Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 692

    AnTuTu, ekim ayının en iyi iOS cihazlarını duyurdu!

    Son dönemde akıllı telefon ve tablet sektöründe kullanıcıları heyecanlandıran yeni gelişmeler yaşandı. Özellikle Apple, eylül ayında piyasaya sürdüğü iPhone 13 serisi ile bu alandaki rekabeti bir hayli kızıştırırken, diğer taraftan yeni M1 çipli iPad modelleri ile de adından söz ettirmeyi başardı. Peki tüm bunları bir kefeye koyduğumuzda en güçlü iOS cihazı hangisi olabilir? Bu noktada AnTuTu, her ay olduğu gibi Android telefonların yanı sıra en iyi performans gösteren iOS cihazlarını kullanıcılarla paylaşıyor. İşte ekim ayının en iyi performans gösteren 10 iOS cihazı…

    Not: Sıralamada 1 ila 31 Ekim tarihleri arası baz alınmıştır. Buna ek olarak söz konusu puanlar AnTuTu V9 sürümüne dayanmaktadır.

    12.9 inç iPad Pro 5 zirvede yer alıyor

    Her ne kadar şirketin en yeni ve güçlü ürünleri iPhone 13 serisi olarak görülse de, ekim ayının en iyi performans gösteren iOS cihazları listesinde 1.244.767 puanla nisan ayında kullanıcıların beğenisine sunulan 12.9 inç M1 çipli iPad Pro 5 yer alıyor. İkinci sırada ise yine aynı aileden 1.167.302 puanla 11 inç M1 çipli iPad Pro 5 karşımıza çıkıyor.

    En çok merak edilen cihazların başında gelen iPhone 13 Pro Max, 843.813 puanla üçüncü sırada bulunuyor. İşte ekim ayının en iyi performans gösteren 10 iOS cihazı:

    1. iPad Pro 5 (12.9 inç) – 1.244.767 puan
    2. iPad Pro 5(11 inç) – 1.167.302 puan
    3. iPhone 13 Pro Max – 843.813 puan
    4. iPad Pro 3 (12.9 inç) – 838.702 puan
    5. iPhone 13 Pro – 837.856 puan
    6. iPhone 13 – 826.703 puan
    7. iPad Pro 4 (12.9 inç) – 826.231 puan
    8. iPad Pro 4 (11 inç) – 815.229 puan
    9. iPhone 13 mini – 806.920 puan
    10. iPad Pro 3 (11 inç) – 789.142 puan

     

    Influencerlar gerçekten etkili mi?

    Sosyal medya hayatımızın bir parçası haline geldikçe, influencer marketing de altın çağını yaşamaya başladı! İnsanlar, satın alma kararlarıyla ilgili tavsiyeler için en sevdikleri Instagram fenomenlerine, Twitter hesaplarına ve YouTuber’lara güveniyor.

    Influencer marketing nedir?

    Markalı içerik veya fenomenlerle çalışma olarak da bilinen Influencer pazarlama, markanızın sosyal medyadaki erişimini arttırmanın en kestirme yoludur. Influencer pazarlama ile; potansiyel müşterilerinize çok kısa sürede ulaşabilir, markanızla iletişim kurmalarını sağlayabilirsiniz.

    Influencer pazarlamacılar, dijital alanda kendilerine bir isim oluşturmuş ve bazen sadece hesap isimleriyle tanınan kişilerdir – başka bir deyişle, “Instagram ünlüleri” veya “YouTuber” olabilirler. Tiktokerları da unutmayalım! Artık pazarlama bütçelerinin hatırı sayılır bir kısmı da TikTokerlara gidiyor!

    Influencer pazarlamanın yükselişi 

    Trendler, toplumun ve güncel olayların bir yansımasıdır.  Son yıllarda bütün dünyadaki trendleri influencerlar belirliyor. Satın alma kararlarımız, ünlüler ve diğer yüksek profilli kişiler gibi popüler kişilerden de etkilenebilir. Bununla birlikte, günümüz toplumu sosyal medya ile çevriliyken, moda trendlerini neyin etkilediğine bakarken göz önünde bulundurulması gereken yeni bir faktör var; influencerlar!

    Tüketici davranışı üzerine yapılan araştırmalar; son birkaç yılda influencer pazarlamanın nasıl giderek daha popüler hale geldiğini ve günümüzde belirli bir sosyal medya pazarlaması türünü temsil ettiğini vurguluyor.

    Yapılan bir çalışmada; tüketicilerin %92’si influencerlara reklamlardan ve ünlülerden daha fazla güvendiklerini belirtti. ‘Influencer pazarlama’ teriminin son on yılda ortaya çıktığı göz önüne alındığında, oldukça önemli bir patlama yaşandı. Bunun en önemli nedenlerinden biri, tüketicilerin influencerları ünlülerden ziyade ürünlerle daha ilişkilendirilebilir olarak görmeleridir. Gençlerin tercihlerine bakıldığında, %60’ı ünlüler konusunda influencerların tavsiyelerine uyduklarını söyledi ve %70’i ayrıca influencerlara daha çok güvendiklerini söyledi. Sosyal medya aracılığıyla, onların günlük yaşamlarını takip edebiliyor ve etkileşime girebiliyorlar.

    Pandeminin yıldızları sosyal medya fenomenleri oldu

    Markaların %70’inden fazlasının geçtiğimiz yıl pazarlama stratejilerinin bir parçası olarak sosyal medya fenomenlerini kullandığı günümüzde, influencerların marka cirolarına etkisinin ne kadar büyük olduğunu tahmin edebilirsiniz.

    Influencer pazarlamasının COVID-19 nedeniyle azalabileceğine dair endişelere rağmen, beklenenin tam tersi oldu! Başta seyahat olmak üzere bazı sektörler pazarlamalarını yeniden yapılandırmak zorunda kalırken, diğer sektörler pazarlama modellerini COVID-19’a uyarlamayı başardı.

    2016’da 1,7 milyar dolardan etkileyici pazarlamanın 2020’de 9,7 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne sahip olacağı tahmin ediliyor. Bunun 2021’de 13,8 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

    Influencerların dijital pazarlamadaki etkileri

    Influencerlar, sosyal medya kullanıcılarını harekete geçmeleri için motive eder. Vloglar, kutu açılışı ve ürün incelemeleri en çok ilgi çeken içeriklerin en başında gelir. Örneğin soğuk havalar başladı ve doğalgaz kullanımına başladık. “Doğalgaz faturasını nasıl düşürebilirsiniz?” konusunda bir YouTube videosu ilginizi çekmez mi?

    Influencerlar, bir topluluğun parçası olmanızı sağlar . Her influencer, kendi içinde bir topluluğu temsil eder. Bu, influencerların ilgi alanları ile ilişkili kişiler tarafından takip edildiği ve bu kişilerin benzersiz bir güven bağı içinde endişeleri, sosyal hayatları ve ortak değerleri paylaştığı anlamına gelir.

    Influencerlar markaları deneyimleyerek, takipçileriyle deneyimlerini paylaşırlar. Bu sayede tüketicilerin satın alma kararlarını etkilerler.

    7/24 sağlık asistanınız; Asus VivoWatch SP akıllı saat

    0

    Pandemi hepimizin sağlık konusuna bakışını değiştirdi. Evlerde olduğumuz, kendimizle ve ailemizle daha fazla vakit geçirdiğimiz dönemlerde sağlığımızın kıymetini daha fazla anladık. Bu aydınlanma bence önceleri daha çok aksesuar olarak gördüğümüz sağlık ve spor odaklı bazı teknolojilerle ilgili düşüncelerimizi gözden geçirmemize neden oldu. Bunların başında da akıllı saatler geliyor. Giyilebilir teknoloji kategorisinin ilk akla gelen ürünü akıllı saatler son yıllarda birçok yenilikçi teknolojiyi bünyesine alarak adeta sağlık ve spor asistanlarına dönüştüler. Tabii pandemiye kadar bu özelliklerin çoğunu bilip de kullanmayanlar çoğunlukta idi. Bu alanda yenilikçi özelliklerle öne çıkan birçok ürün olsa da odağına sağlığı alarak kullanıcılara daha profesyonel veriler sunan ürünler titiz ve detaycı kullanıcılar tarafından daha fazla ilgi görüyor.

    Gelişmiş sensörleri ile gece gündüz sağlık takibi
    Bunlardan biri de 2019’da sunulan ama sahip olduğu sağlık teknolojileri sayesinde birçok kullanıcının ilgisini çekmeye devam eden Asus VivoWatch SP. Sağlıklı bir yaşam sürmenize ve form hedeflerinizi tutturmanıza yardımcı olmak için 7/24 sağlık ve form durumunuzu takip eden ve analizler sunan akıllı giyilebilir sağlık takip cihazı olan VivoWatch SP gelişmiş sensörleri ile öne çıkıyor. Örneğin sahip olduğu sensörler sayesinde EKG çekebiliyor. 20 saniyede stres seviyenizi ve tansiyonunuzu ölçüyor.
    VivoWatch SP’de yer alan elektrokardiyografi (ECG) ve fotopletismogram (PPG) sensörleri nabız dolaşım süresinin (PTT) yanı sıra gün içinde aktivite ve stres düzeylerini ölçerek sağlık durumunuzu daha iyi hale getirmeniz için çeşitli bilgiler sunuyor. Saati nabız dolaşım süresini belirli aralıklarla ölçmesi için ayarlayıp, sonuçları bildirim olarak alabiliyorsunuz. Böylece sağlık durumunuz hakkında kolayca bilgi sahibi oluyorsunuz. Cihaz ECG sensörüyle vücudunuzun sempatik ve parasempatik tepkilerini ölçüyor ve yalnızca bir dakika içinde Canlılık ve Sakinlik Endekslerini hesaplıyor. Canlılık Endeksi strese karşı dayanıklılığınızı gösterirken, Sakinlik Endeksi ise mevcut sakinlik veya stres düzeyinizi anlamanızı sağlıyor. Her iki değer birlikte Vücut Düzeni Endeksini hesaplamak için kullanılıyor. Bu endeks vücudunuzun genel stres tepkisini görebilmenizi sağlıyor.

    Kişiye özel uyku kalitesi analizi
    VivoWatch SP uyku süresini ve kalitesini takip ederek gece uykusundan en iyi şekilde yararlanmanıza yardımcı olacak bilgiler sunuyor. Arka planda nabzınızı izleyen VivoWatch SP, uykuya geçiş anınızı tespit edip otomatik olarak takibe başlıyor. Uykunun ne kadar derin ve dinlendirici olduğunu ölçmek için ise nabız oksijeni ve nabız ölçümlerinden yararlanıyor. Gece boyunca yapılan hareketler de uyku kalitesinin göstergesi olduğu için VivoWatch SP hareketlerinizi takip ediyor ve her gece bir yandan diğer yana kaç kere döndüğünüzü sayıyor. ASUS HealthAI teknolojisi yapılan ölçümlere, manuel kayıtlara ve kişisel alışkanlıklara göre kişiye özel sağlık önerileri de sunuyor.
    ASUS HealthConnect uygulaması kullanıcıların kan basıncı düzeylerini, nabızlarını, menstrüel döngülerini takip etmelerini, ilaç hatırlatıcısı ayarlamalarını ve aile veya doktorlarıyla sağlık verilerini paylaşmalarını sağlıyor. ASUS HealthConnect uygulamasına ilaç saatlerinizi girdiğinizde VivoWatch SP size ne zaman içmeniz gerektiğini hatırlatıyor. Böylece ilaçlarınızı hiçbir dozu kaçırmadan düzenli bir şekilde içebiliyorsunuz. ASUS HealthConnect uygulamasındaki ASUS HealthAI teknolojisi, yapılan ölçümler ve kişisel alışkanlıklara göre kişiye özel sağlık önerileri ve ipuçları sunuyor.
    Cihazın dahili GPS ve altimetre özelliği ile hız, mesafe, irtifa ve süre gibi verileri, aktivite haritalarını ve antrenmanları takip edebiliyorsunuz. Şık, kullanışlı ve dayanıklı saat hızla çıkarılabilir bir kordona ve yüzmeye uygun (5 ATM / 50 metre)tasarımı ile öne çıkan VivoWatch SP, 14 gün pil ömrü ile dikkat çekiyor. Su geçirmezliği sayesinde su sporlarına da yatkın olan akıllı saati, hızla çıkarılabilen standart saat kordonlarına uyumlu tasarımıyla kendi stilinize uygun hale getirebiliyorsunuz. Birçok etkileyici saat kadranı seçeneği de sunan VivoWatch SP, tamamen size özgü bir saat oluşturmanız için sayısız fırsat veriyor.
    Gelen aramaları ve mesajları telefonunuzu cebinizden veya çantanızdan çıkarmaya gerek kalmadan görüntülü ve titreşimli bildirimlerle alabileceğiniz VivoWatch SP ile seyahat sırasında rahatlık için ikinci bir saat dilimini ve yerel saatle arasındaki farkı da görüntüleyebiliyorsunuz.

    Kablosuz Klavye Seçilirken Dikkat Edilmesi Gerekenler

          Kablosuz klavye seçerken ürünler arasında farklılıkları, benzerlikleri, ek işlevleri ve en iyi  özellikleri önceden araştırmada yarar var.  Kablosuz klavyeler de teknolojik yeniliklere ayak uydurarak ek özellikler kazanmış ve daha işlevsel hale gelmiş durumda. Kablosuz Klavye Seçilirken Dikkat Edilmesi Gerekenler başlıklı yazımda, klavye alırken pazarın sunduğu kısmen kafa karıştırıcı  seçenekler yerine, basit şekilde nelere dikkat edilmesi gerektiğinden bahsedeceğim.

    Kullanım Amacına Karar Verme

          Kablosuz klavyeler arasındaki temel fark, kullanım amacıdır. Kablosuz klavyeyi bazıları, bilgisayarıyla kullanıp kablo kalabalığından kurtulmak, bazılar da akıllı cihazlarını yönetmek için  kullanır. Bütün kablosuz klavyeler genel kullanım için tasarlanmış olsa da, farklı amaçlar için yapılmış olanlar, şekil olarak da farklılıklar gösterir. Kablosuz klavyeler özellikle oyun oynayanlar tarafından daha fazla tercih edildiklerinden, gerek şekil ve gerekse de ergonomi açısından farklılıklar gösterir.  Oyun klavyesi seçmenin oldukça önemli olduğu günümüzde, klavyeler;  ekstra işlev, ek tuşlar, özel aydınlatmaların kullanılması yüzünden daha hantal ve farklı tuş ve bölüm grupları nedeniyle biraz kafa karıştırıcıdır. Bu tür klavyeler genel kullanım için pek önerilmez.

          Kablosuz klavyelerin en önemli avantajları arasında gelen, taşınabilirlik; kullanım alanlarını da genişletmiştir. Taşınabilir klavyeler kompakt, hafif ve genellikle de katlanabilir özelliğe sahiptir. Bu klavyelerin bir kısmında cihazın yan tarafında dokunmatik yüzeyler de bulunur.

          Bir kablosuz klavye seçmeden önce, hangi amaç için bir klavyeye ihtiyacınız olduğunu belirlemelisiniz. Verdiğiniz karar, yapacağınız aramaları ve modelleri azaltma bakımından oldukça yararlı olacaktır. Kablosuz Klavye Seçilirken Dikkat Edilmesi Gerekenler

    Kablosuz Bağlantı Türleri

          Kablosuz klavyelerde bağlantı türü, cihazdan memnun kalmanızda önemli rol oynayabilir. Tüm klavyeler, 2.4 GHz radyo frekansı (RF) bağlantısı veya Bluetooth kablosuz bağlantı ile birlikte gelir.  Cihazların kullandığı bağlantı türlerine göre artıları ve eksileri vardır. Bu bağlantı türlerinin hangisinin ihtiyacınıza uygun olduğuna karar vermeniz gerekir.

    • Bluetooth bağlantısı: Standart bir Bluetooth bağlantısı, kablosuz klavyeye bağlanmanın en kolay ve güvenilir yollarından birisidir. Bluetooth bağlantısı, özellikle birden fazla Bluetooth bağlantısının kurulduğu bir ortamda erişim sorunlarına neden olabilir. Bu tür bağlantı şeklinin ofislerde, kafelerde veya konferans salonlarında kullanılması bazen rahatsız edici olabilir.
    • 2.4 GHz radyo frekansı (RF) bağlantısı: Bluetooth’un aksine, 2.4GHz radyo frekansı (RF) bağlantısı, iki cihaz arasındaki bağlantıyı sağlayan küçük bir aparat olan  USB dongle ile birlikte gelir. Klavye ile bilgisayar ya da akıllı cihaz arasında iletişimi sağlayan USB dongle, daha güvenilir çalışmayı garanti edebilir. Bağlantı kopması veya klavyenin pilinin daha kısa sürede bitmesi gibi sorunlarla fazla karşılaşılmaz.  USB dongle, bilgisayarda ya da akıllı cihazda bir USB portu kullandığından, diğer işleriniz için boş port ihtiyacınız olduğunda veya kaybolması durumunda sorunlara neden olabilir.  Çoğu kablosuz klavye, sadece kendisi için özelleştirilmiş USB dongle kullandığından, kaybolduğunda klavye artık bir işe yaramaz.

    Kablosuz Klavyelerde Şarj Farklılıkları

          Kablosuz klavyeleri şarj etmenin iki farklı yolu vardır.  En yaygın olanı; USB kablosuyla klavyedeki bataryayı şarj etmektir. Bir diğer yöntem de AA veya AAA pilleri kullanmaktır. Kullanılan piller şarj edilebilir olmasına rağmen, klavyede USB bağlantı noktasının olmaması bazen sorun yaratabilir.

          Sonuç olarak, tercih edilecek kablosuz klavyenin hem Bluetooth hem de 2.4 GHz radyo frekansı (RF) bağlantıyı destekliyor olmasına dikkat etmekte yarar vardır.

          Kablosuz klavye modellerine bir göz atmak için bu linki kullanabilirsiniz.

          Twitter takip için @salihertugrul    YouTube kanalım 

     

    Ekim ayının en güçlü Android telefonları belli oldu!

    Akıllı telefon sektöründeki değişim hız kesmeden devam ediyor. Üreticiler, her geçen gün yeni modellerini kullanıcıların beğenisine sunarken, bu noktada akıllı telefonların donanım testlerini ve kıyaslamalarını gerçekleştiren AnTuTu gibi Benchmark uygulamaları da yeni listeleriyle karşımıza çıkmaya devam ediyor. Son olarak AnTuTu, ekim ayının küresel çapta en güçlü 10 telefonunu açıkladı.

    İşte ekim ayının en güçlü 10 telefonu

    AnTuTu’ya göre ekim ayının en güçlü akıllı telefonu, 858 bin 734 puanla Red Magic 6 Pro. Cihaz, 6.8 inç FHD+ çözünürlüklü 120 Hz tazeleme hızı sunan AMOLED panelle geliyor. Buna ek olarak Qualcomm Snapdragon 888 işlemcisinden güç alan akıllı telefon, 16 GB RAM ile kullanıcı karşısına çıkıyor. Oyun odaklı akıllı telefon, bu alanda en çok tercih edilen modellerin başında geliyor.

    Ön tarafta 8 Megapiksel çözünürlüğünde selfie kamerası yer alırken, arka tarafta 64 Megapiksel ana kamera, 8 Megapiksel ultra geniş açılı kamera ve 2 Megapiksel makro sensörün mevcut olduğu üçlü kamera kurulumu bulunuyor.

    Akıllı telefon, USB-C üzerinden şarj olabilen 120W hızlı şarj desteğine sahip 4.500 mAh’lik bataryadan besleniyor. Kutudan çıkar çıkmaz ise Android 11 tabanlı RedMagic OS 4.0 arayüzünü çalıştırıyor.

    Üst düzey özellikleriyle birinci sırada olması şaşırtamayan Red Magic 6 Pro’yu şu telefonlar takip ediyor:

    1. Red Magic 6 Pro – 858734 puan
    2. ROG Phone 5 – 821339 puan
    3. realme GT – 810510 puan
    4. iQOO 7 – 801238 puan
    5. OnePlus 9 Pro – 788258 puan
    6. Mi 11i – 782494 puan
    7. Asus Zenfone 8 Mini – 782463 puan
    8. Mi 11 Ultra – 780181 puan
    9. Galaxy S21 Ultra 5G – 774302 puan
    10. Sony Xperia 1 III 5G – 768303 puan

    Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu listede hangi telefonlar olmalıydı? Görüşlerinizi bekliyoruz.

    Espor akademisi ilk mezunlarını verdi

    Tüm dünyada yükselen bir değer olarak öne çıkan espor alanında, Türkiye’deki yetenekli gençleri keşfederek onları profesyonel kariyer yolculuğuna hazırlamak amacı ile kurulan “Supradyn Energy Gaming Academy” ilk mezunlarını verdi.

    Espor kariyeri yolculuklarının başından itibaren gençlerin yanında yer almayı hedefleyen Supradyn Energy, haziran ayında kurduğu “Supradyn Energy Gaming Academy’de, ilk dönem eğitimlerini tamamlayarak mezunlarını verdi. Supradyn Energy, bu eğitim projesi ile espor alanında kendine profesyonel bir yol çizmek isteyen genç bireyleri keşfetmeyi, desteklemeyi ve onlara profesyonel kariyer imkanı sunmayı amaçlıyor.

    Haziran ayında başlayan ve 13 binin üzerinde başvuru alan Supradyn Energy Gaming Academy’de, elemeler sonucunda 14 yetenekli oyuncu espor eğitimi almaya hak kazandı.  Öğrenciler 3 aylık eğitim maratonunda PUBG Mobile, CS:GO ve MOBA oyun kategorilerinde profesyonel koçlar eşliğinde espor eğitimleri aldılar. Oyun taktiklerinden stres kontrolüne, zaman yönetiminden takım iletişimine çok kapsamlı bir içeriğe sahip olan bu eğitimlere ayrıca esporun ayrılmaz bir parçası olan İngilizce dil eğitimleri de dahil edildi. Akademide yer alan gençlere haftalık 8, toplamda 96 saat İngilizce eğitimi verildi.

    Mezunlar, profesyonel espor takımlarının denemelerine katılacak 

    Eğitimlerini başarı ile tamamlayan 14 yetenekli mezun, Supradyn Energy’nin verdiği destekle, Türkiye’nin önde gelen espor takımlarının denemelerine katılarak profesyonel kariyerlerinde önemli bir adım daha atmış olacaklar.

    Uzayda günlük yaşam 16 Kasım’dan itibaren NASA Space Adventure Sergisi’nde

    0

    Uzaya ilk yolculuk 60 yıl önce başlamış olsa da astronotların günlük yaşamı hala en çok merak edilen konular arasında yer alıyor. Astronot ve kozmonotların uzay yolculuğuna tanıklık etmiş giysilerinin ve uzay yolculukları sırasındaki yemek menülerinin görülebileceği NASA Space Adventure sergisi 16 Kasım’dan itibaren Metropol İstanbul’da uzaydaki hayatı yakından inceleme fırsatı sunuyor.

    Bağımsız bir yaşam destek sırt çantası ile bir çift ayakkabı da içeren Apollo kıyafetleri, uzayda rahat hareket edebilmeyi sağlayan ilk kıyafetler oldu. Hayatta kalma paketi ve bir iletişim sistemi barındıran Space Shuttle ise astronotlar tarafından uzay yürüyüşleri için kullanılıyor. Rusya uzay giysisi üreticisi NPP “Zyezda” tarafından 1985 yılında geliştirilen Orlan Uzay giysisi, araç dışı aktivite sırasında, uzay giysisi giyen bir kişinin ürettiği ısıyı ortadan kaldırmak üzere tasarlandı. İçinde iletişimi sağlayan mikrofon ve kulaklıkların takıldığı kask ise astronotların aralarında iletişim kurmalarını sağlıyor.  Uzay ve astronot giysileri, kask orijinalleri ve bu giysilerle tanıklık edilen uzay hikayeleri 16 Kasım’dan itibaren NASA Space Adventure Sergisi’nde görülebilecek.

    Astronotlar uzayda ne yiyorlar?

    Astronotların yiyecekleri vakumlanmış paketlerde ve kuru olarak saklanıyor. Bu sayede uzun süre tazeliğini koruyan gıdalara gerektiğinde su ayrıca ekleniyor. 70’li yıllarda jöle ve tüp makarna gibi tatsız besinlerle beslenen astronotların menüleri 2000’li yıllara gelindiğinde genişletildi. 2012 yılında faaliyete geçen ALTEC (İtalyan havacılık şirketi) Mayıs-Kasım 2013 tarihleri arasında ISS’de gerçekleştirilen uzun süreli Volare görevi vesilesiyle yörüngede bir yemek sunmaya karar verdi. Zengin içerikli bu yemekten sonraki yıllarda astronotların menüleri daha keyifli hale getirildi.

    İtalyan dokunuşuyla renklenen yemeklerin yanı sıra kahve ve kapuçino ile doldurulmuş çikolata gibi atıştırmalıkları da içeren orijinal menülerin sergilendiği NASA Space Adventure, ziyaretçilerinin uzaydaki yaşamı resmetmesine yardımcı oluyor.

    Uzmanlar siber saldırılara karşı uyardı!

    0

    Siber saldırılar artık sadece bir hacker tarafından değil, organize siber saldırı çeteleri tarafından gerçekleştiriliyor.

    Akıllı cihazlar, bilgisayarlar ve elektronik cihaz kullanımları arttıkça siber güvenliğin öneminin de arttığını belirten uzmanlar, özellikle online alışverişlerde siber suçlara karşı sanal kredi kartı kullanılmasını ve alışveriş tamamlandığında limitin sıfırlanmasını tavsiye ediyor. Uzmanlar; banka, emniyet güçleri ve devlet kurumlarından kısa mesaj veya e-posta yoluyla şifre istenmediğini hatırlatarak bu tip tuzaklara karşı da tedbirli olunması gerektiğini ifade ediyor.

    Şifre istenen e-posta ve SMS’lere dikkat!

    Ne bir banka, ne emniyet güçleri, ne de bir kurum veya devlet organı kişilerin şifresini elektronik ortamda yollamasını istemez. Kişiler bu konuda bilinçlendirilirse büyük sorun çözülebilir. Bir bankanın veya bir devlet kurumunun web adresine girmek istendiğinde adresi tarayıcı kısmına herhangi bir yerden kopyalayıp yapıştırmadan olduğu gibi yazılmalı. Bir başka sitede veya yerde bu bankaya yönlendirdiği iddia edilen linkler geri planda kullanıcıyı zararlı sahte bir siteye yönlendirebilir. Sahte sitede gerçek kullanıcı ve şifresi yazıldığında bu bilgiler kötü amaçlı kişiler tarafından ele geçirilebilir.

    İşte siber güvenlik suçlarına karşı alınabilecek önlemler…

    – Bütün hesaplar için aynı şifre kullanılmamalı.

    – Alışverişlerde sanal kredi kartı kullanımı ve harcadıkça limiti azalan seçeneği tercih edilebilir.

    – Bilgisayarların işletim sistemi yamalarını içeren güncellemeleri temin etmek ve anti-virüs yazılımı kullanmak da siber saldırılara karşı güvenliği sağlayabilir.

    – Kişisel olarak alınabilecek önlemlerden biri de modemin fabrikasyon yönetim şifresini ve wi-fi şifresini değiştirmektir.

    – Akıllı mobil cihazlarda ve bilgisayarlarda kullanılmayan uygulamaları yüklememek veya bulundurmamak da tedbir olarak uygulanabilir.

    Bosch’tan çiplere yönelik artan talebe 400 milyon euro’luk yanıt

    Bosch, 2022’de yarı iletken fabrikalarına 400 milyon euro’dan fazla yatırım yapacak…

    Küresel çip sıkıntısı karşısında Bosch, sermaye harcamalarını artırıyor. Teknoloji ve hizmet tedarikçisi, Dresden’deki yeni yonga plakası fabrikasını açtıktan sadece birkaç hafta sonra, çip üretim tesislerine dokuz haneli bir yatırım daha duyurdu. Sadece 2022’de Bosch, Almanya’nın Dresden ve Reutlingen kentindeki yonga plakası fabrikalarını ve Penang, Malezya’daki yarı iletken operasyonlarını genişletmek için 400 milyon euro’dan fazla yatırım yapmayı planlıyor.

    Bosch Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Volkmar Denner, “Çiplere olan talep baş döndürücü bir hızla artmaya devam ediyor. Güncel gelişmeler ışığında, müşterilerimize mümkün olan en iyi desteği sağlayabilmek için yarı iletken üretimimizi sistematik olarak genişletiyoruz.” dedi. Sermaye harcamalarının büyük bir kısmı, Bosch’un 2022’de üretim kapasitesinin daha da hızlı artırılacağı Dresden’deki yeni 300 milimetrelik yonga plakası fabrikası için ayrıldı. Planlanan rakamın yaklaşık 50 milyon avrosu önümüzdeki yıl Stuttgart yakınlarında yer alan Reutlingen’deki yonga plakası fabrikasına harcanacak. Bosch, 2021’den 2023’e kadar burada ek temiz oda alanına toplam 150 milyon avro yatırım yapacak. Malezya, Penang’da Bosch, yarı iletkenler için sıfırdan bir test merkezi de inşa ediyor. 2023’ten itibaren merkez, bitmiş yarı iletken çipleri ve sensörleri test edecek. Denner, “Bu planlı yatırımlar, yarı iletkenlerin temel teknolojisi için kendi üretim kapasitemize sahip olmanın stratejik önemini bir kez daha gösteriyor.” dedi.

    Dresden’de daha hızlı artış, Reutlingen’de yeni temiz odalar

    Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Harald Kroeger, “Amacımız, Dresden’de çip üretimini planlanandan daha erken hızlandırmak ve aynı zamanda Reutlingen’deki temiz oda kapasitesini artırmak. Ürettiğimiz her bir ek çip, mevcut duruma yardımcı olacak.” Diye konuştu.

    Kullanıcıların akıllı telefon alırken neye dikkat ettiği belli oldu!

    Akıllı telefon tarafında her kullanıcıya seslenen cihazlar bulunuyor. Amiral gemisi telefonlar yüksek performans sunan premium özelliklerle dikkat çekerken akabinde orta segment dediğimiz telefonlar daha uygun fiyatı ‘standart’ özellikleri kullanıcıyla buluşturuyor. Her telefonun alıcısının farklı olduğu vurgulanırken öte yandan konu hakkında bir anket gerçekleştirildi. Bu ankette kullanıcıların akıllı telefon tercihleri ortaya çıktı.

    Kullanıcıların akıllı telefon tercihleri ne yönde oldu?

    Her geçen gün yepyeni özelliklerde onlarca telefon tanıtılıyor. Farklı kullanıcıların farklı ihtiyaçlarını hedef alan şirketler yüksek fiyattan uygun fiyata modellerle karşımıza çıkıyor. İşte bu noktada Android Authority  bir anket gerçekleştirdi. Ankette kullanıcılara yeni bir telefon alırken neye dikkat ettikleri soruldu.

    Telefondan hemen silinmesi gereken uygulamalar

    Ankete katılan binlerce kişi yüzde 33 oranında ‘harika kamera’dan yana oyunu kullandı. ‘Hızlı performans’ sunan telefonları tercih edenler ise yüzde 24 oranında ikinci sırada yer aldı. Bunları sırasıyla yüzde 12 ile ‘telefonun uzun süre güncelleme alması’ ve yüzde 10 ile ‘harika bir ekran’ takip etti. ‘Büyük bir pilden’ yana tercihini kullananlar ise yüzde 9 oranında kalırken, en az tercih edilenler yüzde 1 ile ‘suya karşı dayanıklılık’ ve yüzde 2 oranında ‘hızlı şarj’ özelliği oldu.

    Akıllı telefon tercihlerinde uzun yıllardır etkili olan ‘kamera’ performansı 2021 yılının sonuna gelirken yine liderliği üstlendi. Yani kullanıcılar halen bir telefon satın alırken kamerasının çok iyi bir performans sunmasını bekliyor ve tercih ediyor.

    Milyonlarca kişi kandırıldı: WhatsApp’tan kritik uyarı!