Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1455

    Sony’den iki yeni 4K HDR TV serisi

    Sony 4K HDR özelliğine sahip iki yeni TV serisini tüketicisiyle buluşturuyor.

    Japon tüketici elektroniği şirketi Sony, 4K HDR görüntü kalitesine sahip iki yeni TV serisi XF83 ve XF70’i satışa sunuyor. Her ikisi de yeni, akıllı özellikler barındıran 4K HDR görüntü kalitesine sahip TV serilerinden XF83 görüntü kalitesini 4K HDR İşlemci X1 ile, XF70 ise 4K HDR kalitesini birbirinden farklı ekran boyutlarında sunuyor.

    X1 işlemcili XF83, 70 inç büyük boyutlu ekranda yüksek kaliteli görüntü arayanlara hitap ediyor. XF83 serisinde kullanılan teknolojiler, renklerin ve kontrastın daha gerçek görünmesini sağlamak, görüntüyü temizlemek ve ekran üzerindeki paraziti azaltarak görüntüleri daha fazla detay sunacak şekilde netleştirmek, düzeltmek ve çözünürlüğünü artırmak için birlikte çalışıyor.

    Oyun cihazı olarak da kullanılabiliyor

    Gelişmiş ses kontrolü ve Android TV ile XF83 4K HDR TV, filmlere, TV programlarına ve binlerce uygulamaya anında erişim sağlıyor ve oyun cihazı olarak da kullanılabiliyor.

    Öte yandan XF83 4K HDR TV, tüm kabloların güvenli ve gizli tutulmasını sağlayan dar bir alüminyum çerçeve ile çevrili.

    XF70 ise 4K HDR deneyimini farklı oturma odası kurulumlarına uymak üzere dört ekran boyutu içinde (49, 55, 65) sağlıyor. 4K X-Reality PRO teknolojisi sayesinde, genel görüntü kalitesini iyileştirmek üzere, her görüntünün detayını ve netliğini yükseltiyor.

    Dahili bir internet tarayıcısı bulunan XF70, Netflix ve YouTube uygulamalarının yanı sıra PlayStation 4 ve PlayStation 4 Pro konsollarındaki oyunlara da anında tek tıkla erişim sunuyor.

    MediaMarkt’ta satışa sunulan her bütçeye uygun TV modellerini incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.

    Bosch, otomobilleri bir cankurtarana dönüştürüyor

    Bosch’un eCall hizmetine sahip ağ bağlantılı otomobiller kaza durumunda otomatik olarak yardım çağıracak.

    Avrupa’da artık yeni araçlarda eCall zorunlu. Otomatik eCall sayesinde, acil durum müdahale ekipleri, bir kaza mahalline iki kat daha hızlı ulaşabiliyor. Bosch’un eCall hizmeti 16 dil konuşuyor. Bosch, otomobiller ve motosikletler için eCall geliştiriyor.

    Yol güvenliğinde bir mihenk taşı: Avrupa Birliği’nde artık “31 Mart 2018 tarihi” itibarıyla otomatik “acil durum çağrı” sistemi -kısaca eCall- zorunlu. Bu gereklilik, bir kaza halinde otomatik olarak yardım çağıran bir dijital ilk müdahale ekibinin her zaman otomobilde sizinle birlikte gidiyor olması anlamına geliyor. Bosch yönetim kurulu üyesi Dr. Dirk Hoheisel konuyla ilgili açıklamasında: “Otomobillerin birbirine bağlanması birçok şeyi mümkün kılıyor. Otomatik eCall sistemi sayesinde, bağlantılı taşıtlar artık aynı zamanda cankurtaran olacak” dedi.

    eCall Türkçe de konuşuyor

    Uluslararası seyahat ederken kaza geçiren ve durumu yerel acil müdahale servislerine açıklamak zorunda kalan herkes, yabancı dillerin nasıl bir engel teşkil edebildiğini bilir. Bu nedenle, Bosch’un eCall hizmeti 16 dili akıcı bir şekilde konuşabiliyor. Bunların arasında Fransızca, İsveççe ve Türkçe gibi farklı yabancı diller bulunuyor.

    112 aracılığıyla yerel acil müdahale servislerini doğrudan bilgilendiren standart eCall’un aksine, Bosch eCall önce Bosch’un, yılda 365 gün 7/24 personel bulunan kendi acil müdahale çağrı merkezini uyarıyor.

    Mutfakta yeniliğe hazır mısınız?

    0

    Mevsimlerin değişmesiyle insanın içinde de bir yenilik ve bir değişim rüzgarları esiyor. Evlerimizde bahar temizlikleri yapıyor ve eşyalarımızı da yenilemek istiyoruz. Evlerimizin kalbi mutfaklar da değişimin ilk başladığı yerler oluyor genelde. Şimdi değişim zamanı! Mutfakta yeniliğe hazır mısınız?

    mutfakta yeniliğe hazır mısınız?

    Mutfakta yeniliğe hazır mısınız?

    Buzdolabı artık yeteri kadar soğutmuyor, komşunun fırını daha güzel pişiriyor ve bulaşık makineniz elde yıkadığınızdan daha beter bulaşık yıkıyorsa artık mutfaklarda değişim zamanı gelmiştir. Gelişen teknoloji mutfaklarımızı da çeperine almış durumda. Artık mutfaklarımızda bizimle iletişim kurabilen buzdolapları, yemeğin ısısını ölçen fırınlar, ideal yıkama önerileri sunan bulaşık makinelerinden bahsediyoruz. Eğer sizin de mutfaklarınızda değişim zamanı geldiyse sizlere birkaç ürün önermek istiyoruz. Mutfakta yeniliğe hazır mısınız?

    Buzdolabınızın içinde neler var?

    Mutfaklarda en çok kullandığımız beyaz eşya hiç şüphesiz ki buzdolabı. Günde kaç kez kapısını açıyoruz, bilmiyoruz. Karşısında kaç dakika zaman geçiriyoruz, saymıyoruz. LG’nin yaptırmış olduğu bir araştırmaya göre, LG’nin kendi müşterileri buzdolaplarını günde 79 defa açıyormuş. Bunun yanı sıra müşterilerin yüzde 40’ı buzdolaplarının içinde ne olduğunu hatırlamakta güçlük çektiklerini söylüyor ve bozulan yemekleri atmaktan şikayet ediyor. LG, aslında bu ihtiyaçlardan yola çıkarak Door-in-Door adını verdiği, dış bölmesinde cam olan ve içinin gözükmesini sağlayan modelleri piyasaya sürüyor. Bu seride yer alan modeller, buzdolabında sık kullanılanların düzenlenmesini kolaylaştırarak tüm kapıyı açmadan alınabilmelerini ve değerli soğuk havanın dışarı çıkmasını önlüyor. Kapının açılma sayısı düştükçe yiyeceklerin taze kalma süresi de artıyor. 687 litre mega kapasiteye sahip buzdolabında, kullanıcı dostu bir içecek rafı var ve 4 şişeye kadar muhafaza edebiliyor. FreshBalancer özelliği meyve ve sebzeler için doğru nem oranını ayarlayabiliyor. Ayrıca buzdolabınızı cep telefonunuza indirdiğiniz bir mobil uygulama ile dışarıdan da takip edebilirsiniz.

    LG LG GC-Q247CSBV.ANSPLTK A+ Enerji Sınıfı Gardrop Tipi Buzdolabı ürününü incelemek ya da satın almak için bu linke tıklayabilirsiniz.

    10 farklı programdan birini seçebilirsiniz

    Mutfakta yeniliğe hazır mısınız? O zaman sizi çok yoran bulaşık makinenizi de artık değiştirebilirsiniz. Vestel’in BM-1004 modelindeki bulaşık makinesi 10 farklı yıkama programı seçeneğiyle dikkat çekiyor. Biraz yıkama programlarının detaylarından bahsedelim. SmartWash Yıkama Teknolojisi ile makine içindeki sensörler sayesinde bulaşıkların kirlilik seviyelerini ölçebilir, bu ölçüme göre bulaşıklarınız için en uygun yıkama sıcaklığını ve süresini belirleyebilirsiniz. Jetwash 18 dk Yıkama ise bulaşıklarınızı bekletmeden 18 dakika içerisinde yıkıyor. Bulaşıklarınızda ideal temizlik seviyesi sağlayan bu program enerji ve zaman tasarrufu sağlayarak hayatınızı kolaylaştırıyor. Dual Prowash Programı da alt sepetteki zor bulaşıklara daha yüksek su basıncı uygularken, üst sepetteki narin bulaşıklara daha düşük su basıncıyla hassas yıkama uyguluyor. Bu sayede hem zor hem narin bulaşıkları aynı anda kusursuzca yıkayarak mükemmel bir temizlik sağlıyor.

    VESTEL BM-1004 X A+++ Enerji Sınıfı 10 Programlı Bulaşık Makinesi ürününü incelemek ya da satın almak için bu linke tıklayabilirsiniz.

    Elinizin lezzetine lezzet katın

    Son olarak da komşularınızın sizden daha lezzetli yemekler sunmasına sebep olan eski fırınınızı değiştirebilirsiniz. Arzum’un Cookart Maxi ürünü, ideal pişirme seçenekleriyle elinizin lezzetini ikiye katlayacaktır. 50 litre kullanılabilir fırın hacmine sahip ürün, farklı pişirme seçenekleri ile birbirinden lezzetli yemekleri hazırlamanızı ve sevdiklerinizi de bir masanın etrafına toplamanızı sağlıyor. Geniş iç hacmine sahip ürün, altlı ve üstlü olarak 2 farklı yemeği aynı anda pişirmenize de imkan sunuyor. Mutfakta yeniliğe hazır mısınız?

    ARZUM AR 2002 Cookart Maxi 50 Litre Çift Camlı Fırın ürününü incelemek ya da satın almak için bu linke tıklayabilirsiniz.

    Casper katlanabilir ekranlı 2‘si 1 arada modeli N400’ü duyurdu

    360 derece katlanabilen ekranıyla hem dizüstü bilgisayar hem de büyük ekranlı bir tablet gibi kullanılabilen Casper N400 tanıtıldı. İşte detaylar…

    2’si 1 arada serisine eklediği yeni modeli N400 ile Casper, kullanıcılarına daha geniş eksende bir kullanım deneyimi vaat ediyor. Gerektiğinde bir dizüstü bilgisayar yapısında kullanım olanağı sunan model, katlanabilen dokunmatik ekranı sayesinde bir tablet ya da ekran halinde de fonksiyon sergilemeye devam ediyor.

    Aktif kalemi ile ekran üzerinde çizim yapılabilen Casper N400, iş, okul ve günlük hayat kullanımı için ideal alternatiflerden biri olarak dikkat çekiyor.

    Mobil işlerde (hareket halinde, bazen bir kahve dükkanı, bazen ev…) çalışanlar için de kullanım kolaylığı sağlayan 2’si 1 arada modeli 11.6’’ HD IPS ekranla geliyor.

    Maksimum 1,92 GHz’lik saat hızında çalışabilen Intel Atom Z8350 işlemcisi, 4 GB RAM ve 32 GB dahili hafızası diğer öne çıkan teknik detayları arasında yer alıyor.

    Cihazın tüm özellikleri aşağıda sıralanıyor:

    • İşletim Sistemi: Windows 10 Home
    • Kamera: 2 MP Ön Kamera
    • İşlemci: Intel Cherry Trail Z8350, Quad Core
    • Ağırlık ve Boyut: 1227 gr, 283mm 203mm 18mm
    • Ram: 4 GB DDR3L
    • Batarya: Lityum 9000 mAh
    • Dahili Bellek: 32 GB
    • Adaptör: AC 100~240V; DC 12V/2A
    • Arttırılabilir Hafıza: 64 GB Bağlantı Noktaları Mikro SD kart Girişi
    • Ekran Boyutu: 11.6” HD IPS Mikro HDMI
    • 1 Adet USB 2.0 /
    • 1 Adet USB 3.0 port
    • 3.5 mm Kulaklık Çıkışı
    • Çözünürlük: 1366 768 Piksel
    • Panel: Multitouch Kapasitif Ekran
    • Wireless: Wireless 802.11
    • Bluetooth: Bluetooth 4.0
    • Aktif Kalem: 0.070mm uç kalınlığı / Özel AAAA pil

    Apple’ın ekran devriminde ilk cihaz belli oldu!

    0

    iPhone X, Apple’ın ilk LCD dışında ekran kullandığı cihaz olarak kayıtlara geçerken, artık yeni modeller ve yeni teknolojiler de yavaştan gündeme gelmeye başladı. Şirketin kendi teknolojisi olacak MicroLED ekranların kullanılacağı ilk Apple cihazı sonunda belli oldu.

    MicroLED ekranlar ilk kez gözlüklerde kullanılacak

    MicroLED ekranlar ilk kez Apple’ın arttırılmış gerçeklik gözlüğü üzerinde kullanılacak. Ayrıca bu ekranın kullanım alanları gözlük, saat, telefon gibi ürünlerle sınırlı kalmayacak. Bunun dışında, Macbook gibi geniş ekranlı cihazlarda da bu ekran yer alacak.

    Gözlükler 0.7 veya 0.8 inç büyüklüğünde ekrana sahip olacaklar ama Apple henüz üretim aşamasına geçmedi. Bunun sebebiyse, mevcut aşamada microLED ekranların yüzde 400-600 oranında OLED’e göre pahalı olması. Panellerin 2019 ve sonrasında seri üretime geçmesi bekleniyor.

    2020’de ise iPhone ve Macbook gibi daha geniş ekranlı modeller için üretim süreci başlayacak.

    Huawei P20 ailesinin kamera özellikleri

    Mart ayının son günlerinde tanıtılan Huawei P20 ve P20 Pro modellerinin kamera özelliklerine göz atıyoruz.

    Son dönemde akıllı telefon denince akla ilk olarak kamera geliyor. Özellikle ‘amiral gemisi’ olarak tanımlanan üst düzey modellerde bu durum neredeyse endüstri standardı haline geldi. Günümüzde iyi bir kamerası olmayan amiral gemisi yok denecek kadar az. Bu duruma uzun yıllardır fotoğraf alanında yazı yazan, bu konuda fikir üreten biri olarak sevindiğimi belirtmek isterim.

    Huawei P20 kamera

    Çinli üretici (dünyanın çok telefon satan üçüncü markası) Huawei, 27 mart 2018 tarihinde Fransa’nın Paris şehrinde düzenlediği bir etkinlikte P20 ailesinin yeni modellerini tanıttı. Beklendiği üzere bu ailenin en önemli özelliği kameraları oldu. Temelde 3 farklı modelin tanıtımı yapıldı: Huawei P20, Huawei P20 Pro ve Huawei Mate RS Porsche Design. Ancak bu 3 telefonda P20 modelinde farklı, P20 Pro ile Mate RS Porsche Design modelinde ise aynı kamera setleri kullanılıyor. İlk olarak P20’nin kameralarına bakalım:

    Huawei P20 kameraları

    Huawei P20 modelinde dual ana kamera tercih edilmiş. Birinci kamerada 12 Megapiksel çözünürlük, 1.55 μm piksel büyüklük ve 1/2.3 inç boyutuna sahip bir sensör ile f1.8 diyafram açıklığı kullanmayı tercih edilmiş. İkinci kamera ise 20 Megapiksel ve f1.6 diyafram açıklığı ile Leica tarafından sağlanan bir objektif setine sahip. Lazer netleme ve Dual Led flaşı bulunan bu kamerada manuel netleme, Yüz Tanıma, HDR, Panorama, 4K video kayıt gibi özellikler yer alıyor. Kamera aynı zamanda saniyede 960 kare ağır çekim video kayıt edebiliyor.

    P20 modelinin ön kamerası ise 24 Megapiksel. Otomatik netlik yapabilen bu kameranın diyafram açıklığı ise f2.0. Ön kamera ise Full HD çözünürlükte video kayıt yapabiliyor.

    Huawei P20 kamera

    Huawei P20 Pro kameraları

    Ailenin sınırları zorlayan kamera uzmanı modeli ise P20 Pro. Bu model arka yüzünde 3 kamerası bulunan dünyanın ilk akıllı telefonu. Ürünün en önemli özelliği ise bu kameralardan geliyor. Bunlardan biri 40 Megapiksel, diğeri 20 Megapiksel ve üçüncü kamera ise 8 Megapiksel çözünürlük sunuyor. Kamera objektifleri ünlü Alman firma Leica tarafından üretilmiş. Bu modelde de saniyede 960 kare ağır çekim video kayıt özelliği bulunuyor.

    Yani ana kameranın toplam çözünürlüğü 68 Megapiksel. Ancak iş fotoğraf çekmeye gelince elimizdeki toplam çözünürlüğün bu kadar olmayacağını söylemek isterim. Öncelikle 40 Megapiksel olan ve RGB olarak geçen kameraya bakalım: Bu kamera P20 Pro’nun ana çözünürlük değerini gösteriyor ve birçok durumda çekimler sırasında bu kamera kullanılıyor.  Kameranın özellikleri ise f1.8 diyafram, 1/1.7 inç sensör boyutu ve optik imaj sabitleme teknolojisi.  İkinci kamera 20 Megapiksel çözünürlük, f1.6 diyafram sunarken üçüncü kamera da 8 Megapiksel çözünürlük f2.4 diyafram ve 3X optik zoom sunuyor. İkinci kamera siyah-beyaz çekimler için kullanılırken üçüncü kamera da telezoom görevini görüyor.

    Huawei P20 kamera

    P20 Pro’nun ana kamera çözünürlüğü 40 Megapiksel olsa da çekim modu ve duruma göre bu çözünürlük değişebiliyor.

    Bu modelin de ön kamerası 24 Megapiksel çözünürlük ve f2.0 diyafram gibi özelliklere sahip ve Full HD video kayıt edebiliyor.

    Sonuçlar müthiş

    Sadece teknik özelliklere bakarak bile bu cihazların güzel fotoğraflar çekebileceğini söyleyebilirim. Elbette teknik veri her şey değil ve genelde arazi şartlarında bu teknik şartların onaylanması gerekebiliyor. Bunu onaylayan platformlardan biri de DxOMark oldu. P20 Pro yapılan testlerde en yüksek puanları almayı başardı. DxOMark bu akıllı telefona 109 puan verdi. Bu rakam bir akıllı telefon kamerasının aldığı en yüksek puan olarak kayıtlara geçti. Ailenin küçük üyesi olan P20 ise yine aynı sitede 102 puan alarak ikincilik koltuğuna oturdu.

    Huawei P20 kamera

    Sonuç olarak kameralar akıllı telefonların en önemli özelliklerinden biri haline geldi. Artık iyi bir kamerası olmayan bir akıllı telefon düşünmek bile çok zor. Milyonlarca dolarlık yatırım ve Ar-Ge faaliyetlerinin bulunduğu bu alanda önümüzdeki yıllarda da yeni modeller göreceğimizi söyleyebilirim. Ancak şu da bir gerçek Huawei P20 ve P20 Pro modelleriyle bu çıtayı epey yukarılara taşıdı. Bu çıtaya yetişmek o kadar kolay olmayacak.

    Işığınız bol olsun

    Kurulum gerektirmeyen en iyi yazılımlar

    0

    Bunu ister bir sistem kurtarma paketi olarak görün ve bir USB belleğe aktardığınız bu yazılımlarla dilediğiniz Windows sistemde ayarlarınızı koruyun, isterseniz de hızlı bir başlangıç yapmak için kullanın. İşte Windows için kurulum gerektirmeden çalıştırılabilen, portatif yazılımlar serisi…

    Hangi bilgisayarı kullanırsanız kullanın, artık ilk yaptığımız şeylerden birisi bir web tarayıcı kurmak. Bu alanda alternatif bol, ister Firefox’çu olun ister Chrome’cu, hatta eskilerden gelen Operaseverseniz, onun da portatif hâlini sistemde hemen çalıştırabilmeniz mümkün. Yani, Internet Explorer ya da Edge istemem diyorsanız, seçeneğiniz bol. Tabii seçim yaparken Opera’nın sisteme entegre VPN avantajını, Mozilla Firefox ve Google Chrome’un da zengin eklenti desteğini unutmamakta fayda var.

    İkinci sırada özellikle çalışanlar için e-posta ve ofis yazılımları geliyor. Windows içerisinde sabit bir ofis yazılımı maalesef yok. OpenOffice tabanlı LibreOffice, kelime işlemci, hesap tablosu ve sunum araçlarını böylece ücretsiz olarak sunuyor. Desteklenen dosya biçimleri de Microsoft ve Apple başta olmak üzere birçok benzer sistemle uyumlu.

    E-postalarınızı kullanmak için de Mozilla’nın Thunderbird yazılımı emrinize amade. E-posta alıp gönderme ve düzenlemenin yanı sıra, randevularınızı yani takviminizi de bu yazılım ile yönetebilirsiniz.

    İletişim için de seçenekler bol. Burada dilerseniz WhatsApp ya da Telegram ile yazışabilir, her yerden tüm yazışmalarınıza erişebilir, dilerseniz Skype ile bunlara ek olarak görüntülü ve sesli iletişim kurabilirsiniz. WhatsApp ve Telegram’ı kurmadan kullanmanın yolu web arayüzlerinden geçiyor. Skype ise portatif sürüm ile hemen çalıştırılabiliyor.

    Yeni ya da geçici bir sistemde önemli bir ihtiyaç da dosya indirmek istediğinizde ortaya çıkıyor. Free Download Manager adlı indirme yöneticisi, dosyaları parçalara bölerek hızlı indirme, Firefox ve Chrome entegrasyonu, durdurma ve sonradan devam etmenin yanında, son sürümlerde karşımıza çıkan YouTube video indirme özelliği ile oldukça pratik.

    PDF dosyaları için tüm yaygınlıklarına karşın Windows’un entegre bir çözüm sunmuyor olması can sıkıcı. Sadece görüntülemek için bile bir yazılıma ihtiyaç var. Bunun için Foxit Reader, portatif çözümüyle sizi bu dertten kurtarmaya aday. Üstelik web desteği ile dosyaları indirmeden de görüntüleyebilmeyi sağlıyor.

    Ortak çalışmak isteyenler için birçok seçenek var. İnternet üzerindeki çözümler ofis, dosya paylaşımı ve aynı dosya üzerinde birlikte çalışmayı mümkün hâle getiriyor. Dropbox, Google Drive ve Microsoft OneDrive bu konuda en iyiler. Web üzerinden kullanabileceğiniz bu araçlar, yanlışlıkla sildiğiniz dosyaları geri getirebilmeleri ile bazen hayatınızı kurtarabiliyorlar.

    Birçok işi bu şekilde hallettik, peki notlar? Hayatımızı taşıdığımız dijital ortamda bazen yapacaklarımızı bazen de sonradan hatırlamak isteyeceklerimizi bir kenarda sabitlemek eskisinden çok daha önemli. Microsoft OneNote, Google Keep ya da Evernote, tıpkı yukarıda bahsettiğim bulut depolama çözümleri gibi ücretsiz belirli bir depolama alanına denk gelen not kayıt seçenekleri sunuyorlar.

    Bulut sisteminin sunduğu avantaj sayesinde, bunlara farklı cihazlardan erişilebiliyor ve özellikle medya dosyaları için Evernote’un farklı sunumu dikkat çekiyor.

    Bunun dışında aşağıdaki araçların portatif sürümlerini amaçlarına göre sıraladım. Bunları da bir USB belleğe ya da giriş seviyesi sisteme ekleyerek birçok işi kolayca gerçekleitirebilirsiniz.

    Ekran görüntüsü alma – PickPick
    Dosya sıkıştırma ve arşivleme – 7-Zip
    Dosya yöneticisi alternatifi – TreeCommander XE2018
    Sistem temizliği – Cclenaer
    Program kaldırma – Revo Uninstaller
    Disk birleştirme – Auslogics Disk Defraag
    Sisteme uzak erişim sağlama – TeamViewer
    Multimedya oynatıcı – VLC Media Player
    Fotoğraf görüntüleme ve basit düzenleme – XnView
    Fotoğraf/görsel düzenleme – GIMP
    Müzik/ses düzenleme – Audacity
    E-kitap okuyucu/düzenleyici – Caliber
    Casus yazılım / reklam yazılımı / zararlı yazılım tarama ve temizleme – Spybot
    Parola yöneticisi – KeePass 2

    Nokia 9’un tüm özellikleri sızdırıldı!

    0

    Nokia’nın yeni amiral gemisi Nokia 9 hakkında sızıntılar devam ediyor. Kamera ve donanım özellikleri tarafında zirve yapması beklenen yeni model, firmanın ne kadar iddialı olduğunu gözler önüne seriyor. İşte Nokia 9’un tüm sızdırılan özellikleri!

    Nokia 9 özellikleri belli oldu!

    İddialara göre, Nokia 9 akıllı telefon 18 karat altın ile çevrelenen seramik arka yüzeye sahip olacak. Ayrıca, cihaz tasarımının Nokia 7 Plus ve Nokia 8 Sirocco ile benzer olacağı da söylentiler arasında. Biz özellikle Nokia 7 Plus’a çok benzettik.

    Telefonun 6.01 inç AMOLED QHD ekranla geleceği belirtiliyor. Ekranın kare oranı ise 18:9 olacak. Cihazın en iddialı bölümüyse kamera diyebiliriz.

    Cihazda Zeiss yapımı üçlü arka kamera kurulumunun yer alacağı ileri sürülüyor. Bu kurulumda 41 Megapiksel geniş açı sensör, 20 Megapiksel telefoto sensör ve 9.7 Megapiksel monokrom sensör yer alacak. Ek olarak, Optik Görüntü Sabitleme ve 4x optik zoom desteği diğer detaylar arasında. Ön tarafta ise f/1.8 diyaframlı 21 Megapiksel ön kameraya yer verilecek.

    Qualcomm Snapdragon 845 işlemciden gücünü alacak cihaz 8 GB RAM ve 256 GB dahili depolama alanına sahip olacak.

    Galaxy S9+ inceleme

    Samsung’un 2018 amiral gemisi modelleri geçtiğimiz ay MWC 2018‘in hemen öncesinde tanıtılmıştı. Şimdiyse bu modellerden çift kamera desteği sağlayan Galaxy S9+ inceleme videosu ile karşınızdayız. Özellikle kamerasıyla ön plana çıkan S9+, bakalım bizlere neler sunuyor?

    Galaxy S9+ fiyatı ve özellikleri

    Galaxy S serisinde ilk kez ekran ve batarya dışında büyük farklar bulunuyor. Galaxy S9 Plus‘ın, Galaxy S9‘a göre bazı avantajları bulunuyor. Galaxy S9+ hem iki arka kamera, 6 GB RAM ve 2K’lık 6.2 inç ekran, S9 modeline göre önemli donanım farkları olarak göze çarpıyor.

    Gelelim cihazın en çok konuşulan özelliğine, yani kamerasına. Diyafram aralığı f/1.5 ile f/2.4 arasında değişen 26mm’lik lense sahip ana kameraya ek olarak, 52mm’lik f/2.4 kamera kullanılıyor. Bu bize 2x optik yakınlaştırma ve portre çekim özelliklerini kazandırıyor. İki kamerada da OIS, Note 8 modelinde olduğu gibi karşımızda.

    Buradan Galaxy S9+ modelini satın alabilirsiniz.

    4 adet 2.7 GHz hızında çalışan M3 çekirdeği ve 1.8 GHz hızında çalışan A55 çekirdeğine sahip olan işlemcinin grafik birimi Mali G72 MP18 olarak güçlendirilmiş. 6 GB RAM kullanan S9+, Exynos 9810 işlemci birimiyle hayli etkileyici bir performans sunuyor.

    18.5:9 formatında olan bu Super AMOLED ekran, 1440 x 2960 piksel çözünürlük sunuyor. Bu sayede 529 ppi piksel yoğunluğuna ulaşılan kavisli ekran, Corning Gorilla Glass 5 teknolojisi ile korunuyor.

    İsterseniz sözü uzatmadan sizleri Galaxy S9+ inceleme videomuz ile baş başa bırakalım. İyi seyirler.

    Razer Lancehead : Kablosuz gaming pazarının yeni temsilcisi

    Oyuncuların yakından tanıdığı markalardan Razer, son dönemde yükseliş gösteren wireless gaming pazarında yeni ürünleriyle iddialı. O ürünlerden bir tanesi de Razer Lancehead ve aynı zamanda bu incelememizin konusu.

    İster single player, isterseniz de online oyunları tercih ediyor olun, güçlü donanımlardan kurulu bir bilgisayar gerçekten şart. Tabii bu güçlü yapıdan yararlanabilmek ve oyunlarda rahatlıkla yol alabilmek için kontrol tarafı da çok önemli. Tahmin edeceğiniz gibi klavye ve mouse’dan söz ediyoruz. Bu incelememizde yer verdiğimiz Razer Lancehead ’in isimli yeni mouse modeli, gelişmiş kablosuz oyun deneyiminiz için aradığınız partner olabilir. İşte cihaz hakkında detaylar ve bizim deneyimlerimiz.

    Razer Lancehead ’in tasarımı

    Razer Lancehead ’in tasarım tarafında en dikkat çekici özelliği, iki ele uygun olarak belirlenen çizgileri. İster sağ, isterseniz de sol elinizle rahatlıkla kullanabileceğiniz bir yapıda. Avuca oldukça rahat oturuyor ve yan taraflarda konumlandırılan tuşlarla birçok işleminizi halledebiliyorsunuz. Tabii tüm tuşların ve RGB aydınlatmanın özelleştirilebilir olduğunu söylememe gerek yoktur.
    Kullandığım süreç boyunca az da olsa can sıkan bir durum ise, yanlardaki tuşların kullanımı esnasında yaşandı. Örneğin sağ baş parmağınızla yandaki tuşlara basarken aynı anda serçe ya da yüzük parmağınız da diğer taraftaki tuşlara istemsizce dokunabiliyor. Daha önce incelediğimiz Logitech G903’te mesela bu tuşlar çıkarılabiliyor ve bu bölge kapatılabiliyordu. Böylece daha performanslı bir kullanım mümkün oluyordu.

    Ek olarak, RGB aydınlatma faktörünün siyah renkli mouse’lar ile çok iyi göründüğünü düşünüyorum. Bu incelediğimiz mouse’un ise daha metalik, açık tonlarda rengi var ve açıkçası öncelikli tercihim olmayacaktır.

    Bir de, ürünün yan taraflarındaki yumuşak tasarım malzemesi çok hoş.

    İster kablolu kullanın, ister kablosuz

    Karşınızda sektörün en hızlı kablosuz mouse’larından bir tanesinin durduğunu söyleyebiliriz. Razer yetkilileri, bu ürünü diğer kablosuz mouse’lar ile test ederek daha iyi sonuçlara ulaşabildiklerini bildiriyorlar. Üstelik, birden fazla kablosuz mouse’un yer aldığı bir ortamda, özellikle turnuva ortamlarında Razer’ın daha doğru ve kesintisiz sinyallerle daha iyi tepkiler verebildiği saptanmış. Ben de ofiste gerek işlerim (e haliyle) gerekse de oynadığım oyunlarda kullandığım süreçte çok memnun kaldığımı söyleyebilirim. Sonuçta 5G sensörlü, 16,000 DPI değerine ve saniyede 210 inch (IPS) kapsamına sahip bir kablosuz mouse’dan söz ediyoruz.

    Kablosuz özgürlük vermeyi amaçlayan bir gaming mouse

    Evet, Razer yetkilileri bu amaçla yola çıktı. Tek şarj ile bu mouse’u 24 saat boyunca oyunlarda kullanabiliyorsunuz. Üstelik, RGB ışıkları da açık olmak üzere. Tabii ki Razer’ın ücretsiz yazılımı sayesinde tuşları ve RGB renkleri düzenleyebileceğinizi belirtmiştim. Bu profil düzenlemelerinizi hem mouse’un kendi dahili hafızasına hem de buluta kaydederek istediğiniz her yere götürebilirsiniz.

    Oyun deneyimi

    Önce id Software’ın yeni FPS oyunu Doom’un online tarafında deathmatch ve team deathmatch modlarını deneyimledik. Doom, son dönemde en çok oynadığımız oyunlardan bir tanesi ve genellikle Logitech’in G402 modeliyle oynuyorduk. Dolayısıyla Razer Lancehead’e geçiş yaparak arada nasıl bir kullanım ve performans farkı olduğunu da görebildik ve çok etkilendik.

    Doom’un ardından da Quake Champions’a geçiş yaptık. Quake, an itibarıyla piyasanın belki de en hızlı FPS oyunu. Sıkı takipçilerine “Quaker” denildiği oyunda, şanslı tek bir atışta dahi her şeyi ele alabiliyorsunuz. Zıpladığınız ve havada süzüldüğünüz esnada dahi birilerini vurma ya da birileri tarafından vurulma durumunuz söz konusu.  Razer Lancehead bize burada çok seri olduğunu ve takılmadan oyun zevkini ikiye katladığını bize gösterdi.

    Bunun neticesinde profesyonel oyuncular için tercih edilebilecek gaming mouse’larından bir tanesi de kesinlikle  Razer Lancehead. Oldukça performanslı bir ürün. Eğer benzer performansa sahip kablolu ve daha uygun fiyatlı bir ürün isterseniz, Razer’ın Lancehead Tournament Edition modeline de göz atabilirsiniz.

    Razer ürün ailesi hakkında detaylı bilgi ve satın almak için buraya tıklayın