Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1180

    Siber tehditler karşı işletmelere güven derecelendirme notu geliyor

    Siber güvenlik şirketi Forcepoint, geçtiğimiz günlerde yayınladığı 2019 yıl ortası değerlendirmesinde işletmelerin güven ve itibar derecelendirmesine vurgu yaptı.

    Güvenlik güven derecelendirme notu uygulamasının ABD ve İngiltere başta olmak üzere farklı ülkelerde yaygınlaşmaya başladığını belirten Forcepoint Türkiye, Rusya, CIS Bölge Direktörü Levent Turan, hem müşteriler hem de iş ortaklarının ve tedarik zincirinin güvenli olduğundan emin olmak isteyen işletmeler için siber güvenlik güven notunun gittikçe önem kazanmaya başladığını belirtti.

    Turan, “Nasıl ki tüketiciler, işletmeler, hatta ülkeler olarak kredi derecelendirme notumuz risk yönetimi ve kredi itibarı açısından önemli rol oynuyorsa, siber güvenlik alanında şirketlerin aldığı güven notu da gerek kredi notu görünümü, gerekse müşteri verilerinin ne denli iyi korunduğuna dair bilgi vermesi açısından artık son derece önemli,” dedi.

    Siber güvenlik ilk kez derecelendirmede rol oynadı

    Farklı faktörlere bağlı olarak hesaplanan güvenlik güven derecelendirme notu, güvenlik ihlaline maruz kalma durumunda bir şirketin puanını ve görünümünü artık olumsuz yönde etkileyebiliyor. Tıpkı 2017’de uğradığı siber saldırı sonrası, geçtiğimiz Mayıs ayında kredi notu görünümü durağandan negatife çekilen teknoloji şirketi Equifax gibi. Bu olayla birlikte siber güvenlik sorunları ilk kez gerekçe gösterilerek bir şirketin kredi notu düşürüldü.

    Güvenlik güven derecelendirme notu risklerin belirlenmesi, eksikliklerin giderilmesi ve siber farkındalığın artırılması için 2019’da hükümet düzeyinde de uygulanmaya başladı. İngiliz hükümeti Ocak ayında 353 belediye meclisinin siber güvenlik önlemlerini inceledi ve RAG yöntemini baz alarak bir güven notu çalışması yürüttü. ABD Ticaret Odası ise, bu çalışmadan yalnızca birkaç ay önce ilk Ulusal Siber Güvenlik Değerlendirme Raporu’nu yayınlamıştı.

    Windows 10 güncellemesi ile gelen yeni özellikler

    0

    Windows 10 19H1 güncellemesi ile gelen yeni özellikler azımsanacak gibi değil. Mayıs ayında peyderpey yayımlanmaya başlayan güncelleme Windows’a güzel özellikler kattı.

    Windows 10 güncellemesi ile gelen yeni özellikler

    Windows Sandbox

    Makine içinde makine yaratmaya yarayan bu sanal kum havuzu, indirdiğiniz dosyalara güvenmezseniz yardımınıza koşuyor. Bu dosyaları sanallaştırılan bir ortamda, asıl bilgisayarınızdan izole şekilde çalıştırabilir ve güvenli olup olmadıklarını öğrenebilirsiniz. Bu özellik ne yazık ki Pro ve üzeri sürümlerde çalışıyor.

    Daha iyi bir arama

    Cortana ne yazık ki tüm dertlere derman olmuyordu. Örneğin telefonda konuşurken acil bir not almak istediğinizde arama çubuğuna “not” yazmaya başladığınızda ilk çıkan sonuç not defteri olmuyordu. Microsoft Cortana ve standart aramayı bu güncellemeyle ayırdı. Standart arama sistemi endeksleme tabanlı çalışıyor ve depolamanızdaki dosyaları daha çabuk bulmanızı sağlıyor.

    Artık Windows kendini onarabiliyor

    Windows, güncelleme gibi önem taşıyan sistem dosyaları için 7 GB’lık bir alan ayırmış durumda. SSD’niz varsa hayıflandığınızı duyar gibiyiz, fakat bu kısım güncellemelerin sorunsuz işlemesi için gerekliy. Windows Mağazası dosyalarını bir şekilde (muhtemelen erişim izinleri sebebiyle) bozduysanız, baştan kurulum yapmadan çalışmıyor. İnternet bu sorunu yaşayanların sorularıyla dolu. Diskteki o 7 GB’lık bölümde Windows Mağazası ve modern UWP uygulamalarının imajları olmalı. Bunlar da sistemin kendisini onarmasında kullanılabiliyor.

    Hızlı ayarlar daha kullanışlı

    Ekran rengini ısıtmak, tablet modu, konum gibi özelliklerin bulunduğu bölmede, kapsamı artan bir özellik varsa buna sürekli tıklamanız gerekiyordu. Artık bir kaydırma çubuğu var.

    Daha kolay bir uygulama kaldırma deneyimi

    Ne yazık ki Windows bilgisayarlar içinde çok sayıda UWP (Windows Evrensel Platformu) uygulaması yer alıyor. Eskiden bunları kaldırmak için ya Powershell betiklerini ya da GeekUninstaller gibi yazılımları kullanmanız gerekiyordu. Şimdi Ayarlar/Uygulamalar kısmından silinebiliyorlar.

    Güncellemeler artık can sıkmıyor

    19H1 güncellemesi, kullanıcılara güncellemelerin 35 gün ertelenebilme ve aktif çalışma saatlerini daha özgürce belirleyebilme fırsatı veriyor. Bunun yanında Özellik güncellemeleri varsa, doğrudan indirilmiyor, kullanıcının buna kendisinin karar vermesi bekleniyor.

    Ayarlar paneli düzenlendi

    Kolayca aradığınızı bulabilmeniz için yukarıya bir arama çubuğu yerleştirilmiş ve hesabınıza giriş yapma seçenekleriniz daha kolay ayarlanabilir olmuş.

    Yeni aydınlık tema

    Geçtiğimiz güncellemeyle gelen karanlık temanın üzerine, Microsoft aydınlık tema severleri unutmamış ve onlar için de ekstra bir seçenek sunmuş. Biz tabii yine de geceleri biyolojik saatinizi bozmamak adına karanlık tema ve Gece Modu’nu kullanmanızı öneririz. Her güncellemeyle geliştirdikleri Fluent tasarımı, bu güncellemede flulaştırma efektine kavuşmuş. Başlangıç menüsünde nelerin açık, neleri kapalı olduğu da net şekilde belirtilir olmuş. (https://theshabazzcenter.org/)

    Bazı oyunculara kötü haber

    Tam Ekran Optimizasyonları denen, birden fazla monitör kullanan ve oyun esnasında masaüstüne hızlıca dönmek isteyen kullanıcılar hariç hiç kimsenin işine yaramayan, oyunu doğrudan monitöre değil, Windows ekranından geçirerek ekstra gecikme, performans kaybı, kare çizim kararsızlığı yaratan, Gysnc, stereo 3D, HDR ve grafik kartı sunucusunun gecikme önleyici Fast Sync gibi özelliklerini bozulmasına sebep olan, tam ekranmış gibi görünen pencere modu, zorlama olmuş. Ancak kapatmak mümkün. Bunu kapatmak için Kayıt Defteri ayarlarını kurcalamanız gerekiyor, fakat kapattıktan sonra da her oyunda işe yaramıyor.

    Yeni başlayanlar için en iyi DSLR önerileri – Temmuz 2019

    DSLR fotoğraf makinesi almak istiyor ve fotoğrafçılığa yeni başlıyorsanız önerebileceğimiz modelleri bu yazımda bulabilirsiniz.

    Fotoğraf konusunda biraz ilgili iseniz cep telefonu ya da giriş seviyesi kompakt modeller size yeterli gelmeyecektir. Bu konuda vakit ayırıp fotoğraf çekmek istiyorsanız tercihinizi DSLR adı verilen obkjektifi değiştirilebilir fotoğraf makinelerinden yana kullanabilirsiniz. Bu modellerin en önemli özelliği birçok ayara ve ek özelliğe sahip olmalarıdır. Bu sayede fotoğraf konusunda ciddi olanlara birçok seçenek sunarlar.

    Yeni başlayanlar için en iyi DSLR önerileri – Temmuz 2019

    Elbette bu alanda yeniyseniz ve ilk kez bir DSLR satın almayı planlıyorsanız kafanızı karıştıracak birçok modelle karşılayacağınızın garantisini verebilirim. Özellikle giriş seviyesi DSLR model sayısının fazla olması kafaları ciddi anlamda karıştırabilir. Ama panik yapmanıza gerek yok. İlerleyen satırlarda sizi rahatlatacak ve doğru DSLR seçiminizi yapmanızı sağlayacak modelleri tanıtacağım. İşte Temmuz 2019 itibariyle yeni başlayanların tercih edebileceği DSLR modelleri:

    Canon EOS 4000D

    Canon’un en yeni giriş seviyesi modellerinden biri olan EOS 4000D, 18 Megapiksel çözünürlük sunan bir DSLR fotoğraf makinesi. Üzerinde kit olarak 18-55 mm IS ile gelen bu uygun fiyatlı model, kablosuz ağ bağlantısı sayesinde uygulama üzerinden uzaktan da kullanabiliyor. Tam bir giriş seviyesi DSLR modeli olan Canon EOS 4000D, fotoğraf yeni başlayan birinin tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir seçenek.

    Yeni başlayanlar için en iyi DSLR önerileri - Temmuz 2019

    Nikon D3500

    Nikon markasının giriş seviyesi DSLR modeli ise D3500 olarak karşımıza çıkıyor. Tam bir giriş seviyesi modeli olan D3500, 24 Megapiksel çözünürlük sunuyor. Bütünleşik Bluetooth özelliği sayesinde mobil uygulama yardımı ile uzaktan fotoğraf çekmeye imkan tanıyor fotoğraf makinesinin pil ömrü ise 1150 kare. Giriş seviyesi için iyi bir seçim olan fotoğraf makinesi uygun fiyatı ile dikkat çekiyor.

    Canon EOS 2000D

    Canon 4000D ile beraber tanıtılan ama ona göre bazı farklılıkları bulunan 2000D de giriş seviyesi bir model. 24 Megapiksel çözünürlük sunan bu model de kablosuz özelliği yardımı ile uzaktan fotoğraf çekme imkanı sunuyor. Akıllı sahne çekim modları ile kullanıcısının işinin kolaylaştıran fotoğraf makinesi, 4000D de olduğu gibi 18-55 mm IS II kit objektifle satın alınabiliyor.

    Canon 250D

    Giriş seviyesindeki yeni bir model olan Canon 250D, kısa süre önce tanıtıldı. 24.1 Megapiksel çözünürlük sunan bu yeni model dünyanın en küçük DSLR fotoğraf makinelerinden biri. En önemli özelliği 4K video kayıt olan fotoğraf makinesi kablosuz ağlar yardımı ile uzaktan kontrol edilebiliyor. Bu modelin detaylarına daha önce yine bu sayfalarda bakmıştık.

    Yeni başlayanlar için en iyi DSLR önerileri - Temmuz 2019

    Nikon D5600

    Nikon’un girişin biraz üstü sayılabilecek bir modeli olsa da tam anlamıyla orta seviye olmadığı için listeme giren bir diğer modeli de D5600 oluyor. D3500 modeline göre biraz daha gelişmiş bir ürün olan bu fotoğraf makinesi döndürülebilir ekranı ve 24.2 Megapiksel çözünürlüğü ile bu kategorinin hakkını veren bir model. Bluetooth yardımı ile uzaktan kontrol edilebilen fotoğraf makinesi bütünleşik olarak sunduğu gerçek zamanlı video efektleriyle dikkat çekiyor.

    Canon 800D

    Eh Nikon’da girişin biraz üstü bir model tavsiye edip, Canon’u es geçmek olmaz değil mi? Son tavsiyem ise Canon 800D. Aslında giriş seviyesinin biraz üstü bir model olan 800D, fotoğraf konusunda bilgili ve daha önce DSLR kullanmış olanların tercihi olabilecek bir ürün.

    Yeni başlayanlar için en iyi DSLR önerileri - Temmuz 2019

    Seçenekler elbette bunlarla sınırlı değil. Yukarıda saydığım modellerin önceki sürümleri de (hepsinin yok ama bazılarında var) tercih edilebilir. En güncel giriş seviyesi DSLR modellerinin bunlar olduğunu belirteyim. Sizin de bu konuyla ilgili öneriniz varsa aşağıdaki yorum bölümüne mesaj yazabilirsiniz.

    Işığınız bol olsun…

    Güncel DSLR modellerini MediaMarkt internet sitesinde görebilirsiniz. 

    Apple’dan iPhone 11’in bataryasını büyütecek hamle

    0

    Yeni iPhone modellerinde bataryadan ödün vermek istemeyen Apple, iPhone 11 bataryası için oldukça önemli denilebilecek bir adım attı.

    Apple’dan iPhone 11 bataryası için önemli adım.

    Ortaya çıkan yeni gelişmelere göre Apple, ‘L’ biçimindeki anakart tasarımını geride bırakarak dikdörtgen biçimindeki standart tasarıma geri dönüyor. Kağıt üzerinde önemli bir adım değil gibi gözükse de, cihazın iç donanım tasarımı göz önüne alındığında oldukça önemli bir adım olduğu gözükmekte.

    iPhone 11 bataryası

    L şeklindeki anakartın dikdörtgen bir şekil almasıyla birlikte, bataryanın altında kalan alan da bataryanın genişletilmesi yönünde kullanılabilir hale geldi. Daha önceden ortaya çıkan raporlar, yeni iPhone bataryalarının büyümesini beklemekteydi. Bu gelişmeyle birlikte bataryanın büyümesine yönelik ihtimaller de arttı.

    iPhone 11 tasarımı nasıl olacak?

    Tasarım noktasında ortaya çıkan sızıntılar yeni modellerin, önceki modellerle benzer boyutlarda olacağını işaret ediyor. Geçtiğimiz haftalarda sızdırılan kılıf tasarımları da, bunu doğrular nitelikte. Bununla birlikte iPhone 11 serisinde arka kameranın yeniden tasarlanmış bir şekilde piyasaya sürüleceği, hemen hemen kesin gibi görülüyor.

    iPhone 11 özellikleri nasıl olacak?

    Aktarılan bilgilere göre iPhone XI modelleri, geçen seneki XS modelleri ile aynı OLED ekrana sahip olacak. Ayrıca yine kılıftan yola çıkarak iPhone XI’nin 5,8 inçve iPhone XI Max’in 6,5 inç boyutunda ekrana sahip olması bekleniyor.

    Pek çok rapor iPhone XI modellerinin arkada üçlü kamerakurulumuna sahip olacağını ve bu durumun önceki modellere göre çeşitli iyileştirmeler sunacağını ifade ediyor. Bloomberg tarafından yapılan habere göre üçlü kamera, beraberinde ultra geniş açılı bir lens içerecek.

    Ayrıca yeni modellerin çok güçlü temel donanım içereceği de tahmin edilmekte. Şu an için tanıtılmasına birkaç ay kalmış olan modellerle ilgili, ilerleyen zamanlarda daha çok bilgi ile karşılaşmayı bekliyoruz.

    Mobil uygulamalara yaklaşık 40 milyar dolar harcandı

    Tanınmış araştırma kuruluşu Sensor Tower, 2019 yılının ilk yarısında mobil uygulama alışverişlerinde harcanan toplam rakamı açıkladı: Yaklaşık 40 milyar dolar. İşte detaylar…

    Mobil uygulamalar, 2007’de iPhone’un çıkışıyla birlikte yeni çağın adeta habercisi oldu. Hızla dijital ihtiyaçlar için vazgeçilmez halini alan sayısız uygulama; sosyal medyadan oyuna, bankacılık işlemlerinden verimlilik artırmaya kadar çok sayıda konsept dahilinde hayatı kolaylaştırdı. Bu kapsamdaki talep; sayısız girişimci ve köklü şirket için yüksek getirilere kaynaklık etti. Temel seviyede yazılımcılar, bu pazar sayesinde yüksek profilli markalar oluşturdular. Mobil uygulama ekosistemi büyürken rakamlar da her zaman dudak uçuklattı.

    En yeni rakamlar, Tanınmış araştırma kuruluşu Sensor Tower tarafından paylaşıldı. 2019 yılının ilk yarısında mobil uygulama alışverişlerinde harcanan toplam rakamın 37,7 milyar dolar seviyesinde olduğu kaydedildi. Bu rakam, 2018 ilk yarısına göre yüzde 15’lik artışa işaret ediyor.

    Öte yandan en yüksek harcamanın App Store üzerinden gerçekleştirildiği görülüyor. Söz konusu harcama toplamı 2018 ilk yarısına kıyasla yüzde 13’lük artışla 25,5 milyar dolar. Google Play Store’da da artış dikkat çekici: Geçen yıla göre yüzde 20 ve toplam harcama tutarı da 14,2 milyar dolar.

    Çarpıcı detay ise harcamaların ağırlıklı olarak mobil oyunlar özelinde gerçekleşiyor olması. Araştırmaya göre toplam 37,7 milyar dolarlık harcamanın 29,6 milyar doları mobil oyunlar için harcanmış durumda.

    8 Temmuz Dünya Video Oyunları Günü

    0

    8 Temmuz Dünya Video Oyunları Günü Nedir?

    Oyuncuların dünyanın en şanslı kitlesi olduğunu biliyor muydunuz? Sevdikleri hobileri adına dünya çapında 1 yıl içinde 2 farklı resmi güne sahipler. Hem 8 Temmuz’da hem de 12 Eylül’de farklı isimlerle kutlanan bir Video Oyunları Günü mevcut. İnternet altyapısında insanların farklı fikirlerde olmasından ve net bir belgeleme bulunmamasından ötürü kimi oyuncular bu tarihi 8 Temmuz olarak, diğerleri ise 12 Eylül olarak belirtmekte. Aslına bakılırsa benim işime gelen 2 gün birden olabilme şansı! PC’mizi, oyunlarımızı, televizyonumuzu ve konsolumuzu hatta el konsollarımızı toplayıp bu gün kendimizi şımartıyoruz.

    Biraz geniş düşünebiliriz, bize bu gün bu hobinin kapısını açan anne ve babalarımızı da bu sürece dahil edebiliriz. Büyük bir teşekkürü hak ediyorlar.

    Ulusal Video Oyunları Günü İlk kez 8 Temmuz 1991’de Kutlandı.

    8 Temmuz Dünya Video Oyunları Günü: Bugün neler yapılmalı?

    Bir video oyunları gününde ne yapılır? Tabii ki oyun oynanır! Bu biraz basit bir yaklaşım, bunu biraz daha kapsamlı hale getirmemiz gerek! Daha önemlisi, bunu tek başımıza değil gerçekten bir ulusal bayram kıvamında kutlayabilmek. Hazırsanız hemen başlıklara ayırıyoruz.

     

    1. Arkadaşlarınızla bir araya gelin ve oyun maratonu çevirin

    Bir bahane yaratın, bugünü kendinize ayırın ve plan yapmaya başlayın. En sevdiğiniz oyunları hızlıca listeleyin, yapılacakları, yenecek yemekleri ve yaptığınız plana dahil olacak arkadaşlarınızı da seçin. Bugünün hakkını vermeniz lazım. Online olarak oynayacağınız oyunlarda maksimum keyif almaya odaklanın. Arkadaşlarınızla yan yana FIFA ya da PES çevirecekseniz, gol attıktan sonra televizyona doğru dizlerinizin üzerinde kaymayı sakın unutmayın.

    1. Gaming Temalı bir mekanı ziyaret edin

    Oyuncular için bir diğer keyifli olay ise gaming temalı mekanları ziyaret etmektir. Dekorasyonu, menüsü, gelen kitlenin paylaşımcı olması ve mekanda bulunabilecek birkaç Street Fighter yüklü Ateri makinası ile keyifli dakikalar geçirilebilir. Gerçekçi olmak gerekirse ülkemizde bu saydıklarımın hepsini birden barındıran bir yer bulmak zor. Lakin ufak ufak kendi parçalarını mekanlara saçanlar da mevcut. Maksat arkadaşlarla bir olmak değil mi, duvarda yer alan Mario bile sizi mutlu etmeli bence!

    1. En sevdiğiniz oyun t-shirt’ünüzü giyme vakti

    İşte beklediğiniz an geldi, dolabınızda gözünüz gibi baktığınız, en sevdiğiniz oyun T-shirt’ünüzü giyme vakti geldi. Bütün günü duygusal bağınızın olduğu, sizin için bir dönüm noktası olan, annenizin çamaşırları ayırırken “renkliler, beyazlar, kıymetliler” diye ayırmasına sebep olan ve sizi Gamer ilan eden giysileriniz ile etrafta gezme vakti. Her detay sizi biraz daha Gamer yapacak, bazen bir rozet, bazen bir şapka, bazen bir fuardan alınmış bileklik. Hepsi çok kıymetli şeyler.

    Neden böyle bir gün?

    Her geçen gün daha da karmaşıklaşan hayat akışı içinde oyunlar bizleri biraz olsun monotonluktan ve durağanlıktan kurtarıyor. Sosyalleşmeyi sağlıyor ve modası hiçbir zaman geçmeyecek bir hobi olarak yanımızda yer alıyor. Canımız sıkkın olduğunda bizi iyileştiren, bazen de en motive olduğumuz anlarda duygusal sahnelerle gözlerimizin dolmasını sağlıyor. Sırf bu kadar birleştirici ve bütünleştirici bir durum için bile bir gün yeterli değil.

    Her yıl binlerce farklı hikayeyi anlatan oyun çıkıyor. Bunların bir kısmı arkadaşlarınız ile oynayabilmeyi, bir kısmı ise sadece size özel deneyim sunuyor. İyisiyle kötüsüyle size bir şeyler ifade ediyorlar. Bu yapımlar için seslendirme sanatçıları, animatörler, mimarlar ve dahası koca bir sektör emek veriyor. Bütün olay sizin sıkılmadan zevkle vakit geçirmeniz. Belki aklınızı çelerlerse de oyun sektörüne bir noktadan adım atmanız.

    Ve her şeyin ötesinde oyunlar insanlara büyük yaşam dersi verebilecek dev bir araç. Tarih ve coğrafya gibi bilindik konuların dışında oyuncuları birbirleri ile uyum içinde olmaları, farklı dilleri konuşmaları ve fazlasını yapabilmeleri adına gaza getirebilecek tek opsiyon.

    https://mediatrend.mediamarkt.com.tr/huawei-p30-huawei-p30-pro-uygun-alternatif/

    Galaxy Note 10 kamerası hakkında yeni detay

    Samsung Galaxy Note 10’da, biri önde diğer arkada olmak üzere iki adet ToF sensörüne yer verileceği kaydediliyor.

    Samsung’un her yıl Ağustos ayı içerisinde duyurmayı bir tür gelenek haline dönüştürdüğü yeni nesil Note serisi modeller için heyecan dorukta. Açıklanmasına yaklaşık 1 ay kalan serinin özellikle kamera özellikleri ile adından söz ettirmesi bekleniyor.

    Bu noktada genellikle ‘birer iddia’ halinde olan çok sayıda söylenti dolaşıyor. Ancak şu da bir gerçek ki söz konusu iddiaların önemli bir kesimi güçlü kaynaklara dayanıyor ve bu nedenle de dikkatle ele alınıyor. İşte bu yöndeki yeni bilgilerden biri de kamera detayları ile ilgili.

    Güney Kore’de medyada yer bulan iddiaya göre Galaxy Note 10 kamerası birden fazla sayıda ToF sensörü ile birlikte gelecek. Bu sensörler önem taşıyor, zira bokeh efekti başta olmak üzere pratikte kullanım alanı hızla artan bir dizi yenilikçi trende altyapı sağlıyor. Artırılmış gerçeklik ve yüz tanıma gibi teknolojilerde de yine ToF adı verilen sensörler işlev sağlıyor.

    Samsung’un ilgili modelinde biri önde diğer arkada olmak üzere iki adet ToF sensörüne yer vereceği kaydediliyor. Öte yandan delikli bir ön kamerayla gelmesi beklenen modelin ön kısmında ToF sensörüne ne şekilde ya da nasıl yer verileceği merak konusu. Samsung, bu tür iddialı inovasyonlarda teknoloji dünyasını şaşırtmasıyla tanınıyor, bu nedenle şirketten örnek gösterilecek yeni bir hamle gelebilir.

    Bu arada Galaxy Note 10 tanıtım tarihi yaklaşıyor. Yeni seri modelleri 7 Ağustos 2019’da tanıtılacak. Bizler de yılın merakla beklenen bu iddialı modeli hakkında en son bilgileri aktarmaya devam edeceğiz…

    NOT: Görsel temsilidir.

    Huawei’den inovatif kamera patenti

    Huawei, ekrana gömülü kamera teknolojisi için arayüz patenti aldı. İşte detaylar…

    Ekran altı kameralar, 2019’un yükselen inovasyonu olabilir. Bu noktada Oppo’nun hızlı davranıp ilk modelini lanse ettiğine tanıklık edildi. Ayrıca Vivo ve Xiaomi’nin de ilgili teknolojiyi barındıran ilk modelleri üzerinde çalıştığı artık biliniyor. Son haber ise bir diğer Çin merkezli teknoloji üreticisi Huawei’den. İnovasyon alanında yeni bir geliştirme çalışması ortaya çıkan şirket, ekrana gömülü kamera teknolojisi için arayüz patenti aldı. Dolayısıyla ekrana gömülü kameralı ilk Huawei modelleri yakında görücüye çıkabilir.

    Konuşma sırasında kamera alanının ekranda nasıl görüneceğine işaret eden bir görselin de aralarında bulunduğu detayları ile söz konusu patent, ilginç sürprizlerle gelecek gibi görünüyor. Öte yandan kamera modu ve ön kameranın konumlandığı bölüm gibi detaylar da gözler önüne seriliyor.

    Patente göre Huawei, gömülü kamerayı cihazın ekranının sol köşesine yerleştiriyor. Bu alandaki modeliyle adından söz ettiren Oppo, ekranın orta üst kısmında konumlandırma tercih etmişti.

    İlk model hangisi olacak?

    Huawei’nin tamamen ekrana sahip akıllı telefonlarda herhangi bir kamera açıklığı veya pop-up tasarıma yer vermeden de selfie çözümleri geliştirdiği görülüyor, ancak ilgili ilk modellerin hangileri olacağı henüz bilinmiyor. Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Huawei P30 : Huawei P30 Pro’ya uygun alternatif

    Hatırlayanlar bilir. Daha önce Huawei’nin amiral gemisi olan P30 Pro modellerini incelemiştik. Bu sefer ise fiyat dengesi ile ön plana çıkan Huawei P30 ’a yakından bakacağız.

    Huawei, P30 ailesi ile büyük beğeni toplayacağına benziyor. Önceki haftalarda aileinin amiral gemisi olan P30 Pro’yu incelemiştik. Hatırlayanlar bilir. Bu model yüksek performansının yanı sıra müthiş fotoğraf performansı ile tüm dengeleri altına üstüne getirmişti. Bu hafta ise P30 Pro’nun biraz kırpılmış sürümü olan Huawei P30 ‘u ele alacağız.

    P30 Pro’nun uygun fiyatlı versiyonu gibi

    Hemen şunu da belirtmek isteriz. Huawei P30 Pro almak isteyen ama bütçe konusunda sıkıntı çeken kullanıcılar için Huawei P30 tam aradıkları telefon.  7.57mm kalınlıkta ve 165 gram ağırlıktaki Huawei P30, P30 Pro’ya kıyasla daha ince ve hafif bir telefon ortaya çıkmış.

    Bununla birlikte kıvrımlı tasarım hatları sayesinde tek elde kullanımı oldukça kolay. Zaten tasarım çizgisi olarak abisinden pek de farklı değil. Ön kısımda fiziksel tuş yer almazken, arka tarafta da çıkıntılı olarak konumlandırılan 3 kamerayı görüyoruz. Bahsi geçen yüzey birçok telefonda olduğu gibi ne yazık ki kir ve parmak izi tutabiliyor. Bu yüzden şeffaf bir kılıf kullanmak, hem telefonun güvenliği hem de parmak izinden rahatsız olan kişiler için olmazsa olmazlar arasında.

    Ekran ve işlemci

    Huawei P30, 6.1 inç değerde çok kaliteli bir OLED ekrana sahip. FHD+ çözünürlük sunan bu ekran, farklı zaman aralıklarında, farklı mekânla gayet iyi görüntüler sunabiliyor. Yani güneş altında bu telefonu çok rahatlıkla kullanabiliyorsunuz. Ayrıca dokunuşlara verdiği tepkiler çok başarılı. Bununla birlikte ekran çerçeve oranının da %85.8 olduğunu belirtmek isteriz.

    Huawei P30’da  P30 Pro da kullanılan Kirin 980 yongası ile birlikte geliyor. Bunun yanında 6GB bellek ve 128GB kapasite değerlerine sahip. Bu özellikler, Android 9 işletim sistemi ve Huawei’in özel akıcı arayüzü ile birleştiğinde, kullanıcıya oldukça performanslı ve rahat bir deneyim sunuyor. Öyle ki  Google Play Store’da yer alan birçok oyun ve uygulamaları yüksek performansta  rahatlıkla çalıştırabiliyorsunuz.

    Kamera farkı

    P30 Pro’un arka tarafında toplamda 4 kamera yer alırken, P30’da ise 3 kamera konumlandırılmış. Kısaca 3D kamera es geçilmiş. Öte yandan P30 Pro’daki kamera sisteminde daha geniş diyafram aralığına sahipken, P30 da bu durum biraz daha farklı. P30 Pro düşük ışık koşullarında çok iyi sonuçlar verebiliyorken, P30 bu kadar başarılı değil. Elbette bu durum sadece P30 Pro ile kıyasladığımızda geçerli. Yoksa P30 düşük ışıkta gayet iyi bir kaliteye sahip ve birçok dişli rakibine de korkulu rüyalar yaşatabiliyor.

    Ne de olsa ürünün arka tarafında 40 + 16 + 8MP’den oluşan üçlü kamera sistemi yer alıyor. Fotoğraf çekim kalitesi çok başarılı. Bundan da önemlisi ise ek olarak 5X Hybrid ve 30X dijital zoom yapabilmesi.  P30 Pro bundan farklı olarak 50x dijital zoom yapabiliyor.

    P30’un ön tarafında ise 32MP kamera var ve çeşitli filtre – makyaj efektleriyle güzel selfie’ler elde etmenizi sağlıyor.

    Sonuç

    Telefonun 3650mAh değerdeki pili, Huawei Super Charge teknolojisini destekliyor ve böylece yarım saatte yüzde 60’a kadar şarj olabiliyor. P30 Pro’da yer verilen 40w hızlı şarj, kablosuz hızlı şarj ve ters şarj gibi özellikler ne yazık ki bu telefonda yok.

    Neticede Huawei P30 genel olarak oldukça güçlü bir akıllı telefon. Yüksek performansın yanı  sıra kamera performansı ve OLED ekranı ona ciddi bir güç katıyor. Huawei P30 Pro kadar güçlü değil ama uygun fiyata bir amiral gemisi arayan kişiler için kesinlikle göz ardı edilmemesi gereken bir ürün olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

    Huawei ürün ailesi hakkında detaylı bilgi ve satın almak için buraya tıklayın

    Yüzücüler için akıllı saat ve bileklik önerileri

    0

    Akıllı saatler ve akıllı bileklikler giyilebilir teknolojinin tartışmasız en önemli oyuncuları. Ağırlıklı olarak koşu, yürüyüş ve sağlık ile ilgili ölçümler dolayısıyla kullanılan bu cihazlar son zamanlarda yüzücülerin de gözdesi. Teknolojinin gelişmesiyle su altında giderek daha dayanıklı hale gelen akıllı saat ve akıllı bileklikler, özellikle yüzmede performans antremanları yapan sporcu ve amatör yüzücüler tarafından çok tercih ediliyor. Peki onlarca alternatif cihaz bulabileceğiniz bu kategoride hangisinin sizin için uygun olduğuna nasıl karar vereceksiniz? Bunun için bazı temel kriterler mevcut.

    Yüzerken tercih edebileceğiz akıllı saat ve bileklikler kulaç sayısı ölçümünden tutun da kalp atış hızı, oksijen seviyesi ölçümü gibi çok detaylı analizler yapabiliyor. Cihazı yalnızca yüzerken kullanacaksınız buna uygun bir seçim yapmanız daha doğru olacaktır. Ama yüzme ile birlikte koşu, bisiklet vs gibi farklı aktiviteleri de destekleyen bir cihaz da alabilirsiniz. Aklınızda olması gereken bir diğer konuda bence cihazın kullanışlılığı ya da rahat giyilebilirliği. Daha şık bir akıllı bileklik ya da saat kullanmak isteyebilirsiniz elbette ama cihaz bir süre sonra bileğinizde ağırlık yapabilir ve bu da sizin için yorucu olup esas odağınızdan uzaklaşabilirsiniz. Dediğim gibi piyasada çok fazla ürün var. Apple’ın, Samsung’un son model akıllı saatleri de yüzerken kullanabileceğiniz iyi alternatifler. Ama ben bu hafta yüzme işini biraz daha profesyonel gören yüzücüler için piyasadaki birkaç başarılı ürünü genel özellikleri ile aktarmak istedim.

    Garmin Vívoactive 3 GPS
    Suya dayanıklı bu cihaz profesyonel bir yüzücünün isteyeceği tüm özelliklere sahip. Cihazı kolunuza taktığınız andan itibaren otomatik olarak kalp atışlarınızı, yaşınızı ve aktivite seviyenize göre oksijen kapasitenizi ölçmeye başlıyor. En ayırt edici özelliklerinden biri cihazın gün boyunca yaşadığınız stres seviyenizi de tespit edebilmesi. Bu sayede kendinize daha fazla dikkat etmeniz gerektiğinin de farkına varmanızı sağlıyor. Cihazı yüzme dışında yoga, bisiklet gibi diğer aktiviteler için de kullanabiliyorsunuz.
    Vigorun Fitness Tracker
    Kalp atışı, kalori ve adım ölçer cihaz yüzücülere ihtiyaç duydukları önemli ölçüm bilgilerini de sağlıyor. Cihaz yüzme sırasında kalp atışlarını düzenli olarak ölçüyor. Bu sayede kendinizi yeterince zorlayıp zorlamadığınızı da anlamış oluyorsunuz. Ayrıca yaktığınız kalori miktarını da Vigorun ile takip etmeniz mümkün. Ve ayırt edici bir özellik bu cihazın bluetooth özelliği ile gelen arama ve mesajlarınızı da görebiliyorsunuz.
    Garmin Forerunner 935 Running GPS Unit
    Birden fazla spor dalı için tasarlanmış cihaz vücudunuzla ilgili pek çok değeri ölçümleyebilir. Örneğin yüzerken kulaç uzunluğu ve mesafe ölçümü yapabiliyor. Koşu ve bisiklette hız, adım ve ayaklarınızın yere çarpma şeklini analiz ediyor. Cihazın ağırlığı ise oldukça düşük. Yalnızca 49 gram.
    Fitbit Versa Special Edition Smart Watch
    Bir diğer çok amaçlı bu fitness cihazı havuz dışında şık bir iş saati olarak da tercih edilebilir. Günlük hayatta kullanıma uygun şekilde tasarlanan cihazı yüzme sırasında su geçirmez silikon bant ile kullanabiliyorsunuz. Ek olarak cihazın 300 şarkılık kayıt özelliği ile yüzme sırasında su geçirmez kulaklıklarınızla müzik keyfi yaşayabilirsiniz.
    Swimovate PoolMate2 Swim Sports Watch
    Yalnızca yüzerken kullanacağınız bir cihaz almak istiyorsanız bu takip cihazı tam size göre. Swimovate PoolMate2 yüzme sırasında hız, kulaç gibi verileri kaydedebiliyor. Ve 50 kadar antremanı hafızasına kaydederek, geçmiş verileri analiz ederek ilerleme konusunda size rapor sunar. Son olarak cihazın 50 metreye kadar suya dayanıklı olduğu bilgisini de ekleyeyim.

    Bonus: Xiaomi Mi Band 4
    Geçtiğimiz ay tanıtılan Xiaomi Mi Band 4 yukarıda anlattığım cihazlar içerisinde fiyat/performans açısından en başarılı cihaz. Yaklaşık bir haftadır yüzme antremanlarımda kullandığım cihaz ile çok amaçlı bir akıllı bileklik. Mi Band 4’ü koşu, bisiklet, yüzme gibi aktiviteler kullanabiliyorsunuz. Akıllı telefonunuz ile bluetooth üzerinden eşleşebilen cihaz altı eksenli bir sensöre sahip. Aktivite esnasında kalp atışı, adım sayma pek değer ölçümü yapabilen cihazın uyku izleme, sağlık durumu takip etme gibi özellikleri de var. Gelelim cihazın yüzme ile ilgili özelliklerine. Cihaz 50 metreye kadar suya dayanıklı, bu önemli bir özellik. Ben henüz 5 metreye kadar dahi denemedim ama 1 saatlik antremanlarımda hiç bir duraksama vermeden bana eşlik ettiğini söyleyebilirim. 20 güne kadar pil süresi sunulabilmesi de benim gibi saatini şarj etmeyi unutan biri için mükemmel. Bunu 135 mAh kapasiteli bataryasına borçlu. Tüm bu özelliklere sahip cihazı sadece 299 TL’ye alabiliyorsunuz.

    Görsel kaynak: techadvisor.co.uk