Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 979

    Apple, iOS 14 Beta 3 sürümünü ne zaman yayınlayabilir?

    Apple, iOS 14’ün tanıtımını gerçekleştirse de nihai sürümü henüz iOS kullanıcılarına sunmadı. Bunun yerine geliştiriciler için beta sürümler yayınlanmaya devam ediliyor. iOS 14 Beta 2’den sonra 9 Temmuz günü iOS 14 Public Beta sürümü kullanıcılara sunulmuştu. Tüm bunların ardından iOS 14 Beta 3 için meraklı bekleyiş başladı.

    iOS 14 Beta 3

    iOS 14 Beta 3 ne zaman gelecek?

    Apple, aslında iki haftada bir yeni bir iOS beta sürümü yayımlıyor diyebiliriz. İlk beta sürümden iki hafta sonra ikinci iOS 14 Beta sürümü yayınlanmıştı. iOS 14 Public Beta 2 sürümünden önce Beta 2 sürümü ise geliştiricilerle 7 Temmuz’da buluşmuştu. Apple’ın bu takvimine baktığımızda, iOS 14 Beta 3 için 21 Temmuz’da yayınlanacağı ihtimalinin oldukça kuvvetli olduğunu söyleyebiliriz. Üçüncü beta sürümüyle birlikte tabii ki watchOS 7, macOS Big Sur ve tvOS’un da üçüncü beta sürümleri yayınlanmış olacak.

    Apple’ın iOS 14 üçüncü beta sürümünde hangi hataları gidereceğini şimdilik bilmiyoruz tabii ki. Ancak, iOS 14 Beta 2’de çıkan tüm hataların üçüncü sürümde düzeltileceğini söyleyemeyiz. Eğer siz de iOS 14 Beta 2 sürümünü kullanıyorsanız ve uygulama uyumluluğu ile ilgili sorunlar yaşıyorsanız, üçüncü beta sürümünde beklediğiniz yanıtlar olabilir.

    Microsoft, Chrome’u ilginç bir şekilde nasıl daha iyi bir tarayıcı haline getiriyor?

    Microsoft’un bazı geliştirmelerinden yalnızca Microsoft Edge yararlanırken, bazı değişikliklerin Google Chrome’u da geliştirdiği biliniyor…

    Microsoft, Edge’i Chromium‘a taşıdığında bunun diğer Chromium tarayıcılarına da fayda sağlayacağı çok açıktı. Microsoft, Chromium projesini benimsediğinde, Google Chrome’u ve diğer birçok popüler tarayıcıyı destekleyen kod tabanını iyileştirme yoluna gitti…

    Microsoft’un bazı geliştirmelerinden yalnızca Microsoft Edge yararlanırken, bazı değişikliklerin Google Chrome’u da geliştirdiği biliniyor. Microsoft ayrıca, Chrome’un daha az RAM kullanmasını sağlayan geliştirmeyi de tamamlayan taraf oldu. Şirketin bu gibi geliştirmeleri Microsoft Edge deneyimini iyileştirmesinin yanında Google Chrome ve Vivaldi gibi diğer tarayıcılara da oldukça yarar sağlıyor. Ayrıca Microsoft’un kısa bir süre önce Chromium tarayıcılarını etkileyen bir bildirim sorununu düzelttiği de biliniyor.

    İlk olarak bundan yaklaşık 12 yıl önce, 2 Eylül 2008’de yayınlanan Google Chrome, Windows 10 kullanıcıları arasında hala çok popüler. Zira kullanıcıların kolay kolay tarayıcılarını değiştirmeye sıcak bakmadığı düşünüldüğünde iyi bir deneyim sağlamasını mümkün kılmak için çalışmanın Microsoft‘un çıkarına olacağına şüphe yok. Bunun nedeni de Chrome ve Edge, Chromium kod tabanını paylaştığından, Microsoft kendi tarayıcısını geliştirirken buna ek olarak Windows 10’daki diğer popüler tarayıcıları iyileştirmenin ek avantajlarından yararlanabilir.

    Galaxy Note 20 serisinin olası fiyatı ile ilgili çarpıcı iddia!

    0

    Analistlere göre olası bir ‘daha düşük fiyat etiketi’, Samsung’un COVID-19 nedeniyle beklenen sınırlı talebin üstesinden gelmesine yardımcı olabilir…

    Samsung, 5 Ağustos’ta Galaxy Unpacked etkinliğinde Galaxy Note 20 serisini tanıtacak. Bu noktadaki yeni bir rapor ise şirketin Galaxy Note 20 ve Galaxy Note 20+ modellerini önceki modellerden daha düşük fiyata sunabileceği iddiasını taşıyor.

    Rapor detaylıca incelendiğinde Galaxy Note 10 ile karşılaştırıldığında, yeni Galaxy Note 20 serisi akıllı telefonların Güney Kore’de yaklaşık 42 dolar daha düşük fiyata satışa sunulacağı kaydediliyor. Bu iddia, analistlerin bekledikleri ile çelişiyor gibi görünüyor.

    Analistlere göre olası bir ‘daha düşük fiyat etiketi’, Samsung’un COVID-19 nedeniyle beklenen sınırlı talebin üstesinden gelmesine yardımcı olabilir. Ancak şirketin bu fiyat kararını sadece Güney Kore pazarında mı uygulayacağı yoksa dünya genelinde aynı stratejiyi mi izleyeceği hakkında henüz bir doğrulama yok.

    Yeni modeller yolda…

    Galaxy Note 20 ile birlikte Samsung, 5 Ağustos’ta Galaxy Z Flip 5G ve Tab S7’yi de tanıtacak. Son raporlara göre, Galaxy Fold’un ardından gelecek olan model de Eylül ayında daha sonra tanıtılacak. Ayrıca Galaxy Note 20 serisi, lansman tarihinde ön siparişe sunulacak.

    Son olarak şirket, fiziksel düğmeleri cihazın solundan sağ tarafına taşıyor. Sol taraftayken kullanıcılar garip ve rahatsız hissettiklerini sıklıkla belirtiyordu.

    Bu bilgiler Samsung tarafından henüz resmi olarak onaylamadığı için biraz tereddütlü bakmakta fayda olduğunu ekleyelim.
    Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…

    NOT: Görsel temsilidir.

    Pandemi sürecinde hangi telefonu almalı? En doğru tercih hangisi

    Akıllı telefon pazarı zor bir dönem geçirdi. Normalleşme süreci devam ederken bu dönemde hangi telefonu almalı? Gelin birlikte değerlendirelim…

    Akıllı telefon pazarı Koronavirüs salgını sonrasında çok zor bir süreç yaşadı. Pandeminin en yoğun yaşandığı zamanlarda insanların genellikle temel tüketim maddelerini aldıklarını gördük. Bu dönemde mağazalar kapandı, üretimler düştü hatta fabrikalar kapandı. Bugün ise pandeminin daha iyi bir noktaya geldiğini görüyoruz. İnsanlar virüsten korunmanın yollarını öğrenmeye başladılar ve normalleşme sürecide başladı. Peki bu dönemde hangi telefonu almalı? Hangi telefonlara yoğunlaşmak gerekiyor?

    Bu sorunun cevabı herkes için farklılık gösterse de yapılan araştırmaya göre 2020 ikinci çeyrekte kullanıcıların orta segment pazarına ciddi anlamda rağbet gösterdiklerini görüyoruz. İnsanların coğrafya fark etmeksizin amiral gemisi telefonlar yerine orta segment telefonlara yöneldiği ortadaki en gerçek veri oluyor. Peki kullanıcılar en çok hangi orta / üst segment telefonları tercih ediyor?

    • Samsung Galaxy Note 10 lite
    • Samsung Galaxy A71
    • Huawei P40 lite
    • OPPO Reno 3 Pro
    • OPPO Reno 3
    • Apple iPhone SE (2020)
    • Realme 6 Pro
    • Xiaomi Mi Note 10 Lite
    • Xiaomi Mi Note 10 Pro

    Ağustos ayı ile birlikte yeni nesil amiral gemisi telefonlar pazara sunulacak. 5 Ağustos tarihinde sahne Samsung Galaxy Note 20 serisi ile açılıyor Eylül ayında iPhone 12 ailesi, Ekim ayında Huawei Mate 40 ve Google Pixel 5 ile tanışacağız.

    Yani bu dönem orta segment telefonları aldık ama Ağustos ayı ile birlikte amiral gemisi telefonlara yeniden geri dönüş yapacağız…

    Far Cry 6 sızdırıldı! PS5’e de geliyor

    0

    Far Cry 6’nın 2021’de hem PS4 hem de PS5 için piyasaya sürüleceği doğrulandı. İşte detaylar…

    Merakla beklenen Far Cry 6’nın 2021’de hem PS4 hem de PS5 için piyasaya sürüleceği, bir sızıntı ile doğrulandı. Bir süredir Ubisoft’un 12 Temmuz’daki Ubisoft Forward etkinliğinde Far Cry 6’yı tanıtacağına dair söylentiler vardı, ancak bir Twitter kullanıcısı oyunun PlayStation Store’da yanlışlıkla listelendiği ekran görüntülerini yayınlandı ve bu görüntülerde çıkış tarihi 18 Şubat 2021 olarak görünüyor!

    Her ne kadar bu listeleme Far Cry 6’nın PS4 sürümü için olsa da diğer ayrıntılardan oyuncuların yapımın PS4 sürümünü PS5 sürümüne ücretsiz olarak yükseltebileceklerini anlıyoruz. Bununla birlikte Far Cry 6’nın Xbox Series X’e gelip gelmeyeceğine dair hiçbir bilgimiz yok, ancak şu da bir gerçek ki gelmesi bekleniyor.

    Breaking Bad, Far Cry ile buluşuyor!

    Sızıntı sadece Far Cry 6’nın yolda olduğunu doğrulamakla kalmıyor, aynı zamanda Giancarlo Esposito’nun (Breaking Bad’den Gus Fring) oyunda bir düşman olarak yer alacağı söylentilerini de doğruluyor. Listelenen açıklamaya göre Far Cry 6, Yara adında “zaman içinde donmuş bir tropik cennette” geçiyor. Yara, oğlu Diego’nun yardımı ile cenneti şereflendirmeyi amaçlayan diktatör Anton Castillo (Esposito tarafından canlandırılıyor) tarafından kontrol ediliyor.

    Death Stranding PC İnceleme

    0

    Konsol ve PC savaşları devam ederken arada Kojima’nın merakla beklenen Death Stranding oyunu, PC platformundaki yerini aldı. Hal böyle olunca tabii ki beklentiler de yükseldi. Zira konu PC olunca, her oyununun performans konusunda farklı detaylara odaklandığını biliyoruz.

    PS4’te oynayanlar zaten karşılarına hikaye olarak neyin çıkacağını biliyorlar. Bu durum, PC’de değişmiyor elbet. Tabii ikinci kere oynamak isterseniz durum başka. Derin hikayesi ve ilginç dünyasıyla Death Stranding, konsol kısmında sıkıntı çıkaran kamera açılarından tamamen kurtulmuş. Ayrıca itiraf etmek gerek ki kontroller çok daha kolay. Öncelikle oyun evrenini ilk defa ziyaret edenler için; kıyamet sonrası bir dönemdeyiz. Büyük patlama sonrası hayatta kalan insanların hikayelerine dalıyoruz ve bulunduğumuz dünyadaki yıkım çok büyük. Yıkım, doğaüstü bir takım olayları da beraberinde getirmiş durumda.

    Death Stranding adını Ölüm Kıyısı’ndan alıyor ve burası aslında bir koridor. Ölenlerin diğer tarafa geçmek için kullandığı köprü gibi düşünebilirsiniz. Her insanın bir kıyısı var, ancak pişmanlık gibi duygulara yenik düştüklerinde arzuları onları Kiral Varlıklara çeviriyor ve bu da kapılarının kapanmasına neden oluyor. Onları görmek pek mümkün değil, ya da kolay değil demek daha doğru. Bağ bebekleri sayesinde en azından hangi tarafta olduklarını fark etmek mümkün.  Sürprizi çok bozmadan bilmeniz gereken Kiral Varlıklar ve Bağ Bebekleri (BB)’nin oldukça önemli olduğunu bilin.

    Norman Reedus’un başrolde yer aldığı ve kontrol ettiğimiz karaktere hayat verdiği oyunda, Guillermo del Toro, Lea Seydoux, Troy Baker, Mads Mikkelsen ve Lindsay Wagner gibi çok özel isimlere yer yer verilmiş. Oyunda amacımız insanlığı bir araya getirmek ve bunun için de Amerika’daki istasyonların tamamını kullanıma açmak gerekiyor. Unutmayın ki bir Kojima oyunu oynuyorsunuz. Biraz hikaye, biraz siyasi mesajlar, biraz tuhaflıklar, biraz da Amerika propogandasına hazırlıklı olmanız şart. Her karakterin hikayesi oldukça başarılı yansıtılmış ve geçmişlerinden, günümüze kadarki yaşadıklarını muazzam grafiklerle deneyimlemek oldukça tatlı bir his. Bu arada oynanışta olayımız kargoculuk. Doğru okudunuz, bildiğiniz sırtınıza alıyorsunuz yükünüzü ve size verilen noktaya “en sağlam” şekilde götürmeye çalışıyorsunuz.

    Bu noktada size saldıran Kiral Varlıklar olabiliyor, yağmur yağıp kargonuza zarar verebiliyor veya haydutlar pusuda bekleyebiliyor. Su seviyesinden, yürüdüğünüz yokuşa kadar her şeye dikkat etmek önemli. Bir nevi kargo simülasyonu kafası. Konsol ve PC sürüm arasında birçok içerik farkı var. PC, kozmetik ve yan görev olarak az da olsa daha fazla içeriğe sahip. Oyunun temelini değiştirmiyor elbet ancak kozmetiklerin çok eğlenceli olduğunu kabul etmek gerek. Oyunu oynayanlar belki geri dönmek istemeyebilirler. Malum, kapsamlı oyun ve belki de zamanınız yok veya pek beğenmediniz. Bazı oyunculara hitap etmeyen yoğun hikayesini de eklemek gerek. Hatta belki de size saçma geliyor bile olabilir. Her şekilde PC’nin en güçlü makineniz olmasa bile oynamayı oldukça kolay hale getirdiği kesin.

    Crysis üçlemesi EA Access’te ücretsiz hale geldi!

    0

    Oyunu konsoldaki veya Xbox sitesindeki mağaza sayfasından indirmek ve düzenli olarak oynayabilmek için “EA Access ile ücretsiz” seçeneğini seçmeniz yeterli.

    İlk oyundan üçüncüye kadar eksiksiz bir paket olan Crysis Trilogy, artık EA Access’te ücretsiz oldu! Bu gelişmeyle birlikte isterseniz değişik modları deneyip isterseniz de çevrimiçi olarak diğer rakiplerle savaşabileceğiniz müthiş bir deneyime erişebileceksiniz.

    EA oyunlarında indirim sağlayan bir abonelik hizmeti olan EA Access, kullanıcıların The Vault’daki oyunlara da direkt erişim sağlamasına imkân veriyor. Crysis üçlemesi de The Vault’da olduğu için aboneliğiniz devam ettiği sürece Crysis oyunlarına istediğiniz süre boyunca erişebilirsiniz!

    Oyunu konsoldaki veya Xbox sitesindeki mağaza sayfasından indirmek ve düzenli olarak oynayabilmek için EA Access ile ücretsiz seçeneğini seçmeniz yeterli. Bu şekilde, tüm çekirdek pakete tam erişim sağlayan oyunun kullanıcıya maliyeti ortadan kalkmış oluyor. İndirme boyutu şu anda ilk oyun için 4.82 GB, ikinci oyun için 6.45 GB ve üçüncü oyun için 5.89 GB. Bu nedenle toplu yüklemek için boyutu biraz büyük denebilir.

    Oyunların her üçü de hikâye odaklı oynanışa sahip olsa da çevrimiçi oynanış konusunda da oldukça eğleneceğinizin garantisini verebiliriz. Aylık 12 TL abonelik ücreti bulunan EA Access’e yıllık 65 TL karşılığında üye olarak hem bu platforma özel ücretsiz olan oyunlara erişim sağlayabilir hem de indirimlerden yararlanabilirsiniz.

    En iyi tost makinesi nasıl seçilir?

    En iyi tost makinesi nasıl seçilir, bu konuda yazmadan önce uzun süre bir tost makinesi seçimi için araştırma yaptım ve birçok kişiyle konuştum, çeşitli yazılar okudum, ürün yorumlarını takip ettim ve gerçekten haftalar boyu bu konu aklımdan çıkmadı. Bu yazı da, bu haftaların eseri…

    En iyi tost makinesi nasıl seçilir?

    Ülkemizde her öğün yenebilen mucizevi bir yiyecek olan tost, “büfe tostu” kavramıyla da efsaneleşmiş durumda. Ben de bunu yeni bir tost makinesi almak için araştırma yaparken fark ettim. Evde büfe tostu yapmak için sanayi tipi makine almak isteyen birçok kişinin olması şaşırtıcı, ancak biz o kadar ileri gitmeyelim ve evde ev tipi tost makinesiyle büfe tipi tost yapabilmek için nelere dikkat etmeli toparlayalım.

    Boyut önemli ama açılınca geldiği boyutu da atlamayın

    Öncelikle boyut ile başlayalım. Tost makinesi açılıp kapatılabilen, üzerine bir şey konamayan, üzerinde de tost yapılacağı ve yağ sürmek ya da kırıntıların dökülmesi gibi durumlar sebebiyle bir şeyin de üzerine konamayan bir mutfak aleti. Dolayısıyla kapalıyken olduğu kadar açıldığında alacağı boyutu da bilmek önemli.

    Tost makinesini kullanıp kaldırmak gerçekten mümkün mü?

    Başlarda insan ben bu makineyi bir yere koyarım, sonra da tost yapacağımda çıkarırım diyorsa da, bu gerçek hayatta pek kullanışlı bir önerme değil. Sadece makineyi taşıyıp, işiniz bitince soğumasını bekleyip sonra bir yerlere kaldırmak, kırıntıların da ortalığa saçılmasına sebep olabiliyor. Tabii, karar sizin!

    Boyutu geçtikten sonra, bir seferde kaç tost yapacağınızı iyi belirlemeniz gerek. Başlarda bir hevesle çok sayıda yapma davranışı sürdürülebilir mi? Bunu yemek masası alışverişine çok benzetiyorum. Kaç sandalye almalıyım, eve kaç kişi gelir, en fazla 3-4 kişilik misafir ağırlaycaksam 12 sandalyelik kraliyet masasına ihtiyacım var mı düşüncesinin bir paralelini tost makinesi için düşünebilirsiniz. Bu arada, merak etmeyin, yazı tost makinesi satın alma rehberinden başka bir yere gitmiyor : )

    Tost makinesi için hangi kaplama daha iyi?

    Artık “büfe tostçularının” en sevdiği yere geldik. Hangi kaplama, hangi yüzey, nasıl bir güç, nasıl bir ergonomi sorularını yanıtlayalım. Ben bunları, kendi zevkime göre değil, her ihtiyaca göre anlatacağım. Dolayısıyla internetin bir ucundaki döküm fanatikleri üzerine alınmasınlar.

    Büfe tostu dediğimiz şey, dışı çıtır, içi yumuşak, her şeyin piştiği tosta verilen ad. Tostu ezen, her şeyi pişiremeyen bir makinenin tostunu yedikten sonra, farkı anlamamak mümkün değil. Tost deyip geçmeyin, aradaki fark, hayatında ilk kez makarna yapan (ve beceremeyen) birinin elde ettiği sonuçla bir İtalyan ustanın makarnası arasındaki kadar olabiliyor.

    Bu yüzden ısıtma kapasitesi ve yüzey önem taşıyor. Döküm yüzeyler, bu anlamda en iyisi. Geç ısınıyorlar, ancak ısıyı iyi muhafaza ediyorlar. Döküm makineler oldukça ağır ve bakımları da zaman alıyor. İlk aldığınızda temizlemeniz, ara sıra yağlamanız gerekiyor. Öyle makinede yıkayayım, suda fırçayı vurayım diye düşünmeyin, çizersiniz, dökümü bozarsınız. İkide bir tost yapıyorsanız ve büfe tostunu konser verse ilk sıradan seyredecek kadar çok seviyorsanız, bu yüzey size uygun.

    Gerçek demir döküm bu yüzeyleri, alüminyum dökümler izliyor. Bunlar daha hafif ve çok daha rahat temizleniyorlar. Isınma süreleri diğer yüzeylerden uzun olsa da, siz tostu hazırlarken çoktan ısınacağı için farkı hissetmeyebilirsiniz. Makinede yıkanabiliyorlar, ancak yüzeyi çizmemek için daha basit temizlik yöntemleri var. Suda hafifçe süngerin yumuşak yanıyla ovabilirsiniz. Düzenli temizlik ise çok daha kolay, makine halen sıcakken bir kağıt peçeteyle üzerini silin ve kırıntıları boşaltın, yeterli.

    Dökümleri, granit gibi kaplamalar izliyor. Bu kaplamalar daha ince ve aslında daha hızlı ve ani ısınıyorlar. Isıyı da uzun süre muhafaza etmiyorlar. Tabii sonuçta ızgara yapmıyoruz diye düşünebilirsiniz, ancak yüksek ısıtma gücünde, yağ tepsisi olan, döküm makinelerle ızgara da yapabilirsiniz.

    Çok işlevli makinelerin yan işlevlerine güvenmemek gerek, her zaman geçerli, ancak ızgara yapılabilen tost makineleriyle sebze ve ince kesilmiş etleri rahatlıkla ızgara yapabilirsiniz.

    Granit gibi kaplamaların avantajı ise çok kolay temizlenebilmeleri. Her ne kadar tavalarda bu önerilmese de, üreticiler tost makinelerinde makineye konulabileceğini rahatlıkla söylüyorlar. Ben yine süngerin yumuşak tarafıyla temizliği öneririm ama makineye atarsanız da, bir şey olmadığını görebilirsiniz. Tıpkı tavalar gibi…

    Tabii bu temizlik seçenekleri için tost makinesinin plakalarının çıkartılabilir olması gerekiyor. Bazı makineler sabit plakalı, bunlara demir dökümler de dahil ama döküm için zaten çıkartmanın yukarıda anlattığım sebeplerden bir avantajı yok. (Ambien)

    Makinenin gerçek ısıtma gücünü anlamak mümkün değil

    Makinenin gücüne gelirsek, Watt değeri dışında bunu öğrenebileceğiniz bir bilgi verilmiyor. Bu da doğrudan ısı değil, harcanan enerjiyi gösteriyor, ancak size bir fikir verecektir. Kademeli makinelerin çok kademeli oluşuna bakmayın, size iki kademe gerekiyor. Bunlar da “tost yapabilecek” ve “daha fazlasını yapabilecek” olarak ikiye ayrılıyor. Makinenin size ızgaraya ne kadar teşvik ettiğine bakarak ikinci kademeyi gerçekleştirip gerçekleştirmediğini anlayabilirsiniz.

    Fiziksel diğer özelliklere de dikkat

    Bunların dışında fiziksel özelliklere de dikkat etmekte fayda var. Örneğin tostla yetinmeyip, büyük bir sandviç ya da burger yapmak isteyenler de var. Bu gibi durumlarda belirli bir yükseklikte pişirme önem taşıyor. Bu artık birçok makinede mevcut, hatta birden çok ayar sunulabiliyor ve hatta, bazı makinelerde minyatür fırın tepsileri de kutudan çıkıyor.

    Dikey saklanabilen makineler var, bunun için kapakları kilitlenen seçenekler göreceksiniz, ancak bu makineyi ikide bir başka bir yere kaldırmakla eşdeğer, hatta daha yüksek zorlukta. Yine kırıntıları ve makinenin soğumasını beklemeniz gerektiğini hatırlatacağım. Özellikle büyük makinelerin ağırlığı da bu durumu tezgah üzerinden başka bir noktada yapmayı güçleştiriyor.

    Son olarak, makinenin sapları, düğmeleri gibi fiziksel unsurların sağlamlığına dikkat etmenizi öneririm. Halihazırda makineyi bastırmadan kullanabiliyor olmanız gerektiğini de hatırlatırım.

    Herkese hayalindeki tostu yapabildiği günler…

    MediaMarkt’tan Evlilik Kampanyası

    Türkiye’nin en geniş satış alanına sahip elektronik perakendecisi MediaMarkt, pandemi sürecinde ertelenen düğünlerin yeniden başlamasıyla yeni evlenecek çiftlerin ev kurma telaşına ortak oluyor. Bu kapsamda ‘Evlilik Kampanyası’ ile yeni evlenecek çiftelere ve evini yenileyecek olan teknolojiseverlere 10-12 Temmuz arasında birbirinden cazip teklifler sunuyor.

    Avrupa’nın açık ara 1 numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt, COVID-19 pandemisi nedeniyle ertelenen düğünlerin temmuz ayıyla birlikte tekrar yapılabilir hale gelmesi üzerine yeni evlenecek çiftleri sevindirecek bir kampanya başlattı. 10- 12 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek olan ‘Evlilik Kampanyası’ ile evlerin olmazsa olmazı beyaz eşya kategorisinde cazip fiyatlar sunuluyor.

    Yeni evlerin olmazsa olması beyaz eşyalar

    Yeni evlenecek çiftlerin ev kurarken en temel ihtiyaçlarının başında gelen beyaz eşyalar için kampanya başlatan MediaMarkt, bu kapsamda GRUNDIG GKNE 5310 A++ No-Frost buzdolabını 3999 TL yerine 3399 TL’ye, A BOSCH WGA142X0TR A+++ çamaşır makinesini 3399 TL yerine 2999 TL’ye, SAMSUNG DW60M5052FW/TR A+ bulaşık makinesini 2799 TL yerine 2399 TL’ye satışa sunarken daha birçok seçeneğe MediaMarkt mağazalarından ve mediamarkt.com.tr adresinden ulaşılabiliyor.

    Apple pandemi sürecinde MacBook satışlarını artırdı

    0

    Covid-19’un tüm dünyayı olumsuz etkilemesi ve insanların evden çalışmaya başlaması bilgisayarlara olan ilgisini artırdı. Bu durumdan Apple MacBook satışları da etkilenmiş duruyor. Apple tedarikçisinin yayınladığı yeni raporlar durumu ortaya koydu.

    Apple MacBook satışları artışa geçti

    Apple tedarikçisinin yayınladığı yeni raporlar, Apple’ın pandemi sürecinde MacBook satışlarını artırdığını gösteriyor. Apple’ın tedarikçisinin yayınladığı raporda, MacBook bilgisayarların sevkiyatı bu yılın üçüncü çeyreğinde eski döneme göre daha fazla olacak.

    Bunun anlamı, pandemi döneminde Apple bilgisayarlara yaşanan yoğun ilgiden sonra stokların tazelenmeye ihtiyacı var. Bu yılın üçüncü çeyreğinde, Apple tedarikçisi sevkiyatlarda %20 ile %30 arası artış yapacak. Apple stoklarındaki ürünlerin yerine yeni bilgisayarlar üretmek içim tam gaz üretime devam edecek.