Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1424

    Galaxy Note 9 için şaşırtıcı karar!

    0

    Galaxy Note 9 modelini görmemize sadece birkaç ay kaldı. Samsung’un popüler tablet/telefon serisinin yeni modeli hakkında yeni bilgiler oraya çıkmaya devam ediyor. Son olarak depolama alanı konusunda merak edilen bilgilere ulaşıldı.

    Galaxy Note 9 depolama alanı ikiye katlayacak

    Note 9’da maksimum depolama alanını S9’a göre ikiye katlayacak Samsung’un, 512GB depolama alanı sunacağı belirtiliyor. Belirli bölgelerde satışa sunulacak olan bu özel versiyon, 8 GB RAM’e sahip olacak. Standart model ise 6 GB RAM ve 64 GB depolama alanı ile gelecek.

    Yüksek kapasite konusunda kendini aşan bu versiyon hakkında henüz bazı bilgiler de ortaya çıkmış değil. Mesela, hangi bölgelerde satışta olacağını şimdilik bilmiyoruz. Ayrıca fiyat konusunda da tahmin yapmak çok kolay değil.

    Samsung’un yeni Note modelinin çıkışını erken bir tarihe aldığı belirtiliyor. Bu bilgiye dayanarak Galaxy Note 9 lansmanın Temmuz ayının sonlarında yapılması ve cihazın Ağustos ayında raflarda yerini alacağını tahmin edebiliyoruz.

    3000 TL bilgisayar toplama rehberi

    0

    Yeni bir bilgisayar sahibi olmak isteyenler için bir rehber hazırladık. 3000 TL bütçe ile bilgisayar topluyoruz. Dilerseniz, 3000 TL bilgisayar toplama rehberimize başlayalım.

    3000 TL bilgisayar toplama rehberi

    Toplayacağımız bilgisayar için 3000 TL fiyat limiti belirledik. İlk olarak hangi işlemci ile başlayacağımızı belirleyelim. Uygun fiyatlı ve verimli bir bilgisayar sahibi olmak için, AMD Ryzen 5 1400 işlemcisini seçtik.

    AMD Ryzen 5 1400

    4 çekirdek 8 thread yapıya sahip olan AMD Ryzen 5 1400 işlemcisi, 3.4 GHz frekans hızına sahip. 14 nm üretim mimarisi ile üretilen ve 65 Watt TDP değeri sunan bu işlemci, performans, güç tüketimi ve verimlilik açısından en uygun işlemcilerden biri. Kutudan çıkan Wraith soğutucusu, uzun kullanımlarda iyi bir soğutma sağlıyor. Bu işlemci 839 TL fiyatı ile 1000 TL altında alınabilecek en iyi işlemcilerden biri olma özelliği taşıyor.

    GIGABYTE GA-A320M-HD2 AMD RYZEN DDR4 S+GL ATX

    İşlemci tercihini Ryzen’den yaptığımız için, anakart tercihimizin de bununla uyumlu olması gerekiyor. Bu yüzden, AM4 soket yapısına sahip bir anakart seçmemiz lazım. Anakart tercihimiz, uygun fiyatından dolayı, Gigabyte GA-A320M-HD2 oldu.

    AMD Ryzen işlemcileri için üretilen bu anakart, DDR4 bellek desteği, ATX yapısı gibi özelliklere sahip. 3200 MHz RAM desteği (OC ile) sunan bu anakart, 32 GB DDR4 kapasitesine kadar destek sunabiliyor. 5.1 ses kanal desteği ve diğer yenilikçi özelliklerine ek olarak 389 TL fiyatı ile son derece iyi bir seçenek.

    GSKILL Ripjaws Kırmızı DDR4 2400 MHz CL 15 8GB Ram

    Sistemin olmazsa olmaz bileşenlerinden biri olan RAM için, tercihimiz GSKILL markasının 8 GB kapasiteye sahip 2400 MHz DDR4 tipi belleği oldu. Bu kapasite, Windows kullanımı ve belirli tip oyunlar için yeterli olacak.

    MSI GTX 1050 Aero ITX 2 GB OC

    Fiyat performans dengesi en yüksek ve en popüler ekran kartlarının başında, Nvidia GTX 1050 yer alıyor. 3000 TL bilgisayar toplama rehberimizde de bu ekran kartının, MSI üretimi AERO ITX 2G OCV1 modeline yer verdik. Full HD oyunlar için ideal olan bu ekran kartı, frekans hızı artırılmış bir model. Bu ekranın kartının fiyatı ise 799 TL. Oyuncular, bu ekran kartını çok sevecek!

    SEAGATE ST1000DM010 1TB 3.5″ 7200RPM 64MB NCQ

    İşletim sistemi ve oyunlarınızı kurmak için bir depolama birimine ihtiyacınız olacak. 3000 TL bütçemizi çok aşmamak için HDD seçimimizi, Seagate markasının 1 TB kapasiteli 3.5 inç boyutlu sabit diskinden yana yaptık.

    POWER BOOST JBST VKG1010B

    Seçtiğimiz bileşenlerin, güven içinde kalacağı ve bu bileşenlere güç verecek bir kasaya ihtiyacımız var. Bu noktada ise, tercihimiz Power Boost markasının, 500W güç kaynağı ile donatılan, ATX yapıdaki oyuncu kasası oldu. 349 TL fiyatı is bu modeli, tercih edilebilir yapan sebeplerin başında geliyor.

     

    2018 Dünya Kupası Mobil Uygulamaları

    2018 Dünya Kupası mobil uygulamaları ile maç maratonu başlamadan hazırlığınız yapmaya ne dersiniz?

    Turnuvaya dair canlı skor, futbolcular, goller, takımlar ve gruplar hakkında bilgileri ve en son haber başlıklarını sunan mobil uygulamalar yazımda size bekliyor.

    Samsung Galaxy S10 neler getirecek?

    Güney Koreli teknoloji şirketi Samsung, son olarak, amiral gemisi modelleri Galaxy S9 ve Galaxy S9+ ile karşımıza çıkmıştı. Bu ürünler piyasada büyük ilgi görürken, çoktan Galaxy S10 ve S10 Plus konuşulmaya başlandı bile. Bu yazıda Galaxy S10 serisinde bizi nelerin beklediğine göz atacağız.

    Galaxy S10

    En gelişmiş işlemci teknolojisi

    ‘Beyond’ kod adıyla testlerinin devam ettiği öğrenilen Galaxy S10 serisinde Exynos 9 serisi yonga seti ve 6 GB RAM olması bekleniyor. Ürünün Exynos 10 yonga setiyle geleceğine dair iddialar da var. Galaxy S10 serisinin ayrıca farklı pazarlar için 7 nm. Snapdragon 855 SoC yonga seti kullanılan ürünleri de vitrinde olacak. Muhtemelen Exynos 10 yonga seti EMEA bölgesinde, Snapdragon yonga seti ise Kuzey Amerika’da satılacak ürünlerde kullanılacak.

    Çentikli tasarım ihtimali zayıf

    Galaxy S10 serisinde işletim sistemi olarak Android 9.0 P kullanılacağı öngörülüyor. Çentikli telefonların pazarda yaygınlaşması nedeniyle, Samsung Galaxy S10 serisinde çentik olabileceği de konuşulan iddialar arasındaysa da, şirketin farklılaşma adına çentiğe bu seride sıcak bakmadığı bilgisi de mevcut. Zaten sızan konsept tasarımlarda da çentik kullanılmadığı görülüyor.

    Tasarım S9’la benzerlik gösteriyor

    Sızan konsept tasarımlara göre, Galaxy S10 serisinde tasarım olarak çok fazla değişim beklenmiyor. Konsept tasarımlar, S9 serisiyle benzerlik gösteriyor. Sadece kamera yerleşimiyle ilgili farklılık dikkatimi çekiyor.

    Galaxy S10

    Sonsuz ekranlı tasarıma devam

    Galaxy S10 serisinin sonsuz ekran (Infinity Display) tasarımlı 5.8 inç ve 6.3 inç Super AMOLED ekranla gelmesi bekleniyor. En-boy oranı olarak ise 18,5:9 ya da 19:9 beklentisi mevcut.

    Ekran çözünürlüğünde rekor

    Galaxy S10 serisinin ekran çözünürlüğünün 600ppi seviyesinde olacağı öngörülüyor. iPhone X‘in ekran çözünürlüğünün 458ppi, S9’un ekran çözünürlüğünün ise 570ppi olduğu göz önüne alınırsa, bu iyi bir rakam.

    4K OLED ekran beklentisi

    Galaxy S9’un ekran kasa oranı yüzde 83.6. Galaxy S10 serisi içinse yüzde 93 gibi rekor bir ekran kasa oranı tahmini mevcut. Başka bir iddia ise, Galaxy S10 serisinin 4K OLED ekranla geleceği yönünde.

    Galaxy S10

    Üç ana kamera iddiası

    Rakiplerin kamera sayısını artırmasının ardından, Galaxy S9‘da bir ön, iki arka olmak üzere üç kamera kullanan Samsung’un Galaxy S10’da bir ön, üç arka olmak üzere dört kameralı model çıkaracağı iddiaları güç kazandı. Konsept tasarımlardan birinde Galaxy S10’un üç arka kameraya sahip olduğu görülüyor. Kameraların teknik yetenekleriyle ilgili ise netleşmiş bir bilgi bulunmuyor.

    Parmak izi ekrana gömülebilir

    Önceki ürünlerin pazara çıkışından önce, parmak izi okuyucunun nerede konumlandırılacağı çok konuşulmuştu. Ekrana gömülü parmak izi okuyucusu S9 serisiyle gelmedi ancak bu hayalin S10’da gerçek olma ihtimali yüksek. Samsung’un bu konuda Synaptics, Qualcomm ve Ezestek şirketleriyle işbirliği yaptığı belirtiliyor.

    Avatarlarla gerçekçi telefon görüşmesi

    S10 serisinde üç arka kamera bulunması bekleniyor. 3 boyutlu (3D) kamera teknolojisiyle de yüz tanıma ile AR Emoji işlevinin daha da geliştirilmesi öngörülüyor. Kullanıcının oluşturacağı avatarlarla daha gerçekçi görüntülü görüşmeler yapması da bu iyileştirmelerle mümkün olacak. S10 serisinin yapay zeka teknolojisi desteklemesi de muhtemel.

    3D destekli yüz tarama

    Apple, iPhone X‘te Truedepth kamera destekli Face ID yüz tarama teknolojisi kullanıyor. Samsung’un da 3D kamera sistemi için İsrailli Mantis Vision ile çalıştığı ifade ediliyor. Tüm bu iyileştirmelerle S10 serisi, Face ID’yi yakalamış olacak.

    5G ile daha hızlı bağlantı

    Beşinci nesil iletişimin (5G) önümüzdeki dönemin en popüler teknolojisi olduğu düşünüldüğünde, Galaxy S10 serisinin, 5G’yi destekleyeceği öngörülebilir. Bu da daha hızlı bağlantı ve daha fazla konfor demek.

    Bataryada iyileşme gündemde

    Galaxy S9 serisinde batarya ömrü açısından önemli iyileştirmeler yapılmıştı. S10 serisinde batarya kapasitesi açısından da iyileştirmeler olacağı yönündeki iyimserliğimi koruyorum.

    Galaxy S10

    Akıllı sanal asistan Bixby

    S10 serisinde her zaman olduğu gibi Samsung’un üst seviye ürünlerinde kullanılan akıllı sanal asistan Bixby de bulunacak. Bixby de gün geçtikçe yetenekleri artan teknolojilerden biri.

    Galaxy S10 2019’da tanıtılacak

    Şirketin, S serisinin onuncu yıl dönümünü kutlamak için, Galaxy S10 serisini Ocak 2019’da ya da yılın ilk çeyreğinde özel bir etkinlikle tanıtması ve ardından piyasaya sunması bekleniyor.

    Sorularınız olursa yorumlardan bana ulaştırabilirsiniz

    Bu yazıda size, Samsung Galaxy S10 ve S10+’da beklenen yenilikler hakkında bilgi vermeye çalıştım. Konuyla ilgili sorularınız olursa, aşağıdan yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.

    Twitter’da beni takip edin: https://twitter.com/melihbayramdede

    YouTube kanalıma abone olun: https://www.youtube.com/c/melihbayramdede


    MediaTrend’de yayınlanan diğer yazılarıma göz atmak ister misiniz?

    Facebook’ta güvenliğiniz için yapmanız gereken ayarlar

    WhatsApp’a alternatif iletişim araçları

    Akıllı sanal asistan Bixby nasıl kullanılır?

    Xiaomi Mi 8 için müthiş sızıntı!

    0

    Bugünlerin en dikkat çeken akıllı telefonu şüphesiz Xiaomi Mi 8. Uygun fiyatla müthiş özellikleri bir araya getirecek olan yeni amiral gemisi katili için sızıntılar gelmeye devam ediyor. Son olarak, cihazın kutusu da ortaya çıktı!

    Xiaomi Mi 8 kutusu ortaya çıktı!

    Qualcomm’un en güçlü yongası olan Snapdragon 845‘ten güç alacak Mi 8, bunun yanında 6 GB RAM ve 128 GB depolama alanı ile satışa sunulacak. Depolama alanı tarafında bir de 256 GB seçeneğinin yer alması da beklentiler arasında. Cihazın batarya tarafında ise 3170 mAh kapasiteli bir pile ev sahipliği edeceği tahmin ediliyor.

    Xiaomi’nin sırada tanıtmayı planladığı Mi 8‘e dair birçok detay ve görsel zaten internete düşmüş durumda. Tüm bunlara ek olarak, şimdi de internette cihazın kutusuna ait olduğu iddia edilen bazı görseller ortaya çıktı.

    Cihaz, Mi Band 3 ile birlikte 31 Mayıs tarihinde Çin’de tanıtılacak.

    İkinci el akıllı telefon pazarının yükselişi

    0


    Hayatımızın vazgeçilmezleri olan akıllı telefonlar, her an her yerde yanımızdalar ve en büyük meşguliyet kaynaklarımız. Deloitte tarafından yapılan araştırmaya göre Türkiye’de insanların uyandıktan sonraki ilk 15 dakika içerisinde telefona bakma oranı yüzde 79’muş. Aynı araştırma Avrupalı için yüzde 62’lik bir skor veriyor. Benzer şekilde günde ortalama 300 defa telefona bakıyoruz gibi araştırmalara eminim hepiniz denk geliyorsunuzdur. Bu kadar çok haşır neşir olduğumuz, yanımızdan bir an olsun ayırmadığımız canımız ciğerimiz akıllı telefonların da haliyle en iyisini en güzelini kendimize layık buluyoruz. Hem son teknolojik olacak, hem iyi fotoğraf çekecek hem de tasarımı güzel olacak. Akıllı telefonlar son yıllarda birer arzu nesnesine evirildikçe modası da çabuk değişiyor, dolayısıyla bizler de çok sık telefon değiştirir olduk. Çoğunlukla telefonumuz eskimeden ya da hasar görmeden yenisini alıyoruz. Tüketici tarafındaki bu trend üzerine teknoloji şirketlerince bu konuda öyle bir algı yaratıldı ve öyle güçlü iletişimler yapıldı ki insanlar kullandığı X marka telefonun yeni modeli geldiğinde ona sahip olmayınca kendisini mutsuz hisseder oldular. Bu durum mobil teknolojiler pazarında son 5-6 senedir müthiş bir patlamaya neden oldu. Akıllı telefon ekonomisi tabiri caizse uçtu gitti. İlgi ve talep çığ gibi artınca markalar da bir önceki neslin üstüne ekledikleri bir iki özellikle yeni modellerini şaşalı lansmanlarla piyasaya sürüp durdular. Kullanıcı da aldıkça aldı.

    İkinci ele hücum

    Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca yapılan israf temalı bir araştırmaya göre Türkiye’de akıllı telefon sahiplerinin yüzde 7’sinin yılda bir, yüzde 17’sinin iki yılda bir akıllı telefonunu değiştirdiğini görüyoruz. Araştırmaya göre, ortalama akıllı telefon değişim süresi 3.2 yıl olarak görülüyor. Bence bu rakamlar biraz insaflı. Emin olun çoğumuz telefon satın aldıktan birkaç ay sonra yenisi için kendimizi araştırma yaparken buluyoruzdur. Bu aşırı ilgi ile gelen israf konusunda küçük de olsa bir farkındalığın oluşması ise açıkçası telefon fiyatlarının giderek artması ile vuku buldu diyebiliriz. Akıllı telefon pazarındaki kızışan rekabet ortamında markaların farklılaşma çabası cihazları hem tasarım hem fonksiyon olarak giderek yükseltti yükseltmesine de fiyatlar da yerinde durmadı haliyle. Her cihazın belli bir standart seviyeye erişmesi yani iyi fotoğraf çekmesi, belli işlem gücü kapasitesine erişmesi vs gibi olmazsa olmaz özellikler, kullanıcının yeni alacağı cihaz ile ilgili çok daha büyük beklentiler içerisine girmesine neden oldu. Elindeki cihaz ile yeni versiyonu arasında fiyat/performans olarak kayda değer bir fark göremeyen tüketici ise haliyle ikinci el pazara yöneldi. Diğer taraftan kullandığı cihazın yenisi gelince kendisi için rüyalarına giren o cihazı alamadan edemeyenler ise ellerindeki telefonlarını çok zarar etmeden satıp, bir şekilde yenisini alabilmenin yollarını aradılar ve yine ikinci el pazara yöneldiler. Anlayacağınız tüm koşullar ikinci el pazarının büyümesi için elverişli bir ortam yarattı.

    Dünyada akıllı telefon satışlarında özellikle 2017 son çeyrekte yaşanan düşüş, ikinci el pazarının doğru orantılı olarak büyümesinin ana nedenlerinden biri olarak karşımıza geliyor. İstatistiklere göre 2017 yılının son çeyreğinde akıllı telefon satışları yüzde 5 ile 9 arasında azalmış. Diğer yandan ikinci el telefon pazarı geçtiğimiz yıl yüzde 13’lük bir büyüme yaşamış. Yaklaşık 140 milyon adetlik ikinci el cihaz ekosistemi tüm pazarın aşağı yukarı yüzde 10’una denk geliyor. Öte yandan IDC’nin ön görülerine göre 2020’de ikinci el akıllı telefon pazarının market hacmi 30 milyar dolara ulaşacak. İkinci el akıllı telefon pazarı tamir edilmiş ve toplanıp yeniden satılan cihazlardan oluşuyor. Apple ve Samsung’un cihazların yüzde 75’ini oluşturduğu bu pazarın lideri ise Apple. Bu durum Apple’ı rahatsız etmiyor. Tam tersi Apple CEO’su Tim Cook ne kadar çok insan Apple cihazlarını kullanırsa kendileri için o kadar iyi olacağı düşüncesinde. Hatta Cook Hindistan’a ikinci el Apple cihaz satma teklifinde bulunmuş. Ancak Hindistan devleti bu teklifi reddetmiş.

    Bu fiyatlar bit pazarına nur yağdırır
    İkinci el pazarının büyümesine neden olan başka faktörler de mevcut. Eskisine göre cihazları yenilemek, kırılmış bir ekranı ya da bozuk bir bataryayı değiştirmek artık çok daha kolay ve ucuz. Fiyatları yenilerine çok daha ucuz olan ikinci el cihazları cazip kılan esas faktör ise yukarıda belirttiğim gibi yeni modellerde radikal yenilikler yerine sadece tasarımsal ve fonksiyonel küçük değişiklilerin gelmesi. Ve bu küçük değişiklilere rağmen fiyatların sürekli yukarı gitmesi. Tabii bu fiyat meselesi bizim gibi kurun çok dalgalı olduğu ülkelerde giderek daha acımasız bir hal almaya başladı, onu da belirtmemiz gerek. Piyasaya yeni giren cihazların önceki versiyonlarına göre çok büyük değişikliklerle gelmemesi meselesinde Samsung Galaxy S9 güzel bir örnek aslında. S8’den S9’a geçişte firma tasarımsal küçük değişiklikler yaptı. Benzer şekilde iPhone 8 de Apple’ın iPhone 7’de küçük değişiklikler yaparak piyasaya sürdüğü yeni modeli olmuştu. Aslında akıllı telefon markaları bu yöntemle büyük inovasyon ve geliştirmeler yapmak için zaman kazanmış oluyorlar. Bazı markalar ise piyasaya yeni model sunma konusunda daha temkinli davrananlardan. Örneğin LG. Güney Koreli şirketin CEO’su geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada sırf rakiplerimiz yeni model çıkardığı için değil ihtiyaç olduğu zaman piyasaya yeni cihaz sunacağız şeklinde bir açıklama yapmıştı.

    Görsel kaynak:loop.co.id

    Evdeki Kablosuz Ağı Sadece Belli Cihazlara Kullandırmak İçin Ne Yapmalıyım?

          Evde kablosuz internet kullanım oranları oldukça artmış durumda. Akıllı telefonların bir kez evdeki kablosuz internete bağlanmış olması, artık eve her gelindiğinde otomatik olarak kablosuz internetten çıkış yapması anlamına geliyor. Evdeki  internet bağlantısı yapan bütün cihazların kablosuz modem üzerinden internete çıkması söz konusu. Bildiğimiz akıllı cihazların dışında, buzdolabının bile internet bağlantısı yaptığı bir çağda yaşıyoruz.

          Bütün bu cihazlar internet çıkışını kablosuz  ADSL modemler, yönlendiriciler vs. üzerinden gerçekleştiriyor. Bir cihazın kablosuz internet hizmeti vermesi demek, o cihaz üzerinden yetkili olan cihazların internet bağlantısı yapması anlamına geliyor.

          Evde Wi-Fi şifresi girilmiş bütün cihazlar internete çıkarken her seferinde kablosuz modem ile parola doğrulaması yaparak işlemlerini gerçekleştirirler. Wi-Fi şifresini bilen ya da çözenler kablosuz interneti kullanabilecek duruma gelirler. İşte bu nedenle; evdeki kablosuz ağı sadece belli cihazlara kullandırmak için ikinci bir güvenlik önlemi alınabilir. MAC adresi filtreleme denilen bir yöntem ile, evdeki sadece MAC adresine izin verilen cihazların internete çıkması sağlanabilir.

          Bu haftaki yazımda, evdeki kablosuz internetten sadece izin verilen cihazların internet bağlantısı yapmasının nasıl sağlanacağından söz edeceğim.

    MAC adresi Nedir?

          Mac adresi filtreleme ile evdeki kablosuz ağ şifresini bilseler ya da ele geçirseler dahi yine de kablosuz ağınıza bağlanamazlar. Yani, MAC filtreleme ile ikinci bir güvenlik katmanı daha kullanmaya başlarsınız.

           Peki nedir bu MAC adresi?

          MAC, Media Access Control Adress kelimelerinin baş harflerinden oluşur ve ortam erişim yönetimi anlamına gelir. Daha basit bir anlatımla: internete bağlanan her cihazın mutlaka bir MAC adresinin olması gereklidir. Yani, internette dolaşan her cihazın parmak izi mahiyetinde bir MAC adresi olması zorunluluğu vardır.

    MAC Adresi Nasıl Bulunur?

          Bilgisayarın MAC adresini bulmak için “Windows + R”  tuşlarına aynı anda seçip, gelen pencereye “cmd”  yazıp enter’e basıldığında, zemini siyah bir pencere ile karşılaşılır.  Bu pencerede  ” ipconfig /all ” yazılıp enter’e basıldığında, ekrana bazı bilgiler yüklenir. Bu komut, bilgisayarın sahip olduğu IP bilgilerini ve aynı zamanda MAC adresi bilgisinin de olduğu listeyi sıralar. Ekrandaki fiziksel adress satırında, 00:00:00:00:00:00 dizilimine uygun şekilde harf ve sayılardan oluşan MAC adresi görülecektir. Yine akıllı telefonlarda da, Örneğin iPhone için: “Ayarlar > Genel > Hakkında ” sırası takip edildiğinde,  Wi-Fi adresi kısmında cihazın MAC adresi bulunabilir.

    MAC Adresi Filtreleme Nasıl Yapılır?

          Evdeki internete bağlanan cihazların mutlaka MAC adresine sahip olması gerektiğini daha önce ifade etmiştim.  Mac adresi filtreleme işlemi evde internet bağlantısını sağlayan modem üzerinden yapılır.

          Bilgisayardaki internet tarayıcısının adres kısmına kullandığınız modemin marka ve modeline göre bir ip yazılması gerekiyor. Bu yazıda Airties RT serisi bir modem kullanıldığını düşünerek devam edeceğim. Modemin yönetiminin yapılabileceği adres IP’si :192.168.1.1 dir. İnternet tarayıcısının adress kısmına bu ip yazıldığında şifre soran bir ekran ile karşılaşılır. Bu şifre eğer değiştirilmemiş ise standart bir şifredir. Şifre bilgisini modemin kullanım kılavuzundan veya internetten bulabilirsiniz.  Eğer cihazınızı servis sağlayıcısından aldıysanız, giriş ekranında “Kullanıcı adı” ve “Şifre”  soran bir ekran ile karşılaşabilirsiniz. Cihazın varsayılan kullanıcı adına “admin”, şifre kısmına da kullanım kılavuzundaki standart şifreyi yazarak devam edebilirsiniz.

          Mac adresi fitreleme işlemi farklı firmaların farklı modeldeki modemlerine veya yönlendiricilerine göre değişiklik gösterebilir. Filtrelemede amaç: sadece izin verilen mac adrese sahip cihazların internet bağlantısı yapması, onun dışındaki cihazların kablosuz şifresini bilseler bile bağlantı yapmalarını önlemektir.

          MAC adresini fitrelemeyi etkin hale getirip, sadece belirli cihazların bağlantısını sağlamak için; Modemin ama menüsündeki firewall kısmı seçilerek devam edildiğinde, Mac Adresi Filtreleme ekranına ulaşılır. Bu kısımda halen internet bağlantısı yapan cihazların mac adreslerinin olduğu bir tablo ile karşılaşılır. Mac adresi filtreleme ekranı, kullanılan modemin marka ve modeline göre değişiklik gösterebilir. Ne kadar farklı olursa olsun, önemli olan; MAC adresi filtreleme servisinin kullanıma açılması ve istenilen cihazların MAC adreslerinin listeye eklenmesidir.

    Evinizi stadyuma çevirecek ses sistemleri!

    0

    2018 Dünya Kupası’nı evinde izlemek ve stadyum havasında bir heyecan yaşamak isteyenler, hem ses hem de görüntü teknolojileri konusunda oldukça şanslı! Tribünlerin en güzel detaylarından biri olan sesleri ve marşları, evinizde adeta bir stadyum deneyimi ile yaşamak isteyenler için çok güzel önerilerimiz var! Evinizi stadyuma çevirecek ses sistemleri listemiz karşınızda!

    Evinizi stadyuma çevirecek ses sistemleri!

    Dünya Kupası maçları, 4K çözünürlük ile yayınlanacak! Evinde 4K televizyona sahip olanlar, bu konuda son derece şanslı! Peki, ses deneyimi noktasında neler olacak? Bir ses sistemi ile yaşayacağınız deneyimi daha da iyi hale getirebilecek harika ses sistemleri sizleri bekliyor.

    LG NA9640 2300 W 4.2 Kanal Bluetooth Yüksek Performanslı AV Receiver Sistemi

    LG’nin şık tasarımı ile dikkat çeken ses sistem, NA9640, 4.2 kanal ses desteği ile birlikte, toplamda 2300W çıkış gücü sunuyor. 12 inç boyutlu dev hoparlörler, bluetooth bağlantı desteği, HDMI, optik ses girişi ve çıkışı, USB, 3.5 mm ve koaksiyel gibi zengin giriş çıkış seçenekleri sayesinde, futbol ve sinema deneyiminiz muhteşem seviyelere tırmanacak.

    SAMSUNG HT-J4550/TK 5.1 Ev Sinema Sistemi

    Evinizin ortasında sinema ve stadyum deneyimi yaşamanız için, güzel ve kaliteli bir ses sistemi olmazsa olmaz! Samsung’un şık tasarımı ile öne çıkan 5.1 Ev Sinema Sistemi, HT-J4550, 3D Blu-ray, Blu-ray Video, DVD-Video/DVD±R/DVD±RW, VCD 1.1 gibi oynatma formatlarına tam destek sunuyor. 500W çıkış gücü, HDMI, ethernet, USB ve FM Radyo gibi çeşitli seçenekleri ile evinizdeki tüm cihazlar ile kullanabileceğiniz bu ses sistemi, Dünya Kupası’nı çok daha keyifli bir şekilde izlemenize yardımcı olacaktır.

    LG OM7560: Tek kişilik DEV kadro

    Ev ortamınız, geniş ve kalabalık bir ses sistemine yeteri kadar izin vermiyorsa, tek başına şov yapacak bir ses sistemi, sizi fazlasıyla tatmin edecektir.

    Tek bir kabin ünitesi içinde yer alan ve tam 1000W çıkış gücüne sahip olan LG OM7560, DJ Efektleri ve otomatik DJ gibi eğlence bazlı teknolojileri de sahip. Tam 400W kapasiteli bir subwoofer sürücüsüne sahip.

    Kablosuz Parti Bağlantısı adı verilen özellik sayesinde, aynı cihazdan iki tane kullanarak, ortalığı titretecek ses seviyelerini elde edebilirsiniz! Bu sistem ile Dünya Kupası finalini izlediğinizi hayal etmeyi düşündünüz mü?

    PIONEER HTP 330

    Ses ve ses sistemi denildiği zaman akla gelen ilk markalardan biri, hiç şüphesiz ki Pioneer olur. Dünya Kupası’nda muhteşem bir ses atmosferi yaşamak isteyenlerin tercih etmesi gereken modellerden biri de, Pioneer HTP 330 modeli oldu.

    Pioneer’ın klasik çizgilerini barındıran bu model, toplamda 1000W çıkış gücüne sahip. USB ve HDMI bağlantıları sayesinde de, evinizdeki cihazları bu güzel ses sistemine kolaylıkla bağlayabilirsiniz.

    Ses sisteminde farklı renk arayanlara özel bir tavsiyemiz var!

    Ses sistemlerine baktığımızda, büyük oranda siyah rengin hakim olduğunu gördük. Siyah rengin dışında bir model arıyor ve şu an bu satırları okuyorsanız, Sony N9200 Ev Sinema Sistemine bakması gerecek.

    Sony N9200 Ev Sinema Sistemi

    Bu ses sisteminde yok, yok dersek hiç de yanlış olmaz! WiFi bağlantısı, Bluetooth, USB, HDMI, ethernet bağlantısı, optik ses giriş ve çıkışı, kablosuz hoparlörler ve çok daha fazlası bu ses sisteminde sizleri bekliyor.

    2018 Dünya Kupası’nı evinde izleyecek olanlar, 4K çözünürlüklü bir televizyon ve ses yetenekleri ile dikkat çeken bir ses sistemi ile stadyum ortamını evinizin tam ortasına taşıyabilirsiniz.

    Kodlama eğitimi bütün çocuklar için faydalı mı?

    Gartner’ın raporuna göre 2025 yılında bir trilyon cihazın internete bağlanacak ve bugünün çocukları dijital dönüşümü şekillendirecek. Bu nedenle son yıllarda Dünyada ciddi bir kodlama seferberliği başlamış durumda. Ülkemizde de bu trend son hızla devam ediyor. Ancak akıllara şu soru geliyor: Kodlama dersleri her çocuk için gerekli mi?

    Eğitimde dijital dönüşüm dönemi

    İleri teknolojiye yönelik yeni bir dünya düzeni kuruluyor. Bu anlamda teknolojiyi tüketen değil, artık üreten konumunda olmamız gerekiyor. Eğitim metotlarının kapsamını geliştirmek, dünya standartlarına ulaşan sistematikler içeren bir programla yola devam etmek önemli. Nitekim çocuklarımız ne dil, ne bilim, ne de sayısal bilimler alanında kayda değer başarılar gösteremiyorlar. Bu yüzden  çocukların özellikle dil, matematik ve tarih derslerini öğrenmelerini kolaylaştıracak, dijital çağın gerekliliklerine ve dünya standartlarına uygun, ilgi çekici bilişim eğitim programları hazırlamak gerekiyor. Bu noktada devamı olmayan kodlama dersleri, çocuklara faydadan ziyade yük gibi geliyor.

    Yazılarımı takip edenler hatırlayacaktır. Geçtiğimiz ay da eğitim alanında kullanılabilecek teknolojileri yazmış, öğrenmeyi kolaylaştırıcı teknolojilerden bahsetmiştim. Özellikle AR ve VR alanında yapılan çalışmalar eğitim alanında fırsat eşitliği sağlıyor ve öğrenme açısından oldukça zengin fırsatlar sunuyor. Kodlama derslerinin yanı sıra bu tarz teknolojilerden de yararlanılabilir ve çocukların teknoloji geliştirmelerini olanak sağlayan eğitim ortamları oluşturabiliriz.

    Her çocuk kodlama öğrenmek zorunda mı?

    Son yıllarda kodlama öğretme hedefiyle bir bilişim seferliği başlatılmış durumda. Ancak burada unutmamak gerekir ki her çocuk için kodlama dersleri uygun değil. Hali hazırda yoğun ders programları, ödevler ve sınavlarla çocuklar üzerinde zaten ciddi bir baskı var. Buna bir de kurslar ve kodlama dersleri eklenince çocuklara oyun oynayacakları ve dinlenecekleri bir zaman dilimi kalmıyor.

    Çağın getirdiği değişimlerle birlikte ders müfredatları aynı paralelde güncellenmediği için bu durum öğrencilerde kafa karışıklığı yaratabiliyor. Ayrıca ders ve sınav odaklı çalışma sistemi bazen öğrencilerde stres ve sıkılma yönlü dönüşlere sebebiyet verebiliyor. Bu noktaları yakalayarak çocuklarımızın ilgi alanlarına ve yeteneklerine göre programlar oluşturmak gerekiyor. Keza her öğrencinin yeteneği ve ilgisi farklı alanlara yönelik olabiliyor. Örneğin resim yapmayı seven, müziğe ilgi duyan veya sözel alanlarda daha başarılı olan bir çocuk kodlama derslerine ilgi duymayabilir. Bu durum oldukça normaldir.  Normal şartlarda okullarda verilen, çocukların ilgi ve yeteneklerine göre oluşturulmayan yoğun eğitim ve sürekli sınav stresi çocukların üretkenliğini azaltır.  Öğrenciler,  ezbere dayalı eğitim sistemiyle öğrendikleri bilgileri sosyal hayatlarında kullanamaz hale gelirler. Bu durumu tıpkı binlerce parçadan oluşan bir puzzle’a benzetiyorum. Eğitim sisteminin amacı bu puzzle’ın parçalarını bir araya getirerek, yaratıcılığı ortaya çıkararak büyük resmi tamamlamak olmalıdır.

    Geleceğin yıldız meslekleri için programlama dillerini bilmek şart

    Aslında kodlama hareketinin bu kadar popüler olmasının nedenini dünyanın en zenginlerinin küçük yaşta kodlama öğrenmeye başlamasına yorabiliriz. Keza Steve Jobs, Bill Gates, Mark Zuckerberg ve bilgisayar alanında daha birçok ismin küçük yaşta programlama öğrenip, dünyanın en büyük teknoloji şirketlerini kurmuşlar, cirolarıyla üretime ve sanayiye dayalı faaliyet gösteren pek çok şirketi geride bırakmışlardır. Nitekim Mark Zuckerberg’in 9 yaşında kod yazmayı öğrendiğini, Bill Gates’in ilk programını 13 yaşında yazdığını ve 15 yaşında BASIC dilinin yeni bir versiyonunu tasarlayıp yazdığını da unutmamak lazım.

    Eğitim hayat boyu sürer

    Eğitim işi uzun süreli bir yolculuktur ve hayat boyu öğrenme prensibine göre eğitim programları tasarlanmalıdır. Üzülerek söylemeliyim ki yarım yamalak hazırlanmış, devamı gelmeyen kodlama dersleri öğrenciler için herhangi bir fayda sağlamıyor. Keza öğrendiği bilgi ile ne yapacağını bilemeyen çocuklar, bu konuda kendilerini geliştirebilecekleri kaynaklar ve eğitimciler konusunda da sıkıntı yaşamaktalar. Ayrıca sadece teknolojiye dayalı bir eğitim sistemi benimsemek, son derece hatalı bir yaklaşım olacaktır. Teknoloji ile sanat ve bilimi buluşturan eğitim programları hazırlanmalı, öğrenciler için dijital teknolojileri kullanarak yeni ürünler ve teknolojiler geliştirebilecekleri bir eğitim ortamı sağlanmalıdır.

    Türkiye’den bir Google ve Facebook çıkabilmesi için çocuklarımızı şimdiden dünyaca kabul görmüş eğitim programlarıyla eğitmemiz şart. Hatta, gelecekte uluslar arası şirketlerde yönetici olarak çalışacak kişileri de bugünün teknoloji eğitimleri almış çocukları olacak. Bu nedenle ezbere dayalı eğitimden ziyade,  dijital dünyanın olanaklarını faydalı bir şekilde değerlendirebilen bir nesil yetiştirmemiz gerekiyor.

    Facebook’tan asılsız haberlerle mücadelede yeni dönem

    Asılsız haberlerin Facebook topluluğuna zararlı olduğuna ve doğru bilgi akışını engellediğine inanan Facebook, platform üzerinde asılsız haberlerle mücadelede benimsediği strateji ile ilgili ayrıntılı bilgiler ve bu konuda yaptığı çalışmalarla ilgili önemli güncellemeler paylaştı.

    “Facing Facts” kısa filmi: Facebook’un yanlış haberlerle nasıl mücadele ettiğine içeriden bir bakış sunan “Facing Facts” adlı kısa film yayınlandı. Filmin yönetmeni Morgan Neville, Facebook’un bu karmaşık soruna nasıl yaklaştığını ve mücadele yöntemlerini anlatmak için Haber Kaynağı ekibiyle vakit geçirdi.

    Haber okuryazarlığı kampanyası: Facebook, daha önce Türkiye’deki topluluğuna da sunduğu haber okuryazarlığı kampanyasını güncelleyerek yeniden hayata geçiriyor.

    Akademik Komisyon aracılığıyla yanlış haberlerin ölçülmesi: Facebook, Nisan ayında sosyal medyanın seçimler ve genel olarak demokrasi üzerindeki rolü üzerine bağımsız araştırmalar yapılmasına yardımcı olacak yeni bir inisiyatifi duyurmuştu.

    Türkiye’deki çalışmalar devam ediyor…

    Tüm bu yeniliklerin, Facebook’un kullanıcıların asılsız bir haberle karşılaştıklarında daha bilgili kararlar vermelerine yardımcı olma amacıyla attığı adımların bir parçasını oluşturuyor. Facebook, yanlış ve asılsız haberlerle mücadelesini yerel düzeyde de sürdürüyor.

    Bu çalışmaları kapsamında platform, Ekim 2017’de “Asılsız Haberleri Tespit Etme” kılavuzunu Türkiye’deki kullanıcılarına sunmuştu.

    Kılavuz, dikkat çekmesi amacıyla üç gün boyunca Türkiye’de Facebook kullanan insanların haber kaynağının en tepesinde belirmiş ve çeşitli gazetelere konuyla ilgili tam sayfa ilan verilmişti.