylaşımına imkan tanıyacak. Şu anda test çalışmalarına devam edilen uygulamanın kısa süre içerisinde tüm Twitter kullanıcılarına sunulacağı kaydediliyor.

    Twitter tarafından konuyla ilgili paylaşılan basın bildirisinde geçen şu kısım dikkat çekiyor:

    “Twitter, kısa ve öz olma temellidir. Bu özellik sayesinde neler olup bittiğini görmek için Twitter’ı kullanmak böylesine güzel bir yol. Tweet’ler vermek istedikleri bilgi ve düşünceleri bu yolla hedefine ulaştırıyor. Bunu asla değiştirmeyeceğiz.

    Biliyoruz ki çoğunuz yıllardır Tweet atıyorsunuz ve 140 karakterle aranızda duygusal bir bağ oluşmuş olması doğal. Bu bağı biz de hissettik. Fakat bunu denedik, yapabileceklerinin gücünü gördük ve hala kısa ve öz olan bu yeni sınırlamaya aşık olduk. Bugün bunu duyuruyor olmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Gelişmeler konusunda sizleri haberdar edeceğiz.”

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…