Microsoft’un yeni oyun konsolu Xbox One X’in Türkiye lansmanı geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Dünyanın en güçlü oyun konsolu büyük ilgi çekecek gibi görünüyor. Peki, Xbox One X ne zaman satışa çıkacak? Bu sorunun yanıtını sizler için veriyoruz.
Xbox One X ne zaman satışa çıkacak?
Antalya’da gerçekleşen lansman ile Microsoft’un en yeni ve dünyanın en güçlü oyun konsolu ülkemizde de tanıtıldı. Katıldığımız lansman sonrasında, Microsoft Türkiye Tüketici Kanallarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Halil Gökoğlu ve XBOX Türkiye Kategori Müdürü Mehmet Tür ile yaptığımız röportajda merak edilen soruları sorduk.
Microsoft Xbox One X, 7 Kasım’a kadar 2699 TL’lik fiyat ile ön siparişte olacak. Daha önce Media Markt’a özel paketler satan Microsoft Türkiye, ilerleyen dönemlerde de benzer çalışmalarını sürdürecek.
Xbox One X dikkat çeken özellikleri
AMD’nin geliştirdiği 8 çekirdekli özelleştirilmiş bir işlemci Xbox One X’e güç veriyor. Bu işlemcinin saat hızı ise 2.3 GHz seviyesinde. Konsol sahiplerinin en büyük sıkıntılarından biriyse 32 GB/saniye bant genişliği sayesinde tarihe karışacak. Konsol aynı zamanda SSAA teknolojisi de yer alıyor. Bu özellik, oyunları 4K çözünürlükte işlenip, daha düşük çözünürlüklerde oynatılabileceği anlamına geliyor. Bu sayede düşük çözünürlüklü cihazlarda bile yüksek seviyede detay görebileceksiniz.
Dolby Amtos ve HDR desteği de diğer özellikler arasında yer alıyor. 6 Teraflop gücündeki Polaris mimarili grafik yongası sistemin GPU tarafındaki kozu. AMD RX 480‘nin aşırı modifiye edilmiş bu versiyonu, 12 GB DDR5 bellek ile oyunlarda ciddi bir hız ve detay avantajı sağlayacak.
Apple, geliştiriciler için iOS 11.1’in 5. Beta sürümünü yayınladı. Söz konusu sürüm, yakın zamanda tüm kullanıcılara sunulacak bir dizi özelliğe dair işaretler içeriyor.
4 Beta sürümden çok kısa bir süre sonra gelen 5. Beta sürüm, yüzlerce yeni emoji, 3D çoklu görev efekti ve daha birçok değişiklik içeriyor.
Güncellemeye dair öne çıkan notlarımız şöyle;
2. nesil iPad Pro 12.9 inç ve 10.5 inç iPad Pro’daki ses gecikmesi, bozulması şeklinde zaman zaman ortaya çıkan bir sorun giderildi.
720p 30fps video kaydında görülen bir sorun giderildi.
Kimlik doğrulama artık TLS 1.0 ve 1.1 kullanan sunucular için de geçerli hale getirildi.
Harici GPS aksesuarlarından alınan verilerde görülen yanlışlıklar düzeltildi.
Safari’de e-mail’lerin yüklenmesinde karşılaşılan bir sorun giderildi.
JavaScript’lerle ilgili bir sorun düzeltildi.
Mesajlar uygulamasının kilitlenmesine neden olan bir sorun çözüldü.
Artırılmış gerçeklik tarafındaki bazı sorunlar giderildi. Ayrıca genel olarak küçük bir takım bug’ların çözüldüğü, stabilizasyonun artırıldığı görülüyor.
macOS High Sierra 10.13.1 yayınlandı.
Diğer yandan teknoloji şirketi, macOS High Sierra 10.13.1‘i yayınladı. Yazılım da kullanıma sunulmuş durumda.
macOS High Sierra’nın yeni sürümü Mac App store’daki yazılım güncelleme kısmı kullanılarak indirilebilir. Söz konusu güncellemenin hata düzeltmeleri, performans ve güvenlik geliştirmelerine odaklı olduğunu belirtelim.
Son olarak Apple, tvOS 11.1‘in 4. beta sürümünü de yayınladı.
Google’ın çatı şirketi Alphabet tarafından yapılan açıklamaya göre, doğal afet sonucu altyapısı önemli ölçüde zarar gören Kuzey Amerika ülkesi Porto Riko’ya Project Loon balonları ile internet erişimi sağlanmaya başlandı. Bu çalışma kapsamında Apple ve AT&T gibi teknoloji şirketlerinin yanı sıra çeşitli devlet kurumlarıyla işbirliği gerçekleştirildiği kaydedildi.
Birlikte çalıştılar
Geçtiğimiz ay yaşanan kasırgadan etkilenen bölgenin en zor kısımlarında görev yapan Project Loon internet balonları için ayrıca, ABD Federal İletişim Komisyonu, Federal Havacılık İdaresi ve Federal Acil Durum Yönetim Ajansı ile birlikte çalışıldı.
Ek olarak SES Networks ve Liberty Cablevision gibi şirketlerin donanım dağıtımı gerçekleştirdiği bilgisi paylaşılırken Apple’ın LTE frekansları konusunda Google ile birlikte çalıştığı açıklandı.
Teknoloji şirketlerinin doğal afetin ardından bu denli yüksek seviyede işbirliği içerisinde bulunması kamuoyunun beğenisinini kazandı.
Uzak diyarlara internet götüren balonlar…
Alphabet’in ‘X’ adı verilen inovasyon laboratuvarının bir parçası olan Project Loon, stratosferik balonlar vasıtasıyla dünyanın uzak bölgelerine internet bağlantısı götürmek amacıyla ortaya çıktı.
Söz konusu balonların ortalama 100 gün boyunca havada kalabildiği, ulaşılabilen maksimum sürenin ise 190 günü bulduğu biliniyor.
Teknoloji dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…
2018’de tanıtılacak tüm iPhone modellerinin Face ID teknolojisi ile gelebileceği iddia ediliyor.
2017 yılının iPhone modellerinin teknoloji raflarında yer almasının ardından sonraki yıla ilişkin bazı iddiların kamuoyunda ses getirmeye başladığı görülüyor. Apple’a yakınlığı ile bilinen analist Ming-Chi Kuo’nun 2018 yılı iPhone serisine yönelik açıklamaları bu noktada öne çıkıyor.
Apple alanındaki tahminlerinin yüksek doğruluk payıyla adından sıklıkla söz ettiren başarılı analist Kuo, iPhone X modeliyle ilk kez bir iOS cihazına entegre edilen Face ID teknolojisinin, sonraki yıl gelecek tüm iPhone’larda yer alacağını iddia etti.
Kuo, Touch ID yani parmak izi okuyucusunun yerine TrueDepth kamera eşliğinde gelen Face ID sisteminin, 2018’deki iPhone modellerine entegre edilmesiyle birlikte Apple’ın Android cihazlara karşı avantaj sağlamayı planladığını belirtiyor.
Söz konusu değişikliğin, tüm yeni modellerde tam ekran tasarım ve TrueDepth kamera ile yüz tanıma/Face ID beraberinde AR uygulamaları için kullanıcı deneyimine entegre edileceği ifade eden analist bu şekilde sağlanacak yeni kullanıcı deneyiminin de farklılaşma yoluyla rekabette avantajın gerçekleştirilmesini sağlayacağına inandığını kaydetti. Ek olarak 2018’de gelecek iPad Pro modellerinin de bu teknolojiyle gelebilceği yönündeki beklentilerini de açıkladı.
Kuo ayrıca, Android temelli 3D algılama teknolojilerinin 2018 yılı ikinci çeyreğinden 2019 ilk yarısına kadar olgunlaşmasını beklediğini düşündüğünü de söyledi.
iPhone X’daki Face ID teknoloji, iPad Pro 2018’e gelebilir. İşte detaylar…
iPhone X, 2017’nin en çok dikkat çeken akıllı telefon modellerinden biri. Face ID adını alan yüz tanıma teknolojisi ise şüphesiz dikkat çeken temel argümanları arasında yer aldı. İddialar, Apple’ın sonraki iOS cihazlarının bazılarında da söz konusu teknolojiye yer verebileceği yönünde; 2018’deki iPad Pro’lar, bunlardan biri.
iPhone X’la başlayan Face ID hamlesinin iPad Pro 2018 serisinde de kullanıma sunulacağı iddia ediliyor. Bununla birlikte tabletin bir Home tuşuna sahip olmayabileceği, dolayısıyla parmak izi okuyucusu olmadan geleceği de belirtilenler arasında yer alıyor. Apple ürünlerine yönelik tahminlerindeki yüksek doğruluk payıyla tanınan KGI Securities’in analisti Ming-Chi Kuo da görüşlerini paylaştığı son raporunda tam olarak yukarıda belirttiğimiz detayları ele aldı.
iPad Pro’nun sonraki versiyonlarında TrueDepth özelliği ile beraber Face ID teknolojisinin kullanımını beklediğini ifade eden Kuo, bunun dışında modellerin tasarım değişikliğine gidip gitmeyeceğine yönelik görüşünü aktarmadı. Diğer yandan OLED ekran panellerinin 2018’de iPad serisine geleceğini umduğunu belirtti.
iPad’in yanı sıra 2018’deki tüm iPhone modellerine Face ID özelliğinin geleceğine yönelik iddialar söz konusu.
Teknoloji dünyasına dair öne çıkan iddia ve gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…
Osterhout Design Group (ODG) tarafından geliştirilen, Qualcomm göz tarama teknolojisi ve Mastercard dijital ödeme çözümünü bir arada sunan artırılmış gerçeklik gözlükleriyle geleceğin alışveriş deneyimine doğru çarpıcı bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?
Günümüzde alışveriş kavramının önemli bir dönüşümden geçtiğine şüphe yok. E-ticaret, her geçen gün daha fazla tercih ediliyor ve tüketiciler, satın almak istedikleri ürün/hizmetlere çok daha kolay bir şekilde erişebiliyor. Bununla birlikte ‘fiziksel’ alışveriş hala revaçta, peki gelecekte insanoğlunu nasıl bir deneyim bekliyor? İşte bu soruya yönelik kısa bir video yayınlandı.
ODG, Mastercard ve Qualcomm, artırılmış gerçeklik teknolojisiyle bir mağazada yaşanacak perakende alışveriş deneyimini ele alan 1 dakikalık videolarında, söz konusu teknolojinin potansiyeline dair ipuçlarını paylaştılar.
Prototip halindeki ‘gelecek’ deneyimi, artırılmış gerçeklik gözlüğü ile alışveriş yapan kişinin mağaza raflarında, artırılmış gerçeklikle karşısına gelen/gerçek giysilere bakması ve fiyatları da dijital şekilde görmesi eşliğinde devam ediyor. Fiziksel nesneleri artırılmış gerçeklik gözlüğü ile ele alan videoda görülen dijital detayların, mağaza deneyimini adeta online alışverişle bütünleştirdiği dikkatlerden kaçmıyor. Ve satın alma deneyimi…
Mastercard’ın Masterpass (halihazırda kullanımda olan bir dijital ödeme çözümü) özelliği bu noktada son aşama. Öncesinde ise Qualcomm’un göz tarama özelliği ile birlikte güvenlik aşaması gerçekleşiyor, ardından kullanıcı, Masterpass özellikli cüzdanından kredi kartı seçerek satın alma işlemini tamamlıyor.
LCD, LED ve onu izleyen OLED sonrasında; hangi kısaltmanın ne manaya geldiği, ne işe yaradığı ya da ne gibi avantajları olduğu konusunda kafası karışanlar oluyor. Hem bunları açıklamaya hem de en iyi OLED TV’leri anlatmaya çalışacağım.
Apple’ın yeni akıllı telefonu iPhone 8’in önceki modelden en önemli farklarından biri olan Portre Işığı özelliğine göz atıyoruz.
Konu cep telefonu olduğunda kamerası ile öne çıkan markalardan biri Apple. iPhone’un kamerası için önemli bir bütçe ve emek harcayan Apple, her yeni modelde çıtayı biraz daha yükseltiyor. Eylül ayında duyurulan iPhone 8 ailesinde de benzer bir durum söz konusu. Yeni model ailesi önceki modellere göre ağırlıklı olarak kamera tarafında bazı güncellemeler içeriyor. Kamera detaylarına girmeyeceğim zira bu yeni modellerin kamera özelliklerine Eylül ayında yazdığım bir diğer MediaTrend yazısında değinmiştim.
Portre Işığı konusu
Yazımın konusu ise iPhone 8 ailesi ile beraber gelen Portre Işığı özelliği. Bu yeni özellik aslında fotoğraflara dijital olarak efekt uygulayan bir teknolojik yenilik. Ancak bu yenilik basit bir efektten çok daha fazlasını sunuyor. Apple’ın resmi açıklamalarına bakacak olursak;
Portre sanatı ve tekniği hakkındaki kapsamlı araştırmaların bir ürünü olan Portre Işığı özelliği, Portre moduna yepyeni bir boyut katıyor. Gücünü A11 Bionic çip ve yeni ISP’den alan Portre Işığı, yüz algılama teknolojisi ve derinlik haritalarından yararlanarak çarpıcı gölgelere, spot ışığı efektlerine ve çok daha fazlasına sahip portreler çekebilmenizi sağlıyor.
Açıklamadan da anlaşıldığı üzere işin içinde yazılım olduğu gibi donanım bileşenlerinin de katkıları yer alıyor. Peki gerçek hayatta bu teknoloji ne işe yarıyor ve nasıl kullanılıyor?
Öncelikle şunu belirteyim: Günün sonunda bu yapılan işlemler fotoğraflarla dijital olarak oynamayı gerektiriyor. Eğer fotoğrafları güzel çekebilirseniz gayet iyi sonuçlar alıyorsunuz. Ancak bu ‘oynamanın’ sınırlarını iyi çizmezseniz absürd ya da gerçek üstü olarak tanımlanabilecek sonuçlar da alabiliyorsunuz. Elbette bu sınırları belirlemek biraz tecrübe, biraz da kullanım gerektiriyor. Birkaç kare çekip, bu filtreyi uyguladığınızda belli bir tecrübe kazanıyorsunuz. Daha sonra yapacaklarınız tamamen sizin kabiliyetinize kalıyor.
5 farklı efekt var
Portre Işığı özelliğinde 5 farklı efekt seçeneği bulunuyor. İsimleri de şu şekilde sıralanmış: Doğal Işık, Stüdyo Işığı, Kontur Işığı, Sahne Işığı, Sahne Işığı Mono. Her bir efektin farklı bir etkisi var. Bu efektleri fotoğraflara istediğiniz gibi uygulayabiliyorsunuz. Ancak konunun ve ışığın bu efektlere uygun olması gerekiyor. Aksi takdirde ortaya çıkan sonuçlar biraz gerçeküstü oluyor ki bu da genelde istenen bir durum değil.
Sayfalarda gördüğünüz bu fotoğraf örneklerini iPhone 8 kullanarak ürettik. Gördüğünüz üzere bazı örnekler gerçekten kötü sonuçları da gösteriyor. Eğer dikkatli kullanmaz, ortama, ışığa konuya göre seçim yapmazsanız ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor. Ama yerinde kullandığınızda da aynı oranda başarılı sonuçlar alabiliyorsunuz. Biraz deneme yanılma, biraz emek ve zamanla siz de güzel fotoğraflar çekip istediğiniz sonuçları alabilirsiniz.
Şimdilik Beta yani deneme aşamasında olan Portre Işığı özelliği iPhone X ve iPhone 8 Plus modelerinin ana kamerasında ve iPhone X modelinin ön kamerasında yer alıyor. Beta sürümü ile yeterince iyi ama yukarıda da uyardığım gibi bu özelliği bol keseden kullanmamak gerekiyor. Yerinde ve zamanında kullandığınızda ortam da uygunsa aldığınız sonuçlar da o oranda iyi oluyor.
Apple bu yeni özellik sayesinde bir cep telefonu ile adeta bir stüdyo fotoğrafçısı deneyimi sunuyor. Portre Işığı özelliği normal bir kullanıcıya bile çok daha iyi sonuçlar üretmeyi sağlıyor. Ek olarak fotoğraf ve ışık konusunda bilginiz varsa, bu efektleri yerinde ve zamanında kullanarak çok daha iyi sonuçlar alabilirsiniz. Her zaman olduğu gibi anlatması benden uygulaması sizden sevgili iPhone 8 sahipleri.
Assassin’s Creed Origins için geri sayıma geçildi. 2 yıl aradan sonra bu kez oyunun mitini oluşturan Kardeşlik’in temellerine iniyoruz. Eski Mısır’a ve doğal olarak organizasyonun kalbine iniyoruz. Bayek ve onun yaptıkları serinin külliyatını oluşturacak.
Elbette işin tek yönü oyun ve oyunun içeriği değil. Bunun dışında önemli bir teknoloji de Assassin’s Creed Origins‘in hemen ertesinde bizlerle buluşacak. Xbox One X ile ilk kez AC serisinden bir oyunu 4K çözünürlük kalitesiyle oynayacağız. PS4 üzerinde dinamik 4K olarak oyun, Microsoft’un 7 Kasım’da çıkacak yeni nesil cihazında 4K 30fps olarak çalışacak.
Assassin’s Creed Origins ile suikastçıların doğuşuna tanık oluyoruz!
Suikastçı efsanesi sloganı ile bize duyurulan bu fragman, Bayek’in arka plan hikayesine biraz olsun göz atmamıza olanak sağlıyor. Bunun dışında eğer uyumlu bir ekranınız varsa (4K), fragmanı kesinlikle en yüksek ayarlarda izlemenizi öneririz.
Oyunun 27 Ekim’de PC, PS4 ve Xbox One için satışa sunulacak. Ubisoft’un en büyük serisi bakalım bir kez daha oyun dünyasını sallayabilecek mi?
Hızın sürekli arttığı bir çağda yaşıyoruz. Bindiğimiz otomobilden, kullandığımız bilgisayara hayatımızdaki tüm araçlar her geçen yıl biraz daha hızlanıyor. Doğrusu, bu yılın nisan ayında Sony Alpha aynasız serisinde 7’den sonra 8’i atlayıp a9’la karşımıza çıkınca saniyede 20 kare; üstelik otomatik odaklama (AF) ve otomatik pozlama (AE) yaparak, kararma olmadan, sessiz, titreşimsiz ve distorsiyonsuz bir çekim konforu sunması tüm fotoğraf tutkunlarını etkiledi.
“İstifli” (stacked) sensor teknolojisi aslında daha önce cep telefonu kameralarında kullanılıyordu. Burada (4) numaradaki Bionz X görüntü işleme motoru, yüksek hızlı bir sinyal işleme devresi (3) ve tümleşik hafıza ard arda sıralı bir şekilde çalışıyor. Sonuç da ekrana (1) 20 kat daha hızlı yansıyor.Sony a9’da vizörden baktığınızda görüntünün yüzde 93’ünü kapsayan 693 adet faz algılamalı AF noktası ve 25 adet de kontrast algılamalı AF noktası mevcut. Ayrıca saniyede 60 AF noktası takibinin de hesaplaması yapılıyor.
“İstifli” CMOS sensor ne gibi bir farklılık yaratıyor?
Bu önemli özelliklerin yanı sıra, Sony a9 aynı zamanda dünyanın ilk tam kare “istifli” (stacked) CMOS sensorüne sahip bir fotoğraf makinesi… Peki, bu ne gibi bir farklılık yaratıyor? Bionz X görüntü işleme motoru ile yüksek hızlı sinyal işleme devresinin arasında bir tümleşik hafıza yongası bulunuyor ve normalden 20 kat daha hızlı bir veri okuma yeteneği sağlıyor. Bu özellikler sayesinde 241 RAW veya 362 JPEG fotoğrafı 20 fps hızında hafıza kartına yazabiliyorsunuz.
Devrimsel nitelikte bir teknolojiye sahip olan 24,2 MP tam kare sensör mekanik perde hızında 1/8000 hızına erişmesinin yanı sıra, elektronik perde hızında 1/32,000 gibi akla çılgınca gelecek rakamlara ulaşıyor. Ayrıca vizörden baktığınızda kadrajın neredeyse yüzde 93’ünü kaplayan bir alandan faz algılamalı otomatik odaklama yapabilmeniz mümkün… Yani çok hızlı objeleri bile son derece keskin ve net çekebiliyorsunuz. Saniyede 60 AF noktasının hesaplamasını yapan a9, otomatik odaklama konusunda a7RII’den yüzde 25 daha hızlı diyebiliriz. Otomatik odaklamadaki en önemli sorunlardan biri de düşük ışıktaki performansla ilgili… Bu konuda da yüzde 30 daha hassas olduğunu söyleyebiliriz.
Sony a9, ülkemizde haziran ayında Sirkeci tren istasyonunda yapılan bir etkinlikte görücüye çıktığında, benim gibi hayatının bir döneminde spor fotoğrafçılığı yapmış birinin hemen gönlünü çalmıştı. Ancak, doya doya deneyimlemem için birkaç ay daha sabretmem gerekiyordu. Nitekim, ağustos ayının son haftası, hemen Kurban Bayramı arifesinde Sony a9 ve 24-70 f/2,8 G-master lens kutularını masamda gördüğümde, bayramın keyfi ikiye katlanmış oldu.
Gövdede iki bellek kartı yuvası olması ve UHS-II desteği çok önemli gelişmeler. Keşke kartlar arasında “overflow” özelliği de olsaydı…Sony aynasızlarda neredeyse standart hale gelen NP-FW50 yerine a9’da NP-FZ100 kullanmış. Batarya biraz büyük görünse de 2,2 kat daha iyi performans sunuyor. Çok başarılı bir gelişme.
Sony a9’da batarya kapasitesi ikiye katlanmış
Fiziksel olarak bakıldığında Sony a7RII kullanan birisi olarak, a9’un biraz daha genişlemiş olduğu belli oluyor. Bunda çift hafıza kartı kullanımı ve 2,2 kat daha fazla batarya performansı sunduğu söylenen yuvanın genişliği etkili olmuş sanıyorum. Aynasız makinelerde batarya konusu çok önemli. Çünkü a7RII’de yanımda birkaç tane NP-FW50 olmadan yola çıkmıyorum. Oysa a9’un NP-FZ100’ü neredeyse tükenmek bilmedi. Tabii bunda 16,4Wh’lik kapasitenin de büyük payı var. NP-FW50’de bu kapasite yalnızca 7,7Wh… Şöyle söyleyeyim, günde yaklaşık bir ila birbuçuk batarya kullanırken, a9’la 2,5 gün boyunca şarja ihtiyaç duymadım.
Gövdedeki küçük genişleme (126.9 x 95.6 x 63.0 mm) ağırlığın da biraz artmasına neden olmuş elbette… Ancak 673 gr. ağırlığındaki gövde yine de 625 gr.’lık a7RII’den çok da ağır değil bu gelişmiş özellikler göz önünde bulundurulursa… Üstelik daha büyük DSLR kullananların aynasızları “ele oturmuyor” diye eleştirdikleri göz önünde bulundurulacak olursa özellikle genişletilen grip yapısının parmağı kavrıyor olması daha sağlam bir tutuş deneyimi sunuyor.
Aslında Sony tam kare aynasızlardaki tasarımını korumuş. Buna rağmen, a9’da öyle güzel iyileştirmeler yapılmış ki, şahsen ben kelimenin tam karşılığıyla bayıldım. Öncelikle hemen makinenin arkasında yer alan joystick bölümü enfes… Bir a7RII sahibi olarak çok kıskandım. Arka bölüm inanılmaz sadeleşmiş. Kullanımı son derece kolay ve ergonomik. Video kayıt tuşu hemen elektronik vizörün yanına taşınmış. Makinenin üzerinde kullanıcıya göre sol taraftaki ekstra tekerlek menüye girme zahmeti yaşatmadan çekim hızını ve odaklama biçimini değiştirmenize olanak sağlıyor. Hızlı ve pratik bir çözüm olmuş. Akıllıca…
Sony SF-G serisi kartlarla daha da hızlı
Hemen makinenin sağ kenarında zarif bir düğme ile açılan ikili bellek yuvası efsane olmuş. Birinci yuva UHS-II tipi bellek kartların desteklerken, ikinci yuva UHS-I’de kalmış. Özellikle “Dünyanın en hızlı UHS-II SD bellek kartı” olarak lanse edilen Sony SF-G32, 64, ya da 128 mükemmel bir çözüm olacaktır. Ancak, burada bir iki eleştirim de var. Sony a9’a kadar bundan önceki aynasız modellerinde neden UHS-II desteği vermemiş anlayamıyorum. Ayrıca iki kart yuvası varken, birisi dolduğunda otomatik olarak öbürüne aktarım yapma (overflow) özelliği olmaması da düşündürücü…
Elbette ki, a7II, a6500, a7SII ve a7RII’de yer alan gövdeye bütünleşik efsane 5 eksenli titreşim engelleyici nimetinden Sony a9 sahipleri de yer alıyor. Yüksek hızda fotoğraf çekerken böyle bir özelliğe sahip olmak müthiş. Özellikle spor karşılaşmaları fotoğraflarını çeken profesyoneller, kuş fotoğrafçılığı meraklıları bu özelliği çok sevecektirler eminim…
Sony a9’un özellikleri birkaç sayfada anlatabilecek kadar kısıtlı değil… Özellikle makine, kelimenin tam anlamıyla “hız”la yoğrulmuş… Çekerken hızlı, bellek kartına yazarken hızlı… Otomatik odaklama, pozlama, titreşim engelleyici, daha iyi batarya performansı… O kadar çok artısı var ki… Ülkemizde Sony Eurasia yetkili satıcılarında yaklaşık 20,999 TL gibi bir fiyatla tüketicilerin karşısına çıkıyor. Ancak aradığınız hız ve kaliteyse buna değer…