Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 707

    Redmi Watch 2’nin fiyatı sızdırıldı: Rekabetin dozu artacak!

    Akıllı telefon pazarında kıyasıya rekabet eden Xiaomi, bunu giyilebilir teknoloji alanında da sürdürmek istiyor. Son zamanlarda dikkat çeken ürünlerini sergileyen üretici, yıl sonuna doğru gelirken yeni bir akıllı saatini daha piyasaya sürecek.

    Geçtiğimiz haftalarda Redmi Watch 2 isminde bir akıllı saatin piyasaya çıkacağı açıklandı. Şimdi ise bu akıllı saatin fiyatını gösteren yeni bir sızıntı ortaya çıktı. Ortaya çıkan sızıntıya göre Çinli üretici, rekabetin dozunu artıracak fiyatta bir ürünü karşımıza çıkaracak.

    Redmi Watch 2, bütçe dostu fiyata sahip olacak

    Günümüzde popüler markaların akıllı saat ve diğer ürünleri oldukça yüksek fiyatlarla satılıyor. Ancak akıllı telefonları dahil olmak üzere pek çok ürünün de rekabetçi fiyat politikasını takip eden Xiaomi, Redmi Watch 2 saatiyle birlikte gözleri yine üzerine çekecek.

    Önümüzdeki haftalarda piyasaya çıkması beklenen Redmi Watch 2, bugün Çinli bir satıcı tarafından fiyatıyla sızdırıldı. JD App ismindeki sitede sızdırılan bu akıllı saat, 399 Yuanlık (Çin para birimi) bir fiyata sahip olacak. 63 Dolara denk gelen bu saatin, vergisiz Türk Lirasındaki karşılığı ise 610 TL olacak.

    Ancak Xiaomi’nin bu fiyat politikasını Avrupa’da sürdürüp sürdürmeyeceği bilinmiyor. Çünkü Çinli üretici bazı ürünlerini Avrupa pazarında daha yüksek bir fiyatla satıyor. Tabii bunu göz önünde bulundursak bile yine de Redmi Watch 2’nin bütçe dostu bir fiyatla geleceğinden hiç şüphe yok.

    Teknik özellikler açısından Redmi Watch 2 hakkında çok fazla bilgi bulunmuyor. Ancak daha önce Xiaomi, yeni akıllı saati hakkında bir takım spoiler vermişti. Buna göre Redmi Watch 2, dar çerçeveli ve daha büyük gövde oranına sahip 1.6 inç AMOLED ekran ile gelecek. Ayrıca fiyat sızıntısın yapan ürün sayfasında bu saatin; siyah, mavi ve beyaz renkte kayışlara sahip olacağı da gözlerden kaçmıyor.

    Tanıtım tarihine gelecek olursak uygun fiyatlı Redmi Watch 2, muhtemelen 28 Ekim  tarihinde tanıtılacak olan Redmi Note 11 serisiyle karşımıza çıkacak.

    Facebook’un milyarlarca kullanıcısının kaçı sahte?

    Facebook bünyesinde milyarlarca kullanıcıya sahip olduğu noktasında yıllardır övünüyor. Özellikle WhatsApp ve Instagram gibi aktif kullanıcı hacmi oldukça fazla olan uygulamaların da Facebook’a bağlanmasıyla görünürlüğünü daha da artırmayı başardı. Bu noktada akıllarda oluşan sorulardan biri de Facebook kullanıcılarının ne kadarı sahte? olduğu yönünde oluyor.

    Facebook kullanıcılarının ne kadarı sahte? Cevap aslında; karışık!

    Facebook’a kayıtlı milyarlarca kullanıcı bulunuyor ancak bunların kaçı ‘gerçek’ noktasında bir düşünce akıllara geldiğinde cevap bulamıyor. Zira platforma kayıtlı olan kişilerin sayısı belirlenebiliyorken, bu kayıtlı hesapların kaçının sahte kaçının gerçek kişilere ait olduğu bilinemiyor.

    Facebook kullanıcılarının ne kadarı sahte

    Hal böyle olunca tahmini rakamlarla konuşmak daha olası hale geliyor. Zira kullanıcıların birden fazla hesap oluşturup oluşturmadığı hiçbir zaman tam bilinemiyor. Yeni ortaya çıkan bir araştırmada platformda sahte profillerin beklenenden çok daha fazla olabileceğine işaret ediyor.

    Yeni oluşturulan 5.000 hesap analiz edildiğinde bu hesapların yüze 32 ile yüzde 56’sının hesabı olmasına rağmen yeni bir hesap açtığını ortaya çıkarttı. Bu ise Facebook için oldukça büyük bir sorun zira, aslında ‘milyarlarca’ kullanıcısı aslında bir balon ve araştırmalar, ilerleyen süreçte popüler ağın başını ağrıtacak sorunlar ortaya çıkartacak.

    Telefonunuzu değiştirmenin gerçek maliyeti!

    E-Ticarette Yükselen Değerler

    E-ticarete ivme katan TikTok, Instagram Reels ve YouTube Shorts arasında geçen kısa video savaşları son sürat devam ediyor, e-ticarette yükselen değerler yazımda sizi bekliyor.

    Windows 11’in Daha Hızlı Çalışması İçin Öneriler

    Windows 11 söz konusu güvenlik olduğunda işleri sıkı tutuyor. Her konuda güvenliği artırılan Windows 11’de işletim sisteminin hızını artırabilmek için bazı ayarlar yapmanız gerekebiliyor.

    Ayrıca işletim sisteminizle yaşayacağınız problemlerde ve donanım sorunlarında MediaMarkt’ın servisiyle iletişime geçmeyi unutmayın.

    VBS olarak da bilinen sanallaştırma tabanlı güvenlik, Windows 11’in güvenli olmayan koddan izole edilmiş güvenli bir bellek bölgesi oluşturmasına olanak tanıyor. Hypervisor-Enforced Code Integrity (HVCI) adı verilen başka bir yerleşik özellik ise imzasız veya şüpheli sürücülerin ve yazılımların belleğe girmesini önlemek için VBS’nin yeteneklerini kullanıyor. VBS ve HVCI, virüsten koruma yazılımınızı geçse bile kötü amaçlı yazılımların verebileceği zararı sınırlayan bir koruma katmanı sağlıyor.

    Daha önce bildirdiğimiz gibi bu özellikler, özellikle oyunlar söz konusu olduğunda performansı olumsuz etkileyebiliyor. Yapılan testlerde bu ayarlar açıkken ve kapalıyken %5’e varan farklar görüldü. Yine bazı testler yapan başka bir yayın, %25’e varan düşüşler gördü.

    Windows 11’e yükseltme yoluyla geçiş yaptıysanız VBS özelliği aktif olmuyor. Ancak temiz kurulumla Windows 11 ile kurulum yaparsanız veya Windows 11 ile gelen yeni bir bilgisayar alırsanız, VBS / HVCI otomatik olarak etkinleştirilebilir. Windows 11 kullanıyorsanız ve performans, özellikle oyun performansı sizin için çok önemliyse, VBS / HVCI’nin etkin olup olmadığını aşağıdaki yolla kontrol edebilir ve kapatabilirsiniz.

    VBS’yi kapatmadan önce aşağıdaki yöntemle aktif olup olmadığını öğrenebilirsiniz.

    1. Sistem Bilgisi’ni açın. Bunun için Windows aramasına “sistem bilgisi” yazıp aratabilir ve ilk seçeneğe tıklayabilirsiniz.
    Buradan “Sanallaştırma tabanlı güvenlik” seçeneğini bulun. Karşısında “çalışıyor” yazıyorsa bu özellik etkin demektir.

    • Windows aramasında “Çekirdek yalıtım” olarak arama yapın ve en üstteki sonuca tıklayın.
    • Hangi uygulamanın kullanılacağı sorulursa Windows Güvenliği ve Tamam’ı tıklayın.
    • Burada “Bellek Bütünlüğü” açıksa kapalı hale getirin.
    • Kapattıktan sonra bilgisayarı yeniden başlatın.
    • Sanallaştırma tabanlı güvenliğin “etkin değil” olarak listelenip listelenmediğini görmek için sistem bilgilerini tekrar kontrol edin. Eğer bu seçenek devre dışıysa sorun yok. Ancak halen çalışıyorsa VBS’yi devre dışı bırakmak için kayıt defterini kullanacağız.

    2. Kayıt Defteri Yoluyla Devre Dışı Bırakma

    • Windows + R tuşlarına basın ve metin kutusuna “regedit” yazıp Tamam’a tıklayın.
    • HKEY_LOCAL_MACHINE\System\CurrentControlSet\Control\DeviceGuard yolunu izleyin.
    • EnableVirtualizationBasedSecurity’yi açın ve 0 olarak ayarlayın.
    • Kayıt defterini kapatın ve bilgisayarınızı yeniden başlatın.

    Artık sistem kayıtlarına ve monitörüne baktığınızda istediğin ayarların yapıldığını göreceksiniz. Böylece oyunlarda ve performans gerektiren uygulamalarda rahat edebileceksiniz.

     

    Amatör ve profesyonel yayıncılar için kamera önerileri

    Zamanla popülerleşen ve bir meslek haline gelen internet yayıncılığı gün geçtikçe yaygınlaşıyor. Bu nedenle pek çok kişi hayallerini gerçekleştirmek için bu işe girmek istiyor. Bunun için atılması gereken ilk adımlardan biri de doğru ekipmanları bir araya getirmek. Yayıncılar özellikle kamera seçimi yaparken oldukça zorlanıyor. Biz de siz değerli okuyucularımız için amatör ve profesyonel yayın kameralarını listeledik. İşte önerilerimiz…

    Logitech C920 

    Bilgisayar aksesuarları konusunda oldukça deneyimli olan Logitech, bu deneyimini kameralar için de kullanmayı ihmal etmiyor. Özellikle yeni başlayanlar için biçilmiş kaftan olan Logitech C922, 1080P 30 FPS ve 720P 60 FPS yayın yetenekleriyle öne çıkıyor. Bir başka yayın sorunu olan düşük ışık problemini de çözen kamera, zayıf aydınlatmaya sahip ortamlardaki performansıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Aynı zamanda yazılımsal olarak arka planı kaldırma gibi özellikler de bu cihazda yer alıyor. 

    Sony ZV-1

    4K HDR kayıt yapabilen Sony ZV1, en etkileyici kameraların başında geliyor. Özellikle Vlog çekimleri için tercih edilen kamera, doğal ve gerçekçi görüntüler vaat ediyor. Yayıncıların da sıklıkla tercih ettiği ZV-1, hareketli ekranı sayesinde çekim yaparken kendinizi görme imkanı veriyor. Ayrıca üzerinde bulunan 20.1 Megapiksel BIONZ X görüntü işleme motoru sayesinde video konusunda başarılı işler çıkarabiliyor. 

    Canon EOS M50

    2018 yılında çıkış yapmasına rağmen hala en iyi seçenekler arasında yer alan Canon EOS M50, özellikle video kalitesiyle ön plana çıkıyor. 4K çözünürlükte 30 FPS video çekme yeteneğine sahip cihaz, FHD çözünürlükte 60 FPS çekim yapıyor. Ürünün sunduğu çözünürlük ise 24.1 Megapiksel. Aynı zamanda dokunmatik OLED optik vizör ve Dual-Pixel aşama tespitli otomatik odaklanma (AF) özelliği bu cihazda kendine yer buluyor. 

    LOGITECH Brio 4K 

    4K’da 60 FPS çekim yapabilen sayılı web kameralarından biri olan Logitech Brio 4K, özellikle yeni başlayan ancak profesyonel görünmek isteyen yayıncılar için oldukça ideal. 90 derecelik geniş açılı bir lens ile gelen kamera, bulunduğunuz ortamı daha fazla göstermenize olanak sağlıyor. USB 3.0 bağlantı teknolojisini destekleyen Logitech Brio 4K, özellikle dijitale yayın yapmak isteyen kişilerin bir numaralı tercihi oluyor.

    Facebook Ray-Ban Stories akıllı gözlük neler vadediyor?

    Sosyal medya devi Facebook, dünyaca ünlü gözlük firması Ray-Ban ile işbirliği yaparak, akıllı gözlük kulvarına giriş yaptı. Bugüne kadar Google ve Snapchat gibi firmaların akıllı gözlük modellerini gördüğümüz pazarda Facebook neler vadediyor. Bu yazıda buna bakacağız.

    Google’ın ‘Google Glass’ adlı akıllı gözlüğü, başlangıçta bireysel kullanıcıları hedef alan bir proje olarak yola çıktı. Ancak bireysel mahremiyet eleştirileri, bu gözlüğü kullananların belli mekânlara girişlerinin yasaklanması başta olmak üzere pek çok çekinceler projeye darbe vurdu. Bugün Google Glass bireysel pazarda yok. Ancak kurumsal alanda varlığını güçlü bir şekilde sürdürüyor. Bu konuyu, “Akıllı gözlük Google Glass yeniden doğdu” başlıklı yazımda ele almıştım. Google Glass, kurumsal alanda iddialı işlerin oyuncusu durumunda.

    Bu işin öncüsü Snapchat

    Akıllı gözlük pazarının iddialı oyuncularından Snapchat ise “gördüğünü paylaş” diye özetleyebileceğimiz Spectacles adlı gözlüğüyle varlığını sürdürüyor. Sosyal medya uygulaması Snapchat üzerinde paylaşmak için fotoğraf ve videolar çekmeyi temel alan, bu içeriklere Snapchat’in kendine has filtrelerini uygulama ve daha eğlenceli hale getirme avantajı sunan Snapchat Spectacles akıllı gözlük, hâlâ yola devam ediyor. Ancak yaygınlık açısından istenilen hedefe ulaştığını söylemek güç. Konuyla ilgili gelişmeleri, “Baktığınız her yeri Snapchat filtreleriyle görmeye ne dersiniz?” başlıklı yazımda size aktarmıştım.

    Ray-Ban Stories

    Facebook ve Ray-Ban birikiminin ürünü

    Tüm bu gelişmelerin üzerine Facebook ve Ray-Ban ikilisini neler koyduğuna gelince… Ray-Ban Stories akıllı gözlük, daha çok Facebook üzerinde paylaşımı teşvik etmeyi amaçlıyor doğal olarak. Bunu da kullanıcıların akıllı telefonlarına yükleyeceği, Facebook View adlı bir uygulamayla destekliyor. Ray-Ban Stories akıllı gözlükle müzik dinleyebilir, telefon görüşmelerinizi kulaklığa ihtiyaç duymadan gerçekleştirebilir, fotoğraf ve video çekip, düzenledikten sonra paylaşabilirsiniz. Bunları yaparken sesli komut desteği de olması, bu akıllı gözlüğü daha cazip hale getiriyor.

    Gizlilik endişeleri dikkate alınmış

    Ray-Ban Stories akıllı gözlükte iki adet 5MP kamera bulunuyor. Bu kameralar gizlilik endişelerini gidermek için ilk bakışta karşıdan fark edilecek şekilde konumlandırılmış. Kameralar aktif olduğunda LED ışık yanıyor ve böylece görüş alanına girecek kişiler bireysel mahremiyet açısından bilgilendirilmiş oluyor. Ray-Ban Stories’in kameralarıyla gördüğünüz her şeyin fotoğrafını ve 30 saniyeye kadar videosunu çekebiliyorsunuz. Çektiğiniz fotoğraf ve videoları dilerseniz olduğu gibi, dilerseniz düzenledikten sonra paylaşabiliyorsunuz.

    Çift 5MP kamera ve otomatik ışık dengesi

    Bu akıllı gözlüğün çift 5MP kamerayla çektiği fotoğraf ve videolar tatmin edici seviyede. Doğal olarak çok yüksek kalitede fotoğraf ve videolar çekmesini beklememelisiniz. Ray-Ban Stories akıllı gözlüğün çektiği fotoğraflar 2592×1944 piksel, videolar ise saniyede 30 kare 1184×1184 piksel çözünürlükte. Bu standartlar, sosyal medya paylaşımları için şu an yeterli sayılabilir. Ray-Ban Stories akıllı gözlük, fotoğraf ve video çekiminde ortam ışığı ayarını otomatik yapıyor. Bu da sizin müdahalenize gerek bırakmadan tatmin edici sonuçlar elde edilmesini sağlıyor.

    Ray-Ban Stories

    Facebook ile sınırlı olmaması güzel

    Android ve iOS platformu için telefonunuza indirebileceğiniz Facebook View uygulaması, Ray-Ban Stories ile çektiğiniz fotoğraf ve videolarınızı paylaşmanız için telefonunuzla senkronize ediyor. Bu aşamadan sonra içeriklerinizi Facebook’un yanı sıra Instagram, Twitter, Snapchat,  WhatsApp, Messenger, TikTok gibi diğer sosyal medya uygulamalarıyla da paylaşabilirsiniz. Dolayısıyla Ray-Ban Stories akıllı gözlük, Facebook paylaşımlarıyla sınırlı değil. Bu da onu daha cazip bir teknolojik oyuncak haline getiriyor.

    Kablosuz kulaklığa gerek kalmıyor

    Yerleşik olarak iki adet hoparlör ve üç adet mikrofonu bulunan Ray-Ban Stories akıllı gözlük, bu sayede yüksek kalitede telefon görüşmesi yapmaya imkân sağlıyor. Gözlük saplarının iç tarafına yerleştirilmiş hoparlörlerle kulaklık kullanmanıza gerek kalmıyor. Mikrofon sisteminin gürültü önleme teknolojisine sahip olması, sokaktaki seslerin görüşmenizi bastırmasını engelliyor. Ayrıca Facebook Assistant ile sesli komutlar vermek için de bu donanım kullanılıyor. Örneğin; sesli komutla fotoğraf ya da video çekebilirsiniz. Sesli komut kullanmak istemezseniz, gözlük sapı üzerindeki kayıt butonunu kullanabilirsiniz.

    Ray-Ban Stories

    Taşıma çantasından güç alıyor

    Kullanmadığınız zamanlarda akıllı gözlüğü taşıma çantasında saklayabilirsiniz. Suni deri kaplı bu taşıma çantası, akıllı gözlüğünüzü korumakla kalmıyor aynı zamanlarda şarj ediyor. Bu sayede de akıllı gözlüğünüzü gün içinde daha uzun süre kullanma şansına sahip oluyorsunuz. Ev ya da ofisteyken akıllı gözlüğünüzü USB-C kabloyla şarj edebilirsiniz. Ray-Ban Stories akıllı gözlük, tek şarjla altı saate kadar kullanım ömrü vadediyor. Ancak bu süre kullanım şeklinize ve sıklığınıza göre farklılık gösterecektir. Örneğin uzun süre video çekerseniz, şarjınızın daha hızlı tükeneceğinizi hesaba katmalısınız.

    3 farklı çerçeve ve 15 farklı renk seçeneği

    Ray-Ban Stories akıllı gözlük, Round, Wayfarer ve Meteor adlı 3 farklı çerçeve ve 15 farklı renk seçeneğiyle satın alınabiliyor. Numaralı gözlük kullananlar, reçeteli olarak gözlüğü kendilerine göre uyarlatma şansına sahip. Bu yeni nesil akıllı gözlüğün ABD fiyatı 299 dolar. Türkiye’de ise resmi satışı henüz yok.

    Sorularınız olursa yorumlardan bana ulaştırabilirsiniz

    Bu yazıda Ray-Ban Stories akıllı gözlük hakkında bilgi vermeye çalıştım. Konuyla ilgili sorularınız olursa, aşağıdan yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.

    Twitter’da beni takip edin: https://twitter.com/melihbayramdede

    YouTube kanalıma abone olun: https://www.youtube.com/c/melihbayramdede


    MediaTrend’de yayınlanan diğer yazılarıma göz atmak ister misiniz?

    Fujifilm Instax Mini 11 ile anında fotoğraf baskısı

    Fujifilm Instax Mini 11 ile anında fotoğraf baskısı

    Fujifilm Instax Mini 11 ile anında fotoğraf baskısı

    Samsung Galaxy A53 hakkında yeni detaylar ortaya çıktı!

    Akıllı telefon sektörünün güçlü oyuncularından Samsung, yaptığı yeni hamlelerle kullanıcılarına hitap etmeye devam ediyor. Her segmentten telefonuyla bu alanda aktif şekilde boy gösteren şirket, özellikle ülkemizde orta segment modelleriyle sıklıkla tercih ediliyor.

    Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği Galaxy Unpacked Part 2 kapsamında Galaxy Z Flip 3 Bespoke Edition dahil olmak üzere birçok ürününü vitrine çıkaran şirket, diğer taraftan ilerleyen dönemlerde tanıtmaya hazırlandığı Galaxy A53 modeli üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Son olarak bu cihaz hakkında yeni detaylar ortaya çıktı.

    Samsung Galaxy A53 modelinin renk seçenekleri belli oldu

    Kısa süre önce GalaxyClub tarafından yayınlanan rapora göre Galaxy A53; siyah, beyaz, açık mavi ve turuncu olmak üzere dört farklı renk seçeneğiyle kullanıcı karşısına çıkacak.

    Bunun yanı sıra turuncu renginin Samsung telefonlarında çok fazla tercih edilmediğini söyleyelim. Şirket en son 2019 yılında piyasaya sürdüğü Galaxy A50’de turuncu tonlarına oldukça yakın olan mercan rengini kullanmıştı.

    Samsung Galaxy A53

    Akıllı telefonun teknik özellikleri ile ilgili de yeni detaylar geldi. Buna göre cihaz, Galaxy A52’den farklı olarak 4G ve 5G olmak üzere iki farklı varyantla gelmeyecek. Cihaz, standart olarak 5G ile piyasaya sürülecek. Ayrıca akıllı telefonun işlemcisi önceki modellere kıyasla daha güçlü ve yetenekli olacak.

    Galaxy A53’ün arka tarafında ise 64 Megapiksel ana kamera yer alacak. Aynı zamanda bu kameranın OIS desteği olduğunu belirtelim. Kamera tarafında ortaya çıkan bilgiler şimdilik bu kadar.

    Son olarak akıllı telefonun çıkış tarihi ile ilgili net bir bilgi yok. Ancak iddialara göre, genellikle Galaxy S serisi telefonlarının ardından Galaxy A modellerini vitrine çıkaran şirket, bu yıl da çizgisini bozmayacak. Yani Samsung Galaxy A53, 2022’de Galaxy S22 serisinin tanıtılmasından sonra kullanıcıların beğenisine sunulacak.

    2022 Dijital tasarım trendleri

    Bütün dünyayı etkileyen koronavirüs pandemisi, tasarım dünyasında da hissedildi. Çevreci markalar ve doğa dostu yaklaşımlar artık yeni trendimiz.  Gördüğüm kadarı ile 2021-2022’deki grafik tasarım trendleri, çoğunlukla daha yaratıcı hale gelen retro ve fütüristik tasarımlara yöneliyor. Peki 2022’de bizi hangi tasarım trendleri bekliyor? 

    70’ler modası ile nostalji

    Kurumsal dünyada bu olaylar, işletmelerin ve pazarlamacıların müşterilerle iletişim kurma şeklini değiştirdi. Daha kapsayıcı olmaya yönelik gözle görülür bir hareket var. Markalar ayrıca ifadeleri gerçekler ve istatistiklerle desteklemeye çalışıyor. Başta TikTok olmak üzere sosyal medyada dolaşan retro kıyafetler, iç mekanlar, müzik ve tasarımlarla 70’lerin izleri görülüyor. Geçmiş güzel günlere özlem, tasarımlara da yansıyor. Aynı zamanda dönem dizileri ve moda endüstrisi de bu özlemi destekliyor.

    Konu 70’ler olunca Serif yazı tipleri de oldukça sık karşımıza çıkmaya başladı.  Bu yazı tipiyle birlikte kahverengi, portakal ve koyu yeşil gibi birçok ton renginin kullanıldığını görüyoruz. Artık daha fazla marka canlı renkler kullanıyor.

    2021-2022 Dijital tasarım trendleri
    2021-2022 Dijital tasarım trendleri

     

    Markalar artık daha çevreci 

    Pandemi ile birlikte çevreci markalara ilgi arttı ve 2020 IBM raporuna göre, tüketicilerin %57’si çevresel etkiyi azaltmak için satın alma alışkanlıklarını değiştirmeye istekli.

    Ek olarak, Pew Research , Amerikalıların %52’sinin iklim değişikliğiyle uğraşmanın en büyük öncelik olduğunu düşündüğünü ortaya koyan bir çalışma yürüttü. Sonuçlar üç yıl öncesine göre yüzde 14 puan daha yüksek.

    Çevreyle ilgili endişe arttıkça, tüketicinin doğal motiflere olan beğenisinin de artması oldukça muhtemel. Ayrıca, pandemi ile birlikte dünya çapındaki tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarının değişmesi, eve sipariş getiren uygulamaların ve e-ticaretin yükselişi elbette tasarım dünyasını etkiledi. Ayrıca birçok kişinin evlerini ev bitkileri gibi stresi azaltan dış mekan unsurlarıyla canlandırma arayışı ve şehirden uzak yeni bir yaşam kurması da  hem iş dünyasını hem de tasarımın geleceğini güçlü bir şekilde etkisi altına alacak. 

    zSpace sanal gerçeklik
    zSpace sanal gerçeklik

    Yeni normalimiz: Arttırılmış gerçeklik ve Sanal gerçeklik 

    Grafik tasarımın geleceği, artırılmış gerçeklik ve nihayetinde 3D baskı ile birleşerek yeni zirvelere yükselecek.

    Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik deneyimleri, insanların eğlence, eğitim veya mesleki amaçlarla deneyimin içine girmesine olanak tanır. Tasarımcılar, insanların katılması için bu dünyaları yaratmaktan sorumlu olacak. Aynı şekilde, artırılmış gerçeklik, tasarımcıların kendilerini masalarından ayırmalarına ve hareket halindeyken tasarım yapmalarına veya daha fazla gerçek dünya unsurlarını birleştirmelerine olanak tanıyacak.

    Ayrıca 3D baskı, tasarımcıları endüstri trendlerinden haberdar olmaya ve daha hızlı hareket etmeye zorlayacak.  Bu teknoloji kitleler tarafından kullanılabilir hale geldikçe, kaliteli tasarımlara olan ihtiyaç artacak. 

    Bu teknoloji merkezli yaklaşım, tasarımcıların bilgisayar destekli tasarıma olan güvenini artıracak, grafik tasarımı geleneksel araçlardan uzaklaştıracak ve daha fazlasını sanal dünyaya taşıyacaktır. Bu değişime, geleneksel tasarımcılar yerine daha niş profesyonel uzmanlar eşlik edecek.

    Owen Connel
    Owen Connel

     

    Sanal influencerların yükselişi

    Pandemi bütün dünyayı etkilediği için artık insanların eğilimleri de değişti. Lüks yaşam trendi ve pahalı kıyafetler daha az rağbet görüyor. Hastalık nedeniyle ülkeler arası seyahat de eskisi kadar popüler değil. Tam da bu noktada sanal influencerlar devreye giriyor! Birçok marka ile işbirliği yapıyor, binlerce kişi tarafından takip ediliyorlar. Oluşturdukları sanal karakter ile gerçek kişilerin yapamadıkları her şeyi yapıyorlar. Dünya artık sanal influencerlara güzel! 

     

    iPhone 13 Pro Sinematik mod profesyonel film yapımcılarına neler sunuyor?

    Apple’ın yeni iPhone 13 Pro akıllı telefonlarıyla ilgili en fazla öne çıkan özellik şüphesiz Sinematik mod oldu. Çünkü Apple bu özellik ile uzun zamandır ürünleri ile arzı endam ettiği profesyonel film stüdyolarındaki rolünü daha da büyütüyor. iPhone 13 Pro’lar ile gelen bu özellik, sinema dünyasının profesyonelleri tarafından raf odaklama veya odak çekme adı verilen bir teknikle video çekmeye imkan veren bir özelliği cebimize taşıyor. Dediğim gibi iPhone’ların sinema dünyası ile ilişkisi yeni değil. iPhone 5 serisinden beri kısa film yapımcılarından Hollywood yönetmenlerine kadar sinema dünyasından birçok isim Apple’ın telefonlarını kullanarak film çekiyor. Tabii iPhone 13 Pro Sinematik mod ile gelinen seviye bambaşka. Biraz daha detay vererek bu özelliğin neden profesyonellerin çok fazla ilgisini çekeceğine yakından bakalım. Bir kere Sinematik mod Dolby Vision HDR kayıt yapıyor. Bu yeteneğini A15 Bionic ve gelişmiş yapay öğrenme algoritmalarının kendisine verdiği desteğe borçlu. Bu modda çektiğiniz videoları iPhone’unuz otomatik odak değiştirmeler sayesinde etkileyici bir derinlik efektiyle kaydediyor. Oda değişikliklerini otomatik olarak uygulamanıza izin veren bu özellik çekimlerinize, muhteşem alan derinliği geçişleri yanında, makro videodan, hızlı çekime, ağır çekimden ve daha iyi loş ışık performanslarına kadar birçok yenilik getiriyor. Diğer yandan Sinematik mod saniyede 30 kare hızında 1080p çözünürlüğe sahip, bunu da not edelim.

    Sinematik modda video kaydetmek son derece kolay
    Sinematik modda video kaydetmek için kamera uygulamasını açıp Sinematik moda kaydırdıktan sonra ayar seçeneklerini görmek için yatay modda ok simgesine dokunuyorsunuz. Ardından Derinlik Denetimi düğmesine dokunup, alan derinliğini ayarlamak için kaydırıcıyı sürüklüyorsunuz. Telefoto’ya geçiş yapmak için 1x düğmesine dokunup, geniş kameraya geri dönmek için ise düğmeye tekrar dokunuyorsunuz. Pozlama düğmesine dokunduktan sonra videonuzu daha parlak veya daha koyu yapmak için kaydırıcıyı sürüklüyorsunuz. Flaş seçeneğinizi yaptıktan sonra kayıt düğmesine basıyorsunuz. İşte bu kadar kolay. Kayıt yaparken odağı değiştirmek için vizördeki bir süjeye dokunabilirsiniz. Bir süje üzerinde otomatik odak takibini ayarlamak için iki kez dokunmalısınız. Ayrıca odağı kameradan belirli bir mesafede kilitlemek için ekrana dokunup basılı tutabilirsiniz.

    Apple yeni videolarla Sinematik modun iletişimine devam ediyor
    Öte yandan Apple Sinematik modun yetenekleri göstermek için örnek videolar yayınlamaya devam ediyor. Son yayınlanan videoda Apple, büyük bütçeli bir bilimkurgu ve gerilim türü filmlerde kullanılan çok fazla sahneye uygun özel efektler gösteriyor, ancak tüm bu sahneler gerçekte iPhone 13 Pro’da kaydedildi. Özel efektler de bilgisayarlar kullanılarak oluşturulmadı. Örneğin bir sahnede görülen bulutlar yastık dolgusu kullanılarak oluşturulmuş. Hyperspeed’i göstermek için kullanılanlar gibi diğer efektler, su ve renkli ışıklar kullanılarak yapılmış.
    Büyük bir projeksiyon ekranında gösterilen videoda sahnenin daha gerçekçi görünmesi için bir oyuncunun kask ekranından yansıma kaydedilmiş. Ayrıca, iPhone 13 Pro’nun düşük ışıklı bir ortamda video çekme konusundaki gelişmiş yetenekleri de bu videoda ortaya çıkıyor. Dış Uzay ve diğer gezegenlerin görünümünü oluşturmak için, telefonun kamerası etrafına yerleştirildiğinde bu “gezegenlere” küresel bir görünüm kazandırmak için kubbelere slaytlar yansıtılmış.
    iPhone 13 Pro’nun tanıtımı için, Zero Dark Thirty gibi büyük bütçeli Hollywood baş yapıtlarında bulunan Oscar’lı yönetmen Kathryn Bigelow ve görüntü yönetmeni Greig Fraser ile anlaşan Apple geçtiğimiz haftalarda iPhone 13’ün film yapım aracı olarak öne çıkan özelliklerinin vurgulandığı Hollywood in Your Pocket isimli bir kampanyaya imza atmıştı. Hollywood filmlerinin set ortamlarının simüle edildiği bu çalışmada iPhone 13’ün tüm bu zor sahnelerin üstesinden gelebileceğine vurgu yapılmış ve yine iPhone 13 Pro Sinematik Mod’unun ışık ve optik performanslarına dair tüm yetenekleri ortaya konulmuştu. Apple’ın önümüzdeki günlerde de Sinematik Mod’u anlatan farklı videolarla karşımıza çıkmasını bekliyoruz. Dahası yakın zamanda sinema endüstrisinden de iPhone 13 Pro kullanılan filmlerin geleceğini tahmin etmek çok zor değil.
    iPhone 13 Pro piyasaya çıktığında hemen gidip yeni iPhone’lardan bir adet edinmiş ancak şu ana dek bu yenilikçi ürünleri sadece tatil fotoğraflarını çekmek için kullanmış olabilirsiniz. Ama cebinizde Hollywood filmi çekebilecek kadar sağlam bir teknoloji olduğunu bilmek bile bana kalırsa güzel bir his.

    Her Evde Olması Gereken Akıllı Teknolojiler

    Bundan yüzyıllar önce kim derdi ki: ‘Akıllı’ kelimesi gün gelecek, insanlar dışındaki cansız varlıklar için de kullanılacak. Teknolojinin gelişmesiyle hayatımızdaki en büyük değişikliklerden biri akıllı telefon oldu. 10 yıl öncesine kadar akıllı telefonlar zaruri bir ihtiyaçtan öte, “olmasa da olur” denebilecek düzeydeydi. Sadece “alo” diyebilecek sıradan bir tuşlu telefon da gayet iş görüyordu.

    Aslında sadece telefonlar değil, su kaynatmak için kullandığımız basit bir kettle bile akıllı hale gelmiş durumda. Bunlar ilk bakışta “ya olsa ne, olmasa ne?” dedirtmiyor değil, ama bir kullanmaya başlayınca da insan artık onsuz yapamıyor. Bu bağlamda, her evde olması gereken akıllı teknolojilerden bahsettik.

    Akıllı aydınlatma sistemi

    Özellikle üşengeç bir insansanız mutlaka evinize kurmanız gereken akıllı aydınlatmalar sayesinde, banyonuzdan yatak odanıza hatta balkonunuza varana kadar evinizdeki bütün lambaları oturduğunuz yerden telefonunuzla açıp kapatabiliyorsunuz.

    Daha da ileri gideyim derseniz; mobil cihazlardaki yapay zekâ destekli akıllı asistanlar sayesinde, gerçek anlamda kılınızı kıpırdatmadan ışıkları yine kapatabilir ve açabilirsiniz. Akıllı aydınlatma sistemlerinin avantajı bununla da bitmiyor. Lambanız destekliyorsa yine telefonunuz üzerinden ışığın rengini değiştirebilir, düzeyini de dilediğiniz şekilde ayarlayarak odanızın havasını farklılaştırabilirsiniz.

    Akıllı prizler

    “Prizin de akıllısı olur mu?” diye düşünüyorsanız, şimdiden cevap verelim: Evet, teknoloji alt tarafı elektrik ihtiyacımızı gidermemizi sağlayan prizleri bile akıllı hale getirmeyi başardı. Bunları listemize eklememizin en büyük sebebi ise: uzaktan açılıp kapatılabilmeleri. Özellikle çocuklu aileler için akıllı prizler gerçekten büyük önem taşıyor.

    Mobil cihazınıza yükleyeceğiniz bir uygulama üzerinden istediğiniz yerden kontrol edebileceğiniz prizleri örneğin gece yatarken devre dışı bırakabilirsiniz. Böylelikle küçük çocuğunuzun sizden habersiz prizlere elini sokup çarpılma ihtimalini tamamen ortadan kaldırmış olursunuz. Elbette ki kullanım amacını sadece bununla sınırlandırmayın. Evinizden ayrıldıktan sonra aklınıza düşen “acaba ütünün fişini çektim mi?” şüphesi akıllı prizler sayesinde kafanızdan tamamıyla silinecektir.

    Akıllı Mutfak Aletleri

    Her gün rutin olarak hepimiz mutfağa giriyoruz. Gerek kahve yapmak için, gerek fırına yemek vermek için, gerekse de bir şeyler kızartmak için. Bunları tek bir yerden kontrol edebileceğiniz söylense inanır mıydınız? 20 yıl önce belki kimse inanmazdı evet ama gerçek şu ki, günümüzde bu mümkün. Nesnelerin İnterneti (IoT) ekosistemi o kadar büyük ki, basit bir kahve makinesini bile içerisine alıyor.

    Evinizdeki Wi-Fi ağına bağlı olan fırının zamanlayıcısını, pişirme derecesini ve diğer ayarlarını telefonunuza yükleyeceğiniz mobil uygulamadan özelleştirebilir; o hazır olurken dilerseniz kahve makinenizi oturduğunuz yerden ilgili ayarlamaları yapıp çalıştırarak ve içeceğinizi de hazır hale getirebilirsiniz. Tabii cihazlarınız destekliyorsa, yapay zekâ ile çalışan asistanlar sayesinde tüm bunları sadece sesinizi kullanarak da yapabilirsiniz.

    Akıllı Güvenlik Sistemleri

    Söz konusu ev olunca, güvenlik kaçınılmaz bir gereksinim haline gelir. Özellikle de tekin bir muhitte yaşadığınızdan şüpheleriniz varsa. Evinize yerleştireceğiniz harekete duyarlı Wi-Fi kameraları kullanarak, odalarınızı telefonunuz üzerinden 7/24 izleyebilirsiniz. Üstelik illa evde olmanız gerekmiyor, uzakta olsanız da mobil uygulama yardımıyla kontrol sağlayabiliyorsunuz. Harekete duyarlı güvenlik kameraları düşük ışıkta bile ufak bir hareket algıladığında size bilgi veriyor ve uyarıyor.

    Tabii güvenlik deyince sadece kameralar değil, evin kapıları da işin içine giriyor. Kapının ve anahtarların bile akıllısı var. Yine telefonunuza yükleyeceğiniz bir mobil uygulama üzerinden, kapıyı açma izni olan anahtarları keyfinize göre seçebiliyorsunuz. İstediğiniz anahtarın iznini iptal ederken, parmak izi desteğini de aktifleştirerek ekstra koruma sağlama imkânı elde edebilirsiniz. Elbette birden fazla parmak izi ayarlayıp bunlar arasından dilediğinize izin vermeniz de mümkün.